• Sonuç bulunamadı

EFFICIENCY OF THE LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN IN TREATMENT OF DEEP VEIN THROMBOSIS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EFFICIENCY OF THE LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN IN TREATMENT OF DEEP VEIN THROMBOSIS"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DER‹N VE TROMBOZU TEDAV‹S‹NDE DÜfiÜK MOLEKÜL A⁄IRLIKLI

HEPAR‹N‹N ETK‹NL‹⁄‹

EFFICIENCY OF THE LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN IN

TREATMENT OF DEEP VEIN THROMBOSIS

U¤ursay KIZILTEPE, Levent OKTAR, Göksel ERGÜL, ‹lkar GEL‹fiEN

Dr. Muhittin Ülker Acil Yard›m ve Travma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Klini¤i, ANKARA

Özet

Amaç: Bu çal›flma ile akut derin ven trombozunun tedavisinde düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m›n›n standart heparin kullan›m› ile güvenilirlik ve etkinlinlik aç›s›ndan k›yaslanmas› amaçland›.

Yöntem: Semptomatik derin ven trombozu olan 68 hasta doppler USG ile tan› konulmas›n› takiben akut dönemde, hastalar›n a¤›rl›klar›na göre, subkutan sabit doz düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (Grup 1, n=40) veya aPTT de¤erlerine göre doz ayarlamas› yap›larak intravenöz standart heparin kullan›lan (Grup 2, n=28) iki gruba ayr›larak, geriye dönük olarak incelendi. Hastalara efl zamanl› olarak coumadin ile oral antikoagülan tedavi baflland› ve 12 hafta boyunca devam edildi. Hastalar bir y›l boyunca, klinik bulgular›nda ve doppler USG lerindeki de¤ifliklikler aç›s›ndan takip edildiler.

Bulgular: Standart heparin uygulanan hastalarda hastanede yat›fl s›ras›nda daha s›k kanama komplikasyonu geliflti (p=0.03). Her iki gruptan 2 fler hastada tekrarlayan derin ven trombozu saptand› (p>0.05). Uzun dönemde Grup 1 de 2, Grup 2 de 1 hastada kullan›lan oral antikoagülana ba¤l› major kanama izlendi (p>0.05). Hastanede mortalite geliflmezken, 1 y›ll›k takip döneminde Grup 1 den 3, Grup 2 den 2 hasta kaybedildi. Uzun dönemdeki doppler USG bulgular›nda ulafl›lan INR düzeyinin etkili oldu¤u izlenirken, gruplar aras›nda farkl›l›k izlenmedi.

Sonuç: Fiks doz, subkutan düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m› derin ven trombozunun bafllang›ç tedavisinde intravenöz standart heparin infüzyonu ile eflde¤er etkinliktedir. Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin ile akut dönemde major kanama riski daha düflüktür. Uzun dönemde derin ven trombozuna ba¤l› komplikasyonlar›n›n önlenmesi amac›yla yeterli oral antikoagülasyona ulafl›lmas› büyük önem tafl›r. (Damar Cerrahi Dergisi 2003;12(3): 15-20)

Anahtar Kelimeler: Derin ven trombozu, heparin, doppler ultrasonografi

Summary

Purpose: In this study our goal was comparison of low molecular weight heparin and standart heparin usage with regard to safety and efficiency in the treatment of acute deep vein thrombosis .

Methods: Sixty-eight patients with symptoms of deep vein thrombosis and diagnosed with doppler USG who underwent anticoagulation with either subcutaneous fixed dose low molecular weight heparin (Group 1, n=40) or standart unfractionated heparin infusion (Group 2, n=28) were investigated retrospectively. Oral anticoagulation with coumadin was started following admitting to hospital and continued for 12 weeks. Patients were followed for one year with regard to physical and doppler ultrasonographic findings.

Results: Patients who received standart heparin experienced major bleeding complications more frequently during hospital stay (p=0.03). Two patients in both groups had recurrent deep vein thrombosis during follow up period (p>0.05). In long term, 2 patients in group 1 and 1 patient in group 2 had oral anticoagulant related bleeding (p>0.05). Although there was no hospital mortality, during 1 year follow up period, 3 patients in group 1 and 2 patients in group 2 died. Although no differences between groups was observed, long term doppler ultrasonographic findings revealed effects of INR levels over recanalization rate.

Conclusion: For the initial treatment of deep vein thrombosis, fixed dose, subcutaneous low molecular weight heparin usage is equally effective with intravenous standart heparin infusion. Incidence of major bleeding with low molecular heparin usage is lower than standart heparin infusion. In long term, adequacy of anticoagulation is crucial for the prevention of deep vein thrombosis related complications. (Turkish J Vasc Surg 2003;12(3): 15-20)

Key Words: Deep vein thrombosis, heparin, doppler ultrasonography Yaz›flma Adresi:

Op. Dr. U¤ursay K›z›ltepe

Nak›fl Sok. 8/14 Dikmen Ankara 06460 e-posta: ukiziltepe@ttnet.net.tr

(2)

lt ekstremite derin venlerinin trombozu, gerek oluflturdu¤u kal›c› morbidite gerekse sebep olabildi¤i komplikasyonlar nedeniyle tafl›d›¤› yüksek mortalite riski nedeniyle önem tafl›yan bir patolojidir. Her y›l her 1000 kifliden 2-4 ünde semptomatik derin ven trombozu veya pulmoner emboli nedeniyle antikoagülan tedavi uygulanmas› gerekti¤i bildirilmifltir(1)

. Derin ven trombozuna klasik yaklafl›m, pulmoner emboliye ba¤l› ölümlerin önlenmesi, akut geliflen olaylara ba¤l› morbiditenin azalt›lmas› ve tekrarlamalar›n en aza indirilmesidir.

Yak›n zamana kadar, derin ven trombozunun standart tedavisi hastalar›n hastaneye yat›r›lmas›n› takiben, 5-10 gün süre ile intravenöz standart heparin (fraksiyone olmayan) infüzyonu ve sonras›nda en az 3 ay boyunca oral antikoagülan tedavi uygulanmas› fleklindeydi(2)

. Yap›lan çeflitli randomize çal›flmalar, derin ven trombozunun tekrarlamas› ve bahsedilen komplikasyonlar›n›n önlenmesinde, bafllang›çta uygulanan heparin tedavisinin yeterlili¤i ve tedavi edici antikoagülasyon düzeyine en k›sa zamanda ulafl›lmas›n›n önemini a盤a ç›karm›flt›r(3, 4)

. Proksimal derin bacak venlerinin tutuldu¤u ve yetersiz antikoagülan tedavi uygulanan hastalarda tekrarlayan venöz tromboembolizm s›kl›¤› %50 ye ulaflmaktad›r. Bu çal›flmada alt ekstremite derin ven trombozu olan hastalar›n tedavilerinde standart heparin ile alternatif olarak kullan›m› önerilen düflük molekül a¤›rl›kl› heparinin güvenilirli¤i ve etkinli¤i karfl›laflt›r›ld›. Ayr›ca ayn› hastalarda uzun dönemde uygulanan oral antikoagülan tedavinin etkinli¤i ve sonuçlar› incelendi.

HASTALAR VE YÖNTEM:

Çal›flma Hastalar›:

Nisan 1997 ile Nisan 2003 tarihleri aras›nda klini¤imize baflvuran, akut dönemde, semptomatik alt ekstremite derin ven trombozu olan ve antitrombotik tedaviye ihtiyaç duyan 68 hasta retrospektif olarak incelendi. Bacakta a¤r›, sertleflme ve flifllik gibi semptomlar› nedeni ile derin ven trombozu oldu¤undan flüphelenilen hastalara alt ekstremite

venöz renkli doppler ultrasonografi uygulanarak tan› konuldu. Bu kriterleri tafl›makla birlikte, antikoagülasyonun kontrendike oldu¤u, trombolitik tedavi planlananlar, son 14 gün içinde gastrointestinal kanama geçirenler, son 3 günde anestezi gerektiren bir cerrahi müdahale geçirenler, son 10 gün içinde inme geçirenler, trombosit say›s› 100.000 in alt›nda olanlar, 35 kg. dan daha az kilolu olanlar, 18 yafl alt›ndakiler, hamile olanlar ve yaflad›¤› yer itibariyle taburculuk sonras› takip edilmesinin zor oldu¤u hastalar çal›flmaya dahil edilmediler.

Tedavi Protokolü:

Klini¤imize bahsedilen semptomlarla baflvuran hastalarda yap›lan renkli doppler USG ile alt ekstremite venöz sisteminin incelenmesini ve tromboze venlerin saptanmas› sonras› hastalar hastaneye yat›r›larak, bafllang›ç tedavisi amac›yla düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (Grup 1) ya da standart heparin ( Grup 2) kullan›lan 2 gruba ayr›ld›lar. Grup 1 hastalar›nda, düflük molekül a¤›rl›kl› heparin olarak Nadroparin, subkutan, vucut a¤›rl›¤› 50 kg a kadar olan hastalarda 2X0.4 mL (3800 IU AXa), 50 - 60 kg aras›ndaki hastalarda 2X0.5 mL (4750 IU AXa), 60 - 70 kg aras› hastalara 2X0.6 mL (5700 IU AXa), 70 - 80 kg aras›ndakilere 2X0.7 mL (6650 IU AXa), 80 - 90 kg aras›ndakilere 2X0.8 mL (7600 AXa), 90 - 100 kg aras›ndakilere 2X0.9 mL (8550 AXa) fleklinde fiks dozda kullan›ld›. Grup 2 deki hastalar, standart heparin 5000 U intravenöz bolus, 1250 U/saat intravenöz infüzyon ile devam edildi. Bu infüzyon, aPTT 60-85 sn ya da bafllang›ç de¤erinin 1.5-2.5 kat›na ulaflacak flekilde titre edildi. Bu testler her gün tekrarland›. Grup 1 deki hastalarda bu testler sadece haftada 1 kez uyguland›. Oral antikoagülasyon amac›yla Coumadin, tedavinin 1. veya 2. gününde baflland› ve toplam 12 hafta boyunca devam edildi. Bu tedavi boyunca INR düzeyi 1.8-2.5 aras›nda tutulacak flekilde ilaç dozu ayarland›. Hastalar taburcu edildikden sonra da yak›n takip alt›nda tutuldular. Bu takip s›ras›nda venöz tromboemboli ve geliflebilecek major komplikasyonlar (kanama, tekrarlayan derin

(3)

ven trombozu, pulmoner embolizm vb.) aç›s›ndan hastalar de¤erlendirildiler. Bu komplikasyonlar›n geliflmifl olabilece¤ine dair semptomu olan hastalar tekrar gerekli testler uygulanarak incelendiler. Hastalarda INR ölçümleri yan›nda belli aral›klarla tam kan ve aPTT ölçümleri de yap›ld›.

Klinik Sonuçlar›n De¤erlendirilmesi:

Bu çal›flmada, kanama, klinik olarak belirgin ve Hb düzeyinde en az 2 gr l›k bir azalmaya yol açan ya da 2 yada daha fazla eritrosit süspansiyonu transfüzyonunu gerektiren, intrakranial ya da retroperitoneal, veya tedavinin tamamen durdurulmas›n› gerektirecek kadar fliddetli ise major kanama olarak kabul edildi. Renkli doppler USG de popliteal, yüzeyel femoral, ana femoral, veya iliyak venlerdeki derin ven trombozlar› proximal, bald›rda yerleflik trombüsler (posteriyor tibial, gastroknemius, soleil, peroneal ve anterior tibial venler) ise distal derin ven trombozu olarak kabul edildiler. Bu incelemelerde, spontan ve augmente ak›m, intraluminal ekojenik materyal, parsiyel veya

total kompresibilite kayb›, tromboze vendeki dilatasyon varl›¤› araflt›r›ld›. Hastalar›n uygulanan antikoagülan tedavi sonras› kontrol amac›yla yap›lan venöz doppler ultrasonografilerinde var olan lezyonlar›n›n seyri, rekanalizasyon varl›¤› yada progresyon geliflimi araflt›r›ld›. Semptomlar› itibariyle pulmoner emboli düflünülen hastalarda ventilasyon perfüzyon sintigrafisi ile tan› konuldu.

‹statistiki Analiz:

Gruplar aras›nda tedaviye geliflen yan›tlar aras›ndaki farkl›l›klar›n analizi için Fisher Exact ve ki-kare (2 tarafl›) testleri kullan›ld›. 0.05 den küçük p de¤erleri istatistiki olarak anlaml› kabul edildi. Devaml›l›k gösteren de¤iflkenlerin analizinde Student’s t testi kullan›ld›.

BULGULAR:

Çal›flmaya dahil edilen hastalar›n ilk baflvuru s›ras›ndaki karakteristik özellikleri benzerlik gösteriyordu (Tablo 1). Hastalara uygulanan bafllang›ç

Tablo 1: Çal›flmaya dahil edilen hastalar›n ilk baflvuru s›ras›ndaki karakteristikleri.

Grup 1 (n:40) Grup 2 (n:28) p de¤eri

Ortalama Yafl (y›l) 59.4±17.2 61.6±16.6 p>0.05

Erkek Cinsiyet 19 (%47) 15 (%53) p>0.05

Geçirilmifl derin ven trombozu 8 (%20) 5 (%18) p>0.05

Son 3 ayda cerrahi 26 (%65) 18 (%64) p>0.05

Bilinen Kanser 2 (%5) 1 (%3) p>0.05

Son 3 ayda yatak istirahati 19 (%47) 11 (%39) p>0.05

Hastaneye baflvuru zaman› (gün) 4±6 3.5±5.8 p>0.05

Efllik eden Pulmoner Emboli 3 (%7.5) 2 (%7.1) p>0.05

Lokalizasyon Distal 23 (%57.5) 13 (%46) p>0.05 Proksimal 11 (%27.5) 10 (%36) p>0.05 Total 6 (%15) 5 (%18) p>0.05 Oklüzyonun derecesi ‹nkomplet 14 (%35) 10 (%36) p>0.05 Komplet 26 (%65) 18 (%64) p>0.05

Grup 1: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin uygulanan grup Grup 2: Standart heparin uygulanan grup

(4)

tedavisi, hastanede yat›fl ve daha sonraki oral antikoagülasyon ile ilgili veriler Tablo 2 de özetlenmifltir. Hastalar›n klini¤imize ilk baflvurular› s›ras›nda yap›lan renkli venöz doppler USG bulgular› k›yasland›¤›nda gruplar aras›nda belirgin fark yoktu (Tablo 1). Her iki gruptaki hastalarda, bafllang›çtaki heparin tedavisi yaklafl›k 6 gün sürdürüldü. Her iki grupta oral antikoagülasyon ile INR düzeyleri birbirlerine benzer sürelerde terapötik düzeye ulaflt›. Taburculuk s›ras›nda, grup 1 de daha fazla hastada terapötik INR düzeylerine(1.8-2.5)

ulafl›lm›flt› (p:0.01). Ortalama hastanede yat›fl süreleri, Grup 2 deki hastalar›n terapötik aPTT düzeylerine ulafl›lmas›nda yaflan›lan güçlükler nedeniyle, istatistiki fark oluflturmamakla birlikte daha uzundu (9.4±7.8 e karfl› 6.4±7.1, p=0.06). Hastalar›n tamam›nda tedavinin 3. -4. gününden itibaren semptomlarda gerileme bafllad›. Hiç bir hastada hastanede yat›fl sürecinde mortalite görülmedi. Uygulanan tedavi ve takip protokolüne uyum oran› yüksekti ve tüm hastalar taburcu olmalar› sonras› takip edilebildiler. Bu takip s›ras›nda Grup 1 deki 3 hasta (2 hasta malignite, 1 hasta akut MI) ve Grup 2 de 2 hasta (1 malignite, 1 hasta inme) kaybedildiler (Tablo 3).

Hastalara uygulanan antikoagülan tedavi sürecinde geliflen komplikasyonlar aç›s›ndan her iki grup benzerlik gösteriyordu (Tablo 3). Benzer flekilde uzun dönemde kronik venöz yetmezlik geliflimi aç›s›ndan gruplar aras›nda belirgin farkl›l›k yoktu (Tablo 3).

Hastalar›n tedaviye bafllanmas›ndan sonra 1. y›ldaki yap›lan renkli doppler USG lerinde, grup 1 deki hastalarda tam rekanalizasyon oran› %61 iken grup 2 deki hastalarda ayn› oran %55 idi (p>0.05). Rekanalizasyon s›kl›¤›n›n, trombozun geliflti¤i venöz segment ile iliflkili olmad›¤› izlendi. Her iki grupta da hastalar uzun dönemde terapötik INR düzeylerine ulafl›p ulaflmamalar› aç›s›ndan alt gruplara ayr›ld›klar›nda, Grup 1 de INR düzeyi 1.8-.2.5 aras›nda olan hastalarda rekanalizasyon oran› %75 (15/20) iken INR düzeyi 1.8 in alt›nda olan hastalarda %50 (3/6) idi (p>0.05). Grup 2 de ise ayn› oranlar % 57 (8/14) ve % 33.3 (2/6) idi (p>0.05). Rekanalizasyon oranlar› gruplar aras›nda k›yasland›¤›nda da istatistiki fark yoktu.

TARTIfiMA

Standart heparinin ortalama molekül a¤›rl›¤› 12000-16000 dalton aras›ndayken son zamanlarda giderek yayg›nlaflan düflük molekül a¤›rl›kl›, fraksiyone heparin preperatlar›n›n molekül a¤›rl›klar› 4000-5000 dalton aras›ndad›r (5). Frydman ve ark. yapt›klar› farmakokinetik çal›flmalarda subkutan uygulanan düflük molekül a¤›rl›kl› heparinin bioyararlan›m›n›n çok yüksek oldu¤u ve yar› ömrünün de standart heparinden daha uzun oldu¤u göstermifllerdir (6). Holmer ve ark. tavflanlarda yapt›klar› çal›flmalarda düflük molekül a¤›rl›kl› heparin fraksiyonlar›n›n antitrombotik etkinli¤inin standart heparine eflde¤er ya

Tablo 2: Bafllang›ç heparin tedavisi, hastanede yat›fl ve oral antikoagülan tedavisi ile ilgili veriler.

Grup 1 (n=40) Grup 2 (n=28) p de¤eri

Bafllang›ç tedavi süresi 6.3±2.4 5.8±2.1 p>0.05

Bafllang›ç Heparin Tedavisi S›ras›nda Major Kanama 0 3 0.03

Hastanede Mortalite 0 0 -Hastanede kal›fl (gün) 6.4±7.1 9.4±7.8 0.06 Taburculuk öncesi INR < 1.8 6 4 p>0.05 INR :1.8-2.5 32 14 0.01 INR > 2.5 2 -

-Grup 1: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin uygulanan grup Grup 2: Standart heparin uygulanan grup

(5)

da daha fazla oldu¤u ve buna ek olarak daha az hemorajik komplikasyonlara neden oldu¤unu izlemifllerdir (7)

. Çeflitli klinik çal›flmalarda, derin ven trombozu nedeniyle hastaneye yat›r›lm›fl hastalarda düflük molekül a¤›rl›kl› heparinin, hastalar›n sadece a¤›rl›klar›na göre doz ayarlamas› yap›larak kullan›lmas›n›n en az standart heparin kadar etkili ve güvenilir olabilece¤i bildirilmifltir(8)

. Hatta, yap›lan çeflitli meta-analizlerde standart heparine k›yasla düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m› ile tekrarlayan venöz tromboemboli riskinde %50 ye varan bir azalma olabilece¤i gösterilmifltir(9)

.

Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m›n›n çeflitli pratik avantajlar› vard›r. Laboratuvar monitörizasyonu ve infüzyon gerektirmemesi nedeniyle hastalar erken taburcu edilebilir, hatta teorik olarak tedavinin tamam› evde yap›labilir(5)

. Hastanede yat›r›lan hastalarda ise intravenöz katetere ihtiyaç duyulmamas› aç›s›ndan avantajl›d›r.

Bizim çal›flmam›zda da monitörizasyon yap›lmaks›z›n subkutan düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m›n›n venöz tromboz ile baflvuran hastalarda etkili ve güvenli oldu¤u gösterilmifltir. Düflük molekül a¤›rl›kl›

heparin kullan›lan hastalarda klinik düzelmenin standart heparin kullan›lan hastalarla benzer seyretmesi, rekürran derin ven trombozu s›kl›¤›n›n daha fazla olmamas›, bu hastalarda hiç bir major kanama episodunun görülmemesi, erken ve geç dönemde yap›lan renkli doppler ultrasonografik incelemelerde benzer rekanalizasyon oranlar› izlenmesi bu tedavi seçene¤inin daha düflük riskle en az standart heparin kadar etkin oldu¤unu göstermektedir. Takibe ald›¤›m›z ancak bu çal›flmaya dahil edilmeyen 4 hasta hastaneye yat›r›lmadan, baflar›l› bir flekilde takip ve tedavi edilmifllerdir. Derin ven trombozu özellikle gebelik ve oral kontraseptif kullan›m› s›ras›nda, çeflitli major cerrahi uygulamalar sonras›nda ve kanserli hastalarda s›kl›kla görülmektedir(10-12)

. Literatürle uyumlu olarak bizim çal›flma grubumuzda da kanserli hastalarda rekürrens oldukça s›k izlenmifltir. Bu hasta grubunda erken ve geç dönemde uygulanacak olan antikoagülan tedavi düzeyinin daha yüksek tutulmas› faydal› olabilir(8, 9, 13)

. Derin ven trombozunun uzun dönem klinik sonuçlar›n› etkileyen faktörler tam olarak anlafl›lamam›flt›r. Akut derin ven trombozu geliflen

Tablo 3: Tedaviye bafllanmas› sonras› 1. y›ldaki tekrarlayan venöz tromboemboli, major kanama

ve ölüm oranlar› ve renkli venöz doppler USG sonuçlar›

Grup 1 (40) Grup 2 (28) p de¤eri

Tekrarlayan Derin Ven Trombozu 2 (%5) 2 (%7.1) p>0.05

INR < 1.8 - - p>0.05 INR :1.8-2.5 2 2 p>0.05 Major Kanama 2 (%5) 1 (%3.5) p>0.05 INR < 1.8 1 1 p>0.05 INR :1.8-2.5 1 - -Doppler Bulgusu K›smi Rekanalizasyon 6/26 (%23) 5/18 (%27) p>0.05 Tam Rekanalizasyon 16/26 (%61) 10/18 (%55) p>0.05 De¤ifliklik yok 3/40 (%7.5) 6/28 (%21) p>0.05 Progresyon - 2/16 (%7) -Posttrombotik Sendrom 6/40 (%15) 5/28 (%17) p>0.05 1 y›ll›k mortalite 3 (%7.5) 2 (%7.1) p>0.05

Grup 1: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin uygulanan grup Grup 2: Standart heparin uygulanan grup

(6)

hastalar›n tan›dan 3-13 y›l sonras›nda hastalar›n %30-80 inde posttrombotik sendrom geliflmektedir(14)

. Posttrombotik sendrom sonras› kronik venöz yetmezlik geliflimi rezidüel venöz obstrüksiyon ve kapak yetmezli¤ine ba¤l› reflü ile iliflkilidir. Derin ven trombozlar›n›n %50-80 i tan›dan sonraki 6-12 ay içinde p›ht› lizisi ve retraksiyonu ile rekanalize olmaktad›r(4, 15)

. Halen akut derin ven trombozu sonras› hangi hastalar›n tam olarak rekanalize olaca¤›n›, hangi hastalarda posttrombotik sendrom geliflece¤ini tam olarak tahmin etmek mümkün de¤ildir. Önemli miktarda hastada, trombüsde de¤ifliklik olmamakta veya sadece parsiyel rezolüsyon geliflmektedir. Caprini ve ark. renkli venöz doppler ultrasonografi incelemelerinin özetlendi¤i çal›flmalar›nda 1 y›lda vakalar›n %68 inde komplet rekanalizasyon geliflti¤i, major de¤iflikliklerin ilk 3 ayda yap›lan incelemelerde izlendi¤i bildirilmifltir(4)

. Lümeni tam t›kayan trombüsü olan hastalar›n %62 sinde ve tam olarak t›kamayanlar›n %11 inde (p:0.003) venöz trombozun kronikleflti¤i bildirilmifltir. INR düzeyleri istenen seviye ulaflan hastalar›n %6 s›nda kronik venöz tromboz geliflirken, düzeyleri subterapötik olanlar›n 2/3 ünde kronik venöz tromboz izlenmifltir. Ayn› çal›flmada derin ven trombozunun lokalizasyonu ile gelecekte geliflecek olan kronik venöz yetmezlik aras›nda bir korelasyon bulunamam›flt›r(4)

. Bizim çal›flmam›zda da tam rekanalizasyonun görüldü¤ü hastalardaki ortalama INR düzeylerinin daha yüksek oldu¤u saptanm›flt›r.

Sonuç olarak, fiks doz, subkutan düflük molekül a¤›rl›kl› heparin kullan›m› derin ven trombozunun bafllang›ç tedavisinde intravenöz standart heparin infüzyonu ile eflde¤er etkinliktedir. Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin ile akut dönemde major kanama riski daha düflüktür. Bafllang›çta uygulanan tedavi fleklinin uzun dönemdeki doppler USG bulgularna belirgin bir etkisi yoktur. Uzun dönemde derin ven trombozuna ba¤l› komplikasyonlar›n önlenmesi amac›yla yeterli oral antikoagülasyona ulafl›lmas› büyük önem tafl›r.

KAYNAKLAR:

1. van Beek EJR, Büller HR, ten Cate JW. Epidemiology of venous thromboembolism. Editörler: Tooke JE, Lowe GD. A textbook of vascular medicine. Londra: Arnold, 1996:471-88. 2. Clark S. Current issues in management of thrombosis. Lancet

1995;346:113-4.

3. Hull RD, Raskob GE, Hirsh J ve ark. Continuous intravenous heparin compared with intermittent subcutaneous heparin in the initial treatment of proximal vein thrombosis. N Engl J Med 1986;315:1109-14.

4. Caprini JA, Arcelus JI, Reyna JJ ve ark. Deep vein thrombosis outcome and the level of oral anticoagulation therapy. J Vasc Surg 1999;30:805-12.

5. Verstraete M. Pharmacotherapeutic aspects of unfractionated and low molecular weight heparin. Drugs 1990;40:498-530. 6. Frydman AM, Bara L, Le Roux Y, WolerM, Chauliac F,

Samama MM. The antithrombotic activity and pharmacokinetics of enoxaparine, a low molecular weight heparin, in humans given single subcutaneous doses of 20 - 80 mg. J Clin Pharmacol 1988;28:609-18.

7. Holmer E, Mattsson C, Nilsson S. Anticoagulant and antithrombotic effects of heparin and low molecular weight heparin fragments in rabbits. Thromb Res 1982;25:475-85. 8. Hull RD, Raskob GE, Pineo GF ve ark. Subcutaneous low

molecular weight heparin compared with continuous intravenous heparin in the treatment of proximal vein thrombosis. N Engl J Med 1992;326:975-82.

9. Siragusa S, Cosmi B, Piovella F, Hirsh J, Ginsberg JS. Low molecular weight heparins and unfractionated heparin in the treatment of patients with acute venous thromboembolism: Results of a meta analysis. Am J Med 1996;100:269-77. 10. Özyaz›c›o¤lu A, Da¤ Ö, Yekeler ‹ ve ark. Derin venöz

trombozlarda tedavi uygulamalar›m›z. T Gö¤ Kalp Dam Cer Derg , 2000,8(3):715-718

11. Kurto¤lu M, Dolay K, Gülo¤lu R, Ar›kan Y. Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (Enoksaparin) ile gebelerde derin ven trombozu tedavisi. T Kl Jin Obs Derg,1999,9(2):110-114 12. Demirer S, Özbafl S, Türkçapar AG, Özcan H, Kuterdem E.

The incidence of postoperative deep vein thrombosis following abdominal surgery J Ankara Med Sci,1999,21(3):155-159.

13. The Colombus Investigators. Low molecular weight heparin in the treatment of patients with venous thromboembolism. N Engl J Med 1997;337:657-62.

14. Franzeck UK, Schalch I, Jäger KA, Schneider E, Grimm J, Bollinger A. Prospective 12-year follow-up study of clinical and hemodynamic sequelae after deep vein thrombosis in low-risk patients (Zürich study). Circulation 1996;93:74-9. 15. Hull R, Hirsh J, Jay R ve ark. Different intensities of oral

anticoagulant theraphy in the treatment of proximal vein thrombosis. N Engl J Med 1982;307:1676-81.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özellikle akut dönemde tedavi uygulanan hastaları- mızda tam açıklık sağlanması, subakut dönemde tedavi uygulanan hastalarımızda kontrol ultrasonografilerinde lümende

molecular weight heparin (LMWH) versus oral anticoagulants on thrombus regression and post-thrombotic syndrome (PTS) in the treatment of long-term acute deep vein

Derin venöz sistem trombozlar› çocukluk ça¤›nda çok na- dir görülür; genelde altta yatan bir risk faktörü bulunur ve en s›k neden venöz kateterdir.. Klini¤imize

The following data were collected: age, sex, body mass index, previous history of VTEs, American Society of Anesthesiolo- gists (ASA) score, major comorbidities (ischemic heart

The purpose of the pres- ent study was to determine the effect of low molecular weight heparin (LMWH) for the prevention of pancreatic necrosis (PN) in moder- ately severe and severe

Maligniteye bağlı ÜEDVT gelişen düşük molekül ağırlıklı heparin ile tedavi ettik Üst ekstremite derin ven trombozunda trombolitik teda- vinin erken dönemde

Objectives: Although it is known that mean platelet volume (MPV), red blood cell distribution width (RDW), neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), and lymphocyte-to-monocyte ratio

Ateş, bulantı, kusma ve bilinç değişikliği bulguları ile başvuran olgumuzda; MRG’de venöz enfarktın indirekt bulguları olan bilateral talamik ve sağ