ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ
Prof.Dr. Aynur Bütün Ayhan Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
• İstismara ve İhmale Uğrayan
Çocuğun Değerlendirilmesi
• İstismar ve ihmal olgusuna ilişkin etmenler, çocuğun özellikleri ve ailelerin ihtiyaçları birbirinden çok farklıdır. Bu nedenle istismar ve ihmal olgularının önlenmesi, çocuklara ve ailelerine gerekli erken
müdahalelerin yapılabilmesinde değerlendirme son derece önemlidir.
• Bununla birlikte, istismar ve ihmal olgularının değerlendirilmesi güçtür ve bir ekip çalışması gerektirmektedir. Olguların erken belirlenmesi ve girişimlerin zamanında yapılması halinde, zararın daha az meydana gelir.
• Değerlendirme ve tedavi sürecine ilişkin ideal yaklaşım, olguyu bir bütün olarak ele alarak, çocuğa tıbbi ve psikolojik desteği sağlarken, aynı
zamanda hukuki destek de sağlayarak, disiplinler arası bir bakış açısıyla
çalışmaktır.
• Belli bir olgunun çocuk ihmali olup olmadığına karar verirken,
durumun ve koşulların çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmadığına işaret etmesi ve sonuçta çocuğun zarar görmesi olmak üzere iki
önemli kıstasın dikkate alınması gerekmektedir.
• Çocuk istismarına ilişkin değerlendirmede ise çocuğun ebeveynlerin aktif tutum ve davranışları nedeni ile zarar görüp görmediği
değerlendirilir. Kimi olgularda sadece çocuğun zarar görmesi değil, zarar görmesi riskinin bulunmasının da kötü muamele kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
• Örneğin, eğer çocuğa havaya uygun olarak yeterli giysi
giydirilmemişse ve donma noktasının altındaki derecelerde otobüs bekliyorsa sonuç çok şiddetli olabilmektedir. Bu nedenle, durumun niteliğinin ve boyutlarının potansiyel sonuçları bağlamında ele
alınması gerekmektedir.
• Fiziksel istismar ve cinsel istismar gibi çocuğa yönelik kötü muamele türlerinde olayın bir kez bile gerçekleşmiş olması, olgunun istismar
olarak değerlendirilmesinde yeterlidir. Ancak, olguların ihmal olarak değerlendirilebilmesi için, tekrarlanan nitelikte olması gereklidir.
• Pek çok olguda aile değil, olayın ihmal
kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Olayın sadece bir kez gerçekleşmiş olması, yani
istismarın ve ihmalin durumsal olması da
ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir.
Cinsel İstismarın Değerlendirilmesi
• Cinsel istismar diğer istismar türlerin farklı değerlendirmeler gerektirmektedir. Bu olguların fark edilmesi çoğu zaman tesadüfidir. Olayların çok az bir kısmı çocuğun kendi şikayeti ile adliyeye yansımaktadır. Olaylar büyük oranında tekrarlayıcı
niteliktedir.
• Cinsel istismar olayı çok büyük bir oranda çocuğun tanıdığı bir kişi tarafından
gerçekleştirilmekte; bir yetişkinin, çocuktaki normal dışı bir davranışı fark etmesi veya çocuğun bir fiziksel yaralanma ile doktora getirilmesi ile olay ortaya çıkmaktadır.
• Daha nadir olarak çocuğun bir başka şahsa cinsel istismar hakkında bir şey söylemesi ile gün ışığına çıkmaktadır. Cinsel istismar olayının açığa çıkması ile çocuk, olay
hakkında daha ayrıntılı bilgi vermeye zorlanır. Bu bir ensest ilişki ise, çocuk daha
büyük bir baskı altında kalabilmekte; fail ve aile bireyleri suçluluk duymasına ve içine
kapanmasına yol açabilmektedir.
• Cinsel istismar mağduru çocuk ve ergenlerin, olaydan sonraki 24 ile 48 saatler arasında istismarı birisiyle paylaştıkları, ikinci günden sonra
istismar yaşantısının anlatılma oranlarının giderek azaldığı tespit edilmiştir.
• Cinsel istismar sonrası çocuklar yaşanan istismarı ilk olarak annelerine,
daha sonra sırasıyla babalarına, polise, öğretmene, arkadaşlarına ve başka bir aile üyesine anlatır.
• İstismara uğrayan çocuklar ailelerinin tepkilerinden korktukları ve utanç
duygusu yaşadıkları için olayı daha geç haber verebilirler.
• Hekimler, çocuk istismarı olgusu ile karşılaştıklarında, çocuğun tedavisi tamamlandıktan sonra, kamu görevi
yaptıklarından dolayı, bu suçu ihbar etmekle yükümlüdür.
• Vakanın çocuk istismarı olduğuna ilişkin şüphe bulunmuyorsa, cumhuriyet başsavcılıklarına adli raporla birlikte başvurarak, olgu hakkında koruma kararı aldırılması ve çocuğun
tedavisinin sürebilmesi için yasal güvence istenmesi gereklidir.
• Hukuksal danışmanlık konusunda barolara başvurarak, çocuk hakları komisyonunda görev yapan avukatların ve gönüllü
kuruluşların desteğinin istenebilir.
• Yurtdışındaki uygulamalarda olduğu gibi, Türkiye’de de son yıllarda, mağdurun tek muayenesi ile tüm işlemlerin
bitirilmesi hedeflenmektedir.
• Ancak, çocuğun muayenesine sağlık personeli dışında olan polis, savcı gibi kişilerin katılmasının doğru olmadığı; ifadenin çocuğa zarar vermeden alınması esas olmakla birlikte, ifade ile muayenenin iki ayrı işlem olduğu, muayenede alınan
öykünün, ifade olmadığı ileri sürülmektedir.
KAYNAKLAR
•
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI. Çocuk bakım kuruluşlarında çalışan personele yönelik istismar ile mücadele rehber kitapçığı. Erişim: [https://ailevecalisma.gov.tr/media/2499/cocuk-bakim-kuruluslarinda-calisan-personele yonelik-istismarla-mucadele-rehber-kitapcigi.pdf].
•
BAYSAL, S. U. (2007). Tıbbi İhmal. Tüm Boyutlarıyla Çocuk İstismarı içinde. Ed.: O. Polat. Ankara: Seçkin Yayıncılık, s.: 265-275.•
BAYSAL, S. U., ŞAHİN, F. (2014). Çocuk istismarı ve ihmali. Türkiye Milli Pediatri Derneği ve Sosyal Pediatri Derneği Ortak Kılavuzu içinde (s. 93-16). Ankara: Türkiye Milli Pediatri Derneği.•
BEYAZOVA, U. (2014). İhmal. Çocuk İstismarına ve İhmaline Yaklaşım. Temel Bilgiler içinde. Ed.: O.Derman, Ankara: Akademisyen Tıp Kitabevi, s.: 35-36.