• Sonuç bulunamadı

154ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir.Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastaneinfeksiyonu sıklı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "154ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir.Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastaneinfeksiyonu sıklı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

154 ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.

hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir. Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastane infeksiyonu sıklığını, dağılımını, hastane florasını oluşturan mikroorganizmaları ve duyarlılıklarını bilmesi gereklidir. ABD’deki NNIS çalışmasında etkenler infeksiyon odaklarına göre değişmektedir. Örneğin kateter infeksiyonlarında ilk sırada Gram pozitif mikroorganizmalar yer alırken pnömonilerde Gram negatif mikroorganizmalar en sık etken olarak karşımıza çıkmaktadır(3). Bizim hastanemiz florasını da Gram negatif mikroorganizmalar oluşturmaktadırlar (Tablo 3). Bu mikroorganizmalarda direnç oranları çok yüksektir (Tablo 4). Hastane infeksiyonlarında en sık etken olarak karşımıza çıkan Acinetobacter baumannii’de sefepim direnci

% 74, amikasin direnci % 92, siprofloksasin direnci % 89 ve imipenem direnci % 33 iken, Pseudomonas aeruginosa’da sefepim direnci % 13, amikasin direnci % 2, siprofloksasin direnci % 45 ve imipenem direnci % 71, Staphylococcus aureus’da ise metisiline direnç oranı % 78 olarak bulunmuştur.

Tablo 3: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalar (01.01. 2004 –30.06.2004).

Tablo 4: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalarda antibiyotik direnci (01.01.2004 –30.06.2004).

Dirençli mikroorganizmalar genellikle hastadan hastaya yayılmaktadırlar. Bu yayılımda, sağlık personelinin elleri en önemli rolü oynamaktadır. Kliniğimiz tarafından yürütülen bir çalışmada, iki yıl süresince S.aureus’a bağlı ka n dol aş ı mı i n fe ksi yonla rı nın e pi de mi yol oji si incelenmiştir(1). Bu dönem içerisinde 177 S.aureus’a bağlı kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiştir. Bu epizodların

% 80’i hastane kaynaklı ve metisiline direnç oranı % 65.5 olarak belirlenmiştir. Çalışma sonunda 80 MRSA suşunun PFGE ile genotipik analizi yapılmış ve 10 farklı klon tespit edilmiştir. Ancak bunların % 76’sının aynı klona ait olduğu saptanmıştır. Yine kliniğimiz tarafından yürütülen başka bir çalışmada ise, bir yıl süresince Acinetobacter türlerine bağlı kan dolaşımı infeksiyonlarının epidemiyolojisi incelenmiştir. Bu süre içerisinde Acinetobacter spp.’ye bağlı 42 kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiş; suşların hepsi A.baumannii olarak tanımlanmıştır. İzole edilen suşların hepsi hastane kaynaklı, % 83’ü ise yoğun bakım ünitesine ait olarak belirlenmiştir. Suşlarda antibiyotik direnci çok yüksek ve kaba mortalite % 80.5 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın sonunda da suşların PFGE ile

155

CERRAHİ KLİNİKLERDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLARA GENEL BAKIŞ Mehmet DOĞANAY

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, KAYSERİ mdoganay@erciyes.edu.tr

ÖZET

Hastane infeksiyonları cerrahi kliniklerinde önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Cerrahi servislerde en sık cerrahi alan infeksiyonları görülürken, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömoniler ilk sırada izlenmektedir. Birçok ilaca dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının önlenmesi için infeksiyon kontrol önlemlerinin alınması gereklidir.

Anahtar sözcükler: infeksiyon kontrolü, nozokomiyal infeksiyon, operasyon

SUMMARY

Nosocomial Infections in Surgery Services

Hospital-acquired infections are a major cause of morbidity and mortality in surgery services. The most common infection in surgery services is surgical wound infection, whereas nosocomial pneumonia is the leading infection in surgical intensive care units. Infection control measures have to be established for the prevention of patient to patient spread of multi-drug resistant microorganisms.

Key words: infection control, nosocomial infections, operation

Hastane infeksiyonları büyük hastanelerin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. İnsidans çeşitli yayınlarda

% 6-14 olarak bildirilmektedir. Hastane infeksiyonları arasında genellikle ilk sırada üriner sistem infeksiyonları (% 42), ikinci sırada cerrahi alan infeksiyonları (% 24) yer almakta ve bunları nozokomiyal pnömoniler (% 15-20) ve bakteriyemiler (% 5) takip etmektedir(4). Ancak bu sıra ünitelerde yatan hastaların alt hastalıklarına ve uygulanan invaziv girişimlere göre değişmektedir.

İnvaziv işlemler nozokomiyal infeksiyon gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Cerrahi klinikler hastanede invaziv işlemlerin en yoğun uygulandığı bölümler olduğu için nozokomiyal infeksiyonlar da bu kliniklerde sık görülmektedir.

Son yıllarda laparoskopik uygulamaların artması ile hastalar daha kısa süre hastanede yatmaktadır. Bununla birlikte büyük operasyonların yapılmaya başlanılması (örneğin açık kalp ameliyatları gibi), organ transplantasyonunun yaygınlaşması, yoğun bakım ünitelerinde daha fazla invaziv girişimin uygulanması ve destek tedavilerle hastaların daha uzun süre yaşaması nedeniyle cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlar önemli problem olmaya devam etmektedir.

Gelişen nozokomiyal infeksiyonlar hastanede yatış süresini

20 kat artırmakta, maliyeti ise 5 kat artırmaktadır. Daha da önemlisi yüksek mortaliteye neden olmaktadır.

Cerrahi kliniklerde en sık görülen nozokomiyal infeksiyon cerrahi alan infeksiyonu iken(2,4), cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömonilerdir(5). Amerika Birleşik Devletleri’nde 1992-1998 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerde yapılan NNIS çalışmasında, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde en sık izlenen nozokomiyal infeksiyonların nozokomiyal pnömoniler (% 33) olduğu görülmüştür; bunu üriner sistem infeksiyonları (% 18), cerrahi alan infeksiyonları (% 14) ve kan dolaşımı infeksiyonları (% 13) takip etmektedir

(3). Bizim hastanemiz yoğun bakım ünitelerinde de, 1997 yılında Nosoline projesi ile başlayan ve halen devam etmekte olan aktif, hastaya ve laboratuvara dayalı sürveyans yapılmaktadır. Sürveyans sonuçlarına göre cerrahi yoğun bakım ünitelerinde infeksiyon oranları % 8.2-9.8 arasında değişmektedir (Tablo 1). İnfeksiyonların dağılımına baktığımızda, ilk sırada nozokomiyal pnömoni (% 40.9) yer almakta, bunu bakteriyemi (% 20.5), cerrahi alan infeksiyonları (% 19.7) ve üriner sistem infeksiyonları (% 11) takip etmektedir (Tablo 2). Hastane infeksiyonlarında izole edilen etken mikroor- ganizmalar ve duyarlılıkları hastaneler arasında, hatta aynı

genotipik analizi yapılmış ve dokuz farklı klon tespit edilmiştir. Bunların da % 80’i üç klona aitti. Bütün bu çalışmalar dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının kanıtıdır.

Sonuç olarak hastane infeksiyonlarına bağlı yüksek morbidite, mortalite ve tedavi maliyetleri sıkı infeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Her hastanede infeksiyon kontrol programı geliştirmeli ve uygulanmalıdır. İnfeksiyon kontrol programı kapsamında; sürekli prospektif sürveyans yapılmalı, hastane infeksiyonu riskini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılmalı, hastane personeli için sürekli hizmet içi eğitim programı oluşturulmalı ve yürütülmeli, sağlık personelinin el hijyenine uyumunu artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunulmalıdır. Cerrahi kliniklerinde, uygun antibiyotik kullanımının ve uygun antibiyotik profilaksi politikalarının sağlanması da nozoko miy al infeksiyonların önlenmesinde katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR

1. Aygen B, Yörük A, Yıldız O et al: Bloodstream infections caused by Staphylococcus aureus in a university hospital in Turkey: clinical and molecular epidemiology of methicillin-resistant Staphylococcus aureus, Clin Microbiol Infect 2004;10:309-14.

2. Levy I, Ovadia B, Erez E et al: Nosocomial infections after cardiac surgery in infants and children: incidence and risk factors, J Hosp Infect 2003;53:111-6.

3. Richards MJ, Edwards JR, Culver DH, Gaynes RP, the National Nosocomial Infections Surveillance System: Nosocomial infections in combined medical-surgical intensive care units in the United States, Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:510-5.

4. Vazquez-Aragon P, Lizan-Garcia M, Cascales-Sanchez P, Villar-Canovas MT, Garcia-Olmo D: Nosocomial infection and related risk factors in a general surgery service: a prospective study, J Infect 2003;46:17-22. 5. Vincent JL: Nosocomial infections in adult intensive-care units, Lancet

2003;361:2068-77.

156 153

ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):153-169.

Panel 8 sunuları

CERRAHİ KLİNİKLERİNDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLAR Yöneten:

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlara genel bakış

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi hastalarda nozokomiyal infeksiyonlar için risk faktörleri

Engin OK

• Solid organ transplantasyonu ve infeksiyon

Hande ARSLAN

• Cerrahi kliniklerde infeksiyon kontrolü

Emine ALP

(2)

154 ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.

hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir.

Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastane infeksiyonu sıklığını, dağılımını, hastane florasını oluşturan mikroorganizmaları ve duyarlılıklarını bilmesi gereklidir.

ABD’deki NNIS çalışmasında etkenler infeksiyon odaklarına göre değişmektedir. Örneğin kateter infeksiyonlarında ilk sırada Gram pozitif mikroorganizmalar yer alırken pnömonilerde Gram negatif mikroorganizmalar en sık etken olarak karşımıza çıkmaktadır(3). Bizim hastanemiz florasını da Gram negatif mikroorganizmalar oluşturmaktadırlar (Tablo 3). Bu mikroorganizmalarda direnç oranları çok yüksektir (Tablo 4). Hastane infeksiyonlarında en sık etken olarak karşımıza çıkan Acinetobacter baumannii’de sefepim direnci

% 74, amikasin direnci % 92, siprofloksasin direnci % 89 ve imipenem direnci % 33 iken, Pseudomonas aeruginosa’da sefepim direnci % 13, amikasin direnci % 2, siprofloksasin direnci % 45 ve imipenem direnci % 71, Staphylococcus aureus’da ise metisiline direnç oranı % 78 olarak bulunmuştur.

Tablo 3: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalar (01.01. 2004 –30.06.2004).

Tablo 4: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalarda antibiyotik direnci (01.01.2004 –30.06.2004).

Dirençli mikroorganizmalar genellikle hastadan hastaya yayılmaktadırlar. Bu yayılımda, sağlık personelinin elleri en önemli rolü oynamaktadır. Kliniğimiz tarafından yürütülen bir çalışmada, iki yıl süresince S.aureus’a bağlı ka n dol aş ı mı i nfe k si yo n la rı n ın e pi de mi y ol oji si incelenmiştir(1). Bu dönem içerisinde 177 S.aureus’a bağlı kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiştir. Bu epizodların

% 80’i hastane kaynaklı ve metisiline direnç oranı % 65.5 olarak belirlenmiştir. Çalışma sonunda 80 MRSA suşunun PFGE ile genotipik analizi yapılmış ve 10 farklı klon tespit edilmiştir. Ancak bunların % 76’sının aynı klona ait olduğu saptanmıştır. Yine kliniğimiz tarafından yürütülen başka bir çalışmada ise, bir yıl süresince Acinetobacter türlerine bağlı kan dolaşımı infeksiyonlarının epidemiyolojisi incelenmiştir. Bu süre içerisinde Acinetobacter spp.’ye bağlı 42 kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiş; suşların hepsi A.baumannii olarak tanımlanmıştır. İzole edilen suşların hepsi hastane kaynaklı, % 83’ü ise yoğun bakım ünitesine ait olarak belirlenmiştir. Suşlarda antibiyotik direnci çok yüksek ve kaba mortalite % 80.5 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın sonunda da suşların PFGE ile

155

CERRAHİ KLİNİKLERDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLARA GENEL BAKIŞ Mehmet DOĞANAY

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, KAYSERİ mdoganay@erciyes.edu.tr

ÖZET

Hastane infeksiyonları cerrahi kliniklerinde önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Cerrahi servislerde en sık cerrahi alan infeksiyonları görülürken, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömoniler ilk sırada izlenmektedir. Birçok ilaca dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının önlenmesi için infeksiyon kontrol önlemlerinin alınması gereklidir.

Anahtar sözcükler: infeksiyon kontrolü, nozokomiyal infeksiyon, operasyon

SUMMARY

Nosocomial Infections in Surgery Services

Hospital-acquired infections are a major cause of morbidity and mortality in surgery services. The most common infection in surgery services is surgical wound infection, whereas nosocomial pneumonia is the leading infection in surgical intensive care units. Infection control measures have to be established for the prevention of patient to patient spread of multi-drug resistant microorganisms.

Key words: infection control, nosocomial infections, operation

Hastane infeksiyonları büyük hastanelerin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. İnsidans çeşitli yayınlarda

% 6-14 olarak bildirilmektedir. Hastane infeksiyonları arasında genellikle ilk sırada üriner sistem infeksiyonları (% 42), ikinci sırada cerrahi alan infeksiyonları (% 24) yer almakta ve bunları nozokomiyal pnömoniler (% 15-20) ve bakteriyemiler (% 5) takip etmektedir(4). Ancak bu sıra ünitelerde yatan hastaların alt hastalıklarına ve uygulanan invaziv girişimlere göre değişmektedir.

İnvaziv işlemler nozokomiyal infeksiyon gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Cerrahi klinikler hastanede invaziv işlemlerin en yoğun uygulandığı bölümler olduğu için nozokomiyal infeksiyonlar da bu kliniklerde sık görülmektedir.

Son yıllarda laparoskopik uygulamaların artması ile hastalar daha kısa süre hastanede yatmaktadır. Bununla birlikte büyük operasyonların yapılmaya başlanılması (örneğin açık kalp ameliyatları gibi), organ transplantasyonunun yaygınlaşması, yoğun bakım ünitelerinde daha fazla invaziv girişimin uygulanması ve destek tedavilerle hastaların daha uzun süre yaşaması nedeniyle cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlar önemli problem olmaya devam etmektedir.

Gelişen nozokomiyal infeksiyonlar hastanede yatış süresini

20 kat artırmakta, maliyeti ise 5 kat artırmaktadır. Daha da önemlisi yüksek mortaliteye neden olmaktadır.

Cerrahi kliniklerde en sık görülen nozokomiyal infeksiyon cerrahi alan infeksiyonu iken(2,4), cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömonilerdir(5). Amerika Birleşik Devletleri’nde 1992-1998 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerde yapılan NNIS çalışmasında, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde en sık izlenen nozokomiyal infeksiyonların nozokomiyal pnömoniler (% 33) olduğu görülmüştür; bunu üriner sistem infeksiyonları (% 18), cerrahi alan infeksiyonları (% 14) ve kan dolaşımı infeksiyonları (% 13) takip etmektedir

(3). Bizim hastanemiz yoğun bakım ünitelerinde de, 1997 yılında Nosoline projesi ile başlayan ve halen devam etmekte olan aktif, hastaya ve laboratuvara dayalı sürveyans yapılmaktadır.

Sürveyans sonuçlarına göre cerrahi yoğun bakım ünitelerinde infeksiyon oranları % 8.2-9.8 arasında değişmektedir (Tablo 1). İnfeksiyonların dağılımına baktığımızda, ilk sırada nozokomiyal pnömoni (% 40.9) yer almakta, bunu bakteriyemi (% 20.5), cerrahi alan infeksiyonları (% 19.7) ve üriner sistem infeksiyonları (% 11) takip etmektedir (Tablo 2).

Hastane infeksiyonlarında izole edilen etken mikroor- ganizmalar ve duyarlılıkları hastaneler arasında, hatta aynı

genotipik analizi yapılmış ve dokuz farklı klon tespit edilmiştir. Bunların da % 80’i üç klona aitti. Bütün bu çalışmalar dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının kanıtıdır.

Sonuç olarak hastane infeksiyonlarına bağlı yüksek morbidite, mortalite ve tedavi maliyetleri sıkı infeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Her hastanede infeksiyon kontrol programı geliştirmeli ve uygulanmalıdır. İnfeksiyon kontrol programı kapsamında; sürekli prospektif sürveyans yapılmalı, hastane infeksiyonu riskini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılmalı, hastane personeli için sürekli hizmet içi eğitim programı oluşturulmalı ve yürütülmeli, sağlık personelinin el hijyenine uyumunu artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunulmalıdır. Cerrahi kliniklerinde, uygun antibiyotik kullanımının ve uygun antibiyotik profilaksi politikalarının sağlanması da no zokomiy al infeksiyonların önlenmesinde katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR

1. Aygen B, Yörük A, Yıldız O et al: Bloodstream infections caused by Staphylococcus aureus in a university hospital in Turkey: clinical and molecular epidemiology of methicillin-resistant Staphylococcus aureus, Clin Microbiol Infect 2004;10:309-14.

2. Levy I, Ovadia B, Erez E et al: Nosocomial infections after cardiac surgery in infants and children: incidence and risk factors, J Hosp Infect 2003;53:111-6.

3. Richards MJ, Edwards JR, Culver DH, Gaynes RP, the National Nosocomial Infections Surveillance System: Nosocomial infections in combined medical-surgical intensive care units in the United States, Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:510-5.

4. Vazquez-Aragon P, Lizan-Garcia M, Cascales-Sanchez P, Villar-Canovas MT, Garcia-Olmo D: Nosocomial infection and related risk factors in a general surgery service: a prospective study, J Infect 2003;46:17-22. 5. Vincent JL: Nosocomial infections in adult intensive-care units, Lancet

2003;361:2068-77.

156 153

ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):153-169.

Panel 8 sunuları

CERRAHİ KLİNİKLERİNDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLAR Yöneten:

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlara genel bakış

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi hastalarda nozokomiyal infeksiyonlar için risk faktörleri

Engin OK

• Solid organ transplantasyonu ve infeksiyon

Hande ARSLAN

• Cerrahi kliniklerde infeksiyon kontrolü

Emine ALP

(3)

154 ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.

hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir.

Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastane infeksiyonu sıklığını, dağılımını, hastane florasını oluşturan mikroorganizmaları ve duyarlılıklarını bilmesi gereklidir.

ABD’deki NNIS çalışmasında etkenler infeksiyon odaklarına göre değişmektedir. Örneğin kateter infeksiyonlarında ilk sırada Gram pozitif mikroorganizmalar yer alırken pnömonilerde Gram negatif mikroorganizmalar en sık etken olarak karşımıza çıkmaktadır(3). Bizim hastanemiz florasını da Gram negatif mikroorganizmalar oluşturmaktadırlar (Tablo 3). Bu mikroorganizmalarda direnç oranları çok yüksektir (Tablo 4). Hastane infeksiyonlarında en sık etken olarak karşımıza çıkan Acinetobacter baumannii’de sefepim direnci

% 74, amikasin direnci % 92, siprofloksasin direnci % 89 ve imipenem direnci % 33 iken, Pseudomonas aeruginosa’da sefepim direnci % 13, amikasin direnci % 2, siprofloksasin direnci % 45 ve imipenem direnci % 71, Staphylococcus aureus’da ise metisiline direnç oranı % 78 olarak bulunmuştur.

Tablo 3: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalar (01.01. 2004 –30.06.2004).

Tablo 4: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalarda antibiyotik direnci (01.01.2004 –30.06.2004).

Dirençli mikroorganizmalar genellikle hastadan hastaya yayılmaktadırlar. Bu yayılımda, sağlık personelinin elleri en önemli rolü oynamaktadır. Kliniğimiz tarafından yürütülen bir çalışmada, iki yıl süresince S.aureus’a bağlı k a n d o l aş ı mı i n fe k si y o n la rı n ın e pi d e mi y o l o ji si incelenmiştir(1). Bu dönem içerisinde 177 S.aureus’a bağlı kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiştir. Bu epizodların

% 80’i hastane kaynaklı ve metisiline direnç oranı % 65.5 olarak belirlenmiştir. Çalışma sonunda 80 MRSA suşunun PFGE ile genotipik analizi yapılmış ve 10 farklı klon tespit edilmiştir. Ancak bunların % 76’sının aynı klona ait olduğu saptanmıştır. Yine kliniğimiz tarafından yürütülen başka bir çalışmada ise, bir yıl süresince Acinetobacter türlerine bağlı kan dolaşımı infeksiyonlarının epidemiyolojisi incelenmiştir. Bu süre içerisinde Acinetobacter spp.’ye bağlı 42 kan dolaşımı infeksiyonu tespit edilmiş; suşların hepsi A.baumannii olarak tanımlanmıştır. İzole edilen suşların hepsi hastane kaynaklı, % 83’ü ise yoğun bakım ünitesine ait olarak belirlenmiştir. Suşlarda antibiyotik direnci çok yüksek ve kaba mortalite % 80.5 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın sonunda da suşların PFGE ile

155

CERRAHİ KLİNİKLERDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLARA GENEL BAKIŞ Mehmet DOĞANAY

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, KAYSERİ mdoganay@erciyes.edu.tr

ÖZET

Hastane infeksiyonları cerrahi kliniklerinde önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Cerrahi servislerde en sık cerrahi alan infeksiyonları görülürken, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömoniler ilk sırada izlenmektedir. Birçok ilaca dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının önlenmesi için infeksiyon kontrol önlemlerinin alınması gereklidir.

Anahtar sözcükler: infeksiyon kontrolü, nozokomiyal infeksiyon, operasyon

SUMMARY

Nosocomial Infections in Surgery Services

Hospital-acquired infections are a major cause of morbidity and mortality in surgery services. The most common infection in surgery services is surgical wound infection, whereas nosocomial pneumonia is the leading infection in surgical intensive care units. Infection control measures have to be established for the prevention of patient to patient spread of multi-drug resistant microorganisms.

Key words: infection control, nosocomial infections, operation

Hastane infeksiyonları büyük hastanelerin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. İnsidans çeşitli yayınlarda

% 6-14 olarak bildirilmektedir. Hastane infeksiyonları arasında genellikle ilk sırada üriner sistem infeksiyonları (% 42), ikinci sırada cerrahi alan infeksiyonları (% 24) yer almakta ve bunları nozokomiyal pnömoniler (% 15-20) ve bakteriyemiler (% 5) takip etmektedir(4). Ancak bu sıra ünitelerde yatan hastaların alt hasta lıklarına ve uygulana n invaz iv girişimlere göre değişmektedir.

İnvaziv işlemler nozokomiyal infeksiyon gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Cerrahi klinikler hastanede invaziv işlemlerin en yoğun uygula ndığı bölümler oldu ğu için nozokomiyal infeksiyonlar da bu kliniklerde sık görülmektedir.

Son yıllarda laparoskopik uygulamaların artması ile hastalar daha kısa süre hastanede yatmaktadır. Bununla birlikte büyük operasyonların yapılmaya başlanılması (örneğin açık kalp ameliyatları gibi), organ transplantasyonunun yaygınlaşması, yoğu n bakım ünite lerinde daha fazla inva ziv girişim in uygulanması ve destek tedavilerle hastaların daha uzun süre yaşaması nedeniyle cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksi yonlar önemli problem olmaya devam etmektedir.

Gelişen nozokomiyal infeksiyonlar hastanede yatış süresini

20 kat artırmakta, maliyeti ise 5 kat artırmaktadır. Daha da önemlisi yüksek mortaliteye neden olmaktadır.

Cerrahi kliniklerde en sık görülen nozokomiyal infeksiyon cerrahi alan infeksiyonu iken(2,4), cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömonilerdir(5). Amerika Birleşik Devletleri’nde 1992-1998 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerde yapılan NNIS çalışmasında, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde en sık izlenen nozok omiyal infeksiy onların nozokomiyal pnömoniler (% 33) olduğu görülmüştür; bunu üriner sistem infeksiyonları (% 18), cerrahi alan infeksiyonları (% 14) ve kan dolaşımı infeksiyonları (% 13) takip etmektedir

(3). Bizim hastanemiz yoğun bakım ünitelerinde de, 1997 yılında Nosoline projesi ile başlayan ve halen devam etmekte olan aktif, hastaya ve laboratuvara dayalı sürveyans yapılmaktadır.

Sürveyans sonuçlarına göre cerrahi yoğun bakım ünitelerinde infeksiyon oranları % 8.2-9.8 arasında değişmektedir (Tablo 1). İnfeksiyonla rın dağılım ına baktığı mızda, ilk sırada nozokomiyal pnömoni (% 40.9) yer almakta, bunu bakteriyemi (% 20.5), cerrahi alan infeksiyonları (% 19.7) ve üriner sistem infeksiyonları (% 11) takip etmektedir (Tablo 2).

Hastane infeksiyonlarında izole edilen etken mikroor- ganizmalar ve duyarlılıkları hastaneler arasında, hatta aynı

genotipik analizi yapılmış ve dokuz farklı klon tespit edilmiştir. Bunların da % 80’i üç klona aitti. Bütün bu çalışmalar dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının kanıtıdır.

Sonuç olarak hastane infeksiyonlarına bağlı yüksek morbidite, mortalite ve tedavi maliyetleri sıkı infeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır.

Her hastanede infeksiyon kontrol programı geliştirmeli ve uygulanmalıdır. İnfeksiyon kontrol programı kapsamında;

sürekli prospektif sürveyans yapılmalı, hastane infeksiyonu riskini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılmalı, hastane personeli için sürekli hizmet içi eğitim programı oluşturulmalı ve yürütülmeli, sağlık personelinin el hijyenine uyumunu artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunulmalıdır.

Cerrahi kliniklerinde, uygun antibiyotik kullanımının ve uygun antibiyotik profilaksi politikalarının sağlanması da no zoko miy al infeksiyo nların önlenmesinde katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR

1. Aygen B, Yörük A, Yıldız O et al: Bloodstream infections caused by Staphylococcus aureus in a university hospital in Turkey: clinical and molecular epidemiology of methicillin-resistant Staphylococcus aureus, Clin Microbiol Infect 2004;10:309-14.

2. Levy I, Ovadia B, Erez E et al: Nosocomial infections after cardiac surgery in infants and children: incidence and risk factors, J Hosp Infect 2003;53:111-6.

3. Richards MJ, Edwards JR, Culver DH, Gaynes RP, the National Nosocomial Infections Surveillance System: Nosocomial infections in combined medical-surgical intensive care units in the United States, Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:510-5.

4. Vazquez-Aragon P, Lizan-Garcia M, Cascales-Sanchez P, Villar-Canovas MT, Garcia-Olmo D: Nosocomial infection and related risk factors in a general surgery service: a prospective study, J Infect 2003;46:17-22. 5. Vincent JL: Nosocomial infections in adult intensive-care units, Lancet

2003;361:2068-77.

156

Ünite 2000 (n=1535) 2001 (n=1713) 2002 (n=1454) 2003 (n=1591)

n (%) n (%) n (%) n (%)

CYBÜ 151 (9.8) 144 (8.4) 138 (9.5) 131 (8.2)

GCYBÜ 66 (11.5) 62 (9.9) 63 (12.5) 55 (9.1)

BCYBÜ 60 (8.2) 72 (9.8) 66 (11.4) 66 (11.2)

KDCYBÜ 25 (10.6) 10 (2.8) 9 (2.4) 10 (2.5)

Tablo 1: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde nozokomiyal infeksiyon oranları.

CYBÜ:cerrahi yoğun bakım ünitesi, GCYBÜ: genel cerrahi YBÜ, BCYBÜ: beyin cerrahisi YBÜ, KDCYBÜ: kalp-damar cerrahisi YBÜ

İnfeksiyon 2000 (n=249) 2001 (n=239) 2002 (n=235) 2003 (n=254)

n (%) n (%) n (%) n (%)

Pnömoni 89 (36.6) 103 (43.4) 95 (40.6) 104 (40.9)

Cerrahi alan infeksiyonu 54 (22.2) 40 (16.9) 53 (22.6) 50 (19.7)

Üriner sistem infeksiyonu 21 (8.6) 30 (12.7) 28 (12) 28 (11) Bakteriyemi 56 (23) 33 (13.9) 38 (16.2) 52 (20.5)

Kateter infeksiyonu 23 (9.5) 31 (13.1) 20 (8.5) 20 (7.9)

Diğer 6 (2.5) 2 (0.8) 1 (0.4) - Tablo 2: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde nozokomiyal infeksiyonlar.

Mikroorganizmalar Sayı %

Gram negatif 186 70

Acinetobacter baumannii 65 35

Pseudomonas aeruginosa 42 23

Escherichia coli 45 24

Klebsiella pneumoniae 12 6

Diğer 22 12

Gram pozitif 67 25

Staphylococcus aureus 31 46

Koagulaz negatif stafilokok 23 34

Enterokok 11 16

Diğer 2 4

Maya 14 5

Toplam 267 100

Antibiyotik A.baumannii P.aeruginosa E.coli dirençli/toplam dirençli/toplam dirençli/toplam

(%) (%) (%)

Piperasillin-tazobaktam 66/74 (89) 24/42 (56) 11/37 (30)

Sefotaksim 61/62 (98) 19/36 (53) 25/31 (81)

Sefepim 40/54 (74) 4/31 (13) 23/35 (66)

Amikasin 68/74 (92) 1/42 (2) 6/45 (13)

Tobramisin 20/66 (30) - -

Siprofloksasin 62/70 (89) 18/40 (45) 28/40 (70)

İmipenem 24/73 (33) 31/44 (71) 1/43 (2)

153

ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):153-169.

Panel 8 sunuları

CERRAHİ KLİNİKLERİNDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLAR Yöneten:

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlara genel bakış

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi hastalarda nozokomiyal infeksiyonlar için risk faktörleri

Engin OK

• Solid organ transplantasyonu ve infeksiyon

Hande ARSLAN

• Cerrahi kliniklerde infeksiyon kontrolü

Emine ALP

(4)

154 ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):154-156.

hastanede cerrahi klinikler arasında da farklılık göstermektedir.

Dolayısıyla her hastanenin kendi cerrahi kliniklerindeki hastane infeksiyonu sıklığını, dağılımını, hastane florasını oluşturan mikroorganizmaları ve duyarlılıklarını bilmesi gereklidir.

ABD’deki NNIS çalışmasında etkenler infeksiyon odaklarına göre değişmektedir. Örneğin kateter infeksiyonlarında ilk sırada Gram pozitif mikroorganizmalar yer alırken pnömonilerde Gram negatif mikroorganizmalar en sık etken olarak karşımıza çıkmaktadır(3). Bizim hastanemiz florasını da Gram negatif mikroorganizmalar oluşturmaktadırlar (Tablo 3). Bu mikroorganizmalarda direnç oranları çok yüksektir (Tablo 4). Hastane infeksiyonlarında en sık etken olarak karşımıza çıkan Acinetobacter baumannii’de sefepim direnci

% 74, amikasin direnci % 92, siprofloksasin direnci % 89 ve imipenem direnci % 33 iken, Pseudomonas aeruginosa’da sefepim direnci % 13, amikasin direnci % 2, siprofloksasin direnci % 45 ve imipenem direnci % 71, Staphylococcus aureus’da ise metisiline direnç oranı % 78 olarak bulunmuştur.

Tablo 3: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalar (01.01. 2004 –30.06.2004).

Tablo 4: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitelerinde izole edilen mikroorganizmalarda antibiyotik direnci (01.01.2004 –30.06.2004).

Dirençli mikroorganizmalar genellikle hastadan hastaya yayılmaktadı rlar. Bu yayılımda, sağlık personeli nin elleri en önemli rolü oynamaktadır. Kliniğimiz tarafın dan yürütülen bir çalışmada, iki yıl süresi nce S.aureus’a bağl ı ka n do l aş ı mı i nfe k si yo nla rı nın e pi d e mi y o l o ji si incelenmiştir(1). Bu dönem içerisinde 177 S.aureus’a bağlı kan do laşımı infeksiyonu tespi t edilmiştir. Bu epi zodların

% 80’i hastane kaynaklı ve metisiline direnç oranı % 65.5 olarak belirlenmiştir. Çalışma son unda 80 MRSA suşunun PFGE ile genotipik analizi yapılmış ve 10 farklı klon tespit edilmiştir. Ancak bunların % 76’sının aynı klona ait olduğu saptanm ıştır. Yine kliniğimiz tarafında n yürütülen başka bir çalışmada ise, bi r yıl süresince Acin etobacter türlerine bağlı kan dolaşımı infeksiyonlarının epidemiyolojisi incelenmiştir. Bu süre içeris inde Acinetob acter spp.’ye bağlı 42 kan dol aşımı inf eksiyonu tespi t edilmiş; suşl arın hepsi A.baumannii olarak tanımlanmıştır. İzole edile n suşların hepsi hastane kaynaklı, % 83’ü ise yoğun bakım ünite sine ait olarak belir lenmiştir. Suşlarda anti biyo tik direnci çok yüksek ve kaba mortalite % 80.5 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın sonunda da suşların PFGE ile

155

CERRAHİ KLİNİKLERDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLARA GENEL BAKIŞ Mehmet DOĞANAY

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, KAYSERİ mdoganay@erciyes.edu.tr

ÖZET

Hastane infeksiyonları cerrahi kliniklerinde önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Cerrahi servislerde en sık cerrahi alan infeksiyonları görülürken, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömoniler ilk sırada izlenmektedir. Birçok ilaca dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının önlenmesi için infeksiyon kontrol önlemlerinin alınması gereklidir.

Anahtar sözcükler: infeksiyon kontrolü, nozokomiyal infeksiyon, operasyon

SUMMARY

Nosocomial Infections in Surgery Services

Hospital-acquired infections are a major cause of morbidity and mortality in surgery services. The most common infection in surgery services is surgical wound infection, whereas nosocomial pneumonia is the leading infection in surgical intensive care units. Infection control measures have to be established for the prevention of patient to patient spread of multi-drug resistant microorganisms.

Key words: infection control, nosocomial infections, operation

Hastane infeksiyonları büyük hastanelerin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. İnsidans çeşitli yayınlarda

% 6-14 olarak bildirilmektedir. Hastane infeksiyonları arasında genellikle ilk sırada üriner sistem infeksiyonları (% 42), ikinci sırada cerrahi alan infeksiyonları (% 24) yer almakta ve bunları nozokomiyal pnömoniler (% 15-20) ve bakteriyemiler (% 5) takip etmektedir(4). Ancak bu sıra ünitelerde yatan hastaların alt hasta lıklarına ve uygulana n invaz iv girişimlere göre değişmektedir.

İnvaziv işlemler nozokomiyal infeksiyon gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Cerrahi klinikler hastanede invaziv işlemlerin en yoğun uygula ndığı bölümler oldu ğu için nozokomiyal infeksiyonlar da bu kliniklerde sık görülmektedir.

Son yıllarda laparoskopik uygulamaların artması ile hastalar daha kısa süre hastanede yatmaktadır. Bununla birlikte büyük operasyonların yapılmaya başlanılması (örneğin açık kalp ameliyatları gibi), organ transplantasyonunun yaygınlaşması, yoğu n bakım ünite lerinde daha fazla inva ziv girişim in uygulanması ve destek tedavilerle hastaların daha uzun süre yaşaması nedeniyle cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksi yonlar önemli problem olmaya devam etmektedir.

Gelişen nozokomiyal infeksiyonlar hastanede yatış süresini

20 kat artırmakta, maliyeti ise 5 kat artırmaktadır. Daha da önemlisi yüksek mortaliteye neden olmaktadır.

Cerrahi kliniklerde en sık görülen nozokomiyal infeksiyon cerrahi alan infeksiyonu iken(2,4), cerrahi yoğun bakım ünitelerinde nozokomiyal pnömonilerdir(5). Amerika Birleşik Devletleri’nde 1992-1998 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerde yapılan NNIS çalışmasında, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde en sık izlenen nozok omiyal infeksiy onların nozokomiyal pnömoniler (% 33) olduğu görülmüştür; bunu üriner sistem infeksiyonları (% 18), cerrahi alan infeksiyonları (% 14) ve kan dolaşımı infeksiyonları (% 13) takip etmektedir

(3). Bizim hastanemiz yoğun bakım ünitelerinde de, 1997 yılında Nosoline projesi ile başlayan ve halen devam etmekte olan aktif, hastaya ve laboratuvara dayalı sürveyans yapılmaktadır.

Sürveyans sonuçlarına göre cerrahi yoğun bakım ünitelerinde infeksiyon oranları % 8.2-9.8 arasında değişmektedir (Tablo 1). İnfeksiyonla rın dağılım ına baktığı mızda, ilk sırada nozokomiyal pnömoni (% 40.9) yer almakta, bunu bakteriyemi (% 20.5), cerrahi alan infeksiyonları (% 19.7) ve üriner sistem infeksiyonları (% 11) takip etmektedir (Tablo 2).

Hastane infeksiyonlarında izole edilen etken mikroor- ganizmalar ve duyarlılıkları hastaneler arasında, hatta aynı

genotipik analizi yapılmış ve dokuz farklı klon tespit edilmiştir. Bunların da % 80’i üç klona aitti. Bütün bu çalışmalar dirençli mikroorganizmaların hastadan hastaya yayılımının kanıtıdır.

Sonuç olarak hastane infeksiyonlarına bağlı yüksek morbidite, mortalite ve tedavi maliyetleri sıkı infeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır.

Her hastanede infeksiyon kontrol programı geliştirmeli ve uygulanmalıdır. İnfeksiyon kontrol programı kapsamında;

sürekli prospektif sürveyans yapılmalı, hastane infeksiyonu riskini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılmalı, hastane personeli için sürekli hizmet içi eğitim programı oluşturulmalı ve yürütülmeli, sağlık personelinin el hijyenine uyumunu artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunulmalıdır.

Cerrahi kliniklerinde, uygun antibiyotik kullanımının ve uygun antibiyotik profilaksi politikalarının sağlanması da no zoko miy al in feksiyo nların ön lenmesinde katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR

1. Aygen B, Yörük A, Yıldız O et al: Bloodstream infections caused by Staphylococcus aureus in a university hospital in Turkey: clinical and molecular epidemiology of methicillin-resistant Staphylococcus aureus, Clin Microbiol Infect 2004;10:309-14.

2. Levy I, Ovadia B, Erez E et al: Nosocomial infections after cardiac surgery in infants and children: incidence and risk factors, J Hosp Infect 2003;53:111-6.

3. Richards MJ, Edwards JR, Culver DH, Gaynes RP, the National Nosocomial Infections Surveillance System: Nosocomial infections in combined medical-surgical intensive care units in the United States, Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:510-5.

4. Vazquez-Aragon P, Lizan-Garcia M, Cascales-Sanchez P, Villar-Canovas MT, Garcia-Olmo D: Nosocomial infection and related risk factors in a general surgery service: a prospective study, J Infect 2003;46:17-22.

5. Vincent JL: Nosocomial infections in adult intensive-care units, Lancet 2003;361:2068-77.

156 153

ANKEM Derg 2005;19(Ek 2):153-169.

Panel 8 sunuları

CERRAHİ KLİNİKLERİNDE NOZOKOMİYAL İNFEKSİYONLAR Yöneten:

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi kliniklerde nozokomiyal infeksiyonlara genel bakış

Mehmet DOĞANAY

• Cerrahi hastalarda nozokomiyal infeksiyonlar için risk faktörleri

Engin OK

• Solid organ transplantasyonu ve infeksiyon

Hande ARSLAN

• Cerrahi kliniklerde infeksiyon kontrolü

Emine ALP

Referanslar

Benzer Belgeler

Dahili hasta grubunun cerrahi hasta grubuna göre YBÜ’de yatış süresi, mekanik ventilasyon süresi ve yo- ğun bakım mortalitesi anlamlı olarak fazlaydı (p<0.05) (Tablo

Çalışmaya alınan olgular cerrahi girişimin yapıldığı alanlara göre merkezi sinir sistemi (menin- gosel-meningomyelosel, ensefalosel, izole hidrosefa- li), solunum

Ventilatör ilişkili pnömoniler, üriner sistem enfeksiyonları, bakteriyemi ve kateter enfeksiyonları ile cerrahi alan enfeksiyonları yoğun bakım ünitelerinde en sık

Hastanede gelişen infeksiyonlar içerisinde, üri- ner sistem infeksiyonundan sonra sıklıkta ikinci sırayı alan nozokomiyal pnömoni, yoğun bakım infeksiyonlarında ise en

Çalışmamızda, yoğun bakımda takip edilmekte olan hastaların rutin izlenen parametrelerinden olan arteriyel oksijen basıncının düşük olması CIN gelişimi için bağımsız

Çalışmamızda erişkin yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda karbapenem dirençli Klebsiella pneumoniae kökenleri ile gelişen kolonizasyon/enfeksiyon oranları ve

Hastaların % 96.55’ine (28 olgu) beyin ölümü tanısında klinik ve apne testi sonuç- larına ek olarak en az bir destekleyici test olarak TKDUSG uygulanmıştı.. Hastaların

Son yıllarda yoğun bakım ünitelerinde cerrahi ekipten bağımsız olarak gerçekleştirilen perkütan dilatasyonel trakeostomi (PDT) tekniği, konvansi- yonel cerrahi