• Sonuç bulunamadı

Türkiye Ziraat Odalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye Ziraat Odalar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, hayvancılıkta ve özellikle de süt fiyatlarında yaşanan sıkıntılar çözüm beklediğini belirterek, "Sütte krizin ilk sinyalleri alınmıştır, eğer gerekli tedbir alınmayacak olursa maalesef, yeni bir süt hayvanı katliamı kaçınılmaz olacaktır" dedi.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü" dolasıyla basın açıklaması yaptı. TARIMDA İSTİHDAM

"Genel Seçim öncesi, siyasi parti yetkililerinin tarım konusunda verdiği sözleri, seçim sonrasında unutmayarak yerine getirmelerini bekliyoruz" diyen Bayraktar, tarım istihdamındaki payın, 2001 yılından sonra 6 yılda yüzde 37.6’dan yüzde 26.4’ya gerileyerek 11 puan azaldığını belirtti. Bayraktar, "Buna karşılık, 2008 yılında Ağustos ayından itibaren tersine göç başlamıştır. Kriz ortamında insanlar tarıma sığınmış ve tarım sosyal riskin azalmasına katkı sağlamıştır. Tarımdaki istihdamın artması, aslında istenen bir durum değildir. Aksine, normalde tarımdan ayrılanlara, diğer sektörlerde iş imkanı oluşturulması gerekir. çünkü, tarımda çalışan nüfusun önemli bir bölümü zaten gizli işsiz durumundadır" dedi.

DESTEKLERDEN KESİNTİLER

2007 yılında 5.3 milyar TL olarak belirlenen destekleme bütçesinin 2008 de 5.4, 2009 da ise önce 5.5 milyar TL olarak belirlendiğini ancak daha sonra yüzde 10 kesinti yapıldığını söyleyen Bayraktan, "2010 yılında tarıma ayrılan bütçe 5,6 milyar TL olup, 2009 yılında uygulanması planlanan bütçeden %1,8 fazladır. 2011 yılında tarımsal destekler için ayrılan bütçe 6 milyardır. Tarım Kanunu’na göre, 'Bütçeden ayrılacak kaynak, gayri safi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz.' Tarım Kanunu’na uygun bir bütçe hazırlansaydı, tarımsal destek bütçesinin asgari 12 milyar TL olması gerekirdi" dedi.

DESTEKLER FİYATLARI KARŞILAMIYOR

Mazot ve gübre desteği artırılmış olmasına rağmen fiyat artışları karşısında yetersiz kaldığını kaydeden Bayraktar, "Özellikle gübrede sanayici gübre tüketim dönemlerinde fiyatları aşırı bir şekilde artırmaktadır. Bu da, alım gücü düşük olan ve ucuz olduğu dönemde gübre alamayan çiftçiye aşırı maliyet getirmektedir. Bu nedenlerle mazot ve gübre desteği artırılmalıdır" dedi.

Bayraktar, ürünlerle ilgili sorunları kısaca şöyle sıraladı:

-Fındık üretiminde işletmeler küçük, işletmeleri büyütemiyoruz. Müdahale alımı yapılmayacaksa üreticilerin korunması için alan bazlı destek devam etmelidir.

-Çayın bölge üreticileri ve ülke ekonomisi için önemi dikkate alınarak, yaş çay fiyatı, prim dahil maliyetin altında kalmamalıdır. çaylıkların bir program dahilinde vakit geçirilmeden yenilenmesi gerekmektedir.

-Zeytin ve Zeytinyağı üretim miktarı geçmiş yıllara nazaran ciddi olarak artmıştır. Tanıtım faaliyetleri ile iç tüketim artırılmalı, ihracatta yeni pazarlar bulunmalı, her ne ad altında olursa olsun zeytin ve zeytinyağı ithalatı

yapılmamalıdır.

-Ülkemizin yağ ve protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en az tahıllar kadar stratejik öneme sahip bir ürün olduğu her kesim tarafından kabul edilmesi ve üretimlerinin artırılması gerekmektedir.

-Çeltik ve pirinç fiyatları ülkemizde düşük seyretmekte, gümrük vergi oranı ülke üreticilerinin korunmasına imkan vermemektedir. 2010 yılında 371 bin ton pirinç ithal edilmiştir. Ek korunma tedbirleri alınmadığı sürece çeltik üretiminde istikrarlı bir artış sağlamak mümkün değildir.

-Mısır kullanım alanlarının fazlalığı ve özellikle son yıllarda dünyada biyoetanol üretiminde mısırın hammadde olarak kullanılması, mısıra olan ilginin artarak devam edeceğini göstermektedir. Bu sebeple mısırda son yıllarda

(2)

sağlanan üretim artışının, gelecek yıllarda da korunması hatta daha da artırılması sağlanmalıdır.

-Narenciye 2010 yılında para etmedi ve üretici çok zor bir yıl geçirdi. Narenciyede ihracat iadelerinin amacına ulaşabilmesi, ihracatçının önünü görebilmesi ve ihracatın gelişmesi için zamanında ve yeterli verilmesi büyük önem taşımaktadır.

-Şeker pancarı fiyatlarında üreticimiz artış beklemektedir. Kota, bölgelerin durumuna göre artırılmalı, kaçak şeker girişi önlenmelidir.

-Tütün üretimi 2010 yılında, 2009 yılına göre yüzde 32,1 oranında azalarak 55 bin tona gerilemiştir. HAYVANCILIKTA YAŞANAN SORUNLAR

TZOB Başkan Bayraktar, hayvancılıkta yaşanan sorunları da sıraladı.

-2007-2008 döneminde tüm dünyada yaşanan girdi artışları, ülkemizde kuraklıkla birlikte etkisini daha şiddetli

hissettirmiştir. Bu dönemde süt ve et gibi ürün fiyatlarının da yerinde sayması, yüksek maliyet baskısına dayanamayan birçok işletmenin tasfiye olmasına neden olmuştur.

-2008’in son çeyreğinde süt arzının en düşük olduğu dönemde süt fiyatları düşmüş, 2009 yılının ortalarına kadar da düşmeye devam etmiştir. Neticede, yüksek maliyet baskısı ile düşük fiyat kıskacı arasında kalarak, üretimi devam ettiremeyen birçok süt işletmesi hayvanlarını kesime sevk etmiştir. Bu dönemde yaklaşık 250 binden fazla damızlık hayvan kesilmiştir.

-Girdi maliyetlerindeki artışlar üretici et maliyetlerinin ve dolayısıyla fiyatların artmasında önemli rol oynamıştır. Ağustos 2009-Eylül 2010 döneminde, yani bir yıllık süreçte Arpa yüzde 45, Kepek yüzde 150, Ayçiçeği tohumu küspesi yüzde 117 ve besi yemi ise yüzde 58 oranında artmıştır.

-Besicilerin en önemli girdileri canlı hayvan ve yemdir. çiftçilerimiz 2 yıl kadar önce besiye koyacakları canlı hayvanın kilosuna 8-9 TL ödüyorken, bugün 12-13 TL’ye zor almaktadırlar. Yani canlı hayvan maliyetleri de yüzde 45’ler civarında artmıştır.

Bayraktar "Yukarıda bahsettiğimiz gerekçeler nedeniyle et fiyatları önemli bir artış trendine girmiştir" dedi. HAYVAN İTHALİNE 592 MİLYON HARCANDI

Et fiyatını düşürmek için 2011 Ocak Ayı sonu itibariyle 64 bin tonu karkas olmak üzere, toplam 138 bin ton ete eşdeğer, kasaplık hayvan ve et Türkiye’ye getirildiğini kaydeden Bayraktar, "Ayrıca 70 000 baş besilik hayvan ithal edilmiştir. İthal edilen canlı hayvanlar ve et için toplam 592 milyon dolar döviz ödenmiştir" dedi.

Hayvancılık politikasında, "Nerde yanlış yaptık noktasında sorgulaması gerektiği kanaatindeyiz" diyen Bayraktar, birkaç yerde belirlenen 85 kuruşluk çiğ süt litre taban fiyatlarının

“arz fazlalığı var, talep düşük, fiyatlar olması gerekenden fazla” gibi gerekçelerle, düşürülmek istendiğini ifade etti. Süt greviyle fiyatların 73-74 kuruş bandında uzun süre kaldığını belirten Bayraktar, "Fakat bu yıl bu mazeretler biraz erken başlamış, Şubat 2011 tarihinde birçok yerde sanayiciler geçmişte de yabancı olmadığımız gerekçelerle sütü bırakma faaliyetine girmişler, süt fiyatlarını ihale bölgelerinde 64 kuruşa düşürmüşlerdir. İhale dışında ise fiyatlar 50 kuruşlara kadar gerilemiştir. Türkiye’de yıllardır söz konusu gerekçelerle fiyatlar düşürülmekte, bu durum genelde sektörde geri dönüşümü zaman alan ciddi kayıplara neden olmaktadır. Buna mutlaka kalıcı bir çözüm bulunmalıdır. Ülke hayvancılığının kaybının, ülkenin kaybı olduğu unutulmamalıdır" dedi.

(3)

"Ekonomik bir hayvancılık için 1 litre süt sattığınızda 1,5 litre yem alabilmeniz gerekirken, bir çok yerde üreticilerimiz bir kilo yem bile alamamaktadır, çiftçilerimizin alım gücü her geçen gün düşmektedir" ifadelerine yer veren Bayraktar sütte kriz sinyallerini yaşandığını belirtti.

TZOB Başkanı şöyle dedi: "Yani sütte krizin ilk sinyalleri alınmıştır, eğer gerekli tedbir alınmayacak olursa maalesef, yeni bir süt hayvanı katliamı kaçınılmaz olacaktır."

Türkiye'nin süt fiyat düşüşleri nedeniyle yakın zamanda yaşanan acı tecrübeden ders çıkarmak durumunda olduğunu belirten Bayraktar, "Ülke olarak eldeki damızlıkların iyi bir şekilde korunması, ıslah çalışmaları ile verim

seviyelerinin yükseltilmesi, bunların yok pahasına elden çıkarılmasını engelleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir" dedi.

Bayraktar, "Bütün bu arz talep dengesini sağlamaya yönelik desteklere rağmen, yine de süt fiyatları düşürülecek olursa, bu durumda sorumluğunun başka yerlerde değil, süt fiyatlarını düşürenlerde aranması gerektiği kanaatindeyiz" değerlendirmesinde bulundu.

NELER YAPMALI

Bayraktar, "Neler Yapılmalı" diyerek şunları sıraladı:

-En kısa zamanda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir müdahale kurumu kurulmalı, süt piyasasındaki fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmelidir,

-Hayvancılık mutlaka tatminkar ölçülerde desteklenmeli, -Islah çalışmalarına devam edilmeli,

-Süt piyasasında istikrarı sağlayıcı ve üreticiyi koruyucu tedbirler alınmalı, -Sektör kayıt altına alınmalı,

-Özellikle süt işletmelerinde işletme düzeyinde bölgesel üretim planlamaları yapılmalı, büyükleri kuralım derken küçüklerin yok olmasını engelleyici tedbirler alınmalı,

-Damızlık hayvan ithalatına belli bir plan ve program çerçevesinde, gerçekçi talep ve ihtiyaçlar belirlenerek izin verilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özel bütçeli idarelerin öz gelirleri % 1,8 azalışla 1.281 milyon TL’ye, düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri % 11,6 azalışla 190 milyon TL’ye gerilemiştir

 Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH, 2013 yılının dördüncü üç aylık çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % 4,7 artarken, mevsim

“Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makine ve teçhizat hariç) (150)”, “Kimyasallar ve kimyasal ürünlerin imalatı (146)”, “Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı

 2015 Temmuz ayında kurulan 55 Kooperatifin 33’ü Konut Yapı Kooperatifi, 6’sı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, 6’sı Sulama Kooperatifi

 2015 yılının ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı %18,12 artarken, kooperatif sayısı %8,23 ve gerçek kişi ticari işletmesi

 2015 yılının ilk on ayında kurulan 761 kooperatifin 346’sı Konut Yapı Kooperatifi, 89’ü Sulama Kooperatifi, 76’sı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak kurulmuştur..

 2015 Aralık ayında kurulan 97 Kooperatifin 61’i Konut Yapı Kooperatifi, 7’si Sulama Kooperatifi, 7’si Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi olarak kurulmuştur..  2015

Sütte 2008 yılında yaşanan kriz sırasında piyasayı düzenleyecek bir müdahale kurumu olsaydı, yurt dışına giden bu dövizin ve devletçe yapılan yüksek