• Sonuç bulunamadı

Agro. Güncel. Türkiye Agro-Sanayi Sektöründe Ticarileşmenin Gelişi. Rusya'yla yeni dönemde tarımda işler zor. 16 Ağustos 2016

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Agro. Güncel. Türkiye Agro-Sanayi Sektöründe Ticarileşmenin Gelişi. Rusya'yla yeni dönemde tarımda işler zor. 16 Ağustos 2016"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye Agro-Sanayi Sektöründe “Ticarileşmenin” Gelişi

Rusya Türkiye'nin yaş sebze meyve ihracatında en önemli pazarlardan biri.

2016’da Rusya pazarının neredeyse kaybolması ile başta turunçgiller, çilek, üzüm ve domates olmak üzere Türkiye’nin tarım ürünleri ve gıda ihracatı büyük darbe yedi ve geçen yılın aynı dönemine göre, Rusya'ya yaş meyve sebze ihracatımız hem miktar hem de dolar bazında %80

civarında düştü .

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk yurtdışı seyahatini geçen hafta 9 Ağustos’ta Rusya’ya yapmasının şüphesiz sembolik anlamı çok büyük. Beklentileri gerçekçi bir eksene oturtabilmek adına en net

açıklama, iki liderin yaptıkları ortak basın toplantısında Putin’in “Türkiye'ye karşı kısıtlamaları kademeli olarak”

kaldıracaklarını belirtmesi herhalde. Tabi Türkiye ile Esad-Suriye bağlamında uzunca bir süredir yaşanan anlaşmazlıkların bu yavaş tempoda payı olduğunu vurgulamak gerekli.

Diğer yandan, ambargo süresi boyunca Rusya’nın alternatif pazarlarla kurduğu bağlantılar, iç pazarda kendi üretimine yoğunlaştırdıkları destekler tarım ve gıda ürünleri tarafında işlerin hızla “normale”

dönmesine ayrı bir engel.

Kısaca, Türkiye için çok önemli ve büyük bir pazar olan Rusya’nın tarımdaki ambargoyu tam olarak kaldırmaması üreticileri ve ihracatçıları bu yılın kalan kısmında da, önümüzdeki yılda da zorlayacak gibi görünüyor.

Rusya'yla yeni dönemde tarımda işler zor

143 milyon nüfusuyla Rusya, Türkiye ekonomisi için çok önemli bir ülke. Türkiye'nin ihracatında Almanya, İngiltere, Irak, İtalya, İsviçre, ABD, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri ve İspanya'nın ardından 2015 sonu verilere göre 3,6 milyar dolarla 10'ncu;

ithalatında Almanya'nın ardından 20,4 milyar dolarla ikinci sırada.

Ülke, yıllık 40 milyar doları aşan gıda ve tarım ürünü ithalatıyla dünyanın en büyük alıcıları arasında.

Türkiye’nin 2015 yılında Rusya’ya yaptığı toplam 3,6 milyar dolarlık ihracatın içinde gıda ve tarım ürünlerinin payı 1,1 milyar dolar. Türkiye bilindiği üzere Rusya’dan doğal gaz alıyor ve ithalat faturası bu nedenle 20 küsur milyar dolar gibi oldukça kabarık bir seviyede. Fakat, Rusya’dan Türkiye’ye satılan gıda ve tarım ürünleri ithalatı da 2,1 milyar dolarla yapılan gıda ve tarım ürünü ihracatının neredeyse %100 üzerinde.

Daha detaylı bakınca, Rusya Türkiye'nin yaş sebze meyve ihracatında en önemli pazarlardan biri. Diğeri de zaten

16 Ağustos 2016

Agro

Güncel

(2)

Irak. İçinde bulunduğumuz sene içinde her iki ülke pazarının da sorunlu olması Türkiye’de üretici açısından önemli bir problem haline gelmiş durumda. Hele, Rusya’nın 2015 yılı itibarıyla yaş sebze meyve ihracatımızda miktar bazında %39, değer bazında %42 paya sahip olduğu düşünülürse. Dolar bazında ifade edersek, 2015’te Türkiye’den Rusya'ya 250 milyon dolarlık meyve, 333 milyon dolarlık sebze ve 296 milyon dolarlık narenciye ihracatı yapılmıştı. Rusya'ya yaptığımız toplam yaş meyve sebze ihracatımız 900 milyon dolara yaklaşmıştı.

Ve çok iyi bilindiği üzere, geçen sene sonuna doğru yaşanan uçak düşürme krizi sonrasında Rusya Türkiye’den gelen gıda ve tarım ürünlerini de kapsayacak şekilde Türkiye’den ithal ettiği birçok ürüne ambargo koydu. 1 Ocak 2016'dan itibaren domates, salatalık, kuru soğan, kırmızı lahana, brokoli, portakal, mandalina, nektarin, elma, armut, kayısı, şeftali, erik, üzüm, çilek, tavuk ve hindi eti, tuz ve karanfil ithalatını yasakladı.

Yasaklanan ürünleri açısından bakıldığında 2015 yılında Rusya’nın ihracat içindeki payı

domateste %65, salatalıkta %51,7, mandalinada %46, portakalda %21, şeftalide %47, kayısıda

Resim 1: Rusya-Türkiye Yeniden

Kaynak: ,Sputnik, Egeli & Co.

(3)

%52, çilekte %75, üzümde %68, erikte %20, kuru soğanda %45 ve kırmızı lahanada %19’du.

2016’da ise Rusya pazarının neredeyse kaybolması ile başta turunçgiller, çilek, üzüm ve domates olmak üzere Türkiye’nin tarım ürünleri ve gıda ihracatı büyük darbe yemiş

oldu. 2015’in ilk altı ayında Rusya’ya ihraç edilen tarım ve gıda maddelerinin değeri 570 milyon dolardan bu yıl ilk altı ayda 178 milyon dolara geriledi. Yaş meyve ve sebzede, 2015 Ocak- Temmuz döneminde, Rusya'ya 674 bin ton ihracat karşılığında 477 milyon dolar gelir elde

edilmişken 2016 Ocak-Temmuz döneminde yapılan ihracat 131 bin tona; elde edilen gelir de 103 milyon dolara kadar düştü. Kısaca geçen yılın aynı dönemine göre, Rusya'ya yaş meyve sebze ihracatımız hem miktar hem de dolar bazında %80 civarında düştü. Üreticiler kadar, bu

sektörde faaliyet gösteren depocular, kamyoncular gibi akla gelebilecek tüm birimler önemli ekonomik kayıplar yaşadı.

Bu arada Rusya ambargosu başladığından bu yana iç pazarda ihracat kaybı yaşanan ürünlerin fiyatlarında önemli düşüşler gerçekleşmediğini not etmeden geçmemek

Kaynak: Agrıinfo , Egeli & Co.

Resim 2: Kalite Standartları Sorun

(4)

gerek. Sektör uzmanlarına göre bunun temel nedeni, ambargo dönemi boyunca Rusya pazarının kapanmasında “fırsatçıların”, ürünleri üreticiden çok düşük fiyattan alarak büyük

şehirlerdeki tüketiciye yüksek fiyattan sunmaları. Meyve ve sebzede aracı karlarının son altı ayda %100-300 arasında oluşabilmesi. Türkiye’deki kronik gıda fiyatları enflasyonunun kökünde bu ve benzer nedenler olduğuna da vurgu yapmak önemli.

Rusya ile yumuşama haberleri gelmeye başladığından bu yana özellikle üzüm ve narenciye üreticilerinden gelen davullu zurnalı kutlamaların ardında işte bu çöküş bulunuyor. Şimdi Türk-Rus ilişkilerinin normal seyrine dönmesi sektörde faaliyet gösteren hemen herkesi umutlandırmış durumda.

Peki, Erdoğan-Putin görüşmesinde tarım sektörünün payı ne kadardı? Yılın kalan çeyreği ve 2017 ‘ye ilişkin olumlu beklentilerin ne kadar gerçekçi?

Tarım ürünleri ticaretinde toparlanma: Yavaş ve sınırlı

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk yurtdışı seyahatini geçen hafta 9 Ağustos’ta Rusya’ya yapmasının şüphesiz sembolik anlamı çok büyük. Ancak, geçen yıl 24 Kasım’da yaşanan uçak düşürme krizinin ardından dibe vuran ilişkilerde en zorlayıcı konunun turizm, tarım ve gıda ürünleri sektörü olduğu hatırlanırsa; ziyaretin ekonomik boyutunun da ne kadar ön planda olduğu tartışmasız bir gerçek. Türk heyetinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in de bulunması tarım ve gıda ürünleri açısından olayın boyutunu da ayrıca yansıtıyor zaten.

Sonuçta olumlu geçen ziyarette Putin ve Erdoğan ilişkileri ilk 24 Kasım öncesine döndürmeye;

ardından da “daha ileri boyuta taşımaya” karar verdiler. Karşılıklı heyetlerin görüşmelerin ardından Ankara ve Moskova 2016-2019 arasını kapsayan bir “orta vadeli program” üzerinde anlaşmaya vardı. Akkuyu ve Türk Akımı ile enerji konusu mutabakatın en önemli başlığı olurken, ana başlıklar olarak ticaret, turizm ve tarım ön plandaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 12 başlık arasında tarım ve gıda ürünleri sektörünü ilgilendiren “Tarım ürünleri dâhil ikili ticareti

(5)

kısıtlayan yasaklar kaldırılacak” cümlesiydi.

Beklentileri gerçekçi bir eksene oturtabilmek adına en net açıklama , iki liderin yaptıkları ortak basın toplantısında Putin’in “Türkiye'ye karşı kısıtlamaları kademeli olarak” kaldıracaklarını belirtmesi herhalde. İki ülke ilişkilerinin geleceğinin

sonbaharda yapılacak KEK toplantısı ve gelecek yıl düzenlenecek ÜDİK zirvesinde şekilleneceği.

Özetle, barışma arzusunun iki taraftan da açıkça beyanına rağmen, Rus lider Putin’in işleri aceleye getirmeye hiç niyeti varmış gibi görünmüyor. Tabi Türkiye ile Esad-Suriye bağlamında uzunca bir süredir yaşanan anlaşmazlıkların bu yavaş tempoda payı olduğunu vurgulamak gerekli.

Diğer yandan, ambargo süresi boyunca Rusya’nın alternatif pazarlarla kurduğu bağlantılar, iç pazarda kendi üretimine yoğunlaştırdıkları destekler tarım ve gıda ürünleri tarafında işlerin hızla “normale” dönmesine ayrı bir engel. Rusya’nın Türk

Kaynak: Rusya Devleti , Egeli & Co.

Resim 3 Putin ve Erdoğan Heyetlerle Bir arada

(6)

ürünlerine getirilen yasağın ardından Ermenistan, İran ve Abhazya; Rus pazarındaki boşluğu çok iyi değerlendirerek kendi ürünlerini Türk tarım ve gıda ürünleri ile ikame ettiler. Rusya Tarım Bakanı Aleksandr Tkaçev Türkiye’ye uygulanan gıda ambargosunu kaldırmayı henüz

değerlendirmediklerini ve Türk gıda ürünlerine Rusya pazarını açmakta aceleci

davranmayacaklarını açıkça söyledi Erdoğan-Putin zirvesinin ardından. Daha da moral bozucu şekilde Rusya Tarım Bakan Yardımcısı Yevgeniy Gromiko, Rusya’nın turizmde, ulaşımda ve enerjide Türkiye ile ilişkilerinde hızlı ilerleme isteklerine karşın Türkiye’den tarım ürünü ithalatının eski seviyelere dönmesine karşı olduklarını ekledi.

Her iki yetkilinin de tarım tarafında ilişkileri toparlamayı ağırdan alma nedenleri ise, yerli tarım sektörünün geliştirilmesi kararı. Çünkü Rusya aynı zamanda AB tarafından uygulanan ambargo nedeniyle tarım ve gıda ürünlerinin önemli bir kısmını artık Avrupa’dan ithal edemiyor ve bu da ülkenin stratejik bir kararla kendi üretim planlamasını yeniden yapmasına neden oldu son birkaç

Grafik 4: Rusya “eskiye “dönmeyi istemiyor

Kaynak: Agriinfo , Egeli & Co.

(7)

yılda. Türkiye ile bozulan ilişkiler de tarım sektöründe bu karar çoktan alınmışken geldi.

Dolayısıyla, Türkiye-Rusya ilişkileri diğer birçok alanda, Suriye krizinin el verdiği ölçüde yeniden düzelirken, tarım ve gıda ürünleri sektörü söz konusu olduğunda tempo çok daha yavaş olacak. Fakat tabi bu kadar keskin açıklamalar dahi, tarım ve gıda ürünleri sektöründe iki ülke temsilcilerinin bir araya gelmelerine engel değil.

1-6 Ağustos arasında Rusya tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor'dan bir heyet, narenciye ve üzüm üretim bölgeleriyle, gıda analiz laboratuvarlarında

incelemelerde bulunmak üzere Türkiye'ye geldi. Heyetin gelişi umut verici olarak

değerlendirilse de, bekleyiş biraz fazla iyimser görünüyor. Bir kere Rosselhoznadzorn bu ziyareti her yıl ihracat sezonu öncesi üretim standartları ve hijyen kontrolleri için uzun bir süredir

yapmakta. Heyetinin narenciye ve üzüm üretim bölgelerine yaptığı ziyaretin ardından bu

ürünlerde ihracat için olumlu görüş vermesi dahi, ihracatın hemen başlayacağı; ya da 24 Kasım öncesindeki seviye ile başlayacağı anlamına gelmiyor.

Zaten, Rusya Tarım Ürünleri Denetim Ajansı heyetinin ziyaret sonrasında yaptığı

açıklamalar da biraz umut kırıcı. Rosselhoznadzor Sözcüsü Y uliya Melano, Türkiye'nin Rusya'ya sevk edilen ürünlerin sağlık koşullarıyla ilgili güvenliğinin sağlanması hususundaki talepleri anlamadığını söyledi. Melano’ya göre Türk uzmanlar, Rusya'da karantinaya alınan organizmaları bilmiyor. Bu nedenle de üretim Rusya’nın istediği sağlık kriterlerini

karşılayamıyor. Rus yetkiliye göre, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünlerini Rusya’ya satmak için gerekli koşulları sağlamakta farklı bir yaklaşım izlemesi gerekiyor. Topu Türk yetkililere atan Melano, ziyareti sonrasında Türkiye'den Rusya'ya sebze ve meyve sevkiyatının ne zaman başlayacağının Ankara'ya bağlı olduğunu ve 10 Ağustos itibarıyla yasağın kısa süre içinde kalkacağını söyleyemediklerini açıkladı. Zaten, sevkiyat güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili ortak protokollerde öngörülen birtakım yükümlülüklerin Türkiye tarafından yerine getirilmemesi sorunu 24 Kasım öncesinde de iki ülke arasında problemli konular arasındaydı.

Kısaca, Türkiye için çok önemli ve büyük bir pazar olan Rusya’nın tarımdaki

ambargoyu tam olarak kaldırmaması üreticileri ve ihracatçıları bu yılın kalan kısmında

(8)

da, önümüzdeki yılda da zorlayacak gibi görünüyor. Beklentilerin aksine hasat sezonunun başladığı yaş üzüm, narenciye, domates gibi birçok tarım ürününde Rusya’ya yapılacak ihracatı önemli ölçüde artamayacak bu sene.

Bu önemli sorunu aşmak için de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kadar stratejik planlama yapan tüm kamu birimlerinin, üreticilerle beraber alternatifler üzerine ciddi bir çalışma yapması gerekiyor. Zaten tarım ve gıda ürünleri ihracat pazarı olarak üst sıralarda yer alan Almanya, Romanya, Suudi Arabistan, Ukrayna, Hollanda, Bulgaristan, Polonya, Birleşik Krallık, Gürcistan ve Suriye yanında; Türkiye’nin Asya ve Afrika kıtalarından gelebilecek potansiyel talebi çekip almak konusunda tutarlı ve yüksek tempolu bir çalışma içinde olması gerekiyor.

Kilit konu da tabi tarımsal üretim maliyetlerinin aşağı çekilmesi için alınacak önlemler yanında (ki bunun kapsamında ölçeğin artırılması daha orta vadeli bir çözüm olarak yer alabiliyor) tarımsal üretimde kalite sorunun aşılması gereği de aciliyetle ön plana çıkıyor.

İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji

+90 532 347 82 06

guldem.atabaysanli@egelico.com

Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.“ Mersis No: 0-3254-1422-0400018) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri: 10.07.2015 PYŞ /PY.34 –YD.14/638). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli &

Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır.

YASAL UYARI: İşbu araştırma raporu, ticari iletişim ve ticari elektronik ileti olmayıp sadece ekonomik konjonktür ile ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin

uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/

veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.

Referanslar

Benzer Belgeler

kullanarak savaş uçaklarını Esad yönetimi altındaki Basil Esad Uluslararası Havaalanı ve Rusya’nın kendi toprakları dışındaki tek askeri üssü Tartus Deniz

orta ve uzun vadede bu tohumlarla beraber kullanılması önerilen ilaçların toprak verimliliği üzerine ne gibi etkileri olacağı; ve tabi son olarak da verimliliği kısa

12 Mart 1971 askeri müdahalesinin ardından 1973 yılında çıkarılan 1750 Sayılı Üniversiteler Kanunu’yla birlikte “Üniversite Denetleme Kurulu

Rusya’nın hizmet ticaretine yönelik kısıtlama ve yasaklamalarına yönelik olarak da yine Dünya Ti- caret Örgütü Kuruluş Anlaşması’nın Ek1-B bölü- mündeki

 Perakende satış hacmi 2016 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %0,2 azalırken, bir önceki yılın aynı ayına göre %1,7 arttı.. Perakende ciro 2016 yılı

Türkiye dahil Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin bu bölgedeki güvenliklerinin sağlanmasına dönük ola- rak sözleşme Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletlerin

Tablo 59: Araştırmaya Katılanların Türkiye ve Rusya Arasında Herhangi Bir Çatışma Durumunda Azerbaycan`ın Nasıl Davranması Gerektiği Hakkında Düşüncelerine

Korunmaya muhtaç gruplara yönelik BM kriterleri doğrultusunda, Yunan adalarından Türkiye'ye iade edilen her bir Suriyeli için Türkiye'den bir diğer Suriyeli AB'ye