• Sonuç bulunamadı

TİCARET ŞİRKETLERİ GENEL HÜKÜMLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TİCARET ŞİRKETLERİ GENEL HÜKÜMLER"

Copied!
34
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TİCARET

ŞİRKETLERİ GENEL

HÜKÜMLER

Prof. Dr. Şaban KAYIHAN

10.03.2015

(2)

TİCARET ŞİRKETLERİ GENEL HÜKÜMLER

Ticaret şirketleri TTK m.124 ila 644’te düzenlenmiştir.

TTK m.124 vd. öncelikle ticaret şirketlerine ilişkin genel hükümlere ve hemen devamında ise kollektif şirket, adi komandit şirket, anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ve limited şirketlere ilişkin özel hükümlere yer vermiştir.

Öncelikle ticaret şirketlerinin türlerini, tüzel kişilik ve ehliyetlerini, uygulanacak kanun hükümlerini, sermaye koyma borcunu, ortakların kişisel alacaklarını, birleşme, tür değiştirme ve bölünmeyi, şirketler topluluğunu ve bakanlığın düzenleme ve denetleme yetkisini içerecek şekilde TTK m.124 ila 210’da düzenlenmiş olan genel hükümlerin incelenmesine yer vereceğiz.

(3)

I.TİCARET ŞİRKETİ TÜRLERİ

Kanun koyucu TTK’da ticaret şirketi kavramının tanımına açıkça yer vermemesine rağmen, ticaret şirketi türlerini TTK m.124 f.1’de sınırlı sayıda sayarak tespit etmiştir. Buna göre ticaret şirketleri, kollektif, komandit (adi komandit – sermayesi paylara bölünmüş komandit), anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.

TTK’da düzenlenen ancak tüzel kişiliğe sahip olmayan donatma iştirakleri (TTK m.17) ve umumi mağazalar (TTK m.832 vd.) ticaret şirketi olarak değil de adi şirket olarak nitelendirilmelidir.

6102 sayılı TTK’da ticaret şirketlerinden hangilerinin sermaye ya da kişi şirketi olduğu 6762 sayılı TTK’dan farklı şekilde düzenlenmiştir.

Kanun koyucu bu sayede özellikle ticaret şirketlerine dair genel hükümler açısından sermaye şirketleri ve kişi şirketleri kavramlarından ne anlaşılması gerektiğine açıklık getirmiştir.

TTK m.124 f.2’ye göre kişi şirketleri kollektif ile adi komandit şirketler iken, sermaye şirketleri ise anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerden ibarettir.

Kanunda kooperatiflerin kişi şirketi ya da sermaye şirketi olduğu yönünde bir tespite yer verilmemiştir. Bu sebeple kooperatiflerin kişi ya da sermaye şirketi nitelikleri TTK’ya göre değil Kooperatifler Kanunu’nda yer alan hükümlere göre belirlenmelidir.

(4)

II. TİCARET ŞİRKETLERİNİN EHLİYETLERİ

Ticaret şirketleri, tüzel kişilikleri bulunduğu için, ortaklarından ayrı ve bağımsız bir şekilde hak edinebilirler ve borç

yüklenebilirler.

Ticaret şirketlerinin ehliyetleri, TTK m.125’te TMK m.48’e gönderme yapmak suretiyle düzenlenmiştir. TTK m.125’te yer alan bu düzenleme 6762 sayılı TTK m.137’den farklı şekilde ticaret şirketlerinin hak ehliyetlerinin kapsamını işletme konuları ile sınırlamamış, bir başka deyişle ultra vires kuralını terk ederek bunun yerine ticaret şirketlerinin, tüzel kişilerin hak ehliyetlerini düzenleyen TMK m.48 çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceğini ve borçları üstlenebileceklerini düzenlemiştir.

Ticaret şirketleri sahip oldukları hakları ve üstlendikleri borçları organları eliyle kullanırlar ve yerine getirirler. (TMK m.50)

(5)

III. TİCARET ŞİRKETLERİNE UYGULANACAK HÜKÜMLER

Ticaret şirketlerinin tüzel kişi nitelikleri ve düzenlendikleri kanunlar da dikkate alınmak kaydıyla kendilerine uygulanacak kanun hükümlerinin bir sıralaması yapılmak istenirse, ilk sırada her birine özgü olarak TTK’daki ve Koop. K’daki düzenlemeler yer almaktadır.

Bankalar, aracı kuruluşlar, sigorta şirketleri gibi TTK’nın yanında kendilerine özgü kanunlara tabi ticaret şirketleri hakkında bu özel kanunların hükümleri TTK’da ve Koop. K’da her bir ticaret şirketi için ayrılan özel hükümlerin uygulanmasında öncelikle göz önünde bulundurulur.

Bu hükümlerde bir düzenleme yer almadığı takdirde TTK m.124 ila 210’daki ticaret şirketlerinin tümü için geçerli olan genel hükümler uygulanır.

Bu hükümlerde dahi bir düzenleme yoksa TTK m.126’ya göre TMK’da yer alan tüzel kişilere ilişkin genel hükümler ile TBK’nın adi şirketlere ilişkin hükümleri ticaret şirketlerinin her birinin niteliğine uygun olduğu müddetçe uygulanabilir.

(6)

IV. TİCARET ŞİRKETLERİNDE SERMAYE

A. Genel Olarak

Ticaret şirketlerinde sermaye, şirketlerin ekonomik amaçlarına ulaşabilmeleri için gerekli olan bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

Kollektif ve komandit şirketlerde kanunen belirlenmiş asgari bir sermaye miktarı söz konusu değilken, anonim şirketler ile limited şirketlerde sermayenin asgari miktarını kanun koyucu açıkça tespit etmiştir.

TTK m.332’ye göre, anonim şirketler açısından esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye elli bin Türk Lirasından az olamaz.

Limited şirketler açısından ise sermaye TTK m.580’e göre on bin Türk Lirasından az olamaz.

(7)

B. Ticaret Şirketlerine Getirilebilecek Sermayeler

Ne gibi ekonomik varlıkların sermaye olarak ticaret şirketlerine getirilebileceği, her bir ticaret şirketine dair hükümler saklı kalmak kaydıyla TTK m.127’de belirlenmiştir. Buna göre,

a)--Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, b)--Fikri mülkiyet hakları,

c)--Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,

d)—Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, e)--Kişisel emek,

f)--Ticari itibar,

g)--Ticari işletmeler,

h)--Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,

i)--Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,

j)--Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer ticaret şirketlerine sermaye olarak konabilmektedir.

TTK m.127’de a-i bentlerinde yer alan sayım sınırlı bir sayım değildir, örnek vermek amacıyla Kanunda yer aldığını göstermektedir.

(8)

Komandit, anonim ve limited şirketlerde sermayeye dair TTK m.127 f.1’de yer alan bu genel hükme önemli istisnaların getirildiği görülmektedir.

Komandit şirketlerde sınırlı sorumlu olan komanditer ortak şirkete kişisel emeğini ve ticari itibarını sermaye olarak getiremez iken (TTK m.307 f.2) anonim ve limited şirketlerde ise hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olarak kabul edilemezler (TTK m.342 f.1, m.581 f.2).

C. Sermaye Koyma Borcu

Ticaret şirketlerinde sermaye koyma, her ortak için şirket sözleşmesi ile üstlenilen öncelikli bir borç olarak karşımıza çıkmaktadır (TTK m.128 f.1).

Bu borcun yerine getirilmiş sayılabilmesi için borcun konusuna (sermaye olarak getirilecek ekonomik değerin türüne) göre değişen şartların gerçekleşmiş olması gerekir.

Şayet borcun konusu bir gayrimenkul ise değeri bilirkişi tarafından belirlendikten sonra tapuya şerh verilmelidir, şayet fikri mülkiyet hakları ile diğer değerler ise özel sicillerine kaydedilmelidir, borcun konusu menkul ise güvenilir bir kişiye tevdi edilmelidir. Aksi takdirde ortak için sermaye koyma borcu yerine getirilmiş olmaz (TTK m.128 f.2).

Sermayenin konusu alacak ise bu ihtimalde de sermaye koyma borcu alacakların ticaret şirketi tarafından tahsil edilmesi ile sona ermiş olacaktır (TTK m.130 f.1)

(9)

Alacak müeccel ise aksi kararlaştırılmadıkça vadeden, muaccel ise şirket sözleşmesi veya esas sözleşmeden itibaren bir ay içerisinde şirket tarafından tahsil edilmelidir. Aksi takdirde sermaye koyma borcu yerine getirilmemiş sayılır (TTK m.130 f.2)

Ticaret şirketlerine sermaye olarak gayrimenkullere ilişkin zaten var olan ya da ileride kurulacak olan bir ayni hakkın taahhüt edilmesi halinde, bu taahhüdü içeren şirket sözleşmesi hükümleri gayrimenkule ilişkin ayni haklar için TMK’da yer alan resmi yazılı şekil şartına gerek kalmaksızın geçerlidir (TTK m.128 f.3).

Ticaret şirketlerinin usulüne göre düzenlenmiş olan esas sözleşmeleri ne zaman ki ticaret sicilinde tescil edilirler o anda tüzel kişilik kazanırlar ve kurulmuş olarak kabul edilirler.

Ancak ticaret sicil müdürü tescil işlemini gerçekleştirmeden önce gayrimenkullere ilişkin aynı hakların tapu siciline şerh edilip edilmediğini, fikri mülkiyet hakkının veya diğer değerlerin özel sicillere kaydedilip kaydedilmediğini, taşınırların ise güvenilir bir kişiye tevdi edilip edilmediğini incelemesi ve ona göre tescil talebinin gereğini yerine getirmesi gerekir.

Ticaret şirketinin tescilini gerçekleştiren ticaret sicil müdürü de gayrimenkullere dair sicillere, tapu sicillerine durumu derhal ve resen bildirmekle yükümlüdür.

(10)

Sermaye olarak paradan başka bir ekonomik değerin veya bir menkulün getirilmesi taahhüt edilmişse, gayrimenkullerden farklı olarak, bu sermaye unsurları üzerinde ticaret şirketlerinin malik sıfatıyla tasarruf edebileceği an ticaret şirketlerinin kuruluşu anıdır, bir başka deyişle tüzel kişiliğin kazanıldığı andır (TTK m.128 f.4).

sermaye koyma borcunu yerine getirmeleri için ortaklara karşı ticaret şirketleri tarafından dava açılabileceği gibi, sermaye koyma borcunun tam ya da vadesinde yerine getirilmediği hallerde meydana gelen zarar için daha önceden ihtar edilmek kaydıyla tazminat da talep edilebilecektir. (TTK m.128/7)

Yerine getirilmeyen sermaye koyma borcunun konusu para ise uğranılan zarar karşılığında talep edilecek tazminatın yanında ayrıca şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede aksine bir hükmün bulunmaması şartıyla temerrüt faizinin de talep edilmesi mümkündür (TTK m.129).

Sermaye koyma borcunun konusunun alacak olduğu hallerde bu alacak bir ay içerisinde tahsil edilemez ise, tazminat talep hakkına halel gelmemek kaydıyla, şirketin sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortaktan ayrıca temerrüt faizini de talep edebilmesi mümkündür (TTK m.130 f.3).

(11)

D. Ortakların Faiz ve Ücret Talep Hakkı

TTK m.132 istisnai olarak, şirket sözleşmesi ile açıkça öngörülmüşse ve kanunda da aksi yönde bir hüküm yoksa ortakların konusu para olan sermayeleri için faiz, şirkete sundukları hizmetleri için de ücret talep edebileceklerini düzenlemiştir.

V. TİCARET ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME A. Kavram ve İlkeler

Ticaret şirketlerinde birleşme, birçok şirketin malvarlıklarını tasfiye etmeksizin ya içlerinden birinin bünyesinde ya da yeni kurulan bir şirkette bir araya gelmeleri ve bu işleme katılan şirketlerin belirli bir oran ölçüsünde meydana gelen yeni şirkette pay sahibi olmalarıdır.

Ticaret şirketlerinin birleşmesi TTK m.136 ila 158’de düzenlenmiştir.

Bu madde hükümlerine göre birleşme, ya bir şirketin diğerini devralması yoluyla ya da şirketlerin yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri yoluyla gerçekleşebilmektedir (TTK m.136 f.1).

Yeni kuruluş şeklindeki birleşmede birleşen şirketler tasfiyeye gerek kalmaksızın dağılırlar.

Devralma şeklindeki birleşmede ise bir ya da birden fazla ticaret şirketi diğer bir ticaret şirketine tüm malvarlıkları ile devrolunmaktadır (TTK m.136 f.2).

(12)

Birleşme prensip itibariyle, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, devralan şirketin paylarının bir değişim oranına göre devrolunan şirketin ortaklarınca iktisap edilmesi ile gerçekleşir (TTK m.136 f.3).

Birleşme neticesinde devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralır. Birleşme ile devrolunan şirket tasfiyeye gerek kalmaksızın sona erer ve devamında ticaret sicilinden silinir (TTK m.136 f.4).

B. Birleşmenin Koşulları

Hangi ticaret şirketlerinin birleşebilecekleri TTK m.137’de açıkça tespit edilmiştir.

Buna göre sermaye şirketleri başka sermaye şirketleriyle, kooperatiflerle ve devralan şirket olmak kaydıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilirler. Şahıs şirketleri ise, başka şahıs şirketleriyle, devrolunan şirket olmak kaydıyla sermaye şirketleriyle ve kooperatiflerle birleşebilirler.

Kooperatifler ise başka kooperatiflerle, sermaye şirketleriyle ve devralan şirket olmak kaydıyla şahıs şirketleriyle birleşebilirler (TTK m.137).

Tasfiye halindeki bir şirketin de birleşmeye konu olması mümkündür, yeter ki bu şirketin malvarlığının dağıtılmasına henüz başlanmamış olsun ve bu şirket birleşmeye devrolunan şirket olarak katılsın (TTK m.138).

Sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısı zararlarla kaybolan veya borca batık durumda bulunan bir şirketinde birleşmeye katılması mümkündür (TTK m.139).

(13)

C. Birleşme Prosedürü

Ticaret şirketlerinin birleşmesine ilişkin prosedürü düzenleyen hükümler TTK m.145 vd. yer almaktadır.

1. Birleşme Sözleşmesi

Birleşmeye katılan ticaret şirketleri arasında yapılan ve geçerlik açısından yazılı şekil şartına tabi olan sözleşme birleşme sözleşmesi olarak ifade edilmiştir (TTK m.145).

Birleşme sözleşmesi yönetim organları (anonim şirketlerde ve kooperatiflerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdür ya da müdürler, kollektif ve komandit şirketlerde ise yöneticiler) tarafından imzalanmaktadır.

Yönetim organları tarafından imzalanmış olması tek başına ticaret şirketini bağlamaz. Bununla birlikte ticaret şirketinin genel karar organı (anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ve kooperatiflerde genel kurul, kollektif ve adi komandit şirketlerde ise ortaklar kurulu ve gereğinde tüm ortaklar) tarafından da onaylanması gerekir (TTK m.145).

(14)

Birleşme sözleşmesinin içeriği TTK m.146’da kalemler halinde sayılmıştır. Buna göre,

a) Birleşmeye katılan şirketlerin ticaret unvanları, hukuki türleri, merkezleri; yeni kuruluş yolu ile birleşme hâlinde, yeni şirketin türü, ticaret unvanı ve merkezi,

b) Şirket paylarının değişim oranı, öngörülmüşse denkleştirme tutarı;

devrolunan şirketin ortaklarının, devralan şirketteki paylarına ve haklarına ilişkin açıklamalar,

c) Devralan şirketin, imtiyazlı ve oydan yoksun payların sahipleriyle intifa senedi sahiplerine tanıdığı haklar,

d) Şirket paylarının değiştirilmesinin şekli,

e) Birleşmeyle iktisap edilen payların, devralan veya yeni kurulan şirketin bilanço kârına hak kazandığı tarih ve bu isteme ilişkin bütün özellikler,

f) Gereğinde 141 inci madde uyarınca ayrılma akçesi,

g) Devrolunan şirketin işlem ve eylemlerinin devralan şirketin hesabına yapılmış sayılacağı tarih,

h) Yönetim organlarına ve yönetici ortaklara tanınan özel yararlar, i) Gereğinde sınırsız sorumlu ortakların isimleri,

birleşme sözleşmesinin içeriğinde mutlaka yer alması gereken unsurlardır.

(15)

2. Birleşme Raporu

Birleşme raporu yoksa veya geçerli bir şekilde hazırlanmamışsa ya da eksik içerikle hazırlanmışsa birleşme tamamlanmış olmaz.

Birleşme raporları birleşmeye katılan şirketlerin yönetim organları tarafından hazırlanmaktadır.

Birleşme raporlarının içeriği TTK m.147 f.2’de ayrıntılı bir şekilde ve onbir bent halinde düzenlenmiştir. Buna göre raporun içeriğinde,

a) Birleşmenin amacı ve sonuçları, b) Birleşme sözleşmesi,

c) Şirket paylarının değişim oranı ve öngörülmüşse denkleştirme akçesi; devrolunan şirketlerin ortaklarına devralan şirket nezdinde tanınan ortaklık hakları,

d) Gereğinde ayrılma akçesinin tutarı ve şirket pay ve ortaklık hakları yerine ayrılma akçesi verilmesinin sebepleri,

e) Değişim oranının belirlenmesi yönünden payların değerlemesine ilişkin özellikler,

f) Gereğinde devralan şirket tarafından yapılacak artırımın miktarı, g) Öngörülmüşse, devrolunan şirketin ortaklarına, birleşme dolayısıyla

yüklenecek olan, ek ödeme ve diğer kişisel edim yükümlülükleri ile kişisel sorumluluklar hakkında bilgi,

h) Değişik türdeki şirketlerin birleşmelerinde, yeni tür dolayısıyla ortaklara düşen yükümlülükler,

(16)

i) Birleşmenin, birleşmeye katılan şirketlerin işçileri üzerindeki etkileri ile mümkünse bir sosyal planın içeriği,

j) Birleşmenin, birleşmeye katılan şirketlerin alacaklıları üzerindeki etkileri,

k) Gerekiyorsa, ilgili makamlardan alınan onaylar, yer alır.

Birleşme yeni kuruluş yoluyla gerçekleşecekse birleşme raporuna ayrıca kurulan yeni şirketin sözleşmesinin de eklenmesi gerekir (TTK m.147 f.3).

3. İnceleme Hakkı ve İlan

Birleşmenin tarafları olan şirketlerden her biri, merkezlerinde, şubelerinde ve halka açık anonim şirketler ise SPK’nın öngöreceği yerlerde birleşme sözleşmesini, birleşme raporunu, son üç yılın yılsonu finansal tablolarıyla yıllık faaliyet raporlarını, gereğinde ara bilançolarını, ortakların, intifa senedi sahipleriyle şirket tarafından ihraç edilmiş olan menkul kıymet hamillerinin, menfaati bulunan kişilerin ve diğer ilgililerin incelemesine sunmakla yükümlüdür (TTK m.149 ).

(17)

4. Malvarlığındaki Değişikliklerin Bildirilmesi

Birleşme sözleşmesinin yönetim organı tarafından imzası ile sözleşmenin genel kurulda onay için görüşüleceği tarihler arasında birleşmeye katılan şirketlerden birinin aktif veya pasif varlıklarında önemli bir değişiklik gerçekleşmiş ise yönetim organı bu durumu kendi genel kuruluna ve birleşmeye katılan diğer şirketlerin yönetim organlarına bildirmekle ve bu bildirimi yazılı olarak yapmakla yükümlüdür (TTK m.150 f.1).

5. Birleşme Kararı

Birleşme sözleşmesinin yönetim organı tarafından imzalanması sözleşmenin şirketi bağlayabilmesi için tek başına yeterli değildir.

Bununla birlikte ayrıca, genel kurulda da onaylanmış olması gerekir.

Genel kurulda birleşme kararının alınabilmesi için aranan karar nisabı, anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ve kooperatiflerde şirketin türüne göre farklı şartlarda belirlenen ortakların dörtte üçünün oyu ile gerçekleşmiş olur (TTK m.151 f.2).

Kollektif ve komandit şirketlerde ise aranan karar nisabı, şirket sözleşmesinde dörtte üç olarak öngörülmemişse, tüm ortakların oybirliğidir.

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler başka bir şirketi devralması halinde aranan karar nisabı komanditeler için yine oybirliğini gerektirir

(18)

Oybirliğinin arandığı bir diğer ihtimal de limited şirket tarafından anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin devralındığı hallerde ek bir yükümlülüğün ya da kişisel edim yükümlülüğü getirilmesi veya mevcut yükümlülüklerin genişletilmesidir (TTK m.151 f.3, 4).

Birleşme kararında aranan bir diğer karar nisabı da ayrılma akçesinin öngörülmesidir (TTK m.151 f.5).

Birleşme sözleşmesinde ayrıca devrolunan şirketin işletme konusu da değişmişse şirket sözleşmesinin değişimi için aranan nisap, birleşme sözleşmesinin onaylanması için de aranan karar nisabı olacaktır (TTK m.151 f.6).

6. Tescil

Genel kurul tarafından alınan birleşme kararı, yönetim organı tarafından ticaret siciline tescil için ibraz edilir (TTK m.153).

7. İlan

TTK m.154’e göre, birleşme kararı tescili müteakiben Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde (TTSG) ilan edilecektir.

İlan kurucu etkiyi değil bildirici etkiyi haizdir.

(19)

VI. TİCARET ŞİRKETLERİNDE TÜR DEĞİŞTİRME

A. Kavram ve İlkeler

Tür değiştirmeye ilişkin hükümler TTK m.180 vd. yer almaktadır.

Ancak kollektif şirketin komandit şirkete dönüşümü, komandit şirketin de kollektif şirkete dönüşümü, her ne kadar kanunen izin verilen dönüşümler olsa da TTK m.180 – 190’da yer alan düzenlemelere tabi olmamaktadır.

Şirketlerde tür değiştirmeyi “Kanunda belirlenen türlerden birine uygun olarak kurulmuş bir şirketin daha sonra tasfiye edilmeksizin başka bir türe çevrilmesi işlemine tür değiştirme” olarak tanımlamak mümkündür.

B. TTK’da İzin Verilen Tür Değiştirmeler

TTK m.181’de izin verilen tür değiştirme ihtimalleri düzenlenmiştir. Buna göre bir sermaye şirketi, başka bir sermaye şirketine ve kooperatife dönüşebilir. Şahıs şirketi ise sermaye şirketine, kooperatife ve bir diğer şahıs şirketine dönüşebilmektedir. Kooperatif ise sadece bir sermaye şirketine dönüşebilmektedir.

Kanun koyucu kollektif ve komandit şirketlerin tür değiştirmesine ilişkin özel şartları da tespit etmiştir. Buna göre, kollektif şirketin bir komandit şirkete dönüşebilmesi için öncelikle kollektif şirkete en azından bir komanditerin girmesi veya ortaklardan birinin komanditer ortak haline gelmesi; komandit şirketin kollektif şirkete dönüşebilmesi için ise tüm komanditerlerin şirketten çıkarılması veya tüm komanditerlerin komandite hale gelmesi gerekir (TTK m.182 f.1, 2).

(20)

C. Tür Değiştirmede Şirket Payının ve Haklarının Korunması

Tür değiştirme gerçekleştirilirken ortakların şirket paylarının ve haklarının korunması önem arz eder.

Bu sebeple TTK m.183’de kanun koyucu, bu amaçla bir takım tedbirler öngörmüştür. Bu tedbirlerden ilki, oydan yoksun paylar için sahiplerine eşit değerde payların veya oy hakkını haiz payların verilmesidir (TTK m.183 f.1). Bir başka tedbir de imtiyazlı pay sahipleri için söz konusudur (TTK m.183 f.2).

D. Tür Değiştirme Prosedürü

Tür değiştirme prosedürünün tamamlanabilmesi için gerekli olan aşamalar TTK m.184 ila 189’da düzenlenmiştir.

Bu aşamaları sırasıyla, kuruluş işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve bilançonun hazırlanması, tür değiştirme planı, tür değiştirme raporu, ortakların incelemesi, genel kurulun tür değiştirme kararı, tescil ve ilan olarak sıralamak mümkündür.

(21)

1. Kuruluş İşlemlerinin Gerçekleştirilmesi ve Bilançonun Hazırlanması

Ticaret şirketlerinin türü değiştirilirken hangi türe dönüştürülmek isteniyorsa o türdeki ticaret şirketinin kuruluşu için gerekli olan prosedüre dair hükümler uygulanmalıdır.

Bu prensibe kanun koyucu sermaye şirketleri için önemli bir istisna getirmiştir (TTK m.184 f.1).

Kuruluş aşamasında karşımıza çıkan bir diğer ihtimal de ara bilançodur (TTK m.184 f.2).

2. Tür Değiştirme Planı

Şirketin yönetim organı tür değiştirme için plan düzenleyip bu planı genel kurulun onayına sunar.

Bu planın geçerli olması için yazılı şekilde hazırlanması gerekir.

Tür değiştirme planında şu unsurlar yer almalıdır;

--Şirketin tür değiştirmeden önceki ve sonraki ticaret unvanı, merkezi ve yeni türe ilişkin ibare,

--Yeni türün şirket sözleşmesi,

--Ortakların tür değiştirmeden sonra sahip olacakları payların sayısı, cinsi ve tutarı ve buna benzer açıklamalar.

(22)

3. Tür Değiştirme Raporu

Yönetim organı tür değiştirme prosedürü çerçevesinde ayrıca tür değiştirme raporunu hazırlamalıdır.

Rapor yazılı şekilde olmalıdır (TTK m.186 f.1) ve içeriğinde şu unsurlar yer almalıdır;

--Tür değiştirmenin amacı ve sonuçları,

--Yeni türe ilişkin kuruluş hükümlerinin yerine getirilmiş bulunduğu beyanı,

--Yeni şirket sözleşmesi,

--Tür değiştirmeden sonra ortakların sahip olacakları paylara dair değişim oranı,

--Varsa ortaklar ile ilgili olarak tür değiştirmeden kaynaklanan ek ödeme ile diğer kişisel edim yükümlülükleri ve kişisel sorumluluklar, --Ortaklar için yeni tür dolayısıyla doğan yükümlülükler.

Tüm bu içerik tür değiştirme raporunda yer alacaktır. Raporda ayrıca söz konusu unsurlar ile ilgili olarak hukuki ve ekonomik açıklamalara ve gerekçelere yer verilecektir (TTK m.186 f.2).

Tür değiştirme raporunun hazırlanması küçük ve orta ölçekli şirketler açısından vazgeçilebilecek bir işlemdir (TTK m.186 f.3).

(23)

4. Ortakların İnceleme Hakkı

Tür değiştirmek isteyen şirket, ortaklarını tür değiştirmeye ilişkin gerekli incelemeyi yapabilmeleri amacıyla bilgilendirir ve tür değiştirmeye ilişkin bilgi ve belgeleri ortaklarına sunar (TTK m.188 f.2).

Ortakların incelemesine sunulacak bilgi ve belgeler, TTK m.188 f.1’de kalemler halinde sayılmıştır. Buna göre, tür değiştirme planı, tür değiştirme raporu, son üç yılın finansal tabloları ve varsa ara bilanço şirket ortaklarının incelemesine sunulmak zorundadır.

Şirket, ilgili belge ve bilgileri ortakların incelemesine, genel kurulda tür değiştirmeye ilişkin karar alınmadan en az otuz gün önce, şirket merkezinde hazır etmelidir (TTK m.188 f.1).

5. Genel Kurulun Tür Değiştirme Kararı

Tür değiştirmeye ilişkin prosedürün tamamlanabilmesi ve tür değiştirmenin şirket açısından da geçerli olabilmesi için şirketin genel kurulunun, yönetim organı tarafından hazırlanan tür değiştirmeye ilişkin planı, TTK m.189 f.1’de şirket türlerine göre ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olan karar nisabı sağlanarak kabul etmesi gerekir.

(24)

6. Tescil ve İlan

Genel kurul tarafından yeterli karar nisabıyla kabul edilen tür değiştirme planının ve buna ilişkin genel kurul kararının geçerli olabilmesi için yönetim organının tür değiştirmeyi ve yeni şirketin sözleşmesini tescil ettirmesi gerekir.

Tescili müteakiben tür değiştirme kararının ayrıca TTSG’de ilan edilmesi gerekir (TTK m.189 f.2).

VII. TİCARET ŞİRKETLERİNDE BÖLÜNME A. Kavram ve İlkeler

Bölünme bir ticaret şirketinin malvarlığının kısmen veya tamamen başka bir şirkete aynî sermaye olarak devredilmesidir.

Ticaret şirketlerinin bölünmesi 6102 sayılı TTK ile ilk kez ticaret hukuku mevzuatına dâhil edilmiştir.

B. Bölünme Türleri

6102 sayılı TTK’da “tam bölünme” ve “kısmi bölünme” şeklinde iki tür bölünme öngörülmüştür.

1. Tam Bölünme

Şirketin tüm malvarlığının bölümlere ayrılarak diğer şirketlere devrolunmasıdır.

Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler.

Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.

(25)

2. Kısmi Bölünme

Bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümünün diğer şirketlere devrolunmasıdır

Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur.

C. Bölünmenin Kanuni Sınırları

Sermaye şirketleri ve kooperatifler sermaye şirketlerine ve kooperatiflere bölünebilirler (TTK m.160).

D. Bölünme Prosedürü

Bölünme genel kurulca onaylanınca yönetim organı bölünmenin tescilini ister.

Tescil ile bölünme hukuki sonuçlarını doğurmuş olur

Tam bölünme hâlinde devreden şirket ticaret siciline tescil ile birlikte infisah eder. Tescil anında envanterde yer alan bütün aktifler ve pasifler devralan şirketlere geçer (TTK m.179).

Bölünen şirketin alacaklılarının birleşmede olduğu gibi teminat isteme hakkı bulunmaktadır. Alacaklılar ayrıca borçların ödenmemesi halinde malvarlığı aktarılan diğer şirketlere başvuru hakkını da haizdir (TTK m.175-176).

(26)

Devreden şirketin ortaklarına pay tahsis edilirken iki ayrı yöntem kullanılabilir (TTK m.161):

- Oranların Korunduğu Bölünme: Bölünmeye katılan tüm şirketlerde, mevcut payları oranında şirket payları verilmesi ile gerçekleşir.

- Oranların Korunmadığı Bölünme: Bölünmeye katılan bazı veya tüm şirketlerde, mevcut payların oranına göre değişik oranda şirket payları verilmesi ile gerçekleşir.

VIII. BİRLEŞME, BÖLÜNME VE TÜR DEĞİŞTİRMEYE İLİŞKİN ORTAK HÜKÜMLER

A. Ortaklık Pay ve Haklarının İncelenmesi Davası

Birleşmede, bölünmede ve tür değiştirmede ortaklık paylarının ve ortaklık haklarının gereğince korunmamış veya ayrılma karşılığının uygun belirlenmemiş olması hâlinde, her ortak, birleşme, bölünme veya tür değiştirme kararının TTSG’de ilanından itibaren iki ay içinde, söz konusu işlemlere katılan şirketlerden birinin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, uygun bir denkleştirme akçesinin saptanmasını isteyebilir (TTK m.191).

(27)

B. Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirmenin İptali

TTK m.134 ilâ 190’ıncı maddelerin ihlali hâlinde, birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirmiş bulunan birleşmeye, bölünmeye veya tür değiştirmeye katılan şirketlerin ortakları; TTK m.192 uyarınca, bu kararın TTSG’de ilanından itibaren iki ay içinde iptal davası açabilirler.

Birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin işlemlerde herhangi bir eksikliğin varlığı hâlinde, mahkeme taraflara bunun giderilmesi için süre verir. Hukuki sakatlık, verilen süre içinde giderilemiyorsa veya giderilememişse mahkeme kararı iptal eder ve gerekli önlemleri alır (TTK m.192/3).

C. Sorumluluk

Birleşme, bölünme veya tür değiştirme işlemlerine herhangi bir şekilde katılmış bulunan bütün kişiler şirketlere, ortaklara ve alacaklılara karşı kusurları ile verdikleri zararlardan sorumludurlar (TTK m.193 f.1).

(28)

ŞİRKETLER TOPLULUĞU

A. Genel Olarak

Bir şirketin doğrudan veya dolaylı bir şekilde kontrolü altında olan diğer şirketlerle oluşturduğu topluluğa şirketler topluluğu adı verilir.

burada sözü edilen şirketler topluluğunun tüzel kişiliği bulunmamaktadır.

B. Şirketler Topluluğu Kavramı

Şirketler topluluğu; bir ya da birden fazla şirketin bir hâkim şirketle doğrudan veya dolaylı olarak TTK ile öngörülen kontrol ölçütü veya bir sözleşmeye uygun olarak oluşturduğu birlikteliği ifade etmektedir.

Şirketler topluluğu ilişkisini belirleyici iki unsur mevcuttur: Bunlar;

kontrol (hâkimiyet) ve topluluğu oluşturan birden fazla ticaret şirketinin varlığıdır (TTK m.195).

Kontrol araçları ise;

Sermaye çoğunluğu,

Oy çokluğu,

Yönetim organlarındaki üyelerin çoğunluğu olarak ortaya çıkabilir.

(29)

C. Şirketler Topluluğu Türleri 1. Fiili Şirketler Topluluğu

Şirketler arasındaki hâkimiyet ilişkisi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. TTK m.195 uyarınca, bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

(1). Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya

(2). Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya

(3). Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,

hâkim şirket konumundadır.

Şirketler topluluğunun ortaya çıkması bakımından, hâkimiyetin ne şekilde kurulduğunun bir önemi yoktur (TTK m.195/3).

Kanunda sayılan hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karine oluşturur (TTK m.195/2).

(30)

2. Sözleşme ile Gerçekleştirilen Şirketler Topluluğu

Birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirket olarak kabul edilir. Aynı şekilde, bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa, aynı ilişki var kabul edilir (TTK m.195/1 b).

3. Karşılıklı İştirakle Gerçekleştirilen Şirketler Topluluğu

Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadır (TTK m.197).

D. Açıklama Yükümlülüğü

TTK m.198 gereğince, bir teşebbüs, bir sermaye şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu, yirmisini, yirmi beşini, otuz üçünü, ellisini, altmış yedisini veya yüzde yüzünü temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya payları bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde; teşebbüs, durumu söz konusu işlemlerin tamamlanmasını izleyen on gün içinde, sermaye şirketine ve bu Kanun ile diğer kanunlarda gösterilen yetkili makamlara bildirir.

Kanunda öngörülen bildirim ile tescil ve ilan yükümlülüğü yerine getirilmediği sürece, ilgili paylara ait oy hakkı dâhil, diğer haklar donar (TTK m.198/2).

(31)

Aynı şekilde, şirketler arasında yapılan hâkimiyet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için de bu sözleşmenin ticaret siciline tescil ve ilanı zorunludur (TTK m.198/3).

Bağlı şirketin yönetim kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında TTK m.199 hükümlerine göre bir rapor düzenler.

Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır

Aynı şekilde hâkim şirketin her pay sahibi genel kurulda, bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri, yöneticileri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri, yaptıkları işlemler ve bunların sonuçları hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine uygun, doyurucu bilgi verilmesini isteyebilir (TTK m.200).

(32)

E. Hâkim Şirketin Sorumluluğu

Türk Ticaret Kanunu m.201 hükmüne göre, hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz.

Denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmazsa, bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun kayba sebep olan yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir (TTK m.202).

Hâkim istem üzerine veya resen somut olayda hakkaniyete uygun düşecekse, tazminat yerine TTK m.202/1 hükümlerine göre, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir.

Alacaklılar da, şirket iflas etmemiş olsa bile, şirketin zararının şirkete ödenmesini isteyebilirler (TTK m.202/1 c).

Hâkim şirket, topluluk itibarının, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın kullanılmasının uyandırdığı güvenden TTK m.209 uyarınca sorumlu tutulmuştur.

Şirketler topluluğuna dâhil olan şirketler, kural olarak bağımsız nitelik taşırlar; her şirket işlemlerini kendi yetkili organlarının kararları doğrultusunda gerçekleştirir

(33)

Hâkim şirketin yönetim kurulu, bağlı şirketin kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelikte talimatlar veremezler.

Ancak, bir ticaret şirketi bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısalar bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir (TTK m.203).

Bağlı şirketin organları bu talimata uymak zorundadır. Ancak tam hâkimiyet halinde bile, bağlı şirketin ödeme gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek olan veya önemli varlıklarını kaybetmesine yol açabilecek nitelik taşıyan talimat verilemez (TTK m.204).

Bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve sorumlu tutulabilecek ilgililer, TTK m.203 ve 204 kapsamındaki talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar (TTK m.205).

Hâkim şirket ve yöneticilerinin, TTK m.203 çerçevesinde verdikleri talimatlar dolayısıyla bağlı şirkette oluşan kayıp, o hesap yılı içinde, denkleştirilmediği veya zamanı ve şekli de belirtilerek şirkete denk bir istem hakkı tanınmadığı takdirde, zarara uğrayan alacaklılar hâkim şirkete ve onun kayıptan sorumlu yönetim kurulu üyelerine karşı tazminat davası açabilirler (TTK m.206/1).

(34)

Ancak, kayba sebebiyet veren işlemin, aynı veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı hâlinde tazminata hükmedilemez (TTK m.202/1 d).

Ayrıca, davalılar, krediden ve benzeri sebeplerden kaynaklanan alacaklarda, davacının, denkleştirmenin yapılmadığını veya istem hakkının tanınmadığını bilerek söz konusu alacağı doğuran ilişkiye girdiğini veya işin niteliği gereği bu durumu bilmesi gerektiğini ispatlayarak sorumluluktan kurtulma imkânına sahip kılınmışlardır (TTK m.206/2).

F. Azınlığı Çıkarma Hakkı

TTK m.208’in düzenlemesine göre; “Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir”.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ayrıca; genel kurul toplantılarını elektronik ortamlarda yapmaları zorunlu olan veya zorunlu olmamasına rağmen genel kurulu elektronik ortamda gerçekleştiren

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre genel kurul toplantısında hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının

Yapı değişikliklerinde ise; tür değiştirme kararı, sermayenin en az dörtte üçüne sahip bulunmaları şartıyla, ortakların dörtte üçünün oylarıyla;

3 Kollektif, komandit, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ortaklar kurulu veya genel kurul toplantılarına, elektronik ortamda katılma, öneride

304 hükmü uyarınca, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket

a) Toplantının ilanda gösterilen adreste yapılıp yapılmadığını ve esas sözleşmede belirtilmişse toplantı yerinin buna uygun olup olmadığını incelemek. b)

Genel kurul toplantısına katılmak için seyahat edilmesi, pay sahipleri için ciddi bir zaman ve maliyet kaybı olarak dikkat çekmektedir Anonim şirketlerdeki