• Sonuç bulunamadı

Racemosa Caulerpa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Racemosa Caulerpa"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Akdeniz'in Acemileri Arasında Deneyimli Bir Türün İstilası

Caulerpa

Racemosa

anlıların amacı genetik miraslarını aktarmak gibi görüle­

bilir. Fakat bu amaç için harcanması gereken çaba her coğrafyada aynı değildir. Hayatta kalmak ve neslini de­

vam ettirmek için gereken emek, ortam şartlarına -de­

nizlerde tuzluluk oranı, çözünmüş maddeler, dip yapısı gibi birçok değiş­

ken- bağlı olduğu gibi aynı zamanda ortamdaki türlerin sayısı ve bölge­

yi ne kadar verimli kullanabildiklerine göre de değişir, işte bu yüzden, çok daha fazla türle aynı ortamı paylaşarak onlara rağmen neslini de­

vam ettirebilen bir tür, daha az canlı türüne sahip yeni bir coğrafyada rahat, hızlı ve yerli türler için tehdit oluşturacak bir üreme biçimi sergiler.

Ünlü akrabası Caulerpa taxifolia'dan farklı olarak Kızıldeniz'den ge­

len bir tür olan Caulerpa racemosa, geldiği zorlu ve kalabalık neslini de­

vam ettirme yarışıyla dolu bölgeden Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz'e girdiğinde, zor koşullarda yaptığı antrenmanların meyvelerini toplama­

ya başladı. Üreme hızı, Kızıldeniz'deki yüzyıllardır kendini geliştiren binler­

ce türle baş edecek kadar yüksekti. Kızıldeniz'e göre coğrafi olarak da-

Günümüzde yaşamını sürdürmekte olan her canlı türünün ortak özelliği, yüzyıllardır süregelen bir yarış olan üreme ve neslini devam ettirme çabasında galip gelen türler

olmalarıdır.

Erinç Şahin ODTÜ, SAT/SAD Ekoloji Grubu ell0618@metu.edu.tr

ha genç bir deniz olan Akdeniz'de ve daha yeni bir geçmişe sahip Ak­

deniz türlerine göre acemilerin arasındaki tecrübeli bir türün avantajla­

rına sahipti. Caulerpa racemosa bu avantajları kullanmaya başladı. Bu durumda, basının onlara "katil" ve "terörist" gibi isimler koyması doğa ku­

rallarına karşı yapılan bir saygısızlık olarak görülebilir. Onlar sadece evri­

min emrini yerine getiriyor; uygun ortam bulduklarında yüksek bir hızla ürüyorlar.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Sualtı Topluluğu / Sualtı Araştırmaları Derneği Ekoloji Grubu olarak Caulerpa racemosa'nın yayılımının göz­

lenmesi ve yayılımı engellemeye yönelik stratejiler oluşturulması gerekti­

ğini düşündük. Yayılımın yeni başladığını bildiğimiz Kuşadası'nda seçti­

ğimiz dört ayrı dalış noktasında görsel, sayısal ve biyolojik örnekleme çalışmalarına başladık. Görsel örneklemeler dialar ve dalgıçların birey­

sel gözlemleri yoluyla, sayısal örneklemelerse zeminde, algin kapladığı yüzeyin yüzdesi not edilerek yapıldı. Bunların yansıra dalış noktalarında 100 cm2'lik alanlarda zemindeki C. racemosa tamamen sökülerek ör­

nek alındı ve bu örneklerin kuru ağırlıkları ölçülerek türün birim alandaki yoğunluğu sayısal olarak kaydedildi. Örnek alma çalışmalarının yapıl­

ma biçiminin irdelenmesinin çalışmanın sonuçları kadar önemli olduğu­

nu düşünüyoruz. Örnekler toplanırken dalgıçlar baş aşağı pozisyonda, sadece elleri yere değer durumda çalıştılar. Bu çalışma biçimi yayılımı çok hızlı olan algden parça kopararak sürüklenecek parçalar yoluyla

(2)

Örnekler karada dikkatle temizlendi, fotoğraflandı ve formaldehit çözeltisi içeisinde saklandı. Çalışmalarda dalgıçların sadece elleri yerle temas halindeydi.

Örnekleri taşımak için fermuarlı torbalar kullanıldı.

yeni yerlerde de yayılımın başlamasına engel oldu. Buna ek olarak alınan örnekler fermuarlı torbalara konarak taşıma sı­

rasındaki olası saçılmalar engellendi. Proje sonuçlandığında algin yayılımına en ufak bir katkımız olmadığından eminiz.

Yapılan çalışmalar sonucunda oldukça düşündürücü sonuçlar ortaya çıktı. Akdeniz'in yerli türü olan ve pek çok türe doğrudan veya dolaylı yollarla barınma ve besin imka­

nı sağlayan (denizlerimizde erişte olarak bilinen) Posidonia oceanica ve bölgedeki sünger türleri ile ilişkisi bizlere çok da sevindirici haberler vermiyor. C. racemosa, süngerlerin üze­

rini ve etrafını kaplayarak iki olumsuz etki yaratıyor. Hem sün­

gerlerin beslenme için ihtiyaç duydukları yüzey deliklerini ka­

patıyor, hem de bazı besin maddelerini de içeren silt taba­

kasının üzerini sararak yerden kalkmasını ve sünger gibi suyu süzerek beslenen canlılara ulaşmasını engelliyor.

Caulerpa'nın Posidonia ile olan ilişkisi bizce daha kritik.

Akdeniz'in kilit türü olan P. oceanica'nın zayıf olduğu bölge­

leri çok hızlı bir biçimde istila ediyor. Bu durum C. racemosa ile kaplı alanların sürekli artışı, P. oceanica kaplı alanların ise geri dönülmez azalışı ile sonuçlanıyor. Proje kapsamında in­

celediğimiz bölgede C. racemosa yayılımı başlangıç aşa­

masında olduğu için çok hızlıydı. 2000 yılı Şubat ve Ekim ay­

ları arasında ölü Posidonia yataklarının oluşturduğu yarı sert zeminlerde yaklaşık 9 kat bir artış göstermişti. Buna karşılık P.

oceanica kış ve yaz sezonları arasında yalnızca 1,3 kat bir artışa sahip görünüyordu.

Aralarında bu kadar büyük bir üreme hızı farkı varken ay­

nı bölgeyi kullanan C. racemosa'nın kısa zamanda P. oce- anica'yı altederek ekosistemden sileceğini görmek çok da

ub.OO Eki.OO

ölçüm tarihi

2000 yılı Şubat ve Ekim aylarında P. oceanica ve C. racemosa yoğunluğu

zor değil. Bu da Posi­

donia çayırlarına bağımlı hayatlar sür­

düren yüzlerce türün de yok olması anla­

mına gelir. Bu etkileri­

nin yanısıra Cauler- pa taxifolia kadar zehirli olmamakla beraber C. racemo- sa'da gövdesinde zehirli kimyasallar depolamaktadır.

Neler yapılabilir?

Üzülerek söylemeliyiz ki başlamış bir istiladan kurtulmanın çok da etkili bir yolu yok gibi görünüyor. Bize düşen, istilanın başlamasına engel olmak.

Caulerpa'yı ve çevresiyle olan ilişkilerini daha iyi tanı­

mak, ondan korunma stratejileri oluşturmanın temel şartı. Bu yüzden Posidonia, süngerler, deniz kestaneleri, balıklar gibi diğer türlerle arasındaki ilişkileri aydınlatmaya yönelik de­

neysel gözlem çalışmalarının devamı gerekli. Tabii ki izlemek ve not almak yeterli değil.

Gözlemlerimizde Caulerpa'nın, Posidonia'nın zayıf oldu­

ğu yerlerde hakimiyet sağladığını gördük. Bu durumda bize düşen görev, Posidonia'nın üzerindeki her türlü insan kay­

naklı tehdit! ortadan kaldırmak olacaktır. Posidonia'nın Ak­

deniz canlıları üzerindeki önemi ve düşük büyüme hızı (ya­

tayda yüzyılda bir metre) göz önünde bulundurulduğunda bu türü korumanın önemi anlaşılacaktır.

Posidonia üzerinde gözlemlediğimiz en önemli tehdit, tekne çapalarının sürüklenerek oluşturduğu, çapa taraması olarak adlandırabileceğimiz hasar. Sualtında gördüğümüz çapa genişliği kadar genişliğe sahip, hasarlı —veya tama­

men kazınmış- kumul koridorları ciddi ölçülerde C. racemo­

sa istilası altındaydı. Bu durumu engellemeye yönelik öneri­

miz, dalış noktaları gibi tekneyle sıkça gidilen noktalarda ye­

re sabitlenmiş bir şamandıra aracılığıyla tekneyi yüzeyde sa- bitlemek ve mümkün olduğu kadar çapa kullanımından ka­

çınmak olacaktır. Gene dalış merkezlerini birinci derecede ilgilendiren başka bir öneri de, ağırlık yerine kullanılan taşlar­

la ilgili. Ağırlık olması amacıyla yüzerlik denge yeleklerinin cebine konan taşlar, Caulerpa'nın yayılması için birer dave­

tiye. Bu taşlar üzerinde yerleşmiş olan algin başka yerlere ta­

şınması gene insan yardımıyla kolaylaşıyor. Bunun yerine ol­

ması gerektiği gibi kurşun ağırlıklar kullanılmalı. Dalış merkez­

lerine yönelik bu öneriler, sualtının tekdüze, Caulerpa çayı­

rından oluşan ve turistlere hiç de çekici gelmeyecek bir ha­

le gelmesini engelleyecek ve dalış merkezlerinin kendi iyiliği­

ne olacaktır.

Unutmayalım ki, denizlerimizdeki her türlü faaliyetin, sağ­

duyulu ve sonuçları göz önünde bulundurularak gerçekleş­

tirilmesi deniz ekosistemlerinin geleceği açısından yaşamsal önem taşımaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Pseudomonas syringae pathovarları ekonomik olarak çok önemli bitki patojenlerini Pseudomonas putida ve Pseudomonas florescens gibi bazı türler içerir.bitki. gelişmesini

Bu şartlar doğal türlerin yaşaması için olduğu kadar pek çok yabancı tür için de uygun özellikler barındırır.. Bundan dolayı ülkemize her- hangi bir biçimde giren

Hastaların %55,9’u kadın, %44,1’i erkek olup EV-D68, genellikle grip benzeri belirtiler ile birlikte görülen ortadan ciddiye üst ve alt solunum yolu

Malum olduğu üzere, 1980 darbesinin ardından başlayan süreçte, Kıta Avrupası kökenli sosyal siyaset yerine, Kuzey Amerika ve Britanya kökenli endüstri ilişkileri- ne bir

Effect of water extract of Padina pavonia and Caulerpa racemosa on liver enzymes in normal and carbon tetrachloride (CCl 4 ) intoxicated rats.. Data were expressed in means

Araştırmacılar beyin ve bacak kaslarını kontrol eden sinirler arasındaki bazı bağlantıların sağlam kalmış olabileceğini, ancak bunların hareketi tetikleyici bir uyarı

Etopya’daki en az sekiz kabile ve Kenya’daki ünlü Lake Turkana çevresinde ya şayan yaklaşık 300 bin kişi, Omo Nehrindeki Gibe III barajı tarafından tehdit ediliyor..

“Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onyedi” ibaresi “onbeş” şeklinde