• Sonuç bulunamadı

çetin ceviz TEPEBAŞI Bir Osmanlı Geleneği Ebru Sanatı OUR BEAUTİFUL CİTY, ESKİŞEHİR DÜNYA ŞAİRİ TİYATRO KOMŞU KÖYÜN DELİSİ DR.NEDİM UÇAR İLE SÖYLEŞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "çetin ceviz TEPEBAŞI Bir Osmanlı Geleneği Ebru Sanatı OUR BEAUTİFUL CİTY, ESKİŞEHİR DÜNYA ŞAİRİ TİYATRO KOMŞU KÖYÜN DELİSİ DR.NEDİM UÇAR İLE SÖYLEŞİ"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

çetin ceviz

YILMAZ ÇETİNTAŞ ANADOLU LİSESİ KÜLTÜR EDEBİYAT DERGİSİDİR. SAYI:1 YIL:2015

TEPEBAŞI

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz BÜLENT ÜZMEZ ‘ i Ziyaret Ettik.

DÜNYA ŞAİRİ

“DR.NEDİM UÇAR” İLE SÖYLEŞİ

“Sevgiden başkası yalanmış meğer, Güler yüz, tatlı söz dünyalara değer”

TİYATRO KOMŞU KÖYÜN DELİSİ

Bir Osmanlı Geleneği “ Ebru Sanatı

OUR BEAUTİFUL CİTY, ESKİŞEHİR

(2)

ULUSAL TEMİZLİK İLAÇLAMA VE GÜVENLİK SİSTEMLERİ

ĠĢ Yeri - Okul - Resmi Kurum - Apartman Merdivenleri - ĠnĢaat - Cam Ev - Camii Fabrika - Saten Duvar Temizliği - Yerinde veya Alınarak Halı Temizliği - Ġlaçlama -

Firmamız Hem Temizlikte Hem İlaçlamada TSE ' liyiz.

Ayrıca Saten Temizliği ve Bilgisayar, Pvc için çok özel insanlara zararı olmayan solvent içermeyen mükemmel temizleme maddelerimiz mevcuttur.

Daha Fazla Bilgi İçin Firmamızla İrtibata Geçiniz.

Not: Ayrıca her türlü temizlik malzemesi satılır. Özel Kimyasallar satılır.(muadili olmayan), Pvc temizleme ve saten boya temizleme, Sanayi gazlar ,Kaynak Ekipmanları ve elektrodlar,sogutma, Fire Fighting ve Safety konteyner ve bağlantı ekipmanları bulunur.Bilgi için firmayla irtibata geçiniz.

(3)

cetin ceviz

Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi Adına İmtiyaz Sahibi Ebru TÜRKANIK-Okul Müdürü

Yazı İşleri Müdürü

Hasan Hüseyin YANAR –TDE Öğretmeni

Yayın ve İnceleme Kurulu Hasan Hüseyin YANAR –TDE Öğretmeni

Nihal Göksel – TDE Öğretmeni Merve GÜZEL –TDE Öğretmeni Güzin YORULMAZ-Tarih Öğretmeni

Grafik-Tasarım

Mustafa BUCAN-Reh.Öğretmen/Psk.Danışman

İletişim

Çamlıca Mahallesi Ahmet Kutsi Tecer Sokak No:23 Tepebaşı/ESKİŞEHİR

Tel:(+90) 222 340 22 10 Fax: (+90) 222 340 63 10 yilmazcetintasanadolulisesi@meb.k12.tr

Baskı

ETAM AŞ Matbaa Tesisleri

Organize Sanayi Bölgesi Mümtaz Zeytinoğlu Bulvarı No:9 26110 Eskişehir

Tel:(+90) 222 236 00 51 Fax: (+90) 222 236 05 36

GSM: 0 533 641 98 37 grafik@etam.com.tr

OKULUMUZ NEREDE ?

İçindekiler

ÖN SÖZ ... 6

MÜDÜRÜMÜZÜNKALEMİNDEN ... 7

OKUL PERSONELİMİZ... 8

İLÇE MILLI EĞITIM MÜDÜRÜMÜZ BÜLENT ÜZMEZ ILE SÖYLEŞI .... 9

OKULMARŞIMIZ ... 12

AHMETKUTSİTECERKİMDİR? ... 13

DÜNYAŞAİRİNEDİMUÇARİLESÖYLEŞİ ... 14

OSMANLIMİRASI“EBRUSANATI” ... 18

OURBEAUTİFULCİTY,ESKİŞEHİR ... 20

BİYOLOJİ“NEDENGERİDÖNÜŞÜM”? ... 22

SPOR“ORYANTRİNG” ... 23

DÜŞÜNDÜĞÜNÜYAŞARSINBUHAYATTA ... 25

PARADİGMALAR ... 26

SATIRARASI ... 27

KOMŞUKÖYÜNDELİSİ ... 29

NASREDDİNHOCA ... 30

FUNCORNER ... 32

GEZİYAZISI“BURSA”... 33

KAYBETTİĞİMİZDEĞERLERİMİZ... 34

SOSYALBİLGİLER ... 35

HAYATINİÇİNDENFOTOĞRAFLAR ... 36

FAALİYETLERİMİZ ... 37

ÖĞRETMENLERİMİZVEMEZUNLARIMIZ... 45

BİRDAMLASEVGİ“ŞİİR” ... 46

RESİM ... 47

KARİKATÜR ... 48

BİLİMFUARI ... 49

(4)

1

(5)

1

(6)

Ö n Söz

1

Gönülden gönüle sevgiler sel olup coşsun; mutsuzluklar ve umutsuzluklar yel olup uçsun…

2

Bu sene okulumuzun dördüncü dergisini çıkarıyoruz.Dolu dolu bir eğitim- öğretim sezonu geçirdik. Neredeyse tüm 3

öğrencilerimizin katılımıyla bir sürü etkinlikler yaptık.Hem bilgilerimizi tazeledik hem kültürümüze kültür kattık hem de 4

eğlenceli ve hoşça bir vakit geçirdik.

5

Neler yapmadık ki bu sene:satranç turnuvası, futbol turnuvası, masa tenisi turnuvası, münazara ve bilgi 6

yarışmaları…

7

Okulumuzda ilk olarak başlattığımız Gençlik Şöleni, tüm personelimiz ve öğrencilerimiz açısından da çok eğlenceli ve 8

güzel zaman geçirmemizi sağladı.Bu çerçevedeki etkinliklerimiz ise şunlardı:şiir dinletisi, müzik şöleni, karaoke ,skeç 9

gösterimi, basket turnuvası; elma yeme, dart, sayı atma(basket), halat çekme, çuval, yumurta taşıma, kim 20 lira ister, 10

survivor yarışmaları…

11

Tüm bu etkinliklerle öğrencilerimize sosyal ve kültürel yönden olumlu olarak pek çok şeyi kattığımızı 12

düşünüyorum.Öncelikle okulumuzu sevmeleri sağlayıp, derslerinde de akademik başarılarını arttırmayı vizyon olarak 13

amaçladık.

14

„‟Seven gönül neler neler eder 15

Olmaz orada hiç mi hiç keder 16

Etme zamanını sakın heder 17

Çalış, öğren bunlar sana yeter.‟‟

18

Sevgi her şeydir, yaşamın anahtarı, mutluluğun vazgeçilmezidir.Seven ve sevilen birey de kendini ve çevresini mutlu 19

eder öncelikle.Saygılıdır her şeyiyle.Sevgi ve saygı ise başarıyı getirir elbette mahcup olmamak için sevdiklerine.Bizim 20

öğrencilerimizden de beklentilerimiz bu yönde…

21

Her biri rengarenk ve farklı kokularda çiçeklerdir öğrenciler.Renklerine renk, kokularına koku katmak için su isterler, 22

güneş isterler; bizler de gerek idare ve gerekse öğretmenler ve tüm okul personeliyle birlikte onlara su , güneş olmaya 23

çalıştık her yerde.

24

Derginin çıkarılmasında olsun , okul içi etkinliklerimizde olsun bize destek veren okul idaremize, öğretmenlerimize ve 25

tüm öğrencilerimize şükranlarımı sunuyorum. Saygı ve sevgilerimle…

26

Sözüm şiirdir, 27

şiirim öz;

28

sözün özü aşağıda, 29

gerisini sen çöz:

30 31

‟Mutluluk ruhumda şırıl şırıl akan sudur, 32

Gönüller onunla hep muhabbetle doludur 33

Tertemizdir yürekleri , hepsi pak ve durudur 34

Hepimizin gayesi ise kısaca şudur:

35

Sevgi ve saygı aşılamak ,sizlere işte işimiz budur.‟‟

36

Hasan Hüseyin YANAR

37

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni 38

39

(7)

1

2

3

4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

MÜDÜRÜMÜZÜN KALEMİNDEN

17 18

Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi çatısı altında güzel okulumuza gönül verenlere merhaba!

19

2014-2015 Eğitim Öğretim yılında göreve başladığım Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesinde değerli öğretmen 20

arkadaşlarım ve sevgili öğrencilerimle beraber yaptığımız rengarenk çalışmalardan bir demeti sunuyoruz sizlere Çetin Ceviz 21

Dergimizde.

22

Çetin Ceviz‟in ilk sayısında sizlere seslenmenin onuru ve mutluluğunu yaşadığımı da ifade etmek istiyorum.

23

Tanzimat şiir ve nesrinin önemli şahsiyetlerinden biri olan Ziya Paşa‟nın “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

24

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” dizelerini okulumuza düstür ederek, tüm çalışmalarımızda bilim, fen ve aklın ışığında 25

kendimize ait özgün bir çizgi yaratmak amacındayız.

26

Okulumuz bu yıl güzel çalışmalara ve önemli başarılara imza attı. Bizler, ufak ufak adımlarımızı kocaman 27

kocaman yaparak, ilerleyen zamanda varlığımızın sedasını her çalışmada duyurmak amacıyla yolumuzda emin adımlarla 28

yürümeye devam edeceğiz ve hedeflediğimiz başarılara Yılmaz Çetintaş Ailesi olarak imzamızı atacağız.

29

Çetin Ceviz Dergisinin çıkarılmasında emeği geçen tüm öğretmenlerimize, öğrenci ve velilerimize teşekkür ediyor, 30

saygılarımı sunuyorum.

31

Ebru TÜRKANIK 32

Okul Müdürü 33

34 35 36

(8)

1

2

3

4

5 6 7

8

9 10

11

12

13 14

15 16 17

Okul Personelimiz

Müjgan KURT-Türk Dili Edebiyatı Nihal GÖKSEL-Türk

Dili veEdebiyatı

Merve GÜZEL-Türk Dili ve Edebiyatı Hasan H.YANAR-Türk

Dili ve Edebiyatı

Kasım ŞİMŞEK-Türk Dili ve Edebiyatı

Orhun YILMAZ Matematik

K.Osman YILDIRIM Matematik

Serkan DURMAZ Matematik

Metin KAYALI Fizik

Nihal YİĞİTER Kimya

Işıl TÜRKMEN Biyoloji

Güzin YORULMAZ Tarih

Arzu BÜYÜKKÖROĞLU Tarih

Gülay UÇKAÇ G.

Felsefe

Melike KARAPAZAR İngilizce

Keziban BARUTÇU İngilizce

Aylin TANDOĞAN İngilizce

Gülay ERTEN İngilizce

Bayram ÖZBAL Almanca Sibel B.TUNCER

Coğrafya

Yiğit SARIKAYA Müzik

Çağdaş TURAN Resim Emine CANTÜRK

Beden Eğitimi Mehmet YILMAZ Din Kül.Ah.Bilg.

Ebru TÜRKANIK Okul Müdürü

Mustafa BUCAN Rehberlik

Lale ÖNCEL Almanca

Gülcan DEMİR Memur

Doğan AKÇAKAYA Yrd.Personel Figen CAN

Yrd.Personel

Osman GÜREL Fizik

Hikmet BIÇAKÇI Memur

(9)

M ülakat

1

2

Eskişehir Milletvekilimiz Harun KARACAN ile Söyleşi

3

Harun KARACAN Hakkında Biyografi 4

Harun Karacan, 1966 yılında EskiĢehir‟de doğdu. lk ve orta öğrenimini EskiĢehir‟de tamamladıktan 5

sonra Anadolu Üniversitesi ĠĢletme Fakültesini bitirdi. BaĢarılı profesyonel kariyerinin yanında, birçok sivil 6

toplum kuruluĢunda üst düzey yöneticilik görevi üstlenerek çok sayıda sosyal sorumluluk projesine imza attı.

7

Ġnsan iliĢkilerindeki cana yakınlığı, pozitif enerjisi ve oluĢturduğu sinerjiyle iĢ dünyasının da 8

takdirlerini kazandı.

9

2009 yılında EskiĢehir Ticaret Odası BaĢkanlığına seçilen Karacan, 2011 yılında ise Türkiye Odalar ve 10

Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Bu görev sürecinde, TOBB Ticaret Odaları Konsey Üyeliği ve 11

TOBB Genç GiriĢimcilerden sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürdü.

12

EskiĢehir Ticaret Odası BaĢkanlığı döneminde, Makedonya ile ekonomik iĢbirliğinin artması amacıyla 13

yürüttüğü çalıĢmalar sonucunda Makedonya Cumhuriyeti EskiĢehir, Afyonkarahisar, Bilecik ve Kütahya 14

Bölgesinden sorumlu Fahri Konsolosluk görevini üstlendi.

15 16 17

(10)

M ülakat

1

2

Harun Karacan geçmiĢte 2014 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi EskiĢehir BüyükĢehir 3

Belediye BaĢkan Adaylığı, BEBKA Yönetim Kurulu Üyeliği, Formula Ġstanbul Yatırım A.ġ. Yönetim Kurulu 4

BaĢkan Vekilliği, Türkiye Çim Hokeyi Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Otomobil Sporları 5

Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, EskiĢehir Briç Spor Ġl Temsilciliği, Türk Silahlı Kuvvetler Vakfı 6

EskiĢehir Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyeliği, EskiĢehir Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı 7

BaĢkanlığı, EskiĢehir Ġl Kadın GiriĢimciler Kurulu Onursal BaĢkanlığı ve 2013 Türk Dünyası Kültür BaĢkenti 8

Ajansı Yönetim Kurulu Üyeliği, Türk Eğitim Vakfı EskiĢehir ġube BaĢkanlığı, TOBB Büyük Anadolu 9

Lojistik BaĢkanlığı, TOBB Strateji GeliĢtirme Yüksek Kurulu ve Türk Kızılayı EskiĢehir Üst Kurul Delegeliği 10

görevlerinde bulundu.

11

TABGĠS Yüksek ĠstiĢare Konseyi Üyeliği ve Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yönetim 12

Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürmektedir.

13

01 Kasım 2015 tarihinde yapılan Genel Seçim‟de 26. Dönem AK Parti EskiĢehir Milletvekili Seçilen 14

Karacan, TBMM Komisyon Seçimlerinde de Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji 15

Komisyonu BaĢkan Vekili Olarak Görev AlmıĢtır.

16

17

Harun KARACAN nasıl bir insan ? 18

Temeli insan sevgisine, saygıya, hoĢgörüye dayalı bir eğitimle yetiĢtirildik. HerĢeyden önce „‟insan 19

olmak ve insan kalabilmek‟‟annemizin babamızın bize aĢıladığı en temel erdemdi. Makamlara, mevkilere 20

bakmadan, nerede olduğunun önemi olmadan ‟‟yaratılmıĢı yaratandan ötürü „‟ sevebilen bir anlayıĢtı bu.

21

Küçük yaĢımdan beri hep çalıĢma hayatının, ticaretin içinde oldum. Çocukluğumda Hacı babamın 22

yanında beni ben yapan bir tedrisattan geçtim. Çünkü o zamanlar ahilik geleneğinde olduğu gibi bir yandan 23

ticaretin kuralları öğretilirken diğer yandan da doğruluk, dürüstlük gibi erdemler aĢılanırdı. Çıraklıktan 24

baĢlayarak hangi iĢte çalıĢıyorsak en iyisini yapmaya gayret gösterdik. KuĢ yuvada ne görürse uçuĢta onu 25

yapar misali.

26

Biz elimizden geldiğince bu yolda yaĢamaya gayret gösterdik, gösteriyoruz. O nedenle belki bu millet 27

de bizi bir evlat gibi bağrına basıyor. Ben insanları seviyorum. Onlarla iç içe olmaktan, sohbetten, iĢ 28

yapmaktan her zaman keyif alıyorum. Onlar da beni hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar.

29 30 31 32 33

(11)

M ülakat

1

Siyasete atılma nedenleriniz nelerdir?

2

Ben siyaseti millete hizmet etmenin bir aracı olarak görüyorum. Siyaset benim için bir amaç değil. Bir 3

makam ve statü göstergesi de değil. Çünkü zaten bu Ģehrin insanı bana gönüllerinde bir yer açarak 4

makamların en büyüğü ile onurlandırdı. BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığı‟nda da, Milletvekilliği için de bana 5

bir görev tevdi edildi. Buna rağmen bana verilen bu görevin Ģahsıma duyulan güvenden kaynaklandığını 6

düĢünüyorum. Bu beni mutlu ettiği kadar üzerime de ağır bir sorumluluk yüklüyor. Benim Ģu saatten sonra bu 7

sorumluluğun dıĢına çıkmam mümkün değil. Bu sorumluluğun gereği olarak herkese ulaĢmak, herkesi 8

dinlemek; sorunlarına ortak olmak ve çözüm üretmek zorundayım. Dolayısıyla benim insanlarla, makamlarla 9

çatıĢmak; kırmak, dökmek gibi bir lüksüm olamaz. Ben sadece iĢe odaklanmak zorundayım. Bu kent için ne 10

yapabiliriz? Hak ettiği yerde değil diye yıllardır Ģikayet ettiğimiz EskiĢehir‟e biz ne katkı sunabiliriz; bunun 11

çabası içindeyim. Yapılamayanlar üzerinden eleĢtiri siyaseti yapmak değil, yapabileceklerimizi anlatmak…

12

Bunun içinde herkesle, her kesimle bir araya geliyorum. Yani klasik bir siyasetçi profili değil benimki.

13

O nedenle de biraz farklı görünüyor galiba…

14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

(12)

M ülakat

1

2

Toplumun her kesiminden insanla yakın diyalog halindesiniz. Ama gençler konusunda özel bir 3

hassasiyetiniz olduğunu biliyoruz. Gençliğe nasıl bakıyorsunuz?

4

Biz Gençliğe Nasıl Bakarsak, o gençlik ona göre Ģekil alır.

5

Çoğu kiĢi tarafından gençlerimiz geleceğimizin teminatıdır, sözleri vurgulanırken, ben her zaman 6

gençlerimiz sadece geleceğimizin değil, bugünümüzün de teminatıdır algısındayım.

7

Önceden yürütmüĢ olduğum görevler süresince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde Genç 8

GiriĢimcilerden sorumlu yönetim kurulu üyeliği görevinde bulundum.

9

EskiĢehir Ticaret Odası baĢkanlığı dönemimde gençlerin topluma kazandırılmaları açısından, 10

özelliklerine uygun olarak giriĢimci olabilmeleri için eğitim programları düzenleyip, sertifikalarını almaları 11

için gayret gösterdik.

12

Biz her zaman Gençlerle, birbirimizi değiĢtirmeden ortak paydada buluĢtuk. Fikirlerin atıl kalmaması 13

ve potansiyellerin ortaya çıkmasını sağlamalıyız. Yeni fikirler yeni giriĢimciler olmalı. Bunun sağlanabilmesi 14

de ancak kaliteli bir eğitim yolundan geçmektedir.

15

Çocuk ve gençlerimizin eğitimden yoksun kaldığı zamanlarda, karanlık ortamlara itildiğini görmekte, 16

Ģer odaklarının ellerinde geleceği körelmekte, toplumdan uzaklaĢarak kötü alıĢkanlıklar kazanmaktadır.

17

Gençler Türkiyenin bugünü ve yarınıdır. Onları anlamaya çalıĢmak gerekir. Dinlemeden, anlamadan 18

doğrudan yargılamak ve eleĢtirmek doğru değildir. Onları bir kalıba sokmaya çalıĢmak da doğru değildir.

19

Mademki dünyanın en genç nüfusuna sahibiz, bunun değerini iyi bilmeli ve gençliğe özel önem 20

vermeliyiz. Onları siyasette de, üretimde de, bilimde de desteklemeli, önlerini açmalıyız. DüĢünce olarak 21

bizden çok ilerideler ama biz bunu bir kaynak olarak görmüyor değerlendirmiyoruz.

22

Bu itibarla gençlerin siyasi, kültürel ve sosyo-ekonomik hayatın tümüne etkili katılımı, ülkelerin 23

kalkınması için büyük önem taĢımaktadır. . Bu itibarla, artmakta olan genç nüfusun hem niceliksel hem de 24

niteliksel geliĢimini sağlamak öncelikli hedef olmalıdır.

25

Ülkemizin sahip olduğu bu nüfus gücünün avantaja dönüĢmesi gençliğe yönelik etkili ve nitelikli 26

politikalarla mümkün olacaktır. Doğru ve iyi olanı yapmak sadece pozitif bilimlerin eğitimi ve öğretimiyle 27

mümkün hale gelmemektedir. Eğer karakter ve ahlak geliĢmemiĢse tahsil de iĢe yaramamaktadır. Bu açıdan 28

karakter ve ahlak eğitimini içeren sosyo-psikolojik eğitim, zihinsel-beyinsel eğitimden daha öncelikli bir 29

konumdadır. Ġyi ve doğru ancak bu Ģekilde hayat bulabilecektir.

30 31 32 33

(13)

M ülakat

1

Milletvekilliği kimliğinizin size getirdiği güzellikler ve zorluklar nelerdir?

2

Bizim daha önceki makamlarımızda gösterdiğimiz enerji, çalıĢma biçimi ve yaklaĢım aslında nasıl bir 3

siyasetçi profili sergileyeceğimizin de açık bir göstergesidir.

4

Kendi insanının sorunlarını bilen, onları dinleyen, iyi günde kötü günde her zaman onlarla yan yana 5

duran bir anlayıĢımız vardı; bugün de değiĢen bir Ģey olmayacak. O zaman da sorumluluğumuz gereği gece 6

gündüz çalıĢıyorduk, bugün de öyleyiz.

7

Yani, Harun Karacan milletvekili olarak da her zaman vatandaĢıyla iç içe, her zaman onların 8

sorunlarıyla uğraĢan, EskiĢehir‟i ilçeleriyle, köyleriyle, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, turizmiyle hak ettiği 9

yere getirmek için her kapıyı zorlayan bir milletvekili.

10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

Sizin sadece siyasette değil, normal hayatınızda da çok yoğun bir temponuz var. Bir yandan siyaset, 21

bir yandan iş, bir yandan sivil toplum çalışmalarınız, bunlara nasıl yetişiyorsunuz?

22

Üretken olmayı seviyorum. Zamanı boĢ geçirmek bana göre bir Ģey değil zaten. Küçüklükten bu yana 23

biz böyle alıĢtırıldık. ÇalıĢacaksın, üreteceksin.

24

Bu ülkenin, bu Ģehrin üreten insanlara ihtiyacı var. Planlı ve programlı çalıĢıyorum. Gün içinde 25

yapacağım her Ģeyi planlıyorum. Zamanı da en verimli Ģekilde kullanmaya çalıĢıyorum. Hedeflerim var, bu 26

hedeflere ulaĢmak adına tüm Ģartları zorlayan bir yapım var. Bahanelerin ardına saklanmadan ne baĢkalarına 27

ne kendine bahane üretmeyeceksin benim felsefem hep bu yönde olmuĢtur.

28

(14)

M üzik

Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi Marşı

Bir ışıksın Eskişehir’i aydınlatan

Hep güzeli, hep doğruyu bize anlatan

Bilimden yana, ilimden yana yenilikler yaratan Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi

Sensin öğrencisini nakış nakış dokuyan Hep gurur duyar Yılmaz Çetintaş’ta okuyan Cahillik en büyük kötülüktür artık uyan Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi

Başım dik göğsüm gururla dolu Okumak öğrenmenin yolu

Herkes duysun, tanısın, anlasın bu şanlı okulu Yılmaz Çetintaş Anadolu Lisesi

Söz-Müzik Yiğit SARIKAYA

Müzik Öğretmeni 1 2

3 4

(15)

E debiyat

1

2

Umberto ECO Kimdir?

3

‘Bilgeliği romana dönüştüren yazar.’

4 5

Dünyaca ünlü edebiyatçılardan Ġtalyan 6

yazar, eleĢtirmen, filozof ve göstergebilimci.

7 8

Dünya kamuoyunun gündemine Gülün 9

Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla 10

giren Ġtalyan yazar, aynı zamanda Orta 11

Çağ estetiği ve göstergebilim dalının 12

ustalarındandır.

13 14 Hayatı:

15

Ġtalya'da Piemonte bölgesinde Alessandria'da doğan Umberto Eco, 1954'te 22 yaĢındayken, Torino 16

Üniversitesi'nden doktora derecesi aldı. Tezinin konusu erken filozof ve dinî düĢünür Aquinolu Aziz 17

Tommaso'ydu. 1954'ten 1959'a kadar Milano'da Ġtalyan Radyo Televizyonu RAI'nin kültürel editörü olarak 18

çalıĢtı ve Torino Üniversitesi'nde ders verdi (1956-64). Eco 1958-59'da askerliğini yaptı. Milano (1964-65) ve 19

Floransa'da (1965-69) üniversite hocalığı görevinde bulundu. 1969'dan 1971'e kadar Milano'da Politeknik 20

Enstitüsü'nde öğretmendi. Eco henüz 39 yaĢındayken Ġtalya'nın kuzeyindeki Bologna Üniversitesi'nde 21

göstergebilim profesörlüğü unvanını aldı.

22

Çalışmaları ve Eserleri:

23

Eco'nun çalıĢmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiĢtir. Son 24

dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalıĢmalar yapmaktadır. Bu çalıĢmalar arasında edebiyat 25

eleĢtirileri, tarih ve iletiĢim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği 26

eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki 27

anlatılar sürükleyicidir. Ġstanbul'a geniĢ yer ayırdığı bu eserini yayınlamadan kısa bir süre önce 1998 yılında 28

Ġstanbul'u ilk kez ziyaret etmiĢtir.

29

Roman türündeki ilk kitabı olan 1980'de yazdığı 30 dile çevrilen ve 10 milyondan fazla satan, 1986 30

sinemaya uyarlanan kitabı Gülün Adı ile tüm dünyada tanınan Eco, Foucault Sarkacı, Önceki Günün 31

Adası, Prag Mezarlığı ve son olarak 2015'te yayınlanan Sıfır Sayı gibi kurgu dalındaki kitaplarının yanı 32

sıra, Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı, Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik, Güzelliğin 33

Tarihi,Çirkinliğin Tarihi gibi araĢtırma, göstergebilim ve dilbilim eserleriyle de edebiyat ve kültür dünyasında 34 saygın bir yer edinmiĢti.

35

Eco’ nun kendi eserlerine bakışı:

36

2011'de yaptığı bir konuĢmada "Bugüne kadar 6 roman yazdım ve son 5 tanesi daha güzel ama herkes 37

hep Gülün Adı'ndan bahsediyor. Bense bundan nefret ediyorum, bir nevi lanet haline geldi. Yeni bir kitabım 38

çıktığında bile Gülün Adı'nın satıĢları artıyor" demiĢti.

39

Umberto Eco, okuması zor kitaplar yazmasına rağmen popüler bir yazar haline gelmesinin sırrıyla ilgili 40

bir soruyu cevaplarken de "Ġnsanlar bana hep, 'Bu kadar zor okunan romanlarınız nasıl oluyor da bu kadar 41

baĢarılı oluyor?' diye soruyor. Bense bu soruya güceniyorum. Bu, bir kadında 'Nasıl oluyor da erkekler seninle 42

ilgileniyor?' diye sormaya benziyor" demiĢti.

43

(16)

E debiyat

1

Eserleri:

2

Gülün Adı (Can Yayınları, 1986) 3

Alımlama Göstergebilimi (Düzlem Yayınları, 1991) 4

Foucault Sarkacı (Can Yayınları, 1992) 5

Günlük Yaşam'dan Sanata (Adam Yayıncılık, 1993) 6

Önceki Günün Adası (Can Yayınları, 1995) 7

Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti (Can Yayınları, 1995) 8

Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı (Afa Yayınları, 1995) 9

Ortaçağı Düşlemek (Can Yayınları, 1996) 10

Yorum ve Aşırı Yorum (Can Yayınları, 1996) 11

Somon Balığıyla Yolculuk (Can Yayınları, 1997) 12

Yanlış Okumalar (Can Yayınları, 1997) 13

Beş Ahlak Yazısı (Can Yayınları, 1998) 14

Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik (Can Yayınları, 1998) 15

Açık Yapıt (Can Yayınları, 2001) 16

Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler (Yapı Kredi Yayınları, 2001) 17

Baudolino (Doğan Kitap, 2003) 18

İnanç ya da İnançsızlık (1001 Kitap, 2005) 19

Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi (Doğan Kitap, 2005) 20

Cecü'nün Yer Cüceleri (Yapı Kredi Yayınları, 2006) 21

Güzelliğin Tarihi (Doğan Kitap, 2006) 22

Çirkinliğin Tarihi (Doğan Kitap, 2009) 23

Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın (Can Yayınları, 2010) 24

Prag Mezarlığı (Doğan Kitap, 2011) 25

Sıfır Sayı (Doğan Kitap, 2015) 26

Efsanevi Yerlerin Tarihi (Doğan Kitap, 2015) 27

28

Ödülleri:

29

30

1981 Anghiari Ödülü 31

1981 Strega Ödülü 32

1981 Viareggio Ödülü 33

1982 MacLuhan Teleglobe Ödülü 34

1982 Médicis Ödülü 35

36 37

Hakkında Söylenenenler:

38

La Stampa, "Umberto Eco'ya veda. Kültür onunla çok-satan haline gelmişti"

39

Corriere della Sera "Umberto Eco, kültürü değiştiren yazar"

40

La Repubblica"Kültürün adı Eco'ya veda. Bilgeliği romana dönüştürmüştü"

41

Il Messaggero"Kültürü modernleştirmişti" başlıklarını kullandı.

42 43 44 45

Müjgan KURT 46

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni 47

48 49

(17)

M ülakat

(18)

M ülakat

(19)

E debiyat

(20)

E debiyat

Ġ ngilizce (EskiĢehir)

(21)

Ġ ngilizce (EskiĢehir)

(22)

B iyoloji (Neden Geri DönüĢüm?)

"Geri Dönüşüm - Yeniden Kazanım" , kullanım dışı kalan nesnenin yani atık kağıt, pet şişe, cam, alüminyum kutular gibi çöplerin ham madde olarak kullanılıp yeniden imalata katılmasıdır.

 Çöplerin % 15-20’ sini geri kazanılabilir nitelikli atıklar oluşturmaktadır.

 Bir büro elemanı yılda 80 kilogram yüksek vasıflı kağıdı çöpe atmaktadır.

 Evsel atıklarımızın % 68’i organik atıklar, % 32’si kağıt, karton, tekstil, deri, metal, ağaç, cam, kül oluşturmaktadır.

(23)

Tükettiğimiz maddelerden arta kalanları, yeniden dönüşüm halkası içine katabildiğimiz zaman, öncelikle bunların tekrar ham madde olarak kullanılmasını sağlamış oluruz. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin, doğal dengeyi bozmasını, doğadan aldıklarımızı tekrar doğaya vererek azda olsa engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar ham madde olarak kullanılması; ü

 Çevre kirliliğinin her geçen gün artması önlenmiş olur.

 Büyük miktarda enerji tasarrufunu mümkün kılar.

 Tekrar kullanma olanağı sağlanmış olur.

 Ormanlarımızın yok olması önlenmiş olur.

 Yeni iş sahaları açılmış olur.

 Doğal kaynaklarımız korunmuş olur.

Örneğin; hurda kağıdı tekrar kağıt imalatında kullandığımızda, hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini %35, su kullanımını %46 oranında azaltıyoruz. Bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna katılmasıyla, 20 ağacın

kesilmesini engelleyebiliyoruz.

Geri dönüşüm için, ülkemizde çeşitli projeler geliştirilmiş, kampanyalar başlatılmıştır. Belediyeler aracılığıyla uygun yerlere geri dönüşüm kumbaraları yerleştirilmiştir.

Bütün bunlara katkıda bulunmak amacıyla, okulumuzda “atık kağıt, atık pil, atık yağ, pet şişe toplama” çalışmaları düzenlendi. Okulumuz öğretmen, öğrenci ve velilerimizin çalışmaları halen sürmekte olup, biz de Çevre Kulübü olarak bu projeye destek vermeye çalışıyoruz. Bu sayede sadece doğanın korunması değil, öğrencilerin sosyal birer birey olduklarını hissetmeleri ve bireysel sorumluluk duygusu sayesinde proje içinde yer almalarını hedefledik.

Öyleyse; çevremize, doğaya ve de kendimize olan sorumluluğumuzdan dolayı, ülke ekonomisinin ve toplumun gelişmesi için herkesi geri dönüşüme katkı sağlamaya çağırıyoruz…

Nihal YİĞİTER Kimya Öğretmeni

S por

BOCCE BOCCE Nedir?

Bocce, ilk romalılar tarafından oynanan kökeni anadolu’ya dayanan bir spor dalıdır.Bocce oyunu adını da Romalılar tarafından almıştır.Latincede patron anlamındadır.Çok fazla efor sarf ettirmeyen,teknik ve psikolojik bir spordur.

Türkiye bocce ile 1991 yılında tanışmış, 2005 yılında "Bocce, Bowling ve Dart Federasyonu"nun kurulmasıyla bilinen spor kimliğine kavuşmuştur.

(24)

Oyundaki amaç, attığınız ,yuvarladığınız toplarınızın hedef topa yakın olmasını sağlamaktır.

BOCCE Nasıl Oynanır?

Tek kişilik bocce oyunları 4 topla,2 kişilik bocce oyunları ise 2 topla oynanır.4 cm boyundaki hedef topuna pallino denir.Bocce oyununda amaç hedef top olan pallino ya atılan topun en yakın olmasını sağlamaktır.Oyuna başlayan takım önce pallinoyu (belirlenen noktayı

geçicek şekilde) atar ardından kendi topunu peşinden pallinoya en yakın olacak şekilde atar.

Oyuncuların pallinoya yakın olmak için yaptıkları atışa punto denir.Oyuncuların rakip topa,pallinoya ve kendi topunu vurmak için yaptıkları atışa volo denir.

Topu sektirip hedeflenen topa gitmesini sağlayan atışa raffa denir.Raffa da hedeflenen topa değmiyen atışlar geçersiz sayılır.

Tüm topların bitmesi ile rakibinden daha yakın pallinoya atış yapanlar 1 puan alır.Pallino ile temas halinde ise bu 2 puan olarak sayılır.

Bocce Oyun Kuralları kısaca bu şekildedir. Özetleyecek olursak oyundaki amaç yuvarladığınız topun hedef topa en yakın olmasını sağlamaktır.Bocce oyununda süre yoktur 15 puana ulaşan ilk takım maçı kazanır.

BOCCE Oyun Kuralları Nelerdir?

Uluslararası alanda kabul gören bocce için gerekli oyun alanları, açık alanlarda olduğu kadar mevcut kapalı spor salonları zemininde de değişiklik gerektirmeden kolayca kurulabilmektedir. İdeal oyun sahası ölçüleri; boy 26.50 m, genişlik 4.50 m, çevre yüksekliği 25-30 cm arasıdır. Taban yarı sentetik çeşitli malzemeler ve karışımlardan yapılmış, son derece düzgün ve pürüzsüz bir zemin şeklinde olmalıdır. Punto, raffa ve volo sistemleriyle ile sınırlandırılmış bu oyun sahasında sentetik bocce toplarıyla oynanan oyun, topların birbirine yaklaşması (punto) ve vurulacak büyük ve küçük topların önceden saptanarak raffa ve volo atışı ile uzaklaştırılması çabalarına dayanır. Böylece oyuncular bir veya birden fazla puan alana kadar oyun boyunca kendi toplan ile oynamaya devam ederek en yüksek puanı almaya çalışırlar.

S por

Müsabakalar tekli, ikili ve üçlü takımlar arasında yapılır. Tekler dörder topla, çiftler ve üçlü takımlar ikişer topla oynarlar. Puanlama, karşı takımın toplarından büyük topun, küçük topa yakın olan top sayısının toplanmasıyla elde edilir. Müsabaka sonunda 15 puan alan takım galip gelir. Bocce bir yarışma sporu olmasının yanında bir okul sporu ve tatil yörelerinin vazgeçilmez branşlarından biridir. Spora 11-14 yaş arasında başlayanlar gençler, 17 yaşından büyükler ise büyükler kategorisinde yer alırlar. Oyun topları yuvarlak ve sentetiktir. Büyük top 107-113 mm çapında ve 920-1000 g ağırlığındadır (büyükler). Küçük top 4 cm çapında ve 50 gram ağırlığındadır.

BOCCE Oyun Kuralları Nelerdir?

(25)

Uluslararası alanda kabul gören bocce için gerekli oyun alanları, açık alanlarda olduğu kadar mevcut kapalı spor salonları zemininde de değişiklik gerektirmeden kolayca kurulabilmektedir. İdeal oyun sahası ölçüleri; boy 26.50 m, genişlik 4.50 m, çevre yüksekliği 25-30 cm arasıdır. Taban yarı sentetik çeşitli malzemeler ve karışımlardan yapılmış, son derece düzgün ve pürüzsüz bir zemin şeklinde olmalıdır. Punto, raffa ve volo sistemleriyle ile sınırlandırılmış bu oyun sahasında sentetik bocce toplarıyla oynanan oyun, topların birbirine yaklaşması (punto) ve vurulacak büyük ve küçük topların önceden saptanarak raffa ve volo atışı ile uzaklaştırılması çabalarına dayanır. Böylece oyuncular bir veya birden fazla puan alana kadar oyun boyunca kendi toplan ile oynamaya devam ederek en yüksek puanı almaya çalışırlar.

Müsabakalar tekli, ikili ve üçlü takımlar arasında yapılır. Tekler dörder topla, çiftler ve üçlü takımlar ikişer topla oynarlar. Puanlama, karşı takımın toplarından büyük topun, küçük topa yakın olan top sayısının toplanmasıyla elde edilir. Müsabaka sonunda 15 puan alan takım galip gelir. Bocce bir yarışma sporu olmasının yanında bir okul sporu ve tatil yörelerinin vazgeçilmez branşlarından biridir. Spora 11- 14 yaş arasında başlayanlar gençler, 17 yaşından büyükler ise büyükler kategorisinde yer alırlar. Oyun topları yuvarlak ve sentetiktir. Büyük top 107-113 mm çapında ve 920-1000 g ağırlığındadır (büyükler).

Küçük top 4 cm çapında ve 50 gram ağırlığındadır.

Atış Sistemleri

Atış sistemleri; punto, raffa ve volo olarak üçe ayrılır.

Punto Oyunu: Oyuncunun kendi topunu geçerli bölgeye daha önceden atılmış veya hakem tarafından başlama noktasına konmuş pallino’ya büyük topu yerden yuvarlamak suretiyle yakınlaştırmasıdır.

Raffa Oyunu: Rakip topa, kendi topuna veya pallino’ya yapılacak atışlarda, bowl’un önce yere, vurmak sonra istediği topa çarptırılarak uzaklaştırılmasıdır. Kural dışı veya vurulması gereken toplara isabet etmeyen toplar hakem tarafından oyun dışı bırakılır.

Volo Oyunu: Oyun alanı içinde bulunan ve yerleri hakem tarafından işaretlenmiş rakip top, pallino ve kendi topuna yapılacak volo atışında, vurulacak topun önüne hakem tarafından çizilen 40 cm teğetle top arasında yere temas ettirilerek veya direkt topa çarptırılarak uzaklaştırılmasıdır.

Emine CANTÜRK

Beden Eğitimi Öğretmeni

(26)

E debiyat

DÜŞÜNDÜĞÜNÜ YAŞARSIN BU HAYATTA !

Ümit Yaşar Oğuzcan, bir devre damgasını vurmuş ,şiirleri şarkılarla nağme olmuş, aşka dizeleriyle yeni bir anlam katmış Türk Edebiyatının efsane şairidir.”Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap, gecelerden bir gece, bezginiz…”diye başlayan ünlü İspanyol Meyhanesi şiiri ,Timur Selçukun bestesiyle bedenlenip,dilimizden düşmeyen bir şarkı olmamış mıydı?

“Ben bir Ayten tutturmuşum Oh ne iyi

Aytenli içkiler içip,

Sarhoş oluyorum ne güzel “diye başlayan Milyon Kere Ayten Şiirinin sonunda, ilginç bir mizah duygusuyla Ayten’in hayranı olmayanlara bakın nasıl beddua ediyor şairimiz cancağızım :

“Ona uğramayan gemiler batsın Ondan geçmeyen trenler devrilsin Onu sevmeyen yürek taş kesilsin Kapansın onu görmeyen gözler Onu övmeyen diller kurusun İki kere iki dört elde var Ayten Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun.”

Aşkın en coşkulu ,en melankolik halini şiirlerinde bizlere yaşatan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın gözünde hayat kendi deyimiyle çile doldurulmaya gelinmiş bir virane yerdir. “Önce şunu belirtmek yerinde olur benim hayatım roman değildir. Baştanbaşa şiirdir ,benim hayatım, şiir ve aşktır.Köhne dünyayı 1926 yılında şereflendirdim. Daha doğrusu çilem Tarsus’ta 1926 yılında başladı.”dünyaya gelişini bu cümlelerle anlatan şair yaşadığı sürece , söylenenlere göre yirmi dört ,kendi ifadesine göre ise üç defa intihar girişiminde bulunurken, kendisinin hayata bakış açısı ve kerelerce giriştiği intihara teşebbüsleri , on sekiz yaşındaki oğlunun da intihar etmesine sebep olmuştur.Vedat Oğuzcan on sekiz yaşında Galata Kulesi’ne çıkarak, kendini boşluğun sonsuzluğuna bıraktığında, avucundaki kırışmış kağıtta:

“Baba, intihar öyle edilmez,böyle edilir!” notu yazılıdır. Bu olaydan sonra Ümit Yaşar Oğuzcan kendisini “Acılar Denizi” olarak ifade eder. Oğlunun ölümünün ruhunda yarattığı derin acıyı ünlü “Galata Kulesi” isimli şiirinde dile getirir.

“Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;

Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.” mısraları ünlü besteci Münir Nurettin Selçuk’un notalarıyla beste , sesiyle ağıt olur.

Kalemşörüm Eflatuniyle kaleme aldığımız bu yazıda, sizlere vermek istediğimiz mesaja gelince efendim:

“Düşüncelerine dikkat et çünkü onlar söz olur.

Sözlerine dikkat et çükü onlar davranış olur.

Davranışlarına dikkat et alışkanlık olur.

Alışkanlıklarına dikkat et senin karakterini oluşturur.

Karakterine dikkat çünkü o senin kaderini oluşturur.

Kaderine dikkat et çünkü o senin yaşantın olur.” (Dalai LAMA)

Ebru TÜRKANIK Okul Müdürü

(27)

F elsefe

(28)

E debiyat (Satır Arası)

Cahit Sıtkı TARANCI- Bütün Şiirleri DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,

Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,

Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,

Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,

Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin!

PAULO COELHO-SİMYACI

YaĢıyorum, dedi delikanlıya, aysız ve kamp ateĢsiz bir gece, hurma yerken. Ve bir Ģey yerken baĢka bir Ģey düĢünmem. Yürüdüğüm zaman da yürüyeceğim hepsi bu.

SavaĢmak zorunda kalırsam , ölüm Ģu gün ya da bugün gelmiĢ vız gelir tırıs gider. Çünkü ben ne geçmiĢte ne de gelecekte yaĢıyorum…

- “Yüreğim acı çekmekten korkuyor.” dedi bir gece Simyacıya…

- “Yüreğine,acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir Ģey olduğunu söyle” dedi Simyacı…

EMİLE ZOLA-GERMİNAL

ArkadaĢların kazma sesleri sanki yüzeye iyice yaklaĢmıĢlar gibi giderek daha da

belirginleĢiyordu. Bu taptaze sabah vaktinde, güneĢin yakıcı ıĢıkları altında, toprak iĢte bu uğultuya gebeydi. Ġnsanlar bitiyordu topraktan; karıkların arasında ağır ağır filizlenen, gelecek yüzyılın hasadı için boy atan ve yakında toprağı çatlatacak olan, intikamcı, kapkara bir ordu yetiĢiyordu.

MEMDUH ŞEVKET ESENDAL-AYAŞLI İLE KİRACILARI

Doğrusu da gitmek istemiyordum. Bilmem böyle bir kırgınlığım var. Her yer bana boş ve hüzünlü geliyor. Yeryüzü bana eskimiş görünüyor, her yeri toz kaplamış. Bundan evvel özenip yazmaya başladığım bir eserin müsveddeleri de masanın üstünde tozlanıyor.

Sevmek, sevilmek de boş! İnsan korkunç bir yalnızlık içindedir. Kimsenin ne düşündüğünü bilemezsiniz.! Bu yalnızlığı ben her zaman duymam.

(29)

E debiyat (Satır Arası)

Umberto ECO- J.C. Carriere- Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın.

“Çocukken, komşumuz olan bir hanım, bana her yıl bir kitap verirdi. Bir gün bana şöyle sormuştu: „Söyle bakalım Umbertino, okuduğun kitapta ne olduğunu öğrenmek için mi okuyorsun, yoksa okumayı sevdiğinden mi?‟ Okuduğum şeye her zaman tutkulu bir merak duymadığımı kabul etmek zorunda kalmıştım. Okuma zevki için okuyordum; ne olursa. Çocukluğumda kendimle ilgili olarak aniden keşfettiğim önemli şeylerden biri de budur.”

“Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın” adlı kitapta J.C. Carriére‟le söyleĢen Umberto Eco, okuma alıĢkanlığından böyle bahsediyordu, fakat bu çocukluk hatırası, usta yazarı yakından tanıyan okurları pek ikna edeceğe benzemiyor. Ne de olsa Eco, sadece büyük bir yazar değil, aynı zamanda büyük bir okurdu. Kütüphanesinde kaç kitap olduğu, onların ne kadarını okumuĢ olabileceği tartıĢılır, hatta Eco‟nun kendisi de bununla dalga geçerdi. Ġki cevabı vardı bu meseleye. Toplamda elli bin cildi bulan kitapları için ya “Bu kitaplar yalnızca önümüzdeki hafta okumam gerekenler,” derdi ya da “Bu kitapların hiçbirini okumadım. Yoksa niye tutayım ki?” diye sorardı.

Gabriel Garcia MARQUEZ- Yüz Yıllık Yalnızlık

Birisi, kabuk tutmuĢ yaralarımızı okĢamaya baĢladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama baĢlıyor yeniden. Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. O yüzden değil mi, içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? - Anlatsam mı, anlatmasam mı?- Kararsızlığımız, -bu sevgi beni acıtır mı?- KuĢkularımız. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.

Merve GÜZEL

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

(30)

K ültür S anat

F

İTNAT

K

OCA

T

UTMAZLA

B

O

L

B

O

L

B

O

L

Yaratıcılıkta sınır tanımayan gençlerimizden, bir yaratıcılık örneği daha; Grup My HoĢ' tan gülmeye doyamayacağınız bir komedi. Fitnat koca tutmazla BoĢ ol boĢ ol boĢ ol...

YaklaĢık olarak yirmi dakika süren skeçte, günümüzde gittikçe geniĢ bir kitle kazanan evlilik programlarına farklı bir bakıĢ açısı getirtildi. Gençlerin gözünden bakıldığında, verilen mesaj ile iyi bir ironi yapıldığı görülmektedir.

Komedinin, her bölümünde kullanıldığı skeçte, internet dünyasının aykırı tipleri de gençlerimiz tarafından yorumlanarak kullanıldı. Skeci oluĢturan baĢ kahraman Fitnat koca tutmaz ve Saliha Hanım oyunculukta yeteneklerini bir kez daha ispatladılar. 18 kiĢilik bir ekibin emek vererek oluĢturduğu bu oyunun, gençlerimizin yeteneklerinin farkındalığı için, iyi bir kılavuz olması dileğiyle...

TepebaĢı Gençlik merkezinin düzenlemiĢ olduğu “Hayallerini Sahneye TaĢı” adlı skeç yarıĢmasında, öğrencilerimizin amatör olarak yazdıkları bu skeçte EskiĢehir 3. lüğü kazandığını da hatırlatalım.

YAZAN: Berfin Gönül GERÇEL-Elif ARIKAN YÖNETEN: Müjgan KURT

OYUNUN TÜRÜ: Komedi

OYUNUN KONUSU: Karadenizli bir ailenin boĢanmak için Fitnat Hanım' ın programına baĢvurması ile geliĢen olaylar zinciri.

DEKOR/KOSTÜM: Müjgan KURT MÜZİK: Yiğit SARIKAYA

OYNAYANLAR: Berfin Gönül GERÇEL, Elif ARIKAN, ġule YĠĞĠT, Emine YENĠPINAR, Berke YURDAGÜL, Burak Tayyip SAYRAÇ, Gizem ÇETĠNEL, Arzunur ġAHĠN, Serapnur YILMAZ, Kardelen TUNCA, Serkan

DURUKAN, Kutay ARAS, Cem AYDIN, Hüseyin ULAġ ÖZTÜRK, Münevver EMĠRLER, BarıĢ AKKOYUN, Eren ERAYDIN.

(31)

E debiyat (Büyük ġahsiyetler)

(32)

E debiyat (Büyük ġahsiyetler)

(33)

İ ngilizce

Teacher : Why are you late , son ? Student : Because of the sing on the road

Teacher : What type of a sing ?

Student : The sing that says,’School Ahead , Go slow!’

-Why are you crying ? -The elephant is dead.

-Was he your pet ?

-No ,but I’m the one who must dig his grave.

- Doctor , will I be able to play the piano after the operation ? - Yes , of course.

- Great ! I never could before

Son : Why are all those people running ? Dad : They are running a race to get a cup.

Son : Who will get the cup ? Dad : The person who wins.

Son : Then why are all the others running ?

Teacher : Maria , please show America on the map.

Maria : Yes, of course , Here it is.

Teacher : Good , then kid , who discovered America ? Class : Maria did , teacher.

1)Which room has no doors,no windows?

2)What is the word that everybody always says wrong?

3)What has many keys but can’t open any door?

4)What do you call a witch at the beach?

5)What’s a minimum?

6)What has teeth but can’t bite?

7)If you drop a white hat into Red Sea,what does it become?

8)Where does a boxer who weighs 135 kilograms sit on a bus?

(34)

E debiyat (Gezi Yazısı)

(35)

K aybettiğimiz D eğerlerimiz

Değer, kıymet, kişilerin tercih edebilecekleri yapı; nitelik, durum, davranış; kabul edilebilirliği onaylanmış.

Değerli, bu niteliklere sahip olan varlık.

Kişilerin de toplumların da değerleri vardır. Kişisel değerler, bireylerin, toplumsal değerler, toplumların zenginliğini oluşturur. Zenginliklere kolay ulaşılmaz, sahip olunmaz… Toplumsal değerlerimiz, bin yılların, kişisel değerlerimiz, on yılların emeği ve birikimi sonucu oluşur. Sahip olunduğu sürece korunur, gelişirler…

Kültürel ve tarihsel değerlerimiz…

Binlerce yıldan beri, katmerleşerek bu güne gelen güzelliklerimiz, geleneklerimiz…

İmece vardır, birçoğumuz biliriz. Toplumun kullanımında olacak şeylerin elbirliğiyle, eşit emekle yapılması işidir. İmece, güç birliğinin özünü, yükü paylaşmanın ilk basamağını oluşturur. Uygulandığı yerde, üstesinden gelinemeyecek iş yoktur. Angaryaya dönüştürmemek şartıyla… Angarya, imecenin zora dayananı…İnsan doğasına aykırı…

Her şeyi devletten beklediğimiz günümüzde, eli, hiç kimse için işe ve cebine gitmeyen bireyler çoğalttık… “Bana necilikle” de birleşen duyarsızlık, yaşadığımız çevreyi de etkiledi. Evlerimizin önünü temizleyerek temiz tuttuğumuz sokaklarımız şimdi, çöpçünün temizlemesi için, bizim attığımız çöplerle kirleniyorlar.

Yaşayan geleneklerimizden, düğün takıları… Özünde yeni kurulan bir yuvaya toplumsal destek ve katkıyı ifade eder… Yoksulluklarda daha etkin olması beklenirken, günümüzde varsılların gövde gösterisine, eğlence hoyratlığına dönüştü.

Bir kaçını bir araya getirsen, bir kasabanın işsizlik sorununu çözecek savurganlıklar!

Yardımlaşma, dayanışma, toplumsal yapımızda giderek zayıflayan kuvvetli bağlayıcılar… Hissettirilmeden, durumu çevresince desteklenerek düzeltilen esnaf, her mahallede kurulu konukevleri, sığınma evleri…

En büyük şehrimizde, sokaklara bırakılan, çoluk, çocuk, aileler, sokak dünyasının buruk ve hüzünlü rüyası, kaygılı bekleyişi, karanlık geleceği, sokak çocukları…dahada ilginci,ortak ve güçlü faydamıza olan paydalarda buluşamayışımz olsa gerek…

Bizim olan değerlerimizin gün geçtikçe azalması, zayıflaması…

Zayıflaması insanlarımız gibi, insanlıklarımızın…

Bizi biz eden değerlerimizin kayıp gitmesi ellerimizden, göz göre göre…

Hoşça kalın; daha güzel bir dünya için, içinde sevginin en anlamlısını saklayan karşılıklı saygıya dayalı güzel günlere…

Mehmet YILMAZ

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni

(36)

S osyal B ilgiler

İstanbul halici, bir boynuz gibi kıvrıldığı için yabancılar tarafından “altın boynuz” ( golden horn ) olarak ifade edilmektedir.

Lut Gölünde % 26’yı bulan tuzluluk nedeniyle insan hiç kımıldamadan ve de yüzmeden suyun üstünde durabilir.

“Atlas” ismi dünyayı omuzları üstünde taşıdığı şünülen mitolojik Yunan tanrısına binaen 1595’te Mercator’un yayınladığı dünya haritaları takımına verdiği isimdir.

“Himalaya” ismi Sanskritçede “onun evi” ( him=onun, alaya=evi ) anlamına gelmektedir.

“Nederland” Flamancada alçak ülke anlamına gelmektedir. Çünkü Hollanda topraklarının % 60’ı denizin doldurulmasıyla kazanıldığından, ülkenin hiçbir

noktasının yükseltisi 300 metreden fazla değildir. Hatta % 27’si deniz seviyesinin altındadır.

ABD’de Yellowstone’deki on bir gayzerden birine “eski sadık dost” denir. Çünkü bu gayzer şaşılacak bir düzenle, her altmış beş dakikada bir ve tam dört buçuk dakika süreyle, bir kaynar su ve buhar sütununu havaya fışkırtır. Her fışkırtmadan önce davul gümbürtüsünü andıran boğuk bir uğultu duyulur, sonra da köpüklü sular 50 metreye kadar fışkırır. Aynı parkta bulunan ve “dev” ismiyle anılan gayzerin fışkırma süresi ise bir saati aşar. Ancak suları 75 metreye kadar ulaşan bu gayzer haftada bir kez fışkırır. Suyun içindeki minerallere bağlı olarak zeminde oluşan sarı renkli çökelmiş sarı rengindeki kayaçlardan dolayı “yellowstone”

denilmektedir.

Dünyanın çekim kuvveti cisimleri kendine çeker. Bu nedenle uzaya gönderilen cisimlerin yerçekiminin etkisinden kurtulması gerekir. Saatte 29.000 kilometre hızla giden bir roketten fırlatılan bir uydu dünya çevresindeki yörüngesine otururken, saatte 29.000 kilometreden daha düşük hızla giden roket dünyanın çekim kuvvetten kurtulamaz ve dünyaya geri düşer. Saatte 40.000 kilometre hızla giden bir roket ise dünyanın çekim kuvvetinden kurtulduğu için uzaya gidebilir.

Afrika kıtasındaki volkanik Klimanjaro Dağı “ışıldayan dağ” diye bilinir. Çünkü geniş ve ıssız bir yaylanın ortasında tek başına yükselir. Kalıcı kar ve buzla örtülü pırıl pırıl zirvesi kilometrelerce uzaktan seçilir. Bu haliyle gözleri kamaştırıp, göreni büyülediğinden bu dağ yerli dilinde “ışıldayan dağ” diye bilinir. Masai yerlileri ise bu dağı tanrının evi ( ngai ngai ) olarak nitelendirir.

Everest Dağı” ismini, 1852’de ekibiyle buranın Dünyanın en yüksek dağı olduğunu keşfeden İngiliz dağcı Sir George Everest’ten almıştır.

Sahra çölündeki “siroko” rüzgârı buradaki kumları kaldırarak uzak mesafelere taşınmasına neden olur. Bu durum uzak mesafelerde, örneğin İngiltere ve İsviçre gibi ülkelerde kızıl renkli kar ve yağmur yağışlarına neden olmuştur.

Cebelitarık adı; M.S 711’de bölgeden geçen Arap komutan Tarık Bin Ziyad’ın ismine binaen yöredeki bir dağa Cebel el Tarık “Tarık dağı” denilmiştir. Bu isim sonraları Cebelitarık şekline dönüşerek ülkenin ismi haline gelmiştir.

909 m³ /sn’lik yıllık ortalama akımıyla Fırat, Türkiye’nin en bol akımlı nehri iken, Dicle 629 m³ /sn’lik ortalama akımla ikinci sıradadır.

KÜBRA KAYA 11/B

İPEK OKUTAN 11/B

(37)

H ayatın İ çinden… (Mustafa Bucan)

(38)

F aaliyetlerimiz

2015 TÜBİTAK Bilim Fuarımız

Okulumuz Hasan Polatkan Kültür Merkezinde 3 Dilde Şiir Dinletisi Düzenledi

Okulumuzda Şiir Dinletisi Düzenledik.

(39)

F aaliyetlerimiz

10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni

24 Kasım Öğretmenler Günü

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

(40)

F aaliyetlerimiz

Öğrencilerimiz TÜBİTAK Beslenme Dostu Okul Projesi Kapsamında Eskişehir Bölge Finali Sergisini Ziyaret Ettiler. Öğrencilerimizle Bisiklet Turu Düzenledik.

Öğrencilerimiz AB yi Öğreniyorum Bilgi Yarışmasına Katıldılar.

Okulumuzda Bilgi Yarışması Düzenledik.

(41)

F aaliyetlerimiz

Avukat Halit SALDAN Öğrencilerimize “Demokrasi İnsan Hakları ve Avukatlık” Konulu Seminer Verdi.

Dil Bölümü Öğrencilerimiz Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesini Ziyaret Ettiler.

Öğrencilerimizle Aşure Günü Etkinliği Düzenledik.

(42)

F aaliyetlerimiz

Selahattin EĞE İsimli Öğrencimizin Yazdığı Hikaye,Tıp Uzmanları Derneğinin “Acilin Öyküsü 2015” adlı kitabında yayımlandı.

Okulumuz Yeni Rengine Kavuştu.

Çanakkale Şehitlerini Anma Günü

(43)

F aaliyetlerimiz

Okulumuzda Diş Hekimi Mustafa POLAT Seminer Verdi.

Emniyet Görevlileri Okulumuzda “Gençlik ve Güvenli Gelecek” Konulu Seminer Verdi.

Öğrencilerimiz 1.Dönem Sonu Müzik Şöleni Düzenlediler.

(44)

F aaliyetlerimiz

Gençlik Merkezleri Arası Skeç Yarışmasında “Fitnat Kocatutmazla Boş Ol” Oyunuyla Eskişehir 3. sü Olduk.

Öğrencilerimizle “Halktan Biri” Adlı Tiyarto Oyununa Gittik.

Okulumuzda Beslenme Dostu Okul Projesi Kapsamında” Yaşamak İçin Mi Yemeliyiz? Yemek İçin Mi Yaşamalıyız” Konulu Münazara Düzenledik.

(45)

F aaliyetlerimiz

Okulumuzda Dr.Bekir AKDEMİR ve Zeynep KOZULU tarafından 12.sınıf öğrencilerine Organ ve Doku Nakli Bağışı semineri verildi.

Okulumuz Öğrencilerine Beslenme Dostu Okul Projesi Kapsamında Obezite Konulu Seminer Verildi.

Mühendisler Odasından Dr. Yılmaz YÖRÜ Okulumuzda “Enerji Verimliliği” Konulu Seminer Verdi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Öykülerde karşımıza çıkan çift düzlemlilik ve bu yapıya bağlı olarak ortaya çıkan anlatısal mekik jesti, günlük tekniği, hikâyenin içine yerleştirilen boşluklar,

In this estimation, saving, labour force and defence spending are positively correlated with economic growth and coefficient of balance of trade is negative and

Radyoterapiye Yan›t Veren Bir Primer Kütanöz CD30+ Anaplastik Büyük Hücreli Lenfoma Olgusu A Case Report of Primary Cutaneous CD30+ Anaplastic Large Cell Lymphoma Which Responded

Embryonic stem cell marker expression pattern in human mesenchymal stem cells derived from bone marrow, adipose tissue, heart and dermis. A comprehensive review on

Tu¤ba Rezan Ekmekçi Zülal Erba¤c› Emel Erkek Gül Erkin Ayten Ferahbafl Emel Fetil Oya Gürbüz Nilsel ‹lter Ayflen Karaduman Göksun Can Karaman Ayfle Kavak

In this report, a case of chondrosarcoma originating from posterior mediastinum was presented with imaging findings.. Key words: Chondrosarcoma, mediastinum,

TTÖ puanlarının, öğretim üyelerinin derslerde teknolojik araç-gereç kullanma durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmektedir.Bu bulgu,

This colonial agenda incorporates “the politics of institutionalization of the imperial language through a systematic suppressive system, it is no coincidence that the