• Sonuç bulunamadı

İmmün Sistemin İmmün Sistemin Yapısı Yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İmmün Sistemin İmmün Sistemin Yapısı Yapısı"

Copied!
230
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İmmün Sistemin İmmün Sistemin

Yapısı Yapısı

Prof. Dr. Mehmet KIYAN Prof. Dr. Mehmet KIYAN

(2)

Amaç

Bu derste; organizmada Bu derste; organizmada

Bağışıklık sistemini oluşturan Bağışıklık sistemini oluşturan organlar

organlar

Santral Lenfoid Organlar: Santral Lenfoid Organlar:

Kemik iliği, Kemik iliği,

Timus, Timus,

Fabricius Kesesi Fabricius Kesesi

Periferik Lenfoid Organlar: Periferik Lenfoid Organlar:

Lenf Düğümleri, Lenf Düğümleri,

Dalak, Dalak,

Kapsülsüz Lenfoid Dokular.Kapsülsüz Lenfoid Dokular.

Bağışıklıkta rol alan hücrelerinBağışıklıkta rol alan hücrelerin

MakrofajlarMakrofajlar

LenfositlerLenfositler

Diğer HücrelerDiğer Hücreler

öğrenilmesi hedeflenmektedir.

öğrenilmesi hedeflenmektedir.

Öneri

İmmün cevapta rol alan lenfoid İmmün cevapta rol alan lenfoid organlar ve hücreler konusunu organlar ve hücreler konusunu

daha iyi anlayabilmeniz için, daha iyi anlayabilmeniz için,

anatomi, anatomi,

histoloji ve histoloji ve

fizyoloji.fizyoloji.

derslerinizdeki ilgili konuları derslerinizdeki ilgili konuları

gözden geçiriniz.

gözden geçiriniz.

(3)

Bağışıklık sistemi (İmmün sistem)

En basit yapılı canlılarda bile kendinden olanı

tanıma, yabancıyı ayırt edebilme özelliği

mevcuttur.

Evrimsel açıdan en

gelişmiş canlı olan insan kendi yapısına yabancı olan maddeleri

(antijenleri) tanıyabilme ve onlarla baş edebilme özelliklerine sahiptir.

Bu sayede konak

organizma mikroplar, yabancı ve zararlı

olabilecek maddelere karşı kendisini savunur.

Genelde antijen olarak tanımladığımız bu

maddelerin organizmaya girmesi ile başlayan ve birbiri ile ilişkili birçok biyolojik reaksiyonun meydana geldiği bağışık yanıt olayında, birçok sistem, organ ve hücre görev alır.

(4)

Bağışıklık sistemi (İmmün sistem)

Bağışık yanıt özünde hücresel bir olaydır.

İmmün sistemde rol

oynayan hücreler kemik iliğindeki kök hücrelerden farklılaşarak gelişirler.

Kemik iliği kök

hücrelerinin immünolojik olarak etkin hücre haline gelebilmesi için önce

santral lenfoid organlara gelmesi ve olgunlaşması gerekir.

Gelişimini tamamlayan, olgun T ve B lenfositler daha sonra periferik

lenfoid organlara gidip yerleşerek antijenle

karşılaşmayı bekler ve gerektiği zaman

(antijenle karşılaşınca) bağışık yanıt

oluştururlar.

(5)

Bağışıklık Sistemini Oluşturan Organlar

1. Santral Lenfoid Organlar A) Kemik İliği

B) Timus

C) Fabricius Kesesi ve buna eşdeğer organlar

2. Periferik Lenfoid Organlar A) Lenf Düğümleri

B) Dalak

C) Mukoza ile ilgili Lenfoid Dokular (= Kapsülsüz Lenfoid Dokular)

(6)

Santral Lenfoid Organlar Kemik İliği

Kemik iliği (Kİ), tüm kan hücrelerinin yapım yeridir (Hemopoiesis).

Vücut ağırlığının

%6'sını Kİ oluşturur.

Kİ'nde ana (kök) hücrelerden

farklılaşarak oluşan immün hücreler kan dolaşımına karışarak ilgili organlara giderler.

Kİ, yassı ve yuvarlak kemikler ile uzun

kemiklerin uç kısımlarındaki

süngerimsi yapının içinde bulunur.

(7)

Timus

Timus bağışık yanıt

oluşmasında önemli bir organdır.

Timus, insanda mediasten boşluğunun üst kısmında,

sternum kemiği arkasında yer alır.

Doğumdan itibaren gelişmeye başlar, ergenlik çağında en

büyük şeklini alır, ileri yaşlarda tekrar küçülür.

Özellikle hücresel tip bağışık yanıtta etkilidir.

Timus, Kİ'de kök hücrelerden farklılaşan lenfosit öncü

hücrelerin olgunlaşarak, olgun T-lenfosit haline geldiği

organdır.

Yavru deney

hayvanlarında timus

çıkartıldığında T-lenfosit işlevi bozulmaktadır.

Dolaylı etki ile antikor yapımında da bozukluk oluşur.

(8)

Timus

Anatomik olarak iki loblu (bölmeli) ve kapsül ile

çevrilidir.

Kapsülün içe doğru uzantıları ile loblar

daha küçük bölümlere (lobüllere) ayrılırlar.

Her lobül korteks (kabuk) ve medulla (ortada iliksi bölge) olmak üzere iki kısımdan oluşur.

(9)

Timus

Kortekste hücre yoğunluğu fazladır ve bunlar Kİ'den

gelen olgunlaşmamış lenfosit (timosit)

kümeleridir.

Hızla çoğalırlar ancak büyük bir kısmı hemen ölür.

Medullada ise daha seyrek olmak üzere olgun

lenfositler bulunur.

Timusta olgunlaştıkları için bunlara T-lenfosit denir.

Timusta ayrıca epitel hücreleri ve makrofajlar bulunur.

Lenfositlerin timusta nasıl olgunlaştığı tam olarak bilinmemektedir.

Ancak epitel hücreleri ve makrofajlar ile bazı timus hormonlarının

timulin,

timozin,

timopoietin gibi

T- lenfosit gelişimine etkili olduğu kabul edilmektedir.

(10)

Fabricius Kesesi ve

Buna Eşdeğer Organlar

Fabricius kesesi (= Bursa of

Fabricius) kuşlarda kalın bağırsak son kısmında bulunan bir organdır.

Bu kesecik Kİ'nden göç eden lenfosit öncü hücrelerinin

olgunlaşıp olgun B- lenfosit haline

geldiği yerdir.

Civcivlerde bu kese çıkartıldığında

antikor sentezi durmaktadır.

Memelilerde böyle bir kese yoktur.

Memelilerde bu görevi kemik iliği yapmaktadır.

(11)

Periferik Lenfoid Organlar

Santral lenfoid

organlarda farklılaşan, olgunlaşan ve

immünolojik

reaksiyonlar için hazır hale gelen olgun T ve B lenfositlerinin

yerleştiği organlardır.

Antijenik uyarım olduğunda bağışık yanıt ikincil lenfoid organlarda

gerçekleşir.

Kısaca immün hücreler santral

organlarda oluşur, periferik organlarda görev yaparlar.

(12)

Lenf Düğümleri

Vücudun çeşitli yerlerinde dağınık veya küçük gruplar halinde bulunurlar.

1-25 mm

çapındadırlar

Lenfatik damarlar üzerinde bulunurlar

Başlıca görevleri:

lenfi süzmek

antijene karşı bağışık yanıt oluşturmak

(13)

Lenf Düğümleri

Lenf düğümleri oval veya fasulye

biçimindedir.

Dıştan bir kapsül ile çevrilidir.

Kapsülün içeriye

giren uzantıları organı bölmelere (loblara)

ayırır.

Hilustan kan

damarları girip - çıkar.

Çevreden gelen lenf sıvısı, organın dış kısımlarından girer, süzüldükten sonra hilus bölgesinden, çıkış gösterir.

(14)

Lenf Düğümleri

Lenf düğümlerinin iç yapısı

1. Kabuk (=Korteks):

Kapsüle yakın yerler

2. Merkezi kısım (=Medulla):

İliksi bölge

3. Parakortikal bölge:

Kabuk ile iliksi bölge arası

Follikül:

Kabuk bölgesinde, olgun B-lenfosit paketleri ile

çevrelenmiş yapılar

Antijenik uyarım olduğunda foliküllerde bulunan olgun B-lenfositler çoğalıp

başkalaşıma uğrarlar.

(15)

Lenf Düğümleri

Germinal merkez:

Folliküllerin orta kısmında

bulunur. Burada başkalaşıma uğramış B-lenfositlerden oluşan plazma hücreleri ve makrofajlar bulunur.

Parakortikal bölge:

T-lenfositlerin ve antijen sunucu hücrelerin bulunduğu bölgedir.

Medulla:

Lenf düğümüne giren ve çıkan damarların dallanarak arterio- venöz sinüzoidlere dönüştüğü ve lenf sıvısının dolaştığı yerdir.

İliksi bölgede çok sayıda T ve B lenfositleri, plazma hücreleri ve fagositik makrofajlar bulunur.

(16)

Dalak

Karnın sol üst köşesinde yer alan 100-200 gr

ağırlığında bir organdır.

Çevresi bir kapsül ile çevrilidir.

Bu kapsülün içe doğru uzantıları bulunur.

Dalak kesitinde koyu renkli kısımlara kırmızı pulpa

denir. Bunlar venöz

sinüzoidlerden oluşmuştur ve içlerinde bol miktarda harab olmuş eritrosit

bulunur.

(17)

Dalak - Beyaz pulpa

Dalak kesitinde soluk

renkte görünen kısımlara denir.

Dalağa giren atardamarın (Arteria centralis) en uç kısımlarının çevresindeki lenfoid dokudur.

Arteriollerin hemen

çevresinde T-lenfositler kümelenmiştir.

Beyaz pulpa içinde B-

lenfositlerin oluşturduğu foliküller bulunur.

Beyaz pulpanın ara kısımlarında (=zona marginaliste) antijen sunucu hücreler ve

fagositik makrofajlar vardır.

(18)

Dalağın görevleri

1. Hücresel ve humoral bağışık yanıt

oluşturarak vücut savunmasına

katılır.

2. Güçlü fagositik işlevi ile kanı yabancı ve zararlı parçalardan (özellikle

mikroorganizmalardan)

temizler.

3. Damar yapısı ile portal kan akımını düzenler.

4. Fetusta kemikiliği gibi çalışarak kan

hücrelerinin yapımına katılır.

5. Ömrü dolmuş veya anormal kan

hücrelerini ortadan kaldırır.

(19)

Mukoza ile ilgili lenfoid dokular

Yabancı antijen veya mikroorganizmaların en sık giriş yolları olan sindirim, solunum ve genitoüriner sistem mukozalarının altında, kapsülsüz, çok sayıda follikül içeren yaygın lenfoid dokular

Tonsiller

Apendiks

Peyer plakları

bulunur.

Bu bölgelerdeki lenfoid hücreler, yayılmış halde olabileceği gibi, lenf

düğümündekine benzer

şekilde foliküller halinde de bulunabilirler.

Mukoza altı lenfoid dokular genellikle Ig-A yapımından sorumludurlar.

Mukoza hücreleri de Ig-A salgılattırırlar.

Dolayısıyla infeksiyonlara karşı korunmada ve yerel bağışıklıkta mukoza ile ilgili lenfoid dokuların önemi

oldukça fazladır.

(20)

Bağışık Yanıtta Rol Alan Hücreler

I - Makrofajlar II - Lenfositler

B - lenfosit

(Plazma Hücresi)

T - lenfosit

Th = T helper Lenfosit (Yardımcı / Uyarıcı)

T cy/s = T cytotoxic / suppresor lenfosit

III - Natural Killer = (NK)

= Doğal Öldürücü Hücreler

IV - Diğer Hücreler - Nötrofiller

- Eosinofiller

- Bazofiller ve Mast hücreleri

- Trombositler

(21)

Makrofajlar

Tek çekirdekli (= mononükleer), fagositik aktivite gösteren

hücrelerdir.

Vücut doku ve organlarında yaygın olarak bulunurlar.

10-15 mikron büyüklüğünde, tek çekirdekli, geniş

sitoplazmalı, sitoplazmalarında içi sindirim enzimi dolu çok

sayıda lizozomları bulunan, sitoplazma zarları dalgalı hücrelerdir.

Tüm bu hücrelerin oluşturduğu topluluk mononükleer fagositik sistem veya retiküloendotelial sistem (kısaca RES) olarak da adlandırılır.

(22)

Makrofajlar

Makrofajlar kemik iliğinde yapılır.

Kana geçip gezgin makrofaj = monosit adıyla dolaşımda yer alırlar.

Ameboid hareket yetenekleri vardır.

Dokulara geçen monositler, kan dolaşımına geri

dönemezler ve dokularda yerleşik makrofaj olarak kalırlar (RES).

(23)

Makrofajlar bağışık yanıttaki rolleri itibariyle iki tipe ayrılır

A - Fagositik Makrofajlar:

Temizlenmesi gereken maddeleri ortadan

kaldırarak vücudun özgül olmayan

savunmasında önemli rol alırlar

B - Antijen sunucu Hücreler: Bağışık

yanıtın başlamasını sağlarlar.

(24)

İnsanda Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri ( = RES)

Kanda:

gezgin monositler

Akciğerlerde:

alveoler makrofajlar

Seroz boşluklarda:

makrofajlar

Kemik dokuda:

osteoklastlar

Sinir dokusunda:

mikroglia hücreleri

Dalak ve lenf düğümlerinde:

Dentritik hücreler

Deride:

Langerhans hücreleri

Bağ dokusunda:

histiositler

Karaciğerde:

Kupffer hücreleri

Böbrekte:

mezangial makrofajlar

(25)

A - Fagositik Makrofajlar :

Fagositik makrofajlar, organizmada bulunan ve temizlenmesi gereken madde, mikroorganizma ve tümör hücrelerini

fagositoz yaparak ortadan kaldırırlar.

Eğer mikroorganizmalar özel reseptörleri veya antikor ve komplemanla kaplı olarak makrofaja yapışırsa fagositoz çok hızlı ve güçlü olur.

Fagositoz için, fagosite

edilecek maddelerin makrofaj yüzeyindeki algaçlara (=

reseptörlere) bağlanmaları gerekir. Bu nedenle makrofaj yüzeyinde çok çeşitli

reseptörler bulunur.

(26)

B - Antijen sunucu Hücreler (ASH) :

Bu hücreler antijen ile ilk karşılaşan ve onları

lenfositlere sunan hücreler olarak bağışık yanıtta ilk adımı başlatan hücrelerdir.

Sunuculuk görevi yapan makrofajlar tarafından alınan antijenlerde

fagositoz olayındaki gibi parçalama ve sindirme işlemi oluşmaz.

Antijenler sunucu

hücrelerde henüz tam anlaşılamamış özel bir

hazırlık dönemi geçirirler.

Daha sonra bu antijenleri, lenfositlere sunarlar ve bağışık yanıtı başlatırlar.

(27)

B - Antijen sunucu Hücreler (ASH) :

Antijen sunuculuk görevi yapan makrofajlarda,

fagositoz yapan

makrofajlardan farklı

olarak yüzey reseptörleri bulunur.

Ayrıca

B-lenfosit,

damar endotel hücresi,

derideki Langerhangs hücresi de antijen

sunuculuk görevi yaparlar.

(28)

Histokompatibilite genleri (antijenleri) (MHC) - (HLA)

6. kromozomda bulunur

İmmün reaksiyonların önemli düzenleyicisi

HLA molekülleri

antijenleri T hücrelere sunar.

Hem humoral hem hücresel immünitede önemlidirler

Bazı HLA subgrupları ile bazı hastalıkların

birlikteliği söz konusudur.

HLA-B27 ile ankilozan spondilit birlikteliği gibi

Class I antijenler:

nükleuslu hücreler ve trombositlerde bulunur.

HLA-A, B, C lokusları vardır

Class II antijenler:

HLA D lokusundadır.

Monosit / makrofaj, dendritik

hücreler, B hücreler (Profesyonel Antijen sunucular) bulunur.

T hücrelerinden salınan IFN ү etkisi ile endotel hücreleri, fibroblast, böbrek ve epitel hücrelerinden eksprese edilebilirler

Class III proteinler,

histokompatibilite antijenleri olarak hareket etmez,

komplemanı kodlarlar

(29)

Antijen Sunumu

(30)
(31)

1. Makrofajlar virüs ile

karşılaşıp onu fagosite ettiğinde immün cevap başlar. Bu sırada serbest virüsler yakınlarında

bulunan hücreleri infekte eder.

2. Daha sonra makrofaj virüsleri sindirir.

Yüzeyindeki MHC’ler ile antijeni diğer hücrelere sunarlar. Yakında

bulunan hücreler ise virüslerin saldırısı nedeniyle infekte olmuşlardır.

(32)

3. Yardımcı T hücresi makrofaj tarafından

kendisine sunulan antijeni tanıyıp makrofaja

bağlanır.

class II MHC CD4 + class I MHC CD8 +

4. Bu bağlanma bazı kimyasal maddelerin

makrofajlardan IL-1 ve TNF

T hücrelerinden IL-2 ve IFNγ

salınımını stimüle eder.

Bu maddeler hücreler arası haberleşmeyi sağlar.

(33)

5. Salınan IL-2, diğer

yardımcı T hücreleri ile katil T hücrelerine

çoğalmaları için emir verir. Yardımcı T

hücrelerinin çoğalması, B hücrelerinin

çoğalmasına ve antikor üretmesine neden olur.

6. Katil T hücreleri virüs tarafından infekte

edilmiş olan konak hücreye saldırır.

(34)

7. B hücreleri tarafından salınan antikorlar, serbest haldeki

virusların yüzeyinde bulunan antijenlere bağlanır.

Makrofajların virüsleri

daha kolay takip etmesini sağlamasının yanı sıra, kan hücrelerinin bu bağlayıcı sinyalleri virüslerde delik açan komplement olarak adlandırılmaktadır.

8. İnfeksiyon kontrol altına alındığında aktif olan T ve B hücreleri suppressor T hücrelerine dönüşür. Aynı virüsle yeniden

enfeksiyon durumunda hızlıca reaksiyon

gösterebilmesi için bazı hücreler "hafıza hücreleri"

olarak kalır.

(35)

Fagositoz

(36)

Beyaz küre hücreleri

(37)

Lökosit çeşitleri

1. Granülositler (Polimorf nüveli = parçalı çekirdekli lökositler ):

Nötrofiller

Eozinofiller

Bazofiller

2. Mononükleer lökositler

Monositler

Lenfositler

(38)

Lökositler

Savunma hücreleri

Sayı: 4.000-11.000 / mm3

Spesifik inflamasyon ve infeksiyon bölgesine göç ederler.

Granülositlerin ömrü:

Kanda: 4-8 saat

Dokuda: 4-5 gün

Monositlerin ömrü:

Kanda: 10-20 saat

Dokuda: aylar-yıllar

(39)

Lökositlerin üretimi Lökopoez

Makrofaj ve T hücreleri tarafından üretilen iki grup sitokin ailesi

tarafından uyarılır:

1. İnterlökinler

IL-1

IL-2

………

2. Koloni uyarıcı faktörler

G-CSF

M-CSF

(40)

Lökositlerin Üretimi Lökopoez

Granülosit ve

monositler kemik iliğinde üretilip depolanır. Kemik

iliğindeki monosit ve granülosit miktarı

dolaşımdakinin 3 katıdır.

Lenfosit ve plazma hücreleri lenfoid dokularda lenf

bezleri, dalak, timüs, tonsiller ve GIS

lenfoid dokularında (peyer plakları) ve kemik iliğinde

üretilir.

(41)

Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri

1. Kemotaksis 1. Kemotaksis

2. Marginasyon 2. Marginasyon

3. Diapedez 3. Diapedez

1. Kemotaksis 1. Kemotaksis

2. Marginasyon 2. Marginasyon

3. Diapedez 3. Diapedez

(42)

Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu

1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar 1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar

yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle

monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.

monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.

2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony 2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony

stimulating factor) salgısında da monositlerin stimulating factor) salgısında da monositlerin

rolü vardır.

rolü vardır.

1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar 1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar

yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle

monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.

monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.

2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony 2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony

stimulating factor) salgısında da monositlerin stimulating factor) salgısında da monositlerin

rolü vardır.

rolü vardır.

(43)

Lökositlerin işlevleri

Lökositlerin işlevleri Lökositlerin işlevleri

Lökositlerin işlevleri

(44)

Lökosit formülü Lökosit formülüLökosit formülü Lökosit formülü

Çomak çekirdekli genç nötrofil

Çomak çekirdekli genç nötrofil %1-2%1-2 Parçalı çekirdekli nötrofil

Parçalı çekirdekli nötrofil %60-70%60-70 Eozinofil

Eozinofil %1-4%1-4

Bazofil

Bazofil %0,5%0,5

Lenfosit

Lenfosit %20-30%20-30

Monosit

Monosit %2-8%2-8

(45)

Lökosit Formülün önemi

Bakteriyel enfeksiyonlarda granülositler ile genç

lökositler artmış bulunur.

Allerjik hastalıklarda eozinofiller artar.

Viral enfeksiyonlarda lenfositler artar.

Kronik hastalıklarda monositler çoğalır.

Sağa Kayma: yaşlı

hücreler çoğunluktadır.

Sola Kayma: genç

lökositler çoğunluktadır.

(46)

Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar

LÖKOSİTOZ:LÖKOSİTOZ: Lökosit sayının artması > 10.000 Lökosit sayının artması > 10.000

LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000 LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000

LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması durumu; kan kanseri

durumu; kan kanseri

LÖKOSİTOZ:LÖKOSİTOZ: Lökosit sayının artması > 10.000 Lökosit sayının artması > 10.000

LÖKOPENİ:LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000 Lökosit sayının azalması < 4.000

LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması durumu; kan kanseri

durumu; kan kanseri

(47)

Lenfositler

İmmün sistemin çok önemli hücreleridir.

Kemik iliğindeki kök (stem) hücrelerden gelişirler.

Santral lenfoid organlarda (Timus veya kemik iliği) olgunlaşırlar.

Kan yoluyla periferik

lenfoid doku ve organlara giderek özel bölgelerine yerleşirler.

Erişkin bir insanda

yaklaşık 1012 (~ 1 trilyon) lenfosit bulunur ve her gün 109 (~ 1 milyar)

lenfosit yapılarak kana verilir.

Kandaki lökositlerin

% 20-30'unu lenfositler oluşturur.

Lenfositler 8-12 mikron çapında, iri çekirdekli, dar sitoplazmalı hücrelerdir.

(48)

Lenfositler

Görünümleri birbirine çok benzeyen ve ışık

mikroskobunda ayırt edilemeyen farklı iki lenfosit tipi vardır.

B ve T lenfositleri olarak tanımladığımız bu

hücrelerin olgunlaşmaları, işlevleri ve antijen yapıları birbirinden farklıdır.

Ancak aralarında yakın bir işbirliği bulunmaktadır.

(49)

T-lenfositler

T lenfositler hücresel tipte bağışık yanıttan sorumludur. Kemik

iliğinde yapılan T öncü hücreler timusta olgun T lenfosit haline gelirler.

Bu olgunlaşma sırasında T lenfosit yüzeyinde pek çok reseptör yerleşir.

T lenfositleri uzun ömürlüdür.

1980 sonrası hücre yüzey molekülleri üzerindeki

çalışmalar artmış ve pek çok reseptör çeşidi

gösterilmiştir. Ancak

bunların isimlendirilmesi sorun yaratmış ve

karışıklığı önlemek için kan hücreleri ile ilgili yüzey reseptörleri

numaralanmış ve “CD” ile ifade edilmişlerdir.

CD2,

CD4,

CD8 gibi.

(50)

T-lenfositler

T-hücre yüzeyinde yüzey immünglobulini

bulunmaz.

Bunun yerine antijenleri özgül olarak tanıyan "T hücre reseptörü = TCR"

bulunur.

Bir T lenfositi sadece tek bir çeşit antijen için TCR taşır ve B lenfositlerinde olduğu gibi immün

sistemde zaman içinde karşılaşma ihtimali olan onbinlerce çeşit antijene yanıt verebilecek

onbinlerce çeşit T lenfositi bulunur.

(51)

T-lenfositler

Organizmaya antijen

girdiğinde yüzeyinde bu antijene özgül reseptör

taşıyan T-lenfositleri bulur ve uyarır.

Uyarılan T lenfositler başkalaşıma uğrar ve

sonuçta o antijene duyarlı T-lenfositler oluşur.

T lenfositler immün sistemin en önemli

hücreleridir. Doğrudan antikora bağımlı olmayan ve hücrelerin yönettiği ve katıldığı özgül immüniteyi oluştururlar.

(52)

T-lenfositler

Bağışık yanıttaki rolleri açısından T-hücre

topluluğunun homojen (tek tip) olmadığı, yapı ve işlev özelliği farklı olan alt

grupların bulunduğu bilinmektedir.

Tüm T lenfositlerde bulunan ortak yüzey

molekülleri (CD2, CD3, CD5 gibi) yanında bu alt

gruplardaki farklı yüzey molekülleri onların ayırt edilmesinde kullanılır.

(53)

T-lenfositleri başlıca iki alt gruba ayrılırlar:

1. Th lenfosit

(= T helper = yardımcı T lenfosit)

CD4 yüzey molekülü taşır.

2. Tc/s lenfosit

(= T cytotoxic / supressor = sitotoksik / baskılayıcı T lenfosit)

CD8 yüzey molekülü taşır.

(54)

T helper (Th) =

T yardımcı Lenfosit

Yardımcı ve uyarıcı

rolü olan lenfositlerdir.

CD4 yüzey molekülü taşırlar. (CD4+, CD8-).

B lenfositlerini ve Tc/s lenfositlerinin

aktivitelerini

şiddetlendirirler.

Th hücre azlığında B ve T hücrelerinin antijene yanıtı zayıflar, bozulur.

(55)

T helper (Th)

T yardımcı Lenfosit

Çeşitli sitokinler salgılayarak

monosit - makrofaj ve diğer bazı hücrelerin sayıca ve aktivite

olarak güçlenmelerini sağlarlar.

Bu özellikleri ile Th lenfosit immün sitemin orkestra şefi durumundadır.

Yüzeylerindeki CD4 molekülü AIDS etkeni olan HIV için giriş kapısı oluşturur.

Bellek T lenfositleri, antijeni

tanımış olan çok uzun ömürlü ve antijenle tekrar karşılaştığında çok hızlı ve güçlü bağışık yanıt oluşturan hücrelerdir.

(56)

T cytotoxic / supressor (Tc/s) = T sitotoksik / baskılayıcı Lenfosit

T sitotoksik Lenfositler

Öldürücü ve baskılayıcı rolleri vardır.

CD8 yüzey molekülü taşırlar (CD4- , CD8+)

Organizmaya zararlı veya yabancı hücrelere

virus, bakteri ve parazit ile infekte hücreler,

tümör hücreleri,

transplante doku ve organ hücreleri gibi

saldırarak öldüren hücrelerdir.

(57)

T sitotoksik Lenfositler

Perforin, granzim salgılarlar

Osmotik lizis ve apopitoz

Vücudun kendi

hücrelerine de zarar verebilirler.

(58)

T cytotoxic / supressor (Tc/s) = T sitotoksik / baskılayıcı Lenfosit

T supressor Lenfositler

Sitotoksik ve T helper hücre etkinliğini baskılayarak

bağışık yanıtın aşırıya kaçmamasını ve dengede kalmasını sağlarlar.

İmmün yanıtın vücuda zarar verebilecek aşırı tepkisini düzenler.

Organizmada bağışık yanıtın düzenli bir şekilde

işleyebilmesi için Th / Tc / s lenfosit oranının belirli bir dengede olması gerekir.

(59)

T

h

/ T

c / s

lenfosit oranı

Normalde bu oran 1.7 civarındadır.

Bu oran Th lenfosit sayısının artması sonucu bozulursa (artarsa) gereğinden fazla bağışık yanıt oluşumuna yol açabilir (Allerjik olaylar gibi).

Bu oran Tc/s lenfosit sayısının artmasıyla bozulacak

(küçülürse) olursa bağışık yanıtta aşırı bir baskılanma olacağı için immünite

düşüklüğü meydana gelir.

(60)

B - Lenfositler

B lenfositler humoral (antikora dayalı) immüniteden sorumlu hücrelerdir.

Kuşlarda fabricius kesesinde, memelilerde kemik iliğinde olgunlaşırlar.

Kandaki lenfositlerin %25'i, dalaktakilerin %50'si B

-lenfosittir.

B lenfositler sentezledikleri immünglobulin moleküllerini hücre yüzeylerinde zarda

taşırlar ve bu molekül antijene karşı özgül reseptördür. Bu

yüzey immünglobulinler IgM ve IgD sınıfı yapı gösterirler

Immunglobulin Immunglobulin

(61)

B - Lenfositler

(62)

B - Lenfositler

Bir B lenfosit sadece tek bir çeşit antijene (daha doğrusu tek bir epitopa) bağlanabilen yüzey immünglobulin reseptörü taşır.

Bu nedenle immün sistemde, zaman içinde karşılaşma ihtimali olan

onbinlerce çeşit

antijene karşı özgül reseptör taşıyan

onbinlerce B-lenfosit çeşidi hazır durumda bulunmaktadır.

(63)

B - Lenfositler

Organizmaya antijen

girdiğinde, yüzeyinde bu antijene özgül reseptör taşıyan B-lenfositleri

bulur ve uyarır. Uyarılan B-lenfositler başkalaşıma uğrar ve plazma

hücresine dönüşürler.

Plazma hücresi de uyaran antijene özgül olan çok miktarda antikor

(immunglobulin) sentezler.

(64)

B - Lenfositler

Plazma hücresinin çoğalma yeteneği yoktur ve ömrü

kısadır. (~ 2-3 gün). Ancak bir dakikada yaklaşık 20 bin

antikor molekülü sentezleyebildiği gösterilmiştir.

Uyarılan B-lenfositlerinden bir kısmı ise bellek hücre haline gelir. Bellek B-lenfositleri

uzun ömürlüdür (bazen bir ömür boyu) ve aynı antijenle tekrar karşılaştıklarında hızla çoğalarak daha hızlı ve güçlü antikor yanıtı oluştururlar.

(65)

Antikor Oluşumu

(66)
(67)

Humoral cevap

(68)
(69)

Primer ve Sekonder İmmün Cevapta Kandaki Antikor

Konsantrasyonu

(70)

Doğal Öldürücü

(NK = Natural Killer) Hücreler

Lenfoid hücreler arasında, infekte veya yabancı

hücreleri öldüren, T ve B lenfositlerden farklı yapıda (yüzey immünglobulini veya TCR'si olmayan) "büyük

granüllü lenfosit” de denen hücrelerdir.

NK hücreleri, önceden tanıyıp, duyarlı hale gelmeden hedeflediği

hücreleri doğrudan tahrip edebilme yeteneğindedirler.

(71)

Doğal Öldürücü

(NK = Natural Killer) Hücreler

Hedef hücreleri genellikle mantar,

parazit, bakteri özellikle de viruslar ile infekte

hücreler, tümör ve transplante doku hücreleridir.

NK hücreleri bu

özellikleriyle özgül olmayan vücut

savunmasında çok önemlidirler.

(72)

Nötrofiller

Görevleri doğrudan özgül bağışık yanıt ile ilgili değildir. Fakat güçlü fagositoz yetenekleri (özellikle

antikor ve kompleman varlığında çok artar) vücut savunmasında çok önemlidir.

Mikroorganizmaları, yabancı

maddeleri ve doku yıkım artıklarını hızla temizlerler.

Kemik iliğinde çok hızlı oluşurlar (Dakikada 80 milyon) ve kısa

ömürlüdür (2-3 gün).

Normalde nötrofillerin %90'ı kemik iliğinde (gerektiğinde hemen kana geçmek üzere), %7'si dokuda, %2- 3'ü kan dolaşımında bulunur.

(73)

Nötrofiller

3-5 parçalı çekirdeğe sahip

Asidik ve bazik granüllü

İri hücreler

Dolaşımdaki sayıları gün içinde diurnal ritm gösterir.

Sabah düşük

Akşamları yüksek

Dolaşımda yaklaşık 10 saat kalırlar

Depo fazında kemik iliğindeki nötrofil miktarı dolaşımdakinin 15-20 katıdır

Nötrofil sayısı

2.000 / mm3’den az ise Nötropeni

500 / mm3’den az ise Agranülositoz

(74)

Nötrofiller

Toplam nötrofillerin yarısı marjinal olarak damar duvarında bulunur

Görevleri: Patojenleri (bakteri, virus) en hızlı şekilde yok etmek

Güçlü hidrolitik enzimler,

peroksidazlar ve defensinler içerir.

Bazı hallerde (Enfeksiyon, yanık, stres, inflamasyon) sayıları artar.

Hasarlanmış dokular bazı kimyasal maddeler salgılarlar ve nötrofilleri

harekete geçirip o bölgeye çekerler ( Kemotaksis )

Nötrofiller damar duvarından geçerek hasarlanmış dokuya geçebilir ( Diapedez )

Referanslar

Benzer Belgeler

Foley sonda ile idrar alınamadığı için suprapubik katater ile idrar boşaltılır....

• Selçuklu kent sistemi; Türklerin Orta Asya’dan ve Horasan’dan Anadolu’ya yönelen yaklaşık 200 yıl süren göçleri sonucunda değişim ve dönüşüme uğrayarak,

Boşaltım sistemi başta idrarın oluşumunda temel organ olan sağlı sollu iki çift böbrek, oluşan idrarın miksiyon’a kadar geçen sürede biriktiği organ olan mesane, mesane

1 Bakteri yada Viral enfeksiyon  2enfekte edilen hücreye ait MHC I kompleksi viral proteinleri bağlayarak dış membrana transfer eder  3görevli CD8 Killer T lenfosit hücreleri

 Yabancı antijen veya mikroorganizmaların en sık giriş yolları olan sindirim, solunum ve genitoüriner sistem mukozalarının altında, kapsülsüz, çok sayıda

inflamatuvar barsak hastalıklarında oral toleransın kırıldığı gösterilmiştir..  Kan monositleri, doku makrofajları, nötrofiller gibi güçlü fagositler,

Pronephros borucukları serbest uçları ile aynı hizada birbirlerine birleşerek hepsi için ortak olan pronephros kanalı adı verilen ilk böbrek kanalını meydana getirirler..

Kanatlılarda, memeli hayvanlarda ve insanda daimi böbrek görevini gören metanephros, oluşması. itibarıyla farklı iki kısımdan