İmmün Sistemin İmmün Sistemin
Yapısı Yapısı
Prof. Dr. Mehmet KIYAN Prof. Dr. Mehmet KIYAN
Amaç
Bu derste; organizmada Bu derste; organizmada
Bağışıklık sistemini oluşturan Bağışıklık sistemini oluşturan organlar
organlar
Santral Lenfoid Organlar: Santral Lenfoid Organlar:
Kemik iliği, Kemik iliği,
Timus, Timus,
Fabricius Kesesi Fabricius Kesesi
Periferik Lenfoid Organlar: Periferik Lenfoid Organlar:
Lenf Düğümleri, Lenf Düğümleri,
Dalak, Dalak,
Kapsülsüz Lenfoid Dokular.Kapsülsüz Lenfoid Dokular.
Bağışıklıkta rol alan hücrelerinBağışıklıkta rol alan hücrelerin
MakrofajlarMakrofajlar
LenfositlerLenfositler
Diğer HücrelerDiğer Hücreler
öğrenilmesi hedeflenmektedir.
öğrenilmesi hedeflenmektedir.
Öneri
İmmün cevapta rol alan lenfoid İmmün cevapta rol alan lenfoid organlar ve hücreler konusunu organlar ve hücreler konusunu
daha iyi anlayabilmeniz için, daha iyi anlayabilmeniz için,
anatomi, anatomi,
histoloji ve histoloji ve
fizyoloji.fizyoloji.
derslerinizdeki ilgili konuları derslerinizdeki ilgili konuları
gözden geçiriniz.
gözden geçiriniz.
Bağışıklık sistemi (İmmün sistem)
En basit yapılı canlılarda bile kendinden olanı
tanıma, yabancıyı ayırt edebilme özelliği
mevcuttur.
Evrimsel açıdan en
gelişmiş canlı olan insan kendi yapısına yabancı olan maddeleri
(antijenleri) tanıyabilme ve onlarla baş edebilme özelliklerine sahiptir.
Bu sayede konak
organizma mikroplar, yabancı ve zararlı
olabilecek maddelere karşı kendisini savunur.
Genelde antijen olarak tanımladığımız bu
maddelerin organizmaya girmesi ile başlayan ve birbiri ile ilişkili birçok biyolojik reaksiyonun meydana geldiği bağışık yanıt olayında, birçok sistem, organ ve hücre görev alır.
Bağışıklık sistemi (İmmün sistem)
Bağışık yanıt özünde hücresel bir olaydır.
İmmün sistemde rol
oynayan hücreler kemik iliğindeki kök hücrelerden farklılaşarak gelişirler.
Kemik iliği kök
hücrelerinin immünolojik olarak etkin hücre haline gelebilmesi için önce
santral lenfoid organlara gelmesi ve olgunlaşması gerekir.
Gelişimini tamamlayan, olgun T ve B lenfositler daha sonra periferik
lenfoid organlara gidip yerleşerek antijenle
karşılaşmayı bekler ve gerektiği zaman
(antijenle karşılaşınca) bağışık yanıt
oluştururlar.
Bağışıklık Sistemini Oluşturan Organlar
1. Santral Lenfoid Organlar A) Kemik İliği
B) Timus
C) Fabricius Kesesi ve buna eşdeğer organlar
2. Periferik Lenfoid Organlar A) Lenf Düğümleri
B) Dalak
C) Mukoza ile ilgili Lenfoid Dokular (= Kapsülsüz Lenfoid Dokular)
Santral Lenfoid Organlar Kemik İliği
Kemik iliği (Kİ), tüm kan hücrelerinin yapım yeridir (Hemopoiesis).
Vücut ağırlığının
%6'sını Kİ oluşturur.
Kİ'nde ana (kök) hücrelerden
farklılaşarak oluşan immün hücreler kan dolaşımına karışarak ilgili organlara giderler.
Kİ, yassı ve yuvarlak kemikler ile uzun
kemiklerin uç kısımlarındaki
süngerimsi yapının içinde bulunur.
Timus
Timus bağışık yanıt
oluşmasında önemli bir organdır.
Timus, insanda mediasten boşluğunun üst kısmında,
sternum kemiği arkasında yer alır.
Doğumdan itibaren gelişmeye başlar, ergenlik çağında en
büyük şeklini alır, ileri yaşlarda tekrar küçülür.
Özellikle hücresel tip bağışık yanıtta etkilidir.
Timus, Kİ'de kök hücrelerden farklılaşan lenfosit öncü
hücrelerin olgunlaşarak, olgun T-lenfosit haline geldiği
organdır.
Yavru deney
hayvanlarında timus
çıkartıldığında T-lenfosit işlevi bozulmaktadır.
Dolaylı etki ile antikor yapımında da bozukluk oluşur.
Timus
Anatomik olarak iki loblu (bölmeli) ve kapsül ile
çevrilidir.
Kapsülün içe doğru uzantıları ile loblar
daha küçük bölümlere (lobüllere) ayrılırlar.
Her lobül korteks (kabuk) ve medulla (ortada iliksi bölge) olmak üzere iki kısımdan oluşur.
Timus
Kortekste hücre yoğunluğu fazladır ve bunlar Kİ'den
gelen olgunlaşmamış lenfosit (timosit)
kümeleridir.
Hızla çoğalırlar ancak büyük bir kısmı hemen ölür.
Medullada ise daha seyrek olmak üzere olgun
lenfositler bulunur.
Timusta olgunlaştıkları için bunlara T-lenfosit denir.
Timusta ayrıca epitel hücreleri ve makrofajlar bulunur.
Lenfositlerin timusta nasıl olgunlaştığı tam olarak bilinmemektedir.
Ancak epitel hücreleri ve makrofajlar ile bazı timus hormonlarının
timulin,
timozin,
timopoietin gibi
T- lenfosit gelişimine etkili olduğu kabul edilmektedir.
Fabricius Kesesi ve
Buna Eşdeğer Organlar
Fabricius kesesi (= Bursa of
Fabricius) kuşlarda kalın bağırsak son kısmında bulunan bir organdır.
Bu kesecik Kİ'nden göç eden lenfosit öncü hücrelerinin
olgunlaşıp olgun B- lenfosit haline
geldiği yerdir.
Civcivlerde bu kese çıkartıldığında
antikor sentezi durmaktadır.
Memelilerde böyle bir kese yoktur.
Memelilerde bu görevi kemik iliği yapmaktadır.
Periferik Lenfoid Organlar
Santral lenfoid
organlarda farklılaşan, olgunlaşan ve
immünolojik
reaksiyonlar için hazır hale gelen olgun T ve B lenfositlerinin
yerleştiği organlardır.
Antijenik uyarım olduğunda bağışık yanıt ikincil lenfoid organlarda
gerçekleşir.
Kısaca immün hücreler santral
organlarda oluşur, periferik organlarda görev yaparlar.
Lenf Düğümleri
Vücudun çeşitli yerlerinde dağınık veya küçük gruplar halinde bulunurlar.
1-25 mm
çapındadırlar
Lenfatik damarlar üzerinde bulunurlar
Başlıca görevleri:
lenfi süzmek
antijene karşı bağışık yanıt oluşturmak
Lenf Düğümleri
Lenf düğümleri oval veya fasulye
biçimindedir.
Dıştan bir kapsül ile çevrilidir.
Kapsülün içeriye
giren uzantıları organı bölmelere (loblara)
ayırır.
Hilustan kan
damarları girip - çıkar.
Çevreden gelen lenf sıvısı, organın dış kısımlarından girer, süzüldükten sonra hilus bölgesinden, çıkış gösterir.
Lenf Düğümleri
Lenf düğümlerinin iç yapısı
1. Kabuk (=Korteks):
Kapsüle yakın yerler
2. Merkezi kısım (=Medulla):
İliksi bölge
3. Parakortikal bölge:
Kabuk ile iliksi bölge arası
Follikül:
Kabuk bölgesinde, olgun B-lenfosit paketleri ile
çevrelenmiş yapılar
Antijenik uyarım olduğunda foliküllerde bulunan olgun B-lenfositler çoğalıp
başkalaşıma uğrarlar.
Lenf Düğümleri
Germinal merkez:
Folliküllerin orta kısmında
bulunur. Burada başkalaşıma uğramış B-lenfositlerden oluşan plazma hücreleri ve makrofajlar bulunur.
Parakortikal bölge:
T-lenfositlerin ve antijen sunucu hücrelerin bulunduğu bölgedir.
Medulla:
Lenf düğümüne giren ve çıkan damarların dallanarak arterio- venöz sinüzoidlere dönüştüğü ve lenf sıvısının dolaştığı yerdir.
İliksi bölgede çok sayıda T ve B lenfositleri, plazma hücreleri ve fagositik makrofajlar bulunur.
Dalak
Karnın sol üst köşesinde yer alan 100-200 gr
ağırlığında bir organdır.
Çevresi bir kapsül ile çevrilidir.
Bu kapsülün içe doğru uzantıları bulunur.
Dalak kesitinde koyu renkli kısımlara kırmızı pulpa
denir. Bunlar venöz
sinüzoidlerden oluşmuştur ve içlerinde bol miktarda harab olmuş eritrosit
bulunur.
Dalak - Beyaz pulpa
Dalak kesitinde soluk
renkte görünen kısımlara denir.
Dalağa giren atardamarın (Arteria centralis) en uç kısımlarının çevresindeki lenfoid dokudur.
Arteriollerin hemen
çevresinde T-lenfositler kümelenmiştir.
Beyaz pulpa içinde B-
lenfositlerin oluşturduğu foliküller bulunur.
Beyaz pulpanın ara kısımlarında (=zona marginaliste) antijen sunucu hücreler ve
fagositik makrofajlar vardır.
Dalağın görevleri
1. Hücresel ve humoral bağışık yanıt
oluşturarak vücut savunmasına
katılır.
2. Güçlü fagositik işlevi ile kanı yabancı ve zararlı parçalardan (özellikle
mikroorganizmalardan)
temizler.
3. Damar yapısı ile portal kan akımını düzenler.
4. Fetusta kemikiliği gibi çalışarak kan
hücrelerinin yapımına katılır.
5. Ömrü dolmuş veya anormal kan
hücrelerini ortadan kaldırır.
Mukoza ile ilgili lenfoid dokular
Yabancı antijen veya mikroorganizmaların en sık giriş yolları olan sindirim, solunum ve genitoüriner sistem mukozalarının altında, kapsülsüz, çok sayıda follikül içeren yaygın lenfoid dokular
Tonsiller
Apendiks
Peyer plakları
bulunur.
Bu bölgelerdeki lenfoid hücreler, yayılmış halde olabileceği gibi, lenf
düğümündekine benzer
şekilde foliküller halinde de bulunabilirler.
Mukoza altı lenfoid dokular genellikle Ig-A yapımından sorumludurlar.
Mukoza hücreleri de Ig-A salgılattırırlar.
Dolayısıyla infeksiyonlara karşı korunmada ve yerel bağışıklıkta mukoza ile ilgili lenfoid dokuların önemi
oldukça fazladır.
Bağışık Yanıtta Rol Alan Hücreler
I - Makrofajlar II - Lenfositler
B - lenfosit
(Plazma Hücresi)
T - lenfosit
Th = T helper Lenfosit (Yardımcı / Uyarıcı)
T cy/s = T cytotoxic / suppresor lenfosit
III - Natural Killer = (NK)
= Doğal Öldürücü Hücreler
IV - Diğer Hücreler - Nötrofiller
- Eosinofiller
- Bazofiller ve Mast hücreleri
- Trombositler
Makrofajlar
Tek çekirdekli (= mononükleer), fagositik aktivite gösteren
hücrelerdir.
Vücut doku ve organlarında yaygın olarak bulunurlar.
10-15 mikron büyüklüğünde, tek çekirdekli, geniş
sitoplazmalı, sitoplazmalarında içi sindirim enzimi dolu çok
sayıda lizozomları bulunan, sitoplazma zarları dalgalı hücrelerdir.
Tüm bu hücrelerin oluşturduğu topluluk mononükleer fagositik sistem veya retiküloendotelial sistem (kısaca RES) olarak da adlandırılır.
Makrofajlar
Makrofajlar kemik iliğinde yapılır.
Kana geçip gezgin makrofaj = monosit adıyla dolaşımda yer alırlar.
Ameboid hareket yetenekleri vardır.
Dokulara geçen monositler, kan dolaşımına geri
dönemezler ve dokularda yerleşik makrofaj olarak kalırlar (RES).
Makrofajlar bağışık yanıttaki rolleri itibariyle iki tipe ayrılır
A - Fagositik Makrofajlar:
Temizlenmesi gereken maddeleri ortadan
kaldırarak vücudun özgül olmayan
savunmasında önemli rol alırlar
B - Antijen sunucu Hücreler: Bağışık
yanıtın başlamasını sağlarlar.
İnsanda Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri ( = RES)
Kanda:
gezgin monositler
Akciğerlerde:
alveoler makrofajlar
Seroz boşluklarda:
makrofajlar
Kemik dokuda:
osteoklastlar
Sinir dokusunda:
mikroglia hücreleri
Dalak ve lenf düğümlerinde:
Dentritik hücreler
Deride:
Langerhans hücreleri
Bağ dokusunda:
histiositler
Karaciğerde:
Kupffer hücreleri
Böbrekte:
mezangial makrofajlar
A - Fagositik Makrofajlar :
Fagositik makrofajlar, organizmada bulunan ve temizlenmesi gereken madde, mikroorganizma ve tümör hücrelerini
fagositoz yaparak ortadan kaldırırlar.
Eğer mikroorganizmalar özel reseptörleri veya antikor ve komplemanla kaplı olarak makrofaja yapışırsa fagositoz çok hızlı ve güçlü olur.
Fagositoz için, fagosite
edilecek maddelerin makrofaj yüzeyindeki algaçlara (=
reseptörlere) bağlanmaları gerekir. Bu nedenle makrofaj yüzeyinde çok çeşitli
reseptörler bulunur.
B - Antijen sunucu Hücreler (ASH) :
Bu hücreler antijen ile ilk karşılaşan ve onları
lenfositlere sunan hücreler olarak bağışık yanıtta ilk adımı başlatan hücrelerdir.
Sunuculuk görevi yapan makrofajlar tarafından alınan antijenlerde
fagositoz olayındaki gibi parçalama ve sindirme işlemi oluşmaz.
Antijenler sunucu
hücrelerde henüz tam anlaşılamamış özel bir
hazırlık dönemi geçirirler.
Daha sonra bu antijenleri, lenfositlere sunarlar ve bağışık yanıtı başlatırlar.
B - Antijen sunucu Hücreler (ASH) :
Antijen sunuculuk görevi yapan makrofajlarda,
fagositoz yapan
makrofajlardan farklı
olarak yüzey reseptörleri bulunur.
Ayrıca
B-lenfosit,
damar endotel hücresi,
derideki Langerhangs hücresi de antijen
sunuculuk görevi yaparlar.
Histokompatibilite genleri (antijenleri) (MHC) - (HLA)
6. kromozomda bulunur
İmmün reaksiyonların önemli düzenleyicisi
HLA molekülleri
antijenleri T hücrelere sunar.
Hem humoral hem hücresel immünitede önemlidirler
Bazı HLA subgrupları ile bazı hastalıkların
birlikteliği söz konusudur.
HLA-B27 ile ankilozan spondilit birlikteliği gibi
Class I antijenler:
nükleuslu hücreler ve trombositlerde bulunur.
HLA-A, B, C lokusları vardır
Class II antijenler:
HLA D lokusundadır.
Monosit / makrofaj, dendritik
hücreler, B hücreler (Profesyonel Antijen sunucular) bulunur.
T hücrelerinden salınan IFN ү etkisi ile endotel hücreleri, fibroblast, böbrek ve epitel hücrelerinden eksprese edilebilirler
Class III proteinler,
histokompatibilite antijenleri olarak hareket etmez,
komplemanı kodlarlar
Antijen Sunumu
1. Makrofajlar virüs ile
karşılaşıp onu fagosite ettiğinde immün cevap başlar. Bu sırada serbest virüsler yakınlarında
bulunan hücreleri infekte eder.
2. Daha sonra makrofaj virüsleri sindirir.
Yüzeyindeki MHC’ler ile antijeni diğer hücrelere sunarlar. Yakında
bulunan hücreler ise virüslerin saldırısı nedeniyle infekte olmuşlardır.
3. Yardımcı T hücresi makrofaj tarafından
kendisine sunulan antijeni tanıyıp makrofaja
bağlanır.
class II MHC CD4 + class I MHC CD8 +
4. Bu bağlanma bazı kimyasal maddelerin
makrofajlardan IL-1 ve TNF
T hücrelerinden IL-2 ve IFNγ
salınımını stimüle eder.
Bu maddeler hücreler arası haberleşmeyi sağlar.
5. Salınan IL-2, diğer
yardımcı T hücreleri ile katil T hücrelerine
çoğalmaları için emir verir. Yardımcı T
hücrelerinin çoğalması, B hücrelerinin
çoğalmasına ve antikor üretmesine neden olur.
6. Katil T hücreleri virüs tarafından infekte
edilmiş olan konak hücreye saldırır.
7. B hücreleri tarafından salınan antikorlar, serbest haldeki
virusların yüzeyinde bulunan antijenlere bağlanır.
Makrofajların virüsleri
daha kolay takip etmesini sağlamasının yanı sıra, kan hücrelerinin bu bağlayıcı sinyalleri virüslerde delik açan komplement olarak adlandırılmaktadır.
8. İnfeksiyon kontrol altına alındığında aktif olan T ve B hücreleri suppressor T hücrelerine dönüşür. Aynı virüsle yeniden
enfeksiyon durumunda hızlıca reaksiyon
gösterebilmesi için bazı hücreler "hafıza hücreleri"
olarak kalır.
Fagositoz
Beyaz küre hücreleri
Lökosit çeşitleri
1. Granülositler (Polimorf nüveli = parçalı çekirdekli lökositler ):
Nötrofiller
Eozinofiller
Bazofiller
2. Mononükleer lökositler
Monositler
Lenfositler
Lökositler
Savunma hücreleri
Sayı: 4.000-11.000 / mm3
Spesifik inflamasyon ve infeksiyon bölgesine göç ederler.
Granülositlerin ömrü:
Kanda: 4-8 saat
Dokuda: 4-5 gün
Monositlerin ömrü:
Kanda: 10-20 saat
Dokuda: aylar-yıllar
Lökositlerin üretimi Lökopoez
Makrofaj ve T hücreleri tarafından üretilen iki grup sitokin ailesi
tarafından uyarılır:
1. İnterlökinler
IL-1
IL-2
………
2. Koloni uyarıcı faktörler
G-CSF
M-CSF
Lökositlerin Üretimi Lökopoez
Granülosit ve
monositler kemik iliğinde üretilip depolanır. Kemik
iliğindeki monosit ve granülosit miktarı
dolaşımdakinin 3 katıdır.
Lenfosit ve plazma hücreleri lenfoid dokularda lenf
bezleri, dalak, timüs, tonsiller ve GIS
lenfoid dokularında (peyer plakları) ve kemik iliğinde
üretilir.
Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri Lökositlerin hareketleri
1. Kemotaksis 1. Kemotaksis
2. Marginasyon 2. Marginasyon
3. Diapedez 3. Diapedez
1. Kemotaksis 1. Kemotaksis
2. Marginasyon 2. Marginasyon
3. Diapedez 3. Diapedez
Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu Salgı fonksiyonu
1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar 1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar
yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle
monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.
monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.
2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony 2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony
stimulating factor) salgısında da monositlerin stimulating factor) salgısında da monositlerin
rolü vardır.
rolü vardır.
1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar 1. Lökositler fagositoz haricinde çeşitli salgılar
yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle yoluyla düzenleyici işlevler de üstlenir. Özellikle
monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.
monositlerin salgıladığı interferon önemlidir.
2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony 2. Ayrıca lökosit yapımını uyaran CSF (colony
stimulating factor) salgısında da monositlerin stimulating factor) salgısında da monositlerin
rolü vardır.
rolü vardır.
Lökositlerin işlevleri
Lökositlerin işlevleri Lökositlerin işlevleri
Lökositlerin işlevleri
Lökosit formülü Lökosit formülüLökosit formülü Lökosit formülü
Çomak çekirdekli genç nötrofil
Çomak çekirdekli genç nötrofil %1-2%1-2 Parçalı çekirdekli nötrofil
Parçalı çekirdekli nötrofil %60-70%60-70 Eozinofil
Eozinofil %1-4%1-4
Bazofil
Bazofil %0,5%0,5
Lenfosit
Lenfosit %20-30%20-30
Monosit
Monosit %2-8%2-8
Lökosit Formülün önemi
• Bakteriyel enfeksiyonlarda granülositler ile genç
lökositler artmış bulunur.
• Allerjik hastalıklarda eozinofiller artar.
• Viral enfeksiyonlarda lenfositler artar.
• Kronik hastalıklarda monositler çoğalır.
• Sağa Kayma: yaşlı
hücreler çoğunluktadır.
• Sola Kayma: genç
lökositler çoğunluktadır.
Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar Patolojik tanımlar
LÖKOSİTOZ:LÖKOSİTOZ: Lökosit sayının artması > 10.000 Lökosit sayının artması > 10.000
• LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000 LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000
• LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması durumu; kan kanseri
durumu; kan kanseri
LÖKOSİTOZ:LÖKOSİTOZ: Lökosit sayının artması > 10.000 Lökosit sayının artması > 10.000
• LÖKOPENİ:LÖKOPENİ: Lökosit sayının azalması < 4.000 Lökosit sayının azalması < 4.000
• LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması LÖSEMİ: lökositlerin kontrolsüz çoğalması durumu; kan kanseri
durumu; kan kanseri
Lenfositler
İmmün sistemin çok önemli hücreleridir.
Kemik iliğindeki kök (stem) hücrelerden gelişirler.
Santral lenfoid organlarda (Timus veya kemik iliği) olgunlaşırlar.
Kan yoluyla periferik
lenfoid doku ve organlara giderek özel bölgelerine yerleşirler.
Erişkin bir insanda
yaklaşık 1012 (~ 1 trilyon) lenfosit bulunur ve her gün 109 (~ 1 milyar)
lenfosit yapılarak kana verilir.
Kandaki lökositlerin
% 20-30'unu lenfositler oluşturur.
Lenfositler 8-12 mikron çapında, iri çekirdekli, dar sitoplazmalı hücrelerdir.
Lenfositler
Görünümleri birbirine çok benzeyen ve ışık
mikroskobunda ayırt edilemeyen farklı iki lenfosit tipi vardır.
B ve T lenfositleri olarak tanımladığımız bu
hücrelerin olgunlaşmaları, işlevleri ve antijen yapıları birbirinden farklıdır.
Ancak aralarında yakın bir işbirliği bulunmaktadır.
T-lenfositler
T lenfositler hücresel tipte bağışık yanıttan sorumludur. Kemik
iliğinde yapılan T öncü hücreler timusta olgun T lenfosit haline gelirler.
Bu olgunlaşma sırasında T lenfosit yüzeyinde pek çok reseptör yerleşir.
T lenfositleri uzun ömürlüdür.
1980 sonrası hücre yüzey molekülleri üzerindeki
çalışmalar artmış ve pek çok reseptör çeşidi
gösterilmiştir. Ancak
bunların isimlendirilmesi sorun yaratmış ve
karışıklığı önlemek için kan hücreleri ile ilgili yüzey reseptörleri
numaralanmış ve “CD” ile ifade edilmişlerdir.
CD2,
CD4,
CD8 gibi.
T-lenfositler
T-hücre yüzeyinde yüzey immünglobulini
bulunmaz.
Bunun yerine antijenleri özgül olarak tanıyan "T hücre reseptörü = TCR"
bulunur.
Bir T lenfositi sadece tek bir çeşit antijen için TCR taşır ve B lenfositlerinde olduğu gibi immün
sistemde zaman içinde karşılaşma ihtimali olan onbinlerce çeşit antijene yanıt verebilecek
onbinlerce çeşit T lenfositi bulunur.
T-lenfositler
Organizmaya antijen
girdiğinde yüzeyinde bu antijene özgül reseptör
taşıyan T-lenfositleri bulur ve uyarır.
Uyarılan T lenfositler başkalaşıma uğrar ve
sonuçta o antijene duyarlı T-lenfositler oluşur.
T lenfositler immün sistemin en önemli
hücreleridir. Doğrudan antikora bağımlı olmayan ve hücrelerin yönettiği ve katıldığı özgül immüniteyi oluştururlar.
T-lenfositler
Bağışık yanıttaki rolleri açısından T-hücre
topluluğunun homojen (tek tip) olmadığı, yapı ve işlev özelliği farklı olan alt
grupların bulunduğu bilinmektedir.
Tüm T lenfositlerde bulunan ortak yüzey
molekülleri (CD2, CD3, CD5 gibi) yanında bu alt
gruplardaki farklı yüzey molekülleri onların ayırt edilmesinde kullanılır.
T-lenfositleri başlıca iki alt gruba ayrılırlar:
1. Th lenfosit
(= T helper = yardımcı T lenfosit)
CD4 yüzey molekülü taşır.
2. Tc/s lenfosit
(= T cytotoxic / supressor = sitotoksik / baskılayıcı T lenfosit)
CD8 yüzey molekülü taşır.
T helper (Th) =
T yardımcı Lenfosit
Yardımcı ve uyarıcı
rolü olan lenfositlerdir.
CD4 yüzey molekülü taşırlar. (CD4+, CD8-).
B lenfositlerini ve Tc/s lenfositlerinin
aktivitelerini
şiddetlendirirler.
Th hücre azlığında B ve T hücrelerinin antijene yanıtı zayıflar, bozulur.
T helper (Th)
T yardımcı Lenfosit
Çeşitli sitokinler salgılayarak
monosit - makrofaj ve diğer bazı hücrelerin sayıca ve aktivite
olarak güçlenmelerini sağlarlar.
Bu özellikleri ile Th lenfosit immün sitemin orkestra şefi durumundadır.
Yüzeylerindeki CD4 molekülü AIDS etkeni olan HIV için giriş kapısı oluşturur.
Bellek T lenfositleri, antijeni
tanımış olan çok uzun ömürlü ve antijenle tekrar karşılaştığında çok hızlı ve güçlü bağışık yanıt oluşturan hücrelerdir.
T cytotoxic / supressor (Tc/s) = T sitotoksik / baskılayıcı Lenfosit
T sitotoksik Lenfositler
Öldürücü ve baskılayıcı rolleri vardır.
CD8 yüzey molekülü taşırlar (CD4- , CD8+)
Organizmaya zararlı veya yabancı hücrelere
virus, bakteri ve parazit ile infekte hücreler,
tümör hücreleri,
transplante doku ve organ hücreleri gibi
saldırarak öldüren hücrelerdir.
T sitotoksik Lenfositler
Perforin, granzim salgılarlar
Osmotik lizis ve apopitoz
Vücudun kendi
hücrelerine de zarar verebilirler.
T cytotoxic / supressor (Tc/s) = T sitotoksik / baskılayıcı Lenfosit
T supressor Lenfositler
Sitotoksik ve T helper hücre etkinliğini baskılayarak
bağışık yanıtın aşırıya kaçmamasını ve dengede kalmasını sağlarlar.
İmmün yanıtın vücuda zarar verebilecek aşırı tepkisini düzenler.
Organizmada bağışık yanıtın düzenli bir şekilde
işleyebilmesi için Th / Tc / s lenfosit oranının belirli bir dengede olması gerekir.
T
h/ T
c / slenfosit oranı
Normalde bu oran 1.7 civarındadır.
Bu oran Th lenfosit sayısının artması sonucu bozulursa (artarsa) gereğinden fazla bağışık yanıt oluşumuna yol açabilir (Allerjik olaylar gibi).
Bu oran Tc/s lenfosit sayısının artmasıyla bozulacak
(küçülürse) olursa bağışık yanıtta aşırı bir baskılanma olacağı için immünite
düşüklüğü meydana gelir.
B - Lenfositler
B lenfositler humoral (antikora dayalı) immüniteden sorumlu hücrelerdir.
Kuşlarda fabricius kesesinde, memelilerde kemik iliğinde olgunlaşırlar.
Kandaki lenfositlerin %25'i, dalaktakilerin %50'si B
-lenfosittir.
B lenfositler sentezledikleri immünglobulin moleküllerini hücre yüzeylerinde zarda
taşırlar ve bu molekül antijene karşı özgül reseptördür. Bu
yüzey immünglobulinler IgM ve IgD sınıfı yapı gösterirler
Immunglobulin Immunglobulin
B - Lenfositler
B - Lenfositler
Bir B lenfosit sadece tek bir çeşit antijene (daha doğrusu tek bir epitopa) bağlanabilen yüzey immünglobulin reseptörü taşır.
Bu nedenle immün sistemde, zaman içinde karşılaşma ihtimali olan
onbinlerce çeşit
antijene karşı özgül reseptör taşıyan
onbinlerce B-lenfosit çeşidi hazır durumda bulunmaktadır.
B - Lenfositler
Organizmaya antijen
girdiğinde, yüzeyinde bu antijene özgül reseptör taşıyan B-lenfositleri
bulur ve uyarır. Uyarılan B-lenfositler başkalaşıma uğrar ve plazma
hücresine dönüşürler.
Plazma hücresi de uyaran antijene özgül olan çok miktarda antikor
(immunglobulin) sentezler.
B - Lenfositler
Plazma hücresinin çoğalma yeteneği yoktur ve ömrü
kısadır. (~ 2-3 gün). Ancak bir dakikada yaklaşık 20 bin
antikor molekülü sentezleyebildiği gösterilmiştir.
Uyarılan B-lenfositlerinden bir kısmı ise bellek hücre haline gelir. Bellek B-lenfositleri
uzun ömürlüdür (bazen bir ömür boyu) ve aynı antijenle tekrar karşılaştıklarında hızla çoğalarak daha hızlı ve güçlü antikor yanıtı oluştururlar.
Antikor Oluşumu
Humoral cevap
Primer ve Sekonder İmmün Cevapta Kandaki Antikor
Konsantrasyonu
Doğal Öldürücü
(NK = Natural Killer) Hücreler
Lenfoid hücreler arasında, infekte veya yabancı
hücreleri öldüren, T ve B lenfositlerden farklı yapıda (yüzey immünglobulini veya TCR'si olmayan) "büyük
granüllü lenfosit” de denen hücrelerdir.
NK hücreleri, önceden tanıyıp, duyarlı hale gelmeden hedeflediği
hücreleri doğrudan tahrip edebilme yeteneğindedirler.
Doğal Öldürücü
(NK = Natural Killer) Hücreler
Hedef hücreleri genellikle mantar,
parazit, bakteri özellikle de viruslar ile infekte
hücreler, tümör ve transplante doku hücreleridir.
NK hücreleri bu
özellikleriyle özgül olmayan vücut
savunmasında çok önemlidirler.
Nötrofiller
Görevleri doğrudan özgül bağışık yanıt ile ilgili değildir. Fakat güçlü fagositoz yetenekleri (özellikle
antikor ve kompleman varlığında çok artar) vücut savunmasında çok önemlidir.
Mikroorganizmaları, yabancı
maddeleri ve doku yıkım artıklarını hızla temizlerler.
Kemik iliğinde çok hızlı oluşurlar (Dakikada 80 milyon) ve kısa
ömürlüdür (2-3 gün).
Normalde nötrofillerin %90'ı kemik iliğinde (gerektiğinde hemen kana geçmek üzere), %7'si dokuda, %2- 3'ü kan dolaşımında bulunur.
Nötrofiller
3-5 parçalı çekirdeğe sahip
Asidik ve bazik granüllü
İri hücreler
Dolaşımdaki sayıları gün içinde diurnal ritm gösterir.
Sabah düşük
Akşamları yüksek
Dolaşımda yaklaşık 10 saat kalırlar
Depo fazında kemik iliğindeki nötrofil miktarı dolaşımdakinin 15-20 katıdır
Nötrofil sayısı
2.000 / mm3’den az ise Nötropeni
500 / mm3’den az ise Agranülositoz
Nötrofiller
Toplam nötrofillerin yarısı marjinal olarak damar duvarında bulunur
Görevleri: Patojenleri (bakteri, virus) en hızlı şekilde yok etmek
Güçlü hidrolitik enzimler,
peroksidazlar ve defensinler içerir.
Bazı hallerde (Enfeksiyon, yanık, stres, inflamasyon) sayıları artar.
Hasarlanmış dokular bazı kimyasal maddeler salgılarlar ve nötrofilleri
harekete geçirip o bölgeye çekerler ( Kemotaksis )
Nötrofiller damar duvarından geçerek hasarlanmış dokuya geçebilir ( Diapedez )