• Sonuç bulunamadı

Kliniğimizde yeniden tedavi rejimi uygulanan akciğer tüberkülozlu olguların sonuçları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kliniğimizde yeniden tedavi rejimi uygulanan akciğer tüberkülozlu olguların sonuçları"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

akciğer tüberkülozlu olguların sonuçları

Dilek SAKA1, Müge AYDOĞDU2, Haluk Celaleddin ÇALIŞIR3, Filiz ÇİMEN1, Mihriban ÖĞRETENSOY1

1SB Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, Ankara,

2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara,

3SB Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, İstanbul.

ÖZET

Kliniğimizde yeniden tedavi rejimi uygulanan akciğer tüberkülozlu olguların sonuçları

Kliniğimizde Ocak 1997-Aralık 2005 tarihleri arasında tedavi gören, Dünya Sağlık Örgütü kategorilerine göre kategori 2 teda- vi grubuna dahil olan 164 insan immünyetmezlik virüsü (HIV) seronegatif akciğer tüberkülozu olgusunun kayıtları retrospek- tif olarak incelendi. Tüm olgular erkekti. Olguların yaş ortalaması 43.72 ± 12.73 yıl idi. Yirmi üç (%14) olgu tedavi başarısızlı- ğından gelen olgu, 42 (%25.6) olgu nüks, 99 (%60.4) olgu tedaviyi terkten dönen olgu idi. Ortalama konversiyon süresi 2.62

± 1.84 aydı. Konversiyon oranı nüks olgularda (%76.2), tedavi başarısızlığından gelen olgulardan (%56.5) ve tedaviyi terkten dönen olgulardan (%57.6) daha yüksekti. Yüz kırk olguda direnç testi yapıldı. Yetmiş üç (%52.1) olguda herhangi bir ilaca di- renç saptandı. Kırk beş (%32.1) olguda çok ilaca direnç mevcuttu. Tüm olgular içinde, 7 (%4.3) olgu öldü. Kırk sekiz (%29.3) olgu tedaviyi terk etti. Otuz üç (%20.1) olguda kategori 2 rejimine karşı tedavi başarısızlığı gelişti. Yetmiş altı (%46.3) olgu kür oldu. Kür oranı, kontrolden çıkmamış olan olgularda %65.5 idi. Tedaviyi terkten dönen olguların %36.4’ü tedaviyi terk etti. Bu oran nüks ve tedavi başarısızlığından gelen olgulardan daha fazla idi (p= 0.014). Tedaviyi terkten dönen olgularda kür oranı (%38.4), nükslerden (%61.9) ve tedavi başarısızlığından gelen olgulardan (%52.2) anlamlı olarak daha azdı (p= 0.012). Her- hangi bir direnç varlığı ile kür olma arasında ve konversiyon olması arasında anlamlı ilişki vardı. İkinci ve üçüncü ay aside dirençli basil ve kültür pozitiflikleri ile tedavi başarısı arasında anlamlı bir ilişki mevcuttu. Sonuç olarak; nüks ve tedavi başa- rısızlığı olan olgularda, minör ilaçlara başlama kararı vermeden önce yeniden tedavi rejimine bir şans verilebilir. Çünkü teda- viyi terkten dönen olgularla kıyaslandığında, kür oranı daha yüksektir. Tedaviyi terkten dönen olgular, tedaviyi terk etme eği- limindedir ve direnç oranları yüksektir. Çok ilaca direnç oranı tüm olgularda %32’dir ve bunların %46.7’sinde yeniden tedavi rejimi ile kür sağlanmıştır. Tedavi yanıtının bakteriyolojik olarak izlemi, tedaviye yön vermede etkilidir.

Anahtar Kelimeler: Tüberküloz, yeniden tedavi, nüks, tedaviyi terkten dönen, tedavi başarısızlığından gelen.

SUMMARY

The treatment results of retreatment pulmonary tuberculosis patients in our clinic

Dilek SAKA1, Müge AYDOĞDU2, Haluk Celaleddin ÇALIŞIR3, Filiz ÇİMEN1, Mihriban ÖĞRETENSOY1

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Dilek SAKA, Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi Ata Bilge Sitesi No: 32/38 Çayyolu 06810 ANKARA - TURKEY

e-mail: sakadilek@yahoo.com

(2)

Tüberküloz tüm dünyada hastalık ve ölümün önemli bir nedeni olma özelliğini korumaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2007 raporuna göre, 2005 yılında, ülkemizden toplam 21.089 olgu bildirilmiştir.

Buna göre 2005 yılında tüberküloz insidansı 100.000’de 29’dur. Yeniden tedavi rejimi ise %10 olguya başlanmış- tır. Bu rapora göre ülkemizde yeniden tedavi rejimi baş- lanan olguların tedavi başarısı yeni olguların tedavi ba- şarısından daha düşüktür (tedavi başarısı yeni olgularda

%89, yeniden tedavi verilenlerde %65, kür oranı yeni ol- gularda %73, yeniden tedavi verilenlerde %51) (1).

DSÖ 2003 tedavi rehberinde ve ülkemizde Sağlık Ba- kanlığı Verem Savaş Daire Başkanlığının hazırladığı tü- berküloz tanı ve tedavi rehberinde, nüks ve tedaviye ara verip dönen tüberküloz olgularında yeniden tedavi rejiminin uygulanması önerilmektedir (2,3). 2003 DSÖ raporunda ise yeterli program performansı olan bölge- lerde, ilaç direnci verilerinde yüksek çok ilaca direnç mevcutsa özel, bireysel tedavi önerilmektedir. Bölge verilerinde çok ilaca direnç düşükse, hastanın direnç testinde ilaçlara duyarlı ise veya bölgenin program per- formansı düşük ise, kategori 4 tedavi için yeterli kay- nak yoksa yeniden tedavi rejimi önerilmektedir (4).

2003 yılında yayınlanan ulusal tedavi rehberimizde ise tedavi başarısızlığından gelen olguların uzmanlaşmış

merkezlere gönderilmesi önerilmektedir (3). DSÖ 1997 raporunda ise, tedavi başarısızlığı olgularında yeniden tedavi rejimi önerilmekteydi (5).

Kliniğimizde önceki dönemlerde DSÖ önerileri doğrul- tusunda yeniden tedavi rejimi başlanırken, daha sonra ilaç direnç testi sonuçlarına göre tedaviler uygulanma- ya başlanmıştır.

Bu çalışmanın amacı; kliniğimizde Ocak 1997-Aralık 2005 tarihleri arasında yeniden tedavi rejimi uygulanan olguların tedavi sonuçlarını değerlendirmektir.

MATERYAL ve METOD

Ocak 1997-Aralık 2005 tarihleri arasında tüberküloz kliniğimizde yatarak yeniden tedavi rejimi başlanan 164 insan immünyetmezlik virüsü (HIV) seronegatif tü- berküloz olgusunun dosyası geriye dönük olarak ince- lendi.

Olgu tanımları önceki hastane kayıtları, verem savaş dispanseri kayıtları ve olguların ifadelerine dayanılarak yapıldı. Buna göre;

Nüks olgu: Daha önce tüberküloz tanısı konan ve teda- visini başarıyla tamamlayan ancak yeniden balgamda basil pozitifliği saptanan olgu.

1Clinic of Chest Diseases, Ataturk Chest Diseases and Chest Surgery Training and Research Hospital, Ankara, Turkey,

2Intensive Care Unit, Department of Chest Diseases, Faculty of Medicine, Gazi University, Ankara, Turkey,

3Clinic of Chest Diseases, Sureyyapasa Chest Diseases and Chest Surgery Training and Research Hospital, Istanbul, Turkey.

164 human immunodeficiency virus (HIV) seronegative pulmonary tuberculosis cases treated in our clinic between Janu- ary 1997 to December 2005 and included in category two treatment group were evaluated retrospectively. All the cases we- re male. The mean age was 43.72 ± 12.73 years. The mean duration of disease was 3.96 ± 4.80 years. The patients had used mean 4.62 ± 0.86 types of drugs. The patients were hospitalized for mean 100.54 ± 67.43 days. 23 (14%) patients were de- fined as treatment failure. 42 (25.6%) patients were relapse and 99 (60.4%) were defaulter. Mean time of conversion was 2.62 ± 1.84 months. Conversion rate was higher in relapse cases (76.2%) compared with treatment failure (56.5%) and de- faulter (57.6%). In 140 patients, resistance tests were performed. 73 (52.1%) patients had any drug resistance. 45 (32.1%) patients had multidrug resistance. Among all the patients, 7 (4.3%) patients had died. 48 (29.3%) patients defaulted. 33 (20.1%) had treatment failure. 76 (46.3%) had cured. The cure rate was 65.5% in patients who were in control. 36.4% of de- faulters were out of control. This rate was significantly higher than relapse and treatment failure cases (p= 0.014). Cure ra- te in defaulters (38.4%) were significantly lower than relapses (61.9%) and treatment failures (52.2%). There was a signifi- cant relationship between any drug resistance and cure and conversion. There was also a significant relationship between positive second and third ARB and culture and treatment success. As a result, a chance to retreatment regimen can be gi- ven in relapses and treatment failures before deciding minor drug therapy because they have higher cure rates than defa- ulters. Defaulters are hard to cure. They have the tendency to default again and they have higher resistance rates. The mul- ti drug resistance rate in all patients was about 32% and 46.7% of these have cured with retreatment regimen. Bacteriolo- gical follow up of treatment outcome is effective in management of therapy.

Key Words: Tuberculosis, retreatment, relapse, defaulter, treatment failure.

(3)

Tedaviyi terkten dönen (TTD) olgu: Tedaviye iki ay ya da daha uzun süre ara verdikten (tedaviyi terk) sonra yeniden yayma pozitif olarak başvuran olgu.

Tedavi başarısızlığından gelen (TBG) olgu: Yeni tanı konulmuş ve tedavinin başlangıcından beş ay sonra ya da daha sonra alınan balgam örneklerinde yayma po- zitif olan ya da kültürde basil üremesi gösterilen olgu.

Olgulara iki ay izoniazid (H), rifampisin (R), morfozina- mid (Z), etambutol (E), streptomisin (S), bir ay HRZE, beş ay HRE tedavi başlandı. İlaçlar günlük olarak veril- di. Hastalar yattıkları süre boyunca ilaçlarını hemşire gözetiminde aldılar. Hastalara hastanede yattıkları süre boyunca aylık bakteriyolojik, radyolojik ve rutin labora- tuvar testleri yapıldı. Yan etkiler açısından değerlendiril- di. Hepatotoksisite için, karaciğer fonksiyon testleri (KCFT)’nde normalin beş katı artış, total bilirubin dü- zeyinin 1.5 mg/dL olması ya da hepatotoksisite semp- tomlarının varlığıyla beraber KCFT değerlerinin yük- sekliği göz önüne alındı. Bu ölçütlerden herhangi birinin varlığında antitüberküloz ilaçların tamamı kesildi. İlaç- ların tümüne KCFT değerleri normale döndükten sonra aynı dozlarda tekrar başlandı. Ototoksisitenin tespiti için, yakınması olan olgularda kulak burun boğaz kon- sültasyonu ve odyometrik değerlendirme yapıldı. Ge- rekli görülen olgularda tedaviden streptomisin çıkarıldı.

Hastanemizde olguların hepsine, tedavi başlangıcında kültür, direnç testi bakılmaktadır. Olguların kültür pozi- tif olanlarının hepsinin başlangıç ilaç direnç testleri dos- yada mevcuttu.

Hastanemiz bakteriyoloji laboratuvarında değerlendiri- len balgam örneklerinde, aside dirençli basil (ARB) in- celemesi, homojenizasyon konsantrasyon yöntemiyle yapılmaktadır. Kültür ortamı olarak, Löwenstein-Jen- sen besiyeri kullanılmakta, ilaç duyarlılık testi indirekt proporsiyon yöntemiyle yapılmaktadır.

Posteroanterior akciğer grafileri iki göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirildi. Akciğer alanlarının

%75’ten fazlasını tutan infiltratlar yaygın, diğerleri sınır- lı olarak adlandırıldı. Ayrıca, grafiler kavite varlığı açı- sından değerlendirildi.

Tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi DSÖ tanımlarına göre yapıldı. Buna göre;

Kür: Yayma pozitif olguda, biri tedavinin idame fazında diğeri tedavinin tamamlandığı sırada olmak üzere, en az iki kez mikroskopiyle balgam negatifliğinin gösteril- mesidir.

Tedavi başarısızlığı: Tedavinin beşinci ya da altıncı ayında balgam yayma pozitifliğinin saptanmasıdır.

Tedavi terki: Tedavisi sırasında olgunun iki ay ya da daha uzun süreyle ilaçlarını almamasıdır.

Ölüm: Tedavi sırasında bir tüberküloz olgusunun ölme- sidir.

İstatistiksel Analiz

İstatistiksel incelemeler SPSS version 11 programı ile yapıldı. İstatistiksel incelemelerde ki-kare testi ve ANOVA kullanıldı.

BULGULAR

Toplam 164 olgu çalışmaya alındı. Tüm olgular HIV ne- gatif idi. Olguların hepsi erkekti (kliniğimiz erkek tüber- küloz kliniğidir). Yaş ortalaması 43.7 ± 12.7 (17-78) yıl idi. İlk hastalıktan sonra ortalama hastalık süresi 4.0 ± 4.8 (1-26) yıl idi. Olgular ortalama 4.6 ± 0.9 (2-10) çe- şit ilaç kullanmıştı. Olguların hastanede yatış süresi or- talama 100.5 ± 67.4 gün idi (3-400).

Olguların bazı özellikleri Tablo 1’de görülmektedir. Eş- lik eden hastalıklar sırasıyla diabetes mellitus (12 ol- gu), depresyon (4 olgu), kalp hastalığı (3 olgu), kronik böbrek yetmezliği (2 olgu), amiloidoz (2 olgu), ankilo- zan spondilit (2 olgu), kronik obstrüktif akciğer hasta- lığı (2 olgu) ve diğer hastalıklar (7 olgu) idi.

Olguların 23 (%14)’ü TBG olgu, 42 (%25.6)’si nüks, 99 (%60.4)’u TTD olgu idi. Yirmi dört (%14.6) olguda yan

Tablo 1. Yeniden tedavi rejimi uygulanan olguların bazı özellikleri.

Olgu sayısı % Yaş, yıl

17-35 37 22.6

36-50 82 50.0

≥ 51 45 27.4

Eğitim durumu

Eğitimi yok 12 7.3

İlkokul 101 61.6

Ortaokul 24 14.6

Lise 22 13.4

Üniversite 5 3.1

Sigara alışkanlığı olan 137 83.5

Alkol alışkanlığı olan 35 21.3

Eşlik eden hastalık varlığı 34 20.7 Ailede tüberküloz öyküsü 50 30.5 Radyolojik görünüm

Lokalize 78 47.6

Yaygın 86 52.4

Kavite var 96 58.5

Kavite yok 68 41.5

(4)

etki izlendi. Yirmi olguda yan etki nedeniyle, ortalama 13.2 ± 9.6 gün tedaviye ara verilmişti. En sık görülen yan etki hepatotoksisite idi (17 olgu). Bunun dışında üç olguda ototoksisite, iki olguda böbrek fonksiyon bozuk- luğu, bir olguda trombositopeni, bir olguda kaşıntı ve kızarıklık görüldü. Ototoksisite nedeniyle üç olguda S tamamen kesildi.

Ortalama balgam konversiyonu 2.62 ± 1.84 (1-8) ay- da gerçekleşmişti. Yüz iki (%62.2) olguda balgam kon- versiyonu izlendi.

İkinci ayda balgam yayma konversiyonu 60 (%36.6) ol- guda, üçüncü ayda ise 71 (%43.3) olguda izlendi. İkinci ay kültür konversiyonu 88 (%53.7) olguda, üçüncü ay kültür konversiyonu 98 (%59.8) olguda izlendi.

Yüz kırk olguda (kültür pozitif olduğu için) direnç testi çalışıldı. Yetmiş üç (%52.1) olguda en az bir ilaca di- renç mevcuttu. Olguların direnç testi sonuçlarına göre dağılımı Tablo 2’de görülmektedir. Kırk beş (%32.1) ol- guda çok ilaca direnç izlendi. Çok ilaca dirençli olgula- rın %57.8’i TTD olgu idi.

Tüm olguların %46.3 (76 olgu)’ünde kür sağlandı. Yedi (%4.3) olgu öldü. Kırk sekiz (%29.3) olgu tedaviyi terk etti. Otuz üç (%20.1) olguda tedavi başarısızlığı gelişti.

Takipte kalan 116 olgu içinde kür oranı %65.5 (76 ol- gu) idi. TTD olgularda kür oranı %38.4, nüks olgularda

%61.9, TBG olgularda %52.2 idi. TTD olgularda tekrar tedaviyi terk oranı %36.4 idi (Tablo 3). Bu oran diğer iki gruptan anlamlı olarak farklı idi (p= 0.014).

Tablo 2. Yeniden tedavi rejimi uygulanan olguların ilaç direnci sonuçlarına göre dağılımları.

Nüks TBG TTD Toplam

İlaç direnci Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %

Duyarlı 25 71.4 8 40.0 34 40.0 67 47.9

Dirençli 10 28.6 12 60.0 51 60.0 73 52.1

H - - - - 5 5.9 5 3.6

R 2 5.7 2 10.0 9 10.6 13 9.3

E - - - -

S 1 2.9 - - 4 4.7 5 3.6

R + E - - - - 1 1.2 1 0.7

R + S - - 1 5.0 2 2.3 3 2.1

H + E - - 1 5.0 - - 1 0.7

H + S - - - -

E + S - - - -

R + E + S - - - -

ÇİD 7 20.0 8 40.0 30 35.3 45 32.1

TTD: Tedaviyi terkten dönen, TBG: Tedavi başarısızlığından gelen, ÇİD: Çoklu ilaca dirençli, R: Rifampisin, H: İzoniazid, E: Etambutol, S: Streptomisin.

Tablo 3. Yeniden tedavi rejimi uygulanan olguların tedavi sonuçları.

Tedavi

Kür başarısızlığı Tedaviyi terk Ölüm Toplam

Tedavi sonucu Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %

Nüks 26 61.9 3 7.1 10 23.9 3 7.1 42 100

Tedaviyi terkten 38 38.4 21 21.2 36 36.4 4 4.0 99 100

dönen olgu

Tedavi başarısızlığından 12 52.2 9 39.1 2 8.7 0 0 23 100

gelen olgu

(5)

Nüks, TBG ve TTD olgular arasında, konversiyon var- lığı açısından (p= 0.095), çok ilaca direnç olması açı- sından (p= 0.190), kavite varlığı (p= 0.184), eşlik eden hastalık varlığı (p= 0.752), yaş grupları (p= 0.105) ve yatış süresi (p= 0.365) açısından fark yoktu. Üç grup arasında, herhangi bir direnç varlığı açısından (p=

0.006), kür olma açısından (p= 0.031) ve tedavi terk oranı açısından (p= 0.021) anlamlı düzeyde fark vardı.

TTD olgularda tedavi terk oranı anlamlı olarak yüksek (p= 0.014) ve kür oranı anlamlı olarak düşük idi (p=

0.012). Herhangi bir ilaç direnci varlığı, diğer iki grup- la karşılaştırıldığında TTD olgularda anlamlı olarak yüksekti (p= 0.021). TTD olgularda, ayrıca radyolojik yaygınlık anlamlı olarak yüksekti (p= 0.024). Herhangi bir ilaca direnç varlığı ile tedavi başarısı arasında (p=

0.020) ve konversiyon olması arasında (p= 0.000) an- lamlı fark vardı (Tablo 4). Çok ilaca dirençli olgularda tedavi başarısı (p= 0.004) ve konversiyon oranı (p=

0.000) anlamlı olarak düşüktü. Çok ilaca dirençli olgu- larda radyolojik yaygınlık anlamlı düzeyde (p= 0.027) fazla idi.

İkinci ay ARB pozitifliği (p= 0.000) ve üçüncü ay ARB pozitifliği (p= 0.000) ile tedavi başarısı arasında ve ikin- ci ay kültür pozitifliği (p= 0.000) ve üçüncü ay kültür pozitifliği (p= 0.000) ile tedavi başarısı arasında bir iliş-

ki vardı (Tablo 5). İkinci ve üçüncü ay ARB ve kültür pozitiflikleri ile radyolojik yaygınlık, eşlik eden hastalık varlığı ve yaş grupları karşılaştırıldığında anlamlı fark izlenmedi (p> 0.05).

TARTIŞMA

Olguların %60.4’ü TTD olgu idi. %25.6 olgu nüks, %14 olgu ise TBG olgu idi. Üç grup arasında kavite varlığı, eşlik eden hastalık, yaş grupları, yatış süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark izlenmedi.

Yüz iki olguda balgam yayma konversiyonu (%62.2) iz- lendi. İkinci ay balgam yayma konversiyon oranı

%36.6, üçüncü ay balgam yayma konversiyon oranı

%43.3 idi. Nüks, TBG ve TTD olgular arasında balgam konversiyonu varlığı açısından fark yoktu. Erer ve ar- kadaşlarının nüks ve TTD olgularda yaptığı bir çalışma- da ikinci ayda %86, üçüncü ayda %98 konversiyon saptanmıştır (6). Sevim ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada yine nüks ve TTD olgularda ikinci ayda

%71.9 yayma, %80.7 kültür, üçüncü ayda %80.7 yay- ma, %84.2 kültür konversiyonu saptanmıştır. Ayrıca, ikinci ve üçüncü ayda yayma ve kültür pozitifliği teda- vi başarısızlığı için anlamlı risk faktörü olarak bildiril- miştir (7). İkinci ay ve üçüncü ay yayma ve kültür ne- gatifliği ve tedavi başarısı arasında anlamlı bir ilişki Tablo 4. Tedavi sonucunu etkileyen risk faktörleri.

Tedavi başarılı Tedavi başarısız

Sayı % Sayı % p

Yaş grupları

17-35 19 51.4 18 48.6 0.387

36-50 40 48.8 42 51.2

51 ≥ 17 37.8 28 62.2

Hastalığın yaygınlığı

Yaygın 35 40.7 51 59.3 0.128

Sınırlı 41 52.6 37 47.4

Eşlik eden hastalık

Var 13 38.2 21 61.8 0.287

Yok 63 48.5 67 51.5

Tanım

Nüks 26 61.9 16 38.1 0.031*

Tedavi başarısızlığından gelen olgu 12 52.2 11 47.8

Tedaviyi terkten dönen olgu 38 38.4 61 61.6

Herhangi bir ilaç direnci

Var 24 32.9 49 67.1 0.020*

Yok 35 52.2 32 47.8

Çok ilaca direnç

Var 11 24.4 34 75.6 0.004*

Yok 48 50.5 47 49.5

* p< 0.05

(6)

mevcuttu. Cao ve arkadaşları yeni ve yeniden tedavi rejimi başlanan tüberküloz olgularında, balgam konver- siyonunda gecikme olan olguların nüks oranının hızlı konversiyon görülen olgulara oranla daha yüksek oldu- ğunu bulmuşlardır (8). Bu sonuçlar, bakteriyolojik izle- min tedavi yapılandırılmasında önemli olduğunu gös- termektedir.

Yeniden tedavi rejimi başlanan tüberküloz olgularında kür oranı %46.3 idi. Tedavi terk oranı ise %29.3 gibi yüksek bir oran idi. Tedavi başarısızlığı ise %20.1 olgu- da gelişti. Erer ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kür oranı %33.8, nüks olgularda kür oranı %40.9, tedavi terki %30.8, tedavi başarısızlığı oranı ise %3.1 idi (6).

Sevim ve arkadaşlarının çalışmasında ise kür oranı

%68.4, tedavi terki %5.3, tedavi başarısızlığı %22.8 ola- rak bulundu (7). Bleumink ve arkadaşlarının Endonez- ya’dan yaptığı bir çalışmada, yeniden tedavi rejimi uy- gulanan olgularda tedavi başarısı %86.6, Cao ve arka- daşlarının Çin’de yaptığı çalışmada ise %79.0 olarak bulundu (8,9). Malawi’den bir çalışmada, TBG 64 olgu- da %75 kür sağlandı (10). Malawi’den bir başka çalış- mada, 747 nüks olguda, %65 tedavi başarısı sağlandı (11). Fas’tan bir çalışmada, 14.635 yeniden tedavi ol- gusunda, %70.9 tedavi başarısı, %12.1 tedavi terk ora- nı saptandı. Nüks olgularda tedavi başarısı, TTD ve TBG olgulara göre anlamlı olarak yüksek bulundu.

TBG olgularda tedavi başarısızlığı nükslerden anlamlı olarak yüksek, TTD olgularda ise, tedavi terki diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksekti (12). Sisodia ve arka- daşları Hindistan’da yapılan çalışmada, 195 yeniden tedavi verilen olguda %83.6 tedavi başarısı saptadı (13). Nikaragua’dan bir çalışmada TBG olgularda, te-

davi başarısızlığı, nüks ve TTD olgulardan anlamlı ola- rak yüksek bulundu (14). Benin ülkesinden bir çalış- mada, TTD olgularda tedavi başarısı, nüks ve TBG ol- gulardan anlamlı olarak yüksek bulundu. Ayrıca, teda- vi terki TTD olgularda diğer iki gruptan belirgin olarak fazla idi (15) (Tablo 6).

Çalışmamızda nükslerde kür oranı %61.9, TTD olgular- da %38.4, TBG olgularda %52.2 idi. TTD olgularda, kür oranı anlamlı olarak düşüktü. Ayrıca, TTD olgularda te- davi terk oranı %36.4 idi ve bu oran diğer iki gruptan an- lamlı olarak yüksekti. Herhangi bir ilaç direnci diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksekti. TTD olgular çok ilaca dirençli olguların %66.7’sini oluşturmaktaydı. Daha ön- ce tüberküloz tedavisini düzensiz kullanmanın ilaç di- renci gelişmesi açısından önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Radyolojik olarak yaygın olguların oranı TTD olgularında anlamlı olarak yüksekti. Yani TTD ol- gular tedaviyi terk etmeye meyilli oluyor, bu nedenle za- man içinde hastalık radyolojik olarak daha fazla yayılı- yor ve tedavi başarısı da düşük oluyordu. Ayrıca, bu ol- gular tedavilerini düzensiz kullandıkları için ilaç direnci oldukça yüksek saptanıyordu. Erer ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada TTD olgularda tedavi terk oranı

%39.5 iken, nüks olgularda bu oran %13.6 olarak bulun- muş ve tedavi başarısı da TTD olgularda anlamlı olarak düşük saptanmıştır (6). Sevim ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise TTD olgularda tedavi başarısı nükslerden yüksek bulunmuştur (7). Mukherjee ve arkadaşlarının Hindistan’dan yaptıkları bir çalışmada, nüks olgularında tedavi başarısı, TTD ve TBG olgulara göre, anlamlı dü- zeyde yüksek bulunmuştur. Nüks olgularda TBG olgula- ra göre daha az kronikleşme izlenmiştir (16).

Tablo 5. İkinci ve üçüncü ayda balgam konversiyonuna göre tedavi başarısı.

Tedavi başarılı Tedavi başarısız Toplam

Sayı % Sayı % Sayı % p

İkinci ay yayma (n= 150)

Pozitif 29 32.2 61 67.8 90 100 0.000

Negatif 47 78.3 13 21.7 60 100

İkinci ay kültür (n= 150)

Pozitif 15 24.2 47 75.8 62 100 0.000

Negatif 61 69.3 27 30.7 88 100

Üçüncü ay yayma (n= 137)

Pozitif 18 27.3 48 72.7 66 100 0.000

Negatif 58 81.7 13 18.3 71 100

Üçüncü ay kültür (n= 137)

Pozitif 6 15.4 33 84.6 39 100 0.000

Negatif 70 71.4 28 28.6 98 100

(7)

İlaç direnci 73 (%52.1) olguda saptandı. Çok ilaca direnç ise 45 (%32.1) olguda mevcuttu. Ülkemizde, yeniden te- davi rejimi uygulanan olgularda, ilaç direncinin yüksek olduğu çeşitli verilerle ortaya konmuştur. Verem Savaş Daire Başkanlığı 2007 tüberküloz raporunda, 2005 yılın- da yeniden tedavi rejimi verilen olgularda, çok ilaca di- renç %17.7, toplam direnç %34.8 olarak belirtilmiştir (17). Karagöz ve arkadaşlarının Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesinden yaptığı bir çalışmada, yeniden tedavi rejimi verilen olgularda, herhangi bir ilaç direnci

%34.3, çok ilaca direnç %13.5 olarak bulunmuştur (18).

Herhangi bir ilaç direnci ile kür ve konversiyon olması arasında anlamlı fark vardı. Ayrıca, çok ilaca direnç ile de kür ve konversiyon olması arasında fark vardı. So- nuçta, ilaç direncinin tedavi başarısını etkileyen önem- li bir faktör olduğu kararına varıldı.

Erer ve arkadaşlarının çalışmasında çeşitli ilaç direnci varlığı nüks ve TTD olgularda farklı değildi. İlaç direnci

ve konversiyon arasında da fark yoktu (6). Sevim ve arkadaşlarının çalışmasında, çok ilaca direnç nüks ol- gularında, TTD olgulardan yüksekti. Herhangi bir ri- fampisin direnci ve çok ilaca direncin tedavi başarısı üzerine ters etkili olduğu bulunmuştu (7). Çalışır ve ar- kadaşlarının yaptığı bir çalışmada, rifampisin direncinin prognozu olumsuz yönde etkileyen bir faktör olduğu ra- porlanmıştır (19). Abate ve arkadaşları yeniden tedavi rejimi uygulanan olguların %50’sinde bir ya da birden fazla ilaca direnç, %12’sinde çok ilaca direnç saptamış- lardır (20). Quy ve arkadaşları TBG olgularda %42.5 primer çok ilaca direnç, %65 sekonder çok ilaca direnç saptamışlar ve TBG olgularda standart yeniden tedavi rejiminin yeterli olmayabileceği, ikinci basamak ilaçlar- la tedavi gerekebileceği sonucuna varmışlardır (21).

Kliniğimizde yapılan bir çalışmada, nüks olgularda top- lam %56.7 oranında direnç, %10 oranında çok ilaca di- renç saptanmıştır (22). Salaniponi ve arkadaşları nüks olgularında çok ilaca direnç varlığında %50, H veya S Tablo 6. Değişik ülkelerden yeniden tedavi rejimi sonuçları.

Kür/Tedavi başarısı oranı (%) Tedavi terk oranı (%)

Nüks TTD TBG Toplam Nüks TTD TBG Toplam

Bu çalışma 61.9 38.4 52.2 46.3 23.9 36.4 8.7 29.3

(n= 164) (kür) (kür) (kür) (kür)

Türkiye (Erer ve ark.) 40.9 30.2 - 33.8 13.6 39.5 - 30.8

(n= 65) (kür) (kür) (kür)

Türkiye (Sevim ve ark.) 62.2 80.0 - 68.4 5.4 5.0 - 5.3

(n= 57) (kür) (kür) (kür)

Çin (Cao ve ark.) 80.1 - - 79.0 - - - 0

(n= 435) (kür) (kür)

Endonezya(Bleumink ve ark.) 86.6 - - 86.6 - - - -

(n= 320) (kür) (kür)

Malawi (Harries ve ark.) - - 53.0 53.0 - - 20.0 20.0

(n= 90) (kür) (kür)

Malawi (Salaniponi ve ark.) 62.0 - - 62.0 6.0 - - 6.0

(n= 747) (kür) (kür)

Fas (Ottmani ve ark.) 74.8 58.0 51.4 70.9 9.7 9.3 27.9 12.1

(n= 14635) (tedavi (tedavi (tedavi (tedavi başarısı) başarısı) başarısı) başarısı)

Hindistan (Sisodia ve ark.) - - - 80.5 - - - 12.3

(n= 195) (kür)

Nikaragua (Heldal ve ark.) 96.0 96.0 88.0 94.5 - - - 13.0

(n= 2935)

Benin (Gninafon ve ark.) 80.0 59.0 85.0 78.0 12.0 8.0 21.0 12.0

(n= 236) (tedavi (tedavi (tedavi (tedavi

başarısı) başarısı) başarısı) başarısı) TTD: Tedaviyi terkten dönen, TBG: Tedavi başarısızlığından gelen.

(8)

direnci olan olgularda %76, tüm ilaçlara duyarlı olgular- da ise %67 tedavi başarısı saptamışlardır (11). Espinal ve arkadaşlarının altı ülkeden bildirdiği tüberküloz te- davi sonuçlarına göre, 876 yeniden tedavi verilen olgu- da %57 kür sağlamışlardır. Çok ilaca direnç saptanan olgularda tedavi başarısızlığı anlamlı olarak daha fazla gelişmiştir (23).

Saravia ve arkadaşları yeniden tedavi verilen olguları iki gruba ayırmışlardır. Strateji A’da olgulara klasik katego- ri 2 tedavisi verilmiş, strateji B’de ise olgulara ilaç diren- ci testi yapılmış ve %90’a yakını çok ilaca dirençli olarak bulunmuştur. Önce olgulara ampirik olarak üç ay kana- misin, siprofloksasin, etionamid, etambutol, pirazinamid tedavisi başlanmıştır. İlaç direnci testleri çıktıktan sonra bu sonuçlara göre bireysel olarak tedaviler planlanmıştır.

Bu tedavi, hiyerarşik olarak aşağıdaki sıraya göre seçi- len beş ya da daha fazla ilaçtan oluşmuştur. Birinci ba- samak ilaçlar (etambutol ve/veya pirazinamid), enjek- tabl bir ilaç (streptomisin, kanamisin veya kapreomisin), bir florokinolon (siprofloksasin veya ofloksasin), oral bakterisidal bir ajan (etionamid, sikloserin, PAS). Çok yüksek düzeyde ilaç direnci saptanmış olgularda, basilin yukarıdaki beş ilaca hassasiyetinden emin olunamıyor- sa, klofazimin ve/veya amoksisilin-klavulanik asit de te- daviye eklenmiştir. Sonuçta bu tedavi kür sağlamada, kategori 2 tedavisinden daha başarılı bulunmuştur (24).

Bu çalışmada yeniden tedavi rejimi uygulanan olgular- da belli bir oranda tedavi başarısı sağlandığı görülmüş- tür. Diğer taraftan belli bir oranda olguda da tedavi ba- şarısızlığı gelişmiştir. Bu durumda bu olgulara bireysel tedavi uygulanması gerektiği akla gelmektedir. DSÖ 2003 tüberküloz tedavi rehberinde özellikle TBG olgu- larda, ülke kaynakları yeterli olduğu takdirde direnç testi sonuçlarına göre tedaviyi önermektedir (4).

TTD olgularda tedavi terki oldukça yüksek oranda göz- lendiğinden bu olguların tedaviye uyumlarının artırıl- ması için yeterli psikolojik ve sosyoekonomik desteğin sağlanması çok önemlidir.

Bu çalışmanın bir başka sonucu ise, çok ilaca dirençli olgularda, %46.7 oranında tedavi başarısı sağlanmıştır.

Böylelikle, bu olgular 24 ay süren, oldukça toksik olan ikinci basamak ilaçlarla tedaviden kurtarılmıştır. Yine de tedavi başarısı sağlanan olguların, nüks açısından uzun süreli izlemi gerekmektedir.

İlaç direnç testleri yüksek laboratuvar standartları ge- rektirdiği için sonuçların her zaman güvenilir olmayabi- leceği de bilinmektedir (25). Bu durumda olay iyice karmaşık hale gelmektedir. Gerçi hastanemiz laboratu- varının 2005 ve 2009 yıllarında ilaç duyarlılık testleri açısından yurt içi ve yurt dışı kalite kontrol çalışmaları- nın yapıldığı da bilinmektedir.

Bu grup olguların tedavisine bakteriyolojik izleme göre yön verilmesinin uygun olacağı ve ikinci ile üçüncü ay balgam konversiyonlarının tedavi sonucuna çok etkili olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiği bu ça- lışmada ve benzer birçok çalışmada ortaya çıkmıştır.

Hal böyle iken, beşinci ay pozitifliği nasıl tedavi başarı- sızlığı kriteri ise kategori 2 rejiminde, üçüncü ay yayma ve kültür pozitifliği devam eden olgularda aynı tedaviye devam kararı gözden geçirilmelidir yargısına varılabilir.

Ülkemizde doğrudan gözetim altında tedavi uygulama- sına tüm illerde Haziran 2006 tarihinde başlanmıştır. Bu çalışmanın olguları, ülkemizde doğrudan gözetim altın- da tedavi uygulanmayan dönemde alınmıştır. Bu du- rumda, alt gruplar olgu anamnezlerine göre tanımlan- mıştır. Doğrudan gözetim altında tedavide tedavi terk sorunu ile başa çıkılabilir, hastane ve dispanser arasın- da daha kolay iletişim sağlanabilir. DSÖ verilerine göre 2007 yılında yeniden tedavi uygulanan olgularda kür oranı toplamda %74, TBG olgularda %47, TTD olgular- da %58, nüks olgularda %80 olarak bildirilmiştir. Bu ol- gularda, tedavi terki %11 olarak belirtilmiştir. Bu du- rumda doğrudan gözetim altında tedaviye rağmen TBG ve TTD olgularda düşük tedavi başarısı dikkati çek- mektedir.

Bu çalışma verilerine göre özellikle nüks olgularda di- renç oranlarının sonuçları da dikkate alınarak kategori 2 yeniden tedavi rejimi ile tedavi başarısı sonuçları ol- dukça yüksektir (yaklaşık %62). Bu nedenle en azın- dan doğrudan gözetim altında tedavi ile kategori 2 reji- minin uygulanmasının, çeşitli nedenlerle tedavi terkle- rinin yüksek oranda görüldüğü ülkemizde, kategori 4 rejiminin getireceği gerek ilaç yan etkileri, gerek mali- yet, gerekse hasta uyumu açısından komplikasyonları göz önüne alındığında tüberküloz kontrol çalışmaları açısından yararlı olacağı kanısındayız.

ÇIKAR ÇATIŞMASI Bildirilmemiştir.

KAYNAKLAR

1. Global tuberculosis control: surveillance, planning, financing.

WHO Report 2007; WHO/HTM/TB/2007.376.

2. World Health Organisation. Treatment of Tuberculosis. Guide- lines for national programmes. World Healt Organization, Ge- neva 2003; WHO/CDS/TB/2003.313.

3. Özkara Ş, Aktaş Z, Özkan S, Ecevit H. Türkiye’de Tüberkülo- zun Kontrolü İçin Başvuru Kitabı. T. C. Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Daire Başkanlığı. Ankara, 2003.

(9)

4. World Health Organization. Treatment of tuberculosis: guideli- nes for national programmes, WHO/CDC/TB/2003. 313. Ge- neva, Switzerland: WHO, 2003.

5. World Health Organization. Treatment of tuberculosis: guideli- nes for national programmes. 2nd ed. Geneva: WHO, 1997.

6. Erer OF, Kömürcüoğlu A, Bilgin M ve ark. Nüks ve tedaviye ara verip dönen akciğer tüberkülozlu olgularda yeniden teda- vi rejimi sonuçları. Toraks Dergisi 2002; 3: 156-60.

7. Sevim T, Ataç G, Güngör G, Törün I, Aksoy E, Gemci, et al. Tre- atment outcome of relapse and defaulter pulmonary tubercu- losis patients. Int J Tuberc Lung Dis 2002; 6: 320-5.

8. Cao JP, Zhang LY, Zhu JQ, Chin DP. Two-year follow-up of di- rectly-observed intermittent regimens for smear-positive pul- monary tuberculosis in China. Int J Tuberc Lung Dis 1998; 2:

360-4.

9. Becx-Bleumink M, Djamaluddin S, Loprang F, de Soldenhoff R, Wibowo H, Aryono M. High cure rates in smear-positive tu- berculosis patients using ambulatory treatment with once-we- ekly supervision during the intensive phase in Sulawesi, Re- public of Indonesia. Int J Tuberc Lung Dis 1999; 3: 1066-72.

10. Harries AD, Nyirenda TE, Kemp JR, Squire BS, Godfrey-Faus- sett P, Salaniponi FM. Management and outcome of tuberculo- sis patients who fail treatment under routine programme con- ditions in Malawi. Int J Tuberc Lung Dis 2003; 7: 1040-4.

11. Salaniponi FM, Nyirenda TE, Kemp JR, Squire SB, Godfrey-Fa- ussett P, Harries AD. Characteristics, management and outco- me of patients with recurrent tuberculosis under routine prog- ramme conditions in Malawi. Int J Tuberc Lung Dis 2003; 7:

948-52.

12. Ottmani SE, Zignol M, Bencheikh N, Laâsri L, Chaouki N, Mahjour J. Results of cohort analysis by category of tubercu- losis retreatment cases in Morocco from 1996 to 2003. Int J Tu- berc Lung Dis 2006; 10: 1367-72.

13. Sisodia RS, Wares DF, Sahu S, Chauhan LS, Zignol M. Source of retreatment cases under the revised national TB control programme in Rajasthan, India, 2003. Int J Tuberc Lung Dis 2006; 10: 1373-9.

14. Heldal E, Arnadottir T, Cruz JR, Tardencilla A, Chacon L. Low failure rate in standardised retreatment of tuberculosis in Nica- ragua: patient category, drug resistance and survival of 'chro- nic' patients. Int J Tuberc Lung Dis 2001; 5: 129-36.

15. Gninafon M, Tawo L, Kassa F, Monteiro GP, Zellweger JP, Shang H, et al. Outcome of tuberculosis retreatment in routine conditions in Cotonou, Benin. Int J Tuberc Lung Dis 2004; 8:

1242-7.

16. Mukherjee A, Sarkar A, Saha I, Biswas B, Bhattacharyya PS.

Outcomes of different subgroups of smear-positive retreatment patients under RNTCP in rural West Bengal, India. Rural Re- mote Health 2009; 9: 926. Epub 2009 Feb 27.

17. Gümüşlü F, Özkara Ş, Özkan S ve ark. Türkiye’de Verem Sa- vaşı 2007 Raporu. T.C. Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Daire Başkanlığı. Ankara, 2007.

18. Karagoz T, Pazarli P, Mocin OY, Duman D, Duman G, Salturk C, et al. Evaluation of drug resistance in pulmonary tubercu- losis patients at Sureyyapasa Chest Diseases Hospital, Istan- bul, Turkey. Int J Tuberc Lung Dis 2008; 12: 631-5.

19. Çalışır HC, Yılmaz H, Sarıoğlu N ve ark. Tüberkülozda inisiyal izoniazid ve rifampisin dirençlerinin prognoza etkileri. Solu- num Hastalıkları 1997; 8: 217-24.

20. Abate G, Miörner H, Ahmed O, Hoffner SE. Drug resistance in Mycobacterium tuberculosis strains isolated from re-treatment cases of pulmonary tuberculosis in Ethiopia: susceptibility to first-line and alternative drugs. Int J Tuberc Lung Dis 1998; 2:

580-4.

21. Quy HT, Lan NT, Borgdorff MW, Grosset J, Linh PD, Tung LB, et al. Drug resistance among failure and relapse cases of tuber- culosis: is the standard re-treatment regimen adequate? Int J Tuberc Lung Dis 2003; 7: 631-6.

22. Çalışır HC, Yurdakul AS, Öğretensoy M. Relaps olgularında antitüberküloz ilaçlarına dirençlilik durumu. Tuberk Toraks 2001; 49: 119-23.

23. Espinal MA, Kim SJ, Suarez PG, Kam KM, Khomenko AG, Mig- liori GB, et al. Standard short-course chemotherapy for drug- resistant tuberculosis: treatment outcomes in 6 countries. JA- MA 2000; 283: 2537-45.

24. Saravia JC, Appleton SC, Rich ML, Sarria M, Bayona J, Becer- ra MC. Retreatment management strategies when first-line tu- berculosis therapy fails. Int J Tuberc Lung Dis 2005; 9: 421-9.

25. Drobniewski FA, Hoffner S, Rusch-Gerdes S, Skenders G, Thomsen V; WHO European Laboratory Strengthening Task Force. Recommended standards for modern tuberculosis labo- ratory services in Europe. Eur Respir J 2006; 28: 903-9. Epub 2006 Aug 9.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç: Ponseti yöntemi ile DÇA tedavisinde başarılı bir sonuç için yöntemin kurallarına uygun şekilde titizlikle uygulanması, olguların sık ve yakın-.. dan takibi ve

Gereç ve Yöntemler: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı tarafından 2005-2010 yılları arasında tanısı konan 11

Tüberküloz menenjit tedavisinde genel- likle ilk iki ay izoniazid, rifampisin, pirazinamid ve strepto- misinden oluşan dörtlü tedavi uygulanır ve daha sonra tedavi izoniazid

Kara ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise Grup A beta hemolitik streptokoklarda erit- romisin, klaritromisin, azitromisin ve klindamisine karşı toplam direnç (direnç

Kabakulak enfeksiyonuna bağlı meningoensefalit hastalığın en sık görülen komplikasyonu olup genellikle hastalığın başlangıcından 3 ila 10 gün sonra orta- ya çıkar

1 DVD’un cerrahi tedavisinde, geniş açılı superior rektus (SR) geriletmesi, posterior fiksasyon süturu ilaveli SR geriletmesi, IO kasının anterior transpozisyonu, SR

1997-2000 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı’nda pri- mer bronkojenik karsinom nedeniyle opere edi- len 70 yaş ve üstü 24

Biz bu çalışmamızda retrospektif olarak 18 İstanbul verem savaş dispanserinin 1995 yılında tedaviye aldığı tüm tüberküloz hastalarının dosyalarını gözden geçirerek