• Sonuç bulunamadı

Arş. Gör. Bülent SAYAK Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Arş. Gör. Bülent SAYAK Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı,"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 2149 - 9225 Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467

Arş. Gör. Bülent SAYAK

Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi,Türk Dili ve Edebiyatı, sayakbulent@gmail.com

Kitap Tanıtım ve Değerlendirme

Hülya ARGUNŞAH, "KADIN VE EDEBİYAT: babasının kızı olmak...", Kesit Yayınla- rı, İstanbul, 2016, 296 s.

Babasının Kızı Olmak, "Kadın ve Edebiyat" üst başlığıyla Hülya Argunşah tarafından ka- leme alınan, yazar ve dolayısıyla okuru açısından bereketli 2016 Kasım'ının üç meyvesinden biri. Kitabın yanı başında, eserle eş zamanlı ve aynı yayınevinden çıkan, yine "Kadın ve Edebiyat"

serisinden Kendini Yazmak ve Tarihi Roman adlı çalışmalar bulunuyor. Toplumsal dönüşümü edebi eserin özellikle roman ve hikâye türlerinde takip etme cazibesi yazarın hareket noktasını oluşturuyor. Üç kitabın müşterek ön sözü, akademisyen yazarın araştırmalarında bu yaklaşımla bilhassa yoğunlaştığı konulara yani edebiyatın tarih ve kadın meseleleriyle okunmasına değini- yor.

Babasının Kızı Olmak, "Ön Söz Yerine" isimli bir mukaddime ve yazarın daha önce muh- telif zamanlarda farklı neşir organlarında yayımlanmış on üç metninin kadın konusu etrafında bir araya getirilmesinden oluşmakta. Daha önce yayımlandıkları yerler her yazının sonunda verilen bu metinler bildiri, makale, eser tanıtımı-değerlendirme çalışmalarını içermekte. Dolayı- sıyla her biri kendi içinde bütünlüklü bir kompozisyonu barındırarak müstakil okumalara fırsat veriyor. Öte yandan yazılarlardaki ortak dikkat, edipler (Ahmet Mithat Efendi, Fatma Aliye), eserler, muhteva, dönem ve izlek metinleri incelikle birbirine bağlıyor. Bu rabıtanın en kestirme ifadesi, edebiyatın aynasında kadının yansı(tıl)masına dayanmakta. Yazar incelemelerinde ede- biyat kadın ilişkisini; okurluk, yazarlık, Türk modernleşmesinde konum, toplumsal cinsiyet, sosyal konulara bağlı olarak tematik yapı, erkek/baba nazarında temsil(in değişimi), ataerkil edebiyat kanonunda varoluş ve onunla ilişki gibi farklı açılardan ele alıyor.

"Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Bir Sosyal Veri Kaynağı Olarak Kadın Yazarlar ve Eserle- ri"nde "yazıdaki kadın" ve "kadın yazarlık" hususlarının toplumsal değişimle ilişkisi ortaya

(2)

Hülya Argunşah, "Kadın Ve Edebiyat: Babasının Kızı Olmak

Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467

464 konuluyor. Böylece muhtasar bir tarihi dönem değerlendirmesi edebiyat zemininde sunuluyor.

Türk modernleşmesi öncesi "roman okuma meşruluğu" tartışılan kadının ilkin okur olarak var- lığı, 19. yüzyıl sonlarından itibarense "Bir Mütercime", "Bir Muharrire", "Bir Kadın" perdeleriyle de olsa sesini duyurmaya başlaması yazarın tespitiyle öncü kadın yazar kuşağını hazırlamış. Bu başlangıçta kadın söylemini ilk kez kuran Ahmet Mithat Efendi (Esaret ve Felsefe-i Zenan'ı 1870), birinci kuşak kadın yazarlar Zafer Hanım (Aşk-ı Vatan 1877) ve Fatma Aliye Hanım (Muhadarat 1892) gibi isimler zikrediliyor. Sonraki kuşaklarınsa Halide Edip'ten Şükûfe Nihal'e uzandığı, kadın yazarların edebiyat kamusundaki görünürlük ve kalem tecrübesi serüveninin Tanzi- mat'tan Cumhuriyet'e sosyo-politik değişimlerin doğrudan panoramasını yansıttığı ifade edili- yor:

"Tanzimat'tan Cumhuriyet'e uzanan yıllarda kadınların yazdıkları eserler, özellikle de romanlar medeniyet değişikliği, imparatorluktan milli devlete geçiş ve kadınların bu değişimler karşısındaki konum ve uyumlarını yansıtması açısından apayrı yoğunluktadır. Kadınlar, meselelerin kendi cephelerindeki çözüm önerilerini ararken bu sosyal sürecin ortağı olurlar. Birbirlerini izleyen kuşakların yazarları olarak Fatma Aliye, Halide Edib ve Şükûfe Nihal'in kalem tecrübeleri, bu sosyal dönüşümün izdüşümleriyle doludur" (s. 35).

"İlk Kadın Yazarlarda Toplumsal Kimliğin Yapılandırılması Sürecinde Babanın Keş- fi"nde baba-kız ilişkisi, kimlik ve yazarlık pratiklerinde sembolleştirilerek "manevi/kültürel babalık" kavramına katılan derinlikle yola çıkılıyor. Tanzimat'la başlayan aydınlanma hareketi- nin idealleştirdiği "yeni insan" tipinin "yeni kadını" doğurması zaruretine ve bu yöndeki çabala- ra değiniliyor. Namık Kemal, Şemsettin Sami, Münif Paşa, Ahmet Midhat Efendi gibi "aydın babaların", "kadınsız terakkinin mümkün olmadığını fark ederek" eğitimden, aileye, annelik- eşlik misyonundan sosyal hayata, kadını yeni toplum tasavvurunda düşünmelerinin altı çizili- yor. Dönem için adeta bir "seferberliğe" dönüşen bu hareketin kazandığı ivme, periyodikler ve makaleler üzerinden örneklendiriliyor. Yazar, inşa ettiği bu arka planı kitaba da ismini veren

"babasının kızı olmak" deyimi etrafında, her bir yazar için ayrı ayrı biyografik-kültürel bağlantı- lar vasıtasıyla genişletiyor:

"...Bu süratli yolculukta onlara sosyal davanın parçası olan babalarının sesi rehberlik etmiştir.

Cevdet Paşa, Fatma Aliye ve Emine Semiye'nin; Macar Osman Paşa, Şair Nigar Hanım'ın; Miralay Ahmet Bey, Şükûfe Nihal'in; Edib Bey, Halide Edib'in önünde sadece bildiklerini anlatan, kolayca ve çekinmeden ulaşılan birer ev içi öğretmeni değildirler. Kızları için aynı zamanda devrin diğer tanınmış aydınlarına ve fikir dünyasına da açılan birer kapı olurlar" (s. 68).

İncelemede "Hâce-i evvel ve hâmi" Ahmet Mithat'ın hem eserleriyle hem de bizzat ikili ilişkilerindeki teşvikleriyle Makbule Leman'a, Fatma Aliye'ye, 'yeni kadına' yol açtığı belirtili- yor. Şair Nigar Hanım, Güzide Sabri Hanım, Şükûfe Nihal gibi isimlerin hayatlarına dair bilgi- lerle onların eğitimli, 'modern' babalarının kültürel-edebi kimlik kazanmalarındaki rolünü ışık tutuluyor. Yazıdaki dikkat çekici bir başka değerlendirmeyse, yazarın baba-kız ilişkisine dair yorumu. Jale Parla'nın Babalar ve Oğullar'da kültürel bir metafor olarak kullandığı baba-oğul ilişkisine atıfta bulunan yazar, modernleşmeyle babasız oğulların kültürü/geçmişi inkar ederek İntibah'ın Ali Bey'i, Araba Sevdası'nın Bihruz'u gibi örneklerde sabit olduğu üzere bocaladıklarını

(3)

Hülya Argunşah, "Kadın Ve Edebiyat: Babasının Kızı Olmak

Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467

465 (s. 43) dolayısıyla olumsuz tipler çizdiklerini belirtiyor. Buna karşın kadın yazarların kalemi ve

onların kadın kahramanlarında bu durumun tam karşıtı olarak öksüz kızların babayla sağlam ve sağlıklı ilişkiler kurarak kültürel devamlılıkta olumlu rol üstlenmelerine mühim bir vurgu yapıyor (s. 50).

"Kadın Olarak Yazmanın Başında Mektuplar"da kadın, üslup ve edebî tür ilişkileri irdeleniyor. Kadınların mektup tekniğine gösterdikleri rağbetin nedenleri sorgulanıyor. Yazar, alışılagelmiş şekilde 'iç dökme ve hassasiyeti aktarmaya müsait bir vasıta olma' açıklamalarıyla izah getirilen mektup tasarrufunu 'kadın olarak yazmak' bakımından değerlendiriyor. Kadınla- rın günlük, mektup, hatıra türlerine 'samimiyet' izafe ettiklerini, bu otobiyografiye imkân tanı- yan anlatım olanakları vasıtasıyla 'kendini anlatmanın' en kısa yoluna ulaşma imkanına sahip olduklarını belirterek tercihin işlevsel nedenleri üzerine fikir yürütüyor.

Kitapta sırasıyla beş incelemede kurmaca, eğitim, pedagoji bütün yazı tecrübelerinde kadın söylemini gündeme getiren Ahmet Mithat Efendi'den hareket ediliyor. "Felsefe-i Zenan'ı Yeniden Okumak"ta yazar 'yeni kadın' arayışı ve temel meselelerini hikayenin kahramanları Fâzıla, Âkıle, Zekiye izleğinde değerlendiriyor. Evlilik, aile düzeni, kadının maddi bağımsızlığı ve sosyal hayattaki konumu kurgunun başlıca sorunları olarak ön plana çıkarılıyor. Yazar, Fel- sefe-i Zenan'ın tezlerinden yola çıkarak Ahmet Mithat'ın itidalli, denge adamı mizacının kendi- sini kadın meselesinde de gösterdiğine vurgu yapıyor. Onu, "feminist olmaktan ziyade, mo- dernleşme döneminde kadın üzerine düşünme sürekliliğini başlatan bir isim" (s.119) olarak değerlendiriyor. "Ahdiye ve Ceylan Arasında Bir Jön Türk: Ahmet Mithat Efendi'nin Feminiz- mi" adlı inceleme de yine ideal figürler ve tartışmadaki hudutların çizilmesiyle Ahmet Mithat'ın kadın anlayışını ele alan bir metin. Siyasi bir roman olan Jön Türk'e dair bilgi veren yazar, Ah- met Mithat'ın "Bovarist" alafranga kişisi Ceylan ile "kadın kadıncık" müspet, yerli tip Ahdiye kıyasıyla toplumun yapısına uygun "Osmanlı feminizmini" savunduğunu dile getiriyor ( s.

159). "Kadınların Şairliği ve Ahmet Mithat Efendi'de Ahmet Mithat'ın; Fitnat Hanım, Nigar Hanım ve Fatma Aliye Hanım'a mektupları değerlendiriliyor. Ahmet Mithat'ın; şiiri erkeğin iktidarında bir alan olarak görmesi, şiir yazmak isteyen kadınların kendilerine has bir şiir dili kurması gerekliliği belirtmesi ve bu dili inşanın zorluğu hakkındaki uyarıları, kadınları şiir ve felsefe gibi ciddi alanlardan uzak tutarak nesre yöneltme anlayışının pratik sebepleri (s. 177- 180) Mithat Efendi'nin kadın yazara/şaire bakış açısını ifade eden, araştırmacının kaydettiği madde başları olarak beliriyor. "Mithat Efendi'den Fatma Aliye Hanım'a Devam Edenler: "Sen Nesin Bir Bilsen!" adlı yazıda "üdeba-yı nisvanın yardımcısı" Ahmet Mithat'ın, türlü övgülerle hitap ettiği Fatma Aliye Hanım'a yazarlık alanındaki teşvik, teklif, hâmilik ve uyarıları ele alını- yor. "Mithat Efendi Rehberliğinde Kadın Okuyucudan Kadın Yazara"da yine Ahmet Mithat'ın koruyucu yaklaşımıyla Fatma Aliye Hanım, Makbule Leman, Nigar Hanım ve onların şahsında

"yeni kadına" desteği kapsamlı biçimde aktarılıyor:

"...Aslında bütün devrin ihtiyacı olan 'kültürel baba' eksikliğinin bütün bir 19. yüzyılın ikinci dönemi boyunca Mithat Efendi tarafından giderilmeye çalışıldığı söylenebilir. Oldukça ahlakçı, geleneğe, İslam'a ve Osmanlılığa bağlı bir isim olan yazar, dönem kadınlarının bu geçiş yıllarını uçlarda tavırlar takınmadan ve toplumla bir çatışma oluşturmadan en uyumlu biçimde atlatmalarını sağlar" (s. 225).

(4)

Hülya Argunşah, "Kadın Ve Edebiyat: Babasının Kızı Olmak

Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467

466

"Fatma Aliye Hanım ve Hayal ve Hakikat Üzerine..." adlı yazıda Ahmet Mithat Efendi ile Fatma Aliye Hanım'ın birlikte kaleme aldıkları romanın kurgusu ve tematik yapısı üzerinde duruluyor. Fatma Aliye'nin yazdığı "Hayal" kısmı, gündeme getirdiği kadın etrafındaki sorun- lar, bu sorunlara kadınların maddi özgürlük kazanarak galebe çalacağı görüşü yazarın değin- diği başlıca noktalar. "Osmanlı Kadınının Avrupa'ya Takdim ve Müdafaası: Nisvan-ı İslam" ile

"Fatma Aliye Hanım ve Nisvan-ı İslam Üzerine" adlı iki metin Batı'nın oryantalist nazar ve mesnetsiz iddialarla değerlendirdiği Osmanlı/İslam kadınının bizzat kendi ağzından (Fatma Aliye Hanım vasıtasıyla) kendini anlatması/savunmasını anlatan Nisvan-ı İslam adlı eseri konu ediniyor. Yazar, manevi babası Ahmet Mithat gibi Garbiyatçı tavra sahip, iyi eğitimli Fatma Aliye Hanım'ın pek çok yabancı dile de çevrilen Nisvan-ı İslam'ında cariyelik, çok eşlilik, teset- tür, harem kurumu konularında verdiği bilgiler ve takındığı tutuma dikkat çekiyor. Eserin son iki metni olan "Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını ile Edibeler, Sefireler, Hanımefendiler" ise yazarın kitap tanıtımı yazıları.

Babasının Kızı Olmak, kadının modernleşme sürecindeki Türk edebiyatında hem edebî metindeki izdüşümünün temalar ve kahramanlarda yansıması hem de yazar olarak kuşaklar boyu kaydettiği ilerleme/değişimin satır aralarına kapı aralıyor. Kadın konusunu; klişe ifade- lerden, kadın 'ben'i merkezinde kalan hassasiyet/ duyarlılıkla tanımlı "kadın edebiyatı" başlı- ğında mahpus dar alanından çekiyor. Meseleyi 'biz'in, toplumsal değişiminin, tarihin, kimlik kurgusunun, çok katmanlı okumaların geniş avlusuna çıkarıyor.

(5)

Hülya Argunşah, "Kadın Ve Edebiyat: Babasının Kızı Olmak

Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 4, Sayı:13, Mart 2018, s. 463-467

467

Referanslar

Benzer Belgeler

La Porte etait passee dans la defensive, mais la Republique Polonaise avait elle - meme cesse de compter comme une puissance, "Le spectre de l'aneantissement menaçant depuis

[3H]Thymidine incorporation and flow cytometry analyses demonstrated that treatment of HUVEC with DPTH arrested the cell at the G0/ G1 phase of the cell cycle.Western blot

This study was undertaken to evaluate the antihypertensive effect of stevioside in different strains of hypertensive rats and to observe whether there is difference in blood

This study was undertaken to evaluate the antihypertensive effect of stevioside in different strains of hypertensive rats and to observe whether there is difference in blood

In vitro study demonstrated that the anti-tumor effects of LOR in COLO 205 cells were mediated by causing G(2)/M phase cell growth cycle arrest and caspase 9-mediated

Denizaltı vadileri sığ yerlerden başlayıp 2000-3000 metre derinliğe kadar uzanabilen, çok büyük jeolojik yapılardır... Bülent Gözcelioğlu

Results of numerous laboratory and field experiments had shown, that processed - by - EMW seeds of different varieties of grain-crops (barley, wheat, triticalle), of technical

dilimizdeki “müjde” kelimesinin tam karşılığıdır. Çoğulu da تﺎﻳﺮﺸﺑ gelir.. Bu kelime fiil olarak ailevi münasebet anlamında kullanılmıştır. 71 Allah,