• Sonuç bulunamadı

Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür."

Copied!
54
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ROTA VİRÜS

Rota Enteriti;

Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür.

Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur.

Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir.

Hızla yayılır, salgınlara neden olur.

Birçok çocuk kendi kendine düzelir.

1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı.

Rota virüs nedir ?

Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı.

Rota virüs belirtileri nelerdir ?

Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması, tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs bulaştıktan 3 gün sonra başlar.

Rota virüs gastro enteriti Ateş

Bulantı, Kusma,

Kramp tarzında karın ağrıları,

(2)

Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder.

İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer.

Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma ve ölümle sonuçlanabilir.

Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir?

Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir.

Rota enfeksiyonu kimlerde görülür?

Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol açabilir.

Rota virüs tedavisi

Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz.

Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden hospitalizasyon gerekir.

Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir

Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama, sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir.

(3)

Referanslar :

1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United States, 2000-2009

MMWR. 2009; 58(41):1146-1149

2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and Children Recommendations of the Advisory Committee on Immunization Practices (ACIP)

MMWR. 2009; 58(RR02):1-25

3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J.

2011;30(1 Suppl):S56-60.

4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD.

Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2 Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics.

doi:10.1542/peds.2010-1393.

5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD.

Reduction in Gastroenteritis in United States Children and Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National M e d i c a l C l a i m s D a t a b a s e s . P e d i a t r I n f e c t D i s J . 2010;29(6):489-94

ROMATOİD ARTRİT

RA; Artrit; Romatizma:

Romatoid artrit vücudun kendi eklemlerine saldırması sonucu (otoimmün) ortaya çıkan bir hastalıktır. Eklemlerde ağrı, şişlik, tutukluk, fonksiyon kaybı ile seyreder. Romatoid artrit kronik, ağrılı, eklem fonksiyonunu, yapısını bozan ve ataklar şeklinde seyreden bir hastalıktır. Vücudun her iki yanında da aynı eklemleri tutar. En sık:

(4)

Parmaklar, El bileği, Dirsekler, Omuz,

Çene, Kalça, Diz,

Ayak parmak eklemleri tutulur.

Romatoid artrit neden olur?

Romatoid artrit genetik bir hastalıktır ancak ortaya çıkması çevresel faktörlere bağlıdır. Uygun ortamlarda tetiklenen hastalık sonucu vücut kendi eklem ve iç organlarına saldırmaya başlar. Romatoid artrit in ortaya çıkması birtakım faktörlere bağlıdır.

Genetik faktörler: immün sistemin oluşmasında gerekli bazı genler Romatoid artrit için zemin hazırlar ve çevresel faktörler gerçekleşince hastalık başlar,

İmmün sistemde ortaya çıkan bir defekt Romatoid artrit e yol açar.

Çevresel faktörler, bazı viral ve bakteriyel hastalıklar genetik yatkınlığı olan kişilerde Romatoid artrit i başlatır.

Diğer faktörler: bazı deliller hormonsal faktörlerin de genetik faktörler kadar hastalığın ortaya çıkışını tetiklediğini göstermiş dir.

Romatioid artrit kimlerde görülür?

Ailesinde Romatoid artrit olan kişilerde, Bayanlarda,

Uzun süre sigara içenlerde hastalık daha sık görülür.

Romatoid artrit belirtileri nelerdir?

Romatoid artrit kronik bir hastalıktır. Hastalık eklem kıkırdaklarının iltihabıdır ve en büyük şikayetler:

(5)

Eklem ağrısı ve tutukluk,

Simetriktir her iki tarafta aynı eklemler simetrik olarak tutulur,

En sık sabahları şikayet olur, şikayetler akşama doğru azalır,

Şikayetler bir, bir buçuk saat sürer, Eklemlerde kızarık, şiş ve sıcaktır,

Eklemlerde deformasyon başlar, eklemler yamulmaya başlar,

Hafif ateş ve yorgunluk şikayeti vardır, İştahsızlık olur,

Deri altında küçük nodüller görülür.

Romatoid artrit ilerledikçe hastalık iç organlara da zarar vermeye başlar. Romatoid artrit komplikasyonları en sık:

Kalp,

Akciğerler, Gözler, Deri,

Karaciğer, Böbrekler, Kan,

Sinir sistemi ve

Kan damarlarında görülmeye başlar.

Romatoid artrit erken dönemde kalp hasarına yol açarak ölüme neden olabilir.

Romatoid artrit teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. En az bir eklemde ağrı, şişlik ve ısı artışsı olması, kaç eklemin tutulduğu, şikayetlerin süresi teşhise yardımcı olur. Laboratuar testleri teşhis koydurur:

Kan testleri:

RF: Romatoid Faktör,

CCP: Anti- Citrullinated Protein antikoru ( erken

(6)

dönemde pozitif olur ),

ESR: sedimantasyon hızı (aktif dönemde yükselir), CRP: inflamasyonun şiddetini gösterir.

Röntgen incelemeleri ile teşhis konur.

Romatoid artrit tedavisi:

Romatoid artrit hastalığının kesin tedavisi yoktur. Hastalığın tedavisinde amaç atakları dindirmek ve :

Ağrıyı kesmek,

İnflamasyonu azaltmak, Eklem hasarını durdurmak,

Eklem fonksiyonunu arttırmak tır.

İlaçlar:

Romatoid artrit tedavisinde kullanılan ve inflamasyonu azaltmaya şikayetleri durdurmaya yönelik birçok ilaç vardır:

Anti romatizmal ilaçlar: hastalığı yavaşlatırken dönemde kullanılır ve ileride eklem hasarı gelişmesini önlemeye çalışırlar:

Metotreksat,

Hidroksiklororkin, Sulfosalazin,

Leflunomid, Siklosporin, Penisilamin, Altın,

Minosiklin

İmmüno süpressif ilaçlar: ilk guruptaki ilaçlar başarısız olursa kullanılırlar. İmmün sistemi baskılayan ve immün sitemi baskılayarak kıkırdaklara karşı savaşmasını durdurmaya çalışan ilaçlardır.

Azatioprin, Siklofosfamid, Klorambusil,

Hafif ağrıkesici ve antiinflamatuar ilaçlar ( NSAİ )

(7)

Parasetamol, İbuprofen,

Naproksen ve diğer NSAİ ilaçlar,

Biyolojik modifikatör ilaçlar: vücudun otoimmün cevabını bozarak kıkırdaklar ile savaşmasını durduran ilaçlardır.

Etanercept, İnfliksimab, Adalimumab, Golimumab, Certolizumab,

Steroidler: küçük doz kortizon ilk etapta kullanılır, uzun süre kullanılmazlar. İltihaplı eklem içine kortizon enjeksiyonu uzun süreli rahatlık sağlar.

İstirahat ve egzersiz:

İstirahat eklemdeki inflamasyonu, ağrıyı, şişliği ve fonksiyon kaybını azaltır. Ataklardan sonra egzersiz kas gücü ve eklem kabiliyetini arttırmak için gereklidir. İltihaplı eklemin atele alınması ağrı ve şişliği azaltır, eklem üstündeki yükü alır ve günlük aktiviteye destek olur.

Cerrahi tedavi:

İleri vakalarda eklem replasmanı ve tendon rekonstrüksiyonu eklem fonksiyonunu kurtarmaya yarar.

Yaşam değişiklikleri:

Yaşamda yapılacak küçük değişiklikler inflamasyonu ve eklem hasarını azaltmayı sağlayabilir:

İstirahat ve egzersiz arasında bir denge kurulmalıdır, Gerici egzersizler yapılmalıdır,

Ağır egzersizler yapılmamalı, yarışmalı mücadeleci sporlar yapılmamalıdır,

Sigara içiliyor ise bırakılmalıdır,

Kilo kontrolü çok önemlidir fazla kilolar verilmelidir, Gerekir ise fizik tedavi programına katılmalıdır.

(8)

Romatoid artritten korunma:

Romatoid artrit genetik bir hastalıktır. Genetik olarak hastalığa yatkın olan kişilerde sebebini tam olarak bilmediğimiz çevresel faktörler hastalığı başlatmaktadır.

Hastalıktan korunmanın bilinen bir yolu yoktur.

Romatoid artrit kronik ağrılı bir eklem hastalığıdır, erken teşhis ve tedavi eklemlerin korunmasını, uzun süre ağrısız ve bağımsız yaşamayı sağlayan en önemli faktördür.

Referanslar:

1. American College of Rheumatology http://www.rheumatology.org/

2. The Arthritis Foundation http://www.arthritis.org/

3. Canadian Orthopaedic Association http://www.coa-aco.org/

4. Canadian Rheumatology Association http://www.rheum.ca/

5. DynaMed Editorial Team. Rheumatoid arthritis (RA). EBSCO DynaMed website. at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated September 3, 2010. September 10, 2010.

6. Rheumatoid arthritis. National Institute of Arthritis and M u s c u l o s k e l e t a l a n d S k i n D i s o r d e r s w e b s i t e . a t : http://www.niams.nih.gov/Health_Info/Rheumatic_Disease/default .asp . Published January 1998. Updated May 2004. June 18, 2008.

7. Tanaka E, Saito A, Kamitsuji S, et al. Impact of shoulder, elbow, and knee joint involvement on assessment of rheumatoid arthritis using the American College of Rheumatology Core Data Set. Arthritis Rheum . 2005;53:864-871.

8. Verstappen SM, Bijlsma JW, Verkleij H, et al. Overview of work disability in rheumatoid arthritis patients as observed in cross-sectional and longitudinal surveys. Arthritis Rheum . 2004;51:488-497.

9. 4/16/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance

(9)

http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Zautra AJ, Davis MC, Reich JW, et al. Comparison of cognitive behavioral and mindfulness meditation interventions on adaptation to rheumatoid arthritis for patients with and without history of recurrent depression. J Consult Clin Psychol. 2008;76:408-421.

10. 11/4/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Tumor necrosis factor (TNF) blockers (marketed as Remicade, Enbrel, Humira, Cimzia, and Simponi). US Food and Drug Administration website.

a t :

http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle rtsforHuman

MedicalProducts/ucm175843.htm . Updated August 31, 2009.

November 4, 2009.

11. 12/31/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Anis A, Zhang W, Emery P, et al. The effect of etanercept on work productivity in patients with early active rheumatoid arthritis: results f r o m t h e C O M E T s t u d y . R h e u m a t o l o g y ( O x f o r d ) . 2009;48:1283-1289.

12. 9/10/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Aletaha D, Neogi T, Silman AJ, Funovits J, et al. 2010 rheumatoid arthritis c l a s s i f i c a t i o n c r i t e r i a : a n A m e r i c a n C o l l e g e o f Rheumatology/European League Against Rheumatism collaborative initiative. Ann Rheum Dis. 2010;69(9):1580-1588

REFLÜ

Reflü özefajit;

Reflü mideden yemek borusuna asit kaçması sonucu göğüste yanma

(10)

ve ağrı hissi.

Reflü neden olur?

Yenilen gıdalar yemek borusu ile mideye gider. Yemek borusu ile mide arasında bir kapak bulunur. Bu kapağın zayıfladığı durumlarda midenin asitli içeriği yemek borusuna geri kaçar ve yemek borusunu yakarak şikayetlere neden olur.

Reflü kimlerde görülür?

Reflü herkes de her yaşta olabilir bebekler, çocuklar dahil her yaşta görülebilir, aşağıdaki durumlar reflü görülme şansını arttırır:

Genetik yatkınlık; Ailede olması görülme şansını arttırır,

Aşırı mide asidi varsa,

Helicobacter pylori varlığı, Bazı ilaçlar,

Antikolinerjik ilaçlar,

Kalsiyum blokeri antihipertansifler, Teofilin,

Ağrı kesici ilaçlar, Kinidin,

Tetrasiklin antibiyotik, Demir içeren ilaçlar, Osteoporoz ilaçları, Hormon ilaçları, Yeme alışkanlığı,

Obezite, Gebelik,

Mide fıtığı ( Hiatus hernisi ),

Yemekten kısa süre sonra egzersiz yapmak, Sigara,

Alkol, Çikolata,

Kahve ve kafeinli içecekler, Gazlı içecekler,

(11)

Aşırı yağlı gıdalar,

Refü için önceden yapılmış cerrahi girişimler;

Gastrik reflü cerrahisi, Vagotomi

Astım ve astım ilaçları kullanmak, Peptik ülser,

Bazı Hastalıklar;

Diyabet, Kanser, Silikozis,

Kistik fibrozis,

Nörolojik hastalıklar,

Solunum sistemi rahatsızlıkları, KOAH,

Kronik bronşit, Astım,

Amfizem,

Sindirim sitemi hastalıkları;

Gastrit

Peptik ülser, Duodenal ülser,

Gıda alerjilerinin varlığı reflü gelişme şansını arttırır.

Reflü belirtileri nelerdir?

Reflü şikayetleri özellikler aşırı yemek, yağlı yemek, yemekten sonra egzersiz yapmak yada yatmak sonucu ortaya çıkar.

Küçük çocuklarda uykudan öksürükle kalkma, öğürme, kusma şikayetleri olabilir.

Şikayetler birkaç dakika yada saat sürebilir.

Şikayetlerin şiddeti ve süresi yutak borusundaki asit yanığının boyuna ve derinliğine bağlıdır.

M i d e i l e y u t a k b o r u s u a r a s ı n d a k i k a s gevşekliğinin derecesi,

Mideden yemek borusuna kaçan asit miktarı,

(12)

Ağızdan mideye akan ve asidi nötralize eden tükürüğün miktarı yanığın boyunu ve derinliğini belirler.

Reflüde en sık görülen şikayetler:

Göğüsten başlayıp boğaza doğru yayılan yanma tarzında ağrı ( kalp ağrıları ile çok karışır),

Ağrı öne eğilmekle, Yatmakla,

Egzersizle,

Ağır kaldırmakla artar, Yemeklerin ağza gelmesi,

Ağızda, boğazda acı, ekşi tat olmasıdır.

Ayrıca bu ana şikayetlere ek olarak bazı hastalarda:

Boğaz ağrısı,

Boğukluk, seste kabalaşma, Kronik öksürük,

Boğazda düğümlenme hissi, Astım,

Boğulma hissi ile uyanma şikayetleri görülür.

Reflü kronik şekilde devam ederse yutak borusunda ülserler oluşur ( özefagus ülserleri ). Özofagus ülserleri var ise

Özefagus kanamaları, Yutma güçlüğü,

Kanlı kusma,

Dışkıda siyahlaşma,

Yemek borusunda yanık izleri ve Baret Özefagus denilen kanser başlangıcı,

Dişlerde asit yanıkları görülür.

Reflü teşhisi nasıl konur?

Reflü şikayetleri kalp ağrıları ile karışır. Her atakta bu iki ağrıyı birbirinden ayırmak gerekir. Reflü teşhisinde:

(13)

Baryumlu mide filmi,

24 saatlik yemek borusu asit takibi, Mide yemek borusu kapak basınç testi, Endoskopi,

Biyopsi gerekebilir.

Reflü tedavisi :

T e d a v i n i n a m a c ı r e f l ü y e b a ğ l ı a ğ r ı a t a k l a r ı n ı v e komplikasyonları önlemektir. Bu nedenle;

Mide asidinin yemek borusuna kaçmasını azaltmak, Mide asit salgısını azaltmak için tedavi planlanır.

1- Hayat tarzı değişiklikleri:

a. Yemek listesi tutmak

i. Hangi yemeklerin ve gıdaların sizde şikayete neden olduğunu yazmanız tedaviyi çok kolaylaştırır.

b. En sık reflü sebebi gıdalardan uzak durmak i. Aşırı yağlı gıdalar,

ii. Kızartmalar,

iii. Baharatlı gıdalar, iv. Soğan ve sarımsak, v. Çikolata,

vi. Mentol,

vii. Turunçgiller, viii. Domates,

ix. Biberler ( acı ve tatlı tüm biberler reflu şikayetini arttırırlar),

x. Alkol,

xi. Kahve ve kafeinli içecekler, xii. Karbonatlı, gazlı içecekler, c. Küçük porsiyonlarda yemek,

d. Yemek ile yatmak arasında en az 2- 3 saat olmalıdır,

e. Kilo vermek,

f. Sigarayı bırakmak,

(14)

g. Aşırı sıkı giysiler kullanmamak, h. 2 yastıkta yatmak

Reflü şikayetlerini kontrol altına almak için yapılabilecek hayat tarzı değişiklikleridir.

2- İlaçlar

a. Asit salgısını azaltan ilaçlar, b. Fazla asidi nötralize eden ilaçlar, c. Mide ve yemek borusunu koruyan ilaçlar,

d. Mide yemek borusu arsındaki kas sıkılığını arttıran ilaçlar, reflü tedavisinde kullanılır.

3- Cerrahi Prosedürler: hayat tarzı değişiklikleri ve ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi prosedürlere baş vurulabilir.

a. Var ise mide fıtığının düzeltilmesi,

b. Funduplikasyon ile midede kapak yapılması c e r r a h i o l a r a k b a ş v u r u l a b i l e c e k t e d a v i yöntemleridir.

Reflüden korunmak için neler yapmalı?

Basit hayat tarzı değişiklikleri ile reflü nün ortaya çıkışını durdurmak ve korunmak mümkündür.

Aşırır yemekten kaçınmak,

Yemekten sonra 2- 3 saat oturur pozisyonda kalmak, Sıkı giysiler kullanmamak,

2 yastıkta yatmak, Sigara içmemek,

Alkol, kafein ve gazlı içecekler içmemek, Sizde şikayet yapan gıdalardan uzak durmak,

Yemekten sonra 20 – 30 dakika şekersiz çiklet çiğnemek, Kilo almamak,

Stresinizi azaltmak reflü gelişimini engeller.

Referanslar:

(15)

1- Alan R. Causes of gastroesophageal reflux disease (GERD)/heartburn. EBSCO Health Library website. Available at:

http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.

Updated February 2007. July 1, 2008.

2- Alan R. Gastroesophageal reflux disease (GERD)/heartburn.

E B S C O H e a l t h L i b r a r y w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.

Updated February 2007. July 1, 2008.

3- American Gastroenterological Association website. Available at: http://www.gastro.org.

4- Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy 2001 . 53rd ed.

Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001.

5- EsophyX receives FDA clearance for performing transoral incisionless fundoplication surgery. Medical News Today w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.medicalnewstoday.com/articles/83410.php. Published September 24, 2007. August 19, 2009.

6- Gastroesophageal reflux disease (GERD). EBSCO DynaMed w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated March 04, 2011. March 10, 2011.

7- Heartburn: hints on dealing with the discomfort. American Academy of Family Physicians website. Available at:

http://www.familydoctor.org . Updated April 2008. July 1, 2008.

8 - H e a r t b u r n , g a s t r o e s o p h a g e a l r e f l u x ( G E R ) , a n d gastroesophageal reflux disease (GERD). National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: http://digestive.niddk.nih.gov/ddiseases/pubs/gerd/ . Updated May 2007. July 1, 2008.

9- Transoral incisionless fundoplication with EsophyX.

E n d o g a s t r i c S o l u t i o n s w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.endogastricsolutions.com/esophyx_for-pt.htm . August 19, 2009.

11- Understanding GERD. American College of Gastroenterology w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.acg.gi.org/patients/gerd/word.asp . Published 2006.

(16)

July 1, 2008.

12- 9/30/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Jacobson BC, Moy B, Colditz GA, Fuchs CS. Postmenopausal hormone use and symptoms of gastroesophageal reflux. Arch Intern Med.

2008;168:1798-1804.

13- 3/1/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Maalox Total Relief and Maalox liquid products: medication use errors. US Food and Drug Administration website. Available at:

http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle rtsforHumanMedicalProducts/ucm200672.htm . Published February 17, 2010. March 2, 2010.

PROLAKTİNOMA

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu çok artar, birçok organın fonksiyonu bozulur. Prolaktinoma hipofiz bezi tümörlerinin en sık görülenidir. Hipofiz adenomlarının çoğu iyi huyludur ve kanserleşmez.

Prolaktinoma 40 yaş altı kadınlarda sık görülür. Genellikle tümörün büyüklüğü 1 cm altındadır ve büyümez. Erkeklerde çok nadirdir. Erkeklerde görülen prolaktinoma lar daha ileri yaşlarda ortaya çıkar, büyük olur ve şikayete sebep olmadan büyümeye devam ederler.

(17)

Prolaktinoma belirtileri nelerdir?

Kadınlarda görülen şikayetler:

Normal dışı zamanda göğüsten süt gelmesi (Galaktore), Göğüslerde hassasiyet,

Cinsel isteksizlik, Baş ağrısı,

Kısırlık,

Adet kesilmesi ve düzensizliği, Görme bozuklukları.

Erkeklerde görülen şikayetler:

Cinsel isteksizlik,

Göğüslerde büyüme ( jinekomasti ), Baş ağrısı,

Sertleşme zorluğu, Kısırlık,

Görme bozuklukları.

Hipofiz bezi beynin ortasında yer alan ve 1 cm çapında olan bir hormon bezidir. Beyinden aldığı görevler ile hormon salgılayarak bütün vücuttaki hormon bezlerini kontrol eder.

Bir orkestra şefi gibi çalışan hipofiz bezi küçük olmasına rağmen birçok hormon salgılar. Prolaktin hipofiz bezinin salgıladığı hormonlardan sadece bir tanesidir ve gebelikten sonra meme dokusunun gelişmesini ve süt üretimini sağlar.

beyin içinde yer alan hipofiz bezi göz sinirlerinin hemen altında bulunur. Büyümüş bir hipofiz tümörü beyin dokusuna baskı yapar ve şu şikayetlere neden olur:

Baş ağrısı, Uykuya meyil, Burun akıntısı, Bulantı, kusma, Koku alma zorluğu, Görme bozuklukları,

Çift görme,

(18)

Göz kapaklarında düşme, Görmede kısmi kör bölümler,

Özellikle erkeklerde ortaya çıkan prolaktinomalarda çok az şikayet olur.

Prolaktinoma Teşhisi:

Hastanın şikayetleri ve klinik muayene teşhise yardımcıdır.

Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Prolaktinoma düşünülen hastadan aşağıdaki testler istenir:

PROLAKTİN, TESTOSTERON, DHEA- S, FSH, LH,

ESTROJEN, PROGESTERON

Prolaktin hamilelikte ve doğum sonrasında yükselir. Normalde kadın ve erkeklerde kanda çok az miktarda bulunur. Gün içinde artıp azalır en yüksek olduğu saat sabah saatleridir. En uygunu sabah uyandıktan kısa süre sonra almaktır. Yüksek prolaktin seviyesi prolaktinoma varlığını düşündürür.

Erkeklerde Prolaktin artışı ile birlikte Testosteron miktarının da düştüğü görülür. MR ve Tomografi ile tümörün gösterilmesi teşhis koydurur. Prolaktinoma dışında aşağıdaki hastalıklar ve ilaçlar da prolaktin seviyesini arttırır:

Anoreksiya nervosa,

Polikistik over sendromu, Hipotalamus hastalıkları,

Tiroid hastalıkları ( hipotiroidi), Böbrek hastalıkları,

Diğer hipofiz tümörleri, İlaçlar;

Estrojen,

Antidepresan ilaçlar,

(19)

Opiat, amfetamin,

Hipertansiyon ilaçları,

Mide ilaçları prokaltin seviyesini arttırır.

Prolaktinoma tedavisi:

Tüm prolaktinoma vakaları tedavi edilmez. Bazı vakaların tedaviye ihtiyacı olmaz. İlaç ile prolaktinoma adenomları başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Tümörün görmeyi bozduğu durumlarda ve etrafa bastırarak şikayetlere neden olması durumunda cerrahi olarak çıkarılması önerilir.

Kadınlarda tedavi ile prolaktinomanın neden olduğu:

Kısırlık

Adet kesilmesi ve düzensiz adet görme, Cinsel isteksizlik,

Normal dışı süt salgısı ve

Baskı nedeniyle ortaya çıka baş ağrısı şikayetleri başarılı bir şekilde tedavi edilir.

Erkeklerde tedavi ile prolaktinomanın neden olduğu : Cinsel isteksizlik,

Sertleşme güçlüğü, Kısırlık ve

Baskı nedeniyle ortaya çıkan baş ağrısı şikayetleri başarılı bir şekilde tedavi edilir.

Büyük prolaktinomalar görme problemine yol açabilirler bu nedenle cerrahi olarak alınmaları önerilir.

Prolaktinoma tedavisinde Bromokriptin ve Cabergolin kullanılmaktadır. Bu ilaçların hayat boyu alınması gerekir.

İlaçların kesilmesi adenomun tekrar büyümesine ve hormon salgılamasına yol açar. Prolaktinoma büyüdükçe ilaçla tedavisi zorlaşır. İlaçların her ikisi de baş dönmesi ve bulantı yapar.

bromokriptin tedavisi cerrahi olarak alınan adenomun tekrarlamasını önler. Eğer cerrahi olarak adenomun alınması gerekirse bu işlemin bromokriptin tedavisinin ilk 6 ayı içinde

(20)

yapılması önerilir. Tedaviye cevap kan prolaktin seviyesi ile yakından izlenmelidir.

İlaç ve cerrahi sonrası tekrarlayan vakalarda ise ışın tedavisi veya gamma knife ile tedavi önerilir.

Prolaktinoma tehlikeli bir hastalık mıdır?

Prolaktinoma tedaviye rağmen büyüyebilir yada cerrahiden sonra yeniden ortaya çıkabilir. Tekrar ortaya çıka adenom hızla büyür ise aynı şikayetlere neden olur. Tümör içine kanama ani ortaya çıkan baskı şikayetlerine neden olur. Körlük, çift görme, şiddetli baş ağrısı ortaya çıkar

Referanslar:

1. Melmed S, Kleinberg D. Anterior pituitary. In: Kronenberg HM, Melmed S, Polonsky KS, Larsen PR, eds. Williams Textbook of Endocrinology. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier;

2008:chap 8.

2. Prolactinoma. National Institute of Diabetes and Digestive

a n d K i d n e y D i s e a s e s .

http://endocrine.niddk.nih.gov/pubs/prolact/prolact.htm Accessed Jan. 7, 2010.

3. Schelchte JA. Prolactinoma. New England Journal of Medicine. 200;349:2035.

4. Mancini T, et al. Hyperprolactemia and prolactinomas.

Endocrinology Metabolism Clinics of North America. 2008;37:67.

5. Melmed S, et al. Disorders of the anterior pituitary and hypothalamus. In: Fauci AS, et al. Harrisons Principles of Internal Medicine. 17th ed. New York, N.Y.: McGraw-Hill

M e d i c a l ; 2 0 0 8 .

http://www.accessmedicine.com/content.aspx?aID=2876725 Accessed Jan. 7, 2010. 6. Nippoldt TB (expert opinion). Mayo Clinic, Rochester, Minn. Jan. 20, 2010

(21)

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

Polikistik Over Hastalığı; PCOS; Stein Leventhal Sendromu; Polifolliküler Over; Hiperandrojenik Anovulasyon;

Polikistik over sendromu kronik endokrin bir hastalıktır, kadınlarda görülür, karakteristik olarak hastalarda erkeklik hormonları yüksektir (androjenler),

Kısırlık vardır, Obezite vardır,

İnsülin direnci vardır,

Yüz ve vücutta kıllanma artışı olur,

Anovülasyon olur (overlerden olgunlaşmış yumurta salınamaz).

Overler yumurtayı tutan ve olgunlaştıran folliküller yapar, olgunlaşan yumurtayı daha sonra döllenmek üzere dışarı salarlar daha sonra follikül ortadan kaybolur. Polikistik over sendromunda overler follikülleri yapar ancak ya yumurta olgunlaşamaz yada dışarı salınamaz. İşini bitiremeyen follikül ise kistleşir ( içi sıvı dolar ). Polikistik over sendromu hastaların overlerinde birçok kist görülür. Overlerde kist gelişmesinin tek sebebi polikistik over hastalığı değildir, birçok hastalık overlerde kist gelişmesine neden olabilir.

Polikistik over sendromu bu hastalıklar içinde en sık görülenlerden birisidir.

Polikistik over neden olur?

Polikistik over sendromunun gerçek sebebi bilinmemektedir.

Genetik yapı ve genetik meyil olduğu düşünülmektedir. İnsülin direncinin hastalıkta rol oynadığına dair bulgular vardır.

(22)

Fazla İnsülin overlerden fazla androjen üretilmesine bununda o v ü l a s y o n a e n g e l o l u p k i s t l e ş m e y e n e d e n o l d u ğ u düşünülmektedir.

Polikistik over kimlerde görülür?

Polikistik over sendromu gelişmesi aşağıdaki durumlarda yükselir:

Obezite varlığında,

Sedanter ( hareketsiz ) yaşam tarzında, Ailede polikistik over hastası var ise,

Polikistik over gelişme şansı yüksektir. Hastalık genellikle 15 – 30 yaş arasında başlar.

Polikistik over belirtileri nelerdir?

Polikistik over hastalığı aşağıdaki şikayetlere neden olur:

Adet düzensizliği yada adet yokluğu, Kısırlık,

Yüz ve vücutta kıllanma, Kilo alma,

Obezite, Akne,

Koltuk altı, kasık ve ensede cilt koyulaşması, Nadiren seste boğukluk,

Nadiren temporal bölgede saç dökülmesi ( erkek tipi saç dökülmesi ) görülür.

Bu şikayetler sadece polikistik over hastalığına özgü şikayetler değildir, birçok sebebe bağlı olabilir.

Polikistik over hastalarında aşağıdaki hastalıklar da sık görülür:

Tip 2 diyabet ( İnsülin direncine bağlı olarak ortaya çıkar. Diyabet den önce metabolik sendrom gelişir),

Hiperlipidemi ( kan yağları ve kolesterolün artması), Uterus iç tabakasının kalınlaşması ( endometriyel

(23)

hiperplazi: kanserojen bir durumdur), Endometriyel kanser,

Hipertansiyon, Kalp hastalıkları,

Metabolik sendrom ( Obezite + İnsülin direnci+ yüksek tansiyon + hiperlipidemi ve pıhtılaşma hastalıkları kombinasyonuna metabolik sendrom denir).

Polikistik over teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve fizik muayene teşhise yardımcı olur.

Adet düzensizliklerinin detaylı olarak doktora anlatılması gerekir. Ultrason incelemesinde polikistik görünün önemlidir.

Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Polikistik over şüphesinde aşağıdaki testlerin yapılması gerekir:

Total testosteron, Serbest testosteron, DHEA-S,

Prolaktin,

Tiroid fonksiyon testleri;

T3, T4, FT3, FT4, TSH,

Açlık kan şekeri,

Açlık İnsülin seviyesi, OGTT,

Lipit profili, HOMA – IR

Polikistik over tedavisi:

Polikistik over tedavisi gebelik isteyip istememeye göre farklılık gösterir. Tedavide ana amaç hastalığa eşlik eden İnsülin direnci ile mücadele etmektir. Tedavinin ana noktaları şunlardır:

Şikayetlerin azaltılması, Kilo vermek,

(24)

Egzersiz,

İnsülin rezistansı, glikoz intoleransı ve metabolik sendrom ile mücadele

Oral anti diyabetiklerin kullanılması Metformin,

Glukofaj vb,

Oral kontraseptif kullanımı ( adet düzensizlikleri için ),

Ovülasyon indüklemesi ( gebelik için ), Komplikasyonların izlenmesi,

Anti androjen ilaçlar.

Polikistik over sendromu tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri:

Kolesterol ve hiperlipidemi seviyesini düşürmek, tip 2 diyabet gelişimini durdurmak, hipretansiyon gelişimini ve kalp problemlerini engellemek amacıyla polikistik over hastalarının yaşam tarzlarına dikkat etmeleri gereklidir. Özellikle

Diyabet, kolesterol ve yüksek tansiyon açından düzenli Check – Up ve kontrol,

Düzenli egzersiz, Düşük yağlı diyet,

İdeal kiloyu sağlamak bu hastalıkların ortaya çıkışını ve kontrolünü sağlamak açısından önemlidir.

Polikistik overde hormon tedavisi:

Doğum kontrol hapları adet düzensizliklerini ortadan kaldırır ve uterus epitelinin düzenli yenilenmesini sağlayarak kanser gelişme riskini azaltır. Doğum kontrol hapları aynı zamanda aşırı kıllanmayı azaltır, androjeni baskılayarak akne gelişimini engeller. Progestin gibi diğer hormonlarda adet düzensizlikleri için kullanılabilirler. Gebe kalmak isteniyor ise hormonlar ile ovülasyon indüklemesi yapılabilir.

(25)

Polikistik overden korunma:

10 lu yaşlardan itibaren ailede polikistik over şikayeti olan, obezite ye meyilli olan, adet düzensizliği olan çocukların dikkatle izlenmesi gerekir. Bu çocuklarda kilo alımının engellenmesi, düzenli egzersiz, diyet ve erken teşhis ile polikistik over ve buna bağlı şikayetlerin engellenmesi, azaltılması mümkündür.

Referanslar:

1. The American Congress of Obstetricians and Gynecologists http://www.acog.org/

2. The International Council on Infertility Information Dissemination, Inc.

http://www.inciid.org/

3. Polycystic Ovarian Syndrome Association http://www.pcosupport.org/

4. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada http://www.sogc.org/

5. Womens Health Matters

http://www.womenshealthmatters.ca/

6. American College of Obstetrics and Gynecologists. American College of Obstetrics and Gynecologists website. Available at:

http://www.acog.org . Accessed June 15, 2008.

7. American College of Obstetricians and Gynecologists Practice Bulletin: polycystic ovary syndrome. Obstet Gynecol . 2002;100:1389-1402.

8. The American Fertility Association. The American Fertility Association website. Available at: http://www.theafa.org/ . Accessed June 15, 2008.

9. Baillargeon JP. Use of insulin sensitizers in polycystic ovarian syndrome. Curr Opin Invetig Drugs . 2005:6:1012-1022.

10. Dambro MR, Griffith HW. Griffiths 5-Minute Clinical Consult . 1999 ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams &

Wilkins; 1999.

11. The InterNational Council on Infertility Information Dissemination. The International Council on Infertility

(26)

I n f o r m a t i o n D i s s e m i n a t i o n w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.inciid.org . Accessed June 15, 2008.

12. Polycystic ovary syndrome. American Academy of Family P h y s i c i a n s w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://familydoctor.org/online/famdocen/home/women/reproductiv e/gynecologic/620.html . Published September 2000. Updated June 2005. Accessed June 15, 2008.

13. Polycystic Ovarian Syndrome Association. Polycystic Ovarian Syndrome Association website. Available at:

http://www.pcosupport.org . Accessed June 15, 2008.

14. Stadmauer L, Oehninger S. Management of infertility in women with polycystic ovary syndrome: a practical guide. Treat Endocrinology . 2005;4:279-292.

15. Stout DL, Fugate SE. Thiazolidinediones for treatment of polycystic ovary syndrome. Pharmacotherapy . 2005;25:244-252.

16. Vibikova J, Cibula D. Combined oral contraceptives in the treatment of polycystic ovary syndrome. Hum Reprod Update . 2005;11: 277-29

PNÖMONİ

Zatürre; Bronkopnemoni; Toplumdan kazanılmış pnemoni;

Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır.

Neden Zatüre Oluruz?

Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır:

(27)

1. BAKTERİLER: bakteriler tarafından oluşan akciğer iltihaplarıdır en sık:

Streptococcus pneumonia, Haemophilus influensa

Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur, 2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur,

3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur en sık:

Chlamidya, Mycoplasma,

Legionella ile meydana gelir.

Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni olabilir.

Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır:

1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara bağlıdır.

2- Nozokomiyal pnemoniler: hastane ortamından bulaşan mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir.

3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür.

Pnemoni kimlerde olur?

Aşağıdaki faktörler akciğer enfeksiyonu oluşma şansını arttırır:

65 yaş üstü,

Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben, KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise, Kalp Yetmezliği var ise,

(28)

Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu ve pnemoni gelişme şansı yüksektir)

İmmün sistem zayıf ise, Beslenme bozukluğu var ise, Hamilelik,

Bebek ve küçük çocuklar, Aşırı alkol tüketimi, Uyuşturucu kullanımı, Sigara,

Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak,

Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını arttırır.

Pnemoni belirtileri nelerdir?

Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık gösterir:

Zatüre teşhisi:

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur.

Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır:

Akciğer filmi, Kan sayımı, CRP,

Sedimantasyon, Balgam kültürü, Gerek olursa

Arter kan gazı, Bronkoskopi,

Akciğer tomografisi de istenir.

Pnemoni tedavisi:

Pnemoni çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğer

(29)

enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir.

Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler k u l l a n ı l ı r a n c a k v i r a l p n e m o n i l e r i n t e d a v i s i n d e antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir.

Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye yatırılması gerekebilir.

Pnemoniden korunma:

Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır.

Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur.

Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle önerilmektedir.

Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok yükselmektedir.

PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı,

PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır.

Ayrıca pnemoniden korunmak için : Sigaradan uzak durmak,

Sigara içilen alanlardan uzak durmak,

Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri düzenli şekilde yıkamak,

Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak,

(30)

Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak durmak,

Dengeli beslenmek,

Diyabet var ise sıkı kontrol etmek, Yeterince istirahat etmek,

Egzersiz yapmak zatürreden korunmak için önemli adımlardır.

Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır

Referanslar:

1- American Academy of Family Physicians http://www.familydoctor.org/

2- American Lung Association http://www.lungusa.org/

3- The Canadian Lung Association http://www.lung.ca/

4- Health Canada

http://www.hc-sc.gc.ca/

5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21;

[Epub ahead of print].

6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH:

McGraw-Hill; 2008.

7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003.

8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H, Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in non- immunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351.

9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am.

2001;85:1545-1563. Review.

10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.

(31)

Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011.

11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired p n e u m o n i a i n p a t i e n t a n d o u t p a t i e n t . C h e s t . 2 0 0 7 April;4:1205-15.

12- Niederman MS. Review of treatment guidelines for community-acquired pneumonia. Am J Med. 2004;117:Suppl 3A:51S-57S. Review.

13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H, Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia.

Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532.

14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978.

Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea and pneumonia by zinc supplementation in children in developing countries: pooled analysis of randomized controlled trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr.

1999;135(6):689-697.

Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3 years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ.

2002;324(7350):1358.

Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in children younger than 2 years in an urban, low-income population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet.

2005;366(9490):999-1004

(32)

ORTA KULAK İLTİHABI

Otit; Otitis Media; Akut Otit; Middle Ear Infection

Orta kulak: kulak zarı ile iç kulak arasında kalan zar ile kaplı kısımdır. Orta kulağın iltihabi hastalığına otitis media da denir. Orta kulak bir kanal ile boğaza açılır ( östaki borusu). Orta kulak iltihapları bakteri ve virüsler ile gelişir. En sık görülen organizmalar:

Streptococcus pneumoniae ( Pnemokok en sık görülen mikroorganizmadır),

Haemophilus influenzae,

Moraxella (Branhamella) catarrhalis,

Streptococcus pyogenes. En sık görülen organizmalardır.

Aşağıdaki durumlar orta kulak iltihaplarına zemin hazırlar:

Yeni geçirilmiş gribal hastalıklar ( soğuk algınlığı, nezle, grip),

Yeni geçirilmiş sinüzit, Boğaz iltihapları ve anjin, Bebek ve çocuklar,

Kış ayları ve soğuk havalar, Bakım evlerinde kalan çocuklar, Bebek maması ile beslenen çocuklar,

Östaki borusunda anormalliğe sebep olan hastalıklar;

Yarık damak, Down sendromu,

Solunum ve gıda alerjileri, Reflü hastalığı,

Gebelikte aşırı alkol kullanan kadınların çocukları, Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak iltihapları sık görülür.

(33)

Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir?

Kulak ağrısı

Bebekler ve küçük çocuklarda Ağlama,

Huzursuzluk,

Kulağı tutmak, çekmek,

Elini yüzün o tarafına koymak gibi bulgular görülür,

Ateş,

Huzursuzluk, Uykusuzluk,

Duyma kaybı ( sıvı birikiminden dolayı geçici olabilir),

İştahsızlık, Kulak akıntısı,

Yürüme güçlüğü olabilir.

Orta kulak iltihabı teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Orta kulak zarının sıvı ile şişmiş olduğu görülür. Bu sıvının boşaltılması için bir tüp konması iyileşmeyi hızlandırır. Timpanosentez bu sıvının boşaltılması işlemidir.

Bu sırada önek alınıp incelenebilir. Ayrıca aşağıdaki laboratuvar testleri tanıya yardım eder:

Hemogram, ASO,

CRP,

Sedimentasyon,

Timpanostentez mayisinden kültür yapılması tanıya destek olur.

Ayrıca işitme testlerinin yapılması da gerekebilir.

Ortakulak iltihaplarının tedavisi:

B a k t e r i y e l o r t a k u l a k i l t i h a p l a r ı n ı n t e d a v i s i n d e

(34)

antibiyotikler kullanılır. Verilen antibiyotiklerin zamanında ve tam olarak kullanılması tedavinin başarısında önemlidir.

Orta kulakta birikim var ise bunun timpano sentez ile boşaltılması ve gerekirse tekrarının önlenmesi amacıyla timpanostomi tüpü konulması tedavide önemlidir.

Viral orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler etkili olmazlar. Orta kulak iltihapları tedavi ile 2-3 günde düzelir, hastanın şikayetleri geriler. Tedavide ağrı kesiciler, ödem çözücü dekonjesan ilaçlar da kullanılır. Küçük çocuklarda karaciğer hasarı yaptığından viral enfeksiyonların tedavisinde aspirin kullanılmamalıdır. Ağrı kesici kulak damlaları şikayetleri azaltır.

Aşağıdaki önlemler orta kulak iltihaplarından korunmada önemlidir:

Sigara dumanından uzak durmak, En az 6 ay anne sütü vermek, Çocuğa emzik vermemek,

Biberonla beslenen bebeğin mümkün olduğunca oturur vaziyette beslenmesi,

Alerji testlerinin yapılması ve alerjenlerden korunması,

Reflu var ise tedavisi,

El yıkama alışkanlığının kazandırılması, Çocukluk aşılarının tamamlanması,

Pnemokok aşısının yapılması, Yıllık grip aşısının yapılması,

Gereksiz antibiyotik kullanılmaması,

Gerektiği zaman timpanostomi tüpü kullanılması orta kulak enfeksiyonlarının gelişimini engeller.

Referanslar:

1. American Academy of Otolaryngology, Head and Neck Surgery http://www.entnet.org

2. National Institute on Deafness and Other Communication Disorders

http://www.nidcd.nih.gov

(35)

3. Caring for Kids

http://www.caringforkids.cps.ca/

4. Health Canada

http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html

5. Acute otitis media. EBSCO DynaMed website. Available at:

http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008.

Accessed July 28, 2008.

6. Behrmann R, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders; 2000.

7. Griffith HW. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult . Baltimore, MD: Williams & Wilkins; 1999.

8. Hurst DS, Amin K, Seveus L, Venge P. Evidence of mast cell activity in the middle ears of children with otitis media with effusion. Laryngoscope . 1999;109:471-477.

9. Otitis media (ear infection). National Institute on Deafness and Other Communication Disorders website. Available at: http://www.nidcd.nih.gov/ . Published July 2003. Accessed July 29, 2008.

10. Phillips BL. Otitis media, milk allergy, and folk medicine. Pediatrics .1972;50:346.

11. Side Effects. Antibiotics. Side Effects website. Available at: http://side-effects.org/antibiotics . Accessed November 30, 2010.

12. 10/12/2006 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Spiro DM, Tay KY, Arnold DH, Dziura JD, Baker MD, Shapiro ED. Wait-and-see prescription for the treatment of acute otitis media: a randomized controlled trial. JAMA . 2006;296:1235-1241.

13. 9/23/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coleman C, Moore M. Decongestants and antihistamines for acute otitis media in children. Cochrane Database of Systematic Reviews.

2008(3). CD001727. DOI: 10.1002/14651858.CD001727.pub4.

14. 6/5/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Foxlee R, Johansson A, Wejfalk J, Dawkins J, Dooley L, Del Mar C.

Topical analgesia for acute otitis media. Cochrane Database

(36)

Syst Rev. 2009;(2):CD005657.

15. 7/21/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Pavia M, Bianco A, Nobile CG, Marinelli P, Angelillo IF. Efficacy of pneumococcal vaccination in children younger than 24 months: a meta- analysis. Pediatrics. 2009;123:e1103-1110.

16. 11/30/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coker TR, Chan LS, Newberry SJ, et al. Diagnosis, microbial epidemiology, and antibiotic treatment of acute otitis media in children: a systematic review. JAMA. 2010;304(19):2161-2169.

OTOİMMÜN HASTALIKLAR

Autoimmune disorders

Otoimmün hastalıklar vücudun kendi dokusuna saldırması sonucu ortaya çıkan hastalıklardır. 80 den fazla otoimmün hastalık vardır.

Otoimmün hastalıkların sebebi, sıklığı, risk faktörleri:

Normal immün sistem vücudu yabancı maddelerden, mikroplardan korumak amacıyla antikor denilen silahları yapar. Bu silahları lökositler aracılığıyla üretir ve kullanır. Antikorlar bakteriler, virüsler, toksik maddeler, kanser hücreleri, diğer cins canlı dokularına karşı üretilir. İmmün sistem tarafından üretilen antikorlar yabancı maddeleri ortadan kaldırır, onları zararsız hale getirir.

Otoimmün hastalıklarda immün sistem normal doku ile zararlı olanlar arasına ayrım yapamaz ve kendi dokusuna savaş açar, antikor üretir, dokusuna zarar verir, hastalığa sebep olur. Bu

(37)

hastalıklara otoimmün hastalıklar denir.

Bu hiper sensitivite reaksiyonları alerjik reaksiyonlara benzer. Alerjik reaksiyonlarda vücut dışarıdan gelen ve görmemesi gereken maddeye aşırı reaksiyon verir. Otoimmün hastalıklarda da vücut görmemesi gereken kendi dokusuna aşırı reaksiyon vererek hastalığa yol açar.

Vücudun kendi dokusuna reaksiyon vermesini neyin başlattığı tam olarak bilinmemektedir. Bir teoriye göre bazı viral bakteriyel enfeksiyonlar otoimmün hastalıkları başlatmaktadır.

Bazı ilaçların hastalığı başlattığı da ileri sürülmüştür.

Otoimmün hastalıklar:

Birtakım dokulara savaş açarak vücutta o dokuların bulunduğu yerlerde iltihaplanmalara yol açar,

Bazı organların aşırı büyümesine yol açabilir, Organ fonksiyonunu ve çalışmasını bozabilir.

Otoimmün hastalıklar bir veya daha fazla organ ve sistemi tutabilir. Otoimmün hastalıklardan en çok etkilenen dokular:

Damarlar,

Konnektif dokular ( destek dokuları), Endokrin bezler;

Tiroid bezi, Pankreas, Eklemler,

Kaslar,

Kan hücreleri, Deri dir.

Bazı hastalarda aynı anda biden fazla otoimmün hastalık görülür. En sık görülen otoimmün hastalıklar:

Addison hastalığı ( böbrek üstü bezi yetmezliği), Celiak hastalığı ( Çölyak ),

Dermatomyozit,

Graves hastalığı (hipotiroidi), Hasimoto hastalığı ( hipertiroidi),

(38)

Multipl skleroz, Myastenia gravis, Pernisiyöz anemi, Reaktif artrit, Romatoid artrit, Sjogren sendromu,

Sistemik lupus eritematozus, Tip I diyabet.

Otoimmün hastalıkların belirtileri nelerdir?

Hastalığın çeşidine göre şikayetler farklılaşır. Genel olarak bütün otoimmün hastalıklarda

Halsizlik, Yorgunluk, Çabuk yorulma, Ateş,

Genel hastalık hali görülür.

Otoimmün hastalıklar nasıl teşhis edilir?

Hasta şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur.

Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur.

Otoimmün hastalık şüphesinde aşağıdaki laboratuar testler istenir:

Anti Nükleer Antikor testleri ( ANA paneli ), Otoantikor testleri, ENA profili

Tam kan sayımı, CRP,

Sedimantasyon.

Otoimmün hastalıkların tedavisi:

Otoimmün hastalıkların tedavisinde amaç:

Şikayetlerin giderilmesi,

Otoimmün reaksiyonun dindirilmesi,

Vücut direncinin arttırılması hedeflenir.

(39)

Hastalığa ve şikayetlere yönelik tedavi planlanır.

Eksikliklerin yerine konması gerekir, tiroid hastalıklarında tiroid hormonu, diyabette insülin, vit B12 vb. kan tablosunu bozan otoimmün hastalıklar kan nakli gerektirebilir.

Kas eklem kemik hastalıklarına neden olan otoimmün hastalıklarda fizik tedavi gerekebilir.

Otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar immün sistemi baskılamaya, reaksiyonu durdurmaya yönelik ilaçlardır.

Bu ilaçlara immün süpresif ilaçlar denir ve vücudun savunmasını da bozarlar. Bu amaçla en çok kullanılan ilaçlar kortizonlu ilaçlardır ( kortikosteroid ilaçlar ).

Otoimmün hastalıklar tehlikeli midir?

Otoimmün hastalıklar kendi kendine geçen geçici hastalıklar değillerdir. Birçok otoimmün hastalık kronik tir. Tedavi ile kaybolmaz kontrol altına alınırlar. Şikayetler zaman zaman alevlenebilir. Şikayetlerin artmaya başladığı alevlenme dönemleri vardır.

Otoimmün hastalığın çeşidine göre komplikasyonlar ortaya çıkar. Hem hastalık hem de tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar komplikasyon ayol açabilir. Özellikle immün süpresif ilaçların neden olduğu enfeksiyonların tedavisi zor olabilir.

Otoimmün hastalıkları başlatan sebepler tam olarak bilinmemektedir. Hastalıklardan bilinen bir korunma yöntemi yoktur.

Referanslar:

1. Goronzy JJ, Weyand CM. The innate and adaptive immune systems. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier;2007: chap 42.

2. Siegel RM, Lipsky PE. Autoimmunity. In: Firestein GS, Budd RC, Harris Ed, et al, eds. Kelley’s Textbook of Rheumatology.

8th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2009:chap 15

(40)

OVER KANSERİ

Yumurtalık kanseri; Over tümörü;

Over hücrelerinden kaynaklanan kanserdir. Kadınlarda yumurtalıklara over denir. Over ler döllenme için gerekli yumurtaların hazırlandığı ve kadın hormonlarının kontrolünde çalışan bir organdır. Kadınlarda en sık görülen tümörlerden biridir. her 100 kadından biri over kanserinden ölmektedir.

Sinsi bir tümördür, teşhis konulduğunda hastaların % 70 inde hastalık ilerlemiştir. Bu nedenle düzenli muayene ve erken teşhisi çok önemlidir.

Over hücrelerinin kontrol dışı çoğalmaya başlaması sonucu ortaya çıkan over kanseri çevreye ve diğer uzak organlara yayılarak hastanın ölümüne neden olabilir. Over kanserleri hiçbir şikayete sebep olmadan büyük boyutlara ulaşabilirler.

Hastada hiçbir şikayete neden olmadan etrafa ve birçok organa yayılabilirler. Muayene sırasında kolayca fark edilmezler.

Teşhis edildiklerinde hastaların % 70 inde tümör büyümüş ve etrafa yayılmış olur. Şikayete neden olmadan büyümeleri ve teşhis edildiğinde yayılmış olmaları nedeniyle over tümörleri tehlikelidir.

Over kanserlerinin büyük kısmı epiteliyal kanserlerdir. %20 si Germ hücreli tümördür kalanı ise stromal hücrelidir ve hormon ürettiğinden şikayete neden olur.

Over kanseri neden olur?

Over kanserlerinin sebebi bilinmemektedir ancak aşağıda s a y ı l a n r i s k f a k t ö r l e r i o v e r k a n s e r i g e l i ş i m i n i arttırmaktadır.

Over kanseri riskini arttıran faktörler : Ailede over kanseri hastası olması;

(41)

Özellikle anne, Kız kardeş,

Kız evlatta over kanseri olması, 50 yaş üstü,

Menstrual adet hikayesi:

İlk adet 12 yaşından önce ise, Çocuk doğurmamış,

İlk çocuğu 30 yaş üstünde doğurmuş, Geç menopoza girmiş ise,

Öz geçmişinde;

Meme tümörü,

Kolon tümörü hikayesi varsa;

Bazı genlerinde mutasyon var ise özellikle:

BRCA 1,

BRCA 2 gen mutasyonları taşıyor ise

5 yıldan uzun süre kesintisiz doğum kontrol hapı kullanıyor ise;

over kanseri gelişme riski diğer insanlardan yüksektir.

Over kanserinin belirtileri nelerdir?

Over kanserleri büyük boyutlara ulaşmadan pek bir şikayete neden olmaz. Over kanserleri hep ileri evrelerde şikayete neden olmaya başlarlar buda hastalığın tedavisini çok güçleştirir. Bu nedenle over kanserlerinin teşhisi düzenli jinekolojik muayene ve tetkiklere bağlıdır. Over kanserleri büyük boyutlara ulaşmaya başlayınca aşağıdaki şikayetlere neden olurlar:

Karında rahatsızlık hissi, karın ağrısı, Gaz,

Hazımsızlık,

Karında basınç, şişkinlik, gaz, geğirme hissi ve kramplar,

Karında su toplanması,

Bulantı, ishal, kabızlık, sık idrara gitme, İştahsızlık,

(42)

Hafif bir yemekten sonra aşırı şişkinlik, doygunluk, Açıklanamayan kilo alma yada kilo verme,

Anormal vajinal kanama,

Tüylenme artışı, seste boğuklaşma ve kabalaşma, Akne, sivilce,

Adet düzensizliği yada adet kesilmesi.

Yukarıdaki şikayetler birçok başka sebebe de bağlı olabileceğinden kolayca geçiştirilir ve atlanır. Buda teşhisin gecikmesine ve over kanserinin daha da yayılmasına neden olur.

over kanseri teşhisi nasıl konur ?

Over kanserinin teşhisi muayene ve testler ile konur.

Jinekolojik muayene ve ultrason ile birlikte laboratuar testleri yapılır, kan alınarak yapılan bu testler erken teşhiste çok değerlidir. Şüphe var ise baryumlu barsak filmleri ve tomografi teşhise yardımcı olur.

Over kanserinde laboratuvar testleri:

CA – 125 kan testi ( over kanserinde yükselir ),

HE4 testi ( CA-125 ile birlikte kullanıldığında daha değerlidir ).

Bu iki basit kan testi over kanserinin erken teşhisinde çok değerlidir.

Over kanseri tedavisi:

Over kanserinin tedavisi kanserin cinsine ve yaygınlığına bağlı olarak değişir. Yayılmış tümörlerde tedavi şansı azalmaktadır. Epitelyal tümörlerin yaklaşık % 75 i teşhis edildiği anda ileri seviyede yayılmış haldedir. Çok ileri vakalara cerrahi yapılamaz.

Over kanseri tedavisinde cerrahi halen ilk basamakta dır.

Cerrahi yapılabilen hastalara ameliyat sonrası kemoterapi ve gerekir ise radyoterapi yapılır. Cerrahide amaç kanser kitlesini etrafındaki lenf bezleri ile birlikte çıkartmaktır.

Kemoterapide ise amaç cerrahi olarak alınamayan hücrelerin

(43)

ilaçlar ile yok edilmesini sağlamaktır. Kemoterapi ilaçları kanser hücreleri ile birlikte birçok normal hücreyi de zedeler yada öldürür, bu nedenle çok yan etkiye neden olur. Radyo terapi kanser hücrelerini öldürmek ve kanser kitlesini küçültmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Over kanserinden korunma:

Over kanserinden korunmanın kesin bir yolu, yöntemi yoktur.

Bilinen en güvenli korunma yolu düzenli jinekolojik muayene ve testlerin yapılmasıdır. Over kanserlerinde erken teşhis hayat kurtarır. Özellikle üreme çağı dışında jinekolojik muayene çok önemlidir. Over kanseri risk faktörlerinden biri var ise düzenli jinekolojik muayene ve testlerinizi ihmal etmeyiniz.

Referanalar:

1. American Cancer Society http://www.cancer.org/

2. CancerCare

http://www.cancercare.org/

3. Gynecologic Cancer Foundation http://www.wcn.org/gcf/

4. National Cancer Institute National Institutes of Health http://www.cancer.gov/

5. Canadian Cancer Society http://www.cancer.ca/

6. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada http://www.sogc.org/

7. Ovarian cancer. National Cancer Institute, National I n s t i t u t e s o f H e a l t h ( N I H ) w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.cancer.gov/ . June 10, 2008.

8. What is ovarian cancer? American Cancer Society website.

A v a i l a b l e a t :

http://www.cancer.org/docroot/CRI/content/CRI_2_2_1X_What_is_o varian_cancer_33.asp?sitearea= . Updated February 6, 2008.

(44)

June 10, 2008.

9. 9/18/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : FDA clears a test for ovarian cancer. US Food and Drug Administration w e b s i t e . A v a i l a b l e a t : http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/ucm1 82057.htm . Published September 11, 2009. September 18, 2009

OBEZİTE

Şişmanlık;

Şişmanlık ideal vücut kilosunun üstünde olmaktır. Fazla kilo kalp hastalıkları, kanser ve diyabet gibi hastalıklara zemin hazırlar. İdeal kilo ve obezite ayrımı Vücut Kitle İndeksi ( BMI: body Mass İndex) hesaplanarak kolayca söylenebilir. Vücut Kitle İndeksi kilonun boya oranıdır ve BMI = Ağırlık (kg) / Boy (m)2 formülü ile hesaplanır. Ağırlığın metre olarak boyun karesine oranıdır.

Bu hesaba göre obezite indeksi :

İdeal vücut kilosu için BMI ortalaması = 18.5 ila 24.9 arasında,

Kilolu demek için BMI ortalaması= 25.0 ila 29.9 arasında,

Obez demek için BMI 3.0 ve üzerinde,

Morbid Obez demek için BMI= 40 ve üzerinde olması ( yada 35 üstü olup diyabet ve hipertansiyon gibi kiloya bağlı sağlık şikayetlerinin başlamış olması) gerekir.

Örnek olarak 95 kilo ve 175 cm boyda bir kişi kendini hafif kilolu olarak görebilir hesaplarsak ;

BMI = 95/ 1.75 X 1. 75

(45)

BMI = 95 / 3.06 BMI =31 buluruz.

Yani obezite sınırını geçtiği görülür.

Obezitenin sebebi nedir?

Obezitenin sebebi gıdalarla alınan kaloridir. Kalori temel vücut fonksiyonları için ve fiziksel aktiviteler için kullanılır. Temel vücut fonksiyonları için kullanılacak olan kısım insandan insana pek değişmez, kalp kasılması, beyin fonksiyonları, nefes almak ve metabolizma için kullanılan enerjidir. Bu ihtiyaçtan fazla alınan her kalori vücutta birikir. Vücudumuzun fazla kaloriyi atmak gibi bir özelliği y o k t u r . D i y e t l e a l ı n a n k a l o r i n i n t a m a m ı v ü c u t t a depolanacaktır. Alınan kalori ile yakılan arasındaki dengesizlik obezitenin tek sebebidir. Yani fazla kalori almak ve az kalori harcamak herzaman şişmanlığa neden olur.

Kilo almamızı etkileyen faktörler nelerdir?

Genetik yapımız,

Biyolojik faktörler ( hormonlarımız vb. ),

İlaçlar ( kortizon, antidepresan, anti pisikotik, allerji ilaçları, vitaminler, çinko içeren ilaçlar vb.

),

Tiroid bezinin az çalışması ( Hipotiroidi ) Cushing hastalığı,

Polikistik Over Sendromu,

Bazı genetik hastalıklar. Kilo almamıza neden olabilir.

Kilo almayı kolaylaştıran risk faktörleri nelerdir?

Hareketsiz yaşam tarzı: özellikle çocuk obezitelerinin en büyük sebebidir. TV, bilgisayar başında uzun süre harcamak, oyun parklarından uzak olmak, aktivite imkanının az olması obeziteyi kolaylaştırır,

Değişik mesai saatleri ile çalışmak, Orta yaş ve üzeri,

Referanslar

Benzer Belgeler

İleri yaşta uykusuzluğa neden olabilecek birçok fiziksel hastalık vardır ve en sık görülen uyku bozukluklarından biri de huzursuz bacak sendromudur (HBS).. HBS, ilk

Daha önceki tedavi deneyimlerine bağlı KT’ den 1-2 saat önce olan emezis. 

Bu durum daha fazla ağrı duyulması ve ameliyat sonrası dönemde daha fazla miktarda meperidin kullanılması ile açıklanabilir. Michaloliakou ve arkadaşlarının

Ameliyat sonrası şiddetli bulantı kusma için Grup O' da deksametazon, Grup D' de ondanset- ron, Grup P' de ondansetron ve deksametazon veril- mesi planJandı.. Bulgu

• İlaç yan etki olarak bulantı, kusma ve ishal, ağız ve mide-bağırsak ülserasyonu, lökopeni, trombositopeni, anemi, serebellar ataksi ve. alopesiye

 Hayvanlarda görülen ileuslar daha çok ağız yoluyla alınan yabancı cisimlerin, bağırsak kanalında takılıp kalmasından oluşmaktadır.  Bundan başka iç ve dış

--bir şey göründüğünden daha fazladır, göründüğünden daha fazla anlamı vardır --kelimeler şeylere eşit değildir; anlamlar kelimelerle eşanlamlı değildir.. --nesneye

Çalışmamızda prolaktinoma tanılı hastalar ile sağlıklı kontrol grubu kıyaslandığında prediyabet sıklığını prolaktinomalı hastalarda artmış olarak bulduk