• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Ağrı Mitingi konuşmasının tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Ağrı Mitingi konuşmasının tam metni"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Ağrı Mitingi konuşmasının tam metni

Mart 10, 2014 - 5:55:00

Ercişli Emrah’ın şehri Ağrı, seni yürekten selamlıyorum. Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt; sizleri yürekten selamlıyorum. Hamur, Patnos, Taşlıçay, Tutak; sizleri muhabbetle selamlıyorum. Aslı ile Kerem Ağrı Dağını aştılar, birbirlerine kavuştular. İşte biz de dağları aştık, tüneller inşa ettik, köprüler, viyadükler yaptık, gönüller arasına kardeşlik yolları inşa ettik ve milletle kucaklaştık. Siz Ahmed-i Hani ile aşkın en güzel destanını yazdınız. Siz Aslı ve Kerem ile aşk için cefayı dünyaya anlattınız. Aşkınız için sizlere teşekkür ediyorum. Şu vefanız için, desteğiniz için, hayır dualarınız için sizlere teşekkür ediyorum.

Rabbim, kardeşliğimizi daim eylesin. Rabbim, muhabbetimizi, yol arkadaşlığımızı muhafaza eylesin.

30 Mart seçimleri Ağrı için, Türkiye için, tüm dünya için inşallah hayırlara vesile olsun.

Sevgili kardeşlerim, 12 Haziran seçimleri öncesinde son şehir mitingimizi burada, bu meydanda yapmıştık. 12 Haziran seçimlerinin hayırlı olması için burada hep birlikte dualar etmiştik. Allah’a hamd olsun Türkiye genelinde yüzde 50 oy aldık. Ağrı bize 12 Haziran’da çok büyük destek verdi. Ağrı, Türkiye ortalaması düzeyinde yüzde 47,6 oy oranıyla bize güç verdi, kuvvet verdi, bize azim verdi, bize hizmet aşkı verdi. AK Parti’ye, bu davaya, bu harekete gönül verdiğiniz için, destek verdiğiniz için bu kardeşinize sahip çıktığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum.

Kardeşlerim, sizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadık, inşallah da uğratmayacağız. Sizin hizmetkarınız olmaya, sizin için eser üretmeye, hem Türkiye’yi, hem Ağrı’yı büyütmeye devam edeceğiz.

Şimdi bakın sevgili kardeşlerim, 12 yıl boyunca biz ülkemize, milletimize hizmet mücadelesi verirken birileri de bize çelme takmanın gayreti içine girdiler. Bunun en somut örneğini çözüm sürecinde gördük. Biz 12 yıldır topraklarımıza akan kanı, topraklarımıza düşen gözyaşlarını dindirmek için çırpınıyoruz, biz 12 yıldır şu annelerimizin o yürek acısını dindirmek, babaların acısını dindirmek, gençlerin ölümünü durdurmak için çırpınıyoruz, biz kardeşliği yüceltmek için mücadele ederken Türkiye’yi bir olarak, beraber olarak, birlikte diri olarak istikbale taşımanın mücadelesini verirken, birileri de bizi durdurmanın mücadelesini verdiler, şu anda da veriyorlar.

Kardeşlerim, geçtiğimiz yıl 2013 yılında Nevruz’u büyük bir coşkuyla kutladık. 77 milyon baharı büyük heyecanla, büyük bir umutla karşıladık. Bu Nevruz kalıcı olsun diye dualar ettik, bu bahar kalıcı olsun diye dualar ettik. Türkiye’de artık kan akmasın, gençler ölmesin, artık anneler ağlamasın diye dualar ettik. Allah’a hamd olsun geçen Nevruz’dan bugüne kadar terör nedeniyle yeni acılar yaşamadık.

İnşallah şimdi de 2014 Nevruz’unu 77 milyon hep birlikte bir bütün olarak kardeşçe yine büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Geçen Nevruzdan bu Nevruza ülkemizde bahar iklimi hakim, 1 yıldır kan akmıyor, 1 yıldır ocaklar sönmüyor, 1 yıldır evlere, yüreklere ateşler düşmüyor. Doğunun,

Güneydoğu’nun çehresi hızla değişiyor. 7 coğrafi bölgemizdeki umut, heyecan daha da çoğalıyor.

Artık kepenkler kapanmıyor, artık silah sesleri duyulmuyor. Benim Ağrılı kardeşim köyüne rahatça gidiyor, mezrasına rahatça gidiyor. Ağrı Dağının eteklerinde rahatça dolaşıyor. Hamd olsun evlerimize huzur geldi, sofralarımız şenlendi, şehirlerimiz cıvıl cıvıl şenlendi, işte bunu muhafaza edeceğiz. Bunu hep birlikte koruyacağız. Bu baharın kışa dönmesine, bu huzurun bozulmasına, ağız tadımızın

kaçmasına hep birlikte izin vermeyeceğiz. Ve her meselemizi siyaset zemininde konuşacağız. Siyaset zemininde çözüme kavuşturacağız.

(2)

Sevgili kardeşlerim, ben size bir şey soracağım, burada kardeşçe konuşuyoruz ve kardeşçe ben sizden cevap istiyorum; 12 yıl önce Ağrı’ya gelseler devlet Ahmed-i Hani’nin Mem û Zin kitabını basacak deseler, Allah aşkına soruyorum inanır mıydınız? Herkes kendi ana dilinde konuşabilecek, yazabilecek, kursa gidebilecek denilseydi inanır mıydınız? Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim mümkün hale gelecek denilse inanır mıydınız? Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda serbest olacak denilse inanır mıydınız? Televizyonda 24 saat Kürtçe yayın olacak denilse inanır mıydınız? İşte biz bunları başardık, biz bunları başardık.

Kardeşlerim, Ağrı’ya havalimanı yapılacak dense inanır mıydınız? Biz bunu başardık. Hayalleri gerçeğe dönüştürdük, engelleri ortadan kaldırdık, yasakları kaldırdık. İşte buyurun, işte Kültür ve Turizm

Bakanlığımız Ağrılı Ahmed-i Hani’nin Mem û Zin kitabını Türkçe ve Kürtçe olarak bastı, buyurun. Laf değil icraat istiyoruz, işte icraat, tamam? Ruhu şad olsun. Şimdi Faki Teyran’ın Divan kitabını Türkçe ve Kürtçe olarak yayına hazırlıyoruz, inşallah onu da basacağız. TRT Şeş, 24 saat yayın yapıyor. Bütün anlamsız yasaklar tek tek ortadan kalkıyor. Doğu ile batı kucaklaşıyor, kuzey ile güney hasret

gideriyor, Allah’a hamd olsun Türkiye’de kardeşlik daha da güçleniyor.

Şunun altını özellikle çiziyorum: Sevgili kardeşlerim, biz ne dedik yola çıkarken? Tek millet dedik. Bu tek milletin içinde ne var? Türk’ü var, Kürt’ü var, Laz’ı var, Zaza’sı var, Çerkez’i var, Abhaza’sı var, Roman’ı var, Boşnak’ı var, Arnavut’u var, ya ben Kürt kardeşimi Kürt olduğu için sevmiyorum, Türk’ü de Türk olduğu için sevmiyorum, ya? Beni yaratan Allah onları yarattığı için seviyorum, işin aslı bu.

Yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyoruz biz, işin aslı bu.

Ve biz ne dedik bir de, tek bayrak dedik. Tek bayrak, bayrağımızın rengi şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin sembolü. Biz bunun dışında bayrak asla kabul etmiyoruz.

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onun için de tek vatan, 780 kilometrekareyle tek vatan. Ve bu vatanı batıda ne varsa doğuda da o olacak,

güneydoğuda da o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak. İşte bak Ağrı’da havalimanı, Muş’ta havalimanı, Iğdır’da havalimanı. Kardeşim, Bitlis’te aynı, Bingöl’de aynı, Hakkari’de aynı. Kim

engelliyor Hakkari’yi? Bölücü terör örgütü. Hala tehdit ediyor. Ya biz Hakkari’ye hava limanı yapacağız, onlar istemezük diyorlar. Ya Hakkari’deki kardeşimin havalimanına hakkı yok mu, ihtiyacı yok mu?

Niye engelliyorsun? Bak müteahhitleri tehdit ediyorlar, kaçıp gidiyorlar. İsteseler de, istemeseler de Hakkari’ye de havalimanını yapacağız. Niye? Tek vatan dedik, her gidecek bu.

Dört; tek devlet. Rabia. Devlet içinde devlet asla. Yani biz paralel devlet istemiyoruz, biz paralel yapı istemiyoruz. Onlar varsın Pensilvanya’da oluşsunlar. Kardeşlerim, bir yıl içinde Türkiye’nin havası değişti be. Doğu ve Güneydoğu’nun Ağrı’nın havası değişti. Bu çözüm sürecini daha da ilerleteceğiz.

Kardeşlerim, göreceksiniz, çok daha güzel şeyler olacak. Ağrı’nın çehresi daha da değişecek.

Kardeşlerim, Ağrı üniversitesiyle, kim getirdi bu üniversiteyi buraya? Biz getirdik ya. Ve sağ olsun bir Ağrılı olarak İbrahim Çeçen kardeşime de teşekkür ediyorum. Kendisinden rica ettik, o da üniversiteyle ilgili sözünü tuttu.

Ben de sana gurban olayım, sağ olasın. Yağ sizin bu heyecanınız olmasa, sizin bu coşkunuz olmasa biz buralara gelebilir miydik ya? Biz bu anaların, bu bacılarımın hayır dualarıyla buralara geldik. Biz Ahmet kardeşimin, Mehmet kardeşimin gayretleriyle buralara geldik.

Kardeşlerim İshakpaşa Sarayıyla, Ağrı Dağıyla, Süphan Dağıyla, Balık Gölüyle, daha nice tabii güzellikleriyle Ağrı değil Türkiye’nin dünyanın gözbebeği olacak. İşte bunu başarıyoruz, bu yolda yürüyoruz, daha iyi olacak.

Kardeşlerim, demokrasiye, milli iradeye birlikte sahip çıkacağız. Bakınız ben size burada bir söz verdim. Şimdi benim şu sağımdan biz nereye gidiyoruz? Patnos’tan önce? Habur, Patnos, Tutak, bu

(3)

yolu biz size söz verdik mi ve yaptık mı? Bütün güzellikleriyle devam ediyor mu? Ya buradan baktığınız zaman eskiden böyle bölünmüş yol falan göremezdiniz. Ama Elhamdülillah biz bunu başardık.

Doğubayazıt, buradan, tamam mı o da? Bunları yaptık, yapıyoruz, yapacağız.

Sevgili kardeşlerim, milli birlik ve kardeşlik sürecimizin en önemli altyapısı nedir? Aramızdaki birliğimizdir, beraberliğimizdir. Bu birliğimizi kıskananlar var, bu kardeşliğimizi kıskananlar var. Bizi bölmek isteyenler var, bunlara prim vermeyeceğiz. Bu milli birliğimizi, kardeşliğimizi asla

böldürmeyeceğiz. İşte Oslo sürecini bunun için sabote etmek istediler. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarımızı tutuklayıp bu süreci sabote etmek istediler. Paris’te suikastlar yaparak süreci durdurmak istediler. Gezi olaylarıyla bu barış sürecini, bu kardeşlik sürecini baltalamak istediler.

Olamadılar, başarılı olamadılar. Ama hiçbirinde de kardeşliğimizi bozamadılar.

Şimdi 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimlerini de en başta çözüm sürecini ortadan kaldırmak için yaptılar. Neden biliyor musunuz? Eğer çözüm süreci kalıcı olursa, Türkiye’yi hiç kimse tutamaz. Çözüm kalıcı olursa ekonomiyi hiç kimse tutamaz. Çözüm kalıcı olursa kardeşliğimizi hiç kimse bozamaz, bunu istemediler. Onun için 17 Aralık’ta, 25 Aralık’ta Hükümeti devirip süreci bitirmek istediler. Biz bu saldırı karşısında dik durduk dik. Sizin emanetinizi gasp etmek istediler, biz o emaneti vermedik.

Türkiye’nin istikbaline, istiklaline, o büyük ekonomisine, çözüm sürecine yönelik bu alçakça saldırıya geçit vermedik. Ne diyorlar? Yolsuzluk ve rüşvet.

Kardeşlerim, en büyük yolsuzluk, en büyük hırsızlık milli irade hırsızlığıdır. Bize yolsuzluk ve rüşvet iftirası atanlar, aslında milli iradeyi çalarak yolsuzluğun ve hırsızlığın en büyüğünü yapmak istediler.

Kardeşlerim, biz bu milletin 1 kuruşunu yedirmedik, yedirmeyiz, milletin iradesini de gasp ettirmeyiz.

Şimdi çıkmış bu CHP’nin Genel Başkanı bizim için Menderes’in adını ağzına almaya hakkı yoktur diyor.

İşte yüzsüzlük budur. Yani Ağrı’da gerçi bu zatı konuşmaya gerek yok, o ayrı bir konu da. Çünkü Ağrı’da bunun zaten yeri yok. Belki siyasi hayatında bilmiyorum Ağrı’ya hiç geldi mi? Bunların Ağrı’nın adresini de bilmezler. Haritada yerini göster de gösteremezler. Bizim buraya gelişimiz defaatle.

Kardeşlerim, Menderes’e ağır iftiraları atan kim? CHP. Menderes’i yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle suçlayan kim? CHP. Menderes’i indirmek için tahrikler yapan, gerilim çıkaran, sokakları ateşe veren kim? CHP. 27 Mayıs darbesini alkışlayan kim? CHP. 27 Mayıs sonrası Menderes’e hakaretler eden, Menderes’in itibarını lekelemeye çalışan kim? O da CHP. Merhum Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesine seyirci kalan, teşvik eden, su taşıyan kim? O da CHP. Şimdi çıkmış CHP Genel Başkanı, Menderes hiç şaibeli konumda olmadı diyor. Elinize dilinize dursun be, yapmadığınızı bırakmadınız, atmadığınız iftira kalmadı. Darbeden sonra bile alçakça iftiralar attınız, yetmedi idam ettiniz. Şimdi de çıkmışlar arsızca, pişkince güya bize Menderes’i anlatıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinin en kötü yönetimini yaşıyor.

Yalnız bakınız, şimdi gelirken bir genç önüme çıktı dedi ki; Başbakanım, son günlerde 17 tane aracı burada yaktılar dedi. Şimdi tabii bu olayların biz kaynaklarını biliyoruz. Şimdi işte sandıkta bunlara gereken cevabı vermek lazım. Yani, araçları yakarak, kepenkleri indirerek, molotoflar kullanarak bu ülkede seçimi baskı altına alanlara sizin dirayetiniz, sizin iradeniz 20 gün sonra en güzel cevabı verecektir.

Kardeşlerim, 20 gün gece-gündüz demeden hanım kardeşlerim sizlere sesleniyorum; çalışmaya var mıyız? Beyler, sizlere sesleniyorum; 20 gün gece-gündüz demeden çalışmaya var mıyız? Gençler, sizlere sesleniyorum, 20 gün gece-gündüz demeden çalışmaya var mıyız? Ama durmayacağız, süratle Ağrı’yı ilçeleriyle beraber inşallah AK Parti’nin o modern şehircilik anlayışını Ağrı’mızda hakim kılacağız.

Kardeşlerim, bakınız ben belediyeciyim, Belediye Başkanlığından gelmeyim ve İstanbul’u nereden aldık, nereye getirdik biliyorsunuz. Şimdi Ağrı’da da önce… Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Hiç endişe etmeyin.

(4)

Dün Şanlıurfa’daydık, hamd olsun, 100 bini aşkın insan Şanlıurfa’nın meydanındaydı. Oradan Suruç’a geçtik, hamd olsun Suruç’ta da maşallah 20 bine yakın insan meydandaydı. Bir aşktır gidiyor, durmak yok… Böyle devam edeceğiz. Yani, bizim bu yürüyüşümüzü komplolarla durduramazlar, montajlarla durduramazlar, dublajlarla durduramazlar. Çünkü, bu işin gerçek sahibi sizsiniz, sizsiniz siz, siz ne derseniz o olur. Birilerinin dediği değil milletin dediği olur.

Kardeşlerim, yolsuzluk, bak yola çıktığımızda Türkiye’nin hali neydi, bugün Türkiye’nin hali ne, buna bakmamız lazım. Kardeşlerim, milli gelirimiz 230 milyar dolardı. Şu anda milli gelirimiz 820 milyar dolar oldu. Şimdi 30 Mart’ta oylarımızı Ahmet’e, Mehmet’e, Hasan’a, Hüseyin’e vermiyoruz, 30 Mart’ta oylarımızı AK Parti’ye veriyoruz, bu çok önemli. Çünkü, bu paralel yapı ve yandaşları AK Parti’yi

çökertebilmek için kendilerine göre gayret içindeler. Ama onlara milli irade olarak sandıkta benim aziz milletim en büyük dersi verecek, ben buna inanıyorum.

Kardeşlerim, bakınız bunlar ekonomiyi batıracağız dediler, fakat batıramadılar. Türkiye çok borçlu dediler. Biz göreve geldiğimizde 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 100 liranın 35 lirası borç; bak nereden nereye geldi. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, şimdi tek haneli rakamda. Bunlar kimin cebinde kalıyor şimdi? Benim halkımın cebinde kalıyor, çiftçimin, köylümün cebinde kalıyor. Benim çiftçi kardeşim Ziraat Bankası’ndan yüzde 59 faizle kredi alıyordu, şimdi yüzde 5. Esnaf kardeşim aynı şekilde yüzde 46 faizle alıyordu, şimdi yüzde 5. Kardeşlerim, bunlar durup dururken olmadı.

Ve ne CHP’si, ne MHP’si, ne BDP’si, zaten BDP’nin bu işlerle alakası yok, tamamen ideolojik bir siyaset yapıyorlar, bunların hizmet siyaseti diye bir şeyi yok. Değerli kardeşlerim, sizler bu seçimde hizmet siyasetine mi oy vereceksiniz, yoksa ideolojik siyasetine mi oy vereceksiniz; hizmete değil mi? Eser siyasetine değil mi? Çünkü eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri; bize eser lazım.

Şimdi ben Hakkari’ye bakıyorum, Hakkari’de kanalizasyonlar sokakta akıyor. Gittiğim birçok, mesela şu Diyarbakır’a bakıyorum, aman Yarabbim, belediyecilik diye bir şey gelmemiş, ne yapmışsak biz yapmışız, yollar bizim, kavşaklar bizim ve bizim yaptığımız kavşaklara da maalesef kalkıyor

belediyenin oraya iş makinesini koyuyor, ben yaptım diye hava atıyor. Sen yapmadın, biz yaptık.

Kapalı spor salonlarını biz yaptık. Bir de sen yap ya. Yapmadılar. Niye? Bunlar ideoloji siyaseti yapıyorlar.

Burada, Ağrı’da kardeşlerim, sakın ha bir yanlışa Ağrı’mızı kurban etmeyelim, Ağrı’da gerçek manada belediyecilik yapacak ve şu anda da altyapısıyla, üstyapısıyla bu süreci işletecek bir dönemin

peşindeyiz. Kardeşlerim, bizler şu anda bu aşkla, bu gayretle Ağrı’mızı daha ileri noktaya nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz. İnşallah ben bunun da yakın olduğuna inanıyorum, çok kısa zamanda bunu da başaracağız.

Değerli kardeşlerim, Diyadin daha nasıl güzel olacak? Allah aşkına, şu Doğubayazıt’ın halini

görüyorsunuz değil mi? Doğubayazıt’ta belediyecilik var mı, görüyorsunuz, belediyecilik var mı? Yok.

Değerli kardeşlerim, bizler istiyoruz ki Diyadin’de, Doğubayazıt’ta, Eleşkirt’te, Hamur’da, Patnos’ta, Taşlıçay’da, Tutak’ta, bütün buralarda Ağrı merkezle beraber el ele, omuz omuza yeni bir belediyecilik anlayışı buraya yerleşsin.

Kardeşlerim, bakınız, bütün bu adımlarla beraber, eğitimde yavrularımız okulda kitaplarını ücretsiz buluyor mu?

Şu anda biz bine aşkın öğrenciye burada yurt yaptık ve yurtlarda yavrularımız biz göreve geldiğimizde 45 lira burs alıyordu, şimdi 300 lira, yanında 200 lira da onlara beslenme yardımı veriyoruz, 500 lira.

Kardeşlerim, bizden öncekilerin aklı neredeydi, niye vermediler?

Değerli kardeşlerim, biz göreve geldik, bunlar ne yazı ki 76 üniversite yapmışlar, ama biz buna 99

(5)

üniversite ilave ettik ve 81 vilayetimizde şimdi üniversite var; farkımız bu.

Şimdi çıkmış bir Pensilvanya, mesajlar atıyor. Bilmiyorum Pensilvanya’nın burada da uzantıları var mı, yok değil mi? Güzel. SMS’ler atıyorlar, AK Parti’ye oy vermeyin, kime verirseniz verin. Fakat

unutmayın, yalancının mumu yatsıya kadar, ama bununki yatsıya kadar yanmadı, erken söndü. Şimdi istiyorum ki, 30 Mart’ta buna tam manasıyla mührü vuralım.

Kardeşlerim, CHP’yle MHP’yi de kötü aldattı ha, onu da söyleyeyim. Ve CHP’nin, MHP’nin genel başkanlarına gittiler, elimizde dosyalar var dediler, kasetler var, montajlar var, Hükümeti devireceğiz dediler, ekonomiyi batıracağız dediler, çözüm sürecini durduracağız dediler. Bu 3 kafadar yola çıktılar, ama yolu şaşırdılar, ellerindeki bütün malzemeler fos çıktı, ellerindeki kasetlerin hepsi korsan çıktı, bir darbe tertip ettiler, ellerine, yüzlerine bulaştırdılar.

Kardeşlerim, bunlar günü idare ederken biz hizmette yolumuza devam ettik. Ne dedik? Elinizde ne varsa koyun ortaya. Biz hiçbir şeyden çekinmiyoruz, abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. 30 Mart’ta kasetler değil, millet konuşacak, millet ve benim milletim de gereken cevabı verecek.

Kardeşlerim, tabi bu benim Ağrı’ya siyasi hayatımda 24. gelişim, her mitingimiz elhamdülillah tarihi bir coşkuyla yaşandı. Burada biz akşamın karanlığında da mitingler yaptık, beraber bu yolda yürüdük gece demeden, gündüz demeden yürüdük. Ne diyor Aşık Veysel? Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece; gideceğiz gündüz gece, hiç endişe etmeyin. İnşallah çok daha farklı reformlarla, daha ileri demokratik haklarla geleceği beraber inşa edeceğiz. Onun için, 30 Mart’ta Ağrı ve ilçelerinde vereceğiniz oylar kişilere değil, AK Parti’ye verilecek oylardır, bunu biliniz. Çünkü bu seçim adeta bir genel seçim olarak cereyan ediyor, o bakımdan oylarınız çok önemli.

O bakımdan ben hanım kardeşlerime, genç kardeşlerime ve beylere diyorum ki, şu kalan 20 günde aman ha çok çalışalım, kapı kapı dolaşalım inşallah ve bildiklerimizi bilmeyenlere anlatalım. Ve özellikle bakın şu kitapçık Ağrı’ya yaptıklarımızı anlatıyor ve biz Ağrı’ya şu süre içerisinde ne yaptık, bunları anlatıyor. Şimdi başlıklarını biraz sonra sayacağım.

Hiçbir zaman kardeşlerim istismar siyaseti yapmadık, hizmet siyaseti yaptık, eser siyaseti yaptık.

Türkiye’nin diğer 80 vilayetiyle birlikte Ağrı’mızı da bugüne kadar görülmemiş hizmetlerle tanıştırdık.

Ben doğalgaz konusundaki beklentinizi biliyorum, bizzat takip ediyorum. BOTAŞ doğalgaz iletim hattını döşedi, dağıtım için 3 kez ihaleye çıkılmasına rağmen özel sektörden rekabet olmadı. Şimdi biz dağıtımı da ya kamu-özel birlikteliğiyle veya sadece kamu olarak yapmak için bir yasal düzenleme hazırlığı içindeyiz, bu düzenlemeyi en kısa zamanda yapacak ve Ağrı’yı da mutlaka doğalgaza kavuşturacağız.

Ağrı’nın kaderini değiştirecek Yazıcı Barajı’nı hizmete aldık, bu baraj ile Ağrı Ovası’nda 250 bin dönüm, Ekincik Ovası’nda ise 70 bin dönüm arazi sulanacak. Kardeşlerim, 250 bin dönümü sulayacak Ağrı Ovası Yazıcı sulamasının inşaatı devam ediyor, inşallah o bittiği andan itibaren, ki önümüzdeki yıl hizmete alıyoruz, Ekincik Ovası sulamasının projeleri de bu arada yapılıyor.

Aynı şekilde Ağrı’nın 2045 yılına kadar olan içme suyu ihtiyacını da bu vesileyle karşılıyoruz. Ağrı Yazıcı Barajı’ndan aldığımız suyu isale hattıyla yine bizim yaptığımız içme suyu arıtma suyu tesisine getirdik, burada arıtılan memba kalitesindeki suyu şehre veriyoruz.

Ağrı’da 237 bin dönüm araziyi sulayacak Aydıntepe Barajı’nı yapmak için çalışmalara başladık, şimdi projelerini hazırlıyoruz, ardından da inşallah inşaatına başlayacağız.

Ayrıca, Ağrı’da 3 adet gölet ve sulamasını inşa ediyoruz.

(6)

Kardeşlerim, peki hükümetlerimiz döneminde Ağrı’ya ne kadar yatırım yaptık? 5 katrilyon 700 trilyon, tarihinde bu yok, ama biz yaptık. Ulaştırma ve haberleşmede 785 trilyon yatırım yaptık, eğitimde 600 trilyon yatırım yaptık, sağlıkta 228 trilyon yatırım yaptık, toplu konutta 657 trilyon yatırım yaptık, tarım ve hayvancılıkta 564 trilyon yatırım yaptık, aile ve sosyal politikalarda 623 trilyon yatırım yaptık, orman ve su işlerinde 411 trilyon yatırım yaptık.

Soruyorum size, bugüne kadar Ağrı’ya bu çapta, bu büyüklükte hizmet getiren oldu mu? Çünkü bu bir aşk işi, bu bir sevda işi.

Kardeşlerim, Ağrı’ya 2024 yeni derslik inşa ettik, okullara 8 binden fazla bilgisayar gönderdik, 289 okula internet bağlantısı yaptık. Niye, biliyor musun? Dünya ile buradaki yavrularımız görüşebilsin.

151 bilişim teknoloji sınıfı kurduk, şimdi FATİH Projesi, 653 sınıfa akıllı tahta, yani etkileşimli tahtaları yerleştirdik, tablet bilgisayar olarak 368 adet tablet bilgisayarı dağıttık ve şimdi yenileri geliyor, gelecek, sabırlı ol, gelecek. Kutlu doğum 9 ay 10 günde olur, erken doğum felaket getirir.

Bakınız, şimdi bugüne kadar Türkiye’nin tamamında 163 bin tablet bilgisayar dağıttık, inşallah bu ay içinde, oradan gelecek size, 675 bin adet bilgisayar dağıtacağız.

Ağrı’da her yıl ortalama 89 bin öğrenciye anneleri aracılığıyla eğitim yardımı yapıyoruz.

Öğretmen sayısı 12 yılda 3417’ydi, bunu biz 6318’e çıkarttık.

2007 yılında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitemizi kurduk, üniversitemize 7 fakülte, 6 yüksekokul ve 2 enstitü kazandırdık, bugün 11 öğrenci Ağrı’da eğitim-öğretim görüyor. Ve bunlara verdiğimiz toplam burs ne oldu biliyor musunuz? 44 trilyon burs ve kredi verdik.

Sağlıkta, şimdi sizin cevabınızı veriyorum, önce insan dedik, yeni hastalar, ağız ve diş sağlığı merkezleri, sağlık ocakları inşa ettik, sağlık personeli ve tıbbi cihaz ihtiyacını giderdik, evde yatağa bağlığı hastalarımızın ayağına doktor gönderiyoruz, tedavilerini evde yapıyoruz.

Kardeşlerim, 150 yataklı Ağrı Devlet Hastanesi’ni, 150 yataklı Patnos Devlet Hastanesi’ni ve 150 yataklı Doğubayazıt Devlet Hastanesi’ni tamamladık, şimdi 400 yataklı Merkez Devlet Hastanesi’nin yapımı da süratle devam ediyor.

Toplu konutta şu ana kadar 4243 konut inşa ettik, 2176 tane daha yapıyoruz, 6419 konut sayısına ulaşacağız.

Kardeşlerim, yol medeniyettir dedik, yol hayatları birleştirir dedik, kardeşliği tesis eder dedik ve Ağrı’ya biz gelene kadar, yani 2002’ye ne kadar bölünmüş yol yapılmıştı biliyor musunuz? 16

kilometre. Biz ne yaptık? Biz geldiğimiz bu yana 12 yılda 270 kilometre bölünmüş yol yaparak Ağrı’nın toplam bölünmüş yol uzunluğunu 286 kilometreye çıkardık.

Kardeşlerim, biz buyuz ya, biz size sevdalıyız, biz size aşığız ya, dertliyiz biz, dertli.

Ayrıca, köylere KÖYDES projeleriyle destekler verdik, vermeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Ağrı’da toplam 190 trilyon lira kaynak kullandık köyler için.

Kardeşlerim, köylerdeki içme suyunu sorununu ortadan kaldırarak Ağrı’nın mahalle ve köylerinin tamamına temiz su götürmek için gayretlerimiz devam ediyor. Bazı yerlerde eksiklikler, sıkıntılar var, bunun da farkındayım. Bugün gelirken yolda da bir mahallede böyle bir sıkıntının olduğunu gördüm, gerek Valiye, gerekse ilgili arkadaşlarıma da talimatı verdim, bunun da bizzat takip edeceğim.

Kardeşlerim, Ağrı’da çiftçilerimize verdiğimiz destekler, mazot, gübre, toprak analizi gibi birçok

(7)

alanlarda çok ciddi destekleri, yatırımları kardeşlerim, yapmış bulunuyoruz.

Burada özellikle 2008 yılında Doğu Anadolu Projesi kapsamında sığırcılık projesini hayata getirdik. 50 büyükbaş ve üzeri hayvancılık işletmesi kuran yatırımcılara inşaat için yüzde 30, makine, ekipman, gebe düve alımı için yüzde 40 hibe desteği sağladık.

Bütün bunlarla beraber kardeşlerim, durmadık biz, Ağrı’yı yalnız bırakamazdık ve bu gayretlerimiz devam etti, devam ediyor, bundan sonra da bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

Doğubayazıt’ta kardeşlerim, İshak Paşa Saray’ını, Eski Beyazıt Camii gibi birçok tarihi eserlerimizi bağrında barındıran ve bunlara gözü gibi bakan Doğubayazıt’a bir kültür merkezi kazandırdık.

Sosyal yardımlarda 2003 yılında Ağrı’da 3,5 trilyon lirayı ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık ve biz bu rakamı 2013 yılında tam 220 trilyon liraya çıkardık. Eşi vefat eden, hiçbir sosyal güvencesi olmayan hanım kardeşlerimize 2 ayda bir 500 lira veriyoruz.

Kardeşlerim, bütün bunları niye yapıyoruz? Çünkü biz halkımızın yanındayız.

Ben burada bir şey söyleyeceğim, 242 bin Ağrılı kardeşlerimizin sağlık primlerini ödedik. İstediğin hastaneye gidiyor musun? İlacını istediğin eczaneden alıyor musun? Daha önce böyle bir şey var mıydı? Ama şimdi var. Niye? Çünkü biz size efendi değil, hizmetkar olmaya geldik; bizim farkımız bu.

Ağrı bugüne kadar bize hep destek oldu, 30 Mart’ta da Ağrı’nın tüm bölgeye, tüm Ağrı’ya inşallah ve Türkiye’ye örnek olacak şekilde AK Parti’ye sahip çıkacağına inanıyorum.

Ve şimdi de Ağrı’da belediye olarak yolumuza aynı şekilde devam edeceğiz ve belediye başkan adayımız Hasar Arslan Beyle birlikte inşallah bu yolculuğumuzu devam ettireceğiz.

Şimdi değerli kardeşlerim, bir şeyi söyleyeyim, burada özellikle bunu bilmemizde fayda var. O da şudur: Bakınız, belediyecilik sıradan bir olay değildir, bir deneyim ister, bir tecrübe ister ve şu anda bir 5 yıllık deneyimi ve tecrübeyi yok farz edemeyiz. İdeolojik bir siyaset yaparak yaklaşmak kaybettirir, onun için biz ideolojik yaklaşım değil, eser siyasetine kalkacağız özellikle oyumuzu vereceğiz.

Şimdi değerli kardeşlerim, bakınız bundan önce gelişlerimde ben şu Fırat Mahallesi’nin halini

gördüğüm zaman üzülürdüm. Derdim ki, ya bu mahallenin hali ne? Rezalet. Ve dedik ki, hemen toplu konut olarak burada bir kentsel dönüşüm-değişim yapacağız dedik ve şimdi 1300 konut var. Nasıl oldu orası? İnşallah Ağrı merkezin genelini de bu hale dönüştürmenin gayreti içerisindeyiz.

Bakınız, daha henüz tam beğenmiyorum ha, söyleyeyim, daha yapacağımız çok işler var, ama bunları beraber yapacağız, el ele yapacağız, omuz omuza yapacağız. Hiç endişesiniz olmasın, bu eksiklikler de giderilmek suretiyle Ağrı yarınlara büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi ve şehir diyerek

yürüyecek.

Değerli kardeşlerim, yine aynı şekilde daima millet Daima millet…

Kardeşlerim, bunlar bize az mı çektirdiler ya, az mı çektirdiler? Bak, benim imam hatibe giden yavrularım, benim 4 yavrumun 4’ü de imam hatipten mezun ve kızlarım Türkiye’de üniversite

okuyamadılar. Niye? Başörtüsünden dolayı okuyamadılar. Ve yurt dışına gönderdim, ama Amerika’da başörtüyle okudu. Düşünebiliyor musun, öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya; böyle bir şey olabilir mi ya?

Ve ben yabancı devlet adamlarına, hükümet başkanlarına, ya benim kızım ülkemde okuyamadı deyince onlar bile şaşırıyordu. Ama Pensilvanya başınızı açın öyle okuyun diyordu. Ama ne oldu?

(8)

Sabrettik sabrettik sabrettik, “men sabera zafera.” Ne oldu? Sabreden elhamdülillah zafere ulaştı.

Şimdi kızlarımız üniversiteye başörtülü gidiyor mu? Devlet dairelerinde başörtülü çalışabiliyor mu?

Daha iyisi olacak, daha yeterli değil.

Başı açık, başı örtülü sorunumuz var mı? Bak, yan yana, kardeşiz ya. Oluyor değil mi?

Şimdi imam hatip mezunları, meslek lisesi mezunları katsayısı diye bir zulümle karşı karşıya mı? O da kalktı. İsteğin üniversiteye girebilir misin? Kim yaptı bunları? Biz yaptık.

Kardeşlerim, bu BDP’yle, CHP’yle, MHP’yle bu işler olmaz, onun için verilecek oylara çok dikkat edelim, çok. Ben bu duygular içerisinde siz değerli kardeşlerime diyorum ki, sakın bir oyuna gelmeyelim, bu oyunu bozalım.

Ve değerli kardeşlerim, bak 23,5 milyar dolar borçla devraldık biz, IMF’ye hepsini ödedik.

27,5 milyar dolar Merkez Bankası’nın kasasında para vardı, şimdi 126 milyar dolar.

Ya yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi?

6100 kilometre yol yaptılar 79 senede, biz 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık.

Daha ne anlatayım sizlere kardeşim?

Hazır mıyız? Hazır mıyız?

Ama 20 gün durmuyoruz ha, çok çalışıyoruz. Durmak yok…

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey Ağrı’yı hatırlatıyor, bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor. , Gününüz kutlu olsun, 30 Mart milletimiz, ülkemiz için hayırlı olsun diyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

İşte onun için 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta veriyoruz, bugün Sivas’tan başlıyoruz ve bugün Sivas’tan ya Allah bismillah diyoruz?. Bugün Sivas’tan bir kez

Kardeşlerim, Kütahya her zaman olduğu gibi bizim gururumuz.. Kütahya, bu aziz milletin

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

("Hayır" sesleri) Tam tersine Türkiye büyüdü, Türkiye güçlendi, Türkiye daha özgür, daha demokratik, daha öncü bir ülke oldu?. Bütün o yasakların, bütün

İşte şimdi bir avukat olarak, bir hukukçu olarak inşallah, hak nedir, hukuk nedir, Celal kardeşim burada inşallah yılların bir Büyükçekmecelisi olarak size bu emeği verecek..

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin