• Sonuç bulunamadı

7. Sınıf Anlatım Bozuklukları. Hazırlayan: Büşra YILMAZ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "7. Sınıf Anlatım Bozuklukları. Hazırlayan: Büşra YILMAZ"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7. Sınıf

Anlatım Bozuklukları

Hazırlayan: Büşra YILMAZ

(2)

ANLATIM BOZUKLUKLARI

Anlatım, bir konunun, düşüncenin ya da

duygunun yazılı veya sözcüklerle ifade edilmesidir.

Bir anlatımın düzgün olabilmesi için cümlenin duruluk, açıklık gibi özelliklere sahip olması

gerekir.

(3)

ANLATIM ÖZELLİKLERİ Duruluk

Anlatımda, gereksiz sözcüğün bulunmamasıdır. Güzel ve etkili bir anlatımda gereksiz ek veya söz tekrarlarına yer verilmez.

Örnek:

Öğretmen, başı dönen öğrenciden uzanıp yatmasını istedi.

Yukarıda belirtilen cümle duru bir cümle değildir. Çünkü “uzanmak”

ve “yatmak” eylemleri aynı anlamda kullanılmıştır. Cümlenin doğru hali:

Öğretmen, başı dönen öğrenciden uzanmasını istedi.

(4)

Açıklık

Cümledeki anlatımın tüm okuyucular tarafından aynı şekilde anlaşılmasıdır.

Örnek:

Küçük bahçeye doğru koşmaya başladı.

Yukarıdaki cümle açık bir cümle değildir. Çünkü bu cümleden iki ayrı anlam çıkartılabilir. Birincisi, küçüğün (çocuk) bahçeye koştuğunu, ikincisi ise küçük bir bahçeye doğru koşulduğu

anlamına ulaşılır. Bu durum anlatım bozukluğuna sebep

olmaktadır. Cümledeki bozukluk, “küçük” kelimesinden sonra araya virgül getirilerek düzeltilir.

(5)

Anlatım bozukluklarını iki grup altında toplayabiliriz;

1- Anlama Dayalı Bozukluklar

2- Yapıya Dayalı Bozukluklar

(6)

ANLAMA DAYALI BOZUKLUKLAR

1- Gereksiz Sözcük Kullanımı

2- Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı

3- Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması 4- Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması

5- Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Kullanımı 6- Mantık ve Sıralama Yanlışlığı

7- Anlam Belirsizliği

(7)

1- Gereksiz Sözcük

Kullanılması

(8)

1- Gereksiz Sözcük Kullanılması

❖ Bir cümlede gereksiz olduğu halde fazladan sözcük kullanılırsa bu durum anlatım bozukluğu oluşturur.

❖ Gereksiz sözcüğü tespit edebilmek için sözcüğün cümleden

çıkarıldığında cümlemin anlamında daralma ya da bozulma olup olmadığına bakılır.

(9)

Bir sözcüğü cümleden çıkardığımızda anlam bozulmuyor ise o sözcük gereksizdir ve cümlenin anlatımı bozuktur.

çetin

(10)

Gereksiz sözcük kullanımı farklı şekilde karşımıza çıkabilir:

a) Eş anlamlı sözcükler cümle içerisinde bir arada kullanılıyorsa anlatım bozukluğu oluşur:

Odasına girince hemen anında bilgisayar başına oturdu.

b) Cümle içerisinde aynı anlamı vurgulayan kelime ya da ekler gereksiz kullanım oluşturur:

Belki yaşanması muhtemel bu durumun önüne geçebiliriz.

Bayburt’ta aşağı yukarı dört yıl kadar yaşadım.

(11)

c) Koşul ekleri (-se, -sa) ve koşul bildiren kelimeler birlikte kullanılmaz. Kullanılırsa anlatım bozukluğu oluşur:

• Eğer erken yatsaydın uykunu almış olurdun.

d) Cümle içerisinde yardımcı eylemlerin (etmek, yapmak, olma) gereksiz kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur:

• Hiç boşuna ümit etme. (ümitlenme)

• Araba arıza yaptı. (arızalandı)

(12)

e) İyelik zamiri (benim, kendimin) ve iyelik eki (-ım, -im) cümle içerisinde birlikte kullanılamaz. Kullanıldığında anlatım bozukluğu oluşur:

• Bahçedeki çiçeklerim benim çiçeklerimdir.

• Benim aracım var.

f) Türkçede benzer anlam belirten sözcükler aynı cümlede birlikte kullanılamazlar. Bu sözcük çiftlerine örnek verelim:

• henüz – hâlâ sadece – ancak

• önce – ilk daha – yeni

• daha – henüz sanki – gibi

(13)

ÖRNEKLER

• Başvuru için ilk önce ben gelmiştim.

• Daha yeni yemek yedim.

• Sana bu görevi ancak sadece kendini kanıtlarsan verebiliriz.

• Sanki bu durumun üstünü örtecekler gibi.

(14)

❖Geçmişimle ilgili anılarımı bir kitapta toplamak istiyorum

❖ Hiçbir zaman bu denli, bu kadar korkak olmamıştım.

❖Bayan hemşirelerden birine rica ettiler.

❖Yaptıklarını kendi ağzıyla ifade etti.

❖Artık bundan sonra bizi anlayacak bir öğretmen istiyoruz.

❖Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi beş dereceydi.

(15)

SIRA SİZDE ☺

(16)

❖Sağlığımıza ve sıhhatimize dikkat etmeliyiz.

❖Anlaşmakta güçlük çektiğimiz bu kişilerin farklı ve değişik yanları vardır.

❖Merdivenlerden aşağıya iniyoruz.

❖Önemsenmeyen gereksiz hatalar, büyük sonuçlar doğurabilir.

❖Buralara ayda yılda bir, seyrek olarak gelirdi.

❖Olanları gizli bir sır gibi kulağıma fısıldadı.

❖Mecburen seni aramak zorunda kaldım.

(17)

2- Sözcüğün Yanlış

Yerde Kullanımı

(18)

Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı

Sözcüklerin cümle içerisinde olması gereken yerde

kullanılmaması belirgin bir anlatım bozukluğuna yol açar.

Örneğin:

Domates, çok buzdolabında beklediği için çürümüş. (Yanlış) Domates, buzdolabında çok beklediği için çürümüş. (Doğru)

(19)

Her Allah’ın günü bu şarkıyı mı dinleyeceğiz?

(Allah’ın her günü bu şarkıyı mı dinleyeceğiz?)

Çok canım sıkılıyor ne yapsam acaba?

( Canım çok sıkılıyor, ne yapsam acaba?

Ağrısız kulak delinir.

(Kulak ağrısız delinir.)

Yeni yatağa girmiştim ki telefon çaldı.

(Yatağa yeni girmiştim ki telefon çaldı.)

(20)

İlk aklına geleni hemen söyledi.

(Aklına ilk geleni hemen söyledi.)

İzinsiz inşaata girilmez.

(İnşaata izinsiz girilmez.)

Bugün çok başım ağrıyor.

(Bugün başım çok ağrıyor.)

Uykusuz yola çıkmak hiç akıllıca değil.

(Yola uykusuz çıkmak hiç akıllıca değil.)

Ceset çok denizde kaldığından çürümüş.

( Ceset denizde çok kaldığından çürümüş)

(21)

Sıra Sizde ☺

(22)

Aşağıdaki cümlelerde geçen anlatım bozukluklarını bulunuz?

Yeni sokağa çıkmıştım ki kar başladı.

Yıllar sonra özlediğim eski mahalleme döndüm.

Her Ankara’ya gelişimde hüzünlenirim.

Size kısaca bildiklerimi anlatmak istiyorum

Doktor olarak doğduğu kasabaya döndü.

Deftersiz, kitapsız sınıfa öğrenci almam, demişti.

Alt katı iki üniversiteli genç kiraladı.

Cumhuriyet’in 75. kuruluş yıl dönümü törenlerle kutlandı.

(23)

3- Sözcüğün Yanlış Anlamda

Kullanılması

(24)

SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI

Sözcüklerin karşıladığı anlam iyi bilinmelidir. Bu olmazsa, anlatmak istediğimiz düşünce ile ortaya çıkan düşünce farklı olur. Bu nedenle konuşurken ya da yazarken, düşüncelerimizi tam ifade edecek

sözcükleri kullanmalıyız. Aksi hâlde düşüncelerimizi iyi anlatamayız, hatta sözümüz yanlış anlaşılabilir.

Türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor.

cümlesinde “kuraklık” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü bu sözcük

“toprak için nemi olmayan, çorak” anlamında kullanılır. Cümlede ise topraktan değil, gölden söz edilmiş. Öyleyse göllerde suyun çekilmesi söz konusu olabilir. Bu da “kuruma” sözcüğü ile anlatılabilir.

(25)

• Çocuğun sesi ta uzaklara kadar yansıdı. (yankılandı)

• Bu konuda gençleri azımsamak doğru değildir. ( küçümsemek)

• Çocuğun saçları ve tırnakları iyice büyüdü. (uzadı)

• Kardeşim, sınıfta çok çekimser davranıyor. (çekingen)

• Kıyamet günü de olsa elinizdeki fidanı ekiniz. (dikiniz.)

• Şehrimizi kapsayan çöpler temizlenmelidir. (kaplayan)

• Bize, iki nesne arasındaki ayrıntıyı anlattı. (ayrımı)

(26)

Kapkaççılar, kadının parasını zorla çalmışlar. (almışlar) Gelire göre, ülkenin geri kaldığını savundu. (ileri sürdü)

Beyşehir Gölü kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. (kuruma) Mevlana’nın ölümünün yıl dönümü kutlandı. (anıldı)

Kendimi insanlara yazar olarak tarif etmiyorum. (tanıtmıyorum) Adam, bıçağı çıkararak kadına batırdı. (sapladı)

Devlet başkanına ölümcül saldırı düzenlendi. (öldürücü) Gerçek eleştirmen, alanında yetkili olmalıdır. (yetkin)

(27)

• Arkadaşım eve geldi, ona bir şey ısmarlayamadım. (ikram edemedim)

• Hastanın kurtulma riski oldukça yüksektir. (şansı)

• Şehir, sonunda çirkin bir görüntüye kavuştu. (büründü)

• Onun sayesinde işlerimiz kötüye gitti. (yüzünden)

• Asitli içecekler tüketmek, uzun vadede fayda değil, zarar sağlar. (verir)

• Söylemleri, halk arasında isyan çıkmasını sağladı. (yol açtı)

(28)

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) Yaşlılara karşı hoşgörülü olmak önemlidir.

B) Beni şaşırtmaya devam ediyorsun.

C) Böyle davranışlar sergilemesi kendini küçük düşürmesine sebep oluyor.

D) Bu işi almamıza neden olduğun için sana minnettarız.

(29)

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN SÖZCÜKLER!!!

AYRICALIK: Üstün tutulma AYRILIK: Fark

ÇEKİMSER: Herhangi bir konuda karar bildirmemek.

ÇEKİNGEN: Ürkek, sıkılgan ÇOĞUNLUK: Sayı üstünlüğü

ÇOKLUK: Sayı ve ölçü yönünden çok olma durumu

(30)

PAHALI: Bir şeyin fiyatının yüksek olması, fiyat artışı YÜKSEK: Normal değerinin üzerinde olan.

KAPSAMAK: İçine almak, sınırları içine almak.

KAPLAMAK: Her yanı örtmek çepeçevre sarmak.

EKME: Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak.

DİKME: Yetiştirmek için bir bitkiyi dik olarak tutmak.

ÇOĞUNLUK: Sayı olarak çok olma durumu.

ÇOKLUK: Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu.

(31)

ÖĞRENİM: Bilgiyi öğrenmek işidir.

ÖĞRETİM: Bilgiyi aktarma işidir.

RESİM: Varlıkların doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlar ile kağıt, bez vb.

üzerinde yapılan biçimleridir.

FOTOĞRAF: Görüntüyü ışığa karşı dayanıklı bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit edilmesi, çekilmesidir.

UZAMAK: Boyu büyümek.

BÜYÜMEK: Bir bütünün bir bölümünde, boyut artışı, irileşme.

KUTLAMA: Önemli bir olayın gerçekleşmesi yıl dönümü dolayısıyla tören yapmak ANMA: Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılan tören

(32)

4- Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir

Arada Kullanılması

(33)

4- Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanımı

• Anlam bakımından birbiriyle ters düşen bazı sözcükler veya sözlerin cümlede bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.

• Cümlenin anlamında çelişki, genellikle “kesinlik” ve “olabilirlik” anlamı taşıyan sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanır.

(34)

ÖRNEKLER

Kayıp köpeğini yaklaşık tam üç gündür arıyor.

Cümlesinde “yaklaşık” sözcüğü bir ihtimali belirtirken, “tam” sözcüğü ise kesinlik yargısı taşır. Bu nedenle iki sözcükten biri cümleden çıkarılmalıdır.

İşten gelir gelmez yatağına yavaşça uzanıverdi.

Yukarıdaki cümlede “yavaşça” sözcüğü uzanma eyleminin yavaş bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtirken “uzanıvermek” sözcüğü eylemin çabucak

gerçekleştirildiğini belirtir. Bu durum anlamca çelişkiye neden olur. Bu nedenle

“uzanıverdi” yerine “uzandı” sözcüğü kullanılmalıdır.

(35)

Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.

(Kapının önünde üç beş nöbetçi vardı.)

Eminim ki bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

(Bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.)

Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda belki alacaksın.

(Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda alacaksın)

Ada vapuru, mutlaka bu saatlerde kalkmış olmalı (Ada vapuru, bu saatlerde kalkmış olmalı.)

(36)

SIRA SİZDE ☺

(37)

• Kesinlikle yarın gelebilirler.

• Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı.

• Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi.

• Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum.

• Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı

• Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak.

• Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum.

(38)

5- Deyim ve

Atasözlerinin Yanlış

Kullanılması

(39)

5- Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Kullanılması

Deyimler ve atasözlerini oluşturan sözcükler değiştirilemezler. Çünkü bu cümleler geçmişten günümüze kalıplaşmıştır.

✓Bu nedenle, atasözleri ve deyimlerin içerisinde bulunan sözcüklerin başka sözcükler ile değiştirilmesi ya da sözcüklerin cümle içerisindeki yerlerinin değiştirilmesi anlatım bozukluğuna yol açar.

(40)

ÖRNEKLER

Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.

cümlesinde “göz yummak” deyimi yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu, “kusurlarını hoş

karşılamak, görmezlikten gelmek” anlamında bir deyimdir. Yukarıdaki cümlede ise “kusur”

yok, bir kişinin iyilikleri var. Bu nedenle “göz yummak” deyimi yanlış kullanılmıştır: “Onun bize yaptığı iyiliklere minnettar kaldık.”

❖Müfettişlerin geleceğini öğrenen müdürün etekleri zil çalıyordu.

“Etekleri zil çalmak”, çok sevinmek, işleri yolunda olmak anlamında bir deyimdir. Bu deyimin yerine “etekleri tutuşmak” deyiminin kullanılması gerekir. “Etekleri tutuşmak” çok

heyecanlanmak anlamında bir deyimdir.

Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların canı burnuna gelmişti.

cümlesinde “canı burnuna gelmek” deyiminin yanlış kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Çünkü cümlede büyük bir tehlike ile yüz yüze gelme anlatılmaktadır.

“Canı burnuna gelmek” deyimi “çekilen sıkıntıların dayanılmaz hâle geldiği durumlar” için kullanılır. Doğrusu: “Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların yüreği ağzına gelmişti.”

(41)

Atasözü Yanlışlıkları:

Deveyi yardan uçuran bir tutam çiçektir. (ottur)

Akıllı düşman, akılsız arkadaştan hayırlıdır (dosttan) Akıllı köprü arayıncaya dek, deli nehri geçer. (suyu) Altın eşik, bakır eşiğe muhtaç olur. (gümüş)

Baş nereye giderse bacak da oraya gider. (ayak)

(42)

Deyim Yanlışlıkları:

• Bu sefer şeytanın ayağını kıracağız. (bacağını)

• Bu son olay üstüne tuz şeker ekti. (biber)

• Bir koyundan iki deri çıkmaz. (post)

• Haydi bakalım seç pirincin taşını. (ayıkla)

• Tüm itirazlara göz yummuştu. (tıkamıştı)

(43)

6- Mantık ve

Sıralama Yanlışlığı

(44)

6- Mantık ve Sıralama Yanlışlığı

Cümlede verilen kavramların önem sırasının karıştırılması ya da cümlenin mantık açısından yanlış oluşturulması sonucunda ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.

İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.

Bu cümlede mantık hatası yapılmıştır çünkü ilk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı bilinemez.

(45)

Mantık Hataları

• Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.

(Otomobilin bagajına bir kamyon dolusu silah sığmaz.)

• Aşağıya indiğimizde arabamızı çalınmış olarak bulduk.

(Araba ya vardır ya da yoktur. Çalınmış olarak bulunamaz.)

• Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğretmek istiyorum.

(Bildiklerimizi öğretebiliriz ama bilmediklerimizi öğretemeyiz.)

(46)

Sıralama Yanlışlıkları

“Kardeşim değil teşekkür almak, takdir bile alamaz.”

Doğrusu: “Kardeşim değil takdir almak teşekkür bile alamaz.”

“Avukat, bu davayı kazanamazsa mesleği bırakacağını, hatta bir daha bu tür davalara bakmayacağını söyledi.”

Doğrusu: “Avukat, bu davayı kazanamazsa bir daha bu tür davalara bakmayacağını; hatta mesleği bırakacağını söyledi.”

“Yüksek tansiyon hastaları hap kullanmazsa bu hastalık ölüme hatta felce yol açabilir.”

Doğrusu: “Yüksek tansiyon hastalan hap kullanmazsa bu hastalık felce hatta ölüme yol açabilir.”

(47)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Geçmişte hepimiz bu tür hatalar yaptık ama hiçbirimiz yılmadık.

B) Başta Türkiye’nin tüm şehirleri olmak üzere, Ankara ve İstanbul’da konser vereceğiz.

C) Roman, anlatımına yeni doğmuş bir bebeğin gözünden başlıyor.

D) Birbirimizi ömür boyu seveceğiz.

(48)

7- Anlam

Belirsizliği

(49)

7- Anlam Belirsizliği

Cümlede anlam belirsizliği iki farklı durumda oluşur.

a) Noktalama işareti eksik kullanmak anlam belirsizliğine yol açabilir.

Örnek:

Yaşlı adamdan su istedi.

Yukarıdaki cümleden iki farklı anlam çıkarılabilir.

1. Yaşlı bir adamdan su istenildiği

2. Yaşlı birinin, bir adamdan su istediği

Bu belirsizliği gidermek için “yaşlı” ve “adam” sözcüklerinin arasına virgül koyulmalıdır.

(50)

b) Cümle içerisinde şahıs zamiri belirtilmezse anlam belirsizliği ortaya çıkabilir.

Örnek

Kız kardeşini işyerinden aradılar.

Yukarıdaki cümlede kimin kız kardeşinin arandığı belirsizdir.

(Senin kız kardeşin mi? Onun kız kardeşi mi?)

Bu belirsizliği gidermek için cümlenin başına şahıs zamiri getirilmelidir.

Doğru cümle şu şekilde olur:

Onun kız kardeşini işyerinden aradılar.

(51)

Genç adamın arkasından koşuyordu. (Y)

Birisi genç adamın arkasından mı koşuyor yoksa genç biri, bir adamın arkasından mı koşuyor?

Genç, adamın arkasından koşuyordu. (D)

Küçük ağacın arkasına saklandı. (Y) Küçük, ağacın arkasına saklandı. (D)

Dün gece sunduğun teklifi iyice düşündüm. (Y)

Çıkan anlamlar: Teklifi dün gece düşündüm. Teklifi dün gece sundun.

Dün gece, sunduğun teklifi iyice düşündüm. (D)

(52)

Teşekkürler☺

Haydi Konuyu

Tekrar et ;)

Referanslar

Benzer Belgeler

Birden fazla heceye sahip kelimelerde ünlülerin atılarak ünlülerin atılarak ünlülerin atılarak ünlülerin atılarak hece sayısının azaltılması halinde

Anti-HBs pozitif ve anti-HBc negatif sonucu olan örneklerin, aşı sonrası immün yanıt geliştirmiş kişilerden alınmış olduğu düşünüldü ve bu kişilerden istenen

İlettikleri duygu ve düşünce bakımından tamamen ters olan cümlelerdir.  Bir eserin değerini belirleyen anlattığı şey değil, onu anlatma şeklidir.  İçerikten

Daha az yetkin olan kişiler, üst bilişsel bece- rilerindeki eksiklik nedeniyle, kendilerindeki ya da bir başkasındaki yeteneği gördüklerinde bu yeteneği tanıma konusunda

Ülkemizde akarsu kaynaklarının bolca bulunması ve bu alanda yapılmış olan yatırımlar sayesinde yenilenebilir enerji kaynakları arasında elektrik enerjisi

Bu çalışmada Tunceli ili için aylık ortalama günlük global güneş radyasyonunu tahmin etmek için adaptif ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemi (Adaptive-Network Based

Yüzeysel bozunmaya uğramış H_60 ve W_60 deney gruplarının standart indeks değerine göre kıyaslandığında, SDI değeri belirlenemeyeceği ve beyaz tüflerde

Sabit sıcaklık gradyanında (G=6.68 K/mm), farklı büyütme hızlarında (V=8.33-175  m/s), doğrusal katılaştırılmış yalancı ötektik (pseuodoeutectic) Al-%13ağ.Mg 2