Petrol çoğunlukla neden çöllerde ya da kutuplara yakın yerlerde bulunuyor?
Burcu Yılmaz Petrol ve doğalgaz, genellikle teknonik plaka hareketlerinin yoğun olduğu bölge-lerde oluşuyor. Irmak deltaları ve kıtaların okyanuslar altındaki levha sınırlarında da petrol rezervleri bulunuyor.
Okyanus tabanlarında biriken ölü orga-nizmalar, oksijenin bulunmadığı ortamlar-da ısının ve basıncın etkisiyle petrole dö-nüşür. Ortamda oksijenin bulunmaması, hidrojen-karbon bağlarının korunmasını sağlar. Kıta hareketleri sayesinde oluş-makta olan okyanus tabanları, oksijenin de yokluğu sayesinde petrolün oluşabilmesi için ideal bir ortam oluşturur.
Kıtaların birleştiği yerlerdeki tektonik hareketler, organik maddelerin gömülme-sine neden olur ve gömülen organik mad-deler petrole ve doğalgaza dönüşür. Tüm bunlar milyonlarca yıl süren bir süreçte meydana gelir.
Çoğunlukla ekvatora yakın ılıman böl-gelerde gömülen bu organik maddeler, pet-role dönüşürken, bir yandan da aynı kıta hareketleri nedeniyle gezegenin farklı yer-lerine taşınır. Günümüzde, kıtaların yapısı petrolün çöllerde ve kutuplarda birikmesi-ne yol açmış durumda. Basra Körfezi, Av-rasya ve Arabistan yarımadasının çarpıştığı bir bölge olduğu için bu bölgede bol mik-tarda petrol bulunuyor. Bu bölgedeki kıta hareketlerinin geçmişte bundan daha fark-lı olduğu düşünülüyor. Önceden birbirin-den uzaklaşmakta olan iki plaka 20 milyon yıl önce meydana gelen bir değişimle bir-birine yaklaşmaya başlamış. Günümüzde körfez giderek daralıyor.
Spor yaptıktan sonra kaslarımızda meydana gelen ağrıların nedeni nedir?
Necati Güneş Bu ağrılar genellikle kaslarımıza aşırı yüklendiğimizde ortaya çıkar. Vücudumuz-daki enerjinin çoğu, glükozun oksijenle tepkimeye girmesi sonucu elde edilir. Eg-zersiz yaparken daha fazla enerji harcanır ve bunu karşılayabilmek için de daha fazla oksijen gerekir. İşte bu nedenle egzersiz yapar-ken daha sık ve daha de-rin nefes alma ihtiyacı du-yarız.
Bazı durumlarda, ör-neğin yeterince ısınmadan ağır yükler kaldırdığımız-da, dokulara giden oksi-jen yeterli olmaz. Vücudu-muz, bu eksiği kapatmak için glukozu piruvat ola-rak adlandırılan bir mad-deye dönüştürerek enerji elde eder. Eğer ortamda biraz olsun oksijen varsa, prüvat oksijenli enerji üretim döngüsüne dahil olur. Prüva-tın bu döngüye dahil olamadığı durumlar-daysa bu madde laktat adında bir madde-ye dönüştürülür. Kas hücreleri, 1 ila 3 da-kika arasında oksijensiz enerji elde edebi-lir. Ancak bu sırada kaslarda laktat birik-meye başlar.
Laktat miktarının artması, kaslardaki asitliği artırır. Bu da ağrıya, yorgunluğa ne-den olur ve kasların kapasitesini geçici ola-rak düşürür. Aslında bu güç kaybı, aşırı zorlamadan dolayı kasların ciddi bir şekil-de yaralanmasını önler. Kasların üzerinşekil-de- üzerinde-ki yük azaldığında ve oksijen yeterli düze-ye ulaştığında laktat prüvata dönüşmedüze-ye başlar. Oksijenli solunum başladığında, kaslardaki laktat giderek azalır, ancak ne-den olduğu ağrı bir süre devam eder.
Ağır egzersiz yapmaya başlamadan ön-ce önön-ce ısınma hareketleri yapılması öne-rilir. Bunun nedeni, damarlardaki kan
akı-şının hızlanarak kaslara daha fazla kan ta-şınmasını sağlamak, dolayısıyla da kaslar-daki oksijen miktarını artırmaktır. Böyle-ce, kaslarda laktik asit birikmesinin önüne geçilebilir. Yine, ağır egzersizden sonra ha-reketin aniden kesilmemesi, bir soğuma egzersiziyle bitirilmesi önerilir. Böylece kaslara giden oksijen miktarı yüksek tutu-larak laktik asit ve prüvatın yıkımı sağlan-mış olur.
Musluktan doldurulan bir bardak su bekletildiği zaman neden içinde su kabarcıkları oluşur?
Kadir Okumuş Sudaki bu kabarcıkların nedeni suyun içinde çözünmüş halde bulunan gazlardır. Atmosferi oluşturan oksijen ve azot gibi gazlar suda çözünebilir. Suyun çözebilece-ği gaz miktarı, suyun sıcaklığına ve basın-cına bağlıdır. Suyun sıcaklığı ne kadar dü-şük, basıncı da ne kadar yüksekse, o ka-dar çok miktarda gazı çözebilir.
Musluktan bardağa doldurulan suyun basıncı aniden düşer. Eğer su fazla mik-tarda çözünmüş gaz içeriyorsa bu sırada bardakta hava kabarcıkları oluşur. Bazen, musluktan akan suyun beyaz renkte oldu-ğunu görürüz. Bu, genellikle borulardaki basınç çok yüksek olduğunda meydana ge-lir. Musluktan akarken aniden basıncı dü-şen suyun içinde hava kabarcıkları oluşur.
Musluktan doldurulduktan sonra oda sı-caklığında bırakılan bir bardak su, ısınınca da bardağın içinde hava kabarcıkları belir-meye başlar. Sıcak su daha az miktarda ga-zı çözebildiğinden, su ısındıkça bardakta kabarcıklar oluşmaya başlar.
Bu olayı, kapağını açtığımız bir maden suyu ya da gazoz şişesinde de gözleyebili-riz. Şişenin kapağı açıldığında içindeki ba-sınç aniden düşer ve kabarcıklar belirir. Sı-caklığın etkisini de kolayca görebiliriz. So-da ya So-da gazoz ne kaSo-dar sıcaksa kapak açıl-dığında o kadar çok kabarcık çıkar. A l p A k o ğ l u BiLiMveTEKNiK Kasım 2008101