• Sonuç bulunamadı

YAKIN DO

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YAKIN DO"

Copied!
77
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAKIN DOĞU ÜNĐVERSĐTESĐ

EĞĐTĐM BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

BĐLGĐSAYAR ve ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI

ÖĞRETMEN ADAYLARININ EĞĐTĐMDE SOSYAL PAYLAŞIM SĐTELERĐNE YÖNELĐK GÖRÜŞLERĐNĐN VE ĐNTERNET BAĞIMLILIĞI RĐSK DÜZEYLERĐNĐN

BELĐRLENMESĐ

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Murat Bulut

Danışman: Yard. Doç. Dr. Fezile Özdamlı

Lefkoşa Haziran, 2013

(2)

ÖZET

ÖĞRETMEN ADAYLARININ EĞĐTĐMDE SOSYAL PAYLAŞIM SĐTELERĐNE YÖNELĐK GÖRÜŞLERĐNĐN VE ĐNTERNET BAĞIMLILIĞI RĐSK DÜZEYLERĐNĐN

BELĐRLENMESĐ

Bulut Murat

Yüksek Lisans , Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı

Tez Danışmanı : Yard. Doç. Dr. Fezile ÖZDAMLI

Haziran 2013 , 85 Sayfa

Bu çalışma lisans düzeyinde eğitim alan Eğitim Fakültesi öğrencilerinin internet kullanma düzeylerini inceleyerek, sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri ve internet bağımlılığı risk düzeylerinin arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla yapılmıştır. Öğretmen adaylarının(öğrencilerin) sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşlerini ve internet bağımlılığı risk düzeyini inceleyen bu çalışma tarama niteliğindedir. Bu araştırmanın çalışma grubunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki 6 üniversitenin Eğitim Fakültesinde eğitim alan 832 lisans öğrencisi ile oluşturmaktadır.

Çalışmada , öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri ve internet bağımlılığı risk düzeylerinin belirlenebilmesi için , üç bölümden oluşan veri toplama aracı kullanılmıştır. Veri toplama aracının ilk bölümü demografik bilgileri içeren kişisel bilgi formundan ; ikinci bölümünde sosyal paylaşım sitelerine yönelik öğrenci görüşleri ile ilgili ölçek kullanılmıştır. Üçüncü bölümde ise Kimberly Young’un Đnternet Bağımlılığı Testi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, istatistik uzmanlarının görüşleri doğrultusuda uygun istatistiksel teknikler kullanılarak analiz edilip tablolar oluşturularak açıklanmış ve yorumlanmıştır. Araştırmanın sonucunda; Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri ile internet bağımlılığı riskleri arasında orta düzeyde pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki vardır. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerini eğitimde kullanılmasına yönelik görüşlerinin olumlu olduğu belirlenmiştir. Ayrıca internet bağımlılığı risklerinin normal düzeyde olduğu ortaya çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler : Sosyal Paylaşım Siteleri, Đnternet Bağımlılığı, Đnternet , Öğretmen

(3)

ABSTRACT

EDUCATION FOR NOMINEE TEACHERS SOCIAL NETWORKING SITES DETERMINATION OF RISK LEVELS OF OPINIONS AND INTERNET ADDICTION

Bulut Murat

Master of Arts,Department of Computer Education and Educational Technology Thesis Advisor: Assoc. Prof. Dr. Fezile Özdamlı

June 2013, Page 85

Faculty of Education students studying at the undergraduate level, this study by examining the levels of Internet usage, and their opinions on social networking sites was carried out to investigate the relationship between Internet addiction risk levels Nominee of Teacher a (students), social networking sites, this study examines the level of risk for the views and Internet addiction is a scan Turkish Republic of Northern Cyprus This study group of 832 undergraduate students from six universities and the Department of Education is education.

In the study, the opinions of students on social networking sites and Internet addiction in order to determine risk levels, consisting of three parts were used for data collection. The first part of the data collection tool, personal information, including demographic data form the second part of the questionnaire was used on the views of students on social networking sites and In the third chapter of Kimberly Young's Internet Addiction Test. The data obtained in this study, the opinions of experts in statistical tables to fully analyze and creating appropriate statistical techniques are explained and interpreted. As a result of the study, teachers' comments on social networking sites and Internet addiction in a positive and significant relationship between the risk is moderate. To using nominee teacher attitudes towards social networking sites was determined that in education. In addition, the risk of Internet addiction has been revealed on normal level.

The Keywords are: Social Networking Sites, Internet Addiction, Internet and Nominee Teacher

(4)

ÖNSÖZ

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı, yüksek lisans programının gereği olarak hazırlanan bu çalışma, öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri ile internet bağımlılığı risk düzeylerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Çalışma, beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde konuya giriş yapıldıktan sonra çalışmanın problemine, amacına, önemine ve sınırlılıklara yer verilmektedir. Đkinci bölümde, araştırma konusunun kavramsal çerçevesi ve konu ile ilgili araştırmaların açıklanması verilmiştir. Üçünde bölümde ise, araştırmanın modeli, çalışma grubu, veri toplama araçları, veri toplama araçlarının oluşturulması, verilerin çözümü ve yorumlanması ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Dördüncü bölüm ise bulguları ve yorumları içermektedir. Elde edilen bulgulara dayalı olarak ulaşılan sonuç ve öneriler de beşinci bölümde açıklanmıştır.

Yüksek lisans tezimi hazırlama sürecimde bana her türlü desteği gösteren, tez hazırlama aşamasında yaşadığım her türlü sıkıntıda bana destek olup çalışmaya teşvik eden, büyük bir özveri ile çalışmalarıma katkı sağlayan ve emeğini esirgemeyerek bana yol gösteren saygıdeğer tez danışmanım Yard. Doç. Dr. Fezile ÖZDAMLI’ya ve bölüm başkanımız Prof. Dr. Hüseyin UZUNBOYLU’ya teşekkürü bir borç bilirim.

Ayrıca, tez hazırlama sürecinde verilerin elde edilmesi için veri toplama aracının uygulanmasında yardımlarını esirgemeyen Arif YILDIZ ve Pınar ZEYTUN’a verilerin SPSS programına girilmesinde bana yardımcı olan Burç ERĐŞ ve Metin GÜNEŞ’e teşekkür ederim.

Saygılarımla, Murat BULUT Lefkoşa, 2013

(5)

ĐÇĐNDEKĐLER

ÖZET ... 2

ABSTRACT ... HATA! YER İŞARETİ TANIMLANMAMIŞ. ÖNSÖZ ... 4 İÇİNDEKİLER... 5 TABLOLAR LİSTESİ ... İX ŞEKİLLER LİSTESİ ... İX BÖLÜM I GĐRĐŞ ... 1 Problem ... 1 Araştırmanın Amacı ... 5 Araştırmanın Önemi ... 6 Araştırmanın Sınırlılıkları ... 6 Tanımlar ... 6 Kısaltmalar ... 7 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR ...Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Đnternet ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Türkiye’deki Đnternet Kullanımı ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Sosyal Paylaşım Siteleri ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Sosyal Paylaşım Sitelerinin Tarihsel Gelişimi ... 13

Usenet (Kullanıcı Ağları) ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. IRC, ICQ ve Anlık Mesajlaşma ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Tanışma Siteleri ... 14

Sixdegrees ... 14

Facebook ... 15

(6)

Sosyal Paylaşım Sitelerinin Olumlu ve Olumsuz Yönleri ... 16

Sosyal paylaşım sitelerinin olumlu yönleri ... 16

Sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz yönleri ... 18

Sosyal Paylaşım Sitelerinin Eğitim Sistemindeki Yeri ... 20

Sosyal Paylaşım Siteleri Hakkındaki Sayısal Veriler ... 23

BAĞIMLILIK VE ĐNTERNET BAĞIMLILIĞI ... 26

Bağımlılık ... 26

Đnternet Bağımlılığı ... 27

Đnternet bağımlılığının nedenleri ... 28

Đnternet bağımlılığının belirtileri ... 30

ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR ... 32

BÖLÜM III YÖNTEM ... 40

Araştırmanın Modeli ... 40

Çalışma Grubu ... 40

Veri Toplama Araçları ve Uygulama ... 41

Kişisel Bilgi Formu ... 41

Sosyal Paylaşım Sitelerine Öğrenci Görüşleri Ölçeği ... 41

Đnternet Bağımlılığı Testi ... 41

Uygulama ... 41

Verilerin Çözümü ve Yorumlanması ... 42

Sosyal Paylaşım Sitelerine Yönelik Görüş Ölçeğinin Değerlendirilmesi ... 42

Đnternet Bağımlılığı Testinin Değerlendirmesi ... 42

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR ... 44

Katılımcıların Demografik Özellikleri ... 44

Cinsiyet ... 44

Yaş ... 44

Üniversite ... 45

Öğretmen Adaylarının Kullandıkları Sosyal Paylaşım Siteleri ... 45

Öğretmen Adaylarının Sosyal Paylaşım Sitelerini Kullanım Sıklıkları ... 46

Öğretmen Adayların Sosyal Paylaşım Sitelerinde Kullandıkları Uygulamalar ve Özellikler ... 47

(7)

Öğretmen Adaylarının Eğitimde Sosyal Paylaşım Sitelerine Yönelik Görüşleri ... 50

Öğretmen Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Sosyal Paylaşım Sitlerine Yönelik Görüşleri .. 50

Öğretmen Adaylarının Đnterneti Kullanım Yıllarına Göre Sosyal Paylaşım Sitelerine Yönelik Görüşleri ... 52

Öğretmen Adaylarının Đnternet Bağımlılığı Riskleri ... 55

Öğretmen Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Đnternet Bağımlılığı Riskleri ... 56

Öğretmen Adaylarının Günlük Đnternet Kullanım Saatlerine Göre Đnternet Bağımlılığı Riskleri ... 57

Öğretmen Adaylarının Sosyal Paylaşım Sitelerine Yönelik Görüşleri ve Đnternet Bağımlılığı Risk Düzeyleri Arasındaki Đlişki ... 58

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERĐLER ... 59

Sonuçlar ... 59

Öneriler ... 62

(8)

TABLOLAR LĐSTESĐ

Tablo 2.1 Đnternet kullanımı ve nüfus arasındaki ilişkiyi gösteren tablo .... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 2.2 Dünyada en çok Facebook kullanıcısına sahip on ülke ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 2.1 Đnternet kullanımı ve nüfus arasındaki ilişkiyi gösteren tablo .... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 2.2 Dünyada en çok Facebook kullanıcısına sahip on ülke ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 3.1 Çalışma grubu kişi sayısı ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Tablo 4. 1 Öğretmen Adaylarının Cinsiyet'e Göre Dağılımları ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 2 Öğretmen adaylarının yaşlara göre dağılımı ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Tablo 4. 3 Öğretmen adaylarının üniversitelerine göre dağılımı ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 4 Öğretmen Adaylarının Kullandıkları Sosyal Paylaşım Siteleri .. Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 5 Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerini ziyaret sıklıkları ... Hata! Yer

işareti tanımlanmamış.

Tablo 4. 6 Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerini ziyaret sıklıkları ... Hata! Yer

işareti tanımlanmamış.

Tablo 4. 7 Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerinde kullandıkları uygulama ve özellikler ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

Tablo 4. 8 Öğretmen adaylarının güvenlik önlemleri ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Tablo 4. 9 Öğretmen adaylarının vermekten kaçındığı bilgiler ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 10 Öğretmen adaylarının eğitimde sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri Hata!

Yer işareti tanımlanmamış.

Tablo 4. 11 Cinsiyete göre sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 12 Đnternet kullanım yıllarına göre sosyal paylaşım sitelerine yönelik görüşleri Hata!

Yer işareti tanımlanmamış.

Tablo 4. 13 Öğretmen Adaylarının Đnternet Kullanım Yıllarına Göre Sosyal Paylaşım

Sitelerine Yönelik Görüş Puanlarının ANOVA Sonuçları ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 14 Öğretmen Adaylarının Đnternet Bağımlılığı Test sonuçları ... Hata! Yer işareti

tanımlanmamış.

Tablo 4. 15 Öğretmen Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Đnternet Bağımlılığı Test sonuçları ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. Tablo 4. 16 Öğretmen Adaylarının Đnternet Kullanım Saatlerine Göre Đnternet Bağımlılığı

(9)

Tablo 4. 17 Öğretmen Adaylarının Đnternet Kullanım Saatlerine Göre Đnternet Bağımlılığı ANOVA Testi sonuçları ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ

Şekil 2.1 Sosyal ağların 2008-2013 yılları arasındaki Pazar payları ... 25

BÖLÜM I

GĐRĐŞ

Çalışmanın bu bölümünde problem durumu, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, sınırlılıkları, yöntemi ve tanımlar yer almaktadır.

Problem

Đçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da gelişme göstermiştir. Tüm dünyada internet altyapısının büyük bir hızla gelişmesi internet üzerinden veri paylaşımını da kolaylaştırmıştır. Her türlü bilgi paylaşımının hızlı olması eğitimde de geleneksel yaklaşımların terk edilerek teknolojik gelişmelerin eğitim sistemine de entegre edilmesi ihtiyacını doğurmuştur.

Teknolojinin sağladığı tüm olanaklardan yararlanılması zorunluluğu, eğitim sistemindeki temel amacı da değiştirmiş ve eğitimciler tarafından mevcut bilgilerin aktarılmasından ziyade yeni bilgilere ulaşma becerilerinin kazandırılmasına yönelirmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da etkisini göstermiş ve eğitimin yapısı, işleyişi, kapsamı ile birlikte bu bağlamdaki kişilerin rollerinde de değişiklikler gözükmüştür (Mazman, 2009). Günümüzde insanlar arasında gittikçe artan bilgi üretme, ürettiği bilgiyi saklama,

(10)

paylaşma ve gerektiğinde bu bilgiye ulaşma istekleri internet destekli yeni uygulamaların geliştirilmesini gerektirmektedir (Çetin, 2008).

Bilgisayar ve internet sayesinde birçok konudaki bilgiye daha kolay, ucuz ve hızlı bir şekilde erişim imkanı doğmuştur. Bu imkanların sağlanmasına da en çok sosyal paylaşım siteleri yardımcı olmaktadır. Sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile kullanıcılar, diğer kullanıcı olan arkadaşları ile iletişime geçmekte, video izlemekte, müzik dinlemekte, dinlediği müziği ve videoyu paylaşmakta, kişisel ilgi alanına giren sosyal olaylar hakkında yorum yapmakta, her türlü görüşünü açıklamakta, birçok uygulama paylaşmaktadır.

Kara ve Coşkun’un da belirttiği gibi (2012) , Özmen sosyal ağ sitelerini “kişilerin, kendilerine ait bir alan oluşturarak sistemi kullanan diğer kullanıcılarla bir araya gelerek etkileşim içine girmelerine olanak sağlayan sanal ortamlar” olarak tanımlanmıştır. Zaman içinde toplumu değişime uğratan sosyal paylaşım siteleri, insanlara ve insana dair birçok kavramın yeniden tanımlanmasını sağlamaktadır. Đnternet teknolojilerinin gelişmesi ve değişmesiyle birlikte sosyal paylaşım siteleri yeni bir sosyalleşme ortamı yaratmaktadır (Özkan, 2013).

Paylaşıma dayalı bir sosyal ortamın simüle edildiği sosyal paylaşım ağları, bireylerin duygu, düşünce, durum, resim, video, müzik gibi birçok paylaşımla kurulan sosyal etkileşime zemin hazırlayarak sosyalliğe ve sosyalleşmeye dair eylemleri, aslında uygun bir şekilde yeniden yapılandırmaktadır (Göker, Demir, Doğan 2010).

Çoğunlukla ergenler ve yetişkinler tarafından kullanılan Facebook, Myspace, YouTube, weblogs ve wiki gibi sosyal ağların, bireyler tarafından araştırma ya da bilgi edinme amaçlı değil, daha çok günlük yaşamlarının bir uzantısı olarak, arkadaşlarına kendi hayatlarını açmak, kendilerini diğerlerine tanıtmak için kullanıldığına; diğer yandan, sosyal paylaşım sitesi kullanıcılarının sayılarının yoğunluğu nedeniyle eğitimcilerin de bu araçları öğrencileri ile iletişimin aktif ve farklı bir biçimi olarak kullanma yoluna gitmesi gerektiğine ve öğrencilerin sosyal ağ siteleri üzerinden katılımlarının sağlanmasına dikkat çekilmektedir (Mazman, 2009)

Đnternet bağımlılığı; Facebook, Myspace, Friendster’den sonra hızla yayılan ve bir tsunami olarak görülen olgudur. Öğrenciler arasında bağımlılık düzeyinde farklılık olup

(11)

olmadığını belirlemek üzere cinsiyet yönü, akademik başarı ile bağımlılık düzeyi arasındaki ilişki incelenmiştir. Facebook kullanıcısı olan 50 öğrencinin bağımlılık düzeyleri %54 (yüksek düzey ilgi) olarak saptanmıştır. Yine, erkeklerin kızlara göre daha yüksek seviyede bağımlı olduğu bulgular arasındadır. Ortalama olarak öğrencilerin Facebook’ta süre tüketimi bir günde iki saat olarak tespit edilmiştir. Arkadaş sayıları ise 200-300 kişi arasında baskındır.

Facebook, 1.6 miyar kullanıcıya sahip olan ve günümüzde en popüler sosyal siteleri arasında gösterilen bir web sitesidir. Facebook, 2004 ayının Şubat ayında Mark Zuckerberg tarafından kurulmuştur. Zuckerberg, sitenin tasarım şefliğini yapmış, pazarlama stratejileri geliştirmiştir. Đlk olarak 27 ülke tarafından kullanılıp daha sonra Dünya çapında kabul görmüştür. Özellikle 2006 yılından bu yana popülerlik dolaşımın arttırmış durumdadır. Şubat 2011 tarihine kadar, Facebook’un 635 milyondan fazla aktif kullanıcı vardır. Facebook aslında insanları desteklemek için sosyal bir ortam olarak hizmet vermektedir. Đnsanlar arkadaşlarıyla, aileleriyle daha verimli iletişim sağlayabilmektedirler. Yapılan araştırmalarda Facebook’ un üniversite öğrencileri tarafından ziyaret edilen bir web sitesi olduğu ön plana çıkmıştır (Effendi, 2011). Ayrıca Facebook üzerinde;

• %50 civarında aktif kullanıcı her gün sörf yapmakta.

• 35 milyondan fazla kullanıcı kendi durumunu her gün yenilemekte.

• 60 milyondan fazla kullanıcı güncellediği durumu paylaşmakta.

• Her ay 3 milyardan fazla fotoğraf yüklenmekte.

• 70’den fazla çeviri mevcuttur.

• 100 milyondan fazla aktif kullanıcı telekomünikasyon ekibi kullanarak Facebook’ta sörf yapmakta.

Đnternet üzerinde mevcut literatür ve kamu tartışmalarının çoğu internetin aşırı kullanımına karşı önyargılıdır, ancak bunun yanında internet kullanımının olumlu yönleri de göz ardı edilmemektedir. Bu faydalara sosyal ağlarla güncellenmiş bilgilere ulaşmak, kaynak erişimi, fikir alış verişi örnek verilebilir.

(12)

Đnternet çağdaş yaşamın önemli bir parçasıdır ve bu anlayışa paralel olarak hızla büyüyen büyük bir akım haline gelmiştir. Murali ve Geonrge (2007), internetin normal ve patolojik kullanımı arasındaki farklar şu şekildedir; Patolojik kullanım = Sosyal ilişkileri askıya almak, yakın arkadaşlarla-aileyle sosyal ilişkileri koparmak, internet olmadan huzursuz olmak, interneti ihtiyaç dışı olarak uzun süreli kullanmak.

Đnternet bağımlılığı üzerinde yapılan literatür taramalarında etken olarak uzlaşma eksikliği, depresyon, dürtü kontrol eksikliği, saldırganlık ve utangaçlık gösterilmektedir. Sorunlu internet kullanımı huzursuzluk, yorgunluk, sosyal izolasyon, depresyon birçok fiziksel ve ruhsal sorunları doğurabilir. Đnternet bağımlılığı olarak bilinen bu modern hastalığın sonuçları toplumları olumsuz bir yönde etkileyebilir (Israelashvili, 2012).

Son on yılda internet bağımlılığı yeni ortaya çıkan ruh sağlığı sorunları arasında büyük bir artış göstermiştir. Đnternet bağımlılığı bireylerin kişilik özellikleriyle bağlantılıdır. Bu çalışmada potansiyel bağımlılık üzerinde durulmaktadır. Đnternet bağımlılığının klinik olarak yaygınlığını değerlendirmek, kişilik etkileşimini incelemek çalışmanın diğer amaçlarındandır. Buna yönelik olarak Đngiltere’de bir üniversitede 2257 öğrenciden veriler toplanmıştır. Sonuç olarak öğrencilerin %3.2‘si internet bağımlısı olarak sınıflandırılmıştır. Özellikle online alışveriş ve sosyal online faaliyetler önemli oranda internet bağımlısı olma riskini arttırmaktadır (Kuss, Griffiths ve Binder, 2013).

Sürekli iletişim ve etkileşimi sağlayan sosyal ağlar, yeni iletişim ve etkileşim şekilleriyle bu bağlamda kendini geliştirmekte ve yeni sosyal ağların doğmasına olanak vermektedir. Kişilerarası ilişki ve kişilerarası iletişim kavramları birlikte ele alındığı gibi, kişilerarası iletişim kaynağını insanların oluşturduğu veya iki kişinin arasında gerçekleşen iletişim veya etkileşimdir. Kişilerarası iletişimin yüz yüze olması ve etkileşim içeren mesajların iletilmesi bağlamında iki yönlüdür ve karşılıklı mesajların alışverişini içermesi olarak bilinir. Bu bağlamda sanal ortamları da kapsayan kişilerarası ilişkiler ve iletişimi olumlu ve olumsuz etkileyen faktörler göz önüne alınabilir (Özkan, 2013).

Đnternet kullanımının yaygınlaşması ve kullanıcı sayısının günden güne artmasıyla internet kullanımının olumlu ve olumsuz yönleri araştırılmaktadır. Bir kısım araştırmalar internet kullanımının olumlu yönlerinin olduğunu tespit etse de bazıları olumsuz etkileri olduğunu da tespit etmişlerdir (Beyatli, 2012).

(13)

Bu alanla ilgili yapılmış olan araştırmaların sayısının az olması, internet bağımlılığının özellikle öğrenciler arasında artışının gözlemlenmesi, bağımlılığın önüne geçilerek sağlıklı internet kullanımı konusunda öğretmen adaylarının bilinçlendirilerek eğitim sisteminin bilinçli öğretmenler tarafından entegrasyonunun sağlanması zorunluluğu, yeni çalışmaların yapılması gereğini ortaya çıkarmaktadır.

Bu bilgiler ışığında kullanıcılarının çoğunluğunu ergen ve yetişkinlerin oluşturduğu sosyal paylaşım sitelerine yönelik gelecekte çocukları yetiştirecek olan öğretmen adaylarının görüşlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Sosyal paylaşım sitelerinin öğrenciler üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri, eğitimde nasıl kullanılabileceği, bu sitelerin kullanım sıklığı, paylaşılan bilgilerin türü, bilgi paylaşımının güvenli bulunup bulunmadığı, bu sitelerin kullanım amacı gibi sorular çerçevesinde öğretmen adaylarının görüşlerinin tespit edilmesi gereksinimi olduğu söylenebilir.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, “Öğretmen adaylarının eğitimde sosyal paylaşım sitelerinin kullanımına yönelik görüşlerini ve internet bağımlılığı risklerini belirtmektir.”

Bu amaca ulaşabilmek için aşağıdaki alt amaçlar geliştirilmiştir:

1. Öğretmen adaylarının tercih ettikleri sosyal paylaşım siteleri hangileridir? 2. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerini kullanım sıklıkları nasıldır?

3. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerindeki kullandıkları uygulamalar ve özellikler nelerdir?

4. Sosyal paylaşım sitelerinde bilgi paylaşımının güvenliliği ve özel bilgilerin gizli tutulması konusunda endişe duyulmakta mıdır? Bu konuda bir önlem alınmakta mıdır? 5. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerinin eğitim sistemine entegre edilmesine yönelik görüşleri nelerdir?

6. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerinin eğitim sistemine entegre edilmesi hakkındaki görüşlerinde cinsiyete göre değişiklik olmakta mıdır?

7. Öğretmen adaylarının sosyal paylaşım sitelerinin eğitim sistemine entegre edilmesi hakkındaki görüşlerinde interneti kullanma yıllarına göre değişiklik olmakta mıdır?

(14)

9. Öğretmen adaylarının internet bağımlılığı risk düzeyleri cinsiyetlerine göre farklılaşmakta mıdır?

10.Öğretmen adaylarının internet bağımlılığı risk düzeyleri interneti kullanım saatlerine göre farklılaşmakta mıdır?

11.Sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile internet bağımlılığı arasında ilişki var mıdır?

Araştırmanın Önemi

Teknoloji, bilginin yayılımı, iletişimin ve sosyalleşmenin sağlanması gibi fonksiyonları ile günlük hayatın her alanında yer almaktadır. Bu kadar etkin bir aracın eğitim sitemini geleneksel kalıpların dışına çıkartarak daha verimli hale getirmesi için, eğitim sistemine entegrasyonu sağlanmalıdır. Bu bağlamda sosyal paylaşım sitelerinin öğrenciler üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerinin ortaya çıkartılması, bu sitelerin öğrenciler tarafından kullanım amaçlarının tespit edilmesi gerekmektedir.

Yapılan araştırmalar neticesinde, internetin aşırı ve takıntılı biçimde kullanımının bireyi bağımlılığa doğru sürüklediği tespit edilmiştir. Đnternet bağımlılığına yol açmayacak şekilde sağlıklı internet kullanımı ise eğitim sistemine entegre edildiği takdirde çok başarılı bir sistem oluşturulabilecektir. Bu nedenle öğretmen adaylarının internet kullanımını bağımlılığa dönüştürmeksizin öğrencilerine sağlıklı kullanımı öğretebilmeleri için sosyal paylaşım siteleri ile internet bağımlılığı konularında yetiştirmeleri gerekmektedir.

Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma, çalışmaya alınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan üniversitelerde okuyan 832 öğretmen adayı ile, süre olarak 2011-2012 eğitim-öğretim yılı ikinci yarıyılı ile, araştırma verilerinin sadece anket yöntemi ile toplanılmış olması mülakat, gözlem gibi tekniklerin kullanılmayışı çalışmanın sınırlılıklarını oluşturmaktadır.

(15)

Đnternet: Birçok bilgisayar sistemini birbirine bağlayan, istenilen bilgi ve belgeleri dünya

üzerinde yayan bir iletişim ağ teknolojisidir.

Sosyal Paylaşım Siteleri: Bireylerin, yarı açık yada açık bir profil oluşturmalarına, sistem

içerisinde bağlantıda oldukları diğer kullanıcıların profillerini listelemelerine, kendi profillerine ya da sistem içerisindeki diğer kullanıcıların oluşturdukları profillere, bağlantı listelerine bakmalarına ve takip etmelerine imkan sağlayan web tabanlı servislerdir.

Bağımlılık: Birey ve nesne arasında bireyin seçimiyle başlayan aynılık ve süreklilik

özelliği taşıyan boyutlu bir ilişkidir.

Đnternet Bağımlılığı: Đnternet bağımlılığı günlük yaşamdan kaynaklanan olumsuzluklardan kaçmak ya da kurtulmak için internete girmek ve sonlandırma, kesme gibi durumlarla ilgili kontrolü kaybetmek ve tüm bunlara bağlı olarak sosyal yaşamda yeni sorunlarla yüz yüze kalmaktır.

Öğretmen : Đnsana herhangi bir alanda bilgi kazandıran, öğrenmeye rehberlik eden

kişidir.

Sosyalleşme : Kişinin yaşadığı topluma bağlı olma sürecidir sosyalleşme. Sosyalleşmede

toplumsal etkileşim için gerekli aile yapısı, sosyo-kültürel yapı ve çevresel etkenler rol oynar.

Eğitim : Eğitim bireyin davranışlarında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak, istenilen

yönde değişme meydana getirme sürecidir.

Kısaltmalar

DAÜ : Doğu Akdeniz Üniversitesi GAÜ : Girne Amerikan Üniversitesi KKTC : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti LAÜ : Lefke Avrupa Üniversitesi

(16)

SPS : Sosyal Paylaşım Sitesi

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences UKÜ : Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi

WWW : World Wide Web YDÜ : Yakın Doğu Üniversitesi

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırmanın kavramsal çerçevesi ve konu ile ilgili araştırmalar açıklanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla internet, sosyal paylaşım ağları ve internet bağımlılığı alt başlıklarda incelenmiştir.

Đnternet

Ortaya çıktığı günden beri küresel anlamda çok hızlı bir gelişme kaydeden internet, iki veya daha fazla bilgisayarın birbirleriyle bağlantısı anlamına gelen bilgisayar ağlarının aralarında tekrar bağlantı kurmalarıyla oluşan sistemdir (Tsai, Lin ve Tsai, 2001; Gürol ve Sevindik, 2002). Başka bir tanımla, Đngilizce “international” (uluslararası) ve “network” (ağ) kelimelerinden meydana gelen internet, bireylerin, devlet kurumlarının ya da özel kuruluşların istedikleri bilgileri yayınlayabilecekleri ve aynı zamanda gereksinim duydukları her türlü bilgiye kolay, güvenli ve hızlı bir biçimde erişebilmelerini sağlar. Diğer bir ifadeyle internet, milyonlarca kişinin farklı mekanlarda, farklı zamanlarda birbirine bağlı olduğu bir bilgisayar ağıdır (Kıcı, 2012).

Đnternetin 90’lı yıllardaki kullanım amacı elektronik ortamda mektuplaşma (elektronik posta), sohbet etme, etkileşimli konferans, enformasyon kaynaklarına erişim, tartışma odalarında düşünceleri dile getirebilme, bir grup netdaşla bireysel veya grup

(17)

olarak konuşabilme (chat), haber gruplarından kişisel ilgilere yönelik konularla ilgili enformasyon alma, yazı-ses-görüntü dosyalarını başka bir bilgisayardan kendi bilgisayarına çekebilme, sanal ortamda alışveriş edebilme, kamusal bilgi ve belge gönderme/alma gibi etkinlikler ve eylemler yapılabilmektedir (Gürcan, 1999).

Đnternet ortamı, öğrenci ve öğretmenler için sınırsız bir bilgi kaynağıdır. Ayrıca öğrencilerin uzaktaki diğer öğrenciler ile ortak projeler gerçekleştirmeleri, uzaktan bilir kişi desteği ile sunumlar hazırlama, öğretmen tarafından yönetilen sınıf dışı tartışmaları gerçekleştirme, ders notlarının ve kaynaklarının yayınlanması, önemli etkinliklerin duyurulması, örnek projelerin ve etkinlik takviminin yayınlanması, değerlendirmelerin gerçekleştirilmesi gibi birçok etkinliğe olanak sağlar (Özdamlı, 2011). Karaman (2009)’a göre internet öğretim ortamlarında “bilgi kaynağı”, “iletişim-paylaşım ortamı” ve “öğrenme ortamı” rollerini üstlenmektedir.

Đnternetin bilgi kaynağı olarak kullanılması en basit anlamda, bireyin gündemi internet üzerinden takip etmesi öğretmenin kendi branşı ile ilgili araştırma yapması ders notları hazırlaması, öğrencilerin projelerini ve sunumlarını hazırlarken araştırma yapması şeklinde belirtilebilir (Özdamlı, 2011).

Özdamlı (2011)’e göre, Đnternet, iletişim ve paylaşımın yanı sıra öğretimin sunulduğu ve yaygın olarak kullanıldığı bir ortamdır. Öğretimin internet üzerinden sunulduğu ortamlar web tabanlı eğitim olarak nitelendirilmektedir.

Türkiye’deki Đnternet Kullanımı

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de internet kullanımı her geçen yıl artmakta ve daha fazla önem kazanmaktadır. Türkiye’de 2011 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanelerin %42,9’u Đnternet erişim imkânına sahiptir. Bu oran 2010 yılının aynı ayında %41,6’idi. 2009 yılında ise %30,0 iken, internet erişimi olmayan hanelerin %30,1’i evden internete bağlanmama nedeni olarak internet kullanımına ihtiyaç duymamalarını göstermişlerdir.

(18)

Türkiye Đstatistik Kurumunun açıkladığı bu verilerden de açıkça anlaşılacağı üzere Türkiye’de internet kullanımı her geçen sene daha da artmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanlar bu sanal dünyada gerçek dünyadaki ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakta hatta kendilerine yeni bir dünya kurmaktadır. Kurdukları sanal dünyada ihtiyaçları giderme dürtüsü internet kullanımını arttıran nedenlerdendir.

Türkiye’deki internet kullanımını internetworldstats isimli sitede yayımlanan verilere göre değerlendirecek olursak, 2000 yılında yetmiş milyonluk nüfusu olan ülkemizde iki milyon internet kullanıcısı olduğu açıklanmıştır. 2004 yılında nüfus üç milyon artarken internet kullanıcısı sayısı üç buçuk milyon artmıştır. 2006 yılına gelindiğinde, internete erişimin kolaylaşması ve ucuzlamasının etkisi sayısal verilere de yansımıştır. Anılan siteden edinilen bilgiye göre 2006 yılında nüfusu 74.709.412 olan Türkiye’de internet kullanıcısı sayısı iki yılda dört milyondan fazla artış göstermiş ve 10.220.000 kullanıcı sayısına ulaşmıştır. 2010 yılında ise artış oranı daha da artmış, neredeyse nüfusun yarısı internet kullanmaya başlamıştır.

2012 yılı üçüncü çeyrek itibariyle Türkiye’deki internet abone sayısının 20 milyona yaklaştı. Ancak 2012 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki internet abone sayısı 20

milyonu geride bıraktı. 2012 pazar verilerini açıklayan Bilgi Teknolojileri ve Đletişim Kurum (BTK), Türkiye’deki internet abone sayısının 20 milyonu geçtiğini duyurdu.

Söz konusu raporda yer alan verilere göre Türkiye’deki internet abonelerinin sayısı 2012 yılı sonu itibariyle 20.09 milyon aboneye ulaştı. 2011 yılına göre yüzde 42.3 büyüme kaydeden Türkiye’deki internet abone sayısı 2012 yılı üçüncü çeyreğe göre yüzde 3.8 artış gösterdi. 20.09 milyon abonenin 20.03 milyonunun geniş bant internet kullanıcısı olduğunu belirtmekte fayda var.

Tablo 2.1 : Đnternet kullanımı ve nüfus arasındaki ilişkiyi gösteren tablo

Yıl Kullanıcı Nüfus Artış Yüzdesi

2000

(19)

2004 5,500,000 73,556,173 % 7.5 2006 10,220,000 74,709,412 % 13.9 2010 35,000,000 77,804,122 % 45.0

Kaynak : URL – www.internetworldstats.com

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan gençlerin bilgisayar ve internet kullanımına ilişkin, Atay (2010) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına bakıldığında, gençlerin %56,5’i kişisel bilgisayara sahipken, %52,4’ü internet kafelere gitmektedir. Aynı çalışmada Atay (2010), bilgisayar kullanma amaçları ve ayrılan süre bakımından, sohbet ve oyun için bir günde 5 saatten fazla zaman ayrıldığını tespit ettiğini belirtmiştir.

SOSYAL PAYLAŞIM SĐTELERĐ

Sosyal ağlar, kullanıcılarla bağlantı kurmak için sistemde zorunlu bulunan kişisel bilgilerin paylaşılmasına olanak tanıyan, bir bağlantıyı paylaşanlarla diğer kullanıcıların listesinin birbirine eklemesi ve aynı zamanda sistemde bulunan her bir kişinin izin verdiği ölçüde birbirlerini görmesini sağlayan web tabanlı servis olarak tanımlanmaktadır (Vural ve Bat, 2010).

Sosyal paylaşım siteleri, bireylere sınırlandırılmış bir ortamda, isteğine göre herkese açık profil oluşturma, iletişim bağı olan kişileri listesine ekleme ve listelerindeki kişilerin sistemdeki diğerleri ile olan bağlantılarını izleme şansı veren web tabalı uygulamalar olarak tanımlanmaktadır (Boyd ve Ellison, 2007).

Genellikle sosyal paylaşım sitelerindeki kitleler, biyografileri, fotoğrafları ve bazı diğer kişisel bilgilerinin yer aldığı alanlarla, kişisel profil sayfasına sahiptirler. Buna ek olarak diğer site üyeleri de yorumda bulunabilmeleri için yazı boşluğuna sahiptir (Vural ve Bat, 2010).

Sosyal ağlarda genel olarak üç çeşit bağdan bahsedilebilir. Birincisi kullanıcının hareketinin diğerlerini nasıl etkilediğidir. Örneğin bir kullanıcı bir ürün aldığında arkadaşları da aynı çeşit üründen satın alır. Đkincisi bireylerin aynı şeyleri sevmesidir; yani kendilerine yakın olanlara dostça davranışlar göstermesidir. Üçüncüsü çevredir. Dış

(20)

faktörler hem arkadaş olan iki bireyin hem de onların hareketlerinin temel bağını oluşturmaktadır. Örneğin iki arkadaş aynı şehirde yaşamayı sever ve bu yüzden benzer şeyleri paylaşımda bulunabilirler (Anagnostopoulos 2008; Vural ve Bat, 2010).

Sosyal ağ uygulamalarının gelişimine bakıldığında, ilk olarak 1997 yılında Six.Degrees.com sitesi ile ortaya çıktığı, Livejournal, Friendster, LinkedIn, MySpace, Last.fm, Flickr, YouTube, Facebook gibi sitelerin de kısa süreli aralıklarla ortaya çıkarak fazla sayıda kullanıcının kaydolduğu ifade edilmektedir (Boyd ve Ellison, 2007).

Sosyal paylaşım sitelerinin genel özellikleri şöyle özetlenmiştir (Özkan ve McKenzie, 2008).

• Sosyal ağların birçoğu kullanıcıya e-posta, chat, mesajlaşma, video, blogging, dosya paylaşımı, fotoğraf paylaşımı gibi hizmet sağlayarak, kullanıcıların etkileşimini ve iletişiminikolaylaştırır.

• Sosyal ağlar kullanıcıların bir veritabanını tutar ve böylece kullanıcılar kolaylıkla arkadaşlarını bulabilir, gruplar oluşturabilir ve kendileri ile ortak ilgiye sahip bireyler ile paylaşımda bulunabilirler.

• Sosyal ağlar kullanıcıya çevrimiçi olarak kendi profilini oluşturma imkanı verir ve kendi sosyal ağlarını oluşturma olanağı sağlar.

• Sosyal ağların büyük çoğunluğuna ücret ödemezsiniz.

• Sosyal ağların birçoğu kullanıcıdan gelen dönüte göre yeni özellikler eklerler ve geliştirirler. Aynı şekilde açık kaynaklı versiyonları ise kullanıcının kendi uygulamalarını geliştirerek siteye entegre etmelerine olanak sağlar.

• Sosyal ağlar kullanıcının kendi erişim ve gizlilik kurallarını kendisinin düzenlemesini sağlar. Kullanıcılar hangi derecede, ne kadar ve ne paylaşmak istediklerine bu paylaşımları da hangi kullanıcıların görebileceğine karar verebilirler.

• Sosyal ağlar içerik, konu ya da ilgi alanına dayalı ilk nesil çevrim içi topluluklara odaklanmaktan çok birey temelli kişisel çevrim içi topluluklara odaklanır.

(21)

Sosyal paylaşım sitelerinin günümüze gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini bilmek, sosyal ağların şu anki kullanım amaçlarının daha verimli hale getirilmesine ve SPS’lerin eğitim sistemimize entegresi sırasında daha sağlıklı değerlendirmelerin yapılmasına yarayacağı kanısındayız.

Usenet (Kullanıcı Ağları)

1979’larda Duke Üniversitesi’nden Tom Truscott ve Jim Ellis internet kullanıcılarına Usenet'i oluşturarak genel mesajlarını göndermelerine izin veren dünya çapında bir tartışma platformu kurmuşlardır (Kaplan ve Haenlein, 2009; Bostancı, 2010). Birden fazla kullanıcıyı aynı ağ içerisinde bir araya getiren Usenet, kullanıcı temelli içerik oluşturmaya imkan vermesiyle sosyal medyanın ilk adımı niteliğindedir.

IRC, ICQ ve Anlık Mesajlaşma

Internet Relay Chat’in kısaltması olan IRC yani internet aktarmalı sohbet, sohbet, dosya paylaşımı ve bağlantı paylaşımı amacıyla 1988 yılında geliştirilmiştir. IRC, bugün bildiğimiz anlık mesajlaşmanın gerçek anlamda temel taşlarındandır. Genellikle Unix işletim sistemi tabanlı çalışmaktadır. 1995-96 yıllarında kişisel bilgisayarlar için geliştirilen ilk anlık mesajlaşma programı olan ICQ adını ingilizce “I seek you” cümlesinin okunuşundan almaktadır. Zamanla ilk örneklerini takip eden anlık mesajlaşma programlarının sayısı artmıştır (Bostancı, 2010).

Tanışma Siteleri

Kullanıcılarının kişisel bilgilerini oluşturmasına, fotoğraf eklemelerine ve birbirleriyle iletişim kurmasına izin veren tanışma siteleri kimi zaman ilk sosyal ağlar olarak kabul edilmişlerdir. Tanışma sitelerinde temel amaç yeni insanlar ile tanışmaktır. Tanışma sitelerinde kullanıcılar birbirlerinin profillerini inceleyerek iletişim kurabilmekte ve bu profil sayfaları boy, kilo, alışkanlıklar gibi flört amaçlı detaylı bilgiler içerebilmektedir (Bostancı, 2010).

(22)

Günümüz sosyal paylaşım siteleri anlamında ilk SPS Six.Degrees 1997 yılında ortaya çıkmıştır. Sixdegrees.com kullanıcılarına profil oluşturma, arkadaşlarını listeleme ve 1998 başlarında arkadaş listelerinde dolaşma imkanı vermiştir. Bahsedilen bu özellikler sixdegrees.com’dan önce elbette vardır. Profiller tanışma sitelerinde, arkadaş listeleri anlık mesajlaşma programlarında kullanılmıştır ama bu tüm kullanıcıların görebileceği şekilde değildir. Yine Classmates.com kullanıcıların ağları üzerinde dolaşmalarına izin vermiştir ancak kullanıcılar yılsonuna kadar profiller ve arkadaş listeleri oluşturamamıştır. Sixdegrees.com bu özellikleri bünyesinde barındıran ve kullanıcılarına sunan ilk sosyal ağ olmuştur. Sixdegrees.com kendisini kişilerarası bağlantı ve mesaj göndermek üzerine bir araç olarak düzenlemiştir. Milyonlarca kullanıcı çektiğinde ise bu isi sürdürmeyi başaramamış ve 2000 yılında kapanmıştır (Bostancı, 2010).

Facebook

En popüler ve en çok kullanıcıya sahip Facebook 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulmuştur. Önceleri yalnızca Harvard üniversitesi öğrencileri için kurulan Facebook bir süre sonra Boston civarındaki diğer okulları da kapsamıştır. Kuruluşunu takip eden ilk bir sene içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okullar dahil olmuştu. 2005 yılında Đngiltere, Meksika, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda vs. ülkelerdeki üniversitelerden üyelik kabülüne başlanmıştı. Facebook, 2006 yılında email adresi olan tüm internet kullanıcılarının üyeliğini kabul etmeye başlamıştı (Ergenç, 2011). Bugün, dünyanın en yaygın toplumsal paylaşım ağ haline gelen ve kullanımı tüm dünyada hızla yaygınlaşan Facebook, Google’dan sonraki en değerli firmalardan biri olmuştur (Karlı, 2012). Alexa (2012) çalışmasında internet sayfaları olarak Facebook’un dünya genelinde ikinci sırada yer alırken sosyal paylaşım sitelerinde 1. sırada yer aldığını belirtmiştir

Twitter

2006 yılında Jack Dorsey tarafından geliştirilen Twitter, dünya çapındaki popülaritesini gün geçtikçe arttırmış ve içerdiği uygulamaların programlama arayüzünün kısa mesaj gönderim ve alımı konusundaki olanaklarıyla internet dünyasının SMS’i olarak anılmaya başlanmıştır. 25 Nisan 2011’den itibaren Türkçe olarak kullanılmaya başlayan Twitter, sosyal medyanın en popüler araçlarından biri olarak gösterilmektedir. 2008'deki

(23)

ABD seçimlerinde özellikle Barack Obama tarafından sıklıkla kullanılan Twitter'dan Türkiye'deki son yerel seçimlerde de yararlanılmıştır. Ülkemizde de Twitter popülaritesini her geçen gün artırmakta, ünlüler, şirketler, sivil toplum kuruluşları, siyasi organizasyonlar ve devlet kurumları kitlelere seslerini duyurmak için sosyal medyanın etkili ortamlarından biri olan Twitter’da hızla yerini almaya devam etmektedir.

Sosyal Paylaşım Sitelerinin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Teknolojinin hızla gelişmesi kişilere avantaj sağlarken dezavantajları da beraberinde getirmektedir. Bazı yazar ve araştırmacılar bu gelişmelerin olumlu yönlerinin çoğunlukta olduğunu savunurken, bazıları ise olumsuz yönleri üzerinde durmaktadır. Teknolojik gelişmelerin beraberinde gelen internet kullanımının yaygınlaşması hakkında bazı yazar ve araştırmacılar, bu yaygınlaşmanın kullanıcılar için faydalı olduğunu savunurken, hiç kullanılmaması değil ancak zararları nedeniyle makul şekilde kullanılması gerektiğini savunan yazarlar da bulunmaktadır.

Günümüz iletişim anlayışında , olumlu görüşe sahip olan kuramcılara göre mümkün olan en fazla sayıda insanın aynı anda, aynı olaylardan, aynı biçimde haberdar olabilmesi açısından teknolojinin faydalarını savunmaktadırlar. Bu görüşe karşı olan kuramcılar ise, teknolojiyi reddetmemekte ve fakat bunun daha bilinçli ve denetlenebilir bir şekilde kullanılması gerektiğini savunmaktadırlar (Öztürk, 2011).

Sosyal paylaşım sitelerinin olumlu yönleri

Đnternet erişiminin kolaylaşması sonucu kullanımının yaygınlaşması nedeniyle kullanıcı sayısı artan sosyal paylaşım siteleri oldukça kolay kabullenilmiştir. Kullanıcıların etkileşim ve iletişimini sağlayan sosyal paylaşım siteleri bu vesileyle kişilerin sosyalleşmelerine katkıda bulunmaktadır. Kullanıcının kendi erişim ve gizlilik kurallarını kendisi düzenlemesinin sonucu olarak, kendi belirlediği sınırlar dahilinde, dilediği kişilerle bağlantı kurmak suretiyle sosyalleşmesi söz konusudur.

(24)

Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda sosyal paylaşım sitelerinin olumlu yönlerini (faydalarını) şu şekilde sıralayabiliriz (Onat ve Asman Alikılıç, 2008; Zafarmand, 2010; Öztürk, 2011):

1- Sosyal paylaşım sitelerinde kontrol tamamen bireyin kendindedir.

2- Sosyal paylaşım siteleri sadece bireyler için değil, kurumlar için de önemli bir araçtır. 3- Sosyal paylaşım sitelerinde her kurum, sosyal sorumluluk projelerini geniş kitlelere

duyurma imkanı bulabilir.

4- Sosyal paylaşım sitelerinde gruplar kurulabilir ve de çeşitli düşünceler ortaya koyulup , tartışılabilir.

5- Sosyal paylaşım sitelerinde üyeler için çeşitli uygulamalar (widgets/applications) gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamalarla kurumlar veya kullanıcılar, kendi hedef ve hizmetlerine yer vererek kendi sitelerini oluşturarak faaliyet geliştirebilmektedir. 6- Sosyal paylaşım siteleri, kurum ve kullanıcılar için ölçümleme ve değerlendirme

yapabilme olanağı sağlarlar.

7- Yeni kişilerle tanışmanın en çabuk, en zahmetsiz ve en ucuz yöntemlerinden biridir. 8- Sosyal paylaşım siteleri, sosyal paylaşım ortamlarından herkesin eşit şekilde

yararlanmasını sağlar.

9- Sosyal paylaşım siteleri, iletişimde karşılıklı ilişki ve konuşma fırsatı sunar.

10-Sosyal paylaşım siteleri, topluluklar oluşturulmasına ve paylaşımlarda bulunulmasına imlan sağlar.

11-Đnsanlar sosyal paylaşım siteleri yoluyla kendi bilgilerini, görüşlerini, görüntüler ve ses dosyalarını diğerleri ile paylaşabilmektedir.

12-Sosyal paylaşım siteleri, internet kullanıcılarını aynı anda hem üreten hem tüketen kişiler olarak şekillendirmektedir. Bu da eğitimde öğrencileri pasif olmaktan çıkararak aktif hale getirmekte ve eğitimde öğretmen merkezliden öğrenci merkezliliğe destek sağlamaktadır.

13-Sosyal paylaşım siteleri, kullanıcılarına istedikleri içerikleri seçme imkanı sağlar. Böylece kişiler sosyal paylaşım sitelerinde diğerlerinin seçtiği programlar ve bilgilerinden yararlanmanın yanısıra , sevdikleri ve istedikleri içerikleri internet ortamında ele geçirebilmektedir.

14-Sosyal paylaşım siteleri, ünlü kişilerin, siyasetçilerin, çeşitli şirketlerin ve kamu organizasyonlarının kendi kitlesi ile aracısız ilişkiler kurmalarına fırsat sunmakta ve

(25)

böylece onların her türlü şikayet ve önerisine gerektiği zaman çok hızlı ve rahatlıkla cevap verme imkanı sunmaktadır.

Sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz yönleri

Sosyal paylaşım sitelerinin olumlu yönleri yukarıda açıklanmıştır. Etkin iletişimin sağlanması ve hatta demokratik yönü gibi olumlu yönlerinden başka, elbette fazla ve bilinçsiz kullanımı gibi etkenlerden dolayı sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz yönleri de bulunmaktadır.

Kullanıcı sayısının çokluğu nedeniyle hayatımızın ortasına yerleşen sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz yönleri şu şekilde sıralanabilir (Onat ve Asman Alikılıç, 2008; Öztürk, 2011) :

1- Gerçekte açık olan veriler ve enformasyon sadece sosyal paylaşıma üye olan kişi ve sosyal paylaşım sunucusu arasındadır. Đnternet kullanıcılarının tamamına açık olduğu söylenemez.

2- Pek çok sosyal paylaşım sitesi aslında kapalı bir sunucudur. Đçeriğindeki bilgiler, kolaylıkla paylaşılamaz ve dışarıya dağıtılamaz, sosyal paylaşım sitesinin içinde kalmaktadır.

3- Sosyal paylaşım siteleri üyelerinin kişisel bilgilerini de bir başka sosyal paylaşıma dağıtmamakta ve paylaşmamaktadır.

4- Sosyal paylaşım sitelerine ait kullanıcılar, tüm şahsi bilgilerini bir platforma yönlendirememektedir.

5- Sosyal paylaşım sitelerinde yeterince açıklık yoktur. Üye profillerine ulaşabilmek için, çoğu sitede üyeler tarafından kabul görmek gerekmektedir.

6- Sosyal paylaşım sitelerine her gün yeni üyelerin katılmasıyla giderek kalabalıklaşması, iletişimde gürültü unsurunun ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.

7- Sosyal paylaşım siteleriyle kurulan ilişkiler, birebir gerçekleşmediği için, yüz yüze iletişimin, konferansların, fuarların ve hatta telefonla görüşmenin yerini alması beklenemez.

8- Đnternet hukuku ve internet ortamında halkla ilişkiler ve reklamlara yönelik kanunlar ülkeden ülkeye değişmektedir. Dolayısıyla kanuni sınırlamalar kurumların amaçlarına ulaşmaları konusunda zorluk çıkarabilmektedir.

(26)

9- Sosyal paylaşım sitelerinde kullanılan dil de başka bir dezavantajdır. Đngilizce’nin yaygın dil olması, sosyal paylaşım sitelerinin Đngilizce tasarlanıp oluşturulmasına neden olmuştur. Örneğin; Facebook sosyal paylaşım sitesi Türkçe dil desteği verirken Twitter sosyal paylaşım sitesi Türkçe dil desteği sağlayamamaktadır. Bu da eğitim kurumlarında sosyal paylaşım sitelerinden yararlanılması konusunda ülkemizde Facebook’tan yararlanılacağını fakat Twitter’dan yararlanılamayacağını göstermektedir. Bu da sosyal paylaşım sitelerinin en büyük dezavantajlarından birisi olarak ileri sürülebilir.

10-Đnternete bağlantı hızları bölgeden bölgeye ve hatta aynı ilin merkezinin farklı semtlerinde değişiklik göstermektedir. Bu değişim yüklü mesajların ve görsellerin yüklenme süresinde farklılıklar oluşturacağından, yüklemesi uzun süren uygulamalardan (application, widget) kullanıcılar kaçabilir. Bu da sosyal paylaşım sitelerinin senkron eğitim bağlamında kullanılmasında olumsuzluklara sebebiyet verir. 11-Sosyal paylaşım siteleri yoluyla çeşitli konularda binlerce kişi tarafından içerikler

üretilmektedir. Đçeriklerle ilgili iyi ve uygun filtreler bulunmadığı takdirde, özel bir konuda bilgi sahibi olmak isteyen insanlar, internet ortamında aşırı bilgiyle karşılaşarak hangi kaynaktan ve hangi bilgiden yararlanmaları hakkında sorunlar yaşamaktadır. Dolayısıyla özellikle eğitim amacıyla sosyal paylaşım sitelerinin kullanılması için içeriklerin konunun uzmanı tarafından oluşturulması gerekir. Ayrıca sosyal paylaşım siteleri ile ilgili birçok yöneticinin korktuğu konu kullanıcıların bu sitelerde işleri ile ilgili çalışmak yerine başka eğlenceli faaliyetler mesela kendi profillerini güncellemek veya arkadaşlarının gönderdikleri videolar vb. ile meşgul olmaları ve böylece asıl konuya odaklanmaları yerine zamanlarını konu dışında diğer uğraşlarla harcamalarına neden olabilmektedir. Bu nedenle sosyal paylaşım sitelerini eğitim amacıyla kullanacak olan eğitmenlerin bu unsuru göz önünde bulundurmaları ve içeriği öğrencilerin ilgisini ve dikkatini çekecek düzeyde tutmasına dikkat etmelidir (Zafarmand, 2010).

Sosyal Paylaşım Sitelerinin Eğitim Sistemindeki Yeri

Günümüz eğitim sisteminde, geleneksel yöntemlerden uzaklaşılarak teknolojik gelişmeleri takip eden ve hatta bu gelişmeleri eğitim sistemine entegre eden yöntemler kullanılmaya başlanmıştır.

(27)

Bilgi çağının yaşandığı günümüzde eğitim sistemimizdeki temel amaç, öğrencilere mevcut bilgileri aktarmaktan çok yeni bilgilere en doğru, en güvenilir ve en kısa sürede ulaşma becerilerini kazandırmaktır (Öztürk, 2011). Böylece öğrenciler araştırma yapmaya yönlendirilmekte, öğrenme sürecine bizzat katıldıkları için kalıcı bilgi öğrenmektedir.

Đnternetle geleneksel yoldan içeriğe erişim ve kullanım biçiminin, bireylerin özellikle ergen ve genç yetişkinlerin bilgi oluşturmak ve aynı zamanda bilgiyi paylaşmak amacıyla sosyal ağları kullandıkları daha işbirlikli ortamlara taşınması ve eğitim/öğretim ortamlarında da sosyal ağların uygulamaya geçirilmesinin öğrenciler ve öğretmenler arasında daha etkili bir iletişim sağlayacağı, ayrıca öğreticilerin öğrencilerini daha iyi tanıma olanaklarının artacağı söylenebilir (Grant, 2008; Mazman, 2009).

Eğitimcilerin etkili araç ve ortam arayışlarında zaten birçok fonksiyonu ile uygun olan ve öğrencilerin ilgisini çekmiş olan sosyal ağ ortamlarının eğitimciler tarafından da kullanılması önemlidir. Albion (2007), yeni teknolojiler hızla geliştikçe ve yayıldıkça bu araçların eğitim bağlamında kullanımının önemi vurgulanırken eğitimcileri de bu gelişim sürecinin dışına bırakmanın söz konusu olmadığını ve özellikle öğretmen eğitiminde öğretmenlerin yetiştirilmesini zenginleştirme ve öğretmen adaylarını sınıflarında bu uygulamaları etkili kullanmaya fırsatlarını sağlama ve onları bu sürece hazırlama da ayrı önem taşıdığını ifade etmiştir (Mazman, 2009).

Bicen (2009), Sosyal paylaşım siteleri uzun süredir birbirleriyle yüz yüze görüşme imkanı bulamayan bireylerin iletişim kurmasını sağladığına vurgu yapılıyor. En pöpüler olarak kullanılan sosyal paylaşım sitesi olan Facebook özellikle gençler tarafından yakın ve uzak akrabalarla iletişim sağlıyor, yeni bir sosyal çevre olanağı sağlıyor. Yeni arkadaşlıklar ve dostluklar kurulmasına imkan veriyor, gençlerin yaşamının her alanına etki ediyor.

Sosyal paylaşım ağları, olumlu ya da olumsuz etkilere sahip olsalar da getirmiş oldukları olanaklar neticesinde gençler için popülerlikleri hergün artmaktadır. Bu sayede, sosyal paylaşım sitelerinin eğitime entegre olması kolaylaşıyor ve sosyal paylaşım sitelerinden eğitimde yararlanma olanağı ortaya çıkıyor (Öztürk ve Akgün 2012; Karabey 2013).

(28)

Sosyal paylaşım sitelerinin eğitimde uygulamaya geçirilmesinin öğrenciler ve öğretmenler arasında daha etkili bir iletişim sağlayacağı, ayrıca öğreticilerin öğrencilerini daha iyi tanıma olanaklarının artacağı söylenebilir (Grant, 2008 Mazman, 2009).

Facebook ve Youtube gibi sosyal paylaşım siteleri uygulamaları her ne kadar öğrenciler için daha çok kendi kişisel ve sosyal etkinlikleri için bir anlam taşısa da, bu uygulamaların geri bildirim alma ve sosyal öğrenme bağlamına olan uygunluğu ile kurumsal eğitim teknolojisi niteliğini barındırdığı ve bu yüzden eğitimciler açısından öğrenme ve öğretimle ilişkilerinin dikkat çekmeye başladığı ifade edilebilir (Öztürk, 2011).

Lee ve McLoughlin (2008) “sosyal paylaşım sitelerinin pedagojik araçlar olarak düşünülebileceğini” ifade ederek bu araçların eğitsel bağlamda kullanılması sonucu sağlanabilecek yararları şu şekilde sıralamışlardır (Öztürk, 2011).

Sosyal destek ve bağlanabilirlik: MySpace, Facebook, Twitter ve Friendster gibi sosyal paylaşım siteleri uygulamaları bireylerin ağlar oluşturmasını desteklemekte, ayrıca bu ağlar arasında bağ kurmalarını sağlamaktadır. Bu ortamlarda bireyler bir yandan dijital yeterliliklerini arttırırken diğer yandan informal öğrenme, yaratıcılık, kendini ifade etme ve kimlik arayışı gibi eylemlerin içindedirler.

Đşbirlikli bilgi keşfi ve paylaşımı: Birçok sosyal paylaşım sitesi uygulaması ile veri

paylaşımı oldukça kolay bir hale gelmektedir. Böylelikle benzer ilgilere sahip bireyler birbirlerinden öğrenebilmekte ve ortamda sürekli gelişen web tabanlı bilgi kaynaklarına katkıda bulunabilmektedirler.

Đçerik oluşturma: Sosyal paylaşım sitelerinde bireyler bir yanda bilginin üreticisi diğer

yandan tüketicisi rolü oynarlar. Herkes kendi ihtiyaçlarına ya da diğerlerinin ihtiyaçlarına göre içerik oluşturabilir, organize edebilir, derleyebilir ve paylaşabilir.

Bilgi ve enformasyon kümelemesi ve içerik modifikasyonu: Sosyal paylaşım siteleri uygulamalarının yapısındaki çeşitli RSS, podcast (ses) ve vodcast (görüntü ve ses) gibi özellikler ile üreticinin verdiği bilgiden çok tüketicinin istediği bilgiyi alması, yani içeriğin öğrenenin isteğine göre alınıp tüketilmesi söz konusu olmaktadır.

(29)

Sosyal paylaşım sitelerinin birçoğunda kullanılan teknoloji genelde benzerdir. Video, ses, fotoğraf, resim gibi araçların kullanılması öğrencilerin bazı becerileri kazanmasını sağlamaktadır. Öğrencilere işbirlikli öğrenme, araştırma, sorgulama, düşünme,eleştirme, problem çözme gibi becerileri sosyal paylaşım siteleri sayesinde olmaktadır (Gülbahar, Kaleli ve Madran, 2010).

SPS’nin en pöpüleri olan Facebook yapısı, çeşitli araçlarıyla birlikte bir eğitim aracı olarak görülebilir. Fakat bu araçların yaşam boyu öğrenmede, eğitim aracı olarak nasıl kullanılacağıyla ilgili araştırmaların yeterli düzeyde olmadığına inanılmaktadır. Araştırmalar daha çok Facebook’un günlük ne kadar kullanıldığıyla ilgilidir. Aslında Facebook ve diğer sosyal paylaşım siteleri informal bir eğitim sağlamaktadırlar. Çünkü kullanıcılar günlük deneyimlerini bu ortamda paylaşarak diğer katılımcıları da bilgilendirmektedir. Kısaca yaşam boyu öğrenme aracı olarak da düşünülebilirler. Ayrıca, Facebook işbirlikçi öğrenmeyi desteklemek, bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için kullanılabilecek bir araçtır (Ajjan ve Hartshorne, 2008; Lockyer ve Patterson, 2008). Dahası Lee ve McLoughlin (2008)’e göre sosyal paylaşım siteleri pedagojik bir araçtır. Çünkü insanlar birbirleriyle bağlantılar kurarak işbirlikli projeler ve işler ortaya çıkarabilirler. Kısaca Facebook iletişim, işbirliği ve materyal paylaşımında kullanılabilecek bir eğitim ortamına dönüştürülebilir (Bicen, 2012).

Eğitim sürecinde öğrenciyi aktif kılması, öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen etkileşimini artırması, öğrencilerin bağımsızca kendi kişisel öğrenme şeklini seçmelerini sağlaması, kullanımlarının gönüllülük esasına dayanması gibi olanaklarla sosyal paylaşım sitelerinin, ülkemizde eğitim sistemimize entegre edilmeye uygun sebebiyle, SPS’lerin eğitim sistemimize entegre edilerek eğitimde kullanılmasının gerekli olduğu sonucuna götürmektedir.

Sosyal Paylaşım Siteleri Hakkındaki Sayısal Veriler

Sosyal paylaşım sitelerinin popülerliğinin günden güne artması, bu konuda çalışmalar ve istatistiki veri araştırmaları yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu konuda

(30)

araştırma yapan bazı kurumların verilerini aktarmak bu araştırma kapsamında faydalı olacaktır.

eBizMBA adlı sitede 05.06.2013’de güncellenen verilere göre dünyadaki en popüler 15 SPS ve kullanıcı sayıları şu şekildedir :

Facebook 750.000.000 kullanıcı sayısı ile ilk sırada yer almaktadır. Onu takip eden Twitter ise 250.000.000 kullanıcıya sahiptir. 110.000.000 kullanıcı ile üçüncü sırada yer alan LinkedIn’i 85.500.000 kullanıcı sayısı ile Pinterest adlı sosyal paylaşım sitesi izlemektedir. 70.500.000 kullanıcılı MySpace’dan sonra 65.000.000 kullanıcı sayılı Google Plus gelmektedir. Yedinci sırada yer alan DeviantArt’ın ise 25.500.000 kullanıcısı vardır. LiveJournal adlı sosyal paylaşım sitesinin 20.500.000 kullanıcısı olduğu belirtilirken, dokuzuncu sırada bulunan Tagged adlı sitenin 19.500.000 kullanıcısı bulunduğu belirtilmektedir. Orkut 17.500.000 kullanıcı ile onuncu sıradadır. On birinci sırada yer alan CafeMom’in 12.500.000, on ikinci sırada yer alan Ning’ın 12.000.000 kullanıcısı vardır. 7.500.000 kullanıcı ile MeetUp on üçüncü sırada iken, 5.400.000 kullanıcı ile MyLife on dört ve 4.300.000 kullanıcı ile Ask.fm en popüler sosyal paylaşım siteleri arasında on beşinci sırada yer almaktadır.

Sosyal paylaşım sitelerinin ziyaret oranları ile pazar paylarını ölçümleyen Dream Grow adlı sitede Haziran 2012’de yayımlanan araştırma sonuçlarına göre Twitter’ın pazar payı %1.82’ye ulaşmıştır. Bu oranın Twitter için görülen en yüksek oran olduğu belirtilmektedir. Yaz aylarında ziyaret oranının artmayacağı beklentisi ile yükselişin sekteye uğrayacağı öngörülmektedir. Tabii bu durumda diğer sitelerin ziyareti anlamında da kesinti söz konusu olacağı için oranlarda değişiklik beklenmediği açıklanmıştır.

Google Plus ise %0.63’lük oran ile ABD’de en yüksek ziyaret oranını yakalamıştır denilmektedir. Anılan sitede yayımlanan 2008-2013 yılları arasında sosyal ağların pazar paylarındaki yükseliş ve/veya düşüş oranlarını yüzde olarak gösteren tablo aşağıda yer almaktadır.

(31)

Şekil 2.1 :Sosyal ağların 2008-2013 yılları arasında pazar paylarını gösteren tablo

Kaynak : (URL – www.deramgrow.com)

Yukarıda yer alan tablodaki verilere göre, Facebook ve YouTube’un Pazar payları yüksek oranlarda başlamış ve zaman içerisinde artmış ve Nisan 2010’dan itibaren artış oranı oldukça yavaşlamıştır. Pazar payındaki ciddi düşüş dikkat çeken sosyal paylaşım sitesi ise MySpace olarak görünmektedir. Bu SPS’ler dışındaki diğer SPS’ler ciddi artış veya düşüş göstermemektedir. Tabii bu tablodaki verilerin 2008 yılının Nisan ayı ile 2013 yılının Nisan ayı arasındaki dönemle sınırlı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Sayısal verileri araştıran bir başka kurum socialbakers’dan temin edilen bilgilere göre, en popüler sosyal paylaşım sitesi Facebook’tur ve Türkiye’deki kullanıcı sayısı Mayıs 2012 verilerine göre 31.112.380’dir. Kullanıcı sayısına göre yapılan sıralamada Türkiye 6.sırada

(32)

yer almaktadır. Đngiltere, Fransa, Almanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinin üzerinde yer alan Türkiye sıralaması şaşırtıcıdır. Türkiye’nin bu denli üst sıralarda yer alması şaşırtıcı olduğu kadar, bu kadar etkin kullanılan sosyal ağların doğru kullanımının olumlu amaçlara hizmet edeceği görüşünü desteklemektedir.

Tablo 2.2 : Dünyada en çok Facebook kullanıcısına sahip on ülke

No Ülke Kullanıcı Sayısı

1 ABD 164,958,520 2 Brezilya 65,657,800 3 Hindistan 61,699,860 4 Endonezya 48,807,560 5 Meksika 39,597,440 6 Đngiltere 32,597,440 7 Türkiye 32,260,940 8 Filipinler 30,214,120 9 Fransa 25,502,440 10 Almanya 25,284,240

Kaynak: URL – www.socialbaker.com

Bağımlılık ve Đnternet Bağımlılığı

Bağımlılığın tanımı Türk Dil Kurumu’na ait Büyük Sözlük’te şöyledir :

“Karşılaşılan sorunları yalnız başına çözmek ve kendine yön seçmek için gerekli yetenekten yoksun olma durumu; ekonomik ve ruhsal desteğe gereksinme duyma; kendi kendine yetmezlik.” Bu tanımın, eğitim terimleri sözlüğünden alındığı belirtilmiştir

Bağımlılık, başka bir tanıma göre ise, bir maddenin ya da bir etkinliğin ruh ve/veya fiziksel sağlığı kötü yönde etkilemesine karşın kullanımına devam edilmesidir. Bir kişinin bağımlı olmasının asıl nedeni, bağımlısı olduğu maddenin, kişinin düşünce ve davranışlarını kontrol etmesidir, yani kişi maddeyi değil madde kişiyi yönetir.

(33)

Bağımlılığın anlaşılması biraz güç olsa da, başlıca üç önemli özelliği vardır : birincisi o şey için elde etmek için çok güçlü istek duymak; ikincisi zaman zaman kontrolünü kaybetmek; üçüncüsü ise ısrarcı olmak (Đnan, 2010).

Bağımlılık iki açıdan ele alınabilir: madde bağımlılığı ve bir davranışa olan bağımlılık. Köknel (1998), madde bağımlılığını, “bireyin bir gıda ya da uyuşturucu maddeye karşı bağımlı duruma gelmesi” olarak tanımlamaktadır. Bir davranışa bağımlılık ise, belirli bir davranışın, normal dışı düzen ve sıklıkla meydana gelmesi sonucu bireyin bedensel, ruhsal ve toplumsal yapı ve işlevlerinde dengesini yitirmesi, düzeninin bozulması ve ortama uyum sağlayamaması şeklinde tanımlanabilecek bağımlılık türüdür (Döner, 2011).

Davranışçı yaklaşım, bağımlılığı pekiştirme ve bireyin kendi davranışlarının sıklığı ile ilişkilendirmekte ve bir anlamda bağımlılığı ortaya çıkaran davranışların “sıklık” yönüne dikkat çekmektedir. Gösterilen davranışın sıklığı, bağımlılık tanımlarında ortak kabul gören bir değişken olmakla birlikte, göz önüne alınması gereken başka değişkenlerde bulunmaktadır (Zereyak, 2008; Döner, 2011).

Đnternet Bağımlılığı

Đnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber bazı sorun davranışlar ortaya çıkmış ve bu alanda psikiyatrik tanımlamalara gereksinim duyulmuştur.

Literatüre bakıldığında, internet bağımlılığı terimi farklı şekillerde ifade edilmektedir. Bu kapsamda kullanılan bazı terimler ise “bilgisayar bağımlılığı”, “patolojik internet kullanımı”, “problematik internet kullanımı” olarak sıralanmaktadır. Temelde bu kavramlar aşırı ve problemli internet kullanımı kapsamında birbirine benzer kavramlar olarak ele alınmaktadır (Ceyhan ve diğerleri, 2007).

Đnternet bağımlılığı, kişisel yaşamda bireylerin aşırı internet kullanımının olumsuz etkilerini tanımlamaktadır. Đnternet bağımlılığında da alkol ve uyuşturucu bağımlılığına benzer olarak, bağımlı kişilerin alışkanlıktan ötürü kendilerini bağımlı oldukları unsurun

(34)

etkisine kaptırarak, ondan ayrılamaması şeklinde gerçekleşir (Lengel, 2004; Taçyıldız, 2010).

Đnternet bağımlılığı, madde bağımlılığından farklı olarak dürtüler değil, “davranışlar” üzerinde etki göstermektedir. Bu itibarla, internet bağımlılığı, patolojik kumar oynama gibi, madde kullanımına bağlı olmayan bir çeşit dürtü-kontrol bozukluğu olarak tanımlanabilir.

Yapılan çalışmalarda çıkan bulgulara göre; internet’in kullanıldığı mekan ile internet bağımlılığı arasında bir ilişki olabileceği yöndedir. Turnalar-Kurtaran (2008)’e göre kullanılan çevreye göre internetin patolojik kullanım potansiyelini arttırabildiği görülmüştür. Bu durumun en önemli etkenlerinden biri de kontrol mekanizmasının yeterli olmayışı yada hiç olmayışından kaynaklanmaktadır (Günüç 2009; Beyatli 2012 ).

Đnternet bağımlılığının nedenleri

Đnternet bağımlılığında kişinin internete yönelme ya da internet ile tanışma nedeni bağımlılığın oluşma sürecinde önem taşımaktadır.

Bireyin internet bağımlısı olmasında birtakım doğrudan ve dolaylı nedenlerden söz etmek mümkündür. Đnternet bağımlılığında doğrudan etki nedeni olarak, internetin kullanım amacı ve internetin kullanım miktarından kaynaklanan nedenler gösterilebilir. Bireyin psikolojik ve sosyolojik etkenler nedeniyle internete yönelmesi internet bağımlılığında dolaylı nedenler olarak ele alınabilir (Günüç, 2009).

Đnternet bağımlılığı ile bağlantılı olan kavramlardan biri kişinin sosyalleşme ihtiyacıdır (Esen, 2007). Đnternet yoluyla sosyalleşmek isteyen kullanıcı, aslında yüz yüze iletişim kurmaya ya sıcak bakmamaktadır ya da bu konuda başarısızdır. Bu nedenle birebir iletişime sıcak bakmamaktadır. Bireyin internete sosyalleşme amaçlı yönelmesi, bireyin toplumdan soyutlanmasıyla karşı karşıya kalma ihtimali nedeniyle, internet bağımlılığı riskini tetiklemekte ve birey toplumdan uzaklaşabilmektedir. Đnternet dünyasına daha çok bağlanan birey toplumdan uzaklaşacak ve kopacaktır. Birey sanal alemde sosyal çevre kurdukça, gerçek yaşamdaki sosyal ilişkileri zayıflayabilecektir. Çünkü bireyler internet üzerinden, gerçek hayatta kolaylıkla kurulamayan sosyal ilişkileri

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu araştırmanın amacı, probleme dayalı yürütülen eğitsel robotik uygulamaların ilkokul öğrencilerinin problem çözme becerilerine etkisini ve öğrencilerin eğitsel robotik

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Anabilim Dalı, yüksek lisans çalışma programının gereği olarak hazırlanan bu araştırma

İncelenen çalışmalara göre, Kitlesel Açık Çevrimiçi Derslerinde öğretmen adayları, geleneksel eğitimden farklı olarak daha çok kitleyi hedef aldıkları

KKTC’ de lise öğrencilerin güvenli internet kullanımına yönelik öz-yeterlik algılarının betimlemek amacıyla yapılan çalışma sonucunda öğrencilerin sosyal ağ güvenliği

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Anabilim Dalı, yüksek lisans programının gereği olarak hazırlanan bu araştırmanın amacı, down

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Anabilim Dalı, yüksek lisans programının gereği olarak hazırlanan bu araştırmanın amacı,

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı, yüksek lisans çalışma programının gereği olarak hazırlanan bu

MOBİL TEKNOLOJİLERİN EĞİTİME VE OKUL AİLE İŞBİRLİĞİNE ENTEGRASYONUNA YÖNELİK VELİ GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ. YÜKSEK