• Sonuç bulunamadı

Pelvik fraktüre bağlı üretral yaralanmalar için yapılan anastomoz üretroplasti sonrası erektil fonksiyon

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pelvik fraktüre bağlı üretral yaralanmalar için yapılan anastomoz üretroplasti sonrası erektil fonksiyon"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Pelvik fraktüre bağlı üretral yaralanmalar için yapılan anastomoz üretroplasti sonrası erektil fonksiyon

Pelvik fraktüre bağlı üretral yaralanmalar (PFÜY) ile erektil disfonksiyon (ED) arasında kanıtlanmış bir ilişki mevcuttur. Üretral yaralanmanın eşlik ettiği veya etmedi- ği pelvik kırık vakalarında ED insidansı %18–72 aralığında değişmektedir. ED üretral yaralanmadan ve / veya üretral tamirden sonra görülebilir. Bazı çalışmalar kavernozal si- nirlerin posterior üretra tamiri esnasında zedelendiğini desteklerken diğer yandan ED’nin primer nedeninin pel- vik travma esnasında nörovasküler demetin yaralanması olduğu düşünülmektedir. Şu ana kadar PFÜY’larda yapı- lan üretroplasti sonrası erektil fonksiyonu (EF) Uluslararası Erektil Fonksiyon İndeksi (IIEF) gibi valide edilmiş sorgu- lama formu ile değerlendiren bir tane çalışma vardır. Bu çalışmada PFÜY sonrası yapılan anastomotik posterior üretroplastinin EF üzerine etkisini valide edilmiş sorgula- ma formları kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıştır. 1998 ile 2014 yılları arasında PFÜY nedeni ile anastomotik üret- roplasti yapılan hastaların bilgisayar kayıtları retrospektif olarak taranmış, hastalara e-mail veya telefonla ulaşılmış ve hastalar poliklinikte ED açısından IIEF formu ile de- ğerlendirilmiştir. Bekar erkekler ED açısından tek soruluk öz-rapor ile değerlendirilmiştir. Klinik muayene ve renkli Doppler ultrasnografi (RDU) yapılmıştır. ED’nin pelvik trav- madan önce, pelvik travmadan hemen sonra veya üret- roplasti cerrahisinden sonra mı geliştiği ayrıntılı şekilde sorgulanmıştır. Çalışmaya toplam 58 hasta dahil edilmiş, bu hastaların 36’sı (%62) seksüel aktif iken, 22’si (%38) bekarmış. Hastaların yaş ortalaması 31.6’dır (16–73). Üret- roplastiden kontrole kadar geçen zaman 61.3 (6–165) El-Assmy A., Harraz A. M., Benhassan M., et al

Int J Impot Res. 2016 Jul;28(4):139–42.

ay olarak saptanmıştır. Çalışma grubundaki ED oranı %72 olarak saptanmıştır. Üretral onarım abartılı litotomi pozis- yonunda perineal insizyon ile klasik üretroplasti tekniği ile yapılmıştır. Tüm hastalarda ED ilk olarak pelvik travmadan sonra geliştiği üretroplasti sonrası hiç bir hastanın EF’unda bozulma olmadığı gözlemlenmiştir. Pelvik faktürler şiddet derecesine göre tip A, B, C olarak sınıflandırılmıştır. Tip A ve tip B pelvik fraktürlerde ED oranı sırası ile %68 ve %80 olarak saptanmıştır. Tip-C pelvik fraktürü (simfizis pubis di- astazı, sakroiliak eklem diastazı, bilateral pubik ramus kırı- ğı) olan tüm hastalarda ED görülmüş ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. ED insidansı pelvik travmanın şiddetiyle orantısal olarak artmaktadır. PFÜY olan hastalar üretral yaralanma olmadan pelvik fraktürü olan hastalar ile karşılaştırıldığında EF daha fazla etkilendiği görülmüştür.

ED saptanan 42 hastanın RDU incelemesinde 37 (%88) hastada veno-oklüziv disfonsiyon, 2 (%4.7) hastada arteri- yel yetmezlik, 3 (%7.3) hastada mikst tip disfonksiyon gö- rülmüştür. ED’si olan erkeklerin büyük bir çoğunluğunda (%88) RDU veno-oklüziv disfonksiyon izlenmiştir. Sonuç olarak PFÜY olan erkelerde %72 oranında ED görülmekte- dir. Anastomotik posterior üretroplastinin EF üzerine ne- gatif bir etkisi bulunmamaktadır. PFÜY olan hastalarda ge- lişen ED orjinal pelvik travma şiddetiyle ilişkilidir. RDU’da ED en sık nedeni veno-oklüziv disfonksiyondur.

Çeviri

Yrd. Doç. Dr. Eyyüp Sabri Pelit, Doç. Dr. Yiğit Akın Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji AD

221

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(67): 221

Güncel Makale Özeti

Referanslar

Benzer Belgeler

Eliminasyon aşamasında olan ve özellikle son yıllarda (2010-2014 yılları arasında) yerli sıtma olgusunun saptanmadığı ülkemizden sıtmanın endemik olduğu ülkelere

In order to reach high throughput within the physical limits of the current VLSI technology, we proposed SC- MJL decoding algorithm with an adaptive quantization and register

Çalışmanın materyalini, 1998-2003 yılları arasında Van ili mezbahalarında kesilen hayvanlardan ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim

Gruplar arasında yaş, PSA, preoperatif ve postoperatif gleason skoru, patolojik evre, nörovasküler demet korunma oranı, cerrahi sınır pozitiflik oranı ve preoperatif

Yu ve arkadaşları posterior üretral yaralanma nedeniyle 24 saat içinde sistoskopik onarım ve uç uca anastomoz uygu- ladıkları hasta gruplarını karşılaştırmışlar,

bağlı ED perineal sinirin spongioz cisime giren dallarının hasarına ve psikolojik faktörlere, posterior üretra tamiri sonrası ED’nun erken dönemde düzelmesinin penil duyu

Söz konusu müzik eseri olunca varyant, çok küçük (zaman zaman da büyük) değişikliklerle veya farklılıklarla ayrı bir hâl kazanmış olan müzik eserinin

Bu bilgiler doğrultusunda ordu şa- iri Köroğlu ile destan kahramanı olan Köroğlu’nun aynı kişiler olmadığını söy- leyebiliriz.. İki şahsiyet arasındaki ilişki