• Sonuç bulunamadı

Tavşanlarda Liyofilize Heterolog Kollajen, Bone,Wax ve Oksitlenmiş Rejenere Selülozun Kemik İyileşme Hızına Etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tavşanlarda Liyofilize Heterolog Kollajen, Bone,Wax ve Oksitlenmiş Rejenere Selülozun Kemik İyileşme Hızına Etkileri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAVŞANLARDA LİYOEİUZE HETEROLOG KOLLAJEN, BONE-WAX VE OKSİTLENMİŞ REJ ENERE SELÜLOZUN KEMİK İYİLEŞME HIZINA ETKİLERİ

Serhat ÖZBEK154, Zeynep KAHVECİ**, Ramazan KAHVECİ454, M esut ÖZCAN*, Şahin SIRMALI**

* Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik ve Rekonstrüktİf Cerrahi A.D., * * Uludağ Üniversitesi Tip Fakülteni, Histoloji ve Embriyoloji A.D., B URSA

ÖZET

K afatası kem iği gibi yassı kemiklerde kemik defekti oluştuğunda, bu defekt intramembranöz kemikleşme ile onarılmaktadır. İntramembranöz kemikleşme ise periost altın d a ki m ultipotent mezotelyal hücreler ve defekt k e n a rla rın d a ki osteoprogenitör hücreler sayesinde gerçekleşmektedir.

B u çalışmada, tavşanlarda yeni kem ik oluşum una liyofilize heterolog kollajen (LHK), oksitlenmiş rejenere selüloz (ORS) ve bone-wax'ın etkileri araştırıldı. 16 adet ta v şa n ın k e ta m in ro m p u n a n estezisin i takiben frontoparietal alandaki tüyleri temizlendi ve fro n ta l alandan parietal alana uzanan orta hat insizyonu ile kafatası ekspoze edildi. Cilt flepleri, subperiosteal planda, her iki yana diseke edildi. Orta hattın her iki tarafında, ikişer adet, 2 cm. çaplı monokortikal kemik defekti oluşturuldu. B u defektlerin üç tanesi sırasıyla liyofilize heterolog kollajen, oksitlenmiş rejenere selüloz ve bone-wax ile doldurulurken bir tanesi kontrol amacıyla boş bırakıldı. Periostla birlikte cilt primer kapatıldı. 21., 45., 120. ve 180. günlerde 4 adet tavşandan kesitler alınarak, dekalsifikasyon ve boyamayı takiben histoloijik inceleme yapıldı. Sonuç olarak L H K ve ORS uygulanan kemik defektlennde, kontrol gurubu ile karşılaştırıldığında, yeni kemik oluşum unun h ızlandığı gözlenirken, bone-wax uygulanan kemik defektinde yeni kemik oluşum unun geciktiği görüldü.

A n ahtar K elim eler: Kemik oluşumu, kollajen, selüloz, bonewax.

SUMM ARY

The effects o f lyophilized heterologous collagen, bone-wax an d oxidized regenerated cellulose on bone healing in rabbits.

When a bone defect is created on cancellous bone such as calvarium, this defect is repaİred by intramembranous ossification, which is the fu n ctİo n o f the m.ultipotent mesothelial cells located on the undersurface of the perİosteum and the osteoprogenitor cells o f the defect rim.

In this research, The effects o f lyophilized heterologous collagen (LIÎC), oxidized regenerated cellulose (ORC) and bone-wax on-bony regnnuth, in the rabit, were studied. 16 rabbİt heads were studied. A fte r ket amine, rom pun anesthesİa, 16 rabbit heads were shaved and with a midline incision, extending from the parietal area to the frontal region, the calvarium was exposed. Flaps were then developed laterally in a subperiosteal plane. Four paramidline monocortical defects o f 2 cm. in diameter vıere created. W hile three o f the defects tu er e fille d with heterologous collagen, oxidized regenerated cellulose and bone-u>ax respectively, the fourth one was remained unfiüed.

as a control. Perİosteum and skin were sutured together. On 21st, 45th, 120th and 180th days, after decalcification and staining, histologic seetions of 4 rabİts luere exmined under light mieroseopy. A î a result, it was observed that, LILC and ORC accelerated bony regrorvth when compared wit the control defect, tuhereas the bone-wax retarded it.

Key Words: Bone regenation, collagen, cellulose, bone-wax.

16. Türk Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Koırgresi'nde, deneysel araştırma dalında, yarışına bildirisi olarak sunulmuştur (1-4 Ekim, Ankara, 1994).

(2)

Türk Plast Cer Derg (1996) Cilt: 4, Sayı: S

K ra n k ım d a travm atik veya ce rra h i o larak m onok o rtik al kem ik d efekti o lu ştu ru ld u ğ u n d a, b u d e f e k t i n d e f e k t k e n a r l a r ı n d a k i o s te o p ro g e n itö r h ü c r e le r ve p e rio st-k e m ik arayüzeyinde b u lu n a n m u ltip o te n t m ezotelyal h ü creler tarafın d an onarıldığı b ilin m ek ted ir l >~.

Bu ara yüzeydeki h ü cre tab ak asın a kam biyum tabakası d en ilm ek ted ir ve izole edilirken kem ik ta ra fı iyi d ise k e e d ilm e z se , o s te o b la s tla rı o lu ştu ra c a k m e zo te ly a l h ü c r e le r in k e m ik te kalacağı ve p e rio s tu n yeni kem ik o lu şu m u n u sağlayam ayacağı s ö y le n m e k te d ir s. P e rio stu n b e lirli ş a rtla rd a yeni k em ik o lu ştu ra b ile c e ğ i Skoog ta ra fn d a n d a yayınlanm ıştır. Skoog bu ça lışm asın d a "surgicel" (o k sitlen m iş re je n e r selüloz) kullanm ış ve bu m a d d e n in p e rio sta b ir destek sağlarken aynı zam an d a da b ü n y esin d e yeni k em ik o lu ş u m u n a izin v e re re k etkili o ld u ğ u n u b ild irm iştir h Ayrıca konjenital yarık m ak silla d a p e r io s ta l f le p le r k u lla n a ra k b u gözlem ini klinik uygulam aya so k m u ştu r. D aha sonra bu yöntem 1980'lerde L atham tarafından g eliştirilm iştir5.

P e r i o s t t a n y e n i k e m ik 1 o l u ş u m u n u h ızlan d ırm ak am acıyla b irç o k d o lg u m ad d esi d en en m iştir. T h aller ve arkadaşları, y aptıkları çalışm alard a, p e r io s t devam lılığ ı sağ lan d ığ ı ta k d ir d e k em ik d e f e k tin in k e n d iliğ in d e n onarılabildiğini ancak h id ro k siap atitin b u n u b ir m ik ta r h ız la n d ırd ığ ın ı g ö ste rm işle rd ir, Aynı çalışm ada, bone-w ax ve g elfo a m yavaşlatıcı m ateryaller olarak b u lu n m u şla rd ır 2.

Ç a lış m a m ız d a k u lla n d ığ ım ız liy o filiz e h e te ro lo g kollajen sığır aşil te n d o n u n d a n elde e d ilm iş tir ve tip 1 k o lla je n iç e rm e k te d ir.

Ö n görülen etkileri arasında:

1) Y a p ısın d ak i glisin, lıid ro k s ip ro lin ve sodyum tuzları ile yeni oluşacak kem ik dokuya m ateryal kaynağı olabilm esi 6,

2) S te re o m e tr ik y ap ısıy la y en i o lu ş a n bağ-dokusuna destek sağlayabilm esi6,

3) In tre n s e k p ıh tıla şm a m ekanizm alarıyla etkileşerek pıhtılaşm aya yol açab ilm esi6,

4) P e rio s ta d e s te k sa ğ la y a b ilm e si 4 ve b ü y ü m e f a k tö r le riy le e tk ile ş e r e k o n la r ın o rtam d a artm asını sağlayabilm esi 6 sayılabilir.

O ksitlenm iş re je n e re selüloz p ıh tılaşm ayı kolaylaştırm akta ve yapısı için d e yeni kem ik o lu ş u m o d a k l a r ı n ı n o lu ş m a s ı n a iz in verm ektedir 4.

B one-w ax'm m e k a n ik ta m p o n a t etkisiyle kanam ayı d u rd u rd u ğ u , 1892 yılında, H orsley tarafın d an bildirilm iştir.

Ayrıca o rta m d a n çok geç kaybolduğu için m e k a n ik e n g e l o l u ş t u r a r a k y e n i k e m ik o luşum unu geciktirdiği bildirilm iştir 2.

B u ç a lış m a d a , y u k a r ıd a a d ı g e ç e n b iy o m a te r y e l l e r in , m o n o k o r t i k a l k e m ik d efe k tle rin d e yeni kem ik o lu şu m u n a etkileri, k o n t r o l g u r u b u i le k a r ş ı l a ş t ı r ı l a r a k , araştırılm ıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Ç alışm am ızda yaşları 2-3 ay, kiloları 2,5-3 kg, arasın d a değişen, 16 a d e t Yeni Z elanda tü rü beyaz tavşan kullanılm ıştır. Tavşanları stan d art lab o ra tu ar koşullarında, H elsinki Sözleşm esi’ne u y g u n o la ra k m u h a fa z a e d ilm iş le rd ir. T üm c e r r a h i iş le m le r ay n ı c e r r a h t a r a f ın d a n uygulanm ıştır.

K e ta m in - ro m p u n a n e s te z is in i ta k ib e n ta v şa n ın f r o n to p a r ie ta l b ö lg e s in d e k i tü y ler tem izlenm iştir. D aha sonra, b u b ölgede, o rta çizgide 6-7 cm .lik b ir cilt, ciltaltı, p e r io s t insizyonu yapılm ış ve h eriki tarafa cilt flepleri, periostla birlikte, diseke edilm iştir. O rta çizginin h erik i ta ra fın d a , d rill ile, ik işer a d e t 2 cm.

çapında, to p lam 4 a d e t m o n o k o rtik a l kem ik d efek ti o lu ş tu ru lm u ş tu r. Sağ ta ra fta ü sttek i d e fe k te h e te r o lo g k o lla je n p e d , a ltta k in e bone-wax, sol ta ra fta ise alttak in e oksitlenm iş re je n e re selüloz y erle ştirilirk en ü sttek i kem ik defekti k o n tro l amacıyla boş bırakılm ıştır. D aha sonra cilt ve p e rio st birlik te 4 / 0 ipek dikiş ile prim er olarak kapatılm ıştır. 21., 45., 120. ve 180.

g ü n le rd e d ö r d e r a d e t ta v şa n y ü ksek doz p e n to ta l ile sakrifıye ed ilm işle r ve çalışılan bölgedeki kem ik p arça alınarak n ö tr al form alin i ç e r i s i n e k o n m u ş t u r . F o r m ik a s it ile d ek a lsifik asy o n u ta k ib e n d ö r t b ö lg e d e n de h isto lo jik k e sitle r alınm ış ve h e m a to k sile n - e o z in ve b i r k o l l a j e n b o y a s ı o la n M asso n -T rik ro m ile b o y a n a ra k m ik ro sk o p altında incelenm iştir,

SONUÇLAR

21. g ü n d e a lm a n h is to lo jik k e s itle rin incelenm esi so n u cu n d a, d ö rt d efek tte de yeni k em ik o lu ş u m u n e t o la ra k s a p ta n a m a d ı, bone-w ax'ın kaybolm ayarak d efek t b ö lg esin d e

(3)

TAVŞANLARDA YENİ KEMİK OLUŞUMU

Şekil 1 a: Kemikleşme odaklan ve yeni oluşan ince kemik spikülieri (okla işaretli) (45.gün) (H&E) ( X 160) {Kollajen). b: Bağ dokusunda artış, kemik oluşum odakları ve ince kemik spikülieri (okla işaretli) (45. gün) (H&E) (X 160) (Selüloz), c: Bağ dokusu artışı ve çok belirgin olmamakla beraber yeni kemik oluşumu (okfa işret!ı)(X 160) (kontrol), d: Ortamdan kaybolmayan bone-wax (bw). Bağ dokusu artışı dışında belirgin bir onarım işlevi gözlenmiyor (45.gün) (H&e) ( X 160) (8one-wax),

kaldığı görüldü.

45. gün alm an kesitlerde, h etero lo g kollajen (Şekil l a ) ve r e je n e r e selü lo z (Şekil lb ) u y g u la n a n d e f e k tle rd e y en i k em ik o lu şu m odakları, b ağ d o k u su n d a artış ve o luşan ince kem ik spikülieri gözlenirken, ko n tro l defektinde (Şekil lc ) h e n ü z k e m ik le şm e n in yeni, yeni başladığı görülm ekteydi. Bone-wax uygulanan ta ra fta ise bone-w ax'ın kaybolm adığı ve yeni

kem ik o lu şu m u n u n başlam adığı gözlenm ekteydi (Şekil İ d ) .

120. gün m akroskopik olarak baktığım ızda

(4)

Türk Plast Cer Derg (1996) Cilt: 4, Sayı: 3

Şekil 2 a: Yüzeye yakın kısımda genişlemiş ve kısmen olgunlaşmış kemik spikülleri. Yeni kemik oluşumu devam ediyor (120. gün) (H&E) ( X 160) (Kollajen). b:

Şekil 2 a' dakinden daha ince ve daha az olgunlaşmış yeni kemik dokusu. Yüzeyde yoğun yeni kemik oluşumu (120. gün) (H&E) (X 160)(selüloz). c: Şekil 1 a ve 1 b'deki fere benzer şekilde yeni kemik oluşum odaklan ve ince kemik spikülleri (120. gün) (H&E) (X 320) (Kontrol), d: D elekti dolduran bone-wax (bw) ve yüzeyde yetersiz onarım işlemi. (120. gün) (H&E) ( X 160) (bone-wax).

bone-wax uygulanan ta ra f haricinde, defektlerin o n arıla rak belli belirsiz h ale geldiği gözlendi.

M ikro sk o p ik düzeyde ise k o llajen k u llan ıla n tarafta (Şekil 2a) belirg in olm ak ü zere selüloz k u llanılan tara fta d a (Şekil 2b) belirg in olm ak üzere yeni oluşan kem ik spiküllerin çoğaldığı ve genişlediği görüldü. K o n tro l tara fın d a d a yeni kem ik oluşum o daklarının yaygınlaştığı, yer, yer ince kem ik spiküllerin oluştuğu görülm ekteydi (Şekil 2c). Bu g ö rü n tü k o llajen ve selüloz k u llan ıla n ta ra fla rd a k i 45. g ü n g ö rü n tü s ü n e

benzem ekteydi. Bone-w ax'ın ise h alen o rtam d a kaldığı saptandı, e tra fın d a ise b ir m iktar yeni kem ik oluşum u izlenm ekteydi (Şekil 2d).

180. gün m akroskopik olarak ise kollajen ve selü lo z k u lla n ıla n d e f e k tle rin ta m a y ak ın o n a rıld ığ ı, an c a k yeni k em ik o lu ş u m u n u n devam ettiğ i g ö rü lm ek tey d i (Şekil 3a ve b).

K ontrol amacıyla kullanılan defektde o n an ın ın h e n ü z tam a m la n m a d ığ ı, b u n a k a rşın kem ik s p ik ü lle rin in k alın laşm ay a b aşlad ığ ı ve yeni k e m ik o lu ş u m o d a k la r ın ın y a y g ın la ş tığ ı

(5)

TAVŞANLARDA YENÎ KEMİK OLUŞUMU

Şekil 3 a: Defekt tama yakın onarılmış, olgunlaşma devam ediyor (180.gün) (H&E) (X 160) (Kollajen), b: Şekil 3 a ile benzer görüntü.

(180.gün)(H&e) (X 160} (Selüloz), c: Onarım tamamlanamamış. Yeni kemik oluşumu ve oluşan kemik spiküllerinn olgunlaşması devam ediyor (180. gün) (H&E) (X 160) (Kontrol), d: Halen kaybolmayan bone-wax (bw) ve etrafında henüz ilk aşamalarda olan onarım çabaları (180. gün) (H&e) ( X 160) (Bone-wax).

izlenm ekteydi (Şekil 3 c). Bone-wax uygulanan tara fta ise bone-w ax'm varlığım sü rd ü rd ü ğ ü ve etrafın d ak i az m ik ta rd ak i re je n e ra tif olayların sürm ekte olduğu görüldü (Şekil 3 d).

TARTIŞMA

T ravm atik, k o n je n ita l veya ce rra h i kem ik d efek tlerin d e o n a rım ın hızlı olm ası hastaya ve d o k to ru n a b irç o k fa y d alar sağlayacaktır. Bu n e d e n l e b u k o n u d a b ir ç o k ç a lış m a yapılagelm iştir. Bu çalışm ada da am aç değişik b iy o m a te ry a lle rin yeni kem ik o lu şu m h ızın a etkilerini araştırm ak olm uştur.

Bilindiği gibi kafatası gibi yassı kem iklerde b ir defekt o lu ştu ğ u n d a b u defekt kem ik-periost arayüzcyinde b u lu n a n m u ltip o te n t m ezotelyal h ü c r e le r ve d e f e k t k e n a r la r ın d a b u lu n a n o s t e o p r o g e n i t ö r h ü c r e l e r t a r a f ı n d a n o n a r ılm a k ta d ır . O s te o p r o g e n itö r h ü c r e le r

d ip lo e m e s a f e s in d e ve k e m ik iliğ in d e k i d a m a r la rın ç e p e r in d e b u l u n m a k t a d ı r 2. Bu h ü c re le rin faaliyetlerini hızlandırm ak amacıyla, b u çalışm ada, liyofılize h e te ro lo g k ollajen ve o k sitle n m iş r e je n e r e selüloz k u llan ılm ış ve k o n tro l am acıyla b o ş b ıra k ıla n d e fe k t ile karşılaştırılm ıştır. Ayrıca daha Önceki yayınlarda yeni kem ik olu şu m u n u yavaşlattığı ileri sürülen bone-wax’m etkisi de araş tınlm ış tır.

H e t e r o l o g k o l l a j e n i n ç e ş itli d o k u o n a rım la rın a bazı y o lla rd a n yard ım cı old u ğ u ileri sü rü lm e k te d ir. B u n lar a ra sın d a o rta m d a am ino-asit kaynağı olarak davranm ası, büyüm e

(6)

Türk Plast Cer Derg (1996) Cilt: 4, Sayı: 3

f a k t ö r l e r i n i n o r t a m d a y o ğ u n l a ş m a s ı n ı sağlaması, yeni oluşacak bağ d o k u su n a iskelet f o n k s i y o n u y a p m a s ı v e p ı h t ıl a ş m a y ı hızlandırm ası sayılabilir.

Yaptığı b ir çalışm ada Skoog, kem ik d e f ekti o lu ştu rm u ş, b u d efek te oksitlen m iş re je n e re selüloz y erle ştirm iş ve p e rio s tu k ap a tm ıştır.

Y e n i k e m ik o l u ş u m u n u p e r i o s t u n gerçekleştirdiğini görm üş, selülozun da periosta destek sağladığını, y ap ısın d a p ıhtılaşm aya yol aç ara k b u p ıh tı iç in d e yeni kem ik o lu şu m o d ak ların ın gelişm esine olanak sağladığını ve b u yolla d a o n a rım h ızın ı a r ttırd ığ ın ı ileri sü rm ü ştü r 4. Yeni kem ik oluşum unu yavaşlatan b o n e -w a x 'm d a p e r io s ta m e k a n ik d e s te k sağladığı d ü şü n ü lü rse , m ekanik desteğ in tek b a ş ın a a n la m lı b ir k a tk ı s a ğ la y a m a d ığ ı söylenebilir.

B one-w ax m e k a n ik etk isiy le k an a m a y ı d u r d u r a n b i r b i y o m a t e r y a l o l a r a k bilinm ektedir. H ow ard ve Keli tavşanlarda tibial d e fe k t y a ra ta ra k b o n e -w a x 'm yeni k e m ik oluşum u ü zerin e etkilerini araştırm ış ve yeni k em ik o lu şu m u n u h e m e n , h e m e n ta m a m e n in h ib e e ttiğ in i g ö rm ü ş le rd ir '7. B rig h tm o re b o n e -w a x 'm k em ik iy ile şm e si için g e re k li e le m a n la ra karşı fiziksel b a riy e r o lu ş tu ra ra k iyileşm eyi g ec ik tird iğ i y o lu n d a k a n ıtla r eld e e t m i ş t i r s. A y rıca G e a ry ve F ra n tz wax p artik ü llerin in fiziksel bariyer etkisiyle birlikte m o n o s it, fa g o sit ve m a k ro fa jla rın o rta m a g e lm e s in e yol a ç a n b i r y a b a n c ı cisim reaksiyonuna da yol açtığını g ö sterm işlerd ir 9.

Bu ç a lış m a d a d a b o n e -w a x 'm o r ta m d a n k a y b o lm a y a r a k y e n i k e m ik o lu ş u m u u engellediği görülm üştür.

Bu çalışm ada ayrıca h e te ro lo g kollajen ve selülozun yeni kem ik o lu şu m u n u b en z er şekilde h ız la n d ırd ığ ı g ö r ü lm ü ş tü r . B u o rta k etk i h erik isin in de yabancı cisim reak siy o n u n a yol açarak savunm a h ü crelerin i o rtam a çekm esi ve b u sayede o n a n ın ın ilk a şa m a la rın d a n o lan debrisin o rtam d a n tem izlenm esini hızlandırarak o n a r ım h ız ın ı a r ttır d ık la r ı d ü ş ü n ü le b ilir . Bone-wax d a yabancı cisim reak siy o n u n n a yol a ç a r am a o rta m d a n k ay b o lm am ası o n a rım ı geciktirm ektedir.

Bu gözlem leri toplarsak diyebiliriz ki;

1) Y abancı cisim reak siy o n u n a yol açarak sa v u n m a h ü c r e le r in i o n a r ım ın y a p ıla c a ğ ı

b ölgeye ç e k e n ve b ö y lece d e b ris in e rk e n uzaklaştırılm asına yol açan,

2) D aha s o n ra o n a n ın ı g e rek en d o k u n u n y ap ısın a k a tıla n veya o rg a n iz m a ta ra fın d a n fa g o sito z veya e n z im a tik işlev ile e rk e n d ö n e m d e o r t a m d a n t e m i z l e n e b i l e n b i y o m a t e r y a l l e r o n a r ı m i ş l e m i n i hızlandırabilirler.

Bu çıkarım a kesinlik k azan d ırab ilm ek için d a h a çok say ıd a b iy o m a te ry a lin b irb iriy le karşılaştırılm ası gerekm ektedir.

Sonuç olarak kollajen ve selülozun, k o n tro l ile karşılaştırıldığında, yeni kem ik oluşum hızını a rttırd ık la rı, b o n e-w ax 'm ise gecikm eye yol açtığı g ö rü lm ü ştü r. T üm b u biyom ateryallerin, o n arım işlem in, h ü c re se l düzeyde etk ile rin in tam olarak anlaşılabilm esi için k an titatif ve ileri u ltra s trik tü re l çalışm alar yapılm asına ihtiyaç vardır.

Bu çalışm anın sonuçları g ö sterm ek te d ir ki, yarık m aksilla ve kem ik grefti d o n ö r alanları gibi, onarım ın hızlı olm asını istediğim iz kem ik d efek tlerin d e, d efekti h e te ro lo g kollajen veya selüloz ile dold u rm ak faydalı olabilecektir. Am a e g z o s ito z e k siz y o n u g ib i, y e n i k e m ik o l u ş u m u n u n i s t e n m e d i ğ i v e y a y avaş oluşm asının istendiği d u ru m la rla karşılaşılırsa, d e f e k te b o n e -w a x y e r le ş tir ilm e s i u y g u n olabilecektir.

Dr. Serhat ÖZBEK

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi

Plastik ve R ekonstm ktif Ceırahi Anabilim Dalı Göriikle 16059 BURSA

KAYNAKLAR

1. Junqueira, L.C., Carneiro, J., Kelley, R.O.: Basic Hıstology, 8. edition, Applctoıı-Lange, Connectİ- cut, 1995, 132-147.

2. Thaller, S.R., Kim, J.C., Kawamoto, H.K.: Calvarial bone graft donor site: A histological study İn a rabbit model. Annals of Plastic Surgery, 23:390, 1989 (Volüme 5)

3. Ritsila, V., Allıopuro, S., Rintala, A.: Bone forma- tion with free periosteum . Scand. J. Plast. Rc- constr. Surg., 6:51, 1972

4. Skoog, T.: The use of periosteum and surgiccl for bone restoratİon in congcnital clefts of the maxilla. Scand. J, Plast. Reconstr. Surg., 1:113,

1967

5. Latham, R.A.: O rtlıopedic advancem ent of the cleft maxillary s eğmen t. A p relimi nary report.

(7)

TAVŞANLARDA YENt KEMİK OLUŞUMU

Cleft Palate J., 17:227, 1980.

6. Del Guercio, R., Niglio, A., M iranda, R.; Del Guercio, M., Sicİliano, G.: Terapia topica delle ul- cere venose con collageno eterologo. Beghe, F., Mian, M., Palmieri, B., Congresso Collogeno E Cicatrizzazione-realta e prospetdve terapeutiche svotosi a İstanbul 22-25 Marzo 1990.

7. Howard, T., Kelly,, R.: The effect of bone wax on

the healİng of experim ental rat tıbial leşi ons.

Clin. Orthop. 63: 226, 1969.

8. Brightraore, T.: Hemostasis and healing folîotving median stemotomy. Br. J. Surg. 62:152, 1975.

9. Geary, J., Frantz, V.: New absorbable heraostatic bone wax: experiınental and clinical studies. Am.

Surg. 132: 1128, 1954.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu yeni görüşler Currie, Cavers, Ehrenzweig’e ait olup, kanunlar ihtilâfı alanında klâsik bağlama kurallarından hareket etmeyip, her hukukî ilişkinin

Biz de kliniğimizde kalp cerrahisi geçiren hastalarda bone wax kullanımının kanama, kan ürünü kullanımı, kanamaya bağlı resternotomi, sternal yüzeyel ve derin

Mücadeleye inanmayan ve inanmamakla kalmayıp, müttefiklerle işbirliği yaparak Ankara'ya, hem gazeteci olarak (Refik Halit Karay, Refii Cevat Ulunay gibilerle

Bu olgu sunumunda nadir olarak rastlanan, karakteristik cilt bulguları olan, kemik iliği tutulumu ve yaygın damar içi pıhtılaşma tablosunun bir arada bulunduğu bir nodüler

Özet : 2012-2014 Yılları arasındaki TUİK verileri kullanılarak hazırlanan bu çalışma, sanayi ve konutlarda kullanılan doğalgaz ile elektrik tüketiminin istatistiksel

Farklı derece ve sürelerdeki torsiyonun tunika albuginea üze- rine etkilerini inceleme amacıyla Grup 1 ratların sağ testis- lerine 360° deneysel torsiyon uygulandı ve ratlar her

Kemik mineral yoğunluğu azalmış olan ve epilepsisi olan tüm kişilerde, kemik sağlığını olumsuz yönde etkilemeyen bir antiepileptik ilaç seçmek üzere hastanın almakta

Hasta ve kontrol grubu arasında kalsiyum ve iyonize kalsiyum ölçümleri istatistiksel olarak anlamlı fark- lılık göstermezken (p>0.05) vitamin D düzeylerinin kontrol