• Sonuç bulunamadı

Bu bildiriye atıf şekli:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bu bildiriye atıf şekli:"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bu bildiriye atıf şekli:

Alkış Hüseyin ve Taşpınar Yasin (2012), “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Yeni Yaklaşımlar,

Demir Çelik Sektörü Çalışanlarının İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Algısı: Konya Örneği”,

IISS12 Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu Bildirileri, 2-4 Nisan 2012, Karabük, ss. 1190-

1196.

(2)

1190

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR, DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ ÇALIŞANLARININ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

ALGISI: KONYA ÖRNEĞİ

Hüseyin ALKIŞa ve Yasin TAŞPINARb, *

a, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Ankara, Türkiye, E-posta: halkis@ybu.edu.tr

b, * Selçuk Üniversitesi, Konya, Türkiye, E-posta: yasintaspinar@selcuk.edu.tr

Özet

İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yaklaşımlar zaman içerisinde değişim göstermiş; çalışanlar, işletmeler ve kamu yönetiminin konuya dönük tutumları da benzer şekilde değişime uğramıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamındaki kayıplar, bu amaçla yapılan yatırımlar ve bu kapsamdaki kamu harcamaları giderek artmakta, bu durum konunun tarafların her üçü için de önem kazanmasına neden olmaktadır. Diğer yandan işçi sağlığı ve güvenliğinin uygulama boyutunda etkililik ve etkinliğin sağlanabilmesi için çalışanların konuya ilişkin algıları da büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı; işçi sağlığı ve iş güvenliğine dönük yatırımlar ve bu kapsamdaki kayıp ve harcamaları ele almak ve Konya ilinde demir çelik alanında faaliyet gösteren işletmelerde çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin algılarını araştırmaktır.

Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Maliyeti, Çalışanların İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Algıları, Demir Çelik Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği.

NEW APPROACHES IN OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY, IRON AND STEEL SECTOR EMLOYEES’ OCCUPATIONAL HEALTH

AND SAFETY PERCEPTION: THE CASE OF KONYA

Abstract

Approaches about occupational health and safety have changed in time and attitudes of employees, enterprises and public administration have changed similarly. Losses in the concept of occupational health and safety, investments for that purpose and public expenditures in this context are gradually increasing and this situation causes the issue to get more important for three of the parties. On the other side, perceptions of the employees are also significant for effectiveness and efficiency in the practical side of the issue. Therefore the aim of this study is to discuss investments on occupational health and safety and the losses and expenditure in this concept and also to research perceptions of occupational health and safety of the employees working in the iron and steel enterprises in Konya.

Keywords: Occupational Health and Safety, Occupational Health and Safety Costs, Employees’ Occupational Health and Safety Perceptions, Occupational Health and Safety in Iron and Steel Sector.

1. Giriş

Başta bireylerin kendi evlerinde elleriyle yaptıkları emek yoğun işler, 1700’lerde sanayi devriminin etkisiyle makinelerle yapılmaya başlanmış, 1800’lü yılların başından itibaren ise bu akım tüm Avrupa’yı etkisi altına almıştır.

Fabrika modeli üretime neden olan söz konusu sürecin getirdiği yenilikler şunlardır:

 Hayvanlardan elde edilen gücün, özellikle kömür kullanımıyla elde edilen buhar gücüne dayalı mekanik enerjiyle yer değiştirmesi,

 İnsan becerisi ve gücünün yerini makinelere terk etmesi,

 Özellikle demir-çelik ve endüstriyel kimyasallar olmak üzere, hammaddenin işlenmiş ürün haline getirilmesine dönük yeni yöntemler geliştirilmesi,

 İşin fabrikalar, tav ocakları ve haddehaneler gibi daha büyük birimlerde yapılmaya başlanması neticesinde imalatın doğrudan denetlenmesi ve iş gücünün etkin dağılımının sağlanması. Bu türden gelişmelerin tarım ve nakliye alanlarında da görülmeye başlanması.

Üretim alanında tüm bu gelişmeler yaşanırken, iş sağlığı ve güvenliği anlayışı aynı hızda gelişmediği gibi, üretim süreçlerinde yaşanan insani kayıplar “üretim süreci”’nin bir parçası gibi görülmüştür. Elbette yaşanan kazalardan da işveren konumunda olan aile şirketleri değil, çoğunlukla işçinin kendisi sorumlu tutulmuştur [1].

(3)

Alkış, H. ve Taşpınar, Y.

1191

Bu yoğun, tehlikeli ve ağır çalışma şartları 19. yüzyılın ortalarına kadar kabullenilmiş, sonrasında İtalya, İngiltere ve ardından tüm sanayileşmiş dünyada işçi sağlığı ve güvenliği konusu bilimsel bir mesele haline gelmiştir. Ancak, söz konusu dönemde işçi sağlığına dönük tedavi edici yöntemler benimsenmiş olup, ikinci dalga olarak adlandırabileceğimiz işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki önlem niteliğindeki uygulamaların gündeme gelmesi 1900’lerin başlarında gerçekleşebilmiştir. Üçüncü dalga ise 1980’lerde İskandinav bilim insanlarının iş stresi, psikolojik riskler, iş yükü, birey ve grup seviyelerinde psikososyoloji ve iş organizasyonu gibi olguları araştırmaları ve önleyici eylemlerin hedefi haline getirmesi sayesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemdeki bilimsel çalışmalar, iş tatmini ve iş motivasyonu konularını iş psikolojisi ile birlikte değerlendirmiş, iş yaşamı için tam bir kalite öngörmüştür.

Günümüzde ise sayılan üç anlayışın da üzerinde bir yaklaşım benimsenmiş, şu konular öne çıkmıştır:

 İşçilerin sağlık, iş becerisi ve refahının korunup desteklenmesi,

 Güvenli ve sağlıklı iş ortamlarının sürekli olarak yenilenip, geliştirilmesi,

 İş konusunda psikolojik, psikososyal ve örgütsel yaklaşımlar geliştirilerek, iş ve yönetim kültürlerinin sağlık ve refah için elverişli hale getirilmesi.

Tüm bunların ötesinde, iş sağlığı hizmetleri konusunda bu türden bir anlayış sergilenebilmesi için işçiler ve yöneticilerin bu hedefleri yerine getirebilmek konusunda tam bir işbirliği içerisinde olması şarttır [2]. Görüldüğü üzere artık işçi sağlığı ve güvenliği uygulamaları işverenlerle birlikte işçiler üzerinden yürütülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın temel amacı işçilerin güvenlik iklimi ve iş güvenliği algılarına ilişkin tespitler yapmaktır.

2. Kavramsal Analiz

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işçi sağlığını; çalışanların sosyal, ruhsal ve mesleki iyilik durumlarını en yüksek seviyeye ulaştırmayı, bu durumu sürdürmeyi, sağlığa zararlı olabilecek çalışma şartlarını önlemeyi, çalışanları çalışmaya bağlı olarak ortaya çıkan zararlı etmenlerden koruyup onları fizyolojik ve psikolojik kabiliyetlerine uygun bir işe yerleştirmeyi, yani işin insana ve insanın işe uyumunu sağlamayı hedef alan bir bilim dalı olarak tanımlamaktadırlar [3-5].

Bir diğer tanıma göre ise işçi sağlığı; çalışanın, çalışma şartları ve kullanılan araç ve gereçlerden doğabilecek tehlikelerden mümkün olduğunca arınmış bir iş ortamında huzurlu bir biçimde yaşayabilmesini ifade eder. İşçi sağlığı denildiğinde, daha çok bireyin sağlıklı olması ve onun iş koşullarından doğabilecek tehlikelerden korunması kastedilmekte ve bireyin sağlığı daha ön planda tutulmaktadır. İş güvenliği kavramı ise işçi sağlığı ile ilgili olup, birtakım farklılıkları söz konusudur. İş güvenliği, daha çok çalışma ortamı ve bu çalışma ortamının teknik özellikleri ile bu ortamda oluşabilecek risklerle ilgilidir [6]. Yani iş güvenliği; işyerlerinde işin yapılması ve yürütümünden kaynaklanabilecek tehlikelerden ve sağlığa zararlı şartlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı sağlamak için yapılan metotlu çalışmaları ifade etmektedir [3].

İş sağlığı ve güvenliği konusundaki son dönem çalışmalarından birçoğu aslında işletme biliminden temel alan güvenlik kültürü, güvenlik iklimi, güvenlik yönetimi gibi kavramlar çerçevesinde biçimlendirilmekte, bu kavramların hepsinde de algılar önemli yer tutmaktadır [7-12].

Bu çalışmada iş sağlığı ve güvenliği ve güvenlik iklimi konusundaki çalışan algıları ele alınacağından güvenlik iklimi kavramını da tanımlamak faydalı olacaktır. Güvenlik iklimi, çalışanların iş ortamına ilişkin güvenlik algıları ya da işyerinde güvenlik amaçlı uygulanan politikalar, prosedürler ve eylemlerle ilgili bireysel algılar olarak tanımlanabilir [13].

Çalışan algıları, çalışma ortamında uygulanan güvenliğe ilişkin faaliyetlerden hangilerinin ne ölçüde işe yaradığı [9], çalışanların uygulanan prosedürlere ne ölçüde katıldığı ve hangi alanlardaki uygulamaların geliştirilmesi gerektiği [11], güvenlik kültürü ve güvenlik davranışını etkileyen faktörlerin neler olduğu [12] ve çalışanların fiziksel hasarlara neden olabilecek davranışlara ne derecede yatkın oldukları [14] hususlarında tespitler yapabilmek ve gerekli önlemleri alabilmek bakımından önemlidir.

3. Çalışmanın Amacı, Yöntemi ve Evreni

Çalışma, Konya il merkezinde metal sanayi sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde çalışanların güvenlik iklimine ve iş güvenliğine ilişkin algılarının ne derecede olumlu veya olumsuz olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, elde edilecek bulgular üzerinden metal sanayi sektöründe çalışanların algıları ülkemiz açısından değerlendirilmeye çalışılacak, metal sanayi sektöründeki algıların hangi yöndeki talepleri ifade ettiği ve ne tür önlemler alınması gerektiği konusunda tespitlere yer verilecektir.

(4)

1192

Yapılan alan araştırması için, kapalı uçlu sorulardan oluşan bir anket formu hazırlanmış olup; ankette NIOSHi (National Institute for Occupational Safety and Health)’nin 6 soruluk güvenlik iklimi anketi soruları ile Choudhry, Fang ve Lingard [10]’ın HSEii (Health and Safety Executive)’nin iş güvenliği anketi sorularından derlediği anket sorularından uyarlanmış 9 adet soru bulunmaktadır. Anket formunun ilk kısmında çalışanların demografik özellikleri ile çalışma hayatı boyunca ya da halen çalışılan işyerindeki iş kazası deneyimleri ve iş güvenliği eğitimine ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci kısımda ise güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algısının ölçülmesine dönük toplam 15 ifade yer almaktadır. Anketin ikinci bölümündeki ifadelere katılma derecesi beşli likert ölçeği ile sınanmıştır.

Çalışmanın evreni, Konya il merkezinde metal sanayi iş kolunda faaliyet gösteren firmalarda çalışanlardır.

Çalışmanın başında Konya SGK İl Müdürlüğü’nden Konya il merkezinde metal sanayi sektöründe toplam 26 adet firmanın faaliyet gösterdiği ve bu firmalarda toplam 1869 kişinin çalıştığı öğrenilmiş, rastgele yöntemle belirlenen işyerlerinde dağıtılmak üzere 150 adet anket formu hazırlanmıştır. Anket formları, ilk etapta ilgili iş yerlerine bizzat dağıtılmak istenmişse de işverenlerin olumsuz tavırları nedeniyle bu işlem, çalışanların üyesi oldukları bir sendika vasıtası ile gerçekleştirilebilmiştir. Dağıtılan anket formları aynı yöntemle toplanmış olup, anket formlarından 23’ü geri dönmemiş, 7’si ise çeşitli nedenlerle değerlendirilmemiştir. Anket formları Aralık 2011 – Ocak 2012 tarihleri arasında dağıtılıp toplanmıştır. Uygun bulunan 120 Anketin değerlendirilmesinde SPSS programından yararlanılarak, frekans dağılımı, aritmetik ortalama, standart sapma ve betimleyici istatistik gibi istatiksel yöntemler kullanılmıştır. Çalışmada ayrıca gruplar arası anakütle meydanlarının eşitliğini sınamaya yönelik “Kruskal-Wallis”

analizi de yapılmıştır.

4. Araştırmanın Bulguları ve Analiz

Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılanların demografik özellikleri ile bu özelliklere bağlı olarak metal sanayi çalışanlarının güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algıları ile yine çalışanların iş kazası deneyimleri ve iş sağlığı ve güvenliği konusundaki eğitim durumlarına ilişkin değerlendirmeler sunulmakta, ardından katılımcıların güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliğine dönük algılarına ilişkin bulgular ve değerlendirmelere yer verilmektedir.

Tablo 1. Ölçeklerin güvenilirlik seviyeleri

ÖLÇEKLER İFADE SAYISI Cronbach’s Alpha (α)

Güvenlik İklimi 6 0,76

İş Sağlığı ve Güvenliği 9 0,75

Çalışmada kullanılan ölçeklerin güvenilirliği Cronbach’s Alpha (α) yöntemi ile test edilmiş, ölçeklerden güvenlik iklimine ilişkin ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,76 ve iş sağlığı ve güvenliği algısına ilişkin ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,75 olarak bulunmuştur. Birçok araştırmada güvenilirlik aralığı olarak 0,70 ve üzeri katsayıların esas alınması bakımından, ölçeklerin güvenilirlik katsayılarının yeterli düzeyde olduğu düşünülmüştür.

Tablo 2. Güvenlik İklimi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Algısı İlişkisi

KORELASYON ANALİZİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GÜVENLİK İKLİMİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ 1

GÜVENLİK İKLİMİ ,702(**) 1

Tablo 2’de görüldüğü üzere güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algıları arasında pozitif yönlü ve 0.702 büyüklüğünde bir ilişki söz konusudur. Bu bağlamda katılımcıların güvenlik iklimine ilişkin algıları ile iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin algıları arasında güçlü bir bağıntı bulunduğunu söyleyebiliriz.

i NIOSH, ABD’ de Sağlık ve İnsani Hizmetler Kurumu bünyesinde faaliyet gösteren bir kuruluştur. NIOSH’’nin temel görevi bağlı bulunduğu Sağlık ve İnsani Hizmetler Kurumu’nun üstlendiği araştırma ve araştırma faaliyetlerini yürütmektir [15].

ii HSE, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren ve amacı çalışmaya bağlı sağlık, güvenlik ve hastalıklar ile ilgili gözlemler yapmak ve çalışmaya bağlı ölüm ve sakatlanmaları azaltmak noktasında kamu yararına çalışan bağımsız bir örgüttür [16].

(5)

Alkış, H. ve Taşpınar, Y.

1193

Tablo 3. Katılımcıların Demografik özellikleri

Özellikler f % Özellikler f %

Cinsiyet Erkek Yaş

16-28 yaş arası 29-41 yaş arası 42-54 yaş arası Eğitim

İlköğretim Lise Önlisans

120

52 59 9

87 31 2

100

43,3 49,2 7,5

72,5 25,8 1,7

Çalışma Süresi (Bu iş yerinde)

2-4 yıl arası 5-10 yıl arası 10 yıl üzeri

Çalışma Süresi (Toplam) 2-4 yıl arası

5-10 yıl arası 10-20 yıl arası 20 yıl üzeri

62 37 21

11 72 35 2

51,7 30,8 17,5

9,2 60,0 29,2 1,7 Tablo 3’den de anlaşılacağı üzere örneklem kapsamında 120 kişi değerlendirmeye alınmıştır. Söz konusu grup ağır ve tehlikeli işler kapsamındaki metal sanayi sektörü çalışanları olduğundan, çalışanların tamamı erkektir.

Katılımcıların yaş konusundaki gruplandırması incelendiğinde; çalışanlardan %43,3’ünün 16-28, %49,2’sinin 29-41 yaş ve %7,5’inin ise 42-54 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Buna göre, Konya il merkezinde metal sanayi kolunda çalışanlardan oluşan örneklem grubunun çoğunluğunun genç ve orta yaş grubundakilerden oluştuğu söylenebilir.

Çalışmaya katılanların eğitim durumlarına ilişkin veriler ise, katılımcıların %72,5’inin ilköğretim, %25,8’inin lise ve

%1,7’ sinin ön lisans mezunu olduğunu göstermektedir. Eğitim açısından değerlendirmemiz, örneklem kapsamındaki metal sanayi çalışanlarının oldukça büyük bir kesiminin düşük eğitim seviyesine sahip oldukları yönündendir.

Çalışmanın örneklemi kapsamındaki katılımcıların halen çalışmakta oldukları işyerindeki çalışma sürelerine bakıldığında %51,7’ sinin 2-4 yıl, %30,8’ inin 5-10 yıl ve %17,5’inin 10 yıl ve üzeri bir süredir aynı işyerinde çalışmakta oldukları görülmektedir. Katılımcıların toplam çalışma süreleri incelendiğinde ise çalışanların % 9,2’sinin 2-4 yıl, %60’ının 5-10 yıl, %29,2’sinin 10-20 yıl ve %1,7’sinin 20 yıl ve üzeri toplam çalışma süreleri bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu kapsamda bir değerlendirme yapmak gerekirse katılımcılardan birçoğunun iş tecrübesinin çok da yüksek olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Tablo 4. Katılımcıların İş Kazası ve İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Deneyimleri

Soru / Cevap f %

Çalışma hayatınız boyunca bir iş kazasına şahit oldunuz mu?

Evet 83 69,2

Hayır 37 30,8

Halen çalışmakta olduğunuz iş yerinde bir iş kazasına şahit oldunuz mu?

Evet 44 36,7

Hayır 76 63,3

Çalışma hayatınız boyunca bir iş kazası geçirdiniz mi?

Evet 63 52,5

Hayır 57 47,5

Halen çalışmakta olduğunuz iş yerinde bir iş kazası geçirdiniz mi?

Evet 23 19,2

Hayır 97 80,8

Çalışma hayatınız boyunca iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldınız mı?

Evet 107 89,2

Hayır 13 10,8

Halen çalışmakta olduğunuz iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldınız mı?

Evet 106 88,3

Hayır 14 11,7

Örneklem kapsamında değerlendirmeye alınan katılımcıların iş kazası deneyimleri ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alıp almadıklarına ilişkin olan ve anketin demografik özellikler bölümünde yer alan sorulara verilen cevapların frekans dağılımları yukarıdaki Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4’e göre çalışanlardan %69,2 gibi yüksek orandaki bir grup çalışma hayatı boyunca bir iş kazasına şahit olduğunu ve katılımcıların %52,5’i ise daha önce bir iş kazası geçirdiğini belirtmektedir. Diğer yandan aynı sorular halen çalışılmakta olan işyeri için sorulduğunda oranlar sırasıyla %36,7 ve %19,2 olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çalışma hayatı boyunca iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alanların oranı %89,2 iken halen çalışmakta oldukları iş yerinde bu eğitimi alanların oranı ise %88,3’tür. Görülmektedir ki iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alanların neredeyse

(6)

1194

tamamı en son çalıştıkları işyerinde de bu eğitimi almışlardır. Bu açıdan değerlendirildiğinde yakın dönemde işçilere iş sağlığı ve güvenliği konusundaki eğitimlerin arttığı görülmektedir. Ayrıca, son çalışılan işyerinde karşılaşılan iş kazası oranının düşüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, alınan iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin iş kazalarının önlenmesinde etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Tablo 5. Yaş Gruplarına Göre Güvenlik İklimi Algısı

Tüm Örnek (n=120)

16-28 Yaş Arası (n=52)

29-41 Yaş Arası (n=59)

42-54 Yaş Arası (n=9)

Kruskal- Wallis Testi

GÜVENLİK İKLİMİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. p

3,82 1,04 4,35 1,10 3,49 0,78 2,94 0,79 0,00

Güvenlik iklimi algısında yaşa göre anlamlı farklılık vardır. Bu farklılık 16-28 yaş arasında daha belirgindir. Yaş gruplarına göre güvenlik iklimi algıları değerlendirildiğinde; 16-28 yaş arasındaki çalışanların güvenlik iklimi algısının daha yüksek olduğu, güvenlik iklimi algısının en düşük seviyede gerçekleştiği grubun ise 42-54 yaş arası çalışanlar olduğu görülmektedir. Ayrıca tablodan da görüldüğü üzere yaş arttıkça güvenlik iklimi algısı düşmektedir.

Tablo 6. Halen Çalışılan İşyerindeki Çalışma Süresine Göre Güvenlik İklimi Algısı

Tüm Örnek (n=120)

2-4 Yıl Arası (n=62)

5-10 Yıl Arası (n=37)

10 Yıl ve Üzeri (n=21)

Kruskal- Wallis Testi

GÜVENLİK İKLİMİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. p

3,82 1,04 4,21 1,06 3,58 0,80 3,10 0,89 0,00

Güvenlik iklimi algısı konusunda en son iş yerindeki çalışma süresine göre anlamlı farklılık vardır. 2-4 yıl arası çalışanların güvenlik iklimi algıları 4,21 gibi yüksek bir oranda iken, çalışma süresi 10 yıl ve üzeri olanlarda bu oran 3,10 seviyesine düşmektedir. Veriler ışığında denilebilir ki; en son iş yerinde çalışma süresi arttıkça güvenlik iklimi algısı düşmektedir.

Tablo 7. Toplam Çalışma Süresine Göre Güvenlik İklimi Algısı

Tüm Örnek (n=120)

2-4 yıl (n=11)

5-10 yıl arası (n=72)

10-20 yıl arası (n=35)

20 yıl üzeri (n=2)

Kruskal- Wallis Testi

GÜVENLİK İKLİMİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. p

3,82 1,04 3,00 1,01 4,22 0,9

6 3,34 0,79 2,33 0,71 0,00

Güvenlik iklimi algısı ile toplam çalışma süresi arasında da anlamlı bir farklılık söz konusudur. Bu farklılık 5-10 yıl arası çalışanlardan kaynaklanmaktadır. Güvenlik iklimi algıları en yüksek olan grup 5-10 yıl arası çalışması bulunan gruptur.

Tablo 8. Yaş Gruplarına Göre İş Sağlığı ve Güvenliği Algısı

Tüm Örnek (n=120)

16-28 Yaş Arası (n=52)

29-41 Yaş Arası (n=59)

42-54 Yaş Arası (n=9)

Kruskal- Wallis Testi

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. p

3,48 1,13 2,93 0,70 2,47 0,70 3,48 1,13 0,00

Ankette yer alan ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin algıyı ölçmeye dönük sorular olumsuz algı ifadeleri içermektedir.

Bu sorulara dönük cevaplardaki pozitif yönlü bir artış, katılımcıların iş sağlığı ve güvenliği tedbir ve uygulamalarına dair olumsuz algılarındaki bir artışı ifade etmektedir.

(7)

Alkış, H. ve Taşpınar, Y.

1195

Yaş grupları ve iş sağlığı ve güvenliği algısı arasında anlamlı bir farklılık söz konusudur. Buna göre yüksek yaş grubundaki katılımcıların iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbir ve uygulamalara dönük algısı olumsuz yöndedir. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin en algıları en olumlu olan grup orta yaş grubu olan 29-41 yaş aralığındaki gruptur.

Tablo 9. Son İşyerindeki Çalışma Sürelerine Göre İş Sağlığı ve Güvenliği Algısı

Tüm Örnek (n=120)

2-4 Yıl Arası (n=62)

5-10 Yıl Arası (n=37)

10 Yıl ve Üzeri (n=21)

Kruskal- Wallis Testi

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. P

3,48 1,13 4,05 1,13 2,97 0,80 2,71 0,67 0,00

Tablo 9 göstermektedir ki en son işyerindeki çalışma süresi arttıkça iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbir ve uygulamalara dönük olumsuz algı azalmaktadır.

Tablo 10. Toplam Çalışma Süresine Göre İş Sağlığı ve Güvenliği Algısı

Tüm Örnek (n=120)

2-4 yıl (n=11)

5-10 yıl arası (n=72)

10-20 yıl arası (n=35)

20 yıl üzeri (n=2)

Kruskal - Wallis Testi İŞ SAĞLIĞI VE

GÜVENLİĞİ

Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. Ort. S.S. p 3,48 1,13 3,10 0,62 3,95 1,12 2,69 0,70 2,56 1,10 0,00 Tablo 10’da yer alan bulgular da Tablo 9’da yer alan bulgularla benzerlik göstermektedir. Tablo 10’ a göre toplam çalışma süresi arttıkça iş sağlığı ve güvenliği tedbir ve uygulamalarına ilişkin olumsuz algı azalmaktadır. Bu bağlamda daha uzun süredir iş yaşamında bulunanların iş sağlığı ve güvenliği tedbir ve uygulamalarından beklentilerinin makul seviyelerde seyrettiği söylenebilir.

5. Sonuç

Üretim konusunda makineleşme, üretimi artırmakla birlikte çalışma koşullarının ağırlaşmasına ve bir takım sorun ve kayıpların yaşanmasına neden olmuştur. Başlarda iş sürecinin bir parçası gibi görülen iş kazaları ve kayıplar daha sonraki dönemde sorgulanmaya başlanmış, kaza ve kayıpların yalnızca işçi hatalarından değil, aynı zamanda çalışma koşullarından da kaynaklandığı anlaşılmıştır.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda ilk dönem uygulamaları kaza gerçekleştikten sonra iyileştirmeye dönük uygulamalar olsa da daha sonraları bu anlayış yerini iş sağlığı ve güvenliği konusunda önleyici nitelikteki ve işçinin psikolojik ve sosyal durumu ile iş yükü, işyeri koşulları ve yönetsel uygulamaları da kapsayan bir yaklaşıma bırakmıştır. Artık iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir kültür, bir iklim anlayışı, bir güvenlik yönetimi yaklaşımı hâkimdir.

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uygulamalar ve araştırmalarda işçi algıları merkezi bir öneme sahiptir. İşçilerin güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algıları işçilerin bu konudaki tedbir ve uygulamalara dönük tavırlarını ve yönetimden beklentilerini anlamaya yardımcı olmaktadır. İşi yapan ve sağlık ve güvenlik tedbirlerine konu olan işçi olduğuna göre, işçi algılarına gereken önemin verilmesi şarttır.

Konya il merkezindeki metal sanayi çalışanlarının güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algılarının ölçülmesine dönük anket çalışmamız neticesinde şu sonuçlara ulaşılmıştır.

 Çalışanların güvenlik iklimi ve iş sağlığı güvenliği algıları arasında güçlü bir bağıntı mevcuttur.

 Metal sanayi sektöründe çalışanların büyük çoğunluğu genç ve orta yaş grubundan kişilerdir.

 Metal sanayi sektöründe çalışanların büyük bir kısmı düşük seviyede eğitimlidir.

 Metal sanayi çalışanlarının iş tecrübeleri düşüktür. Bu durum ileri yaşlardaki ve mesleki tecrübeye sahip gruplarda bu sektörün tercih edilmediğini göstermektedir.

 Metal sanayi sektöründe çalışanların yaklaşık üçte ikisi bir iş kazasına şahit olmuş, yaklaşık yarısı ise bir iş kazası geçirmiştir. Metal sanayi sektöründe iş kazaları oldukça yaygındır. Bu durum iş koşullarının ağırlığına ve yetersiz önlemlere bağlanabilir.

 İş kazalarının önlenmesinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri etkili olmaktadır. Yakın dönemde işçilere artan oranda iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmekle birlikte, çalışanların yaklaşık üçte birinin en son işyerinde bir iş kazasına şahit olması ve beşte birinin ise bir iş kazasına maruz kalması eğitim konusunda etkinlik sağlanması gerektiğini düşündürmektedir.

 Çalışanların yaşları arttıkça güvenlik iklimi algısı düşmektedir. Bu durum yüksek yaş grubundaki çalışanların güvenlikle ilgili kaygılarının arttığını göstermektedir.

(8)

1196

 Çalışanlardan büyük çoğunluğunun iş sağlığı ve güvenliği eğitimini aldığı ve iş kazalarına maruz kalma oranının çalışma hayatındaki tüm işyerlerindeki orana göre düşük olduğu en son çalışılan iş yerlerinde, çalışma süresi arttıkça güvenlik iklimi algısı düşmektedir. Bu durum iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde etkinliğin sağlanması gerektiği yönündeki görüşü desteklemektedir.

 Orta yaş grubundaki çalışanlar iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uygulama ve tedbirler konusunda olumlu görüşlere sahiptir.

 En son iş yerinde en uzun süredir çalışanlar iş sağlığı ve güvenliğine dönük uygulama ve tedbirler konusunda en olumlu görüşlere sahip olan gruptur. Aynı grubun güvenlik iklimi algılarının düşük olduğu hesaba katıldığında, uzun süredir aynı iş yerinde çalışan grubun işverenin ve kamu otoritesinin çabalarının farkında olduğunu, ancak yeterli bulmadığını söylemek mümkündür.

 Toplam çalışma süresi dikkate alındığında da benzer bir durum mevcuttur. Uzun süredir çalışma hayatında bulunanlar, iş sağlığı ve güvenliği uygulama ve tedbirleri konusunda olumlu beklentilere sahiptirler.

Elde edilen bulgular ve değerlendirmeler ışığında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde etkinliğin sağlanması gerektiğini söylemek mümkündür. Bu etkinlik ise bir denetim mekanizması sayesinde mümkün olabilecektir. Kamu kurumlarının bu konudaki yüklerinin fazlalığı ve denetim elemanlarının ancak kaza sonrası iş sağlığı ve güvenliği soruşturmalarını yürütmeye yetişebildiği göz önünde bulundurulduğunda önleyici denetimin bir başka mekanizma eliyle yürütülmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Ülkemizde bu faaliyet iş sağlığı ve güvenliği kurulları eliyle yürütülebilir. Mevzuat bakımından bir eksiklik bulunmamakla birlikte, işçi, işveren ve kamu taraflarının katılımıyla oluşturulan bu kurulların daha etkin kullanımı gerekmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda gelecekte yapılacak çalışmalarda, çalışanlardan güvenlik iklimi ve iş sağlığı ve güvenliği algısı düşük seviyede olanların önerebilecekleri tedbir ve uygulamalara yer verilebilir. Ayrıca yüz yüze görüşme yoluyla yapılacak çalışmalar, çalışanlar ve işverenlerin konuya ilişkin görüşlerini daha net biçimde ortaya koyabilecek olup, hem kamu otoritelerine hem de işverenlere alınabilecek önlemler ve verilecek eğitimler konusunda yol gösterebilecektir.

Kaynakça

[1] O’Reilly, J. T.; Hagan P. E. ve Montgomery, J. F., Historical Perspectives, Accident Prevention Manual for Business & Industry: Administration & Programs 12th Edition (Editors: P. E. Hagan, J. F. Montgomery, J. T.

O’Reilly), National Safety Council, ABD, 3-28, 2001.

[2] Rantanen, J., The Principals of Occupational Health, (Editor: Tee L. Guidotti) Oxford University Press, 3- 18,New York, 2011.

[3] Adıgüzel, S. S., İş Sağlığı ve İş Güvenliği Sorunları, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Sivas, 2000

[4] Alli, B. O., Fundamental Principles of Occupational Health and Safety. International Labour Office, Geneva, 2001.

[5] Kahya, N., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Sivas, 2001

[6] Nemutlu, G., Kalkınma Planlarında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas, 2003

[7] Cooper, M. D., Towards a model of safety culture, Safety Sci., 36, 2, 111–136, 2000.

[8] Taylor, G. Easter, K. and Hegney, R., Enhancing Occupational Safety and Health, Elsevier Butterworth- Heinemann, Oxford, 2004.

[9] Peterson, D., Safety Improvement: Perfection Surveys Can Reveal Strengths & Weaknesses, Professional Safety, January 2005: 45-48, 2005.

[10] Choudhry, M. R., Fang, D. P., ve Mohamed, S., The Nature of Safety Culture: A Survey of the State of the Art, Safety Sci., 45, 10, 993–1012, 2007.

[11] Choudhry, M. R.; Fang, D. and Lingard, H. Measuring Safety Climate of a Construction Company, Journal of Construction Engıneering and Management, September 2009, 890-899, 2009.

[12] Ryan, D., Safety Perception Survey: Yes You Can Conduct Your Own, Professional Safety, December 2009:

22-27, 2009.

[13] Clarke, S., An Integrative Model of Safety Climate: Linking Psychological Climate and Work Attitudes to Individual Safety Outcomes Using Meta-analysis, Journal of Occupational and Organizational Psychology, 83, 553–578, 2010.

[14] O'Toole, M. and Nalbone, D. P., Safety Perception Surveys: What to Ask How to Analyze, Professional Safety, June 2011: 58-62, 2011

[15] NIOSH (National Instıtute for Occupational Safety and Health) http://www.cdc.gov/niosh/about.html, Date of Access: 28.01.2012

[16] HSE (Healh and Safety Executive) http://www.hse.gov.uk/aboutus/index.htm, Date of Access: 28.01.2012.

Referanslar

Benzer Belgeler

According to the hybrid literacy instruction method for literacy instruction based on Ehri’s (2005a) word reading developmental phases, acquisition of literacy skills in children

Yöneticiler okullarda BEP hazırlanması/uygulanmasında karşılaşılan öğretmen ve yöneticilerden kaynaklanan sorunların okul rehberlik servisinin öğrenciyi ve

Şekil 2’de ikinci katılımcı, DDİA sürecinde en fazla nesne elde etme denemelerinin test bölümünde ve duyusal uyaran elde etme denemelerinde, GİA sürecinde de en fazla

Üstün yetenekli öğrencilerde başarı düşüklüğünü önlemek için örnek bir model [The sample model for overcoming underachievement in gifted students]..

Opinions on Andragocigal Based Facilitated Reading Writing (Literacy) Education (FLE)]. Bilim ve sanat merkezindeki üstün yetenekliler eğitiminin sürdürülebilirliğine

Bu çalışmaların içeriklerine baktığımızda; üstün yeteneklilerde görülen eş zamanlı olmayan gelişim kavramının, öz düzenleme becerilerinin eş zamanlı

Birinci olarak, TEFV davranışlarının, OSB olan çocuklarda taklit becerileri kendiliğinden kullanım düzeyleri (Berger ve Ingersoll 2013), sosyal karşılılık ve bağlama

Bu çalışma, erken çocukluk dönemindeki kaynaştırma uygulamalarında tipik gelişen çocuklarla otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar arasındaki sosyal etkileşimi