• Sonuç bulunamadı

Kriziere Yönelik Stratejiler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kriziere Yönelik Stratejiler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G iRiŞ

Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 1 4, Sayı 2, Güz, ss. 1 1 9-131, 2003.

Copyright © 2003 anatolia Bütün halkları saklıdır

1 300-4220, 5.000.000 TL.

Kriziere Yöne l i k Stratej i ler ve Bu Strateji l erin Uygu lanması:

Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği

Abdullah TANRlSEVDi - Murat HANÇER

Adnan Menderes Üniversitesi Turizm lşletmecili�i ve Otelcilik Yüksekokulu

öz

Krizler günümüzde bireylerin, işletme yönetimlerinin, hükümetlerin etkilerine sık sık maruz kaldıkları ve pek çok ke­

simi etki altına alan önemli unsurlar olmuşlardır. Krizler, işletme yönetim l erini de her yönden bir kıskaç içerisine al­

mışt ı r. Uzantıları turizm endüstrisine de yansıyan güvenlik, ekonomik, politik ve teknolojik kaynaklı pek çok krizden seyahat acenteleri de, doğrudan veya delaylı şekilde etkilenir hale gelmişlerdir. Bu çalışmada, 1990-2001 yılları a ra­

sında Dünyada ve Tü rkiye'de meydana gelen, etkileri ve kapsamları bakım ından önemli krizler olarak algılanan on farklı kriz karşısı nda, seyahat acentesi yöneticilerinin ne tür bir yaklaşım içerisinde olduklarını ortaya koymak a maç­

lanmıştır. Çalışma için gereken veriler birincil ve ikincil kaynaklardan sağlanmıştır. Birincil veriler için seyahat acen­

teleri üzerinde bir anket çalışması yürütül m üş ve b u çal ışmaya TÜRSAB Genel Merkezi destek vermiştir. Basit olası­

lıki ı örneklem tekniği k u llanılarak Marmara, Ege, Akdeniz ve Iç Anadolu bölgelerinde faaliyet gösteren 193 adet A ve A Geçici grubu seyahat acentesi araştırmanın örneklemini oluşturmuş ve 161 seyahat acentesinden geri dönüş sa�­

lanmıştır. l kincil veriler için ise, kriz yönetimi ve işletme stratejileri konularında yapılan çalışmalara başvu rulmuştur.

Araştıma sonucunda. seyahat acentesi yöneticilerinin kriz yönetiminin temel i lkelerine yeterince uymayan bir yakla­

şımla krizleri yönetmeye çalıştıkları ortaya çıkmıştır. Kriziere yönelik en çok uygulanan üç stratejinin sırasıyla; genel giderleri kısma. ürün geliştirme ve krizierin geçmesini bekleme strateji leri olduğu belirlenmiştir.

Anahtar sözcükler: Kriz yönetimi, kriz stratejileri, seyahat acenteleri, proaktif ve reaktif yaklaşım

Kriziere karşı yüksek düzeyde duyarl ılığı olan tu­

rizm endüstrisi, çeşitl i şekil lerde ortaya çıkan krizie­

rin etki lerini farkl ı biçimlerde hissetmektedir ( R ich­

ter 1 983; Santana 1 997; Lepetic ve Dirnanche 1 997;

Yarcan 1 998; Klaric 1 999; Sönmez ve Diğerleri 1 999;

Çiçek ve Kılıç 200 1 ; Faulkner ve V ikolov 200 1 ). Ola­

ğan koşulları tehdit eden, ziyaretçi lerin olumsuz yön­

de algılamalarına yol açan, çekicilik, konfor ve gü­

venlik konularında çekim yeri imajına zarar veren, yerel ekonomileri güç durumda bırakan, turizm fa­

aliyetlerinin süreklil iğini sekıeye uğratan, turist sa­

yısı ve turizm gel irlerinde azai malara neden olan her tür durum şek! i nde açıklanan krizler (Sön mez 1 998), seyahat acentelerini de doğrudan ya da dolaylı ola­

rak etkilemektedir. Bu etkilerin en aza indirilmesi bü­

yük ölçüde seyahat acentesi yöneti mlerinin kriz stra­

tejileri geliştirerek bunları doğru zamanda uygula-

maya dönüştürmelerine bağlıdır. Bu kapsamda, ça­

lışma ile, 1 990-200 1 yılları arasında Dünyada ve Tür­

kiye'de meydana gelen on farkl ı kriz (Tablo 1 ) kar­

şısında seyahat acentesi yönetimlerinin ne tür bir yak­

laşım sergilediklerine açıklık getirmek amaçlanmış­

tır. Böylece, seyahat :.ıcentesi yöneticilerinin kriz yö­

netimi konusundaki mevcut bakış açıları daha bel ir­

gin hale geleceği için, karar vericilerin yeniden de­

ğerlendirıne yapmaları da kolaylaşacaktu-.

Diğer yandan, literatürde, kriz kavramı ve kriz yö­

netiminin temel i lkeleri konusunda k uramsal açıkla­

ma ve gel iştİnnelerin kapsam lı şeki lde yapıldığı , an­

cak seyahat acentesi yönetim lerinin krizler karşıs ın­

dak i konumlarını ele alan spesifi k yaklaşım ve öne­

rilerin yeterince bul unmadığı tespit edi l m iştir. Dola­

yısıyla bu çalışma ile literatürele henüz ele al ınma­

yan bu konu hakkında araştı rmacılara küçük de olsn bir ışık tutmak mümkün olabilecektir.

Cilt 1 4 e Sayı 2 G üz 2003 1 1 9

(2)

Kriziere Yönelik Stratejiler ve Bu Strateji lerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği

Tablo 1. 1 990-200 1 yılları arasında ortaya çıkan önemli krizler

Yıllar ı 990-ı 99ı ı990-ı 998 ı 993-ı 999 5 Nisan ı 994 ı 997-ı 998 Şubat ı 999

ı 7 A�ustos - ı 2 Kasım ı 999 Kasım 2000

Aralık 2000 Şubat 200ı

LITERATÜR

Kriz

Körfez savaşı Balkan savaşı

Türkiye'deki terör olayları Ekonomik kriz

Asya/ Rusya ekonomik krizi Terör başının yakalanması krizi Depremler

Ekonomik kriz

Fransa ile yaşanan politik kriz Ekonomik kriz

Kriz Yönetimi ve Turizm Endüstrisi

Kriz yönetimi, krizierin yol açabileceği zararları en az düzeye indirgemek amacıyla oluşturul an planı, olası kriz durumuna yönelik kriz sinyallerinin önce­

den değerlendiri lmesini ve krizin en az kayıpla atla­

rıiabilmesi için gerekli önlemlerin alın ması ve uygu­

lanmasını kapsayan çabaların bütünüdür (Can 1 997).

K riz yönetiminin temel amacı krizleri tamamen en­

gel lemek değil, kriz durumunun ortaya çıkardığı so­

nuçları azaltmak (Fink 1 986; Şahbaz ve Tuna 1 998), örgütün krize vereceği cevabın hızını ve kalitesini ar­

ı ıımak ve mümkün olduğunca farkl ı türlerdeki kriz­

Iere kar�ı hazırlıklar yapmaktır ( M itroff ve McWhin­

ney 1 992. Dolayısıyla kriz yönet imi temelde bir ha­

zırlık yapma faaliyetidir. Bu faal iyetler bir plan çer­

çevesinde yürütülür. Burada gözerilen amaç, kontrol edilebilen riskleri d ikkate alarak bu riskierin kriziere dönüşmesine engel olmaya çal ışmaktır. Kontrol edile­

meyen riskiere karşı ise olabildiğince önlem almak gerekmektedir. Bu bak ımdan kriz planı, kriz yöneti­

minin en öneml i parçasını oluşturmaktadır (Coombs

200 L ). Diğer yandan h içbir örgütün kriziere karşı

tam korumalı olduğu ndan söz etmek de mümkün de­

ğildir. Ancak, krizlerle karşı karşıya kalmadan önce bir plan dahi linde hazırl ıklı olan örgütler, krizleri da­

ha kolay aşabilmektedirler (Aibrecht 1 996).

Regester ( 1 989), Barton ( 1 994 ), Heath ( 1 998), Hen­

derson ( 1 999), Siomkos (2000), Motschall ve Najor (200 1 ), Tavmergen ve Özden (200 1 ), Ç içek ve K ı l ıç (200 1 ) ve Faul kner ve V ikolov (200 1 ) işletme, sek­

tör ya da ülke düzeyinde kriz planlarının hazırlan­

ması gerektiğine i şaret etmişler ve bu plan ların es­

nek hale getirilerek değişen koşullara göre yeniden düzenlenmesinin önemini vurgulamışlardı r.

Öte yandan, tuı;zm endüstrisi açısından krizierin önemi ortada olduğu halde, kriz yönetiminin turizm 1 20 Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

endüstrisi genelinde kapsam l ı olarak ele al ınmadığı anlaşılmaktad ır (Santana 1 997; Faulkner ve Vikolov 200 1 ). Çünkü l iteratürde, spesifik olarak turizm en­

düstrisini kapsayan bir kriz planına ulaşmanın güç olduğu görül mektedir. Bu konuda gerçekleştirilen çal ışmalar, turizm dış.ındaki d isiplinlerde ortaya ko­

nulan kriz yönetimi yaklaşımlarını, makro boyutta çekim yerleri üzerine uyarlamaktan ibaret olmuştur.

Turizm endüstrisi çerçevesinde i ncelenen kriz yö­

netimi çalışmalarından bazıları ; M urphy ve Bayley ( 1 989), Mansfeld ( L 999), Sönmez ve Diğerleri ( I 999), Santana ( 1 999), Faulkner ve V i kolov (200 1 ) tarafın­

dan yapılmıştır.

M urphy ve B ayley ( 1 989), çekim yerleri açısından kriz yönetimini dört aşamada ele alın ışlard ır (Young 1 996). Bu aşaınalar; riskierin tespit ed ildiği ve de­

ğerlendirildiği ta111mlama aşaması, riskiere karşı alı­

nan önlemler l'e uyanlar aşaması, önceden bel irlen­

miş olan stratejilerin uygulandığı kriz dönemi aşa­

ması ve n ihayet iyileştirille aşamasıdır. Faulkner ve Yikolov (200 1 ), kriz yönetimini altı aşamada incele­

mi�lerdir. Bunlar; olay ö11cesi aşama, prodronwl aşa­

ma (felaketi n yakın bir zamanda geleceğinin belirdi­

ği aşama), acil durum aşaması, orta dönem aşaması, uwn dönem aşaması ve çöziinıleme aşanıasıdır. Mans­

feld ( 1 999), çekim yerlerinin güvenlik konusunda karşılaştıkları riskleri dikkate alarak bazı öneri ler gel iştirm iştir. Sönmez ve Diğerleri ( 1 999) ise krizle­

re makro boyutta çekim yeri penceresi nden bakmış­

lar ve ele aldıkları kriz yönetimi çal ışmalarında, kriz yönetiminin karar vericiler tarafından sürekli şekilde gündemde tutulmasının ve kriziere hazırl ık lar yapıl­

masının önemini vurgulaınışlardır. Sanıana ( 1 999) da, M itroff ve Pearson ( 1 993) tarafından açıklanan kriz yönetimi aşamalanndan (kriz sinyallerini alma, haztr/ık yapmal korunma, krizi denetim alruıa alma, normal duruma geçiş ve öğrenme/ ders alma) yola çıkarak, bunları turizm endüstrisi açısından yorum­

laınış ve etkili bir kriz yönetiminin lerizlere önceden hazırlıklı olmakla başanlabileceğini i fade etmiştir.

Seyahat Acenteleri için Kriz Stratej i leri

Türkiye'de ve Türkiye dışında oluşan d ışsal etken­

lerden kaynaklanan krizler, tur izm endüstrisini do­

laysız, seyahat acentelerini dalaylı yönden etki leme potansiyeli taşımaktadır. Dışsal etkenierin yanı sıra farkl ı türlerde ortaya çıkan içsel etkenler de, seyahat acentelerinin krizlerle yüz yüze gelmeleri ne yol aça­

bilmektedi r. B u tür krizierin seyahat acenteleri açı­

sından etkileri dolaysız etki ler olmaktadı r.

Seyahat acentelerinin krizlerle karşı kar�ıya kal­

ınalarına yol açan dışsal etkenierin başlıcaları; gü-

(3)

Abdu llah Tanrısevdi - M u rat Hançer

venlik, ekonomik, politik, çevresel ve teknolojik et­

kenler ile t urizm endüstrisinin kendi yapısında olu­

şan değişimlerdir. Dışsal etkenler, seyahat acentele­

ri tarafından kontrol altında turulamaz ya da oluşum­

larından önce müdahale edilemez özellikle olan et­

kenlerdir. Dışsal etkenierin aksine, seyahat acentele­

rinde krizlere yol açan içsel etkenler ise, riskterin daha kolay kontrol edilebildiği unsurları açıklamak­

tadır. B u tür etkenler teknolojik, yönetsel, operasyo­

nel, finansal ya da ürün ile ilgili olabilmektedir.

K riz yönetimi, öz itibariyle krizierin oluşmasına engel olmayı amaçlayan bir yaklaşımı içermemekte­

dir. Çünkü; birey, işletme, sektör ya da ülke yöne­

t imlerinin inisiyatifleri d ışında gelişen pek çok etke­

ni kontrol altında tutma olanağı çoğu kez mümkün değildir. Dolayısıyla engel olmak yerine, krizierin neden olduğu etkileri azaltına yönünde çaba sarf et­

mek, hatta olası ise kriz esnasında ortaya çıkacak fır­

satlardan yararlanmaya çalışmak daha rasyonel bir yaklaşım olmaktadır. Ayrıca, krizierin içsel ya da dışsal etkenlerden kaynaklanması etki düzeyinin de­

ğişmesine neden olsa bile, işletme ölçeği açısından ortaya çıkan asıl gerçek, karşı karşıya kalınan kriz­

lerden bir şekilde etkilenildiğidir.

Örgütler, kriz yönetimine bir maliyet olarak değil, kendilerine rekabet avantajı sağlayan stratejik bir ge­

reklilik olarak bakmalıdır (Mitroff ve Pearson ı 993:

ı 1 5). Seyahat acenteleri açısından kriziere yönelik stratejiler düşünüldüğünde ise, öncelikle her işlet­

menin yapısal farklılıklarının bulunduğunu dikkate almak gerekmektedir. Bu farklılık, uygulanacak srı·ate­

jilerin de farklılaşabileceğine işaret etmektedir. Dola­

yısıyla, yönetim, işletme yapısına en uygun strateji­

leri belirlemeden önce, durum anal izi yaparak stra­

tejilerine yön tayin etmelidir. Değişik araştırmacılar, stratejilerin belirlenmesi sürecinde, stratejik planla­

ınanın en önemli özelliğinin durum analizi olduğunu vurgulamışlardı r (Weihrich ı 990; S tah! ve Grigsby 1 992; Wright ve Diğerleri 1 998; Dinçer ı998). K riz yönetimi konusunda yapılan bilimsel çalışmalarda (Fink 1 986; M itroff ve Pearson ı 993), krizleri n teş­

his edilmesinin önemine işaret edilmiş ve uygulan­

ması planlanan stratej ilerin bu teşhisler doğrultusun­

da kararlaştırılması gerektiği üzerinde durulmuştur.

Öte yandan, kriziere yönelik uygulanabilecek si­

hirli formüllerin var olduğundan söz etmek pek müm­

kün değildir. M itroff ve McWhinney ( 1992) ve Oku­

muş (200 1 ), krizleri yönetebilmek ve olumsuz etki­

leri ortadan kaldırmak için hazır ve her durumda kul­

Janılacak bir formül ya da çözüm önerisinin bulun­

madığını belirtmişlerdir. Literatürde de bu görüşün aksini savunan bir yaklaşıma rastlanmamıştır. Kaldı

ki, seyahat acenteleri açısından bu tür bir açıklığı görmek daha da zordur. Çünkü doğrudan bu konuyu ele alan araştırmalar yok denecek kadar azdır. Dola­

yısıyla, krizleri yönetmeye yönelik sihirl i formüller aramak yerine, hem kriz yönetimi i lkelerini göz önün­

de bulundurarak işletme yapılarına en uygun strate­

jileri uygulama becerisini göstermek hem de uygula­

nan bu stratejileri sürekli şekilde gözden geçirerek iç/ dış çevrede oluşan değişimler ile işletme kaynak­

ları arasındaki uyumu sağlamak gerekmektedir.

Seyahat acentelerinde kriziere yönelik uygulana­

cak stratejiler, l iteratürde pek çok araştırmacının (Ha­

yes 1 985; Martina 1 985; Fink 1 986; M itroff ve Pe­

arson 1 993; Albrecht 1 996; Augustine 2000; Penro­

se 2000; S iomkos 2000; http:// www.crisiscorp.com 200 1 ve Coombs 200 1 ) ortak payda olarak kabul et­

tiği kriz öncesi, kriz anı ve kriz sonrası aşamaları çerçevesinde ele alınabilir. B una göre, seyahat acen­

tesi yöneticilerinin kriz yönetimi aşamalarına göre uygulayabilecekleri stratejilerin genel görüntüsü Şe­

kil 1 'de verilmiştir.

Şekil l 'de yer alan stratejilere, nitelikleri itibariy­

le, öncü] (proaktif) ve tepkisel (reaktif) stratejiler ola­

rak bakıJabilir. Öncü! stratejiler, kriz öncesi aşama­

sında başvurulması llygun olan stratejilerdir. B u tür stratejiler temelde riskleri yaymak, işletme yapıları­

nı güçlendirerek kriziere karşı direnç artırmak ve olası ise, kriz sürecinde doğabilecek finansal güç ve rekabet avantajı kazanmak gibi fırsatiara hazır ola­

bilmek amaçlarıyla uygulanırlar. B una göre Şekil 1 üzerinde yer alan stratejiler arasında; bütünleşme, çeşitlenme, maliyet/ fiyat l iderliği ve örgüt geliştir­

me stratejileri, öncü! stratejiler arasında sayı labil ir.

Tepkisel stratejiler ise, ancak krizler ortaya çıktıktan sonra başvurulacak stratej ilerdir. B u stratejiler kü­

çülme, faaliyetleri geçici olarak durdurma, yoğun ta­

nıtma ve çekilme gibi çoğunlukla kriz etkilerini azaltına amacıyla uygulanırlar.

Kesin bir ayırım yapmak güç olmakla birlikte, di­

key kesikli çizgilerin üzerine isabet eden stratejile­

rin, hem krizler öncesinde hem de kriz anlarında uy­

gulanabileceğinden söz etmek mümkündür. Örneğin yoğun tanıtma stratejisi (tutundurma çabalarını yo­

ğunlaştırma), daha geniş pazarlara ulaşma ve mesaj­

ları yoğun olarak tüketicilere aktarma amaçları gö­

zetilerek her iki aşamada da uygulanabilir bir özellik taşımaktadır. Benzer durum, örgüt geliştirme ve ma­

liyet/ fiyat liderliği stratejileri açısından da söz ko­

nusudur. Öte yandan, çeşitlenme ve bütünleşme strate­

jilerini sağlıklı bir şekilde kriz anlarında uygulamak mümkün olmayabil ir. Örneğin, çeşitlenme stratejisi­

ni uygulayabilmek için işletme kaynaklarının ve za-

Cilt 1 4 e Sayı 2 G ü z 2003 1 2 1

(4)

Kriziere Yönelik Stratej i ler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Ö rneği

Şekil / . K riz yönetimi aşamaları çerçevesinde seyahat acentelcrinde uygulanabilecek strateji lerin genel görüntüsü

cesitlenme

örgüt geliştirme

bütünleşme

faaliyetleri geçici olarak

durdurma

kücülme

KRiZ ANI

faaliyetleri geçici olarak

durdurma

ı ı küçülme

cesitlenme L----'

bütünleşme

örgüt geliştirme

KRiZ ÖNCESi

(Öncü! stratejilerı : (Tepkisel stratejilerı

KRiZ SONRASI (ÖNCESi) (Öncü! ve Tepkisel stratejiler)

KRİZ YÖNETİMİ AŞAMALARI Zaman

Kaynak: Hayes ( I '!H5): Martine ( 1 9g5): Fink ( 1 9H6); Weihrich ( 1 990): Stahl ve Grigsby ( 1 992): Mitroff ve Pearson ( 1 993); A lbreclıt ( 1 996):

Wrighı vd. ( 1 998): Augusıine (2000): Penrose ( 2000): Sioınkos (2000): lıııp:// www.crisiscorp.conı (200 1 ) ve Coonıbs (200 1 )'dan esinlenerek oluşıurulnıuşıur.

manın yeterli olması gerekir. Titiz ve kapsam l ı ha­

zırlıklar gerektiren bütünleşme stratejisi de, çeşitlen­

me stratejisinde olduğu gibi uzun bir zaman süreci­

ni gerektirebi li r.

Bütünleşme stratejisinin biçimlerinden olan işbir­

l iği ve stratejik ittifak gibi durumlarda, taraflar hu­

kuki ve ekonomik bağımsızl ıklarını koruyabildikleri için, bu stratejilere hem kriz öncesi dönemlerde hem de kriz dönemlerinde başvurmak mümk ündür. Kaldı ki, Ş ubat 200 1 ekonomik krizi gibi bazı kriz dönem­

leri, özell ikle kriz nedeniyle zor d urumda kalan iş­

letmeleri ele geçirmek ya da bünyesine katmak iste­

yen firmalar için fırsatlarda yaratabi l nıektedir. Ör­

neği n Şubat 200 1 ekonomik krizi esnasında i stanbul merkezli bir seyahat acentesi olan ETS, D idi m Seya­

hat Acentesini bünyesine alarak iç pazardaki talep daralmasının beraberinde getird iği olumsuzlukl arı azaltmaya çalışmıştır. Yine aynı kriz sürecinde, 1 999 yılında yaşadığı finansal krizden dolay ı pazardan çe­

kilme kararı almış olan İ rem Tur Seyahat Acentesi, borçlarına karşılık olarak Yaprak Holding ' i n bünye­

sinde yer alan Flamingo Otel Grubu tarafı ndan satın al ınmıştır.

1 22 Anato l i a : Turizm Araştırmala rı Derg isi

Kriz sonrası aşaması ise, kriz öncesi aşamasının özelliğini taşıyan farkl ı bir kritik dönemdir. Çünkü krizler peşpeşe ortaya çıkabilmektedir. Hatta her kri­

zin bitimi yeni bir krizin başlangıcı olabilmektedir.

Kaldı ki bir kriz sürerken aynı anda bir başka krizle başetmek zorunda da kal ınabilmektedir. Dolayısıyla bu aşamada uygulanacak stratej iler kriz öncesi aşa­

masında uygulanacak stratej i lerden oluşmaktadır.

Ancak bu stratej iler kriz anlarında ortaya çıkan so­

runların analiz edilmesinden hareket edilerek yeni­

den değerlendirmeye tabi tutulmal ıdır. Çünkü kriz sonrası aşaması, özellik itibariyle yaşanan krizden derslerin çıkarı ldığı ve krizin yarattığı etkinin boyu­

tuna göre yeni bi.r bakış açısıyla hareket edildiği bir süreci kapsamaktadır. B u bakı nıdan seyahat acente­

si yöneti mleri, krizin sona ermesinden sonraki bu süreçte, kriz öncesi aşamasında yer alan stratejiler­

den birisine/ birden fazl asına ya da daha farklı stra­

teji lere başvurarak, yeni kriziere karşı daha hazırlık­

lı bir yapıya kavuşmayı sağlamal ıdırlar.

Kriz sonrası aşamasında yer alan stratejilerden bi­

risi olan çekilme stratejisi ise, seyahat acentesi yöne­

timinin başvuracağı bir başka stratejik kararı açıkla-

(5)

Abd ullah Tanrısevdi - Murat Hançer

maktadır. Çünkü, yaşanan kriz samasında yapılan du­

rum analizi sonuçlanna göre, işletme faaliyetlerinin sürdürülmesinin anlamlı o lmadığı tespit edi lirse, çe­

kilme stratejisine başvurarak işletmenin kriz etkile­

rini daha fazla yaşamasının önüne geçilebilir.

Farklı türlerdeki kriziere karşı farkl ı stratej ilerin ge­

liştirilmesi de mümkündür (Mart inelli ve Briggs 1 998;

Coombs 200 1 ). Bu farklılık, bir küme içerisinde ben­

zer etkilere yol açan kriz türlerini değil , farkl ı etki­

lere neden olan krizleri ifade eder. Çünkü, krizierin neden olduğu etkilerin türü dikkate alın maksızın uy­

gulanacak bir stratej i, işletme kaynaklarının atıl ha­

le gelmesine yol açabilir. Örneğin, sunulan hizmet­

lerden kaynaklanan bir krizle karşı karşıya kalan bi.r seyahat acentesi yönetimi (içsel kaynaklı bir kriz), bu krizin etkisini imaj bozulması şekl i nde yaşayabi­

lir. İşletmenin rakipleri ise bu krizi lehlerinde kul­

lanmak isteyebilirler. Böyle bir durum karşısında yö­

netim, "rakiplerden önce davranarak kamuoyunu yan­

sız bir şeki lde bilgilendirmek ve hizmet sunumun­

dan madur olan konuklara ücretsiz ek h izmetler ver­

mek" şekl inde bir stratejiyi uygulamaya geçirebilir.

Dolayısıyla yönetici lerin deneyimlerinden, gözlem­

lerinden ve araştırmalardan yola çıkarak kriz etkile­

rinin türünü, düzeyin i ve şiddetini değerlendirmele­

ri gerekir. Böylelikle, ortaya çıkardığı etkiler açısın­

dan türdeş olmayan kriziere karşı farkl ı stratejilerin uygulanması ve bunların başanya ulaştırılması müm­

kün kılınabilir.

YÖNTEM Veri Toplama

Çalışma, araştırma modeli bakımından tanımlayıcı araştırma özelliği ndedir. Tanıml ayıcı araştırmalarda problem ile ilgil i tekil ya da ilişkisel değişkenler kul­

lanılarak mevcut durumu ayrıntılı şekilde ortaya çı­

karmak amaçlanmaktadır ( Karasar 2000). Bu çalış­

mada ele alınan değişkenler ise, tekil değişkenlerdir ve tanımlamalar bu değişkenler üzerinden yapılmış­

tır. Tekil değişkenler, yöneticilerin krizlere karşı uy­

guladıkları stratej iler ve bu stratejilerin kriz yöneti­

mi aşamaları üzerinde uygulanma zamanl arıdu·.

Araştırmada birincil verilerin toplanması için yarı yapılandırılmış görüşme ve anket yöntemlerinden ya­

rarlanılmıştır. Yan yapılandırı lmış görüşmeler seya­

hat acentesi yöneticileri i le ön uygulama esnasında yürütülmüştür. Bu yöntem, kriz yönetimi konusunun ana hatları bel irlenmiş olmasına rağmen önceden ha­

zırlanan soruların kesin bir ayırı m ve sıralamas ının yapılamamasından dolayı tercih edi lmiştir. Anket yön­

temi ise, Türkiye'nin farkl ı coğrafyalarında faaliyet

gösteren seyahat acentelerinden daha düşük bir ma­

l iyetle ve daha çok soruya yanıt almayı olanakl ı kıl­

ınası nedeniyle seçilmiştir. Ayrıca araştırma modeli

"tanımlamak" üzerine kurgulandığı için, anket yön­

temi bu modelin yapısına uygun bir veri toplama aracı olarak da kabu l edilmektedir (Baş 200 1 ).

Soru Cetvelinin Geliştirilmesi

Soru cetvelinin geliştirilmesi ön uygulama yolu ile yapıl mıştır. Ön uygulama için taslak halde bir soru cetveli hazırlanmıştır. Taslak formu n oluşturulma­

sında Fink ( 1 986), Weihrich ( 1 990), Stahl ve Grigsby ( 1 992), Mitroff ve Pearson ( 1 993), Wright ve Diğer­

leri ( 1 998) ve Haşit (2000)'in çalışmalarından yarar­

lanılmıştır. Ayrıca, Türkiye Seyahat Acentaları B ir­

l iği (TÜRSAB) ve Ege Bölgesi Sanayi Odası (EB­

SO)'nın krizler konusunda yapmış oldukları araştır­

ınalar da, taslağın oluşturu lmasına katkı sağlamıştır.

Soru cetvelinde yer alan soruların kolayca anlaşı­

lan ve yanıtianan sorulardan oluşmasını sağlamak ve soru sayısı/ türünde değişikJikler yaparak anket for­

muna son şeklini vermek üzere, 200 1 yılı Şubat ayı içerisinde K uşadası ve İstanb u l' da faaliyet gösteren otuz yedi seyahat acentesi yöneticisi ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerin bir kısmı, aynı tarihlerde İstanbul 'da yapılan Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı ' nda bu fuara katılan yöneticiler ile, bir kısmı da randevu alınarak doğrudan bu acentelerin merkez ofislerinde gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde, tas­

lak formda yer alan sorular tartışılmıştır. Her görüş­

me ortalama yirmi dakika sürmüştür.

Ön uygulamanın sürdürülmesi esnasında, Türki­

ye'de Şubat 200 1 ekonomik krizi ortaya çıkmıştır.

Bu kriz, taslak formun gel iştirilmesi açısından fay­

dal ı olmuştur. Çünkü yöneticiler ile görüşmeler ya­

pıl ırken, Ş ubat 200 1 ekonomik krizinden dolayı se­

yahat acentelerine rezervasyon iptallerinin geldiği, bu iptallerden dolayı yöneticilerin morallerinin bo­

zulduğu ve çal ışanların endişe içinde oldukları göz­

lenın işti.r. B u olumsuz atmosfer, yeni soru türlerinin tasarianarak bunların soru cetveline alın masını ola­

naklı kılmıştır. Ön uygulama Mart ayı içerisinde ta­

mamlanmıştır. Ön uygu lama sonuçları dikkate alı­

narak taslak halde hazırlanan soru cetvelinde küçük değişiklikler yapılmıştır. Sorular bu değişikl iklere göre yeniden yapılandırılarak soru cetvel ine son şek! i veri 1 iştir.

O luşturulan soru cetvelİ ile yönet iciler tarafından kriziere karşı uygulanan stratejiler ve bu stratejilerin kriz aşamaları üzerindeki konumlarını ortaya koy­

mak amaçlanmıştır. Bunun için öncü! ve tepkisel stra­

tejiler kapsamında yirm i bir strateji hazırlannıı�tır.

Cilt 1 4 Sayı 2 G üz 2003 1 23

(6)

Kriziere Yönel i k Stratejiler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği

Bu stratejiler Şekil 1 'de açıklanan kriz yönetimi aşa­

maları çerçevesinde uygulanabilecek n iteliklere gö­

re ifade edilmiştir. Stratejilerin oluşturulmasında We­

ihrich ( 1 990), S tahl ve Grigsby ( 1 992) ve Wright ve Diğerleri ( 1 998) tarafından açıklanan firma ölçeği stratejilerinden yararlanılmıştır. Ayrıca, ön uygula­

ma esnasında İstanbul ve Kuşadası'nda faaliyet gös­

teren seyahat acentesi yöneticileri ile yapılan görüş­

melerden edinilen bilgiler de bu kapsam içerisinde değerlendirilmiştir. Bu görüşmeler esnasında dile geti­

rilen aynı n itel iğe sahip, ancak başka şekillerde ifa­

de edilen çözüm yolları birleştirilmiş ve aynı strate­

ji kapsamına alınmış; tamamen farkl ı niteli kte olan­

lar ise sade ve anlaşılır ifade biçimlerine sokularak diğer stratej ilere eklenmişlerdir.

Soru cetvelinde yöneticilerden, bu stratejilerden han­

gilerine normal koşullarda (kriz öncesi), hangilerine kriz anlarında ve hangilerine krizler sonrasında (ön­

cesi) başvurduklarını işaretlerneleri istenmiştir. B u konuda yöneltilen kriz aşamaları Hayes ( 1 985), Marti­

no ( 1 985), Fink ( 1 986), M itroff ve Pearson ( 1 993), Albrecht ( 1 996), Augustine (2000), Penrose (2000), Siomkos (2000), h ttp:// www.crisiscorp.com (200 L ) v e Coombs (200 1 )'un açıkladığı kriz yönetimi çerçe­

vesinde oluşturulmuştur. Ayrıca bu soruda 'diğer' hanesi de açılarak başvurulan farklı türdeki strateji­

lerin belirtilmesine olanak sağlanmıştır.

Örneki em

Anakütle çerçevesini belirlemek üzere, TÜRSAB tarafından hazırlanan 2000 yılına ait "Travel Agen­

cies in Turkey" katalogu ve TÜRSAB ' ın internet si­

tesinde yer alan verilere başvurulmuştur (http://www.

tursab.org.tr/istatistikler). Bu veriler, Türkiye 'de fa­

aliyet gösteren tüm seyahat acentelerinin bölgeleri, grupları ve merkez/ şube acente oluşları dikkate alı­

narak yeniden derlenmiştir. Elde edilen yeni dağılım üzerinde kota örneklemesi yapılmıştır. Kotalar ko­

nurken Marmara, Ege, Akdeniz ve İ ç Anadol u böl­

gelerinde faaliyet gösteren (Sayı: 4. 1 65, % 95, 1 ), A ve A Geçici grubuna mensup (Sayı: 3.682, % 84, 1 ) ve merkez konumdaki (Sayı: 3.585, % 8 1 ,9) acente-

Tablo 2. Arıaküıle dağılımı (A 1 A Geçici grubunda ve merkez konumda olan seyahat acenıeleri)

Bölgeler N

Marmara 1 , 1 07

Ege 761

Akdeniz 622

Iç Anadolu 4 1 0

Toplam 2,900

1 24 Anatol i a : Turizm Araştırmaları Dergisi

%

38, 1 7 26,24 21 .44 1 4, 1 3 1 00,0

!erin sayısal çoğunlukları dikkate alınmıştır. Ortaya çıkan ana kütle dağılımı Tablo 2'de verilmiştir.

Merkez konumdaki acentelerin anakütleye seçil­

mesinin nedeni , stratejik kararların al ınınasında şu­

belerin değil, merkezlerin yetkil i olmasıdır. A ve A Geçici grubu seyahat acentelerinin seçilmesinin ne­

deni ise, bu gruptaki acentelerin 1 6 1 8 sayı! ı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları B irliği Yasası'na göre tüm seyahat hizmetlerini sunmada yetkili olma­

ları, yoğun bir şekilde yerl i/ yabancı konuklara hiz­

met vermeleri ve daha fazla sayıda müşteri kitlesine hitap edebi lıneleridir. Oysa B ve C grubundaki acen­

teler, yalnızca kendilerine yetki tanınan sınırlı seya­

hat hizmetlerini verebilmektedirler.

Anakütle çerçevesinin belirlenmesinden sonra, üzerinde anket çalışması yürütülecek anakütle dağı­

lımına uygun bir örneklem hazırlanmıştır. Bunun için 2000 yı lına ait TÜRSAB katalogunda yer alan l iste­

lerden yararlanılmıştır. Örneklem, basit olasılıklı ör­

neklem tekniği kullanılarak bu katalog içerisinde Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde bul unan i Ileri gösteren l isteler üzerinde onbeşer atia­

narak oluşturulmuştur (2.900/15= 1 93). Böylece her bi­

rimin örnekleme dahil olma şansı eşit tutulmuştur. Ör­

nek büyüklüğünün hesaplanmasında, n= (Z*ss 1 e)2 formülü kullanılmıştır (Yükselen 2000 atıf Luck ve Rubin 1 987). Formüldeki güvenlik düzeyine i lişkin standart değer (Z); 1 ,96 (% 95) ve sapma değeri (e);

anakütleyi oluşturan 2.900 seyahat acentesi üzerinde dört coğrafi bölgeye göre 50 birim (işletme sayısı) ola­

rak kabul edilmiştir (ss=292,7 1 ). Hesaplama sonu­

cunda ise örnek büyüklüğü J 3 1 olarak bulunmuştur.

Araştırmaya katılım düzeyini artırmak amacıyla, TÜRSAB Genel Merkezi ' ne bir yazı i le başvurula­

rak destek istenmiştir. TÜRSAB; anket formlarını ço­

ğaltma, bunları seyahat acentelerine postalama, ya­

nıtlanarak Genel M erkeze iletilenleri tasnif etme ve çözümlenmesi için ulaştırma işlerini üstlenmiştir.

Ayrıca araştırma TÜRSA B aracılığı ile yürütüldüğü için formda yer alan hitap kısmı TÜRSAB Genel

er­

kezi'ne atfen yazılmıştır. Bu aşamada forn1lar TUR­

SAB Ar-Ge birimi tarafından çoğaltılarak her ay pe­

riyodik olarak yayımlanan TÜRSAB Dergisi'nin Nisan sayısı arasına konulmuş ve bunlar, daha önce basit olasılıklı örneklem tekniği kullanılarak oluştu­

rulan 1 93 seyahat acentesine posta yoluyla ulaştırıl­

mıştır. TÜRSAB Genel Merkezi tarafından anket formunun dağıtım işi 1 Nisan 200 1 tarih inde başla­

tılmış ve 6 Haziran 200 1 tarihinde sona erdirilmiştir.

TÜRSAB tarafından dağıtılan fonnlardan 1 65 adeti­

ne yanıt alınmış, bunlardan dördü eksik bilgiler yer aldığı için değerlendirme dışında tutulmuştur. Böy-

(7)

Abdullah Tanrısevdi - M u rat Hançer

Ta!Jio 3. Geri dönü�ü sağlanan anket formlarının bölgelere göre dağılımı Bölgeler

Marmara Ege Akdeniz Iç Anadolu Toplam

Geri dönüşü sağlanan anket formları

n 63 43 35 20 1 61

% 39. 1 3 26,70 21 ,73 1 2,42 1 00,00 lece hesaplanan örnek büyüklüğünden daha fazla sa­

yıda anket formu analiz edilmiştir (Tablo 3).

BULGULAR VE TARTIŞMA

Seyahat acentesi yöneticilerinin kriziere yönel ik uy­

guladıkları strateji lerin anali z i i k i açıdan yaptlmıştır.

İ lk olarak, stratej il erin kriz aşamaları üzerindeki ko­

numları ve uygulanma zamanlarındaki tutarlıl ıkları ortaya çıkarılmış, daha sonra yöneticilerin kriziere kar-

şı en çok hangi stratej ilere başvurdukları ve bu stra­

tej ilerin öncü! ve tepkisel stratej iler açısından hangi niteliğe daha yakın olduklan belirlenmiştir.

Yöneticilerin kriziere yönelik uyguladıkları strate­

jilerin kriz aşamaları üzerindeki konumları; " kriz ön­

cesi", "kriz anı" ve "kriz öncesi-kriz anı " aşamaları üze­

rinden değerlendirilmiştir. Yöneticilerin kriziere yö­

nelik uyguladıkları stratejilerin kriz aşarnalarına gö­

re dağılımı Tablo 4'te verilmiştir.

Tablo 4'te, yöneticiler tarafından kriziere yönelik başvurulan strateji lerin, çoğunlukla "kriz anı" aşama­

sında yoğunlaştığı görülmektedir (% 47 ,79). " Kriz öncesi" aşamasında uygulanan stratejilerin oranı % 28,26 iken, "kriz öncesi-kriz anı " aşamasında uygu­

lanan stratejilerin oranı % 23,93 'dür. B u dağılımdan hareket edildiğinde, yöneticilerin kriziere karşı daha çok reaktif bir yaklaşım sergilediğinden söz etmek mümkündür. Başka bir deyişle, yöneticiler, kJiz stra­

tej ilerine, genell ikle krizlerle karşılaştıkları zaman başvurmaktadırlar. Oysa temelde proaktif bir özelli-

Tablo .:/. Kriziere yönelik uygulanan stratejilerin kriz aşaınalarına göre dağılıını

Aşamalar Satır Toplamı

Kriz Öncesi Kriz Anı Kriz Öncesi ve Kriz Anı

Stratejiler n % n % n % n %

Genel giderleri kısma 1 9 1 3,76 95 68,84 24 1 7,39 1 38 1 00,00

Ürün çeşitlendirme/ ürün geliştirme 55 56,70 8 8,24 34 35,05 97 1 00,00

Krizin geçmesini bekleme 4 4,44 81 90,00 5 5,55 90 1 00,00

Müşterilere ödeme seçenekleri sunma 24 27,27 1 4 1 5,90 50 56,81 88 1 00,00 Ücretsiz/ indirimli/ ek ü rün, hizmet sunma 1 8 23,68 26 34,21 32 42,1 0 76 1 00,00

Tanıtma bütçesini kısma 1 5 20,54 47 64,38 1 1 1 5,06 73 1 00,00

Fiyat düşürme 8 1 1 , 1 1 59 81 ,94 5 6,94 72 1 00,00

Yoğun tanıtma 32 47,76 1 3 1 9,40 22 32,83 67 1 00,00

Personel çıkarma/ ücretsiz izin verme 1 2 20,00 43 7 1 ,66 5 8,33 60 1 00,00

Alacaklılada anlaşarak ödemeleri geciktirme 9 1 7,64 34 66,66 8 1 5,68 51 1 00,00

Kısa vadeli borçtan kaçınma 1 2 24,00 26 52,00 1 2 24,00 50 1 00,00

Uzun vadeli borçtan kaçınma 21 46,66 1 0 22,22 1 4 31 , 1 1 45 1 00,00

Eğitim faaliyetlerine ağırlık verme 1 9 47,50 7 1 7,50 1 4 35,00 40 1 00,00

Yerli acente/ otel/ havayolu ile bütünleşme 14 45,1 6 7 22,58 1 0 32,25 3 1 1 00,00

Faaliyetleri geçici olara k durdurma 5 1 6,66 25 83,33 30 1 00,00

Borçları TL'ye çevirme 8 26,66 1 9 63,33 3 1 0,00 30 1 00,00

Turizm dışındaki alanla ra yönelme 1 5 57,69 5 1 9,23 6 23,07 26 1 00,00

Yabancı acente/ otel/ havayolu ile bütünleşme 1 4 66,66 2 9,52 5 23,80 21 1 00,00

Takas yapma 5 29,41 6 35,29 6 35,29 1 7 1 00,00

Alac a kları (tahsilatları) dövize çevirme 5 33,33 7 46,66 3 20,00 1 5 1 00,00

Bazı birimleri elden çıkarma/ satma 6 40,00 7 46,66 2 1 3,33 1 5 1 00,00

Sütun toplaını 320 28,26 541 47,79 271 23,93 1 132 1 00,00

Cilt 1 4 Sayı 2 G ü z 2003 1 25

(8)

Kriziere Yönelik Stratej i ler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örneği

ğe sahip kriz yönetiminde, kriziere yönel ik başvuru­

lan stratejilerin uygulanma zamanları, krizler oluşma­

dan önce gerçekleştiril ir. B u sayede yöneticiler i şlet­

melerinin risklerini yayarak krizlerden en az şekilde etkilenmeyi sağlayabil irler. Ayrıca işletmeye daha dirençli bir yapı kazandırarak olası fırsatlardan ya­

rarlanmak da mümkün olabilir. B u açıdan bir değer­

lendirme yapıldığında, seyahat acentesi yöneticileri­

nin kriziere karşı yeterli duyarlılığı göstermedikleri anlaşılmaktadır.

Stratejilerin kriz aşamalarındaki uygulanma za­

manlarındaki tutarlılıklannın incelenmesi, yönetici­

lerin kriziere yönelik yaklaşımlarını anlamayı daha açık hale getirmesi bakımından önemlidir.

Tablo 4'teki dağıt ıma bakddığında; "genel gider­

leri kısma","ürün çeşitlendirme/ürün geliştirme","kri­

zin geçmesini bekleme","tanıtma bütçesini kısma"

ve " fiyat düşürme" stratejilerinin kriz yönetimi çer­

çevesindeki uygulanma zamanlannın tutarlı olduğun­

dan söz edilebi lir. Zira bu stratej iler, en uygun za­

manda uygulanmaları halinde başarıl ı sonuçlar vere­

bilirler. Örneğin, tanıtma bütçesini kısma stratejisi (% 64,38), kriz dönemlerinde uygulanabilir bir stra­

teji özelliği taşımaktadır. Kaldı ki, bu stratejiyi, kriz durumu yok iken uygulamak işletıneye bir avantaj kazandıramaz. Ayrıca, kriz durumu ortaya çıkmamış iken "krizin geçmesini bekleme" stratejisini uygula­

mak da (% 90) anlamsızdır. Diğer yandan, "müşteri­

lere ödeme seçenekleri sunma", "ücretsiz/indirim­

l i/ek ürün, hizmet sunma","yoğun tanıtma","uzun va­

deli borçtan kaçınma" ,"eğitiın faal iyetlerine ağırlık verıne","yerli acente/otel/havayol ları ile bütünleş­

nıe","takas yapnıa" ,"alacakları (tahsi latları) dövize çevirme" ve "bazı birimleri elden çıkarma/satma" stra­

tejilerinin ise, hem kriz öncesi hem de kriz anı aşama­

larında uygulandıkları görülmekted ir. Dolayısıyla yöneticilerin bu stratejilere her dönem başvurdukla­

rı anla�ılmaktadır.

İ şletmelerin kriziere karşı daha dirençli olmalarını kolaylaştıran (Wal l 1 996; Dev ve Diğerleri 1 996;

Otte ve Gülener 1 999) ve riskierin yayılması (Aydın 1 990; Yaşa 2000) açısından da öneml i bir özellik ta­

şıyan "bütünleşme" stratejisinin uygulanma zamanı­

na bakıldığında, yabancı kuru luşlar ile olan bütün­

leşnıelerin daha çok olağan dönemlerde (kriz önce­

s i ) gerçekleştirildiği görülmektedi r. Bu yaklaşımın kendi içerisinde tutarlı olduğundan söz etmek müm­

kündüc Yerli kuruluşlar i le olan bütünleşmelere ba­

kıld ığında, bu stratejinin her iki aşamada da uygu­

landığı anlaşılmaktadır. Yönetimleri n kriz anlarında da bu stratejiye yönelmelerinin nedenini, krizierin et­

kilerini, kriz anlarında bu kuruluşlarla birl i kte azalt­

ınay ı düşüncelerine dayandırmak mümkündür. Kriz- 1 26 Anato l i a : Turizm Araştırmaları Dergisi

!ere yönelik bir başka önemli strateji özelliğindeki "yo­

ğun tanı tma" stratejisine özellikle kriz anlarında baş­

vurulması beklenirken, yöneticilerin bu stratejiyi kriz dönemlerinde daha az uyguladıkları, ancak her iki aşa­

mada da değerlendirdikleri görülmektedir. Seyahat acentelerinin yoğun bir rekabet ortamında faaliyet gös­

teriyor olmalarından dolayı, yöneticilerin bu strateji­

ye her zaman başvurmak zorunda kaldıklarından söz e tmek mümkündür. "Takas" stratejisinin de benzer bir özellik taşıdığı anlaşılmaktadır.

D iğer stratejiler değerlendirildiğinde; "personel çı­

karma/ücretsiz izin verme", "alacaklılarla anlaşarak ödemeleri geciktirme", "kısa vadeli borçtan kaçın­

ma" ,"faaliyetleri geçici olarak durdurma" ve "borçları TL'ye çevirme" stratejilerinin çoğunlukla kriz anla­

rında uygulandığı, "turizm dışın daki alanlara yönel­

me" stratejisine ise kriz öncesi aşamasında başvurul­

duğu görülmektedir. Sonuç olarak, kriz yönetimi çer­

çevesinden bakıld ığında, başvurulan stratejilerin uy­

gulanma zamanlarının genel olarak t utarlı olduğun­

dan söz edilebilir.

Tablo S'te i se, yöneticiler tarafından kriziere karşı en çok başvurulan stratejinin "genel giderleri kısma"

stratejisi olduğu görülmektedi r (% 1 2 , 1 9). Yapılan

Tablo 5. Kriziere karşı başvurulan stratejilerin dağılıını

Stratejiler n * %

Genel giderleri kısma 1 38 1 2. 1 9

Ürün çeşitlendirme/ ürün geliştirme 97 8.56

Krizin geçmesini bekleme 90 7.95

Müşterilere ödeme seçenekleri sunma 88 7.77 Ü cretsiz/ indirimli/ ek ü rün, hizmet sunma 76 6.71

Tanıtma bütçesini kısma 73 6,44

Fiyat düşürme 72 6,36

Yoğun tanıtma 67 5,91

Personel çıka rma/ ü cretsiz izin verme 60 5,30

Alacaklılarla anlaşarak ödemeleri geciktirme 51 4,50

Kısa vadeli borçtan kaçınma 50 4,41

Uzun vadeli borçtan kaçınma 45 3,97

Eğitim faaliyetlerine ağırlık verme (örgüt geliştirme) 40 3,53 Yerli acente/ otel/ havayolu ile b ütünleşme 31 2,73 Fa aliyetleri geçici olarak durdurma 30 2,65

Borçları TL'ye çevirme 30 2,65

Turizm dışındaki alanlara yönelme 26 2,29

Yabancı a cente/ otel/ havayolu ile bütünleşme 21 1 ,85

Takas yapma 17 1,50

Alacakları (tahsilatları) dövize çevirme 1 5 1 ,32 Bazı birimleri elden çıkarma/ satma 1 5 1 ,32

Toplam 1 1 32 1 00,00

* Yö n eticilerin kriziere ka rşı başvurdukları stratejiler bird e n fazla olabil­

diği için freka nsların toplamı örneklem sayısına eşit d e ğ ildir

(9)

Abdullah Tanrısevdi - Mu rat Hançer

bir araştırmada da benzer bir bulguya ulaşılmıştır (Yıl­

d ırım 200 1 ).

Küçük oransal farklılıklaı-la, bu stratejiyi; "ürün çe­

şitlendirme/ürün geliştirme" (% 8,56), "krizin geç­

ınesini bekleme" (% 7 ,95), "müşterilere ödeme seçe­

nekleri sunma" (% 7,77), "ücretsiz/indirimli/ek ürün, hizmet sunma" ( % 6,7 1 ), "tanıtma bütçesini kısma"

(% 6,44) ve "fiyat düşürme" (% 6,36) stratejileri i z­

lemektediı-. Ne var k i Tablo 4 ' te görülen dağılımdan yola çıkarak, yöneticilerin kriziere karşı uyguladık­

ları strateji leri, kriziere yönelik yaklaşımları açısın­

dan değerlendirmek güç olmaktadır. Dolayısıyla bu stratej ileri bir başka açıdan ele almak gerekmekte­

dir. Uygulanan stratej ilerin öncü! ve tepkisel strate­

jiler şekl inde niteliklerinin değerlendirilmesi halin­

de, kriziere yönelik bakış açılarını daha iyi anlamak kolaylaşabilir.

Kriziere karşı en çok başvurulan stratejiler arasın­

da yer alan; "genel giderleri kısma" (% 1 2, 1 9),"tanıt­

ma bütçesini lusına" (% 6,44) ve "fiyat düşürme" (%

6,36) stratejilerinin daha çok tepkisel strateji özelli­

ğinde oldukları söylenebi lir. Çünkü bu strateji ler krizlerden fırsat çıkarma, işletme direncini artırma ya da riskleri yayma amaçları gözetilerek uygulan­

mamaktadır. Yönetici lerin bu tür stratejilere başvur­

malarının iki temel amacı vardır: Bunlardan birinci­

si, karşı karşıya kaldıklan hizierin etkilerini müm­

kün olduğunca en az düzeyde hissetmek ü zere işlet­

meyi küçültınek, böylece finansal açıdan kriz etkile­

rine daha az maruz kalmayı sağlamaktır. İkincisi ise kriz dönemlerinde daralmış olan talebi fiyatları dü­

şürerek işletme lehine çevirmeye çal ışmak ve bu yol la işletmenin krizden erki lenmiş olan nakit akışla­

rını kriz anlarında sağ l ık l ı hale getirmektir. Y öneti­

cileri n, bilhassa genel giderleri ve tanıtımı bütçeleri­

ni küçültme kararlarını bu amaç doğrultusunda ele aldıkl<uından söz edilebilir. Ayrıca, söz konusu stra­

tejilerin dışsal etkenierin ortaya çıkarmış olduğu "ta­

lep daralması", "maliyet artışı" ve "rezervasyon ipta­

li" gibi parasal içerikli kriz etki leri gözeti lerek uygu­

landığı da söylenebilir.

Kriziere karşı en çok başvurulan stratejiler arasın­

da yer alan; " ürün çeşitlend irme/ürün geliştirme" (%

8,56), "müşteri lere ödeme seçenekleri sunma" (%

7,77) ve "ücretsiz/ind irimli/ek ürün, hizmet sunma"

(% 6,7 1 ) stratejilerinin ise, kısmen öncü ! stratej i özell iğinde olduklarından söz etmek mümkündür.

Çünkü bu stratejiler, daha çok riskierin yayılmasını amaçlayan proaktif bir yaklaşımdan hareket edilerek uygulanırlar. Ne var ki bu stratej i ler, hiziere karşı iş­

letme direncini artıran bir özellik taşımamaktadır. B u neden le belirtilen bu stratej iler öncü! stratejiler açı-

sından değerlendirilirken " kısmen" nite lemesini kul­

lanmak gerekmiştir.

Yöneticilerin bu kapsamdaki strateji lere başvurma kararı alırlarken, riskleri yaymayı amaçladıkları dü­

şünülmektedir. Çünkü çeşitlenme stratej isi, öncü!

stratej iler kapsamı nda yeralan ve riskierin yayılına­

sını gözeten bir stratej idir (Wright ve Diğerleri 1 998).

Ayrıca yöneticiler, bu strateji ile birlikte " müşteri le­

re ödeme seçenekleri sunma" ve "ücretsiz/ indirimli/

ek ürün, hizmet sunma" gibi daha geniş kesimlere ulaş­

manın amaçlandığı satış geliştirme çabalarında da bulunarak riskleri yaymaya çalı şmışlardır. Öte yan­

dan, riskierin yayıl ması açısından önemli bir strateji özelliğinde olan çeşitlenıne stratejisi, yönetici ler ta­

rafından tek yönlü olarak uygulanmıştır. Çünkü i lgi­

siz alanda yap ılan çeşitlenmelerin çok düşük bir oranda kaldığı görülmektedir (% 2.29). "Krizin geç­

mesini bekleme" stratej isi ise, ne "faal iyetleri geçici olarak durdurma" ne de "çekilme" stratejisi özelliği ta­

ş ımaktadır. Ancak bu stratejiyi reaktif özellik taşı­

yan stratejiler çerçevesinde değerlendirmek gerek­

mektedir. Bu stratejiye çok sayıda yönet icinin baş­

vurduğu da anlaşı lmaktadır (% 7,95). Bu stratej ik kararın alı nmasını gerektiren nedeni ise, lu-izler kar­

şısında kalman çaresizl iğe ve kriziere hazırlıksız bir şekilde yakalanılmasına dayanelırmak mümkündür.

Kriziere yönelik uygulanan stratej iler öncü! ve tep­

kisel stratejiler açısın dan bir bütün olarak değerlen­

dirildiğinde şu saptamayı yapmak m ümkündür: Y ö­

netici ler, önci.il stratejilerin temel amaçlarından biri­

s i olan riskleri yaymaya yönelik stratejilere daha fazla eğilmekte, ancak kriziere karşı işletme direnci­

ni artıran strateji !ere yeterince başvumıaınaktadırlar.

Örneğin bütünleşme stratejisi yöneticiler tarafından az uygulanan bir stratejidir. Oysa, yönetici lerin özel­

likle Avrupa'da 1 990' l ı yıl lardan itibaren yaygınlaş­

maya başlayan bütün leşme oluşumlarımı paralel bir yaklaşımla hareket etmeleri beklenir. Öncü! strateji­

lerden birisi olan ve kriziere karşı önem li bir strate­

ji özelliği taşıyan örgüt gel iştirme stratejisinin de, yöneticiler tarafından yeterince dikkate alın mad ığı görülmüştür. Halbuki çalışanlarını sürekli olarak bil­

gilendiren, senaryolar üzerinde eğitim yapan ve bir takım gücü ile hareket eden işletme lerde, yarat ıcılık ön plana çıkan labilmekte ve kararların hızl ı bir şe­

kilde alınması kolaylaşabilmektedir (Brymer 1 99 1 ; Dinçer 1 998). Elde edilen bu bulgu, yöneticilerin kriz­

Iere yönelik yaklaşımlarındaki kuşkularırnızı destek­

lemektedir. Yöneticilerin seyahat işletmeciliği sek­

töründe " maliyet/ fiyat lideri" olma stratej isi açısın­

dan ne tür kararlar ald ıkları ise, açık olarak anlaşıla­

mamaktadır. Ancak bu kapsama en yakın özell ikte­

ki stratej inin "fiyat düşürme" olduğu söylenebilir.

Cilt 1 4 e Sayı 2 Güz 2003 1 27

(10)

Kriziere Yönelik Strateji ler ve Bu Stratejilerin Uygulanması: Türkiye Seyahat Acenteleri Örne('ıi

Fiyat düşürme stratejisi ile ilgili bir değerlendirme yapıldığında; seyahat acenteleri, yurtiçinde faal iyet gösteren turizm işletmelerinin fiyat indirimlerini, sundukları h izmetlerin maliyetlerine yansıtabilmek­

tedirler. Örneğin Yasco seyahat acentesi yöneticisi, 1 999 yılında meydana gelen terör başının yakalan­

ması krizi sürecinde, yurtiçindeki konaklama işlet­

ınelerinin fiyatlaı·ını düşürmek zorunda kaldığını be­

lirterek bu i ndirimleri, kendi fiyatlarına da yansırtık­

larını ifade etmiştir. Diğer yandan, yöneticilerin fi­

yat düşürme stratejini, maliyet/fiyat liderliği strateji­

sinin temel amaçlarına göre uygulamadıkları ortaya çıkmaktadır. Çünkü pazarda maliyet/ fiyat l iderliği yapabilmek için yalnızca fiyatları aşağı çekmek ye­

terli değildir. Oysa bu stratejiyi uygulayarak başarı kazanabilmek için maliyetleri de düşürmek gerekir.

Kaldı ki, maliyet avantajı kazanabi lmek için öneml i düzeyde satın alma gücü v e bunu destekleyen güçlü bir sermaye birikimi de oluşturulmalıdır (Stahl ve Grigsby 1 992). Ayrıca fiyat düşürme stratejisi işlet­

meye geçici olarak bir rahatlık sağiasa bile, rakipler de kaybetti kleri pazar paylarını yeniden kazanmak üzere bu stratejiye yine fiyat düşürme ile karşılık ve­

rirlerse, ortaya çıkacak sonuç, koşulları yeniden, an­

cak düşük bir fiyat düzeyinden kurmak zorunda kal­

mak olacaktır (Brandernburger ve Nalebuff 1 999).

Diğer yandan, yöneticilerin fiyata dayalı rekabetin yanısıra "müşterilere ödeme seçenekleri sunma" ve

"ücretsiz/ indirimli/ek ürün, hizmet sunma" gibi strate­

j ilere de yönelerek rekabet avantajı kazanmaya ça­

lıştıkları da anlaşılmaktadır. Ancak bu stratejileri uy­

gulayarak maliyet/fiyat l iderl iği yapma amacının ne düzeyde karşılandığını söylemek oldukça güçtür.

Tepkisel strateji ler açısından bir değerlendirme ya­

pıldığında ise, "küçülme","yoğun tanıtma" ve "faali­

yetleri geçici olarak durdurma" stratejilerine yeterin­

ce başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Küçülme strate­

j isi açısından d ikkati çeken en önemli bulgu, işten çıkarına ya da ücretsiz izin verme yöntemine çok az başvurulduğunun ortaya çıkmasıdır. yıldırım cnn ı ) , ın araştırmasında da benzer bir bul guya ul.ı . ı ı ıııştır.

Bu araştırmada Marmara depremi krizi esnasında seyahat acentesi yöneticilerinin çalışanlarını işten çıkarmak yerine, ücretsiz izin vermeye daha fazla yöneldikleri bel irlenmiştir. Öte yandan, bu stratejiye çok fazla başvurulmamasının temel nedenini, seya­

hat acentelerinin az sayıda personel çalıştırmalarına dayandırmak mümkündür. Çünkü seyahat acentele­

ri , küçük ölçek kapsamındaki işletmelerdir (Hacıoğ- 1 u 2000). Örneğin, Devlet İ statistik Enstitüsü 'n ün (DİE) 1 995 yılında yapt ığı bir araştırmaya göre, elli kişinin altında işgören çal ıştıran A/ AG grubu seya- 1 28 Anato l i a : Tu rizm Araşt ı rm a l a rı Dergisi

hat acentelerinin toplam acenteler içindeki oranı % 63,82 'dir. B u oran; B grubu (% 83,3 1 ) ve C grubu (% 1 00) olan seyahat acentelerinde daha da artmak­

tadır (DİE U laştırma işyerleri istatistikleri, 1 995).

Dolayısıyla örgüt yapıları operasyonlar için elzem olacak sayıya göre ayarianan ve stajyerlerden de ya­

rarlanan seyahat acentelerinde, yöneticiler, kriz dö­

nemlerinde küçülmek için personel çıkarma yolunu daha az tercih etmektedirler.

Kriz dönemlerinde uygulanma özelliği daha fazla olan ve krizlerden fırsat ç ıkarmak bakımından işlet­

melere katkı da sağlayan yoğun tanıtma stratej isine ise yeterince başvurulmadığı görülmektedir. " Mal i­

yet/ fiyat l iderliği" stratejisinde olduğu gibi "yoğun tanıtma" stratej isinin de başarıl ı bir şekilde uygula­

nabilmesi için, seyahat acentelerinin yeterli düzeyde finansal güce sahip olmaları gerekir. B u açıdan yak­

laşıldığında, yeterli finansal güce sahip ol.amayan ve medya kuru luşları i le bağlantıların ı geliştiremeyen yöneticilerin , kriz dönemlerinde k ısıtlı olan nak itle­

rini, işletme içeris inde tutma çabasına daha fazla yö­

neldiklerinden söz etmek mümkündür. Bir başka de­

yişle, kaynaklarına yeterince güvenemeyen yöneti­

c iler, yoğun tanıtma stratejisini uygulamaktan çe­

kinmişlerdir. Oysa yoğun tanıtma stratej isi, özellik­

le talep daralmalarının hissedi ldiği kriz dönemlerin­

de, kriz etkilerinin daha az yaşanmasını sağlayabilen bir stratej idir. Hatta, bu stratejiye başvurarak olum­

suz durumu fırsata çevirmek dahi mümkündür. Çün­

kü kriz dönem lerinde pek çok firmanın müşteri leriy­

le olan iletişimlerini kestikleri gözlenmektedir. B u yüzden d e tüketicilere gönderilen mesaj sayısı azal­

maktadır. Dolayısıyla kriz dönemlerinde çok az fir­

manın mesajlarını yoğun bir şekilde hedef kitleleri­

ne göndermesi, bir yandan bu mesajların hedef kit­

l eler üzerindeki seçiciliğini artırmakta, bir yandan da sunulan ürün/ h izmetlere yönelik talep harekete geçirilerek piyasadaki ftrsatları işletme lehine çevir­

mek mümkün olabilmektedir ("Krizde bile müşteri kazanmanı n S püf noktası", Power Dergisi, Aralık

1 998; Atasoy 200 l a,b).

Yöneticilerin kriziere yönelik uyguladıkları ve an­

ket formundaki bu soru için "diğer" hanesinde bel irt­

tikleri stratejilerden ilki ise; "tanıtma çabalarına ra­

kiplerden önce başlamak" tır. Örneğin Asya seyahat acentesi, bayram tatillerinin hükümet kararı ile uza­

tı lacağını öngörerek gazetelerde reklam veımeye ra­

kip lerinden daha erken başlam ıştır. Böylece Rama­

zan bayramı için otel rezervasyonlarının % 90 ' ına yakın bir oranını Ramazan ayı öncesinde gerçekleş­

tirmiştiL İkinci strateji olarak "şubeleri kapatmak ve

(11)

Abdullah Tanrısevdi - M u rat Hançer

bunları diğer seyahat acentelerine devretmek" strate­

jisi bel irti l m iştir_ Örneğin Duru seyahat acentesi, Kasım 2000 ekonomik krizi esnasında İ zmir, Antal­

ya ve Ankara'daki şubelerini diğer seyahat acentele­

rine devretme stratejisi uygulamıştır ("D uru Turizm, düze ç ıkma çabasında", Dünya Gazetesi , 3 Aral ık 2000)_

SONUÇ VE ÖN ERiLER

Türkiye'de faal iyet gösteren A ve A-G grubu seya­

hat tıcentesi yöneticilerinin kriziere karşı uygulad ık­

ları stratej i leri belirl emeyi ve kriziere yönelik ne tür bir tepki gösterdiklerini anlamayı araştıran bu çalış­

mada e lde edilen temel sonuç, yöneticilerin kriziere karşı daha çok tepkisel bir yakla�ım sergiledikleri­

dir. Bu yaklaşım, kriziere karşı yererince hazu-lı ol­

madıklarının bir göstergesi olarak ifade edilebilir_

Krizierin etkilerin i azaltmak amacıyla seyahat acen­

tesi yönetici lerinin en fazla başvurdukları stratejinin ise, kriz dönemlerinde işletme genel giderlerini kıs­

mak olduğu saptanmıştır_

Oysa turizm endüstrisi, gelişimi sürecinde çok fark­

lı türlerde oluşmuş krizlerle karşı karşıya kal mıştır ve bu durum gelecekte de sürecektir. Dolayısıyla ka­

rar vericilerin, bugüne kadar ortaya çıkan krizlerden yeterince birikim sağlanıaları, krizierin ne kadar önem­

li bir olgu olduğunun farkına varmaları ve bunlardan dersler çıkaımaları beklenir_ Diğer yandan, karar ve­

ricilerin turizm endüstrisi ile i l inril i tüm krizleri tam ve kesin bir şek il de bi lmeleri ve bunların sinyal leri­

ni almaları pek mümkün değildir_ Çünkü o güne ka­

dar hiç görülmeyen ya da sinyalleri alınmayan kimi krizierin gelecekte ortaya çıkma olasılığı da bulun­

maktadır_ Ancak gelecekte, halen ortaya çıkmamış çok farkl ı krizlerle karşıl aşma olasıl ığı da sürekli gündemde tutulmalıdu-_

Kriz dönemlerini bir avantaj haline dönüştürebi l­

mek için, işletme yönetimlerinin krizierin fırsat ya­

rat ıcı özelliğinden hareket ederek karşılaşılan sorun­

l arı yeni bir başlangıç olarak değerlendirmeleri gere­

kir. Çünkü kriz dönemleri , işletmedeki zayıf nokta­

ları açık bir şekilde ortaya çıkarmaya olanak sağla­

maktadır. Bu bakımdan krizler, işletmelerin yeniden yapı landırılması açısından bir fırsat olarak düşünül­

melidir. İstihdam, teknoloji, organizasyon, rekabet gücü, örgüt kültürü gibi işletme politikaları gözden geçirilmeli ve yenil ikçi, atılımcı fikirlerio ol uşturul­

masına yönelik çabalarda bulunulmalıdır.

Çal ışınanın sonuçları itibariyle düşünüldüğünde, seyahat acentesi yönetici leri için aşağıdaki öneri ler getiri lebi lir:

Seyahat acentesi yönetimleri kriziere bir plan da­

hili nde hazırlanmal ı ve kriz planlarını durum ana­

l izi yoluyla oluşturmalıdırlar_ Kriz planlarını ha­

zırlam adan önce, işletmelerinin içsel güçlü ve za­

yıf yönlerini ortaya çıkarmalı, d ış çevredeki tehdit ve fu-sat ları bu çerçevede değerlendirmelidirler.

B u çalışmalar, stratejik planlama ve kriz yöneti­

ıninin temel hareket noktalarıdır_ Kriz planı hazır­

larken de, durum analizinden yol çıkarak her riske yönel i k alternatif çözüm yolların ı bu planlar içeri­

s inde önceden belirlemelidirler_ Ayrıca işletmede bir veri tabanı oluşturmak da, kriziere karşı sağ­

I Lklı kararlar alınmasını kolay laştırması bakımın­

dan öneml idir.

Krizler, seyahat acentesi yöneticilerinin bağımsız hareket ederek çözebilecekleri basit olgular değil ­ dir. B ir seyahat acentesinin krizlerle tek başına ba­

şetmeye çalışması çözümü zorlaştırmaktadır. Bu­

nun yerine, kriziere karşı birbirl eriyl e ve d iğer ku­

ruluşlarla güçlü bağlantılar kurmalan, krizierin çö­

zülmesini daha kolay hale getirebi lecektic Seya­

hat acentesi yöneticileri krizleri aşma konusunda yabancı tur operatörlerinden destek sağlamayı da düşünebil irler_ B unu, dış kaynak temin etmenin zorlaştığı kriz dönemlerinde, tur operatörlerinin bulu ndukları ülkelerdeki finans kuru l uşlan ndan uygun koşullarda kaynak bulma açısından planla­

yabilirler. Seyahat acentesi yöneticileri dış talebin daralma etkisine karşı, yabancı tur operatörleri ile bütünleşerek risklerini de t urizm endüstrisinin bu güçl ü kuruluşları ile paylaşabilirler. B una benzer bir uygulamayı A l manya' da faaliyet gösteren Türk orijinli Ten Tour tur operatörü yapmıştır.

Ten Tour, H aziran 2000 tarihinde İngiltere, Fran­

sa, Almanya, Belçika, İtalya ve ispanya 'da sahibi olduğu seyahat acentelerini İ ngiltere ' ni n en büyük tur operatörlerinden birisi olan First Choice 'e sat­

mış ve bunun karşılığında First Choice ' in otuz milyon dolarlık hissesini alarak kriz dönemlerinde dahi bu ülkelerden Türkiye'ye yönelik turist gel iş­

lerini sağlamayı kolaylaştırnııştır.

Kriz dönemleri itibariyle düşünüldüğünde, dı�sal ve içsel etkenlerden kaynaklanan krizierin etki le­

rini azaltmak ve ortaya çıkan olası fırsatlardan ya­

rarlanabilmek için, işletmelerde bil- kriz fonunun krizler öncesinde oluşturulması büyük önem taşı­

maktadır.

Yabancı ülkelerde son derece geniş bir yelpazede sunulan sigorta hizmetleri, seyahat acentelerinde riskierin yayılmasını sağlayabilmektedir. Ancak sigortalama kon usu, ne yazık ki ülkemizde az ge­

l işen ve çok ihmal edilen bir konudur. İşl etmeleri-

Cilt 14 Sayı 2 Güz 2003 1 29

Referanslar

Benzer Belgeler

seyahat acentesi geçici işletme veya işletme belgesi alan acenteler ile (C) grubu.. işletme belgesi alan acentelere; av organizasyonları, av ve yaban hayvanları gözlem

Ferit Alnar, 1936 yılında Cumhurbaşkanlığı Flormani Orkestrası İkinci Şefliği'ne getirilmiş, bir sü­ re sonra da Devlet Konser- vatuvannın kuruluşunda görev

An analysis on work achievement partially provides positive and significant influence on work productivity in the company and causes an advantage for company

Apprising of the patients about prescribed agents by dentists seems to be high (78.5%) but the most common information the respondents gave their patients were “warning about the

Öğrencilerin geçmiş kayıtları üzerinde gerçekleştirilen bu veritabanı sorguları neticesinde, öğrencilere ait çeşitli demografik bilgiler ile bir bilgi

Kanatlılarda bakteriyal solunum sistemi hastalıklarında solunum sisteminin oksidan ve antioksidan durumunu inceleyen araştırmalar sınırlı olup (17), bu araştırmada ORT

Katılımcıların genel seyahat satın alma eğilimlerinin yer aldığı bu tablodaki istatistikler yorumlandığında; katılımcıların seyahat satın alma

Ben üçüncü, dördüncü ve beşinci sı- nıflardayken (9, 10, 11 yaşları) kızların çoğu doğum günlerini bir pijama parti- siyle kutlarlardı. Bu oyunun birkaç