o
S E N E 1 SAYI 3 M A R T 1931
B İ N C E B B A R E H. M 16
Telefon: istanbul 1307
"Hjr
.M. "Hir RN
M İ l h l
M l l l f
11;
A Y L I K M E C M U A
N Ü S H A S I ' I L l R A A L I AYLIĞI 6 L İ R A S E N E L İ Ğ İ 12 L İ R A
Abone olanların adreslerine gönderilir
Mecmuada çıkan yazıların her türlü mesuliyeti imza sahiplerine aittir. Tahrir heyeti makalelerde ileri sürülen ilmî meslekî içtihatlara hiç bir suretle karışmaz, ve mes'uliyet kabul etmez.
M E M L E K E T İ M İ Z D E MİMARÎ V A R L I K m
Memleketin geniş hudutları dahilinde Türk mimarının vaziyetini tetkik edersek umumî menfaatlara tekabül edebilecek şuurlu bir varlık göremeyiz. Muhtelif istidat ve kudretler dağınık olarak ancak kendi muhitlerinde resmî veya hususî işlerini ifa ile iktifa ederler.
Ve teşkilâtsılık, programsızlık yüzünden memleketin umumî medeniyet mesaisinde bir unsur olamazlar.
Her meslektaş san'at sahasının ufak veya büyük bir kısmında ihtisas sahibidir, değilse olmalıdır. Bu müteferrik bilgi ve kudret bir yol üzerine toplanarak bir gayeye yürürse mimarîmizde de gittikçe inkişaf ve tekemmül edecek bir varlık temini hiç te güç olmaz.
Memlekette böyle bir varlığı istihdaf etmek üzere umumî ve şumullü bir çalışma programı tanzim
etmeliyiz. Ve bu mesaiye bütün Türk mimarları iştirak etmelidirler. Bu vazife büyük ve mukaddestir.
Her fert san'at tarih ve seviyemize hesap vererek çalışacaktır; çok çalışacak, her hangi bir tarzda mimarî varlığımıza faydalı olacaktır.
Umumî çalışma programımızı beş sahaya ayı- rarak her birinden muhtasaran ve ancak umumî olarak bahsedebiliriz:
Proje, Malzeme, İşçilik, iktisadiyat, Neşriyat.
Mimar Abidin
1 — Proje sahası.
Mimarî eserler gittikçe daha şumullü tesir ve ihtiyaç- lara cevap vermek zaruretinde olduğundan bu gün projenin ehemmiyeti pek ziyade artmıştır. Fakat bu hususta pek çok noksan ve kusurlarımız olduğunu unutmayalım.
Bürolarımızda proje mesaisinin yaşamak imkânını bulması için bir taraftan memlekette müsabaka usulünün tatbikini beklerken bir taraftan da şimdilik fazla fedakârlık ederek, fazla emek sarfederek hesaplı, renkli, detaylı, içeri ve dışarı manazırlı, mücessem modelli komple projelerle fikir ve san'a- tımızı alâkadar gözlere göstermemiz; memleketimiz- de, millî ruh ve seciyemize uygun eserlerle kendi- mizi tanıtmamız lâzımdır.
Bu hususta en semereli bir saha şüphesiz, memle- ket mimarlarının mütekâmil eserlerle iştiraki saye- sinde yapacağımız proje sergileridir. Her sene bir şehirde böyle bir sergi tertibi az bir fedakârlıkla kabil olduğu gibi mimarî varlık noktai nazarından da mühim bir adımdır.
Bilâhara harsımızın hususiyetlerini taşıyan kudretli eserlerlerle beynelmilel mahiyette proje sergilerine de iştirak etmemiz ve bu günün mimarî âleminde bir şahsiyet sayılarak çalışmamız imkânsız değildir. Bu
memleket ve şeref meselesinin alâka ve heyecanla tahakkukuna çalışmalıyız.
2 — M a l z e m e sahası
Malzemecilik medenî memleketlerde büyük bir te- nevvu' ve tekâmül gösteriyor. Bizde de aynı mik- yasta muazzam sanayiin teşekkülünü' beklemek doğru değildir. Ancak çimento, tuğla, demir, kereste ve kiremit gibi esas sun'i malzeme, her vasıf ve ebadda bizde de imal ve istihsal olunabilir. Tâlî malzemelerde ise ecnebi istihsalâtıni aynen taklit etmemiz lâzım olmadığından kendi şeraiti inşaiye- mize ve ihtiyaçlarımıza göre hususiyetli malzemeler imal edebiliriz.
Bu yeni malzemenin teammüm ve idamei hayatına en ziyade âmil olabilecekler mimarlardır. Onlar pro- jelerinde ve yapılarında basma kalıp teamüllerden vaz geçerek bizde imal olunabilecek orijinal ve hususiyetli malzemelere lüzûm gösterirlerse bizde de yapı malzemeciliği terakki ve inkişaf edebilir.
3 — İşçilik sahası.
Bu günkü yapılarımızda büyük bir noksanımız da işçiliktir. Daima eski ustaların kalmadığından şikâ- yetler işidiriz. İnşaat usulleri terakki etti; şimdi bi- nalarımızı daha çabuk ve kolay kapayıp içine girebiliyoruz; fakat içerisinde rahat edemiyoruz.
Çünki beton arme bir iskeletin dolgu duvarları üstüne bir sıva vurmak suretile modfern ihtiyaçlara kâfi bir bina yapmak tabii kabil değildir. Ses,hara- ret, ışık, tesiratı havaiye meseleleri daha vakıfane hal edilmelidir. Süsten, pahalı malzemelerden edilen tasarruf teknik ve konfora tahsis olunmalıdır.
İnşaatın tekniği bugün bize çok kolaylıklar gösteri- yor. Fakat biz hâlâ binaların sekizinci katlarına beton ve harçları amelenin sırtında ve omuzunda isal ediyoruz.
Binayı itmam işleri en ziyade ustalık isteyen işlerdir ve bizde sanatkârları nadirdir.
Evvelce taş inşaat devrinde iyi ustalarımız olduğu muhakkaktır. Fakat modern inşaatın iyi türk usta- ları olmadığı da bir hakikattir.
Her fırsattan istifade ederek sanatkâr işçiler yetiş- tirmek mimarın vazifesidir.
4 — İktisadat sahası.
İnşaata sarf olunan para her memleketin iktisadî vaziyetini alâkadar eder. Yapı masraflarını asgariye indirmek, her metre mükâp yapıdan muayyen nisbetler dahilinde istifade etmek, her tabaka ehali-
yi mali vaziyetlerile mütenasip sıhhî evlerde iskân etmek gayeleri mimarın iktisadî tetkik sahasıdır.
Dünyanın iktisaden müşkil vaziyette olduğu, iktisa- diyatın bu günkü şumullü ve hakim vaziyyetini düşünmelidir.
Önümüzde imar ihtiyaç ve imkânlarile dolu mukad- des bir memleket var. İmar ve iskân işleri üzerinde en iktisadi tarzı haller araştırarak, zekâ sarf ederek tetkik ve teklifler neşrolunmalıdır.
Memleketlerin bütçelerinde çok mühim bir mevki tutan inşaata tahsis olunmuş kıymetler sistematik etüt ve programlar dahilinde makul ve faydalı bir surette sarf olunmalıdır.
Bu hususta da türk mimarına terettüp eden vazife vasi ve mühimdir.
5 — Neşriyat sahası.
En büyük eksiklerimizden biri de -ilmî her sahada olduğu gibi- bilhassa mimari sahadada bildiklerimizi, idrak ettiklerimizi yazmayışımızdır.
Ecnebiler bildiklerini derhal yazıp neşrettiklerinden maada bilmediklerini dahi yazıp iddialar yürütürler.
Bu semereli bir cesarettir ve inkişaf yolunda mühim bir amildir. Bu suretle kendi eserlerimize ait eksik ve yanlış malûmatı yine ecnebi eserlerde okuyup hayret ettiğimiz nadir değildir.
Mimarimiz hiç bir medenî memleketten aşağı kalma- yacak bir maziye maliktir. Fakat gerek eserlerimiz, gerek mimarlarımız maalesef, lâyık oldukları tetkik ve tetebbudan' mahrum bırakılarak , kendimize bile tanıtılmamışlardır. Memleketin medeniyet abidesine bir taş koymuş olan her sanatkâr bilinmeli, zekâ vö kudreti tetkik edilmeli, üzerinde bir hususiyet, bir seciye taşıyan her eser tahlil edilerek herkese, memleketimize ve ecnebilere gösterilmelidir.
Bir kaç meslekdaşm kıymetli kolleksiyonlara malik olması bu hususta kâfi bir varlık teşkil edemez.
Klâsik mimarimizin her abidesi ve her sanatkâri etraflı teşrih ve tetkiklerle başlı başına bir eser mevzuu halinde işlenerek neşrolunmalıdır.
Bundan maada modern ihtiyaçlarımıza, yaşayış tarzımıza ve hususiyetlerimize tevafuk edecek, tak- litten ari yeni mimarimizin nasıl olacağı, ne gibi bir veçhe takip edeceği hakkındada pek çok faydalı iddialar tez halinde, eser halinde neşrolunabilir.
Neşriyat hususunda ilk teşebbüsümüz mecmuamız
—Mimar— dır. Mimar, yapılacak yeni ve müsbet her teşebbüse, her fedakârlığı az görerek memnu- niyetle yardım edecektir.