• Sonuç bulunamadı

Radiographic Findings of Retroperitoneal Gastrointestinal Stromal Tumour

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Radiographic Findings of Retroperitoneal Gastrointestinal Stromal Tumour"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Açta Oncologica Turcica 2008; 41: 6 8 -6 9

Retroperitoneal Gastrointestinal Stromal Tümörlü Olgunun Radyolojik Bulguları

Radiographic Findings of Retroperitoneal Gastrointestinal Stromal Tumour

R. Pelin DEMİR1, Bilgin Kadri ARIBAŞ1

1 SB Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Bölümü, ANKARA

ÖZET

G astrointestinal strom al tüm örler (GİST) tümörlerinin % 3'ünden azını ve tüm sarkom ların % 6 ’dan azım oluşturan nadir tüm örlerdir. G eçm işte, g a stro in te stin a l İraktın m eze n kim a l tü m ö rle ri g e n ellikle leiom yom veya leim oyosarkom o la ra k sınıflandırılırdı (4-5). G astrointestinal trakt, m ezenter veya om entum dan kaynaklanabilir (1). G İS T tipik olarak bağırsak duvarından, genellikle de m uskularis propriadan, köken alır. G İS T ’in genellikle en yaygın görülm e ye ri m ide ve ince bağırsak olmakla bera b e r n a d ir olarak diğer bölüm lerde de rastlanabilir. R etroperitoneal lokalizasyonu çok a zd ır (1).

Anahtar Kelimeler: G astrointestinal strom al tümör, retroperitoneal.

SUMMARY

G astrointestinal strom a l tum ors (GISTs) are rare, accounting to r less than 3% o f a li gastrointestinal neoplasm s a n d less than 6% o f a li sarcom as (1-3). İn the past, m esenchym al tumors o f the gastrointestinal tract were usually classified as leiom yom as or leiom yosarcom as (4-5). GISTs can originate in the gastrointestinal tract, mesentery, o r om entum (1). T hey typically arise in the bow ei wall, u su a lly from the m uscularis propria. The m ost com m on sites o f presentation fo r GISTs are the stom ach a n d sm all bow el but rarely o ther parts. R etroperitoneal localisation is very lo w (1).

Key Words: G astrointestinal strom a l tumor, retroperitoneum.

GİRİŞ

Gastrointestinal stromal tümörler (GİST) gastroin­

testinal sistem dışında da görülebilmektedir. En çok mezenter, omentum ve retroperitonda olurlar ve %5 oranında görülürler. Amacımız nadir görülen retrope­

ritoneal GİST’li olgunun radyolojik bulgularını sun­

maktır.

OLGU SUNUMU

Karın ağrısı ve karında şişlik nedeniyle doktora başvuran 45 yaşındaki erkek hastanın fizik muayene­

sinde batında kitle saptanması üzerine yapılan abdo- minal tomografide incelemesinde pelvisde mesane posteriorunda, rektum lokalizasyonunda presakrai

mesafeye yerleşen, lobüle konturlu, mesaneyi öne iten, santralinde kistik nekroz bileşeni bulunan, CC boyutu 14 cm boyunca devam eden solid, özellikle geç dönemde heterojen kontrast tutulumu gösteren kitle lezyonu izlenmiştir. Hastaya yapılan ameliyatın patolo­

ji sonucu retroperitoneal GİST ile uyumlu gelmiştir.

TARTIŞMA

GİST'ler, primer olarak gastrointestinal sistem ve abdomende yerleşen spesifik histolojik özellikleri olan mezenkimal tümörlerdir. Tüm primer gastrointestinal sistem tümörlerinin %1'inden oluştururken gastroin­

testinal kanalın tüm sarkomlarının yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. En çok midede (%50-60), ince bağır-

68

(2)

Demir RP ve ark.

Resim 1. a. Mesaneyi öne iten, santralinde kistik nekroz bileşeni bulunan kitle lezyonu b. Presakral mesafeyede, lobüie konturlu, santralinde kistik nekroz bileşeni bulunan heterojen kontrast tutulumu olan kitle lezyonu.

sakta (%20), kalın bağırsakta (%10), özefagusda (%5) görülür. Gastrointestinal sistem dışında da görü­

lebilmektedir. En çok mezenter, omentum ve retrope- ritonda olurlar ve %5 oranında görülürler. GİST’ler genellikle her iki cinsiyetten hastalarda 4. ve 7. dekat- lar arasında görülür. Tümör büyüklüğü, gelişim ve lokalizasyonuna bağlı olarak hastalar kanama, ağrı, iştahsızlık, yutma güçlüğü, tıkanma ve perforasyonla başvurabilirler.

Bazen multifokal olabilen GİST tümörlerin boyutu değişkendir. 2 cm’den küçük kitleler malignite açısın­

dan düşük risk taşırken 5 cm’den büyük kitleler malig­

nite açısından daha fazla risk taşımaktadırlar.

Tamamen solid olabileceği gibi psödokistik dejene­

rasyon gösterebilirler. Kitlelerin büyük kısmı heterojen kontrast madde tutulumu ve santral nekroz gösterir.

Tümör içi kanama da görülebilir. Ayırıcı tanıda düşü­

nülebilecek lenfoma ve leiomyosarkomların aksine GİST’lerde lenfadenopati sık rastlanan bir bulgu değildir. Büyük kitlelerde bile vasküler invazyon ya da venöz tromboz literatürde bildirilmemiştir.

Tanıda multi planar görüntüleme yöntemlerinde bilgisayarlı toografi ve özellikle de çevre oranlarla olan ilişkisini açıklamak için manyetik rezonans görüntüleme önemli rol alır. Başvuru anında lezyon- larda kalsifikasyon saptanmaz ancak, kemoterapi sonrası bazı lezyonlarda kalsifikasyon görülebilir.

Bilgisayarlı tomografi incelemelerinde de geç fazlarda belirgin kontrast madde tutulumu iyi tanımlanmış bir özelliktir. Tümörlerin manyetik rezonans görüntüleme sinyal özellikleri değişkendir. Kitle lezyonundaki nek­

roz ve hemoraji varlığı sinyal değişkenleri yaratır.

Kontrastsız T1A sekanslarda hemorajiyi temsil eden hiperintensiteler görülebilir. Yumuşak doku kompo- nentleri T2A serilerde sıvılara yakın derecede yüksek sinyal intensitesi gösterirler. T1A serilerde hipointens

izlenen solid komponentler intravenöz kontrast madde enjeksiyonu sonrasında geç fazlarda belirgin kontrast madde tutulumu gösterirler ki bu da hiper- vaskülarizasyonu destekleyen bir bulgudur (6).

GİST’lerin büyük çoğunluğu hipervasküler oldu­

ğundan kesitsel yöntemlerin tanıda yetersiz kaldığı durumlarda anjiografi yapılarak tümörün beslenmesi değerlendirilerek tanıya gidilebilir (7). Artık bilgisayar­

lı tomografi- veya manyetik rezonans-anjiografi anjio­

grafi yerine kullanılmaktadır.

Ayırıcı tanıda tüm diğer mezenkimal neoplazma- lar (leiomyomlar, leiomyosarkomlar, schvvannomlar, schvvannosarkomlar, nörofibromlar ve nöroendokrin tümörler) düşünülmelidir. Adenopati, büyük miktarda asit, spiküle mezenterik kitleler varlığında GİST dışın­

daki tanılar öncelikli olarak düşünülmelidir.

KAYNAKLAR

1. Licht JD, VVeissmann LB, Arıtman K. Gastrointestinal sarco- mas. Semin Oncoi 1988;15:181-8.

2. Lewis JJ, Brennan MF. Soft tissue sarcomas. Curr Probl Surg 1996;33:817-72.

3. Dematteo RP, Lewis JJ, Leung D, et al. Two hundred gas­

trointestinal tumors: Recurrence patterns and prognostic factors forsurvival. Ann Surg 2000;231:51-8.

4. Clark RA, Alexander ES. Computed tomography o f gastro­

intestinal leiomyosarcoma. Gastrointest Radiol 1982;7:127- 9.

5. Pannu HK, Hruban RH, Fishman EK. CT of gastric leiomyo­

sarcoma: Patterns o f involvement. AJR Am J Roentgenol 1999;173:369-73. Tomogr 2004;28:811-7.

6. Hasegawa S, Semelka RC, Noone TC, et al. Gastric stromal sarcomas: Correlation o f MR imaging and histopathologic findings in nine patients. Radiology 1998;208:591-5.

7. Burkill GJ, Badran M, Al-Muderis O, et al. Malignant gastro­

intestinal stromal tumor: Distribution, imaging features, and pattern of metastatic spread. Radiology 2003;226:527-32.

6 9

Referanslar

Benzer Belgeler

Here, we present a patient without a prior history of hypertension who presented with acute appendicitis and experienced preoperative hyper- tensive crisis, successfully treated

An unsteady flow from a viscous, incompressible fluid is examined past a stretching wedge influenced by the viscous dissipation, magnetic transverse field, and wall

Yüksek riskli hastalarda cerrahi rezeksiyon sonrası adjuvan imatinib tedavisi ile nükssüz sağkalım belirgin olarak uzamaktadır (11).. Bu araştırmada amacımız;

Wedge resection of the duodenum is an alternative treatment for duodenal GISTs that are located at a distance from the ampulla vateri and pancreas, particularly in the presence of

Objective: The purpose of our study was to investigate the effectiveness of radiological findings in the prediction of malignancy potential in gastrointestinal stromal tumors

Biyopsiden 7 gün hastanın hemoglobin dü- zeylerinde düşme olması nedeniyle bakılan abdominal ultrasonografide retroperitoneal hematom saptandı.. Hastanın INR düzeyinin 5.8

Ahmed Muhtar Paşa aslında Akabe ile El Ariş arasında çizilecek hattın aynı zamanda El Ariş Tuzlası’na Osmanlı Devleti’nin sahip olması bakımından da önemli

Dikkate değerdir ki, 1898 yılında Bükreş Sefareti, Bükreş’teki Arnavut komitacılarının Osmanlı Devleti’ne karşı “hasmâne [düşmanca]” bir tavır içinde