• Sonuç bulunamadı

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 10 Issue 6, p. 77-91, September 2018

DOI Number: 10.9737/hist.2018.637

Volume 10 Issue 6 September

2018

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

The View of the March 12th Memorandum National Turkish Press

Öğr. Gör. Hilal KARAVAR ÖZ (ORCID: 0000-0002-3976-2649) Akdeniz Üniversitesi - Antalya

Öz: Herhangi bir şeyi hatırlatmak, uyarmak amacıyla yazılan yazı olarak tanımlanan muhtıra kavramı hükümete bir uyarı verilip yanlış görülen şeylerin düzeltilmesi şansı verilmesidir. 12 Mart Muhtırasını meydana getiren olaylar incelendiğinde 1970 Devalüasyonun getirdiği ekonomik sorunların toplumsal olaylara dönüşmesi, öğrenci olayları, protestolar ve boykotlar ana sebep olarak görülmektedir. Bu protestolardan en büyüğü Sendikalar Yasasındaki değişiklik nedeniyle DİSK tarafından düzenlenen yürüyüştür. 15-16 Haziran 1970 DİSK’in yönettiği yürüyüş İstanbul-Kocaeli bandında çatışmaya dönüşmüş ve bu şehirlerde sıkıyönetimin ilan edilmesiyle sonuçlanmıştır.

Öğrenci olaylarının boyut değiştirerek adam kaçırmaya dönüşmüştür. 1971’de dört Amerikalıyı kaçıran aşırı solcu militanların ODTÜ yurtlarında sığındıklarına dair yapılan ihbar üzerine izinle yurdu arayan güvenlik güçleriyle çatışma yaşanmış, bir öğrenci ölürken bir jandarma teğmeni ve dört er yaralanmıştır. Nitekim 12 Mart muhtırasında Türkiye’nin anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluğun giderilmesi amacıyla kuvvetli bir hükümetin kurularak mevcut anarşik durumun giderilmesi; anayasanın öngördüğü reformların yapılması ve inkılap kanunlarının uygulanması çare olarak gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı muhtıraya sebep olan olayları ortaya koymanın yanında muhtıra sonrasında yaşanan gelişmelere ve tepkilere ışık tutmaktır. Çalışmada kaynak olarak dönemin gazeteleri kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Süleyman Demirel, İsmet İnönü, muhtıra, boykot, öğrenci olayları

Abstract: The notion of a memorandum, which is defined as a reminder to warn, to warn of anything, is to give a warning to the prisoner to give a chance to correct things that are seen wrong. When the events bringing the 12 March memorabilia to life are examined, it is seen that the economic problems brought by the Devaluation in 1970 turned into social events, student events, protests and boycotts.

This is the protest organized by DISK because of the change in the largest Union of Trade Unions.

15-16 June 1970 The DISK-led march turned into a clash in the Istanbul-Kocaeli band and resulted in the declaration of martial law in these cities. The student turns into a kidnapping by changing the size of his events. In 1971, extreme left-wing militants who kidnapped four Americans collided with security forces seeking homeland with a notice on the notice that they were staying in ODTU's dormitories, while a student died and a gendarme tribe and four soldiers were wounded. Indeed, Turkey's anarchy March 12, memorandum, fratricidal strife, social and remedies available anarchic situation by establishing a strong government in order to eliminate economic unrest; the reforms envisaged by the Constitution and the application of the reform laws have been shown as a remedy.

The aim of this study is to reveal the events that led to the memorandum, and to shed light on the developments and reactions experienced after the memorandum. Periodicals were used as sources in the study.

Keywords: Süleyman Demirel, İsmet İnönü, memorandum, boycott, student upheavals

(2)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

78

Volume 10 Issue 6 September

2018

Giriş

12 Mart Muhtırası, 27 Mayıs 1960 Darbesinden sonra gerçekleşmiştir. Türk siyasi hayatında ve demokrasi tarihinde 12 Mart Muhtırası bir dönemeç olarak kabul edilmektedir.1 Muhtıra ve darbe beraberinde askeri müdahaleyi getirse de aslında farklı anlamlara gelmektedir. Türk Dil Kurumu darbe kavramını “Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi”2 şeklinde açıklar. Darbe her zaman askeri bir kanat eliyle gerçekleşmemektedir. Bir parti mekanizması, uzun bir zaman sivil kadroları yönettiği zaman, gerek iktidarının devamı ve gerekse destekçilerinin arzuları çerçevesinde bürokrasinin tamamına kendi politik dostlarını yerleştirmektedir. Fransa ve İtalya’da savaş sonrası dönemde örneklerini görebileceğimiz yapılar bu sivil darbe tanımına birer örnektir. Komünist ülkelerde ise bu yapı karşımıza parti kliği olarak çıkmaktadır.3 Yine bir başka müdahale türü olan muhtıra “Herhangi bir şeyi hatırlatmak, uyarmak amacıyla yazılan yazı”4 olarak tanımlanır.

Muhtıra ile darbe arasındaki en önemli ve keskin fark, muhtırada hükümete bir uyarı verilip yanlış görülen şeylerin düzeltilmesi şansı verilirken, darbede silahlı güçler yönetime el koyar.

Devletin tüm yapısını baştan inşa etmesi beklenir. Muhtırada iktidar dışı kuvvetlerin yönetime karışması nedeniyle 12 Mart 1971’de yaşanan gelişmeleri demokratik rejime müdahale olarak adlandırmak mümkündür. Muhtıranın içeriğinde yer alan talepler karşılanmadığı takdirde ordu iktidara el koymak niyetindedir.5 Makalede incelenen Cumhuriyet, Devrim, Ulus ve Dünya Gazetelerini muhalif; Milliyet ve Son Havadis Gazeteleri iktidar yanlısı; Milli Gazete ve Yeni Asya Gazetelerini İslamcı bakış açısına sahip olarak ayrıma tabi tutmak mümkündür.

Makalede muhtıra öncesi yaşanan gelişmelere yer verilmiş; 12 Mart-27 Nisan 1971 tarihleri arasında gazetelerin muhtıra karşısındaki görüşleri incelenmiştir.

Muhtıra öncesinde yaşanan toplumsal sorunlar

1965’te sağ kesimin oylarının büyük çoğunluğuyla iktidara gelen Adalet Partisi, 1969’ta Milliyetçi Hareket Parti ve Milli Nizam Partisine oy kaptırdı.6 Sağdaki bu bölünme solda da yaşandı. 1969 seçimleri öncesinde Fikir Kulüpleri Federasyonu geniş cephe savunucularının güdümüne girerek bürokratik yanını güçlendi. 1969 seçimlerinden sonra solun tek gençlik örgütü oldu. Sonuç olarak sosyalistler bu dönemden itibaren Faruk Sükan’ın “Tek tip sosyalizm vardır, o da Marksizim’dir.” cümlesiyle ifade ettiği fikri sürekli tekrarlandı ve bazı çevreler soldan uzaklaşmaya başladı.7 Bu durum bazı sol ağırlıklı grupların silahlı mücadeleye girişmelerine zemin hazırladı. 18 Ekim 1970’de Dev-Genç, Genel Kurul toplantısı yaptı. Bu kuruldan sonra örgüt, şehir gerillacıları, kır gerillacıları, kıvılcimistler ve askerciler olarak kümelere ayrıldılar. Ekim ayı sonunda ise ODTÜ’nün arkasındaki ufak gölün kenarında

“gerilla kampı” açıldı.8 12 Mart tarihinde Son Havadis Gazetesinde çıkan bir köşe yazısında solcu anarşistlerin Türkiye’de meydana gelebilecek olan bir askeri yönetim tarzının kendileri için yararlı olmayacağını bildiklerini yazar. Bu grupların iç karışıklık çıkartma sebebini

1 Özge Önder, “12 Mart’ın Basına Etkisi Milliyet-Cumhuriyet Örneği”, (Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gazetecilik Ana Bilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2008, s.29.

2http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5b6319fb7c5e37.42775493, erişim tarihi 11.07.2018

3 Edward Luttwak, Darbe, Çeviren Edip Polat, Yaba Yayınları, 1996, s.19.

4http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5b631a01aaf1f9.96793097, erişim tarihi 11.07.2018

5 Erik Van Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2014, s.373.

6 A. Yaşar Akkaya, Türk Demokrasisine İnen Balyoz 12 Mart Muhtırası, Mühür Yayınları, İstanbul, 2013, s.90-91.

7 Kurutuluş Kayalı, Ordu ve Siyaset 27 Mayıs-12 Mart, İletişim Yayınları, İstanbul,2012,s. 151-152.

8 Süleyman Genç, 12 Mart’a Nasıl Gelindi… Bir Devrin Perde Arkası 1960-1971, İleri Yayınları, Ankara, 1971, s.344-345.

(3)

Hilal KARAVAR ÖZ

79

Volume 10 Issue 6 September

2018

ordunun yönetime el koymasını ve böylece ordunun yıpranmasını sağlamak olarak gösterir.9 Aslında 12 Mart öncesinde orduda da gruplaşmalar vardı. Celil Gürkan ve havacılardan oluşan bir grup ile Genelkurmay Başkanı Tağmaç’a bağlı olan gruptur. Ordunun iki grup etrafında toplanması komutanlar tarafından tehlikeli olarak değerlendirilir. 10

İktidarda olan Adalet Partisinde, parti içi sorunların ortaya çıkması hükümeti yıpratmaya başladı. 1964’te genel başkanlık için Süleyman Demirel’le yarışan Sadettin Bilgiç, parti içi muhalefetin lideri haline geldi. Parti içi muhaliflerin bütçe görüşmeleri sırasında red oyu kullanması partide bölünme olarak adlandırıldı.11 Ayrıca Süleyman Demirel’in kardeşleri için bankadan sağladığı krediler, kamuoyunda rahatsızlığa neden oldu.12 Nitekim muhtıradan sonra Nihat Erim, 12 Mart’ı yaratan sebep olarak 3 milyon dolarlık kredinin 1 milyon 180 bin dolarını Başbakanın kardeşleri denilerek Demirel kardeşlere verilmesini gösterir.13

Dış politikada yaşanan bazı gelişmelerin de 12 Mart Muhtırasına sebep olduğu savı ortaya atıldı. Birinci ve İkinci Kalkınma Planlarında “dış yardıma ihtiyacı olmadan” büyüme hedefi dış politikada Türkiye’nin daha bağımsız hareket edebilmesini sağladı. Amerika’nın Türkiye’deki haşhaş ekiminin yasaklanması için Amerikan Başkanı Nixon tarafından Süleyman Demirel’e bir mektup gönderildi. Demirel, bu mektuba karşı ABD büyükelçisine karşı sert bir tutum sergiler.14 Sonuç olarak gerek Süleyman Demirel gerekse Bülent Ecevit 12 Mart muhtırasının verilmesi ile ABD’nin haşhaş konusundaki kurmak istediği tahakküm arasında ilişki kurarlar. 15 Ancak 7 Mart 1970 tarihinde çıkan bir habere göre Amerika, Türkiye ve Fransa’yla afyon kaçakçılığıyla ilgili anlaşmalar imzaladığını açıklar. Bu anlaşmada Türkiye’deki afyon yetiştiricilerine diğer mahsulleri yetiştirmeleri için Amerika’nın 3 milyon lira vermesi bulunmaktadır.16

Fakat muhtıranın ana sebebi olarak Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların anarşi boyutuna taşınması gösterilir. 9 Ağustos 1970’de saat 18:45’te açıklanan kararla Türk Lirasının değeri

%66,6 düşürülerek 9 Türk Lirası olan 1 Amerikan Dolarının değeri 15 Türk Lirasına çıkartıldı.

Karar 10 Ağustos 1970’te uygulanmaya başlar.17 Gazetelerde çıkan haberlerden tespit edildiği üzere, devalüasyonla birlikte fiyat artışlarının yaşanacağına dikkat çekilir. Bu artışın bir süre sonra zincirleme olayları doğuracağı ve geleceğin tozpembe olmadığı uyarısı yapılır.18 Nitekim bu durum üniversitelerde öğrenci boykotuna, işçi sınıfında direnişe ve memur kesimindeyse protesto eylemlerine dönüşür.19 1970 yılının ilk kitlesel gösterisi, hükümet yanlısı Türk-İş

9 “Bozgunculara Yeni Bir Darbe Daha”, Son Havadis, 12 Mart 1971, s.1

10 Sadi Koçaş, Atatürk’ten 12 Mart’a Anılar İkinci Cumhuriyet’ten 12 Mart’a, Cilt 4,Tomurcuk Matbaası, İstanbul, 1977, s.1857-1858.

11 TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, 12 Mart 1971 Muhtırası Araştırma Raporu, 2012, s.70-75.

http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim_3/12_mart_raporu.pdf, erişim tarihi 26.02.2018.

12 Sevim Giraylar, Zor Yıllar Siyasi Olaylar-Seçimler-Muhtıralar-Darbeler-Demeçler-Görüşler 1970-1980, Tüze Yayıncılık, İzmir, 2001, s.34.

13 Giraylar, age, s.34-35.

14 Sedef Bulut, Muhtıra Sonrası Demokratikleşme Hareketine Örnek Model Olarak 1973 Genel Seçimleri, (Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yayınlanmış Doktora Tezi), Ankara, 2006, s.50-55.

15 Bülent Ecevit 12 Mart 1971’den önce ABD’nin hükümeti haşhaş ekimi konusunda baskı uyguladığını gerek hükümetin gerek Meclis’in buna yanaşmadığını daha sonraki yıllarda söylemiştir. Ayrıca ABD Büyükelçisi Handley’in kendisiyle baş başa görüştüğünü, haşhaş ekimini yasaklamaları için ikna etmeye çalıştığını fakat red cevabını verdiklerini sözlerine eklemiştir. Çetin Yetkin, Türkiye’de Askeri Darbeler ve Amerika 27 Mayıs 1960. 12 Mart 1971. 12 Eylül 1980, Kilit Yayınlar, Ankara, 2011, s.139.

16 “Türk Afyon Ekicileri Başka Ürün Çıkaracaklar”, Milliyet, 7 Mart 1970.

17 “Paramız Devalüe Edildi”, Milliyet, 10 Ağustos 1970.

18 “Kemerleri Sıkmaya Hazır Olun!..”, Hürriyet, 12 Ağustos 1970.

19 Giraylar, age, s. 4.

(4)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

80

Volume 10 Issue 6 September

2018

Sendikasını, sendikal platformda tek güç haline getirilmesini sağlayan Sendikalar Yasasındaki değişikliğin 15-16 Haziran 1970’de DİSK tarafından protesto edilmesidir.20 Yasada yer alan

“Bir sendikanın Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için o iş kolu işçilerinin üçte birini temsil etme” maddesini DİSK’e bağlı sendikaların taşımaması protestonun ana sebebidir.21 Ancak DİSK’in yönettiği yürüyüş İstanbul-Kocaeli bandında çatışmaya dönüşür, üç işçi hayatını kaybeder, çok sayıda yaralanma hadisesi meydana gelir. İstanbul’daki olayları ayaklanma olarak değerlendiren Demirel Hükümeti, İstanbul, Gebze ve İzmit’te bir aylık sıkıyönetim ilan etme kararı aldı.22 Sıkıyönetimin beklenen bir şey olduğunu yazan Milliyet Gazetesine göre İstanbul halkı, demokratik haklarını bilerek ya da bilmeyerek kötü kullananlar yüzünden güvensiz bir ortama mahkûm olmuştur. Sonuç olarak Demirel Hükümetinin böyle bir karar alması kamuoyunda şaşkınlık yaratmaz.23

Bir taraftan işçiler ekonomik hakları için mücadele ederken diğer taraftan üniversite öğrencileri arasında ufak çaplı çatışmalar yaşanmaya başladı. Mart 1970’de Yüksek Öğretmen Okulundaki olaylarda bir öğrenci öldü. 6 Nisan 1970’de İstanbul Üniversitesinde sağ-sol öğrenciler arasında yaşanan çatışmada üç öğrenci yaralandı. İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, aldığı kararla üniversiteyi süresiz olarak tatil etti.24 Ancak olaylar İstanbul’la sınırlı kalmadı. 13 Nisan 1970’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 silahlı sağ görüşlü öğrenci tarafından basılarak Asteğmen Dr. Necdet Güçlü öldürüldü. Bu olay üzerine Ankara Tıp Fakültesi, Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi süresiz; Hukuk Fakültesi 20 Nisan’a kadar tatil edildi.25 Siyasal ve ekonomik bunalımla birlikte küçük şiddet grupları oluşarak arkadaşları arasından liderler seçtiler. Bu liderlerin yönetiminde soygunlar yapıp adam kaçırmaya ve hatta öldürmeye başladılar.26

Genelkurmay Başkanı Tağmaç, 1971 yılında silahlı kuvvetlere hitaben yayınladığı yeni yıl mesajında, Türk gençliğinin ideolojik kamplara bölünerek birbirlerini öldürmeye varan çatışmalarla ülkeyi bir iç savaş meydanı haline getirmeye başlamalarını kınar. Yeni yıl mesajının devamında “…Bütün bu eylemlerin tek hedefi milli bütünlüğümüzü ve cumhuriyeti tümüyle yıkmak demek olduğundan, memleketi her türlü iç ve dış tehlikelere karşı korumakla görevli ve her türlü aşırı cereyanların üstünde olarak, silahlı kuvvetler komutanının emrinde bulunan Türk ordusu, milli varlığımızın yüksek menfaatleri gerektirdiği an, şehit kanlarıyla karış karış sulamış olan bu mübarek yurda uzanan elleri kıracağına kimsenin şüphesi olmasın…”diyerek silahlı kuvvetlerin mevcut olaylar hakkındaki düşüncesini dile getirir.27 22 Ocak 1971’de Milli Güvenlik Kurulu’nun çıkardığı bildiride “..huzur bozmuş olan olayların kesin olarak önlenmesi gereksiniminden” ve “…yurt bütünlüğünü ve kamu düzenine zararlı faaliyetlerin aşırı uçlardan geldiği ve büyük huzursuzluklar getirdiği bir gerçektir”28 maddeleri yer alır. Yani 12 Mart Muhtırası öncesinde askeri kanat ülke içinde yaşanan hadiselerden rahatsızdır. Bu rahatsızlık 12 Şubat 1971’de Bursa’da TOFAŞ Fabrikasının açılış töreninden sonra belirginleşir. Davete katılan Cumhurbaşkanı Sunay, Devlet Erkânı ve Başbakan Demirel açılıştan sonra öğle yemeği için Çelik Palas oteline giderler. Ancak

20 TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, 12 Mart 1971 Muhtırası Araştırma Raporu, 2012, s.70-75.

http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim_3/12_mart_raporu.pdf, erişim tarihi 26.02.2018.

21 Giraylar, age, s.11.

22 Bulut, agt, s.46.

23 Burhan Felek, “Sıkıyönetim”, Milliyet, 18 Haziran 1970.

24 “Yine Çatıştılar”, Milliyet, 7 Nisan 1970.

25 “Komandolar Bir Doktoru Öldürdü”, Milliyet, 14 Nisan 1970.

26 Alpay Kabacalı, Türk Basınında Demokrasi, Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi, Ankara, 1994, s. 305.

27 “Yurda Uzanan Eller Kırılacak”, Yeni Asya, 1 Ocak 1971.

28 Cüneyt Arcayürek, Açıklıyor-5 Demirel Dönemi 12 Mart Darbesi 1965-1971, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1992, s.351.

(5)

Hilal KARAVAR ÖZ

81

Volume 10 Issue 6 September

2018

Cumhurbaşkanı ve komutanlar, Başbakanın yemeğinde ayağa kalkarak “sis basıyor”

bahanesiyle oteli ter ederler. Süleyman Demirel’e gelen raporlara göre Cumhurbaşkanı Sunay, Eskişehir Hava Üssü’nde komutanlarla darbe toplantısındadır.29

Askerin verdiği bildiriler pek işe yaramadı. Öğrenci hareketleri ve anarşi olayları devam etti. Dev-Genç üyesi olan üç öğrenci Çapa Yüksek Öğretmen Okuluna dinamit atarlar.30 Toplumsal olaylardaki artışı Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, sosyal ve ekonomik sorunlara bağlarken Başbakan Demirel, kanuni tedbirlerin alınmamasına bağlar. İsmet İnönü ise olayların ancak kuvvetli bir siyasi iktidar yoluyla çözülebileceğini söyleyerek durumun sorumlusu olarak Adalet Partisi’ni gösterir. 1971 Ocak ayı içinde Türk İdareciler ve Mülkiyeliler Birliğine dâhil beş yüz kişi (vali, vali kaymakamı, kaymakam, bucak müdürü, merkez valisi ve idareciler) direniş kararı alır. Boykot ve direnişler sürerken Deniz Gezmiş ve arkadaşları bir banka soydular ve ODTÜ’ye saklandıkları haberini alan polis, soyguncuları üniversitede aramaya başladı. Gezmiş ve arkadaşları saklandıkları bir evde tesadüfen yakalandılar. 20 Ocak 1971’de ODTÜ, Akademi Konseyi tarafından süresiz olarak kapatıldı. 31 Artan toplumsal olaylar karşısında hükümet gerekli tedbirleri almaya çalışsa da olayların önüne geçemez. Kendilerini Türk Halk Kurtuluş Ordusu olarak tanımlayan örgüt, dört Amerikan askerini Mart 1971’de kaçırarak 400 bin dolar fidye talep etti.32 Bu kişilerin ODTÜ yurtlarında sığındıklarına dair yapılan ihbar üzerine mahkeme kararı ile jandarma birlikleri üniversiteye girdi. Ancak öğrenci birlikleri yurtlarının aranmasına izin vermediler. Bu sırada yurttan silah sesleri gelince jandarma birlikleri siper alır, yurdun tüm elektrik ve telefon hatları jandarma tarafından kapatılır. Beş saat süren çatışmada Erdal Şener adındaki öğrenci ölürken Armağan Özen adındaki bir jandarma teğmeni ve dört er yaralanır.33 ODTÜ’deki çatışmada şehit düşen erin Kara Kuvvetlerindeki cenazesi generallerin olaylar karşısındaki tutumunu sabırsızlaştırdı.34

Tüm bu olaylar yaşanırken 8 Mart 1971 gecesi Tümgeneral Celil Gürkan, Tuğgeneral Aydın Kirişoğlu ve Tuğamiral Vedat Bilget önderliğindeki genç subaylar darbe planı yaptılar.

Hazırladıkları metni Faruk Gürler’le paylaşmak isteyen grup35 9 Mart 1971’de askeri kanatta hareketlenmeler yaşanmasına sebep oldu. Hava Kuvvetleri Komutanının odasında 9 Mart 1971’de saat 17.30’da bir toplantı yapıldı. Faruk Gürler, Celil Gürkan ve Muhsin Batur toplantıya katılan isimlerdir. İki saat süren bu toplantıda Faruk Gürler’in ihtilal fikrinden vazgeçer. Sonuç olarak 9 Martta bir anlamda ihtilal yapmak isteyen kurmayların durdurulması

29 Daha sonra Süleyman Demirel, Sunay’la görüşüp ordunun bir müdahale hazırlığında olduğunu söyler. Ancak Sunay olayı reddeder. Mehmet Ali Birand, Can Dündar, Bülent Çaplı, 12 Mart İhtilalin Pençesinde Demokrasi, İmge Yayınevi, Ankara, 1994, s.186-187.

30 “Çapa Okuluna dinamit atıldı”, Yeni Asya, 10 Şubat 1971.

31 Giraylar, age, s.15-17.

32 “Ya 400 bin dolar ya da Amerikalılar ölecek”, Milliyet, 5 Mart 1971.

33 “Kanlı Çatışma”, Son Havadis, 6 Mart 1971. Ayrıca bakınız “1 Genç Öldü, 1 Er Komada”, Milliyet, 6 Mart 1971.

34 Genelkurmay Başkanı Tağmaç, ODTÜ’deki olaylardan birkaç gün önce ordunun en son çare olduğunu Hava Kuvvetlerinde yaptığı toplantıda söylese de çoğu asker artık Türkiye’nin uçuruma gittiğine inanmıştı. Bakınız Birand, age, s.193.

35 Tevfik Çandar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1950’den Günümüze, İmge Kitapevi, Ankara, 2013, s.192. Ordu içindeki genç subayların önündeki örnek Yunan Cunta’sıdır. 21 Nisan 1967’de düşük rütbeli bir grup subay, Albay Georgios Papandopoulos, Albay Nikolaos Makarezos ve Kıdemli Albay Stylianos Pattakos öncülüğünde iktidara el koyduklarını açıklamışlardır. Bu darbenin en önemli nedenleri siyasal anlaşmazlıklar, bunalımlardır ve 28 Mayıs 1967’de yapılacak olan seçimlerde solcuların iktidara geleceği varsayımıdır. Bakınız. Çiğdem Kılıçoğlu Cihangir,

“Modern Yunanistan’ın Karanlık Çağı: Albaylar Cuntası 1967-1974”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, yıl 4, Sayı 37, 2016, s. 523-524. www.asosjournal.com, erişim tarihi 10.08.2018. Nihat Erim ve Sadi Kocaş arasında genç subayların Yunan Cuntasına özenip özenmedikleri ile ilgili konuşma yaşanmıştır. Bakınız. Kocaş, age, 1858.

(6)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

82

Volume 10 Issue 6 September

2018

sağlandı.36 Gürler ve Batur’un tutum değiştirmelerinde sivil kanatta etkinlik kazanan sol eğilime karşı duyulan tedirginlik ve hareket sonrasında istenmeyen bir konuma gelebilecekleri endişesi yer almaktadır.37 Aslında muhtıradan bir hafta önce Genelkurmay Başkanı Tağmaç, Hava Kuvvetlerinde yaptığı bir toplantıda silahlı kuvvetlerin devlet idaresine el koymasının ya da hükümete yapılacakları emretmeyi demokratik bulmadıklarını beyan etti. Aynı konuşmada Tağmaç, aşırı uçların orduyu demokratik rejime karşı hareket etmeye ittiğini sözlerine ekledi.38 Ancak ODTÜ’de yaşanan olaylar ve Türk Silahlı Kuvvelerine karşı gösterilen direniş üzere Genel Kurmay Başkanı Tağmaç, Birinci, İkinci ve Üçüncü Ordu Komutanları ile İstanbul’daki Akademi Komutanı ve Donanma Komutanını Ankara’da düzenlenecek olağanüstü toplantıya çağırdı.39 11 Martta toplanan komutanlara konuşan Tağmaç, durumu tehlikeli olarak nitelendirdi. Generallerin toplantısı altı saat sürmüş ve Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla Münasebetler Bürosu toplantı sonrası herhangi bir açıklama yapılmayacağı bildirilir.40 Bu toplantıdan sonra bir açıklama yapılmayacağı söylense de 12 Martta, Tümgeneral Musa Öngün’le birlikte TRT Genel Müdürlüğü İç Haber Servisine gelen Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri Hava Kurmay Albayı Kemal Tunusluoğlu ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Deniz Kurmay Albayı Fuat Uğur ellerindeki metni bir yetkiliye verirler. Haber bülteni haline getirilen metin, Radyoevine gönderilmiş ve saat 13.00’da Ankara Radyosundan ültimatom okunur.41 Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ve üç kuvvet komutanı tarafından hazırlanan muhtıranın tam metni şu şekildedir:42

1. “Parlamento ve hükümet süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu, anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk’ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve Anayasa’nın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ağır bir tehlike içine düşmüştür.

2. Türk milletinin sinesinden çıkan silahlı kuvvetlerinin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliği giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla Meclislerimizce değerlendirilerek, mevcut anarşik durumu giderecek ve Anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve İnkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.

3. Bu husus süratle tahakkuk ettirilmediği takdirde Türk Silahlı Kuvvetleri, kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan üzerine almaya, kararladır. Bilgilerinize.”

Muhtıranın içerdiği yargılar içinde mevut anarşi durumundan hükümet sorumlu tutuldu.

Cumhuriyet rejiminin tehlike altında olduğu, çağdaş uygarlığa ulaşma umudunun kalmadığı belirtilerek ancak kuvvetli bir hükümetin kurulmasıyla durumun düzelebileceği söylendi.

36 Alper Gülbay, 12 Mart’tan 12 Eylül’e Türkiye’de Seçimler ve Sonuçları, (Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi anabilim Dalı Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara, 2017, s.35.

37 Ali Haydar Soysüren, 12 Mart Döneminde Nihat Erim Hükümetleri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 2014, s.127-128.

38 “”Ordunun Baskısı ile Devlet Yaşamaz”, Milliyet, 4 Mart 1971.

39 “Tağmaç Komutanları Toplantıya Çağırdı”, Milliyet, 8 Mart 1971. Tağmaç’ın komutanları 8 Martta toplantıya çağırmasının nedeni 7 Martta Ankara dışından subayların katılımıyla gerçekleşen toplantıdır. Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Atıf Erçıkan başkanlığında gerçekleşen toplantıda iktidara müdahale kararı alınmıştır. Bu toplantı baştan sona kaydedilmiş olarak Genelkurmay Başkanı Tağmaç’a ulaştırılmıştır. Bkz. Soysüren, age, s.135- 136.

40 “Tağmaç: Maksat Ordunun Sabrını Taşırmak”, Milliyet, 11 Mart 1971.

41 “Türk Ordusu”, Cumhuriyet, 13 Mart 1971.

42 “Silahlı Kuvvetler Sunay’a ve Meclislere Muhtıra Verdiler”, Milliyet, 13 Mart 1971.

(7)

Hilal KARAVAR ÖZ

83

Volume 10 Issue 6 September

2018

Kurulacak olan hükümet reformları yapmakla yükümlü olacaktır. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye’yi korumak görevi nedeniyle böyle bir yola başvurduğu da üçüncü maddede vurgulandı. Verilen muhtıradaki görüşler arasında Türkiye’nin anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluk içinde olduğu bunun cumhuriyetin geleceğini ağır bir tehlikeye düşürdüğü endişesine yer verilir. Huzursuzluğa neden olarak, Parlamento ve hükümetin tutumu ile Anayasanın öngördüğü reformların gerçekleştirilmemiş olması gösterilir.

Çözüm önerisi olarak kuvvetli bir hükümetin kurulması; anayasanın öngördüğü reformların yapılması ve inkılap kanunlarının uygulanması sunulur. Bir anlamda 12 Mart Muhtırasında komutanların istediği şey demokratik çerçevede kuvvetli bir hükümet, anarşinin durdurulması ve 1961 Anayasasının öngördüğü reformların uygulanmasıdır. Komutanlar eğer bunlar gerçekleştirilmezse yönetime el koyacaklarını muhtırada dile getirirler.43

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyicioğlu, Silahlı Kuvvetlerin muhtırasından sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personeline, 12 Martın herhangi bir parti veya sosyal sınıfın ideolojilerini tasvip ya da tahrik için hazırlanmadığı yönünde mesaj yayınladı.44

Verilen ikinci muhtırada sunulan tavsiyelere bakıldığında toplumsal olayların engellenmesi için Anayasa’daki “Kişinin temel hak ve ödevleri” bölümündeki sekiz maddenin değiştirilmesi; okuma-yazma bilmeyenlere yeni seçim kanununda oy kullanma hakkı tanınmaması ve toprak reformunun yapılması kısmı yer almaktadır.45 Muhtırayla, ilk olarak hükümetten beklenen halkın güvenliğini bozan, iş hayatını durduran ve ülke bütünlüğüne zarar veren anarşi olaylarını engellemektir. İkinci olarak demokrasinin, başıboşluk ve milli serveti tahrip hakkı olmadığının anlatılması vardır. Son olarak üniversite ve TRT’nin özerkliklerinin yeniden gözden geçirilmesidir.46 Orgeneral Batur, muhtıraya imza koyan komutanların komünizm, bilimsel sosyalizm ve teokratik idare tarzlarına Türkiye’yi götürebilecek fikir ve eylemlere karşı olduklarını açıkladı.47 Muhtıra Silahlı Kuvvetlerde genel bir bekleyiş ve memnuniyet yaratırken sol kesim ümitli ve ihtiyatlı bir yaklaşıma sebep oldu.48

Muhtıra karşısında ulusal basın

12 Mart Muhtırasının saat 13.00’da Türkiye radyolarında okunmasından sonra Bakanlar Kurulu saat 14.00’te toplandı. Toplantıda hemen istifa edilmesi veya parlamentoya gidilerek güvenoyu isteme fikirleri tartışıldı. Sonuç olarak hükümetin muhtıraya olan tepkisi dört saat sonra Süleyman Demirel Hükümetinin istifasını Cumhurbaşkanlığına sunması şeklinde olur.

İstifa mektubunda Demirel, radyolarda okunan muhtıranın demokrasiyle bağdaşamadığı vurgular. Cumhurbaşkanı Sunay, istifa mektubunu kabul ederek yeni hükümet kuruluncaya kadar Demirel’den görevine devam etmesini ister.49 Demirel, 14 Martta verdiği mülakatta olayların sükûnetle takip edilmesi gerektiğini, ülkenin bir hükümet buhranı içinde bulunduğunu beyan eder.50 Muhtıra karşısında siyasiler içinde Türkeş konu hakkında yorum yapmazken Ataklı, muhtırayı hukuki ihlal olarak değerlendirir.51 Son Havadis Gazetesi, siyasi

43 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), Çeviren Ahmet Fethi Yıldırım, Hil Yayınevi, İstanbul, 2010, s.354-355.

44 “12 Mart Mesajı”, Dünya, 20 Mart 1971, s.1ve 7.

45 İsmail Cem, “Olayların İzinde: Tercihler ve Gerçekler..”, Milliyet, 17 Mart 1971.

46 İsmail Cem, “Olayların İzinde: Tercihler ve Gerçekler..”, Milliyet, 17 Mart 1971.

47 “Reform Mutlaka”, Milliyet, 28 Eylül 1971.

48 Muhsin Batur, Anılar ve Görüşler Üç Dönemin Perde Arkası, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1985, s.302.

49 “Demirel İstifa Etti”, Milliyet, 13 Mart 1971. Demirel, istifa mektubunu yazarken komutanların anayasayı çiğnediğine ilişkin sözcüklerine engel oldular. Bakınız Arcayürek, age, s.368.

50 “Demirel: Memleket Buhranla Karşı Karşıya”, Son Havadis, 14 Mart 1971.

51 “İnönü: Bütün dikkatim demokratik rejimin normal işlemesidir”, Milliyet, 13.03.1971.

(8)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

84

Volume 10 Issue 6 September

2018

çevrelerin verilen muhtıradan Cumhurbaşkanı ve İnönü’nün önceden haberdar oldukları kanaatinde olduklarını yazar.52 Muhtırada yer alan “… uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş” ifadesini eleştiren Son Havadis Gazetesi, Demirel Hükümetinin çağdaş uygarlık seviyesine ülkeyi çıkartmak için çalıştığını yazar. Yine aynı gazetede milletin kurmadığı bir iktidarın ayakta kalamayacağı vurgulanarak Adalet Partisinden şikâyetçi olanların bile bu iktidarı arayacakları kehanetinde bulunur53. Askeri müdahalenin olmaması gerektiğini savunan bir yazıda Cumhurbaşkanı’nın da tıpkı Demirel ve İnönü gibi

“demokrasiden başka bir rejimi ne kabul ederiz ne de bunu millete kabul ettirmeye imkân vardır” demesinin beklendiği belirtilir.54 Nitekim Demirel, TRT’ye verdiği bir mülakatta

“Parlamento ile Silahlı Kuvvetler arasındaki münasebet düzenlenmelidir. Seçimler yapılıp parlamento toplandığı zaman aynı muamele ile karşılaşırsa ne olacaktır, bu düzenlenmelidir.

Hükümetlerin nasıl gelip nasıl gideceği bilinmezse hiçbir şey halledilemez55…”cümlesiyle askeri vesayetin son bulması gerektiğine işaret eder.

İsmail Cem, köşe yazısında muhtıranın maddelerini değerlendirir. Ona göre, toplumsal olayların tek sebebi toprak reformunun yapılmaması veya inkılap kanunlarına uyulmaması değil; işçi ve köylü sınıfının ekonomik haklarını genişletmeye çalışırken yaşanan sürtüşmelerdir. Anarşi hareketinde Parlamentoyu ve hükümeti suçlu bulmayan İsmail Cem, bu olayları Türkiye’yi çıkmaza sürüklemek isteyenlerin hesaplı tutumu olarak görür. Toprak reformunun ise yalnızca Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için geçerli olabileceğine değinerek diğer bölgeler için herhangi bir etkisi olmayacağını belirtir.56

Muhtıradan sonra Türkiye Öğretmenler Sendikası, Devrimci Avukatlar Derneği, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, Üniversite Asistanları Sendikası, Mimarlar Odası, ODTÜ Mezunları Cemiyeti, Dev-Genç, Maden Mühendisleri Odası ve Türkiye Orman Yüksek Mühendisleri Sendikası yayınladıkları ortak bildiride “Bütün devrimci girişimler, halkımızın temel isteklerinin gerçekleştirilmesi için şimdiye kadar verdiğimiz mücadelelerin doğal bir uzantısı olarak desteklenecek, korunacak ve sürdürülecektir.” demişlerdir. Ayrıca Dev-Genç Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, yaptığı basın toplantısında toprak reformu, dış ticaretin devletleştirilmesi ve Amerika ile olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi durumunda Silahlı Kuvvetlerin kendileri tarafından destekleneceğini açıklar57. Yeni Asya Gazetesinde çıkan bir köşe yazısında, 12 Mart Muhtırasını Disk, Türk Hukuk Kurumu, Dev-Genç, Devrim Gazetesi gibi sol örgütlerin alkışlamasını “Bu adamlar, Türkiye’de komünizmi getirecek bir ihtilal mı zannedeler, her neyse..” diyerek ilginç bir durum tespiti yapılır.58

Cumhuriyet Senatosunda muhtıra okunduktan sonra Başkan Tekin Arıburun muhtıraya karşı çıkmıştır.59 Mecliste yaptığı konuşmasında “… Muhtırada tutum, görüş ve icraatı ile parlamentonun dolayısıyla Yüce Senatonun da yurt içinde anarşiye ve kardeş kavgasına sebebiyet vermiş olduğu ve kamunun ümidini yitirmiş bulunduğu ithamı atfedilmektedir. Yüce Senatonun tutum ve icraatları Anayasaya uygun olarak hazırlanmış bulunan Senato iç tüzüğümüze göre yürütülmektedir.”60 ifadesini kullanır. Türk-İş, muhtıra karşısında iki farklı gruba ayrıldı. Bir kısmı Silahlı Kuvvetleri haklı bulurken diğer görüşte olanlar böyle bir

52 Abdullah Uraz, “Ankara’dan Manzaralar”, Son Havadis, 14 Mart 1971.

53 Abdullah Uraz, “Aranacak”, Son Havadis, 15 Mart 1971.

54 “Muhtıranın Ortaya Çıkarttığı Gerçekler”, Son Havadis, 17 Mart 1971.

55 “Milli İrade”, Dünya, 25 Mart 1971.

56 İsmail Cem, “Olayların İzinde: Tercihler ve Gerçekler..”, Milliyet, 17 Mart 1971.

57 “MBG: Ordunun istekleri basiretle değerlendirilmeli”, Milliyet, 14 Mart 1971.

58 Bekir Berk, “Manzara ve Çıkış Yolu”, Yeni Asya, 17 Mart 1971.

59 “Arıburun Senato’da Muhtıraya Karşı Çıktı”, Milliyet, 14 Mart 1971.

60 “Kamuoyunun Kanaati”, Son Havadis, 14 Mart 1971.

(9)

Hilal KARAVAR ÖZ

85

Volume 10 Issue 6 September

2018

ültimatomun demokratik bir rejimle bağdaşmayacağı belirtirler.61 DP lideri Ferruh Bozbeyli, Meclis’in görevine devam etmesi gerektiğini hükümetlerin değişebileceğini beyan eder. TİP lideri Behice Boran, Adalet Partisinin Anayasa dışına çıktığını ve ülkenin içinde bulunduğu çıkmazdan ancak halktan yana bir düzenle kurtulabileceği önerisinde bulunur.62

Bildirinin radyoda okunmasının ardında CHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Orhan Birgit, İnönü’nün Çankaya’daki köşküne giderek bildiriyi götürdü. Orhan Birgit, köşkün önüne haber için gelen gazetecilere, İnönü’nün “Konuşacak hiçbir şeyim yok.” dediğini söyler.

Adana’ya gitmekte olan Ecevit Ankara’ya çağrıldı63. Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu, teşkilatlarına bir genelge göndererek olaylar karşısında olumlu ya da olumsuz hiçbir yorum yapılmamasını istedi.64 Ayrıca CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Ortak Grupta yaptığı toplantıda muhtırayı değerlendirir. Yapılan hareketin fiilen parlamento hayatının işlenmesini olanaksız kıldığını, geçici bir hükümet kurularak hemen seçime gidilmesi düşüncesinde olduğunu dile getirir.65 Aslında İnönü, muhtırayla ilgili üç ayrı söylemde bulunur. İlk önce “demokratik bir istifadan” söz eder. İkinci olarak muhtıraya kesinlikle karşı çıkarak kurulacak olan hükümetin yalnızca anarşiye son verme işini ele almasını ve derhal seçime gidilmesini önerir. Son olarak hükümete katılacaklarını, kurulacak hükümetin reformları yapması durumunda ise yanında ve destekçisi olacaklarını beyan eder.66

Abdi İpekçi, muhtıranın antidemokratik gözükse de aslında demokrasiyi korumak amacıyla yapıldığı sonucuna ulaşabileceğini belirtir. Aslında Kuvvet Komutanlarının yönetime el koyabilecekken parlamenter rejimi yaşatabilmek için bu yolu seçmiş olabilecekleri yorumunu yapar.67

Dış basında da muhtıra ile ilgili haberler çıktı. New York Times Gazetesi, verilen muhtıranın bir darbe olmadığını, sadece silahlı kuvvetlerin vaat edilen reformlarını yerine getirecek, karışıklıklara son verecek bir hükümetin kurulması amacı taşıdığını yazdı. London Times Gazetesindeyse öğrenci olayları ile Amerikalı havacıların kaçırılmasının Demirel karşıtlarına onu düşürmek için fırsat verdiğini belirtdi.68

Bedii Faik köşe yazısında, 12 Mart Cuma gününden itibaren Türkiye’deki rejimin adının artık demokrasi olmadığını dile getirir. Muhtırada, komutanların anarşi ortamının sorumlusu olarak yalnızca hükümeti ve parlamentoyu gösterip de orduya silah çeviren komünistlerden bahsetmemesini haksızlık olarak nitelendirir.69 Başka bir yazısında Bedii Faik, Cumhurbaşkanı Sunay’ın silah arkadaşları yerine Türk milletini tercih etmemesini eleştirir.70 Nadir Nadi ise muhtıranın beklenen bir durum olduğunu yazarak ültimatomun anarşiye son verebilecek bir hükümetin kurulmasına zemin hazırladığı görüşündedir.71 Son Havadis Gazetesi, muhtıraya karşı diğer gazeteler gibi mesafeli yaklaşmamış görüşlerini doğrudan dile getirdi. Gazetenin başyazısında anarşiyi hızlandıran etmenler olarak sandalye düşkünleri, Atatürkçü olmayanlar

61 “Türk-İş Başkanları muhtırayı tartıştı”, Milliyet, 14 Mart 1971.

62 Giraylar, age, s.19. TKP, 12 Mart Muhtırasını işçi sınıfını bastırmak için burjuvazi ve ABD tarafından Türkiye’de askeri faşizmin kurulması olarak değerlendirmiştir. 12 Mart’ın sanayicilere uygun ekonomik program uygulamaya çalışması, yerli esnaf ve imalatçıyı tasfiye edecek uygulamaları savlarına gerekçe olarak gösterdiler. Bkz. Özgür Mutlu Ulus, Türkiye’de Sol ve Ordu (1960-1971), İletişim Yayınları, İstanbul, 2016, s.334.

63 “Türk Ordusu”, Cumhuriyet, 13 Mart 1971.

64 “CHP örgütüne: Hiçbir şeye karışmayın dedi”, Milliyet, 14 Mart 1971.

65 “İnönü: Yeni Seçime Gitmek Şart”, Milliyet, 16 Mart 1971.

66 “Devam Edecek”, Dünya, 23 Mart 1971.

67 Abdi İpekçi, “Muhtıra ve Gerçekler”, Milliyet, 13 Mart 1971.

68 “Türkiye’deki Siyasi Durum İçin Dış Basın”, Son Havadis, 14 Mart 1971.

69 Bedii Faik, “Ama Neden?”, Dünya, 14 Mart 1971.

70 Bedii Faik, “Zor Günlerde…”, Dünya, 17 Mart 1971.

71 Nadir Nadi, “Devrimci Ordunun Sesi”, Cumhuriyet, 13 Mart 1971.

(10)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

86

Volume 10 Issue 6 September

2018

ve Adalet Partisinden ayrılanlarla başlayan iftira kampanyaları gösterir. Asıl amacın Adalet Partisi iktidarını değil milli iradeyi yıkmak olduğu vurgulanır.72 Yine aynı gazetede orduya karşı bir eleştiri yapılmıştır. Ordunun “Cumhuriyeti koruma” bahanesini ileri sürmemesi gerektiği, ordunun görevinin Türkiye Cumhuriyetini dış düşmanlara karşı korumak olduğu belirtilir. Ülke içinde Cumhuriyeti korumak için Türk parlamentosunun, Türk kanunlarının, Türk hâkim ve savcılarının var olduğu belirtilerek aslında orduya asli görevi hatırlatılır.

Cumhuriyetin tehlikede olup olmadığına da savaş açılıp açılmayacağına da karar verecek tek merciinin TBMM olduğu hatırlatılarak Türk milletini ordusunu sevmekten alıkoymamak gerektiği vurgulanır.73

14 Mart 1971’de Cevdet Sunay, siyasi parti liderlerini Çankaya köşküne davet etti. Bu toplantıya AP lideri Süleyman Demirel ve CHP Genel Sekreteri katıldı.74 Cumhurbaşkanı, partilerden muhtıra sonrası ile ilgili görüşlerini sunmasını istedi. AP kurulacak hükümeti destekleyeceğini açıkladı. CHP geçici bir hükümet kurulup seçime gidilmesini ve aşırı sağ-sol hareketlerin engellenmesi tavsiyesinde bulundu. DP, seçim yerine kuvvetli bir hükümet kurulmasını önerdi. TİP de seçim yapılmasını onaylarken seçim kanununun değiştirilmesi gerekliliğini vurguladı. Bağımsız Senatör Mansur Ulusoy’un Sunay’a gönderdiği cevapta seçim kanunun değiştirilerek daha seviyeli ve entelektüel bir meclisin sağlanması isteği yer alır.75 İsmet İnönü, partisinin görüşlerini bir mektupla Cumhurbaşkanına bildirir. Bu görüşleri şu şekilde özetlemek mümkündür: Aşırı sol ve aşırı sağ hareketlerin faaliyetlerinin durdurulabilmesi için süratle bir hükümet kurmak zorunludur. Böyle bir hükümetin asayişi sağlayabilmesi için politikaya karışmayan bir ordunun duruma hâkim olması gereklidir.

Seçimler yenilenerek reformları yapacak bir parlamento oluşturulmalıdır.76 Adalet Partisi ise Cumhurbaşkanına gönderdiği mektubunda, demokratik ilkelerden asla taviz veremeyeceğini, demokratik bir geçici hükümet kurmak için gerekenlerin Anayasa’da belirtildiğini yazar.

Ayrıca AP, muhtıraya neden olan toplumsal buhrandan asla sorumlu tutulamayacaklarını açıklamasını yaptı.77 15 Mart 1971’de ordu içinde değişiklikler yaşandı. Genelkurmay Başkanı Tağmaç, Genelkurmaya çağıdığı dört komutana siyasi eylemlerde bulundukları gerekçesiyle bazı general ve subayların re’sen emekliye sevk edilmeleri kararını aldığını açıkladı.78

Bu dönemde Cumhurbaşkanı’nın kimi seçeceği ve yeni kurulacak hükümetin “muhtırada”

belirtilen reformları gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği soruları ortaya çıktı. Yeni hükümetin 226 oyu ya da tüm partilerin desteğini kazanıp kazanmayacağı da bir diğer problemdir.79 20 Mart tarihinde Sunay, başbakanlık görevini CHP’den istifa eden Nihat Erim’e verdi.

Cumhurbaşkanının, diğer parti liderlerine gönderdiği mektupta Erim’in herhangi bir şart ileri sürülmeden desteklenmesini istedi.80 Nihat Erim’in partilerüstü Başbakan olarak seçilmesine Yeni Asya Gazetesi tepki gösterir. İmzasız olan köşe yazısında, CHP teorisyenlerinden ve kurmaylarından biri olarak görünen milletvekilinin yeni hükümeti kurmak için getirilmesine

“hayret ettiklerini” yazar. Yazının devamında millet iradesiyle işbaşına gelemeyen kişilerin, rüyalarında bile göremeyecekleri “Başbakanlık” mevkiine getirilmesini millet iradesine aykırı

72 Abdullah Uraz, “Ankara’da Manzara”, Son Havadis, 14 Mart 1971.

73 Tekin Erer, “Ordu Sevgisi”, Son Havadis, 19 Mart 1971.

74 Giraylar, age, s.21.

75 “Partilerin Görüşleri”, Milliyet, 16 Mart 1971.

76 “Reformları yapacak bir parlamento teşekkül edilmelidir”, Ulus, 18 Mart 1971.

77 “Millet ve Ordu Demokrasiden Yana”, Son Havadis, 19 Mart 1971.

78 Muhsin Batur anılarında, 12 Mart Muhtırasını verdikten sonra askerin siyasi hayata müdahale etmediğini yazar.

Hükümet teşkilinde, Bakanların seçilmesinde ya da hükümet programının hazırlanmasında ilgileri olmadığını ancak kamuoyunun yaşanan tüm gelişmelerin sorumlusu olarak askeri gördüğünü söyler. Batur, age, s.303-307.

79 “Zor Günler”, Devrim, 19 Mart 1971.

80 “Başbakanlık görevi CHP’den istifa eden Erim’e verildi”, Milliyet, 20 Mart 1971.

(11)

Hilal KARAVAR ÖZ

87

Volume 10 Issue 6 September

2018

bir uygulama olarak değerlendirir.81 Bir sonraki gün konuya devam eden Yeni Asya Gazetesinde, ordunun müdahalesi sonucu mevcut hükümetin istifa ettiğini ve çıkan Hükümet Buhranının, “tarafsız” olan biriyle ancak çözülebileceği belirtir. Bu durumda “muhalefet için muhalefet yapan” CHP’li bir milletvekilinin havayı yumuşatamayacağı yorumu yapılır.82 Milli Gazetede ise Demirel’in 1965 yılından beri şikâyet ettiği anayasa değiştirilmediği için anarşi olaylarının yaşandığı yazar. Eğer Anayasa değişliği zamanında yapılsaydı buhranlar yaşanmayacağı gibi demokrasinin zedelenmeyeceği ve en önemlisi hak ve hürriyetleri bozmak isteyen hainlerin olay çıkartmaya imkân bulamayacakları vurgulanır.83 Nihat Erim Hükümetinin anarşiyi ortadan kaldıracağına dönük bir inanca sahip olmayan Dünya Gazetesi, anarşi ortamının daha çok üniversite çevresinde görüldüğünü ve yeni bir üniversite reformu yapılsa bile Anayasanın 120. maddesinin üniversite özerkliğini teminat altına aldığını vurgusunu yapar. Erim Hükümetinin sorunları çözemeyeceği inanan Dünya Gazetesi, kurulacak hükümetin eğer normal bir seçim ortamı yaratabilirse başarılı olabileceğini yazar.84

Ulus Gazetesi, Demirel Hükümetinin Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları tarafından verilen muhtıra sonrası düşürülmesinin demokratik anlayışla bağdaşmadığını belirtti. Nitekim muhtıranın hâlâ demokrasiyi devam ettirdiğine inananlara, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın, Erim Hükümetini desteklemeleri için siyasi partilere gönderdiği mektupta yer alan “bir şart ileri sürmeden” ifadesi vurgusuyla yanılgılarını gösterir. Böyle bir isteğin tüm parlamenter demokrasi kurallarına aykırı olduğu belirtildi. Mevcut durumda yeni kurulacak hükümete koşulsuz destek istemine “cici demokrasi” demeyi uygun buldu.

Eleştirilen noktalardan biri ise bir önceki hükümet döneminde yuhalanan şeylerin şimdi ki zamanda alkışlanmasıdır. Muhtırada hedeflenen “kuvvetli iktidarın” bu şartlar içinde gerçekleştirilemeyeceği, partilere dayanmayan, parti disiplinini işletecek liderleri içine almayan bir hükümetin uzun süre dayanamayacağı öngörüsünde bulunulur. Makalede belirtilen bir diğer önemli noktaysa Erim Hükümeti kurulmazsa muhtıranın üçüncü maddesi gereği ordu yönetime el koyar, korkusunun gereksizliğidir. Çünkü askeri, politikadan ancak güçlü bir hükümetle uzak tutulabileceği belirtilir. Ancak Erim Hükümeti’nin güçlü ve devamlı olmasını arkasında asker desteği olmasına bağlamanın zaten askeri bir hükümet olduğu anlamına geldiği düşüncesi açıkça ortaya konulur.85

Demirel Hükümetinin istifasını demokratik bir istifa olarak görmeyen Devrim Gazetesi, demokratik istifayı hiçbir dış etken olmadan, yöneticilerin kendilerinin kararı sonucunda uygulanan istifa olarak tanımlar. Demirel’in 1971 Bütçe oylaması sırasında “226 oyu sağlayın bizi düşürün..” sözünü hatırlatan Devrim Gazetesi hükümetin istifasını demokratik olarak niteleyenlerin yanlış çıkarım yaptıklarını vurgular.86

Dünya Gazetesi, 12 Mart Muhtırasının sonucunda hükümetten istifa eden Adalet Partisinin sapasağlam dururken Cumhuriyet Halk Partisinde çatlamalar olduğunu yazar. Adalet Partisinde bir önceki sene meydana gelen kopmalar kişisel olurken partililer liderliğe oynamazlar. Bülent Ecevit’in istifasında Genel Kurmay Başkanının birbirini tutmayan demeçlerinin rolü olduğu tespiti yapılarak muhtıranın Ecevit’i düşürmek için yapıldığı iddiası gerçekçi bulunmaz.87

81 “Partilerüstü Başbakan”, Yeni Asya, 21 Mart 1971.

82 “Yeni Başkan Namzedi”, Yeni Asya, 22 Mart 1971.

83 Mehmet Üçpınar, “Tedbirler”, Milli Gazete, 27 Nisan 1971.

84 “Yapılması Gereken”, Dünya, 23 Mart 1971.

85 A. Haluk Ülman, “Bu ne biçim demokrasi?”, Ulus, 21 Mart 1971.

86 “İnönü’nün seçim istekleri”, Devrim, 17 Mart 1971.

87 “Devam Edecektir…”, Dünya, 23 Mart 1971.

(12)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

88

Volume 10 Issue 6 September

2018

Muhtıranın yayınlanmasından sonra Başbakan olan Nihat Erim istifasını verdikten sonra geri aldı. Erim’in istifasını geri alması üzerine meydana gelen olayları değerlendirmek amacıyla Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın emri üzerine Ankara’da yapılan toplantıya Türkiye’deki tüm üst düzey askeri yetkililer katıldı. Tağmaç, toplantının açılış konuşmasında Çankaya’da Başbakan Nihat Erim ile Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’le yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi. 12 Mart Muhtırasına değinerek muhtırada gösterilen hedeflerin gerçekleştirilmesi için kurulan Erim Hükümetinin mutlaka desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca siyasi buhranın Adalet Partili bakanların çekilmesi nedeniyle gerçekleştiğini sözlerine ekledi.88

12 Mart 1971’den 14 Ekim 1973’teki seçimlerine kadar süren “12 Mart Rejimi” beklenen sükunet ortamını sağlayamaz. Genelkurmay Başkanı Tağmaç, 9 Martta ihtilal hazırlığı yapan subayları hazırlattığı kararnameyle tasfiye eder. Alınan bu karar nedeniyle 12 Mart Muhtırası, hükümeti devirmek isteyen sivil ve askeri radikallerin faaliyetlerine son vermek için alınan bir önlem olarak değerlendirilir. 89 Muhtıradan sonra 26 Nisan 1971’de İstanbul, İzmit, Sakarya, Eskişehir, Ankara, Zonguldak, Adana, Hatay, Diyarbakır ve Siirt’te sıkıyönetim ilan edilerek askeri kuvvetler büyükşehirlerde güvenlik tedbirleri alındı. Dev-Genç, Ülkü Ocakları, Komünizmle Mücadele Derneği ve Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatılırken İstanbul’da Devrimci Doğu Kültür Ocakları ile TÖS kapatıldı.90 Ayrıca İsrail Başkonsolosu Elrom’un kaçırılmasından sonra İstanbul’da 24 saat süreli sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Elrom’un cesedinin bulunması üzerine -bu olay ileri sürülerek- gazeteciler, yazarlar ve bilim adamları tutuklanarak hapse atıldılar.91 12 Mart Rejimi Döneminde Anayasa’da değişiklikler yapılarak hak ve özgürlükler kısıtlandı, sendikal haklar daraltılarak Meclis güdümlü bir parlamento durumuna getirildi.92 Ek olarak en büyük vergi iadesi ve teşvik kararnameleri bu dönemde çıkarılır.93

Sonuç

12 Mart Muhtırasıyla aslında ana hedef iktidarı düşürmek değildir. Ordunun içinde bulunan parçalanmaları ortadan kaldırmaktır. Çünkü 9 Martçılar darbe yapma düşüncesindeyken Genelkurmay Başkanı Tağmaç, verdiği beyanlarda ortaya koyduğu üzere hükümete darbe yapmak niyetinde değildir. Aslında muhtıranın üçüncü maddesini yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye’yi korumak görevi nedeniyle böyle bir yola başvurduğu gerekçesini iki şekilde yorumlamak mümkündür. İlk olarak kamuoyunda ya da siyasi kanattan gelebilecek tepkileri engellemeye yöneliktir. İkinci olarak ise ordu içindeki bölünmenin tehlikeli bir durum olmasıdır. Ordunun darbeden yana olan grubunun varlığı 15 Mart itibariyle re’sen emekli edilmek suretiyle tasfiye edilirken iktidardan yana memnun olmayanların da tepkileri hafifletilmiştir.

Dönemin gazetelerinde muhtıraya karşı tepki gözlenmektedir. Her ne kadar ordu tarafından hükümetten beklenilen halkın güvenliğini bozan, iş hayatını durduran ve ülke bütünlüğüne zarar veren anarşi olaylarının engellenmesi, demokrasinin başıboşluk ve milli serveti tahrip hakkı olmadığının anlaşılması, üniversite ve TRT’nin özerkliklerinin yeniden

88 “Zamanında Tatbiki”, Milliyet, 29 Ekim 1971.

89 Önder, agt, s.43-51.

90 Giraylar, age, s.30-32.

91 Çandar, age, s.206.

92 Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, 12 Mart Faşizmin Felsefesi, Evrim Yayınlar, İstanbul, (yayın yılı yok), s.19-20. 22 Eylül 1971’de yürürlüğe giren 1408 sayılı yasayla 1961 Anayasasının düşünce ve kannat özgürlüğünü güvence altına alan 22-27. maddeleri antidemokratik yönde değiştirilmiştir. Bkz. Kabacalı, age, s.309.

93 İsmail Cem, Siyaset Yazıları 1975-1980 Türkiye’si, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2011, s.84. Nejat Eczacıbaşı ve Vehbi Koç gibi isimler reform önerilerini desteklediler. Bkz. Zürcher, age, s.374.

(13)

Hilal KARAVAR ÖZ

89

Volume 10 Issue 6 September

2018

gözden geçirilmesi gibi konular olsa da dönemin ulusal basını aslında muhtırayı tasvip etmez.

Ulus Gazetesi, Demirel Hükümetinin Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları tarafından verilen muhtıra sonrasında düşürülmesini demokratik anlayışla bağdaşmadığını belirtir. Son Havadis Gazetesi muhtırayı Adalet Partisi iktidarını değil milli iradeyi yıkmak olarak görür. Milliyet Gazetesi, olaya iyi yönden bakmaya çalışarak Kuvvet Komutanlarının yönetime el koyabilecekken parlamenter rejimi yaşatabilmek için bu yolu seçmiş olabilecekleri yorumunu yapar. Dünya Gazetesi, Cumhurbaşkanı Sunay’ın silah arkadaşları yerine Türk milletini tercih etmemesini eleştirir.

Makalede yer alan gazetelerde çıkan yazılar incelendiğinde ortaya şu sonuçlar çıkmaktadır. İlk olarak ordunun verdiği muhtıra demokrasiye müdahale olarak kabul edilir.

İkinci olarak gösterilen gerekçeler yani anarşi ortamı tüm gazetelerde yer alan ortak sebep olmakla beraber gazetelerin bu konudaki görüşleri farklıdır. İktidara muhalif olan Cumhuriyet, Devrim, Ulus ve Dünya Gazeteleri anarşi olaylarına sebep olarak ekonomik durumu göstererek hükümetin tam olarak düzeni sağlayamadığı görüşündedir. İktidar yanlısı Milliyet ve Son Havadis Gazetelerinde anarşi olaylarının artmasında Adalet Partisinin istediği değişikliklere - özellikle Anayasadaki- karşı duran muhalefetin neden olduğu görüşü ön plandadır. İslamcı bakış açısına sahip Milli Gazete ve Yeni Asya Gazeteleri ise anarşi olaylarını dış kaynaklı olarak değerlendirir. Üçüncü olarak kurulacak olan hükümetin sorunları çözemeyeceği kanaati gazetelerde ortak düşünce olarak göze çarpmaktadır.

Ayrıca askerin muhtıra kararını hızlandıran asıl olayların 5 Mart 1971’de yaşanan gelişmeler ve gerek 7 Mart gerekse 9 Martta yapılan toplantılar olduğu açıktır. Kaçırılan askerlerin bulunması için ODTÜ yurdunu aramak isteyen silahlı kuvvetlere açılan ateş nedeniyle Genel Kurmay Başkanı tüm üst düzey ordu komutanlarını Ankara’ya davet eder.

Kanımca tek neden bu olmayıp ordu içindeki sol bağlantıların hareketlenmesi de toplantının gerekçesidir. Nitekim bu görüşmeden sonra muhtıra yayınlanır. Bir diğer ilgi çeken nokta ise haşhaş meselesidir. Ancak her ne kadar Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit haşhaş ekiminin yasaklanması kabul edilmediği için muhtıra yaşandı, beyanında bulunsalar da Milliyet Gazetesinde yer alan haber bunun aksini yazmaktadır. Bahsi geçen yazıda yer alan Amerika’nın Türkiye’deki afyon üreticilerine başka mahsul yetiştirmesi için 3 milyon lira vermesi başka bir makaleye konu olabilecek değerdedir.

Sonuç olarak muhtıra beklenilen sonuçları doğurmadı. Toplumsal olayların ve şiddetin artmaya başlaması 26 Nisan 1971’de sıkıyönetim ilan edilerek birçok dernek kapatıldı. Anarşi olayları son bulmak yerine artarak devam etti. Bir anlamda Son Havadis Gazetesinin kehaneti doğru çıkarak Adalet Partisi iktidarı aranır hale geldi.

(14)

Dönemin Ulusal Türk Basınının 12 Mart Muhtırasına Bakışı

90

Volume 10 Issue 6 September

2018

Kaynakça 1.Süreli Yayınlar Cumhuriyet Devrim Dünya Hürriyet Milli Gazete Milliyet Son Havadis Ulus

Yeni Asya

2.Kitap ve Makaleler

Ahmad, Feroz, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), Çeviren Ahmet Fethi Yıldırım, Hil Yayınevi, İstanbul, 2010.

Akkaya, A. Yaşar, Türk Demokrasisine İnen Balyoz 12 Mart Muhtırası, Mühür Yayınları, İstanbul, 2013.

Arcayürek, Cüneyt, Açıklıyor-5 Demirel Dönemi 12 Mart Darbesi 1965-1971, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1992.

Batur, Muhsin, Anılar ve Görüşler Üç Dönemin Perde Arkası, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1985.

Birand, Mehmet Ali, Dündar, Can, Çaplı, Bülent, 12 Mart İhtilalin Pençesinde Demokrasi, İmge Yayınevi, Ankara, 1994.

Bulut, Sedef, Muhtıra Sonrası Demokratikleşme Hareketine Örnek Model Olarak 1973 Genel Seçimleri, (Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yayınlanmış Doktora Tezi), Ankara, 2006.

Cem, İsmail, Siyaset Yazıları 1975-1980 Türkiye’si, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2011.

Çandar, Tevfik, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1950’den Günümüze, İmge Kitapevi, Ankara, 2013.

Genç, Süleyman, 12 Mart’a Nasıl Gelindi… Bir Devrin Perde Arkası 1960-1971, İleri Yayınları, Ankara, 1971.

Giraylar, Sevim, Zor Yıllar Siyasi Olaylar-Seçimler-Muhtıralar-Darbeler-Demeçler- Görüşler 1970-1980, Tüze Yayıncılık, İzmir, 2001.

Gülbay, Alper, 12 Mart’tan 12 Eylül’e Türkiye’de Seçimler ve Sonuçları, (Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi anabilim Dalı Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara, 2017.

Kabacalı, Alpay, Türk Basınında Demokrasi, Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi, Ankara, 1994.

(15)

Hilal KARAVAR ÖZ

91

Volume 10 Issue 6 September

2018

Kayalı, Kurutuluş, Ordu ve Siyaset 27 Mayıs-12 Mart, İletişim Yayınları, İstanbul,2012.

Koçaş, Sadi, Atatürk’ten 12 Mart’a Anılar İkinci Cumhuriyet’ten 12 Mart’a, Cilt 4,Tomurcuk Matbaası, İstanbul, 1977.

Luttwak, Edward, Darbe, Çeviren Edip Polat, Yaba Yayınları, 1996.

Önder, Özge, “12 Mart’ın Basına Etkisi Milliyet-Cumhuriyet Örneği”, (Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gazetecilik Ana Bilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2008.

Soysüren, Ali Haydar, 12 Mart Döneminde Nihat Erim Hükümetleri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 2014.

Ulus, Özgür Mutlu, Türkiye’de Sol ve Ordu (1960-1971), İletişim Yayınları, İstanbul, 2016.

Velidedeoğlu, Hıfzı Veldet, 12 Mart Faşizmin Felsefesi, Evrim Yayınlar, İstanbul, (yayın yılı yok).

Yetkin, Çetin, Türkiye’de Askeri Darbeler ve Amerika 27 Mayıs 1960. 12 Mart 1971. 12 Eylül 1980, Kilit Yayınlar, Ankara, 2011.

Zürcher, Erik Van, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2014.

3.İnternet Kaynakları

http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim_3/12_mart_raporu.pdf, erişim tarihi 26.02.2018.

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5b6319f b7c5e37.42775493, erişim tarihi 11.07.2018

Cihangir, Çiğdem Kılıçoğlu, “Modern Yunanistan’ın Karanlık Çağı: Albaylar Cuntası 1967-1974”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, yıl 4, Sayı 37, 2016.

www.asosjournal.com, erişim tarihi 10.08.2018.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi 8-11 Nisan 2015 tarihleri arasında TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde "Sağlık için Isıl Konfor

87 Sevda Mutlu, ‘Devlet Adamı Kimliği İle İsmet İnönü’nün Düşünce Ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi’, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler

ÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAKÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAK ÖĞRENCİDE KALACAKÖĞRENCİDE KALACAKDANIŞMANDA

ÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAKÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAK ÖĞRENCİDE KALACAKÖĞRENCİDE KALACAKDANIŞMANDA

ÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAKÖĞRENCİ İŞLERİNDE KALACAK ÖĞRENCİDE KALACAKÖĞRENCİDE KALACAKDANIŞMANDA

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 2020–2021 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI YAZ DÖNEMİ. HAFTALIK

Fakat İkinci Dünya Savaşı’nın her şeyde olduğu gibi dünya siyasetinde de büyük bir değişik- lik meydana getirdiğini, Sovyetler’in savaş öncesi infırat tutumundan

Computed cerebral tomography (CT) was performed at local hospital and revealed subarachnoid hemorrhage signs at posterior fossa and right temporal lobe sulci and