• Sonuç bulunamadı

Yollar ve izler şa’iri Dr. Kaya Bey

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yollar ve izler şa’iri Dr. Kaya Bey"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yollar ve izler şa’iri Dr. Kaya Bey

İÇİNDEKİLER

İktisadi m ücadele’i milliye İçtihat

î Millî ta s a rru f ve içki D r. F. Kerim

| M anto (Şiir) D r. K ava

S H ayvan fikri yedi M. Ferid

3 Suicide (Sonnet) AB. D J.

\ ü n e opinion (A Mme K rupıskaya) D r. AB.Djevdet

l İktisdî cidal (Manzume) Nazif S ururî

Kıt a Dr. AB. D J.

l Y aratm alı (Creer) E. H erriot.

ıp

R r

İstanbul 1 K ânunisani 1980

“İS„ Matbaası

(2)

«İÇTİHAT» abonelerine ikram

Muhterem abonelerimize bir ikram olmak üzre aşağıda isimleri yazılı kitab- lar üzerinden yüzde yirmi nisbetinde ten­

zilât yapacağımız gibi Türkiye cumhu­

riyeti dahilinden vaki, olacak siparişler- dede posta ücreti istemeyerek ta ’ahhıidlü olarak göndereceğiz: Ayni tenzilatı bütün mekteb talebesile efrad ve zabitana da yapacağız:

Kuruş Akli selim (Eski harflerle)527 sahifeli 100 Aklı selim (yeni Türk harflerde)

548 sahifeli 135

Ruhulekvam (Eski harflerle) 274 „ 50 Dün ve yarın( „ „ ) 264 „ ,50 İlmi ruhi İçtimaî (Eski harflerle)

287 sahifeli 50 Adabı müaşeret rehberi (Resimli, eski harflerle) 509 sahifeli 150 Dilm esin Mevlana (Eski harflerle 30 Bir zekâyi feyyaz (Eslıi harf ve resimli) 25 Mekârimi ahlakiyye ve din (Esk ¡harf­

lerle sahifelik 25

Harp ve sözde eyilikleri (Eski harf­

lerle) 219 sahifelik 75

Âdi kâğıdlısı 50

Kuruş Asırların panoraması (Eski harflerle,

resimli) sahifelik 50

Felseîe’i istibdad (Eski harf) Alfierinin

resmile 272 sahifeli 50

Ruba’iyyatı Khayyam ve Tiirkceye tercümeleri. (Eski harflerle resimli

453 sahifeli 100

Avrupa harbinin psikolocyası (Eski harflerle resimli) 708 sahifelik 100 Bankalar ve muamelatı (Eski harf­

lerle) 86 sahifelik 50

Yollar ve İzler Dr. Kaya Beyin

şi’irleri, 96 sahifelik 50 Bir filosofun şi’irleri (Yeni Türk

harflerde) ’ 100

«içtihat» da ilân Tarifesi

Tek şutunun her 3 centimetre irtifai yani 3 X -8 centimetre murabbai yer ve herdefa’i derç için ücret 1 liradır.

İlanların ücretleri dere edildikten so­

nra muntazam makbiizla tahsil olunur.

filanı muhtevi “İctihad,, ntıshalari, İlanı verenlere meccanen gönderilir.

Her derç için İlân asgari 1 liradır.

M. ÜTÜCİYAN Çinkoğraf

Fincancılarda Kalifidi Han

L ’Anthologie Françaîse Üniverselle

1 9 2 8 -1 9 2 9

Par :

J. L. L D’ARTRY

500 sahifelik ve bütün dünyanın Fransız lisanile yazan ş a ’i Herinin en güzel şi’irleirni muhtevi olarak basıim akdadır.

iki dürlii ta b ’ı v ard ır biri fevkelâde a ’Ia kâğıd üzerinedir, bu lüks tab ın fiati 1501 rankdır; diğeri alelade kâğıdlıdır. Bu sade ta b ’mın fiati 00 frankdır' ayrıca 0 fra n k da taalıhüdlü posta ücreti ilâve olunm ak icab eder. Arzu edenler şu adrese bu m ikdar parayı gönderü 1) bir nüsha iste} eblirler. içinde büvük şa irlerin resimleri vardır.

Monsiear D’Artrey 17 Rue de La Rochefoucould Paris

(3)

* •

içtihat

T ürkçe ve Fransızca

İLMÎ, EDEBÎ, İKTİSADÎ

No: 288

ABONEMAN:

Seneliği [24Nüsha]Türki- ye için 21/2, hariç için 2 D. Âlâ kâğıdlısı 5Liradır

İDAREHANESİ Cığaloğlunda içtihat Evi

Tarihi T e’sisi:

1904 — Genève Yirmi beşidci sene 1 Kânunisani 1930 ABONEMENT

Pour un’fan D . 2 Edition spéciale500Ptrs.

ADRESSE

“ Idjtihad„Constantinople Téléph. St. 865 XXV ème ANNÉE

1 Janvier 1930

İktisadî Mücadelei Milliye

■— -

Bin kerre söyledim bir kerre daha söyleyim : Her istiklâlin anası İktisadî istiklaldir; nasıl ki her nevi hürriyetin en mukaddem ve en mukaddes olanı da vicdan hürriyyetidir; 281 numrolu îçtihad ki 25 inci senei te ’sisiyyesinin ilk nüs­

hasıdır bunun baş mekalesinin adı “İkti­

sadî vatanperverlik» idi ; bunda şerh etmişdim, toplu ve tüfenkli harblerin ar- iık zemanı geçdi denilebilir; bu harbler nihayet dört sene devam ediyor; fakat İk­

tisadî, medenî harb her gün ve ila gayri nihaye devam edecekdir.

Genç hükümeti cümhuriyyemizin bu mücadeleye başladığını yüreğimiz sürür ve iftiharla kabararak görüyoruz:

Bulgar kralı üç sene evvel bulgar şayak fabrikalarının kaba şayaklarından yapılmış kaba bir Bulgar ma’mulü elbise ve şapka ile Sobranyaya yani millet mec­

lisine geldi ve bunu gören nazırlar ve sıra ile bütün devlet me’murları yerli malı mensuc ile geyinmeye başladılar.

Eyi bilmeliyiz ki, Herriot nün ta’birile, bir Patriotisme écono mique yani bir İktisadî vatanperverlik vardır, ve bu vatan­

perverlik diğer vatanperverlikden geri kalmayan bir ehemmiyeti ha’izdir. Yalnız devletleri değil hatta dinleri de yaratan ve yaşatan bilvasıta İktisadî amillerdir.

Muhterem erkânı harb reisimiz Fevzi pa­

şanın deiği gibi kahve ve çay için veri­

len beş milyon liramızın hiç olmazsa ya­

rısı verilmeyebilir.

koslavakya hükümeti hududu dahiline bir tek kahve sokmıyor. Vasıf Bey bunu pekala bilir, orada sefir idi. Kahve içme­

mek yüzünden kimse ölmemışdır. Hani- manlarımız Paris modistlerine, şapka için, ipek çorap v. s. için milyonlar veriyorlar, sonra beri tarafda belki bir çok fakir köylü başına geçirecek bir kepi tedari­

kinden aciz bulunuyor.

Bu memleketi muselleh müstevlilerin pençesinden alup tahlis etmiş 0lan deha, gayri muselleh olan ve fakat daha az bi- eman olmayan silahsız istilalardan siyanet etmek için de gönderilmişdir.

Bu, büyük ve belki en büyük risa- let dir ve bizim deha mız bunu müdrikdir ve işine girişmişdir. Bizim şi’arımız üç aded ( İ ) harfile ifade olunacak ki i’mar, istihsal, i’mal kelimelerinin ilk harfleridir

Dr. Abdullah Cevdet

---

Millî ta s a rru f ve içki

*—

Bundan bir sene evvel kıymetli itimat ve teveccühünüzle seçilen merkez hey’etiniz bu gün zamanını doldurmuş, senelik mesaisi ne­

ticesini hey’eti aliyenize arz için müsadenizi rica ediyor.

Efendilerim, muayyan bir mefkûre oğurun- da kuvvet sarfedenlerin hedefe muvasalat için çok çetin mücadele sarfetmeleri icap ettiği malûmu alileridir. Asırlardanberi beşerin irade za’fmdan istifade ederek insan oğullarının beyinlerini uyuşturan, sağlıklarını tehlikeye oyan içki beliyesine karşı sırf ilm ve fene knat ederek açtığımız mücadele derhal gaye­

ye erişmenin kolay olmadığını takdir edersiniz,

(4)

İÇTİHAT Şu kadarki her geçen sene bizim için daha kuvvetli deliller, iddianızı teyit edecek daha canlı tecrübeleri bırakıyor. Mefkûre aşı­

mızı her sene yeni unsurlara aşılıyor ve olgun, kuvvetli mahsulıar, meyvalar alıyoruz.

Yolunuzda yürürken bazen bizi müsbet iş yapamamakla ittiham edenlere, kaç sarhoş kurtardığımızı soranlara; Hilâli ahdar faaliyette bulunurken meyhanelerin çoğaldığına işaret ederek bize tariz edenlere tesadüf ediyoruz!

Fakat ne bu tenkitler ve nede bu tarizler bizi sarmıyor. Biz düne nisbetle bugün daha kuvvetli azim ve metanetle mücadelemize de­

vam ediyoruz. On senelik mücadelemizin en olgun meyvası naeıhlekette ayyaşlığın umumî bir nefret celpöjpıesi^ve içkinin fenalığını içenlerin d^jfşslim etmesidir. Atın ölümü ar­

padan olsun diye fenalığını bile bile zehirle­

nenler günün birinde sarsak yürüyüşlerde mefluç bir halde muayenehanemize geldikleri zaman yaptıkları günaha bin bir nedametle töbe ediyorlar. Fakat o saatteki tevbenin hük­

mü kalmamış ve kapısı kapanmıştır.

Bilhassa yine aldığımız k afi neticelerden birisi genç neslin şuurlu bir içki düşmanı ola­

rak hayata atılmasıdtr. Henüz lise sıralarında iken alkolın mazarratını işiderek, dinleyerek Yeşil hilâla intisap edenler gittikleri yerlerde gayemizin en kuvvetli propagandacısı oluyor­

lar. Bilhassa talim ve terbiye unsuru olan muallim ordusunun içki düşmanı olarak yetiş­

mesi mücadelemizin p>arlak istikbali hususunda en kuvvetli bir delildir. İrfanından istifade ettirdiği talebe evlatlarına dürüst seciyyesi ve her türlü mükeyyifata karşı isyankâr iradesi- lede nümunei imtisal olan muallim arkadaşla­

rımızın Yeşil hilâl mefkûresi uğrundaki say- lerini tepcil etmeği bir borç ve vazife adde­

derim. Alkoldan sonra tütünü bile düşman ta­

nıyan bu arkadaşların müsbet sahada gaye­

mize çok faideleri dokuncaktır.

Milletlerin idaresinde dördüncü kuvveti teşkil eden, efkârı umumiye üzerinde en mü­

him bir telkin vasıtası olan matbuatın içki düşmanlığı hususunda oynadığı rolün ehem­

miyetini şükranla yat etmeği de vazife bilirim.

Bir çok cinayetlerin vukuunda alkolün rolünü iri harflerle kari’ kitlesine tanıtan ga­

zetelerimiz şişe içerisinde sakin fakat insanla­

rın bünyesine girdikten sonra en azılı bir tah­

rip vasıtası olan içkiye karşı nefreti umumî husulünde mühim birer âmil olmuşlardır. Sırf

5312

hissinin tesirde günün birinde bu gibi propa­

gandaların bilüzum olduğunu yazan kuvvetli bir edip bizden cevabını aldıktan bir iki ay sonra aynı sütununda rakının fenalığını sehhar bir surette tasvir ve tavsif etmiştir.

Memlekette başlıyan millî iktisat ve tasar­

ruf mücadelesinin mefkûremize çok hizmet edeceğini zan ve tahmin ediyoruz.

Milyonlarca liranm alkol gibi milletin sıhhî ve İçtimaî bünyesini tahrip eden bir zehir uğrunda mahvolmasına vicdanı ammenin razı olmayacağım o vicdanın mümessili olan ve iktisat seferberliğini idare eden Cümhuriyet hükümetimizin bu zararın önüne geçeceğini kuvvetle zannediyoruz.

Son zamanlarda Istanbulda adetleri 800 zü tecavüz ve mahallelerin harimi sükûtüne ka­

dar tevessü eden meyhanelerin tahdidi, genç­

lere içki verilmemesi hakkında dahiliye vekâ­

letinin son tetbirleri hükümetimizin bu yoldaki programını izaha kâfidir.

Cümhuriyet hükümetinin müsbet bir prog­

ram ile takip ettiği şümendüfer siyasetide her tarafa irfan ve medeniyet meşaleleri götüre­

rek akşamcılığı azaltmak suretile mefkûremi- zin inkişafına yardım etmektedir. Cemiyetimiz hakkında hükümetimizin ibraz ettiği teveccüh ve muzaheret cidal muzda bize kuvvet ve ce­

saret vermektedir.

İşte muhterem efendilerim, geçen senenin en kuvvetli mesaisi nıefkûretni/i böyle muh­

telif veçhelerden ta’mitıı ve neşir esası üze­

rine istinat etmiştir.

Mayısın son gününde yaptığımız Yeşil gün bayramı her senekinden daha kuvvetli bir surette tes’it edilmiş, içki aleyhinde meccani rozetler, sinemalarda vecizeier, gazetelerde makaleler, ayrıca kartpostallar, beyannameler tevzii ile umumi bir tezahür yapılmıştır. Sırf mefkûre aşkına istinat eden bu gibi tezahür­

lerden çok istifade ediyoruz. Muhtelif yer­

lerde mutad konferanslarımız verilmiş, Yevmî gazetelerde' müteaddit vesilelerle makaleler yazılmış, dört senedenberi muntazaman neşr ettiğimiz Hilâli ahzar mecmuası Ağustos ayma kadar Yeşil Hilâl namı altında neşredilmiş bila­

hare mâli vaziyet dolayısile neşri muvakka­

ten sektedar olmuştur. Gerek münderecâtı ve gerekse şekli itibarile Avrupadaki emsalinden geri olmayan mecmuamızı arkadaşlarımızın himmetile muntazaman neşrine devam ede­

ceğimize eminim . Geçen sene zarfında

bütün cemiyetlerde olçluhu gibi hükümet ta­

(5)

İÇTİHAT 5313 rafında cemiyetimizin muamelâtı idariye ve

hesabiyesi tetkik ve intizamı tastik edilmiştir.

Beynelmilel münasebatımız gerek AmeriKa gerek Almanya, İsviçre, Rusya, Bulgaristan Fransa ile idame edilmiştir. Doktor Muley namındaki bir ecneb muhabirine cemiyetimiz hakkında verdiğimiz izahat muhtelif Amerika ve Alman gazetelerde neşredilmiştir. Bütün dünya üzerinde içki düşmanlığını seri lıatve ile hedefe doğru ilerlemektedirler. Bir çok memleketlerde yeniden geçen sena zar - fında Alkolün istimali tahdit edilmiştir. Bu memleketlerdeki cidali ehemmiyetle takip edi­

yoruz. Bir çok hayatî müshilleri millî seciye- sile yene Türk milletinin dünya içki alehdar- lığı cidalindede diğer milletlerden geri kal­

mayacağına emin olarak [*] heyeti muhtere- memizi selamlar ve yeni heyete bu yolda muvaffakiyetler dileyerek raporuma nihayet veriyorum.

Dr- Fahreddin Kerim

— ~ ■ '• ^ ’i* v •• • ®— ■

MANTO ..

“Cennetin aldırdığı manto bu yıl üç oldu.

Bu haspayla yaşamak benimçün pek güç oldu.

Dudağının rujile tırnak cilası caba!

Bizim zeytin gemisi oturdu artık şap a!

Sırtımdaki gömleğin yamasız taralı yok:

Kostümüm beş yaşında.. Yarı acım yarı tok..

Ah! bir kanun çıksada fantazi yasak olsa ..

A h ! bir kanun çıksada Erkekler kazak olsa.

O zaman şu bükülen bellerimiz doğrulur!

O zaman kocalarda yolunmaktan kurtulur Kuzum yazın bunları fantazi yasak olsun..

Yahut açın bir klüp kocalar kazak olşutıj

* * *

Dostum şikâyetinde hakliydi yerden göğe..

Çünkü vilâyetini evin vermişdi eve..

Buna kanun ne yapar, nizamname ne söyler?.

Şapkayı, hurufatı kapışıyorken köyler Bir kanun yokdu halka uzatmış yumruğunu Kanunlar kavrayama/, inkilap mefhumunu..

İnkilâplar zulmetin nur ile mahsubudur..

Inkilâplar bir volkan., kanunlar riisubudür.

928 Dr. Kaya

[*1 Y eşilH ilal 1929 kongresi.

Darülbedayide

H ayvan fikri yedi

j ^

Fakır âlilerin çocukları zenginlerden daha çok, çocuk düşürmek, piçlik beşe­

riyetin yüzkarası. Bu işi tesadüfe bıra­

kacağımıza niye irademize ram edecek bir keşifte bulunmamalı? Temaşa alemi­

mizde güzide bir şöhret olan Vedat Nedim B. muhayyelesindeki âlimi bu fikir arkasıdda koşturuyor, Fakat mahir muharririn maksadı fennî ve tıbbî bir keşfin, taharrisi değildir. O, ne kadar yük­

sek bir ideal ve irade sahibi olursa ol­

sun bir insanın ruhî ağlarından kurtulama­

yacağını gösteriyor. Keşfi için karısının namusunu fedadan çekinmiyen idealist âlim nihayet karısının bile nefret ettiği bayağı bir kıskanç oluyor, çıldırıyor ve baştan çıkmasına sebep olduğu karısını boğuyor. Fikir, duyuş öyle bir içkiye benziyor ki tatlı değil buruyor acı ve sert bile; fikirleri iğneliyor adeta biraz rahatsızlık veriyor fakat yine içmek istiyor­

sunuz. zabiatı inkâr eden alime kızmak- mı acımakmı lâzım diye düşünüyorsunuz, Eser karşılıklı muhaverelerden ibaret, fakat mevzuun yeniliği lisanın düzgünlü­

ğü, temsilin kusursuzluğu bize fazla bir şey aratmıyor. Bence eserin en ziyade muvaffakiyetle çizilen seciyyesi ( Leyla ) dır. ( âlim) in mesleki seciyesi de ey i fakat kıskanan çıldıran adamın iztirapla- rını daha derinden duyarabilecek vasıta­

lara yer verilseydi cazibe ne kadar ar­

tardı. Muharrir bâkir mevzuu terennüm­

den başka bir şey düşünmemiş ve bunu kâfi görmüştür.

Fikirlere hislere yeni ve acaip bir haz ve ihtizaz veren bu nefis tekinden dolayi muharriri ve kıymetli rejisörlerde artistleri tebrik bir sa n at borcudur.

M. Ferit

(6)

5314 İÇTİHAT

Une opinion

A Madame Krupiskaya

L’idéalisme juste ou erroné et quel- qu’il soit son objet me parait également digne de respect,étant donné que la sin­

cérité constitue la base commune; cela suffit pour justifier les lignes venant d’un inconnu et que les voici:

Dans la matière de religion et de- croyance rien n’est 'destructible et tout se substitue.

La destruction des Saintes Ecritures, n aboutira qu’à accroître la fervente ineptie et le fanatisme de la masse: Vous n arriverez jamais à enlever une opinion sans la remplacer par une autre, il nous faut donc une patiente et prévoyante per­

sistence, un esprit de suite infatiguable: un foyer de lumière intense subitement ouvert ne peut que faire du mal à ceux qui sont restés longtemps dans une profonde ob­

scurité .

Quand on méconnaît cette loi phy­

sique et aussi psychologique on risque de provoquer une triste réaction et l’on est hai inutilement; j’en sais qulque chose!

La haine est un carcan mais c’est une auréole dit Cyrano, mais...

Faire traduire K raft und S ta ff du Dr. Biichner, le Système de la Nature du Baron d Olbach, le Bon Sens du curé J. Meslier et son Testam éntete, ete. et les propager à profusion voila ce que sera pour sur efficace. Le Spritualisme et Matérialisma du Dr. F. Isnardest un excellent ouvrage à la portée de tout le monde. Chez nous il a fait, il ya trente cinq ans, de nombreux convertis à la religion de la Libre Pensée .

Schopenhauer, Kant, Platon, Nietzs­

che.. oui mais H. Spencer, non: son livre intitulé Study o f Sociology, traduit en français sous le titre introduction á la science sociale, est d’un souffle puuis-

sant et il est destiné à faire dans les esprits plus ou moins cultivés un déve­

loppement considérable. C ’est ce livre qui a dû inspirer a mon regretté et sa­

vant ami Dr. Max Nordau, son fameux ouvrage: Les Mensonges convention­

nels de notre Civilisation.

Pardonnez à mon ardent désir de voir, au moins une partie du genre humainé dégagée des superstitions et capable . de distinger le vrai du faux, le juste de l’injuste .

C ’était bien Nietzsche qui disait:

L homme doit être élevé pour la guerre et la fem m e pour le délasse­

ment du guerrier; tout le reste est folie.

Ce sont de pareilles crâneries, pour ne pas dire âneries qui ont, de tout tenps ensanglanté la terre, et ont con­

duit la civilis’ation au bord de l’abîme.

Dr. Abdullah Djevdet ---

r3Er^ —

,—=>-

İktisadî cidal !

Ey Türk kızı! Ey Türk oğlu!

Senin yurdnn nimet dolu;

Malinden ye, malinden gey Budur işte zafer yolu.

Türkün eli her şey yapar, Toprağından her şey çıkar Mühtac olmaz hiç kimseye Ocağında mes’ut yaşar.

İktisadi cidale gir, Bu cidalden refah gelir Yabancıdan bir şey alma Sefahete olma esir

Ciğerine açma yara Boş süslere verme para Tasarrufa ri’ayet et, On parayi bile a r a .

Nazif Süruri

(7)

İÇTİHAT 5315

Y A R A T M A L I [ C r é e r ]

Yazan: Fransanın sabık başvekili Edouard Herriot

Bu kitabın çok büyük ehemmiyetinden iki defa “İçtihad,, da bahs etdim [192, 285 num- rularda]. Türkceye tercüme edilmesinde büyük fayda vardır. Bunu anlatamadım. Fransa için yazılmış hususi mahiyetdedir deniliyor. Bunu biz zaten söyledik fakat ilâve etdik: Biz en ziyade Fransaya benzeyen milletiz ona hitab eden böyle içtima’i İktisadî terbiyevî bir ki- tabda bizim için büyük ders ve intibah hissesi vardır dedim. Ben “Içtihat„ okuyucularına bu kitabın baş tarafından tercüme etdiğim sahi- feleri sıra ile vereceğim. Kitabın temammın tercüme ve tab’ını görmeyi milletimin yüksel-

Harb korku ve dehşetlerimiz arasında ya­

zılmış olan bu kitab kendisi gibi, Fransanın istikbal kanunlarını, muhayyile yapılarının ya- hud hissiyat Ucalarının haricinde bulmaya bakan sa’y adamının mütevâzi’ eseridir.

Kitab iki kelime ile icmal olunur:

Anlamak, Yaratmak.

* *

*

Quesnay den “physiocrate,, lardan beri defalarla denilmişdir, ki şahsların hükümeti yerine şu’unun [choses, un] hükümetini ikame etmek zemanı gelmişdir.Bu duştur tam bir su­

rette dürüst değildir.İngiliz muharrir Wells, Dém- okasının mümessillerini seçerken Délégation fik- rinden“sélection„fikrine yükselmesi lâzım gel­

diği iddiasında musirdir. Yaratdığını görmek istediğimiz Fransa insanlara, şeflere muhtaç olacakdır. Fakat bu şefler azim bir cehd ile evvelâ bir usul elde etmiş ve üzerlerinde sdmesT ntmma^çok f t t f t t t t t 1 1 k l T r i Î a b t ^ e mbt altına almış olma- dıkca vazifelerine

■*f"lâyık ve vazifele-

t

- ---

j

- zilidir

Des Q uatrains Maudits

temenni ederim. ^ Kitabın ilk sahi-

fesine şu ithaf ya- Je İette •es lys d’avril, les crépuscules d’août, zilidir : Le ciel de l’Orient et sa divine aurore;

Bizden daha ^ Je passe le bleuet, l’iris multicolore,

anlayışlı , daha «ş* Je veux seul ton regard implacablement doux. ^ sevk

pek gözlü olma- ^

d j

. idare etmek için fik-

lan için Fransa 4* irlere malik olmak

gençliğine lâzımdır . Halbuki

hakikaten yeni , hakikaten modern olan rini tehakkuk ettir- meye kabiliyetli ol- mayacaklardır.idare ve

Birinci bahs

M E D H A L Tecrübî politika hakkında

İki büyük vazife Anlamak, Yaratmak - İlim vası- tasile politikanın tam bir tebeddülü lüzumu - İlmî politikanın muvaffakiyetsizlikleri - Fikrin fi’il ile kon­

trolü - Demokrasi canlı bir varlıktır - İstihsal etmek yahut helâk olmak - İnsanları tefrikaya düşüren mü- cerred fikirlerdir - Terekki ve an’ana ayni fikrin iki maıızarasıdırlar - Ölülerin fedakârlığını mahsullandır- mak zemanı gelmiştir.

Ey henüz mektebde talebe olan, yahud asker bulunan, sulh avdet edince, kendisinde titre­

diğini his ettiği fa’aliyeti hanki vazifelere hasr edeceğini soran Fransa gencligÜBu kitap sizin için tertib olunmuşdur. içtima’i sefaleti

»izden ziyade (sizinki kadar aci, meçhul ıztıraplar vardır) mahkûmu etmek istenilmiş olduğu zekâî fakr için acıdığım genç işçi, bu kitab size de yetişmek ister.

bir cem’iyetde fikir bir azimet noktası değil bir vusül noktası temsil eder. Bu haki- kete i’timad etmediğimizden etrafımıza eski ve artık mururi zemanla sakıt fikir [notion- lar] neşrediyoruz. Kendimizi tecdid etmiyoruz.

Terakkiyi (Fransa) da, yeni memleketlerde olduğundan ziyade güç kılan şey şudur ki Fransada ‘ ayni zemanda hem yıkmak hem yapmak lazımdır:Bizikorkutan bumuzâ’afcehddir.

Harbi umumiden fışkıracak muhteşem ve zi kudret cihana ancak kuvvetliler hakim olacaklardır. Bize, zaten askerî vatanperver­

lik kadar eyi bir İktisadî vatanperverliğin bu- lunduğ ve bunun yalnız pazar günlerine mah­

sus bir fazilet olmayıp her güne mahsus bir fazilet olmak lâzım geldiği isbat edilmiştir. [1]

[lJHenri Hauser in France Nouvelle mecmuasında

« Mart 1918 » intişar eden Un nouveau cateclıismebe economique - Yeni bir İktisadî ilmihal adlı mekalesinden l 286 Bd. Saimt - Germain, Paris; G. Lefelur in Bulle­

tin des Conseilles du «Comerce eterieur» mecmuasının obre 1918 juillet 1919 nüshalarından. 15 Auber, Paris.

« muhim >

(8)

i ç t i h a t

Eski muharrirlerin “Gaule» lerin şanlı yurdu [le vglarieux pouraprix des Gaules ] dedikleri hakikaten yeniletmek istiyorsak Prévost - Pa- radol un güzel ifadesi veçhile bir defa daha şana ve kana batan bu Fransayı 'tekrar ihya etmek istiyorsak müdhiş bir sa’yi der’uhte etmeliyiz.Harb esnasında remembrement dan[l]

çok bahs olundu. Bu kuvvetsiz olmayan fakat millî iktisadın hey’eti mecmu’asına tatbik olunmak icab eden bir “néologisme« dir.

Bütün memleketi remembré etmelidir , yeni bir plan üzerine çalışmalıdır. Küçük avukatlar ve küçük bakkallar, küçük tabibler, ve kömürcüler fazla var. Biz pek fazla büyük mikdarda mükâleme me’murlarıyiz. Buna mu­

kabil memleket yaratıcılardan mahrum.

Bu yeni nizamın lüzumu ekseriya isbat olundu. “Harbden çıkarken hangi kavmin bü- } ük milletler rolüne namzed olabileceğini tesbit edecek ne sulh muahedesidir, nede ek- vamın gösterecekleri kabiliyeti hayatiyeleri- dir. Yalnız ihtiyacatı hazirenin eyice teammül olunmuş bir kavrayışına uygun, hakikaten millî,

“birharbden-sonra siyaseti„[une politique d’ap- rés-guerre] zaferimizi semeradar edebilecekdir.

Bu bir sür’at, eyi görüş ve tasmim, ve bil­

hassa müdekkikane , hazırlanma , rnes’ - elesi olacakdır ; irticai [improvisation] bi­

zim için meş’um olur. [2] zafer haddi zatın­

da, zemanda bir nokta değildir . Acropole d Athènes üzerinde Propléeyeslerin sağ tarafın­

da yunanlılar,vaktile Nikê“Aptersos„a’ya’ni ka­

natsız zafere bir ma’bed tahsis ettiler ; zaferin bu suretle kanatlarını kesmekle, insanların yüreklerini oynatan genç aliheyı [zafer alihe- sini] da ima aralarında tutmak fikrinde bulun­

dular. “Sunium» u dolaşub gelen gemici uzak ışıkda Athena Promachos un mızrağının yahud sergocunun parladığım gördüğü vakit; harbe ile muselleh sağ kolunun sabit jestini yolcu temaşa ettiği vakit, zaferlerinin ebediliği­

ne ka’il olurlardı. Günün birinde anladılar ki kanatlarını kesmekle zafer (Victoire) zencir-

[1] Parçalama, taksim demek olan * Démembre­

ment* in zıd m a’nasmı ifade eder.

(2| Georges Hersent, information gazetesinin 4 Août 1917 tarihli nüshasında. «A. Le Chatelier» nin, 1-8 septembre 1917 tarihli «Reve Bleue» de «Le tour­

nant de la Republique »adlı mekalesinede bakın; Coisur lery, Les universités et la vie scentifique avoc Etats- Unis, Paris, Colin. 263;- «Gorges Renard reperc busi- sions economiques de la guerre actielle sur la France, Paris, Alean 1917.

5316

bend edilmez. Bu gün her zemandan ziyade, kavmler için, cehd ile layenkati tekrar yara­

tılan muvaffakiyetden başka müstemir zafer yokdur. Muktazi neticeler çıkarılmıyorsada, bu hakiket artık teslim olunuyor. Meb’us Louis Puech müheyyiç bir hulase de [1] gösterdi ki bundan sonra, harbden evvelki şeraiti iktisa- diyyemizi muhafaza edecek olursak, dar ve fena taksimatlı limanlarla, adeta ibtidai bir nehir seyrisefa’inile, yeni terekkinin da’ima hizasında bulunmamış terekkıyatı ta’kib etme­

miş sanayi le intizamsız ve binaenaleyh ma’şeri kuvvetden mahrum bir millî fa aliyetle Fransa haysiyyetli bir suretde bile artık yaşayamaya- cakdır. mebus “İktisadî,, méthode» larımıınzın temamen değişmesini» taleb ediyordu. Meb’

us Charles Chaumet, dahi milletin yeniden kuvvet ve şükûh kazanmasının kanunlarını yeni bir siyasetde arıyor. [2] Ayan a’zasından Etienne Filandin 27 Juillet 1917 de, milletin maddi ve ma'nevi kuvvetleri yeniden ihya et­

meyi, usuli bir tarzda hazırlamakla muvezzef olarak Başvekilin ma’iyyetinde bir umumî ko­

miserlik ihdası için bir kanun teklif ediyordu.

Beyhude da’vet !

Bir devlet adamı, harbin ortasında bir ye­

niden inşa [Reconstructtion] nezareti ihdas edi­

yor. Fakat bu, Grande - Bretagne da dır. Di­

ğer bir devlet adamı vatandaşlarına program olarak “Tekrar inşa etmek yahud helak olma- Reconstruct or decay,, düsturunu veriyor. Fa­

kat bu Avusturaiyada dır. Fransa ancak mü­

tarekeden sonra karar verdi.

Bununla beraber, bunu söylemeye hacet varmı dır.? Sulh zamanında bize karşı tevcih etmek fikrinde olduğu bu te’arruzu Almanya hazırladı? isbat olarak yalnız 23 Kânunisani 1918 kararnamesini zikretmek isteriz, Bu ka­

rarname ile Alman başvekili, Müsteşar Von Stein ın emri altında impratorluğun “ Office économique» ini ve harbden sonra için komi­

serliği birleştiriyordu. Bu suretle aynı zaman­

da idare için kaviyyen mütemerkiz ve icra [1] XIV uncu Congrès Radikal

Paris 1917 . Lord Buckmaster demişdir ki hakikî galib ancak bu harbin hitamından on sene sotıra belli olacakdır. Ha­

kikî galib hoşnudsuzluğu teskin etmeyi kıtlıkdan mah­

fuz kalmayı Avrupayi her gün daha ziyade tehdid eden umumî iflasdan tehaffiız etmeyi en eyi bilmiş, bunu en eyi yapabilmiş olan millet olacakdır.» 8 Juin 1918 tarihli «Voraerts» gazetesinden .

[2] L’Action Nationale «18 Rrue Duplıot, Paris», numerodu 25 mavvi 1918.

(9)

İÇTİHAT için âlimane münkasim bir teşekkül kuruyor­

du. Biz ise memleketimiz için yalnız ma’nevi büyüklük değil fakat maddî kuvvet de istiyoruz.

Sulh muahedesi Fransaya yeni vasıtalar, yeni servet veriyor: Eskisinin iki misli bir maden sahası; artan bir çok kömür; bundan sonra İngilterenin yahut Almanyanmkine müsavi font ve çelik istihsali; mühim bir pamuk ve yün menba’ları; bir potasse hâzinesi. Ziraat ve mé tallurgia sanayii madeniye için ihracatçı ola­

biliriz.

Bu maksadı elde etmek için,vyalnız, buh­

ran « a’atlarınde büyük bir bolluk ve tenev- vü’le tecelli edendehayi milliye istinad etmek kâfi değildir. Kahramanlık, da’imi bir “régime,, olamaz. Bir muharrir gösterdi ki zemanı hazı- rınki gibi harblerde deha yalnız başına gayri kâfidir dehaye fi’lvecrasında [Action da] sebatı, zekâların tevhidini, kuvvet ve servet menba’- larını “méthodique,, bir surette hüsnü isti’ma- lini, cehdlerin içtima’ileşdirilnıesini (socıalısa- tion)unu ilâve etmelidir. Bu muharrir bizi,şevki tabi’İlerimizi okşasa bile tenbelce hallü fasıl­

lardan ihtiraz etmeye davet etti, bir nevi “kıy­

metlerin altüst edilmesini „ istedi . Yalnız

“méthodique „ ve sebatli sa’ydır ki fYansa- nuzı kurtarabilir. Bu hakikatlar harbde oldu­

ğundan ziyade sulh için ne kadar faydalıdır ve Fransa halkının bununla alâkadar olması

ne kadar temenni olunmaya şayandır!

* * *

İhyası için, sa’y ve vazife muhabbeti müş­

terekindi millî birliğin muhafazası labud olan bu yeniden inşayı hangi esas üzerinde baş­

layacağız.

Cevab şübheli olamaz. İlim, yeni Fransayi yaratacakdır. Bu kitabı gözden geçirmek arzu buyurulursa modern bir devletin hallini ta’kib etmesi iktiza eden ıııu’adelerin ne kadar karı­

şık, ne kadar güç olduğu görıilecekdir. Umu­

lan neticeyi elde etmek için terkibci (synthé­

tique) nazarlar, terkibkâr görüşler yetişmez;

rehberi ilim olan tahlil lazımdır.

Evet evvelâ anlamak harbden evvel poli­

tikanın zekâ ile ancak pek mübhem münase- batı vardı. Politikanın gelişi güzel biribirile uyuşan yahud çarpışan bir takm vi’tikadların hakim olduğu kör ve karma karışık bir mysti­

que reftar, bir mütesavvif tarzı idi.

1830 dan, 1848 e yahud daha yeni olarak,

fl] Julien Benda Les Sentiments de Critias p. 57 et suiv.

ikinci İmpratorluğun nihayetine doğru fransız müfekkiresinin hangi menba’den gıda almış olduğu tehattur edilirse insanın hecalet his etmemesi mümkün olmaz . Kin, ihtiras, kü­

lah kapmak arzusu bir içtihadın intihabında teemmül edilmiş, bir muhakeme neticesi olan kanaatten daha ziyade hisseye malik bulunur­

lardı. Hükümetlerin teşekküfveya sukutlarının intaç eteigi kombinezon [ combinason ] larda ekseriya intrikahakim olurdu. Umumî hayatımız ise, her derecede, bir hezeyan [ délire ] ile muhtel idi; fikre reng veren ve fili tekvin eden o ateşin aşk değil fakat memlekette bir nevi daimi dahilî harb idame eden bayağı cür’etkâr olmakdaıı ziyade desas bir te’assup ile umumî hayat da muhtel bulunuyordu. Esa­

si müessese olan Parlementomuz bir tiyatro idi, bu gün de bir tiyatrodur. Encümenlerde görülen faydalı iş, [ encümenlerin müfit me­

saisi ] Parlementoda kürsii hitabetin alayişi ile örtülmüştür.

İstihsal [1] mes’elesi tarh (vergi tarhı) mes’elelerîne feda edilmelide devam eder.

Günün hadisesi yahud ¡skandali mevzu’ı bahs olursa bundan bol ne bulunur! Teknik tedri­

sat üzerine, menafi’i umumiye için istimlâk üzerine, muharrik kuvvetler üzerine, ma’den üınurı üzerine yani bizi yaşatmak “regime„ i üzerine bize eyi bir kanun vermek istenirse imhallerin, te’hirlerin hısabı olmaz ! Münevver fikirli alicenab yürekli bir Fransız yokdur ki şevki tabi’ilerin kudreti yahud bu güzel mem­

leketin menba’ının zenginliği ile bu memleketi idare etmek fikrile isti’mal edilmiş olan vasıtaların bayagilğı arasındaki tezaddan her an muztarip olmasın.

Şunu da söyleme!idirki bu intizamsızlikta halkın da kabahatleri olmuşdur. Muasırlarımı­

zın çoğu, terekkiyi ancak 'şahıslarına verilen menfeatlar şeklinde anlıyorlar. Bir politika adamı hiç olmazsa vaktinin yarısını ferdî mes’- elelere hasretmelidir. Hayati resmide müdhiş devreler vardır: imtihanlar mevsimi, Légion- dh’onneur lerin çiçek açtığı mevsim fakat her vakit müracaatçılar,ricacılar tehaccümü vardır.

Müşteri her zamandan ziyade muaccizlik eder.

[1] Harbden evvel Fransız istihsalini terkib eden unsıırarları tahlil etmek isteyen sa ’y erbabı ticaret ne­

zareti tarafından neşr edilen kitaba müracaat etmelidir.

5317

(10)

5318 İÇTİHAT S U I C Í D E

Pour wiiiam Van Muyden

Les rocs ne pleurent pas la face de sanglot Paraît et disparaît à travers les sourires.

L’Horreur jette des fleurs et des roses à flot, Le deuil neige et la vie incrimine les lyres.

Le génie indiquaut le chemin de délire, Dépèce le mystère des trépas inéclos Que mul oeil de mortel jusqu’ici na su lire;

L’espoird’un jourmeilieur souvrecommeuncomplot L’ombre des]dix-septans est-elle à ce point lourde

Que la pitié ne puisse offrir quelque soutien Pour souffrir et guérir cette foule balourde.

Zekâ istediği kadar ilerileşin hiç bir zaman Kalb kadar uzağa gidemez.

Mm. Svvetchine

■ --- ?■--- -

Sevmek başkasının seadetinde kendi seadetini bulmakdır.

Leipnitz

İçtihadı tevzi eden

Babı âli cadesinde M eserret kitaphanesi sahibi İbrahim efendi

Tevfik Fikret hakkında Dr. İzzeddin Beyin mekalesi gelecek iki nnshada bitecek.

Yeni Kitaplar Ni l’anacampsérote ~au baume du bien,

Ni la main de Minèrve oü renaît l’harmonie, Ne viennent arrêter notre folle agonie.

Oeneve 17 Smbre 1904

Dr. Abdullah Djevdet

Felsefi saniheler:

Kalb, hissiyat, muhabbet hakkında:

Muhbbetsiz, adalet kanunu akın kılır.

[Secretan]

İnsanın hakiki büyüklüğü kalbdedir.

insan büyük şeylere mlitehassir olacak ve hatta büyük şeylere layik olduğuna kani olacak yolda yetişdİrilmelidir.

Mine, de Lambert

Eyi tanzim olunan hissiyyat muhake­

meyi za’iflâtmak şöyle dursun, bazı eh- valde ona yeni bir energie verir.

S. Pellico

---

3 3 * 3

---

İlm hiç bir şeyi ilga etmez: Hısiyyat mekânını asja terk etmez; Beşeri amel­

lerin, hissiyyat da’ima, birinci muharriki

olacaktır

Claude. Bernard

--- 33e----

Le coeur a des raisons que la raison

ne connaît point Pascal

—-— --- -

Kalbim bazı muhakemeleri vardır ki muhakemenin asla ma’Iumu değildir:

Satış sanatı iyi tezgâhdar

Muallim, Mubahat bey ve onun vatan­

perver tabi’i Agâh Sabri beyler tebrik olunmalıdır çok faydalı kitaplar tercüme ediyor ve basıyorlar. Bundan evel yine Mübahat beyin himmetile tercüme edilen İş de çok faydalı bir kitapdı Mübahat bey bu eserini Recep beyefendiye it­

haf etmişdir . Nafia vekilimiz de bunu güzel takdir etmişdir. Ah! çok oku­

yucularımın bulunmasinı ne kadar aarzu ediyorum! Bu arzumun tehakkukıınu bek­

lerken kiymetli mütereccimi’ Mübahat beyi tebrik ve teşci’ etmeliyiz:

Bal istiyoruz bal arısı istemeli fakat bunların her ikisinden evel çiçekler lâzım.

* * *

Kaplanın aynasından — Şiirler mec­

muası. Yazan: Mahmut Nedim bey. Dik­

kati celbediyor.

Zelzeleler sığdırmış bir insan vücuduna Allah yapar günahın ancak bu kadarını diyor.

Gelecek bir nüshamızda ayrıca buna bir sahife tahsis edeceğiz, Buna hakkı var.

imtiyaz sahibi: Dr. Abdullah Djevdet Mes’ul müdürü: Dr. Abdil Hüsnü

Düyunu umumiye karşısında “IŞ„ Matbaası

(11)

Diş Tabibi Mehmet R ifat B.

Cağal -oğlu kapalı Farım karşısında her ytin hasta kabul eder.

Telefon : İstanbul 264

P ro f. Dr. Selâlıattin Mehmet

Röntgen L.aboratuvari Mahmudiye Caddasi No. 28

Muhit

Aylık ve resimli mecmuadır, çok müke­

mmel ve müte’kâmii olarak çikıyor. Her nü­

shası 80 sahifalik güzel ve amelî malûmat ile dolu bir kitab halinde çıkar. Abonnemet bedeli 6 liradır. Adres : Istanbulda Dilsiz zade hanında No 2.

Kephalgine

kaşeleri baş ağrısı v.e İıer nevi ağrı için müessirdir.

Mesane ve böbrek rahatsızlıklarında müessir ilâçtır. Ta’mı hoştur ilk istimalinde tebeuviilde, idrar yullarında rahatlık his olunur.

Gliserofosfatli Ş ark Malt Hulâsası

Eczacı Ekrem Beyin nezareti altında sureti hususiyede imal edilmektedir.

Deposu Ekrem Necip ecza deposu Telefon : İstanbul, 78

Apra ha m Ekşi ya n

kerestecilerde No 112

Depot de bois de construction en toııs gen re s

Telefon : Stanboul, 2826 Öksürük ve boğaz hastalıkları'

() Xymenthol Peraudiıı

Pastillerini alınız.

Eudocrisine F ournier

Hasta ve yorgun uzuvları ayni cins a’za- nın cevheriyle tamir etmek esasına mü- stenid opotherapia devalarındandır. Kaşe, pudra ve kompirime halinde kullandır.

içtihadın 24 üncü senesi kolleksivonu

«z

Bir kaç tam kolleksiyon v a r 2 E2 lira gönderenlere taah u d -

o

lu olarak gönderiyoruz.

B IL E Y L

Safra ifrazı azalan hastaliktarda sarilıkda yarım baş ağrılarında, uykusuzltıkda, zihin tembelliğinde, kanın ve bağırsakların bo­

zukluğunda, karaciğer kum sancılarında 1 kapsül alınır.

BİO LA CTY L

Ferm ent lactipue sélectionne

Mide ve bağırsaklardaki tahamür ve tesemmümün maniidir. Çocuk ishallerinde eyi ilâçtır. Yemeklerden evvel 3—5 kap­

sül alınmalıdır.

Kimosine Rogier

Çocukların hazımsızlıklarında siite taham­

mül etmeyen her rııi’e için müessir deva.

200 gram süte bir ölçü kaşığı KİMOSİN kâfidir.

Dr. SEM İRA İS HANIM Ç otuk H astalıkları

Dr. EKREM BEHÇET

Etfal hastahanesi kulak, burun, boğaz mütahassıs!

App.. Lorando—'Tepe başı Telefon: Fera 2496

GÜNDE 10 PARA

Anadolulum, her klişesinde birer Çocuk sarayının yükselmesi için llinm ıjn Et falın hepimizden beklediği yardım.

Cum huriyet M üce 1 i t h a nesi

Babı Âli caddesinde “karagöz,, ittisalinde kitablarmı hem metin bir surette hem mu’tedil fiyatla diletm ek isteyenle­

rin mücelithanesidir.

(12)

Akşehir Bankası

Sermayesi 1 Milyon Bilumum banka muamelesiyle

İştigal eder Merkezi : AKŞEHİR

Şubeleri : İSTANBUL v e İZMİR Müsait şartla mevduat kabul eder . Af-

\ on, tiftik gibi ihracat üzerine mubayaa ve sa­

tışa tevessüt eder. Her nevi em ¡a üzerine komisiyon ile muamele yapar .

Telefon : İstanbul 334!

Osmanlı Bankası

B anque O ttom ane

Sermayesi İÜ milyon İngiliz lirası Umumî merkez: Galata

Telefon : Beyoğlu 36

Türkiyenin her şehrinde şubeleri vardır.

03 03

c/5 0) H

Veremin her derdinde en müessir deva

T ürkiye Sanayi ve Maadin B ankasına M erbut

Hereke, Beykoz, Bakırköy fabrikaları satış mağazası:

İstanbul, Bahçe Kapu Tramvay caddesi Numero 12

Telefon: İstanbul, 517

Mağazada münhasiren bankaya merbut fabrikalar mamulatından ipekliler ve döşeme­

likler, yünlüler, battaniyeler, kostümlük ku­

maşlar, şallar, ipekli mendiller, ince ve ka­

lın bezler, metin ve zarif bavul, çanta, kon- duralar, ve saire topdan ve perakende olarak satılır.

“İŞ„ M A TB A A S I

UCUZLUK, TEMİZ İŞ, SÜR’AT İstanbul Düyünu umumiye Karşısında

ADAPAZARI TÜRK

Ticaret Bankası

TÜRK ANONİM ŞİRKETİ Sermayesi: 1,003,030 Türk lirası Merkezi : ADAPAZARI

İSTANBUL ŞUBESİ: yeni postahane karsısı. Telefon : İstanbul — 2042

i _______ _

BİR FİLOZOFUN Şİ’İRLERİ Şa’iri: j. M. Guyau

Devlet Matbaasında basılmakda olan bu çok nefis kitabın bilhassa genç şairlerimiz tarafindan hirzi can edilmesini temenni ederiz._____ ____________________

Diş tabibi

Muallim H. HAMİT B.

Muayenehanesi

Beyoglunda Lilrarire Mondiale karşısında Telefon B. 725

D r Y o r o i F otaki M avrom atis

Emrazı dahiliye

Beyoğlu YenedikSokayı No 5 Cum‘a ve Cum’a İrtesinden başka

Hergün 14 dan 7 ye kadar.

Çarşamba gühleri parasızdır.

Telefon : p. 4707.

Şâiri Âzami Tebcil

Güzide şair Florinali Nazım Beyin Abdulhak Hamid Beyi ateşli bir ihlas ile tebcil eben yeni eseridir.

Mutala’asını tavsiye ederiz bir Çok resimleri muhtevidir.

Adabı M uaşeret rehberi

[SAVOİR VİVRE]

Dr. Abdullah Cevdet Beyin bu yeni kitabı mühim bir ihtiyacı tatmin ediyor. 500 küsür sahifalı ve resimlidir.

Cildlisi 175, ciltsizi 150 k ruş posta pa­

rası yüzde 20 nisbetinde zam edilir. ____

M üderris İsmail Hakkı Beyin k ita b la n

içtimaiyat noktaî nazarından terbiye Kalbin gözü

İzmir konferansları Terbiye ve iman

Kuruş 20

20 50 25 Bu eserlerin nüshaları tükenmek üzere­

dir idarehanemizde ve kitabçıîarda bulunur.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Pes bu kez gayret gerek ol ki~ide 4 Kim anunla kendü can~na k~ya Alplara gayretdür ol üçüncü hal Gayret olmaz ise alpl~k muhâl Hamyet olmaz gayreti yok ki~ide Gör nedür kim

1000 den fazla ve hemen hep­ si, erbabınca bir sanat harikası addedilen eserlerin sahibi beste­ kâr Arif Abdülmecit, Abdülâziz, Murat ve Abdülhamit gibi dört

Nâzım bey, tayyareden düş­ tüklerini, Moskovaya bilhassa Iran ve Hindistan tahrîkâtı için gittiklerini, tayyarenin altı de' fa düştüğünü, Moskovaya En­ ver

İkinci ve asıl sebep ise, Mimar Sinanm harika eser­ lerinden biri olan Edirnekapıdaki Mih- rimâh camiinin hali pür melalini kendi­ sini sevecek kadar oraya

Ahmet Sü- heyl Beyefendiye ve böyle kıymetli tetkiklerde bulunan mimar Zühtü Beyefendiye alenî teşekkürlerimi arzede-... 49 uncu ve bu sahifadaki gravürler Fransızca bir

J Hepatol 2012,57:167–185 EASL Clinical Practice Guidelines: Management of chronic hepatitis B virus infection.. J Hepatol 2012,57:167–185 EASL Clinical Practice

Bu sıra dışı duru- mu kaydeden astrofizikçiler, bir sonraki gözlem zamanlarında bu yıldızdan elde et- tikleri yeni verileri kontrol ettiklerinde SDSS

Basın Hizmet Ödülüne Hikmet Feridun Es ve Nadir Nadİ layık görüldü G AZETECİLER Cemiyeti'nin Türk basınına 50 yılı aşkın süreyle seçkin hizmetler vermiş