• Sonuç bulunamadı

CUMHURİYET DÖNEMİ VE ÖNCESİ BULGARİSTAN’DAN TÜRKİYE’YE GÖÇLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CUMHURİYET DÖNEMİ VE ÖNCESİ BULGARİSTAN’DAN TÜRKİYE’YE GÖÇLER"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURIYET DÖNEMI VE ÖNCESI BULGARISTAN’DAN

TÜRKIYE’YE GÖÇLER

ÖZET: Bulgarların bağımsızlık hayaline kavuşma-larındaki en büyük engel Bulgaristan’da Türk ve Müslüman nüfusun fazla olmasıdır. 1877 – 1878 tarihinde yapılan Os-manlı – Rus Savaşından OsOs-manlı İmparatorluğu’nun mağlup çıkmıştır. Mağlubiyet, Rumeli, Balkan ve özellikle de Bulga-ristan Türkleri üzerinde menfi etkiler meydana getirmiştir. Osmanlı Devletinin Plevne mağlubiyeti, Bulgarların bağım-sızlık hareketine ümit olmuştur.

Osmanlıların, mağlubiyetini fırsat bilen Bulgarlar, Türk ve Müslüman nüfus üzerinde psikolojik baskılar uygulamaya başlamıştır. 1877 – 1878 yıllarında yapılan Plevne savaşında yaklaşık 300 bin Türk şehit edilmiştir. Savaş sonrası Bulga-ristan ve Balkanlardan 1 milyondan fazla Türk göçe zorlan-mıştır. Netice itibarıyla, Balkanlar coğrafyasındaki etnik ve sosyal yapı değişmeye başlamıştır.

Bu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu’nun son dön-melerinde, Bulgaristan’dan Türkiye’ye baskı zoruyla yapılan göçler ele alınmıştır. Yine çalışmada 1930 yıllarında Bulga-ristan’da yayınlanan Türkçe gazetelere göç olaylarının yan-sımalarından örnekler verilmiştir. Son kısımlarda ise göç olaylarının sosyal ve ekonomik yapı üzerindeki etkilerine de-ğinilmiştir.

ANAHTAR KELİMELER: Göç, Bulgaristan, Ekono-mi, Osmanlı Devleti, Balkanlar

ABSTRACT: The biggest obstacle for Bulgarians’ in-dependence in their vitality is the large number of Turkish and Muslim population in Bulgaria. The Ottoman Empire was defeated by the Ottoman - Russian War between 1877 and 1878. The defeat has brought about a number of ethnic influences on the Turks of Rumeli, Balkan and especially garia. Plevne defeat of the Ottoman State was promising Bul-garian independence movement.

The Bulgarians, who had the opportunity to defeat the Ottomans, began to apply psychological pressure on the Turkish and Muslim population. Approximately 300 thou-sand Turks were martyred during the Plevne war, which took place between 1877 and 1878. After the war more than 1 bil-lion Turkish people were forced from Bulgaria and the Bal-kans. As a result, the ethnic and social structure in the Balkan geography has begun to change.

In this work, the recent revolutions of the Ottoman Empire dealt with migration from Bulgaria to Turkey. Again in the study, examples from the reflections of the migration events in Turkish newspapers published in Bulgaria in 1930 were given. In the last part, the effects of immigration inci-dents on the social and economic structure have been menti-oned.

KEYWORDS: Migration; Bulgaria; Economy; Otto-man Empire; Balkans.

(2)

1. Göç Kavramı

Göç kavramını; insanların ve toplumların yeni şartlara daha iyi uyum sağlayabilmek amacıyla ya da tabiî, iktisadî, siyasî ve benzeri mecbu-riyetler neticesinde yaşadığı cemiyeti ve sosyal çevreyi değiştirmesi olarak tanımlamak mümkündür. Göç olgu-su ile anlatılmak istenen sosyal, eko-nomik, kültürel ve siyasî boyutlarıyla toplum yapısını da değiştiren nüfus hareketleridir. Günümüzde ise göç hareketini gerçekleştiren kişiler genel olarak muhacir olarak adlandırılmak-tadır.

Göç olgu ve olayları, insanla-rın ve toplumlainsanla-rın ekonomik, siyasi, kültürel farklılık ve baskılardan dolayı yaşadıkları vatandan ayrılarak başka yerleşim yerlerine devamlı veya geçi-ci olarak yaşamak amacıyla taşınma hareketleridir. Göç olayları iki şekilde ele alınıp incelenebilir. Bunlardan bi-rincisi, iradi (istemli) diğeri gayri iradi (istem dışı) göçlerdir. İradi göçler, hiç-bir ekonomik ve siyasi baskı olmaksı-zın insanların kendi istek ve arzularına göre göç etmesidir. İstem dışı olarak nitelendirilen gayri iradi göçler ise, savaşlar, psikolojik ve siyasi baskılar, sürgünler ve doğal afetler sonucu ile

gerçekleşen göçlerdir. Unutulmama-lıdır ki, genel olarak göç olayları insan hafızasında menfi etkileriyle çağrışım yapmaktadır (Bulut, 2016: 70,71).

Çalışmada Osmanlı İmparator-luğu’nun son dönmelerinden Cum-huriyetin İlanı yıllarına kadar olan Bul-garistan’dan Türkiye’ye yapılan göçler ele alınmıştır. Yine çalışmada 1930 yıllarında Bulgaristan’da yayınlanan Türkçe ve Bulgarca gazetelere göç olaylarının yansımalarından örnek-ler verilmiştir. Son kısımlarda ise göç olaylarının sosyal ve ekonomik yapı üzerindeki meydana getirdiği etkilere değinilmiştir.

2. Cumhuriyet Dönemi Öncesi Göçler

Osmanlı İmparatorluğu’nun, Bulgaristan’ı 14. yüzyılda fethi ile bir-likte bu topraklarda Müslüman Türk nüfusu peydahlanmaya başlamıştır. 1385 yılında Bulgaristan’ın başkenti Sofya’nın Osmanlı Devleti idaresine girmesiyle ülke, genel hatlarıyla Türk-lerin eline geçmiştir (Bayraklı, 2007: 60). 1444 yılında Varna’nın fethi ile Os-manlı Devletinin varlığı ve gücü bal-kanlarda hissedilir dereceye ulaşmıştır. Artık Bulgaristan’da yaklaşık 500 yıl sürecek Türk idaresi dönemi başlamış olmaktadır. Rumeli’nin Osmanlıların eline geçmesiyle birlikte, bu bölgelere Anadolu’daki diğer beyliklerden çok sayıda Türk nüfusu bilinçli olarak yer-leştirilmiştir (Bayraklı, 2007: 60). Ana-dolu’dan, Rumeli’ye yapılan bu göçler neticesinde, Anadolu’daki beyliklerin Osmanlı açısından güçsüz kalmaları sağlanmış, Beylikler arası savaşlar ve çatışmalar önlenmiştir. Aynı zamanda Balkanlar coğrafyasında Müslüman Türk nüfusunun arttırılması hedeflen-miştir.

Balkan kelimesi “bal” ve “kan” kelimelerinin birleşmelerinden mey-dana gelmektedir. “bal” ve “kan” bir-birine iki zıt kelimelerdir. Osmanlı Devletinin bu topraklarda var olduğu dönemlerde bal gibi huzurlu bir ha-yat devam etmiştir. Buradaki etnik yapı arasında herhangi bir ciddi sorun

yaşanmadığı gibi, önemli etnik çatış-ma da yaşançatış-mamıştır. Fakat Osçatış-manlı Devletinin gücünün bu topraklarda zayıflamasıyla karışık ve kanlı bir ha-yat başlamıştır. Osmanlı Devletinin Balkanlardan çekilmesiyle birçok milli devlet kurulsa da, huzurun yerini düş-manlık, kan, gözyaşı ve baskılar yer al-maya başlamıştır.

Tarih boyunca yaşanan savaş-lar, çatışmalar ve baskısavaş-lar, Osmanlı İmparatorluğunun bulunduğu durum ve şartlar bu sefer göçlerin yönünü değiştirmiştir. Balkanlarda yaşanan zu-lümler aziz Türk halkının tekrar Anado-lu’ya göç etmelerini başlatmıştır. Ana-dolu’ya tekrar göçlerin başlamasıyla balkanlarda karışıklıklar, adaletsizlikler ve huzursuzluklar artmaya başlamıştır. Bulgar ayaklanmalarının başladığı yer-lerde, Bulgar nüfusundan daha fazla Türk nüfusu yaşamaktadır. Rusya, Hris-tiyan Ortodoks kimliğini kullanarak Bulgarlara silahlı destek vermekten kaçınmamıştır. Bulgaristan’ın içlerine kadar giren Rus askerleri, Bulgar çete-leri ile ittifak yaparak Türk – Müslüman kitleye karşı büyük katliam ve soykırım gerçekleştirmiştir. Gerçekleştirilen bu katliam zamanla soykırıma dönüşmüş, netice itibarıyla 350 bin Türkün öldü-rüldüğü tahmin edilmektedir (Me-mişoğlu, s. 116).

O dönmede güçlü Rus Çarlığı-nın varlığıÇarlığı-nın olması Balkan ülkeleri üzerinde olumlu etkiler oluşturmakta-dır. Ruslar, din ve kültür olarak Bulgar-larla aynı ortak paydada olmalarından dolayı Bulgarlara her türlü yardımı esirgememişlerdir. Netice itibarıyla Osmanlılarla yapılan savaşlar kazanıl-mıştır. Böyle bir durum Türk göç hare-ketlerine hız kazandırmıştır.

2.1 1877 – 1878 Göçleri

Osmanlı İmparatorluğu döne-minde, Bulgaristan’ın etnik yapısı ince-lendiğinde hemen her vilayetinde Türk ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu karşımıza çıkmaktadır. Bulga-ristan’dan Türkiye’ye ilk büyük göçün 93 harbi olarak bilinen 1877 – 1878 yıllarında gerçekleşmiştir. Bulgaristan,

(3)

1878 yılında yapılan Berlin anlaşması ile Osmanlı Devleti’nin Tuna Vilayetin-de kurulmuştur. Yeni kurulan Bulga-ristan Cumhuriyetinin etnik yapısına bakıldığında yarıdan fazlasının Müslü-man ve Türk olması, din ve köken birli-ği isteyenleri harekete geçirmiştir. Yeni kurulan Bulgaristan’da Türk ve Müslü-man nüfusu oranını azaltmak amacıy-la Türk ve Müslüman kesime baskıamacıy-lar ve zulümler başlatılmış, göçe zorlan-mıştır. “…Burada yasayan Türklerin bir kısmı, özellikle toprak sahipleri ve Osmanlı idaresinin yerel temsilcileri, Bulgaristan’daki yerlerini ve yurtlarını bırakarak Osmanlı İmparatorluğu’nun elinde kalan topraklara (Anadolu’ya) göç etmişlerdir” (Bayraklı, 2007: 61)

“…1877 - 78 Osmanlı - Rus Sa-vaşı’na gelindiğinde Osmanlı Devle-ti’nin durumu belliydi (Ruslara göre daha zayıf). Tarihimize 93 Harbi ola-rak geçen Osmanlı - Rus Savaşı, XIX. yüzyılda Türklerin bir ölçüde kaderini belirlemiş olması bakımından önemli bir savaştır. Savaş sonunda Rusya, Os-manlı Devleti’nin 3 Mart 1878 tarihin-de imzalamak zorunda kaldığı Ayaste-fanos1 Antlaşması ile Balkanlar’da tam

1 Yeşilköy ya da 1926 yılından önceki adıy-la Ayastefanos, (Rumca: Άγιος Στέφανος),

bir hakimiyet kurmuştur2”.

1877 – 1878 tarihinde yapılan Osmanlı – Rus Savaşından Osman-lı İmparatorluğu’nun mağlup olarak çıkması Rumeli, Balkan ve özellikle de Bulgaristan Türleri üzerinde menfi et-kiler meydana getirmiştir. Bu dönem-de ilk dönem-defa balkanlardan zor şartlar al-tında yüz binlerce Türk ve Müslüman nüfus – sadece Plevne’den 300 bin Türk’ün göç ettiği tahmin edilmekte-dir – bu günkü Türkiye’ye göç etmiştir. Yapılan bu göç tarihi kayıtlara 1877 – 1878 göçü veya “93 Muhacereti” olarak geçmiş olup, bundan sonraki göç ha-reketlerinin habercisi niteliği taşımak-tadır. Bu ilk göç dalgasında Balkanlar ve Rumeli’nin bazı bölgelerinde hiç Türk ve Müslüman nüfusunun kalma-dığı ve birçok bölgede de azınlık duru-ma düşmesi söz konusudur. Özellikle Bulgaristan’da göçe zorlanan Türklerin bıraktıkları mallar ve mülkler Bulgarlar tarafından yağma edilmiştir.

1880 yılında Bulgar Prensliği nezdinde ilk Osmanlı temsilcisi olan Nihat Paşa gasp edilen Türklerin topraklarını

gö-İstanbul›da Yeşilyurt ve Florya mahalleleri arasında yer alan yerleşim yeridir.

2 https://www.tarihtarih.com/?...&/Balkanlar-dan-Anadoluya-Yönelik-Göçler-/-Yrd.-Doç...

rüşmek amacıyla 100 sandık dolusu tapu senedi ile Sofya’ya gelmiştir. Gö-türülen bu tapu senetleri 93 muha-cirlerine ait olan taşınmaz mülklerin tapularıdır. Fakat ne kadar uğraşılsa da Türk göçmenlerinin mülklerinin bedeli tahsil edilememiştir.

2.2 1879 – 1880 Göçü

Rus ordu birliklerinin 1879 yılı yaz mevsiminde Bulgaristan’dan çe-kilmesiyle Türklere yönelik terör ve zulüm tekrar başlamıştır. Bulgar yöne-timi, Türklerin elinde bulunan silahları toplamak amacıyla Türklerin yaşadığı bölgelerde sıkıyönetim ilan etmiştir. Bu karardan yararlanan Bulgar çeteleri yerleşim yerlerini yağmalamaya, ka-dın, yaşlı ve çocuk demeden öldürme-ye başlamıştır. Halk üzerinde psikolojik baskı oluşturarak göçe zorlamaya baş-lamıştır. Bu dönemde tekrar Türkiye’ye göç olayları hızlanmaya başlamıştır. 2.3 1884 Göçü

1884 göçünü Bulgaristan’dan, Türkiye’ye olan ikinci büyük göç dal-gası olarak nitelemek mümkündür. Başkent Sofya’da bulunan Fransız tem-silciliğinin 3 Nisan 1884 tarihli raporu-na göre 600 binden fazla yerleşik Türk ve Müslüman nüfusu Bulgaristan’dan, Türkiye’ye göç ettiği yer almaktadır. Yine raporda göç neticesinde Tuna nehrinden Balkan sıra dağlarına kadar arazilerin işlenemediği ve birçok ta-rımsal işgücünden mahrum kalındığı vurgulanmaktadır. 1884 göçü Türkler üzerinde Psiko – Sosyolojik baskı oluş-turduğu kadar Bulgaristan ekonomisi üzerinde de büyük etkiler oluşturmuş-tur.

2.4 1893 – 1902 Göçleri

1893 – 1902 yıllarında Türki-ye’ye olan göçlerin en durgun olduğu yıllar olarak bilinmektedir. Bu dönem-lerde Osmanlı – Bulgar ilişkilerinin normal olduğu yıllardır. Fakat bu yıllar Balkan Savaşları sırasında yapılacak olan göçlere zemin hazırladığını söyle-mek mümkündür. Yine de bu yıllar ara-sı Bulgaristan resmi istatistik verilerine

(4)

göre, Türkiye’ye 9 yıl içinde toplam 70 binden fazla Türk nüfusu göç etmiştir. 2.5 1912 – 1913 Göçleri

1912 – 1913 yılları arası Balkan savaşları dönemidir. Osmanlı Devleti bu dönemde Balkanlarda 4 devlete karşı savaşmıştır. Savaş nedeni ise Bul-garistan ve Sırbistan’ın Balkanlardaki hızlanan milliyetçilik faaliyetleri olarak kabul edilmektedir. Bir başka neden ise, Türklere ve Müslümanlara uygula-nan doğrudan ve dolaylı baskıları gös-termek mümkündür. Ağır kayıp veren Osmanlı İmparatorluğunun balkan-lardaki etkin gücü oldukça azalmıştır. Balkan Savaşlarından sonra yüzbinler-ce Türk nüfusu Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Göç edenlerin kesin sayısı ise tam olarak bilinmemektedir, fakat 440 bin kişi olduğu tahmin edil-mektedir.3.

2.6 1923 – 1939 Göçleri

Osmanlı Devleti ile Bulgaris-tan arasında 18 Ekim 1915 tarihinde Ankara’da imzalanan Türk – Bulgar ikamet sözleşmesi ile göç olaylarında düzenlemeler sağlanmıştır. Anlaşma

3 BALKAN SAVAŞLARI - hazirtarih - Blog-cu.com hazirtarih.blogBlog-cu.com/balkan-savasla- hazirtarih.blogcu.com/balkan-savasla-ri/4904420

gereğince Bulgaristan’da ikamet eden Türklerin isteğe bağlı gerçekleşen göç-lerine hiçbir engel olunmaması karar-laştırılmıştır. İlk defa böyle bir anlaşma ile iki ülke arasındaki göç sorunlarına düzenleme getirilmiştir.

1880’li yıllarda Bulgar çeteleri-nin başlattığı zulüm, bu dönemlerde de devam etmektedir. Kuzey Bulgaris-tan’da Rodna Zaştita (Vatan Müdafaa-sı) ve Güney Bulgaristan’da Trakya Ko-miteleri adında iki silahlı Bulgar örgütü faaliyet göstermektedir. Bu örgütler azınlık duruma düşen Türk nüfusuna Kuzey ve Güney Bulgaristan’da sürekli saldırılarda bulunmaktadır. Kendilerini

vatanperver olarak gören bu örgütler, Türk nüfusunu göçe zorlamak için psi-kolojik baskılar yapmaktadırlar. Bulgar kaynaklarına göre Rodna Zaştita 1923 yılında kurulan faşist bir örgüt olup, 1936 yılında askeri rejim tarafından lağvedilmiştir. Rodna Zaştita ve Trakya komite örgütlerini, yaptığı faaliyetler açısından günümüzde Bulgaristan’da faal durumda olan ırkçı ATAKA parti-sine benzetmek mümkündür. Günü-müzde ırkçı ATAKA partisi de Türklere ve Müslümanlara aynı eylemleri yü-rütmektedir. Sonuç itibarıyla Rodna Zaştita ve Trakya komite örgütlerinin baskıları neticesinde 1923 – 1939 yılla-rı arasında Bulgaristan’dan Türkiye’ye toplam 100 binden fazla halk göç et-miştir (Kırcaali Haber, 2014: 251/7) . Bulgaristan İstatistik Ajansı verilerine göre Türkiye Cumhuriyetinin ilanın-dan önce büyük kısmı Bulgaristan’ilanın-dan olmak üzere Balkanlardan Türkiye’ye 1 milyon 710 binin üzerinde Türk halkı-nın göç ettiği bir gerçektir.

Bulgarların bağımsızlık hayali-ne kavuşmalarındaki en büyük engel ise sayı olarak fazla olan Türk ve Müslü-man nüfusunun varlığıdır. 93 harbi ola-rak bilinen 1878 yılındaki Osmanlıların mağlubiyetini fırsat olarak değerlendi-ren Bulgarlar Türk ve Müslüman nüfus üzerinde psikolojik baskılar uygula-yarak Türkiye’ye göç etmelerini sağla-mıştır. 1877 – 1878 yıllarında yapılan Plevne savaşında yaklaşık 300 bin Türk nüfusunun şehit edilmesi, Bulgaristan ve Balkanlardan 1 milyondan fazla Tablo 1. Cumhuriyetten önce Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden soydaşlarımızın yıllara göre

sayısı (1877 – 1913 yılları arası)

Yıllar Göç Eden Toplam Nüfus Göçün Gerçekleştiği Ülke

1877-78 1.000.000 Tüm Balkanlardan 1880 200.000 Bulgaristan’dan 1893 11.460 Bulgaristan’dan 1894 8.837 Bulgaristan’dan 1895 5.095 Bulgaristan’dan 1896 1.946 Bulgaristan’dan 1897 2.801 Bulgaristan’dan 1898 6.640 Bulgaristan’dan 1899 7.354 Bulgaristan’dan 1900 7.417 Bulgaristan’dan 1901 9.339 Bulgaristan’dan 1902 9.714 Bulgaristan’dan 1913 440.000 Bulgaristan’dan Toplam 1.710.603

Kaynak: Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçlerin Tarihçesi (1877-1980)

(5)

Türkün göçe zorlanması Balkanlardaki dengeleri değiştirmeye başlamıştır. Bu kitlesel göçe rağmen Kuzeydoğu Bul-garistan’daki (Dobruca Bölgesi) Türk varlığının ezici çoğunluğu hala devam etmiştir. Kuzeydoğu Bulgaristan’da-ki Türk varlığının azalmasında Ruslar savaşla etkili olamadığı gibi, Bulgar çeteleri ise bu bölgede katliam yapa-mamıştır. 13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan Berlin anlaşması gereğin-ce Bulgaristan’da yaşayan Türklerin hakları, mal ve can güvenliği, din ve ibadet özgürlüğü güvence altına alın-masına rağmen, Bulgar baskıları dalga dalga artmaya başlamıştır. Bulgar bas-kılarına direnemeyen Tuna havzası ve Varna bölgesinde ikamet eden Türk nüfusu mallarını ve mülklerini yok pahasına ellerinden çıkararak kara ve deniz yoluyla Türkiye’ye göç etmiştir. Fransa’nın Edirne Konsolosluğu 1883 yılı yaz mevsiminde 200 binden fazla göçmenin Edirne’den geçtiğini ülkesi-ne raporla bildirmiştir.

3. Göçlerin Bulgaristan Medyasına Yansımaları

İstanbul’da yayımlanan bir gazetenin haberi, 22 Ağustos 1931

tarihinde Bulgaristan’da yayımlanan “Deliorman” gazetesinde “Yeniden Yüz bin Muhacir Getirilmesi” şeklinde yayımlanmıştır. Haberin orijinal metni “… Bulgaristan ve Yugoslavya’da işsiz birçok kardeşlerimiz vardır. Yeni yapı-lan proje bunlardan 100,000 kişinin en salim bir şekilde memleketimize celp ve iskanını temin edecek esas ve şeraitle hazırlanmıştır4”. Haberin

de-vamında gelecek olan göçmenlerin Türkiye’nin doğu bölgeleri ve Van çev-relerine yerleştirileceği, arazi ve canlı hayvan verileceği, ev ve binaların hazır hale getirileceği ve ilk etapta 5 milyon liralık bir harcamanın yapılacağı bildi-rilmektedir.

28 Mart 1930 tarihli yine “Deli-orman” gazetesinde “Yedi Türk Mekte-bi Kapattırıldı” şeklinde Mekte-bir haber yer almaktadır. Haberin alt başlığı ise “Bu ezici siyaset bakalım ne zamana kadar devam ettirilecek” şeklinde Türk hal-kına duyurulmaktadır. Haberin içeriği öz olarak; bu mekteplerin kapatılma sebebi olarak halkın fakir oluşu Bulgar muallimlere ücretlerinin ödenmemesi gerekçe olarak gösterilmektedir. Fakat asıl amaç Türklerin eğitimsiz kalması ve halk üzerinde psikolojik baskı oluş-turarak göçe zorlanmasıdır.

16 Mart 1937 tarihli Doğru Yol gazetesinde “Öz İşlerimiz” ana

başlı-4 Deliorman Gazetesi, 22 Ağustos 1931

ğında “Göçmenlik dertleri” alt başlığın-da yayımlanan haberde göçmenlerin uyması gereken kurallar ve uymaları anlatılmaktadır. Haberin orijinal bas-kısından bir kısım ise “… İki devletin de göçmenlik için hazırladığı usul ve talimatları anlayıb dinlemeden kendi kafası ile yahud emlakçıların teşviki ile hareket edenler, sefalete oğrar el-lerinden yurtları malları, paralar gide-rek çoluk çocuk aç sefil yol boylarında kalırlar” şeklindedir. Bu haber analiz edildiğinde göçmenlerin mal ve mülk-lerinin yok pahasına Bulgar emlakçılar tarafından satın alındığı karşımıza çık-maktadır.

Yine Bulgaristan’da yayımla-nan birçok Bulgar ve Türk gazeteleri Türklerin panikle mallarını ve mülkle-rini satmaya başladıklarını, Türkiye’ye göç edeceklerini, Bulgar vatandaşla-rın, Türklerin mallarını satın almada aceleci davranmamalarını, zaman iler-ledikçe çok daha ucuza satın alabile-ceklerini yazmaktadır. Bu tür haberler ve öğütler Stara Zagora (Eski Zağra) şehrinde basılan, 30 Ekim 1913 tarihli “Zora” (Bulgarca yayımlanan bir gaze-te) gazetesinin 273’üncü sayısında yer almaktadır.

Göç ve Türklere uygulanan baskılar ile ilgili birçok haberler, öğüt-ler ve yorumlar başta Türk gazeteöğüt-leri olan Deliorman, Doğru Yol, Dostluk,

(6)

Halk Sesi ve Medeniyet gazetelerinde sıkça ve geniş biçimde yer almaktadır. Aynı göç ve baskı haberlerine o dö-nemde aktif olarak baskı yapan Bulgar gazeteleri olan Dnevnik, Oteçestvo, Utro, Zname ve Zora gazetelerinde de rastlamak mümkündür.

4. Göçlerin Ekonomik Hayata Etkileri

Balkanlarda ve özellikle de Bul-garistan’da Müslüman ve Türk nüfu-sunun göç etmeye zorlanma amacı, başta Bulgaristan’ı ve Balkanları Türk nüfusundan arındırmaktır. Irkçı ideo-lojinin ağır basmasıyla birlikte, Türkle-rin arazileTürkle-rini, mallarını ve mülkleTürkle-rini bedava veya değerinin çok altında bir fiyata sahiplenme politikası izlemişler-dir. Zoraki göçlerde bir bakıma eko-nomik menfaatler de önemli rol oy-namıştır. Yapılan baskıcı politikaların en etkili olanları, Müslüman toplumun evlerinin yağmalanıp, yakılıp yıkılması, hayvanlarının ve yiyeceklerinin çalın-masıdır. Bu tür olaylar olunca, malsız ve mülksüz kalan Türkler çareyi göç etmekte aramışlardır. Benzer olaylar Yunanistan’da, Romanya’da ve Sırbis-tan’da da yaşanmıştır. Bu ülkeler zorla işgal ettikleri Müslüman ve Türk toplu-munun mallarını ve Emlaklarını Hristi-yan halka vermeyi planlamışlardır.

Batı Trakya’da Yunanlılar ta-rafından işgal edilmiş bölgelerdeki Müslümanların önde gelenlerinin

hapsedildikleri ya da sürüldükleri acı bir gerçektir. Yunanlılar, Dedeağaç’taki Türk ve Müslüman mahallelerini, I. Bal-kan anlaşması gereğince Bulgarlara teslim edilmeden önce yakıp, yıkıp ve talan etmişlerdir. Önemli taşınır mal-ları da Yunanistan’a götürmüşlerdir. Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan’da-ki Müslüman ve Türk halkları da aynı amaçla göçe mecbur edilmiş, göç so-nucunda da bu bölgelerde Türklerin ve Müslümanların sayılarında gittikçe azalmalar kaydedilmiştir. Yunan sınırı-na keşif için gönderilen Yüzbaşı Cemil Efendi tarafından hazırlanan 2 Ağustos 1913 tarihli raporda şu kayıt ve notlar yer almaktadır. “…Bulgarların bu civa-rı istilâsından 15 - 20 gün kadar sonra Türk köylerinde mezâlimin başladığını

ve Bulgar hükümetinin Hristiyanlara, Müslümanları katletmek, kalanlarını hicrete mecbur etmek suretiyle, arazi ve mallarının kendilerine kalacağını bildirmesi pek çok masum insanın öl-dürülmesine sebep olmuştur» denil-miştir.

Balkanlardan ve özellikle Bul-garistan’dan Türkiye’ye yapılan göçle-rin Ekonomik hayata etkileri azımsan-mayacak kadar büyüktür. Bu etkiler başta tarım – hayvancılığa, ticarete ve ekonomik yapı üzerinde birçok menfi tesirler meydana getirmiştir.

5. Sonuç ve Değerlendirme

Tarihe 93 Harbi olarak geçen Osmanlı - Rus Savaşı, XIX. yüzyılda Türklerin bir ölçüde kaderini belirle-diği gibi Balkanlar coğrafyasının da kaderini belirlemiştir. Balkanlarda Rus hakimiyetinin başlaması bakımın-dan önemli bir savaştır. Savaş sonun-da Rusya, Osmanlı Devleti’nin 3 Mart 1878 yılında imzalamak zorunda kaldı-ğı Ayastefanos Antlaşması ile Balkan-lar’da tam bir hakimiyet sağlamıştır. Özellikle Bulgarların yıllar boyu Türk egemenliği altında kalmaları, Bulgar milletine ağır gelmiştir. 93 harbi neti-cesinde bağımsız devlet olma hayal-leri gerçekleşmeye başlamıştır. Nüfus bakımından çoğunluğu elde edebil-mek için Türk nüfusunu göçe ve baskı-lara zorlanmıştır.

(7)

Osmanlı Devletinin Balkanlar-dan çekilmesiyle büyük – küçük birçok devlet ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devle-ti, 1913 – 1919 yılları arasında Balkan-larda yaklaşık 180 bin kilometre kare toprak kaybetmiştir. Osmanlı Devleti-nin bu topraklardan ayrılmasıyla hu-zur ve güvenin yerini, kan, gözyaşı ve baskıcı rejim almıştır.

Kaynakça

1. ARSLAN, S. (2008), “Balkan Savaşları Sonrası Rumeli’den Türk Göçleri ve Os-manlı Devleti’nde İskanlar”, (Yayınlan-mamış Yüksek Lisans tezi), T. C. Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Edirne, 2008 2. BAYRAKLI, C. (2007), “Dış Göçün Sosyo

– Ekonomik Etkileri: Görece Göçmen Konutları’nda (İzmir) Yaşayan Bulga-ristan Göçmenleri Örneği”, (Yayınlan-mamış Yüksek Lisans tezi), T. C. Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Aydın, 2007

3. BULUT, R. (2016), “ Eski Sovyetler Bir-liği Ülkelerinden Türkiye’ye Legal ve İllegal İşgücü Göçleri”, 2. Uluslar arası Uygulamalı Sosyal Bilimler Kongresi: “GÖÇ, YOKSULLUK VE İSTİHDAM”, 23 - 25 Eylül, 2016 – Konya

4. DELİORMAN Gazetesi, 15 Teşrini Evvel 1928

5. DELİORMAN Gazetesi, 28 Mart 1930, Yıl: 8, Sayı: 22 – (222)

6. DELİORMAN Gazetesi, 22 Ağustos 1931, Yıl: 9, Sayı: 75 – (222)

7. DOSTLUK Gazetesi, 27 Kanunu Evvel 1931, Yıl: 7, Sayı: 181

8. HALK SESİ Gazetesi, 1 Mart 1930, Yıl: 1, Sayı: 18

9. HALAÇOĞLU, A. “Balkanlar’dan Ana-dolu’ya Yönelik Göçler”, https://www. tarihtarih.com/?...&/Balkanlardan-A-nadoluya-Yönelik-Göçler-/-Yrd.-Doç... 10. MADENİYET Gazetesi, 31 Temmuz

1935, Yıl: 2, Sayı: 59

11. MEMİŞOĞLU, H. , Bulgaristan ve Bul-garistan Türk Azınlık Sorunu …s.116 12. ÖZGÜR, G. (2008), “Balkan Savaşları

ve Sonrasında Bulgaristan ve Osmanlı Devleti Arasında Nüfus Göçü”, (Yayın-lanmamış Yüksek Lisans tezi), T. C. Do-kuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, İzmir, 2008 13. YILDIRIM, S. (2012), “Balkan Savaşla-rı ve Sonrasındaki Göçlerin Türkiye

Nüfusuna Etkileri”. Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi (CTAD), Yıl 8, Sayı 16 (Güz 2012), s. 75-92.

14. YILDIZ, M. (2014), Kırcaali Haber Gaze-tesi, 15 Ekim 2014, Sayı: 251, s: 7

15. Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçlerin Tarihçesi (1877-1980) www.bulturk. org/site/index.php?option...id...bul-garistandan...tarihi..

16. YILDIZ, M. Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçler - Akademik Perspektif akade-mikperspektif.com › BÖLGESEL ANA-LİZLER › AVRUPA

17. ZORA Gazetesi, (Bulgarca Yayımlanan, Bulgar gazetesi) 30 Ekim 1913, No: 273.

18. YILDIRIM, S. (2012), “Balkan Savaşla-rı ve Sonrasındaki Göçlerin Türkiye Nüfusuna Etkileri”. Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi (CTAD), Yıl 8, Sayı 16 (Güz 2012), s. 75-92.

Referanslar

Benzer Belgeler

sabakalarda, bugüne kadar oynanan müsabakalarda alınan sonuçlar şöyle; Milas Kaymakamlığı: 13 - Sınav Okulları: 3, Milas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 7 -

Fenâri Isa Camii'nin bu bölümü ilgi çekici bir taş ve tuğla işçiliğine sahiptir.. Son devir Bizans mimarisinde tuğla

Berlin görüşmeleri öncesi Britanya ile Osmanlı devleti arasında gerçekleşen müzakereler sonrası şartları daha ehven bir antlaşmanın imzalanması konusunda

Bu tesbit edilmiş ücrete (madde 2, kısım B. de yazılı) ya- pı yerinde inşaat ve tatbikatın daimî nezareti fenniyesine ait ücret ile, mimarın harcirah ve fevkalâde masarifi

Güzel Sanatlar Akademi­ si Mimarlık Bölümü Mezunu olan Cihat Burak, ressam lı­ ğın yanısıra mimarlığı ve e - debiyatı da birlikte yürüttüğü­ nü

sınıf öğrencilerinin FTDYT’leri ile akademik başarıları arasındaki ilişkinin değerlendirildiği bu çalışmada öğrenciler arasında cinsiyete göre SBS 6-7 ve

Bu fon kodu altında muhacirlerle ilgi çok sayıda belge bulunmaktadır. Muhacirler, Abdülmecid ve Abdülaziz döneminde iskân olunanlar ve 93 Harbi ile gelenler olmak üzere

A RAMIZDAN ayrılan üstad Refi’ Cevad Ulunay’m na’şı dün Şişli Camiinde kılman öğle namazmdan sonra, ömrü­ nün 59 yılını verdiği BabIâli