• Sonuç bulunamadı

Başlık: EŞ'ARİ'NİN HAYATIYazar(lar):YAZICIOĞLU, Mustafa SaitCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000654 Yayın Tarihi: 1982 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: EŞ'ARİ'NİN HAYATIYazar(lar):YAZICIOĞLU, Mustafa SaitCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000654 Yayın Tarihi: 1982 PDF"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EŞ'ARİ'NİN HAYATI. Dr.Mustafa Sait Y AZICIOGLU

-Eş'ari'nin düşiincesini tetkikebaşlamadan önce, bu kelamcının eser-leri ve hayatı hakkında bize milIumat verebilecek bütün detayları tesbit ederek, onu tarihin seyri içerisinde bir yere yerleştirmek zarureti

var-i

dır.

Bildiğimiz kadarı

,

ile, Eş'ariliğin kurucusunun hayatı hakkında ne Taberi (öI.311 /923) ne de Mes'ı1di (öL.345/956) hiçbir bilgi vermiyorlar. Buna karşılık İbn Nedim (öL.379,1987),.ona kısa fakat hayli enteresan bir notla temas ediyor!.

Aşağıdaki satırlar,

Fihrisı'in

mücbire kelamcıları ve Haşeviyye .vaizlerine ayrılan bölümünde bulunur:

"Ebu'l-'Hasan Ali b.İsmail b.Ebi' Bişr el-Eş'ari Basra menşelidir. Öncelcri MuteziH idi, sonra Allah'ın adaleti ve Kur'anın yaratılış~ gö-rüşlerini savunduğu için tevbckaroldu. Olay Basra camünde geçer. Bir cumagünü kürsüye çıkar2 ve yüksek sesle şunla~ı söyler: "Beni

tamyan-lar kim olduğumu bilirler; tanımayantamyan-lara gelince, şimdi kendimi onlara tamtacağıffi. Ben falancanın oğlu falancayım3• Kur'amn yaratılmış ol-duğunu, Allah'ın gözle görülemeyeceğini4 ve kötü fiillerin kendi

fülle-rimizin bir neticesi olduğu fikirlerini savundum. Bu görüşlerimden ,uzaklaşıyor ve tevbe ediyorum. Mutezileyi reddetmeye ve onların utanç

verici hatalarını ortaya çıkarmayaS karar verdim".

• Bu makale Michel Allard'ın Le Probleme des Altribul. Divins (Dans la Doctrine d'al. Ashar! et de ses Premiers Grands Disciples), Beyrut, 1965 adlı eserinden tercüme edilmiştir, (ss. 25-47).

1 FLÜGEL baskısı, s. 181. Bu not kelimesi kelimesine İBN HALLİKAN tarafından da alınmıştır. Yefayaı, II, 446-447, n. 402; tercüme, II, 227-228.

2 Yefa)'al'ın Kahire 'baskısında belirtilen "I" yazmasındaki ders burada İbn Nedim'in tnetıii tarafından teyid ediliyor: l,...~

J~

"raqa kursiyyen".

3 Flügel'in metni .

-4'

<;~ j.\ <;")\; "şeklin~e olup, 1. Halilkan tarafından" <;')Ü

J

J;i

d

<;')Ü j.\ şeklinde okunmuş olup gramer yönünden daha doğru ve en iyi şeklidir. 4 Daha doğrusu Yefayal'ın metninde olduğu gibi JWI <;\.J şeklindedir.

(2)

(

o

anda 'çok neiieli idi ve yü~ünde inc'c bir alay havası hisscdiliyo'r-du ... ES,erleri şunlardır:

Lunıa', il[u'caz, l~ah el-Burhan

Tebyin an

Usul ed-Din, Şerh

ı:ı!

Tafsilfi'r-red

ala ehl eı-'ifk ve'l-'fazlil."

6 Bununla beraber Haıib el-Bağdadi (krş. aşağıda geçen ile) tarafındıln ,Eş'ari'ye aynlan not hakkında yazan Mc Carıhy'nin gÖZÜndenkaçmıştır. ,Mc Cartlıy şöyle diyor: "Bildiğim ka. dan ile Eş'ari 'hakkuıda sahip olduğumuz en eski biyografi odur." (Theology, s. 139.):

' , 7 Tôrih.i Bağdô

1.

XI, 3.16, 357, n. 6189; İngilizce tercümesi için hak. Mc Carthy.

Theo-'logy, ss. 139-141.

8 Bu tenmin tercümesi için krş. LAOUST, ıbn Baııa, s. 8. /

M. SAiT'! AZıçıOGLU 458

Bu metnin önemi bizcc çok büyüktür6, y,ira Eş'ari'nin ölümünden sadecc 50 küsür sene kadar bir zaman sonra, ondaki değişikliğin hikaye-sini bize anlat~yor. Bu tavır değişikliğinin selıebleri üzerindehiçbir şey ~öylenmemiş, fakat olayaçıkça belirtilmiştir. Önceleri Mute~ili idi ve 'sonra ilk durumunu inkiır etti. Diğer taraftan Eş'ari'nin bundan sonr~ bağlandığı yer i doktrin iki yönden belirleniyor. Önce tavır değiştiren tarafından Mutezileye karşı takımlaD durum ile ()lum~,uz olarak ortaya çıkıyor. O, onları reddetmeye ve onların doktrinleriniıı eksikliklerini aydınlığaçıkarmaya karar vermiştir. Olumluyönüne gelince, bu d~ İbn Nedim'in kitabında Eş'ari hakkındaki nota verdiği yer ile bclirleniyor. Keliimcılar üzerindeki lıihliyografik mahımatlann, -kendisi de 5 bölüme ayrılan-

Fihrist'in .)..

bölümünde toplanmış olduğu bilinmektedir~ Ma-lesef çok eksik olan Lci hölü,~de İbn Nedim, ona göre sünni akaidinin örneği olan bir keliimın doğuş ve gelişmesinin tarihçesini yapmak iste-mektedir. Bu da Mürcic ';e Muteziledir., Ondarı sonra diğer bütün sıra-dan keliimcılar gelir: Şiiler, Haşeviyye, Mücbire ve Hariciler gibi. Eş'ari bunlardan Haşeviyyö-l\Iücbire arasında yer alır. B~, de~ktir ki İbn Nedim iç,in o, mutlak kaderin ve müşeb~ihcnin taraftar~ olmuştur.

Şu hususa işaret ı'tmck de çok mühimdir. İbn Nedim, Eşari' ile İbn Külliib düktrinleri arasında bir yakınlık bağına işaret eder. Çünkü bu iki kelamcıyı. ay~i l.•i.ilüme yerleştiriyor .

• İbn Nedim tarafından verilen bu ))ilgilerdf~n sonra, bize kadar ge-len ikinci küçük özet, Hatib Bağdadi'nin (öı.46~ı/1071) Bağdad üzerine7

,kaleme aldığı kitabında verdiği bilgilerdir. İşte bu bilgilerin tercümesi: . "Ali b. İsmail li.J~bi' Bişr' Lbu sonuncunun ismi İshaktır- b.Salim h.İsmail b.Abdullah b.Musa .... L.Ebi Musa Ebu'l-Hasanel-Eş'ari, keliimcı olup dinsizleriS, Mutezile, Rafızıye, Cehmiye, Harciye ve hunlar . gibi diğer yenilikçüeri reddetmek için birçok eser kaleme almış bir

(3)

EŞ'ARi'NİN HAYATI 459

/

günleri el-Mansur camiinin:9 fakihi olan Ebu İshak el-Mervazi'nin ders

.halkasına iştirak etmeye giderdi. Basra'lılar!O ~öyle dediİer: Eh~'I.Hasan cl.Eş'art 260 da doğup 332 .de ölmüştür. Ebu'l-Kasu'n Abdülvahid b. Ali el.Eş'art, Eş'ı.ri1nin Bağdad'da 320 den s~nra ve 330 dan evvel öldüğünü ve çarşıdan Dicle istikametine"doğru giden için, solda bulunan bir hamamın yakınlarındaki camiye yakın bir kabirde,

Meş'aret el.

Revaya'da

gömülü olduğunu bana bildirdi. Ebu Muhammed Ali b. Ahmed b.Hazm, Ehu'l-Hasan el-Eş'art'nin 324 de öldüğünü ve 55 eser . bıraktığına işaret ediyor Ebu Abdullah b.. BaniilI'e!i göre, kadı Ebu

Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Isbahani, Basıa'da Eş'~ri'nin hizmetçisi olan Bundilr b. cl-Hüseyin 'in şöyle söylediğini naklediyor: "el-Eş'ari, atalarından Bilill'in, nesli için vakıf olarak tahsis ettiği bir kÖyiiiı geliri ile yaşıyor ve harcamaları her yıl 17 dirheme yükseliyordu". Muhaİnmed h.Ali el-Surt'nın Abdül Gani h.Sa'id el-Hafız'dan, unun da Ebu'l-Hasan Ali h.Muhammed b.Yezid'den nakletliğine g(;re Ebu Bekir b.el-Sırafi şöyle diyordu:. "Allah, uçurumun dibine itilen Eş'ari'yi ortaya çıkarıncaya kadar Mute~le mensupları başları dik geziyorlardııı."

Bu kısa nottan çıkarılan ilk üç mühim detay, Eş'ari'nin somut 'durumu hakkında bazı özellikler ihtiva eder: -Herşeydenönce III / iX. asrın sonunda Basra ve Bağdad'da yaşadı. Kesin duğum ve ölüm tarih-leıi için burada bize anlatılanlara gözü kapalı hir şekilde itimat etmek tedbirsizlik olacaktır'.

Tarih-i Bağdad'ını

yazarken, ana gayesi şüphesiz İsnat tenkitlerine yardım .etmek olan, Hadb el.Bağdildi, bilmediği "bazı Bası a1ıların" hesaplarına dayandırarak, naklettiği bu doğum tarihinin doğruluğu üzeıinde kuruntuya kapılmıyor.

Ölüm tarihi için şehadetlerin çeşitliliği hayli nianahdır. Bununla beraber, bu nisbi belirsizliğe rağmen bu 'tarihler bize, diğer bilgilerle de desteklenebilen bir büyüklük sırası veriyorlar. Önceden başlanmış Lir kitaba dayanarak

"Kitab

Makalat eı-fslanıiyyin"

in yazılmış olması gerekir. H.Ritter'in !şaret ettiği gibi, kitabın birinci kısmında zikrt'dilen, tarih konabilen son olay, Karmatilcrde~ eI-Maktw Ali cl-Dakkil'nın, el. 9 Bu cami önce el-Mansur tarafından inşa edilen soura Harun cr.Reşid (öJ. 192/809) ta-rafından yeniden yaptırılan eamidir. Krş. LE STRANGE, Bağdad, ss. 33-37'.

10 tbn 'Asakir Eş'an'nin ölüm tarihini bildirirken (Teb)'in, s. 56, 5) "bazı Bamılılur" ( '.J::!.

~.ıı ..,...~.

)

yerine "bazı muasırlur" ( .J::!..r-l\~) tabirini kullanıyor.

II Tebyin, s. 142;5. Gerçeğe dahu yuk:ın olan "Ehu Abdullah b. nanial"dir.

12 Bu kısa not tbn Asakir'in Tcbyin'i~de parçalar halinde yer almıştır: ss. 34-35; 55-56; 142, 94. Sem'anl'nin (ö.562/1167) Killib el.Ensôb'lnda başka varyantlanna da rastlanır. s. 39a, 20-24.

(4)

Muktefi'nin saltanatı altında

291/903:..-4

13deki isyaıııdır ve bu kitap \

daha ziyade birolgunluk çağı eseriİli düşündürdüğü için,

IV.

asrın Son-larında Eş'ari'nin 40 yaş civarında olduğuneticesine varılabilk

13 MakaMı. s. 6.

14

ı:.

VEcCtA -VEGLtERt, al-Aslı'ari, (Abii Musa) makalesi, t.A. (2. bsk), I, ss. 716-717.

15 Krş. SUBKl, Tabakaı, II, 190-191.

If} Basra üzerindeki lıilgileri Ch. Peııat'run iki araştırmasından aldık. Birincisi İslam Ap_ siklopedisinin yeni baskısına yazdığı madde (E.I.2 bs., Basra, I, 1117-1120, I, Moğol istilasına k~dıır Basra); tkinci.i Milieu Basri,,-n üzerindeki tezi. özellikle I. Bölüm (ss. 1-48).

1

i

önee Zenc'ler sonra. Karmatiler. 18 LAOUST, Hanbaliıes a Bagdad, s. 79.

Bu nottan çıkarılan ikinci mühilJ1.husus Eş'ari'nin mali durumu ile ilgilidir. Bu birkaç satıra göre, öyle görünüyor ki maddi imkan yö~ün-den mahrumiyet görmemiş ve' kendini tamamen araştı~malarına vermek için kafi bir geçim kolaylığından istifade' etmiştir. Şayet, Eş'ari'nin ata-sı EbU M~sa'nın Huzistan'ın fatihi

(17-21/638-642)

olduğu, sırası ilc , Kufe ve Basra valisil4 olma,dan evvel Mezopotamya ve İran platosu

se-ferlerine katıldığı hatırl~nac~k olursa, bu hususungerçeğeyakınlığı görülecektir. Ailenin, İslamın yerleşik düzene geçtiği sıralarda, nesiller boyunca elde edilen hazinenin bir kısmını muhiı:faza etmiş olması gere-kir. Hatib el-Bağdadi tarafından böylece takdim edilen bu durum, ha-yatı boyunca Eş'ari'nin hizmetinde bulunmuş olan' Bundar b.el-Hüs'e-yin'in şehadetine göre naklediImiştir. İbn Asakir

Tebyin'inde

onun hak-kında bazı detaylar veririS: Ona göre Şiraz menşeli olup

353/964-965

de ölmüş olması gerekir.

Nihayet Son mühim husus, Hatib el-Bağdadi'nin naklettiğine göre Eş'ari'nin Basra menşeli olup Bağdad'a yerleşmeden evvel uzun sencler. orada yaşadığını:n bilinmesidir. Eş'ari devrindeBasra, gelişiminin zir-vesine yaklaşmıştır16• Periyodik olarak ve

250/864-65

17 den itibaren daha

sıkça, onu tehdit eden dış tehlikelere rağmen, aynı devirde Basra, Bağ. dattan daha çok barış ve emniyet vad eden bir yer olarak göze ç~rpar. Nihayet Bağdad, geçen on yıl boyunca tehdit edici krizler neticesin-de büyük' merkez prestijinin biraz sarsıldığını görüyor ve bu dtirum "ş~iliğin gelişmesi ve hiIafetin dağılması ilc sonuçlanıyoris". Bunun ak-sine 'Basra'da şiiliğin çok az müntcsibi olmuş ve aradaki uzak mesafe saray ihtiııillerinin geritepmelerini yavaşlatmıştı.

Bu nisbi sükunet sayesinde ve Emevilerin hakimiyeti altında, yarı bağımsız bir kent olarak kalan Basra, yo.ğun bir fikri ve sosyal hayattan

M. SAİT YAZICIOGLV 460

(5)

EŞ'ARt'NİN HAY ATl 461

yararlanıyordu. Bu durumda şüphesiz şehri kuran mühim arap merkezi. n,İn yanında İranh, Malezyalı ve Zenc gibi hayli kalabalık değişik, etnik guruptan milletin yerleşmelerinin rolü' büyüktür. Bilhassa Mutezile ekolü burada, Ebul Huzeyl devrinden cl-Cübbai'ye kadar mühim bir yer tutuyordu. Uiun zaman da bu bilginlerin otoriteeine, uyumlu sünni hasım-lar tarafından güçlü bir şekilde karşı konulduğuna dair bir işaret de yok-tur. Eş'ari devrinde Şii, Harici ve Zındık gibi çeşitli sapıkIara karşı ehli sü,nnetin öncülüğünü yapan da yine bu ekoldür.

Eş'ari'nin doktrine ait tavrına gelince Hatib el-Bağda,di'nin küçük ııotu b~ze kesin hiçbir şey getirmiyor. Daha başında onu bize Mutezile olduğu kadar Cehmiye, Rafiziye ve Haricilere karşı da savaşmış gibi tak-dim ediyor. Notun sonunda sadece Ebu Bekr el-Sırafi'nin mühim yerine işaret ediyor.

Bu şehadeti dikkatle tespit etmek gerekir, çürikü Eş'ari'nin

330J

941-42 de ölen hir çağdaşınd~n geIiyorl9• Nihayet üçüncü hir detay bize

Eş'ari'nin Bağdad'daki hoe~larından birisinin ismini öğretir: Ebu İs-hak el-Mervazi. Merv meİışeli olan hu Şafii fakihi20 340/951':"'52 de öldüğü Mısır'a gitmeden evvel, hemen hemen hütün hayatını Bağdad'da geçir-miştir2I• Buna karşılık Eş'ari'nin Basra'daki formasyonu hakkında hiçbir

şey bilmediğimiz gibi, en şaşırtıcı olan husus da, Mutezile bilginleri ile devamlı teması hakkında hiçhir .bilgimizin olmadığıdır . Aynı şekilde, Mutezileden daha katı bir sünniliğe "dönüşü" hakkında da hiçbir bilgi-miz yoktur. Öyle görünüyor ki, Hatlb e-Bağdadi Eş'ari ile ancak, haya-tının sonlarına doğru, Bağdad'a yerleşmesinden sonra' ;lgiltmiyor22.

Bu küçük notların yanında, Eş'ari'nin eserlerini ve hayatını tanı-mak için elimizdeki ikinci mühim kaynak İbn Asakir'in, hocasının mü-dafaasına tahsis ettiği kitabıdır23~ Bu kaynağın malesef iki sakfiı.calı ta-rafı vardır: Bu eser her şeyden önce Eş'arİ ekolü,nü,n belli başlı üyelerinin

19 SUBKİ, Tabakat, II, 55.169-170.

20 Eş'ari'nin fıkıhtaki mezhebi üzerinde genellikle İbn Fıirek, Abdülkwr el-Bağdadi ve İbn Asakir gibilerinin şehadeti üzerine şafiiliğe bağlı olduğuna hükmediyoruz. Fakat diğer bir habere göre Eş'ari Maliki idi ve bir başkasına göre de her iki8ine de bağlı idi (SPITTA, Zur

(;eschichte, 145); Krş. Tebyin, s. 117, 11-14.

21 HATtB, Tarih.i Bağdad, Vi, Il, no: 3040, İBN HALLİKAN-, Vefayat, I, 85. 7-8, n. 3, tercüme: I, 7.

22 D. Sourdel'in Tarih.i Bağdad'ın yazan hakkında 8öyledikleri ile karşılaştınnız: "Görev olarak, belli başlı ulaştıncılar üzerine biyografik notlar kaleme almayı bilmiş ... velonlanu ka-riyerlerinin detaylanna çok az dikkat etmiştir". (Viziraı Abbaside, I, 19.)

23 Ki/ab Tebyin Klizib el-Müfterifi Ma nusiba ile'l.iırnim Ebi'I.H..,an el.Efari, Şam, 1347/ 1928-29.

(6)

\

24 Krş. Tebyin, 88. 217, 248, 250, 251, 255, 259, 264, 268.

25 Tebyin, 88. 128-134, krş. Mc CARTHY, Theowgy, 58.211-226, tüm pasajın ingilizce ter-~e8ini de ~erir.

26 Tebytn,

8.

136; Mc CARTHY, Theology, s. 223, n. 461.

27 Tebyin, ss. 152-163; Haydarabad baskısında

ı-ıo

8ahifeIlirine tekabül eder.

28 Tebyin, s. 155, 1-3. 29 A.g.e., 88. 257-258. 30 GAL., I, 364; S., I, 197.

ve kurucusunun müdafaası mahiyetinde olup 550/1155-1156 ya doğru, yani Eş'ari'nin ölümünden 200 sene yi aşkın bir zaman sonra kaleme alın-mıştır. Kitapta savunmaya ait kısımları seçip çıkarmak için, işaret ettiği olayları. diğer kaynaklarla karşılaştırmak gerekir, fakat bu mümkün değildir. Tebyın'in yazılışım Eş'ad'nin ölümünden ayıran uzun zaman flüresine gelince, şayet İbn Asakir'in kaynaklarını bilseydik o sürenin kapatilması mümkün olabilirdi. Bu nokta üzerinde, kitabın sahifeleri boyunca oraya buraya dağılan birçok işarete rastlamak mümkündür.

İhtiva e~tiği iktibaslann çokluğu göz önüne alınınca, en önemli kaynak el-,Hatih el.Bağdadi'nin Tarih-i Bağdad adlı eseridir; Yukarıda tahlil edilen nottan ayrı, İbn Asakir ondan belli başlı Eş'arilerİn biyog-rafilerinikopye eder24•

Diğer yazılı kaynakları tesbit etmek daha zordur, veyahut onlar-dan istifade bizee mümkün değildir. Eş'ad'nin eserlerinin listesi için İbn Asakir dolaysız bir şehadete.dayamyor: 320 de el-Eş'ad el.'Amd /i'l-Ruya isimli bir eser yazmış ve onda bizzat kendisieserlerinin

lis-tesini takdiID etmiştir2S• Eş'ad'nin iki ayrı eseri de İbn Asakir'c~ tanı~.

maktadır. Bunlardan birisi "Tefsir el-J(ur'an ve'l-redd 'ala men halafa'l-beyan min ehl el-ifk ve'I-Buhtan"26 isimli Kur'an tefsiri ki giriş kısmından bahseder. Diğeri de ikinci kısmın sonuna kadar çoğalttığı "Kitab

el-lbilne27"sidir .•

İbn Asakir'in tetkik ettiğini de söylediği yazılı diğer kaynakların listesi aşağıdadır:

o 'Ak£de ashiib el-ıman '" el-Şafii ... ve ka/at ehl el-sünnet ve'l. Cemaat28 adlı eser, şeyh Ebu Muhammed Abdullah b.Yusuf

el-Cüveyni'-nindir. İmam el-Haremeyn'in babası olan bu yazar hakkında İbn Asa-kir bazı biyografik bilgiler verir29• 438 zülkade Imayıs 1047'de ölmüştür.

Tebyin'de (s.1l5) yer alan iktibas Eş'ad doktrinine aittir .

. o el-Siylik li-Tarih NisabUr,' Ebu'I-Hasan 'Abdül Gafir' b.İsmail el.Farisi30 tarafından yazılmıştır. cl.Farisi. 451 rebiul-evvelde Imayıs

1059 da doğmuş ve Nisahlir'da 529/1134 de ölmüştür. Bu eser el-Hakim. M. SAIT YAZICIOGLU

(7)

r---

---EŞ'ARt'NİN HAYATI 463

el-NısahUri'nin (ö1.404/914)

Tarih NisabUr

kitabının 510/1117 senesine kadarki devam ettiricisi gibidir. İbn Asaklr, Nısabur'un belli başlı Eş'-ari'lerini ilgilendiren malumatları onda.n almıştır3!.,

o İbn Asaklr'in

Kitab Tarih f}l-Sujiye

adı altında zikrettiği32, Ebu Abdurrahman b.el-Hüseyin el-SiiIemı (330-412/941-1021)33nin bir ki-tabı ki belki ayni yazarın K.

Tabakat el-Sfıjiyin

adlı eseridir.

o Ebu'l-Kasım Hamza b.Yusuf el-Sahmı (öI.427/1036) nin

Tarih-i

Cürcan'~.lbn

Asakir hu eseri Cürcan Eş'arilerinin biyografileri için kul-lanmıştır34.

Şüphesiz bu liste tam değildir, fakat ilin Asakir tarafından belge-lemede gösterilen gayret hakkında bir fikir sahibi olmamıza imkan ve-rir. İbn Asakir, hem belli başlı Eş'ari'lerin yerlerini tesbit ve hem de Eş'ari'den veya 'onun doktrininden bahsetmek için~ ihtisas sahipleri nezdinde bilgi toplama. cndişesi ile doludur. .

Fakat kitabımn Eş'ari ile ilgili kısmın\:la İbn Asakir'in kullandığı kaynaklar gcncllikle sözlü kaynaklardır. Hadisler gibi toplanan haber-ler oJJları nakledenlcrin isim zincirinin önüne geçmektedir. Böylece teo-rik bir kontrol imkanı mevcuttur. Malesef bu isnatların büyük bir kıs-mı, bizce başka şekilde tanınmayan isimler ihtiva etmektedirler. Bunun sebebi bazen bizzat İbn Asakir'in açıklamalarının olmayışıdır. Mesela işte el-Eş'ari'nin mezhep değiştirmesi ile ilgili verdiği isnatlardan biri3s: o Ebu Ömer Osman h.Ebu Bekir ... el-Safakusi el-Mağribi ... Şam'a gcldi ve orada ~r~lannda Ebu Muhammed Abdiüaziz b.Ahmed el-Kittani'nin de bulunduğu hocalarımızın hocalarına ders okuttu ... Şöyle dedi: İmam' Ebu Abdullah el-Hüseyin İbn Muhammed'in imam-lanmızdan birinin, Eş'ari'nin... mezhep değiştirmesinin başlangıcını anlattığını duyduğunu işittim.

Bu isnaUa birçok tanı~mayan kişi vardır. İbn Asakir'in hocaları kimlerdir? Hocalarının hocaları kimlerdir? Nihayet Eş'ari'nin mezhep değiştirmesine dairbilgilerimizi borçlu..olduğumuz bu İmamlar kimlerdir? Kesin bir şekilde verilmiş olan üç isimden sadcce birincisi İbn Ferhftn'-un

Dibac'ı

tarafından tamnmıştır Bu Ebu Ömer 440/1048-4936 de ölmüş

31 Krş. Tebyin, bilhassa ss. 190, 226, 254. 32 Tebyin, B. 179, 3 (ve belki B. 109). 33 GAL., I, 200, 201.

34 Tebyin, B. 193 ve 231, 12 vd. 35 Tebyin, . s. 40, 10-14.

(8)

{

M. SAlT YAZICıoaLU

, olmalıdır. Bu demektir ki Eş'arı'nin ölümünden 100 sene sonra öl~üş-tür. Buna benzer güçlükler gösteren başka misaller de verilebilir. Şu cümle ile biten Eş'arı'nin mezhep değiştirmesine dair bir isnad da bu cümledendil': "Kelameı Ahmed b.Hüseyin ,şöyle dedi:arkadaşlarımız-dan bir kısmİnın şöyle dediğini duydum ... "37 Kimdir bu arkadaşlar?

Zaten en azından iki yerde de gösterdiği gibi İbn Asakir'in kendisi de bu güçlüğün fa~kındadır Birincisinde isnad, Eş'ari'nin mezhep değiştir-.mesi esnasında irad ettiği vaizi duymuş olduğu saiulan bir Ebu Abdul-lah el-Hemranı'nin ismi ile bitmektedir. Fakat onun şehadetine temas ettikten sonra İbn Asakir şunu ilave eder: "el-Hemrani bilinmeyen bir kişidir38". Bir diğeri'

T arıh-i BağdM'

da Eş' arı üzerindeki bir notun son cümlesi ile ilgilidir. İbn Asakir el-Hatib tarafından verilen' isnadı yansı-tıyor ve bu garantili isnat zincirİne güvenebilmekten dolayı çok şaşırmış bU: halde onun değerine işaret ediyor: "Bu ifadenin isnadı güneş gibi . parlıyor, onu nakledenlerin samimiyeti ruha ve onu ifade edene hiçbir

şüphe yüklemiyor .. Ebu Bekir büyük bir imamdır ve ilim erbabı ara-sında çok değerli bir itibara sahiptir39". Bu, bizim için bile Teby£n'in he-men hehe-men bütün kefilIerini tanıdığımız, ~z ras.tlanan isnatlaiından biri-sidir: Muhammed b.Ali el-Sud, el-Hatib'in küçük bir notu sayesinde beIirlenebilir40• 29 cumada

II

/28 kasım 1049 da ölmüş ve hadiste AbdüI.

gani'nin talıbesi olmuş olmalıdır. Bu ~düI Gaııi b.Said'i de İbn HalIi-kan'ın bir notu ile tanıyoruz41• Fustat'ta 7 sefer 40~/25 haziran lOIS de

ölmüş, fakat Mısır'a\yerleşmeden evvel Doğuda bir süre kalmış olmalı ve 350 ye doğru Eş'arı'nin çağdaşlarının talebelerine rast~amış olmalıdır. Bu isnatta zikrİ geçen Son isim olan Ebu Bekir b.el-Sırafi'ye gelince o <la tanınmış bir kişidir. Hatta Suqki42 vasıtası ile, onunla Eş'ad ,arasında

kelami münakaşaların cereyan ettiğini de biliyoruz.

Bu birkaç misal tarilıi tenkidin karşılaştığı güçliikleri bize gösteri-yor. ~u" yazarın bizzat kendisinden veyahut CD. azından kaynaklarının zengin olmamasından ileri geliyor. Birçok isnat hakkında şunu ilave etmek la~ım ki bu isnatlar, Eş'ari'nin çağdaşlimna kadar makul bir şekilde çıkmayamüsaade etı;nezler. Temel olarak yukarıda tahlil edilen isnat alınacak olurSa, altı şahsiyeti kapsadığı ,görülür. Normal oarak bu

37 Tebyin, 8. 38, 16 vd. 38A.g.e., 8. 40, 10.

39 Tebyin, 8. 94, lO-ll: "ilim erbabı" (ehl el-ilm); burada daha ziyade Kur'an ve hadi. ilimleri kastediliyor. Krş. LAOUST. ıbn Baııa, 8. 7, n.

ı.

40 Tarih-i Bağdad, ılı, 103, n. 1099.

~1 VefayÔl el-A'yan,' 11,.390-391, n. 374; terc. II, 169. 42 TGbalcô/, II, 169.

(9)

r-~~~~---

---EŞ'ARt'NİN HAYATI 465

altı kişi

520

ile (bu İbn Asakir'in 21 yaşında olduğu tarihtir43), Eş'ari'nin

hayatının son yılları

(320-324)

arasındaki 200 yıllık bir dönemi doldur-mak için kafidir. İbn Asakir tarafından

Tebyın'in

sonunda verilen« belli-başlı Eş'ari tabakatlarının listesi gözden geçirildiğinde en iyi dıırum~ larda -şahısların 70 yaşından fazla yaşadıklan göz önünde bulunduru-lursa- isnatların ancak 5 isim ihtiva ettikleri müşahade edilir. İmdi İbn Asakir'in isnatlan ancak 4 isim ihtiva ederler ki bu da tabiatı ile kafi değildir.

Birinci misal Eş'ari'nin mezhep değiştirmesine dair olan

isnatlar-. (

dan birisidir4s• Burada kapatılması gereken zaman daha çoktur, zira bu mezhep değiştir~eye şahit olduğunu söyleyen şahıs' 300 yılı dolayların-da yaşamıştıır. Bununla beraber İsnatta sadece 4 isim yer alır ve hikii-yeyi büyük babasının naklettiğini duyduğunu söyleyen birinci şahıs, bizi bu naklin gerçeğe uygunluğu hususunda tatmin etmekten uzaktır. Başka bir anlatım Eş'ari ile Cübbaı arasındaki münasebetin varlığına işaret eder46• Burada da isnat 4 isim ihtiva eder ve bunlanı;ı ilk üçü bir

evvelki isnatta bulunan şaliıslarla aynidir. Sonuncusu isi Ahvaz Eş'ari-lerinden birisi olup hakkında hiçbir- şey bilmiyoruz.

Buna karşılık isnatlar~n 5 veya 6 isim ihtiva etmeleri haFnde bile ismi geçen her şahsiyet hakkında bilgi edinmek çoğuıkez imkansızdır. Eş'ari'nin mezhep değiştirmesine47 dair anlatılanlara bakacak olursak,

bu hikayelerin naklinde şehadette bulunan şahitlerin aşağıdaki şahsiyet-lerden oluştuğunu görürüz:

o Ahmed. b.el-Hüseyin el-)fütekellim, o Ebu Abdullah el-Hamriini,

o Ebu Abdullah el.Hüseyin b.Muhammed,

o Ebu Abdullah eI-Hüseyin b.Abdullah b.Hatim el-Ezdi.

'İlk iki isim, onların kullanılabilmesi için çok eksiktir. Üçüncüsü her ne kadar daha tamam ise ,de kesin bilgilere ulaşmak için yeterli de-ğildir. Buna karşılık sonuncu isim daha iyi tanınmaktadır. Bakıllani'nin dolaysız bir öğrencisi olup önce Şam'a, aşırı Hanbelilerle

(Haşviye)

mü-cadele etmek için gönderilmiş, orada büyük camide bir müddet hoca1ık 43 yAKUT'a göre, Jrştid, V, 139-146, İbn Asikir 495/1105 muh~emde, lloğmnştur. 44 Ss. 177-330. Bu liste sadece isim ve tariblerle Mc Cartby tarafından verilmiştir.

TMo-logy, ss. 177-182. ,

45 Tebyin; s. 40,; '4-9. 46 A.g.e., ss. 90, 18-91, 3. 47 A.g.e., ıs. 38-43.

(10)

yapmıştır.!. Ondan sonra,Kuzey Afrikaya gitmiş~,ze,llikıeKayrevan'da

49

Eş'ari'liği öğretmeye devam etmiştir. 450/1058 e kadar yaşamış olması

gerekir. BakıUani'nin bir öğrencisi yalnız kendis' e, onun hocalarmdan

birisi olan ~hu'I.Hasan el-Bahills°nin, hocası E i ad'nin mezhep

değiş-.tirmesini naklettiklerini duydu.

.

Bütün hu sehehlerden dolayı İhn Asakir tarafından

Tebytn'inde

verilen hilgilerin etkili hir şekilde kontrol edilmesi hizim içİn zor hatta

imkansızdır. Bununla heraher ona güvenmemiz içİn hazı sehehlerimiz

v~rdır; yoksa hize her söylediğinegözü kapalı İnanmak durumunda kalı.

nz. İhn Asakir'in dürüstlüğü, mesaisini mümkün olan en fazla hilgiyi

toplamak içİn kullanmasındadır: Şam menşei olan İhn Asakir, önce

tahii olarak Eş'ari ve taleheleri hakkında hilinehilecek her şeyi, doğduğu

şehirdeki hilginlerden topladı. Fakat hiyografIan vasıtası ile ve Tebyin'.

inin topoğrafik -işaretleri ile ayni zamanda hüyük hir seyyah olduğu da

biliniyor. Şam, İh~ Asilir'in

hayatı hoyunca Burid'lerİn, ondan sonra

da 549/1154 den itiharen Nur ed-Din'in hakimiyeti altındadır. Bu şeh.

rin Fatımi ve Frenklere karşı "siinniliğin merkezi"sı ve hüyük haşkent

olduğu devirdir.Bu dini ve politikşartlar İhn Asakir'in İslam dünyasının

doğu hölgelerine doru yolculuğunu hüyük ölçüde kolaylaştırmış

ve

ayni zamanda Şam'ın hatılılara cazip. gelen fikri sahadaki şöhreti, ona

Kuzey Mrika Eş'ad'leri ile temas imkanı sağlamıştır. Bizzat kendisinin

bize söylediğine göre, Bağdad'a gitti ve Nizamiye'de 5 yıl müddetle ders

takipıetti. Sonra Horasan'a uzun hir yolculukta hulundu. Bize nakletti.'

ğine gore, Ehu Ahdullah el-Faravi'nin hadis derslerinde~ istifade ettiği

için, Nisahur'da hir yıl hoyunca (529/1134-35)

tutuklu kalmıştır.

Da-ha'sonra Herat'a ulaştığı zaman hu hocanın öldüğünü öğrendisı.O,

Bis-tam'da, Irak ve İran'ın hüçok şehrinde de takip edilehilir. Nihayet

Şam'a döıidü ve 542'/1l47-48s3 den sonra kitahıın yazdı.

İhn Nedim ve el-Haub el-Bağdadi'dekileri tamamlamak için İhn

Asakir'in hize hildirdiği hilgiler nelerdir? Eş' ari doktrininin ehemmiyeti

ve onu eğitmenin usulüne dair verdiği malumatlar dışında, İhn

Asakir'-48 Tebyin, ss. 216, 18-217,3.'

49 A.g.e., S8. 120, 16-121, 13. Aynca krş. IDRIS, DiffUllian de

r

A~'arisme, ss. 130-131. Tebyin'in iki pasajında "nisbo" el.Azri'dir el.Azdi değil, fakat İdris ikisini de tanıyor.

SO İbn Asikir tarafindan onun hakkında birkaç biyografik detaya yer verilmiş, (Teltyin, i.

ı

78) fakat hiçbir tarih belirtilmemiştir. ,

N.-ELISSEEFF, DımaUık, maddesi, E.I.,'(2), II, 8.291.

52 Tebyin, s. 325; aynca krş. İBN HALLİKAN, Vefôylil, II, 471-473, n. 414; terc., II, / 252-255; ve Tebyin'in el-Kudst tarafindan yazılan girişi.

53 Tebyin'de zikri ceçen son tarih <s. 330).'

(11)

EŞ'ARİ'NİN HAYATI 461

in getirdiği esas şey, "mezhep değiştirme" olayının içinde mevcuttur. Malesef yukarıda gördüğümüz gibi, onun kaynaklarını tanımak bizim için imkansızdır. Bu bilgileri nakledenleri tanımak pek mümkün gÖrün-müyor. Bununla beraber işte bu me~inlerin esasları:

o Birinci hikayeye göre, (Eş'ari) Mutezile keıamında. yetişmiş bir -eleman olarak, hocalarına sorular sormaya başlar. Onlardan hiçbir cevap alamaması onu meşgul etmeye başlamıştır,' Bir gece, keıami bir prob-lemi çözmek hususunda kendisine yardımcı olması iç~ Allah'a dua et-meye koyulur. Duasına cevap olarak rüyasında kendisine şunları söyle-. yen Hz.Peygamber'i ,görür: "Sünnetime s~rılman ıazım" ('alerke bi-sünneti: (~ 4k). Eş'ari keıami problemleri Kur'an ve Sünnetle karıştırır. Bundan amacı bunlara uygun olanları alıkoymak, diğerlerini ise .reddetmektirS4•

o İkinci hikaye daha gelişmiş olup, Bş'ari gele~ekçiliği konusundaki bir şüpheyc ait açıklamanın içinde gizlidir: Libya'nın Tripoli şehrinden bii adam, Eş'arı'nin önceleri Mutezili olduğunu ve sonra bu mezhebi terkettiğini sÖylediğini, bununla beraber eski hocalarının mezheplerin-' deki birçok hususu tenkit etmeden bıraktığını duydu. Hikaye gerçek anlamı ile başlıyor., Bize bildirdiğine göre

40

yaşlarına doğru Eş'ari Mu. tezile'den ayrıldı ve yalnızlık içinde geçen 15 günlük bir dinlenme döne-mine çekildi. Sonra tekrar camiye dönerek halkın huzurunda, önc~den inandığı her şeyden vaz geçtiğini açıkça söyledi ve yeni inançlarını, isimlerinin bize verildiği iki kitap ş~klinde takdim etti:

el-Luma'

ve

Keşj

el-Esrar ve Hatk el-Astar.

İsim ve adetleri belirtilmeyen diğerlerini say-maksızın bu iki kitap \ıikrediliyor. Fıkıh ve hadis ehli bu kitapları aldı-lar ve kendi öz fikirlerine uygun buldualdı-lar .. Bu hikayeden .hareketle baş-langıçta belirtilen Eş' ari gelenekçiliği üzerindeki şüpheye cevap vermek mümkün olur: Çünkü, bu tür hataların ona atfedildiği, Mutezilenin ilan. edilmiş düşmanı olduSS.

o Üçüncü hikaye İbn Asakir'e göre olaya iştirak etmiş bir şahit tarafından nakledilmiştir: Bir cuma günü Basra'da Eş'ari kürsüye çıkmış

.. /.

ve o ana kadar müslüman olmadığını fakat o anda Mutezile inançlarını reddederek müslüman olduğunubeyan etmiştir6•

o Dördüncü hikaye daha iyi hazırlanmış olup, bu mezhep değiştir- ' meyi bir anlık bir iş gibi değil, tedrıci ~ekilde meydan~ gelen bir

gelişme-54 Tebyın, s. 38, 17-,9, 5. 55 TebyEn, s. 9, 10-40,4.

(12)

57 A.g.e., s. 40,

ıo-u,

20.

58 Tebyin, ~. 42, 1-43, 12. Mc Cartlıy bu doktrin değiştirme lıikıiyeleri sonunda, Eş'ari ve

atalarının saygınlığının bir hüIasası olan altıncı bir hikôye veriydr. Fakat bizim görüşümüze göre orada söz konu6u olan Eş'ari'nin mezhep aeğiştirmesi değil, fakat bu değişiklikten sonra geçen zaınaı;ı.dır. Hikôye neticede şu telmihle bltiyor: "İşte bundan 60nradır ki tevbesini yaptı ve eski inançlarını terketti". (Tebyin, s. 91, 13). .

• 59 Bununla beraber WATT'm dedikleri ile karşılaştınnız: Philosophy and T1ıeology, i. 84: "Ufak tefek aynlıkların yanı sıra onların otantik olmadıklarını gösteren hiçbir, sebep

yok-turtf. .

60 Makôra" 8. 168. 61 A:g.e., i. 419.,

nin meyvesi olarak takdim eder. Eş'ari Hz.Peygamber'i iki defa rüya-sında gördükten sonra, Kur'an ve hadise bağlanmak içinkelamı terket-meye karar verir. Üçüncü bir rüyada Peygamber ona kelamı bırakmama-sını fakat sünnetin görüşlerini müdafaa etmesini öğütler. Burada Eş'ari son bir itirazda bulunur:

"30

sene boyunca problemleri üzerinde düşün-düğüm ve delillerinin değerini anladığım bir doktrini bir rüya ile nasıl terkedeceğim?" Sonra itaat etmeye karar verir7•

o :aeşinci hikaye de de Hz.Peygamber'in 3 rüyası bulunur. Son ikisi geçen hikayeye göre fazla bir değişiklik olmaksızın nakledilmiş, fakat ilk rüyanın hikayesi daha geliştirilmiştir. Eş'arl'den Sünnet doktrinini müdafaa etmeyi isteyen Peygamberin genel bir eümlesi yerine, Allah'ı görme kesin noktası üzerine.bir diyalog kuruluyor. Peygamber ,Eş'ari'yi Allah'ı görme gerçeği le'hinde akli delilleri aramaya teşvik etmiştir. Eş'-ari uyandığında bu nokta üzerinde araştırmalar yapar Ye hadisin gerçek-liğine kanaat getirir. Bu noktadan itibarendir ki Mu'tezile mevzilerine • şüphe ile bakmaya başlayacaktırS8 •

.Aralarındaki tenakuz yüzünden bu hikayelere tam bir güven duy-mak hayli güçtfu59• Beş hikayeden sadeee üçü Hz.Peygamber'i görmek-ten bahsetmekte olup bu görüşler, pek büyük farklılıklarla aktarıImış-lardır. Sadece şu söylenebilir ki Eş'ari

40

yaşlarında iken, belki hayli uzun süren bir ,şuur bunalımı sonunda; tefsir, hadis, fıkıh gibi islamın geleneksel ilimIeri üzerinde çalışan bilginler gurUbuna sıkı bir şekilde bağlanmak için, Mutczile ekolünü terkeder.

Bu genel görünüm altında tespit edilen Eş'ari'nin mezhep değiştir-me ~layı

MakaMı'ın

bazı metinleri tarafından da teyit edilebilir. Bu Ki-tabın birçok bölümlerinde Muhammed b.Ahdülvahhilb el-Cübhili'nin şu veya bu Mutezile doktrini hakkında aşağıdaki gibi cümlelerİ buıu-nur: "Ve 'bu, el-Cübbfii onu bizzat bana söyledi"60 veya "onunla benim aramda cereyan eden bir münakaşa esnasında"61. O halde bizzat

el-Eş'-•

468

./

(13)

EŞ'ARİ'NİN HAYATI . 459

ari'nin şehadetine göre, Ebu Yakup el-Şahhiim62 dan SOJlra Basra eko-lünüu şeyhi olan tamnmış bir Mutezüi onun keliimda hocası oldu. "

Öte yandan yine JıfakaUiı'ta "hadis ve sünnet ehlinin mezhepleri-nin hütünü"63 haşlığım taşıyan hir akide mevcuttur ki Han"beli tipi aki-delere tamamen uygun olup, Eş'ari ondan şu neticeye varır:

"Zikrettiğimiz hütün doktrinlere giriyor ve onları bizim yapıyo. ruz"64. Bu metinlerden, Eş'ari'nin Mutezüi bir imamın derslerinitakip ettikten sonra, hu devirde" hilhassa Hanheliler' trafından temsil edilen, hadis ehlillin mezhehine intisap ettiği neticesine varılahilir.

Fakat hu met~ler hize açıkça Eş'ari'nin keliimi düşüncelerinde hir değişi15liğin olup olmadığı hakkında bir fikir ~ermiyor. Zira keliim-cımızın, Mutezili hoeasının görüşlerine intisabının derecesi hakkında kesin hir sonuca varılamaz. tki ayp metin hu noktayı açıklığa kavuştur-~aya yardım eder. Birincisi kitabın hirinci hölümünde Mutezileye ait kısmın haşında, ikincisi de ikinci hölümde, ilahi sıfatlar ve isimlere ait kısmın haşında yer alır. Her iki durumda da söz konusu olan Mutezile düşüncesinin hir tür özetidir, fakat anlatım tamamen farklıdır. Birinci "metin, sadece olumluyönü altında takdim .~dilen hir doktrinin objektif hir sunuluşudur. Buna karşılık ikincisi, ilahi sıfatlara reddiye gihi helirli hir nokta üzerinde şiddetli hir hücumdan iharettir. Bu iki hölümden aktarılacak hirkaç satır hu ayırımı ortaya koyacak niteliktedir:

"Mutezile, Allah'ın hir olduğu, mukayese kahul etmediği, işittiği, gördüğü hususlarında müttefik oldukları gibi, O'nun bedeni, cisıni, şek-li, eti, kanı olmadığı gihi ne cevher ne de araz olduğu hususunda da görüş hirliğindedirler ... O, ne hirleşmeyi ve ne de ayrılığı kahul etmediği gibi, ne hareket ne de sükun halindedir ... O'nun sağı, solu, önü, arkası, üstü, altı olmadığı gihi yer ve zamanda da belirleneIQ.ez... Duyular onu his-sedemez, insanlarla mukayeı;e edilemediği gibi, hiçbir şekil ve surette yaratıklara henzemez. ; . O, daima iilim, kiidir ve diridir. .. Gözler onu göremez, hakışlar onu ihata edemediği gibi zihinler de O'nu kavraya-maz"6S.

"Hamd, hatalarında gerçeği görmeyeri ve tereddüt içinde olan, alemlerin Rahhinin sıfatlarını yalanlayan

Jm

şaşkınlara körlüklerini ve 62 Mısır baskısı Fihrisı'in ekine göre 325/849-50 de doğup 303/915-16 da ölmüş olması gerekir, s. 6.

63 Makalôı, s. 290. 64 MakaMı. "s. 297. 65 A.g.e., 9S. 155-156.

(14)

hatalarını gösteren Allah'a mahsustur. Bütiin hamd ve övgülerin me-darı ve ıiıukaddes isimlere sahip Allah'ı tenzih ederek deriz ki; önlar şöyle dediler: Allah'ın sıfatları yoktur. Ayni zamanda onun ilmi, kudreti, bakması, duymas~, görmesi, uruluğu, azameti, büyüklüğü ve yü?eliği de yoktur dediler ve Allah'ın hizzat kendisini tavsif ettiği diğer sıfat-ları için de ayni şeyleri söylediler"66.

Mutezileye göre herikisinde de Allah mefhumunun açıklandığı bu iki metin arasındaki üslup farklılığı, birinci ile ikincinin yazılışı arasında geçen zaman zarfında, Eş'ari'de ihtida olayının vuku bulduğu kabul edi-lecek olursa ancak izah edilebilir. Böylece bu mezhep değiştirme olayı üzerinde büyük tarihi değeri olan bir tasdiğe sahip olunmuş olur67.Böyle bir delil Eş'ari'nin ölümünden sadece 50 küsür yıl sonra, İbn Nedim tarafından işaret edilen aynı olaya ilave edilince, bizim görüşümüze göre akılei bir şüpheye mahal bırakmaz68.

Bu mezhep değiştirme olayının hangi tarihte vuku bulduğu ve se-beblerinin neler oldugunu belirtmek mümkiin müdür? Eş'ari'nin mezhep değiştirmesinin tarihi hakkında bize ulaşan son şehadet Ebu Bekir b. Ffuek'indir69.

406 11015-1016

yılı~da ölen İbn Furek Eş'arilerin ikinci nesIine ait bir kişi olup, Bakıllani ile beraber kendisi bizzat Eş'ari'nin dolaysız talebesi olan Ebu'l-Hasan el-Bahili'nin öğrencisi olmuştueo. Onun şehadeti İbn -Asakir tarafından da nakledilmiştir: "Allah şeyh Ebu'l-Hasan'a, bağlı olduğu Mutezili bid'atleri terketmesi için yardımı-nı eserigememiş v~ ona Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat ıiıüntesiplerinin şanlı doktrinlerinin müdafaasına doğru yol göstermiştir.

300/912-13

tari. hindenitibaren şöhrete erişti ve kitapları her tarafa yayıldı71." İbn Asil.-kir bu şehadeti şu şekilde yorumluyor:

"300

onun mezhep değiştirmesinin tarihidir, Cübbfii'nin hayatta olduğu süre içinde vuku bulmuştur, zira onunla bu mezhep değiştirme olayından sonra miinakaşaları oldu72".

66 Makaldı, s. 483.

67 Bu metinlerm manala.nnın daha detaylı incelenişi ve ortaya koydukları değişik görüt açıliın için aynı;a bilgi verilecektir.

68 Bunun içindir ki Schaht tarafından ortaya atılan hükmü benimseyemiyoruz. (NeUJ Sources. ss. 34-35): Mucizevi aynntıları zikretmek bir yana, itiraf etmeliyim ki ben (mezhep değiştirme) gerçeği hakkında şüphe sahibiyim". Verdiği deliller bize gerçekle pek uyuşmadığı intibaını veriyor: "Olay yalnızca daha sonraki biyografilerde. yani onların meşguloldukları olaydan yüzyıllarca sonra ortaya çıkan biyografilerde bulunacaktır. Tercihan baş vurulması gereken Eş'ad'nin eserleri böyle bir dönüşle ilgili herhangi bir ip ucu ortaya ko~uyor".

69 Biyografi için krş. Tebyin, s5.232-233. 70 A.g.e., 5. 178.

71 A.g.e., 5. 127, 18. 72 A.g.e!, s. 56,8-10.

(15)

EŞ'ARt'NiNHAYATI

, Bu tarih bildiğimiz diğer bilgilerle de uyuşur gorunuyor. Şayet

MakaMı'ın

ilk bölümiinün Eş'ari'nin mezhep değiştirmesinden evvel yazıldığı kabul edilecek olursa, -bilindiği gibi bu bölüm 291 /903--4 den Sonra kaleme alınmışur- mezhep değiştirme' olayı zorunlu olarak bu ta-rihten sonra olacaktır. Başka bir açıdan, İbn Furek'in bize bildirdiğine dayanarak; Eş'ari'nin eserIerinin listesine bir göz atılacak olursa, en azından

-17

sinin Mutezileye karşı olduğu müşahade edilir ki bu, mezhep değiştirme ile 320/932 tarihi arasında hayli uzun bir dönemin bulunduğu-nu gösterir. O halde bu mezhep değiştirmenin tarihi 310 hatta 305 den daha İleriye atılamaz. İbn Ffrrek tarafından verilen tarih hayli yaklaşık bir tarih olmaktadır.

Bu mezhep değiştirme olayının sebebIerine gelince, bunları orta-ya çıkarmak hayli güçtür. Yukarıda incelediğimiz hikayelerin bazısı, Eş'ari'nin tavrındaki değişikliğin asıl sebebi olarak, 'Hz.Peygamber'i rüyasında görmesini gösterirler. Fakat 5 hikaye üzerinden 3 ü tu hadis-le mutabakat halinde değildir ve onu hesaba katmamak mümkündür. Bu rüyalar şayet vuku bulmuşsa ancak seyrin sonunda ortaya çıkmış- . tır. Buna karşılık ilk 3 hikayenin naklettiklerine inanmak gerekir mi? Bize Eş'ari'yi sanki Mutezilenin birçok problemlere verdiği cevaplardan memnun değilmiş gibi takdim ediyorlar. Her şeyden evvel Mutezile doktrinleri, Eş'ari için hocası el-Cübbai'nin g~rüşleridir. Oııların herbiri-nin görüşlerinden bildiklerimizi tetkik ederek bu nokta üzerinde kesin bir fikir sahibi olmamızteorik olarak mümkün olacaktır.

Bu dini ve fikri sebehlerin dışında dış tesirlerin oyununu ortaya koymak mümkün müdür'? Macdonald'ın düşiincesine göre, Eş'ari'nin Hanbeli ~tkisinin hakim olduğu bir ortam olan Bağdad'a yerleşmiş ol-ması, onda henüz tereddüt içinde olan mutezile karşıtı fikirleri kuvvet-lendirmiş olsa gerektie3• M.Watt, hocasıwn oğlu oian Ebu Haşim

el-Cühbai'nin isminin

MakaMı'ta

asla zikredilmemiş olmasından, Ebu Ali'nin iki talebesi arasındaki kıskançlıktan hareketle, Eş'arı'nin Mute-zile doktrinini terketmiş olabileceği neticesine varıyor74• Eş'ari'nin

yaşa-dığı devrin çarpıcı bazı yöııleri gözden geçirildiğinde, orada ondaki tavır değişikliğinin makul sebebIerini bulmak da imkansız değildir. Taberi'ye 73 Mac DONALD, Development of Mu61im Theol.,gy, Jurisprudence and c01l$ıiıuıionalıhe.

ory, Londra. 1903, ss. 190-191.

74 Phil.,&ophy and Theology, 8.82. Bununla beraber delil açık değildir, zira İbn Fıirek ta-rafından tertib edilen Eş'ad'nin eserlerin'de şu ifadeleri bulunur: "İbn Ebi SaIih et- Taberl'nin isteği üzerine yazılanEbu Hiişim'in sorulanna cevap kitabı" (İBN AsAKİR, Tebyin, s. 136,2; Mc. Carthy, Theology, 8.228, n. 92).

(16)

İbn Asakir bunlara sadeee iftira gözü ile bakanlara şiddetle karşı-koyar ve bu açıklamalarahiçbir değer vermez. Bizim içİn de aynı şeyi yapmak mümkün müdür? el-Hatib el-Bağdadi ve ondan sonraki birçok biyografların naklettikleri gibi, şayet Eş'ari, atası Bilal'in bir vakfı. sayesinde müreffeh bir şekilde yaşıyor idiyse, onun doktrin

değiştirme-75 Tarih, III, s. 2124.

76 Karmaıes makalesi, E.I. (t81. Ansk.), II, 813. 77 tBN KEStR, Bidaye, XI, s. 12I.

78 MASStGNON, La Passion d'al-Ilusayn ıbn Mansour al-HaUaj, Paris, 1922, s. 155. 79 Tebyin, ss. 381, 12::383, 5.

80 el-Hasan EM Ali; krş. GAL, I, 407; S. I, 720; tbn As~,. (Tebyin, s. 416) bize onun 4

zillhicce 446/6 mart 10SS'dc öldüğüne dair güvence veriyor .. 81 Teby.n, s. 381, 12-15.

göre7'.

278 {891-92

den, Massignon'a göre ise

de

76

264/877-78

den itiba-.ren, Karmaıllerin duhul hareketi organize olmaya başlıyor ve

287/900

den itibaren onlarla halifenin kuvvetleri ;ırasında gerçek bir yıpratma savaşına şahit oluyoruz. çoğu kez etkili bir propaganda yaptıkları ve bir doktrin sahibi oldukları içİn ayaklanan bu grublar, büyük karışık-hkIara sebebiyet veriyor, haccı imkansız hale getiriyor, herkese saldırı-yor. ve haklarından gelinmez bir şekilde kaldıkları içİn, müslümanların onlara karşı olan kini gittikçe şiddetleniyordu. Doktrinleri gizli kalıyordu. Öyle ki gelenekçi olmayanlar s~ sık onlarİn doktrinlerıne girmekle suç-landılar. Böyle olduğu içindir ki Hallac az çok onlara karşı sempati duy-makla itham edildj71. İmdi Massignon'a göre Cübbaı, şii Ebii Sehl b. Nevbaht'ın dostu idi ve ikiside Ahvaz'da Hallac'ın halka yaptığı vaiz-leri beraberce takip etmişlerdj78. Davasını~

298/910.

dan

309/922

ye ka-d~r sürdüğü Hallae.'a karşı yapılan genel kınamanın, Eş'arı'nin Mute-zill hocasına da ulaşmış olması ve bu olayın onun kararı üzerinde etkili olmuş olabileceğini düşünmek uza~ bir ihtimal olmayacaktır.

İbn Asakir

Tebyın'mde

79 Eş'ari'nin mezhep değiştirmesi ile ilgili

olarak bazı başka görüşler de nakIetmektedir. Onları el-Ahvazı'nin8o bir kitabında okudu ki <> da bunları Ebii Abdullah el-Hemrani'den almıştı. İşte o kısmın tercümesi: "Eş'ari'nin mezhep değiştirmesinin sebebIeri hakkında ihtilaf olunmuştur. Onun taraftarları gerçeğin ona açıkça gö-ründüğünü ve bu sebebten dolayı (Mutezile ekolünii) terkettiği görüşün-dediı:ler. Diğerleri şöyle dediler: "Onun yakınlarından bir erkek veya kadın öldü' ve hakimin 'onu mirastan mahrum bırakması. korkusu ilc mezhep değiştirdi". Diğer bir kısım da şöyle dediler: "Mutezile doktri-nin.den ayrıldı, çünkü h'alk' nazarında arzuladığı yüksek mevkiyi elde edememişti81."

M. SAIT YAZICIOGLU ,472

(17)

,

EŞ'ARİ'NİN HAYATİ 473

sinin maddi bazı menfaatlerden dolayı ileri geldiğini savunmayı anla-mak hiç de kolayolmaz. O halde, hangisinin akla daha yakın olduğunu anlamak için bu iki olayın naklediliş bir"imlerini karşılaştırmak gerekir. el.Hatib cl.Bağdadi ve el.Ahvazi aşağı yukan muasırdırlar ve olaylar. danbir asır sonra yaşamışlardır. Fakat el-Ahvazi'nin naklinde bir kefil zikredildiği hald~ - İbn Asakir derih bilgisine rağmen hiçbir şey bil-miyor- el~Hatib bir isnad veriyor ki makul bir şekilde Eş'arl devrine kadar, daha doğrusu Bundar b.cl~Hüseyin8ı adlı Eş'arinin }~iryakınına kadar iniyor. O halde öyle görünüyor ki el.Ahvazi'nin naklettiğinin bi . .rinei kısmını nazan dikkate almamak mümkündür. Şahsi tutku suçla-masına gelince, onun doğruluğu hakkında münakaşa etmek mümkün değildir. Bunu yanılmadan yapabilmek için, Eş'ari devrinde Basra hal. kının dini görüşlerinin neler olduğunun açıklıkla bilinmesi gerekirdi. Bu durumda onların gözünde Mutezilenin büyük bir prestijden yararlan-dığı veya aksine onlann ekolünü terketmenin şö!ırete yeniden dönüşü sağladığı hakkında karar verilebilir. Basra halkı ve şehri üzerinde Ch. Pellat tarafından yapılan titiz araştırmaya göreS3, sadece eğilim ve görüş.

lerde büyük bir çeşitlilik müşahade edilebilir. Şurası bir gerçektir ki Mutezile,

III/IX.

asnn başmda Basra'ra, bilhassa Cahiz gibi sevkin biri-nin katılması ile, büyük bir prestije sahipti. Sünni aydınlann bütünlük iı,;inde bu ekole yatkın olmalan gercl~iyordu~ Fakat Ch.Pellat'nın işare. tinc. göre Cahiz, "hayatının sonunda, onların gerileyiş~in keskin görüşlü bir şahidi'" olacaktır84•

Her ne kadar Eş'arı'nin mezhep değiştirm~sinin sebebIerini tespit etmek zor ise de, bu değişiklik bizatihi gerçekleşmiştir. Hayatının geri kalan kısmı için İbn Asakir tarafından verilen bilgiler çok azdır. Mezhep değiştirmesinden ve hatta

303/915-16

da / ölen hocası e!.Cübbai'nin ölümündcn. sonra da, Basra'da yerleşmiş cilsa gerektir. Sonra Bağdad'a gidip yerleşti. Hangi sebebteri dolayı? Onu bilemiyoruz. Başkentteki faaliyeti hakkında tek bir olay bize intikal etmiştir: Bir kısım militan Hanbeli ortamına olan düşmanlığını ortaya koydu. İbn Asakirıin atıfta bulunduğu küçük hikaye85 Kıldı Ebu'l-Huseyn tarafından Tabakaı el-Hanlibile'de nakledibniştir. Söz konusu lıiKa.yeEş'ari ile, Bağdad

hanbç-82 Krş. s. 29 ve n.3. (Kitabın aslında).

8:/ Le Milieu Basrien, bilhassa

ııı.

bölüm olan "gelenekçi dini ortam" (ss. 71-117) ve V. bölüm "dini-siyasi ortam" (ss. 183-217). Bu araşurmalar el-Eş'ari'nin hayatırun hemen öncesini kapsar, zira Cahiz 255/868-;9 da ölmüştür; fakat sonrasında büyük değişikliğin olmadığı düşü-niilebili •...

84 Le Milieu Basrien, s. 73. 85 Tebyi", ss. 390-391.

(18)

lilerinin tartışılmaz lideri Barbahari86 arasındaki münakaşa ile ilgilidir.

Bu hilgiye göre Eş'ad, Bağdad hanbeli ortammda iyi karşılanmamış ve kendini onlara kabul ettirmeye zorlamak gayesi ile lMne'sini yazmış olsa gerektir. Fakat bu girişimibaşarılı olmadı. Bu durumda az bir müd-det kaldıktan sonra başkenti terketmeye karar vermiş' görünüyor87• İbn' Asakir' bu malumatm doğruluğunu \ınünakaşa ederek son ayrıntınm bar1z bir şekilde yanlış olduğunu ortaya atar; çünkü herkes biliyor ki Eş'ari hayatının son sen~lerini Bağdad'da geçirdi, orada öldü ve defne-dildi. Bütün bunlardan bu hikayenin yanlış olduğu neticcsine varıyor.

İbn Asakir kadar kesin olabilir miyiz? Eş'ari'nin Bağdad'da öl-düğünü kabul etsek bile bu, Ebu'l-Hüseyin tarafından nakledilen her şeyi reddetmek için ycterli bir sebep midir? Böyle ol!lbileceğini düşün-müyoruz. Tesbit edilecek ilk nokta, Eş'ari ile Barbahari etrafında gu-ruplaşan HaJ?-bcliler arasındaki münascbetlerin mevcudiyeti hususudur. Belki MakaMı ve lbane gibi akidelerin yazılışmdan ort,~ya çıkan Hanbeli etkisi, geçici münakaşalardan daha fazla tahmin ediliyor: Eş'ari'nin sık sık başkent Hanbeli halkasına iştirak etmiş olması'gerekiyor. Yukarıda tahlil edilen küçük hikaye tarafından aydınlığa. çıkarılan ikinci nokta, belirgin bir düşmanlığın Barbahari'yi Eş'ari ile karşı karşıya

getirdi-ğidir. Burada da Eş'ari'nin eserleri doğrulayıcı bir etken oluyor. Risale

ii İstihsan! el.havzIi 'ilm el-Kelıim adlı kitap kelamm meşruluğunun uzun bir müdafaası olup, kelama ait her şey için, Hanbelilerin iyi bilinen düş-manbğının yapısı içinde daha iyi anlaşıbr88•

'-el-Hatih el-Bağdadi'nin verdiği Eş'ari'nin ölüm tarihi üzerindeki belirsiilik bizi, ölümünün başkentte çarpıcı bir olayolmadığı neticesine götürebilir. Belki LV

iX.

asrın89 ilk on yılı boyunca, sürekli politik karga-şalık1arın kelamcimızın ölümünü unutturmada katkısı olmuştur. Belki, çagdaşlarmın veya onları takip edenlerin nesIinden itibaren, ne MuteziliJ

ne de Hanbeli olduğunu iddia eden bu Basra'lı 'şahsiyetin .kelami tavır-larının ehemmiyetinin farkına varılamadı. İbn Hazm ve İbn Fı1rek ta-rafından verilen tarib İbn Asakir tarafmd~ı tamamen benimsenmiş

olup

(324/935-36),

haşka yerlerde bize ~öylenen tarihlerle de

uyuşmak-tadır. Ayni .İbn Fı1rek'in şehadetine göre90 Eş'ari'nin ölümü en erken 86 329/940-41 dc' ölcn Barbahari (cl-Hasan b. Ali Ebu Muhammcd)' hakkında bak. LAO. ' UST, ıbn Baııa, XXVTI-XLI; Hanbali.meBağdM, ss. 81-84; EBU'L.HUSEYN, Taba1ui1 el-Hanabile, II, 18-45.

87 A.g.e., ll, s. 18.

88 Bu, kelama karşı olan düşmanlık için bkz. LAOÜST, ıbn Bol,a,XXXI, n. 67. 89 Krş. LAOUST, llanbalisme cl Bağdad, ss. 78-83.

90 Te"";n, os, 128, 14-129.

(19)

EŞ'ARİ'NİN HAYATI 475

320/932 den birkaç sene sonra vuku bulmuş olmalıdır, zira bu tarihten sonra birçok eser onun tarafından kaleme alınmıştır9! •.

Diğer taraftan onun ölümü, İbn Asakir tarafindann düzenlenen,' Eş'ari'lerin birbirini izleyen 'nesiIleı'İnlistesini söz ko~usu etmenin .. cezası olarak, 324 den sonradaha fazla uzatılamaz.

Eş'ari'nin Bağdad'taki mezarı, ~l-Hatıb el-Bağdadi tarafından nakledilen, Ebu'l-Kasım el-Esadi'nin şehadeti sayesindeoldukça açık-lıkla belirlenmiştir.

Meş'aret el-Revaya,

yani şahrin güney batısında bu-lunuyordu94• İhn Asakir'in nakline göre94 bizzat kendisi, fanatik

Hanbe-liler tarafından üst tarafının yok edildiğini müşahıide ederek, Eş'ad'nin kab ri ne ziyarette bulunmuştur9s•

BİBLİYOGRAFYA

*

BAG.DADİ ,(Ebu Bekr Ahmed cl-Hatıb),

Tarih Bağdaa.,

Kahire,

i

1349/1931.

EŞ' ARİ (Ebu'l-Hasan)

MakaMt el-lslamiyyin

Ritter baskısı İs-tanbul 1930; Kahire baskısı 1369/1950.

"

Kitab el-Luma'

Mc Carthy yayını

The Theology of

al.As-hari,

metin: 5-83, tercüme: 5-116, Kalıire, 1955.

"

Kitab ~l-lbane,

Haydarabad, 1367/1948, ss.I-80.

"

Risale fi Istihsan el-Havz fi lım el-Kelam, The Theologyof

al-Ashari

içinde, metin: ss.87-97, tercüme:.ss.1l9-134.

İBN AsAKİR,

Tebyin Kezib el.Müfterifi

ma nusibe ile'ı-tmam

Ebu'-I-Hasan el-Eş'ari,

Şam, 1347/1928-29.

İBN HALLİKAN,

Vefayat el-A'yanve

enba ebna ez-Zaman,

Mısır baskısı, 1948.- İ~gilizce tercümesi:

ıbn Khallikô,n's Bibliographical

Dictionnary,

De SIane (M.G.), Paris, 1843.

ı

91 ıbn Fıirek'in hikayesine göre 25 eser (Tebyin, ss. 135-136).

92 Teby,n, ss. 177-330.

93 Krş. LE ST1tANGE, Bağdad, s. 181. Kahire yazmalannın kataloğu şöyle belirtiyor: Basra ve Kerh arası, Kerh ve Bab el.Basra olarak okunmalıdır. Meş'arel e/.R.vaya, M.ş'areı .l.Zevaya olarak da adlandırılınıştır. (EmekliIerin dinlenme yeri). Krş.

G.

MAKD~SI, In,ıiıu.

ıion of Learning, s. 31, n. 3 ve Topography, s. 285, n: 5.

9.1 Tebyın, s. 413, 1-9. .

.

,

95 Bu mezar olağan ziyaretlere konu olacak kadar kıl.tsal sayılmaıwştı; el.Herevl'nin K,i.

Iab e/~Ziyarliı'mda zikredilmemiştir.

• Metin içinde kısaitılmıŞ olarak geçen eserlere ait bibliyografik malumat burada veril. miştir.

(20)

'-

İBN KESİR,

EI.Bidaye ve'n.Nihaye,

Kahrre, 1351-58/1932-39.

_

İDRİs

(H.R.), Essai sur la Diffusi~n de I'Aş'arisme en Ifriqıya, Ca.

hier 'de Tunisie içinde,

ı.

yıl, n.2, 1953, ss.126-140.

_

LE STRANGE(G.),

Baghdad during the Abbasid Caliphate, Oxford,

1900. \

"

_

LAOUST (H.), La, Profession de Foi d!tbn Batta, PIFD

Şam, 1958.

"

Le Hanbelisme sous le Califat de BağdM,

(241/855-656/1258),

Revue des Etudes Isla"!,iques içinde, 1959, ss. 67-128 ..

_

MAKDİs1'(G.),

Muslim lnstitutions of Learning' in Eleve"nth Century

Bağdad: Mat~rials and notes, Arabiea içinde VI, 1959,. ss. 178-197

ve 281-309.

_

MASSİGNON (L.), La Passion d'al.Husayn

ibn Man50ur al.Hallaj,

Paris,1922.'

'

-

Mc CARTHY (R.J.), The Theology of al.Aş'ari, Beyrut, 1953. ,

\

_

Mc DONALD (D.B.), Development of Muslim

Theology

Jurispru-denee and Constitutional Theory, Londra, 1903.

_

PELLAT (Ch.),Le Milieu Basri~net la Formationde Cahiz, Paris, 1953.

"

Basra, E.I. (İslam Ansiklopedisi

fransızca

nüsha)

2. bs. I, 1117-1120.

_

SPITTA (W.), Zur Cesehiehte Ab~'I.Hasan al.Aş'ari's,

Leipzig, 1876.

_

SCHACHT/(J.),

New Sources for the History, of Muhammedan

Theo.

'logy,Sludia

islamica içinde, I, 1953, ss.23-47.

_

SEM'.ANİ, Kitab el.Ensab Margoliouth (D.S.) yayını,

Leiden.Lo~d.

ra, 1912 (GMS, XX)~

_

SOURDEL (D.), Le Vizirat Abbaside de 749 tl 936 (132 a 324 de I'.

Hegire), PIFD, Damas (Şam), 1959.

.

_

SUBKİ (Tacüddi~ Ebu Nasr), Tab'akat el.Şafiiyye el.Kiibra, K'ahire,

1323-24/1905~06.

~

VECCIA VAGLIERI,

Al.Aş'ari

(Abu Musa), E.I. (İslam Ansiklo.

pedisi fransızca nüsha), 2. bs. I, 716-7,17.

_

WATT (W.M.),lslamie

Philosophy and Theology, lslamie Surveys, I,

Edimburg,

1962.

_

YAKUT, Kitab lrşad el.Arib ila ma'rifet el.Edib", Mu'cem el.Udebıi,

Leiden, 1906-1927.

.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hamilin ihbar mükellefiyetini yerine getirmemesi müracaat hakkını haleldar etmez (T.T.K. Kanunname-i Ticaret geniş anla­ mında protesto mefhumunun tesiri altında kalarak

Bunun haricinde bir gayrimenkulun hasara uğramasından mütevellit dâvalar (BGB §§ 823. 2, 989, 1005, 1134) ile yine bir gayrimenku­ lun istimlâk edilmesi dolayısıyla

Az gelişmiş ülkelerde siyasal iktidarın devrimci bir özelliği sahip olması halinde bu durum uzmanların rolü üzerinde etkili di­ ğer bir faktör olabilir. Toplumun

tendance â accorder la reparation morale egalement pour les troubles apportes â la vie conjugale; comme fondement de cette reparation, on preconise ou bien de considerer le

de çalışan davacının yeterli sebepler gösterilmeden görevinden uzaklaştırılması kararının iptaline:; İçtihadı Birleştirme Kararı ise aynı şekilde ve 3546

(Kasım 1965'te Merkez Bankasının toplam kredileri 4,615 milyon lira, muhtelif ticari kre­ diler 172 milyon lira). V) Banka kredilerine gelince, 1965 Programında, «kredilerin

fına gerçek bir riayet göstermiştir. Tervici gayri kabil görünen, ta­ nımanın mütekabiliyet şartına bağlı tutulması da hukukumuzun yabancısı olduğu bir

/ / — Modern Türkiye ve Kendi Kaderini Tâyin Prensibi : Modern Türkiye teşekkül ederken -yani bir çeşitli milliyetler devleti olan Osmanlı devletinden modern bir millî