• Sonuç bulunamadı

Başlık: İMAM HATİP LİSESİNDE UYGULAMA DERSLERİYazar(lar):BİLGİN, BeyzaCilt: 21 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000544 Yayın Tarihi: 1973 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: İMAM HATİP LİSESİNDE UYGULAMA DERSLERİYazar(lar):BİLGİN, BeyzaCilt: 21 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000544 Yayın Tarihi: 1973 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dr. Deyza BİLG1~

Bir öğretmenin başarısı şüphesiz, öğrencileri ilc olan geniş Çap-taki ilişkilerine bağlıdır. O yalnız mesleğinin ehli olmakla yetinmez, öğrencileri ilc iyi ve yararlı ilişkiler kurmaya çalışır. Çünkü' başarı, ger-çekte, pek küçük gibi görünen (ieşitli faktörlerin etkisi altındadır.

Biz bu yıl, fakültemizin öğretmenlik formasyonu gören öğrencileri ile, İmam Hatip lisesinin ikinci devresinde uyguladığımız deneme derb-lerinde, bir debr:işiklikyapmak istedik. Derslerimizin öğrenciler üzerin-deki etkisini yine öğrencilere sormayı denedik. Dersin başında öğrenci-lere küçük kağıtlar dağıtarak, izleyecekleri dersin eleştirisini, kendi öl-çülerine, ihtiyaç ve özlemIerine göre yapmalarını ve notlar almalarını rica ettik. Onsekiz ayrı sınıftan topladığımız bu notlar, bize çok önemli, yapıcı ipuçları kazandırdı, derslerimize ilgiyi arttırdı, olumlu karşılan-dı. Ayrıca imam Hatip lisesi öğrencisinin özel durumu hakkında da hil. gi sahibi olduk.

Notlann tasnifinde, öğrencilerin, öğretmenin kişiliğine, kendileri. ne olan yakınlık ve samimiyetine hirinci derecede önem verdiklerini gördük:

"Hocamızdan ricamız, talehe ilc hocanın bir uyum içerisinde ola-bilmesi için gereken gerçek samimiyettir. Aynı zamanda yasaklamala-rının da hoşgörülebilmesi lazımdır. İnanın ki, samimiyeti olan hoeaya talebe, daha ayrı bir hürmet gösteriyor ve dersine daha bir uyumla ça-lışıyor" .

"Yeni hocamızııı talebeye hitap şekli çok güzel. Ders verirken ha-reketleri ile, talebe arasında yakııı bir ilişki kural,ilmekte".

Yakın ilişki, öğrencileri saran öğretmenlik sırrı olarak görünüyor. Bu hakımdan öğretmenin, sınıfındaki öğrencileri ilc ilk karşılaşması çok önemlidir. Kendisini ve okutacağı dersi etkili bir hiçimde takdim

(2)

318 BEYZA BİLGİN

e(lerse, yani ilk tesir iyi olursa, lnınu oers yılı boyunca sürdürmek ko-laylaşabilir. Bir sınıf ta çok çe~itli karakter ve kahiliyette öğrenci var-dır. Öğrenmede güçlük çekcn öğrcncileri, küçültücü hitaplarIa utanuır-mak, öğretmenin smıfla olan iyi ilişkilerini bir anda bozahilir. Sınıf hir hütündür, bu hütünlük hozulmamalıdn. Öğretmcnin kendisini kont-rol etmesi, Sahil' ve anlayışmı tüketmeInesi esastır. Öğrenci ilc ilgilen-m~k, problemlerini anlamağa çalışmak ve bu problemlerin çözülmesin-de kendilerine zcvkle yardıma hazır olmak, öğretmenin öğrenciye ya-km ilgisinin en açık örneğidir. Bil' öğrenci kendi ismiyle çağrılmaktan memnun olur, bir öğrctmen de öğretmen-öğrcnei ilişkisinrle hımun baş-lıca faktör olduğunu hilir.

Öğrencileri ile yakm ilişki kurabilen olgun bir öğretmen, eğitimin ve öğretirnin gelişmesindc esas olan problemlerin çarelerini de her za-man bulabilir. Teerübeleriniilgililerc nakleder, kenoi çalışmalarını ge-liştirecek tavsiyeler karşısında da anlayışlı olur. 31esleğindeki yeni gc-lişmelcı'i dikkatlc takibederek kendisini sürckli yc.iştirir. Böylece şeref ve itiharı da artar.

Öğretmenin görünüşüne de çok önem verilmektedir. Suçtan pahu-ca kadar, giyiniş, traş ve makyaj, kişiliği tamamlayan unsurlar; temiz-lik, intizam ve alımlı bir sadelik isc iyi bir görünüşün şartları olarak ih-mal edilmemek gerekir. Öğrenciler bize bu konuda da hatırlatmada bu-lund ular:

"Traşı, giyinişi, genç bir öğrctınene yakışaeak biçimdeyoi". "Fizyonominiz ve kıyafetiniz, mesleğinizle tezat halinde. Bunun önemi yok gibi görünürse de vardır. Zira öğretmen., öğrencilerin zihin-lerinc çizdikleri modeldir".

Öğrenciyc yakınlık ve iyi görünüşten srmra, scs tonu, telaffuz, üs-lup, mimikler ve harekctler, diğcr dış unsurlar olarak sıralanabilir. Zih. ni ve fiziki sağlığı yerinde bir öğretmen, scs tonunu ayarlayabilir. Sı-nıfın büyüklüğüne ve kalabalıklığına güre, bağırmadan fakat duyula-bilecek bir yükseklikte konuşur. Mümkün olduğunca telaffuzunu dü-zeltme)'e ~~alışır. Ne fazla sakin ne fazla heyecanlıdır, fakat güvenli ve canlıdır:

"Ders geııdlikle eanlı işl"ndi. Hoealannuz anlatırken biz çoğu kez uyunız. Kürsiiy': oturup kitaha hakarak anlatmakla, gereken jest ve

(3)

mimiklerle, anlaşılmayan kelime ve terimleri tahtaya yazarak dersi iş-lemek elbette farklıdır. Aksi halde gene uyurduk".

"Ses tonunuz, felsefe dersi anlatıyor gihi değil de askeri harbe ça-ğırıyormuş gibi sert".

"Kelime haznesi zayıf olduğundan cümle kurmakta güçlük çeki-yor. Devıik cümleyi çok kullanıyor".

"Anlatım koyu bir kitap üslubu ile oldu. n(~rsi sohbet eder gihi an-latmak gerek. Ağızdan çıkan her cümle, her cümlenin her kelimesi, her kelimenin her harfi, dinleyenin zihnine işlemeli, idrak duygularımı ulaş-malıdır. Aceleye lüzum yok".

"Ağabeyimizin ders esnasında fazla sakin olması, hi;ô biraz lakayt davranmaya sevkediyor".

Öğretmenin kişiliği, dış görünüşü, üslubu, bütün bunlar, eğitime dönüşebilecek bir öğretim yapabilmenin vasıtalarıdır. Neyi ve nasıl öğ-reteceğimiz ise konunun bel kemiğini teşkil etmektedir. Neyi

öğretece-ğimiz bize genellikle hazır olarak verilir. Bunlar, müfredat programları olarak milli eğitimin, çalıştığımız ukulun ve öğretimini yaptığımız der-sin amaçlarına uygun olarak düzenlenir. Öğretmen bunlara, çevrenin özelliklerini de dikkate alarak ilavelerde bulunabilir.

Nasıl öğreteceğimiz meselesi isc metotlu bir hazırlığı gerektirir. Dersin derste öğrenilmesi esastır. Bunun için birinci iş, konuların, öğ-renme güçlüğü ne göre sıraya konulmasıdır. Öğretmen, öğrencilerin ken-dilerine güven duygularını geliştirebilmek için, öğretimc, öğretilmesi kolayolan noktalardan başlar. Bu, öğrencil(~rin, öğrenmede ı:,ri.İçlükçe-kerek hayal kırıklıbTlna uğramalarını önleyeceği gibi güç kısımların da yavaş yavaş ve hazmedilerek (iğrenilmesini sağlar*.

İkinci iş, bol döküman teminidir. Eğer öğretmen, derslerini kıt dö-küman ile planlıyacak olursa, konuları çabuk öğrenen sınıflarda, geri kalan zamanı nasıl geçireceğini şaşırabilir. Ders süresinin kapsamınoan fazla dökümana sahip olursa, öğrenci de tatmin olur.

Konular planlanarak döküman hazırlandıktan sonra, hangi öğre-tim metodunun o konuya uygun düşeecği kararlaştırılır. Birkaç meto-dun bir arada kullanılması, herhangi birinin kullanılmasından daha (;ok

• Bn konuda geııiş bilgi için: 250 Öğretim Tekniği, H.Hand,,)plı Karelı, Edward C.E,tab-rockc, (;e".İbrahim Bado, ıbrahim Yurt, lILE.B. İstanbul 1963.

(4)

320 BEYZA BİLGİN

öğrencilerin ilgisini çekmekte, hütün hisleri ilc kendilerini derse verme-lerini sağlamaktadır. Mesela dersin uygulamalı olarak, örnekleri ile ve-rilmesi, varsa, göze Ilitaheden vasıtaların kullanılması, görüş yolu ile öğretimin verimini arttırmaktadır. Açıklamalar, miinaka~alar, soru-cevap metodu, işitme yolu ile öbTl'enimeyardım etmektedir. İlgili hazı eşyanm elden ele dolaşması, dokunma hislerinin de öğrenime katılması-nı sağlar. Fotoğraflar, filimler, diyapozitifler, plaklar, ses alma cihaz-ları, konu ilc ilgili yerlerin gezilmesi, yazı tahtasının kullanılması, tah. lolar, ınakdler, ve henzerleri dersin cazibesini arttll'lr.

Zıhni ve ameli çalışmanın bütünleşmesi. her türlü öğrenimde ha-şarıyı arttıran bir unsurdur. Bu nedenle l,onunun elverdiği ölçüde, öğ-rencinin de aktif hir biçimde derse katılması sağlanmalıdır. Öğrenci le-rın bu konudaki hatırlatmalarına bakalım:

"Ders derste öğrenildiği zaman iyi neticeler verir. Özellikle öğrenci derse iştirak ettirilirse hu sağlanıyor".

"Yeri gcldikçe mukayeseler yapması. zihinde daha çabuk ve kök-lü yer etmesini sağlıyor".

"Dersin vaktini ayarlamamış, öğrencilere soru hakkı tanımadı". "Talebeye hiraz çok soru soruyor, konuyu kayhediyoruz. Soru so-rulmasını isteriz ama, smular net ve az olsa daha iyi olur herhalde".

Süreyi ayarlamak, anlatılanları derleyip toparlayarak mutlaka hir sonuca bağlamak da unutulmaması gereken hususlardandır.

Der-sin başında, konunun bir önceki dersle ilgisini belirttiğimiz gibi, so-nunda da bir sonraki dersIc olan bağlatısını belirtirsek, konular arasın-da bir bütünleşme sağlanmış olur ve bu, öğrencinin dersi takihini ko-laylaştırır:

"Geçen derste yoktum. Bu der5te anlatılanlar ve verilen misalier, hana, konuyu toplaınanıda yardımcı olamadı. Aynı zamanda dersin hitiminde varılan sonuç heni tatmin etmedi. Misalierin konu ile ilgisini anlayamadım",

"Konuyu hağlamadınız."

"Asıl konu daha öz anlatılınalıydı".

(5)

Öğrenciler yderince öğrenı~miyorlarsa, haşlıea sebep, şüphesiz ta-ıııamiyle alaka duyamamış olmaları, ya da kahili'yı~tlerinin yetersizliği-dir. O. zaman öğretmenin kendi kendisine düşünmesi gerekecektir: Aea-ha öğretim metodunda hir yeter!;izlik mi vardır? Konuların günlük ha-yatla bağlantıları mı yoktur ? Yoksa konular, öğrenciye, çalışmaya değ-meyecek kadar hasit mi gelmektedir? v.s. Şu notlara bakalım:

"Bazı derslerde yine hirkaç ağahey gelip de bu dersi işlese, bizim için çok faydalı olacak. Yoksa bu gidişle ilk geldiğimiz zamanki gibi bil-gisiz olarak, saatin geçmesini bekleyerek sene sonunu getireeeğiz. Çün-kü kırk dakika devamlı yazı yazıyoruz. Yazma ile hiç bir şey anlamı-yoruz. Ders çok, notlara ayrıca çalışamıyoruz".

"Aktüel konularla irtibat kurulmalıydı. Bu, ders(~ renk katmada çok önemlidir".

"Bu konuda daha geniş bilgi almak istiyenlere gerekli yol göster-mcler yapılmalıyelı".

Görülüyor ki, uygulamakta olduğumuz metodun yeterli olup ol-madığını kontrol etmeye gerek vardır. Hatta hu konuda iiğreneilerin de fikirlerini almak, sorumluluğa onl::ırı da katmak, muhakkak ki

üğ-retmeııe yardımcı olacaktır.

İmanı Hatip lisesinin özel durumuna gelince, şüphesiz hu okullar-da meslek dersleri okutaeak öğretmenin dikkatli olması gereken husus-lar vardır. Şu not!ara bakalım:

"Bizim İmam Hatiplil(~r olarak, İlahiyaılı ağabeylerimizden ve hüyüklerimizden beldediğimiz şudur: Biz!er, bu davaya gerçekten inan-mış kişileriz. Bunun için hize vereceğiniz misalIcr, imaııa davet konu-sunda olmaktan çok, islami hilgilerden yoksun kimselere, onların an-lıyacağı biçimde nasıl hitahedeceğimiz, müsb et ilimIerin yardımı ile gerekli ishatları yaptıktan sonra noktalama yı nasıl yapacağımız hu-susunda olmalıdır".

"Kimya bilginiz çok kuvvetli. Bunlardan misal verdiniz. Bunun yanmda Kuran-ı Kerim'den ve hadi"lerden de yeterli örnekler verse-lliz daha yararlı olurdu kanısındayım".

"Ayet okumanız biraz zayıf, bunu geliştirmelisiniz".

"Bazı konular işlenirken daha içtenlikle işlenebilir. Veda hutlıe. sinde olması gerektiği gibi".

(6)

322

!lEYZA BİLGİN

"Kişilcri anlatırkcn dl'ğerlp.ndirl11p.yi ö~ren('iye hırakmamış, kcn-(lisi yapmıştır".

Görüldüğü gihi İmam Hatip öğrencisi, ne istediğini çok iyi hilmek-tedir. Bu okula gelmiş hir kimse için iman prohlemi yoktur. Bu okul-dan yetişecek kimse için de problem, imana davet olmayacaktır. Onun görevi, inanmış kişiye, (loğru hilgi ilı~ yol gö~termcktedir. Bunun için de kendisinin, ınesleki hilgiye ve metoda ihtiyacı varılır. Na,ıl çalışma-hdH, nasıl hitahctmelidir, konuya nasıl girip nasıl işlemelidir ki, kişi-lerlc başarılı ilişkiler kurabilsin. Şüphcsiz

Im

okuııarda ihti)'acı duyu-lan hir ders tc eğitim psikolojisidir.

O, kendisini mesleki bakımdan ycterli olarak yetiştirmek istcdiği gibi, öğretmeninin de yeterli olmasını arzu etmektedir. Onun ayetleri okuyuşundaki çekingenliğe gönlü razı olmamaktadır.

En duygusıll çağını yaşayan lise öğrencisi olarak öğretmenindcn de duygusallık hcklemektedir. Konular işlenirken öğretmenin takmdı-ğı tavrı yada takınması gerektiği tavrı da incelemektedir. 0, böyle hir tavrı beklemekte, fakat bu duygusallığın, başkalaıı haklanda hüküm verirken, tarafsızlığı lıozmasInı arzu etmemektedir. Kısacası öğretmen-den çok şey beklemı~ktedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

(79) Esener, Türk hususi hukukunda muvazaalı muameleler, 1956, s.. Objektif bakımdan tahvilde âtıl olan muamelenin yerine başka bir mua­ mele geçtiği halde teyitte hükümsüz

ralarını banka ve polise ihmal veya vergi sebebiyle bildirmemiştir. Bir sene son­ ra bir şahıs sahte hüviyetle kendisini takdim ederek mezkûr senetleri rehin ve­ rerek

AAüellife göre, «Şahsın yaşadığı memleketin hükümran kudretini bilme­ mesi mazeret sayılmaz; çünkü o, mevcudiyeti sayesinde muhafaza edilmekte olduğu kudrete dikkat

işsizliğe yer verilmemiştir. Klâsik faraziyeler bizim ilerde tayin ve tarif edeceği­ miz bir üçüncü nev'i «gayrı iradî» işsizlik imkânını kabul etmemektedir.

Ceux qui reussissent aux examens d'agregation portent le titre de «doçent de l'universite» (agreges) s'ils ne sont pas incorpores dans les cadres d'une faculte; une fois

Yemek esna­ sında içilen bira ise hazmı oldukça yavaşlatır (Hilman). Yemekle beraber içilen su miktarının, çiğnemenin, salyanın gıdaya iyice karışmamasının hazımdaki

6 ENGİZİSYON MUHAKEME USULÜNÜN TEDVİN DEVRİ avukatının (savcının) (3) veya şahsî tarafın haklarını suçlunun ik­ rar ve ittirafma istinad ettirmek istediklerini

tmza anında Avrupa Konseyinde 10 devlet bulunuyordu : önce imzalamış olan Bruxelles Pakt'ının beş üyesi (Fransa, Büyük Bri­ tanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg) italya