• Sonuç bulunamadı

Kabahatler Kanununun Genel Hükümleri ve İdari Yaptırımlar Üzerine Bazı Gözlemler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kabahatler Kanununun Genel Hükümleri ve İdari Yaptırımlar Üzerine Bazı Gözlemler"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kabahatler Kanununun

Genel Hükümleri ve İdari Yaptırımlar

Üzerine Bazı Gözlemler

(*)

General Provisions of the Law of Misdemeanor and

Some Observations of Administrative Sanctions

Arş. Gör. Duygu TÜZÜN(**)

Öz

Türk Hukuku’nda, hukuk düzenini ihlale sebebiyet veren fiiller suç ve kabahat olmak üzere ikili bir ayrıma tabii tutulmuş ve uygulanacak yaptırımlar da ona göre farklılık göstermiştir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince hukuk düzenini ihlal eden fiiller ve bu fiillerin karşılığında uygulanacak yaptırımlar açık ve belirli olacak şekilde kanunlarla düzenlenmişlerdir. Kabahatler suçlardan farklılık göstererek kanunda açıkça tanımlanabilecekleri gibi, bazı durumlarda ise kanunun çizdiği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle doldurulabi-lecektir. Bu durum sadece kabahatler için geçerli olup, kabahatlerin sonucunda uygulanacak yaptırımlar sadece kanunla belirlenebileceklerdir. Bu çalışmada hukuk düzenini ihlal eden fiillerde neden suç ve kabahat ayrımına gidildiği, kabahat olarak adlandırılan fiillerin ve karşılığı olan yaptırımların neler olabilecekleri Kabahatler Kanunu özelinde ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler

Kabahat, İdari Yaptırım, İdari Ceza Hukuku, İdari Para Cezası, Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi. Abstract

In Turkish Law, acts that cause violation of the legal order have been subjected to a dual distinction as crime and misdemeanor and the sanctions to be applied differ accordingly. In accordance with the principle of lawfulness in crime and punishment, the acts that violate the legal order and the sanctions to be applied against these acts are regulated by laws to be clear and specific. While misdemeanors can be clearly defined in the law by differing from crimes, in some cases, the content of the framework provision drawn by the law may be filled by the general and regulatory actions of the administration. This is valid only for misdemeanors, and the sanctions to be applied as a result of misdemeanors can only be determined by law. In this study, the reason why the acts of violation of the legal order are differentiated between crime and misdemeanor, what the acts called as the misdemeanor and the corresponding sanctions that can be dealt with in accordance with the Law of Misdemeanor.

Keywords

Misdemeanor, Administrative Sanction, Administrative Criminal Law, Administrative Fine, Transfer Ownership of the Property to the State.

(*) Makale gönderim tarihi: 31.01.2020, Makale kabul tarihi: 26.02.2020.

(**) Beykent Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı, E-posta: duygutuzun@beykent.edu.tr,

(2)

GİRİŞ

Hukuk kurallarını ihlal eden, bu sayede toplumdaki düzeni bozan; toplumda-ki toplumda-kişilerin can ve mal güvenliklerini tehlikeye sokan, genel ahlak ve genel sağlık gibi alanları tehdit eden birtakım davranışların önlenmesini sağlayan veya bu davranışların tekrarlanmasını engelleyen çeşitli müeyyideler söz konusudur.

Müeyyide kelimesi Arapçadan dilimize geçmiş olup sözlük anlamıyla, “yaptırım, yaptırma gücü”1 demektir. Yaptırım ise, “kanun, ahlak gibi

kurum-ların buyrukkurum-larının yerine getirilmesini sağlayan güç”2 olarak tanımlanmıştır.

Anayasa’nın 38. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” Bu düzenlemeden anlaşıldığı üzere hukuk düzenini ihlal eden fiiller ancak kanunla belirlenir. Ayrıca Anayasa m. 38/3’e göre, “Ce-za ve ce“Ce-za yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”

Türk hukukunda, hukuk kurallarını ihlal eden fiiller ve bu fiillere uygula-nacak olan yaptırımlara ilişkin ikili bir ayrım söz konusudur. Bazı fiiller kanun-larla suç olarak tanımlanmış ve haklarında ceza ve/ veya güvenlik tedbirleri öngörülmüş, bazı fiiller ise kabahat olarak tanımlanarak, bu fiillerin sonucunda idari yaptırımların uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Kabahatler sadece Kabahatler Kanunu ile sınırlı olmayıp, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Belediye Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Çevre Kanunu gibi çeşitli kanunlarda da düzenleme alanı

bulmuşlar-dır3. Kabahatler Kanunu’nda yer alan kabahatlerden bahsetmeden önce, suç ve

kabahat tanımları ile hukuka aykırı fiiller için neden kabahat ve suç ayrımına gidildiği değerlendirilmelidir.

1. SUÇ VE KABAHAT AYRIMI

1.1. Suç Kavramı

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinde, TCK’da geçen bazı kavramlar tanımlansalar da suç kavramına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

1 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 9. Baskı, Ankara, 1998, s. 1603. 2 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 2392.

3 Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Genel

(3)

Suç sözlük anlamıyla; “Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış; yasa-lara aykırı davranış, cürüm”4 olarak tanımlanmaktadır. Sözlükteki tanımıyla

bazı davranışların kanunlarda belirtilmek suretiyle suç sayıldığı anlaşılmaktadır. Ceza hukuku bakımından ise; tipe uygun ve hukuka aykırı bir fiilin bulun-ması halinde haksızlığın yani suçun varlığından söz edilmektedir5. Suç, hukuk

düzeni tarafından ceza ve/veya güvenlik tedbiri ile karşılanan haksızlık olarak tanımlanabilmektedir6.

Tipik ve hukuka aykırı olan haksızlık failin kusuru ile gerçekleşiyorsa ve ceza verilmesine engel bir hal bulunmuyorsa, ceza mahkemesi tarafından ka-nunda öngörülen cezalar olan hapis veya adli para cezası ve/veya güvenlik ted-birine hükmedilecektir7.

1.2. Kabahat Kavramı

Kabahat kavramı sözlük anlamıyla “Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet; Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan hafif suç”8 olarak tanımlanmaktadır. Kabahatin

sözlük anlamına bakıldığında, kabahatler sonucunda hafif hapis cezasını uygu-lanabileceğinden söz edilse de Anayasa md. 38/9’a göre; “İdare, kişi hürriyeti-nin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.”

TCK’dan farklı olarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde kabahat tanımına yer verilmiştir. Hükme göre; “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.” İdari düzeni bozan fiillere kabahat denilmektedir.

Kabahatler sonucunda uygulanacak idari yaptırımların, idare tarafından uy-gulanan birer idari işlem olmaları ve cezalara göre daha hafif ihlallere yönelik olmaları sebepleriyle, bu eylemlerin sonucunda uygulanacak ceza hürriyeti bağ-layıcı ceza olamayacaktır9.

1.3. Suç ve Kabahat Ayrımının Amacı

765 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlükteyken hukuk düzenini ihlal eden fi-illeri suç ve yahut kabahat olarak adlandırılarak tek bir kanunda

4 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 2036.

5 Zeynel T. Kangal, Kabahatler Hukuku, 2. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2019, s. 1. 6 Mahmut Koca, İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve

Güncellenmiş 12. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2019, s. 39. 7 Kangal, Kabahatler Hukuku, s. 1.

8 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 1137-1138.

9 Ramazan Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, 1. Baskı, Anka-ra, Asil Yayın Dağıtım, 2006, s. 29.

(4)

lerdir. Kabahatler, suçlara göre nispeten daha az ceza gerektiren haller olarak düşünülmüştür. Aralarındaki bu ayrım, ihlale sebebiyet veren fiilin hukuk düz-leminde verdiği zararın ağırlık derecesinden doğmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde ise, 765 sayılı Türk Ceza Kanu-nu’ndaki bu durum, kabahatlerin Türk Ceza Kanunu kapsamının dışına çıkarılıp bizatihi tek başlarına ayrı bir kanunla düzenlenmeleriyle son bulmuştur. Suçla-rın sonucunda cezalaSuçla-rın, kabahatlerin sonucunda ise idari yaptırımlaSuçla-rın uygula-nacağı düzenlenmiştir.

Her ne kadar kabahatlerin birçoğu Türk Ceza Kanunu kapsamından

çıkarıl-salar da önceden kabahat sayılan bazı eylemler10 ceza kanunu kapsamında suç

olarak yer almaktadırlar11. Hatta dilencilik fiili TCK md. 229’da suç ve

Kaba-hatler Kanunu md. 33’te ise kabahat olarak düzenlenmektedir. Ancak buradaki farklılık, kişinin kendisinin bizatihi dilenmesinin kabahat; çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilenci-likte araç olarak kullanmasının ise suç teşkil etmesidir.

Cezalar ve idari yaptırımlar korudukları hukuki değer bakımından sosyal düzenin korunmasını amaçlamaktadırlar12.

Cezalar, hukuka aykırı eylemin gerçekleşmesi sonucunda fiili gerçekleşti-ren kişi açısından cezalandırıcı ve fiili tekrardan yapmasını engelleyici, toplum açısından ise caydırıcı niteliktedir. İdari yaptırımlar ise idari düzeni bozabilecek hareketlerin önlenmesi, eğer bu hareketler gerçekleştiyse de kamuya verdiği zararın giderilmesini amaçlamaktadır13.

Korudukları hukuki menfaat bakımından benzer olan suçlar ve kabahatler için bu ayrıma gidilmesindeki amaç; basit sonuçlar doğuran eylemlerin yani ka-bahatlerin adli makamın iş yükünü arttırmasının ve aynı zamanda bu eylemlerden ötürü kişiler hakkında adli sicil kaydı oluşturulmasının önüne geçilmesidir14.

Bu bakımdan basit sonuçlar doğuran eylemler için herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın, idare tarafından idari yaptırımlar uygulanması uygun

10 Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması (md. 177), Gürültüye neden olma (md.183).

11 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 26. 12 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 27. 13 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 28.

14 Kangal, Kabahatler Hukuku, s.10., Mustafa Özen, İdari Ceza Hukuku, 1. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2013, s. 2., Fatih Selami Mahmutoğlu, Kabahatleri Suç Olmaktan Çıkarma

Eğilimi ve Düzene Aykırılıklar Hukukunda (İdari Ceza Hukukunda) Yaptırım Rejimi,

(5)

müştür. Ayrıca Adli Sicil Kanunu’nun 5. maddesinde “Adli Sicile Kaydedilme-yecek Bilgiler” başlığı altında; “Türk mahkemeleri tarafından verilmiş olsa bile; disiplin suçlarına ve sırf askerî suçlara ilişkin mahkûmiyet hükümleri, disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar, idarî para cezasına ilişkin karar-lar, adlî sicile kaydedilmez.” denilmiştir.

Kabahatlerin TCK kapsamından çıkarılmasıyla hedeflenen amaçlardan bir tanesi, mahkemelerin iş yükünün azaltılmasıdır15. Mahkemelerin, daha ağır ceza

verilmesini gerektiren fiillere ilişkin incelemelerini daha detaylı yapabilmeleri adına, kabahatin suç olmaktan çıkarılması çözüm yoluna gidilmiştir. Her ne kadar Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde “İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir.” düzenlemesi yer alsa da bu hükme göre, idari yaptırım kararla-rına karşı kullanılacak kanun yolunun sulh ceza mahkemeleri olması, ceza mahkemelerinin iş yükünün azaltılması istemine aykırılık teşkil etmeyecektir. Zira hukuk devleti ilkesi gereğince, verilen kararlara karşı kanun yolunun açık olması elzemdir ve bu durum iş yükünün artması olarak değerlendirilemez.

2. KABAHATLER KANUNUNUN GENEL HÜKÜMLERİNİN YORUMLANMASI

2.1. Kabahatler Hukuku: İdari Ceza Hukuku- İdari Yaptırım Hukuku İkilemi

Kabahatlerin önceden ceza kanunları bünyesinde düzenlenmeleri, ancak uygulanan yaptırımların idari yaptırım olması, kabahatler hukukunun, ceza hu-kukunun mu yoksa idare huhu-kukunun mu bir uzantısı olduğu sorusunu akla ge-tirmektedir.

Kabahatlerin suç teşkil etmediği ve sonucunda idarece verilen idari yaptırımla-rın uygulandığı bu sayede idare hukuku ile ceza hukuku arasında ortak bir alan oluşturmaktadır16. Kanunun gerekçesinde ise suç ve kabahat ayrımının nitelik değil

nicelik bakımından yapıldığı belirtilmektedir17. Kabahatler her ne kadar Türk Ceza

Kanunu kapsamından çıkarılıp Kabahatler Kanunu başlığı altında temel bir kanun-da toplansalar kanun-da bu kanunkanun-da Türk Ceza Kanunu’na bolca atıf yapılması ceza hu-kukundan tam olarak kopulamadığının göstergesidir. Nitekim kabahatlere ilişkin

15 Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler TCK m. 1-75, 7. Baskı, İstanbul, Beta Yayınevi, 2019, s. 166.

16 İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku- Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve Güncellenmiş 14. Bası, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2018, s. 56.

17 Berrin Akbulut, Türk Ceza Kanunu ile Kabahatler Kanunu Genel Hükümlerinin Yaptırım

Hükümleri Dışında Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 2.

(6)

araştırma yapılırken de idari yaptırım hukuku yerine daha ziyade idari ceza hukuku kavramının sıklıkla kullanıldığı göze çarpmaktadır.

Kabahat yerine idari düzeni ihlal edici eylem denilmesi idari yaptırım hu-kukunun ceza hukukundan sıyrılıp başlı başına bir alan olarak algılanmasına

vesile olacağı yönünde çözüm önerisi mevcuttur18. Sorunun sadece kavramdan

kaynaklı olmadığı, bu bakımdan kabahat yerine başka bir kelimenin söylenme-sinin çözüm için yeterli olmayacağı da aşikardır. Kabahatler Kanunu’nun ceza hukukundan uzaklaştırılıp idare hukukuna yaklaştırılması hedefi için öncelikle uygulanan kanun yolunun değiştirilmesi gibi yöntemler daha etkin olacaktır.

2.2. Ceza Hukuku İlkeleri Bakımından Kabahatlerin Durumu

Suç ve kabahat arasındaki ayrım incelenirken, öncelikle ceza hukuku ilke-lerinin uygulanıp uygulanmadığına bakılmalıdır.

Kişisellik ilkesi bakımından; TCK md. 20/1 hükmüne göre; “Ceza sorum-luluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” Cezala-rın suç ile orantılı olması da kişisellik ilkesi ile ilişkilidir19. İdari yaptırımlar da

kural olarak kişisellik ilkesi uygulanmaktadır20.

Kanunilik ilkesi bakımından; Türk Ceza Kanunu’nun md. 2/1 ve 2/2’de yer alan; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirle-rinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. / İdarenin düzenle-yici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” hükümleriyle, suç ve cezaların yalnız-ca kanunla belirleneceği, İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konula-mayacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, Kabahatler Kanunu’nun 4. madde hük-müne göre ise, “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımla-nabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. / Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.” denilmektedir. Ceza hukukundaki kanunilik ilkesiyle kabahatler hukukundaki kanunilik ilkesinin en büyük farkı idarenin düzenleyici işlemlerin-de ortaya çıkmaktadır21. Kabahat ve yaptırımların kanuniliği bakımından suç ve

18 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 21., Yücel Oğurlu, İdari

Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2000, s. 31.

19 İl Han Özay, İdari Yaptırımlar: Kuramsal Bir Deneme, İstanbul, Özdem Kardeşler Matbaacılık Tesisleri, 1985, s. 30.

20 Oğurlu, İdari Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, s. 55.

21 Oğuz Bandır, “Kabahatler Hukukunda Yorum ve Kıyas”, Kabahatler Hukuku Yazıları- II, der. Zeynel T. Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018, s. 1- 48, s. 15.

(7)

cezalardaki kadar katı bir kanunilik durumu söz konusu olmayacak, kanunla çerçevesi belirlenen bir suçla ilgili idarenin düzenleyici işlemiyle suçun içeriği belirlenebilecekken, yaptırımlar kesinlikle kanunla belirlenecektir.

Ne bis in idem ilkesi; bir kişi hakkında aynı eylem ve aynı konu nedeniyle mükerrer bir yargılama ve cezalandırma olmasının önüne geçilmesine

ilişkin-dir22. Kabahatler Kanunu md.15/3’e göre; “Bir fiil hem kabahat hem de suç

olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.” denilmektedir. Aynı eylem için hem idari ceza hem de idari tedbir uygulanması ne bis in idem ilkesine aykırılık teşkil etmeyecektir23.

Geriye etkili olma yasağı bakımından, Kabahatler Kanunu m. 5’e göre, TCK’nın zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımın-dan da uygulanacaktır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırım-lara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.

Kıyas yasağı bakımından, kabahatlerde de suçlarda olduğu gibi kanunilik ilkesi geçerli olması sebebiyle, Kabahatler Kanunu’ndaki boşlukların kıyas yoluyla tamamlanması yasaktır.

2.3. Suç Unsurları ve Suçun Özel Görünüş Usulleri Bakımından Kabahatlerin Durumu

Suçun unsurları bakımından öncelikle; TCK’da sayılmış olan suçlar bakı-mından, TCK md. 21’e göre; “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır.” de-nilmiş olup, maddenin devamında kast ne olduğundan ve olası kastın tanımın-dan bahsedilmiştir. Kabahatler Kanunu md.9’daki düzenlemeye göre ise; “Ka-bahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, hem kasten hem de tak-sirle işlenebilir.” Suçların kural olarak kasten işlendikleri, kabahatlerde ise kast veyahut taksir ayrımı gözetilmediği görülmektedir.

Kabahatler Kanunu md. 10’da “Türk Ceza Kanununun hata hallerine iliş-kin hükümleri, ancak kasten işlenen kabahatler bakımından uygulanır.” ve md. 12’de ise “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, Türk Ceza Kanu-nunun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.” denilerek hata ve hu-kuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin, suç ve kabahatler için ortak uygulanan hükümler belirtilmiştir.

22 Özay, İdari Yaptırımlar: Kuramsal Bir Deneme, s. 35.

(8)

Suçlar bakımından TCK’nın 31. maddesinde, çeşitli yaş kategorileri belir-lenmek suretiyle çocukların kusur yeteneği ve yaş küçüklüğünün sorumluluk üzerindeki etkisi düzenlenmiştir24. Maddenin 1. fıkrasına göre; “Fiili işlediği

sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.” TCK md. 32’de ise kişinin ceza hukuku bakımından, akıl hastalığının davranışları üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir25. Hükme

gö-re; “Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algıla-yamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.” Kabahatler Kanunu md.11’deki düzenlemeye göre; “Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para ce-zası uygulanamaz. / Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve so-nuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişi hakkında idarî para cezası uygu-lanmaz.” Yaş küçüklüğüne ilişkin yaş sınırı kabahatler bakımından cezalara göre yüksek tutulmuşken, akıl hastalığına ilişkin düzenleme TCK hükmüyle aynıdır.

Suçlarda özel görünüş biçimleri olarak teşebbüs26, iştirak27 ve içtimadan28

söz edilirken, Kabahatler Kanunun md. 13’e göre, kabahatlerde teşebbüs ceza-landırılmayacaktır. Ancak, teşebbüsün de cezalandırılabileceğine dair ilgili ka-nunda hüküm bulunan haller saklı tutulmuştur. Türk Ceza Kanunu’nun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanacaktır. Kabahatler Kanunu md. 14 hükmüne göre; “Kabahatin işlenişi-ne birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir.” Suçlar bakımından ise, suç teşkil eden fiil bir kişi tarafından müstakilen işlenebileceği gibi, birden fazla kişinin iştirakiyle de işlenebilecektir29. Aynı fiil nedeniyle birden fazla kabahat işlenmiş oluyorsa, bu

kabahatlere ilişkin idari para cezası öngörülmesi durumunda en ağır idari para cezası uygulanacaktır30.

24 Özgenç, Türk Ceza Hukuku- Genel Hükümler, s. 403. 25 Özgenç, Türk Ceza Hukuku- Genel Hükümler, s. 414.

26 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Birinci Kitap İkinci Kısım Üçüncü Bölüm 27 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Birinci Kitap İkinci Kısım Dördüncü Bölüm 28 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Birinci Kitap İkinci Kısım Beşinci Bölüm 29 Özgenç, Türk Ceza Hukuku- Genel Hükümler, s. 520.

30 A. Şeref Gözübüyük, Turgut Tan, İdare Hukuku Genel Esaslar, c: 1., Güncelleştirilmiş 12. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2018, s. 761.

(9)

3. KABAHATLER KANUNU’NDA DÜZENLENEN İDARİ YAPTIRIMLAR

İdari yaptırımlar, ceza kanunlarında yer alan kabahatlerin, ceza hukukunun dışına çıkarılması eğilimiyle ilgilidir31. Kabahatler Kanunu md. 16’ya göre;

“Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir. / İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.” Kabahatler Kanunu md. 16’da kabahatler karşılığında uygulanacak idari yaptırımların, idari para cezaları ve idari tedbirler olacağı düzenlenmektedir.

İdari para cezaları ile idari tedbirler ayrı ayrı uygulanabilecekleri gibi, Ka-bahatler Kanunu md. 33’te düzenlenen dilencilik ve md. 34’te düzenlenen ku-mar kabahatlerinin işlenmesi hallerinde yaptırım olarak idari para cezasının yanı sıra mülkiyetin kamuya geçirilmesine de hükmolunmaktadır.

Kabahatlerin sonucunda uygulanacak olan idari yaptırımlara ilişkin kararı verme yetkisi Kabahatler Kanunu m. 22’ye göre, kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlilerine aittir. Hükmün devamında, kanun-da açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amirinin yetkili olacağı, İdarî kurul, makam veya kamu görevlilerinin ise ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahat-ler dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkili olacakları düzenlenmiştir.

3.1. İdari Para Cezaları

Kabahatler Kanunu m. 17’ye göre;

“İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilir. / İdarî para cezası, ka-nunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu du-rumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur. / İdarî para cezası, Devlet Hazinesine ödenir. Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde idarî para ce-zasının, ilk taksidinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir. / Kesinleşen karar, derhal tahsil için mahallin en büyük mal memuruna verilir. İdarî para cezası, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hü-kümlerine göre tahsil edilir. Tahsil edilen idarî para cezasının kanunla

(10)

belirlenen bir oranı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun hesabına akta-rılır. / İdarî para cezası tamamen tahsil edildikten itibaren en geç bir ay içinde durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirilir. / Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza gös-termesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yo-luna başvurma hakkını etkilemez. / İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz.”

İdari mali yaptırım, hukuka aykırı davranışları nedeniyle bireylerin malvar-lıkları üzerinde etkisi olan, onların sahip oldukları bazı şeylerden yararlanmala-rının yasaklanması şeklinde tanımlanmaktadır32.

İdari düzeni ihlal eden bir davranışın bulunması, bu davranışın sonucunda idari yaptırıma başvurulacak olması, uygulanacak bu yaptırımın malvarlığı üze-rinde etki doğuracak olması ve bu etkinin malvarlığında bulunan şeylerden ya-rarlanmanın engellenmesi veyahut yasaklanması şeklinde olması tanımdan çı-kartılacak sonuçlardır33.

Para cezaları; kamu para cezaları, tazminat kabilinden para cezaları, mede-ni para cezaları ve idari para cezaları olarak dört baslık altında incelenmekte-dir34. Bu sınıflandırma tek bir kritere göre yapılmamıştır35. Kamu para cezaları

ve tazminat kabilinden para cezaları bir suçun cezası olarak öngörülmeleri ve bu sebeple bu cezalara ceza yargılaması sonucunda hükmedilmesi gibi ortak özel-liklere sahiptirler.

Kamu para cezaları, kanunlarda düzenlenen, topluma zarar veren fiillerin karşılığı olarak verilen, suçu işleyen kişiyi, belirli bir miktar parayı kanunun gösterdiği yere ödemeye zorlayan ızdırap çektirici, kazai bir kararla, failin

32 Özay, İdari Yaptırımlar: Kuramsal Bir Deneme, s. 46. 33 Oğurlu, İdari Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, s. 86.

34 Yavuz Nazaroğlu, “Genel Olarak İdari Para Cezalarının Para Cezaları İçindeki Yeri ve Nitelikle-ri”, Danıştay Dergisi, No: 14-15, 1974, s. 96-109, s. 98.

35 Mehmet Akif Bardakçı, Kabahatler Kanuna Göre İdari Para Cezaları ve İdari Para

Cezaları-nın Yargısal Denetimi, dnş. Zehreddin Aslan, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

(11)

surluluğuna ve ekonomik durumuna orantılı olarak hükmedilen müeyyide ola-rak tanımlanmaktadır36.

Tazminat kabilinde para cezaları daha ziyade iktisadi ve mali suçlarda ön-görülen ve devletin uğradığı zararın tazmini amacını taşıyan hem ceza hem tazminat özelliği gösteren müeyyidelerdir37.

Medeni para cezaları kanunlarda düzenlenen usule ilişkin hükümlerin ihlali halinde, kamu para cezasından farklı olarak, ceza muhakemelerindeki kurallara tabi olmadan bazen mahkemeler ve bazen de idari makamlar tarafından uygula-nan para cezalarıdır38.

Kişilerin malvarlığına yönelen müeyyideler adli para cezası ve idari parasal yaptırım şeklindedir39. Ceza hukuku bakımından para cezaları, suç teşkil eden

fiilin karşılığı olarak kanunda belirtilen yerlere bir miktar paranın ödenmesidir İdari parasal yaptırımlar, idari düzene aykırılık teşkil eden eylemler sebe-biyle, yasanın açıkça izin verdiği hallerde idarenin yargı organına başvurulmak-sızın kendisinin bizzat uyguladığı ve bir miktar paranın alınması şeklinde ger-çekleşen mali nitelikte yaptırımlardır40. İdari düzene aykırılık olması ve

doğru-dan doğruya idari mercilerce hükmedilmesi temel şartlarıdır.

KK md.17’ye göre, idari para cezaları, maktu para cezaları, alt- üst sınırı belirlenmiş idari para cezası ve nispi para cezası olarak üç şekilde olabilecektir.

Maktu idari para cezaları, ihlale ilişkin eylem sonucunda alınan, kanunda sabit bir değer olarak belirtilen idari para cezalarıdır41. Emre aykırı davranış

(md. 32)42, dilencilik (md. 33)43, kumar (md. 34)44 gibi kabahatlere maktu para

36 Süheyl Donay, Para Cezaları, İstanbul, Kervan Yayınları, 1972, s.68, Aktaran: Mehmet Akif Bardakçı,

Kabahatler Kanuna Göre İdari Para Cezaları ve İdari Para Cezalarının Yargısal Denetimi, s. 47.

37 Nazaroğlu, “Genel Olarak İdari Para Cezalarının Para Cezaları İçindeki Yeri ve Nitelikleri”, s. 99. 38 Nazaroğlu, “Genel Olarak İdari Para Cezalarının Para Cezaları İçindeki Yeri ve Nitelikleri”, s.

100-101.

39 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 53.

40 Emrah Uran, Türkiye’deki Bağımsız İdari Otoritelerin İdari Yaptırım Yetkisi, 1. Baskı, İstan-bul, On İki Levha Yayıncılık, 2012, s. 155.

41 Yaşar Güçlü, İdari Para Cezaları ve Diğer İdari Yaptırımlar, 3. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncı-lık, 2016, s. 100.

42 “Emre aykırı davranış

Madde 32- (1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu

düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hare-ket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. (...)”

43 “Dilencilik

Madde 33- (1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca,

dilencilik-ten elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. (...)” 44 “Kumar

Madde 34- (1) Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, kumardan

(12)

cezası öngörülmüştür. Alt- üst sınırı belirlenmiş idari para cezalarında, kanun koyucu tarafından para cezasının alt ve üst sınırları belirlenmiş olup, kabahatin ve failin durumuna göre, alt ve üst sınırlar arasında bir miktar cezaya karar veri-lecektir45. Çevreyi kirletme (md. 41)46 ve afiş asma (md. 42)47 gibi kabahatlerde

alt- üst sınırlar belirlenmiştir. Nispi para cezaları, kabahat fiilinin özelliğine göre, her somut olayda belirlenecek, fiilin ağırlığına göre, kanunda belirlenen her birim için hesaplanan idari para cezalarıdır48. Orman Kanunu’nun 95.

mad-desinde, “Kanunun 19’uncu maddesi hükümlerine aykırı olarak ormanlara izinsiz hayvan sokanlarla, ormana başıboş hayvan girmesine sebep olanlara beher kıl keçi için altı Türk Lirası, büyükbaş hayvanların beheri için üç Türk Lirası, küçükbaş hayvanların beheri için bir Türk Lirası idarî para cezası veri-lir.” denilmektedir.

İdari para cezaları ile adli para cezaları arasındaki farklar bakımından önce-likle organik fark göze çarpmaktadır. Adli para cezaları yargı makamları tara-fından yargılama usullerine göre uygulanırken, idari para cezaları ise idarece ve idari işlemlerin yapılması usulüne göre uygulanmaktadır. İdari makamlar tara-fından bir kabahat karşılığında verilen para cezaları idari para cezalarıyken,

45 Güçlü, İdari Para Cezaları ve Diğer İdari Yaptırımlar, s. 107. 46 “Çevreyi kirletme

Madde 41- (1) Evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler

dışına atan kişiye, yirmi Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bireysel atık ve artıkların atılması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Fiilin yemek pişirme ve servis yerlerinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

(3) Hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında hayvan kesen veya kesilen hayvan atıklarını sokağa veya kamuya ait sair bir alana bırakan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. (4) İnşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan

kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi adına yürütülmesi halinde bu tüzel kişi hakkında verilecek idarî para cezasının üst sınırı beşbin Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca kişiden tahsil edilir.

(5) Kullanılamaz hale gelen veya ihtiyaç fazlası ev eşyasını bunların toplanmasına ilişkin olarak belirlenen günün dışında sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu eşyanın toplanması hususunda belediye tarafından belirli aralıklarla yılda üç günden az olmamak üzere belirlenen günler önceden uygun araçlarla ilân olunur. (6) Kullanılamaz hale gelen motorlu kara veya deniz nakil araçlarını ya da bunların mütemmim

cüzlerini sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye ikiyüzelli Türk Lirası idarî para ce-zası verilir. Bunların kaldırılmasına ilişkin masraf da kişiden ayrıca tahsil edilir. (...)”

47 “Afiş asma

Madde 42- (1) Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar

veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve ilânlar, tek fiil sayılır.”

48 Ali Karagülmez, Suç Olmaktan Çıkarma- İdari Para Cezaları- Açıklamalı Kabahatler

(13)

ceza mahkemeleri tarafından bir suç karşılığında verilen para cezaları adli para cezalarıdır49. İdari para cezaları adli sicile kaydedilmez, ödenmedikleri takdirde

hapis cezasına dönüştürülmez50.

Parasal nitelikte olan aylıktan kesme disiplin yaptırımının mali bir yaptırım olup olmayacağı sorusu akla gelmektedir. Aylıktan kesme, mali etki gösteren, memurun brüt aylığından 1/30- 1/8 arasında kesinti yapılmasına hükmolunan disiplin yaptırımıdır51. Aylıktan kesme disiplin cezası, belirli bir statüde bulunan

kişilerin, belirli bir kurumun içindeki çalışma düzeninin bozulması halinde uy-gulanan, uyarıcı mahiyetteki bir yaptırımdır52. Disiplin cezaları kolluk

yetkisin-den değil idari makamların hiyerarşi yetkisinyetkisin-den kaynaklanırlar53. İdari para

cezasındaki amaç ise genel olarak bir idari düzeni korumaktır.

İdari parasal yaptırıma karar verilmesi halinde söz konusu alacak bir kamu alacağı olacağından Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hü-kümlerine göre tahsil edilecektir. Mahallin en büyük mal memuruna verilen para daha sonra mal memurunca Devlet hazinesine ödenecektir. Ancak kanunla belirlenen belli bir oranı ilgili kamu kurum veya kuruluşunun hesabına aktarıla-bilecektir. Kanunda açık hüküm bulunması gerekmektedir. Adli para cezaları 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna göre infaz savcılıklarınca infaz ettirilirler.

3.2. Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi

3.2.1. Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi ile Müsaderenin Karşılaştırılması

Toplum düzeninin, güvenliğinin ve sağlığının korunması gibi konularda düzeni ihlal eden eylemler sebebiyle, İdarece, herhangi bir yargı kararı olmaksı-zın uygulanan ve bireylere toplumsal yükümlülüklerini hatırlatan engelleyici ve tali nitelikteki mali yaptırımlara, mülkiyetin kamuya geçirilmesi denilmekte-dir54.

49 Burcu Uykun, “İdari Para Cezaları”, Kabahatler Hukuku Yazıları- II, der. Zeynel Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018, s. 49- 84, s. 60.

50 Hamide Zafer, Gülfem Pamuk, Kerim Çakır, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı Kabahatler

Ka-nunu, 1. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 2014, s. 32.

51 Bahtiyar Akyılmaz, Murat Sezginer, Cemil Kaya, Türk İdare Hukuku, Genişletilmiş ve Güncel-lenmiş 8. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2017, s. 768.

52 Zehreddin Aslan, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na Göre Disiplin Suç ve Cezaları, 1. Baskı, İstanbul, Alfa Yayınları, 2001, s. 26.

53 Bardakçı, Kabahatler Kanuna Göre İdari Para Cezaları ve İdari Para Cezalarının Yargısal

Denetimi, s. 48.

(14)

Müsadere sözlükteki haliyle, işlenen bir suç karşılığı olarak, suçlunun ma-lının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve bu mülki-yetin bir başka kuruluşa devredilmesidir55.

Suç karşılığında bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenen müsadere bir ceza hukuku terimiyken; Kabahatler Kanunu’nda kavram kargaşasına neden olma-mak adına, idari yaptırım hukukunda mülkiyetin kamuya geçirilmesi ifadesiyle kullanılmaktadır56.

Müsadere ile mülkiyetin kamuya geçirilmesi arasında bir mukayese yap-mak gerekirse her ikisinde de ortak olan durumlar; mülkiyetin Devlet’e veyahut yasanın öngördüğü bir kamu tüzel kişisine geçirilmesi ve her iki müeyyidenin de tali nitelikte olduğu söylenebilecektir. Somut olaya öncelikle diğer müeyyi-delere başvurulmakta daha sonra müsadere ve yahut mülkiyetin kamuya geçi-rilmesi uygulanmaktadır.

Müsadere ile mülkiyetin kamuya geçirilmesi arasındaki farklılıklara bakıl-dığında57 ise, müsaderede suçla alakalı bir eşyanın söz konusudur ancak

mülki-yetin kamuya geçirilmesinde ise eşyanın suçla ilgili olması aranmadığı gözlem-lenmektedir. Müsaderenin uygulanması için mahkeme kararı beklenirken, mül-kiyetin kamuya geçirilmesi tedbirinde idari bir kararın varlığı yeterlidir. Müsa-derede kişinin işlediği suç karşılığında suçla ilgili, suçun işlenmesine yardımcı veyahut suçtan doğan bir malını kullanmaktan alıkonulmaktadır. Müsadere cezalandırma amacı taşırken, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ise idari düzeni bozan ihlal nedeniyle kişiyi uyarmayı amaçlamaktadır.

3.2.2. Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesine İlişkin Maddenin İncelenmesi

Kabahatler Kanunu md. 18’e göre;

“Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hü-küm bulunan hallerde karar verilebilir. / Mülkiyetin kamuya geçiril-mesine ilişkin karar, eşyanın;

a) Kullanılmaz hale getirilmesi, b) Niteliğinin değiştirilmesi,

c) Ancak belli bir surette kullanılması,

55 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 1612.

56 İbrahim Çiçek, Kabahatler Kanunu, 1. Baskı, İstanbul, Kazancı Hukuk Yayımevi, 2007, s. 55. 57 Detaylı bilgi için Bkz. Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s.

(15)

Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir./ Mül-kiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya elkonulabileceği gibi; eş-ya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir./ Eşyanın mülkiyeti, kanun-da açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer./ Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir./ Kaim değerin mül-kiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir./ Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir./ Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi ha-linde yerine getirilir.”

Hükme göre; kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilir. Örneğin;

Kara Avcılığı Kanunu md. 28’e göre;

“... elkonulan av hayvanları ve türevleri ile sair eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine mahallî mülkî amir tarafından karar verilir./ Mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilen cansız av hayvanları ile avlanan hayvanlardan elde edilen ürünler ve sair eşya Çevre ve Or-man Bakanlığı tarafından satılarak bedeli Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir./ Canlı olarak el konulan ve özel bakım ve tedaviye muhtaç olmayan av hayvanları, Bakanlık yetkilileri tarafından başka bir şekilde değerlendirilmesine karar verilmediği takdirde, doğal ya-şama ortamlarında serbest bırakılır.”

Bu maddeye göre kabahatin işlenmesi halinde, kullanılan vasıtalar ile canlı ve cansız hayvanların mülkiyetinin kamuya geçirileceğinden söz edilmektedir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbirine karar verilebilmesi için kabahatin kasten ya da taksirle işlenmiş olmasının önemi yoktur58.

Mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararının, birtakım şartların sağlanması ha-linde geciktirilmesi söz konusudur. KK md. 18/2 hükmüne göre;

58 Necati Meran, Yargıtay İçtihatlarıyla Kabahatler Kanunu ve Özel Kanunlarda İdari Para

(16)

“Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın;/ a) Kullanıl-maz hale getirilmesi, / b) Niteliğinin değiştirilmesi,/ c) Ancak belli bir surette kullanılması,/Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi-ne karar verilir.”

Çağlayan’a göre, madde gerekçesi; belirli süreden anlaşılması gerekenin ne olduğu açık ve net olmaması ile koşulların yerine getirilmemeleri halinde mül-kiyetin kamuya geçirilmesine niçin karar verileceğinin belli olmaması bakımın-dan çelişkilidir59. Ayrıca hükümde kabahat sonucunda elde edilen eşyanın

kul-lanılamaz hale getirilmesi halinde neden süre verildiği de anlaşılmamaktadır. Zira bu eşya meyve ya da sebzeyse ve çürüdüyse yahut bir hayvansa ve telef olduysa neden süre beklenecektir.

Maddenin devamında ise; “Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya el konu-labileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir” denilmektedir.

Maddede bahsi geçen el koyma asıl yaptırım değildir. Gerçek bir yaptırım uygulanıncaya kadarki sürede uygulanan geçici bir önlemdir. AY md. 20/2’ye göre el koyma; milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden bir veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış yetkili merciin yazılı emri bulunmadıkça uygulanamayacaktır. Kabahatler Kanunu md. 18 hükmü bu şartlar bakımından değerlendirildiğinde AY md. 20’ye aykırılık göstermektedir.

Maddenin 4. fıkrasında; “Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer” denil-mektedir. Burada kamu kurum ve kuruluşları ile Devlet şeklinde ikili bir ayrım yapılması organik açıdan söz konusudur. İdari teşkilat Devlet ve yerinden yöne-tim kuruluşları olmak üzere ikiye ayrılır60. Devlet teşkilatının Başkent idaresi

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı, Bakanlıklar, Ofisler ve Kurullar-dan, Taşra teşkilatı ise il ve ilçelerden oluşmaktadır. Yerinden yönetim kuruluş-ları ise, il özel idareleri, belediyeler ve köyler gibi yer yönünden ve kamu

59 Ayrıntılı bilgi için Bkz. Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 166.

60 Kemal Gözler, Gürsel Kaplan, İdare Hukuku Dersleri, Güncellenmiş ve Düzeltilmiş 21. Baskı, Bursa, Ekin Basın Yayın Dağıtım, 2019, s. 133.

(17)

rumları gibi hizmet yönünden ayrılmaktadırlar. İşlenen kabahat sonucunda eş-yanın mülkiyeti kural olarak kamu kurum ve kuruluşuna, aksi halde Devlete geçirilecektir.

Maddenin 5. fıkrasına göre; “Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir.” Doktrinde mülkiyetin kamuya geçirilmesinin tali bir yaptırım olduğu vurgulanırken61, madde metninden başlı

başına bir idari yaptırım olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.

6. fıkrada ise, “Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir.” Hangi şartların varlığı halinde kaim değerin geçirilmesine karar verileceği belirli değildir. TCK md. 54/2 hükmüne göre, “eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir suret-te imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsade-resine karar verilir.” Bu hükmün kabahatler için de uygulanıyor olması yönün-de görüşler mevcuttur62.

Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilecektir. Örneğin, Kara Avcılığı Kanunu md. 28’e göre mülki-yeti kamuya geçirilen cansız hayvanların bu madde hükmüne göre imhası söz konusu olabilecektir.

Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde yerine getirilir. İdari yaptırım kararını kesinleşmesi, yargı yoluna süresinde başvurul-maması veya mahkemenin nihai kararı vermesi hallerinde mümkündür. Mülki-yetin kamuya geçirilmesi kararı, Cumhuriyet savcıları veya mahkemeler tara-fından verilse de karar idari bir karardır.

Yurtcan’a göre, maddenin 2. ve 8. fıkralarının yer değiştirmesi gerekmek-tedir63. Mülkiyetin kamuya geçirilmesinin ertelenmesine ilişkin bir fıkranın,

kararın kesinleşmesine ilişkin fıkradan sonra gelmesi gerektiği görüşünü sa-vunmaktadır. Kanaatimce bilhassa hükmün tamamı açıklık ve belirlilikten uzak olup yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

61 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 59. 62 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 167.

63 Erdener Yurtcan, Yargıtay Kararları Işığında Kabahatler Kanunu ve Yorumu, 2. Bası, Anka-ra, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2016, s, 115.

(18)

3.2.3. Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesinin Mülkiyet Hakkı Bakımından Değerlendirilmesi

Mülkiyetin kamuya geçirilmesi idari tedbiri, bireyin özel mülkiyetine son veren bir yaptırımdır64. Bu bakımdan mülkiyet hakkının korunmasına aykırılık

teşkil edip etmeyeceği sorunu karşımıza çıkmaktadır. Mülkiyet hakkının kulla-nımı kamu yararına aykırı olmamalıdır. Kamu yararına aykırılık olması halinde, mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla, kanunlarla sınırlandırılması söz konu-su olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 No’lu Protokol md. 1’e göre; kamu yararı ve genel çıkarların gerektirmesi, orantılılığın sağlanması ve iç hu-kuk prosedürlerine uyulması koşullarının varlığı halinde mülkiyetin sınırlandı-rılması mümkündür. Burada dikkat edilmesi gereken orantılılık, eşyanın müsa-deresi ile suçun sonuçları arasındaki ölçünün sağlanmasıdır. Aksi halde mülki-yetin kamuya geçirilmesine hükmedilemeyecektir. Mülkiyeti kamuya geçiril-mesi şeklindeki düzenleme AİHS’de belirlenen ilkelere aykırılık teşkil

etme-mektedir65. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, suç olmaktan çıkarma

politikasıyla ceza kanunlarından çıkartılıp idari olarak sınıflandırılan bir yaptı-rımla karşı karşıya bırakılan kabahati işleyen bireyin, AİHS md. 6’nın66

güven-cesinden yoksun kılınması söz konusu olmayacaktır67.

SONUÇ

Hukuka aykırı birtakım fiiller TCK kapsamından ve dolayısıyla suç olmak-tan çıkartılıp, kabahat olarak adlandırılsalar ve Kabahatler Kanunu’nda ayrıca düzenlenseler de henüz keskin sınırlarla birbirlerinden ayrılamamışlardır. Ka-bahatler Kanunu’nda TCK’ya bolca atıf yapılmış olması bu sınırların belirlen-mesinin önüne geçmiştir. Bilhassa akademik kaynaklarda dahi idari yaptırım kavramından daha çok idari ceza hukuku teriminin kullanılıyor olması bu du-rumu destekler mahiyettedir. Bu bakımdan öncelikle kabahatler hukukunun ceza hukuku bünyesinden ayrılması sağlanmalıdır. İdari yaptırım sonucunda

64 Doğan Gedik, Ersoy Yüce, Bir İdari Yaptırım Türü Olarak Kabahatler Hukukunda Mülkiyetin

Kamuya Geçirilmesi, 1. Baskı, İstanbul, Legal Kitapevi, 2011, s. 84.

65 Çağlayan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, s. 60., Cengiz Otacı, İbrahim Keskin, Türk Kabahatler Hukuku, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2010, s. 22.

66 “Madde 6

Adil Yargılanma Hakkı

Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, ba-ğımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görül-mesini isteme hakkına sahiptir. (...)”

67 Detaylı bilgi için bkz. Selen Tunç, “İHAS Madde 6’nın Kabahatlere Uygulanması”, Kabahatler

Hukuku Yazıları- II, der. Zeynel Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018, s. 85-

(19)

gidilecek kanun yolları idari yargılama usulü yerine halen ceza muhakemesine yakınken bu durum sağlanamayacaktır.

Kabahatler konusunda nispeten mevzuat birliği sağlanmıştır. Suçtan ayrılan ve kabahat olan fiiller temel olarak Kabahatler Kanunu’nda düzenlenmekte iken, birtakım özel kanunların kendi bünyelerinde de idari yaptırım uygulanma-sını gerektiren fiillerin varlığı gözlemlenmektedir. Ancak bu noktada idari yap-tırım gerektiren her fiil için idari yargılamaya başvurulacağı şeklinde genel geçer bir durum söz konusu değildir. Bazı fiiller ceza yargılamasına tabii tutu-lurken bazılarında ise idari yargılamaya gidilmesi ve bu konuda bir birlik sağ-lanmaması idari yaptırımların ceza hukukundan ayrılmasının önüne geçmekte-dir.

Mülkiyetin kamuya geçirilmesi idari tedbirine ilişkin hükmün açık ve belir-li olmaması bilhassa bu maddenin yeniden düzenlenmesini gerektirmektedir.

(20)

KAYNAKÇA

Akyılmaz, Bahtiyar, Murat Sezginer, Cemil Kaya, Türk İdare Hukuku, Genişletilmiş ve Güncellenmiş 8. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2017.

Akbulut, Berrin, Türk Ceza Kanunu ile Kabahatler Kanunu Genel Hükümlerinin

Yaptırım Hükümleri Dışında Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi, Güncellenmiş

ve Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2014.

Aslan, Zehreddin, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na Göre Disiplin Suç ve

Cezaları, 1. Baskı, İstanbul, Alfa Yayınları, 2001.

Bardakçı, Mehmet Akif, Kabahatler Kanuna Göre İdari Para Cezaları ve İdari

Para Cezalarının Yargısal Denetimi, dnş. Zehreddin Aslan, İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006. Bandır, Oğuz, “Kabahatler Hukukunda Yorum ve Kıyas”, Kabahatler Hukuku

Yazı-ları- II, der. Zeynel T. Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, s. 1-48,

2018.

Çağlayan, Ramazan, İdari Yaptırımlar Hukuku: Kabahatler Kanunu Yorumu, 1. Baskı, Ankara, Asil Yayın Dağıtım, 2006.

Çiçek, İbrahim, Kabahatler Kanunu, 1. Baskı, İstanbul, Kazancı Hukuk Yayımevi, 2007.

Donay, Süheyl, Para Cezaları, İstanbul, Kervan Yayınları, 1972

Gedik, Doğan, Ersoy Yüce, Bir İdari Yaptırım Türü Olarak Kabahatler

Hukukun-da Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi, 1. Baskı, İstanbul, Legal Kitapevi, 2011.

Gözler, Kemal, Gürsel Kaplan, İdare Hukuku Dersleri, Güncellenmiş ve Düzeltilmiş 21. Baskı, Bursa, Ekin Basın Yayın Dağıtım, 2019.

Gözübüyük, A. Şeref, Turgut Tan, İdare Hukuku Genel Esaslar, c: 1., Güncelleştiril-miş 12. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2018.

Güçlü, Yaşar, İdari Para Cezaları ve Diğer İdari Yaptırımlar, 3. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2016.

Kangal, Zeynel T., Kabahatler Hukuku, 2. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2019. Karagülmez, Ali, Suç Olmaktan Çıkarma- İdari Para Cezaları- Açıklamalı

Kaba-hatler Kanunu, 1. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2005.

Koca, Mahmut, İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçi-rilmiş ve Güncellenmiş 12. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2019.

Mahmutoğlu, Fatih Selami, Kabahatleri Suç Olmaktan Çıkarma Eğilimi ve Düzene

Aykırılıklar Hukukunda (İdari Ceza Hukukunda) Yaptırım Rejimi, İstanbul,

(21)

Meran, Necati, Yargıtay İçtihatlarıyla Kabahatler Kanunu ve Özel Kanunlarda

İdari Para Cezaları, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2015.

Nazaroğlu, Yavuz, “Genel Olarak İdari Para Cezalarının Para Cezaları İçindeki Yeri ve Nitelikleri”, Danıştay Dergisi, No: 14-15, 1974, s. 96-109.

Oğurlu, Yücel, İdari Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2000.

Otacı, Cengiz, İbrahim Keskin, Türk Kabahatler Hukuku, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2010.

Özay, İl Han, İdari Yaptırımlar: Kuramsal Bir Deneme, İstanbul, Özdem Kardeşler Matbaacılık Tesisleri, 1985.

Özbek, Veli Özer, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku

Ge-nel Hükümler, Güncellenmiş ve Gözden Geçirilmiş 9. Baskı, Ankara, Seçkin

Ya-yıncılık, 2018.

Özgenç, İzzet, Türk Ceza Hukuku- Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve Güncel-lenmiş 14. Bası, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2018.

Özen, Mustafa, İdari Ceza Hukuku, 1. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2013.

Tunç, Selen, “İHAS Madde 6’nın Kabahatlere Uygulanması”, Kabahatler Hukuku

Yazıları- II, der. Zeynel Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, s. 85-

110, 2018.

Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 9. Baskı, Ankara, 1998.

Ulusoy, Ali D., İdari Yaptırımlar, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2013. Uran, Emrah, Türkiye’deki Bağımsız İdari Otoritelerin İdari Yaptırım Yetkisi, 1.

Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2012.

Uykun, Burcu, “İdari Para Cezaları”, Kabahatler Hukuku Yazıları- II, der. Zeynel Kangal, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, s. 49-84, 2018.

Yurtcan, Erdener, Yargıtay Kararları Işığında Kabahatler Kanunu ve Yorumu, 2. Bası, Ankara, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2016.

Zafer, Hamide, Gülfem Pamuk, Kerim Çakır, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı

Kaba-hatler Kanunu, 1. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 2014.

Zafer, Hamide, Ceza Hukuku Genel Hükümler TCK m. 1-75, 7. Baskı, İstanbul, Beta Yayınevi, 2019.

(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Botanik bilimi ile ilgili genel terimler ve botanik dersine temel oluşturan konular ile ilgili kavramları öğretmek, günümüzde geçerli olan hücre teorisinin

Sözlükteki madde başları; alet ve eşya adları, askerlik kavramları, bitki adla- rı, coğrafi ve idari yer adları, deyimler ve deyişler, dinî kavramlar, eğlence ve

Ahmet Kutsi Tecer (Kudüs 1901-İstanbul 1967); şair, oyun yazarı, ede- biyat ve halk kültürü araştırmacısı, eğitimci (felsefe, edebiyat, estetik öğret- meni) ve MEB üst

boynunun borcu ol-: ‘Minnet duygusu taşımak, yapılan iyiliklere karşı- lık vermek zorunda hissetmek’ anlamı verilebilir: “Yapılacak daha çok bina vardı, kendisine

Tanım önerisi: çokluk: Çekimli fiillerin kişi ekleriyle, diğer kelime türlerinin çokluk bildiren isim işleme ekleriyle birden çok varlığı veya kişiyi bildirme

sol tutmak: Bu söz, yazar tarafından sayfadaki dipnotta şu şekilde tanımlanmıştır: “Hicazkâr, Hicazkürdi, Nihavent gibi sol perdede karar bulan şarkılarda çalgıcının

yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin edilen ve Türk Dil Kurumu kütüphanesine Etüt 80/1, 80/2 numaralarıyla kayıtlı Kâmûs-ı Fârsî adlı Farsçadan

[5] Madde 2 – Bu Kanunda geçen deyimlerden; a) Toplantı; belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek