• Sonuç bulunamadı

Hasta hakları birimi uygulamasında Kozan Devlet Hastanesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasta hakları birimi uygulamasında Kozan Devlet Hastanesi örneği"

Copied!
235
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐM DALI

HASTA HAKLARI BĐRĐMĐ UYGULAMASINDA

KOZAN DEVLET HASTANESĐ ÖRNEĞĐ

Yüksek Lisans Tezi

Hazırlayan

Berat AKINCI

(2)

T.C.

NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐM DALI

HASTA HAKLARI BĐRĐMĐ UYGULAMASINDA

KOZAN DEVLET HASTANESĐ ÖRNEĞĐ

Yüksek Lisans Tezi

Hazırlayan

Berat AKINCI

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Musa SAĞLAM

(3)

Onay ve Kabul Sayfası

Yrd. Doç. Dr. Musa SAĞLAM danışmanlığında Berat AKINCI tarafından hazırlanan “Hasta Hakları Birimi Uygulamasında Kozan Devlet Hastanesi Örneği” adlı bu çalışma jürimiz tarafından Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

…../…../2009

JÜRĐ :

Danışman : Yrd. Doç. Dr. Musa SAĞLAM ………..

Üye : ………..

Üye : ………..

ONAY :

Bu tezin kabulü Enstitü Yönetim Kurulu’nun ………. Tarih ve ……….. sayılı kararı ile onaylanmıştır.

.... / .... / 2009

Doç. Dr. Selen DOĞAN Enstitü Müdürü

(4)

ÖZET

Hasta hakları, son çeyrek yüzyılda insan hakları, bireysel hak ve özgürlükler ve tüketici hakları kavramları ışığında gelişen ve sağlık hizmet sunumunda bu kavramların karşılığı olarak somutlaşan, yükselen bir değerdir. Bu niteliği itibariyle hasta hakları, sağlık hizmetlerine yönelik ulusal/uluslararası yapılan ve yapılacak yapısal düzenlemelerin kilit noktasında yer almaktadır. Đnsan hakları arasında önemli bir yere sahip olan hasta haklarının korunması ve denetiminin sağlanması açısından, birçok ülke sağlık hizmet sunumunda hasta beklentilerini dikkate alan “hasta odaklı” hizmet anlayışına geçiş yapmışlardır. Ülkemiz de; sağlık hizmet sunumunda “hasta odaklı” yeni anlayışı benimseyerek, sağlık kurumlarında hizmetin “hasta odaklı” olarak sunulmasını sağlayacak “hasta hakları uygulamalarını” fiilen başlatmıştır. Bu uygulamalar neticesinde, sağlık kuruluşlarında hastaların başvuru haklarını aktif olarak kullanmalarını sağlayacak mekanizmalar oluşturularak, hasta haklarının korunması ve hasta haklarına saygının denetimi bağlamında önemli açılımlar sağlanmıştır. Bu açılımların öbeğinde yer alan Hasta Hakları Birimleri de; hak ihlaline uğrayan hasta ve hasta yakınlarının savunucusu ve danışmanı olarak, başvuru konusu hasta hak ihlalinin kısa zamanda ve etkili çözümünde aktif rol oynamakta, sorunun kaynağında çözülmesini sağlayarak, hasta memnuniyetsizliğini minimize etmeye çalışmaktadır. Birim ayrıca, hasta hakları kültürünün sağlık personeli ve toplum tarafından benimsenmesinde ve hasta haklarının talep edilebilir konuma getirilmesinde yürüttüğü eğitim faaliyetleriyle de önemli bir görevi yerine getirmektedir. Hasta Hakları Birimi uygulamasının Kozan Devlet Hastanesi örneğinde araştırıldığı bu çalışmamızda, ankete katılan hasta ve sağlık personelinin hasta hakları konusunda %73 oranında bilgi sahibi olduğu ancak %56 gibi yüksek oranda da Hasta Hakları Biriminin işleyişi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları tespit edilmiştir. Hatta ankete katılan hastalardan Hasta Hakları Biriminin işleyişi hakkında yeterli bilgiye sahip olanların oranı sadece %6’dır. Araştırma bulgularımız çerçevesinde; hasta hakları uygulamalarının merkezinde yer alan Hasta Hakları Birimlerinin, hastaların bilgilendirilmesi konusunda daha aktif rol oynaması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Anahtar kelimeler: Hak, Đnsan Hakları, Sağlık Hakkı, Hasta Hakları, Hasta Hakları Uygulamaları, Hasta Hakları Birimi.

(5)

ABSTRACT

Patient rights; developing in the last quarter of the century in the light of concepts of the human rights, individual rights and freedom and consumer rights, is a rising value concretizing in the health care as a result of all these concepts. As a result, patient rights has a key position for, directed toward health care, the national/international structural arrangements which were done or will be done. From the point of maintaince and control of the patient rights having an important position in human rights, in the service of health care many countries has passed “patient-centred” service concept taking patient expectations into consideration. In our country, by accepting the new concept “ patient-centred” in the service of health care, “patient rights practices” which will supply the presentation of the health service as patient centred has actually being started in health institutions. As a result of practices, new mechanisms were formed which will ensure that patients can actively use their application rights in health institutions; at the point of patient rights’ maintaince and the check of the respect on the patient rights, important openings were supplied. As the defender and adviser of patients and patient rights being violated, patient rights units, being in the centre of these new openings, have an active role in effectual and immediate solution of the patient right violation, and by helping solve the problem at he start point, they try to minimize patient’s dissatisfaction. Also, the unit accomplish an important duty by educational activities which the unit carry out for the appropriation of patient rights culture by medical personnel and society, and for placing the patient rights at the demandable position. At this research, which Kozan State Hospital example was investigated on the patient right unit practice, it was tested that 73 percent of patients and medical personnel attending to the survey have information about patient rights; however, 56 percent of them, a high proportion, don’t have enough information about the function of patient right unit. Moreover, the percentage of the patients in the survey having enough information about patient rights unit’s function is only % 6. As a result of the research, it was concluded that patient rights units, being in the centre of patient rights practice, must have more active role in the process of informing the patients. Keywords: Right, Human Right, Health Right, Patient Right, Patient Rights Practice, Patient Rights Unit.

(6)

ÖNSÖZ

Sağlıkta Dönüşüm Projesi çerçevesinde; sağlık kurum ve kuruluşlarında hasta odaklı sağlık hizmet sunumunu sağlamaya yönelik hasta hakları uygulamaları başlatılmış ve bu doğrultuda Hasta Hakları Birimleri oluşturulmuştur. Kaliteli sağlık hizmeti alma hakkının tam olarak yerine getirilmediği durumlarda, hastaların öncelikli olarak kullanabileceği başvuru yollarından olan Hasta Hakları Birimleri; hastaların sağlık kurumları ve sağlık personeli karşısındaki edilgen konumunu güçlendirerek, değiştirecek; sağlık hizmetlerine hastaların daha aktif katılımını teşvik ederek, hastaların bilgilendirilmesini ve hizmetten tam olarak yararlanmalarını sağlayacaktır.

Sağlık çalışanı olarak, hastaların haklarını bilerek talep etmesini ve hasta hakları uygulamalarıyla topluma ve sağlık çalışanlarına benimsetilmeye çalışılan hasta hakları kültürünü destekliyor ve yapılan çalışmaları ilgiyle takip ediyorum. Bu amaçla araştırma konumu; hastaların nitelikli sağlık hizmeti almasını ve hastalığının tıbbi bakım ve tedavisi esnasında kişilik değerlerine ve onurlarına ters düşecek ve onları psikolojik olarak sıkıntıya sokacak durumların telafisi açısından etkin bir konumda gördüğüm Hasta Hakları Birimi uygulamasını seçerek, Kozan Devlet Hastanesi örneğinde araştırma fırsatı buldum. Araştırma sonucunda elde ettiğim bulgular; Hasta Hakları Birimlerinin, hasta haklarının korunması ve hasta haklarına saygının denetimi bağlamında yaptığı faaliyetlerinin değerlendirilmesi açısından son derece önemli ipuçları sunmaktadır.

Bu çalışmamın başlangıcından tamamlanmasına kadar her türlü desteğini benden esirgemeyen tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Musa SAĞLAM’a (Niğde Üniversitesi ĐĐBF Hukuk Bilimleri A.B.D. Öğretim Üyesi), bibliyografyanın oluşturulmasında değerli yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Tevfik ÖZLÜ’ye (KTÜ Göğüs Hast. A.B.D Bşk.) ve Adana Tabip Odası yetkililerine, verilerin analizinde fikir ve düşünceleri ile bana yeni açılımlar sunan Arş. Gör. Murat ERĐŞOĞLU’na (Çukurova Üniv. Fen Edebiyat Fakültesi Đstatistik A.B.D.), çalışmama doğrudan veya dolaylı iştirak eden Kozan Devlet Hastanesi çalışanlarına ve öğrenimim boyunca desteğini eksik etmeyen değerli aileme şükranlarımı sunarım.

(7)

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa No ÖZET ………... i ABSTRACT ………... ii ÖNSÖZ ………. iii ĐÇĐNDEKĐLER ……… iv TABLOLAR ve ŞEKĐLLER... x

SEMBOLLER ve KISALTMALAR ……….... xiv

GĐRĐŞ ………...1

BĐRĐNCĐ BÖLÜM ĐNSAN HAKLARI VE HASTA HAKLARI 1.1. Hak ve Hak Sahibi Kavramı .………5

1.2. Đnsan Hakları ve Tarihsel Gelişimi ..……….8

1.2.1. Đnsan Haklarının Tarihsel Gelişimi..………...9

1.2.2. Đnsan Haklarının Sınıflandırılması..………16

1.3. Yaşama Hakkı ……….…17

1.4. Sağlık Kavramı ve Sağlık Hakkı .………...21

1.5. Hasta ………...26

1.6. Hasta Hakları Kavramı ………....27

1.6.1. Hasta Hakları: Etik Đlkelerden Hukuki Alana………..……...29

1.6.2. Hasta Haklarının Amaçları ……….…...31

1.6.3. Hasta Haklarının Gelişimi ………..…32

1.6.3.1. Dünya’da Hasta Haklarının Gelişimi ………...33

1.6.3.2. Hasta Hakları Bildirgeleri ……….…38

(8)

1.6.3.2.2. Amsterdam Bildirgesi ……….…40

1.6.3.2.3. Lizbon Bildirgesi-II (Bali Bildirgesi) ……….…43

1.6.3.3 Hasta Haklarına Đlişkin Avrupa Statüsü ...45

1.6.3.4 Türkiye’de Hasta Haklarının Gelişimi ………...47

1.6.3.4.1 Hasta Hakları Yönetmeliği ……….….56

1.6.3.4.2 Hasta Hakları Uygulama Yönergesi ………....60

1.6.3.4.3 Türk Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi………62

ĐKĐNCĐ BÖLÜM SAĞLIK KURULUŞLARINDA HASTA ODAKLI HĐZMET SUNUMU VE BAŞVURU HAKKI ÇERÇEVESĐNDE HASTA HAKLARI BĐRĐMLERĐ 2.1. Hasta Odaklı Sağlık Hizmet Sunumu ve Hasta Tatmini ………64

2.2.Sağlık Kuruluşlarında Hasta Hakları Uygulamaları ………..69

2.2.1. Hasta Hakları Uygulamaları Çerçevesinde Oluşturulan Birimler ………75

2.2.1.1. Hasta Hakları Şubesi ………75

2.2.1.2. Hasta Hakları Đl Koordinatörlüğü ……….77

2.2.1.3. Hasta Hakları Kurulu ………...79

2.2.1.4. Hasta Hakları Birimi ………84

2.2.1.5. Hasta Hakları Đletişim Birimi ………...86

2.2.2. Hasta Hakları Uygulamaları Sonucu Oluşan Kazanımlar ………88

2.3. Sağlık Hizmeti Alma Sürecinde Karşılaşılan Hasta Hakkı Đhlalleri ve Sınıflandırılması ………91

2.3.1. Hasta Hakları Đhlallerinin Sebeplerinin Sınıflandırılması ……….95

2.3.1.1. Hastaya Bağlı Sebepler ……….……95

2.3.1.2. Sağlık Kurumu ve Sağlık Personelinden Kaynaklanan Sebepler ……….……..97

(9)

2.3.1.3. Sağlık Sistemi ve Finansman Yöntemine Bağlı Sebepler….………99

2.4. Başvuru Hakkı Çerçevesinde Hasta Hakları Birimleri ve Diğer Başvuru Yolları ..………..…..100

2.4.1. Başvuru Hakkı Çerçevesinde Hasta Hakları Birimleri ………...101

2.4.2. Diğer Başvuru Yolları ……….104

2.4.2.1. Tabip Odalarına Başvuru Hakkı ………105

2.4.2.2. Adli Yardım Bürosuna Başvuru Hakkı ………...107

2.4.2.3. Đnsan Hakları Kurullarına Başvuru Hakkı ………...108

2.4.2.4. Adli Ve Đdari Yargıya Başvuru Hakkı ………...110

2.5. Niçin Hasta Hakları Birimleri? ………112

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ARAŞTIRMA HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER 3.1. Araştırmanın Türü ………....117

3.2. Araştırma Yapılan Yer Hakkında Bilgiler ………...117

3.3. Araştırma Yapılan Kozan Devlet Hastanesinde Hasta Hakları Birimi Uygulaması ………118

3.4. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ……….……….121

3.5. Araştırmanın Yöntemi ……….121

3.6. Araştırmanın Sınırlılıkları ………123

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ARAŞTIRMA BULGULARI VE BULGULARIN ANALĐZĐ 4.1. Araştırmaya Katılanların Demografik Özellikleri ………...124

4.1.1. Ankete Katılanların Cinsiyet Bulguları ………..124

4.1.2. Ankete Katılanların Yaş Bulguları ………..125

(10)

4.1.4. Ankete Katılanların Eğitim Bulguları ……….127 4.1.5. Ankete Katılan Hastaların Mesleki Bulguları ……….128 4.1.6. Ankete Katılan Sağlık Personelinin Ünvanlarına

Göre Dağılım Bulguları ……….……..129 4.1.7. Ankete Katılan Sağlık Personelinin Çalışma Sürelerine

Göre Dağılım Bulguları ……….…..130 4.1.8. Ankete Katılan Hastaların Đkamet Bulguları……….131 4.1.9. Ankete Katılan Hastaların Sosyal Güvence Bulguları ………….………132 4.1.10. Ankete Katılan Yatan Hastaların Hastaneye Kaçıncı

Yatışıyla Đlgili Bulguları ……….…...133 4.2. Hasta Hakları Bilinirliliği ve Kozan Devlet Hastanesinde Uygulanmasına

Yönelik Elde Edilen Bulgular ve Analizi ……….134 4.2.1. Ankete Katılan Yatan Hastaların Haklarını Bilme Durumlarına

Đlişkin Bulgular ve Analizi ……….……….136 4.2.2. Ankete Katılan Poliklinik Hastalarının Haklarını Bilme

Durumlarına Đlişkin Bulgular ve Analizi ……….………...137 4.2.3. Ankete Katılan Sağlık Personelinin Hasta Haklarını Bilme

Durumlarına Đlişkin Bulgular ve Analizi ……….………...138 4.3. Ankete Katılanların Hasta Haklarından Yararlanma Durumlarına

Đlişkin Görüşlerini Yansıtan Bulgular ve Analizi ……….……...140 4.3.1. Ankete Katılan Yatan Hastaların Hasta Haklarından

Yararlanma Durumlarına Đlişkin Bulgular ve Analizi ………….….140 4.3.2. Ankete Katılan Poliklinik Hastalarının Haklarından

(11)

4.3.3. Ankete Katılan Sağlık Personelinin Hastaların Haklarından

Yararlanma Durumlarına Đlişkin Bulgular ve Analizi ……….…….143 4.3.4. Hasta Hakları Đle Đlgili Soru Setinin Güvenirlik ve

Madde Analizi Bulguları ve Analizi ……….145 4.3.5. Hasta Haklarını Bilme ve Kozan Devlet Hastanesinde

Uygulanmasına Yönelik Değişkenlere Ait Đstatistik Bulguları

ve Analizi ………...147 4.4. Hasta Hakları Birimi Uygulamalarının Değerlendirilmesine Đlişkin

Bulgular ve Analizi ………..153 4.4.1. Ankete Katılanların Hastaların Hak Đhlali Halinde Hangi Birime

Başvuru Yapması Gerektiğiyle Đlgili Bulgular ve Analizi …….…...153 4.4.2. Ankete Katılanların Hasta Hakları Biriminin Đşleyişini

Bilme Durumlarına Đlişkin Bulgular ve Analizi .……….……..154 4.4.3. Ankete Katılanların Hasta Hakları Birimi Đşleyişi Hakkındaki

Bilgiyi Nasıl Elde Ettiklerine Dair Bulgular ve Analizi …….……..156 4.4.4. Ankete Katılanların Hasta Hakları Biriminin Đşleyişine

Đlişken Değerlendirme Bulguları ve Analizi ……….157 4.4.5. Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirilmesinde

Kullanılan Soru Setinin Güvenirlik ve Madde Analizi Bulguları ve Analizi ………159 4.4.6. Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirmesine Yönelik

Değişkenlere Ait Đstatistik Bulguları ve Analizi ...160 4.4.7. Ankete Katılanların Hak Đhlali Halinde Başvuru Hakkını

(12)

4.4.8. Ankete Katılanların Hasta Hakları Birimlerinin Daha Etkin Çalışabilmesine Yönelik Önerilerini Yansıtan Bulgular ve

Analizi ………....166

4.5. Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi ………..168

SONUÇ ……….…….183

KAYNAKÇA .……….……….….188

EKLER ……..……….………....203

(13)

TABLOLAR VE ŞEKĐLLER Tablo Listesi

Tablo 1: Tedavi Sürecinde Hastaların Kaliteli Hizmet Alma Hakkını

Engelleyen ve Tatminini Etkileyen Faktörler………....……...67

Tablo 2: Hastanelerde Sağlık Hizmeti Alma Sürecinde Ortaya Çıkan Hasta Hakları Đhlalleri………...92

Tablo 3: Ankete Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı……….124

Tablo 4: Ankete Katılanların Yaş Düzeylerine Göre Dağılımı……….125

Tablo 5: Ankete Katılanların Medeni Haline Göre Dağılımı………..……..126

Tablo 6: Ankete Katılanların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı………127

Tablo 7: Ankete Katılan Yatan ve Poliklinik Hastalarının Mesleklerine Göre Dağılımı………....128

Tablo 8: Ankete Katılan Sağlık Personelinin Unvanlarına Göre Dağılımı…………129

Tablo 9: Ankete Katılan Sağlık Personelinin Çalışma Sürelerine Göre Dağılımı….130 Tablo 10: Ankete Katılan Hastaların Đkametlerine Göre Dağılımı………131

Tablo 11: Ankete Katılan Hastaların Sosyal Güvencesi Olup Olmamasına Göre Dağılımı………...132

Tablo 12: Ankete Katılan Yatan Hastaların “Hastaneye Kaçıncı Yatışınız?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı………...133

Tablo 13: Hasta Hakları Đle Đlgili Hazırlanan Soru Seti……….135

Tablo 14: Yatan Hastaların, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri Cevapların Dağılımı………...136

Tablo 15: Poliklinik Hastalarının, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri Cevapların Dağılımı………...137

Tablo 16: Sağlık personelinin, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri Cevapların Dağılımı………...139

Tablo 17: Yatan Hastaların, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde Ne Derecede Uyulduğuna Ait Verdikleri Cevapların Dağılımı………140

Tablo 18: Poliklinik Hastalarının, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde Ne Derecede Uyulduğuna Ait Verdikleri Cevapların Dağılımı………...142 Tablo 19: Sağlık personelinin, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde Ne

(14)

Tablo 20: A ve B Formları Đçin Güvenirlilik Analizi Sonuçları………...145 Tablo 21: A ve B Formları Đçin Madde Analizi Sonuçları………...146 Tablo 22: Hasta Haklarını Bilme ve Uygulanma Derecelerine Göre Tanımlayıcı Đstatistikler………..147 Tablo 23: Korelasyon Analizi Sonuçları………148 Tablo 24: Normal Dağılıma Uygunluk Kolmogorov-Smirnov Testi Sonuçları…...149 Tablo 25: Cinsiyete Göre Tanımlayıcı Đstatistikler………149 Tablo 26: Mann Whitney U Testi Sonuçları………..150 Tablo 27: Yatan Hasta, Poliklinik Hasta ve Sağlık Personeline Göre

Tanımlayıcı Đstatistikler………...151 Tablo 28: Kruskal Wallis Testi Sonuçları………..151 Tablo 29: Çoklu Karşılaştırma Testi Sonuçları……….152 Tablo 30: “Hastanede Tıbbi Muayene ve Tedavi Esnasında Hak Đhlaliyle

Karşılaşılması Durumunda Şikâyet ve Önerilerinizi Hangi Birime

Yapmalısınız?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı………..153 Tablo 31: “Hasta Hakları Biriminin Đşleyişi Hakkında Bilgi Sahibi Misiniz?”

Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı………155 Tablo 32: “Hasta Hakları Birimi Hakkındaki Bilgilendirmeyi Nereden Aldınız?”

Sorusuna Verilen Cevapların Dağılımı………156 Tablo 33: Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirilmesi……….158 Tablo 34: Madde Analizi Sonuçları………...159 Tablo 35: Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirilmesinden Elde Edilen

Değişkenlere Ait Tanımlayıcı Đstatistikler………..160 Tablo 36: Mann Whitney U Testi Sonuçları……….161 Tablo 37: Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirilmesinden Elde Edilen

Değişkenlerin Cinsiyet Faktörüne Göre Tanımlayıcı Đstatistikleri...…...161 Tablo 38: Mann Whitney U Testi Sonuçları(Cinsiyet)………..162 Tablo 39: Korelasyon Analizi Sonuçları………162 Tablo 40: Tıbbi Muayene ve Tedaviniz Esnasında Hak Đhlaliyle Karşılaşmanıza

Rağmen Şikâyet Etmeme Nedenlerinin Önem Sırasına Göre Dağılımı..163 Tablo 41: “Hasta Hakları Biriminin Daha Etkin Çalışabilmesi Đçin Önerileriniz

(15)

Şekil Listesi

Şekil 1: Hasta Hakları Birimi Đş Akış Şeması………...103 Şekil 2: Ankete Katılanların Cinsiyetine Göre Dağılım Grafiği…….………..125 Şekil 3: Ankete Katılanların Yaş Düzeylerine Göre Dağılım

Grafiği………...………...126 Şekil 4: Ankete Katılanların Yaş Düzeylerine Göre Dağılım

Grafiği………...………...127 Şekil 5: Ankete Katılanların Eğitim Düzeylerine Göre Dağılım

Grafiği………...………...128 Şekil 6: Ankete Katılan Hastaların Mesleklerine Göre Dağılım

Grafiği…………...………...129 Şekil 7: Ankete Katılan Sağlık Personelinin Unvanlarına Göre Dağılım

Grafiği………..130 Şekil 8: Ankete Katılan Sağlık Personelinin Çalışma Sürelerine Göre Dağılım

Grafiği………..131 Şekil 9: Ankete Katılan Hastaların Đkametlerine Göre Dağılım

Grafiği………..132 Şekil 10: Ankete Katılan Hastaların Sosyal Güvencesi Olup Olmamasına

Göre Dağılım Grafiği……….………133 Şekil 11: Yatan Hastaların, Hastaneye Đlk Defa Yatılıp Yatılmaması

Đle Đlgili Dağılım Grafiği……….…….……….……135 Şekil 12: Yatan Hastaların, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri

Biliyorum Cevabının Dağılım Grafiği.………..137 Şekil 13: Poliklinik Hastalarının, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri

Biliyorum Cevabının Dağılım Grafiği.………..138 Şekil 14: Sağlık personelinin, Hasta Haklarıyla Đlgili Sorulara Verdikleri

Bilmiyorum Cevabının Dağılım Grafiği…..………..139 Şekil 15: Yatan Hastaların, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde Ne

Derecede Uyulduğuna Ait Verdikleri Cevapların Dağılım

(16)

Şekil 16: Poliklinik Hastalarının, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde Ne Derecede Uyulduğuna Ait Verdikleri Cevapların Dağılım

Grafiği………...……….143 Şekil 17: Sağlık personelinin, Hasta Haklarının Kozan Devlet Hastanesi’nde

Ne Derecede Uyulduğuna Ait Verdikleri Cevapların Dağılım

Grafiği……...………..144 Şekil 18: “Hastanede Tıbbi Muayene ve Tedavi Esnasında Hak Đhlaliyle

Karşılaşılması Durumunda Şikâyet ve Önerilerinizi Hangi Birime Yapmalısınız?” Sorusuna Verilen Cevapların Dağılım

Grafiği……….………154 Şekil 19: “Hasta Hakları Biriminin Đşleyişi Hakkında Bilgi Sahibi Misiniz?”

Sorusuna Verilen Cevapların Dağılım Grafiği…….………...………...155 Şekil 20: “Hasta Hakları Biriminin Đşleyişi Hakkındaki Bilgiyi Nereden Aldınız?”

Sorusuna Verilen Cevapların Dağılım Grafiği…….………..157 Şekil 21: Hasta Hakları Biriminin Đşleyişinin Değerlendirilmesinde Hayır

Cevaplarının Yatan Hasta, Poliklinik Hastaları ve Sağlık Personeline Göre Dağılımına Ait Grafik………...158 Şekil 22: Şikâyetten Vazgeçme Nedenlerinin Birinci ve Đkinci

Derece Önemli Gösterilme Oranlarına Đlişkin Grafik………164 Şekil 23: Şikâyet Etmeme Nedenlerinin Önem Sıralamasına Đlişkin Sorunun

Cevaplanıp Cevaplanmaması Đle Đlgili Grafik………..……….165 Şekil 24: Hasta Hakları Biriminin Daha Etkin Çalışabilmesi Đçin Sunulan Önerilere

(17)

SEMBOLLER ve KISALTMALAR

Semboller

Uluslar arası Türkçe

Adı geçen eser op.cit. a.g.e.

Adı geçen gazete a.g.g.

Adı geçen makale a.g.m

Adı geçen tez a.g.t.

Aktarma - Akt.

Aynı eser/yer Ibid. a.e.

Bakınız V. bkz.

Basım tarihi yok w.date t.y.

Basım yeri yok w.place y.y.

Çeviren Trans. by Çev.

Çok yazarlı eserlerde ilk yazardan sonrakiler

et. al. vd.

Cilt C.

Editör/yayına hazırlayan Ed.by Ed.

Eserin bütününe atıf passim b.a.

Eserin kendi içinde aşağıya atıf infra bkz:a

Eserin kendi içinde yukarıya atıf supra bkz.yuk.

Karşı görüş us. k.g.

Karşılaştırınız Cf. krş.

Sayfa/sayfalar p./pp. s./ss.

Aynı yazarın sonraki bir yerde belirtilmesi

loc.cit. a.y

(18)

Kısaltmalar

Amerika Birleşik Devletleri ABD

Ana Bilim Dalı A.B.D.

Avrupa Birliği AB

Başbakanlık Türkiye Đstatistik Kurumu TÜĐK

Dünya Sağlık Örgütü WHO/DSÖ

Dünya Tabipler Birliği DTB

Hasta Hakları Uygulamaları HHU

Đdari Yargılama Usulü Kanunu ĐYUK

Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi ĐĐBF

Kozan Devlet Hastanesi KDH

Siyasal Bilimler Fakültesi SBF

Sosyal Bilimler Enstitüsü SBE

Karadeniz Teknik Üniversitesi KTÜ

Türk Tabipleri Birliği TTB

Türkiye Barolar Birliği TBB

Türk Ceza Kanunu TCK

Yüksek Sağlık Şurası YSŞ

Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği HAYAD

Hasta ve Hasta Yakını Haklarını

Savunma Derneği HAYASAD

Sağlık Hakkı Hareketi Derneği SHHD

Hasta Hakları ve Sağlıklı Yaşam

(19)

GĐRĐŞ

Sağlık hizmeti; bireyin sağlıklılık halinde pek fark etmediği fakat kaybettiğinde uğruna her şeyi feda edebileceği, karşılanmadığı veya gecikmeli/kusurlu karşılandığı durumlarda olumsuz etkilerini diğer gereksinim ve ihtiyaçlara göre daha çabuk ve etkili hissettiren, vazgeçilmez yaşamsal bir değerdir. Đkamesi olmayan bu değerin, sağlık hizmet sunumunda bireylerin hak ve beklentilerini karşılayacak şekilde; nitelikli, modern, eşit ve bireysel olarak sunulması gerekmektedir.

Geçmişten günümüze, tıp alanındaki ilerlemeler, bireye uygulanan tıbbi desteğin sınırlarını ve sayısını arttırmış ve bu durum bir takım etik ve hukuksal sorunları beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede ortaya çıkan etik ve hukuksal sorunların aşılmasında; bireyin beden bütünlüğüne saygı gösterilmesi, onurunun korunması, bilgilendirilmesi ve her türlü tıbbi müdahale öncesinde onam alınması gibi temel hakların, sağlık hizmet sunumunda hasta ve hasta yakınlarına tanınması gerekliliği tartışılmaya başlanmıştır1.

Sağlık hizmetinin, insan onuruna yakışır saygınlıkta sunulabilmesi için olmazsa olmazı teşkil eden bu haklar, özellikle son elli yıldır insan hakları ve temel hak ve hürriyetler alanında yaşanan hızlı gelişmeler neticesinde, hasta hakları kavramında somutlaşarak, gündemimize girmiştir. Đnsan haklarının bir uzantısı olarak üçüncü kuşak insan hakları arasında yer alan hasta hakları, dayanağını uluslararası insan hakları bildirgeleri, belgeleri ve sözleşmelerinden almaktadır. Hasta hakları özellikle, kişinin devletten ve toplumdan hem iyi işleyen bir organizmanın devamının sağlanmasını, hem de hastalandığında tedavisinin gerçekleştirilmesini isteme hakkı olarak tanımlanan "sağlık hakkı”nın tamamlayıcısı; yaşama hakkıyla da yakından ilintilidir2.

1 ÖZLÜ Tevfik, Hasta Hakları: Hakkınız Var Çünkü Hastasınız, Đstanbul, Timaş Yayınları, 2005: 86.

2 SERT Gürkan, Hasta Hakları: Uluslar arası Bildirgeler ve Tıp Etiği Çerçevesinde, Đstanbul, Babil Yayınları, 2004: 56-61.

(20)

Hasta hakları kavramı, binlerce yıl önce ortaya atılmış ve özünde hastayı merkeze alan bir yaklaşımdır. Hipokrat bu bağlamda; hekimlik sanatının vicdani buyruklar doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getirilmesini, din, milliyet, ırk, siyasi eğilim veya toplumsal sınıf ayrımlarının, sağlık hizmetleri sunumunda hekim-hasta arasına girmemesi gerektiğini ve insan hayatına saygı gösterilmesini benimseyerek, hasta haklarının en ilkel biçimde yazılı kurallara bağlanmasını sağlamıştır. Hipokrat tarafından ortaya atılan bu kurallar, zamanla hekimlik meslek etiğine dönüşerek ilkeleşmiştir3.

Bununla birlikte; hasta haklarının dayanağını teşkil eden Đnsan Hakları ilk kez 1215 yılında “Manga Carta Libertatum” ile Đngiltere’de, 18. yüzyıl sonlarında Amerikan Haklar Bildirgesi’yle Amerika’da ve 1789 Fransız Đnsan ve Vatandaş Hakları Evrensel Bildirgesi’yle Fransa’da kök salmış ve gelişme imkânı bulmuştur. Birleşmiş Milletlerin kurulması ve 1948 yılında “Đnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin yayınlanmasıyla; bütün devletlerin, dinlerin, kültür biçimlerinin ötesinde insanla ilgili bir evrensellik düşüncesi temele alınmış ve herkesin özgür, onurlu, hakları bakımından eşit oldukları belirtilmiştir. Bildirge ayrıca, sağlığı doğuştan kazanılmış bir insanlık hakkı olarak değerlendirerek, sağlıklı yaşamın temel olmadığı, sağlanamadığı hiçbir durumda insan haklarından bahsedilemeyeceğine hükmetmiştir4.

Sonuçta temel insan haklarının sağlık alanında uygulanması olarak karşımıza çıkan hasta hakları, hasta olsun olmasın her bireyin sağlık personeli-sağlık kurumu-devlet karşısındaki haklarına karşılık gelmektedir. Bu bağlamda hasta hakları, hastaların bedensel ve ruhsal sağlığına süratle ve istenilen nitelikte kavuşabilmesinde, bu olamıyorsa hastalığın ortaya çıkardığı kısıtlılıkların veya engellerin olabildiğince azaltılmasında ve hastalık veya sakatlanmaya karşın yaşam seviyesinin ve moralinin yükseltilmesinde ileri sürülebilecek pozitif statülü bir hak olarak tanımlanmaktadır. Sosyal devlet ilkesini benimsemiş günümüz toplumlarında,

3 SÜTLAŞ Mustafa, Hasta ve Hasta Yakını Hakları, Đstanbul, Çiviyazıları/Đnsan Hakları, 2000: 51. 4 AYDINER Hüsamettin Ahmet, “Bursa'daki Hekimlerin Hasta Haklarına Yaklaşımı”,Tıpta

(21)

hastalık veya sakatlık, kişinin bireysel sorunu değil toplumun sorunu olarak değerlendirilmekte ve devlet, sağlık kuruluşları ve sosyal güvenlik kuruluşları gibi çeşitli mekanizmalarla hastaların sağlığına kavuşması için gerekli alt yapı, personel ve yapısal düzenlemeleri yerine getirmekle yükümlüdür5.

Son çeyrek yüzyıla girildiğinde, hasta haklarının uluslararası arenada etik düzenlemelerin dışında, hukuksal normlarla güvence altına alındığı görülmektedir. Hasta haklarının, hasta ve hasta yakınlarına bir hak olarak tanınarak, uygulamada talep edilir hale gelmesinde Dünya Tabipler Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan “Hasta Hakları Bildirgeleri”, ülkelerce temel referans olarak kabul görmüştür. Birçok ülke, bu bildirgeler ışığında hasta hakları konusunda ulusal mevzuatlarını hazırlayarak, yasalaştırma eğilimine girmişlerdir.

Ülkemiz de, Sağlık Bakanlığı tarafından 1998 yıllında yürürlüğe koyulan “Hasta Hakları Yönetmeliği” ile hasta haklarının uygulanmasıyla ilgili gerekli yasal ve yapısal düzenlemelere işlerlik kazandırmıştır. Bakanlık ayrıca, 2003 tarihinde “Sağlık Tesislerinde Hasta Hakları Uygulamalarına Đlişkin Yönerge” yayımlayarak, ilgili yönetmeliğinin uygulanmasını ve sağlık hizmet sunumunun daha insancıl şartlarda, hasta odaklı ve katılımcı olarak yürütülmesini amaçlamış ve bu amaç doğrultusunda sağlık kurum ve kuruluşlarında hasta hakları uygulamalarını fiilen başlatmıştır. Yönerge gereğince, hasta hakları uygulamalarının planlanması, değerlendirilmesi, uygulanması ve denetlenmesini sağlamak üzere, Bakanlık Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Hasta Hakları Şube Müdürlüğü, Đl Sağlık Müdürlükleri bünyesinde Hasta Hakları Đl Koordinatörlükleri, il merkezlerindeki bütün devlet hastanelerinde ve 100 yatak üzere ilçe hastanelerinde Hasta Hakları Birimleri ve Kurulları oluşturularak, hastaların hak ihlaliyle karşılaşmaları durumunda yönetmelikte bahsedilen başvuru hakkını kullanmalarına imkân sağlanmıştır.

5 SÜTLAŞ Mustafa, a.e. : 52-57.

(22)

Hasta hakları uygulamaları sonucu oluşturulan Hasta Hakları Birimlerinin, Kozan Devlet Hastanesi örneğinde araştırdığım bu çalışmamın; birinci bölümü, insan hakları ve hasta hakları kavramları hakkında genel bilgilere ayrılmıştır. Bu bölüm altında; hak ve hak sahibi kavramları, insan hakları ve tarihsel gelişimi, yaşama hakkı, sağlık kavramı ve sağlık hakkı, hasta kavramı, hasta hakları kavramı, hasta haklarının etik ilkelerden hukuksal alana geçişi ve gerekçesi, hasta haklarının amaçları ve hasta haklarının tarihsel gelişimi gibi konu başlıkları incelenmiştir.

Çalışmanın ikinci bölümünde, sağlık kuruluşlarında hasta odaklı sağlık hizmet sunumu ve başvuru hakkı çerçevesinde Hasta Hakları Birimleri ele alınmıştır. Hasta odaklı sağlık hizmet sunumu ve hasta tatmini, sağlık kuruluşlarında hasta hakları uygulamaları, hasta hakları uygulamaları çerçevesinde oluşturulan birimler (hasta hakları şubesi, hasta hakları il koordinatörlüğü, hasta hakları kurulu, hasta hakları birimi, hasta hakları iletişim birimi), hasta hakları uygulamaları sonucu oluşan kazanımlar, sağlık hizmeti alma sürecinde karşılaşılan hasta hakkı ihlalleri ve sınıflandırılması, başvuru hakkı çerçevesinde hasta hakları birimleri ve diğer başvuru yolları, hasta hakları birimlerinin önemi bu bölümde ele alınan konu başlıklarıdır.

Araştırmanın üçüncü bölümde, Kozan Devlet Hastanesinde yapılacak alan araştırmasına yönelik genel bilgiler verilmiştir. Bu kapsamda, araştırmanın türü, araştırma yapılan yer, araştırmanın evreni ve örneklemi, araştırmanın yöntemi, araştırmanın sınırlılıkları gibi konular ele alınmıştır.

Araştırmanın dördüncü bölümünde ise, araştırma bulguları ve bulguların analizi ve bu konudaki daha önce yapılmış araştırma sonuçlarıyla karşılaştırılması yapılmıştır.

(23)

BĐRĐNCĐ BÖLÜM

ĐNSAN HAKLARI VE HASTA HAKLARI

1.1. HAK ve HAK SAHĐBĐ KAVRAMI

Hak kavramı evrensel bir nitelik taşımasına karşın, bilimsel terminolojide bu kavramı tümüyle kapsayan bir tanım üzerinde fikir birliğine varıldığını söylemek zordur. Hak kavramı sözcük olarak, doğruluk, gerçek, layık, pay, emek, izin, istek, güç, yetki anlamlarına gelen Arapça kökenli birden fazla anlam ihtiva eden bir kavramdır. Ayrıca adalet, dava ya da iddiada gerçeğe uygunluk gibi kavramları da içerir1.

Hak, sosyal yaşamda ayrıcalıklar ve insanca yaşam sürdürebilmemiz için sahip olmamız gereken gereksinimler/çıkarlar üzerinden tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda hak, ayrıcalıkları destekleyen eşitsizlikçi veya tam tersi toplumdaki heterojen yaklaşımları önlemeye çalışan eşitlikçi bir düşünce düzleminde şekillenmektedir2.

Hukukun temel kavramlarından olan hak, kamu ve özel hukuk normlarında vücut bulan; özgürlük, yetki, görev ve sorumluluk gibi birçok kavramları içeriğinde barındıran kompleks bir ilişki içindedir. Bu bağlamda hak, “hukuk düzeni tarafından tanınan, sınırı, konusu, kullanma biçimi ve koşulları gösterilmiş, yararlanılması

1 GÖKBURUN Đbrahim, “Türkiye’de Đnsan Hakları Düşüncesinin Tarihsel Gelişimi Ve Đlköğretim Ders Kitaplarına Yansıması”, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi SBE, Afyon, 2007: 19.

2 ELÇĐOĞLU Ömür, ERDEMĐR DEMĐRHAN Ayşegül, Tıp Etiği Işığında Hasta ve Hekim

(24)

toplumca sağlanmış özgürlüktür.”diye tanımlanabilir3. Hak, özgürlüklerin hayata geçirilmesinin en büyük teminatı ve kanıtıdır. Hak kavramı ile ilgili olarak öğretideki tartışmalar üç teori üzerinde yoğunlaşmaktadır4.

Đrade teorisine göre hak, “Hukuk düzeni tarafından tanınan irade kudreti veya yetkidir.” Şayet kişi iradesini başka şahıslara kabul ettirip, kendi iradesi paralelinde bir harekete itiyorsa bu noktada kişi hak sahibidir. Bu tanım; hakkın özüne yönelmemesi, genel bir çerçeve çizmesi ve salt iradeye odaklanmasından dolayı iradesini açıklama pozisyonuna sahip olmayan küçük veya kısıtlılar (akıl hastaları, çocuklar, özürlüler vb.) hakkında açıklayıcı bilgilere yer vermemesi açısından eleştirilmektedir.

Menfaat teorisine göre hak; “Hukuken korunan çıkar veya korunma altına alınan menfaattir.” Kişi menfaatlerinin/çıkarlarının korunması konusunda hukuken yetkili kılınmıştır. Menfaat teorisi hakkın içeriğine yer vermesine karşın, hakkın kullanılmasında iradeyi dikkate almaması bu teorinin yaptığı tanımı kapsayıcı bir tanım olma görüntüsünden uzaklaştırmaktadır5.

Karma teoriye göre hak, “Hukuken korunmasını istemek yetkisine sahip bulunduğumuz çıkar veya kişilere irade yetkisi verilerek muhafaza edilen menfaatlerdir.” Karma teori, irade ve menfaat teorilerinin hak kavramını tanımlamada ki yetersizliğini kapatarak, homojen bir yapı altında birleştirmiş ve daha kapsayıcı bir tanım yapmıştır.

Bir haktan söz edebilmek için hakkın bazı özellikleri taşıması gerekmektedir. Bunlar6;

3 MUMCU Ahmet, Đnsan Hakları ve Kamu Özgürlükleri, Ankara, Savaş Yayınları, 1992: 21. 4 KABAOĞLU Özden Đbrahim, Kollektif Özgürlükler, Diyarbakır, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1989: 266-268.

5 SAYLAN EREN Semra, “Hasta Haklarının Hukuki Boyutu,” (Çevrimiçi) http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_makale_detay.asp?IDNO=68, 20 Kasım 2008.

6 AKINTÜRK Turgut, Hukuka Giriş, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Yayın No:1359, 2007: 93.

(25)

 Öncelikle, bu haktan yararlanacak hak sahibinin olması ve hak sahibinin bu hakkı kullanmasını gerektirecek bir çıkarının veya menfaatinin bulunması gerekmektedir.

 Hakkın kullanılması kişinin iradesiyle ilişkilendirilmelidir. Çünkü irade kudreti, kişiye bu hak ekseninde belli bir özerklik/otonomi sağlamaktadır.  Öne sürülen hakkın tanımlanması yeterli değildir. Bu hakkın hak

sahiplerince talep edilebilir olmasını sağlayacak kişi ve kurumların, bu hak doğrultusundaki yetki, görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gereklidir.

 Hakkın meşru olması yani yazılı olan veya olmayan hukuk kurallarına dayandırılması şarttır. Hukukun tanımadığı menfaat/çıkar/irade hak olarak ileri sürülemez.

 Kamu menfaatleri söz konusu olduğunda; kamu refahı ile kişi iradesi çakışabilmekte ve bazen kamu refahı kişinin iradesini gerçekleştirmesine izin vermeyebilmektedir.

 Hak sahipleri hakkın kullanılmasında iyi niyet, dürüstlük ve hakkın kötüye kullanılmaması gibi temel ilkelere riayet etmelidir.

Bununla birlikte, bir haktan söz edebilmemiz için bu haktan yararlanacak bireylerin olması gerekmektedir. Yani sahipsiz hak olmaz. Bu bağlamda hak sahibi birey, “Đrade sahibi olan ve hukuk düzeni içerisinde kendisine bahşedilen çıkarlarını koruma ehliyetine sahip varlıktır”7.

Đnsan hakları terminolojisinde hak sahibi olan varlıklara “kişi” denmektedir. Kişiler hukuk düzlemi içerisinde kendisine bağlanan hakları kullanma ehliyetine sahip varlıklardır8. Kişiler, hukuken kendilerine tanınan haklarını, hak ehliyetini taşıdığı sürece veya haklarını yitirmediği ana kadar yasal olarak kullanma ehliyetine sahiptir. Kişiler hak ehliyetini, doğumla kazanır ve ancak ölüm, ölüm karinesi veya gaiplikle kaybeder. Medeni Kanun’un 27. maddesine göre “Kişilik, çocuğun sağ

7 AKINTÜRK Turgut, a.g.e. : 93-94.

(26)

olarak tamamıyla doğduğu andan başlar ve ölümü ile son bulur.” hükmüyle kişilerin sağ doğmalarıyla kazandıkları hak ehliyetini, yaşamlarının sonuna kadar kullanabileceklerini güvence altına almıştır.

Sonuçta hukuk, kişinin sırf insan olması münasebetiyle doğumuyla kazandığı değer ve hakları ile sosyal süreçte edindiği menfaatlerini korur ve kişileri haklarını kullanması konusunda yetkilendirir.

1.2. ĐNSAN HAKLARI ve TARĐHSEL GELĐŞĐMĐ

Đnsan hakları kavramı öğretide doğal hukuk çerçevesinde ele alınmış, kişilerin sırf insan olmaları sebebiyle sahip oldukları, insan onurunun gerekli kıldığı, insanın ana rahmine düşmesiyle kazandığı, insanlık için ortak değerler yaratan ve kullanılmasında dil, din, ırk, cinsiyet, ekonomik, sosyal ve siyasal durumların dikkate alınmadığı devredilemez, dokunulamaz ve vazgeçilemez nitelikteki hakları içermektedir9.

Đnsan hakları kavramı temelde şahısların hürriyetini, onurunu/haysiyetini ve saygınlığını kurumlar, devletler ve kişiler karşısında koruma altına almayı ve geliştirmeyi amaçlayarak insanların huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdürmesini temel edinir. Đnsan hakları tüm insanlığa tanınması gereken yani olması gereken temel hak ve özgürlükleri/kamu özgürlüklerini ifade etmektedir. Bu kavram kişilere bağımsız/özerk seçim yapabilmeyi ve yeteneklerinin farkında olarak onları özgürce geliştirmeyi olağan kılmaktadır10.

9 ĐLĐMOĞLU Kasım, “Avrupa Birliği’nde Đnsan Hakları ve Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi Karsısında Konumu”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara, 2006: 4; SARAÇOĞLU V.Gamze, “Aile Hekimliği Sağlıklı Olma Hakkı ve Hasta Hakları Anlayışına Ne Denli Hürmetkar?”, Kentsel Bölgede Sağlık Örgütlenmesi: Çok Sektörlü Yaklaşım Aile Hekimliği

Ülkemiz Đçin Uygun Bir Model midir?, Haz. Muzaffer ESKĐOCAK, Ankara, TTB Yayınları, 2007:

133.

10 GÖZÜBÜYÜK Şeref, Anayasa Hukuku:11.Ek Protokol’e Göre Hazırlanmış Avrupa Đnsan

(27)

Bu çerçevede insan haklarının özünü teşkil eden, insanın yüce bir varlık olması; beraberinde bu varlığı oluşturan bileşenlerin hukuk düzleminde önceliğinin ve dokunulmazlığının savunulması gerektiği bilimsel öğreti ve uygulamalarda kabul edilmiş evrensel bir gerçekliktir. Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyinin belirlemesinde en az ekonomik ve teknolojik göstergeler kadar önemli olan bu gerçeklik, kimi akademisyenlere göre içinde yaşadığımız çağın “Đnsan Hakları Çağı” olarak nitelendirilmesine sebep olacak kadar da belirgin bir ihtiyaçtır11.

Đnsan haklarının bu denli vurgulanması, insanın diğer canlılardan farklı olarak hak ve sorumluluk sahibi olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bütün haklar, kişilik sahibi insanın hukuk düzleminde korunması için vardır. Devlet, insanların refah ve mutluluğunu sağlayacak sosyal düzeni oluşturmada sorumluluk sahibidir. Đnsan hakları bu bağlamda, kişiyi devlet karşısında nesne olmaktan kurtararak, devlet erkini kişi lehine kısıtlar.

Sonuçta insan hakları çağdaş demokrasilerin vazgeçilmezlerinden olan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel hak ve hürriyetler ekseninde sürekli gelişme gösteren evrensel değerler kümesidir. Bu değerler kümesinin özüne hiçbir gücün karışmaması veya müdahalede bulunmaması, tüm insanların ve ulusların ortak noktasını oluşturmaktadır. Gelinen noktada insan hakları kavramı ulusal olmaktan çıkarak, tüm insanlığın acılarını azaltacak ve insanlık dışı muamelelerle karşılaşmaması için uluslararası düzlemde oluşturulacak barış projesinin parçası konumundadır.

1.2.1. Đnsan Haklarının Tarihsel Gelişimi

Đnsan hakları kavramı insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Değişen ve gelişen tarihsel koşullar, bazı yaşamsal sorunları değiştirmeyi başarmışsa da; en ilkel topluluklardan günümüz çağdaş demokrasilerine kadar geçen dönemde, ezilmiş ve

11 KAPANĐ Münci, Đnsan Haklarının Uluslararası Boyutu, 3. bsk., Ankara, Bilgi Yayınları, 1996: 12-15.

(28)

korunmaya muhtaç insanların omuzlarında yükselen insan hakları düşüncesi, her dönemde toplumsal sorunların öbeğinde yer almayı başarmıştır.

Çağlar boyunca farklı bakış açılarıyla ele alınan insan hakları; Mezopotamya’da kurulan Sümer Uygarlığının, yazılı hukuk kuralları çerçevesinde tüm yurttaşlarına eşit ve adil bir düzen kurmaya çalışmasıyla başladığı öne sürülmektedir. Sümerliler yazıyı bulmalarıyla yerleşik toplumun ilk devlet kurumlarını oluşturmuş ve toplumsal düzeni sağlayacak hukuksal mekanizmaları devreye sokmuştur. Bu dönemde kişiler bir taraftan hukuk kurallarının kendilerine tanıdığı hakların ne olduğu konusunda bilgilenirken, diğer taraftan da bilinçli bir toplum olarak kişisel ve ekonomik kısıtlamalara karşı duyarlıydılar12.

Bu açılım daha sonraları bu bölgede kurulan devlet ve toplumlara örnek oluşturmuş, örneğin Mısır’da insan varlığıyla ilgili bazı hakların dokunulmazlığı ve özgürlük gibi alanlarda hukuksal düzenlemelere gidilmiştir. Ancak bunlar sınırlı devletler ve çok sınırlı bazı hakları içermekteydi. Sonuçta ilk çağ medeniyetleri; “bireyin devlet için değil, devletin birey için olduğu” konusunda fazla ileri gidememişlerse de, insan hakları kavramının felsefi ve düşünsel altyapısının bu dönemle birlikte oluşmaya başladığı gözlenmektedir13.

Ortaçağ döneminde ise, eski çağ toplumlarında olduğu gibi sınıfsal farklılıklar yoğun olarak yaşanmış; bireyler, temel hak ve hürriyetler açısından hukuksal eşitlik ve güvencelerinden yoksun bir hayat sürdürmüşlerdir14. Zira bu dönemde kilise etkisinde kalan insanlar düşünsel varlıklarını gösterememiş, bu doğrultuda bilim ve sanattaki gelişmelerin önü tıkanmıştır. Ancak tüm bu sıkıntılar sonucunda, hümanist akım önce Đtalya’da sonrada diğer Avrupa toplumlarında yayılmış, düşünsel çıktıların yavaş yavaş alındığı yeni bir sürece adım atılmıştır15.

12 ÖZ Selen, “Đnsan Hakları Düzenlemelerinin Türk Kamu Yönetimine Etkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, 2007: 5.

13 GÖZE Ayferi, Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, Genişletilmiş 7.bsk., Đstanbul, Beta Yayınları, 1995: 13.

14 TANÖR Bülent, Türkiye’nin Đnsan Hakları Sorunu, Ankara, BDS Yayınları, 1990: 258-259. 15 GÖKBURUN Đbrahim, a.g.t. : 26.

(29)

Yeniçağ döneminde hümanist akım ile başlayan insan hakları alanındaki gelişmeler; 16. yüzyıldan itibaren Rönesans ve Reform hareketleri, coğrafi keşifler ile bilim, sanat ve ekonomik alandaki gelişmeler ışığında hız kazanmıştır. Bu gelişmeler; bireylerde demokrasi ruhunun gelişmesine katkı sağlayarak, insan hakları ve özgürlük kavramlarının modern anlamda tekrar ele alınmasına zemin hazırlamıştır. Bu dönemde özellikle Nicolo Machiavelli (Đtalya, 1469-1527 ) ve Jean Bodin (Fransa, 1530-1596 ) gibi düşünürler doğal hukuk teorisini benimseyerek, bu teorinin gereklerinin ömür boyu devam edeceği görüşünde birleşmişlerdir.

Đnsan hakları alanında oluşturulan birikimler Đngiltere’de özel bir anlam kazanmış, 1215 yılında imzalanan “Magna Carta Libertatum” ile kişi haklarının sağlanmasında o döneme göre büyük ilerlemeler kat edilmiştir. Đngiltere, daha sonraki yıllarda 1628 tarihli “Petition Of Right” (Haklar Dilekçesi), 1641 tarihli “Great Remantrance” (Büyük Uyarı), 1679 yılında Kral II. Charles döneminde imzalanan “Habeas Corpus Act”, 1689 yılında deklare edilen “Bill Of Rights” (Haklar Bildirgesi) ve 1701 tarihli “Act of Settlement” ile insan ve vatandaş hakları beyannamelerini hayata geçirmiştir. Bu beyannameler; insan hakları, temel hak ve özgürlüklerinin uluslararası alanda tanımlanması/güvenceye alınması, kralın yetkilerinin parlamento lehine kısıtlanması ve daha sonraki yıllarda Amerika’da ve Fransa’da yayımlanan özgürlük bildirgelerine zemin hazırlaması açısından evrensel öneme sahiptir.

Đnsan hakları alanında yayımlanan bu bildirgeler Avrupa kıtası dışında ilk etkilerini Amerika’da göstermiş ve 1776 yılında “Virginia Haklar Bildirgesi” yayımlanmıştır. Bu bildirgeye göre; seçilmişlerin halka karşı sorumluluğu, yasama ve yürütmenin yargıdan bağımsız olması gerekliliği, kişi güvenliği, vicdan hürriyeti, söz hürriyeti, basın hürriyeti, dilekçe hakkı ve mülkiyet hakkı gibi hakların kişinin doğuştan sahip olduğu devredilemez ve dokunulamaz hakları olması münasebetiyle devletin bu haklar üzerinde yaptırımının olamayacağı kabul edilmiştir.16.

(30)

Burjuva sınıfının ticaretteki gelişmelerin ışığında kazandıkları ekonomik başarılar, siyasal ve sosyal alanlarda yeni hak ve düzenlemelerin yapılması konusunda egemen güç üzerinde baskıyı artırmıştır. Bu sınıfın yanı sıra 17. yüzyılda Thomas Hobbes, John Locke, Brete et de Montesquieu ve Jean Jacques Rousseau gibi düşünürlerin öncülüğünde yayılan “Đnsan Hakları Öğretisi” akımı insan hakları alanında derin tartışmaların oluşmasına vesile olmuştur.

Doğal hukuk akımıyla birlikte anılan “Đnsan Hakları Öğretisi”, doğal yaşam ve toplum sözleşmesi gibi tezleriyle de insan hakları alanında sınırlı bazı gelişmeleri tetiklemiştir. Ancak zamanla bu düşünce üzerinde başlayan eleştiriler, insan haklarıyla ilgili yaklaşımlara yeni dayanaklar oluşturmuştur. Özellikle 16.ve 17. yüzyıllarda dinsel, siyasal, bilimsel ve felsefi düşünce akımlarının tetiklemesiyle endüstri devrimine girilmiş, insan üretim mekanizmasında adeta araçsallaşmıştır. Bu dönemle birlikte ortaya çıkan yeni toplumsal sınıf emekçiler/işçiler, insan hakları alanındaki gelişmelerin öbeğinde yer almıştır.

Yakın çağa kadar geçen dönemde, insan hakları alanında edinilen kazanımlar, Đngiltere dışındaki diğer Avrupa ülkeleri içinde referans kabul edilmiştir. Bu kazanımlar zamanla, Fransız aydın ve düşünürleri de etkileyerek, 1789 tarihinde “Fransız Đnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi” yayınlanmasına vesile olmuştur. Bu bildirgeye göre, kişi hak ve özgürlükleri çerçevesinde insanın devredemeyeceği, zaman aşımı nedeniyle kaybedemeyeceği, doğal ve kutsal temel haklarının olduğu deklare edilmiştir17. Bu bildirgenin Đngiltere’de yayımlanmış bildirgelerden farkı, insan haklarına evrensel nitelik kazandırmış olması ve bireyciliği odak noktasına taşıyarak insan haklarını kavramlaştırmasıdır. Bu bildirgeden sonra, tüm dünyada anayasal faaliyetler başlamış ve bu bağlamda temel hak ve hürriyetler birçok ülke anayasalarında güvence altına alınmıştır18.

17 Haz. Ahmet UZAK ve Mehmet ALTUNTAŞ, Đnsan Hakları Nedir?:Temel Bilgiler ve

Türkiye’de Đnsan Hakları Alanında Yaşanan Gelişmeler, Ankara, Đsmat Baskı, 2007:18.

(31)

Ancak bireyci yaklaşım özellikle 19. yüzyıl sonlarında eleştirilmeye başlanmış, “yaşama ve sağlık hakkı” gibi temel insan hakları alanında yaşanan sıkıntılardan dolayı kişinin beyannamede geçen haklarından tam anlamıyla yararlanamadığı ileri sürülmüştür. Bununla birlikte bireyci yaklaşım hızla değişen sosyal ve ekonomik alanlarda devleti pasifleştirmiş, bu hızlı değişime ayak uyduracak, bireyi rahatlatacak sosyal çevresiyle adaptasyonu artıracak negatif statülü hakların yanında devletten bazı hizmetlerin ve yardım faaliyetlerin yapılmasını isteme yolunu açan pozitif statülü hakların tanınmasını da gerektirmiştir.

Bu dönemde sanayi devriminin Đngiltere’nin dışında diğer Avrupa ülkelerine yayılmasıyla üretim artmış, bununla birlikte insanlar son derece elverişsiz ortamlarda çalışmaya mahkûm edilmiştir. Bu durum üzerine işçi sınıfı, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve bir takım siyasal ve sosyal hakların tanınması amacıyla yoğun bir çatışma ortamına girmiş ve bu durum Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar devam etmiştir19.

XX. yüzyıla gelindiğinde, insan hakları açısından son derece olumlu ve hızlı gelişmelerin yaşandığı bir döneme girilmiş ve özellikle Đkinci Dünya Savaşı sonrasında bireyin ulusal hukuk öznesi olmasının ötesinde, uluslararası hukuk öznesi konumuna geçişi sağlanmıştır. Bu dönemde Đkinci Dünya Savaşına bağlı olarak oluşan yıkıntı, korku, dehşet, toplumsal-kültürel çöküntüler, insan hakları alanındaki ihlaller ve bu ihlallerin bir daha yaşanmaması için insan haklarının uluslararası bağlamda savunulmasını gerekliliği birçok toplum tarafından benimsenmiştir20.

Bu ihtiyaç insan hakları açısından ciddi açılımlar getiren ve 26 Haziran 1945 yılında 50 üye devlet tarafından imzalanan “Birleşmiş Milletler Antlaşması”yla doruğa ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Antlaşması, insan haklarının dünya genelinde sağlanmasını, dünya barışı ve huzuru için en önemli şartlar arasında saymıştır. Antlaşma ayrıca, temel hak ve özgürlükleri uluslararası hukuk alanında ilk defa

19 YÜRÜK Ayşe Tülin ve KARAKUL Selman, Çağdaş Yaşam Çağdaş Toplum, Haz. Gürhan CAN, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Yayınları, Yayın No:563, 1998: 42.

(32)

resmi ve evrensel bir değer olarak tanınmasını sağlamıştır. Ülkemiz de bu antlaşmayı, 15.05.1946 tarih ve 4801 sayılı yasa ile onaylamış, kurucu devletler arasındaki yerini almıştır21.

Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda insan haklarına değinilmesine karşın kavramın içeriğinin belirlenmesi ve insan hakları alanında ihlallerin önlenmesi amacıyla “Đnsan Hakları Komisyonu” kurulmuştur. Komisyon tarafından hazırlanan “Đnsan Hakları Beyannamesi”, BM Genel Kurulu’nca 10 Aralık 1948’de “Birleşmiş Milletler Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ adıyla kabul ve ilan edilmiştir. Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, temel hak ve hürriyetleri kapsayıcı bir şekilde tanımlayan, tanımlanan hak ve özgürlüklerden herkesin eşit bir şekilde yararlanmasını ve kişinin beden ve düşünce özgürlüğünü kesin hükümlerle güvence altına alan, uluslararası kabul gören resmi bir belgedir.

Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 191 devlet tarafından imzalanmış olması ve hatta temel hakları belirlemiş olmasına rağmen, uluslararası bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu durumu aşmak ve üye devletlerin iç hukukunda uygulanmasını sağlamak için birçok sözleşme BM’ce yürürlüğe konmuştur. Bunlardan “Đkiz Sözleşmeler” olarak da bilinen Ekonomik ve Toplumsal Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi BM Genel Kurulu’nca 16 Aralık 1966 yılında kabul edilmiştir. Ancak en az 35 üye devletin onaylaması koşulu öngörüldüğünden, on yıl sonra yürürlüğe girebilmiştir22. Bunların dışında yine BM örgütünce, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Kaldırılmasına Đlişkin Uluslararası Sözleşme, Đşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi insan hakları konusunda temel oluşturan sözleşmeler kabul edilerek insan onuruna armağan edilmiştir23.

21 ÖZTÜRK Bahri ve ERDEM Ruhan Mustafa, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Yeni CMK’ya Göre Yenilenmiş 10. bsk., Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2006: 148.

22 UZAK Ahmet ve ALTUNTAŞ Mehmet, a.g.e. : 18. 23 ÖZTÜRK Bahri ve ERDEM Ruhan Mustafa, a.g.e. : 149.

(33)

Bu gelişmelere Avrupa’nın ilk siyasal kuruluşu olan Avrupa Konseyi de kayıtsız kalmamıştır. Bu bağlamda üye ülkelerin desteği ile Kasım 1950’de “Đnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa Sözleşmesi” Roma’da imzalanmıştır. Avrupa Konseyi üye ülkeleriyle sınırlı olan bu sözleşme, 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir24.

Bu sözleşmenin önemli tarafı bir taraftan imza atan devletlere insan hakları alanında yeni yükümlülükler yüklerken, diğer taraftan da zorunlu yargı yetkisi ve bireyin uluslararası hukuktan doğan hakları olduğu savıyla hakları ihlal edilen bireylere bireysel başvuru hakkını tanımasıdır. Sonuçta uluslararası antlaşma niteliği taşıyan bu sözleşmeyle birey hak sahibi konuma geçirilmiştir. Sözleşme bireysel hak ve özgürlüklerin denetiminin sağlanması açısından daimi olarak görev yapacak “Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi”nin kurulmasını da sağlamıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 18 Mayıs 1954 tarihinde onaylamış, bireysel başvuru hakkını ise 1987 tarihinde kabul etmiştir25.

Avrupa Konseyi tarafından ayrıca “Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi”nin ekonomik ve sosyal haklar yönünden desteklemesini sağlamak üzere, 18 Ekim 1961 tarihinde “Avrupa Sosyal Şartı”nı kabul etmiştir. Avrupa Sosyal Şartı 26 Şubat 1965’de yürürlüğe girmiştir. Sosyal şartla; çalışma hakkı, toplu sözleşme hakkı, sendika özgürlüğü, çalışan kadın ve çocukların korunması, sağlık yardımı, göçmen işçiler ve meslek eğitimi gibi hakların tüm üye ülkelerde standart hale getirilmesini amaçlanmıştır. Türkiye, Sosyal Şartı 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamış ve 14 Ekim 1989’da yürürlüğe koymuştur. Türkiye, Sosyal Şart’ın bir bölümünü onaylamıştır26.

24 ÖZ Selen, a.g.t. : 33.

25 SERT Gürkan, a.g.e. : 48; KAPANĐ Münci, a.g.e. : 43-45.

26 ÇETĐN Evra, “1982 Anayasası’nda Sosyal Haklar ve Avrupa Sosyal Şartı’na Dair Spesifik Sorunlar”, Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul Üniversitesi SBE Kamu Hukuku A.B.D, Đstanbul, 2008: 30; TBMM Đnsan Haklarını Đnceleme Komisyonu, “Avrupa Sosyal Şartı”, (Çevrimiçi) http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/391-410.pdf, 12 Ocak 2008.

(34)

1.2.2. Đnsan Haklarının Sınıflandırılması

Đnsan hakları uzun ve meşakkatli bir geçmişe sahiptir. Bu süreçte insan hakların ulusal ve uluslararası düzlemde kabul görmesi ve yazılı statüye girmeleri belirli evrelerden/süreçlerden geçerek üç kuşak içerisinde tarihsel gelişimini sürdürmüştür. Şüphesiz bu süreç dinamik bir süreç olup, dünyadaki insan hakları alanındaki gelişmelere bağlı olarak yeni kuşak hakların oluşması muhtemeldir.

Birinci kuşak insan hakları; klasik, kişisel ve siyasal hakları içeren negatif statülü haklardır. Bireyci yaklaşım ışığında, bireysel girişim ve özerkliğe devletin, toplumun ve üçüncü şahısların müdahalesini minimize etmeyi amaçlar. Bazı temel hak ve hürriyetleri güvence altına alarak bireyin maddi ve manevi bütünlüğünün korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak dokunulmaz mekânlar yaratır ve bireyin bu alanda özgürce hareket etmesine olanak sağlar27. Seçme ve seçilme hakkı, düşünce, ifade ve iletişim özgürlüğü, yaşama hakkı ve kişi dokunulmazlığı, adil yargılanma hakkı, dernek kurma hakkı, dilekçe hakkı, yönetime katılma hakkı, mülkiyet hakkı, yurttaşlık ve vergi yükümlülüğü hakkı bu kuşak haklardandır. Bu dönemde daha çok aristokrasi ve feodal düzene karşı direnen burjuva sınıfının öncülüğünde; eşitlik, özgürlük ve siyasal haklarda önemli gelişmeler yaşanmıştır28.

Đkinci kuşak insan hakları; ekonomik, kültürel ve sosyal haklar olarak da adlandırılmakta olup, sosyalist ve pozitivist düşünce akımlarının bireyci yaklaşım üzerindeki etkileri ve sanayi devrimiyle ortaya çıkan işçi sınıfının toplumsal eşitsizliğe gösterdiği tepki sonucu gündeme gelmiştir. Đkinci kuşak haklar, klasik haklarının kullanımını kolaylaştırarak, insanın maddi ve manevi varlığını geliştirmesine ve insanca yaşamasını sağlayacak asgari hizmetlerin yerine getirilmesinde sosyal devlet anlayışı ekseninde devlete ödevler yüklemiştir. Bu haklar içerisinde çalışma hakkı, sendika hakkı, grev-toplu sözleşme hakkı, sosyal güvenlik hakkı, beslenme ve konut hakkı, ücretsiz eğitim ve öğretim hakkı, kültürel

27 UZAK Ahmet ve ALTUNTAŞ Mehmet, a.g.e. : 15; KABAOĞLU Özden Đbrahim, a.g.e. : 42. 28 AKINTÜRK Turgut, a.g.e. : 94.

(35)

yaşama katılabilme ve sağlık hakkı gibi haklar yer almaktadır. Đkinci kuşak hakların gelişimi ve kazanımı birçok toplumsal olaylar ve devrimler sonucunda olmuştur 29.

Üçüncü kuşak insan hakları; özellikle ikinci dünya savaşı sonunda oluşan çevre kirliliği, nükleer silahların yarattığı olumsuz dışsallıklar ve terör ile devletlerarasındaki gelişmişlik farklarının aşırı boyutlara ulaşması, teknolojik ve bilimsel ilerlemelerin yarattığı sıkıntı ve kargaşaların sonucu olarak gündeme gelmiştir. Bu hakların uygulanması bireye, devlete ve hatta uluslararası kurum ve kuruluşlara ortak görevler yüklemektedir30. Üçüncü kuşak haklar hümanist bir yaklaşım içerisinde bireylerin sağlıklı ve dengeli bir toplumda yaşaması düşüncesinden hareket ederek, diğer hakların kullanılması konusunda daha geniş perspektifler sunmaktadır. Bu tür hakların gündeme getirilmesinde birey ve toplumun kolektif birlikteliği ve yardımlaşması ön planda olduğundan dayanışma hakları olarak da anılmaktadır. Bu haklara çevre hakkı, tüketici hakkı, gelişme hakkı, halkların kendi kaderini tayin hakkı, herkesin insanlığın ortak mal varlığından yararlanma hakkı, barış hakkı ve hasta hakları örnek gösterilebilir31.

1.3. YAŞAMA HAKKI

Yaşama hakkı, kişilerin kendi irade ve imkânlarına veya üçüncü şahısların lütfuna bırakılmayacak kadar önem teşkil eden, kişinin varlığının ve fiziki devamlılığının ilk koşulu olup, kişilere vazgeçilemez ve devredilemez, devlete ise bu hakkın özüne dokunmaması konusunda sorumluluk yükleyen temel insan haklarındandır. Bu hak içeriğinde kişinin bedenine sahip olma hakkı, sağlık hakkı, özel yaşam özgürlüğü ve onuruyla ölme haklarını da içine alan diğer temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının teminatı niteliğindedir32.

29 T.C. Altınözü Kaymakamlığı, “Đnsan Hakları E-Kitap”, (Çevrimiçi)

http://www.altinozu.gov.tr/insanhak/insanhaklarininsiniflandirilmasi.html, 13 Ocak 2009. 30 ÖZ Selen, a.g.t. : 3-4.

31 AYDINER Hüsamettin Ahmet, a.g.t. : 2; YÜRÜK Ayşe Tülin ve KARAKUL Selman, a.g.e. : 36. 32 SERT Gürkan, a.g.e. : 48.

(36)

Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; insan hakları konusunda temel hukuki çerçeveyi belirleyen bir sözleşme olarak 3. maddesinde yaşama hakkını: “Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.”ifadesiyle hüküm altına almıştır. Ayrıca 1966 yılında New York’ta imzalanan Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 6. maddesinde:

“Her insanın niteliğinden gelen yaşama hakkı vardır. Bu hak, yasayla korunur. Kimse keyfi olarak yaşamından yoksun bırakılamaz…”

hükmüyle kişinin sırf insan olması münasebetiyle yaşama hakkının olduğunu ve bu hakkın hukuk düzleminde korunması gerektiğine işaret etmektedir.

1953 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2.maddesi de yaşama hakkına atıfta bulunarak;

“herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır. Yasanın ölüm cezasını öngördüğü bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez…”

ifadesiyle yaşama hakkını güvence altına almıştır.

Yaşama hakkı; kişilerin bedensel ve ruhsal bütünlüğünün muhafaza edilmesi, sürekliliğinin korunması ve bu bütünlüğe karşı öne sürülebilecek olumsuz müdahaleleri bertaraf etmede bireye ve devlete sorumluluklar yükler. Bu sorumluluk başkalarının temel hak ve hürriyetlerine karşı saygılı olmayı, kişilerin sınıfsal, ırksal, dinsel, kültürel ve dilsel farklılıkları dikkate alınmadan bu hakları kullanmasına taraf olmamayı da içermektedir.

Ulusal mevzuatımız yaşama hakkını, 1982 Anayasasının 17. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenleyerek, güvence altına almıştır. Bu maddeye göre:

(37)

“Herkes yaşama maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz. Rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.”

Ancak 17. maddenin 3. fıkrasında yaşama hakkının ihlali sayılmayan yani öldürmenin yasal halleri sayılmıştır. Buna göre; meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, tutuklu veya hükümlülerin kaçmasının önlenmesi, ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde yetkili merciin verildiği emirlerin uygulanması sırasında ve silah kullanılmasına kanunen izin verdiği zorunlu durumlarda kişinin hayatına son verilmesi yaşama hakkının ihlali sayılmamaktadır.

Avrupa Konseyi üye devletleri ölüm cezasını her durumda kaldırılmasını öngören Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 13 no’lu protokolü 03.05.2002 tarihinde kabul etmiş ve 1. maddesinde: “Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez.” denilerek yaşama hakkının ihlali olarak gördüğü idam cezasını tümden kaldırmıştır. Ülkemizde bu gelişmeler paralelinde 09.01.2004 tarihinde gerekli yasal düzenlemeleri yaparak, her ne şekilde olursa olsun insanların yaşama hakkını ihlal eden ölüm cezasını tümden kaldırmıştır33.

Yaşama hakkıyla ilgili olarak günümüzde tartışılan iki önemli husus vardır. Bunlardan ilki, yaşamın hangi noktadan itibaren başladığıdır. Öğretide ve uluslararası sözleşmelerde yaşamın, canlı doğum ile başladığı görüşü benimsenmiş gözükmektedir34. Yaşamın nerde başladığı sorusuna verilecek cevaplar yaşama hakkının ihlali durumlarında verilecek cezaların belirlenmesi açısından önemlidir. Mevzuatımızın, doğumdan önceki cenine karşı işlenen veya işlenecek yaşama hakkı ihlallerini, öldürme eylemi olarak değil “çocuk düşürme” suçu olarak düzenlendiği

33 AKDOĞAN Hüseyin, “Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesine Göre Yaşama Hakkının Devletlere Yüklediği Yükümlülükler: Türkiye Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, T.C.Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Suç Araştırmaları Ana Bilim Dalı, 2006:10.

34 HAKERĐ Hakan, Hasta Hakları Bakımından Yeni Türk Ceza Kanunu, Sağlık Hakkı Dergisi, Sayı:1, Nisan 2006: 35.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasta hakları algısının gelişmesinde medyanın etkisinin araştırıldığı bu çalışmada, hasta hastaları önem algısının ve hasta hakları ile ilgili sorun yaşama

Tıp bil- gisinin ilerlemesirün en temel gereklerinden biri olan insan üzerindeki araşhrmalar söz konusu olduğunda aydmlahlmış anam alma yöntemi daha kesin çer-

Hastalar, durumları ile ilgili tıbbi gerçekleri, önerilen tıbbi girişimleri ve her bir girişimin potansiyel risk veya yararlarını, önerilen girişimlerin

• 1981 Dünya Tabipler Birliği Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi.. • 1994 Dünya Tabipler Birliği Amsterdam Hasta Hakları

hakları ifade eder.».. 1998 tarihli Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre hasta hakları 24 başlık altında.

personele yazılı olarak tebliğ edilir... 3) Kurul, gerek görürse hasta hakları ihlaline sebep olabilecek uygulamaları inceler ve hasta haklarının geliştirilmesi için öneri ve

Avrupa Birliği Anayasası ve onunla ilgili sözleşmeler bağlamında hazırlanan ve Avrupa’da hasta hakları konusunda uyumu amaçlayan Avrupa Hasta Hakları Şartı (2003),

‘Devlet hastanelerine randevu alınarak gidildiği için doktorlar sağlık so- runlarıma daha fazla zaman ayırmaktadır.’ Sorusuna %45 evet, %55’i hayır demiştir...