• Sonuç bulunamadı

Farklı renkte örtü sistemlerinin Alphonse Lavallée üzüm çeşidinin asma fizyolojisi ve büyümesi üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı renkte örtü sistemlerinin Alphonse Lavallée üzüm çeşidinin asma fizyolojisi ve büyümesi üzerine etkileri"

Copied!
55
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

FARKLI RENKTE ÖRTÜ SĠSTEMLERĠNĠN ‘ALPHONSE LAVALLÉE’ ÜZÜM ÇEġĠDĠNĠN

ASMA FĠZYOLOJĠSĠ VE BÜYÜMESĠ ÜZERĠNE ETKĠLERĠ

Akram Ibrahim Mohammed JAWSHLE YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BAHÇE BĠTĠKĠLERĠ ANABĠLĠM DALI

Mayıs-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Akram Ibrahim Mohammed JAWSHLE tarafından hazırlanan “Farklı Renkte Örtü Sistemlerinin ‘Alphonse Lavallée’ Üzüm ÇeĢidinin Asma Fizyolojisi ve Büyümesi Üzerine Etkileri” adlı tez çalışması 18/06/2019 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Unvanı Adı SOYADI ………..

DanıĢman

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Mustafa YILMAZ FBE Müdürü

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

İmza

Akram Ibrahim Mohammed JAWSHLE Tarih: 18.06.2019

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

FARKLI RENKTE ÖRTÜ SĠSTEMLERĠNĠN ‘ALPHONSE LAVALLÉE’ ÜZÜM ÇEġĠDĠNĠN ASMA FĠZYOLOJĠSĠ VE BÜYÜMESĠ ÜZERĠNE

ETKĠLERĠ

Akram Ibrahim Mohammed JAWSHLE

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ BAHÇE BĠTKĠLERĠ ANABĠLĠM DALI

DanıĢman: Prof. Dr. Ali SABIR 2019, 44 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Ali SABIR Prof. Dr. Zeki KARA Prof. Dr. Serpil TANGOLAR

Tarımsal üretimde örtü sistemleri, bitkileri dolu, rüzgâr, aşırı güneş ışığı, kuş zararı ve benzeri olumsuz faktörlere karşı korumaktadır. Bunlara ek olarak, bağcılıkta kullanılan örtü malzemeleri hasadı geciktirmek amacıyla da kullanılmaktadır. Son yıllarda bağ bölgelerinde erken gelişme döneminde sıklıkla gerçekleşen dolu zararı asmalara büyük zararlar verebilmektedir. Bu olumsuzlukların önlenmesine yönelik olarak artan örtü malzemesi talebi üzerine, renk ve materyal niteliğine göre büyük bir çeşitlilik gösteren örtü malzemesi arzı artmıştır. Örtü malzemeleri birçok ülkede yaygın olarak kullanılmasına rağmen, gölgelemenin asma fizyolojisi, vejetatif gelişimi ve bir sonraki yıldaki göz verimliliği üzerine etkileri ile ilgili araştırmaya dayalı literatür bilgisi oldukça yetersizdir. Bu çalışma kapsamında, farklı renklerdeki örtü malzemelerinin cam sera içerisinde topraksız kültür şartlarında yetiştirilen, 41 B üzerine aşılı dört yaşındaki ‘Alphonse Lavallée’ sofralık üzüm çeşidine ait asmaların fizyolojisi, vejetatif ve generatif gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. Araştırma kapsamındaki asmalar, eşit miktarlarda karıştırılan torf ve perlit içeren yaklaşık 70 litre hacimli saksılarda bireysel olarak yetiştirilmiş ve damla sulama ile sulanmıştır.

Araştırmada kullanılan örtü materyalleri, asmaların taç bölgesindeki ışık yoğunluğunu önemli derecede azaltmıştır. Örtü materyallerine bağlı olarak değişen ışık yoğunluğu, asmaların stoma iletkenliğini kısmen etkilemiştir. Mavi örtü kullanılan asmaların stoma iletkenliğinin özellikle vejetatif gelişmenin hızlı olduğu yaz ayları başlarında daha yüksek olduğu dikkati çekmiştir. Yeşil örtü altındaki asmaların ise genellikle stoma iletkenlikleri düşük seviyelerde gerçekleşmiştir. Asmaların yaprak sıcaklığında örtü materyaline bağlı belirgin farklılıklar görülmezken, klorofil yoğunluğunda farklılıklar saptanmıştır. En yüksek yaprak alanı sarı örtü (292.8 cm2) kullanılan asmalarda belirlenirken, en düşük yaprak alanı ise siyah örtü materyalinde (221.4 cm2

) saptanmıştır. Sarı örtü materyali, kontrol asmalarına (230.4 cm2) göre yaprak alanında %21.3 artış sağlamıştır. Sarı örtü altındaki yaprakların daha koyu yeşil olduğu ve siyah renkli örtü altındakilerin de daha açık yeşil olduğu görülmüştür. En yüksek sürgün uzunluğunun sarı renkli örtü (149.4 cm) altındaki asmalarda gerçekleştiği dikkati çekmiştir. Sarı renkli örtünün altındaki asmaların sürgün uzunluğu kontrol (121.6 cm) asmalarından %18.6 daha fazla bulunmuştur. Örtü sistemlerinin salkım ağırlığı üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur. Hasat sonrası yapılan ölçümlere göre en yüksek SÇKM %17.1 ile mavi örtü kullanılan asmalarda belirlenirken, en düşük SÇKM ise %16.1 ile beyaz ve sarı örtü materyalinde belirlenmiştir. Olgunluk indeksi değerleri dikkate alındığında, mavi örtü kontrol asmalarına göre olgunlaşmayı hızlandırıcı etki yaparken, kırmızı ve yeşil örtülerin geciktirici etkilerinin olduğu söylenebilir. Örtü malzemeleri bir sonraki yılın kış gözü verimlilik seviyelerinde kısmen azalmalara neden olmuştur. En yüksek göz verimliliği kontrol grubundaki asmalarda 1.19 adet (salkım/sürgün) ölçülürken, bunu aynı istatistiki grupta yer alan sarı (1.11 adet)

(5)

v

örtüde yetiştirilen asmalar takip etmiştir. Kontrole göre en fazla azalma mavi örtüde (%11.0) gerçekleşirken, en düşük azalma ise sarı (%4.4) ve kırmızı örtü (%8.9) materyallerinde saptanmıştır.

Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde, araştırma kapsamında kullanılan farklı renklerdeki örtü sistemlerinin asma fizyolojisini, vejetatif ve generatif gelişmesini farklı seviyelerde etkilediği görülmektedir. Bu nedenle koruyucu örtü sistemlerinin seçiminde bu etkilerin göz önünde bulundurulasının faydalı olacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Asma fizyolojisi, dolu zararı, örtü materyalleri, renk, stoma iletkenliği, klorofil içeriği, tomurcuk verimliliği.

(6)

vi ABSTRACT MS THESIS

EFFECTS OF DIFFERENT COLORED NET COVERS ON PHYSIOLOGY AND GROWTH OF ‘ALPHONSE LAVALLÉE’ GRAPE CULTIVAR

Akram Ibrahim Mohammed JAWSHLE

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN DEPARTMENT OF HORTICULTURAL SCIENCE

Advisor: Prof. Dr. Ali SABIR 2019, 44 Pages

Jury

Prof. Dr. Ali SABIR Prof. Dr. Zeki KARA Prof. Dr. Serpil TANGOLAR

In agricultural production, cover materials protect the plants against damage of certain factors such as hail, wind, excessive sunlight and bird attacks. Besides, cover materials has been employed to delay harvest in viticulture. In recent years, hail incidences frequently occurring in viticultural areas have been causing serious damages. In order to protect plants against such problems, cover materials with various colors and tissue features have been abundantly supplied upon increasing demands of producers. Although the cover materials have been widely used in many countries, literature knowledge on the shading effect of materials on vine physiology, vegetative development and bud fruitfulness in the following year is quite inadequate. In the scope of this study, effects of cover materials with different colors on physiology, vegetative and generative developments of four years old ‘Alphonse Lavallée’ table grapes grafted onto 41 B have been investigated in soilless culture under glasshouse condition. The experimental vines were individually cultivated in pots with approximately 70 L solid volume and they were drip irrigated.

The cover materials used in the study significantly reduced the light intensity reached on grapevine canopy. The varying light intensity due to cover material also caused partial variation in stomatal conductance of the vines. Stomatal conductance of the vines under blue cover was apparently higher at the beginning of the summer season when the vegetative development was fast. Stomatal conductance of the vines under green cover was usually lower than others. Cover materials caused significant changes in chlorophyll concentration of the leaves, despite there was no significant alteration in leaf temperature. The highest leaf area was determined in vines under yellow color (292.8 cm2), while the lowest leaf area value was obtained from black cover (221.4 cm2). Yellow cover provided 21.3% increase in leaf area in comparison to control vines (230.4 cm2). Leaf greenness of the vines under yellow cover was also much more than others, while lower level of greenness was detected in leaves under black one. It was also notable that the highest shoot length was obtained from the vines under yellow cover. Shoot length of the vines under yellow cover was 18.6% higher than control vines (121.6 cm). Cover materials had no significant effect on cluster weight. Postharvest analyses on grape must revealed that the highest total soluble solid content was obtained from blue cover (17.1%), while the lowest value was found in white and yellow cover with the same value (16.1%). Considering the maturity index, blue cover had an accelerating effect on berry maturity, while red and green materials led to delay. Cover materials slightly decreased the bud fruitfulness of the vines in the subsequent year. The highest bud fruitfulness was obtained from control (1.19 clusters/shoot), followed by yellow cover (1.11 clusters/shoot) in the

(7)

vii

same statistical significance level. The highest decrease in fruitfulness was found in blue cover (11.0%), while the lowest values were revealed in yellow (%4.4) and red (%8.9) covers.

Considering the overall findings, it could be concluded that the cover materials with different colors used in the present study affected the physiology, vegetative and generative development of the grapevines. Therefore, such different effects should be taken into careful calculation while selecting the cover materials.

Key words: ‘Alphonse Lavallée’, Cover materials, chlorophyll concentration, light intensity, vines.

(8)

viii ÖNSÖZ

Tez çalışmalarım süresince yardımlarını eksik etmeyen, akademik kariyerimin oluşmasında bana derin bilgisiyle yardımcı ve destek olan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bağcılık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Danışman Hocam Sayın Prof. Dr. Ali SABIR’a sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım.

Bağcılık konusundaki derslerimde ve çalışmalarım sırasında çok değerli katkılarını gördüğüm Bahçe Bitkileri Bölümü Bağcılık Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Zeki KARA’ya teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışmalarım sırasında bana her konuda yardımcı olan Zir. Yük. Müh. Yasin GAYRETLİ ve Zir. Yük. Müh. Sevil ÖZÇELİK’e teşekkür ederim.

Ayrıca Türkiye’de bulunduğum sürece bana her konuda desteklerini esirgemeyen değerli arkadaşlarım Zir. Yük. Müh. Ömer Alper KÜÇÜKBASMACI, Zir. Müh. Orhan Jamal Mohammed MOHAMMED, Zir. Müh. Mays Talal KAHDIM, Zir. Müh. Fatma KOÇ ve Arş. Gör. Ömer Faruk BİLGİN’e teşekkür ederim.

Akram Ibrahim Mohameed JAWSHLE KONYA-2019

(9)

ix ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... vi ÖNSÖZ ... viii ĠÇĠNDEKĠLER ... ix SĠMGELER VE KISALTMALAR ... xi 1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 6

2.1. Bağcılıkta Yapılan Araştırmalar ... 6

2.1. Diğer Bahçe Bitkilerinde Yapılan Araştırmalar ... 8

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 15

3.1. Materyal ... 15

3.1.1. Alphonse Lavallée ... 15

3.1.2. 41 B (V. vinifera cv Chasselas x V. berlandieri) asma anacı ... 15

3.2.Yöntem ... 16

3.3. Yapılan Ölçüm ve Analizler ... 17

3.3.1. Işık yoğunluğu (lüks) ... 17

3.3.2. Stoma iletkenliği (mmol m-2 s-1) ... 17

3.3.3. Yaprak sıcaklığı (°C) ... 17

3.3.4. Yaprak klorofil yoğunluğu (SPAD metre okuma değeri) ... 17

3.3.5. Yaprak alanı (cm2 ) ... 17

3.3.6. Yaprak sayısı (adet) ... 17

3.3.7. Yaprak taze ve kuru ağırlığı (g) ... 18

3.3.8. Sürgün uzunluğu (cm) ... 18

3.3.9. Odunsu Sürgün uzunluğu (cm) ... 18

3.3.10. Sürgün çapı (mm) ... 18

3.3.11. Salkım ağırlığı (g) ... 18

3.3.12. Tane uzunluğu ve eni (mm) ... 18

3.3.14. Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM, %) ... 18

3.3.15. Asitlik (%) ... 19

3.3.16. pH ... 19

3.3.17. Olgunluk İndeksi ... 19

3.3.18. Göz verimliliği ... 19

3.4. İstatistik Analizi ... 19

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 20

4.1. Işık Yoğunluğu (lüks) ... 20

4.2. Stoma İletkenliği (mmol m-2 sn-1) ... 21

(10)

x

4.4. Yaprak Klorofil Yoğunluğu (SPAD metre okuma değeri) ... 24

4.5. Yaprak Alanı (cm2 ) ... 26

4.6. Yaprak sayısı (adet) ... 27

4.7. Yaprak yaş ve kuru ağırlığı (g) ... 28

4.8. Sürgün Uzunluğu (cm) ... 28

4.9. Odunsu Sürgün Uzunluğu (cm) ... 30

4.10. Sürgün Çapı (mm) ... 30

4.11. Salkım Ağırlığı (g) ... 31

4.12. Tane Eni ve Boyu (mm) ... 32

4.13. SÇKM (%), Asit (%), pH ve Olgunluk İndeksi ... 33

4.14. Göz Verimliliği ... 35 5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 37 5.1. Sonuçlar ... 37 5.2. Öneriler ... 39 KAYNAKLAR ... 40 ÖZGEÇMĠġ ... 44

(11)

xi

SĠMGELER VE KISALTMALAR %: Yüzde

°C: Santigrat derece cm: Santimetre

FAR: Fotosentetik aktif radyasyonu LP: Life Pack

mg: Miligram PK: Kanaviçe UV: Ultraviyole

(12)

1. GĠRĠġ

Asma, dünyada kültürü yapılan en eski bitkilerden biri olarak bilinmektedir. Asmalar M.Ö. 6000-5000 yıllarında Kafkasya ve Hazar Denizi’nin güneyi ile Anadolu’da kültüre alınmış ve zamanla buralardan dünyaya yayılmıştır (Türkben, 2010). Türkiye de bulunduğu konum itibari ile dünyada bağcılık için elverişli iklim özelliklerine ve köklü bir bağcılık kültürüne sahiptir.

Asma dünyada en çok yetiştiriciliği yapılan bahçe bitkileri türlerinden biridir. Dünyada üzüm üretimi 74276583 tondur. Bu üretimin büyük bir kısmını karşılayan ülkelerin sırası Çin (13.083 milyon ton), İtalya (7.169 milyon ton), ABD (6.679 milyon ton), Fransa (5.915 milyon ton), İspanya (5.387 milyon ton) ve Türkiye (4.200 milyon ton) şeklindedir. Türkiye, toplam 416907 dekar alanda dünya üzüm üretiminin %6’lık kısmını karşılamaktadır (Anonim, 2018).

Türkiye, 36º-42° kuzey enlemleri arasındaki coğrafi konumu ile yerkürenin bağcılık için oldukça elverişli bir iklim kuşağı üzerinde yer almakta ve aynı zamanda bağcılık kültürünün başlangıç yeri olarak da bilinmektedir. Arkeolojik bulgulara göre bağcılık ve şarapçılık kültürü Anadolu uygarlıkları içerisinde çeşitli efsanelere konu olmuş ve insanların ekonomik yaşamında her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Türkiye’nin her bölgesinde gerek yabani gerekse kültür formu olmak üzere çok zengin bir çeşit ve tip potansiyeli mevcuttur.

Türkiye’nin toplam üzüm üretimi içerisinde 1945262 tonu sofralık, 1524091 tonu kurutmalık ve 463647 ton şaraplık üzümlerden oluşmaktadır (TÜİK, 2018). Toplam üzüm üretimimiz içerisinde sofralık üzüm üretimi en fazla payı almıştır.

Yüksek oranda tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olan ülkemizde bağcılık, yetiştirme tekniğinden pazarlamaya kadarki aşamalarda birçok sorunla karşı karşıyadır. Bunlar arasında özellikle verim ve kaliteye ilişkin bazı yanlış uygulamalar öncelikle çözüme kavuşması gereken konular olarak karşımıza çıkmaktadır. Asmalarda ürün bir yaşlı dallar üzerinde bulunan gözlerin sürmesiyle oluşan yaz sürgünlerinden elde edilmektedir. Bu yüzden, her yıl düzenli olarak ekonomik verim koşullarının sağlanabilmesi için sağlıklı ve iyi gelişmiş yeni yaz sürgünlerinin oluşturulması gereklidir. Ancak, ülkemizin bağcılık alanlarında yaygın olarak kuraklık, dolu yağışı ve şiddetli yağmur gibi iklimsel olumsuzluklarla karşılaşılmaktadır. Diğer taraftan, küresel iklim değişikliğinin önemli sonuçlarından olan sulama suyu miktarı ve kalitesindeki azalmalar üzüm verim ve kalitesini sınırlandırmaktadır. Bu tür olumsuzlukların

(13)

gerçekleşme sıklığındaki artışa bağlı olarak tarımsal üretimde bitkilerin olağandışı iklimsel olumsuzluklara karşı korunma gereksinimi her geçen gün artış göstermektedir. Küresel iklim değişikliği üzerine yürütülen araştırmalardan elde edilen bulgulara göre tarımsal alanlarda dolu zararının artacağı öngörülmektedir (Botzen ve ark., 2010). Dolu yağışlarının artışı, dünya genelinde bağ ve bahçelerde koruyucu filelerin kullanımını sürdürülebilir önlemler kapsamında ön plana çıkarmıştır (Widmer, 2001; Romo-Chacón ve ark., 2007; Hunsche ve ark., 2010).

Bitkilerde vejetatif büyüme ve fizyolojinin en uygun seviyelerde gerçekleşmesi, verim ve kalitenin sürdürülebilir nitelikte sağlanmasında önemli unsurlardır (Kozlowski ve Pallardy, 1997). Bitki büyümesi ve fizyolojisi büyük ölçüde ışıkla düzenlenir. Bitkiler, ışığın şiddetini, spektral bileşimini ve yönünü kolayca algılayabilir ve buna göre tepki verebilir. Son yıllarda, ışık seçici örtü sistemleri, yetiştirme alanında ışık kalitesi ve miktarını ayarlamak için yaygınlaşmıştır (Rajapakse ve Shahak, 2008). Örtü malzemeleri, bitkileri dolu, rüzgâr, aşırı güneş ışığı, kuş zararı ve benzeri olumsuz faktörlere karşı korumaklardır (Shahak ve ark., 2004). Farklı niteliklerde güneş ışığını seçici örtü malzemeleri, bitkilere örtü maddesinin boşlukları arasından geçen doğal güneş ışığının yanında malzemenin sahip olduğu renge bağlı olarak modifiye edilmiş güneş ışığı da sağlar. Örtü malzemelerinde kullanılan renkli iplikler, sadece güneş ışığını modifiye etmekle kalmaz, aynı zamanda ışığı yüksek oranda dağıtmaktadır. Son yıllarda, pek çok çalışma, ışık seçici örtü malzemelerinin (Fotosententetik Aktif Radyasyon, PAR'da %50-75 oranında gölgeleme) çok sayıda kültür bitkisinin vejetatif ve generatif gelişimini çeşitli şekillerde etkilediğini göstermiştir (Stamps, 2009; Shahak, 2014).

Türkiye şartlarında üzüm hasadı genellikle Ağustos ayında yoğunlaşmaktadır. Ancak bu dönemlerde piyasaya bol miktarda ürün arzı olduğundan fiyatlar en düşük seviyeye gerilemektedir. Bu nedenle bazı üreticiler üzüm hasadını bir süre geciktirmeyi amaçlanmaktadır. Bunu sağlayabilmek için genellikle üzümlerin asma üzerinde bekletilmesi ya da soğuk hava koşullarında muhafaza edilmesine çalışılmaktadır. Türkiye’de bağcılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerde soğuk hava deposu potansiyeli düşüktür ve buna bağlı olarak da muhafaza maliyeti artmaktadır. Bu nedenle, üreticiler genellikle üzümün asma üzerinde bekletilmesi yoluyla hasadı geciktirme prensibini en uygun çözüm olarak benimsemişlerdir. Ancak ürün asma üzerinde bekletilirken çok sayıda olumsuz faktörün etkisiyle verim ve kalitede önemli kayıplara uğramaktadır. Bu olumsuzluklara karşı üzümleri korumak için örtü malzemeleri kullanılmaktadır.

(14)

Bağcılıkta kullanılan örtü malzemeleri hasadı geciktirmesinin yanında, üzümleri olumsuz hava koşullarına karşı (yağmur, dolu, kar ve fırtına) etkili bir şekilde koruyabilmektedir. Ayrıca kurak bölgelerde toprak neminin muhafazası, kuş zararı ve güneş yanıklığını önlemek gibi konularda örtü malzemeleri önemli katkılar sağlayabilmektedir. Çeşitli nitelikteki örtü malzemeleri farklı amaçlarla Japonya, Avustralya, Şili, ABD ve Türkiye gibi birçok ülkede pratik olarak kullanılmaktadır (Ağaoğlu ve ark., 1997; Ergeneoğlu, 1999; Shrestha ve ark., 2000; Çoban ve ark., 2002; Günay, 2005; Liberman, 2009).

Yaz dönemi içerisinde yoğun güneş ışığına bağlı olarak tanelerde güneş yanığı ve buruşmalar görülebilmektedir. Özellikle yaz budamasının geciktirilerek şiddetli bir şekilde uygulanması, yeni gelişmekte olan koruk tanelerin yoğun güneş ışığına hassasiyetini arttırabilmektedir. Bu durum özellikle sofralık üzüm kalitesini azaltan önemli unsurlardandır. Bu olumsuzlukların önlenmesine yönelik olarak artan örtü malzemesi talebi ile birlikte piyasaya renk ve materyal niteliğine göre büyük bir çeşitlilik gösteren örtü malzemesi arzı artmıştır. Örtü malzemesi kullanımı ile fazla ışığın olumsuz etkilerine karşı bitkilerin korunduğu ve aynı zamanda en uygun şekilde yararlanılarak daha erken ya da geç mevsimde kaliteli ve yüksek miktarda ürün alınabildiği bildirilmektedir. Ayrıca uygun örtü malzemesi kullanılması halinde bitkinin genç tutularak yapraklarının yeşil kalma süresinin uzatıldığı belirtilmiştir (Loach, 1970; Challa ve Schapendonk, 1984; Şeniz, 1987; Özer ve Uzun, 2013; Düring, 2015).

Örtü altı bağcılığında kullanılan polietilen örtülerin dışında, ülkemiz bağcılığında örtü malzemeleri genellikle Ege Bölgesi’nde hasadı bir süre geciktirmek amacıyla hasada yakın zamanlarda kısa süreliğine kullanılmaktadır. Özellikle karasal iklimin hüküm sürdüğü İç Anadolu ve benzer iklim koşullarında verimli ve kaliteli bağcılık için asmaların ilkbaharda doludan, yaz döneminde güneş yanığı ve buruşmalardan, hasat mevsiminde ise yaygın olarak görülen kuş zararından korunması gerektiği düşünülmektedir. Manisa ilinde bulunan üzüm üreticileri sofralık amaçlı yetiştirdikleri üzümlerde hasadı geciktirmek ve şiddetli yağışlardan korumak amacıyla çeşitli örtü materyalleri kullanmaktadır. Örtü malzemesi olarak ise yaygın olarak şeffaf plastik ve kanaviçe kullanılmaktadır. Ancak bu malzemeler tanelerde çürüme, salkımlarda hastalık ve zararlı yoğunluğunun artması gibi bazı sorunları da beraberinde getirdiği için üreticiler farklı örtü materyali arayışına girmişlerdir (Kesgin ve ark., 2016). Diğer taraftan, erkencilik için büyük öneme sahip olan Akdeniz bölgesi’nde de örtü altı üzüm yetiştiriciliğinde güneş ışığının şiddetli etkisinden dolayı artan iç ortam

(15)

sıcaklığının düşürülmesi ve güneş yanığına hassas çeşitlerin korunması için sera içerisinde ışık şiddetini azaltıcı örtü kullanımına gereksinim görülmektedir (Uzun ve İlter, 1993). Ülkemizin yeraltı sıcak su kaynaklarının bulunduğu bölgelerinde önerilen cam ya da plastik sera içerisinde ekonomik bağcılık için de iç ortam örtü materyalinin kullanımı tavsiye edilmektedir (Ergenoğlu ve ark., 1999)

Son zamanlarda, ışık seçici renkli filelerin bahçe bitkilerinde meyve kalitesi, bitki gelişimi ve fizyolojisi üzerine etkilerini araştırmak amacıyla bazı çalışmalar yapılmıştır. Araştırmalara göre, koruyucu örtü malzemelerinin bir taraftan yaprak ve meyveleri aşırı radyoaktif zararlardan korurken, diğer taraftan bitkilerde genel olarak fotosentez oranını azaltıcı etki yaptığı belirlenmiştir. Örtü malzemelerinin, güneş ışığındaki radyasyonu azaltmasının yanı sıra, hava sıcaklığı ve nemini de etkileyerek bitki mikro iklimini değiştirdiği de kaydedilmiştir. Örtü materyallerinin, kurak ve yarı kurak şartlarda güneşten gelen şiddetli ışığın bitki tacına ulaşmasını sınırlandırmak suretiyle bitkide terleme oranını azaltmakta ve bitki bünyesinde su açığını azaltmaya yardımcı olduğu vurgulanmıştır. Bu konuyla ilgili elma, kivi, şeftali ve yabanmersini (Vaccinium corymbosum L.) bahçelerinde kullanılan renkli fileden oluşan örtü materyallerinin, bitki büyümesi, verim ve kalitesi üzerine etkileri olan spektral ışık kompozisyonunu etkilediği saptanmıştır. Kullanılan renkli filelerin, fotosentetik aktif güneş ışığı miktarını ve kırmızı/mavi ışık oranını değiştirdiği görülmüştür. Meyve ağaçlarının, değişen ışık şartlarına tepkilerinin belirgin olarak ortaya çıktığı ve bu değişimin modern bahçelerde verim ve kalitenin sürdürülebilir yönetimi (örneğin kimyasalların ve işgücü uygulamalarının daha az kullanımı) için yararlı bir araç olabileceği ileri sürülmüştür (Bastías ve Corelli-Grappadelli, 2012)

Araştırmalara göre, bağcılıkta yaygın kullanılan file tipi örtü sistemleri genel olarak taç kısmına ulaşan rüzgâr hızını yaklaşık %80-85 oranında ve fotosentez hızını da filenin rengine göre yaklaşık %10-25 ve daha fazla azaltmaktadır. Koruyucu file örtüleri doğru bir şekilde kullanıldığında asma gelişimi ile üzüm verim ve kalitesini arttırıcı etkilere sahip olmakla birlikte, yanlış kullanılması halinde tane gelişimi ve renklenmesini olumsuz etkileyebilmektedir. Örtü sistemi kullanımının olası zararlı etkilerini önlemek ve sınırlandırılmış ışık altında yetişen asmaların ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması için budama ve terbiye başta olmak üzere kültürel uygulamaların dikkatle, şartlara uygun gerçekleştirilmesi gerekmektedir (Novello ve de Palma, 2013).

Üzüm yetiştiriciliğinde örtü sistemleri genellikle yetiştiricilik sezonunun belirli bir kısmında kullanılmaktadır. Ancak, ilkbahar mevsiminde gerçekleşme sıklığı giderek

(16)

artan başta dolu yağışları olmak üzere, tüm yaz sezonu boyunca görülen çeşitli olumsuzluklara karşı bağ alanlarının tüm sezon boyunca korunması daha uygun olacaktır. Ayrıca örtü altı yetiştiriciliğinde de şiddetli güneş ışığının yakıcı etkisinden taneleri korumak ve iç ortam sıcaklığının aşırı yükselmesini önlemek için örtü sistemlerinin kullanımı faydalı olacaktır.

Sofralık üzümlerde koruyucu özelliği ile file yapısındaki örtü materyali kullanımı ülkemizde ve Akdeniz kuşağında yer alan diğer üzüm üreticisi ülkelerde oldukça yaygındır. Ancak, kullanılan malzemelerin asma taç bölgesindeki ışık değişimi, asma fizyolojisi, üzüm kalitesi ve bir sonraki yıldaki göz verimliliği üzerindeki etkileri konusunda oldukça kısıtlı miktarda ulaşılabilir bilgi bulunmaktadır.

Bu çalışma kapsamında, farklı renklerdeki örtü malzemelerinin cam sera şartlarında topraksız kültür ortamında yetiştirilen ‘Alphonse Lavallée’ sofralık üzüm çeşidine ait asmaların fizyolojisi ile vejetatif ve generatif gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. Ayrıca, örtü sistemlerinin asmalarda bir sonraki yılda göz verimliliği üzerine etkilerinin de belirlenmesi amaçlanmıştır.

(17)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde örtü sistemleri, korumalı yetiştiricilik kapsamında bitkilerin çeşitli olumsuzluklardan korunması ve hasat zamanının değiştirilmesi amaçlarıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Örtü sistemlerinin bitkiler üzerine etkileri konusunda dünyada özellikle meyve yetiştiriciliği alanında ulaşılabilir araştırma sayısının oldukça fazla olduğu görülmektedir. Türkiye bağcılığında özellikle Ege Bölgesi’nde sofralık ya da muhafazaya yönelik üzüm yetiştiriciliğinde hasadı geciktirmek temel amacıyla örtü sistemlerinin yaygın kullanıldığı söylenebilir. Ancak farklı örtü materyallerinin asma fizyolojisi, gelişimi ve verimi üzerine ulaşılabilir yerli araştırma sayısının yetersiz olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma kapsamında elde edilen literatür bilgisi, bağcılıkta yapılan çalışmalar ve diğer bahçe bitkilerinde yapılan çalışmalar olmak üzere iki başlık altında toplanmıştır.

2.1. Bağcılıkta Yapılan AraĢtırmalar

Cangi ve ark. (2011), tarafından Manisa’da yapılan bir çalışmada, sofralık üzüm yetiştiriciliğinde gölgeleme ve örtü materyallerinin etkisi araştırılmıştır. ‘Sultani Çekirdeksiz’ üzüm çeşidine ait asmalara, ben düşme döneminden 20 Ağustos’a kadar üç farklı yoğunlukta (%35, %55, %75) filelerle gölgeleme yapılmıştır. Daha sonra asmalar, Eylül ayından hasada kadar dört farklı örtü materyali (Şeffaf polietilen, Mogul, Kanaviçe, Lifepack) ile örtülmüştür. Örtü uygulamalarında hasat, açıkta yetiştiriciliğe göre 38 ile 64 gün arasında gecikmiştir. İki yıllık ortalama değerlere göre toplam verim, 1535 kg/da ile 2290 kg/da; pazarlanabilir verim ise 1029 kg/da ile 1842 kg/da arasında değişmiştir. En düşük pazarlanabilir üzüm miktarı kontrol ve %35 gölgeleme+PK (kanaviçe) uygulamasında belirlenmiştir. Özellikle %75’lik gölgeleme, gerek masraf gerekse sürdürülebilir verimlilik açısından (düşük göz verimliliği) önerilmemiştir. Üretim masrafları toplamı açısından en yüksek (2144 TL/da) ikinci model olan %55+Lifepack uygulaması, satılabilir üzüm miktarının fazla olması, üzümün en geç dönemde hasat edilmesi ve fiyatların en yüksek olduğu dönemde satılması nedeniyle en ideal üretim modeli olmuştur.

Saksı kültüründe yetiştirilen iki yaşlı asmaları (Vitis vinifera) kullanarak Pollastrini ve ark. (2011) tarafından yapılan bir çalışmada, farklı ışık geçirgenliğine sahip, UV filtreli (−UV) ve filtresiz (ortam ışığı) örtüler kullanılarak oluşturulan

(18)

koşullarda asma yapraklarının tepkileri değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamındaki asmalar, güneş ışığı geçirgenliği bakımından %100 (tam güneş ışığı, L), %50 (L1) ve %20 (L2) olmak üzere 3 farklı radyasyon planında yetiştirilmiştir. L1 ve L2 bitkileri siyah gölgeleme ağlarıyla gölgelenmiş ve her bir ışık koşulu için bitki örnekleri UV ışınlarını yansıtan filtreleme plastik filmlere maruz bırakılmıştır. İtalya’nın Chianti Bölgesi’nde yapılan bu çalışmada, örtü materyalleri altında oluşturulan mikroiklimsel parametrelerdeki değişimler sürekli izlenmiş ve güneş radyasyonları ölçümlerle belirlenmiştir. Araştırma süresi boyunca yaprak epidermal flavonoid birikimi, stoma iletkenliği ve klorofilmetre ile klorofil miktarı bitkiye zarar vermeyecek ölçüm yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir. Vejetasyon dönemi sonunda da bazı morfometrik parametreler (yaprak ağırlığı, yaprak doku yoğunluğu ve kalınlığı) tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre örtü materyalleri yaprak gelişimi ve fizyolojisini önemli derecede etkilemiştir. Örneğin, örtü materyali kullanılmayan tam güneşlenme şartları, yaprakta polifenol birikimi ve daha yüksek yaprak doku yoğunluğu ile daha kalın yaprak oluşumunu teşvik ettiği bildirilmiştir. Akdeniz iklimi şartlarında yürütülen bu çalışmanın sonuçları arasında, yüksek UV ışınlarının kontrol altına alınmasının stresli koşullardaki asmaların adaptasyon mekanizmalarının kuvvetlendirilmesinde faydalı olacağı da vurgulanmıştır.

Türkiye’de yoğun üzüm üretiminin yapıldığı Ege Bölgesi’nde yürütülen bir çalışmada, farklı örtü sistemlerinin 'Sultani Çekirdeksiz' çeşidinin sofralık üzüm kalitesi ve muhafazası üzerine etkileri araştırılmıştır. Söz konusu çalışmada, asmalarda ben düşme döneminde 3 gölgeleme filesi (0, 35 ve %75 gölgeleme) kullanılmış ve file yapısındaki bu materyaller daha sonra hasattan hemen önce polipropilen Kanaviçe (PC), Life Pack (LP) ve Mogul (MG) örtü malzemeleri ile değiştirilmiştir. Kullanılan örtü sistemleri hasadı yaklaşık 50 gün geciktirmiştir. Tüm uygulamalardan hasat edilen üzümler 90 gün boyunca soğuk hava deposunda (-0.5 °C) depolanmıştır. Toplam çözünebilir kuru madde içeriği, olgunluk indeksi ve renk değeri (C * ve Hue açısı), %75 gölgelenme materyali kullanılan asmaların tanelerinde gölgeleme uygulanmayan asmalardan daha düşük bulunmuştur. Örtü materyallerinin, muhafaza süresince kalite özellikleri üzerine farklı seviyelere etkileri belirlenmiştir. Sonuç olarak, hasat süresinin geciktirilmesinin yanı sıra %35 gölgelemeden sonra kullanılan PC veya MG örtülerinin tane kalitesini arttırdığı ve tanelerin muhafaza süresince kalitesinin korunmasında etkili olduğu bildirilmiştir (Sen ve ark., 2016).

(19)

Araştırmalara göre, asmaları gölgelemek amacıyla kullanılan örtü materyallerine zaman içerisinde çeşitli adaptasyon mekanizmaları geliştirebildiği belirtilmektedir. Çevredeki ışık özelliklerindeki değişimler asma yapraklarında bulunan ve fitokrom adı verilen bitkisel maddeler tarafından algılanmaktadır. ‘Malbec’ (Vitis vinifera cv.) üzüm çeşidinde düşük yoğunlukta, yüksek yoğunlukta ve iki uygulamanın orta şiddetinde (nötr) oluşturulan ışıklı ortamlarda asmaların tepkilerini belirlemek amacıyla morfolojik, biyokimyasal ve anatomik araştırmalar yapılmıştır. Asma yapraklarının klorofil içeriğinin gölgeleme yoğunluğu ve örtü materyalinin niteliğine göre önemli derecede farklılık gösterdiği belirtilmiştir. Asma tacına ulaşan mavi ışığın azalması, yapraklarda klorofil sentezini yavaşlatıcı etkide bulunmuştur. Asma tacına ulaşan ışığın şiddeti ve renk dağılımındaki değişimler, asmaların bitki kütlesini önemli derecede etkilemediği belirtilmiştir. Bu durumun, azalan çevresel ışık şiddetine fizyolojik tepki olarak asmanın kısıtlı miktardaki ışığı daha fazla soğurduğu ile ilgili olduğu yorumlanmıştır. Araştırıcılar elde ettikleri sonuçlara göre, yüksek sıcaklık ve kuraklık gibi stres faktörlerinin hakim olduğu koşulların asma fizyolojisi ve büyümesi üzerine olumsuz etkilerinin azaltılmasında, uygun gölgeleme sistemlerinin çevre dostu uygulamalar olabileceğini ifade etmişlerdir (González ve ark., 2019).

2.1. Diğer Bahçe Bitkilerinde Yapılan AraĢtırmalar

Türkiye’de yürütülen bir çalışmada, %55 ve %75 gölgeleme özelliği olan siyah renkli örtü materyali kullanımı ile GA3 uygulaması ve budamanın ‘0900 Ziraat’ kiraz çeşidinde meyve kalitesi ve olgunlaşmanın geciktirilmesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Araştırmaya göre, %55 gölgeleme özelliği olan örtü materyallerinin kullanıldığı bitkilerde kontrole göre 8 gün, %75 gölgeleme özelliği olan örtü materyallerinin kullanıldığı bitkilerde ise 23 gün geççilik sağlandığı bildirilmiştir (Önen ve Küden, 2008).

Solomakhin ve Blanke (2010), tarafından yurt dışında yapılan bir çalışmada, beyaz, kırmızı-beyaz, kırmızı-siyah ve yeşil-siyah örtü filelerinin ışık seçici özelliklerinin ‘Pinova’ ve ‘Fuji Kiku 8’ elma çeşitlerine etkileri araştırılmıştır. Yeşil veya kırmızı filelerin ışık geçirgenliği, 490-610 nm'de (yeşil) veya 610 nm'nin üzerinde (kırmızı-turuncu) en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Beyaz veya kırmızı-beyaz fileler kullanıldığında bitkilerin ışıktan yararlanma düzeyleri sırasıyla %12 veya %14'e kadar azalırken, kırmızı-siyah ve yeşil-siyah fileler kullanıldığında sırasıyla %18 veya %20'e

(20)

kadar azaldığı görülmüştür. Renkli fileler altında ölçülen hava sıcaklığının ortalama 1.3 °C azaldığı ve nemin %2-5 oranında arttığı belirlenmiştir. Renkli fileler altında bulunan elmaların kabuğunda yapılan ölçümlerde daha fazla klorofil (NDVIndex) bulunduğu, ancak 4-5 kat daha az antosiyanin içerdiği bildirilmiştir. Kırmızı-beyaz ve beyaz örtü materyali (file) kullanılan bitkilerin meyvelerinde yapılan ölçümlerde şeker (0.7 g / 100 g SÇKM) ve asit içeriği yüksek, meyve eti sertliği ve renklenme değerlerinin daha iyi olduğu görülmüştür. Ayrıca beyaz ve kırmızı-beyaz file kullanımının yeşil-siyah ve kırmızı-siyah file kullanımına göre daha fazla ışık sağladığı belirlenmiştir. Bu nedenle, kaliteli ve sağlıklı meyve elde etmek için beyaz file kullanımı uygun görülmüş, buna ek olarak bitkileri güneş yanığı ve dolu gibi olumsuz hava koşullarına karşı koruduğu bildirilmiştir.

Almanya’da bulunan Bonn Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada dolu fileleri altındaki mikro iklimin, elmalarda yaprak ve yüzeysel yaprak kütikulalarının mikromorfolojik özellikleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Haziran, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında, beyaz (son derece saydam) veya kırmızı-siyah (düşük geçirgenlik) renkte dolu fileleri altında ve file kullanılmayan şartlarda (kontrol) yetiştirilen M9 anacı üzerine aşılı ‘Pinova’ ve ‘Fuji’ elma çeşitlerinden elde edilen yapraklar değerlendirilmiştir. Renkli dolu fileleri altındaki mikro iklimin yaprak mikromorfolojisi üzerinde, kütikula miktarı veya yaprak kalınlığı miktarına bir etkisi olmadığı görülmüştür. Benzer şekilde, iki tip file altında ve kontrol grubunda yetişen bitkilerin yaprak kütikulaları arasında kalsiyum yoğunluğu ve geçirgenliği açısından bir farklılık bulunmamıştır. Her iki çeşitte de yaprak yüzeyindeki mumsu tabaka sentezi, ilk ölçümlerden ikinci ölçümlere kadar artan, sonrasında ise kalsiyum geçirgenliğini etkilemeden sürekli olarak azalan karakteristik bir eğri oluşturmuştur. Elde edilen sonuçlar, kullanılan filelerin nem ve sıcaklığı %6-10 oranında azalttığını göstermiş; elma yapraklarının yüzey özellikleri ve kütikula geçirgenliğini etkilememiştir (Hunsche ve ark., 2010).

Güney Brezilya'da gerçekleştirilen bir çalışmada, beyaz koruyucu örtü materyali (file) ile sağlanan gölgenin üç vejetasyon dönemi boyunca (2002/2003, 2003/2004 ve 2004/2005) ‘Gala' ve ‘Fuji' elma ağaçlarında verim ve meyve kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Beyaz file, ağaçların tacı üzerinde bir gün boyunca biriken fotosentetik aktif radyasyonu (400-700 nm) %18.4 oranında azaltarak her iki çeşitte daha yüksek yaprak klorofil içeriğine neden olmuş ve 'Gala' elma çeşidinde daha yüksek yaprak alanı sağlamıştır. Filenin oluşturduğu gölge, her iki çeşitte verimi önemli derecede

(21)

etkilemezken meyve ortalama ağırlığında bir miktar artış sağlamıştır. Hasatta, meyve başına tohum sayısı ve renklenme kuvveti, her iki çeşitte de file kullanımından etkilenmemiştir. Beyaz file kullanımın en önemli faydaları; ‘Gala’ elama çeşidinde güneş yanıklığını azaltması, her iki çeşitte de soğukta depolanma sırasında acı benek oranını azaltması ve 'Fuji' elma çeşidinde hasat sırasında elma kabuk oranı ile soğukta depolamanın ardından çürümeleri azaltmasıdır. File, hasat döneminde ‘Gala’ elma çeşidinde meyve eti sertliğini azaltmış ve nişasta indeksini arttırmıştır. Ayrıca file kullanımı ile her iki çeşitte de soğuk depolama ve raf ömründen sonra meyve eti sertliği azalmıştır (Do Amarante ve ark., 2011).

Washington State Üniversitesi (ABD)’nde yapılan bir çalışmada kurak şartlarda yetiştirilen ‘Honeycrisp’ elma çeşidinde, farklı renklerde örtü materyallerinin bitki fizyolojisi ve taç mikroklimasına etkileri araştırılmıştır. Örtü kullanımı, gövde içindeki hava sıcaklığı ve bağıl nemi etkilememiş, ancak örtü kullanılmayan şartlara kıyasla rüzgâr hızını %40 azalttığı bildirilmiştir. Örtü kullanımı aynı zamanda fotosentetik aktif radyasyonu (FAR) yaklaşık %20 oranında düşürmüş ve sıcak dönemlerde meyve yüzey sıcaklığını etkili bir şekilde azaltmıştır. Kontrol grubu (file kullanılmayan) ile file uygulamalarına maruz kalan bitkilerin meyve yüzeyi maksimum sıcaklık farkı 2.6-3.0 °C bulunmuştur. Ayrıca hasat sırasında, elmada güneş yanığı görülme sıklığı ve şiddetinin de azaldığı görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre, gelecek yıllarda sıcaklığın artacağı öngörüldüğünden, sıcak ve kurak bölgelerdeki yüksek sıcaklık ve ışığın elma üzerindeki bazı olumsuz etkilerini hafifletmek amacıyla file kullanımının uygun bir seçenek olacağı tavsiye edilmiştir (Kalcsits ve ark., 2017).

Uzak Doğu’da sebze fideliği şartlarında yürütülen bir çalışmada, renkli gölgeleme fileleri (kırmızı, mavi ve gri), sıradan siyah file ve kontrol (file kullanılmayan) uygulamalarının, Cucurbitaceae familyasında yer alan ve Hong Kong’da yetiştirilen ‘Chieh-qua’ (Benincasa hispida Cogn.) bitkisinin büyüme ve fizyolojik özellikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma sonucunda file kullanımı kontrol grubuna göre ışık yoğunluğunu ve hava sıcaklığını azaltılmış ve iç ortam nem oranını arttırmıştır. File kullanımı, fide boyu, gövde çapı, yaprak alanı ve bitki ağırlığını arttırmıştır. Kullanılan fileler arasında mavi ve gri file en etkili sonucu vermiştir. En yüksek kök/sürgün oranı mavi file uygulamasında bulunmuş ve mavi file kullanımının fide gelişimini pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir. File kullanımı ile ‘Chieh-qua’ fidelerinde özgül yaprak ağırlığının azaldığı görülmüştür. Gümüşi renkli filelerin yanı sıra diğer 3 gölgeleme filesi yaprak klorofil ve karotenoid içeriğini artırmıştır. Fidelerin

(22)

peroksidaz ve süperoksit dismutaz aktivitesi ve malondialdehid içeriği gölgeleme filesi ile önemli ölçüde azalmıştır. Fidelikte file kullanımının, yoğun ışık ve yüksek sıcaklık stresini azalttığı ve böylece entegre fide kalitesini arttırdığı belirlenmiştir. Tüm örtügölgeleme fileleri arasında en iyisinin mavi gölgeleme filesi olduğu bildirilmiştir (Song ve ark., 2012).

Subtropik şartlarda yetiştiriciliği yapılan erkenci şeftali ve nektarin çeşitlerinde yapılan bir çalışmada, çoklu meyve oluşumunun önlenmesi amacıyla, tomurcuklardaki ayrım periyodu döneminde meydana gelen anormal sıcakların %55 gölgeleme özelliğine sahip siyah file (örtü materyali), %3+3’lük kaolin ve iki uygulama birlikte uygulanarak azaltılması hedeflenmiştir. Tomurcuklarda ve yapraklarda yapılan eş zamanlı sıcaklık ölçümlerinde, örtü ve kaolin uygulamalarının tomurcuklarda sıcaklığı maksimum 7.05 0C azalttığı, kaolin uygulamasının 5.45 0C azalttığı ve örtü uygulamasının ise 1.38 0C azalttığı belirlenmiştir. Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, en iyi uygulamanın, örtü ve kaolinin uygulaması olduğu sonucuna varılmıştır. Uygulamaların dinlenmeye, fenolojik ve pomolojik özelliklere olumsuz etkisi olmamıştır. Uygulamaların genellikle çoklu meyve oluşumunu azalttığı belirlenmiştir (İmrak ve ark., 2013).

Öztürk ve Demirsoy (2014), ‘Sweet Charlie’ çilek çeşidinde yaptıkları araştırmada, plastik serada gölgesiz, sürekli gölgeleme, meyve döneminde gölgeleme ve açıkta yetiştiricilik gibi farklı gölgeleme uygulamalarının büyüme üzerine etkisini araştırmışlardır. Açıkta ve gölgeleme uygulamalarında genel olarak kök, gövde, yaprak ve toplam bitki kuru ağırlıklarının diğer uygulamalara göre düşük olduğu bildirilmiştir. Gölgelenen bitkilerde gölgelenmeyenlere göre yaprak alanı daha yüksek bulunmuştur. Kış döneminde, genel olarak oransal kök ve oransal gövde ağırlığı artarken, oransal yaprak ağırlığı azalmıştır. Açıkta yetişen bitkilerde oransal kök ağırlığı serada yetişen bitkilerden daha yüksek bulunmuştur. Genellikle sera kontrolde (gölgesiz) oransal gövde ağırlığı en yüksek bulunmuştur. Genel olarak, oransal yaprak alanı açıkta yetiştiricilik koşullarında düşük, sürekli gölge ve meyve verim dönemindeki gölgelemede yüksek bulunmuştur. Açıkta yetiştirilen bitkilerde özgül yaprak alanı düşük iken, gölgeleme uygulamalarında daha yüksek bulunmuştur. Açıkta yetişen bitkilerde yaprak kalınlığı en fazla bulunurken, gölgeleme uygulamalarında ise en az bulunmuştur. Net asimilasyon oranının genellikle açıkta yetişen bitkilerde yüksek, sürekli gölgelenen bitkilerde ise düşük olduğu tespit edilmiştir. Büyümenin

(23)

başlangıcında nispi büyüme hızı yüksek iken, meyve verim döneminde düştüğü bildirilmiştir.

Hindistan Abohar beldesinde, farklı renklerde ve yoğunluklardaki filelerin (ışık geçirgenliği bakımından kırmızı %50, siyah %50, yeşil %35 ve yeşil %50) iki vejetasyon döneminde nar verimliliğine etkileri incelenmiştir. Buharlaşma kayıpları, güneş yanığı ve çatlama problemlerini önlemek için %4 kaolin ve %0.4 boraks ile birlikte sisleme sistemi de kullanılmıştır. Özellikle nar meyve sineği gibi böceklerin zararını engellemek için böcek filesi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, ışık seçici file kullanımının aylık ortalama sıcaklık ve nem değişimlerine neden olduğunu ve taç içine ulaşan fotosentetik aktif ışık (FAR) miktarını etkilediğini göstermiştir. En yüksek asitlik (%0.412), C vitamini (13.52 mg / 100 g), toplam şeker (%13) ve antioksidan aktivite (%40.1) açık alan koşullarında görülürken, en düşük asit (%0.206), C vitamini (5.80mg / 100g), toplam şeker (%6.8) ve toplam fenol (%7.5) ise siyah gölge filesi (%50) altında yetiştirilen meyvelerde belirlenmiştir. Kırmızı file (%50) kullanımı açık arazi şartlarıyla kıyaslandığında (3.14 kg / bitki), daha fazla meyve ağırlığı (310 g) ve en yüksek verim değerinin (6.70 kg/bitki) yanı sıra meyve uzunluğunun da (83.39 mm) önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. Bu nedenle, sonuçlar, özellikle olağanüstü iklimlerde ve kurak bölgelerde yetiştirilen bahçe bitkilerinin büyüme ve verimliliğini geliştirmek için ışık seçici file kullanımının etkilerini göstermektedir. Bitkiler üzerine orta seviyede kırmızı file kullanılması (%35 FAR ve %50 FAR) meyve kalitesi üzerinde herhangi bir zararlı etki göstermeksizin daha yüksek verim sağlamıştır (Meena ve ark., 2016).

Bahçe bitkilerinde kullanılan çeşitli renklerdeki örtülerin bitkiler üzerindeki genel etkilerinin konu alındığı bir derleme çalışmasına göre, kesme çiçeklerde kırmızı ve sarı renkli örtü sistemlerinin vejetatif büyümeyi, mavi örtünün bodurlaşmayı ve gri örtünün de dallanmayı teşvik ettiği kaydedilmiştir. Farklı renkteki örtülerin çiçeklerde yaprak büyüklüğü, renk değişimi, çiçeklenme süresi ve çiçek kalitesini önemli derecede etkilediği bildirilmiştir. Aynı derlemede, kırmızı, sarı ve gri renkli filelerin, biber ve domateste verimliliği artırdığı ifade edilmiştir. Gölge filelerinin ışık seçici özellikleri, bitkilerde mantar hastalıkları ve zararlı böceklerin faaliyetlerini de engelleyebildiği belirtilmiştir (Shahak, 2012).

Kolombiya’da Casierra-Posada ve Peña-Olmos (2012) tarafından yapılan bir çalışmada, sera içerisinde yetiştirilen çileklerde kullanılan örtü sistemlerinin bitki gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. Yetiştiricilik sezonu boyunca kullanılan sarı, yeşil, mavi, şeffaf, kırmızı renkli örtü materyalleri ile örtü kullanılmayan kontrol

(24)

şartlarında yetiştirilen bitkilerin çeşitli büyüme parametreleri ölçülmüştür. Araştırmada, renkli örtüler altında yetiştirilen bitkilerde net fotosentez oranı azalmış, ancak bu etki şeffaf örtü uygulamalarında görülmemiştir. Yeşil örtü kullanımı, özgül yaprak alanı, kök/sürgün oranı ve yaprak ağırlığında artış sağlamıştır. Yeşil örtü altında yetiştirilen bitkilerde hasat indeksi ile mutlak ve nispi büyüme oranlarının azaldığı tespit edilmiştir. Papaya bitkisinin iki çeşidinin tohumlarının çıkışları ve ilk dönem büyümeleri üzerine mavi, sarı, yeşil, kırmızı ve renksiz polietilen ve palmiye yaprakları (Elaeis guineensis Jacq) ve kontrol (gölgeleyici kullanılmayan) uygulamalarının etkilerinin incelendiği çalışmada, farklı polietilen renkler altında yetiştirilen fidelerin %50'sinin çıkış günleri, ilk çıkış yüzdesi ve ekildikten sonra ilk 6 haftalık süredeki haftalık çıkışlar üzerine önemli etkileri olduğu görülmüştür. En yüksek çıkış yüzdesinin %72 ile yeşil örtüde elde edilirken, palmiye yaprakları ile gölgelemede %63 ve kontrolde %60 olduğu belirlenmiştir. Yeşil polietilen gölgeleme şartlarında yetiştirilen fidanlarda bitki boyu, gövde çapı ve bitki gücünün daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Fidelerin kök, gövde, yaprak ve toplam kuru madde oranı bakımından uygulamalar kıyaslandığında, en iyi sonucu yeşil renkli potietilen gölge uygulaması vermiştir. Sıcaklık ve ışık şiddetinin tohumların çıkışı ve papaya fidelerinin büyüme miktarını önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiştir (Baiyeri, 2006).

Yüksek güneş ışığı şartlarında Ilić ve ark. (2012) tarafından yapılan bir çalışmada, farklı oranlarda gölgeleme özelliğine sahip (%40 ve %50), farklı renklerde örtü materyalleri (sedef, kırmızı, mavi ve siyah) ile ‘Vedeta’ domates çeşidi kullanılmıştır. Çalışmada, tamamen güneş ışığına maruz kalan bitkiler kontrol olarak kullanılmıştır. %40 gölgeleme özelliğine sahip kırmızı ve gri renklerdeki fileler toplam verimi önemli ölçüde artırmıştır. Gölgeleme, domates meyvelerinde çatlamayı azaltmış ve güneş yanıklarını ortadan kaldırmıştır. Bu sayede gölgeleme uygulamaları pazarlanabilir domates üretimini gölgeleme uygulanmayan kontrol grubuna kıyasla yaklaşık %35 arttırmıştır. Gölge filelerinin ışık yoğunluğunu değiştirmesi, domateslerde likopen ve β-karoten biyosentezini etkilemiştir. Bu nedenle, sera içerisinde gölgeleme filesi kullanılarak yetiştirilen domateslerde (64.9 µg g-1) tarlada yetiştirilen domateslere (48.1 µg g-1) göre önemli ölçüde daha yüksek likopen içeriği belirlenmiştir. Bunun aksine, gölgelenmiş meyvelerin β-karoten içeriği daha düşük bulunmuştur. Işık seçici, ışık dağıtıcı gölge ağları, korumalı yetiştirme yöntemleri arasında daha fazla uygulanabilen ilginç araçlar olarak görülmektedir.

(25)

Güney Sırbistan'da yüksek güneş ışığı (910 W m-2, 1660 μmol m-2 s-1) şartlarında sera içerisinde yapılan bir çalışmada, %40 kısmi gölgeleme özelliğine sahip dört farklı renkteki örtü sistemleri (gri, kırmızı, mavi ve siyah)’nin ‘Camiceon’ tatlı biber (Capsicum annuum L.) çeşidine etkileri araştırılmıştır. Örtü sistemleri altında yetiştirilen bitkilerin yapraklarında genellikle kontrol grubundaki bitkilere göre daha yüksek toplam klorofil ve karotenoid saptanmıştır. Benzer şekilde, meyve perikarp kalınlığı, açık alandaki kontrol grubuna (3116.19 μm) göre kırmızı file (4637.10 μm) ve siyah file (4609.32 μm) altında yetiştirilen biberlerde önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur. En yüksek toplam çözünebilir kuru madde içeriği açık alan koşullarında yetiştirilen biber meyvelerinde (%8.03) tespit edilmiştir. Toplam asit içeriğinin kontrolde %0.19 ve kırmızı file altında yetiştirilen biberlerde %0.25 olduğu belirlenmiştir. En yüksek C vitamini konsantrasyonu kırmızı renkli filelerle (175.77 mg 100 g-1) yetiştirilen biberlerde tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, kırmızı ve gri renkli filelerin biber için daha uygun büyüme koşulları oluşturduğu, toplam meyve verimini yükselttiği ve yüksek güneş ışığının olumsuz etkilerini azaltarak meyvede fizyolojik bozukluğu engellediğini göstermiştir (Ilić ve ark., 2017).

(26)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

Bu araştırma 2018 yılında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Serası ile Bahçe Bitkileri Bölümü laboratuvarında gerçekleştirilmiştir.

3.1. Materyal

Araştırma materyali olarak bir örnek gelişme kuvvetinde, 41 B anacı üzerine aşılı verim çağındaki (dört yaşında) sağlıklı ‘Alphonse Lavallée’ asmaları kullanılmıştır. Bu çeşit ve anacın genel özellikleri aşağıda sunulmuştur.

3.1.1. Alphonse Lavallée

Salkımları büyük (400-600 g), kanatlı konik ve seyrek tanelidir. Taneler morumsu siyah renkli, iri (6 g), basık yuvarlak şekilli, 3-4 çekirdekli, erken hasat edildiğinde hafif buruk bir tat oluşturur. Kısa budanır. Ortalama dekara 1400-1600 kg üzüm verimi vardır. Ağustos sonu-eylül başı olgunlaşmaktadır. Salkım–tane bağlantısı kuvvetli, depolama ve nakliyeye uygun bir çeşittir (Çelik, 2002).

3.1.2. 41 B (V. vinifera cv Chasselas x V. berlandieri) asma anacı

41 B, V. vinifera (Chasselas) x V. berlandieri melezlemesi sonucunda ıslah edilmiş bir asma anacıdır. Genellikle seçiciliği az olup, gelişmesini çoğu toprak türünde sürdürebilmektedir. Halen dünyada yaygın kullanılan birçok anaca göre, kurağa, sıcağa ve kirece dayanıklı bir anaçtır. Kuvvetli bir kök yapısına sahip olmasına rağmen, ilk yıllar gelişmesi oldukça yavaştır. Fazla kireçli olan topraklarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizdeki en geniş yayılma alanı Ege Bölgesi’dir. Çelik verimi iyi, köklenme randımanı diğer anaçlara göre daha düşük ancak standart çeşitlerle uyuşması oldukça iyidir (Kocamaz, 1995). %40 aktif kirece dayanıklıdır, kökleri yarı derine gider, filoksera zararlısına karşı çok dayanıklı bir anaçtır (İlter, 1980).

(27)

3.2.Yöntem

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait cam sera içerisinde 2018 yılında yürütülen bu çalışmada, 41 B asma anacı üzerine aşılanan 4 yaşındaki ‘Alphonse Lavallée’ sofralık üzüm çeşidi kullanılmıştır. Asmalar eşit miktarlarda karıştırılan torf (Klassman) ve tarım perliti (0-3 mm) içeren yaklaşık 70 litre katı hacimli saksılarda yetiştirilmiştir. Uygulamalar altı farklı renkteki örtü sistemi (beyaz, kırmızı, mavi, sarı, siyah ve yeşil) ve bir kontrol grubundan (örtü kullanılmayan) oluşmuştur (Şekil 3.1). Örtü materyalleri, asmaların uyanmasını takiben yerden 2.3 m yüksekliğe çekilen teller üzerine yerleştirilmiştir. Her uygulama kapsamında, çift kollu kordon terbiye şekli uygulanmış ve eşit gelişme kuvvetindeki sağlıklı 9 asma (tekerrürde 3 asma) kullanılmıştır. Asmalar doğu-batı istikametinde, sıra üzeri 0.5 ve sıra arası 1.0 m olacak şekilde yerleştirilmiştir. Kış budaması, her asmada 8-10 kış gözü bırakmak suretiyle kısa budama şeklinde gerçekleştirilmiştir. Kış gözlerinden süren yazlık sürgünler iple tellere bağlanmıştır.Yaz budaması kapsamında salkım seyreltmesi yapılarak her asmada 12 adet salkım bırakılmıştır. Araştırma parselinde farklı renklerdeki örtü materyalleri için birer asma sırası oluşturulmuştur. Her sıranın kenarında yer alan birer asma muhtemel kenar etkisi nedeniyle araştırma kapsamının dışında bırakılmıştır. Asmalar damla sulama sistemi ile sulanmıştır. Sulamaların optimizasyonunda toprak tansiyometrelerinden yararlanılmış ve tansiyometre değeri 8 ile 14 santibar arasında tutulmaya çalışılmıştır. Araştırma parsellerine gübreleme, yaz budaması (filiz, yaprak ve koltuk alma) yabancı ot ya da hastalık/zararlı mücadelesi gibi kültürel uygulamalar standart olarak gerçekleştirilmiştir. Gelişme dönemi boyunca uygulamaların etkilerini karşılaştırmak amacıyla aşağıda sunulan parametreler incelenmiştir.

(28)

3.3. Yapılan Ölçüm ve Analizler

3.3.1. IĢık yoğunluğu (lüks)

Araştırma süresince beş farklı (01.08-03.07-02.08-04.09-01.10.2018) dönemde her asmanın taç bölgesine ulaşan ışık Lüksmetre (Lutron LX-105) ile belirlenmiştir.

3.3.2. Stoma iletkenliği (mmol m-2 s-1)

Araştırma kapsamındaki asma sürgünlerinin 1/3’lük orta kısmında bulunan, olgun, güneş gören ve sağlıklı yaprakların (her tekerrürden 9 adet) stoma iletkenlikleri yaprak porometresi (SC-I Leaf Porometer) ile ölçülmüştür. Ölçümler güneşli günlerde 09:00 ile 12:00 saatleri arasında yapılmıştır (Tsakos ve ark., 2015).

3.3.3. Yaprak sıcaklığı (°C)

Asma sürgünlerinin 1/3’lük orta kısmında bulunan, olgun, güneş gören ve sağlıklı yaprakların (her tekerrürden 9 adet) sıcaklıkları yaprak porometresi (SC-I Leaf Porometer) ile ölçülmüştür. Ölçümler güneşli günlerde 09:00 ile 12:00 saatleri arasında yapılmıştır (Tsakos ve ark., 2015).

3.3.4. Yaprak klorofil yoğunluğu (SPAD metre okuma değeri)

Araştırma kapsamındaki asma sürgünlerinin 1/3’lük orta kısmında bulunan, olgun, güneş gören ve sağlıklı yaprakların (her tekerrürden 9 adet) yeşillik indeksi Minolta Spad Meter 520 modeli ile ölçülmüştür (Tsakos ve ark., 2015).

3.3.5. Yaprak alanı (cm2)

Bir sürgünün 1/3’lük orta kısmından alınan birer adet sağlıklı ve olgunlaşmış yaprağın (her tekerrürden 6 adet) alanı WINFOLIA bilgisayar programı ile hesaplanmıştır (IPGRI, 1997).

3.3.6. Yaprak sayısı (adet)

Vejetasyon dönemi sonunda asmaların tüm sürgünlerinin boğumları sayılarak belirlenmiştir.

(29)

3.3.7. Yaprak taze ve kuru ağırlığı (g)

Araştırma kapsamındaki asmaların sürgünlerinin 1/3’lük orta kısmında bulunan, olgun, güneş gören ve sağlıklı yapraklar her tekerrürden 6 adet olacak şekilde alınarak taze ve kuru ağırlığı hassas terazi ile tartılmıştır. Yapraklar bitkiden alınır alınmaz taze ağırlıkları, 72 °C’de 48 saat kurutulduktan sonra ise kuru ağırlıkları kaydedilmiştir (IPGRI, 1997)

3.3.8. Sürgün uzunluğu (cm)

Vejetasyon döneminin sonunda asmalardaki tüm yıllık sürgünlerin boyları şerit metre ile ölçülmüş ve her asma için ortalaması alınmıştır (IPGRI, 1997)

3.3.9. Odunsu Sürgün uzunluğu (cm)

Vejetasyon döneminin sonunda asmalardaki tüm yıllık sürgünlerin odunlaşmış (ligninleşmiş) kısımlarının uzunluğu metre ile ölçülmüştür.

3.3.10. Sürgün çapı (mm)

Vejetasyon dönemi sonunda her tekerrürden 20 adet olacak şekilde asmaların yaprak dökümü aşamasında tüm bir yıllık dalların 1. ve 2. boğumlarının ortası iki yönlü olarak dijital kumpasla ölçülmüştür.

3.3.11. Salkım ağırlığı (g)

Her uygulamadan alınan 9 salkımın ağırlıkları 0.001 g duyarlılıkta olan hassas terazi ile tartılarak ve ortalama salkım ağırlığı belirlenmiştir (IPGRI, 1997).

3.3.12. Tane uzunluğu ve eni (mm)

Salkımların orta kısımlarından alınan, her uygulama için 60 adet tanenin uzunluğu ve eni dijital kumpasla ölçülmüştür(IPGRI, 1997).

3.3.14. Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM, %)

Araştırma parsellerinden periyodik olarak alınan tane örneklerine göre uygulamalar arasında en düşük SÇKM içeriği %16.0±0.2 değerine ulaşınca hasat gerçekleştirilmiştir. Salkım örneklerinin 1/3’lük orta kısmından alınan tanelerden çıkarılan üzüm şırasındaki SÇKM değeri el refraktometresi ile %olarak belirlenmiştir (IPGRI, 1997).

(30)

3.3.15. Asitlik (%)

Meyve suyunda asitlik 0.1 N NaOH kullanılarak titrasyon yöntemiyle %tartarik asit cinsinden bulunmuştur (IPGRI, 1997)

3.3.16. pH

Meyve suyunda pH ölçümleri pH metre ile ölçülmüştür. Kalibrasyonu yapılan cihazın elektrodu örneğe daldırılarak ölçüm değerleri saptanmıştır (IPGRI, 1997).

3.3.17. Olgunluk Ġndeksi

Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM)’nin titreedilebilir asit miktarına oranı ile belirlenmiştir.

3.3.18. Göz verimliliği

Örtü materyallerinin bir sonraki yılda (2019) göz verimliliği üzerine etkisinin belirlenmesi için, ilkbaharda sürgünlerde somaklar ortaya çıktıktan sonra her asmadaki toplam somak sayısı sürgün sayısına bölünmüştür.

3.4. Ġstatistik Analizi

Uygulamalardan elde edilen ortalamalara ait farklılıklar, SPSS 22.0 paket programı kullanılarak (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) %5 önem seviyesinde (p<0.05) AÖF testi ile belirlenmiştir.

(31)

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA 4.1. IĢık Yoğunluğu (lüks)

Farklı örtü materyallerinin asmaların taç bölgesinde ışık yoğunluğu üzerine etkileri Şekil 4.1’de sunulmuştur. Örtü materyalleri asmaların taç bölgesindeki ışık yoğunluğunu önemli derecede azaltmıştır. Yaz aylarının başlangıcında (01.06.2018), asmaların taç bölgesinde en yüksek ışık yoğunluğu 78056 lüks ile kontrol grubundaki (örtü kullanılmayan) asmalarda ölçülmüştür. Bunu siyah (58694 lüks), kırmızı (55367 lüks) ve beyaz (45694) örtü materyalleri izlemiştir. Mavi, sarı ve yeşil örtü materyallerinde ise birbirlerine yakın ve oldukça düşük değerler kaydedilmiştir (sırasıyla 28744, 27022 ve 22811 lüks). 03.07.2018 tarihinde yapılan ölçümlerde de kontrol grubu ve diğer örtü materyallerine ait asmaların taç kısmındaki ışık yoğunluğu bir önceki ölçümlere oldukça benzer bulunmuştur. Ağustos ayı başında yapılan ölçümlerde kırmızı ve beyaz örtülerin altında ışık yoğunluğunda önemli azalmalar gerçekleşmiş olmakla birlikte, Eylül ayı başında kontrol ile birlikte siyah, kırmızı ve beyaz örtü materyallerinde önemli azalmalar saptanmıştır. Mavi, sarı ve yeşil örtülerde ise zamanla ışık yoğunluğundaki dalgalanmaların oldukça az olduğu dikkati çekmiştir. Araştırmanın son ölçüm tarihinde (01.10.2018) ise kontrol grubu ile siyah ve kırmızı örtü materyallerinin altındaki ışık yoğunluğunda belirgin artışlar kaydedilmiştir.

Tarımsal üretimde ürünlerin zarar görmesini engellemek amacıyla geliştirilen çeşitli örtü sistemleri, bitki tacına ulaşan ışığın miktarını farklı seviyelerde azaltmaktadır (Kalcsits ve ark., 2017). Işık yoğunluğunun yüksek olduğu ekosistemlerde ve özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde, iç ortam sıcaklığının yükselmesiyle birlikte güneş ışınları bitkilerde fizyolojik olumsuzluklara, ürünlerde ise güneş yanığı ve renklenme sorunlarına neden olabilmektedir (Kim ve ark., 2005). Bu sorunların giderilmesine yönelik olarak kullanılan örtü materyallerinin, güneş ışığının önemli bir kısmını geri yansıtarak, bitki tacına ulaşan ışığın miktarını önemli derecede azalttığı bilinmektedir (Shahak ve ark., 2014). Elmada yapılan bir çalışmada, beyaz ve gri örtü materyalleriyle kıyaslandığında mavi örtülerin, mavi/kırmızı ışık oranını %30 arttırırken, kırmızı örtülerin bu oranı %20'ye kadar düşürdüğü bildirilmiştir (Bastías ve ark., 2012).

(32)

ġekil 4.1. Örtü materyallerinin asma taç bölgesinde ışık yoğunluğu (lüks) üzerine etkileri. 4.2. Stoma Ġletkenliği (mmol m-2

sn-1)

Farklı örtü materyallerinin asma yapraklarının stoma iletkenliği üzerine etkileri Şekil 4.2’de sunulmuştur. Beş farklı dönemde yapılan stoma iletkenliği ölçümlerine göre, asma yapraklarının stoma iletkenliği tüm analizlerde kullanılan örtü materyallerinden önemli derecede etkilenmiştir. Yaz aylarının başlangıcında (01.06.2018) yapılan ölçümlere göre, en yüksek stoma iletkenliği mavi örtü kullanılan asma yapraklarında (324.3 mmol m-2

sn-1) belirlenirken bunu sırasıyla sarı örtü (288.4 mmol m-2 sn-1), kontrol (283.9 mmol m-2 sn-1), kırmızı (279.8 mmol m-2 sn-1) ve siyah (255.7 mmol m-2 sn-1) ve beyaz (248.9 mmol m-2 sn-1) örtüler takip etmiştir. Bu dönemde en düşük stoma iletkenliği ise yeşil (200.9 mmol m-2

sn-1) örtü materyalinde saptanmıştır. 03.07.2018 tarihinde yapılan ölçümlere göre, en yüksek stoma iletkenliği birinci ölçüm tarihine oldukça benzer rakamla yine mavi örtü (326.5 mmol m-2

sn-1) kullanılan asma yapraklarında bulunurken, beyaz (318.1 mmol m-2

sn-1), siyah ve sarı (310.3 mmol m-2 sn-1) ve yeşil (264.5 mmol m-2 sn-1) örtü materyalleri, birinci ölçüm tarihine göre belirgin artışlarla bunu takip etmiştir. Kırmızı (237.3 mmol m-2

sn-1) örtü materyali ve kontrol (223.7 mmol m-2 sn-1) grubunun stoma iletkenliği değerlerinde belirgin bir azalma olmuş ve en düşük değer kontrol grubunda saptanmıştır. Ağustos ayı başında yapılan üçüncü ölçümlerde en yüksek stoma iletkenliği yine mavi örtü (307.7 mmol m-2 sn-1) kullanılan ve bunu yakın değerler ile beyaz (298.1 mmol m-2 sn-1) örtü kullanılan asma yaprakları takip etmiş, en düşük stoma iletkenliği ise yeşil örtü (176.9 mmol m-2 sn-1) kullanılan asma yapraklarında tespit edilmiştir. Sarı (225.0 mmol m-2 sn

(33)

-1

), siyah (220.8 mmol m-2 sn-1) ve yeşil örtü materyallerinin kullanıldığı asma yapraklarının stoma iletkenliğinde azalma eğilimi görülürken kontrol grubunda artış eğilimi görülmüş ve mavi, siyah ve kırmızı örtü materyallerinde ise göze çarpan bir değişim olmamıştır. Eylül ayı başında yapılan ölçümlerde, diğer dönemlerden farklı olarak en yüksek stoma iletkenliği kırmızı örtü (312.33 mmol m-2 sn-1), en düşük stoma iletkenliği yeşil örtü (155.71 mmol m-2

sn-1) malzemesi kullanılan asma yapraklarında belirlenmiştir. Bu dönemde kırmızı ve siyah örtü altındaki asma yapraklarının stoma iletkenliği değerlerinde belirgin bir artış olmuş, diğer örtülerin kullanıldığı asma yapraklarında ise kısmen düşüşler saptanmıştır. Araştırmanın son ölçüm tarihinde (01.10.2018) ise en yüksek stoma iletkenliği birbirine oldukça yakın yakın değerlerle aynı istatistik grupta yer alan mavi (266.8 mmol m-2

sn-1), beyaz (266.4 mmol m-2 sn-1) ve siyah örtü (263.0 mmol m-2 sn-1) kullanılan asma yapraklarında belirlenirken, bunları sırasıyla sarı (251.6 mmol m-2

sn-1) ve kırmızı (245.3 mmol m-2 sn-1) örtüler ile kontrol (235.11 mmol m-2 sn-1) grubu takip etmiştir. Bu dönemde en düşük stoma iletkenliği ise yeşil (155.01 mmol m-2

sn-1) örtü materyalinde saptanmıştır.

Farklı renklerdeki örtü materyallerinin Şili’de yetiştirilen elma ağaçlarının fizyolojisi üzerine etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada da mavi örtü altında stoma iletkenliğinin daha yüksek çıktığı tespit edilmiştir (Bastías ve Corelli-Grappadelli, 2012). Şile’de yapılan başka bir çalışmada da kırmızı ve mavi ışığın yaprağın morfolojik özelliklerini değiştirebileceği bildirilmiştir. Aynı çalışmada, yaprak stoma iletkenliğinin mavi örtü materyali altında yetişen yaprakların kontrol grubundan %33 daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (Bastías ve ark., 2012).

Şekil

ġekil 3.1. Araştırma alanından bir görünüm (Fotoğraf: Prof. Dr. Ali SABIR)
ġekil 4.1. Örtü materyallerinin asma taç bölgesinde ışık yoğunluğu (lüks) üzerine etkileri.
ġekil 4.2. Örtü materyallerinin asmalarda stoma iletkenliği (mmol m -2  sn -1 ) üzerine etkileri
ġekil 4.3. Örtü materyallerinin asmalarda yaprak sıcaklığı (°C) üzerine etkileri.
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

incelendiğinde, çeviklik performansı ile düz zemin, köpük zemin ve toplam denge skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı tespit... Ayrıca

Ayrıca nesfatin-1, kisspeptin ve leptinin enerji metabolizması ve üreme üzerine etkilerini ortaya koymak ve premenopozal ve postmenopozal dönemler arasındaki enerji

Bis-[(E)-2-((2-hidroksinaftilen-1-il) metilenamino) -3-fenilpropanoik asit] kobalt(II) kompleksinin TGA-DTG diyagramına göre muhtemel bozunmalar aşağıdaki

Afgani, İran seferinden sonra gittiği Londra’da Ziyâ’ül-hâfikayn adlı aylık bir dergi çıkarmıştır. Hüsrev Şahi bunun Afgani’nin anti-sömürgeci ve zülme

Özellikle, Denizli Belediyesi’nin kent bütününe yönelik hazırladığı ve yürürlükte olan mevcut imar planlarından sonra kurulan Belediyelerin, kendi yetki

Araştırmanın materyalini.konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olan birinci ve ikincil kaynaklar,Ab ülkeleri ve Türkiye’deki spor ekonomisi istatistikleri ile ilgili

La classe des présentatifs regroupe les monèmes ou les synthèmes suivants: voici/ voilà, c'est/ce sont, il y a, soit, vive, il était une fois, il est, dire que..

onun karşısında yer alan arkadaşı Rakım ise doğru/tam Batılılaşmanın simgesidir. İlk dönem Türk romanında çok sayıda züppe tipi bulunmaktadır. diğerlerini