• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 41 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

TÜRKÇENİN YARATMA GÜCÜ

İKİLEMELER( II

r

Dr.ŞahbenderÇORAKLf

ÖZET

Aynı adı taşıyan ı. makalemizde ikilemeleri hece ve ses uyumu bakımından, yani ses yapısı açısından ele almış,

incelemeye çalışmıştık. Bu makalede ise A!manca ve Türkçedeki ikilemelerde kalıplaşmayı perçinleyen etmenlere bir de mana yönünden bakıimış, değişmez sıraları tespit edi' meyeçalışılmıştır.

ABSTRACT

In the tirst essay with the same title we tried to examine the duplication on regards to the syllable and sound harmony, in other words we made a structura! approach. This essay examines the Turkish and German duplications according to their meaning and aims to tix the unchangeable order of them.

TÜRKÇE [KİLEMELERİNÖZELLİKLERİ:

Türkçedeki ikilemelerdebaşlıca şu özellikleri tespit etmekolasıdır:

1- Önceki olaydan sonraki olaya

ir olayın anlatıldığı alım satım, alış veriş, ekip biçmek, gelip gitmek . . gibi ikilemelerde de görüldüğü gibi önceki olaydan sonraki olaya bir

sıralanış vardır.

• Bu makalenin birincikısmı,Atatürk Üniversitesi. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü Dergisi, Sayl:l7, s.53'teyayınlanmıştır.

• Atatürk Üniversitesi. Fen-Edebiyat Fakültesi, Alman Dili veEdebiyatı BöıÜmü, öğretimüyesi

(2)

42

ş. ÇORAKLI: Türkçenin Yaratma Gücü: İkilemeler II

2-

Dişiden erkeğe

Ana baba, analı babalı, bacı kardeş, karı koca örneklerinde olduğu gibi ikilemelerde cinsiyet söz konusu olduğunda, dişiden erkeğebir sıralanış vardır, başka

birdeyişlebayana öncelik verilmektedir.

3- Uzaktan yakma

Mesafe söz konusuolduğundaise,orda burda, orası burası, şubu örneklerinde degörüldüğügibi, uzaktanyakınabirsıralanış vardır.

ALMANCA'DAKi İKİLEMELERİNÖZELLİKLERİ:

Almancadaki ikilemelere de bakacak olursakşuözellikleri görürüz:

1- Yakından uzağa

Almanca ikilemelerde mesafe söz konusuolduğunda, yakından uzağagiden bir

sıralanışgözümüze çarpar.

Dies und das Dieses und jenes Hie und da Hier und dort

2- Canlıdan cansıza

Nesneler söz konusuolduğunda, canlıdan cansızabirsıralamatercih edilmiştir.

Peter und Mond

Manner und Maschinen Tiere, Pflanze und Gestein

3- İnsanolandan insan olmayana

Canlılarsöz konusu olduğundaise insandan insan olmayana birsıralama

görmekteyiz

Mann und Maus Herr und _Hund

4- Yetişkinden yetişkin olmayana

İnsanlar söz konusu olunca da, yetişkin olandan yetişkin olmayana bir sıralanış sözkonusud~r.

(3)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 43 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

Manner, Frauen und Kinder Mutter und Tochter

Stute und Fohlen

5- Erkektendişiye

Ancak dikkat çekici bir şekilde,Türkçe'deki ikilemelerin tam aksine, Yetişkin

insanlar söz konusu olduğundaise, erkekten dişiyebirsıralamatercih edilmektedir.

Adam und Eva Bruder und Schwester Jungen und Mtidchen Mann und Frau

ikilemelere konuşan kişinin açısından bakıldığında, konuşan kimsenin ikilemenin ilk kelimesini kendisi için, ikincisini karşıdakiiçin seçtiği fark edilir, Konuşanı"Ben" olarak kabul edecek olursak, semantik kurallar çerisinde geçen bütün ikilemelere, "ben/ben olmayan" formülü ile bakmak mümkündür. Bundan hareketle de Almancadaki ikilemelerde, Türkçedekilerin aksine konuşan kişinin bencil davrandığı

sonucuna varmak mümkündür.

6-

i

çeceklerkuralıi - Sert içkidenyumuşakiçkiye

Bu kurallara içkilerdeyapılanikilemeler dekatılırsa,sert içkiden yumuşakiçkiye birsıralanışdikkati çekmektedir.

Bacardi und Malve Gin und Wermut Rum-orange

Wodka- Kaffee-M ilch Wodka-Tonik Whiski-Cola

Türkçe' deki içeceklerde deaynıkural görülmektedir:

Cin-Tonik Viski-kola Viski-soda

iJohn R.Ross.Ikonisıııus in der Phraseologie. Zeitschrift Ilir Semiotik. Akademische Verlagsgeseııschati, Athenaion 1980, s.39

(4)

44 ş. ÇORAKLI: TürkçeninYaratma Gücü: İkilemelerII

Her iki dildeki ikilemelerinkalıplaşmasınıperçinleyen etmenlere toplu olarak

baktığımızda şöylebir tabloyla karşılaşmakmümkündür:

Türkçeİkilemeler Almancaİkilemeler

Birinci Kelime İkinciKelime Birinci Kelime İkinci Kelime

Uzak Yakın Yakın uzak

Dişi Erkek Erkek dişi

Önceki olay sonraki olay ---

---Canlı cansız

İnsanolan insan olmayan

Yetişkinolan Yetişkinolmayan Yetişkin yetişkinolmayan

Sert (içecek) Yumuşak(içecek) Sert yumuşak

Kimi ikilemelerde yapı benzerliği görüldüğü halde, çoğu ikilemelerde ters

mantık işlemektedir. Bunu anlam bilimciler daha iyi elealıp yorumlayabileceklerdir, ancak biz burada sadece işaret etmek istiyoruz; eğer ikilemeler de milletlerin kültür

taşıyıcıları durumunda iseler, Türkler de bayan, anne önce gelmektedir, Almanlarda erkekler önce gelmektedir. Almanlar önce kendilerinden başlarken, ya da yakından başlarken,Türkler karşıdakinden,uzaktakindenbaşlamaktadırlar.

(5)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

KıRıM TATAR TÜRKÇESiNDE iSİM ÇEKiMi: ÇıKMA HALİ

45

Dr. Arzu Sema ERTANE BAYDAR* Turgut BAYDAR**

ÖZET

Bu çalışmada, Kırım Tatar Türkçesinin ısım çekimi eklerinden olan çıkma haıi eki bütün yönleri ile ele alınmıştır.

Ekin ses yapısı, kullanılışı ve işlevleri zengin örnekler ile ortaya koııulmaya çalışılmıştır.Örnekler, Kırım Tatar Türkçesi edebı di li ile kaleme alınmış çeşitli türlerdeki on yedi eserden

verilmiştir. Ayrıca, verilen örneklerin Türkiye Türkçesindeki

karşılıklarıdaköşeliparantez içindegösterilmiştir.

Anahtar Sözcükler:KırımTatar Türkçesi,çıkmahali,çıkma

halinin sesyapısı, kullanılışı, işlevleri.

ABSTRACT

In this study: ablatives from noun declension-suffıxesin

Kırım Tatar Turkish have been studied in details. Linguisties, structures, uses and funetions of suffix have been tried to explain with large amoun! of examples. Examples have been given from seventeen different books whieh were written in Kırım Tatar Turkish literatural language. In addition to this, Turkish translations of examples have been indieated in angular paranthesis.

Key Words: Kırım Tatar Turkish. ablatives, linguistie of ablatives, uses, funetians.

ç

ıkma hali, cümlede ve i veya kelime gruplarında, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın kendisinden uzaklaştığını göstermekte; bu temel işlevinin yanı sıra daha farklıgörevler de üstlenmektedir.

, Atatürk Üniversitesi. ErzincanEğitimFakültesi, TürkçeEğitimi BöıümO. '" Erzincan Milli Piyango Anadolu Lisesi, TOrk Dili veEdebiyatı Öğretmeni.

(6)

46 A. S. RAYDAR-T.HAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

"Bu durum çeşitli kullanılış biçim ve özellikleri dolayısıyla, eklendiği adıfiile sebep, sonuç. zaman bildirme, adın yapıldığı maddeyi gösterme, bir bütünü veya bütünün parçasını oluşturma, yer ve yöıı gösterme, edat grupları oluşturma. karşılaştırma, eş veya zıt anlamlı ilişkilerkurma gibi çeşitli işlevlerile de kullanılır."

(Korkmaz 2003 a: 24-25)

"isil/mi cümlede başka sözge olgan münasebetini (fadelegen grammatik formalarga kelişlerdeyler. Keliş, isimnin sintaktik vazifesinden kelipçıkkangrammatik

manadır...

Çıkış kelişi: Çıkış kelişindeki isim iş-areketnin başlwıuvını, kelip çıkuvını, ayınlgan yerini, \laktıııı, sebebiııi bildire. Çıkış kelişi -dan. -den, -tan, -ten a!fiksleriııen yapıla: Şu arada arkadan ayak tapırdıları işitildi. Denizden esken küz yeli ontnsaçlarmıyelpiretmekte, çıbaltmaktaedi." (Ayder 1984: 57-61)

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi ekin Kırım Tatar Türkçesindeki ses

yapısıileişlevi Türkiye Türkçesindekikullanışıile paralellik arz etmektedir.

"Türkiye Türkçesinde dil benzeşmesine ve ünsüz uyumuna bağlı olarak -DAn ekiylekarşılanan çıkma durumu, kelime gruplarındave cümlede, Iiilin gösterdiği oluş vekılışm kendisinden uzaklaştı,rtmıgöstermek için kullamlan ad durumudur. Fiilin hareketi çıkma durumundaki addan dışarıya doğrudur. Bu hal öteki ad durumları içinde işlevi eıı genişolan durumdurdenebilir." (Korkmaz 2003 a: 301)

Çıkma hali ekinin KırımTatar Türkçesindeki yapı, kullanılış, işlev yönünden özelliklerini tespit edebilmek için Kırım Tatar Türkçesi edebi dili ile kaleme alınmış

hikaye, roman, hatıra, inceleme, biyografi gibi çeşitli türlerdeki kitapları taradık ve örneklerimizi taradığımızbu kitaplardan verdik. Ayrıca, verdiğimiz örnek cümlelerin Türkiye Türkçesindeki karşılıklarınıdaköşeli parantez içinde gösterdik. Örneklerdeki ilk numara taranan kitabın sayfasını,ikinci numara iseparagrafınıgöstermektedir.

ı. EKİNSESYAPıSı

Kırım Tatar Türkçesinde çıkma hali eki Türkiye Türkçesinden farklı değildir. KırımTatar Türkçesinde çıkma hali eki ünlü ve ünsüz uyumuna göre +dan i +den, +tani +tenşeklindedir.

KırımTatar Türkçesi Edebi DilindekiÇıkmaHaliEkleri

+dan

Lakinşukünüaytkanları akıldan çıkacak şeydegil! (S.Ç. 13/2)

[Lakin o gün söyledikleri akıldan çıkacak şey değil!1

(7)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

47

[MektepIerde birkaçyıl fizik ve matematik dersi verdim.]

Oyun veyırdan yer köksarsıla.(B.A. 8912) [Oyun veşarkıdanyer göksarsılıyoL]

BöyLe Lô.kırdılarga bakmadan, Emine sabaLarı işke ketkende, akşamLarı tarladan kaytkanda, toktaLıp, kamışLıkka köz taşLay, anı nasıL etip menimsemek çareLerinitüşüneedi. (YA. 103/2)

[Böyle lilkırdılara bakmadan, Emine sabahları işe giderken, akşamlarıtarladan dönerken durup, kamışlığagözatıyor,ona sahip olabilmek için çarelerdüşünüyordu.]

Apansızdandoggan bufikir Yakub aganı şaşmaLatayazdı. (YA. 76/3) [Birdenbiredoğanbu fikir YakupAğayıaz dahaşaşkınadöndürecektL]

Bir eki dakikadan yukugadaLdı.(YD. 19517) [Bir iki dakikada uykuyadaldı.]

Köresin mi, Bakircan, -dedi o ma1Ja şartlar köylünin ne derecede becerikLi oLganını sınavdan keçire. (M. 85/8)

[Görüyor musun, Bekircan, dedi o bana; şartlar, köylünün ne kadar becerikli

olduğunuimtihan ediyoL]

+den

Men endiden son sizgeyamanlıkyapmagasınırçekem. (YD. 23117) [Ben bundan böyle size kötülük etmeye son veriyorum.]

KöpükLi toLkunçıkLar biri-birini kuvaLap. uzakta közden coyıLa başLadıLar.(T.E. 18/8)

[Köpüklü dalgalar birbirini kovalayıpgözden kaybolmaya başladılar.] ÇöLni ve kökni birdensan-mavırenkli tütün bastı. (D.M. 38/5) [Çölü vegöğübirden sarı-mavirenkli dumanbastı.]

Tezden aynLışuv akkındakifikiryüreginde kederdogurdı. (K.İ.68/2) [Tezden ayrılma hakkındakifikriyüreğindekederdoğurdu.]

Ma1J([ evdenyardımbekLemege aeetkaLmadı.(YA. 46/1) [Bana evden yardımbeklerneye hacetkalmadı.]

+tan

(8)

48 A. S. HAYDAR-T. HAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

Eger sen topraknı bakmagan, saçkan urluktan bir bürtük bereket bile alıp olamazsIf!. (Y A. 163/1)

[Eğer sen toprağa bakmazsan, saçtığın tohumdan bir tane bereket bile

alamazsın.]

Zan etersin, bu kıznı men çoktan bilem, endi çoktan berli ofJa nasıldır bir sıcaklıkbesleyim. (T.E. 44/5)

[Zannedersin, bu kızı ben çoktan biliyorum, artık çoktan beri ona nasıldır bir

sıcaklıkbesliyorum.]

Oblasttanyardımbeklemege vakıtyok. (YA. 48/2)

[Bölgeden yardımbeklerneye vakit yok.]

Vika Vika esaptantüşti. (YD. 200/2) [Vika Vika hesaptandüştü.]

Bu hayırsız haber darkaganı kibi er taraftan Çareoylılarga yardım kolları uzandı. (YA. 59/3)

[Bu kötü haberdağıldığındaher taraftan Çareoylularayardımelleri uzandı.] Ciillersuvsuzlıktan salıp, boyunlarınıeggenler. (D.M. 45/2)

[Güller susuzluktan solup, boyunlarını eğmişler.]

Ana-baba ogullarında yaşlıktanemekseverlikke, okuvga aveslik dogurabildiler.

(YA. 116/4)

[Ana baba, oğullarındagençlikten çalışmaya,okumaya hevesuyandırabildiler.] Sizge bu hastalıktan tüze/mek içün çalışmak, çok çalışmak kerek, Vesfese Felsefeyeviç. (T.E. 81/3)

[-Sizin bu hastalıktan düzelmeniz için çalışmanız, çok çalışmanız gerek, Vesfese Felsefeyeviç.]

İnsan kıyafetinicoygan, adamlıktan çıkkan bu erif, bu güzel, şefkatlı, tabiatnın nazik veakıllı civan insanını nasılalgataşladı!(S.Y 37/5)

[İnsanlığını kaybeden, adamlıktan çıkanbu herif, bu güzel, bu şefkatli, tabiatın nazik ve akıllıcivan insanınıne halebıraktı!]

+ten'

Böyle içkid eriften kötekaşamaknı şanıma sıgdıramadım.(A.K. 11/1) [Böyle içkici heriften kötek yemeyi şanıma sığdıramadım.]

(9)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

49

Şişelerdeki kırmızı şingenlikten bela çıksa, sen mesuliyet çekeceksin! (Y.H.

12617)

[Şişelerdeki kırmızı sıvıdan belaçıkarsa,sen sorumluolacaksın

II

1946 senesi Emirasan Emirav'm arbihızmetten boşadılar.(YA. 68/4) [1946 senesi Emirasan Emirov'u harp hizmetinden attllaL]

Meni kerçekten de kasevet bastı.(M.E.YY. 8111) [Beni gerçekten de kasavetbastı.]

Siz pek nazikadamsınız,-dedim, Murat Ganiyeviç biraz suskan arada. -Erşeyni sıkelekten keçiresiniz, yüreginizgeyakın alasımz.(M.K. 912)

[Murat Ganiyeviç birazsustuğu sırada:"-Siz pek nazikadamsınız."dedim. -Her

şeyiince e1eyip sıkdokuyorsunuz.]

Adanıııın başmabela tüşkende komşu-kolumçetten seyir bakıpturmay, şu saat yardımga aşıka. (Y.A. 50/1)

[Adamın başına bela geldiğizaman konu komşukenardan seyredip dur mu yar, o vakityardıma koşuyoL]

Osebepten, ıttfiu başkayakka aylandınpyiberem. (Y.H. 30/3)

[O sebepten, lafı değiştiriyorum.]

1.1. ÜnlüİleBiten Kelimelerden Sonra

Mekteplerdefizika ve matematikadan birkaçyılders berdim. (M. 44/4) [Mekteplerde birkaçyıl fizik ve matematik dersi verdim.]

Böyle lôkırdılarga bakmadan, Emine sabaları işke ketkende, akşamları tarladan kaytkanda, toktalıp, kamışlıkka köz taşlay, om nasıl etip menimsemek çarelerinitüşiineedi. (YA. 103/2)

[Böyle lakırdılarabakmadan, Emine sabahları işe giderken, akşamlarıtarladan dönerken durup, kamışlığagözatıyor,ona sahip olabilmek için çarelerdüşünüyordu.ı

Bir eki dakikadan yukugadaldı. (YD. 19517) [Bir iki dakikada uykuyadaldı.]

Men endiden soil sizgeyamanlık yapnıaga sınırçekem. (YD. 23117) [Ben bundan böyle size kötülük etmeye son veriyorum.]

Memuriyet hadimleri inatlıketip. işni ep çatallaştırdılar; bin bir dereden suv ketirdUer. (C.N. 170/17)

(10)

SO A.S~DAYDAR-T. DAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

[Memuriyet işçileri inatlık edip, işi hep çatallaştırdılar; bin bir dereden su getirdileL]

1.2. Ünsüz ile Biten Kelimelerden Sonra 1.2.1. Tonlu Ünsüzlerden Sonra

Tonlu ünsüzler ile biten kelimelere ek, doğrudan+dani +den şeklindegelir.

Apansızdandoggan bulikir Yakub aganı şaşmalatayazdı. (Y.A. 76/3) [Birdenbire doğanbu fikir Yakup Ağayıaz daha şaşkınadöndürecektL]

Lakinşukünü aytkanları akıldan çıkacak şeydegil!(S.ç. 1312)

[U.kin o gün söyledikleriakıldan çıkacak şey deği1!] Oyun veyırdan yer köksarsıla. (B.A. 89/2)

[Oyun veşarkıdanyer göksarsılıyoL]

Köpükli tolkunçıklarbiri-birini kuvalap, uzakta közden coyıla başladılar.(T.E. 18/8)

[Köpüklü dalgalar birbirinikovalayıpgözden kaybolmayabaşladılaL] Çölni ve kökni birden sarı-mavırenkli tütün bastı.(D.M. 38/5)

[Çöıü vegöğübirden sarı-mavirenkli duman bastl.]

Köresin mi, Bakircan, -dedi o mmJa şartlar köylünin ne derecede becerikU olganını sınavdan keçire. (M. 85/8)

[Görüyor musun, Bekircan, dedi o bana, şartlar, köyıünün ne kadar becerikli

olduğunuimtihan ediYOL]

1.2.2. Tonsuz Ünsüzlerden Sonra

Tonsuz ünsüzler ile 'biten kelimelere çıkma hali eki getirildiğinde ek, +tan i +ten şeklini alıL

Ega sen topraknı bakmagan, saçkan urluktan bir bürtük bereket bile alıp olamazsın.(YA. 163/1)

[Eğer sen toprağa bakmazsan, saçtığın tohumdan bir tane bereket bile

alamazsın.]

Zan etersin, bu kıznı men çoktan bi/em, endi çoktan bali oIJa nasıldır bir sıcaklıkbesleyim. (T.E. 44/5)

[Zannedersin, bu kızı ben çoktan biliyorum, artık çoktan beri ona nasıldırbir

(11)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı 27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

51

Oblas/tanyardınıbeklemegevakıtyok. (YA 48/2) [Bölgeden yardımbeklemeye vakit yok.]

Vika · Vika esaptan tüşti. (YD. 200/2) [Yika Yika hesaptandüştü.]

Bu hayırsız haber darkagaJll kibi er taraftan çarcoylrlarga yardım kollan uzandı.(Y.A 59/3)

[Buhayırsız haberdağıldığıgibi her taraftan Çarcoylularayardımelleri uzandL]

Güllersuvsuzlıktan solıp. boyunlarııuaggenLer. (D.M. 45/2) [Gül1er susuzluktan solup, boyunlarını eğmişler.]

Ana-baba ogullamıdayaşlıktanemekseverlikke. okuvga aveslik dogurabildiLer.

(YA 116/4)

[Ana baba,oğullarındagençliktençalışmaya,okumaya heves uyandırabildiler.] Sizge bu hastalıktan tüzelrnek içün çaLışnıak. çok çaLışmak kerek. Ve.\fese Felsefeyeviç. (T.E. 81/3)

[-Sizin bu hastalıktan düzelmeniz için çalışmanız, çok çalışmanız gerek, Yesfese Felsefeyeviç.ı

1'lısan kıyafetinicoygaJl, adamlıktan çıkkan bu erif, bu güzel, şefkatlı, tabiatnın nazik veakıLlı cival1 insamm nasılaLga taşLadı! (S.Y 37/5)

[insanlığını kaybeden, adamlıktan çıkanbu herif, bu güzel, bu şefkatli, tabiatın nazik veakıllıcivan insanınıne halebıraktı!]

BöyLe içkici eriften kötekaşamakm şaluma sıgdıramadım.(AK. 11/1) [Böyle içkici heriften kötek yemeyişamma sığdıramadım.]

ŞişeLerdeki kırmızı şingenlikten bela çıksa, sen mesuliyet çekeceksin! (Y.H. 12617)

[Şişelerdeki kırmızı sıvıdan belaçıkarsa,sen mes'uliyet çekeceksin!]

1946 senesi Emirasan Emirov'm arbihızmetten boşadıLar.(YA 68/4) [1946 senesi Emirasan Emirov'u harp hizmetindenattılar.]

Meni kerçekten de kasevetbastı. (M.E.YY 8l/1) [Beni gerçekten de kasavetbastı.]

(12)

52 A. S. HAYDAR-T. HAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

Siz pek nazikadamsınız, -dedim, Murat Ganiyeviç biraz suskan arada. -Erşeyni

sıkelekten keçiresiniz. yüreginizgeyakın alasınız.(M.K. 9/2)

[Murat Ganiyeviç biraz sustuğu sırada: "-Siz pek nazik adamsınız." dedim. -Herşeyiince e1eyip sıkdokuyorsunuz.]

Adamnın başına bela tüşkende koşu-kolumçetten seyir bakıp turmay, şu saat

yardımga aşıka. (YA. 50/1)

[Adamın başınabelageldiğizaman konu komşukenardan seyredip durmuyor, o vakityardıma koşuyoL]

Osebepten. lafnı başkayakkaaylandırıpyiberem. (Y.H. 30/3)

[O sebepten, lafı değiştiriyorum.]

2.KULLANıLıŞı

2.1. İsimlerde Kullamhşı

2.1.ı. İsimKök ve Gövdelerinde

Lakinşukünüaytkanları akıldan çıkacak:}'ey degil!(S.ç. 13/2)

[Lakin o gün söyledikleri akıldan çıkacak şey değill]

Mekteplerde fizika vematenuıtikadan birkaçyılders berdim. (M. 44/4)

[Mekteplerde birkaçyıl fizik ve matematik dersi verdim.]

Oyun veyırdan yer köksarsıla. (B.A. 89/2)

[Oyun veşarkıdanyer göksarsılıyor.]

Böyle lakırdılarga bakmadan. Emine sabaları işke ketkende. ak}'amları

tarladan kaytkanda. toktalıp, kamışlıkka köz taşlay, anı nasıl etip menimsemek

çarelerini tüşüneedi. (YA. 103/2)

[Böyle lakırdılarabakmadan, Emine sabahları işegiderken, akşamlarıtarladan dönerken durup, kamışlığagözatıyor,ona sahip olabilmek için çarelerdüşünüyordu.]

Memuriyet hadimleri inatlık etip, işni ep çatallaştırdılar; bin bir dereden suv

ketirdiler. (C.N. 170/17)

[Memuriyet işçileri inatlık edip, işi hep çatallaştırdılar; bin bir dereden su getirdiler. ]

Köpükli tolkunçıklarbiri-birini kuvalap, uzakta közden coyıla başladılar. (T.E.

18/8)

(13)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

53

Köresin mi, Bakircan. -dedi o maIJa şartlar köylünin ne derecede becerikli olgammsınavdankeçil'e. (M. 85/8)

LGörüyor musun, Bekircan, dedi o bana, şartlar, köyıÜnün ne kadar becerikli

olduğunuimtihan ediyor.]

MaIJa evdenyardımbeklemege aeetkalmadı. (YA.4611)

[Bana evden yardımbeklerneye hacet kalmadL]

Eger sen toprakm bakmagan. saçkan urluktan bir bürtük bereket bile alıp olamazsın.(YA. 163/1)

[Eğer sen toprağa bakmazsan, saçtığın tohumdan bir tane bereket bile

alamazsın.]

Oblastfan yardımbeklemege vakIt yok. (YA. 48/2)

[Bölgeden yardımbeklerneye vakit yok.]

Vika Vika esaptan tüşti. (YD. 200/2) [Yika Yika hesaptandüştü.]

Bu hayırsız haber darkagam kibi er taraftan Çareayldarga yardım kolları uzandı.(YA. 59/3)

[Bu hayırsızhaberdağıldığıgibi her taraftan Çarcoylularayardımelleri uzandL]

Güllersuvsuzlıktan solıp. boyunlarınıaggenler. (D.M. 45/2)

[Güller susuzluktan solup, boyunlarını eğmişler.]

Ana-baba ogullarzndayaşlıktanemekseverlikke. okuvga aveslik dogurabildiler.

(YA. iı6/4)

lAna baba, oğullarındagençliktençalışmaya,okumaya hevesuyandırabildiler.] Sizge bu hastalıktan tüzelmek içün çalışmak, çok çalışmak kerek. Ve:ıfese Felsefeyeviç. (T.E. 8113)

l-Sizin bu hastalıktan düzelmeniz için çalışmanız, çok çalışmanız gerek, Yesfese Felsefeyeviç.]

İnsan kıyafetinicoygan, adanılıktan çıkkan bu erif, bu güzel, şefkatlı, tabiatnın nazik veakıllı civaninsanımnastl algataşladı!(S. Y 37/5)

[İnsanlığınıkaybeden, adamlıktan çıkanbu herif, bu güzel, bu şefkatli, tabiatın nazik veakıllıcivaninsanınıne halebıraktı!]

Böyle içkici eriften kötek aşamakm şamma slgdıramadl1n.(A.K. ı111)

(14)

54 A. S. HAYDAR-T. HAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:Çıkma H<ıIi

[Böyle içkici heriften kötek yemeyi şanıma sığdıramadım.]

1946 senesi Emirasan Emirov'nıarbihızmetten boşadılar.(YA. 68/4) [1946 senesi Emirasan Emirov'u harp hizmetinden attIlaLl

Siz pek nazik adamsUlIZ. -dedim, Murat Ganiyeviç biraz suskan arada. -Erşeyni sıkelekten keçiresiniz, yüreginizgeyakınalasUlIZ. (M.K. 9/2)

[Murat Ganiyeviç biraz sustuğu sırada: "-Siz pek nazik adamsınız."dedim. -Herşeyiince eleyipsıkdokuyorsunuz.]

Adamnın başınabeM tüşkende komşu-kolum çetten seyirbakıpturmay, şu saat yardımga aşıka. (YA. 50/1)

[Adamın başınabelageldiği zaman konu komşukenardan seyredip durmuyor, o vakityardıma koşuyor.]

2.1.2. Çokluk EkiAlmışKelimelerde

Bizler, mektepliler, o sözlerden özümiz içünayrıca hulasaçıkardık. (K.İ. 257/1) [Bizler, mektepliler, o sözlerden kendimiz içinayrıcapayçıkardık.]

Pomidorlardankıırtulgankünü üstümden balaban bir yük tüşti. (T.S.S. 104/3) [Domateslerden kurtulduğumgün üzerimden büyük bir yük kalkt!.]

Bagçalar, sonra çayırlar içindeki sokaklardan keçip, tütün aranına çıktım, kırga tlrmaşa ba~'laganda, ortalıknı karanlık bastı.(YH. 132/1)

[Bahçeler, sonra çayırlar içindeki sokaklardan geçip, tütün ambarına vardım, kıra tırmanmaya başlayınca, ortalığı karanlıkbast!.]

0, menli fikirlerden arınmagaistep, erşeyniözüne uygun birşaraittatasavur etti. (B.A. 108/3)

[O, menfi fikirlerden arınmayı isteyip, her şeyi kendine uygun şartlarda

tasavvur etti.]

Üçünôde uzakşeerlerdenketirilgen hammal pekpaalıgaotura edi. (YA. 80/1) [Üçüncüde uzakşehirlerdengetirilen hamal pekpahalıyamaloluyordu.]

2.1.3. İyelikEkiAlmışKelimelerde

Güyabaşımdan aşagısuvuk sub tökkenler. (B.A. 138/1)

[Sanki başımdan aşağı soğuksudökmüşleL]

(15)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

55

[Vallahi sevincimden, gözü me kadaryaşgeldi.]

Eyecanlanganımdanolsa kerek, kanını yüzüme urdı, tenimni alevaldı.(M. 6/2)

[Heyecanlandığımiçin olsa gerek yüzümkızardı,tenimi alevald!.]

Incınganımdanközyaşlarımnızomentutıp aldım.(S.ç. 220/2)

[Kederlendiğimiçin gözyaşlarımızorla tuttum.]

Haşımdanbir kopka kaynak suv tökülgen kibialdı. (M. 196/5)

[Başımdanbir kova kaynar sudökülmüş gibi oldu.]

Sevinçimden başımkökke tiydi. (M.E.YY 33/3)

[Sevincimden başım göğe değdi.]

Pomidorlardan kurtulgan künü üstümden balaban bir yüktüşti. (T.S.S. 104/3) [Domateslerden kurtulduğumgün üzerimden büyük bir yük kalkt!.]

Yok! Endicanımdan bezdim! (S.Y 3911)

[Yok! Artık canımdanbezdim!]

Sevinçinden közleriateşlendi.(Ö.yıı4/3)

[Sevindiğiiçin gözleriparladı.]

Ana-baba ekisi biri-birikarşısında, kızı anasından üküm- karar bekler, ana ise evliidından imdat arar kibi bakmakta. (B.Y. 160/4)

[Ana baba birbirinin karşısında, kızı anasından hüküm, karar bekliyor, ana ise

evladından medet umar gibi bakmakta.]

Yahşıki, yakındaki arbiy bölük vaziyetni anlap, tez-tez motorb kayıklar ve katerlemenşeerealisini derya taşkınından kurtarıp, telükesiz yerge taşımaga başladı.

(YA.58/6)

[Ne güzel ki, yakındaki savaş bölüğü vaziyeti anlayıp, hızlı hızlı motorlu

kayıklarve botlarla şehirahalisini deryataşkınından kurtarıp,tehlikesiz yeretaşımaya başladı.]

Mııdafaakomitetinden evelazırlap çıkarmak akkındaemiralındı. (Y.A. 136/3) [Müdafaa komitesinden evvelhazırlayıp çıkarmak hakkındaemiralındı.] Yer astından urgan bu çeşme biraz gaz da alıp çıka eken, lakin gaz avaga çıkkanınen gayıp ola, suv ise özünin şırınlıgınen adamlarga ayat bagışlay. (D.M. 47/3)

(16)

56 A. S. BAYDAR-T. BAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi: ÇıkmaHali

[Yeraltındangelen bu çeşmebiraz gazla beraber çıkıyormuş,lakin gaz havaya

çıkar çıkmazkayboluyor, su ise kendi şirinliğiile insanlara hayat veriyOL]

Belki o sa!Ja bambaşka efsaneler uydurgandır, miyinni aylandırgandır, sadeligüzdenfaydalangandır.(YD. 92/3)

[Belki o sana bambaşka efsaneler uydurmuştur, başını döndürmüştür, satlığından faydalanmıştıL]

Suvyetişmegenindenadamlamm gönüli bozula. (D.M. 60/6)

[Suyetişmediğiiçinadamlarıngönlü bozuluyoL]

Telefon liikzrdısından son, Hayri Osmanoviç'ni kene bir eyecan bastı. (S.Y 104/1)

[TelefonHlkırdısından sonra, Hayri Osmanoviç gene bir heyecanakapıldL] Bıyık astındanküle. (B.A. 1517)

[Bıyık altından gÜlüYOL]

Köküsinesıcakyelurdı, eebinden sigarçıkardı.(S.ç. 10/ L)

[Göğsüne sıcakyel vurdu, cebinden sigaraçıkardı.]

2.2. Zamirlerde Kullanılışı

2.2.1.Şahıs Zamirlerinde 2.2.1.1. I. TekIikŞahıs

Em mendenfayda bekleme. (B.A. 32/6)

[Hem benden fayda bekleme.]

Mendenfedakarlık, sadıkhktalep etmekle yoksa aşattı-içirdin mi. balaçaganuu baktm nu, insanlar közü ögünde ailemni, menim adl1111U akka çıkardm JlU? (YD.

188/6)

[Benden fedakarlık, sadıklıktalep etmekle yoksa yedirip içirdin mi, çoluğuma çocuğuma baktın mı, insanlarıngözü önünde aiLemi, benimadımıakaçıkardın mı?]

Bir tenkidnin sebebinden nice dostlarım menden yüz çevirdiler, kolhaz reberlerinden ters sözlereşittim.(M.39/6)

[Bir tenkit yüzünden nicedostlarımbenden yüz çevirdiler, çiftlik rehberlerinden ters sözLer işittim.]

Menden agız araysıze, Bakircan? dedi. (M. 65/1 L) [Benimağzımı arıyorsunuze, Bakü'can? dedi.]

(17)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsii DergisiSayı 27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

57

-Siz özüniz de menden eyi degilsiz. (T.S.S. 6/1) [Siz kendiniz de benden iyi değilsiniz.]

2.2.1.2. II. TeklikŞahıs

Senden bir vakit adam olmaz. (T.S.S. 6/3)

[Senden hiçbir zaman adam olmaz.] 2.2.1.3. III. TeklikŞahıs

Men ondan sabıkmatros Malahayev bu yanı zanaatını nasıl becergen akkında soradım.(Y.A. 55/2)

[Ben eski gemici Malahayev' e bu yenizanaatını nasıl becerdiğini sordum.]

Nusret ondan musaade sorap, oCıaga kirdi. (Ö.Y. 16/2) [Nusret ondan müsaade isteyip, odaya girdi.]

2.2.1.4.i. Çokluk Şahıs

Bizdenyakasımö.vle tezkurtarıpolamaz edi, amma ...(Ö.Y. 70/4) [Bizdenyakasımöyle tez kurtaramazdı,amma...]

2.2.2.İşaretZamirlerinde

Bundanyahşılık çıkmaz.(B.A. 101/8) [Bundan iyilikçıkmaz.]

Bundan edipnininsanlıkizzeti, asılda itibardan tüşmedi. (Y.H. 159/1) [Bundan edibininsanlıkizzeti, gerçekten de itibardandüşmedi.]

2.2.3. Belirsizlik Zamirlerinde

Onın yüzü şimdi birevden şamar aşagan kibi alevlenip yanmakta edi. (S.ç. 198/14)

[Onun yüzü şimdibirisinden şamar yemişgibi alevlenipyanmaktaydı.]

2.2.4. Soru Zamirlerinde

-Etken eyiligin neden ibaret ya? (T.E. 8/3) [-Ettiğiniyilik neden ibaret ya?]

3.İŞLEVLERİ

"Türkçede geniş bir kullanım alanına sahip olan çıkma hali eki, ismi fiile bağlarken iş, hdl, hareket ve nesnenin çıkış noktasını, başlangıcını belirtir. Temel

(18)

58 A. S. HAYDAR-T.HAYDAR: KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

görevi, aynlma, çıknza, uzaklaşmabildirmek olan çıkma hôli ekinin ayrıca kıdlCllllldı,ğl fiilin anlamlıla bağlı olarak çok özelfonksiyonları da vardır. Gramer kitaplarımızbu temel fonksiyonlan dolayısıyla, çıkma halini (ablative) genellikle "çıkma, ayrılma, uzaklaşma"hôliadı altında işlemektedirler.

Hal eklerinin temel görevi ismi içindebulunduğuduruma göre fiile ba,ğlamaktır. Ancak bu eklerinfonksiyonlarıbununlasınırlı değildir. Bazen isim ile isimarasındada bir vazife görürler. Çıkma hali ekinin de böyle özellikleri vardır. (taştan ev gibi)"

(B uran 1996: 223)

İncelediğimizmetinlerde deçıkmahali eki çok değişik işlevlerde kullanılmıştır.

Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

3.1. ÇıkmahYerTamlayıcılanKurar 3.1.1. İsimKök ve Gövdelerinde

Bu hayırsız haber darkagal1l kibi er taraftan Çarcoylılarga yardım kollan uzandı.(YA. 59/3)

[Bu hayırsızhaber dağıldığıgibi her taraftan Çarcoylularayardımelleri uzandı.]

3.1.2. Çokluk EkiAlmışKelimelerde

Bizler, mektepliler, o sözlerden özümiz içün ayrıca hulasaçıkardık. (K.İ.257Il) [Bizler, mektepliler, o sözlerden kendimiz için ayrıcapayçıkardık.]

3.1.3.İyelikEkiAlnuşKelimelerde

Köküsinesıcakyelurdı,cebinden sigarçıkardı. (S.Ç. 10/1)

[Göğsüne sıcakye] vurdu, cebinden sigaraçıkard!.]

3.1.4. Zamirlerde

Em menden fayda bekleme. (B.A. 32/6)

[Hem benden fayda bekleme.]

Bundanyahşılık çıkmaz.(B.A. 101/8) [Bundan iyilikçıkmaz.]

3.2. ' ... için' Anlanum Verir

Suvyetişmegeninden adamlarnın gönüli bozula. (D.M. 60/6) [Suyetişmediği için adamların gönlü bozuluyor.]

(19)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 ErZllrum 2005

Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı 59

[Heyecanlandığım için olsa gerek, yüzümkızardı,tenimi alev aldL]

-Neyapayım, acıganımdanaytanı... (T.E. 6/10) [Neyapayım, acıdığımiçin söylüyorum... ]

lncınganımdan közyaşlarımnı zorilen tutıp aldıııı. (S.Ç. 220/2)

[Kederlendiğimiçin gözyaşlarımızorla tuttum.] 3.3. 'birşeyden dolayı'Görevinde Kullamhr

Oyun veyırdan yer köksarsıla. (B.A. 89/2) [Oyun ve şarkıdan (dolayı)yer göksarsılıyoL]

3.4. Cümlede DurumZarfıGörevindedir

Çölnİveköknİ birdensarı-mavırenkli tütün bastı. (D.M. 38/5)

[Çöıü vegöğü birden sarı-mavirenkli duman bastL]

Apansızdanserin ve/ıoş bir yelçik esti. (T.E. 9/6)

[Birdenbire serin vehoş bir rüzgar esti.]

Menİkerçekten de kasevetbastı. (M.E.YY 81/1) [Beni gerçekten de kasavet bastL]

3.5.İş,Hareket ve NesneninBaşlangıcım, ÇıkıŞ NoktasımBildirir

Ana-baba ekisi biri-biri karşısında, kızı anasından üküm-karar bekler, ana ise evladından inıdatarar kibi bakmakta. (B.Y 160/4)

[Ana baba birbirinin karşısında, kızı anasından hüküm, karar bekliyor; ana ise

evladındanmedet umar gibi bakmakta.]

Üçüncide uzakşeerlerdenketirilgen hammal pekpaalıgaotura edi. (YA. 80/1)

[Üçüncüde uzakşehirlerdengetirilen hamal pekpahalıyamaloluyordu.]

Bagçalar, sonra çayırlar içindeki sokaklardan keçip, tütün aranula çıktım, kırga tmnaşa başlaganda, ortalıkııı karanlık bastı. (YH. 132/1)

[Bahçeler, sonra çayırlar içindeki sokaklardan geçip, tütün ambarına vardım, kıra tırmanmaya başlayınca, ortalığı karanlıkbastL]

Yer astından urgan bu çeşme biraz gaz da alıp çıka eken, lakin gaz avaga çıkkanınen gayıp ola. suv ise özünin şırınlıgınen adamlarga ayat bagışlay. (D.M.

47/3)

(20)

60 A. S. DA YDAR-T. DA YDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

[Yer altından gelen bu çeşme biraz gazla beraberçıkıyormuş,lakin gaz havaya

çıkar çıkmazkayboluyar, su ise kendişirinliğiile insanlara hayat veriyoL]

Köküsinesıcakyelurdı, cebinden sigarçıkardı.(S,ç. 10/1)

[Göğsüne sıcakyel vurdu, cebinden sigaraçıkardL] Karısından eşitkenhaberi onu ruhdan tüşürdi... (RA. 6/1)

[Karısından işittiğihaber onu ruhtan düşürdü...]

3.6. Yer ve Yön Bildiren Kelimelere Eklenerek Hareket ve İşin Yer ve Yönünü Belirtir

Bundanyahşılık çıkmaz.(B.A. 101/8) [Bundan iyilikçıkmaz.]

Bundan edipnininsanlıkizzeti, asılda itibardan tü~'medi.(YH. 159/1) [Bundan edibin insanlıkizzeti, gerçekten de itibardandüşmedi.]

3.7. EdatlarlaKullanılışı

3.7.1. +DAnaşagı

Güyabaşımdan aşagı suvuk sub tökkenler. (B.A. 138/1)

[Sankibaşımdan aşağı soğuksudökmüşleL]

3.7.2. +DAn başka

Özünizdenbaşka.digeradamlarnıda cinayetlikke çektireceksiz. (S. Y 180/5)

[Kendinizdenbaşka, diğer adamlarıda ipe götüreceksiniz.]

Bunlardan başka Grigoriy Leban'nın kaytıp kelmesi de vaziyetni çatallaştırdı.(YD. 103/1)

[BunlardanbaşkaGrigoriyLeba'nındönüp gelmesi de vaziyetiçatallaştırdı.]

3.7.3. +DAnevel

Mudafaa komitetinden evelazırlap çıkarmak akkındaemiralındı. (YA. 136/3) [Müdafaa komitesinden evvelhazırlayıp çıkarmak hakkındaemiralındL] Bundan eki yıl evel, loksahanede üçünci balasl1l1 dogurgan bir ana, tapkan kızçıgımn "tavşan dudak" olganını körip, can-yürekten yana, aştan suvdan vazgeçe.

(21)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

61

[Bundan iki yıl evvel, doğumhanedeüçüncü çocuğunu doğuranbir anne, sahip

olduğu çocuğunun "tavşan dudak" olduğunu görüp, can yürekten yanıp, yemeden içmeden vazgeçiyoL]

3.7.4. +DAnberi

Eki künden berişeemi boylayım, işke almayıar.(S.Y. 8/16) [İki günden berişehri boyluyorum; işe almıyorfaL]

3.7.5. +DAn berli

Niyar'nınözükabaatlı, akşamdanberli süzülip, akaylamı baştan çıkardı.(B.Y.

264/i3)

[Nigar'ınkendisi kabahatli, akşamdanberi süzülüp, erkekleri baştan çıkardı.] Bir saatten berli senitapmaknınçaresi yok. (B.Y. 224/6)

[Bir saatten beri seni bulmanınçaresi yok.]

Kaç künden berli bu vastanı esapka koşmaganı içün öz-özüne açuvlandl. (M. 143/5)

[Kaç günden beri bu vasıtayıhesabakatmadığıiçin kendi kendine öfkelendi.]

Zan etersin, bu kıznı men çoktan bilem. endi çoktan berli Olıa nasıldır bir sıcaklıkbes/evim. (T.E. 44/5)

[Zannedersin, bu kızı ben çoktn biliyorum, artık çoktan beri ona nasıldır bir

sıcaklıkbesliyorum.]

3.7.6. +DAn ibaret

Türlü millet vekillerinden ibaret olgan rayanımıznın emekçileri partiya ve ükümetimiznin koy hozyaystvası mahsulatını arttırmak içün aldımızga kaygan vazifelerini namus ile eda etmekteler. (D.M. 57/3)

[Çeşitli milletvekiııerinden ibaret olan bölgemizin emekçileri, parti ve hükumetimizin köyekonomisi mahsuııerini arttırmak için önümüze koyduğu

vazifeleri namus lu birşekildeeda etmekteleL]

3.7.7. +DAn itibaren

Şimdi,bugünden itibaren, yanıünerler kösteripbaşlar. (Ö.Y. 165/11)

[Şimdibugünden itibaren, yeni hünerler göstermeyebaşlaL] 3.7.8. +DAnson

Bugünden son mektepke kelme. (T.E.5/2)

(22)

62 A. S. BAYDAR·T. BAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

[Bugünden sonra mektebe gelme.]

Bizbirer-ekişerkade attık, ondan son ise tiller çezildi. (S.ç. ı75/2) [Biz birer ikişerkadehaUık,ondan sonra ise diller çözüldü.]

Bundan son anınmana köstergendikkatıdaa ziyadearttı.(B.A. 14017)

[Bundan sonra onun banagösterdiğidikkat daha ziyade artt!.]

Telefon liikırdısından son, Hayri Osmanoviç'ni kene bir eyecan bastı. (S.Y 10411)

[Telefon lakırdısındansonra, Hayri Osmanoviç gene bir heyecanakapıld!.] Men endiden son sizgeyamanlıkyapmagasınırçekem. (YD.23117) [Ben bundan böyle size kötülük yapmaya son veriyorum.]

Bundan son ne içündir, menimsaglıgımbozulabaşladı. (M.E. Y yıı7/2) [Bundan sonra nedendir, benimsağlığımbozulmayabaşlad!.]

3.8. Hareketin veİşin Zamanını Bildirir

Eki künden berişeemi boylayım, işke almayıar.(S.Y 8116)

[İki günden beri şehriboyluyorum; işe almıyorlar.]

Niyar'nınözükabaatlı, akşamdanberli süzülip, akaylamı baştan çıkardı. (B.Y

264/13)

[Nigar'ınkendisi kabahatli, akşamdanberi süzülüp, erkekleribaştan çıkard!.] Şimdi,bugünden itibaren, yanı ünerler kösteripbaşlar. (Ö.Y 165/11)

[Şimdibugünden itibaren, yeni hünerler göstermeyebaşlar.] Bugünden son mektepke kelme. (T.E.5/2)

[Bugünden sonra mektebe gelme.]

3.9. Yönelme Hali Eki YerineKullanılır

Manlayında, dudaklan kenarındaki buruşikler anın karsambalı, agır ömür keçirgeninden delalet bermekte ediler. (C.N. 135/1)

[Alnındaki ve dudaklarının kenarındaki buruşuklaronun sıkıntılı, ağırbir ömür

geçirdiğinedelalet etmekteydiler.]

3.10. Bulunma Hali Eki YerineKullanılır Bir eki dakikadan yukuga daldı.(YD. 19517)

(23)

A.Ü. TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

63

[Bir iki dakikada uykuya daldı.]

Lakin sonundan, yatıpkalgance, atıp kalayım, dep kene kurtulmakmn yollarıızı araştIrdI.(Ö.Y. 172/2)

[Lakin en sonunda, yatıp kalana kadar, atıp kalayım, deyip gene kurtulmanın yollarını araştırdı.]

Amma sonundan saIJa sevdealdım. (eN. 77/6) [Ama sonunda sanasevdalandım.]

Sonundan cemaatnıntilinden tüşmemiz. (B.A. 82/14) [Sonunda cemaatin dilindendüşmeyiz.]

3.11. Bütünün Bir ParçasımBelirtir

Bekir aga öz örniirinde ogullanndan birine iç bir an elkötemıedi.(S.Ç. 243/8) [Bekir Ağa, ömründeoğullarındanbirine asla el kaldırmadı.]

Omenim suallerimden birine cevap berdi. (D.M. 141/4)

[O, benim suallerimden birine cevap verdi.] 3.12. Çıkma GrubuOluşturur

Keçende bagçada nasıldır anlaşılmayuvlar çıkkmı, terbiyeeiler ve bir-eki ana-baba müdireni yamanlap, "balalamm akkım aşay, yemekler normadakinden eksik, keyfiyetsiz... " diye bölükkeşikayet yazıpyollaganlar. (M. 138/5)

[Geçenlerde bahçede nasıl olduysa bir anlaşmazlık çıkmış, öğretmenlerve bir iki ana baba müdireyi kötüleyip, "Çocukların hakkını yiyor, yemekler olması

gerekenden az, lezzetsiz... " diyeböıÜğe şikayet yazıp yollamışlar.] -Siz özüniz de menden eyi degilsiz. (T.S.S. 6/1)

[-Siz ikiniz de benden iyi değilsiniz.]

Bu altından da kıymetli ösümliknin ekimi olmak içiin, Olun tilini anlamak, tabiatıııı yalışı bilmek, 017a ait ilimnin bütün inceliklerini menimsernek kerek. (B. Y.

163/4)

[Bu altından da kıymetli bitkinin hekimi olmak için, onun dilini anlamak,

tabiatınıiyi bilmek, ona ait ilmin bütün inceliklerini benimsemek gerek.] 3.13. Fiil DeyimleriOluşturur

Yok.' Endicanımdanbezdim.' (S.Y. 3911)

[Yok! Artık canımdanbezdim!]

(24)

64 A. S. HAYDAR-T. HAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi: ÇıkmaHali

1946 senesi Emirasan Emirov'nL.arbihızmetten boşadılar. (Y.. 68/4)

[1946 senesi Emirasan Emirav'u harp hizmetindenattılar.]

İnsan kıyafetinicoygan, adamlıktan çıkkan bu erif, bu güzel, şefkatlı, tabiatnın

nazik veakıllıcivan insanını nasılalga taşladı!(S.Y 37/5)

[İnsanlığını kaybeden, adamlıktan çıkan bu herif, bu güzel, bu şefkatli, tabiatın

nazik veakıllıcivaninsanınıne halebıraktı!]

Vika Vika esaptantüşti.(YD. 200/2)

[Vika Vika hesaptandüştü.]

Bundan edipnin insanlıkizzeti, asılda itibardantüşmedi.(YH. 159/1)

[Bundan edibininsanlıkizzeti, gerçekten de itibardandüşmedi.]

Niyar'nınözükabaatlı, ak~amdanberli sUzülip, akaylarnı baştan çıkardı. (B.Y 264/13)

[Nigar'ınkendisi kabahatli, akşamdanberisüzüıÜp, erkekleribaştan çıkard!.]

3.14. Tekrar GrubuOluşturur

Dereden-tepeden söz ketirip, Kırımlılarnı kab(wtlagan edin. (CN. 110/5)

[Dereden tepeden söz getirip, Kırımhları suçlamıştın.]

Olamen birden-birge razı olsan, istegenlerini yapsan başına çıkarlar. (A.K.

8917)

[Onları birdenbire kabul etsen, istediklerini yapsanbaşına çıkarlar.]

Kaynakça

1. Taranan Eserler

A K Müyedin, Rüstem (1995), AnaKaygısı,TavriyaNeşriyatı,Akmescit. B A Paşi, İbrahim(1983), Bir Afta,Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent. BY Egemova, Üriye (1985), Baş Yazısı,Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent. C N Paşi, İbrahim(1998),Canlı Nişan, TavriyaNeşriyatl,SimferopoL.

D M Alyadin, Şamil (1984), Dostluk Meşali, Edebiyat ve Sanat Neşriyatl, Taş~enL

K

i

Arifov, Enver (1990), Komendantnın İşleri, Edebiyat ve Sanat Neşriyatl,

TaşkenL

(25)

A.Ü.TürkiyatAraştırmalarıEnstitüsü DergisiSayı27 Erzurum 2005 Prof. Dr.ŞinasiTekin ÖzelSayısı

65

M E Y YErecepova, Sabriye (1995), Menim Enişli-Yokuşlı Yollarım, Tavriya

Neşriyatı, Akmescit.

M K Veliyev, Ablaziz(1997), Melek Köpyüri, TavriyaNeşriyatı,Simferepol. ÖY Edernova, Üriye(1977), Ömürlik Yanımdasın,Edc:biyat ve SanatNeşriyatı,

Taşkent.

S

ç

Amit, Emi] (1982),Sıgın Çokragı, Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent.

S YEmin, Seitümer (1994), Senin Yddızm,TavriyaNeşriyatı,Akmescit. T E Akim, Yusuf; Sarıçev, Cemil; Aliyev, Rüstem (1976), Tanzş Ezgiler,

Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent.

T S S Ametov, Cevdet(1976), Toplar Suskan Son, Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent.

Y A Dermenci, Abdulla (1972), YenişIi Adımlar, Edebiyat ve Sanat Neşriyatı, Taşkent.

Y D Umerov, Ervin (1983), Yzlddarga Dogru, Edebiyat ve Sanat Neşriyatı, Taşkent.

YH Alyadin, Şamil(1983), YüksekHızmet, Edebiyat ve SanatNeşriyatı, Taşkent.

2.Faydalanılan Eserler

Ayder, Memetov (1984), Praktikum po GramnıatikeTatarskogo Yazıka,Ukituvçi

Neşriyat, Taşkent.

Asanov, Ş. A.; Garkavets, A. N.; Üseinov, S. M. (1988), Kırını Tatarca-Rusça Lugat, Kiyev "Radyanska Şkola".

Banguoğlu,Prof. Dr. Tahsin(1995), Türkçenin Grameri, TOKyayınları,Ankara. Bilgegil, Prof. Dr. Kaya (1963), Türkçe Dilbilgisi,İstanbuL.

Bilgin, Muhittin (2002), Anlamdan Anlatıma Türkçemiz, Kültür Bakanlığı

yayınları,Ankara.

Bozkurt, Prof. Dr. Fuat(2000), Türkiye Türkçesi, Hatiboğlu YayınEvi, Ankara. Buran, Prof. Dr. Ahmet (1996), Anadolu Allızlarında İsim Çekim (Hal) Ekleri,

TOKyayınları,Ankara.

C]auson, Sir Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-

Thirteenth-Century Turkish, Oxford.

Deny, Jean (Çev. Ali Ulvi Elöve) (1941), Türk Dili Grameri, MEB yayınları, İstanbuL.

(26)

66 A.S.DAYDAR-T.DAYDAR:KırımTatar TürkçesindeİsimÇekimi:ÇıkmaHali

Ediskun, Haydar (1992), Türk Dilbilgisi, Remzi Kitap Evi, İstanbuL.

Eker, Süer (2003), ÇağdaşTürk Dili, GrafikerYayınları, Ankara.

Ercilasun, Prof. Dr. Ahmet Bican (1993), Örneklerle Bugünkü Türk Al/abeleri,

Kültür Bakanlığı yayınları,Ankara.

Ercilasun, Prof. Dr. Ahmet Bican (Yönetiminde) (1991), Karşı/aştırmalı Türk LehçeleriSözlüğü I, 1I., KültürBakanlığı yayınları,Ankara.

Ergin, Prof. Dr. Muharrem (1989), Türk Dil Bilgisi,Boğaziçi Yayınları, İstanbuL.

Gencan, T. Nejat (1962), Dilbilgisi,İstanbuL.

Gökne!, Yüksel, Modern Türkçe Dilbilgisi, Hür Efe Matbaası, İzmir.

Gülensoy, Prof. Dr. Tuncer (1994), Türkçe ElKitabı/, Kayseri.

Gülsevin, Prof. Dr. Gürer (1997), Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, TOKyayınları,

Ankara.

Gülsevin, Prof. Dr. Gürer (1987), Eski Anadolu (Türkiye) Türkçesinde İsim Hill Eklerinin Fonksiyonları ve Kullanılışları, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Malatya.

Gürsoy-Naskali, Prof. Dr. Emine (1997), Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu, TOKyayınları,Ankara.

Hengirmen, Dr. Mehmet (1997), Türkçe Dilbilgisi, EnginYayınEvi, Ankara. Koç, Nurettin (1990), Yeni Dilbilgisi,İnkılapKitap Evi,İstanbuL.

Korkmaz, Prof. Dr. Zeynep (2003 a), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi),

TOKyayınları,Ankara.

Korkmaz, Prof. Dr. Zeynep (2003), Gramer Terimleri Sözıüğü, TOK yayınları,

Ankara.

Korkmaz, Prof. Dr. Zeynep (1994), Türkçede Eklerin Kullanı/ış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Olayları, TOKyayınları,Ankara.

Mustafayev, E. M. (1996), Büyük Rusça-Türkçe Sözlük, EnginYayınları, İstanbuL.

Öner, Mustafa (1998), BugünküKıpçakTürkçesi, TOKyayınları,Ankara.

Türk Gramerinin Sorunları II (1999), "TürkçedeİsimÇekimi Eklerinin Kullanım Özellikleri ve İşlevleri",TOKyayınları,Ankara, 261-313.

Zeynalov, FerhadR. (Türkiye Türkçesi: Yusuf Gedikli) (1993), Türk Lehçelerinin

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).