• Sonuç bulunamadı

Sivas-Divriği Demir Madeni Çalışanlarında Serum Demir Ferritin ve Malondialdet*. Düzeyleri İle Lipid Parametrelerinde Gözlenen Değişiklikler *

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sivas-Divriği Demir Madeni Çalışanlarında Serum Demir Ferritin ve Malondialdet*. Düzeyleri İle Lipid Parametrelerinde Gözlenen Değişiklikler *"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Changing of Serum Iron, Ferritin and Malondialdehyde Levels and Lipid Parameters in the Miners m

Officers of Sivas-Divriği Mine Company VVorkers

Ferah ARMUTÇU ** Ahmet AKER ***

ÖZET

Bu çalışmada Sivas - Divriği Demir Madeni işletmesi çalı-şanlarında, serum demir ve ferritin düzeyleri ile lipid peroksidasyonu son ürünü malondialdehid (MDA) düzeyleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Ayrıca, çalışanların lipid paramet-releri de tayin edilerek ateroskleroz gelişme riski yönünden değerlendirilmiştir.

Seçilen 32 işçi, 26 memur ve idari personel ile, işletme ile ilgisi olmayan 14 sağlıklı kişiden alınan kan örneklerinde, serum demir, total demir bağlama kapasitesi (TDBK), ferritin düzeyleri ve lipid parametreleri otoanalizör ile plazma MDA düzeyleri ise spektrofluorometrik metot kullanılarak tayin edildi.

Kontrol ve deney gruplarından elde edilen bulgular Kruskall-VVallis varyans analizi ve Mann-Whitney U testiyle istatistiksel olarak karşılaştırıldı. İşletme çalışanlarında kontrol grubuna kıyasla yüksek demir ve ferritin düzeyleri (p<0.05) bulundu. Plazma MDA düzeylerinin de işçilerde, hem memur (p<0.05) hem de kontrol grubundan (p<0.001) daha yüksek olduğu bulundu. Lipid peroksidasyonu ve yıkım ürünlerinden olan MDA' in ateroskleroz gelişimindeki rolü nedeniyle, lipid parametre düzeyleri karşılaştırıldığında, yine işletme çalışanla-rında; trigliserit, total kolesterol ve LDL kolesterol ile Apo B düzeylerinin yüksek olduğu (p<0.05), buna karşın HDL koleste-rol düzeylerinin düşük olduğu (p<0.05) bulundu. TDBK ve Apo Al düzeylerinin ise gruplar arasında istatistiksel fark gösterme-diği (p>0.05) gözlendi. Sonuç olarak, işletme çalışanlarının, çalışma ortamından etkilendiği ve bunun ateroskleroz gelişimi-ne katkıda bulunabilecek bir risk faktörü olabileceği kanısına varıldı.

Anahtar Sözcükler: Demir, ferritin, malondialdehid,

lipid, lipoprotein, ateroskleroz

k

---

M

SUMMARY y

in this study, association betvveen serum iron, fer« and malondialdehyde (MDA) which is the end product of l lipid peroxidation was investigated in the miners and officerB Sivas-Divriği Mine Company.

Serum samples were obtained from 32 miners,; l personnels who were vvorking in the company and fromB healthy controls who were selected from out of the compal The ievels of serum iron, total iron binding capacity (TİM ferritin and lipid parameters were detected vvith autoanalyl whereas the ievels of the plasma MDA were measured usil spectrofluorometry.

The results obtained from experimental groups al controls were assessed with Kruskal-Wallis variance analyl and Mann-Whitney U test. Our results demonstrated thatJ both miners and company vvorkers, serum iron and ferrl ievels were increased compared to control group (p<0.01 Plasma MDA ievels were increased compared to control grouı (p<0.05), whereas plasma MDA ievels were increased l miners more than company workers (p<0.05) and conta group (p<0.001). Because of undesirable role of MDA ast contributor to the development of atherosclerosis, we alsı intended to evaluate the changes in lipid parameters. in ra study group triglyceride, total cholesterol, LDL choslesterol ari Apo B ievels were found to be increased (p<0.05), vvhilj HDL cholesterol ievels were detected to be decreasd (p<0.05). TIBC and Apo Al ievels vvere not different in minerc and officers compared to controls and vvorkers of the company (p>0.05). in conclusion, miners vvere found to be influenced by the vvorking environment and this effect could be a risk factor of development of atherosclerosis in miners.

Key Vtfords: Iron, ferritin, malondialdehyde, lipid,

lipoprotein, atherosclerosis.

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 23 (3): 126-130, 2001

GİRİŞ

Biyolojik sistemler, moleküler oksijenin normal

metabolizma basamaklarında indirgenmesi ile açığa

Bu çalışma 19-20 Mart 1999 tarihlerinde İzmir'de Klinik Biyokimya Derneği'nce düzenlenen Ateroskleroz Sempozyumu'nda tebliğ edilmiştir.

** Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı *** Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Sivas

(2)

çıkan serbest radikallerin yanısıra, dış etkenlerden kay-naklanan serbest radikallere de maruz kalmaktadır. Hava kirliliği, pestisitler, asbest tozu, sigara, çeşitli karsinojenler ve iyonize radyasyon gibi çevresel kimya-sal etkilerle karşı karşıya kalma sonucu hücrelerde rad i-kallerin çoğaldığı ileri sürülmektedir (1).

Geçiş metallerinden özellikle demir ve bakır, fizyo-lojik şartlarda çeşitli oksidasyon basamaklarında rol oynamaktadır. Demir, Haber-Weiss ve Fenton reaksi-yonları yolu ile süperoksit (02&) ve hidrojen peroksidin

(H202), toksik hidroksil serbest radikallerine (02&)

dö-nüşümünü hızlandırarak zararlı oksijen ürünlerinin olu-şumunda önemli bir rol oynar. Metal iyonları ayrıca lipid peroksidasyonu ve dolayısıyla Malondialdehid (MDA) gibi, oldukça sitotoksik aldehidlerin oluşma sürecine de katılmaktadır (2,3).

Oksijen türevi serbest radikallerin diabet, kanser, yaşlanma ve reperfüzyon hasarı gibi pek çok patolojik sür eçt e önemli r olü olduğu bilinmektedir (4). Ateroskleroz patogenezi üzerine yapılan çalışmalar da düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) oksidatif modifi-kasyonunun, aterosklerotik plak oluşumunda, çok ö-nemli bir rol oynadığı düşüncesine yol açmıştır. Steinberg'e göre, okside olmuş LDL, doğal LDL'den potansiyel olarak daha aterojenik olup, LDL'nin yüksel-miş plazma konsantrasyonları hızlanmış ateroskleroz ile doğrudan ilişkilidir (5,6)

Bu çalışmada Sivas -'Divriği Demir Madeni işletme-si çalışanlarında, serum demir ve ferritin düzeyleri ile lipid peroksidasyonu son ürünü MDA düzeyleri arasın-daki ilişki araştırılmıştır. Ayrıca, çalışanların lipid para-metreleri de tayin edilerek ateroskleroz gelişme riski yönünden bir değerlendirme yapılmıştır.

GEREÇ ve YÖNTEM

Bu çalışma Sivas-Divriği Madeni işletmesinde

çalı-şan, 32 işçi ve 26 memur ile kontrol grubu olarak

ma-den işletmesiyle ilgili olmayan, 14 sağlıklı kişima-den 12

saat açlık sonrası alınan kan örnekleri üzerinde yapıldı.

Serum demir, TDBK, ferritin ve lipid parametreleri

tayini için cam tüplere alınan kan örnekleri, 3000 g'de

10 dk santrifüj edilerek serumları ayrıldı. MDA düzeyleri

tayini için, lityum heparinli polipropilen tüplere alınan

kan örnekleri, +4°C, 1500 g'de 10 dk santrifüj edilerek

plazma örnekleri elde edildikten sonra, örneklerdeki

otooksidasyonu önlemek amacıyla, her l mi. plazma için

lOul (1.3 mmol/L) EDTA ve aynı miktarda (0.65

mmol/L) GSH ilave edildi (7). Plazma MDA düzeyleri,

Wasowicz ve arkadaşlarının metodu modifiye edilerek

tayin edildi. Asidik ortamdaki Thiobarbitürik asit (TBA)

95 °C'de MDA ile kompleks yaparak pembe renkli

kromojen oluşturur. Bu kromojenin n-butanol ekstraktı

fluoresans spektrofotometrede ekstinksiyon; 525 nm.

emisyon; 547 nm. dalga boyunda ölçülür. MDA standart

eğrisini elde etmek için hazırlanan standart seri ve

plazma örnekleri, Hitachi 4010 spektroflorometrede

okutulduktan sonra standart eğri yardımıyla plazma

örneklerinde MDA düzeyleri tayin edildi (8). Serum

demir ve TDBK düzeyleri, kolorimetrik slayt yöntemi ile

ferritin düzeyleri de Biomerius firmasının ticari kiti ile

spektrofotometrede (enzim immünossay) tayin edildi.

Serum trigliserit ve T. kolesterol düzeyleri

enzimatik kolorimetrik yöntem ile otoanalizörde

çalışıl-dı. HDL kolesterol düzeyleri, VLDL ve LDL'nin

fosfotungstik asit ve magnezyum klorür ilave edilerek

çöktürülmesi yöntemiyle tayin edilmesinden sonra, LDL

kolesterol; total kolesterol - HDL kolestero-Trigliserit/5

formülünden yararlanarak LDL düzeyleri tayin edildi (9).

Apo Al ve Apo B düzeyleri ise immuno türbidimetrik

olarak tayin edildi. Kontrol ve deney gruplarından elde

edilen bulguların istatistiksel değerlendirmelerinde

Kruskall-VVallis varyans analizi ve Mann-Whitney U

testi kullanıldı (10).

BULGULAR

Çalışmaya dahil edilen ve yaşları 31-55 arasında

değişen maden işçilerinin yaş ortalaması 42.2, yaşları

31-55 arasında olan memurların yaş ortalaması 39.6 ve

yine yaşları, 38-50 arasında olan kontrol grubunun da

yaş ortalaması 42 olup, çalışanlar ve kontrol grubunu

oluşturan tüm denekler erkeklerden oluşmaktaydı.

İşçi-lerin çalışma süreleri ortalama olarak 16 yıl, memur ve

diğer çalışanların ise 11 yıl idi.

Gruplara ait demir, TDBK, ferritin ve MDA

ortala-ma değerleri ve standart hataları Tablo I' de, Trigliserit,

T. kolesterol, HDL ve LDL kolesterol, Apo Al ve Apo B

ortalama değer ve standart hataları Tablo II' de

verilmiştir.

İstatistiksel değerlendirmede verilerimiz normal

dağılışa uygunluk gösterdiğinden, her üç gruba ait

se-rum demir, TDBK, ferritin ve lipid parametreleri ile

plazma MDA düzeyleri arasında fark olup olmadığı

karşılaştırıldı. Yaş bakımından 'gruplar arası farklar

istatistiksel olarak önemsiz bulundu (p>0.05).

12

7

(3)

Analiz sonuçlarına göre; demir düzeyleri ikişerli

olarak karşılaştırıldığında, 1. ve 2. Grup arasındaki fark

istatistiksel olarak önemsiz iken (p>0.05), 1. ile 3. ve

2. ile 3. gruplar arasındaki fark önemli (p<0.05)

bulun-du. TDBK yönünden gruplar arasındaki fark istatistiksel

olarak önemsiz bulundu (p>0.05). Ferritin düzeyleri

karşılaştırıldığında, 1. ile 2. ve 1. ile 3. grup arasııl

fark önemli (p<0.05) bulunurken, 2. ile 3. grupaB

daki fark önemsiz (p>0.05) bulundu. Plazma MDflH

zeyleri karşılaştırıldığında 1. ile 2. grup arasındaki™

önemli (p<0.05) bulunurken 1. ile 3. ve 2. ile 3. gnl

arasındaki farklar oldukça önemli (p<0.001) bulundıH

Tablo I: Gruplara ait demir, TDBK, ferritin ve MDA düzeyleri (Ört. ± S. Hata)

Gruplar

Demir (ug/dl) *

TDBK (Mg/dl) **

Ferritin (ug/L) *

MDA (umol/L) °

1 (n=32) 2

(n=26) 3

(n=14)

129.41±6.77

125.77±8.62

67.64±3.20

422.69±10.33

420.73±11.60

435.50±13.51

161.41±16.30

120.08±13.20

90.07il4.41

2.25İ0.18

1.73±0.10

0.79İ0.07

nt er

* İstatistiksel olarak anlamlı (p<0.05), ° (p<0.001)

Lipid parametrelerinden trigliserit düzeyleri yönü

n-den 1. ile 2. ve 1. ile 3! grup arasındaki fark önemli

(p<0.05), 2. ile 3. grup arasındaki fark ise önemsizdi

(p>0.05). Gruplara ait T. kolesterol, HDL ve LDL

terol düzeyleri ile, HDL ve LDL kolesterolünün T.

koles-: Anlamlı değil

1. ile 3. ve 2. ile 3. grup

(p<0.05) bulundu.

arasındaki fark öne

Tablo II: Grupların lipid ve lipoprotein düzeyleri (mg/dl) ortalamaları (Ört. i S. Hata)

Gruplar

Trigliserit *

T. Kolesterol *

HDL*

L D L *

Apo Al **

Apo B*

1 (n=32) 2

(n=26) 3

(n=14)

215.69Ü8.1

140.31±11.0

123.0İ9.1

214.31±6.5

201.81±7.2

177.07±4.5

45.84±1.3

49.38Ü.5

57.07Ü.6

125.50i6.9

124.73i7.1

95.36İ4.9

121.00±3.1

121.42İ2.9

125.79İ2.7

121.9Ü4.8

115.62i4.8

91.86±2.9

İstatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) : Anlamlı değil (p>0.05)

Apo Al düzeyleri yönünden, üç grup arasındaki

farklar önemsiz (p>0.05) bulundu. Apo B düzeyleri

karşılaştırıldığında ise, 1. ile 2. grup arasındaki fark

önemsiz (p>0.05) iken, 1. ile 3. ve 2. ile 3. grup

arasın-daki fark istatistiksel olarak önemli bulundu (p<0.05).

TARTIŞMA

Demir katalizli reaktif oksijen türlerinin oluşumu;

diabet, ateroskleroz, miyokard infarktüsü, infarktüs

sonrası reperfüzyon hasarı, bazı kanser endokrin ve

nörodejeneratif hasar durumlarını içine alan bir çok

hastalığın patogenezi ile ilişkilendirilmiştir. Son yirmi

yılda, 90'lı yıllarda daha da dikkat çeken, demir ve

ateroskleroz ilişkisini konu alan yayınlarda bir artış

görülmektedir (2,11,12).

Dokularda demir miktarının artmasına yol açan

demir fazlalığı, çeşitli patolojik durumlarla sonuçlan

a-bilmektedir. Bağlı olmayan inorganik demirin hem

reaktif oksijen radikalleri oluşumunu artırarak, hem

lipid peroksidasyonu sürecine katılarak değişik hastal

ların etyopatogenezinde rol oynadığı, yapılan hayv

deneylerinin yanı sıra, pek çok klinik çalışmad

elde edilen verilerle de kanıtlanmıştır (13-14).

Metal iyonları lipid peroksitlerin sitotoksik ürünlı

ayrışımını kolaylaştırır ve hasarlı dokularda li

peroksidasyonu sağlıklı olanlardan daha hızlı ilerler,

dokularda

peroksidasyona

yatkınlıktaki

ar

antioksidanların inaktivasyonu ve metal iyonları

hücre

içinden

serbestleşmesinin sonucuc

Aterosklerotik lezyonlardaki demir bağlayan proteir

rin, makrofajlarca üretilen 02& ve 02& radikalle:

maruz kaldıklarında, bu yapılardan demir iyonu salın

na neden olabilecekleri ileri sürülmüş ve deı

hayvanlarında demirin iskemik miyokardiyal ha;

hızlandırdığı bulunmuştur (14,15).

terole oranı değerleri yine ikişerli olarak karşılaştırıl

ğında, her bir parametre için aynı şekilde olmak üzJ

1. ile 2. grup arasındaki farklar önemsiz (p>0.05)i»

(4)

as"î Rat karaciğer mikrozomlarında MDA ile tayin

e-*;ilen lipid peroksidasyonu, genellikle demir madenle-D^indeveya asbestoz fiberlerinin kontaminantları olarak Uyunan çözünmez demir içeren; pyrite,- magnetite, 9mfıemalite ve demir özü gibi mineraller ile indüklenebil-ı*nektedir(16).

Dabbagh ve arkadaşları karbonil demir diyeti ile lemir fazlalığı oluşturulan ratlarda karaciğer ve plazma mtioksidan düzeylerinin azaldığını, hepatik hasara bağlı Jemir fazlalığının, plazma lipid profilinde de değişiklikle-•e neden olduğunu göstermişlerdir. Çalışmada oc-tokoferol, askorbik asit gibi antioksidanların kontrol grubuna göre düşük, lipid hidroperoksitlerin yanı sıra, trigliserit ve kolesterol düzeylerinin de kontrollerden yüksek olduğunu bulmuşlardır (17).

ılı

Biz de demir madeninde çalışan, işçi ve memur ''gruplarında, kontrol grubuna oranla yüksek ve istati s-Th'ksel olarak anlamlı, serum demir ve MDA düzeyleri "bulduk.

Steinberg ve arkadaşları (yaşları 40-70 arasında) 840 kişi üzerinde yaptıkları araştırmada, serum ferritin konsantrasyonları ile ateroskleroz arasında ilişki olduğunu, ferritin ile serum kolesterolü artışı arasında da benzer bir ilişkiyi göstermişlerdir.

Salonen ve arkadaşları da yaptıkları çalışmada demir f azlalığının, bir çok koroner arter hastalığı (KAH) risk faktörü ile ilişkisi olduğunu göstermişle r-dir. Çalışmada serum demir ve ferritini (ortalama 166 ug/L) ile kan glukozu, trigliserit, HDL kolesterol ve Apo B konsantrasyonu arasında anlamlı ilişkiler olduğu bulunmuştur (18).

Bizim bulgularımızda, maden işçilerinin ferritin d ü-zeyleri ortalaması, 16Ü16.3 ug/L olup, işçilerin, memur ve kontrol grubundan daha yüksek serum ferritin dü-zeylerine sahip olduğu gözlendi. Demir tozları ile doğrudan ve yakından teması olan işçilerde; 370, 440 ug/L gibi, yüksek serum ferritin düzeylerine sahip ola n-lar da vardı. Serum demir düzeylerinin yanında, işçi ve memurların serum ferritin düzeylerinin de kontrol grubunda farklı bulunması ve gruplar arasındaki farklılığın plazma MDA düzeylerindeki farklılıklara da paralel olması dikkat çekici bulundu. Bu sonuçlar, serum demir ve ferritin düzeylerindeki artış ve farkın, plazma MDA düzeylerindeki artıştan sorumlu olabile-ceğini düşündürmektedir.

Plazma MDA düzeyleri yönünden işçi ve memur ;rubu ar asındaki istatistiksel fark anlamlı (p<0.05)

bulunurken, işçi ve kontrol grubu ile memur ve kontrol grubu arasındaki istatistiksel farkın daha anlamlı (p<0.001: tablo I ) bulunması, işletme çalışanlarının eksojen bir serbest radikal kaynağı olarak, demir tozla-rının bulunduğu çalışma ortamından etkilendiği hipote-zini doğrulamaktadır.

Stringer ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, lipid peroksitleri ile trigliserit düzeyleri arasında zayıf fakat önemli bir korelasyon varlığını, buna karşın lipid perok-sitleri ve total kolesterol düzeyleri arasındaki ilişkinin önemli olmadığını belirtmişlerdir (19).

Yükselmiş plazma kolesterol düzeyli hastalar o-LDL (okside o-LDL) oluşumu için daha fazla risk taşı-maktadır. Angina pektoris ve miyokard infarktüslü hastalarda yapılan çalışmada; plazma MDA, trigliserit ve LDL düzeyler inde, her iki grupt a da k ontr ol gru-buna göre istatistiksel olarak önemli bir artış bulunur-ken, HDL düzeylerinde önemli azalma olduğu bulun-m uş t ur . Ay n ı ç al ış bulun-m ad a; M D t r i g l is er it , MD A-T.kolesterol, MDA-LDL, ve T. kolesterol-LDL kolesterol arasında anlamlı pozitif korelasyon olduğu, gösteri I-miştir (21).

Bizim çalışmamızda, lipid parametreleri yönünden 1. ve 2. grubun oluşturduğu işletme çalışanlarında, kontrol grubuna göre anlamlı artış ve değişikliklerin olduğu, çalışanlar arasında da, işçilerin bazı parametre-lerde memur grubundan farklı sonuçlara sahip olduğu gözlendi. Risk açısından değerlendirmek amacıyla he-saplanan HDL/T. kolesterol ve LDL/T. kolesterol yönü n-den de 1. ve 2. grup ile kontrol grubu arasında anlamlı fark olduğu (p<0.05; tabloll) bulundu.

Oksidasyon sürecinde önemli rol oynayan demir düzeyleri ve kardiyovasküler hastalık arasında bir ilişki olduğunu gösteren epidemiyolojik kanıtlar her geçen gün artmakt adır (22). Bizim çalışma grubumuzdaki işçiler arasında (değerlendirme dışı bırakılan) iki tane de k or on er by- pass am eliy atı geçirmiş işçi vardı.

Sonuç olarak Divriği Demir Madeni işletmesi çal ı-şanları serum demir ve ferritin düzeylerinin kontrol grubuna göre farklılık göstermesi ve yüksek plazma MDA düzeyleri bulunması, çalışanların ve özellikle işçile-rin çalışma ortamından etkilendiğini düşündürmektedir. MDA düz eyler in d ek i ar tışın, demir tozu ve demir içer en miner al t ozlarına bağlı olarak oluşabilen ser-best radikal ve lipid peroksidasyonu oluşumundan ileri gelebileceğini düşündürmektedir.

12

9

(5)

Lipid peroksidasyonunun ateroskleroz

gelişiminde-ki rolü dikkate alınırsa; demir madeninde çalışmanın,

yine özellikle işçilerde olmak üzere, ateroskleroz

gelişi-minde, bilinen risk faktörlerinden ayrı bir risk faktörü

oluşturabileceği kanısına varılabilir. Hipertrigliseridemi,

hiperkolesterolemi, hiperlipoprbteinemi ve sigara içme

gibi diğer risk faktörleriyle birlikte ele alındığı zaman

bu durum daha da önem kazanmakta ve bu risklere

karşı önlem alınmasını gerektirmektedir.

KAYNAKLAR

1. Arslan R, Şekeroğlu R, Bayıroğlu F: Serbest radikal türle-rinin membran lipid peroksidasyonuna etkileri ve hücresel antioksidan savunma. Yüzüncü Yıl Ün.'Sağlık Bil. Der.,; 2: 137-42, 1995.

Hallivvell B. Oxidants and human disease. Some new consepts. FASEBJ.; 1:358-64, 1987.

Henle ES, Linn S. Minirevievv; Formation, prevention and repair of DNA damage by iron/ hydrogen peroxide. J. Biol. Chem.; 272, 31(1): 19095-98, 1997.

Lunec J. Free radicals; their involvement in disease processes. Ann Clin Biochem.; 27:173-82, 1990.

Esterbauer H, Wag G, Puhl H. Lipid p'eroxidation and its role in atherosclerosis. Br Med. Bull.; 27: 173-82, 1990. Steinberg D, Parthasarathy S, Carew TE, Khoo JC, VVitztum JL. Beyond cholesterol. Modifications of low-density lipoprotein that increase its atherogenicity. N Engl J Med.; 320; 915-24, 1989.

Duthie G. G., Mirice P.C.,Ventresca P.G., McLay S.J.: Effect of storage, iron and time of day on indices of lipid peroxidation in plasma from healthy volunteers. Clin. Chim. Açta; 206: 207-213, 1992.

Wasowicz W, Neve J, Peretz A. Optimized steps in fluorometric determination of TBARS in serum importance of extraction pH and influence of sample preservation and storage. Clin Chem; 39 (12): 2522-26, 1993.

Norbert W, Tietz. Clinical Guide Laboratory Tests. 2"d Edition. Saunders Company,; 367-9, 1990.

Emerg Infect Diş; 5: 346-352, 1999. 12. Niederau C. iron Overload and

AthercJ

Hepatology; 32, 3, 672-3, 2000.

13. Hallivvel B, Gutteridge JMC, Free radicals and nH in human disease. An overvievv. Methods EnzyıM 186: 1-85, 1990.

14. • Akkuş İ. Serbest radikaller ve fizyopatolojik H Mimoza Yay.: 1-132, 1995.

15. Seven A, Candan G. Radikal ve lipid peroksit ıj

artıran etkenler. Biyokimya Dergisi.; 20 (4): 43-56,1

16. Fontecave M., Japuen M., Mansuy D., Costa D., R., Pezerat H.: Microsomal lipid peroxidation aıH radicals formation are induced by insolubl iron-cortM minerals. Biochem. Biohys. Res. Commun.; 173 (^H

18, 1990. Rifa

17. Dabbagh A, Mannion T, Lynch M, Frei B. The effl iron overload on rat plasma and liver oxidant stalB vivo. Biochem J.; 300: 799-803, 1994.

18. Steinberg D. Et al. Antioksidants in the prevfl of human atherosclerosis. Circulation; 85: 2338-S

1992. C.

19. Salonen J, Nyyssönen K, Korpela H, TuomiletlB Seppanen R, Salonen R. High stored iron levels associated with excess risk of myocardial infarctiM Earstern Finnish men. Circulation; 86: 803-11, 1992, l 20. Stringer MD, Görög PG, Freeman A, Kakkar V, [j peroxides and atherosclerosis. Br. Med. J.; 298: 2iH 1989.

21. Köse K, Doğan P, Ünal A, Çetin M, Köker AH.: B relationship between plasma lipid parametM fibrinogen and lipid peroxidation with angina pectorisB acute myocardial infarction. Türk J Med Sci; 27: 43B 1996.

22. De Valk B., Marx J. J. M. iron, Atherosclerosis fi Ischemic Heart Disease. Arch Intern Med; 159: isi 48, 1999

Yazışma Adresi

10. Microsoft Windows: SPSS İstatistik Programı 1Sİ$| Sürüm 6.0

11. VVeinberg ED. iron loading and disease su*

.an ılup

(6)
(7)

Referanslar

Benzer Belgeler

Erkek vitiligo hastalar›n›n serum demir ve ferritin düzeyleri kad›n vitiligolulara göre anlaml› ölçüde yüksekti (demir için p=0,003, ferritin için p&lt;0,001, her

‹statistiksel analiz, orta derece preeklampsili ve sa¤l›kl› gebe kad›nlar aras›nda IL-10 serum de¤erlerin- de anlaml› farkl›l›¤› do¤rulad› (p=0.5), ancak

Ekojenik böbre¤i olan ancak ultraso- nografide normal piramidal görünüm ve amniyotik s›v›ya sa- hip olan 8 fetusta postnatal dönemde normal olduklar› görül-

Ancak bu element çift- lerine özgü korelasyon katsayılarındaki düşük pozitif değerlerden dolayı, bu birliklerden sonuç yorumlamasın- da yararlanılamıyacaktır.., Bu

Daha önce yap›lan çal›flmalarda genetik faktörlerin aile- sel faktörlere göre depresyon etiyolojisinde daha fazla role sahip oldu¤u, ancak hastal›¤›n belirti vermesinde

Killişist. Arazide açık sarı ve gri renklerde ayırt edilebilen bu şistler genellikle şistlenme gösteren çok ince taneler halinde illit, klorit, büyüklüğü 0.02—0.07

(4) kronik aktif hepatitlerde karaciğer fibrinogenezisi ile demir yükü arasındaki hastalarda ilişkiyi araştırmışlar, serum demir düzeyini sirozlu hastalarda kronik

An energy model is presented, based on the dynamic motor and the dynamic mobile models, using the motor and mobile parameters of P3-DX robot mobile. The Modelica model