• Sonuç bulunamadı

Âşık Şiirinde Şekil, Tür ve Makam Meselesi Yrd. Doç. Dr. M. Öcal Oğuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Âşık Şiirinde Şekil, Tür ve Makam Meselesi Yrd. Doç. Dr. M. Öcal Oğuz"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bakü*de Yayınlanan Bir Kitap ve

ÂŞIK ŞİİRİNDE ŞEKİL TUR ve

mum

MESELESİ

Yrd. Doç. Dr. M. Öcal OĞUZ

T ü rklük araştırm a la rın ın büyük

âlim i Prof. M. F u a d K öprülü ta ra fın ­ d an ilk d efa m enşei, tekam ülü ve erkânı h a k k ın d a çok değerli incelem eler yapı­ larak, b ir çok b akım dan aydınlığa k a ­ v u ştu ru lan âşık ta rz ı şiir geleneğinin elde edilen yeni belge ve bilgilerle gözden geçirilm esi b ir z a ru re t olarak o rtad a d u rm ak tad ır. Özellikle, m enşe itib ariy le eski T ü rk sosyal h a y atın a bağladığım ız bu geleneğin gelişme çağ­ ları ve günüm üze gelişinde ortay a çı­ k an züm relere ve boylara dayalı fa rk ­ lılıkları b ir b ü tü n lü k içerisinde ince- lenm elidir. T ürkiye’de âşık edebiyatı­ nın k ay n ağ ın ın eski Türk dini ve bu dinin genel çerçevesi içerisinde sa n at­ larını o rta y a k o y an Kam, Bahşı, Akın, Oyun, O zan... gibi sa n a tk â rla r olduğu

hem en hem en o rta k b ir k a n a a t haline gelm iştir. B ununla birlikte çok sayıda tem silcisine ve bol m ik ta rd a şiir ör­ neklerine sahip olduğum uz xvı. yü z­ yıl, bu edebiyatın yeni b ir şekilde sis­ tem leştiği yüzyıl olarak k ab u l edilir, îslâm iyetin kabulünden xvı. yüzyıla k a d a r geçen dönem ise —bazı belge ve değerlendirm elere rağm en— k aran lık dönem o lara k nitelenir. T ürkiye’de âşık edebiyatı üzerine yapılan çalışm aların büyük çoğunluğu xvı. yüzyıldan g ü n ü ­ m üze k a d a r olan dönem de yaşayan â şık la ra ve eserlerine dayanır. K aran ­ lık a s ırla ra ulaşm am ıza engel olan belge ve bilgi eksikliğinin yanı sıra, yapılan çalışm alar sadece T ürkiye’ye m ü n h asır iken, çok genel sonuçlara varılm ak istenm iştir. T ürkiye’de âşık

(2)

edebiyatı a ra ştırm a la rın ın başladığı ve h ız lan ara k devam ettiği yüzyılım ız­ da, âşık edebiyatının m enşei ve d iğer T ürk boyları ara sın d ak i gelişm e çizgi­ si h ak k ın d a y eterli bilgi elde edilem e­ m iştir. A ncak günüm üzde, T ürkistan başta olm ak ü zere Türkiye dışındaki T ürk coğrafyası ile h e r tü rlü iletişim i sağlam ak m ü m k ü n olm uştur. Böylece g ö rü lm ü ştü r ki, âşık tarzı şiiri b ir b ü ­ tü n halinde an lam ak ve izah etm ek için diğer Türk boyları arasın d ak i doğm a ve gelişm e devrelerini bilmeye şiddetle ihtiyaç vardır. Yüz m ilyonlar­ la ifade edilen nüfusun, m ilyonlarla ifade edilen km 2’lik b ir coğrafi sa­ h a d a o rtay a koyduğu âşık tarzı şiiri kısa zam an d a değerlendirm enin ve sağ­ lıklı sonuçlara varm anın güçlüğü or­ tadadır. Bu sebeple ilk iş o la ra k T ür­ kiye’d e yapılan, a ra ştırm a la rd a v arılan sonuçların T ürkiye’deki âşık lık gelene­ ği için geçerli olduğu gerçeğinden h a ­ reketle, süratle d iğ er sah a la rd a k i bel­ ge ve bilgilerin değerlendirilm esi yo­ lu n a gidilm elidir. Tek tek değerlendi­ rilecek m alzem elerin o rta y a çıkaracağı sonuç, «Türk âşıklık geleneği-nin o r­ ta y a çıkm a ve gelişm e dönem lerini b e­ lirlem em ize ve term inolojisini o luştur­ m am ıza im kân sağlayacaktır.

T ürkiye’de —yeterli olm asa bile— yapılan çalışm alarda «âşık tarzı şiir geleneğinde şekil, tü r ve m ak am m e­ s e le s in in halledilem em iş olm asının a ltın d a y u k a rıd a dile getirdiğim iz se­ beplerin bulu n d u ğ u k a n a a tin i taşıyo­ ruz. H alk şiirinin şekil ve tü r ü ü zeri­ ne büyük b ir zam an a y ıran ve y ay ın ­ ladığı iki eserle1 b u k o nudaki fikirle­ rin i o rta y a k oyan değerli araştırıcı A hm et T alat (O nay), bu k o n u d ak i ilk m üstakil çalışm anın sahibidir. İkinci önemli çalışm a ise H ikm et D izdaroğlu ta ra fın d a n yapılm ıştır.2 A n ad o lu sa h a ­ sına dayalı şiir ö rn eklerinden3 yola çıkılarak yap ılan bu iki çalışm anın, b irb irlerin i b ü tü n ley en y ö n lerin in b u ­ lu nm asına k arşılık «şekil» ve «tür» k a v ra m la rın a getirdikleri iz a h la r b ir­

birlerinden oldukça farklıdır. Çeşitli eser ve m akalelerinde bu konuya do­ kunan araştırıcılar ise, tem elde bu iki görüşten birini kabul eder görü n m ek ­ tedirler.4

Âşık tarzı şiir geleneğinde şekil ve tü r m eselesinin çözülmesinde çok önemli b ir yere sahip olan «makamlar» ise, a ra ştırıcılar arasın d a hem en h e ­ men hiç dikkat çekm em iştir. B ütün araştırıcıların «teganni», «ezgi», «ma­ kam» ... göz önüne alın m ad an h alk şiiri sağlıklı b ir şekilde değerlendiri­ lemez dem elerine karşılık, konunun üzerine gidilem em esi dik k at çekicidir. Bunda en büyük fak tö r olarak, edebiyat araştırıcıların d a sağlam b ir m üzik b il­ gisinin, m üzik araştırıc ıla rın d a ise a y ­ nı o ran d a edebiyat bilgisinin b u lu n ­ m am ası düşünülebilir. B ununla b irlik ­ te bazı yörelerim ize ait m ak am ların adlarını tesbit etm ek veya tesbit edil­ miş m akam ları tasnif etm ek şeklinde bazı çalışm alara rastlamaktayız.® Bü­ tü n b u çalışm aların da Anadolu sa h a ­ sı ile sınırlı olduğunu b u ra d a hem en belirtm eliyiz.

A zerbaycan’d a M ürsel Hekimov ta ra fın d a n yayınlanan «Âşık Şe’rin in Növleri»6 T ürkiye’deki şekil, tü r ve m akam konularındaki çalışm aları ye­ niden gözden geçirm em iz gerektiğini açıkça o rtay a koym aktadır. Tabiî, He- kim ov’u n çalışm asının d a A zerbaycan ile sınırlı olduğunu söylemeliyiz. T ü r­ kiye’de yapılan çalışm alarda Hekim- ov’u n k itab ın d a y er alan tü r ve m a ­ kam ad ların ın b ir bölüm ü bulunm akla birlikte, b ir k arşılaştırm a ve ayıklam a yapm a gereği ilk a n d a göze çarpıyor. Benzeri eserlerin diğer T ürk şubelerin­ den de elde edilmesiyle o rta y a çıkacak m alzem enin incelenip birleştirilm esi, sağlam sonuçlara ulaşm am ızı sağlaya­ caktır.

Hekimov, eserinin g iriş kısm ında âşık edebiyatının «bediî növleri»ni üç k ay n a ğ a b ağ lam ak tad ır : 1) H alkın eski efsane, e sa tir ve h a lk m erasim i ananeleri, 2) Klasik yazılı edebiyat,

(3)

3) Ayrı a y n a sırla rd a yaşayıp-yai*atan el şairlerin in söylediği ezgiler.7 Aynı görüşü paylaştığını ifade ile y azar Prof. M.H. T ehm asıb’ın şu görüşünü n ak letm ek ted ir : «Bugünkü A zerbay­ ca n âşık şiiri şekilce çok re n g aren k ve zengindir. Öz veznine tektine, kafi- yelenen m ısraların növbeleşm esi en ’e- nesine, bendlerdeki m ısra la rın m ik ta ­ rına, n a k a ra t m ısra ların vezn, kafiye ve ta k ti hususiyetlerine ve bir de bel­ k i d a h a esaslısı, m usikiye göre b u g ü n ­ k ü âşık şe’rin d e elliye yakın fo rm a v a r­ dır. H a tta sehv etm eden dem ek olar ki âşık m usikisinde n e k a d a r h av a v a rsa ta k rib e n b ir o k a d a r form a v a r­ d ır ki, b u n la rın d a ekseriyetinin özü­ ne göre hususi ad ları vardır.»8 He­ kimov, âşık şiirinde tü r ve m akam m eselesinin halledilebilm esi için dilci­ lerin, edebiyatçıların ve san atk ârla rın b ir a ra d a çalışm ası gereğini ise ayrıca vurguluyor.9

Giriş kısm ında veciz b ir şekilde âşık tarzı şiirde karşılaşılan problem ­ leri zikreden H ekim ov’u n ifadelerin­ den A zerbaycan’d a d a âşık tarzı şiirin term inolojisinin tam o larak k u ru la m a ­ dığını anlıyoruz. A yrıca şekil, tü r ve m ak am la ilgili ta rtışm a la rın —bizdeki- n e para lel olarak — o rad a d a sürdüğü ilk b ak ışta göze çarpıyor. Şu cüm leler ise b u n u n som ut göstergesi olarak alı­ n a b ilir : «Bize ele gelir ki, m üellifler aşık poeziyasında növ ve onun şekli hususiyyetlerinden bend, kafiyeden sohbet a çark e n «Koşma», «Geraylı», «Tecnis», «Muhammes» kim i herkese m a’lum növlerin um um î m ezm un ve ideyasını, h eca bölgüsünü, bend sayı­ sını te k ra r sad alam ak la kifayetlenm e- m elidir.»10

Eserin b u n d a n sonraki bölümü, A zerbaycan’d an tesbit edilm iş «növ- ler»e ayrılm ış. Ş iir örneklerine ve di­ ğ er a raştırıcıların görüşlerine de yer verilerek incelenen şiir tü rleri içeri­ sinde şu n lar y e r a lm a k tad ır : «Tasnif, Bayatı, G eraylı, Cıgalı G eraylı, S alla­ m a Geraylı, M ürvetî G eraylı, Elif-lâm Geraylı, G ay tarm a Geraylı, Tecnis

Ge-raylı, N eg arath GeGe-raylı, G eraylı Dil- denmez, G eraylı Rubai, Koşma, G üllü Gafiye, K oşa Y arpag K oşm a (Haça Beyt-Çapraz G afiye), Koşma M üstezad- A yaklı Koşma,, Ü stadnam e, Teessüfna- me, Tecnis, B ayatı Tecnisler, Cıgalı Tecnis, A yaklı Tecnis, Dodakdeym ez Tecnis, Nefesçekm e Tecnis Müseddes, H erf Üste Tecnis, (Evvel - A hır), Hey- derî, Elif-lâm, V ücudnam e (Beyan-ı H al), C ahannam e, Divanî, M uham ­ m es.1! Bizim b u ra d a sadece isim lerini sıralayabildiğim iz bu tü rlerin b ir bö­ lü m ü n ü n aynen A nadolu sah asın d a da m evcut olduğunu görüyoruz. A yrıca ism i farklı olm akla birlikte bizdeki tü rle rin benzerlerinin de olduğunu ifade etmeliyiz. Ş urası d a v a r ki, Tür­ kiye’deki şekil ve tü r ile ilgili m esele­ yi b u ra d a isim lerini verdiğim iz «növ- ler» için de göz önüne alırsak, konu b ü sb ü tü n içinden çıkılmaz h ale gel­ m ektedir. H ekim ov’u n bizdeki k arşılı­ ğ ıy la «növ»den «tür»ü m ü «şekil»i mi yoksa ikisini birden mi kastettiği a n ­ laşılam am aktadır. A zerbaycan’d a da b u konuda b ir term inoloji problem inin b u lu n d u ğ u n u sanıyoruz. Çünkü, y u k a ­ rıd a verilen «növ»lerin kim isi hece, kafiye gibi d ış u n s u rla ra kim isi de ko­ nu, m uhteva gibi iç u n su rla rın a göre ad alm aktadır.

Eserin b u n d an sonraki bölüm ünde «Aşık Şe’rin in O kunduğu Saz H avala­ rın ın Cetveli» y e r alm aktadır. Y azar ta ra fın d a n «saz havası» olarak nitele­ nen 193 âşık m akam ının y e r aldığı bu cetvel, T ürkiye’de b u konuda yapılan çalışm alar d a d ah il en fazla âşık m a ­ kam ı adı veren ikinci cetvel olarak görünm ektedir.12 Ayrıca, cetvelde y e r a la n açıklayıcı bölüm ler de çalışm aya ayrı b ir önem k azan d ırm ak tad ır : Cet­ velde y e r a la n bölüm ler ş u n la r d ır : «Saz H avasının A d lan , O nların D aha B aşka A dlan, Gem li - Güzelleme Cen­ gi, H ansı Şe’r N övünden O hunur, Han- sı Saz Kökünde, H ansı Saz P erdesin­ de, H avası - Y arad an Aşık, A zerbay­ c a n - E rm eni v ey a Osm anlı Saz H a ­ vası.» İ3

(4)

Böyle b ir cetvelin A zerbaycan’da ilk defa ta ra fın d a n düzenlendiğini be­ lirten Hekimov, «Takdim ettiğim iz bu cetveli tam dakikleşm iş kim i kabul etm ek olmaz»14 dem ekle 193 olan m a ­ k am sayısının d a h a d a ileri g ö tü rü le­ bileceğini bildirm ektedir k i bu k a n a a t bizim A nadolu sah asın d a yaptığım ız çalışm alard a ulaştığım ız k a n a a te de u y g u n düşm ektedir.15 Ne v a r ki, sad e­ ce a d la rı verilen b u m ak am ların nota d eğerleri h ak k ın d a k ita p ta h e r h an g i b ir k a y ıt b ulunm am aktadır. 193 saz h av asın ın h e r birinin a y rı b ir m a k a ­ m a tek ab ü l ettiğini düşünm ek bize gö­ re iyim serlik olur. Yaptığım ız benzer bir çalışm ada âşıkların aynı ses dizi­ lerindeki ezgilere bazen ayrı a d la r verdiklerini görm üştük.16 Bu sebeple bu tü r çalışm alarda tesbit edilen m a ­ k am ların m u tla k a n o taların ın verilm e­ si, ezgileri aynı, adları ayrı m ak am la­ rın ayıklanm ası açısından önem ta ş ı­ m aktadır. Tabii b u radaki m akam te ri­ mini, klâsik m usikideki m akam gibi an lam am ak gerekir. Görebildiğim iz k a ­ d a rıy la âşık m akam ları, klâsik m usiki m ak am ların d a n çok fa rk lı ad la n d ır­ m a ve tanım lam a özelliklerine sa h ip ­ tir.17.

Hekim ov’u n cetvelinde y e r a lan m ak am la rın a d la n şu n la rd ır : A bbas Güzellemesi, A ğ ır Şerili, Aşık Ziyadı, A yağ Şahseven, A yag Divanı, A t Ü stü, A yağ Celili, A yag M uhem m es, A yag M uheyi, A razbarı, A zaplı Düfoeyti, At Ü stü Kerem, A gacam , A ranı, A ğır Ga- raçı, A yag Sarıtel, A gbulagı, Aşıg Tes- nifi, Badamı, Behrayi, Baş Divani, Baş Sarıtel, Behmeni, Bezirgani, Baş Dü- beydi, Baş M uhem m es, B asm a M uhem ­ mes, Bozuğu Koroglu, Borçalı, B asm a Koroglu, B ayram ı, B ah an , Başhanım ı, Baş M üheyi, Beyli, Bir Gül, Baş Celili, Benövşe, Vagifi, V urgunu, V agıf Layla- sı, Vanagızı, G araçı, G aytagı, G ehra- m anı, G uba Keremi, G arab ağ Dübeydi, G azak Y urt Yeri, Geribi, G arab ağ Şi­ kestesi, G ürbetî, G ara Gafiye, G

ayaba-şı, G azak Dübeydi, G azak Sebzesi, Ga­ ra b a ğ Gaytagı, G ara Gehri, Gelenderi, G arab ağ G aytarm ası, Gızbezendi, G ay­ tarm a, G obustan Şikestesi, Dilgemi, D astanı, Döşeme Koroglu, D urahanı, Gol Yallı, D ört Başlı Tecnis, Derbendi, D übeyd G aytagı, Dübeydi, Dikle, Dol H icranı, El Bayatı, Eleskeri, Ecemi, Ere- bi, Z anncı, İbrahim i, İra n Garaçısı, İn ­ ce Gülü, Y üngül Şerili, Y astı Şerili, Y anıg Keremi, Y urd Yeri, Garsı, Kö- çeri, K erem Güzellemesi, Keşiş Oğlu, Koroglu Borusu, Köhne N ahçıvan, Kurd Oğlu, Köhne Gözetleme1, Koroglu Gay- tagı, K oroglu M ühemmesi, Kesik Ke­ rem , K ürdü Geraylı, Köşkilani, Kerem Dübeydi, K oroglu Şahsevini, Kelbi, Ge- raylı, G ilenar, G ü lb an , Göyçe Gülü, G ödek Donuv G üllü Gafiye, Lalahanıan, Laçını, Laçm Gülü, M 'n a Geraylı, Mü­ heyi, M ercanı, M uhemmes, M ahsırı, M isri, M irze Canı, M emmed B ağın, M üsellesi, M eherrem i, M eydan Tesnifi, M irze Gözeilemesi, M ikayıh, N ahçıvanı, Necefi, Novrozu, Nefesçekme, Nahçıvan Gülü, O vşan, O rta Dastanı, O sm anh K erem i, O rta Çelil, O rta M ühemmes, O sm anh Boızugü, O rta Divani, O rta D ü­ beydi, O rta S antel, Oymağı, O rdubadi, O rta Şerili, P aşa Göçdü, Rübal, Rövşeni, Rumi, Reyhani, Sarıtel, Süsenberi, Sa- n Torpag, Sem enderi, S allam a Kerem , Sultanı, S allam a Geraylı, S allam a Ba­ yatı, Semedi, Sürütm e Koroglu, Selmi- nazı, Solmazı, Sahibi, Şarabi, Sarayı, Tecnis, Terse G eraylı, Tehmis, Terse G araçı, Turacı, Tebil Cengi, Taygol Şe­ rili, U rfani, Fehri, F ehralı Dilgemi, H ançobanı, H ohan Oğlu, Hicranı, Hic­ ra n Keremi, Ç u h u r Oba, Ç ıldır Divani, Ç ıldır M ühemmesi, Ç ortay Koroglu, Ço­ b an Bayatı, Cem oheni Keremi, Cavani, Cıgalı Tecnis, Cemşidi, Calal Oğlu, Şe­ rili, Şahseveri, Ş ah İsm ayıl H etai, Şe- g ai Geraylı, Ş irvan Geraylısı, Şemşiri, Şeşengi, Şerili Dübeydi. B u rad a yer a la n 193 m akam ın cetvelin ikinci sü­ tu n u n u m eydana getiren ve «O nlann d a h a b aşg a adlan» adını taşıy an bölü­ m ünde A zerbaycan’d a bilinen diğer

(5)

isim lerinin verildiğini yeniden h a tırla ­ talım .

A zerbaycan’daki âşık şiirinin tür, şekil ve m akam m eselelerine ışık tu ­ ta n ve T ürkiye’deki b en zer çalışm ala­ rı yeniden değerlendirm em ize yard ım ­ cı olacak olan b u çalışm anın Türkiye o k u yucusuna kazandırılm ası son d ere­ ce faydalıdır. G erek A zerbaycan’dan gerekse d iğ e r T ürk şubelerinden sağ ­ la n acak benzeri m alzem e ile yeni bir te rk ib e v arm ak m üm kün olabilecektir. B ugüne k a d a r yapılan çalışm alarda g örüldüğü üzere, sadece T ürkiye’deki örneklerine b a k arak âşık ta rz ı şiirin şekil, tü r ve m akam m eselelerini çöz­ m ek m üm kün değildir. Geleneği, doğ­ duğu yerden ve zam andan, gelişip ya­ yıldığı b ü tü n sah aları ve devirleri ta ­ k ip ederek günüm üze getirm ek ve el­ de edilen m alzem eyi yorum lam akla bu tü r term inoloji problem lerinden k u r ta ­ rabiliriz.

1 A hm et T alat (Onay) : a) «Türk Ş iirlerin in Vezni», İstan b u l 1933. b) «Halk Ş iirlerinin Şekil ve Ne- v ’i», İstan b u l 1928. Özellikle ikinci eserinde y a z a r halk şiiri örnekle­ r in i şekil ve tü r bakım ından ince­ lemiş, bol m ik ta rd a örn ek ler v er­ m iştir. Ö zet olarak k ita p ta Türkü, Koşma, D estan, Satranç, M âni, Se­ m ai şekil; dinî şiirler, ahlalayyat, k ah ra m a n lık şiirleri, güzelleme, m edhiye, m ersiye, hicviye, nazire, hezl, şathiyye, m uam m a... tü r ola­ r a k gösterilm ektedir.

2 H ikm et Dizdaroğlu, «Halk Ş iirin­ d e Türler», T ürk Dili, Türk Edebi­ y a tı Özeli Sayısı, A n k a ra 1968. Diz­ d a ro ğ lu ise m akalesinde, h a lk şii rin d e d iv an şiirindeki gibi b elir­ ginleşm iş b ir şekil anlayışının b u ­ lunm adığını ifade ederek, d a h a ön­ ce şekil o la ra k a ra ştırıc ıla rc a k a ­ bu l edilen h a lk şiiri örneklerinin tü r o la ra k değerlendirilm esini te k ­ lif etm ektedir. Y aza ra göre, âşık şiirinde şekil olarak k ab u l edilebi­

lecek o lan la r sadece koşm a ve mâ- ni’dir. D iğerleri bunların «türevi»- dir.

3 Ahmet Talat, eski Türk şiirine hiç dokunmadan kendi zamanında gün ışığına çıkarılan Anadolu sahası şiir örneklerine dayanmaktadır. Dizdaroğlu ise makalesinin giri­ şinde eski Türk şiiri hakkında, bil­ gi vermekte ve en eski türleri ta­ nıtmaktadır. İki çalışma da Türki­ ye dışındaki Türk şubelerinin âşık şiirini değerlendirmemektedirler.

4 Âşık tarzı! şiir geleneğinde şekil ve tü r m eselesine, sa h a d a çalışan bir çok ara ştırıc ı b ir vesile ile dokun­ m u şlar ise de, m üstakil b ir çalış­ m a o rta y a koym am ışlardır. B u ça­ lışm aların büyük bölüm ü D izdar- oğlu’n u n bibliyografyasında bu­ lu nm aktadır. Son olarak, Cem Dil- çin ta ra fın d a n hazırlan an «Türk Ş iir Bilgisi» (A n k ara 1984) adlı çalışm ada d a m eseleye A hm et Ta­ la t’ın görüşü çerçevesinde yaklaşıl­ m ıştır.

5 Bu konuda yapılan çalışmalar için bkz. M. Öcal OĞUZ, «Âşık Makam­ ları Üzerine Bir Değerlendirme», Millî Folklor 1, 7 (Eylül 1990), s. 22-29.

6 M ürsel Hekimov, «Aşık Şe’rinin Növleri», Bakı 1987.

7 A.g.e., s. 4.

8 A.g.e., aynı yer.

9 A.g.e., aynı yer.

10 A.g.e., aynı yer.

11 A.g.e., s. 5-57.

12 M. Ö cal Oğuz, «Âşık M akam ları Ü zerine Bir Değerlendirme» s. 23. F. K ırzıoğlu K ars yöresinden d e r­ lediği 216 m akam adm ı «Kars İlin­ den D erlenen H alk Saz ve Oyun H av aların ın Adları» adıyla yayın­ lam ak tad ır. (Türk K ültürü 22 (A- ğustos 1964) s. 200-203.)

13 M. Hekimov, s. 58. 14 M. Hekimov, s. 78.

15 M. Ö cel Oğuz,a.g.m„ s. 26. 16 M. Ö cal Oğuz, a.g.m., aynı yer. 17 M. Öcal Oğuz, a.g.m., s. 27.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu makalede küresel salgın sürecinde Kazakistan’da aytısın düzenlenmesi ve âşık atışmasında Covid-19 konulu şiirlerin işlenmesi değerlendirilmiştir.. Salgının

Ho: Ekonomideki toplam özel nihai tüketim harcamaları ile bağımsız değişkenler seti toplam özel harcanabilir gelir, mevduat faiz oranları, enflasyon oranları ve kredi kartı

• Bu çalışmada, uygulama okul ortamı, müdürü, öğretmeni, öğretim elemanı, öğretmen adayı, öğretmen adayı doyumu ve teknoloji kullanımı değişkenlerinin

Bu bağlamda aile içi rol-mesleki rol etkileşiminde kadınların annelik rolünü anahtar rol olarak kabul ettikleri, kadınların çalışma yaşamında yer almalarına rağmen hala

Bu resmin ihtiyacı olan çerçeve, sahnede dekoru oluşturan resimsi fona çerçeve olarak antik dekorun kemerli kapıları getirilince ortaya çıkan sahne önü kemeri

Bu türden geniş bir vergi tabanına sahip olmasalar bile küresel düzeyde gelir kaynağı olabilecek ve böylece global kamusal malların finansmanında kullanılabilecek

With these features, Minstrel Kahraman legends on the oc- cupation and liberation of Kars and told by Minstrel Şeref Taşlıova are an example of oral history text in terms of

Heyelan anlık gerçekleşen bir olay olup aşırı ve şiddetli yağış durumunda daha sık meydana