• Sonuç bulunamadı

Bütçe Açığı Finansmanı ve Enflasyon Vergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bütçe Açığı Finansmanı ve Enflasyon Vergisi"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M.Ü. İ.İ.B.F. Dergisi,

Yıl: 1995, Cilt:XI, Sayı:l-2, s.253-266.

BÜTÇE AÇIGI FİNANSMANI VE ENFLASYON VERGİSİ

İ.Erdeııi SOFRAa· Gelişınekte olan ülkelerde. parasal genişkmeye ö_nemli bir katkı, devlet bütçe açıklarının . finansman şeklinden gelmektedir. Diğer

taraftan, bilindiği gibi ,son zamanlarda, birçok gelişmekte olan ülkede mevcut enflasyonit baskının kendisininde bu ülkelerdeki bütçe açığını daha da büyütme eğiliminde olduğu ifade edilmektedir. Bunun nedeni, fiyat artışlarına bağlı olarak nominal kamu harcamalarının artmasına · karşın, kamu glirlerinin bunun gerisinde kalmasıdır. Bu durumda anan

bütçe açıkl";:ı.rının, ek parasal finansmanı gerektireceği ve böylece

enflasyoist baskıyı· hızlandıracağı açıktır. Bu bütçe açığı, bir ülkedeki

enflasyonist döngüyü kendini .besler hale getirmektedir: (ATAÇ, 1991:

:172)

Burada bir konunun belirtilmesi g~rekmektedr. O da, kamu .

harcamalarının bütçe açıklarını arttırma yönünde etkili olduğu ve

gelişmekte olan ülkelerde bu yönde sorunlarla karşılaşıldığıdır. Gözden

~açırılmaması gereken nokta; bazı ülkelerin1 bilinçli olarak, açık fınansrrianla ekonomik büyümeyi fiyat istikrarı amacına tercih e~?1eleridir. Böylece, fiyat harcamalarının . kontrolü konusu, kısa

d?nemde değiştirilmesi zor olan bazı yapısal etkenler ile ilgili olabildiği

gıbi, bilinçli ·bir politik terçih ile de . ilgili olabilmektedir (ATAÇ, 1991,: 174} . . .

. · Kamu . ve/veya bütçe açığı iç borç ve dış botç ile finanse edılebilmektedir. Bu· arada, özell*le gelişmekte olan ülkelerde açığın Me~·kez Bankası kaynakları ile finanse edilmesi, enflasyonist sürece etkıleri · açısından, kapsam olarak iç borçlann_ıa sayılan Merkez

~~~~asıı:d.

an

bor

ç

l~nmayı,. bor

ç

lanmanın

ekonon~ik

etkile_'.·ini

ayrı

.

bir

oluınde ıncelmeyı gereklı kılmaktaclır. Kamu ve/veya butçe açıkları

nasıl finanse ediliı:-se edilsin belli bir dönem için toplam nominal talebi · · Yll~arı çekecektir. ilgili dönem itibariyle toplam arzın düşük kalması

halınde,

fiyatlar genel seviyesi yükselme

eğilimine

girecektir. · Kamu açıklarının finans4nan kompozisyonu,- dönem itibariyle gerçekleşecek ~r~:lan:ıa enflasyonu değiştirmeyecek, ancak dönem. içinde enflasyon~ın f~ı-k]ı ıvmelere sahip olmasına neden olacaktır; ıç ve dış borç ıle

ınanse edilen açık cari dönemde oluşacak enflasyonu, borç stokunun

(2)

monetizasyon yoluyla finanse edilen açıklar aynı dönem içinde

enflasyonist olmaktadır (DPT, 1993,:36).

Kamu ve/veya bütçe açıkfarının finansman kompozisyonu,

dönem itibariyle gerçekl~ş~cek ~nalama enflasyo.nu değiştirmeyebilir, fakat bu finansman yöntemlerinin ekonomik ~tkileri farklı sonuçlar. yaratabilmektedir.

KAYNAKLARDAN BORÇLANMANIN EKONOMİK ETKİI.ERİ

Kamu kesiminin açık verdiği durumlarda ekonomide oışsal fonlarla finanse ·edilmesi gereken iki kesim olacaktır. Bu koşullarda

şirketler ve kanu kesimi ekonomide oluşan fazlaları kendilerine

çekmek iÇin rekabet edeceklerdir. · Kamu kesiminin mali piyasalarda oluşan fazlalara ilave bir talep oluşturması kuşkusuz bu fonların fiyatını

(yani faiz oranını) yükseltecektir. Faiz oranının yükselmesi özel kesimin dışsal finansmanıni daha pahalı hale getirecektir. Bu durumda, fon talebinin faiz esnekliğine bağlı olarak özel kesim fon talebinde belirli bir geril me olacaktır. Diğer bir deyişle, kamu kesiminin fon

aktarma amacıyla mali kesime girişi, özel kesime aktarılacak fonlarda bir gerileme yaratacaktır. Bu durum, özel kesimin mali piyasalardan

dışlanması (crowdingout) olarak tanımlanan olgudur (İTO, 1989,: 19-20).

Kamu kesimi kendi açıklarını finanse etmek için ım1li piyasalara doğrudan kendi mali araçlarıyla girebildiği gibi mali araçlarının plasmanında diğer mali kurumları (bankaları) da kullanabilir (TÜSiAD RAPORU, 1990,:74). Bu alanda devlet, özel kesimin plase ettiği hisse senedi, tahvil gibi araçlarla rekabet etmek durumundadır. Bu bağlamda bir zorunluluk yoksa sonuç, faiz oranlarının yükselmesidir. Yalnız bu

arada para arzında. da bir aıtış olabileceği gözden kaçmamalıdır. Para

talebinin para arzını aşması faiz oranlarını yükseltmektedir. · . Bu

yükselme ise hem özel kesimin yatırımlarını caydırıCı - etkide bulunabilir, hem· ele bu kesimin ma.li piyasalardan fon talebini

geriletebilir. ·

DIŞ ~~AKI.ARDAN BORÇLANMANIN EKONOMİK ETKiLERi

Uluslararası dış yardım ve borçlanma yoluyla yabancı ülkelerden

alman kayn~k~ar, :~ıwnonıi üzerinde değişik etkiler gösterir. Dış borcun bır ekonomı uzerıncle yaratacağı etkiler, o borcun koşullarına bağlıdır.

(3)

Dış

borcun faiz

oranı,

ödemesiz süresi, vade

yapısı, ülke

.~ma

l-proj

tek~oloji

bağlılığı

v.b.

koşulları;

diş

borcun ekonomide

yaratacağ

ı

etkılerin belirleyicisi olur.

..

ş

borcun

eko

noı

~li

üzerinde

yaratacağ

ı

sonuçlara etki eden fak_torlerin

çeş

itliliği

ve

dış koşullarının karmaşıklığı

nedeniyle,

dış

boıcun

fayda ve maliyetinin

sayısal

olarak ölçümü son derece güçrür. MERKEZ BANKASINDAN BORÇLANMANIN EKONOMİK

ETKiLERi

Kamu maliyesi literatüründe Merkez Bankası faaliyetleri iskonto ?ranlarının indirilmesi sonucu gelir sağlamakla ilgilenmez, çozmek ıstediği problem, parasal sistenlin istikrarıdır (TIMBERLAKE 1965,:

137-138).

Böyle bir tanıffilama, Merkez Bankasının bir takım

fonksiyonlarını

ve etkilerini.

açıklamakla

daha da anlam

kazanacaktır

.

~

~v

l

et

in,

Merkez

Bankasınd

an bor

ç

lanm

as

ı

,

yeni (ek) bir

satınalnıa

gucü yaratır. Bu bir sonuçtur (EROL, 1992,:51-52). Merkez Bankasından

borçlanmanın

ticari bankalardaki etkisi, mevduaun

a

ş

ı

biçiminde ?rtaya çıkabilir. Bu ise kredi ve fonların artması sonucu ekonomi

uzerinde genişletici etki yapabilir. Bu nedenle, kamu ka@r birimlerinin

Merkez

Bankasının özerkliğini

ihlal ederek Hazinenin bir

yardım

c

ı

~urumuna sokmaları, bankacılık ~esirnini aynı

zamanda enflasyonu da

fınanse

eden bir kesim durumuna getirmektedir.

İ

ç

borçlanma ve ınonetizasyon kamu ve/veya bütçe açığını finanse ermek için çok sık

~u_IIanılan

araçlar haline

gelmiştir.

Özellikk az

geli

şm1ş

ülkelerde,

ıstı~rar politikaları uyarınca dış borç servisinin yerine getirilmesi amacı d?grultusunda gerekli

finansmanın

büyük çapta devalüasyonlar veya '

du

şük

fakat sürekli kur

ayarlam

a

l

arı

ve emisyon hacminin • antırılmasıyla sağlandığı görülmektedir (SÖNfv!EZ, 1993,: 18-20). Bu

uygulamalar sıkı para politikasının ve denk bütçe politikasının yasama

geçirilmesini engellemekte, hatta bütçe açığının kısılması söz konusu · olsa bile enflasyonun hızlanması kaçınılmaz gözükmektedir.

k ~apılan tanımlamalar ve ·açıklamalar ışığında, · ülkemizdeki

onsolıde bütçe nakit açığı kompozisyonunu incelemek

(4)

TABL0-1

KONSOLİDE BÜTÇE NAKİT AÇİGİ FİNANSMANININ TÜRKİYE KOMPOZİSYONU

YILLAR DIŞ BORÇ(NET) İÇ BORÇ(NET) M.E.(NET) DİGER

I , 1980 11.84 17.76 67.76 -2.64 1981 67.56 94.59 105.40. -167.55 1982 -7.22 51.20 19.27 36.75 1983 .-48.90 39.56 39.56 69.78 1984 32.55 41.03 18.51 -/.91 1985 -25.11 80.53 29.42 15.16 1986 -0.37 71.32 16.02 13.03 1987 -10.36 70.49 13.83 26.04 ·1988 4.46 71.60 17.12 -6.82 1989 -4.96 85.70 5.61 13.65 1990 3.31 79.10 2.60 14.99 1991 5.74 45.08 32.06 17.12. 1992* 7.07 59.0 ~l.30 2.63 1993** 2.45 46.89 50.64 0.02 • Tahmin ** Pr9gram

Kaynak : HDTM Verilerinden Hesplanmıştır.

Konsolide· BÜtçe Nakit Açığı Flnansmanının Kompozisyonuna baktığımızda 1981-90 yılları arası net dış . borçlanmanın payı dış dengedeki geli9meler doğrultusunda azalnuş, net iç borçlanmanın· payı

ise artnuştır. Iç borçlanmanın tırmanmasına koşut olarak Merkez Bankası kaynaklarına başvurmanın azaldığı gözlenmektedir. Nitekim

198l'de o/o 105.40 olan nakit açığı finansmanındaki pay, 1990'da o/o

(5)

: dönüş gerçekleşmiştiı-. Merkez Bankası kayna~lanna yeniden hızlı bır 0 , i asarak denge Hatta 1993·

programında

öngörülen

payın

%

5

Y

sağlama amacından saptığı belirtilebilir. ·

. RiNJ.EŞME

ENFLASYON, KAMU AÇIKLARI,

FiNAN~AL

DE

GÖSTERGELERİ

. le ıne göstergelesi Enflasyon, kamu açıkları, finansal denn ~ı geçen ülkeler,

arasında

ilişki

kurarken,

kullanacağımız

tal:>lolarda ad· klan ekonomik Avrupa

Toplul:1ğl! iÇin~.e

yer_ alan ve içinde_

bulu;k~nonıik koşull

ar

koşullar itibarıyle henuz saglıklı bulundukları bazı noktalarda

itibariyle henüz sağlıklı bir yapıya kavuşaınaınıŞ ve olduğu kabı:.ıl Türkiye ile karşılaştırılabilecek benzer yapılarının

edilerek seçilmişlerdir. ·

~

TABL0-2 GSYİH DEFLATÖRÜ

rüRKiYE

·YILLAR İTALYA İS~ANYA YUNANİSTAN

94.9 1980 17.2 14.2 17.7 42.4 1981 15.1 12.0 19.8 . 28.4 1982 11.6 13.8 25.1 26.l 1983 8.9 11.6 19.1 49.4 1984 7.9 10.9 20'.3 51.6 1985 6.0 8.5 17.7 34. 6 1986 6.6 .1ı.1 17.5 34.7 1987 6.2 5.8 14.3 72.4 1988 7.5 5.7 15.6 73-9 1989 7.3 7.0. 12.8 54.9 1990 7.5 7.3. 20.5 57, 3 1991. 7.3 6.8 . 19.5 ORT.1980-91 9.1 9.6 18.3 51.7 LI iran · 1993). Kaynak_: DPT (Temel Ekononıik Göstergeler, .l. az

(6)

TABL0-3 Kamu Kesimi Borçlanma Gereği/GSYİH

YILLAR İTALYA İSPANYA YUNANİSTAN TÜRKİYE *

1980 8.S 2.6 8.0 8.7 (10.5) 1981 11.S 3.9 14.0 4.0 (4.9). 1982 11.3 S.6 13.0 3.S (4.3) 1983 10.7 4.8 11.0 4.9 (6.0) 1984 11.6

s.s

ıs.o· 5.3 (6.S) 1985 12.6 6.9 18.0 3.5 - (4.6) i986 11.6 6.0 14.0 3.6 (4.7) 1987 11.0 3.1 13.0 6.o (7.8) 1988 10.8 . 3.2 ıs.o 4.7 (6.2) 1989 . 9.9 3.5 20.0 S.2 (7.1) 1990 10.9 3.6 21.0 7.S (10.5) ·1991 10.2 18.D 10.4 (14.4

Kaynak : DPT (Temel Ekonomik Göstergeler, Haziran 1993).

* : ESKİ SERİ.

I TABL0 -4

M3/GSMH

YILLAR İTALYA İSPANYA YUNANİSTAN TÜRKİYE *

'1980 . 81.7 1981 84.8 69.1 1982 84.5 83.9 70.7 1983 82.8 83.4 72.1 31.1 38.0 1984 82.9 82.7 76.4 31.2 .38.6 1985 83.0 78.6 80.6 31.9 41.3 1986 81.l 71.2 81.2 · 32.9 43.S 1987 83.0 68.6 88.8 35.9 47.0 1988 84.2 68.1 90.9 33.2 44.3 1989 87.3 67.4 . 96.8 31.9 44. l 1990 88.0 '69.S 92.7 29.8 41.S 1991 88.7 33.6 46.7 ORT. 84.5 76.4 81.9 42.8 32.4 I

Kaynak : DPT (Temel Ekonomik Büyüklükler, Haziran 1993).

..

: Yeni Seri

NOT: Türkiye için FSMH rakamları kullanılmış ve M3 kapsanıma devlet tahvili ve hazine bonosu ilave edilmiştir.

(7)

,

Herhangi bir ekonomideki finansal yapı, kamu ve/veya bütç

açığı-enflasyon ilişkisine farklı bir boyul kazandırmaktadır. Mali anlamda derin bir ekonomide, kullanılabilir fonların rekabetçi bir ortamda fiyatlandırılması otomatik ·olarak bu fonların maliyetini

düşürecek ve kamu kesiıni", en azından borcun vade yapısı üzerinde kritik karar alabilecektir. Yukarıda verilen tablolardan da görüleceği

üzere, mali derinleşme arttıkça kamu ye/veya bütçe a ığı-enflasyon

ilişkisi zayıflamaktadır.

Aynı cevrede karşılaştın.iması gerek n bir diğ r ·unsur R<:>zer} Para ve Para Arzı arasındaki para yaratma ili kisidir (Para Carpanı).

Kredi piyasalarının rekabetçi bir anamda olu abilmesi rezerv paranın para yaratma etkisini aıtqrmakta ve _dü ük bir rezerv para ile nispeten yüksek parasal büyüklükler elde edilebilmektedir. Kr di pi)asafarının

etkin çalışmadığı bir oıtamda salt emisyon , oluyla mali derini me

sağlanamamaktadır.

Ekonoınik birimlerin mal ve para piyasalarında oluşacak fi atl·ıra ·ilişkin bekleyişlerinin iyimser olduğu bir ortamda bir ancl:ı geni_ ley"'n kamu kesimi arızi bir_ durum olarak leğerlendirilecek ve kamunun açıkları arızi bir durum olarak deg rlendirilec k v kaı1ıunun eı~tlasyon vergisi geliri en yüksek d\.izeyde ·ger, .kleşecektir. Bekle) işler ile

gercekleşrneler arasındaki sarmal ancak tüm ekonomik birim] rin bir

uzlaşım çevresinde hareket etmeleri ile kırılabilecektir (D.PT_, 1993 :39}

Bir ülkede yaşanan büt:çe ve/veya kamu açıklarının finansmanı ile enflasyon ilişkisini kavra) abilmek için; bu ülkenin içinde

bulunduğu ekonomik koşullaı:a, ülkenin yapısal özelliklerine, finansal

yapısına dalıa doğrusu makro-ekonomik d ngeleıini oöz önünde bulundurmak' gerekmektedir.

Bütçe açığı-enflasyon ilişhsinin bir bütün olarnl-:.

değerlendirilebilmesi için, özellikle AGÇJ'ler için belirleyiciliği daha yüksek olan psikolojik ve siyasal faktörlere değinmek ,ger<:>kınektedir.

PSİK.OLOJIN FAKTÖRLER

Geri kalmış ekonomilerde el vler bor !arının miktarı ve bünyesını değiştirecek, toplam harcamaların s<:> i) esinde ayarlanıaları ınünıkün

kılacak bir ortam mevcut değildir. Bunun için· gerekli ıııücssesder

kurulamamıştır. devlet borçlarının, para politikasının eLkili bir aracı

olabilmesi için, halkın tasarruflarını hisse senedine ve tahvil alıııılanna

(8)

.tedavül ettıgı sermaye piyasasının . bulunması gerekir (SAVAŞ, 1986,: 143-145).

Kişiler; geleceğin belirsizliği, gelecek güvencesi, s~ğlık gibi çeşitli

güdülerle tasarruf yaparlar. Bu birikimlerin değerlendirilmesin?e . d~,

anılan güdülerin büyük rolü olur. En önemlisi enflasyonun etkılennın

hissedildiği bir toplumda, bahis· konusu olan etkileşimlerin bir kat dah~

artmasıdır. Gelecekle ilgili beklentiler; sonuçta enflasyonu . kendı

kendini besleyen bir olgu haline dönüştürür.

SİYAS.Al. FAKTÖRLER

Toplumda köylüler, işçi sendi~aları, büyük iş adamları ve devlet

memurları (bürokrasi) gibi çeşitli 11özel çıkar grupları11 vardır. Bu çıkar

grupları, topluma oranla, politik enformasyon toplamaya daha çok

kaynak ayırabilir. Bu gibi gruplar için politika ile ·ilgili ·olmak,

çıkarlarını maksimize etmek açısından, tamamen rasyonel · bir ·

. davranıştır.

Toplumun genel olarak politik konularda ilgisiz ve bilgisiz

davranması, buna karşılık çıkar gruplarının politika ve. politikacılarla

çok sık bir ilişki içinde olması başta bütçe olmak üzere bütün yasaların

11

toplum çıkarı11ndan çok özel çıkar gruplarının çıkarını gözeten bir nit,elikte olmasına yol c:.çar. Bu nedenle 11toplum çıkan11, günlük politikada çok ender ~allerde ön~m ve ön~elik taşır.

Konuya daha somut bir nitelik kazandırmak anlamında, ·

Türkiye'den bir örnek verni.ek gerekirse; Türkiye'de 30 milyonun

ü~e.ı~i~de seçm~n bulunmasına rağmen (1.960.000 gerçek + 970.00~ g~~uru +. 4.5 mılyon ücretli) olmak_ü~~re yaklaşık 7.5 - 8 milyon verg~

mukellefı bulunmaktadır. Demek kı Turkiye'de seçmenlerin %75'i vergı mükellefi değildir (AKALIN, 1993,:4-5). Seçmenlerin %75!inin vergi .

m~kell

e

fi

ol~adığı

. ?ir

<l

e

mo~rasi~~

siyasal iktidara gelme

yol~

ka

ı

ş

ılıksız

ya

nı v

e

rgısız

kamu

hızm

e

yani kamu

harcaması

taahhüdu

olmaktadı ·. '

11 •

Nihay~t

, ~er~~z Bankası başta

olmak üzere, bir ülkenin

b

a

nk~Iar

.

sıstenu

bıı

tarafdan ekonomik

kalkınma

ve büyüme için

gereklı fınansmanı temin etmek dı·g-e t f d rzını

t1 · , r ara tan a para a '

enk. asykonba.

Yb~

1

.

a

1

ç

mam

~k

için kontrol

a

ltında

tutmak gibi iki önemli ve

sı sı 11 ırıy e çelışen ·· · . · d rı

1 1ang· ıs· ının · o.. nce 1 i k ı gorevı

-

.

yerme· getirir Bu iki görev

·

e

gerektirir ve b k . tazanaca?ı ıse büyuk ölçüde politik kararları u aıar ar da çogu defa aykırılık yaratır. · · .

(9)

Türkiye'de · özellikle son birkaç

yıldı

kamu iç borçlanma senetleri.ne uygulanan faiz

oranlarının

nominal olarak %90'lara

;~rınandığı

görülmektedir. Bu

şekilde

yükselen faiz oranlan

reel ve

~~<l;nsal sektörleri kaçınılmaz şekilde etkilemektedir.

Bu durumu Sinans fonmez şu şekilde ifade etmektedir "I-Iükümet

para basma yolu} la

ı~an__sal

.~

çığı

·kapatmak ve. iç borç

stoğunu

eritme oluna angaje

.

~

ugu olçüde enflasyonist

baskı

şiddetlenecektir.

Bir

başka deyişi,

sıy~sal

Yönetimler ·iç borcun

baskısı

arttığı

ölçüde enflasyon vergisi!1i

g~Iır

.

sağl

.

amak

için bilinçli olarak kullanma

eğilimine

sahip

.

0

abıimekte,

bu

bağlamda

ana sorun inaksimum

gelir elde etmek için

(g;:,ekli olan optimu1)1

enflasyon düzeyini saptamaya

dönüşmektedir"

ONMEZ, 1993. :3-4)

. Yukarıdaki ifade, enflasyon vergıs

ının boyutlarının . analzi

~dıI.ı:nesi gerekliliğini

ortaya

koymaktadır

.

Şöy

l

eki;

Enflasyon

vergisi

d:~'l:rin

bir bölümunde normal vergi

gelirlerine

~~t~rn~.ti~.

olarak şunulmektedir .. Parasal getiri sağlamayan

veya getınsı . duşuk olan·

~ad~siz

mevduatin enflasyon vergisin

e tabi

tutulması

sonucunda, . azıneye, ve bankalara uygulanan

inunzam karşılıklar, ihtiyatlar .

~\nırına bağlı

olarak, bankalara kaynak

aktanlı

:

nası

.

~ö~

konusu

maktadır. Ancak yu·· ksek oranlı bir enflasyon

vergısının parasal

rab

·

. anın aşınmasına yol açma olasılığı

mevcuttur. ·

. . . . Bu açıklamalar ışığında, enflasyon

verg{sinin boyutları Türkiye

gıbı gelişmekte

olan bir ülke için analiz edilebilir.

Enflasyon Vergisinin Boyutları

~~~~~~~~~~~~T='.AB==L~0~-~5~~~~~~~~~~~­

-=---. Par. Taban/GSMH(%) Enf

. Oranı Enf. Vergisi/GSMH(%)

1980~~~~~-=-~ 1 · ~-=--~~~~~~--:-=-~~~~~~-:-1 9.8 . 107.2 10.5 98} 10.8 36.8 / 3.9 1982

o

1 11.4 27.0 3. %3 . 35 11.8 30.5 . 1984 5 5 11.0 50.3 . 1~85 4 2 4 4 1986 10.2 3. . 1 9.9 29.6 2.9 987 8.6 32.0 2.7 1988 . 9.0 68.3 6.1 1 1989 9.4 69 .6 6.5 990 4 4 8 3 53.1 . 1991 . 1 • . -:-:-::.___ 8.0 55.3 4.4

~aynak

: DPT ve T. C. Merkez Bankası · verilerinden yararlanilarak

(10)

Yukarıda hesaplanan enflasyon vergısı brüttür; henüz

enflasyonun vergi gelirlerinde reel olarak yol açtığı sonuç

hesaplanmamıştır. Söz konusu etkiyi belirlemek için öncelikle vergi

tahsilatındaki ortalama yasal geecikmeyi bulmak gereklidir. Bu

hesaplamada konsolide bütçe gelirleri içinde, önemli paylara sahip

olan verigileri dikkate almak gerekmektedir. Gelir vergisi, kurumlar

vergisi, KDV ve dış ticaretten alınan vergilerin toplamı 1984-92

kesitinde (ithalde alınan katma değer vergisinin 1981-84 yıllarına ait

bilgilerinin yürürlükten kalkan vergiler olması nedeniyle alınmamıştır)

konsolide bütçede yer alan toplam vergilerin içinde o/o 84.61lık bir paya

sahiptir.

Vergi Tahsilatındaki Ortalama Yasal Gecikme

TABL0-6

Konu Olan Vergiler

İçindeki Payı (%) GELİR VERGİSİ (1) 30 GELİR VERGİSİ (2) 15 KURUMLAR VERGİSİ 15 KDV 33.3 DIŞ TI CARETTEN ALINAN VERGİLER GECİKME SÜRESİNİN AGIRLIKLI ORT. 6.6 Gecikme Süresi (Ay Olarak)

1.5

12.5 13.5 ·1.s .. 4/98

Kaynak : Maliye ve Gümrük Bakanlığı verileri kullanılmıştır.

(1) : Kaynakta kesilme ·

(2) : Beyanname usulü

Gecikme sürelerinin bu sekilcie gosterdikten enflasyon

ve~g~sinin

. reel·

e

t~isini

ortaya koyabilmek

amacı

la

s

.

~

~~~syonun

ve.·

veıgı tahsılatınclakı

gecikmelerin Y

(11)

Aylık Enf.Orarı ını ~ o ' 1 L ı.s L 2 L 3 ...._ 3.5 L 4 L s L.... 6 ..___ . 7 .8 ...__ 9 ..__ 10 f-.:-. 20 ı-_ 30 ~ 40 '----50 ~ TABL0-7

Enflasyonun ve vergi Tahsilatındaki Gecikmal~ Reei

Vergi gelirleri Uzerindeki Etkileri

Aylık Vergi Tahsilatındaki Gecikmeler

o

1 2 3 4 5 6 7 8 ·9 10 11 1.00 1.00 1.00 1.00 l.00 1.00 1.00 l.00 1.00 1.00 ı.oo 1.00 l.00 , 0.99 0.98 0.97 0.96 0.95 0.94 0.93 0.92 0.91 0.90 0.90 l.00 0.99 0.97 0.96 0.94 0.93 0.91 0.90 0.89 0.87 0.86 0.85 1.00 0.98 0.96 0.94 0.92 0.91 0.89 0.87 0.85 0.81 0.82 0.80 •ı.oo 0.97 0.94 0.91 0.89 0.86 0.81 0.81 0.79 o.n 0.74 o.n 1.00 0.96 0.93 0.90 0.87 0.84 0.81 0.78 0.76 0.73 0.70 0.68 1.00. 0.96 0.92 0.89 0.85 0.82 0.79 0.76 0.73 0.70 068 0.65 1.00 0.95 0.91 0.'86 0.82 0.78 0.75 0.71 0.68 0.65 0.61 0.58 1.00 0.94 0.89 0.&4 0.79 o.'75 0.70 0.67 0.63 0.59 0.56 0.53 1.00 0.93 0.87 0.82 0.76 0.71 0.67 0.62 0.58 o.~ 0.51 0.48 1.00 0.93 0.86 0.79 0.74 0.68 0.63 0.58 0.54 0.50 0.46 0.43 l.00 0.92 0.&4 o.n 0.71 1 0.'65 0.60 0.55 0.50 0.46 0.42 0.39

-l.00 0.91 0.83 0.75 0.68 0.62 0.56 0.51 0.47 0.42 0.39 0.35 !.()() 0.83 0.69 0.58 0.48 0.40 0.33 0.28 0.23 0.19 0.16 0.13 !.()() o.n

.

0.59 0.46 0.35 0.27 o.2i 0.16 0.12 0.09 0.07 0.06 1 l.00 0.71 0.51 0.36 0.26 0.19 0.13 0.09 0.07 o.os 0.03 0.02 !.()() 0.67 0.-44 0.30 0.20 0.13 0.09 0.06 0.04 0.03 0.02 O.Ol 12 1.00 0.89 0.81 0.79 0.70 0.66 0.63 0.56 0.50 O.H 0.40 0.36 0.32 O.il

'

0.04 0.02 O.Ol

(12)

Yukarıdaki tablo, ebflasyonun ve vergi tahsilatındaki

gecikmelerin reel vergi gelirleri üzerindeki etkisini ölçmektedir, şu

formül yardımiyla oluşturulmuştur;

1

R

· R : Toplanan 1 TL. 'lik vergının reel değeri (fiyat ölçümünde

kullanılan değer ise verginin salındığı dönem.

·p : Aylık enflasyon değeri.

n : Gecikme dönemi (aylık olaraka) (TANZI,1977,:157).

Yalnız bu formül aracılığıyla oluşturulan tablonun kullanıminda,

verginin gelir esnekliğinin l'e eşit olması gerektiği belirtilmelidir.

Yapılan hesaplamalar, Türkiye'de bu değerin 1 'e yakın olduğunu

gostermektedir. ·Bu açıklamalaı: sonucunda, örneğin 1989 yılınpa· aylı~

.ortalama fiyat arışı o/o 61dir. Bu _enflasyon oranı 1 TL.'lik reel vergı

gelirinin 0.750'ye

düşmesine

.

yol açmaktadir (ortalama gecikme süresi

6

ay olarak kabul edilmiştir). 0.250 liralık bir reel kayıp söz komısudur.

BÜ oranın aynı yıldaki konsolide bütçe vergi gelirleri toplamı/GSMH

oranı. ile çarpılması sonucunda makro düzeydeki etki bulunmaktadır.

1989 yılında vergi gelirleri toplamı/GSMH oranı % 14.9'dır ve böylece

. reel vergi kaybının GSMH'ye oranı 0.03~ olarak bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar· enflasyon vergisi/GSMH oranınin Latin

Amerika ülkelerinde, OECD ülkelerine göre daha yüksek olduğunu·

ki beklenen bir sonuçtur - ve e.n önemlisi enflasyon vergisinin parayı

elde tutanlara daha az, mevduat olarak yatıran ve ödünç alanlara daha

çok yansıdığını göstermektedir . (BROCK, 1984,: 138):

. '

SONUÇ

Bu .. noktada akla gel~n husus para politikaları ile finansman

politikalarının arasındaki koordinasyon problemidir. Hazine açısından

böyle bir koordinasyonun olabilmesi .için gerekli, olan koşullar:

(1-) iyi bir nakit palnlaması

(2-) Bunu sağlamak için samimi ve gerçekçi bir bütçe, bunun

(13)

q

-

)

iyasi otoritenin bütçenin rakanuna değil makro hedeflere ilişkin kaygılarının ağıır basmasıdır.

Bütçe

açığır:ıın finansmanı

özellikle

gelişmekte

olan ülkeler

açısından büyük önem arzetmektedir. Finansman yönteminin

ekonorrµk etkileri, siyasi otoritenin karar almasında rol oynayacak

öneinli bir l}riterdir. Ayrıca bazı gelişmekte olan ülkelerde,

hükümetlerin enflasyon vergisini bilinçli bir şekilde kullann~ası, istikrar

programlarının uygulama ya koyma tarihleri ile bu tarihdeki enflasyon

oranının çok yükse_k oluşu ve dolayısıyla enflasyon vergisinin

maksimum düzeyde gerçekleşmesi dikkat çekici bir durumdur. ·.

. Bu aşamada bilinen bir gerceği vl.ırgulemekte yarar vardır: Açığı

fınanse eden hiç bir araç, vergilendinneye ve kamu harcamalarının sınırlandırılması ve verimliliklerinin arttırılması politikalarına alternatif değildir. Bunlar sadece sorunu derinlestirerek ertelemektedir. · ·

. KAYNAKÇA

Akalın, G. ; "Türk'iye'cle Bütçe Harcamalarının Genel Bir

Değerlendirilmesi", 9.Maliye Sempozyumu Bildirileri

içinden, Silifke, Mersin, 1993. ·

Ataç, B. ; Maliye Politikası, Anadolu ünv. Eğitim Sağlık ve Bilimsel

Araş. ·Çalş. Yayını, No:86, 2. Baskı, Eskişehir, 1991.

Brock, P.L. ;

"Inflatıonary

Finance in an Open Economy", Joumal of

Monetary Eco.nomics 14 (1984) 37*53. Nort\1-Holland.

'

DPT·; Ekonomik ve Sosyal Göstergeler

0950

~

1992),

Yayın

ve

T~msil

Dairesi Bşk., Ankara.

Erol, A. ; Ekonomik Etkileri

Açısından

Türkiye'de Devlet Borçlan·

(1981-1990), Devl.Bütç. Uzm.Araş.Rap.Diz.Sıra No:2,

.Ankara. · .:

---:_İTO

; "Kamu

İç Borçlann,;asın;n

Kamu

Dışı

Kesimler

İçin

Kullanılabilir Kaynaklar Üzrindekr .Etkisi\

No:i/89.4.342, İstanbul. '

Savaş,

V. ; "Bürçe

Açıkları

Finansmanı

ve Enflasyon", 9.Maliye Sen:ıpozyunıu bildirileri içinden, Silitl.;.e, Mersin, 1993.

(14)

Tanzı, V. ; "Inf1ation, Lags in Collection, and the Real Value of Tax Revenue", Staff Papres, International Monetaıy Fund, Vol.24, pp.154-67, Washington 1977.

Timberlake, R.H. ; Money Banking And The Central Bank, Library

of

Congress Catalog Card No: 65-14808, New-'york, 1965. _ _ _ _ ,TÜSİAD; "İç Borçlanma (Durum ve Sorunları)", Tüsiad,

. Yayın·No: T/87.5.101, İstanbLİI, 1990.

I

Referanslar

Benzer Belgeler

David Lawrence expresses concern over a secrecy bill in consideration which would make it illegal to divulge information declared secret by statute or by the head of any

2. Biological variation and diagnostic accuracy.. of dehydration assessment markers. Blood and urinary measures of hydration status during progressive acute de- hydration. A

Ayrıca Meriç Deltası Odonata Faunası’nın çalışılması, öncelikle 2005 yılında Milli Park ilan edilen Gala Gölü Odonata faunasının ve aynı zamanda 2008

A newly developed computer program, named as EPRES, to help for the resolution of poorly resolved complex Cu2+ and VO2+ ions doped single crystal EPR spectra is

It was determined that students thought, science logs helped them to relate science and technology with daily life, also they liked keeping science logs. According to these findings

Bu çalışmada tanı anında metastatik evrede olan KHAK hastalarında ilk seri tedavide karboplatin veya sisplatin seçiminin sağkalıma etkisini ve bu hastalarda

Bizim hastamızda görme fonksiyonları açısından kayıp olmamasına rağmen, BT de orbita süperomedialinde apse formasyonu mevcuttu bundan dolayı cerrahi tedavi yapıldı ve

Masaüstü bilgisayarlarda kullanılan en yüksek depolama kapasitesine sahip sabit disk 2TB ve Western Digital tarafından 2009 başlarında piyasaya sürüldü.. Aradan bir yıldan