• Sonuç bulunamadı

İlk araba vapurları:Suhulet & Sahilbent

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlk araba vapurları:Suhulet & Sahilbent"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

77

b M '

I h z j

1

if 5

lG fir p errri e 5.

(2)

İlk araba vapuru Suhulet, dizel motoru takılıp bacası yok edildikten sonraki yıllarda Kabataş yolunda (Fotoğraf, Selahattin Giz). / The first car ferry, the Suhulet, plying her way to Kabataş after being fitted with a diesel engine and having her funnel removed (photograph by Selahattin Giz).

Yaklaşık kırk yıl öncesine kadar, Boğaz’ın karşı­ lıklı iki yakası arasında otomobil, kamyon, kam­ yonet, hatta at arabası taşıyan iki emektar araba vapuru vardı. Birinin adı “Suhulet”, diğerinin ise “Sahilbent” idi. Baştan sona açık güverteleri, ko­ caman çarkları, uzun siyah bacaları ile bu birbiri­ nin eşi iki vapur, İstanbul limanında çalışan tek­ nelerin en eskilerindendi.

Bu güngörmüş iki vapur, geldikleri günden beri Boğaz’ın iki yakası arasında gidip gelerek belki de bir rekorun sahibi olmuşlardı. Birinci Dünya Savaşı günlerinde de, düşman mermileri altında cepheye asker ve cephane taşımışlardı. İkisi de Şirket-i Hayriye’nin siparişi üzerine İngiltere’de in­ şa edilmişti.

O tarihlerde Şirket-i Hayriye, Boğaz’da 20 yıla ya­ kın bir zamandan beri yolcu vapuru çalıştırmak­ taydı. Bu vapurlarla Boğaz halkının yükleri de ta­ şınıyordu ama, atların, arabaların, büyük baş hay­ vanların karşıdan karşıya geçirilmesi için özel ya­ pılmış vapurlara ihtiyaç vardı. Hepsinden önemli­ si, askeriyenin top arabaları ile bunların mühim­ matının bir yakadan öteki yakaya taşınması sıra­ sında büyük zorluklarla karşılaşılıyordu. Boğaz’da öyle bir vapur çalıştırılması gerekiyordu ki, güver­ tesi düz ve açık olduğu için atlar, arabalar, kata- nalar, koca toplar rahatça vapura alınabilsin; iki başı kapaklı olduğu için de tehlikesizce karaya çı- kartılabilsin...

Şirket-i Hayriye’yi yeni baştan kurarak 70 yıla ya­ kın bir süre daha hizmet görmesini sağlayan Girit­ li Hüseyin Haki Efendi, bir gün bu soruna çare bulmak amacıyla yeni tip bir vapurun kabataslak

Until around 40 years ago you would have seen two 19th century car ferries still carrying cars, vans, trucks and even horse and carts to and fro across the Bosphorus. One was called the Suhulet and the other the Sahilhent. These two identical fer­ ries with their long open vehicle decks, great paddle wheels and tall black, funnels, were not only the oldest o f the boats still working in Istanbul har­ bour, but one was soon to be hailed as the oldest working ship in the world.

Since the day o f their arrival in Istanbul they had plied between the European a nd Asian shores o f

the Bosphorus. They were already a good age dur­ ing the First World War when they carried troops and ammunition to the front, braving the shells o f the enemy fleet. Both had been built in England fo r the Istanbul ferryboat company, Şirket-i Hayriye. In the late 1860s Şirket-i Hayriye had been operat­

ing passenger ferries in the Bosphorus fo r nearly 20 years. These ferries carried freight as well as people,

but there was a need fo r ferries designed to carry horses, livestock, carts and coaches. Above all the army had serious problems transporting its guns, gun carriages a n d other heavy equipment from one side o f the strait to the other. A ferry was need­ ed with an open fla t deck which could be boarded easily a n d quickly by horses, vehicles a nd fie ld guns, and with a second ramp at the other end so that they could disembark without reversing. Hüseyin Haki Efendi o f Crete who had completely reorganised the Şirket-i Hayriye nearly 70 years earlier, made a rough drawing fo r a new type o f ferry which would resolve this problem. He showed

3 2

(3)

İlk araba vapuru Suhuletin ‘kardeşi’ 27 baca numaralı Sahllbentln orijinal halini gösteren en eski fotoğraf. Poyrazı arkasına almış, kocaman çarklarını döndürerek yol almakta (Fotoğraf, Sefahattin Giz). Altta, ilk araba vapurunun çizimini yapıp İngiltere’de inşa ettiren, Şirket-i Hayriye yöneticisi Giritli Hüseyin Haki Efendi. / Sahilbent was sister ship to the Suhulet, the first car ferry. This photograph shows the Sahilbent in the early days. W ith the northwest wind behind her and her great paddle wheels churning she is making good steam ahead (photograph by Selahattin Giz). Below is Hüseyin Haki Efendi of Crete, director of the Şirket-i Hayriye ferry company, who designed the first car ferry and commissioned its construction in England.

çizimlerini yapmaya koyuldu. Bitirince, umum müfettişlikte bulunmuş olan İskender Efendi’ye gösterdi. Sonra şirketin v apurlarının bakım ve onarımlarının yapıldığı Hasköy Tersanesi’nin sermimarı Meh­ met! Usta’yı da alarak üzerinde çalıştığı yeni vapur tipini daha da geliştirdi. Çizimi ortaya çı­ kan vapur, günümüzde “araba vapuru” veya kısaca “feribot” dediğimiz vapurların atası idi. Londra’daki Maudslay Sons & Fields tezgahlarına ısmarlanan, net 275 tonluk bu yandan çarklı tekne, Şirket’in önceki vapurları hep ahşap iken, saçtan yapıldı. Uzunluğu 45-5 m, genişliği de 8,5 m idi. 400 beygir gücündeki tek silindirli buhar makinesi ile saatte 7 mile yakın bir hız yapabilecekti.

8.000 İngiliz altınına mâlolan teknenin inşası 1872’de sona erdi, ama Londra’dan yola çıkıp Akdeniz’i katederek İstanbul sularına gelmesi uzun sürdü. Açık denize uygun olmadığından, şiddetli dalgalardan fazlasıyla etkilenmesi nede­ niyle yolculuk sırasında ciddi tehlikelerle karşı­ laşıldı. Sonunda İstanbul’a ulaşan tekneye, 26 baca numarası ve ‘kolaylık’ anlamına gelen Su­ hulet adı verildi.

Suhulet, sefere başlamak üzereyken, Boğaz’ın iki yakası arasında yük taşıyan kayıkçıların

direnişiy-the sketch first to İskender Efendi, a form er government inspector, a nd then to Mehmed Usta, chief archi­

tect at Hasköy Shipyard, inhere the c o m p a n y ’s steam ferries were overhauled and repaired. Mehmed Usta developed the d ra w in g in to a d e ta ile d design fo r what was to he the ancestor o f the car ferries still used in Turkey today. This first paddle steamer fo r ferry­

ing vehicles was built in Lon­ don at the shipyard o f Maud­ slay Sons and Fields at a cost o f 8 0 0 0 p o u n d s sterling, ft w eighed 2 7 5 tons, was 45-5 metres long a nd 8.5 metres wide, and had a single cylinder 400 horse­ power steam engine which could drive it at a speed o f nearly seven knots.

Although construction was completed in 1872 it took several months fo r the vessel to sail the long distance from London via the Atlantic, Mediter­ ranean a n d Aegean to Istanbul. She was not designed fo r sailing in the open sea, and in stormy conditions she narrowly escaped being wrecked several times on the journey. Finally she arrived safely, however, and was named Suhulet, meaning ‘to be easy’ as consolation fo r the difficulties o f the journey. It was ship num ber 26 in the Şirket-i

(4)

le karşılaştı. Ama ilk seferinde Üskü­ dar’dan Kabataş’a bir topçu bataryası taşıması, kayıkçıların engelleme gi­ rişimini boşa çıkardı. Bu ilk şefe- J rin ardından, Sultan Aziz, araba v a p u ru n u n “b a b a s ı” H üseyin Haki Efendi’yi bir nişanla ödül­ lendirdi.

Suhulet’in ne kadar yararlı ol­ duğu kısa zamanda görülünce, aynı tersaneye, onun bir eşi daha ısmarlandı. Ama bu tek­ nenin öncekinden daha güçlü olması için çift makineli yapıl­ ması şart koşulmuştu. Şirket’e 12 bin İngiliz altınına mâlolan 27 baca numaralı bu vapura da ‘iki kıyıyı bağlayan’ anlamında Salıil- bent adı verildi. İki vapurun da isim babası, ünlü vatan şairimiz Namık Ke­ mal’di.

Aynı yıllarda yapılmış vapurların çoğu, şu veya bu nedenle yokolup gitmelerine rağmen, bu iki vapur uzun yıllar boyunca Üsküdar, Kabataş arasında çalıştı durdu. 1911 yılında İtalyanlarla aramızda Trablus Savaşı patlak verdiği zaman Su­ hulet askerî sevkiyatın emrine verildi ve

Çanakka-But Suhulet’s difficulties were not over, despite the name. The Bosphorus boat­ men rose up in protest at the prospect

oj the new vehicle ferry stealing their trade, and if the passengers on its maiden voyage fro m Üsküdar to Kabataş had not been an artillery battery, they might have carried out their intentions to prevent the vessel sailing. Sultan Abdülaziz rew arded the f e r r y ’s ‘f a t h e r " H üseyin H a ki E fen d i w ith a medal following this first journey. The advantages o f the Suhulet were soon evident to everyone, a n d a se co n d ca r fe rry was ¥ ordered from the same shipyard that year. It was identical with the excep­ tion o f a seco n d en g in e f o r extra power. This was the Sahilbent which cost 12,000 pounds and became ship number 2 7 in the Şirket-i H ayriye fle e t. Like the Suhulet the Sahilbent - m eaning “lin king two shores” - was named by the fam ous Turkish poet

Namık. Kemal.

While other ferryboats built around the same time dropped out o f service one by one fo r various

rea-Jirket-i Hayriye nin eski umum müfettişlerinden İskender Efendi de ilk araba vapurunun çiziminde Hüseyin Haki Efendiye yardımcı olmuş, yol göstermişti (üstte). Selahattin G ize ait bir başka fotoğrafta Merkez Bankası’nın altınları Boğaz’ın diğer yakasına taşınmak için Suhulet’e yükleniyor. / Former inspec­ tor of the Şirket-i Hayriye ferry company, İskender Efendi, who assisted Hüseyin Haki Efendi to design the first car ferry (above). In the other photo­ graph by Selahattin Giz gold bullion belonging to the Central Bank is being loaded onto the Suhulet to carry across the Bosphorus.

3 6

(5)

Yüz yıla yakın süren saltanatın sonu gelmiş; Suhulet Haliç Tersanesi’nde sökülüyor. Filikalar, iskeleler, zincirler hepsi bir yana dağılmış. Aralarında işe yarayabilecek olanlar, elbette başka vapurlarda kullanılacak. / The end of a century’s hard work had come. Here the Suhulet is being dismantled at Haliç Shipyard. Her lifeboats, ladders and chains lie scattered around. Anything of use was to be put to use on other ferries.

le’ye yollandı. Önceleri, dört bataryadan oluşan bir topçu taburunu ancak döıt günde karşıya ge­ çirmek mümkünken, Suhulet sayesinde bu zah­ metli ve tehlikeli iş için sadece dört saat yetmişti! 1930 yılına gelindiği zaman Suhulet artık 59 yıllık bir tekne idi. O yıl Hasköy Tersanesi’nde, buhar makinesi çıkartılarak yerine bir dizel motor yer­ leştirildi. Upuzun bacası kısaltıldı, teknede bazı değişiklikler yapıldı. 1945’te, Şirket-i Hayriye’nin Münakalât Vekâleti tarafından satın alınması üze­ rine sarıya boyalı bacasına Denizyolları’nın çift çapalı arması yerleştirildi.

1952’de -ki Suhulet artık 80 yıllıktı- hem motoru bir kere daha yenilendi, hem de teknesinde esaslı onarmalara girişildi. Yıllarca Boğaz’ın iki yakası arasında İstanbul yazlıkçılarının denklerinden, hurçlarından tutun da, Merkez Bankası’nın sandık sandık altınlarına kadar akla gelebilecek her

tiir-sons, these two ferries worked unceasingly between Üsküdar and Kabataş fo r many years. When the Tripolitan war broke out between Turkey and Italy in 1911 the Suhulet was placed under military command to cany equipment to Çanakkale. While before it bad taken fo u r days fo r an artillery battal­ ion consisting o f fo u r gun batteries to make the dangerous crossing o f the Dardanelles, it now took, just fo u r hours!

In 1930 the Suhulet was 58 years old. That year her steam engine was removed and replaced by a diesel engine at Hasköy Shipyard. Ihe tall fu n n el was cut down and other modifications were made. In 1945 the ferry company was purchased by the Ministry o f Transport and the double anchor sym­ bol o f the Turkish Maritime Lines was painted on her yellow f u n nel.

(6)

Suhulet’in Selahattin Giz’in kamerasından bir fotoğrafı daha... Üsküdar iskelesinden kalkmış, Kabataş’a dümen kırıyor. / Another photograph of the Suhulet by Selahattin Giz. She has just left the quay at Üsküdar and is turning to head for Kabataş.

den yükü taşıyıp durmuştu. Ama artık yılların yor­ gunluğunu taşıyamayacak hale gelmişti. Çaresiz, 1958’de hizmet dışı bırakıldı. 196l’de sökülmek üzere satıldığı zaman 86 yıl aralıksız çalışarak çok sağlam bir vapur olduğunu kanıtlamıştı.

Kardeşi Sahilbent’in net 311 tonluk teknesi de, makineleri de en az onunki kadar sağlam çıktı. O da yıllarca, Boğaz’ın iki yakasını bir araya getir­ mek için yaz demedi, kış demedi, kar demedi, ti­ pi demedi çalıştı durdu. O da gün geldi savaşa katıldı, milletin bütün ümidini bağladığı askerini nakletti, toplarını şevketti.

1927 yılında, yapılışının üstünden 55 yıl geçtikten sonra Sahilbent ilk defa esaslı bir tamir ve tadilat­ tan geçirildi. 1945’te onun da bacasına çift çapalı arma yerleştirildi. 1959’da, hizmet dışı bırakılınca- ya kadar aralıksız 95 yıl çalışmış olmasına rağmen hâlâ iş görebilecek durumdaydı. 19ö7’de satılarak elden çıkartıldıysa da yeni sahipleri onu hemen dizel motorlu küçük bir yük gemisi haline getirdi­ ler. Artık adı da değişmiş, “Kaptan Şükrü” olmuş­ tu.

işte o sıralarda ünlü Amerikan dergisi Time bizim yüzyıllık Sahilbent’i “Dünyanın hizmetteki en yaş­ lı gemisi” olarak okuyucularına tanıttı ve kapağı­ na da güzel bir fotoğrafını bastı. Bu emektar tek­ ne, bir süre sonra bir kere daha satıldı ve motoru yine değiştirildi. En son yayınlanan 1996 yılı gemi kayıtlarında ise hâlâ hizmette gözükmekteydi. Ya­ ni, tam 124 yaşında bir emektar gemiydi Sahil­ bent. işte, dünyanın ilk iki araba vapurunun öy­

küsü... •

with a new engine and extensive repairs were car­ ried out to her hull. For years she had earned all types o f vehicles and all types o f loads, including chests o f gold bullion destined fo r the Central Bank. But she was beginning to show her age at last, and in 1958 she was reluctantly withdrawn from service. In 1961 she was sold fo r scrap after a

working life o f 8 6 years.

Her sister ship the 311 ton Sahilbent proved even more durable. For years she too plied from one side o f the Bosphorus to the other in all weathers and all seasons, come rain or shine. She too took, part in war operations, carrying the troops and guns on which the hopes o f the nation depended.

In 1927, after 55 years in service, the Sahilbent underwent her first extensive overhaul. In 1945 she too had the double anchor painted on her funnel. In 1959, when she was taken out o f service as a ferry, the Sahilbent had worked without interrup­ tion fo r 8 7 years, and was still seaworthy. In 1967 she was sold and converted into a small freight ves­ sel, renamed the Kaptan Şükrü.

It was at this point that Time Magazine published an article about the century old Sahilbent, now “the oldest ship still in service in the world”, as its feature story. The picture on the cover did justice to the old ship. Soon afterwards she was sold again and once more fitted with a new engine. Accord­ ing to the shipping registers fo r 1996 she was still in service at the grand old age o f 124 years. So there you have the story o f the world’s first two car fer­

ries.

* Eser Tutel, araştırmacı yazar. * Eser Tutel is a writer.

4 0

S K Y L I F E H A Z İ R A N J U N E 1 998

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), NASA ile birlikte X-38 deneysel uzay aracını örnek alan, istasyon mürettebatı için bir dönüş aracının tasarımına başlamıştı.. Ne var ki

Evvelki gece beyin kana­ ması neticesinde vefat eden memleketimizin tanınmış yazı ve fikir adam, gazetemizin Başmuharrirlerinden üstâd Peyami Safa’mn cenazesi

Physical characteristics of tablets from the physical mixture and the codried products, including yield pressure, radial tensile strength, disintegration time and rate constant of

In this study, we addressed this issue in cultured rat pinealocytes, parenchymal cells of the pineal gland, which contain significant amounts of D-Asp.. Biosynthesis of D-Asp

san›n bu alandaki ilk kullan›m› kanser tedavisinde, tümörün bulundu¤u böl- geye antikanser ilaç tafl›yan kitosan implantlar›n yerlefltirilmesi.. Kitosan jellerin

Eta-karenin .14’ten büyük olması, GeoGebra destekli öğretimin öğretmen adaylarının Lineer Cebir dersine ait Vektörler, Matris Cebiri, Lineer Denklem Sistemleri,

Tarihte en çok takdir ettiğiniz kadın kahraman.. Ünlülerden çok, gariban adsız kahra­ manlara tutkum olduğunu

Gerçekten Istanbulun en güzel hamamı olan Cağaloğlu hama­ mının kopyası Amerikada açılırken kendisi kapalı durmakta ve Belediyem iz bu hamamın açılmasına