• Sonuç bulunamadı

12th International Istanbul Film Festival

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "12th International Istanbul Film Festival"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7T f a u l

U A)

12th

ISTANBUL

FILM FESTIVAL

By S U N G U ÇAPAN

Nisan'in ilk yarısındaki Uluslararası

Istanbul Film Festivali'nde Dünya

ve Türkiye Sineması'ndan 150'ye

yakın film gösterilecek.

During the first h a lf o f April,

nearly 150 film s from all over the

world will he shown in Istanbul

during the International

Film Festival.

Y ılla rd ır s in e m a s e v e rle r

için baharın müjdecisi nite­ liğini kazanan, daha d o ğ ­ ru su b a h a rla ö z d e ş le ş e n "S inem a G ü n le ri" ya da son dönem deki resmi adıy­ la U lu s la ra ra s ı İs ta n b u l Film Festivali, 3-18 Nisan arasında 12. kez düzen le­ niyor. Bir kez daha çağdaş d ü n y a s in e m a s ın a irili- ufaklı pencereler açan fes­ tival ortamında, derin, taze

soluklar çekerek içimize "yedinci sanat depolarımızı" şöyle esaslı bir biçimde, adamakıllı doldurabilm ek fır­ satını bulacağız yeniden. O nbeş günlük film m aratonu süresince gittikçe gelenekselleşip kurum laşan İstanbul Film Festivali'nde bu yıl da, biri uluslararası (Altın Lale), diğeri ulusal olm ak üzere iki büyük ödül

verile-T h e

In te r n a tio n a l

Istanbul Film Festival has

become a regular fixture

marking the beginning o f

spring, indeed epitomis­

ing th a t season, fo r

Istanbul film enthusiasts.

This year the

twelfth festi­

val is

sched-son, jo r

ithusiasts.

uled fo r 3-

18 April,

b r in g in g

welcome relief from the slick commer­

cial output o f the Hollywood Empire

which dominate the Turkish cinema

and television market fo r the rest o f

the year. Minds stunted by this bom­

bardment o f popular entertainment

H

P

n

s n

H H 9

60

(2)

'Ustalara Saygı

'

bölümündeki Fellini'lerle

Rohmer'lerin sabırsızlıkla

gözlüyorum yollarını...

can breathe deep breaths o f fresh air from

modem world cinema through the large

and small windows opened by the festival.

This 15-day film marathon is an opportu­

nity to replenish the stores o f the ‘‘seventh

art”, while the festival ju ry ponders over the

selection o f the w inner o f the international

Golden Tulip award, and the first prize fo r the

best Turkish film, as well as various runner-up

awards.

One hundred and thirty-three film s selected

fro m the latest output o f Turkish and

world cinema will be shown in five dif­

fe r e n t Ista n b u l cin em a s (Emek,

Atlas, Beyoğlu, Kent-1 a n d Reks).

The object o f the festival is “to sup­

port the development o f Turkish cine­

ma, to encourage the distribution o f

quality films, and promote our cine­

ma on an international platform”.

With this object the fe s tiv a l

again presents a broad panora­

m a o f m odern cin em a . The

m a in ly p r iz e - w in n in g film s

include m any brand-new releases

as well as classics o f cinema history

both recent and distant. The selec­

tion is classified u n d er diverse

intriguing themes which will force

film enthusiasts to m ake some

h ea rtren d in g choices o f their

own. In addition to the by now

traditional themes such as Films

from World Festivals, Tribute to

the Masters, and Literature to

the Silver Screen, themes such

as Scenes o f People fro m the

Turkic Republics a n d Russia

after the Change illustrate how

the surprise developments in

the world over the past couple

o f years have been reflected in

(3)

cek ve çeşitli mansiyonlar dağıtılacak.

5 ayn salonda (Beyoğlu Emek, Atlas ve Beyoğlu, Şişli Kent-1 ve Kadıköy Reks), Türk ve dünya sinemesının son "mamül"leri arasından seçilmiş, yaklaşık 150 kadar film gösterilecek. T ürkiye'de "sinem anın gelişim ini d e ste k le y e rek , nitelikli film lerin dağıtım ını teşvik etm ek ve sinemamızın uluslararası düzeyde tanıtımını sağlamak" amacını güden festival, çağdaş sinem anın geniş bir panoram asını gözler önüne serecek yeniden. Birbirinden cazip bölüm lerdeki çoğu ödüllü, yepyeni filmlerin yanısıra sinem anın uzak ve yakın tarihinden klasikler de sunacak, bu yıl da film seçiminde, m erak­ lısını yine epeyce çatlatıp zorlayacak özetle D ünya F e s tiv a lle r in d e n , U s ta la ra S aygı, E d e b iy a tta n B eyazperdeye, vb. gibi artık iyice g ele n e k se lle şen bölüm lerin yanısıra, son bir-iki yıldır dünyadaki sürp­ riz değişimlerin yedinci sanata nasıl yansıdığım akta­ ra n "Türki C u m h u riy e tle rd e n İn sa n M anzaraları", "Değişimden Sonra Rusya" gibi yeni, güncel bölüm le­ rin d e e k le n d iğ i 12. U lu sla ra ra sı İs ta n b u l Film Festivali, zengin içeriğiyle "keşifler ve keyifler" vaade- diyor sinem aseverlere her zam an olduğu gibi. Ayrıca bazı çağrılı, tanınm ış sinem a adam larını, yönetm en, o y u n c u ve sin em a y a z a rla rın ı, u lu sla ra ra sı şen lik düzenleyicilerini de konuk edip alışılageldiği gibi ağır­ layacak festival.

Festivalin resm i b ö lü m ü "U luslararası Y arışm a"da, Altın Lale'ye uzanm ak için çekişecek olan, "sanat ve sanatçı" tem asına ilişkin on film içinde, yaşlı İtalyan usta Mario M onicelli'nin "Rossini! Rossinü", Fransız Claude Miller'in "Eşlik Eden Kız" ve İstanbul'u komşu k a p ıs ı y a p a c a k k a d a r s e v e n F in la n d iy a lI Aki Kaurismaki'nin "Bohem Hayatı" adlı filmleri, bildik, tanıdık yönetm enlerin son yapıtları oluşları nedeniyle aşina geliyor bize ilk bakışta. Yavuz Turgut'un "Gölge O y u n u "y la o k u llu s in e m a c ı S em ir A s la n y ü re k 'in "Vagon"u, sinem am ızı uluslararası yarışm ada temsil edecek Türk filmleri. Yarışmaya katılmayan ama yine s a n a t- s a n a tç ı d ü n y a s ın ı ird e le y e n F ra n sız A lain C o rn e a u 'n u n "D ünyanın Tüm Sabahları", tsp an y o l

the seventh 'art. All in all, the extravaganza of the

12th International Istanbul Film Festival promises

a mixture of discovery and delight as usual. And

as in previous years the festival will play host to

well known directors, actors, film writers an d

international festival organisers.

The International Contest brings us ten films on the

theme of Art and the Artist which will compete for

the Golden Tulip. Among them is “Rossini! Rossini!”

by the aged Italian master, Mario Monicelli, “Le

Accompagnatrice" by Claude Miller, an d “The

B ohem ian L ife” by the Finnish d irecto r Aki

Kaurismaki, an Istanbul lover who has made the

city his second home. As the latest works of well

known directors, these films seem familiar at first

sight. Turkish films in the international contest are

“Shadow Play” by Yavuz Tuğrul, and “Wagon” by

Semir Aslanyürek, a director with an academic

training behind him. Other films on the similar

theme of Arts and Cinema which are not compet­

ing fo r the Golden Tulip are the French director

Alain Comeau’s “All the Mornings of the World”,

the Spanish director Carlos Saura’s “Sevillanas",

the Italian Daniele Segre’s “Manila, the White

6 2

(4)

Carlos Saura'nın "Sevillana", İtalyan Daniele Segre nin "Beyaz Güvercin Manila" ve "Akdenizli"yle yıldızı par­ lay an G ab riele S alv ato res'in "Turne" gibi film leri "S a n a tla r ve S inem a" b ö lü m ü n d e to p la n m ış . "E debiyattan B eyazperdeye" b ö lü m ü n d e y se hiçbir "sıkı" s in e m a s e v e rin k a ç ırm a y a c a ğ ı, P e te r G r e e n a w a y 'in " P r o s p e r o 'n u n K itap ları", J a m e s Ivory'nin "Howard'in Sonu", AIDS'den günleri sayılı Derek Jarm an'ın "2. Edward" ve Claude Chabrol ün "Madam Bovary" gibi ilginç "edebi" filmleri var. 50 yıl­ lık Hollywood klasiği "Casablanca"yla ölümsüz Orson Welles'in "Yurttaş Kane" başyapıtı ve "Othello"sunu bu kez geçebilirim, üçünü de birkaç kez izlediğim için am a "U stalara Saygı" b ö lü m ü n d e k i F e llin i'le rle (G örüşm e", "Ayın Sesi") R ohm er'lerin ("D olunay Geceleri", "Kış Öyküsü") sabırsızlıkla gözlüyorum yol­ larını. Parlak festival programının en görkemli bölüm ­ lerinden "Dünya Festivallerinden"de çoğu ödüllü film bekliyor meraklısını, Gürcü Otar Ioseliani'nin Kelebek Avı", Arjantinli Fernando Solanas'ın "Yolculuk , Macar Istvan Szabo'nun "Tatlı Emma Sevgili Böbe , Italyan G ian n i A m elio 'n u n "P an isp ern a Sokağı G ençleri", Ettore Scola'nın "Saat Kaç" ve Çinli Zhang Yimou'nun "Qui Ju n u n Öyküsü" gibi. G erçekten bu bölüm de

ım m im — l

Dove” and “Turné” by Gabriele Salvatores, a direc­

tor who made his name with “Mediterranean ”. In

the section Literature to the Silver Screen, comes

“Prospero’s Books” by Peter Greenaway, a film

which no cinema lover will want to miss, James

Ivo ry’s “Howards E n d ”, “Edward II” by Derek

Ja rm a n , who is now d yin g o f AIDS, C laude

Chabrol’s “Madame Bovary” and other superb “lit­

erary” films. Having seen all three several times, I

am going to give the 50-year-old Hollywood classic

“Casablanca”, a n d the im m ortal Orson Welles’

“Citizen Kane” and “Othello” a miss. But Fellini’s

“Interview ” a n d “The Voice o f the M oon”, and

Rohmer’s “Full Moon in Paris” a n d “A W inter’s

Tale” in the Tribute to the Masters section are a dif­

ferent matter.

The selection from world festivals, one o f the high­

lights o f the programme, features mainly award­

winning films, such as the Georgian director Otar

Io selia n i’s “B utterfly Chase”, the A rg entin ia n

Fernando Solanas’ “The Journey”, “Sweet Emma,

D ear Bo b e ” by the H u n g a ria n Istva n Szabo,

“Brothers a n d S isters” by the Ita lia n G ia n n i

Amelio, “What Time Is It” by Ettore Scola, and “'The

Story o f Qui J u ” from the Chinese director Zhang

Yimou. ’This section is what makes the event a true

festival o f festivals”.

Films in the Forbidden Fruit section give a cam­

e r a ’s eye view o f relations between m en a n d

women, with “Bezness” by our old acquaintance

the Tunisian Nuri Buzid, “Lovers on the Bridge”

fro m Leos Carax, a n d “The M iracle” fro m Neil

Jordan. Pavel Lounguine’s “Luna Park" a nd Vitali

Kanevski’s “An Independent Life" are in my view

the highlights o f Russia After the Change. 'Three

other sections which stand out in the festival

pro-63

(5)

bizim şenliğe bir "festivaller fes­ tivali" özelliği katıyor. Kadın- erkek ilişkilerine kam era tutan film le rin y e r a ld ığ ı "Y asak Meyva" bölüm ünde, eski tanı­ d ık T u n u s lu N uri B u z id 'in "Jig o lo ", L eos C a ra x 'in "K ö p rü ü stü A şıkları" ve N eil J o r d a n 'ın "M ucize"si,

" D e ğ iş im d e n S o n ra R usya" bölüm ündeyse Pavel Lounguine "Luna P a rk "ıy la V itali K a n e v s k i'n in "B ağ ım sız B ir Yaşam"ı öne çıkıyor benim için. F estiv al p ro g ra m ın ı ta ra rk e n y a b a n a atılm a y a c a k üç d iğ e r bölüm de, "Dünya Sinemasının G e n ç Y ıld ızları" ("S o k ak Ç o c u k la rı" y le Ita ly a n M arco Risi, "Leolo"yla K anadalı Je a n Claude Lauzon, "Prag'la Ingiliz lan Sellar, "Tatilci"yle Türk asıllı M acar C an T o ğ a y v e "Amigolarda, Italyan kom edi­ sinin ustası Ugo T og n azzi'n in o ğ lu R icky T o g n a z z i b e n im genç yönetmenlerim!).

" K a m e ra n ın A rd ın d a k i K a d ın la r” (B e lç ik a lı C h a n ta l Akerm an "Gece ve G ündüzde, Alman Doris Dörrie de "Doğum G ü n ü n K utlu O lsun Türk!" le ilg im i ç e k ti) ve " İs k a n d in a v Film leri" (ilk film i "Sallan ve H aykır"la D an im ark alI "Fatih P elle" Bill A u g u s t'u ve "K aptanda eski tanıdık İsveçli Ja n T ro e ll'i şim d id e n m im le­ d im ). 15 yıl ö n c e s in d e g e n ç Alman sinem asının lokomotifli­ ğini üstlenip genç yaşta perdeyi indiriveren, "Melo"ya k en d in e özgü bir hava getiren, "marjinal" Rainer W erner F assbinder ret­ ro s p e k tiv , y ö n e tm e n 1970-78 arası çekilmiş, ilk dönem inden 6 filmiyle 1982'deki son yapıtı " Q u e re lle " d e n b ü tü n le n iy o r. Yıllardır sinem a sanatına, film üretim in in yanısıra yayım cılık (ünlü "Sight and Sound dergisi ö rn eğ in ), arşivcilik ve Londra Film F e stiv a lin i d ü z e n le m e k gibi çeşitli etkinlikler göstererek hizm et ed en , sinem a k ü ltü rü ­ n ü n yaygınlaşm ası,

saygınlaş-gramme are Young Stars of

World Cinema ( “Street Boys”

by the Italian Marco Risi,

“Leolo” by the C an adian

Jean

C laude

Lauzon,

“Prague” by the British Ian

Sellar, “The Summer Guest”

by

the

Turkish-born

Hungarian Can Togay, and

“Ultras ” by Ricky Tognazzi,

son of the master of Italian

comedy, Ugo Tognazzi are

my fa vo u rite s), Women

B ehind

the

Camera

(B elg iu m ’s

C hantal

Akerman with “Night a n d

Day", G erm a n y”s D oris

D orrie

with

“H appy

B irthday!” in particular),

and Scandinavian Films (I

have sta rred “Twist a n d

S h o u t”, the f ir s t film by

Denmark’s Bill August, and

“II Capitano” by the Swedish

Jan Troell). The retrospective

fo r the “m arginal” Rainer

Werner, who becam e the

pro pellin g fo rc e beh in d

young German cinema 15

years ago, bringing his own

unique flavour to melodra­

ma,

but whose death

brought a premature end to

his career, is represented by

six of his early films and his

last film “Querelle” dating

from 1982. In Tribute to the

Independent British Film

Institute, whose services to

the art o f cinema include

p u b lica tio n s (the fam o u s

“Sight a n d Sound” m aga­

z in e f o r exam ple) a n d

archiving as well as film -

making, there are six excep­

tional films, including “The

Long Day Closes” (1992) by

Terence Davies, and “A Zed

a n d Two Noughts”, one of

Peter G re en a w a y’s ea rly

films.

Ihe films showing in Italy’s

Golden Palms section are an

outstanding part of the festi­

val, bringing together ten

celebrated Italian film s

6 4

(6)

m ası için u ğ ra şa n , b ağ ım sız B ritish Film In s titu te -ln g iliz Sinema Kummu'na saygı bölü­ m ü n d e de, bu k u ru m u n son y ılla rd a g e rç e k le ş tirilm e s in i sağladığı, ilgisiz kalınamayacak tü r d e n 6 film y e r a lıy o r, Terence Davies'in 1992 yapımı "Uzun G ünün Sonu"yla Peter G reenaw ay'in ilk film lerinden "Hayvanat Bahçesi"ne dikkat!. Festival p ro g ram ı içinde, bir S in e m a te k p a rıltıs ı ta ş ıy a n "İta ly a 'n ın A ltın P alm iyeleri" bölüm üyse tek kelimeyle hari­ ka! 1946'dan bu yana düzenle­ nen ve kuşkusuz sinemanın en gözalıcı vitrini sayılan C annes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü, 1950-60 ve 70'li yıllar­ da çatır çatır kazanan on ünlü İtalyan filmini biraraya getiren bu bölümde, Rossellini-De Sica- V isc o n ti'd e n g irip C astellani, G erm i ve F erreri'd en geçerek O lm i-Petri, T aviani k a rd eşler­ d e n çık acağ ız. P e tri'n in "İşçi Sınıfı Cennete Gider"inin dışın­ da, tüm ünü vaktiyle seyretm iş o ld u ğ u m bu "B aba" İta ly a n filmlerini genç kuşaklara hara­ re tle ta v s iy e e d e b ilirim . Ö zellikle "Leopar", "M ilano'da Mucize", "Babam Ustam", "Nalın Ağacı" v e "Açık Ş ehir Roma" gibi klasikleri her zaman, her yerde seyretmek, herkese nasip olm az! "U lusal Y arışm a-T ürk Sineması 1992-93" bölü m ü n d e de, Yavuz Özkan, Tunç Okan, O rh a n O ğ u z , İrfa n T ö z ü m , Sinan Çetin'in filmleri kıyasıya k a p ışa c a ğ a b e n z e r b irin cilik ö dülü için. Uzun lafın kısası, ze n g in bir p ro g ram la seyirci k a rş ıs ın a ç ık a c a k o la n 12. U lu s la ra ra s ı İs ta n b u l Film Festivalili, yer göstericisinden m ak in istin e, e le ştirm e n in d e n s e y irc is in e , s in e m a c ıs ın d a n büfecisine kadar, şenlik coşku­ su içinde, iyi film seyretme ve seyrettirme keyfini bir kez daha yaşattıracak. Yaklaşık 150 Mini­ lik m aratona burad an buyrun bayanlar, baylar. •

The

extravaganza

of the 12th

International

Istanbul Film Festival

promises a mixture

of discovery and

delight as usual. And

as in previous years

the festival will play

host to well known

directors, actors,

film writers and

international

festival

organisers.

which carried off the Golden

Palm aw ard from Cannes

Film Festival. Inaugurated in

1946, this fe s tiv a l has no

rivals as cinema's most illus­

trious showcase, an d these

Cannes

aw a rd -w in n ers

include film s by Rossellini,

De Sica, Visconti, Castellani,

Germi, Ferreri, Olmi, Petri,

a n d the Taviani brothers.

A part fro m P e tr i’s “The

Working Class Goes to

Heaven ”, I have seen all these

monum ental Italian films,

and can warmly recommend

them all to the younger gen­

eration. This is a rare oppor­

tunity to see such classics as

“The Leopard”, “Miracle in

Milan”, “FatherMaster”, “The

Tree o f Wooden Clogs” and

“Rome, Open C ity”. In the

N a tion a l C om petition -

Turkish Cinema 1992-93 sec­

tion, films by Yavuz Özkan,

Tunç Okan, Orhan Oğuz,

irfa n Tözüm a n d Sinan

Çetin w ill g ive the ju r y a

hard time choosing the first

prize winner.

In short, the impressive pro­

gram m e

o f

the

12th

International Istanbul Film

Festival will be a truly festive

event f o r those who enjoy

watching good films. So tick­

ets please for the nearly 150

ımmmıım m m m ni

65

(7)

Festival için küçük bir "ısınma turu" yapalım, belleğimizi yoklayalım istedik. Bu küçük testte sorular bu yılki festivalde gösterilecek filmler ile o filmlerin yönetmen ve oyuncularıyla ilgilidir.

Let us take a warm-up preview o f the festival with a small memory test. All the questions concern films which will be shown at the festival, their

directors and casts.

1- Kazablanka'da öykünün gidişi çekim boyunca an be an belirlenmişti. Son ana kadar Ilse'nin Rick'le kalıp kalmayacağını ne yönetmen, ne de senarist biliyordu... Peki, şu ünlü diyalogu hatırlıyor musunuz (boşluğu doldurun) ?

Rick: Kazablanka’ya ... için geldim. Louis:... için mi?

Rick: Yanlış bilgilendirilmişim.

The plot o f Casablanca evolved in the process of filming, and until the last moment neither the

director nor the script writer knew whether Use would stay with Rick or not. Now, do you remember this famous snippet o f dialogue? [Fill in the blanks]

Rick: I came to Casablanca fo r th e ... Louis: W hat... ?

Rick: I was misinformed.

2- İtalyan sinemasının usta yönetmeni Fellini, bir filminde başrol verdiği kadın oyuncuyu anılarında şöyle dile getirmişti: " Güçlü, büyüleyici, dişi panter... Tropikal güneş ışınları gibiydi. Dahası, iddia ediyorum; fosfor saçıyordu". Filmi ve sözkonusu aktristi anımsayabildiniz mi?

In his memoirs, that master director o f Italian

cinema, Fellini, described an actress who starred in one o f his films as: “Powerful, bewitching, a female panther... She was like the rays o f a tropical sun . I go even further and assert that she radiated phosphoresence. ” Do you recognise the actress and recall which Fellini film she played in?

a) La dolce Vita - Anouk Aimée

b)

La Dolce Vita - Anita Ekberg c ) Otto e Mezzo - Claudia Cardinale

3- Festivalde son filmi gösterilecek egzantrik İngiliz yönetmen Derek Jarman 1976'da sinema tarihinin baştan sona Latince konuşulan tek filmini yaparak dikkati çekmişti. Konusu l.S. 3. yüzyılda Roma'da geçen film İngilizce alt yazıyla gösterime çıkmıştı. Filmin adını biliyor musunuz?

İn 1976, the eccentric British director Derek Jarman, whose latest film will be shown at the festival, made the news with the only film in

cinema history in which the entire dialogue was in Latin. The setting was Rome in the 3rd century AD, and was shown unth English subtitles. Do you remember the name o f the film?

a ) I Cladius

b)

Spartacus c ) Sebastiane

4- Ünlü bir cerrahın oğluydu. Disiplin suçları yüzünden okuldan atıldı ve eğitimini sürdüremedi. I. Dünya Savaşı'nda denizciyken geçirdiği bir kaza sonucu, üst dudağında hafif bir felç oldu. Bu özelliği ilerde beyazperdedeki kimliğinin aynlmaz bir parçası oldu. Tanıdınız mı?

He was the son o f a famous surgeon. He was expelled from schoolfor insubordinacy and did not continue his education. As a sailor during World War II he suffered an accident which left his upper lip partially paralysed. This

characteristic became an inseparable feature of his cinema personality. Who was it?

a) Dirk Bogarde

b)

Humphrey Bogart c ) Hobart Bosworth

5- Citizen Kane filminin laytmotifi, Charles Foster Kane'in ünlü kızağı Rosebud şimdi ünlü bir Hollywood yapımcı-yönetmenin elinde. Kızağı 60.500 dolara satın alan bu kişiyi tanıyor musunuz?

The leitmotiv o f Citizen Kane, Charles Foster Kane’s famous sleigh Rosebud, now belongs to a famous Hollywood producer-director. Do you

remember the name o f this person who purchased the sleigh fo r 60,500 dollars?

a) George Lucas

b)

F. F. Coppola c ) Steven Spielberg :> -Ç q -f o £ q -z şuam/n /n ç-l s m m s u v / aupiuBA. 66 S K Y L IF E N İS A N A P R IL 1 9 9 3 T ah a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Artists’ reconsideration their current relationship with the locals and the locals’ trial to remember the artists one by one with me was worthy to note here in terms

Eastern Mediterranean University (EMU) Communication Faculty hosts Turkish World 2nd International Documentary Film Festival and Contest The films “Mağusa”, “Blank Sheet”,

The continuous development of new materials, systems and methods of construction requires the students to be taught how to carry out research, as well as the theory of

Also, an important portion of income of tourism industry in Famagusta, North Cyprus is coming from international students, if expectations and needs of

Thus, when festival impacts (benefits, community cohesiveness and cultural preservation) are perceived as beneficial to a host community, community pride, community

Bu araştırmada Uluslararası Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali’ne katılan yerel halkın festival etkilerine yönelik algıları, algıladıkları değer,

Bu çalışmada festival anahtar başarı faktörlerinin festival sadakatine etkisi araştırılmıştır. Araştırma verileri, 3-9 Nisan 2017 tarihleri arasında Adana’da

Algılanan festival kalitesi boyutları olan bilgilendirme hizmetleri, sunulan program, sunulan hediyelik eşyalari, sunulan yiyecekler ve sunulan imkanlar ile algılanan festival