• Sonuç bulunamadı

Sözlü iletişim becerileri dersinde kullanılan 'Conversations Pratiques De L'Oral' kitabındaki Fransızca söz kalıplarının Türkçeye çevirisinde öğrencilerin izledikleri çeviri stratejileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sözlü iletişim becerileri dersinde kullanılan 'Conversations Pratiques De L'Oral' kitabındaki Fransızca söz kalıplarının Türkçeye çevirisinde öğrencilerin izledikleri çeviri stratejileri"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YABANCI DİLLER ANA BİLİM DALI

FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ BİLİM DALI

SÖZLÜ İLETİŞİM BECERİLERİ DERSİNDE KULLANILAN

’’CONVERSATIONS PRATIQUES DE L’ORAL’’ KİTABINDAKİ

FRANSIZCA SÖZ KALIPLARININ TÜRKÇEYE ÇEVİRİSİNDE

ÖĞRENCİLERİN İZLEDİKLERİ ÇEVİRİ STRATEJİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan SEMRA TAYDAŞ

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YABANCI DİLLER ANA BİLİM DALI

FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ BİLİM DALI

SÖZLÜ İLETİŞİM BECERİLERİ DERSİNDE KULLANILAN

’’CONVERSATIONS PRATIQUES DE L’ORAL’’ KİTABINDAKİ

FRANSIZCA SÖZ KALIPLARININ TÜRKÇEYE ÇEVİRİSİNDE

ÖĞRENCİLERİN İZLEDİKLERİ ÇEVİRİ STRATEJİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan SEMRA TAYDAŞ

Danışman

Doç. Dr. PERİHAN YALÇIN

(3)

i

Pratiques de L’Oral ’ Kitabındaki Fransızca Söz Kalıplarının Türkçeye Çevirisinde Öğrencilerin İzledikleri Çeviri Stratejileri ’’ başlıklı tezi …………...…tarihinde, jürimiz tarafından Fransız Dili Eğitimi Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Doç. Dr. Perihan YALÇIN ..……….. Üye: Prof. Dr. Fatma ÖZKAN ……… Üye: Doç. Dr. Mehmet Hakkı SUÇİN ...………

(4)

ii

Yüksek lisans eğitimim süresince ilgi ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, araştırmamın her safhasında fikirleri ile çalışmalarıma rehberlik eden değerli danışmanım Doç. Dr. Perihan YALÇIN’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Büyük bir zevk ve ilgi ile üzerinde çalıştığım araştırmam konusunda engin tecrübesi ve yol gösterici tutumu ile bana her zaman yardımcı olan Doç. Dr. Mehmet Hakkı SUÇİN’e ve ayrıca yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Cemal ÇAKIR’a teşekkürü borç bilirim.

Bu çalışmanın uygulanmasında ve yürütülmesinde bana yardımcı olan Gazi Üniversitesi Fransızca Öğretmenliği bölümü değerli hocalarıma ve sevgili öğrencilerine teşekkür ederim.

Son olarak bu zor süreçte bana sabır gösteren ve beni motive eden, her zaman yanımda olan çok değerli aileme binlerce kez teşekkürler.

(5)

iii

SÖZLÜ İLETİŞİM BECERİLERİ DERSİNDE KULLANILAN

’’CONVERSATIONS PRATIQUES DE L’ORAL’’ KİTABINDAKİ

FRANSIZCA SÖZ KALIPLARININ TÜRKÇEYE ÇEVİRİSİNDE

ÖĞRENCİLERİN İZLEDİKLERİ ÇEVİRİ STRATEJİLERİ

TAYDAŞ, Semra

Yüksek Lisans, Fransız Dili Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Perihan YALÇIN

Mayıs, 2011

Bu çalışmanın amacı Sözlü İletişim Becerileri Dersinde kullanılan ‘Conversations Pratiques De L’Oral’ Kitabındaki Fransızca söz kalıplarının Türkçeye çevirisinde öğrencilerin izledikleri çeviri stratejilerini araştırmaktır.

Bu araştırma 2010-2011 eğitim öğretim yılında Gazi Üniversitesi Fransız Dili Eğitimi 1.,2.,3.,4., sınıf öğrencilerine ve 1. ankette 52, 2.ankette 65 öğrenciye uygulanmıştır.

Fransızca söz kalıpları, araştırmacı ve ayrıca iki uzman tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Öğrencilerin çevirileri belirlenen çeviri stratejilerine göre sınıflandırılmıştır. Öğrencilerin bu söz kalıplarını çevirirken hangi çeviri stratejilerini kullandıkları tespit edilmiştir.

Strateji kullanım oranları her sınıfa göre farklılık göstermektedir. Bütün sınıflar söz kalıplarını daha çok boş bırakmayı tercih etmişlerdir, cevaplamamışlardır. En çok kullanılan çeviri stratejileri sırasıyla; söz kalıbını hedef dilde söz kalıbı olarak çevirme, birebir çeviri, yanlış anlama, diğer çeviri stratejileri, açımlama ve çıkarma stratejileridir.

Ayrıca kitap birinci sınıfta okutulduğundan çeviri eşdeğerliğine en yakın birinci sınıflardır, en uzak ise dördüncü sınıflardır. Söz kalıpları her sınıfta aşamalı olarak öğretilirse, sınıflar arasında çeviri eşdeğerlik farkı fazla olmayacaktır.

Araştırma verilerinin analizinde yüzdelik hesaplama kullanılarak istatistiki çözümleme yapılmıştır.

(6)

iv

LORS DE LA TRADUCTION EN TURC DES EXPRESSIONS FRANÇAISES DANS LE LIVRE INTITULE “CONVERSATIONS PRATIQUES DE L’ORAL’’

PRATIQUE DANS LE COURS DE L’EXPRESSION ORALE

TAYDAŞ, Semra

Thèse de Maitrise, Département de L’ Enseignement de la Langue Française Directrice: Maître de Conférences Dr. Perihan YALÇIN

Mai, 2011

Le but de cette recherche est de rechercher les stratégies de traduction que les étudiants ont suivies lors de la traduction en Turc des expressions Françaises dans le livre intitulé “Conversations Pratiques De L’Oral ’’qu’on pratique dans le cours de l’expression orale. Cette étude a été appliquée aux étudiants dans le Département de FLE de Iere, IIe, IIIe, IVe années de l’Université de Gazi dans l’année scolaire de 2010-2011. La première enquête est composée de 52 étudiants, la deuxième enquête comprend 65 étudiants.

Les expressions françaises ont été traduites en Turc par la chercheuse et deux experts. Les traductions des étudiants ont été classifiées selon les stratégies de traduction. Lors de la traduction, on a détérminé que, d’après quelle stratégie, les étudiants ont traduit ces

expressions françaises.

Les taux des stratégies utilisés dans la traduction varient d’après les années.

Généralement, la plupart des étudiants de toutes les années n’ont pas traduits ces expressions françaises. L’orde des statégies de traduction les plus utilisées sont : la traduction des

expressions comme les expressions dans la langue cible, la traduction par mot à mot, la traduction par mal compris, la traduction par les autres stratégies de traduction, la traduction par la paraphrase et la traduction par l’omission.

Puis, la meilleure équivalence de traduction appartient à la première année, étant donné que ce livre est pratiqué à cette année, par contre la quatrième année est plus loin de les traduire convenablement. Si les expressions sont enseignées graduellement et sont dispersées à toutes les années, la différence d’équivalence de traduction ne sera pas grand.

Pour l’analyse, on a utilisé des statistiques afin d’obtenir les résultats des données de cette recherche.

(7)

v

Sayfa

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….……….….……i

ÖNSÖZ………...ii ÖZET………..……iii RESUME……….…...iv İÇİNDEKİLER………..……..v TABLOLAR LİSTESİ……….…….……..x GRAFİKLER LİSTESİ……….…….……xi KISALTMALAR………..…….……xii BÖLÜM I: GİRİŞ 1.1. Araştırmanın Amacı……….………2 1.2. Araştırmanın Önemi……….………...….2 1.3. Problem Cümlesi………...3 1.4. Tanımlar………...…3 1.5. Sınırlılıklar………...…4 1.6 Sayıltılar………4 1.7. Problem Durumu ……….………...…….4

BÖLÜM II: ÇEVİRİ VE ÇEVİRİ ARAŞTIRMALARI 2.1. Çeviri Nedir ? ...5

2.2. Çevirmen Kimdir ? ……….…...6

2.3. Çevirinin Tarihçesi ………...8

2.4. Çeviribilimin İnceleme Alanları ………...….11

2.4.1. Kuramsal Alan………... 11

2.4.1.1. James Holmes ve Çeviribilim Alanları ……….…………..11

2.4.1.2. Gideon Toury ve Çeviribilim Alanları ………12

(8)

vi

2.4.2.3. Biçembilim ve Çeviri ………..15

2.4.2.4. Çeviri – Kültür İlişkisi ……….15

2.5. Çeviriyle İlgili Genel Sorunlar ……….………...………..16

2.5.1. Diller arası ve Kültürler arası Farklılıktan Kaynaklanan Sorunlar ……….…...16

2.5.2. Metin Geleneğiyle İlgili Sorunlar ……….…….17

2.5.3. Yer Sınırlaması ve Tipografik Sorunlar ………...17

2.5.4. Edimsel Çeviri Sorunları ……….…...17

2.5.5. Kaynak Metinle İlgili Sorunlar ………...….…...17

2.5.6. Dilsel Sorunlar………...…17

2.5.7. Diğer Sorunlar………...…17

2.6. Çeviri İşlemi Mümkün müdür ? ………18

BÖLÜM III: ÇAĞDAŞ ÇEVİRİ KURAMLARI ve BELLİ BAŞLI KURAMCILAR 3.1. Başlıca Çeviri Kuramları ………..20

3.1.1. Çoğul Dizge Kuramı ………..……….……….………..20

3.1.2. Betimleyici Kuram’a Giriş ………...22

3.1.3. Erek Odaklı Kuram ……….……….…………..22

3.1.4. Eylem Kuramı ………..………...25

3.1.5. Bağıntı Kuramı ………..……...………...25

3.1.6. Açıklayıcı Bildirişim Kuramı ………...……….…….26

3.1.7. Skopos Kuramı ……….……..27

3.2. Başlıca Kuramcılar ………..………..…29

3.2.1. Newmark ve Çeviri Eğitimi, Çeviri Yöntemi ………..…..29

3.2.1.1. Newmark’ın Çeviri Yöntemi ………...31

3.2.2. Wills ………..……….31

3.2.3. Kussmaul ……….………..33

3.2.4. Mona Baker ………...………...34

(9)

vii

3.2.7. André Lefevere ………..….37

3.2.8. Eugene Nida ……….…..39

3.2.9. Katherina Reiss ………..40

BÖLÜM IV: EŞDEĞERLİK KAVRAMI ÇERÇEVESİNDE ÇEVİRİ ARAŞTIRMALARI 4.1. Kuramcıların Çeviride Eşdeğerlik Konusuna Yaklaşımları………...43

4.1.1. Vinay ve Darbelnet ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………44

4.1.2. De Beaugrande ve Dressler ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………44

4.1.3. Nida ve Taber, Biçimsel Uyuşma ve Dinamik Eşdeğerlik ………45

4.1.4. John Catford ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………...…47

4.1.5. Popoviç ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………..49

4.1.6. Reiss ve Vermeer ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………...50

4.1.7. Neubert ve Vermeer ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………...50

4.1.8. Wills ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………...50

4.1.9. Juliane House ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ……….51

4.1.10. Mona Baker ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………...52

4.1.11. Reiss ve Vermeer ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ……….53

4.1.12. Roman Jakobson ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………..54

4.1.13. Peter Newmark ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………55

4.1.14. Gideon Toury ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………..57

4.1.15. Werner Koller ve Eşdeğerlik Yaklaşımı ………..………58

BÖLÜM V: GENEL ÇEVİRİ STRATEJİLERİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 5.1. Genel Çeviri Stratejileri …………..….………...…..62

5.1.1. Yabancılaştırma Yoluyla Çeviri ………...63

5.1.2. Öykünme- Öyküntü Yoluyla Çeviri ………...63

5.1.3. Yerlileştirme Yoluyla Çeviri………...64

(10)

viii

5.1.7. Açımlama Yoluyla Çeviri / Genişletme………...65

5.1.8. Ekleme Yoluyla Çeviri……….………...…66

5.1.9. Çıkarma Yoluyla Çeviri ……….………....66

5.1.10. Somutlaştırma Yoluyla Çeviri ………..………..….67

5.1.11. Türetme Yoluyla Çeviri ……….……….….67

5.1.12. Çıkarım Yoluyla Çeviri ………...67

5.1.13. Yer Değiştirme Yoluyla Çeviri ………67

5.1.14. Uyarlama Yoluyla Çeviri ………...………..68

5.1.15. Standartlaştırma Yoluyla Çeviri ………...68

5.1.16. Perspektif Kaydırma (Değiştirme) Yoluyla Çeviri ………...…...69

5.1.17. İletişimsel Çeviri ………..69

5.1.18. Birebir Çeviri Yoluyla ………...69

5.1.19. Yanlış Anlam ve Yorumlama Yoluyla Çeviri ………..70

5.2. İlgili Araştırmalar ……….……….70 BÖLÜM VI: YÖNTEM 6.1. Araştırmanın Modeli ……….74 6.2. Evren ve Örneklem ………...74 6.3. Verilerin Toplanması ………...74 6.4. Uygulama ………..75

6.4.1. ‘Conversations Pratiques De L’Oral’ Konuşma Kitabının İncelenmesi……...76

6.4.2. Uygulamanın Metodu ………78

BÖLÜM VII: BULGULAR VE YORUMLAR 7.1. Birinci Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri ………...83

7.1.1. Birinci Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları……...84

(11)

ix

7.3. Üçüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri …………...…….85 7.3.1. Üçüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları …….86 7.4. Dördüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri ……….86 7.4.1. Dördüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ...87 7.5. Birinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri …………...….87 7.5.1. Birinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ….88 7.6. İkinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri …………..…...88 7.6.1. İkinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları …..89 7.7. Üçüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri…………...….89 7.7.1. Üçüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları …90 7.8. Dördüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri……….90 7.8.1. Dördüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ………...91

BÖLÜM VIII: SONUÇ VE ÖNERİLER

8.1. Sonuçlar ……….92 8.2. Öneriler ………..94 KAYNAKÇA ………...95 EKLER

Ek-1: ‘Conversations Pratiques De L’Oral’ Kitabının Sayfa Kullanım Düzeni

Açıklaması ………..………..77 Ek-2: ‘Conversations Pratiques De L’Oral’ Kitabının Bir Ünitesi ………..…..100

(12)

x

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 2.4.1.1: James Holmes ve Çeviribilim Alanları ………..…………...11

Tablo 2.4.1.2: Gideon Toury ve Çeviribilim Alanları ………..……...………12

Tablo 3.2.1.1: Newmark’ın Çeviri Yöntemi ………..………..………....31

Tablo 3.2.9.1: İşlevsel Kuram ………..….……..…….41

(13)

xi

GRAFİKLER LİSTESİ

Grafik 7.1.1. Birinci Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ……..84 Grafik 7.2.1. İkinci Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ………85 Grafik 7.3.1. Üçüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları …….86 Grafik 7.4.1. Dördüncü Sınıfların İlk Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ...87 Grafik 7.5.1. Birinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları ...88 Grafik 7.6.1. İkinci Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları …...89 Grafik 7.7.1. Üçüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları….90 Grafik 7.8.1. Dördüncü Sınıfların İkinci Ankette Kullandıkları Çeviri Stratejileri Sonuçları .91

(14)

xii KISALTMALAR

bkz.: bakınız

agy.: adı geçen yapıt krş.: karşılaştırınız ve bşk.: ve başkaları akt.: aktaran Alm.: Almanca İng.: İngilizce Fr.: Fransızca çev. :çeviren

(15)

BÖLÜM I GĠRĠġ

Ġnsanlığın var oluĢundan beri iletiĢim önemini sürdürmeye devam etmektedir. Ġnsanların birbirini anlamasında, birbirleriyle anlaĢmasında, bilgi, kültür aktarımında vazgeçilmez tek yol olan iletiĢim, günümüzün küreselleĢen dünyasında daha da çok ihtiyaç duyulan bir gereksinimdir.

Kendi dilimiz, kültürümüz haricinde baĢka toplumları tanımak, onların sahip oldukları değerleri öğrenmek, insanın doğası gereğince merak uyandıran bir konudur. Bunları gerçekleĢtirmenin yolu Ģüphesiz o ülkenin, o toplumun dilini bilmekten geçiyor. ĠletiĢimin vazgeçilmez aracı muhakkak ki dildir. Ancak dil sayesinde iletiĢim

kurabiliyor ve böylece toplumlararası bilgi, kültür alıĢveriĢi sağlanabiliyor. ĠĢte

toplumların etkileĢiminde bu aktarım noktasında çeviriye büyük rol düĢmektedir. En dar tanımıyla bir dilin baĢka bir dile çevrilmesi olan çeviride önem arz eden husus, kaynak dilde verilmek istenenin erek dilde de aynı hissi vermesi, aynı etkiyi göstermesi baĢka bir deyiĢle uygun eĢdeğerlikte olmasıdır. Ancak bu Ģekilde çeviri, amacına hizmet etmiĢ olur.

AraĢtırmanın amacı çeviri iĢleminde öğrencilerin kullandıkları çeviri stratejilerini tespit etmektir. Çevirmenin çeviri süresince izleyeceği yol olan çeviri stratejileri, onun doğru çeviri yapmasına, uygun, iletiĢimsel eĢdeğerliği bulmasına yardımcı olacak bir yol pusulasıdır. Çevirmen, bu pusulayı doğru Ģekilde kullanabilirse ancak hedeflediği yönde ilerlemiĢ olur; aksi halde hedefe varmak bazı kayıplara yol açmakla beraber güçleĢecektir.

Bu bölümde, yapılan araĢtırmayla ilgili araĢtırmanın amacı ve önemi, problem cümlesi, tanımlar, sınırlılıklar, sayıtlılar ve araĢtırmanın problem durumuyla ilgili bilgiler yer almaktadır.

(16)

1.1. AraĢtırmanın Amacı

Günümüzde, bilgi ve bilgi teknolojileri ĢaĢırtıcı bir hızla geliĢmektedir. Bu enformatik yarıĢ aynı zamanda toplumların siyasi, ekonomik ve entellektüel gücünün de göstergesidir ( Suçin, 2007: 15 ). Yabancı bir dili, ülkeyi ve kültürünü tanımanın en önemli yollarından biri, kuĢkusuz çeviridir. Çeviri kültürler arası, toplumlar arası ve bireyler arası iletiĢimde büyük rol oynamaktadır ve bu sayede çeĢitli ülkelerdeki geliĢmeleri takip etmek, yabancı ülkelerin edebiyatçılarını ve eserlerini tanımak mümkün olmaktadır (Yalçın: 2008:).

Çeviri, iletiĢimde özellikle toplumların değerlerinin etkileĢiminde önemli yer tutmuĢtur. Çeviride önemli olan kaynak metinde verilmek istenenin erek metinde de aynı etkiyi yaratması, eĢdeğerliğin uygun olmasıdır. Bu eĢdeğerlik, doğru çeviri stratejilerinin kullanılmasıyla sağlanabilir.

Bu araĢtırmanın amacı Gazi Üniversitesi Fransız Dili Eğitimi Anabilim Dalı Sözlü ĠletiĢim Becerileri Dersinde Kullanılan ‟‟Conversations Pratiques De L‟oral‟‟ Kitabındaki Fransızca söz kalıplarının Türkçeye çevirisinde öğrencilerin izledikleri çeviri stratejilerini tespit etmektir. Bu niteliğiyle araĢtırma, hem yabancı dil öğretimi alanına hem de daha sonra bu konuda yapılacak araĢtırmalara katkı sağlamak

amacındadır.

1.2. AraĢtırmanın Önemi

Çeviri, insanların iletiĢiminde dili kullanmasıyla baĢlar. Dilin, insanlığın ve uygarlığın geliĢiminde önemli bir yere sahip olan çeviri, kültür ve dil etkileĢimin ve ayrıca oluĢumun temel amacıdır. GeçmiĢten günümüze dil ve kültür alanlarında etkin bir konumda olmasına karĢın, çeviri kuramı ve faaliyetlerinin kapsamlı, bütüncül ve bilimsel bir çerçeveye oturtulması süreci neredeyse ancak günümüzde tamamlanmıĢtır.

Çeviribilim yeni bir bilim dalı olmasına rağmen, günümüzde üzerinde çok fazla çalıĢılan, her geçen gün araĢtırmaların, bilimsel katkıların arttığı, ulusların, ülkelerin, kurum ve kuruluĢların ilgi alanı olmaya devam ettiği bir bilim dalıdır. AkĢit (1998)‟in belirttiği gibi, bilim, teknik, kültür ve sanat alanlarında bilgi alıĢveriĢinde bulunabilmek, hızla geliĢen ve değiĢen çağa ayak uydurabilmek ve geliĢmelerden haberdar olabilmek için çeviriye büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Kültür aktarımını sağlayacak yollardan biri de, Ģüphesiz dildir. Her toplumun kendine özgü bir dili bulunmaktadır. Bir toplumun

(17)

baĢka bir toplumu etkilemesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda çeviriye çok büyük rol düĢmektedir. Bir dili çevirmek, dil olgularını oluĢturdukları çerçeve içinde bilmek, değerlendirmek ve açıklamakla mümkündür. ġüphesiz diller farklı özellikler taĢır, yapısal özellikleri aynı değildir. Çeviri konusundaki güçlüğümüz bu farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bir dildeki metni baĢka bir dile aktarırken önemli olan Ģekil ve anlamda doğru eĢdeğerliği yakalamaktır. AraĢtırmada ‟‟çeviri eĢdeğerliği‟‟ de arandığından bu anlamda önem kazanmaktadır.

1.3. Problem Cümlesi

‟‟Conversations Pratiques De L‟Oral‟‟ ders kitabındaki söz kalıplarının çevirilerinde öğrenciler hangi çeviri stratejilerini izlemektedirler?

1.4. Tanımlar

Çeviri: Kaynak dildeki bir metni, hedef dilde eĢdeğer bir metin ile değiĢtirme eylemidir (Catford, 1965).

Çeviribilim : Çeviriyi dilbilimsel, toplumsal, göstergebilimsel bir olgu biçiminde ele alıp irdeleyen, bir kurama dayanarak açıklamaya çalıĢan bilim dalıdır (AkĢit, 1998).

Erek dil: Çeviri ediminde çevrilen metnin aktarıldığı dildir (BoztaĢ ve Yener, 1999). Kaynak dil: Çeviri ediminde çevirinin baĢlama noktasını oluĢturan, çevirisi

yapılacak olan metnin yazılmıĢ ya da söylenmiĢ olduğu dildir (BoztaĢ ve Yener, 1999). Eşdeğerlik : Özgün metnin, kendi dilinin okurunda uyandırdığı etkinin çeviri metninde çeviri dili okurunda uyandırabilmesidir (Guttinger, 1963).

Düzanlamsal eşdeğerlik: Bir metnin nesnel bilgi içeriğini, metin dıĢı göndergesel anlamını aktarmaya yönelik çeviri ölçütüdür (AkĢit, 1998).

Yananlamsal eşdeğerlik: Bir metnin dildıĢı göndergeye doğrudan doğruya bağlı olmayan, kendi içindeki ses, sözcük, dizim, yapı iliĢkilerinden doğma anlamını aktarmaya yönelik çeviri ölçütüdür (AkĢit, 1998).

Çeviri stratejisi: Çevirmenlerin verilen bir metnin çevirisi için amaçları doğrultusunda uyguladıkları tutarlı bir hareket planıdır (BoztaĢ ve Yener, 1999).

(18)

1.5. Sınırlılıklar

Bu araĢtırma; Türkiye‟de mevcut okutulmakta olan Fransızca ders kitaplarından “Conversations- pratiques de l‟oral” (Cidalia Martins, Jean-Jacques Mabilat: 2003) ders kitabında kullanılan söz kalıplarıyla sınırlıdır. Bu bağlamda, kalıplaĢmıĢ ifadeleri aĢan dil birimleri (örneğin, metin, söylem vs.) araĢtırmanın kapsamı dıĢındadır. Öte yandan çalıĢmanın örneklemi Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Fransızca Eğitimi Anabilim Dalı‟nda eğitim gören öğrencilerle sınırlıdır.

1.6. Sayıltılar

1. Hangi düzeyde olursa olsun söz kalıplarının çevirisinde öğrenciler birden fazla strateji kullanmıĢlardır.

2. Söz kalıplarını çeviren öğrencilerin düzeylerine göre çeviri stratejilerinde farklılıklar bulunmaktadır.

1.7. Problem Durumu

Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Fransızca Eğitimi Anabilim Dalı‟nda öğrenim gören öğrenciler, ‟‟Conversations Pratiques De L‟Oral” (Cidalia Martins, Jean-Jacques Mabilat: 2003) ders kitabında yer alan söz kalıplarını çevirirken hangi çeviri stratejilerini izlemiĢlerdir? Öğrenci

çevirilerinde biçimsel ve içerik açısından nasıl bir çeviri davranıĢı söz konusudur? Öğrenci düzeyleriyle izledikleri çeviri stratejileri arasında bir iliĢki var mıdır? AraĢtırma bu sorulara cevap arayacaktır.

(19)

BÖLÜM II

ÇEVĠRĠ VE ÇEVĠRĠ ARAġTIRMALARI

Bu bölümde, araĢtırmamız kapsamında genel olarak çeviri ve çeviri araĢtırmalarına ve ayrıca çeviriye, çevirmene, çevirinin tarihçesine, çeviribilimin inceleme alanlarına, çevirinin genel sorunlarına değineceğiz.

2.1. Çeviri Nedir?

Çevirinin pek çok tanımı yapılmıĢtır. Çeviri, çevirmen sayesinde gerçekleĢen, toplumların bilgilerini birbirleriyle paylaĢmalarını sağlayan bir yoldur, Göktürk „ün (1994: 15) ifadesiyle „‟ tek tek diller ötesinde bir ortak dildir çeviri, dillerin dilidir„‟. Catford (1965), çeviriyi kaynak dildeki bir metni, hedef dilde eĢdeğer bir metin ile değiĢtirme eylemi olarak tanımlarken; Theodor Savory (1957), çeviriyi bir sanat olarak tanımlar ve onu iletiĢim engellerini ortadan kaldırma aracı olarak görür. Eric Jakobson (1958) ve Peter Newmark (1981) çeviriyi bir sanat olarak görürken Nida (1964) gibi bilim adamları da onu bilim olarak tanımlar (Köksal: 2008). Çeviriyi Fédorov,‟‟dilsel bir iĢlem‟‟ (Mounin,1963: 13) olarak tanımlamaktadır. Ladmiral (1980) onu son derece önemli bir iletiĢim durumu olarak ele almakta ve bir dildeki iletiĢim düzenini diğer dildekine dönüĢtüren ikinci dereceden bir iletiĢim bir üst iletiĢim aracı‟‟ Ģeklinde tanımlamaktadır. Peker (1992: 21) Auden‟den yaptığı bir alıntıyla Rozenzweig‟in görüĢlerini Ģu Ģekilde veriyor: Çeviri yapmak iki efendiye birden hizmet etmek demektir. Bu hizmet aslında hiç kimsenin yapamayacağı bir Ģeydir. Bu nedenle kuramsal olarak hiç kimsenin yapamayacağı her Ģey gibi, çeviri de uygulamada

herkesin yaptığı iĢ olup çıkar. Hiç kimse çeviri yapmadan edemez ve herkes çeviriye el atar.

Mounin (1963:13) ise çeviriye ‟‟bir çok bilim arasında yer alan bir iki dillilik olgusu, diller arasında bir temas noktası‟‟ olarak bakmaktadır. Özcan BaĢkan, Fransız dilbilimcisi George Mounin ile hem fikir olarak çeviriyi Ģu Ģekilde tanımlar: ‟‟Çeviri, bir dildeki belli bir parçada bulunan anlamın baĢka bir dildeki belli bir parçada yeniden kurulmasını sağlayacak biçimde giriĢilen dilsel bir aktarma iĢlemidir‟‟ (1979: 213). Kuran ise çevirinin tanımını Ģu Ģekilde dile getirir: ‟‟Çeviri, kaynak dildeki göstergenin ne ifade ettiğini bulmak sonra bu ifade edilen Ģeyin amaç dilde hangi gösterge aracılığı

(20)

ile ifade edilebileceğini saptayıp bu göstergeyi kullanmaktır‟‟ (Kuran, 1995: 40).

Schleiermacher, çeviriyi bir iletiĢim olayı olarak görmektedir. Ona göre, ‟‟Çeviri okuru ve kaynak metin yazarı iki ayrı dünyanın insanıdır, ayrı dilleri konuĢmaktadırlar; okurun yazarı anlayabilmesi, onun dünyasını ve dilini anlamaktan geçer; kendi

koĢullarını ve yazarın koĢullarını yok sayamaz.‟‟Algün ise ‟‟En genel tanımıyla çeviri, insanın insanla iliĢkiye girdiği her durumda kendini ifade etme yoludur. Yani, düĢünce ve duygularını, dilek ve beklentilerini dile getirmeye çabaladığı her giriĢim bir çeviridir denilebilir. Olaya bu bağlamda yaklaĢtığımızda sosyal yaĢamda gerek ana dilimizde gerekse sonradan edindiğimiz dillerde gerçekleĢtirdiğimiz bir transfer yöntemidir‟‟ Ģeklinde tanımlar. Kloepfer‟in tanımıyla ‟‟Yabancı olanı, bilinen aracılığıyla anlaĢılır kılmaya çalıĢan bir iĢlemdir‟‟. (Algün, 1995: 139). Çeviri, yalnızca yazınsal bir iĢlem değil değiĢik diller konuĢan bireyleri bir araya getirmek ve onları birbirine

yakınlaĢtırmak sorumluluğunu da üstlenir ve adeta„‟ diller ve kültürler arasında bir iletiĢim aracı, kültürler ve uygarlıklar arasında bir köprü, yani bir uzlaĢma aracı olur (Vardar, 1981: 71).

Çevirinin çeĢitli benzetmelerle yapılan tanımına bakacak olursak, on yedinci yüzyılda Ġngiliz ozan James Howell çeviri için Ģu benzetmede bulunuyor: ‟‟Kimi der ki, çeviri bir Türk halısının arka yüzüdür.‟‟(Payne, 1980: 307). BaĢka bir benzetme de Betrand‟ın yazdığı bir önsöz metninde yer alıyor: ‟‟Çeviri kadın gibidir; güzelse sadık olmaz, sadıksa güzel olmaz‟‟ (Battafarone, 1993: 62).

2.2. Çevirmen Kimdir ?

Bir metni bir dilden baĢka bir dile çevirmeyi meslek edinen kiĢiye çevirmen denir. Çevirmenler kitap, film, makale, tez, ticari yazıĢma ve sözleĢmeler, hukuki dokümanlar, vize evrakı vb. gibi belgeleri tercüme eden veya toplantılarda, seminerlerde, konferanslarda ardıl veya eĢzamanlı çeviri yapan kiĢilerdir.

Kaliteli çeviri için Ģüphesiz iyi çevirmenler gereklidir. Hedef dildeki anlamı doğru analiz edebilme iyi bir çevirmen olmanın birinci Ģartıdır. Bunların üstüne iyi bir çevirmen belgeleri daha doğru çevirebilmek için çevirisi yapılan dilin diyalektiklerini de bilmeye ihtiyaç duyar (Yazıcı, 2007). Çeviri yaptığı dili iyi bilmek ve konuĢmak Ģüphesiz bu profesyonel bir çevirmenin sahip olması gereken en temel kriterdir. Kaynak ve hedef dilini iyi bilmeyen bir çevirmenin doğru bir çeviri yapmasının imkânı yoktur.

(21)

Ġlkhan (1994: 17) ‟‟Bir çevirinin baĢarılı sayılabilmesi için amaç metnin kaynak metinle yapı, biçem, içerik, anlatım bakımlarından „eĢdeğer‟ olması, sonuçta da „çeviri metnin, özgün metnin okuru üzerinde kaynak dilde yarattığı etkiyi kendi dilinde kendi okuru üzerinde yaratması gerekir. Bunun için yerine getirilmesi gereken ilk koĢul, çevirmenin kaynak metni kendi bağlamı içinde derinliğine kavramıĢ, baĢka bir deyiĢle, kaynak metne iliĢkin tüm sorunları çözmüĢ, kaynak metni anlamıĢ olmasıdır. Duniel Moskowitz‟in deyiĢiyle söylersek: „Çevirmen okurunu anlatmak için anlamak zorundadır çevirmen iki dünya, iki ekin, iki uygarlık arasında bir arabulucudur‟‟.

Ġyi bir metin yazıcısı olmak yazma çevirmenin yaptığı iĢlerden en baĢta

gelenidir. Ünlü çeviribilimcilerden Katkarina Reiss çevirmenin özelliklerinin Ģu Ģekilde açıklar: ‟‟Çevirmen, gelen iletiyi, özgün kiĢilik yapısı, yaratıcılık bakımından görüĢleri ile bir ileticidir ancak alımlayan, yorumlayan iletileri ile durumu ölçüsünde algılayan, yazan bir bireydir‟‟(Reiss, 1997: 76). Ionna Kucuradi (1980) ve diğer bazı konu

uzmanları çevirmen hakkında Ģu yorumları yapmaktadır: ‟‟Bir tek dünya fikrinin gitgide yaygınlaĢtığı bu dünyada, onsuz olunamayacak bir aracıdır çeviri iĢi, bir bakıma,

müzikte virtüözün iĢine benziyor, bu yapıta onsuz ulaĢılamıyor. Ama bir bakımdan iĢi onunkinden zor çünkü bir dille üretileni baĢka bir dille yeniden üretmek zorunda olan çevirmen iki farklı sınırlamayla uğraĢmak zorundadır, hem çevirdiği metne bağlı kalmak zorunda - aslını vermek zorunda - hem de bir metni çevirdiği dilin ona çizdiği olanak sınırlarının içinde hareket etmek zorunda‟‟ (22). Çevirmen metin yazmada, iyi bir yeteneğe sahip olmalıdır. Dilde farklı yazım stillerinin olduğunun da farkında olmalıdır. Doğru noktalama ve paragraf oluĢturma çevrilen materyalin okunabilirliğini ve değerini artıracaktır. Keskin bir dinleyici olmalıdır. Çevirmenin dinlerken ana noktaları, belirli kelimeleri ve deyimleri yakalayabilmesi konuĢmaları doğru bir Ģekilde çevirebilmesi için gereklidir. Bu çok önemli bir kriterdir ve ancak düzenli pratik

yapılarak geliĢtirilebilir. Çevirmen, sözlüklerle ve ansiklopedilerle, internetle yakından ilgili olmalı ve onlardan yararlanabilmeli ve bu materyallerden bilgisini

geliĢtirebilmelidir. Zaten bu bilgi onun iyi bir çevirmen olması için en temel gereksinimidir. Çevirmen kiĢilerin çoğu zamanı internette kelime arama, çevirdiği konuda bilgi edinmekle geçmektedir.

Çevirmen hakkında baĢka tanımlara yer verecek olursak, ‟‟Çeviri yapan kimse, dünyanın herhangi bir parçasını görüntüleyen bir fotoğrafın altına değiĢik bir altyazı koymakla yetinen kiĢi değildir; çevirmenin iĢlevi yabancı metinde ortaya çıkan dilsel

(22)

olguyu anlamak ve bunu anadilinin kendisine sunduğu olanaklar yardımıyla açıklamak olmalıdır‟‟ (Doğan, 1987:16). Yılmaz da Ģu Ģekilde görüĢ dile getirir: ‟‟Çevirmenin iĢi zordur, çünkü çevirmen kaynak ve hedef dilin toplumsal ve kiĢisel kullanım değerlerini çok iyi bilmek durumundadır. Aksi takdirde iletiĢim kurabilmekte mesajın tam

geçirgenliği arasındaki ayrıntılarda kaybolabilir. Çevirmen kendi kiĢisel yaklaĢımlarını hesaba katmadan, ön yargıdan uzak, ne yaptığını bilen, sözcüklere saygılı ve ancak uygun gördüğü yerlere kendi tarzını ithal edebilen bir olma zorunluluğu vardır‟‟ (Yılmaz, 1994: 68).

Tarihte ilk çevirmen olarak Livius Andronicus kabul edilir. Kendisi yaklaĢık ĠÖ.240 yılında Odisea‟yı Yunanca‟dan Latince‟ye koĢuk biçimde çevirmiĢtir.

Andronicus‟un çeviribilim açısından önemi, çevirisinin kalıcılığından kaynaklanmıĢtır (Savory, 1957: 27-34).

2.3. Çevirinin Tarihçesi

José Lambert‟e göre çeviri tarihi, çevirmenlere, gölgeden çıkıp zihinsel faaliyetlere yaptıkları katkıları anımsatarak, kendilerine olan güvenlerinin artmasına yardımcı olur (1993: 22). Çevirinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. YaklaĢık dört milyon yıldır var olan insanoğlunun tarihinde yazı, altı bin yıllık bir zaman sürecini içerir.

Ġlk kez Mezopotamya „da Sümer çivi yazıları ile ortaya çıkan yazıyı Mısır ve Çin alfabeleri izledi. Yazı ile birlikte tarih doğdu ve çeviri de yerini aldı. Arkeologlar 4500 yıl önce kil tabletlere yazılmıĢ Sümerce – Eblait‟çe sözcükleri keĢfederek tarihin en eski devirlerinde bile çevirinin varlığını kanıtlamıĢlardır. (Delisle ve Woodsworth, 1995: 7). Aksoy‟a göre çeviri tarihini oluĢturmak; ‟‟Ġnsanlar, kültürler ve uygarlıklar arasında geçmiĢten beri süregelen kültürel alıĢveriĢ ağına ıĢık tutmak, hangi eserlerin nasıl ve neden çevrildiklerini anlamak, çevirinin hangi koĢullarda gerçekleĢtiğini, çevirinin toplumların geliĢmesine katkısını, ulusal yazınların nasıl ortaya çıktığını ve geçmiĢten günümüze çevirmenlerin bu zevkli ama bir o kadar da zahmetli iĢe hangi nedenlerle katlandıklarını öğrenmek demektir‟‟ (Aksoy, 2002: 13).

Romalılar dönemi, çevirinin düzenli bir Ģekilde yapılmasının baĢlangıcı olarak kabul edilir (Bassnett, 1983; Schulte ve Biguenet, 1992). Bu dönemde ünlü düĢünürler Horatius ve Cicero çeviriyi Ģiir çevirisi bağlamında ele alarak çevirinin zekanın

(23)

yayılması ve sanatın evrenselleĢtirilmesi iĢlevlerini vurgulamıĢlardır. Romalılar döneminde genelde Yunan yazınının çevirisi yapılmıĢ ve Roma yazını bu çeviriler aracılığıyla Yunan örneklerine öykünen eserler üretmiĢtir. Romalılar kendi yazınsal dizgelerini zenginleĢtirmek anlayıĢı ile çeviri sürecinde çevirmenlerin yeni sözcük bulmalarını ya da bazı sözcükleri ödünç almalarını desteklemiĢtir. Ciceron sözcüğü sözcüğüne değil, anlamın karĢılığının aynen yaratılmasını savunur. Romalılarda çeviri, yazınsal üretimin öykünme boyutunu oluĢturan bir yöntem olarak uygulanmıĢtır. Hristiyanlığın yayılmasıyla çevirmenlerin iĢi hem çoğalmıĢ hem de ağırlaĢmıĢtır. Ġncili ilk defa MS 384 yılında çeviren St. Jerome, Ciceron‟nun izinden giderek anlamın aktarılması yolunu seçmiĢtir. 1380-1384 yılları arasında Ġncil ilk defa John Wycliffe tarafından tam olarak Ġngilizceye çevrilmiĢtir ve herkesin kendi diline anlayabileceği bir Ġncil‟in üretilmesi hedeflenmiĢtir. Fransız düĢünür Etienne Dolet (1509- 46), çeviri tarihi içinde çeviride bir kuram ortaya atan ilk kiĢi olarak yerini alır. ‟‟Bir Dilden Diğer Bir Dile Ġyi Bir ġekilde Çeviri Yapma Yolları‟‟ adlı yazısında Dolet beĢ ilke önerir. Bunlar; çevirmen, anlaĢılmaz noktalara açıklık getirmekte özgür olmasına karĢın, özgün yazarın kastettiği anlamı çok iyi kavramalı, kaynak ve hedef dili çok iyi bilmeli,

sözcüğü sözcüğüne çevirmemeli, günlük dil kullanımlarına çevirisinde yer vermeli, doğru tonu yakalayabilecek sözcük seçimi ve düzenini belirlemelidir. (Basnett, 1980: 45- 50). Ünlü Homer çevirmeni Ġngiliz George Champan da Ġlyada çevirisinin

önsözünde (1598); sözcüğü sözcüğüne çeviri yapmayın, özgün metnin „‟ruhuna‟‟ ulaĢmaya çalıĢın, gevĢek çeviri yapmaktan sakının, çeviri öncesi çok bilimsel ve dikkatli bir araĢtırma yapın diye sıralayarak Dolet‟nin görüĢlerini yineler.

16.yüzyılda çeviri kültürel ve zihinsel bir faaliyet olarak görülmüĢ ve Roma ve Yunan uygarlıklarına ait olan metinlerin çevirileri hız kazanmıĢtır.

17.yüzyılda öykünme yöntemi yerini bütünleĢtirici bir estetik anlayıĢına bırakır. Sir John Denham, bir sanat eserinin hem biçimini hem de ruhunu içeren bir çeviri anlayıĢını benimser. John Dryden ise On Translation adlı makalesinde çeviriyi üçe ayırır: Sözcüğü sözcüğüne, satırı satırına ya da bir dilden diğerine, anlamı anlamına, açımlama, öykünme (özgün metinden gerekirse sapabilme).

18. yüzyılda Alexandre Pope özgün metne aĢırı sadık çeviri ve gevĢek çeviri arasındaki asıl sorunun çevirmenin kendi çağdaĢı olan okuyuculara sorumluluğu çerçevesinde ele alınmasını önerir. Racine, Shakespeare gibi büyük yazarların eserleri

(24)

yeniden elden geçer. Bu yüzyılda çeviri kavramında öne çıkan imge, çevirmenin özgün konuya ve okuyuculara karĢı ahlaki bir sorumluluğu olan bir „‟ressam‟‟ olarak

Ģekillenir. Yaratıcılık önem kazanır ve içinde bulunulan dile veya yazınsal beğeniye uygun yapı ve biçimlerin yaratılması gerekliliği vurgulanır.

18. Yüzyılın sonlarına doğru Alexander Tytler, The Principles Of Translation (1791) adlı eserinde üç ilke geliĢtirir. Bu ilkeler: Çeviri özgününde yer alan düĢüncenin aynını vermelidir, çevirinin biçemi ve niteliği özgünün aynısı olmalıdır. çeviri özgün yapının akıcılığına ve okunabilirliğine sahip olmalıdır. Schleiermacher (1768- 1834) yazın çevirisi için ayrı bir alt-dilin (sub-language) yaratılması gerekliliğini dile getirir. Dante Gabriel Rossetti (1828- 82) de çevirmenin kaynak metnin diline ve biçimine bağlı kalması gerektiğini söyler.

19. yüzyılda Ġngiliz çevirmenler ayrı bir çeviri dilinin oluĢması önerisini destekler. F. W. Newman çevirmenin mümkün olduğunca özgün metne bağlı kalması gerektiğini savunur. Bassnett, 19. Yüzyıl çevirilerinde ağırlığın eski dil, yabancı kavramlar ile sözcükler ve okunamaz anlatımlara verildiğini ve aynı görüĢün ünlü Viktorya dönemi düĢünürü, yazar ve eleĢtirmeni Mathew Arnold‟da yankı bulduğunu yazar. Arnold‟a göre çevirmen öncelikle kaynak metin üzerine odaklanmalı ve tam bir bağlılıkla o metne hizmet etmelidir. Bassnett 19. Yüzyıldan 1910‟lara kadar ki çeviri anlayıĢını Ģu Ģekilde sınıflandırır: kaynak metnin sorgusuz öncül olduğu ve bilim adamlarınca yürütülen çeviri faaliyeti, aydın okuyucunun özgün metne yönelmesini destekleyen çeviri faaliyeti, hedef okuyucunun, metnin ‟‟yabancı‟‟ özellikleri sayesinde kaynak okuyucu konumuna yükselmesini sağlayan çeviri faaliyeti, büyülü dehlizlerde kendini bulan Alaaddin benzeri, çevirmenin kendi uygulanabilir seçimini hedef okuyucuya sunduğu çeviri faaliyeti, daha düĢük düzeyde olduğu varsayılan kaynak metni yüceltmeye çalıĢan çeviri faaliyetidir.

Çevirinin 20. yüzyılda batıdaki geliĢimine baktığımızda temelde kuralcı

(normative) bir yaklaĢımın benimsendiği görüyoruz (Lefevre, 1992: 5- 15). 1930‟larda ve ikinci dünya savaĢının hemen ardından Euguene Nida ve Andréi Federov‟un

kitaplarının yayımlanmasının ardından çevirinin odağı yazınsal konulardan dilbilime doğru kaydı. Dilbilimsel yaklaĢımın ilk dönemi olarak adlandırılan bu dönemde çeviri ‟‟eĢdeğerlik‟‟ düzeyinde ele alınıyordu. Nida, çeviriyi özgününe en doğal ve en yakın karĢılık olarak tanımladığı „‟gerçek eĢdeğerlik (dynamic equivalence) kavramını

(25)

oluĢturmuĢtur. Chomsky‟nin, üretimsel-dönüĢümsel dilbilgisi olarak öne sürdüğü dilbilgisi kuralları, Nida‟nın görüĢlerini somutlaĢtırır ve Toward a Science of

Translating adlı kitabı çeviri kuramında bir öncü niteliğini taĢır. Alman çeviri bilimciler Reiss ve Vermeer, metin ağırlıklı çeviri kuramı yaklaĢımlarını Skopos olarak

adlandırdıkları, çeviri sürecini metnin iĢlevinin belirlediğini öne sürdükleri görüĢle desteklerler (Aksoy: 2002 ). Bu bölümde çeviri tarihini yüzyıllara ayırarak kısaca bu konu hakkında bilgi vermeye çalıĢtık.

2.4. Çeviribilimin Ġnceleme Alanları

Çeviribilimin inceleme alanlarıyla ilgili görüĢü ilk gündeme getiren kiĢi James Holmes olmuĢtur. Holmes, Kopenhang 1979 ‟‟Uygulamalı Dilbilim Kongresi‟‟ nde sunduğu bildirisinde çevirinin bir bilim dalı olarak kabul görmesinin öncelikle öteki disiplinlerin izinden gitmesine bağlı olduğunu öne sürmüĢtür. Buna göre, Holmes çeviribilimin inceleme alanlarını Ģu Ģekilde belirlemiĢtir.

2.4.1. Kuramsal Alan

Tablo 2.4.1.1. James Holmes ve Çeviribilim Alanları (Yazıcı: 2005: 18)

Genel AraĢtırma Kısmi AraĢtırma Betimleyici Alan

Kavramsal ve kuramsal çalıĢmalar. Soyut kavramları yeniden yorumlayıp açımlayarak özel alanla ilgili soyut düĢünce yeteneğinin geliĢmesini hedefler.

Çeviri aracı bağımlı

(bilgisayarlı çeviri- çevirmen elinden)

Ürün

Dil –Kültür bağımlı Süreç Dilbilgisi bağımlı (sözcük,

tümce,metin düzeyinde)

Ürün + süreç

Metin türü/söylem türü bağımlı inceleme

Zaman sınırlı inceleme Çeviri sorunu bağımlı (eĢdeğerlik, eğritileme gibi)

(26)

Holmes kuramsal alanın çerçevesini bu Ģekilde çizerken Gideon Toury de temelde Holmes‟un uygulama alanıyla kuramsal alanda karĢılıklı iliĢki olması gerektiği Ģeklindeki görüĢlerine katılır. Toury‟nin çeviribilim ve inceleme alanlarını aĢağıdaki Ģekilde görmekteyiz.

Tablo 2.4.1.2. Gideon Toury ve Çeviribilim Alanları (Yazıcı, 2005)

Kuram Uygulama Kuram Betimleme

Ürün Süreç Ürün+süreç Çeviri Eğitimi Çeviri EleĢtirisi Yardımcı araç (ĠĢlevsel) Sözlük/Terimce

Ġnternet/ Bilgisayar programları

Toury‟ e göre, betimleyici araĢtırmanın iĢlevsel olması durumunda kuramsal alanın uygulama alanıyla iliĢkisi olduğu görüĢü savunulmaktadır. Bunun nedeni ise iĢlevsel araĢtırmanın ürün ve süreçten oluĢan inceleme malzemesinin doğrudan uygulama alanıyla ilgisinden kaynaklanmaktadır.

2.4.2. Çeviribilimin Diğer Bilimsel Disiplinlerle ĠliĢkisi

Çevirinin bilimsel bir disiplin olarak incelenmesi yakın bir tarihe dayanmaktadır. 1950‟li yıllarda kavramları iyice Ģekillenen dilbilim, göstergebilim ve metin dilbilim bir ‟‟çeviribilim‟‟ oluĢmasına da zemini hazırlamıĢtır (Suçin, 2007: 15). Son elli yılda antropoloji, dilbilim ve anlambilim alanlarında yapılan çalıĢmalar, çeviri araĢtırmalarına yeni bir soluk getirmiĢtir; Catford (1965) ve Nida (1964) gibi çeviri araĢtırmacıları, yapısal dilbilimin verilerini çeviriye uygulayarak, çevriyi ‟‟bilimsel‟‟ bir disiplin olarak ele almaya çalıĢmıĢlardır (Suçin, 2007: 16). Kültür aktarımını sağlayacak yollardan biri Ģüphesiz çeviridir. Bu nedenle çeviribilim dallarını dil, kültür, iletiĢim bilimini içerecek Ģekilde geniĢ tutmak durumundadır. Wills (1990: 19) yirminci yüzyılın çeviriye yoğun düĢüncenin ayrıldığı ilk yüzyıl olmadığını belirtmektedir. Çeviri antik çağdan beri dinsel, felsefi, estetik, antropolojik ve psikolojik çalıĢmaların esas konusunu oluĢturmuĢtur.

(27)

Çeviribilimi biliĢsel psikolojiye dayanmaktadır. Çünkü çeviri, çözümleme, yorumlama, karĢılaĢtırma, benzeĢtirme, çıkarım yapma, olasılıkları değerlendirme, planlama ve birleĢtirme gibi süreçlerin birleĢtiği zihinsel iĢlemler zincirinin son halkası olan „yeniden üretme‟ den daha fazlasını içermektedir. Bütün bu iĢlemler biliĢseldir. BaĢka bir deyiĢle, çeviri iĢlemi biliĢsel etkinlik olarak tanımlanabilir (Tommala, 1986). Çeviri; basit, çizgisel, soldan sağa Ģifreleme / Ģifre çözme modeli olarak tanımlanamaz (Koschmieder, 1965; Kade, 1968; Wills, 1977). Wills (1990), eylem, davranıĢ, problem-çözme, yaratıcılık, sezgi gibi kavramlar doğrultusunda bu iĢlemleri, çevirinin

stratejilerini, yöntemlerini, tekniklerini ve yordamlarını ‟‟Cognitive Aspects of The Translation Process‟‟ baĢlıklı yazısında tartıĢmaktadır.

Modern çeviri bilimi, çeviri eyleminin ilkelerini, yapılarını ve kategorilerini ortaya koymaya amaçlamakta ve çeviri iĢleminde çevirmenlerin eylemlerini

yönlendirmelerine yardımcı olacak ampirik temele dayalı kuramları geliĢtirmeye

çalıĢmaktadır. Stierle (1981: 558), çeviriyi ortak bir eylem ufku oluĢturmaya iliĢkin özel bir durum olarak görmektedir. Wills (1990: 19- 20), çeviribilimin bu eylem için

kullanılabilir yararlı ve yeterli kuralları hazırlamayı da amaçladığını belirtmektedir. Bunu yaparken Nida‟nın (1983: 23) da belirttiği gibi, çeviribilimi diğer bilimsel disiplinlerin bulgularından yararlanmak zorundadır.

2.4.2.1. Dilbilim – Çeviribilim ĠliĢkisi

Dilbilim ve çeviribilim iliĢkisi üzerine bir çok çalıĢmalar yapılmıĢtır (Vardar: 1978; Tuncer: 1988; Göktürk: 1989; Kocaman: 1992; BoztaĢ: 1992; Bengi-Öner, 2001: 27). Göktürk (1989: 164- 5), dilbilimin kullanımsal metinlerin çevirisine katkıda bulunabileceğini vurgulamaktadır. Kocaman (1992: 31- 4), modern dilbilimin

betimleyicilik, nesnellik, uygunluk gibi temel ilkelerinin çeviriye yararlı olabileceğini belirtmektedir. Newmark (1981: 5), çeviri kuramını dilbilimin özellikle karĢılaĢtırmalı dilbilimin bir dalı ve anlambilimin bir yönü olarak görmektedir. Çeviri, farklı dilsel, iletiĢimsel ve kültürel toplumların bireyleri arasındaki anlaĢmayı sağlayan bir tür dilsel etkinlik olarak kabul edilebilir. Çevirmenler dilbilimin tüm düzeylerinde ( sözcük bilgisi, biçim bilgisi, sözdizimi ve anlambilim) belirli dilsel verilerle çalıĢmak durumundadır. Bengi-Öner (2001) de çeviribilim üzerinde dilbilimin yönlendirici bir etkiye sahip olduğunu ve dilbilimin çeviriye uygulamalı alan içinde her zaman yer verdiğini vurgular. Çeviri sürecinde karĢılaĢılan sorunların üstesinden gelmek için

(28)

çeviribilim, dilbilimden ve dilbilimi metin dilbilim, biçem bilim gibi alt disiplinlerinden yararlanmak zorundadır ( Köksal: 2008: 81- 83).

2.4.2.2. Metin Dilbilim ve Çeviri

Ġster yazılı olsun isterse sözlü her metin bir dil yapısına sahiptir ve metin dilbilim de bu yapı ile ilgilenir. Metinlerin Beaugrande de Dessler‟in (1981) ortaya koyduğu yedi metinsellik özelliği vardır:

I. BağlaĢıklık: Bir metin farklı öğeleri arasındaki iliĢkiyi ifade eder. II. BağdaĢlılık: Bir söylemdeki sözcüklerin veya bir metindeki tümcelerin

anlam bütünlüğünü oluĢturan iliĢkileri ifade eder.

III. Niyetlilik: Metni ortaya koyan kiĢinin belirli bir plan dahilinde bir hedefi elde etmek veya bilgiyi ulaĢtırmak gibi niyetlerini gerçekleĢtirmesi açısından olayların bağdaĢık ve bağlaĢık bir metin oluĢturmasına yönelik tutumunu ifade eder.

IV. Kabuledilebilirlik: Alıcının yani metnin hitap ettiği kiĢinin / kiĢilerin kendileri açısından metnin yararı ve ilgisine yönelik tutumlarını ifade eder. V. Bilgisellik: Sunulan metinden beklenen bilgilendirme derecesi; beklenen

beklenmeyen veya bilinen bilinmeyen bilgi ayrımını ifade eder. VI. Durumsallık: Metinde yer alan olayın durumla ilgili olmasını sağlayan

etkenleri kapsar.

VII. Metinler arası iliĢki: Bir metnin kullanılmasını önceden karĢılaĢılan bir veya birden fazla metin hakkında bilgiye bağlı kılan etkenleri içerir.

Kaynak dilde oluĢturulan iletiĢimsel metnin yerini hedef dildeki bir baĢka iletiĢimsel metin alacaktır. Bu, çevirmenin kaynak metnin iĢletimsel iĢlevini ortaya koyacağı hedef dil metninde koruması gerektiği anlamını taĢır. Erden (1992: 256), çevirmenin metnin oluĢturulduğu kültürel bağlamı ve metnin dil yapısını tam ve doğru olarak bilmesi gerektiğini savunmaktadır.

(29)

2.4.2.3. Biçembilim ve Çeviri

Biçembilim bireylere veya gruplara özel olan dil kullanımındaki sistemli

değiĢkenliğin incelenmesi ile ilgilenir. Çeviri yaparken çevirmenin bu değiĢkenliği yani kaynak metnin yazarınca okuyucular üzerinde oluĢturmayı amaçladığı etkiyi

oluĢturabileceği biçemi dikkate alması gerekir. Köksal (1993: 109- 118), yazın çevirisinde eĢdeğerlik kavramına biçimsel yaklaĢım önerisini sunarken çevirmenlerin hedef dilde bulunan seçenekler arasından seçim yapma özgürlüğüne sahip olduklarını ancak bunu asıl metnin kendilerine tanıdığı sınırlar dahilinde yapabileceklerini belirtmektedir. Biçembilim, dil kullanımındaki bir değiĢikliği sadece sözdizimi

düzeyinde değil aynı zamanda ses, anlam ve yazım düzeylerinde de ele alınır (Leach ve Short, 1986: 119- 146). Turner (1975: 225) biçem ve kavramının kendisinde bir üstdil unsuru bulunduğunu çünkü belirli sözcüklerin ve onların yan anlamlarının sözcüklerin gönderiminden daha anlamlı olduğunu savunmaktadır. Philipmore (1919: 12) ‟‟belli bir biçem yönelimi çevirmenler açısından problemlerin en büyüğüdür‟‟ demektedir. Turner‟in (1986: 237) belirttiği gibi edebiyat biçem bilimin tek uygulama alanı değildir. (Köksal, 2008: 86- 88).

2.4.2.4. Çeviri – Kültür ĠliĢkisi

Dil içinden çıktığı kültürle kaynaĢmıĢ, o kültürün ayrılmaz bir parçası olmuĢtur. Kültürün tanımına gelince; ‟‟ kültür bir insan topluluğunun nesilden nesile aktardığı, gelenek halinde devam eden maddi ve manevi varlıklarının, değerlerinin bütünüdür (…). Topluluğun yaĢayıĢ ve davranıĢ Ģeklidir‟‟ (Türkçe Sözlük, 2000: 621). Görüldüğü gibi, kültürde belli bir aktarma söz konusudur. Bu aktarma iĢini üstlenen çevirmenin iki dili iyi bilmesi yeterli değildir, bu dili konuĢan uygarlığı, kültürü tanıması gereklidir. Bu konuda G. Mounin (1963: 236) Ģöyle demektedir: ‟‟Bir dili çevirmek için iki koĢulu yerine getirmek gerekmektedir, tek baĢına biri yeterli olamaz, yabancı dili iyi öğrenme, o dili kullanan topluluğun kültürünü bilmekle olur. Hiçbir çeviri bu iki koĢul yerine getirilmedikçe yeterli sayılamaz‟‟. Kültürler arası farklılık çeviri iĢleminde dikkat edilmesi gereken çok önemli etkenlerden biridir. Kültürün, ideal çeviriyi

gerçekleĢtirmedeki rolünün diğer faktörlerden daha fazla olmasının sebebini Baykan ‟‟Sosyal - kültürel faktörlerin çevirideki rolü‟‟ adlı makalesinde kültürün çok yönlü oluĢundan ve bu çok yönlülüğün kiĢiden kiĢiye olan algılama çeĢitliliğinden de ileri gelmek olarak belirtir.

(30)

Kültürel değerlerin aktarımı çeviri sayesinde gerçekleĢmektedir. Cömert (1978) çeviriyle beslenmeyen dünya kültürüne kapalı bir edebiyat yalnızca kendi olanaklarıyla geliĢemeyeceğini, filiz sürüp boy atamayacağını belirtiyor. Üstelik çevirinin bil dilden baĢka bir dile yapılan bilgi aktarımına da indirgenemeyeceğini de savunuyor. Ama bir yönüyle de geçmiĢe, eski kültüre dönüktür. Bir yandan geçmiĢin birikimini tarih boyunca insanlığın ortaya koyduğu tüm değerleri art zamanlı düzeyde (diachronie) günümüze taĢırken, öte yandan da eĢ zamanlı düzeyde (synchronie) ulusal kültürler arasındaki alıĢveriĢi sağlar. Böylece, hem çağdaĢ bir kültür birleĢimini hem de üretilen yeni değerlerin dayanıĢmasını, birbirinden etkilenmelerini kolaylaĢtırır. En önemlisi de geçiĢ dönemindeki bir toplumun kendi çabalarıyla oluĢturamadağı kültür değiĢimini gerçekleĢtirir (krĢ. 26). Schımı de (1989: 70) bu görüĢlere paralel olarak kendi

görüĢünde, çevirinin kültürler arasındaki yabancılaĢmayı ortadan kaldırdığını, halklar arasındaki sınırları yıktığını, kültürel farklılıkları aĢtığını belirtmektedir. Doğan (1986: 5) kültürel açıdan kendi sınırlarıyla yetinmeyip diğer kültürlerle iliĢki kurma ihtiyacı, dilleri bir dönemin kültür merkezi durumundaki ülkelerin dillerine bağımlı kılmıĢtır. Örneğin Çince yüzyıllarca Kore, Japon ve Alman dillerini etkilemiĢtir ama karĢılığında bir Ģey alamamıĢtır. Güçlü kültür dalgaları yayılırken etkilediği dillere kendi

sözcüklerini de getirir.

2.5. Çeviriyle Ġlgili Genel Sorunlar

Çeviri oldukça karmaĢık bir süreçtir. Çevirmen açısından oldukça yoğun bir zihinsel faaliyet gerektirir. Çevirmen çeviri sürecinde sürekli olarak sorunlarla karĢılaĢır ve bu sorunları çözerek ilerler. Bir anlamda çeviri, sorun çözme sürecidir dahi denilebilir. Kısaca özetlenmeye çalıĢılan bu sorunlar çok değiĢik alanlarla ilgili olabilir ( Aktaran: Yazıcı, 2007: 45 ).

2.5.1. Diller arası ve Kültürler arası Farklılıktan Kaynaklanan Sorunlar

Kültür bağımlı sözcük, ölçü birimi veya sayısal ifadeler ve kısaltmalarla ilgili sorunları kapsar: okura yabancı gelen ve kendi kültür anlayıĢına ters düĢebilecek veya kendi kültüründe bulunmayan kültür bağımlı sözcük, deyim ve ifadelerin çevrilmesiyle ilgili sorunlardır.

(31)

2.5.2. Metin Geleneğiyle Ġlgili Sorunlar

Erek ekinde bulunmayan veya bulunmasına karĢın farklı sıralama veya yöntemlerin kullanılması durumunda karĢılaĢılan sorunlardır. Örneğin, özgeçmiĢ çevirisinde Amerikan geleneğinde sıralama sondan baĢa giderken, Avrupa metin geleneğinde bunun tarihsel sıralamayı izleyerek çevrilmesi veya Ġngiliz geleneğinde nüfus cüzdanı yerine pasaport kullanılması buna örnek gösterilebilir.

2.5.3. Yer Sınırlaması ve Tipografik Sorunlar

Dilsel farklılıklardan kaynaklanan yer sınırlamaları Ģeklinde açıklanabilir. Örneğin bir filmin alt yazısı çevirisindeki Ġngilizceden Arapçaya çevrilecek metinde bu tür yer darlığıyla ilgili sorunlar yaĢanabilir.

2.5.4. Edimsel Çeviri Sorunları

Kaynak ve çeviri metnin farklı ortam, durum ve zamanda yaratılması sonucu çevirmenin çeviri iĢlemine girmeden önce çevirinin iĢlevinin saptanması konusunda karĢılaĢtığı sorunlardır.

2.5.5. Kaynak Metinle Ġlgili Sorunlar

Çeviri süreci içinde kaynak metin üzerinde değiĢiklik yapılması, silinmiĢ ya da okunmayan sözcükler, yazım hataları, eksik metin, kötü yazılmıĢ bir metin (anlam belirsizlikleri, ifade hataları), metinde anlatılan Ģeyin eksik olması gibi sorunlar.

2.5.6. Dilsel Sorunlar

Farklı Ģivelere ait ve sözlüklerde yer almayan yeni sözcükler, ne olduğu

bilinmeyen kısaltmalar, kiĢi, kurum ve coğrafi yer adları, argo, belirli meslek gruplarına ait deyiĢ biçimleri, halk diline ait deyiĢler, biçemsel özelliklerden kaynaklanan sorunlar.

2.5.7. Diğer Sorunlar

Her türlü dil oyunu özellikle Ģiir çevirisinde (ve reklam vb metinlerde) uyak ve ses, yapı benzerliklerinin sağlanması, kaynak kültürün çok belirgin bir Ģekilde öne çıkması, mizah, espri ve fıkralar, kaynak kültürde var olan bir kavramın erek kültürde olmaması gibi sorunlardan bahsedebiliriz.

(32)

2.6. Çeviri ĠĢlemi Mümkün müdür ?

Peki bu sorunlar altında çeviri iĢlemi mümkün müdür? Bu soru, çeviriyle ilgilenenlerin sürekli gündeminde olan bir sorudur. Bu soruya verilecek cevap çevirmenlere göre değiĢmektedir. Bu soruya kafa yoranlar, çevirinin kendi içinde bir olanaksızlık oluĢturduğunu söylemekten kaçınmadılar (Cary, 1985). Cervantes, Ġspanya‟da, çeviriyi tersine döndürülmüĢ bir halıya benzetir; bütün motifleri üzerinde olduğu halde hiçbir güzelliğini algılayamazsınız. Dante, Ġtalya‟da, Ģiir bağıyla ahenkli hale getirilmiĢ Ģeylerden hiçbirinin kendi dilinden bir diğerine tatlılığı ve ahengi

bozulmadan taĢınamadığını öne sürer. Almanya‟da Humboldt, her çeviri bana kuĢkusuz gerçekleĢtirilemez bir iĢi çözme giriĢimi gibi gelir dedikten sonra, Schlegel de çevirinin kaçınılmaz olarak çeviren ya da çevirilerin telef olacağı bir ölüm düellosu olduğunu söyler. Ġngiltere‟de George Borrow, çevirinin olsa olsa bir yankı olabileceğini belirtir. Fransa‟da Joachim du Bellay‟den alanında üstat olan Voltaire‟i geçerek Victor Hugo‟ya kadar pek çok kiĢi çevirilerin bir yapıtın hatalarını arttırdığını ve onun güzelliklerini bozduğunu düĢünüyordu. Perrault, bir yazarın yapıtının çevirisiyle daha iyi

değerlendirilebileceğini savunuyor; Lamartine, yabancı bir Ģairi orijinalinden çok çevirisinden okumanın her zaman daha keyifli olduğunu ileri sürüyor ve Swinburne, Byron‟a yalnızca çeviride katlanılabildiği paradoksunu ortaya atıyor.

Aslında çeviriye yöneltilen eleĢtiriler iyi çözümlenirse onların kötü çeviriyi ve kötü çevirmenleri hedef aldıkları ve bazılarının bu tür bir kanıtlardan yola çıkarak çevrinin genelde olanaksızlığına karar vermek için çabaladıkları fark ediliyor. Çeviriden tam olarak ne anlaĢılmalı? Birbirlerine çok uzak gerçeklikleri kapsayan sözcükler arasında dolaĢmak istemiyorsak çevirini ülkelere ve zamanlara göre çok farklı iĢlemler gösterebildiğini düĢünmemeliyiz. Bazı düĢünürler bu soruna eğildiler ve onun

çözüleceğini savundular. Değerli Rus kuramcı Andréi Fédorov 1953‟te yayımlanan bir yapıtında çevirinin bilimsel incelemesinin temelli olarak her çevirinin özü bakımından dilsel bir iĢlem olduğu ve olduğu gibi incelenmesi gerektiği ilkesini ileri sürmüĢtü. Çeviri alanında yapılan araĢtırmalar dilsel disiplinler bünyesinde yer almalıdır. Bu tutum bizzat sağduyudan esinlenmiĢ gibi. KarĢılaĢtırılmalı dil incelemeleri sayısız çeviri iĢlemlerinin anahtarlarını da böylelikle getirecektir ve bu çalıĢmanın nesnel kurallarını kendi görünür çeĢitlilikleri içinde belirleme olanağı sağlayacaktır. ÇeĢitli çeviri iĢlemlerinden her birinin kendine özgü kurallarını baĢka yerde aramak gerekir. Kendi içinde bir bütünlük arz eden her tür, çok belirgin bir özgünlüğe sahiptir ve kendine özgü

(33)

öyle net bir iĢlem oluĢturur ki bu iĢlemi ayrı olarak göz önüne almaya ve ilk planda ortak paydalardan çok kendi özelliklerini biçimsel mantık zarar görse de oluĢturmaya yöneliriz. Aynı zamanda bizzat dilbilimcilerin de dili ve onun farklı bileĢenlerini bütün bir kültürel bağlama bağlı ve onda eriyen olgular olarak kavramak için önceki biçimsel anlayıĢlardan uzaklaĢmak eğiliminde oldukları yeterince gözlenebiliyor. Sağlam bir nesnel temel gibi görünebilen Ģey sonuçta devingen ve belirsiz olabiliyor (Cary, 1985: 42- 45).

(34)

BÖLÜM III

ÇAĞDAġ ÇEVĠRĠ KURAMLARI ve BELLĠ BAġLI KURAMCILAR

1980‟den baĢlayarak günümüze değin çeviribilimde önemli kuramlar, kuramcılar, çeviribilimciler olmuĢtur. Bu bölümünde bunların bazılarından bahsedeceğiz.

3.1. BaĢlıca Çeviri Kuramları 3.1.1. Çoğul Dizge Kuramı

Çoğul Dizge Kuramı, çeviri yazınını ekinsel bir bağlam içinde ele alıp erek dizgeye ait yazınsal dizgede ona özel önem veren bir kuramdır. Bu kuram 1970‟li yıllarda Even-Zohar tarafından öne sürülmüĢtür. Çeviri kuramını devingen bir sistem içerisinde ele alan ilk kuram olması açısından çeviribilimde özel bir yeri vardır.

Yazın tarihine çoğul bir dizge içersinde bakarak çeviri yazınına bu dizge içersinde yer veren Even-Zohar diğer yazın tarihçilerinin aksine çeviri yazınının ulusal yazındaki yerini ve iĢlevsel rolünü yadsımaz. Ona göre ekin „yapısallaĢmanın‟

tetikleyicisi olarak bir yandan toplumda sistemli bir dizge yaratan bir öğe öte yandan da toplumu harekete geçiren bir öğedir. BaĢka bir deyiĢle „ekinsel dizge (repertuar)

durağanlık ve devingenliğin çatıĢması sonucu ortaya çıkar. Bu dizelge, toplumun ya gerçekten bilinmeyen ya da kasıtlı olarak bilindirilmeyen üyeleri tarafından yaratıldığı gibi bilinçli ve açıkça toplumun kurumları tarafından da oluĢturulabilir. Örneğin, ulusal kültür politikası böyle bir ekinsel dizelgenin sonucu baĢlatılan bir eylemin parçası olarak düĢünülebilir. KuĢkusuz dizelgenin oluĢumunda ekinin içinde bulunan üyelerin payı olduğu kadar dıĢarıdan ekine giren örneğin „çeviri‟ gibi ithal ürünlerin de etkisi olur (Akt. Yazıcı, 2005: 126).

Bu ithal ürünler ekinsel dizelgeye rastlantısal olarak girilebileceği gibi temelde dizelgenin zayıflığından ya da dizelgenin devingen yapısından ötürü rekabet sonucu da girebilirler. Ancak bu dizelgeye giren ürünlerden bir kısmı erek ekin dizelgesiyle bütünleĢip onun kopmaz bir parçası olur. Aktarma iĢlemi de iĢte böyle bir sürecin sonucunda gerçekleĢir (Even-Zohar, 2002: 165- 173). Konuya çeviribilim açısından yaklaĢıldığında bu disiplinin ekinsel dizelge bağlamında „aktarılmıĢ ürünleri‟ inceleme gereği ortaya çıkar. Zohar‟ın özellikle „aktarılmıĢ ürünler‟ deyimini kullanması dikkati

(35)

„erek dizelgede kabul görmüĢ ürünler‟e çeker. Bu ise, disiplinin inceleme malzemesini belirlemek düĢüncesinden kaynaklanabilir. Zohar‟ın dikkati daha en baĢtan çektiği bir ikinci nokta da çeviri yöntemiyle ilgilidir. Onun ithal ürün, aktarılmıĢ ürün gibi sözcükler kullanarak daha temel kavramlardan „karĢılaĢtırılmalı çözümlemenin‟ önemini vurguladığı görülür (Akt. Yazıcı, 2005, 127).

KarĢılaĢtırma, Zohar‟ın öne sürdüğü kuram içersinde çok yönlü olarak yapılır. Buna göre ulusal yazını hem kendi içersinde hem de çeviri yazınla iliĢkisi bakımından ele alan bu kuram, „merkez - çevre‟, ‟saygın görülen edebiyat - saygın görülmeyen edebiyat‟, „yüksek edebiyat - aĢağı edebiyat‟, birincil edebiyat - ikincil edebiyat‟ kavramlarını öne sürerek yazın tarihini çeliĢkilere dayalı devingen bir süreç içersinde ele almayı baĢarmıĢtır. Bu kavramları devingenlik ve durağanlık durumlarına göre inceleyen Zohar, örneğin „birincil edebiyat‟ ve „ikincil edebiyat‟ kavramlarını yenilikçilik ve tutuculuk açısından irdelemiĢ ve yenilikten yana olan merkezi tehdit edici güce sahip çevresel konumdaki edebiyata „birincil edebiyat‟ adını vermiĢtir. Öte yandan siyasal bakımdan egemen olan gücü merkeze koyup yasallık kazandırmak istediği „saygın edebiyat‟ tutuculuktan yana bir tutum sergilediği için Zohar‟ın tanımına göre „ikincil edebiyat‟ konumuna düĢmüĢtür (Even-Zohar, 1978: 10- 25). Buradan da anlaĢılacağı gibi karĢılaĢtırma tek yönlü değil çok yönlü olarak yapılmıĢtır. Bu Ģekilde karĢılaĢtırma yöntemi sistemin bütününü devingen bir yapı içerisinde görmeye yarar.

Bu kuram çeviribilim açısından kendinden sonra gelenlere üç noktada ıĢık tutmuĢtur. Bunlardan birincisi; sistemi tanımak açısından betimleyici incelemelere ilgi artırmıĢtır, ikincisi; çevirilerin sistemdeki rolünü anlamak açısından çeviribilimin inceleme gerecinin odağı, kaynak ekin ve kaynak metinden erek ekin ve çevirilere doğru kaymıĢtır, üçüncüsü ise çeviribilim araĢtırmalarının devingen bir sistem içersinde ele alınarak bu disiplinin durağanlıktan kurtulup dinginlik kazanmasına aracı olmuĢtur. Ancak bu söylenenlerin ötesinde Even-Zohar‟ın çeviribilime en önemli katkısı, bu disipline „sistem‟ kavramını sokarak onun „genel kuram‟ olması yolunda ilk adımı atmıĢ olmasıdır. ĠĢte bu kısaca yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü „Çoğul Dizge Kuramı‟ nın, „Betimleyici Kuramlarla doğrudan iliĢkisi olduğu öne sürülebilir (Akt. Yazıcı, 2005: 127- 129).

(36)

3.1.2. Betimleyici Kuram’a GiriĢ

Holmes‟un araĢtırmalarda kuram ve uygulama arasında sürekli köprü kurulması gerektiği görüĢü haklı olmakla birlikte kuramsal alanda uygulama alanındaki

yöntemlerin kullanılması bu bilim dalındaki kuramsal çalıĢmaları çıkmaza sokabilir. Örneğin, bilim dalındaki kuramsal alandaki çalıĢmaların geçmiĢin bir tekrarı olmaktan öteye geçmemesi veya çeviri etkinliği sırasında ortaya çıkan mikro düzeyde sorunlara çözüm aramakla sınırlı kalması kuramsal alandaki yöntem eksikliğinden

kaynaklanabilir. Oysa Toury‟nin çeviribilim incelemelerini kuramsal alandan baĢlatması bu tehlikenin önüne geçme düĢüncesinden kaynaklanmıĢtır. Örneğin, uygulama ve kuramsal alan arasındaki iliĢkiden önce kuram ve betimleme arasındaki iliĢki üzerinde düĢünülmesi gerektiği düĢüncesini akla getirmiĢtir. BaĢka bir deyiĢle Toury ile birlikte kuramsal alan uygulama alanı yönlendirmekten çıkmıĢ uygulama alanının isterse kuramsal alandaki bilgiden yararlanabileceği görüĢü egemen olmaya baĢlamıĢtır (Akt. Yazıcı, 2005: 130).

3.1.3. Erek Odaklı Kuram

Yeni bir kaynak metin odaklı çeviri kuramı yerine Gideon Toury hedef metin (target text) odaklı bir çeviri kuramı geliĢtirmiĢtir. Artık kaynak metnin yazınsal ve dilbilimsel eĢdeğerliklerinin önerildiği bir çeviri kuramı ve uygulamalar yerine „kaynak metin ve gerçek karĢılığı‟ arasındaki „gerçek iliĢkiler‟ (actual relationship)

irdelenmektedir (Toury, 1980: 39). Toury‟nin kuramı, çeviri ürünü belirleyen

„kısıtlamaların‟ (constraints) birbirleriyle ilgili olan unsurlarını tanımlamayı ve çeviri kuramının kültürel - tarihsel „gerçekleri‟ (facts) çeviri kuralları olarak adlandırdığı bir dizi yasayı içerir (Aksoy, 2002: 47).

Gideon Toury‟nin ‟‟Erek Odaklı Kuram‟‟ ı çevirilerin erek ekin ürünü olduğu önselinden yola çıkar. „Çevirilerin erek ekin ürünü‟ olduğu önseli ise çevirilerin aynen kaynak ekindeki özgün yapıtlar gibi erek ekinde de bir konumu ve iĢlevi olduğu düĢüncesinden kaynaklanır. Bu durumda, Toury‟nin Even-Zohar‟ın ‟‟Çoğul Dizge Kuramı‟‟ ndan yola çıkarak çevirilerin erek ekine özgü yazınsal çoğul dizgede bir konumu ve iĢlevi olduğunu bundan böyle çevirilerin erek ekinde kaynak metin ve ekinle bağlantılarının koptuğunu öne sürdüğü görülür. Buna bağlı olarak betimleyici

çalıĢmalarını çevirilerin erek ekindeki iĢlevlerinden baĢlatmayı uygun görür. KuĢkusuz Toury‟nin betimlemeye, uygulama alanındaki kuralları saptamak üzere çeviri

(37)

sürecinden değil de çevirilerin erek ekindeki iĢlevinden girmesi çeviribilime

devingenlik kazandırmıĢtır. BaĢka bir deyiĢle çeviri süreçlerini çevirilerin erek ekindeki iĢlevinin belirlendiğine dikkati çekerek zihinde geçen çeviri süreçlerinin ancak görgül verilerden yola çıkarak saptanabileceğini belirtmek istemiĢtir.

Çeviriyi baĢlatanın kaynak ekin değil erek ekin olduğu düĢünülecek olursa erek ekin kendi dizgesinde gördüğü bir eksikliği çeviri yoluyla kapatma ya da yenilik

getirme kararını kendisi verdiği anlaĢılır. Erek ekine giren çeviriler erek ekin dizgesinde bir süre çevresel erek ekin dizgesinde bir süre çevresel konumda kalsalar bile erek ekinin devingen yapısı gözönüne alındığında bir süre sonra erek ekinde merkez konuma gelebilirler. Bu Ģekilde kaynak metnin kaynak dizgede oynadığı rolü çeviri ürünler de erek dizgede oynayabilir. Toury‟nin kuramına ‟‟erek odaklı‟‟ denmesi erek ekinde çeviriler arasında var olan iliĢkileri betimlemesinden kaynaklanır. Toury‟nin bulgulandırmadaki temel amacı erek ekindeki çeviri anlayıĢını ortaya çıkartmaktır. Buna bağlı olarak ‟‟erek odaklı‟‟ araĢtırma öncelikle erek ekindeki çevirilerin hem özgün yapıtlarla hem de kendi aralarındaki iliĢkilerinden ve iĢlevlerinden çeviri

anlayıĢını belirlemeyi hedefler. Örneğin erek ekinde bir bütünce içersindeki çevirilerin incelenmesi sonucunda erek ekindeki egemen çeviri anlayıĢının kaynak odaklı olduğu ortaya çıkabilir. Kuramın erek ekindeki çevirilerden yola çıkması onun erek ekinde sonlanacağı anlamına gelmediğini gösterir. Buradan Toury‟nin hedefinin erek odaklı çeviri yöntemini önermekten çok çeviribilim alanındaki incelemeleri „ çevirilere‟ odaklamak olduğu anlaĢılır (Yazıcı, 2005: 130- 131).

GörüĢlerini temelde Levy ve Popoviç‟e dayandıran Toury kurallarını belirleme ve sınıflandırmada uygulanabilir yollar bulur. Toury‟e göre kurallar (norms) yetenek (competence) ve edim (performance) arasında ortaya bir düzeyde yer alır. Yetenek çevirmenin seçenekleri anlamına gelirken, edim gerçekte seçilmiĢ olan seçeneklerdir. Çevirmeni ve çeviri sürecini yönlendiren ve belirleyen bu kuralların çeviri eğitiminde de öğrencilere çeviri aĢamasında ve çeviri çözümlemesinde yol gösterici oldukları söylenebilir (Akt. Aksoy, 2002: 48).

Toury‟e göre üç tür çeviri kuralı vardır:

a) Öncül kural: Bu kural, çevrilecek olan metnin seçimini birinci dilden ya da ikinci dilden mi çeviri yapılacağını ve bazı durumlarda ana dile mi

(38)

ikinci dile mi çeviri yapılacağını (sömürgeler örneğinde olduğu gibi) belirler.

b) BaĢlangıç kural: Bu kural çevirmenin kaynak metne mi çevrilecek kültüre mi yakınlaĢması ile ilgili kararlarını yönlendirir.

c) ĠĢlerlik kuralı: Bu kurallar gerçek anlamda çeviri ediniminde karar verme sürecini yönlendiren kurallardır ki Toury bunları a) yapısal kurallar ve b) metinsel-dilbilimsel kurallar olarak ikiye ayırır (1980: 55).

Yapısal kurallar metnin geniĢ ölçek yapısını saptamaya ve bununla ilgili kararları etkilemeye yönelikken (örneğin paragraf, bölüm, sayfa düzeni vs) metinsel-dilbilimsel kurallar metnin küçük ölçek düzeyinde tümce yapılarının ayrıntılarını, sözcük seçimlerini, italik ve büyük harf kullanımlarını ve benzer faaliyetleri içerir (Hermans, 1999: 76- 77). Toury‟nin kuramının çeviri alanına katkılarını ünlü çeviribilimci Edwin Gentzler Ģöyle özetler:

1) Birebir benzerlik ve yazınsal / dilbilimsel eĢdeğerlik olasılığı ile ilgili düĢüncelerin terk edilmesi.

2) Herhangi bir çeviri metnin üretiminde hedef kültürel dizgedeki yazınsal eğilimlerin etkisinin tanınması.

3) Sabit bir kimliği olan özgün ileti kavramından vazgeçilmesi.

4) KesiĢen kültürel dizgelerin göstergesel ağında yer alan özgün metnin ve çeviri metnin bütünleĢmesi (1993: 130).

Toury‟e göre çeviri eleĢtirisinde çeviri metinler içlerinde bulundukları kültürel-dilbilimsel bağlamda değerlendirilmelidir. Çevirilerin sabit bir kimliği yoktur; belirli bir zaman diliminde karar verme sürecini etkileyen güçler tarafından yönlendirilir.

Toury‟nin bu görüĢlerinin etkisiyle çeviri artık göreceli bir terim haline gelmiĢ, ürünü değerlendirmeye yarayacak bir dizge arayıĢı bir kenara bırakılarak çevirinin son halini belirleyen süreci açıklayan bir modelin geliĢtirilmesini ön plana çıkarmıĢtır. Toury‟den önceki çeviribilimciler James Holmes, Anton Popoviç, Van den Broeck ve diğerleri çeviri metni bir tür üst metin olarak görmekte ve kaynak metne göre

Şekil

Tablo 2.4.1.1.  James Holmes ve Çeviribilim Alanları (Yazıcı: 2005: 18)
Tablo 2.4.1.2. Gideon Toury ve Çeviribilim Alanları (Yazıcı, 2005)
Tablo 3.2.1.1. Newmark’ın Çeviri Yöntemi
Tablo 6.4.2.1. Söz Kalıbı Çeviri Anketleri

Referanslar

Benzer Belgeler

Kuramsal çeviribilim, betimleyici çeviribilim alanında yapılan çalışmaların sonuçlarını, çeviriyle ilişkili alan ve bilim dallarıyla birleştirir; böylece

Açımlama: Kaynak metinde bulunmayan ancak kaynak metnin bağlamından ve hedef kültüre dayalı bilgiden yola çıkarak çevirmenin ek bilgiyi çeviri metninin

Bu düzenlemeler genel itibariyle turizm sektöründe yabancı işçi çalıştırmak için gerekli olan Türk vatandaşı istihdamına ilişkin kota uygulamasının

Çalýþmaya katýlanlarýn toplam depresyon puanlarý deðerlendirildiðinde; kadýnlarýn erkeklere göre (p=0.001), okur-yazar olmayanlarýn diðer gruplara göre (p=0.001),

(Bulduklu & Karaçor, 2019, s. İletişim sürecinde mesajın doğru ve uygun şekilde alıcıya ulaşmasını, iletişimin gerçekleşmesini sağlayan aracı nesne

“çeviri ne kadar erek kültüre yakınsa o ölçüde başarılıdır” anlayışına bırakmıştır. Bu da çeviribilimin gelişmesiyle ortaya çıkan bir olgudur. Çeviri kuramları

Yani iki grupta yer alan öğrencilerin bu dersi kesinlikle almak istedikleri, dersin uygulamaya yönelik olmasını istedikleri, bu dersi üniversitede öğrenim

Çeviri sürecine ve çeviri stratejisine yönelik edimbilimsel bakış ilk olarak çevirmenin alımlama ve yorumlama gücüne katkı sağlar, aynı zamanda edimbilimin en