Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi
bu antikaların yanı sıra kontun zen gin kütüphanesi onları kültürel yönden tamamlamıştır.
Kont Ostorogların yalısının ka pısı hemen herkese daima açık kal mıştır. Haftanın hemen her günü yalıyı yerli ve yabancı konuklar doldurup boşaltmıştır.
Ünlü Fransız yazarı Pierre Loti İs tanbul’a her gelişinde burada mi safir kalmıştır.
Özellikle 1913 yılı Ağustosunda, Kandilli iskelesinde büyük bir in san topluluğunca alkışlarla karşı lanmış ve o geceyi Kontun konuğu olarak geçirmiştir. Yalıda ünlü Türk dostu yazarın onuruna görkemli bir ziyafet verilmiş, meşalelerle dona tılmış sandallarla Boğaziçi unutul maz gecelerinden birine daha ta nık olmuştur. Dilden dile günümü
ze kadar ulaşan bir söylentiye gö re de o günlerde Kandilli Sarayın da oturan Beyzade Celalettin Bey’- in güzel eşi Visalinur hanım Kon tes Ostrorog’u ziyarete gelmiştir. Pierre Loti İstanbul’da güzelliği dil lere destan olan bu kadını görebil mek için yalının üst katındaki sedir lerde (sözcük yerinde ise) sipere yatarmış. Epey bir zaman sonra Vi salinur hanım’ın kayığı yalının rıh tımına yanaşmış. Siyah ipekli elbi seler içerisinde Visalinur hanım ayağa kalkmış, bir an peçesini kal dırarak rıhtıma ayağını atmış. İşte, peçenin kalktığı o bir iki saniye, ünlü yazarın saatler boyu görebil mek için beklediği anmış.
ÜNLÜLERİN ANILARI
Kont Ostorog yalısında pek çok ünlü kişinin anıları vardır. Türk dos
tu Fransız yazarı Claude Farrère 1911, 1930 ve 1950 yıllarında bura da kalmıştır. Yazarın “Ankara’nın dört kadını” adlı romanını da o günlerde düşündüğü söylenirlCla- ude Farrère’nin son gelişinde Kan dilli yine ender günlerinden birini- yaşamış. O gün beyaz elbisesi, bembeyaz sakalı ile gelen bu ünlü dostu selâmlamak için halk yalının çevresine doluşmuş.
Yalıyı ziyaret eden ünlü kişiler den biri olan André Malraux “An-
timèmoiren” ismiyle yayınladığı
anılarında, bu yalıdan, “Boğaziçi kı yılarında bir saray” diye söz eder. Fransız romancısı Alain Robbe Gril- let, L’immortello (Ölümsüz Kadın) filmini 1962 yılında burada çekmiş ve bunu izleyen günlerde de yalı Fransız TV'de görüntülenmiştir.
Kont Ostorog yalısını ziyaret eden ünlüler yalnızca bunlardan ibaret değildir. Eski Başbakanlar dan Adnan M enderes, Fransa Cumhurbaşkanı Georges Pompi dou, danimarka Prensesi Margaret- he, Dürrü-Şahvan Sultan, Piyanist Alfred Cortot yalıda kalan dünya ca ünlü kişilerdir.
Boğaziçinde yalısını uluslararası üne kavuşturan Kont Ostorog 19 Aralık 1976'da İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur.
BOĞAZİÇİ YALILARINDA HAYAT
KONT
yülıişi
Boğaziçinin iyi korunabilmiş köşelerinden, Kandilli ile Kanlıca arasında geçmiş günleri yansıtan bir yalılar dizisi dikkati çeker. Bu radaki Kıbrıslı Mehmet Ali Paşa ve Abud Efendi yalılarının yanı sı ra Kont Ostrorog’un aşı boyalı ya lısının kendine özü bir görünümü, geçmişi vardır.
Polonya’nın soylu ailesi Ostro- roğlardan bazıları Fransa’ya göç ederek oraya yerleşmiş ve Fran sız vatandaşı olmuşlardı. Bunlar dan Kont Leon Valèrien Ostorog 1900’lerde Osmanlı Hükümetince İstanbul’a davet edilmiş, Adliye Nezaretinde ve Şadaret’de hukuk müşaviri olarak görevlendirilmiş ti. İstanbul Darülfünununda da öğ retim üyeliği yapmış ve Osmanlı İmparatorluğu hukuk danışmanı ünvanını kullanmıştır.
İslam hukuku üzerinde çalışan Kont Léon Valèrien Ostrorog Öx- ford ve Lahey Üniversitelerinde öğretim üyeliği de yapmıştır. Bu arada iki önemli eserini; kaleme almıştır.
İstanbul’a yerleşen Kont, o yıl ların asil ailelerinden Lorando’la- rın kızı Jeanne ile evlenmiştir. Türkçe, Arapça, Farsça’nın yanı sıra yedi lisanı çok iyi bilen Kont aynı zamanda müzisyen olup piya no ile org çalardı. I. Dünya Savaşı sırasında Fransa’ya gitmiş, eşi Kontes Jeanne Ostroroğ ise Boğa- ziçindeki yalısında onun dönüşü nü bekleyerek kendini avutmaya çalışmıştır. Bu arada Çanakkale savaşında yaralanan askerlere ya lısının kapılarım açmış, onların sağlıklarına kavuşmaları için elin den geleni yapmıştır.
Kontes Jeanne Ostrorog 17 Ocak 1931’de İstanbul’da, Kont Léon Ostrorog ise 1932’de Lond ra'da Ritz Otelinde ölmüşlerdir. Her ikisinin de mezarı Feriköy Ka tolik mezârlığındadır.
Gerçek bir konuksever olan
Ostrorog’lann Jean ve Stanislas isimli iki oğlu vardı. Bunlardan Kont Stanislas Ostrorog Fransız Dış İşleri Bakanlığında görev yap mış, Fransa’nın Delhi ve Pekin Bü yükelçisi olmuştu. Jean Ostrorog ise İstanbul’da Büyükbabası Lo- rando’nun Beyoğlu’nda, Galata Mevlevihanesi yakınındaki kona ğında doğmuştur. Galata Mevle vihanesi postnişini Ataullah Efen di, doğum nedeniyle komşusunu kutlamaya gitmiş, Kontun büyük babası, Jean Ostrorog’u şeyhin kucağına vermiş. Ataullah Efendi de küçük Jean’ı okuyup üflemiş. Sonraki yıllarda Kont bu olayı ya kınlarına, dostlarına anlatırken
“ Ben kiliseden önce bir IVIevle- vi Şeyhince takdis edildim” di
yerek övünmüştür...
Kontun gerçek İstanbulluluğu, İstanbul efendiliğinin yanı sıra Türklere yakınlığı her zaman bu olayla birleştirilmiştir.
O zamanki İstanbul’un en yakı şıklı kişilerinden biri olarak tanı nan Kont, tek gözlüğü , beyaz ye lek ve tozlukları ile ün yapmıştı. İki kez evlenen Kontun ilk eşi An- g el’den, Anne Belaton isimli bir kızı dünyaya gelmiştir. İkinci ev liliğini Christina İşka Ostrorog ile yapmıştır.
YALININ TARİHİ
Kandilli’deki Kont Ostroroğ yalı sının yaklaşık yüzelli yıllık geçmi şi olduğu söylenir. Kont Ostrorog’ un Asker Ali Paşa’nm damadı, za manın Adliye Nazırı Servet Paşa’- dan satın aldığı bu yalı 1905 yılın da Ahmet Aşkî Paşa’nın yalısıyla birleştirilerek daha da genişletil miştir. Böylece yepyeni bir yalı ola rak ortaya çıkan yapıya günümüz de caddeden oldukça uzun bir merdivenle inümektedir. Rengâ renk çiçeklerin birbirini izlediği bahçesinde h. 1300 (1882) tarihli ha mam aynası, selsebil ile bir çeşme dikkati çekmektedir. Bu bahçeden,
oldukça geniş bir kapı ile muhte şem görünümlü bir salona giril mektedir. Salonun tüm kapıları açıl dığında öndeki deniz, arkadaki yemyeşil koru ve renk renk çiçek lerin bir araya geldiği bahçeyle bir leşmektedir. Böylece bir yanda de niz, öte yanda yeşilliğin her türlü süyle ortaya bir doğa harikasını çı karmaktadır. Yalının irili ufaklı on- beş odası vardır ve kafesli pence relerin ardında boydan boya sedir ler yerleştirilmiştir. Alt kattan iki ta raflı merdivenlerle çevresinde yi ne odaların sıralandığı üst kattaki salona çıkılmaktadır. Buradaki oda ların tavanları Türk ahşap işçiliğini en güzel biçimde yansıtan örnek leri biraraya getirmiştir. Ayrıca dö şem e parkeleri de 1940 yılında Be bek ’de yıkılan Köçeoğlu yalısından satın alınarak buraya yerleştirilmiş tir. Bunun yanı sıra yalıya bitişik es ki bir deniz hamamının üzeri kapa tılarak salon haline getirilmiş ve Pi erre Loti’nin ziyaretinden ötürü de onun ismi buraya yakıştırılmıştır. Hatta Pierre Loti’nin yattığı yatak bi le bozulmadan korunmuştur.
Boğaziçinin tüm güzelliklerinden nasibini alırcasma burada yaşayan Kont Ostrorog yalıyı zevkle döşe miş ve eski bir Türk yalısını en iyi biçimde yaşatmıştır. Antika eşya lar, halılar, çeşitli koleksiyonlarla onu bir kat daha zenginleştirmiş- tir. Pekin işi antikaların, Çin vazo ların, Çin lambalarının güzellikleri anlatmakla bitip tükenmez. Çin lambalarının yanışında yalının bir peri sarayına benzediği pek çok yazar tarafından söylenmiştir. Bütün