• Sonuç bulunamadı

Muhsin Ertuğrul ve Türk tiyatrosu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muhsin Ertuğrul ve Türk tiyatrosu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Muhsin Ertuğrul

60

Yaşında

B a ş a r ıs iy le H e p im iz Ö ğ ü n ü yo ru z

(2)

M U H SİN ERTUĞRUL Ve T Ü R K TİY A T R O SU

Muhsin Ertuğrul Şubat ayı

zarfında CO inci yılını idrak elti' ve Türk-tiyatrosunun büyük Er tuğrul Muhsin’i hakkında basın­ da muhtelif yazılar çıktı. Bun­ lardan en dikkate değerlerinden

birini, Reşat Nuri Güntekin’in

«Küçük Sahne» dergisinin Şubat sayısında çıkan «Muhsin Ertug- rul GO yaşında» yazısını ayııen iktibas ediyoruz:

Altmış yaş insanlar için ger­ çekten tebrik edilecek bir yaştır. Fakat Muhsin Ertuğrul için o- lunca «neden bu kadar çabuk?» diye küçük bir isyandan kendi­ mi alamıyorum. Demek onu bir ilkbahar gecesinde Bursanın Ah­

met Vefik Paşa tiyatrosunda,

kendi baharının' kimseninkine benzememiş pırıl pırıl renkle­ riyle gördüğüm ilk gece üzerin­ den kırk seneye yakın zaman

geçmiş!... Fakat yalnız benim

gözlerim için değil, gerçekte de Muhsin Ertuğrul, saçlarının a- ğarmış, yüzünde birkaç çizginin kalınlaşmış olmasına rağmen, yine odur ve öyle sanırım ki, o- na daha pek çok uzak görerek adını anmak istediğim günde de yine o kalacaktır. Fiziğimizi ve çehremizi içlerimizde çırpınan ruhun- yaptığına, inanmak lâzım­

dır. . . , ... ,, ..

Zarrfah.zamanonupla-baş'başa

kalmâk benim pek büyük: bir

zevkimdir. Çehre ve sesinde

geçmiş- bir zamanın hâtırasını

değil, kendisini olduğu gibi bu­ lurum. O yaş bir bekleme yaşı, bildiğimiz bir dudağın bilmedi­ ğimiz bir rüyada kulağımıza ne olduğunu bilmediğimiz bir vaadi fısıldadığı yaştı... Yıllar geçer. Hayat bazılarımıza umup bekle­ yebileceğimizden de daha parlak

şeyler getirebilir Faka* buna

İS

rağmen aldatılmış, kendisine ya­ pılan bir vaadde durulmamış bir insan kırgınlığından hiçbir za­ man kendimizi kurtaranlayız. Şimdi ikimiz de beklenecek hiç­ bir yeni şeyi kalmamış bir yaş­

tayız. Fakat ne zaman onunla

karşılaşsanı yine o vaadin heye­ canına benzer bir şeyin yüreği­ mi yalayıp geçtiğini duyarım. Bunu tamamiyle sübjektif bir te­ sir, bir şahsî sempati duygusu zannetseydim burada bahsine bi­ le lüzum görmezdim. Fakat ben bunun bir madde realitesine, o-

nun yaratılışındaki başkalığa,

şahsiyetine dayandığını sanıyo­ rum. Hayat insanı şöyle böyle yaparmış ,bu yaşta şu şekle, şu yaşta bu kılığa sokarmış! Muhsin Ertuğrul gibi insanlar için böyle bir şey yoktur. O bir ideal ve

karakterin, düz çizgi halinde

kırk yahut isterseniz altmış yıl­ dan beri devamı ve yıldan yıla tekâmülüdür. Bunun içindir ki o, işlerinde ve düşüncelerinde dai­ ma birinci sınıf bir insan olmuş, tur. Birinci sınıf aktör, birinci sınıf tiyatro yazıcısı, birinci sı­ nıf rejisör, birinci sınıf sahne idarecisi, hâsılı birinci sınıf ti­ yatro adamı... Bana numara öl­ çülerimi belki fazla geniş tuttu­ ğumu söyliyecekler olabilir. Fa­ kat onların da bana kırk yıldan beri memleketimizde devretmiş milyonlar ' ve milyonlar içinde ottun bir İkincisini' gösterebilme­ lerine ne kadar memnun oluruna. Az sayıda da olsa memleke­ timizde daima iftihar ettiğimiz gerçekten büyük artistler yetiş­ memiş değildir. Fakat onun gibi tam tertip bir tiyatro adamı, ne hazindir ki, yetiştiremedik. Bu­ gün tiyatromuz ne ise aşağı yu­ karı onun istediği ve yaptığı gibi olduğu kuvvetle müdafaa edile­ bilir. Daha ilk kurulma yılların­ da Darülbedayi idarecilerine ka­

fa kaldırarak şimdiki Ses liyat. rosunda genç bir trup meydana

gelirmiş, «Haydelberg hâtıra­

ları», «Şevki tabii» gibi tercü­ meler ve İbnirrefik’ten yerli k o­ mediler oynamıştı. Fakat muhit şimdikinden çok daha çoraktı. Darülbedayi bile bütün şatafa­ tına rağmen ancak ramazandan ramazana müşteri bulabiliyord.u Onun en uzun çalışması şimdiki Şehir Tiyatrosunda olmuştur. Tam bir çöküntü halinde eline aldığı Şehir tiyatrosuna Muhsin Ertuğrul yirmi sobesini*verme­ miş ve sağlam disiplinini getir­ memiş olsaydı bugün şusundan huşundan şikâyet ettiğimiz bu tiyatroyu mumla arayacaktık. On on iki senelik dağınık çalışmala. rıııdan sonra iki sene müddetle eline aldığı Devlet tiyatrosuna da bugünkü çehresini veren yine o olmuştur.

Nihayet Küçük Sahnenin bir küçük apartman odastndan fark­

lı olmıyan minyatür sahnesi...

En büyük kısmı sahneye ilk de^ fa ayak atmış gepgenç elemanla- riyle onu bir yeni kuş yuvasına benzetmek de mümkündür. 0- yunlarını görüyor ve haklarında yazılan kritikleri okuyoruz. Da­ ha bir yaşına girmeden Devlet tiyatrolariyîe baş koşmağa baş­ lamış bu yuvada meydan alan hayatın ne çapta bir animatör işi

öldüğüııîı #ö Çiftemde Hyatroyn

bilmemek- demektir..

-★

Muhsin altmış yaşındadır. Bu yaş küçümsenecek bir yaş değil­ dir. Memur ve esnafların kahve­ ye çekildikleri ve yapacak işleri

kalmamışların küf ve mikrop

tutarak yavaş yavaş ölmeye baş­

ladıkları yaştır. Fakat Muhsin

gibileri için gerçekten büyük bir yaş sayılmaz, En olgun çağında- dadır.. Hattâ en büyük ? ve en tesirli eserlerini bundan sonca vermesi dahi beklenebilir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The concept of a national library is a recent one in the developing countries. By the nineteenth century, most countries in Europe had already established national libraries. The

Nontreponemal testin pozitif, treponemal testin negatif olarak saptandığı hastalar yalancı pozitif, nontrepone- mal testin negatif ve treponemal testin pozitif olarak

4857 sayılı İş Kanunu, 4947 sayılı torba kanun, 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 5920 ve 5921 sayılı İş

Araştırma bulgularına göre görsel dönüt alan grubun ortalaması daha yüksek olmasına karşın sözel ve görsel dönüt alan grupların puanları arasında istatistiksel bir

Parmi les ouvrages particulicrs, il y a ceux qui enseignent la science philosophique (al-' Ilm al-Falsafa)- comme les sciences mathematiques, les sciences naturelles et la

E) in recent years psychologists have concentrated mostly on the study of the mind.. 95-97 soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Aid to underdeveloped countries takes

Yasanın ilk maddesinde de kanunun amacı; “demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin

藥科心得 藥科 B 班 B303097128 陳亭如