ÇAĞDAŞ YAYINLARI
H A L İ T
Ç E L E N K
umut
hangi dağın ardında
250.000TLÇağ Pazarlam a A.Ş. Yerebatan Cad. Salkımsöğüt Sok. No: 9/B
Cağaloglu/lstanbul Tel.514 01 96/95 Posta çeki no: 666322
Cumhuriyet
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
İ L H A N S E L Ç U K
düşünüyorum
öyleyse vurun
250.000TL
Çağ Pazarlam a A.Ş. Yerebatan Cad. Salkımsöğüt Sok. No: 9/B Cağaloglu/lstanbul Tel:514 0 t 96/95 Posta çeki no: 666322
78. Y l
SAYI2S878 / 50000 TL
(KDV içinde)■ TV’DE SİNEMA
Yasadışı
herkes
bu filmde
■ 15. SayfadaAVIGNON
Avrupa’yı
sorgulayan
oyunlar
■ 13. SayfadaKURUCUSU:
YUNUS NADİ
(1924-1945) BAŞYAZARI:NADİR NADİ
(1945-1991)ÇEVRE
Manyas’ta
kuşlara
yer yok
■ Arka S ayfudu
ÖYS SONUCU ■ BANKALAR ALMIYOR
385 bin
öğrenci
kazandı
■ 3. Sayfada 11 AĞUSTOS 1896 PAZARDövizli
tahvil
balonu
■ 7. SayfadaDr. Menter Şahinler’in Almanya Dışişleri Arşivi’nde bulduğu gizli antlaşmayı 82 yıl sonra açıklıyoruz
1 ^eM 5 milyon ahm
Bilimden
Yanayız...
Enver
Paşa’nın mezarının yurda getirilmesi çeşitli tar tışmalara yol açtı.Kimisi İttihatçı lideri gökle re çıkardı, kimisi yerin dibine batırmay a çalıştı; anlaşıldı ki Enver Paşa'yi serinkanlılıkla değerlendirebilecek bir orta ma kavuşmuş değiliz.
Son günlerde Lozan Ant- laşması'nı içine sindiremeyip Sevr'i savunanlar da sesleri ni yükseltmiyorlar mı?..
Osmanlı'nm çöküşüyle Türkiye Cumhuriy eti’nin ku ruluşunu kapsayan zaman di liminde y aşay an liderler, gün cel siy asal çatışmanın malze mesi olarak kullanılıyorlar. Bu arada her türlü ölçüy ü ve endazeyi şaşırıp ipin ucunu kaçıranları da hoş görmek ge rekiyor.
Demokrasinin bir koşulu da tarihi kendilerine göre ke sip biçip dikmek isteyenlere hoşgörüy le bakmak, bu gibi tartışmaları hatta densizlik leri fikir özgürlüğünün doğa sından saymaktır.
★
Türkiye’de son y ıllarda iki siyasal akım y ükseliyor; bun lardan biri şeriatçüıktır, öte ki Kürtçülüktür.
Ne yazık ki son kırk yıl için de sanay i devrimini gerçek leştiremedik; demokrasi tar tışmaları, Avrupa'daki gibi sermaye ile emek arasındaki eksene oturamadı. Bugün iç politika, tarikatçılık, mezhep çilik, hemşerilik ve etnik çeliş ki üzerine yürütülüyor; kar maşık görüntüsü de bu ilkel likten kaymaklanıyor; sol ve sağ partilerin zeminlerini yi tirmeleri de bu yüzden™
Şeriatçılık ve etnik siyaset güncel politikanın çatışma sında öncelik kazanınca, tari he bakış açılan da çarpılıyor; geçmişin hesaplaşmasından arta kalan tortular günümüz de su yüzüne çıkıyor.
Gerek şeriatçılar ve gerek Kürtçüler, laik Türkiye Cum huriyeti’ne kem gözle baktık- lanndan, bugün okullarımız da belirtilen tarihe
'resmi ta
rih'
adını v ererek kendilerine göre bir'alternatif tarih’
oluş turmaya çabalıyorlar.★
Tarih bir bilimdir; üniver sitelerimizde tarih kürsüleri miz geliştikçe, bilimsel çalış malar ilerledikçe, siyasal ön yargıları aşmış tarihçiler ya- pıtlannı yayımladıkça bu tür saçmalıklar geride kalacak tır.
Ancak zamana gereksinme var.
Türkçüler'in Ergenekon, Kürtçüler’in de Kava söylen celerinden bir şeylere ulaş mak istemelerini hoşgörmek; ama kimi abartmalara ve şo ven yaklaşımlara da karşı çık mak çağdaş insanın görevi ol malı...
Çünkü çağdaş insan
‘tarih
sel bilinci’
olan kişidir.Eski dönemlerde tarihsel bilinç olanaksızdı; dinsel öğ retilerin aklı ve bilimi dışla yan ağırlığı altında yaşayan bir kişinin geçmişe bakışı, an cak bilinçsizliğin vurgulan- masıyla belirlenebilirdi.
Artık bu dönem kapanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nde ta rihe bakışın kılavuzu saptan mıştır.
“ Hayatta cn hakiki mürşit”
bilim değil midir!.. Biz bilimden yanayız.
Cumhuriyet
^ kİ 4 ^ 2/-i U/ / a o i * a a t E n t r e Son J x a o l l e n o t f l e B aro n de l a n - ¿ • n h e l ta , A a W » * d » u r d e 5 » ü a j e e t é V S ta p e rc u r * l l e & » a d , A S o a t t a n t i n c p l o , a ^ t u u n t su nota î e t p o u r l e 3oe.>t« du S u u v ir n a n -jn t I m p é r i a l ; ¿ i l t a a n d , d 1 une pert ; e t ôo a a l l e n e e ü a l a a t );ojr, Iiép u tc ; d ’¿ a d . - l a o p l e , *ilül«#tr>; ù : l ' I n t é r i e u r o t | - l a l e t r e I a t é r l a r i r « J e u F ln e n o ie d e l ' Sm pIre ; O tto o a n , a g l t u - m t uu a o u e t p o u r l e c o o p te du î Joav d rn au L .n t I a p é r l e l O lto m eu , un v e r t u de l u ; L oi du q u i fc u lu r le e l e s o a o lu tF lo a d 'u n e a v iiw » d e C ia H —1LLI08S de ’ l i v r e s T u r ç a o c , d 'a u tr e pa rt ; Tl « « t a a r r U t é e t conv enu co («ul n u l l :; A longue échéance .
Leu o o d u l l t d o de o« re m b o u rsem en t u e - ] r o n t u r r l t e e . e n dû tem pe u * r l e u d eux p e r - - t l r u c o a t r u o t e a t e B ■
P u l t en d o u b le e x p é d i t i o n h C o n e t n n t l : n O 'l e , l e
► Osmanlı İmparatorluğu, 1. Dünya Savaşı’na 11 Kasım ► Yıllık yüzde 6 faizli olan borcun 2 milyon lirasının 20
1914 günü girdi. Harp ilanından bir gün önce Almanya
Kasım 1914 gününe kadar ödenmesi, kalan 3 milyon
Büyükelçisi Baron Wangenheim ile Talat Paşa’nın
liranın da aylık 500 bin liralık taksitlere bağlanması ve
imzaladığı antlaşma, Osmanlı imparatorluğuma 5
gerekirse uzun süreli borca dönüştürülmesi de
milyon Osmanlı Lirası borç verilmesini öngörüyor.
antlaşmada yer alıyor.
İmzalanışından 82 yıl sonra ilk kez gün ışığına
çıkan gizli anlaşma ve Türkçeleştirilmiş metnin
bütünü.
■ 17. SayfadaHaber Merkezi - Osmanlı İm paratorluğu’nun l ’inci Dünya Savaşı’na girişi ile ilgili varsa yımlara büyük ölçüde açıklık ge tiren belge ortaya çıkarıldı. Bel ge; 11 Kasım 1914’te savaşa ka tılan Osmanlı İmparatorluğu’nutı bir gün önce 10 Kasım 1914’te Almanya ile 5 milyon Osmanlı Altın Lirası borç almak üzere an laşma imzaladığını gösteriyor.
Belgenin altında, Almanya hü kümeti adına İstanbul Büyükel çisi Baron Wangenheinı in;, Os manlI İmparatorluğu adına da Edime Milletvekili, İçişleri Na zın ve Maliye Nazır vekili Talat Paşa’nın imzalan bulunuyor.
imzalanışından 82 yıl sonra ilk kez gün ışığına çıkardığımız bel ge, Paris Sorbonne Üniversite-
si’nin Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Master ve ta rih fakültesinde de doktora yapan Dr. Menter Şahinler tarafından Almanya Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde bu lundu. Dr. Şahinler, bu sırada “Atatürkçülüğün Köke ni, Etkisi ve Güncelliği” konu undaki araştırması için incelemeler yapıyordu.
Atatürk’ün yaşamında 1 ’inci Dünya Savaşı ’na giril memesi konusundaki uyanlarının yanı sıra savaşa
gi-S a v a ş a g i r i ş i n h a z ı r l a y ı c ı l a r ı
tavrını belirlememişti. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa katıl masında, İstanbul’daki Alman Büyükelçisi Vangenheim ile Al man subayları Limon Von San ders ve Braissart’ın Enver Paşa üzerindeki etkileri önemli olmuş tu. İngiliz amirali Eimpus baş kanlığında yapılması öngörülen deniz seferi ziyaretinin ertelen mesine gerek görülmediği gibi. Sadrazam Sait Halim Paşa, 2 ağustosta, Fransa Büyükelçisi Bompard’a OsmanlIların taraf sız kalacağını teyid ediyordu (29). Sadrazam, Almanlarla işbirliği kararından sonra bile BüyükBritanya Büyükelçisi Beau-
mont’a ‘Alman askerlerinin var lığının hiçbir siyasi anlam taşı madığını ve konuya ilişkin baş-Tarih kaynaklar, Osmanlı İmparatorluğum un 1. Dünya Savaşı’na, Enver Paşa’nın (ortada) görü
şünü destekleyen Talat (başta) ve Cemal (sonda) paşaların ortak kararı ile girildiğinde birleşiyor.
rildikten sonra çeşitli cephelerdeki başarıları ve görüş- ka yorum yapılamayacağını’ bildiriyordu. Sait Halim
leri de araştırmada yer alıyor. Paşa, Üçlü itil
Araştırma bir süre sonra Çağdaş Yayınları arasında yayımlanacak. Dr. Şahinler’in, 1 ‘inci Dünya Savaşı ön cesi ile ilgili bulgulan ve çeşitli ülke arşivleri ile tarih bilimcilerinin eserlerinden kaynaklara yollama yaparak hazırladığı ilgili bölümden kimi bölümler şöyle:
“Avrupa’da savaş başladığında öabıâli henüz kesin
Paşa, Üçlü İtilaf ülkelerine yönelik bir eğilim varmış gö rüntüsü verirken, Osmanlı Bahriye Vekili, Fransa’nın daha etkin bir siyaset izlemesini, hatta Üçlü İttifak bas kılarına karşılık olarak bazı ödünler vermesini istiyor du.”
■ Arka.m Sa. 17, Sii. J 'te
Kıbrıs’ta sıcak gün
► Rum yönetimi ve Başpiskopos Hrisostomos’un
desteğini alan Rum Motosikletliler Federasyonu’nun
gerçekleştireceği sınır eylemi nedeniyle adadaki Türk
ve Rum kuvvetleri tam teçhizatlı “teyakkuz”a
geçirildi. Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral
Haşan Kundakçı’nm, “ Sının geçen faturasını öder”
açıklaması üzerine Rumların, motosikletlileri
engellemek için Rum liderliğinden etkin önlemler
istedikleri bildirildi. KKTC Güvenlik Kuvvetleri,
polis örgütü ve itfaiye ekipleri sınır boylamda tam
teçhizatlı bekliyor.
► Rum Yönetimi Başkam Glaikos Klerides, Rum
Milli Muhafız Ordusu Komutam, Polis Genel Müdürü
ve Savunma Bakanı, Rum Motosikletliler
Federasyonu Başkanı; Georgios Hacıkostas’ı eylemin
daha tehlikeli bir hal almaması için ara bölgeyi ihlal
etmemeleri için uyardılar. Hacıkostas buna karşı
“Gime’ye gitmeye kararlıyız. Bizi ne Atilla ne de
Ankara'nın gönderdiği Bozkurtlar önleyemez” dedi.
Rum kesiminde sınır bölgelerinde yaşayanların panik
içinde oldukları ve evlerini terk ettikleri belirtiliyor.
■ 8. Sayfada
► Livaneli ve Teodorakis’in verdikleri konserin açış
konuşmasını yapan Kilimli Belediye Başkanı,
‘Türkiye’yi yayılmacı, katliamcı ve işgalcilikle’
suçladı. Zülfii Livaneli, Kardak kayalıklarına Yunan
bayrağı diktirerek iki ülkeyi savaşm eşiğine getiren
Kilimli Belediye Başkam’na, “Çocuklara milliyetçi
ve fanatiklerin bulunmadığı bir dünya yakışır, iki ülke
barışım istemeyen düşmanlar, geri kafalı, fanatik ve
milliyetçi olanlardır. Türk halkı da dostluk ve barış
yolunda benimle aynı görüşleri paylaşmaktadır” diye
yanıt verdi.
■ 8. SayfadaP
r ^ j j
S İ C â l l d â - l ^ ®a^ a^an Necmettin Erbakan, çoğunluğu işadamı olmak üzere 243 kişilik heyetle
gezisine başladı
ittiği İran ve Uzakdoğu gezisinde, hükümetin gelişim yönünü Doğu’ya çeviren
mesajlar verdi. Türkiye’nin, Uzakdoğu ülkelerinin kalkınma modelini örnek
alacağını belirten Erbakan, Müslüman ülkelerle işbirliğinin kısıtlı düzeyde olduğuna
dikkat çekerken, “Elbette böyle bir duruma seyirci kalamayız” dedi. ■
/ Z SayfadaGÜNCEL
CÜNEYT ARCAYUREK
Hedef: I0P!
Milli Gazete’nin yakıştırmasıyla "dirayetli bir devlet ada
m ı”, elbette hemen anladınız, Necm ettin Bey, "tarihi bir dönüm noktası özelliği taşıdığı” ilan edilen Asya gezisine
dün başladı.
“Dirayetli ikinci bir devlet adamı”, elbette kim olduğu
nu hemen anlayamadınız; söyleyelim, Adalet Bakanı Şev ket Kazan ise bugün Bağdat’a hareket ederek “tarihi Or
tadoğu gezisini” başlatıyor.
Böylece, Necmettin Bey’in düşleri gerçekleşiyor. Tür kiye, amiyane deyimiyle dört bir koldan, komşu devletle-■ Arkası Sa. 17, Sü. 8 ’de
Yeni ‘kaynak’ zamları kapıda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu arazi ve lojmanlannm satılması, işçi dövizlerinin çekil mesi ve özelleştirme temeline dayandırılan kay nak paketinden kısa zamanda gelir elde edeme yeceğini anlayan REFAHYOL hükümeti, çareyi yine KİT ürün fiyatianna zam yapmakta buldu.
Akaryakıt ürün fiyatianna yüzde 7, Tekel ürün leri fiyatianna da yüzde 30’a varan oranda zam yapan hükümetin, çay, şeker, demir-çelik ve kâ ğıt fiyatlarını da yüzde 10-20 oranlannda arttıra cağı bildirildi.
REFAHYOL hükümeti, KİT ürün fiyatlannı arttınyor. Kamu lojman ve arazilerinin satışı ile özelleştirmeden ancak 1997 bahar aylannda ge lir elde edebileceğini gören hükümet, 1.5 katril yon liraya ulaşması beklenen bütçe açığını yine zamlarla kapatmaya çalışacak. Memur ve emek
li maaşlanna yapılan ortalama yüzde 50 oranın daki artışın ardından, “ Kaşıkla verdiğini kepçey le alıyor” denmemesi için KİT ürün fiyatlarını 10 gün kadar donduran REFAHYOL, zamlara akar yakıtla başladı.
Hükümet, geçen ay akaryakıt ürün fiyatlarına yüzde 7, elektrik fiyatlarına da yüzde 5 oranla rında yaptığı zammın ardından önceki gün de Tekel ürün fiyatlarını yüzde 25-30 oranlarında arttırdı.
Başbakanlık’tan alınan bilgilere göre ay içinde şeker ve çay fiyatlarına yüzde 15, demir-çelik fi yatlarına yüzde 10, kâğıt fiyatlarına da yüzde 20’ye varan oranlarda zam yapılacak.
Hükümetin, her ay düzenli olarak elektriğe yüz de 5, akaryakıta da yüzde 7 oranında zam yapma yı programladığı bildirildi.
Çukurova’dan
insan
manzaraları
► Çukurova’nın bereketli topraklarına bir yolculuk. Pamuk tarlaları artık eskisi gibi göz alabildiğine uzanmıyor. İnsanlarda ise değişen bir şey yok. Tabii göç dışında. Göç pek çok köyü etkilemiş. Torosların eteklerindeki köylerin gençleri, buraları terk etmişler. Kimi köyde selam verecek
adam bile kalmamış.
Bugün Pazar
DERGİ'deB ülent B aratalı:
Mafyaya rant
sağlanıyor
► “ İmar affı; Hazine alanlarının talanına, yağmasına göz yummak, onların satışına izin vermektir. Yapılmış olan
gecekonduların yüzde 70’itıde gerçek sahipleri oturmuyor.Buralara arazi mafyası yerleşmiş durumda. Böyle bir mafyaya, rantçılara çıkar sağlamak devletin görevi değildir. Devletin görevi bunları önlemektir.” ■ 6. Sayfada
GÜNDEM
MUSTAFA » A LBAY
Yapılacak İlk Devrim ...
AvrupalI turist, Kudüs'e inince doğru Zeytindağı’na git miş. Dağın eteğinde ilk bulduğu İsraillinin boynuna yumul muş:
“Seni geberteceğim... ”
“Siz” demiş, “Isa’yı çarmıha gerdiniz...”
Adam şaşkın:
“İyi de kardeşim, o olay iki bin yıl önce oldu... ”
Bizimki pişkin:
- Olsun ben yeni duydum...
Uzun süredir, "görevinin götürdüğü yere g it" diye dü-
11 AĞUSTOS 1996 PAZAR ★ CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
17
!
-H S2M3
121
WÊÊ
İ s t a n b u l P B 2 8 S i n o p P B 2 4 A d a n a A 3 0 E d i r n e P B 2 8 S a m s u n Y 2 5 M e r s i n A 2 9 Ç a n a k k a l e P B 2 9 T r a b z o n Y 2 6 D i y a r b a k ı r A 3 7 K o c a e l i P B 2 9 G i r e s u n Y 2 5 Ş a n l ı u r f a A 3 8 İ z m i r A 3 2 A n k a r a P B 2 8 M a r d i n A 3 6 M a n i s a A 3 4 K o n y a P B 2 8 S i i r t A 3 6 A y d ı n A 3 5 E s k i ş e h i r P B 2 7 H a k k â r i P B 3 1 D e n i z l i A 3 3 S i v a s P B 2 4 V a n P B 2 9 Z o n g u l d a k P B 2 5 A n t a l y a A 3 0 K a r s Y 3 0 Y u r d u n k u z e y d o ğ u k e s i m l e r i p a r ç a l ı b u lu t l u , O r t a v e D o ğ u K a r a d e n iz ile D o ğ u A n a d o l u ’ n u n k u z e y i s ğ a a n a k v e g ö k g i ı - r i ı t t ü l ü s a ğ a n a k y a ğ ı ş lı , ö t e k i y e r l e r a z B u lu t lu v e a ç ı k g e ç e c e k . H a v a s ı c a k lı ğ ı b a t ı d a a r t a c a k , d o ğ u d a ö n e m l i b i r d e ğ i ş i k l i k o l m a y a c a k .W M
r s r m r m
L o n d r a Y 2 1 A t i n a Ç B 3 2 P a r i s Y 2 3 M i l a n o Y 2 7 R o m a Y 3 0 O s l o P B 1 9 B e r l i n Y 2 4 H e l s i n k i P B 2 9 A m s t e r d a m Y 2 2 S t o c k h o l m P B 2 2 M a d r i d Y 3 1 B e l g r a d Ç B 2 8 S o f y a O 03 2 4 V i y a n a Y 2 7 B r ü k s e l Y 2 3 B o n n Y 2 1 B u d a p e ş t e P B 2 7 M ü n i h Y 2 2 M o s k o v a Ç B 3 0 A ş k a b a t A 3 8 A l m a t ı Y 3 1 T a ş k e n t A 3 3 B a k ü A 3 1 B i ş k e k Y 3 1 T i f l i s Y 3 2 K a h i r e A 3 4 Ş a m A 3 4Yağmuriü
£ 5
Sulu kar 4 ^ » Gök gürültülü• •
GÜNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
■ Baştarafı 1. Sayfada
ri dostluk çemberiyle kuşatarak Ortadoğu’da terör den arındırılmış bir barış bölgesi yaratmaya hazırla nıyor.
Gelmiş geçmiş başbakanları hasetten çatlatacak bir düş.
Öteki liderlerin -Necmettin Bey’in söylemiyle-
“RP'nin hayallerine bile erişemeyeceklerinin” kanıtı!
Kimi gazeteciler de ömür insanlar doğrusu. Nec mettin Bey’i tarihsel Tahran gezisine uğurlarken, Şev ket Kazan’a "Henüz Iran gezisine dış tepkilerin etki
si geçmeden, üstüne bir de Bağdat seferi m i" diye
soruyorlar.
Kazan’dan bir hiddet. Bir kez, Iran gezisine tepki mepki yok!
“Bugüne kadar Irak’la ihmal edilmiş ilişkileri geliş tiriyoruz. ”
Daha önemlisi; “yeni dönem” hükümetimiz “Irak’ı
B M ’de yalnız bırakmamak lazım” diye karar almış.
Hükümette silik soluk bir resim veren Tansu Ha- nım’ın görevi nedir ya da ne değildir, anlaşılmıyor. Amma, Kazan’a göre, Irak gezisinden Tansu Hanım cığımızın haberleri var.
Kazan’ı denetlesin diye mi yoksa taze DYP’Iİ M eh m et Sağlam ’ın bugüne dek keşfedemediğimiz dip lomasi sanatındaki ustalığından yararlanılması için mi, elbette bilinmez, Milli Eğitim Bakanı’nı da Ka- zan’ın “yanına vermiş". Böylece büyük Bağdat he yeti oluşmuş.
Bendeniz Mehmet Sağlam Bey biraderimizin ince diplomasiye vukufuna tanıklık edebilirim. Dış geziler deki uçak söyleşilerinde Tansu Hanım’la ilgili yinele- nemeyecek iltifatlarını dinledikten sonra, pat diye a- day, küt diye bakan olmasını ancak ve ancak bu us talığın kanıtı olarak kabul ediyorum.
Türkiye’yi geriye götüren onca hazırlığa karşın Tan su Hanım’ın neden sesi soluğu çıkmıyor? Dinsel ba sındaki tanımlamayla “yerlimedya esnafı” Tansu Ha- nım’ın RP’ye baş eğmesindeki nedenleri günlerce yazdı.
Ne var ki, sağdaki kimi yazarlar -örneğin Dilipak-
“Çiller bu iktidara mecbur" diye yazıyor.
Engelleme yapabilirmiş Tansu Hanım. Ancak “ikti
dardan düşmenin riskini göze alacak kadar direne bileceğini” sanmıyor yazar Dilipak!
Doğru. Ne laiklik, ne çağdaşlık, ne bir söylediğini günü birlik tersinden okumak, ne örtülü ödenek he sabı... Var mı yok mu ailenin kurtuluşu!
İslam Ortak Pazarı______
__
Pek çok çevreyi inandırmakta zorluk çektik. Tah- ran’dan Jakarta’ya uzanan gezinin altında doğalgaz, elektrik enerjisi, ikili ticaretin artması gibi görünen gerekçelerinin ötesinde Necmettin Bey’in büyük amacı yatıyor:
“Aralarında birlik sağlayamadıkları için dünyadaki dengeler arasında gerçek yerini alamayan İslam âle minin ‘Ortak Pazar’ hedefinin en ciddi manada bu gezide ele alınması bekleniyor. ” Yani İOP!
İşte, sonunda Necmettin Bey’in 27 yıldır söyleye- geldiği hedef.
RP’nin yayın organından al haberi!
Fazla sıkıştırmaya gelmez Necmettin Bey’i. Batı'yi, Türkiye’deki çağdaşları karşısına almak bugün işine gelmediği için hop yüz seksen derece çark ediverir lOP’den.
Örnek mi? Ohooo, Necmettin Bey’le örnek bula mamak olanaklı mı?
Örneğin, tazesi ortada. “Askeri Şûra’da 12 subay
ile bir astsubayın şeriat çalışmaları ve örgütleriyle iş birliğinden TSK’den hesabı kesildi" diye yazılınca sı
kıştı. Yalanladı haberi, “Atılmanın nedeni disiplinsiz
lik” dedi.
Dünkü Yeni Şafak, 13 kişinin isimlerini, görev yer lerini yayımlayarak, Hoca’yı yalanlamaz mı?
Yalanlansın, Hoca’ya ne gam efendim!
Necmettin Bey, ABD’nin köşeye sıkıştırmaya ça lıştığı Tahran’dan gelen gülücüklere dayanarak, İran’a
“Sınırdaki PKK kamplarına siz operasyon yapın., ya da operasyonu birlikte yapalım. Bırakın biz, Iran top- raklannda PKK'yi temizleyelim" diyecek(miş).
Bu üç öneri yıllardır Tahran’a iletildi. Her kezinde yanıt, ret!
"Siz Türkiye’de, biz İran’da operasyonları eşza manda yapalım” karşılığıyla geldiler. Türkiye, sapta
nan zamanda başladı. Bir de baktı ki, İran’da ope rasyon falan yok.
ABD’nin Necmettin Bey’in Tahran gezisine bozul duğunu görenler, üst perdeden ses verip “Ne yapa
cak yani, Türkiye’ye savaş mı açacak?” diyorlar.
Hayır, savaş açmayacak! 1970’lerde Kıbrıs Barış Harekâtı, ardından gelen silah ambargosu nedeniy le ABD üslerinin kapatılmasından sonra, “beş sente
muhtaç Türkiye", hâzinesindeki altınları rehin etmek
istedi.
Devlet, İsviçre’deki bir banka ile anlaştı. Anlaşma nın imzalanıp dövizlerin Türkiye’ye verileceği gün, İs viçre’deki banka vazgeçtiğini bildirdi.
Altınları geri çeviriyordu banka. Hem de paragöz İsviçre bankası bu.
Bilinmeyen bir yerden İsviçre bankasının kulağının çekildiğini devlet çook sonra öğrendi.
“Bilinmeyen”, tabii Amerika idi.
O Aç'k £ 5 Parçalı bulutlu
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
■ Baş t a rufi 1. Sayfada
şünmekten, “ Yüreğinin Götürdüğü Yere G it”\ oku- yamamıştım.
Susarına Tamaro’nun kitabının ilk baskısı Ağus tos 95’te yapılmıştı. Ben onbirinci baskıyı okuyabil dim.
Bir kitabı okumaya başlayıp, bitirince bırakmak doyumsuz bir zevktir. Uzunca zamandır alamadığım bu zevki, Tamaro’nun kitabında duyumsadım, tattım.
Kitapla ilgili pek çok şey yazıldı, söylendi ama, bende çağrıştırdıklarını aktarmadan geçemeyece ğim.
80 yaşındaki bir kadının uzaklardaki torununa yaz dığı mektuplar, yaşama bakışın tonlarca rengiyle do lu... Her tondan., ağır hafif, açık koyu...
Altını çizdiğim yerlerden birkaç bölüm:
"... En çok da, hayatın bir koşu değil, hedefi vur
mak olduğunu söylediğimde dehşete kapıldın: önem li olan zamandan tasarruf değil, bir hedef bul maktır. ”
Koşuyu seven biri olarak, bu görüşe tam katılama dım. Bence geçerli olabilir, ama tam doğru değil. Bir hedef seçip vurmak da maraton işi değil mi? İnsa nın içindeki duygular, bir hedefi vurduktan sonra ye ni hedef aramaz mı?
Büyükannenin anımsattığı, “Dil, dişin ağrıyan ye
rine değer" atasözünü aktarıp devam edelim: “Mutluluk neşenin yanında, güneşin yanında bir elektrik lambası gibidir. Mutluluğun hep bir nesnesi vardır, birşeyler yüzünden mutlu olunur, varlığı dışa- ndan bir olaya bağımlıdır. Oysa neşenin nesnesi yok tur. Belirgin olmayan bir nedenle sarar seni, varlığı güneşe benzer, kendi yüreğinin ısısıyla yakar. ”
Güzel bir tanımlama. Ama bizim toplumumuzda neşeli olmak biraz hafife alınır. Örneğin, yolda neşe li güle oynaya yürüseniz, en hafif deyimle “hafif” der ler... Ağlayarak yürüseniz, sizinle birlikte üzülürler:
“Zavallı, kimbilir ne derdi var... ”
Devam edelim. Kaderle ilgili iki bölüm:
“Her zaman yapılan yanlış nedir bilir misin? Yaşa mın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiş tirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renkli dir. Artık çıkış yolunun kalmadığını sandığın bir du rumda, umutsuzluğun zirveye vardığında, rüzgâr hı zıyla her şey değişir. Altüst olur ve bir andan öteki ne geçerken, kendini yeni bir yaşantının içinde bu lursun...
...Kaderin geçmişteki davranışlanmızın bir sonu cu olarak oluştuğunu, kaderimizi kendi ellerimizle bi zim çizdiğimizi gördüm. Böylece başlangıç nokta sına geri döndüm..."
Başlı başına bir konu. Ama ben, İkinciyi daha in sana yakın, kadere uzak buldum.
Büyükanne bizim mesleğe de dokunmuş:
“Çağdaş insanın kötü alışkanlıktan arasında, gün lük gazeteleri okuması sayılabilir. Sabah nıhun en açık olduğu anda, gazeteler bir önceki gün dünya da yaşanmış olan bütün kötülükleri insana akıtır
l a r ^_________________________
Çınarla çınar, İnsanla insan...
Bunu yazmamış olalım. Alıntıları bağlayalım:
“Çınann altına oturduğunuzda kendiniz değil, çı nar olun, ormanda orman, kırda kır, insanlar arasın da insanlarla olun...
... Yapılacak ilk devrim, insanın kendi içinde yapa cağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak, yapılabilecek en tehli keli şeylerden biridir.
Yolunu yitirdiğin, şaşırdığını hissettiğin zaman ağaçlan düşün, onların büyüme biçimini anımsa. Unutma ki, yaprağı gür, ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgârda devrilir... Kökler ve yapraklar aynı öl çüde gelişmelidir...”
Ben de bunu diyecektim... Son günlerde insanlar da iki duygu ön plana çıkıyor:
- Her şey çok kötüye gidiyor. Bittik, mahvolduk... - Hemen harekete geçelim. Buna izin vermeyelim... Birincisi gövde çürümesini, İkincisi dallara gövde nin gücünü aşan yükleme yapılmasını anımsatıyor... Her yurtsever insan, ülkenin karanlığa gömülme tehlikesinden kaygı duyuyor. Yapılması gerekenler uzun uzun tartışılır, ayrı. Ama, önce içimizin karanlı ğa gömülmemesi gerekiyor...
İç kararması, yaşamımız için, görme-işitme bozuk- luklanndan daha büyük bir engel...
m
Sisli Bulutlu t Çok bulutlu KartıÇANAKKKALE/AN KARA (Cumhuriyet) Ana-
fartalar Zaferi’nin 81. yıldö nümü, törenlerle kutlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirci, 10 Ağustos Ana-
fartalar Zaferi’nin Çanakka le Savaşı’mn önemli biraşa- masında kazanılan ve irade nin yüksek silah gücü karşı sında galip geldiği bir zafer olduğunu söyledi. Başbakan
Necmettin Erbakan, zafe
rin, Türk milletinin kahra manlık destanı olduğunu bildirdi.
Çanakkale Savaşı’nin dö nüm noktası kabul edilen Anafartalar Zaferi’nin tö renlerine, Gelibolu Yarıma dası Kabatepe mevkiindeki
“Yaralı Asker Anıtı”na çe-
lenklerin konulması, saygı duruşu, saygı atışı ve İstik lal Marşı’nin okunmasıyla başlandı.
Gelibolu 2. Kolordu Ko
mutanlığından Kurmay
Binbaşı Mehmet Bolce, yap tığı konuşmada, Çanakkale Savaşlan’nın, yalnızca Türk Milleti’nin kahramanlık ve cesaretinin ispatlandığı sa vaşlar olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin dönüm
nok-Savaşın bedeli 5 m ilyon altın
■ Başta rafı 1. Sayfada
“Sonuç olarak OsmanlI devletinin savaşa girmesini, Almanya’nın sü rekli artan baskısı ve Enver Paşa’nın Almanlarla işbirliği yaparak hükü meti etkilemesi gibi iki temel neden oluşturmaktaydı. Almanlarla aynı görüşte olan Enver Paşa’yı, Osman lIlar üzerinde uygulanmak istenen sömürgeci düzenin kaldırılmasın dan başka birşcy düşünmeyen Talat
Paşa ile ağustos ayında İtilaf ülkele rine ümit vermiş olan Cemal Bey desteklemişlerdi. Bu grubun karşı sında art arda sert çıkışlar yapmış ol makla birlikte Sait Halim Paşa hü kümetiyle İttihat veTerakki’nin üye leri, çoğunluğu sağlamalarına arşın, yine de çaresiz kalmışlar, sadece sa vaşa girilmesini geciktircbilmişler- dir. Nitekim Talat Paşa bUe, Alman ların bir zafer kazanamamalan kar
şısında, geciktirme siyasetini izleme yi yeğlemiştir.”
Enver Paşa’mn etkisi______
“Osmanlı Devleti’nin İçişleri ve Dışiş leri bakanlıkları arşivlerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda Enver Paşa’nın, Almanya’nın yanında savaşa girilmesi emrini verdiğine ilişkin bir belgeye rast lamadık. Ancak yabancı kaynaklar, arşiv ler ve olaylar ışığında, o dönemin sorum
luları, Enver Paşa’nın Almanlarla mütte fik olarak uyguladığı diktatörce siyasetin, savaşa girilmesinin can alıcı noktasmı oluşturduğu gerçeği üzerinde açıkça bir leşmektedirler. Nitekim yaptığımız araş tırmalar sonucunda, Almanya Dışişleri Bakanlığı arşivlerinden sağladığımız, Os manlI İmparatorluğu ile Almanya ara sında imzalanan gizli bir anlaşma met nini, 82 yıl sonra ilk kez, eserimizin sonun da yayımlamaktayız.”
Anafartalar Zaferi’nin
81 . yıldönümü
B â tr e Boa B tu o lle a o e le B u ro a de Wao- g e a iıe ia , ¿abaca id e a r de be i l a je e t • D & n p e re u r ¿llesywaó , fc 3 o n e ta a tin o p lo , H g it b u n t ' au row e t p o u r l e oocBpt« du Couvera a mont Im p é r ia l A lle m a n d ,
d 'u n e p a r t ; e t ôo:î .TxoûTlonofi T a la n t L e y , Député í '» a l r l n o p l e , u itu lb i- r -t ùz l ' I n t e r l o u r a t - i n i u t r c I n î é r l ic r . i r e dot» riaa.noob tie İ ' D u p ire O ttom a n, u g i i u 'u i t .m noto e t p o u r le c o o p te du AouYornouicnt I m p e r ia l O ttom a n, oa v e r tu do lt» L o i eu ij u l a u t o r ía « lu o o n o ia tfio c «l'un© *»v «no© do CIS«» ..ILJ.IO Ii» de L iv r e e T u rq u e o ,
t i ' a u t ru p a r t ; n • AtA n r v f l t * e t convenu oc q u i e u l t :
A Ü ÎIC w : 1.
Le Gouvo roitiu^nt I m p é r ia l d 'A lle U a jn o
Asocrde uu Couvorn*t«*nfc I m p é r ia l O tto a a n q u i a o o e p te on» avants© ju « q u '& o o n a u rro n ce «le 3 J l l I i o a u T e i n q » i l l i o a « ) de L ív - a r . Tur¿u«u. ÀK2X0US I I . C ? tt e avance p o r t e r a i n t é r ê t U r a ia o n de Q i ( e lx p o u r c a n t ) p a r an . \ x t t o l e I I I Xo m o n ta n t do l'e / « n o e wer« m is à 1»» i i c p c a i t l o n du Couva m e® m t, I a p e r U l O tto u u u ¿dûu le » d é la i« 8 'tiv u n t.
1* ) Une uove-« de 2 .0 0 0 .0 0 0 L tq B -d u n s le » d i x Jo u rs q u i n u lv r o n t l u B l^ u ^ t u r o du ^.ré&ent contrat ; 2 * ) l e a o lü a J a e ^ a 'îi no n o u rrc n c o do € 17 % r «A* c JşÎ&Iv'Ja» > D ^ ^ 3 .0 0 0 .0 0 0 X tq u . ü o r» puyé en m e n u a u llté e de C * ^ 0 ^ 0u ^ ü * 5 0 0 .0C0 L t q u . , d o n t l u p re m ia re t a r a puya» l e p re m ie r Décembre ( n . a . ) 1D14. ’* * * ' ¿ - o u j t • t ’ , {■ ...l \ t ^ £3 3 ti j— ' j 1 \ i» ^ \ s o u / , ¿ y y y -yi-ùa'aIGXS IV . Le p r o n ie r v e ra o n e n t ( A r t * I I I £ I » ) • a t p a ya b le à C o n b ta r.tin o u ïe , p u r l ' e n t r e - o iu o de l u LeutBoae D u n i 1 1 'o r d r e à ü é u l- g a e r tt s e l l o - c l p u r l e ^ l a l u t ù r o dau T io a u - oeo • s a u n t aux a u tr e s vor&eiaontu rceubuola, le -oode jI l e l i e u de p u ye o cn t s e ro n t d é o l- gûé» u lté r ie u r e m e n t p u r lo ^ o u v a rn ü p e n t Im p é r i a l O ttouiun . .UWIOLiS Y. Le re n b o a ru e K cn t do l ' avance «n o a p l- ¿¿j 0 ' I ^ A ■ * | ^ t » l e t la t é r ô t « u u ru l i e u tîana la a 12(doune) J j t y * t ? - * m olb-aprùt» 1« o o u o lu u to n «le la u a ix ^ o u b le n . 1 a. \ ^ '[fJ , rv s u r l u datauade du Couvdratn<.'(nt Im p e rL u I , c o t t e avunoe s e ra tr u n u fo m é e en un et*pruut k lo n g u e éohéuaoe .
Leu n o é a ll t é c de o» r e o b o u rte n e n t lie r o n t u r rô té e e en dû tenpa p a r lo u deux p a r t i e » e o n tru n ta n tu B . — ■ ? » l t en d o u b le e x p é d it io n ù C o n & to n ti- a o p le , l e f O It+ v t+ u J r ts / Ÿ W C j
-tasını teşkil eder. Çanakkale Mustafa Kemal’i, Mustafa Kemal Çanakkale kahra manlığım yaratmış, İstiklal Savaşı’nm temeli burada atılmıştır.”
Cumhurbaşkanı Demirel, zaferin 81. yıldönümü dola yısıyla yayımladığı mesajda
“Anafartalar Zaferi, Çanak kale savaşlarının en önemli safhasında kazanılan, irade nin, aşkın, maneviyatın madde karşısında, yüksek si lah gücü karşısında galip gel diği bir zafer olmuştur”dedi.
Başbakan Necmettin Erba kan, “Şanlı tarihimize mal
olmuş, eşsiz zaferlerden biri olan Anafartalar Zaferi, ba ğımsızlığımızın tehdit altın da olduğu bir dönemde, Türk Millcti’nin zorluk ve imkansızlıklara rağmen benzeri görülmemiş bir kah ramanlık destanı olmuştur”
derken Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Tansu Çil
ler mesajında şunları kay
detti:
“Kahraman Türk Ordu- su'nun azminin eseri olan ve Türk ulusuna esaret zinciri vurmak isteyenleri büyük bir hezimete uğratan Ana fartalar Zaferi bu adımların en önemlilerinden biridir.”
OsmanlI ile Almanya arasında 10 Kasım
1914 te imzalanan gizli anlaşma metni:
Bir taraftan Almanya hüküme ti nam ve hesabına hareket eden Hükümet-i Müşarün-ileyha Der Saadet (İstanbul) Sefiri Baron
Wagenheim cenapları ve diğer ta
raftan 5 milyon lirayı Osmaniye- lik bir avans akdine mezûniyet veren.... tarihli kanun mucibin ce, Hükümet-i-Seniye-i Osmani ye nam ve hesabına hareket eden
Edime mebusu, Dahiliye Nazın ve Maliye Nazır Vekili Talat Be yefendi Hazretleri beyninde ber veçhi âti mevad kararrir olmuş tur. (arasında aşağıdaki madde ler kararlaştınlmıştır.)
1. madde______________
Almanya Hükümeti, Hükü met-i Seniye-i Osmaniyeye 5 milyon lirayı Osmaniye kadar bir avans vermeğe muvafakat eder.
2. madde______________
İşbu avans, senevi yüzde 6 (%6) hesabıyla faiz getirecektir.
3. madde______________
Mezkûr avans yekûnu ber veç hi âti aşağıda belirtilen taksit de hükümet-i seniye-i Osmaniye emrine hazır bulundurulacaktır.
(1) 2 milyon (2.000.000) lirayı Osmaniye işbu mukavelename nin imzası tarihinden 10 gün son ra.
(2) Bakiye olan 3 milyon (3.000.000) lirayı Osmani mah be mah (aydan-aya) beşer yüz bin (500.000) lira-ı Osmani olarak verilecek ve birinci 500.000 lira Frenci 1 Kanunu-evvel (Aralık) 1914 sene tarihinde tediye edile cektir.
4. madde
3. maddenin 1 numerolu
fıkra-sında, mezkûr 2 milyon liralık 1. taksid Der-Saadette Doyçe Bank marifetiyle Maliye Nezaret-i ce- lilesince ibraz olacak mahale tes- fiye edilecektir. Mah be mah te diye edilecek kısma gelince, bu nun mahal ve sureti tevdiyesi mu- aheren (daha sonra) Hükümet-i seniye-i Osmaniyece tayin edile cektir.
5. madde______________
Avansın rasûl-mal (anapara) ve faizinin tesviyesi masalihin ak dinden on iki ay sonra vâki ola cak veyahut Hükümet-i seniye-i Osmaniye’nin talebi üzerine, iş bu avans uzun vadeli bir istikraz şekline kalp olacaktır.
İşbu istikrazın şerait-i vakti münasibinde (uygun zamanda) tarafeyni akdince (anlaşan iki ta rafça) tayin olacaktır.
İşbu mukavelename iki nüsha olarak Der-saadette tanzim edil miştir. 10 kasım 1914.
İmza İmza
Wagenheim Talât
İzahname
Şurası mukarrerdir (kararlaştı rılmıştır) ki 10 Kasım 1914 tarih li istikraz mukavelesinin 4. mad desinin 2. fıkrasına göre tediye nin altın akça ile Der-saadette ifa sı kabil olamadığı takdirde, Hü kümet-i seniye-i Osmaniye, hini tediyedeki ahvali nazar-ı dikkate (ödeme sırasındaki durumu dik kate) alarak, Almanya hükümeti ile bil-ittifak suret-i tediyeyi kararlaş tnacaktır. İmza İmza Wagenheim Talât s o r s I I . « t o a t.m la <¡u. , o ü n c o n :Y it I 'f c X t l c l f i I V . » l i a é * a ña T r u it é • ca r 1 'o r . p r u a t on f.u /O /*+ *-* * * ( r t t / f f V t l o C o a vo rn u a o n t la p é r l u i Ottoman t l o n r i r * oouipte dob ilr n o n u - tsnoee «itıL p r é v a la n t uu .lo tv ın t da payo nont a t o a ı:ua 1« ¡layuu aut as o r Ğ 3 o n t t n a t l n o p l » ú a v l‘n u i r a i t i.’.fOwUi t i l a , r o jj lo r u l o tact« do p u /« - ~ö3t S'uaaord ¿»you 1* 3 I m p é r lu l A l la r a n d . •3om. t a n t i a o p l a ,1 ‘j /O f * ^ A.V-A İ-4J « J+j -ri J- ß
^ j * Z*
¿ b * J
» « r* y i* *
X
rfwj X 0 s.‘ J —ilI V r - v v u y ^ U iJ. i » , . . y ı ÂBaşbakan Erbakan,
skandal gezisine başladı
POLİTİKACILAR! Dünya 15 yıllık
zorunlu TEMEL EĞİTİM’e geçerken,
çocuklarımızın ÖDÜNSÜZ -
KOŞULSUZ 8 yıllık TEMEL EĞlTlM
görmelerini siyasal pazarlığa
dönüştürmeyiniz! Cahil ve işsiz, 2. sınıf
insanlar olmalarının günahını
üstlenmeyiniz.
ÇYDD
ANKARA/TAHRAN (Cumhuri yet) - Başbakan Necmettin Erbakan,
243 kişilik heyetle gerçekleştirdiği İran ve Uzakdoğu gezisine hareket ederken REFAHYOL hükümetinin Doğu’yu örnek alarak kalkınmayı ter cih ettiğine ilişkin mesajlar verdi. Türkiye’nin, Uzakdoğu ülkelerinin kalkınma modellerinden ve bu ülke lerin deneyimlerinden yararlanmaya çalışacağını, İran, Pakistan, Singapur, Malezya ve Endonezya ile şimdiye kadarki en yüksek işbirliği düzeyine çıkılacağını belirten Erbakan, Müs lüman ülkelerle işbirliğinin kısıtlı ol duğuna dikkat çekerken, “Elbette
böyle bir duruma seyirci kalamayız”
dedi.
Başbakan Erbakan’ın, sırasıyla İran, Pakistan, Singapur, Malezya ve Endonezya’ya yapacağı gezinin res mi heyetinde DYP’li Devlet Bakanı
Nevzat Ercan, RP’li devlet bakanlan Abdullah Gül ile Sabri Tekir, Milli
Savunma Bakanı Türhan Tayan, Eneği ve Tabii Kaynaklar Bakanı Re-
cai Kutan, Çevre Bakam ZiyaettinTo- kar yer aldı. RP’den 4, DYP’den 3,
ANAP, DSP ve BBP’den 1 ’er millet vekilinin katıldığı geziye, CHP tem silci göndermedi. Toplam 243 kişi den oluşan heyete, Başbakanlıksan 15, Genelkurmaydan bir, Milli Sa vunma Bakanlığı’ndan 3, Deniz Kuv vetleri Komutanlığı’ndan bir, Hava Kuvvetleri Komutanlığımdan bir, Jandarma Genel Komutanlığı’ndan bir, Dışişleri Bakanlığı’ndan 14, Dış Ticaret Müsteşarlığımdan bir, bakan lık görevlilerinden 9, sanayi kuruluş larından 11, özel müşavir ve hizmet li olarak 13, koruma görevlisi olarak 18, işadamlarından 92, basın mensup larından 47 kişi katıldı. Heyetteki ağırlığı oluşturan işadamlarının bü yük bölümünün, RP’ye yakınlığıyla bilinen anonim şirketler, holding yö neticileriyle sanayicilerden oluşması dikkat çekti. Erbalcan, Konya Beledi ye Başkanı Halil Ürün’ü dc “refakat
çi” statüsüyle geziye götürdü.
TÜSİAD Başkanı Halis Komili ile Sabancı Holding yöneticilerinden
Güler Sabancı gezinin İran ayağına
katılmadı. Her katılımcıdan 10 bin dolarlık ücret alınan ziyarete, birçok bakanın, özel kalem müdürleri, özel müşavirleri ve bazı danışmanlarını da götürmeleri dikkat çekti.
Emniyet Genel Müdürü Aiaaddin
YükseL Genel Müdür Yardımcısı Ha- lüTuğ, İstihbarat Daire Başkanı Emin Arslan, Savunma Sanayi Müsteşarı Yalçın Burçak, ROKETSAN Genel
Müdürü Erklnger, TEAŞ Genel Mü dürü Afif Demirkıran. Konya’da faali yet gösteren Türk Traktör ve Motor Sanayi Genel Müdürü Haşan Canko-
nır, ASELSAN Genel Müdürü Mah mut Karadeniz, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa
Açıkahn da gezide yer aldı.
Başbakan Erbakan, dün Esenboğa Havaalam’ndan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, hükümetteki ilk yurtdışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiğini
vurguladı. KKTC’den sonraki gezisi ni “Müslüman kardeş ülkelere” dü zenlediğine işaret eden Erbakan, İran’a başbakan düzeyinde 2 yıldan
beri ziyaret yapılmadığını, İran’la dostluk ve barış ortamının sadece böl ge için değil, dünya için de önem ta şıdığını söyledi. İran’la ilişkilerin en iyi düzeyde tutulacağını kaydeden Er bakan, “İran seyahatimize büyük
önem vermekteyiz” dedi. Erbakan,
Rusya’dan alınan doğalgazın Türki ye’nin gereksinimini karşılamadığı na dikkat çekerek, İran’dan doğalgaz alınacağını, aynca bu ülkenin eneği fazlasından yararlanılacağını belirtti. İran’la ticaret hacminin geçmişte 2 milyar dolar civarında olduğunu, an cak şu anda 200 milyon dolara düştü ğünü açıklayan Erbakan, “Elbette
böyle bir duruma seyirci kalınamaz. İstiyoruz ki, ticaret hacmimiz bundan önceki en yüksek düzeye çıksın” dedi.
BM, 21 Iranh’yı any or
ECETEMELKURAN
ANKARA - Başbakan Necmettin Erbakan’ın Iran
gezisiyle birlikte 21 lranlı Bahaî sığınmacının kayıp ol duğu ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) yet kilileri, Tahran yönetimine iade edildiği ileri sürülen Ba haî dinine bağlı 21 sığınma cı IranlI’nın kendilerine göre
“kayıp” olduğunu belirtir
ken, Bahaîler Ruhani Mah fili Türkiye Temsilcisi Cü
neyt Can sığınmacıların
İran’a iade edildiğini savun du. Can, “Teslim edilmiş ol
malılar. Çünkü daha önce po lis Bahaîlcri sınırda bırakı yordu, onlar da tekrar Türki ye’ye girebiliyorlardı. Haber alamadığımıza göre, bu kez polis İran muhafızlarına tes
lim etti” dedi. Polis tarafın dan Ağrı’dan sınırdışı
edildi-Î
;i savunulan 21 lranlı içinçişleri Bakanlığı’nın da araştırma başlattığı belirtil di.
Sığınmacı statüsü tanın ması istemiyle 6 ağustosta B- MMYK’ye başvuran 21 lranlı Bahaî’den haber alına madı. İran’dan dini inançları nın gereklerini yerine getir meleri yasaklandığı için ka çan 21 lranlı Bahaî, BM MYK yetkililerinin önerisi üzerine, 7 ağustos günü, Tür kiye’ye giriş yaptıklarını va liliğe bildirmek için Ağrı’ya gittiler. Sabah saat 7.30’da Ağrı terminalinden jipli po lisler tarafından tartaklana rak alındıkları savunulan lranlı Bahaîleriıı arasında 7- 8 yaşında çocukların da bu lunduğu bildirildi.
Taha Toros Arşivi