Ülkemizde dünün hekimleri tarih boyu hem bu yüce milletin fertleri olarak ana davalarda, hem de bu ülkede zor þartlar altýnda yetiþmiþ bir mesleðin mensubu olarak saðlýk konularýnda, zevkle, heyecanla, özveri ile olaðanüstü hizmetler vermiþtir. Ülke için gerektiðinde kahramanlýk ve vatanseverlik örnekleri verirken, mesleðin her türlü zahmetlerine de býkmadan, usanmadan göðüs germiþler; elveriþsiz þartlarda bile görevlerini baþarý ile sürdürmüþlerdir. Daha da önemlisi bir taraftan da meslekî geliþmeleri aralýksýz izleme ve uygulamalarý sayesinde, Türk Hekimliðinin belirli bir yere gelmesinde gayret sarfetmiþlerdir. Bütün bu hizmetlerin ifasýnda saðlýk hizmetlerinin en kalitelisini vermek, hekim onurunu her türlü kaygýnýn üstünde tutmak parolasýnda asla taviz kabul etmemiþlerdir. Bu yüzden dünyada ve ülkede Türk Hekimlerinin saygýn bir yeri olmuþtur. Nitekim Ulu Önder Atatürk'ün bile iltifatlarýna mazhar olmuþlardýr.
Cumhuriyetin ilk yýllarýndan beri çok sýnýrlý sayý ve imkânlarla da olsa meslekî þevk, heyecan, istek ve arzu ile hizmetin daha iyisini vermek ve meslekte daha iyi yetiþmek gayreti ile yurt dýþý temaslarýný da sürdümüþlerdir. Kendilerinin yetiþmesinde emeði geçenlere saygýlý olmuþlar, minnet duymuþlar onlarýn yolunda olarak müessesenin devamlýlýðýný saðlamýþlardýr. Ancak hiçbir zaman mesekî açýdan daha ileride olabilmek çabasýný ihmal etmemiþlerdir. Bu sebeplerden ötürü de günümüze kadar Türk Hekimliði ve Türk Cerrahisi hep geliþme göstermiþ ve grafik beklenen yükseliþ noktasýný hedeflemiþtir. Ancak son yýllarda grafiðin ayný yükseliþi gösterdiðini ifade etmek güçtür. Hatta yükselmek þöyle dursun, duraklama göstermektedir.
Nedenlerini þöyle sýralamak mümkündür.
1- Yarýnýn hekimi daha öðrencilik döneminde, ya yetersiz eðitim ve öðretim görmekte ya da kapasitesinin çok üstünde öðrenci alan fakütelerde sýkýþýp kalmaktadýr.
Rastgele açýlmýþ týp fakültelerinde, üniversite giriþ imtihanlarýnda en yüksek puan alarak fakültelere girmiþ kýymetler harcanýp gitmektedir. 2- Bugünün hekimi mezuniyet sonrasý, hayalinde canlandýrdýðý hizmeti verememenin üzüntü ve hayal kýrýklýðýný yaþamaktadýr. Hatta mecburi hizmet mesleðin bir ölçüde heba olmuþ kýymetli zamanýdýr. Çünkü pratik olarak saðlýk sorunun çözümüne geçerli bir katkýsý olmamaktadýr.
YIL//2005 CÝLT//21SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MART 1 EDÝTÖRDEN
YIL//2005 CÝLT//21SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MARTISSN 1300-0705 s. 1-2
Ulusal
Cerrahi Dergisi
Turkish Journal of SurgeryDr. Ahmet Yaycýoðlu* (1925-1989)
Hekimlikte dünden bugüne
2
3- Öðretim süresi dört yýl olan diðerfakültelerdeki çalýþma günleri dikkate alýndýðmda; Týp Fakültele-rindeki öðrenim süresini 8 yýl olarak hesap etmek gerekir. Çünkü týp fakültelerinde 20 Eylül'de öðretim baþlamakta Þubat ayýnda 15 gün tatil yapýlmakta, Temmuz ayý sonuna kadar öðretimdevam etmektedir. Týp Fakültelerinde böyle uzun ve zor bir eðitim yapýlmýþ olmasýna raðmen hekimler kýsa dönem askerlik de yapamamaktadýrlar. Ýhtisas yapa-bilme ayrý bir þans ve fedakarlýk iste-mektedir. Ýhtisas sonrasý zorunlu hizmet tekrar mesleðe baðlýlýðý olum-suz yönde etkilemektedir. Bir mes-lek mensuplarýnýn diðerlerinden farklý olarak dört yýllýk bir zorunlu hizmet yapmasý acaba mevcut ana-yasamýzla nasýl baðdaþmaktadýr.
4- Ýçinde bulunduðumuz eko-nomik koþullarda, bir hekimin kendi imkanlarý ile yurt dýþý temaslarý fevkalade sýnýrlý olmaktadýr. Aslýnda mezuniyet sonrasý yeterli ve sistemli
eðitim yapamayanlar için, yurt dýþý temaslarýnýn ne denli yetiþtirici olduðu meydandadýr. Ama maalesef hekimin içinde bulunduðu durum buna da elvermemektedir.
5- Hastanelerde özellikle fakülte hastanelerinde hekimin rahat çalýþa-bilme olanaklarý yoktur. Modern týb-bi teknolojinin gerekleri yerine geti-rilememektedir. Hergün hekim türlü yokluklar nedeni ile mesleki eziyet çekmektedir.
6- Bütün bunlardan daha da önemlisi bilhassa üniversite has-tanelerinde huzursuzluk ve güvence-sizlik hekimleri adeta sarsmaktadýr.
Bu yukarýda sayýlanlar sanki yet-miyormuþ gibi toplumda; hekimin gücü ve imkaný dýþýndaki olaylardan ötürü hekim sorumlu tutulmak isten-mekte ve her fýrsatta eleþtirilisten-mekte- eleþtirilmekte-dir. Bu manevi sarsýntý hekimin tüm þevkini kýrmakta, yeni mezunlar dahil geleceðe yönelik acý bir endiþe duyul-maktadýr.
Diðer taraftan açýk söylemek gerekirse uzun yýllardan beri
ülkem-izde ne saðlýk sorunlarýna ne de he-kimlerin sorunlarýna ciddi olarak eðilen, önemli bir dava olarak ele alan, takip eden bir yetkili kurum ya da kuruluþ ortada görülmemektedir. Týbbî teknolojinin öylesine çok geliþmiþ ve deðiþmiþ olmasýna rað-men bugün hala ülkemizde 1923-1926-1932 yýllarýnda yasalaþan saðlýk-la ilgili yasasaðlýk-lar yürürlüktedir. Ülkenin tüm saðlýk sorunlarýnýn, her büyük köyde bir-iki hekim bulundurarak halledilebileceðine ve bunun için de yýlda 5000 hekim yetiþtirilmesinin gereðine inanan uygulama, tüm saðlýk sorunlarýna ve hekimliðe indirilen en büyük darbedir. Gerçek durumu elbette zaman gösterecektir. Ancak biz hekimlerin her gün yaþadýðý, içinde bulunduðu temel bir prensip vardýr. Teþhis yanlýþsa tedavi mümkün olamaz. Saðlýk ve hekimlik-le ilgili sorunlarýn hiç olmazsa gün-deme gelebilmesi için de teþhisin doðru konmasý gerekmektedir.