• Sonuç bulunamadı

KALEİÇİ'NDE YAŞAYAN AİLELERİN SOSYAL, DEMOGRAFİK VE EKONOMİK DURUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KALEİÇİ'NDE YAŞAYAN AİLELERİN SOSYAL, DEMOGRAFİK VE EKONOMİK DURUMU"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KALEİÇİ'NDE YAŞAYAN AİLELERİN SOSYAL, DEMOGRAFİK VE EKONOMİK DURUMU

Prof. Dr. Günsel Terzioğlu Doç. Dr. Canan Yertutan Arş. Gör. Uzm. Ayfer Aydıner Boylu

ÖZET

Bu çalışma tarihi Galatialılar dönemine kadar uzandığı tahmin edilen Ankara Kaleiçi’nde yaşayan ailelerin sosyal,demografik ve ekonomik durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonucunda ailelerin %29.6 sının diğer illerden geldiği, %43.3 ünün 1-10 senedir bölgede yaşadığı, %39.2 sinin 2 çocuğunun olduğu, %33.3 ünün ekonomik yetersizlik nedeniyle çocuklarını okula gönderemediği, %24.0 çeşitli yerlerden yardım aldığı, %11.0 inin yeşil kart sahibi olduğu, %77.1 inde bir kişinin çalıştığı belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Ankara Kaleiçi Aileleri, Sosyal Durum, Demografik Durum,

Ekonomik Durum

ABSTRACT

This study is executed to determine social, demographic and economic status of the families, living in Ankara Kaleiçi, which is estimated that its history reaches until the ancient Galatia period. In the result of study, it is determined that 29.6 % of families living in region came from other provinces; 43,3 % have lived in this region for 1-10 years; 39,2 % have had 2 children; 33,3 % of families were unable to send their children to school because of their economic problems; 24,0 % are granted aid from various persons or institutions; 11,0 % had green card, and one of 77.1% was employed.

(2)

GİRİŞ

Osmanlı İmparatorluğu döneminde 17.yüzyıldan itibaren Ankara adının yerleşmeye başladığı kentin geçmişi, tarihin en eski evrelerine kadar uzanır(Anon,2004). İlk çağlardan Osmanlı dönemine kadar mütevazi bir Orta Anadolu kenti durumunda olan Ankara, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edilince, hızlı bir değişime uğramış ve yeniden yapılanması ve modernleşmesi için çalışmalara başlanmıştır (Anon,2003).Bu çalışmalar doğrultusunda 1939 yılında hazırlanan Jansen Planı ile şehrin eskisinin üzerine değil, güneydeki Yenişehir ve Çankaya‘ya doğru gelişmesine ve Hacıbayram çevresi, Hanlar bölgesi ile Kaleiçi’ni kapsayan kesimlerin korunarak gelecek için saklanmasına karar verilmiştir (Tuncer,2003).

Korunmasına ve gelecek için saklanmasına karar verilen yerler arasında bulunan Ankara Kalesi, kentin kuzeyinde yer alan ve kente hakim konumdaki tepe üzerinde inşa edilmiştir. İlk yapımının Galatialılar dönemine kadar uzandığı tahmin edilen, Selçuklular Döneminde onarım geçiren ve son şeklini Osmanlı onarımıyla alan Kale, iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Kale, Osmanlı Döneminde eski önemini yitirmiş hatta ihmal edilmiştir. Bizans Döneminde kaledeki yapılar ve yaşantı hakkında çok fazla bilgi olmamakla birlikte, kaynaklardan kent halkının Kaleiçi’nde oturduğu bilinmektedir.

Günümüzde ise Kale‘nin güneybatısındaki Bizans duvarları üzerinde 19.yüzyıl Osmanlı Dönemi konutlarının yanı sıra gecekondular yer alırken, doğu cephesinde tamamen gecekondular yer almaktadır. Son yıllarda ise Kaleiçi’ndeki evlerden bazıları restore edilerek restoran, cafe-bar, hediyelik eşya satış yeri haline getirilmeye başlanmıştır (Anon,2004).

Daha önceleri Ankara’nın ana konut alanı olan Kale ve çevresi, Yeni Ankara’nın baskın olması ile başlayan,1950 lerde ise hızlanan sosyo-ekonomik değişim sonucu kente göç edenlerin barındığı bir bölge olmuştur (Anon,1987). Bölgenin asıl kullanıcılarının prestijli bölgelere gitmeye başlaması ile bu bölgeye alt ve orta gelir grubundan aileler yerleşmeye başlamış ve giderek de toplumsal açıdan önem ve prestij kaybetme, fakirleşme gibi durumlar ortaya çıkmıştır (Bademli,1985; Asatekin,1992). Bugün Kaleiçi’nde ekonomik nedenlerle değil, gelenekleri, yaşam biçimleri, aile yapıları nedeniyle yani kültürel nedenlerle seçen bir kesim yaşamakta ise de, özgün dokuyu oluşturan asıl sosyal grubun yaşamadığı bilinmektedir (Asatekin,1992). Kale ve çevresinin geçirdiği bu değişim, tarihi

(3)

merkezin bozulmasına ve kısmen de olsa tarihi çevre özelliklerini yitirmesine yol açmıştır (Anon,1987).

Ankara Kalesi ve çevresi eski bir yerleşim yeri olmasının yanı sıra eski Ankara evleri ile Ankara tarihini gösteren önemli bir yerdir (Anon,1994). Bu tarihsel çevrenin korunması için fiziki çevreyle ilgili olduğu kadar ailelerin; sosyal, demografik ve ekonomik yapısına ilişkin bilgilere de gereksinim vardır.

Bu nedenle çalışmada Ankara Kaleiçi’nde yaşayan ailelerin;sosyal, demografik ve ekonomik durumunu belirlemeye yönelik bilgiler elde edilmek istenmiştir.

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Araştırma Bölgesini Ankara ili Sağlık Müdürlüğüne bağlı Altındağ Sağlık Grup Başkanlığı, Fatih Sağlık Ocağı 2 (Hülya Kuyumcu) ye bağlı 10 mahallede yaşayan 1735 hane halkı (aile) oluşturmaktadır. Araştırma kapsamına alınacak aileler Sağlık Ocağında bulunan ev tespit fişlerinden yararlanılarak ‘Sistematik Örnekleme Yöntemi’ ile seçilmiş ve 446 aile belirlenmiştir (Sümbüloğlu ve Sümbüloğlu,1994). Araştırmanın verileri hazırlanan anket formuna bağlı kalınarak ailelerde kadınlarla yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda 11 Haziran–11 Temmuz 2001 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirilmesi SPSS WIN programında Ki-Kare (X2) analizi ile yapılmıştır.

BULGU VE TARTIŞMA

Ailelerin Sosyal ve Demografik Özellikleri

Bu bölümde sosyal ve demografik özellikler kapsamında ailelerin; Kaleiçi’nde yaşama süresi, geldiği yer, tercih nedeni, çocuk sayısı, çocukların eğitim durumu, anne ve babanın yaş ve eğitim durumu incelenmiştir.

Araştırmadaki ailelerin yarıya yakını (%43,3) en fazla 10 yıldır Kaleiçi`nde yaşamaktadırlar. Bununla birlikte az da olsa (%1,8) 50-70 yıldır Kaleiçi`nde (%1.8) yaşayanlar da bulunmaktadır (Tablo 1).

(4)

Tablo 1. Ailelerin Kaleiçi`nde Yaşadığı Süreye Göre Dağılımı

Oturma süresi Sayı %

-1 25 5.6 2-10 168 37.7 11-20 126 28.2 21-30 71 15.9 31-40 32 7.2 41-50 16 3.6 51-60 4 0.9 61-70 4 0.9 Toplam 446 100.0

Ailelerin % 38.8’i diğer illerden, %29.6’sı Ankara`nın ilçelerinden, %23.1’i Ankara`daki diğer semtlerden gelmişken, sadece %8.5’i doğma büyüme Kaleiçi`lidir (Tablo 2).

Ailelerin Kaleiçi’nde yaşadığı süre ve geldikleri yer incelendiğinde, Kale ve çevresinde özgün dokuyu oluşturan az bir grubun kaldığı, büyük çoğunluğun ise 20.yy’da prestijli alanlara gittiği ve bu bölgeye de farklı yerleşim bölgelerinden gelen ailelerin yerleştiği görülmektedir (Tablo1-2).

Tablo 2. Ailelerin Kaleiçi`ne Geldikleri Yere Göre Dağılımı

Kaleiçi`ne gelinen yerler Sayı %

Ankara içinde diğer bir semt 103 23.1

Ankara’nın ilçeleri 132 29.6

Diğer iller 173 38.8

Doğma büyüme Kaleiçi`li 38 8.5

Toplam 446 100.0

Ailelerin Kaleiçi’ni tercih etme nedenlerinin başında sırasıyla (%38,3) iş yerlerinin bu bölgede olması, kiraların ucuz olması (%19,0) ve akrabaların bu bölgede olması (%16,4) gelmektedir (Tablo3). Altındağ Belediyesi tarafından 1987 yılında bölgede yapılan araştırmada ise ailelerin öncelikle kiraların ucuz olması (%42,7) nedeniyle bu bölgeyi tercih ettikleri belirtilmiştir. Günümüzde iş yerleri nedeniyle tercih edilmesi ise bölgede turizme yönelik alışveriş merkezlerinin giderek artmasından kaynaklanabilir.

(5)

Tablo 3. Ailelerin Kaleiçi’ni Tercih Etme Nedenlerine Göre Dağılımı

Nedenler Sayı

(N:446) %

Kaleiçi`nde yetişme 24 5.4

Aileden kalma ev olması 48 10.8

Kiranın ucuz olması 85 19.0

Akrabaların bu bölgede olması 73 16.4

Memleketlilerin bu bölgede olması 7 4.6

Ulaşımın kolay olması 34 7.6

İşyerinin bu bölgede olması 171 38.3

Başka aile yanında kira ödemeden oturma 5 1.1 Başkasına ait evde kira ödemeden oturma 1 0.2

Çevre olanaklarının uygun olması 26 5.8

Ucuz ev satın alma 17 3.8

Lojman 1 0.2

Bahçeli evde oturma isteği 1 0.2

Doktoruna yakın olması 2 0.4

Bu bölgeyi sevme 1 0.2

Ailelerin büyük bir çoğunluğu çekirdek aile (%85.9) iken, az da olsa geniş ailelere (%11.2) rastlanmıştır. Araştırmada 421 ailenin (bazı ailelerin çocuğu olmadığı, bazılarının ise sahip olduğu çocuk sayıları belirlenemediği için) %39.2’si 2, %24.0’ü 3 çocuk sahibi iken, çok az da olsa (%0.4) 7-8 çocuklu aileler bulunmaktadır (Tablo 4). Ortalama çocuk sayısı ise 2.4’dür. Altındağ Belediye’since 1987 yılında yapılan araştırmada ise ortalama çocuk sayı 2.8 olarak bulunmuştur. Ortalama çocuk sayısının eskiye göre daha az olması, bölgede 1998 yılında açılan Sağlık Ocağının aileleri daha az çocuk sahibi olma konusunda bilinçlendirmesinden kaynaklanabilir.

(6)

Tablo 4. Ailelerin Çocuk Sayısına Göre Dağılımı

.

Ailelerin yarısından azının (%47.9) çocukları okul çağında değilken,okul çağı çocuğu olan aileler arasında ilk öğretim çağı çocuğu olanlar (%27.5) başta gelmektedir (Tablo 5). Bu sonuçtan bölgede daha genç çiftlerden oluşan ailelerin yaşadığı anlaşılmaktadır. Nitekim ailelerdeki eşlerin en fazla (%19.3) 35-39 yaş grubunda olması da (Tablo 10) bu görüşü desteklemektedir.

Tablo 5. Ailelerin Çocukların Bulundukları Okul Çağına Göre Dağılımı

Eğitim Durumu Sayı %

İlköğretim 282 27.5

Ortaöğretim 162 15.7

Yükseköğretim 92 8.9

Okula Gitmiyor 493 47.9

Toplam 1029 100.0

İlköğretim çağındaki çocukların büyük çoğunluğu (%90.4) okula giderken az sayıda da olsa okulu bırakanlar (%6.7) ve hiç gitmeyenler (%2.1) de vardır. Bu durum her iki cinsiyette de hemen hemen aynıdır (Tablo 6).

Çocuk say›s› Say› %

1 84 20.0 2 165 39.2 3 101 24.0 4 52 12.3 5 13 3.1 6 4 1.0 7 1 0.2 8 1 0.2 Toplam 421 100.0

(7)

Tablo 6. Ailelerin İlk Öğretim Çağındaki Çocuklarının Okula Gitme Durumuna ve Cinsiyetine Göre Dağılımı

Okula gitme durumu Kız Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Okula gidiyor 127 90.7 128 90.1 255 90.4

Okula hiç gitmedi 3 2.1 3 2.1 6 2.1

Okulu bıraktı 9 6.4 10 7.0 19 6.7

Bir kısmı gidiyor bir kısmı hiç gitmedi 1 0.7 - - 1 0.4

Bir kısmı gidiyor bir kısmı bıraktı - - 1 0.7 1 0.4

Toplam 140 100 142 100 282 100.0

Ortaöğretim çağındaki çocukların yarıdan biraz fazlası (%67.9) okula giderken, az da olsa okulu bırakanlar (%23.4) ve hiç gitmeyenler de (%4.9) bulunmaktadır. Bu durum her iki cinsiyette de aşağı yukarı aynıdır (Tablo 7). Ortaöğretim çağındaki çocukların okula gitme oranı ilköğretim çağındaki çocuklardan daha düşükken, okula hiç gitmeme ve okulu bırakma oranı yüksektir

daha

Tablo7. Ailelerin Orta Öğretim Çağındaki Çocuklarının Okula Gitme Durumuna ve Cinsiyetine Göre Dağılımı

Okula gitme durumu Kız Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Okula gidiyor 61 68.5 49 67.1 110 67.9

Okula hiç gitmedi 5 5.6 3 4.0 8 4.9

Okulu bıraktı 20 22.5 18 24.7 38 23.4

Bir kısmı gidiyor bir kısmı hiç gitmedi 2 2.2 2 2.7 4 2.5

Bir kısmı gidiyor bir kısmı bıraktı 1 1.1 1 1.4 2 1.3

Toplam 89 100 73 100 162 100.0

Yüksek öğretim çağındaki çocukların yarıdan azı (%31.5) okula giderken, okula hiç gitmeyenlerin ve bırakanların oranı yarıdan (%62.0) fazladır.Okula giden (%41.7) ve hiç gitmeyen (%36.1) kızların oranı, okula giden (%25.0) ve hiç gitmeyen (%32.1) erkeklerden yüksek, fakat okulu bırakan erkek oranı (%37.5) kızlardan (%13.8) daha yüksektir (Tablo 8). Bu gruptaki çocuklarda okula gitme oranı orta öğretime göre daha düşük, okulu bırakma ve hiç gitmeme oranı ise daha yüksektir.

(8)

Tablo 8. Ailelerin Yüksek Öğretim Çağındaki Çocuklarının Okula Gitme Durumuna ve Cinsiyetine Göre Dağılımı

Okula gitme durumu Kız Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Okula gidiyor 15 41.6 14 25.0 29 31.5

Okula hiç gitmedi 13 36.1 18 32.1 31 33.7

Okulu bıraktı 5 13.8 21 37.5 26 28.2

Bir kısmı gidiyor bir kısmı hiç gitmedi 1 2.8 - - 1 1.1

Bir kısmı gidiyor bir kısmı bıraktı - - 2 3.6 2 2.2

Üniversite sınavına hazırlanıyor 2 5.6 1 1.8 3 3.3

Toplam 36 100 56 100 92 100.0

Çocukların okulu bırakma veya gitmemesinde maddi durumlarının iyi olmadığını belirten aileler başta (%33.3) gelirken, bunu çocuğunun istememesini (%32.7) ve başarısız olmasını (%12.7) belirtenler izlemektedir.Erkek çocuklarda okula gitmek istememe (%38.0), kız çocuklarda ise maddi durumunun iyi olmadığını belirtenler (%43.1) önde gelmektedir (Tablo 9). Bu sonuç ailelerin okula erkek çocuklarını

kaynaklanabilir.

göndermeyi kız çocuklarına tercih etmelerinden

Tablo 9. Ailelerin Çocukların Okula Gitmeme veya Okulu Bırakma Nedenlerine ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Nedenler Kız Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Çocuğun istememesi 16 24.6 38 38.0 54 32.7

Ailenin istememesi 10 15.4 4 4.0 14 8.5

Ekonomik yetersizlik 28 43.1 27 27.0 55 33.3

Çocuğun başarısızlığı 4 6.2 17 17.0 21 12.7

Çocuğun para kazanmak için çalışması 1 1.5 6 6.0 7 4.3

Çocuğun özürlü olması 4 6.1 7 7.0 11 6.7

Üniversite sınavına hazırlanması 2 3.1 1 1.0 3 1.8

Toplam 65 100 100 100 165 100.0

X2=18.216 p=0,006 p<0,05

Eşlerin yarıdan biraz fazlası (%59.4) ilkokul, çok azı ise (%0.6) yüksek okul veya fakülte mezunudur. Orta okul (%18.8), lise ve dengi okulla (%7.09) fakülte veya yüksek okul (%0.9) mezunu olan erkekler kadınlardan, okur yazar

(9)

olmayan kadınlar ise (%21,1) erkeklerden (% 2,9) fazladır (Tablo 10). 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarında, Türkiye’de kadın nüfusun okur yazarlık oranının erkek nüfusunkinden daha hızlı arttığı, fakat cinsiyetler arası farklılığın devam ettiği belirtilmektedir. Araştırmada okur yazar olmayan kadın oranının erkeklerden yüksek olması da bu sonuçla benzerlik göstermektedir.

Tablo 10. Eşlerin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı

Eğitim Durumu Kadın Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Okur yazar değil 94 21.1 13 2.9 107 12.0

Okur yazar 45 10.1 32 7.2 77 8.6

İlk okul 268 60.1 262 58.7 530 59.4

Orta ve dengi okul 25 5.6 84 18.8 109 12.2

Lise ve dengi okul 13 2.9 31 7.0 44 4.9

Fakülte veya yüksek okul 1 0.2 4 0.9 5 0.6

Cevapsız - - 20 4.5 20 2.2

Toplam 446 100 446 100 892 100.0

Hem kadın (%19.3) hem de erkekler (%19.3) en fazla 35-39 yaş grubunda yer almaktadır. Eşlerden 30-34 yaş grubuna kadar kadınların (-19; %0.4; 20- 24,%9.2; 25-29,%13.7; 30-34, %19.3), 40-44 yaş grubunda sonra ise erkeklerin oranı (40-44,%15,5; 45-49,%9.4; 50-54, %8.3; 66-75,%2.5; 76-85,%1.3) daha fazladır (Tablo 11). 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarında da Türkiye genelinde evli olan kadın oranının 35 yaşına kadar erkeklerden daha yüksek olduğu, bu yaştan itibaren ise evli erkeklerin oranının daha yüksek olduğu görülmektedir.

(10)

Tablo 11. Eşlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı

Yaş Kadın Erkek Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

-19 2 0.4 0 0 2 0.2 20-24 41 9.2 8 1.8 49 5.5 25-29 61 13.7 55 12.3 116 13.0 30-34 86 19.3 67 15.0 153 17.2 35-39 86 19.3 86 19.3 172 19.3 40-44 66 14.8 69 15.5 135 15.1 45-49 31 7.0 42 9.4 73 8.2 50-54 26 5.8 37 8.3 63 7.1 55 59 4 0.9 6 1.3 10 1.1 60-64 4 0.9 6 1.3 10 1.1 65 –69 5 1.1 6 1.3 11 1.2 70 –74 5 1.1 3 0.7 8 0.9 75 –79 1 0.2 7 1.6 8 0.9 80+ 2 0.4 3 0.7 5 0.5 Bilinmeyen veya ölmüş 26 5.6 46 10.3 72 8.1 Toplam 446 100 446 100 892 100.0

Ailelerin Ekonomik Durumu

Bu bölümde ekonomik durum kapsamında ailede gelir getiren kişiler, gelirin sürekliliği ,gelir getiren kişilerin bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumları, yeşil karta sahip olma, yardım alma ve konutu paylaşma, bahçeyi değerlendirme durumu, sahip olunan ev eşyası ve araç gereçler incelenmiştir.

Ailelerin büyük çoğunluğu (%94.0) konutlarını sadece kendileri kullanılırken, az da olsa başkalarıyla paylaşanlara(%6.0) da rastlanmıştır. Bu duruma aileler kiracı ise kirayı paylaşmak, ev sahibi ise kira almak istemeleri neden olduğu gibi, Ankara dışından gelen ailelerin kendileri için ayrı bir ev kiralayacak veya alacak ekonomik güçlerinin yetersiz olması da neden olabilir.

Aileyle birlikte aynı konutta yaşayanların yarıdan biraz fazlası (%55.6) kadın veya erkeğin akrabası iken, az da olsa (%11.1) hiçbir yakınlığı olmayanlar da bulunmaktadır (Tablo 12).

(11)

Tablo 12. Ailelerin Konutlarını Paylaştıkları Kişilerle Yakınlık Derecesine Göre Dağılımı

Yakınlık derecesi Sayı %

Kadın veya erkeğin kardeşi 5 18.5

Kadın veya erkeğin akrabası 15 55.6 Kadın veya erkeğin anne ve babası 4 14.8

Hiçbir yakınlıkları yok 3 11.1

Toplam 27 100.0

Ailelerin çoğunluğunda (%77.1) 1 kişi çalışırken, 2 (%17.9) ve 3 (% 4.3) kişinin çalıştığı aileler azınlıktadır. Bir ailede ise çalışan kişi bulunmamaktadır (Tablo 13). Bölgede Altındağ Belediyesi tarafında 1987 yılında yapılan araştırmaya göre 1 (%67,8) ve 2 (%13.2) kişinin çalıştığı ailelerin oranında az da olsa artış olmuş, 3 (%4.4) kişinin çalıştığı ailelerin oranında ise değişme olmamış, çalışan kişi bulunmayan aile oranında ise (%6.2) azalma olmuştur. 2000 Genel Nüfus Sayımı Türkiye genel sonuçlarına göre işsizlik oranı 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus için %8.9, 20 yaş ve üstü için ise %8.3 dür. Bu sonuçlar bölgedeki işsizlik oranının araştırmanın yapıldığı dönemde daha önceki yıllara göre azaldığını, Türkiye genelinin çok altında olduğunu göstermektedir. Bölgedeki işsizlik oranının düşük olması, ailelerin genelde eğitim düzeyi düşük olduğu için vasıfsız işlerde çalışmalarından kaynaklanabilir. Nitekim Tablo 13 de görüldüğü gibi aileye gelir getiren kişilerin %20.2’sinin mevsimlik veya geçici işlerde çalışması, bu görüşü desteklemektedir.

Tablo 13. Ailelerin Gelir Getiren Kişi Sayısına Göre Dağılımı

Kişi sayısı Sayı %

1 344 77.1 2 80 18.0 3 19 4.3 Çalışan yok 1 0.2 Cevapsız 2 0.4 Toplam 446 100.0

(12)

Aileye gelir getiren kişiler arasında ilk sırada eşlerden erkek (%73.5) sonra erkek çocuk (%16.3), 3.sırada ise kadın (%5.7) gelmektedir. Erkekler, gerek sürekli (%74.0), gerekse mevsimlik (%78.6) ve geçici (%70.1) gelir getiren kişiler arasında da ilk sıradadır (Tablo 14). 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarında da erkek nüfusun iş gücüne katılma oranının kadın nüfusun iş gücüne katılma oranından yüksek olduğu belirtilmektedir( 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus içinde işgücüne katılma oranı , erkek nüfus için Türkiye ‘de % 71.0, Ankara’da %69.1, kadın nüfus için ise Türkiye’de %40.0, Ankara’da %27.0 ).

Tablo 14. Ailelerde Gelir Getiren Kişilere ve Gelirin Sürekliliğine Göre Dağılımı

Gelir getiren kişiler

Sürekli Mevsimlik Geçici Toplam

Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %

Kadın 20 4.6 2 14.3 9 9.3 31 5.7 Erkek 323 74.0 11 78.6 68 70.1 402 73.5 Kız çocuk 12 2.7 - 3 3.1 15 2.7 Erkek çocuk 71 16.2 1 7.1 17 17.5 89 16.3 Büyük baba 4 0.8 - - - - 4 0.7 Büyük anne 2 0.4 - - - - 2 0.4 Eşlerin kardeşi 6 1.3 - - - - 6 0.7 Toplam cevap 438 100 14 100 97 100 549 100.0

Araştırma kapsamına alınan ailelerde gelir getiren 549 kişinin %43.0’ ü her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı değildir. Bölgede Altındağ Belediyesi tarafından 1987 yılında yapılan araştırmada ise her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmayanların oranı %32.6 olarak bulunmuştur. Bu durum, bölgede yaşayan kişilerin eğitim seviyelerinin düşük olması nedeniyle vasıfsız işlerde geçici olarak çalışmalarından kaynaklanabilir. Gelir getiren kişilerin bu araştırmada (%56.9) ve 1987 yılında yapılan araştırmada da (%30.0) en fazla Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olduğu ve Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olan kişi sayısında da 1987 yılına göre artış gösterdiği belirlenmiştir (Tablo15). Sosyal Güvenlik Kurumları arasında Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı çalışanların oranının yüksek olması ise, günümüzde kamu sektörüne daha az eleman alınmasından kaynaklanabilir.

(13)

Tablo 15. Aileye Gelir Getiren Kişilerin Bağlı Olduğu Sosyal Güvenlik Kurumlarına Göre Dağılımı

Sosyal Güvenlik Kurumları Sayı %

Emekli Sandığı 68 21.9

Sosyal Sigortalar 177 56.9

Bağ Kur 66 21.2

Toplam 311 100.0

Ailelerin %11.0’i yeşil kart sahibi iken, %24.0’i de çeşitli yerlerden yardım almaktadır. Bu sonuç, bölgede yaşayan ailelerin göz ardı edilemeyecek oranda (%35.0) ekonomik durumunun yetersiz olduğunu göstermektedir.

Ailelerin aldığı yardımların %70.8’i sürekli değildir. Alınan yardımların başında (%56.6) çeşitli kişi veya kuruluşlarca sağlanan (akrabadan %34.5, herhangi bir kuruluştan %21.2, komşulardan %0.9) yiyecek yardımı gelirken, ikinci sırada (%28.4) yakacak (bir kuruluştan %14.2, kaymakamlıktan %14.2), 3.sırada (%11.5) para yardımı (akrabadan %3.5, bir kuruluştan %57.1, çocuklardan %0.9) gelmektedir. Çocukların eğitimi için yapılan yardım ise en düşüktür (%3.5). Yiyecek yardımı sürekli (akraba%33.4+kuruluş%24.2=%57.6) ve sürekli olmayan

(akraba%35.0+kuruluş%20.0+komşu%1.3=%56.3) yardımlar arasında başta

gelmektedir (Tablo 16).

Tablo 16. Ailelerin Aldığı Yardım Çeşidine ve Sıklığına Göre Dağılımı

Yardım çeşidi Sürekli Sürekli değil Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Akrabadan yiyecek 11 33.4 28 35.0 39 34.5

Akrabadan para 2 6.1 2 2.5 4 3.5

Herhangi bir kuruluştan yiyecek 8 24.2 16 20.0 24 21.2

Herhangi bir kuruluştan para 4 12.1 4 5.0 8 7.1

Akrabaların çocukların eğitimini karşılaması - - 1 1.3 1 0.9 Bir kuruluşun çocukların eğitimini karşılaması 3 9.1 - - 3 2.6

Bir kuruluştan yakacak yardımı 1 3.0 15 18.7 16 14.2

Kaymakamlıktan yakacak yardımı 3 9.1 13 16.2 16 14.2

Komşulardan yiyecek yardımı - - 1 1.3 1 0.9

Çocuklardan para yardımı 1 3.0 - - 1 0.9

(14)

Araştırmaya katılan kişilerin çoğunluğu (%82.7) gelir getirmek amacıyla hiçbir faaliyet yapmazken, gelir getirmek amacıyla en fazla satmak için el işi (%15.0), daha sonra yiyecek (%1.3) üretenler gelmekte olup, düşük oranda ise (%0.4) bir firma için elişi yapanlar bulunmaktadır (Tablo 17).

Tablo 17. Ailelerin Gelir Getirmek Amacıyla Evde Yaptıkları Faaliyetlere Göre Dağılımı

Faaliyetler Sayı %

Satmak için el işi 67 15.0

Satmak için yiyecek 6 1.3

Bir firma için el işi 2 0.4

Bir firma için yiyecek 1 0.2

Dikiş dikme 1 0.2

Faaliyet yapmıyor 369 82.7

Toplam 446 100.0

Evlerinin bahçesi olan ailelerin (166) %69.5’i bahçelerini aile ekonomisine katkı amacıyla kullanmazken, %36.1 inin bahçesinde meyve ağacı bulunmakta, %2.4’ü bahçesinde sebze yetiştirmekte, %0.6 sı ise kümes hayvanı beslemektedir.

Ailelerin yarısından biraz fazlası (%57.4) oturma, yemek ve yatak odası takımından hiç birine sahip değilken , %35.2’si yatak, %24.2’si oturma, %8.5’i ise yemek odası takımına sahiptirler (Tablo 18).

Tablo 18. Ailelerin Sahip Oldukları Ev Eşyalarına Göre Dağılımı

Eşyalar Sayı

(N:446) %

Oturma odası takımı 108 24.2

Yemek odası takımı 38 8.5

Yatak odası takımı 157 35.2

Hiç biri yok 259 57.4

Sahip olunan araçlar arasında, aileler ilk sırada (%94.6) T.V.ye 2.sırada buzdolabına (%93.0), 3. sırada (%79.6) ev telefonuna sahipken, 10.sırada cep telefonuna (%15.5)sahiptirler. Az da olsa bilgisayar (%0.7), bulaşık makinesi (%4.9), mikser (%5.4), dikiş makinesi (%1.8) gibi araçlara sahip olan aileler bulunmaktadır (Tablo19). 1998 H.Ü.Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan Nüfus ve Sağlık Araştırmasında da kentlerde en başta buzdolabının (%96.2),

(15)

2.sırada T.V. (%94.8) yine 3. sırada ev telefonun (%80.4) gelmesi, cep telefonu oranın %17.9 olması, bölgedeki ailelerin sahip oldukları araçlar bakımından, kentlerdeki ailelerin sahip olduğu araçlarla benzerlik gösterdiğini ortaya koymaktadır

Tablo 19. Ailelerin Sahip Oldukları Araçlara Göre Dağılımı

Araçlar Sayı (N:446) % Cep telefonu 69 15.5 Ev telefonu 355 79.6 T.V. 422 94.6 Radyo 189 42.4 Müzik seti 74 16.6

Tam otomatik çamaşır makinesi 303 67.9 Yarı otomatik çamaşır makinesi 59 13.2

Buzdolabı 415 93.0 Derin dondurucu 4 0.9 Şofben 104 23.3 Elektrik süpürgesi 256 57.4 Bulaşık makinesi 22 4.9 Ocaklı fırın 155 34.8 Ocaksız fırın 176 39.5 Mikser 24 5.4

Elektrikli tost makinesi 33 7.4

Aspiratör 14 3.1 Dikiş makinesi 8 1.8 Bilgisayar 3 0.7 Fritöz 3 0.7 Video 1 0.2 Ütü 45 10.1 Elektrik sobası 1 0.2 Çay makinesi 1 0.2 Vantilatör 1 0.4

(16)

SONUÇ VE ÖNERİLER

 Kaleiçi’nde en fazla 1-10 sene önce diğer illerden gelen, orta yaş grubunda ve çoğunluğu da çekirdek olan aileler yaşamakta ve ailelerin yaşama yeri olarak bu bölgeyi tercih etme nedenlerinin başında ise iş yerlerinin olması gelmektedir.

 Aileler arasında 2 çocuklu olanlar ilk sırada yer almakta, ailelerin yarıya yakının çocukları okul çağında değil ve aile büyüklüğü ortalama 4.4’dür.

 Çocukların okula gitme oranı yüksek öğrenim çağına doğru azalmakta, okula hiç gitmeme oranı ise her öğrenim çağındaki kızlarda erkeklere göre daha yüksektir.

 Çocukların okula gitmeme veya okulu bırakma nedenlerinin başında ailenin maddi durumunun yetersizliği gelirken, bu oran da kızlarda erkeklere göre daha yüksektir.

 Eşlerin yarıdan fazlası ilk okul mezunu iken,okur yazar olmayan kadınların oranı erkeklerden yüksek, lise ve dengi okulla yüksek okul veya fakülte mezunu olanların oranı da erkeklerden düşüktür.

 Ailelerin çoğunluğunda bir kişi çalışırken, çalışan kişilerin çoğunluğu da eşlerden erkektir.

 Aileye gelir getirmek amacıyla çalışanların çoğunluğu Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağlı ise de, hiçbir sosyal güvencesi olmayıp, mevsimlik veya geçici işlerde çalışanlar da bulunmaktadır.

 Ailelerde Yeşil Kart sahibi olanların yanı sıra çeşitli kişi ve kuruluşlardan yardım alanlar az da olsa bulunmakta ve alınan yardımların başında yiyecek gelirken, çocukların eğitimi için alınan yardım ise düşük orandadır.

 Ailelerin çoğunluğu gelir getirmek amacıyla evde hiçbir faaliyet yapmamaktadır.

 Ailelerin yarıdan fazlası oturma, yemek ve oturma takımlarından hiç birine sahip değilken, tamamına yakınında T.V. ve buzdolabı, yarısından fazlasında da tam otomatik çamaşır makinesi ve elektrik süpürgesi bulunmaktadır.

 Bölgenin tarihsel yapısının korunarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesinde ailelerin önemli rolü olduğu için, Halk Sağlığı, Sosyoloji, Sosyal Hizmet, Psikoloji, Antropoloji ile Aile ve Tüketici Bilimleri gibi çeşitli disiplinlerin bir araya gelerek ailelerin; sosyal, demografik ve ekonomik durumlarını yükseltmeye yönelik çalışmalar yapmaları gerekir.

(17)

KAYNAKLAR

Anon (1987). Ankara Kalesi Koruma ve Geliştirme İmar Projesi. Ankara:Ajans Türk Matbaacılık.

Anon (1994). Altındağ 1994. Ankara:Kozan Ofset Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.

Anon (2000). Genel Nüfus Sayımı. Ankara:T.C.Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası

Anon (2003). Bir Kent Olarak Ankara. Retrieved 21.08.2003, from

http://www.geocities.com/mimarbin/ mimar05.htm.

Anon (2004). Ankara Başkentin Tarihi, Arkelojisi ve Mimarisi. Ankara Enstitüsü Vakfı Yayınları:6, Ankara: Nurol Matbaacılık.

Asatekin, G.(1992). Ankara Kaleiçi: Salt Fiziksel Çevre mi Korumaya Değer? Ya İçinde Yaşayanlar?. Mimarlık Dergisi. 249:15-16.

Bademli, R.(1985). 1920-40 Döneminde Eski Ankara’nın Yazgısını Tutumlar.Mimarlık Dergisi. 85:2-3:10-16.

Etkileyen

Anon (1998). Nüfus ve Sağlık Araştırması, (H.Ü. Nüfus Etütleri Enstitüsü, USAID-Macro International Inc., UNEPA ve Sağlık Bakanlığı İşbirliği ile). Ankara.

Sümbüloğlu,K; Sümbüloğlu,V. (1994). Biyoistatistik. Ankara:Özdemir Yayıncılık

Tunçer, M.(2003). Eski Ankara ve Koruma. Retrieved 17.11.2003, from http://ws.ada.net.tr/tepkiforum/ index.php?fid=60&up=368

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği (2015-) Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Fakülte

Abdullah GÜVEN, “Türkiye’de Uygulanan Aile Hekimliğinin Değerlendirilmesi”, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Kurumları Yönetimi Tezsiz Yüksek

Bozkurt (Çeviri editörü) Kaplan ve Sadock, Psikiyatri Davranış Bilimleri/Klinik Psikiyatri, Güneş Tıp Kitapevi (Orijinal kitap: Sadock B.J., Sadock V.A., Ruiz,

Aşağıdaki cümlelerde, adın yerine kullanılan kelimelerin altını kırmızı

% 100'den çıkarılır. ç) Bu çıkarmada kalan miktar, sırada ikinci gelen tüm vücut fonksiyon kaybı oranı ile çarpılır. Çarpımın 100'e bölünmesinden çıkan rakam en

Karantina döneminde çocuklarının okula gitmemesi nedeniyle senin yaşadığın zorluklar

Okula giriş muayenesi gelecek eğitim yılında okula git- mek zorunda olan tüm çocuklar için zorunludur.. Çocuğu kim

A) Tüm kenarları aynı uzunlukta olan üçgene ikiz kenar üçgen denir. B) İki kenarı aynı uzunlukta olan üçgene eş kenar üçgen denir. C) Çeşit kenar üçgenlerin