C 1
Bir bilim dalı mı, yoksa bilime yardımcı olan bir meslek mi?
Sahaflık Nedir?
Kitap seven, araştırma yapan
kim olursa olsun, bir sahaf
dükkânına girdiğinde, orada
saatlerce kalabilir. O eski
kitaplar, fotoğraflar,
belgelerle bezenmiş atmosfer
ortasında; her kitap, fotoğraf,
belge merak konusudur. Her
birinde bir ya da daha fazla
dünya vardır. Bu dünyaları
anlamak isteyenler, zamanın
nasıl geçtiğini bilemezler.
Aradıkları bir şeyi
bulduklarında mutlulukları
yüzlerinden okunur.
MEHMET BEŞERİ
H
er şeyden önce bir meslektir. Belki bir bilim dalı değildir ama her türlü bilime yardımcı olma özelliğine sahip olan bir meslektir. Yelpazesi geniştir. Tek ba şına bir bilim dalının yerini tutmaz, an cak, sahaflıkla beslenmemiş bir bilim dalının güdük kalacağı ortadadır. Çünküsahaflık:GEÇM İŞTEN G ELEC EĞ E BİR KÜLTÜR KÖPRÜSÜDÜR.
Dün bilinmeden bugün anlaşılamaz; dün ve bugün bilinmeden yarın tah min edilemez; yarına yönelik çözüm ler, fikirler üretilemez. Hangi meslek ve bilim dalı ile uğraşılırsa uğraşılsın, onun geçmişi bilinmek zorundadır.
Bugünü iyi anlamak ve yarının ne olacağını kestirebilmek için çaba gös
terenlerin uğrayacakları başlıca m e kanlardan birisi de sahaf dükkânları dır. Ancak oralarda geçmişin derinlik lerinde kalan bir olayı, bilgiyi, yaşamı; tanımak, bilmek, öğrenmek şansım el de edebilirsiniz.
Tarihçi, psikolog, fizikçi, ya da her hangi bir koleksiyoner -kim olursanız olun- mutlaka sahafların kapısını çal mak zorundasınız. Çünkü, araştırma yaptığınız alanda, dilediğiniz kaynak ları hiçbir yerde bulamamak gibi bir imkânsızlık olsa dahi, yine bir gün bir sahaf dükkânında bulabilirsiniz. Sa haflar, hızla “değişen" tüketim toplu- munun dayatmalarıyla atılan eski eser ler kervanının bir kısmının kapısında konakladığı hanlardır. Araştırma ya pan herkes bu hanların kapısından içe ri girmek zorundadır.
Belki denecektir ki: “Amma abartılı yor, yeni kitapçılar ve kütüphaneler ne
güne duruyor?”
Buna verilecek cevap: Yaklaşık her on yılda bir askeri darbenin yapıldığı ve kitapların “suç aleti” olarak bom ba lar ve silahlarla yanyana konulduğu ve hatta, bugün dahi kitapların yasakla nıp yakıldığı ülkemizde; yeni kitap yazmak, yayımlamak, dağıtmak baya ğı riskli bir iştir. Ayrıca, ekonomik ne denlerden dolayı, en çok kepenk ka patma olayının kitapçılıkta yaşandığı ya da kitapçıların kırtasiyeci haline dö nüştüğü bilinen bir gerçektir.
Yaklaşık her hafta 50-100 arası kitap yayımlanmaktadır. Bu kitaplardan b i rer tane dahi bulundursa hiçbir kitap çının yeri buna elvermez. Çoğu kiracı ojan bu insanlar, büyük yerlerin kirası nın da altından kalkamazlar; ancak ye ni çıkan kitapları ve her zaman satma şansı bulunan kitapları raflarında b u lundururlar.
Yeni kitapçı cephesinde durum bu- dur.
Kütüphanelere gelince: Devlete bağlı resmi daireler olan bu kurumlar - da her istediğiniz kitabı bulamazsınız. Çünkü, çoğu sakıncalı diye alınmamış tır. Alınmış olsalar dahi en ücra depo lara atıldıklarından şüpheniz olmasın. Bakmayın öyle “Nâzım Hikmet Lap seki Kütüphanesi’nde, Attilâ Ilhan Hakkâri Kütüphanesi’nde sizleri bek liyor” martavallarına. Gidin bakın, hangi kitapları var..
Yine, herhangi bir konuda araştır ma yapmak mesai saatleri ile sınırlıdır. Çoğu araştırmacı çalışıyor oldukların dan bu yüzden de yeterince kütüpha- nelerdenfaydalanamamaktadırlar.
Ama sahaflar öyle değildir. Bazen 16-18 saat dahi çalıştıkları olur.
SAHAF KİTAP DOKTORUDUR Eline geçen her türlü kitap, dergi, belge, fotoğraf; her ne ise özenle elden geçirir. Yıpranan yerlerini onarır. Ona canlılık kazandırır, öm rünü uzatır. Onlara gül muamelesi yapar. Çünkü onlar, incitmekten korktuğu sevgilileri gibidir.
SAHAF DÜKKANLARI BİRER AYNADIR
Toplum ve yaşantısı sadece bize ileti len, gösterilen, gösterilmeye çalışılan kısımlardan ve imajlardan ibaret değil dir. Bunlar, aysbergin su yüzünde ka lan kısmıdır. Asıl aysbergin altı diye nitelendireceğimiz, toplumun doku sunun açıkça ortada olduğu bölümü vardır. Bu bölümü iyi anlaşılamadan, toplum bilinemez, işte sahaflık, bu aysbergin altını gösteren bir aynadır. Gezin bir sahaf dükkânını, orada, her biri bir ya da daha fazla yaşama tanık lık eden kitaplar, belgeler, fotoğraflar, mektuplar vb. görürsünüz. Bu saydık larımızın çokluğu, o toplumun hızla tükettiğini ve tükendiğini gösteren bir
aynadır (tabii ki aynı durum tüm eski eşya alım-satımı yapan diğer mekânlar içinde geçerlidir).
SAHAFLIK BİR DİRENİŞTİR Tüketim toplumunun önümüze sunduğu metaları histerik bir şekilde hızla tüketme çılgınlığına karşı; insan lığın tüketilmesine karşı bir direniştir.
H er şeyin alınıp satıldığı; insanların geçmişteki bağlarına, köklerine sırt çe virip burun kıvırdığı; hatıra edilen bir kitabın hemen satıldığı; babadan, de deden, nineden, anadan, sevgiliden .kalan her türlü eşya, kitap; sararmış mahzun ama o derece de vakûr bakan fotoğraf vb.nin hiç duraksamadan, düşünülmeden elden çıkarılıp, hurda .kâğıtların arasında son yolculuğuna çıktığı; hepsi bir daha yerine konulma sı mümkün olmayan değerlere sahip çıkarak, tüketim toplumu tarafından yok edilmelerine karşı bir direniştir... ' SAHAFLAR HUZUR VERİCİ MEKANLARDIR
Kitap seven, araştırma yapan kim olursa olsun, bir sahaf dükkânına gir diğinde, orada saatlerce kalabilir. O eski kitaplar, fotoğraflar,' belgelerle b e zenmiş atmosfer ortasında; her kitap, fotoğraf, belge merak konusudur. H er birinde bir ya da daha fazla dünya var dır. Bu dünyaları anlamak isteyenler, zamanın nasıl geçtiğini bilemezler. Aradıkları bir şeyi bulduklarında m ut lulukları yüzlerinden okunur.
SAHAFLIK VE ARKEOLOJİ İKİZ KARDEŞTİR
Geçmişten gelen her türlü kitap, dergi, evrak, matbuat vb. inceleyen, gün ışığına çıkaran, yıprananları ona ran ve onların gelecek kuşaklara akta rılmasında bir kültür köprüsü vazifesi gören sahaflık, aynı işi tarih öncesi la hit, görnüt, agora, höyük, antik kent vb. kısacası yeraltında kalmış uygarlık larla ilgili olarak yapan arkeoloji ile ikiz kardeştir.
Bu ikiz kardeşlerden arkeoloji nin müzeleri, ödenekleri, uluslararası bağ lantıları, müdürlükleri, memurları vb. olmasına rağmen, sahaflık, bu işe gö nül vermiş insanlar sayesinde varlığını devam ettirmektedir,
SAHAF ÖZELLİKLE DE DAR GELİRLİLERİN DOSTUDUR
Piyasada satılan kitapları, sahaflarda yarı, üçte bir, dörtte bir, hatta beşte bir fiyatına dahi elde edebilmek müm kündür.
Yine, kullanılmış ders kitapları da sahaflardan gayet ucuza temin edilebi lir. Ancak, ders kitaplarının sık sık de ğiştirildiği ülkemizde hem sahaf, hem dargelirli insanlar bu işten zarar gör mektedirler. Ya ülke ekonomisi? Sık sık değişen ders kitapları yüzünden yılda en az 3 trilyon liralık ders kitabı hurdaya gitmektedir. (Bu olay başlı
başına bir anlatım konusudur.) KİTAP İLE - İLGİLENENLERE BAZI ÖNERİLER
“Kütüphanenizdeki kitapların isim ve basım tarihlerini çıkarın, satmak is tediğinizde mutlaka bir uzmana değer
biçtirin.”
“Matbaada tükenmiş ve piyasada bulunmayan her kitap sahaf kitabıdır. Önemli bir başvufu kaynağıysa ve p i yasada tükenmişse mutlaka sahaflar da değerlenir. Okul ve medrese kitap ları çok sayıda basıldığı için fazla de ğerli değildir. Şiir ve romanlar ise eğer imzalıysa ve ilk baskıysa prim yapar. Eğer kitabın yeni baskıları daha geniş letilerek yapıldıysa eski baskının de ğeri düşebilir, içinde resim olan seya hatnameler, coğrafya ve tarih kitapla- rıdeğerlidir.”
“Üçüncü hamur kâğıda basılı kitap ların ömrü en fazla 60 yıl (bazen daha fazla ya da az olabilir), fotokopi kağıt larına basılı kitapların ise20 yıldır. ”
“Kitapların her gün tozunu almak ve arasıra havalandırmak, güneşten, rutubetten uzak tutmak gerekmekte dir.” ( İbrahim Manav, Sahaf)
SAHAF NE KAZANIR?
Bu kadar önemli bir iş olan sahaflık, ne yazık ki önemiyle ters orantılı ola rak para kazandırır. H er ay sahaflar için bir kâbustur. Şayet bir yan gelir (eş çalışması, v b .) yoksa doğru dürüst kira, vergi ödeyemez. Senede üç beş gün dahi tatil yapamaz. Geçim zorluk ları ahtapot gibi dört yanlarını sarmış tır.
SAHAFLIK MESLEĞİ DAHA NE KADAR DEVAM EDEBİLİR?
(Kitapseverler merak etmesinler. H er zaman bu işi yapacak 3-5 enayi bulunur. )
Ancak, gerçek anlamıyla sahaflık
malzeme diye tabir edilen unsurların akışı her geçen gün azalmaktadır. Bir de üstüne üstlük sahaflığın ruhuyla il gisi olmayan ve bu işi herhangi bir ya tırım metal olarak gören kişiler de bu alana el atmışlardır. Gerek sahaflara
Piyasada satılan kitapları, sahaflarda yarı, üç te bir, dörtte bir, hatta beste bir fiyatına dahi elde edebilmek mümkündür.
akan malzemelerin günden güne azal ması, gerekse de bu işle ruhen ilgisi ol mayıp da, herhangi bir ticari meta gö züyle gören kişilerin bu alana yönel meleri, sahaflığın her geçen gün zayıf lamasına yol açmaktadır.
“Sahaflığın eskiden çok renkli yan ları vardı. H er şeyden önce kaynakları boldu. Sık sık yığınlar halinde kitap lar, albümler dolusu kartpostallar, es ki resimler, belgeler ve mektup tom ar ları satın alırdık. Onların arasında eşe lenmek, aradığımız bir kitaba rastla mak, ilginç bir belge ile karşılaşmak bizleri nasıl da mutlu ederdi. ”
“N e yazık ki son yıllarda bu tü r olay larla artık karşılaşamıyoruz. Kaynak lar kurumuş, sahaflara kitap ve benze
ri kültür gereçleri akışı durm uştur. Ki tap alışverişi ile uğraşanların sayısın daki patlama, açık arttırmalardaki şi şirilmiş fiyatlar ve yanlış koşullandır malar sahaflığın geleceğini belirsizlik içine itmiştir...”
“Bugün sahaflara kitap gelmiyor, her kesimden okuyucular gereksinim duydukları kitaplara kolayca ulaşamı- yorlarsa bunda açık arttırmaların, şişi rilmiş fiyatların önemli ölçüde etkisi vardır. Alışveriş yaparak para kazan mak herkesin doğal hakkıdır. Ancak çok para kazanacağım diye kitaba uzak kişileri yanlış koşullandırmak, fi yatları şişirmek, kitapların ortadan kaybolmasına neden olmak büyük haksızlıktır. ”
Ayrıca “televizyon kanallarının art masıyla ilginin yazıdan görüntüye kayması, ortaöğretimdeki ödev yasa ğı toplumumuzu büyük ölçüde kitap tan koparmıştır. Okurlar çeşitli gerek çelerle artık kitap almıyorlar. Evlere
yeni kitap girmeyince sahaflara da ev lerden eski kitap akışı olmuyor. G ü n ü müzde sayıları çok azalan kitapsever ler sahaf raflarında değişik kitaplar görmezlerse bir daha o dükkâna adım atarlar mı?”
Bu koşullar altında sahaflık varlığını nasıl sürdürsün, nasıl can çekişmesin. (SamiÖnal)
SON SÖZ
Sahaflığı ruhuna uygun bir şekilde yapan meslektaşlarımız ve sevgili ki tapsever müdavimlerimiz, umut yine sîzlerdedir. D ört bir yanımız tüketim toplumunun teçhizatlı askerleri tara fından kuşatılmıştır. Sürekli salvo atışı yapmaktadırlar. H ep birlikte direne lim. ■
C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 5 S A Y F A 19