• Sonuç bulunamadı

Ahırkapı Feneri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ahırkapı Feneri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AHIRKAPI

FENERİ

Yazarı: İstanbullu

ol şehr - i stanbul ki...

' " ¿ - i

mahalde, surların üzerine bir fene­ rin inşaası yolunda ferman çıkar­ mıştı.

Bu fenerin inşaasına da bizzat Pa­ dişah Üçüncü Osman tarafından Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa me­ mur edilmişti.

Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa, mü­ nasip gördüğü bir noktadaki surla­ rın üzerine münasip bir fener inşa ettirmiş ve bu^ inşaatın bizzat ba­ şında bulunmuştu.

revizyonlar gördükten sonra yine çe­ şitli devrelerde yeni yeni şekillere sokuldu ve nihayet bugünkü şekli­ ni aldı. AHIRKAPI FENERİ, bugün­ kü şekliyle İstanbul limanının en büyük feneri hüviyetini haiz bulun­ maktadır. Uzun yıllar denizin tam ağzında kalan ve Marmara'nın nice ve nice şiddetli lodoslarına göğsü­ nü geren AHIRKAPI FENERİ, 1957 yılında Sahilyolu'nun açılmasıyla denizden biraz uzaklaşmış oldu. • sküdar'ın Harem veya Sala­

l ı | cak kıyılarından bakıldığı za- J man, güzel İstanbul’un dille- re destan şahane silueti tüm güzelliği ile görülür. Hele yaz ak­ şamları, gurup zamanı kızaran uf­ kun önündeki bu şahane siluet bir Kat daha güzelleşir, gönüllerde şiir- leşir adeta. Altı narin minaresiyle Sultanahmet, heybetli kubbesiyle Ayasofya zarif bir şekilde yayılan Topkapı Sarayı, Aya İri'nin zarif kubbesinin emsalsiz birer nirengi teşkil ettiği bu şahane silueti deni­ zin hemen kıyısında bembeyaz renkli bir ince kule noktalar. Bu siluetin son noktası, adını yüksel­ diği semtten alan AHIRKAPI FE- NERl'dir.

İstanbul'u gören de, görmeyen de tanır ve bilir AHIRKAPI FENERİ'ni. Zira bu beyaz kulecik öylesine sem- bolleşmiştir.

Herkesçe tanınan ve herkesçe bili­ nen AHIRKAPI FENERİ'nin çok kim­ se tarafından bilinmeyen bir öykü­ sü vardır.

Çok uzun yıllar önce, Mısır ile ti­ caret yapan Hacı Kaptan isimli bir bezirgân kalyonu ile İstanbul'a dö­ nerken gecenin geç vakti Marmara Denizinde şiddetli bir lodos fırtı­ nasına yakalanmıştı. Azgın dalga­ lar Hacı Kaptan'ın kalyonunu bir fındık kabuğu gibi sallıyordu. Gece­ nin zifirî karanlığında gözgözü gör­ müyordu. Hacı Kaptan, İstanbul'a yaklaştığını biliyor, fakat kendisini selâmete erdirecek Sarayburnu'nu bir türlü kestiremiyordu.

Hacı Kaptan ile tayfasının olanca gayretleri fayda etmemiş ve kal­ yon, Kumkapı taraflarında bir nok­ tada azgın dalgaların tesiriyle kıyı­ ya vurmuştu. Devrin Padişahı Ü- çüncü Osman, Hacı Kaptan'ın kal­ yonunun fecî akıbetini Topkapı Sa- rayı'nın pencerelerinden takip et­ miş ve geminin sahile vurduğunu görünce, yanına Sadrazamı Said Paşa'yı da alarak derhal olay yerine koşmuştu.

Kumkapı ve Ahırkapı ahalisi de ka­ zayı görüp koşuşmuşlar ve sahile vuran kalyon parçalanmadan, için­ deki mürettebatı salimen kurtarma­ yı başarmışlardı. Bu kurtarma ame- liyesine bizzat Üçüncü Osman da nezaret etmiş ve verdiği emirlerle kazanın can kaybı olmadan atlatıl­ masında önemli rol oynamıştı. Kalyonun sahibi ve kaptanı bezir­ gân Hacı Kaptan kazayı Sadrazam 12

Said Paşa'ya anlatmış, o da Padi­ şaha arzetmişti. Said Paşa, bizzat yaptığı tahkikatın neticesini Padi­ şah Üçüncü Osman'a şöyle bildir­ mişti:

«— Devletlûm, eğer ol mahalde ve surlar üzerinde bir fener yapılıp her gece kandilleri yakılsa, böylece u- zaktan gelen sefineler (gemiler) i- şığı görür ve yollarını tâyin ederler. Böylece kazalar da önlenmiş olur.» Üçüncü Osman, Sadrazam Said Pa- şa'nın bu teklifini gayet makûl bul­ muş ve Ahırkapı adıyla andığımız

Üçüncü Osman yalnız bu feneri in­ şa ettirmekle kalmamış, buraya bir hademe ve kâfi miktarda bekçi de tayin ettirdiği gibi fenerin yağ ih­ tiyacının da saraydan karşılanması­ nı ferman eylemişti.

Fener, 1755 yılında, içinde yakılan zeytinyağı kandilleri ile faaliyete geçti. Fenerin faaliyete geçtiği gün, bu noktada gemisi parçalanan Be­ zirgân Hacı Kaptan'a da yine Pa­ dişahın kesesinden yeni bir kalyon ıhsan olundu.

Bilâhare bu fener çeşitli devirlerde

İstanbul limanının bu en eski fene­ rinin yer aldığı mahal, önceleri Sur­ ların Otluk Kapısı’nın civarında idi. Daha sonraları buraya ahırlar inşa edilmiş olduğundan Otluk Kapısı, Ahır Kapısı adıyla anılmaya başla­ mış ve fener de bulunduğu yerin is­ mini alarak AHIRKAPI FENERİ ol­ muştur.

Ikiyüz yılı aşkın bir zamandan beri İstanbul'a gidip gelen ve gelip ge­ çen gemilere yol göstermekte olan AHIRKAPI FENERİ, zarif görünüşü ile İstanbul'un sembolleşmiş en ka­ rakteristik bir yapısı olmuştur.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

 KANUNİ S.SÜLEYMAN: KANUNİ S.SÜLEYMAN: Hızır Reis (Barbaros Hızır Reis (Barbaros Hayrettin Paşa) Kaptan-ı Derya oldu. Hayrettin Paşa) Kaptan-ı Derya olduD.

Gurbete düştüğüm günlerden beri Ömrümün öksüzdür zevki, kederi Zaman ister dursun, ister yürüsün Gün saymam ben sensiz geçen günleri Ömrümün

Gnostik literatürde Demiurge ile ilgili çeşitli bakış açılarına rastlamak mümkündür. Öncelikle, yaratıcı tanrısal güç olan Demiurge konusunda dört

Ayrıca o çok sayıda (yaklaşık olarak 250) rivâyeti bulunan sahâbîlerden biridir. Bu hadîsi Hz. Peygamber’den veya bir başka sahâbîden işitmiş olabilir. Bu

İstanbul Ford fabrikasında müfet­ tiş iken sonradan Ford acenteliğin - de müdür olan ve merhum Safi Be - yin oğlu; merhum doktor Celâl P a ­ şanın damadı

Denize Hançer Düştü'yle İstanbul U- luslararası Film Festivali’nin ulusal ya­ rışma bölümüne katılan Altıoklar, bir yanda da yeni filminin

Selim hem de Kaptan-ı derya Küçük Hüseyin Paşa, devletin deniz gücünde eski kuvvet ve kudretine erişebilmesi için güçlü bir deniz kadrosunun tesisi gerektiğini