• Sonuç bulunamadı

Başlık: HAYIR VE ŞER YÖNÜNDEN İNSAN TABİATININ HAKİKATI VE BUNU DEĞİŞTİRMEDE EĞİTİMİN ROLÜ (MUKAYESELİ ARAŞTIRMA)Yazar(lar):YALÇIN, MikdatCilt: 23 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000572 Yayın Tarihi: 1979 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: HAYIR VE ŞER YÖNÜNDEN İNSAN TABİATININ HAKİKATI VE BUNU DEĞİŞTİRMEDE EĞİTİMİN ROLÜ (MUKAYESELİ ARAŞTIRMA)Yazar(lar):YALÇIN, MikdatCilt: 23 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000572 Yayın Tarihi: 1979 PDF"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HAyıR

VE ŞER

YÖN-ÜNDEN

İNSAN

TABİATINIK

HAKİKATI

VE BUNU DEGiŞTİRMEDE

EG.İTİMİN ROLÜ

(MUKAYESELİ

ARAŞTIBMA)

Özet

Dr. Mikrlat YALÇIN

Bu konu, hem filozoflar hı~m de cğitimciler nazarıııda önemli bir ınevzu olduğundan, bu konuya, şerlerin kaynal;TJ.ve bu şerlerin ön-lenmesi için yaptıkları araştırmalarda, çok önem vermişlerdir. Bu konuyu İslami açıdan ele almazdan önce, filozofların ve eğitimcilerin görüşlerini kısaca özetlemI'de fayda görüyoruz. Bunları şu heş esas gö-rüşde toplama imkanını bulduk:

Birinci görüş: İnsan tabiatı, aslında, yaradılış itibariyle hayırlıdır. Fakat bunun manası insan hiç hata işlemez demek anlamına gelmez. İnsan çeşitli iç ve dış amillerin etkisi altında hata işleyebilir. Bundan aneak şu anlaşılabilir. İnsan, tabiatı itibariyle hayra yöneliktir, şeri dc isteyerek yapma7-. Burada eğitime düşen görev, hayırlı tabiatı geliştirip, çeşitli eğitimsel vcsilelerlc fa7-ilet iradesini güçlendirmek, ve devamlı hayra yöneltmektir.

İkinci görüş İnsan tabiatı aslında şerlidir. Bu da ortamın etkisi ile meydana gelmeyip insanın tinetine yerleşmiş hir gerçektir. Burada eğitimin rolü, insanın kötü isteklerini gemleyip, yeriIl(~ iyi istekler yer-leştirmekle beraber güçlü ve hayırlı bir irade geliştirmesi olacaktır.

Vçüncii görüş: İnsanların bir kısmı aslında hayırlı, bir kısmı şerli, diğer bir kısmı da hayırla şer arasındadır, ki bunlar eğitimle, ya hayırlı veya şcrli olabilirler: İyi eğitim insanı hayırlı, kötü eğitimde şerH yapar. Aslında tamamen hayırlı veya şerli olanlar ise değişmezler. Eğitim de bunlarda hiç bir değişiklik yapama7-.

Dördüncü görüş: Her insanın bir hayır hir de şer tarafı vardır. Ha-yır olan tarafı insanın ruhuna dayanır, şer olan tarafı da nefsine daya-yır. Çünkü insan ruhu, ilahi bir nesne olduğundan aslında hayırhdır. Şer

(2)

,1.76

Mi KDAT YALÇI:-;

tarafı da nefse dayanır ki, nefis ise aslında hayvani bir nesne olup, insanı "alışete sürükler. Burada eğitime dü~en görev, çeşitli eğitimsel vesile-lerle ruhu nefse hakim kılmak ,e nefsin bütün hissi isteklerini ruhun kontrolü altına almak imkanını sağlamaktır. Bu da gı~nellikle mutasav-vıfların görüşüdür.

Besinci

gonış: İnsan tabiatı, aslında yaradılışı itibariyle tarafsl?; (nötr) olup Duna ne hayırlı ne de şerli demek doğru olur. Bununla bera-ber, kendisinde eğitim ve ortama göre hayırlı veya şerli olmak istidildı vardır. Bu gürüşe göre eğitime hüyük görev düşmektedir. Çünkü iyi eği-tim isterse bu tarafsız tabiattan tamamen hayırlı bir insan yetiştirebilir.

İslamiyetin bu konudaki görüşüne gelince; bundan önceki araştır-malarıımza da dayanarak diyebiliriz ki, insan tahiatının kapsamış olduğu bütün temayüııeriylc beraber yaradılış gayesine bakarak hayır için ya-ratılmıştır. Bununla beraber çeşitli iiıniller etkisi altında şer de işler ve şerli de olabilir. Diğer taraftan insanın çeşitli istidatlarını ve isteklerini itici bir kuvvet olarak ele alacak olursak hepsi insan için, bir dereceye kadar zaruridir. Hayırda da şerde de, kuııanılabilir. Bunun haddızatın-da hayırlılık veya şerıilik aslına nisbet edilmeyip, kullanılmasına nisbet edilmesi gerekir. Bu bir alct gibidir, hayırda da şerdı~ de kullanılır. Fa-kat yapılış itibariyle bu aslında şerdir veya hayırdır denıek yerinde ol-maz. Öyleyse hayırlı veya şerli diye verilen hüküm kullanış ve kullana-nın iradesi ve niyetine göredir. Burada insana düşen görev, bütün isti-diidını ve tabii isteklerini yaradılıştaki hikmete ve gayeye uygun olarak yönetip idare etıneye çalışmasıdır. Diğer taraftan eğitime düşen görev de, insana tabiatımn gerçeklerini tanıtmaktır. Bununla beraber insan inıdesini güçlendirip çeşitli arzularına ye isteklerine hakim olma güeüne sahip kılıp gereken şekilde idare etmeyi öğretmesi ve kendini devamlı hayra yöneltme imkanına sahip kılmasıdır. Sonra şu konuya da değin-mek gerekir: Eğitim ne dereceye kadar onun huyunu ve tabiatını ahlaki yönden değiştirebilir?

Bu konu üzerinde eğitimciler çok durmuşlardır. Genellikle görüşle-rini şu esaslarda özetleyebiliriz.

Birincisi:

İnsan tabiatı yaradılışta nasılsa öyle kalır, değiştirile-mez. Yedisinde ne ise yetmişinde de odur. Eğitimin de bu sahada hiçbir rolü yoktur.

(3)

llAyıR VE ŞER YÖNtNOEl'\ İNSAN TABİATı ••• 477

İkincisi: İnsanın tahiatında hir dereceye kadar değişme isddadı vardır ve bu istidat, hir çerçeve içerisinde eğitim yoluyla güzel ahlak, iyi huylarla donatılır ve geliştiriIcbiIir.

Üçüncüsü: Kimi insanların değişnıe istidadı vardır. Kimilerinin de yoktur.

Dördüncüsü: Ahliiki huylar ancak şahsi disiplinle ve tasavvuf yo-luyla değiştirilcbilir.

Beşincisi: İnsanın bütün huyları ve tabiatı eğitim yoluyla tama-ınen değiştirilebilir. Bu da genellikle modern eğitimeilerin görüşüdür.

Bu konuda islamiyetin görüşüne gelinee; her insan yaradılış itiba-rıyla aynı seviyede değişme ve gelişme imkanlarına sahiptir. İnsanlar arasında bir dereceye kadar bazı farklar varsa da bunlar irsiyete, ana-babanın huylarına ve ilk yetişme ortamına dayanır. Burada eğitime çok büyük görev düşmektedir. Bütün bu eksikliklerin giderilmesi için isıam-da eğitim ilk defa ana-b ahaya sonra isıam-da çocuğa ilk yaşlannisıam-dan itibaren yöneltilmektedir.

Son olarak bu konuda elde etmiş olduğum önemli eğitimsel sonuç-ları da ımnmayı burada faydalı buluyorum:

1-- Eğitim insan tabiatını değiştirmedeki görevini yerine getirehil-mesi için, önce eğitim ve eğitilenin eğitimin bu sahadaki etkisine inan-ması gerekir.

2- Bu eğitimin ahliikla insan tahiatı arasındaki ilişkilere dayanma-sı gerekir.

3- Eğitimin, insanın bütün doğal temayüIIerini ve istidatIarıllI göz önüne alarak, onları yok etıneye çalışmayıp her birinin diğerleriyle olan ilişkisini gözeterek gayesine uygun olarak yöneltmeye ve eğitmeye çalış-ması gerekir.

4- Bu eğitim, her insanı çeşitli yaşlarda, gelişme ve değişme istida-dına göre eğitimsel disiplinIere tabi tutarsa, o zaman eğitim gereken ro-lünü oynayabilir. Bu da çok önemli bir şeydir.

İşte ortaya koymak istediğimiz Avrupa ve İslam dünyasında çeşitli eğitimcilerin ve filozofların isimleriyle kaynaklannı göstererek ayrıntılı olarak belirtmiş olduğumuz Arapça makalemizi böylece özetlemiş olduk.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir hükmi şahsın, buna rağmen, bir tek devletin hukuku ile diğer devletle- rinkiyle olduğundan daha sıkı bir şekilde bağlı olmayacak surette inşa edilmesi lâzımgeliyorsa,

Fakat tasarruf edilen gelir nisbeti artmış olsun veya olmasın, biz, herhangi modem bir cemiyetin temel psikolojik kuralı olarak ka­ bul ediyoruz ki, reel geliri arttığı zaman

1933 den sonra Almanya'da iştira kuvveti yaratmak suretiyle yapılan finansman o zamanki şartlar altında mal ve hizmet arzım kısa bir zamanda artırdığından, nominal milli

İthal mallarına olan talepteki azalma, yurtiçi har- camalardaki azalmanın kıymeti ile marjinal ithal temayülünün çar­ pımına (— A G. Deflasyon, yurtiçi fiyat seviye­

• Sosyal ilişkiler: Bir bitkinin diğerinin gölgesinde, rüzgar siperinde yaşaması veya bir kuş yuvasının düşmanlardan korunacak bir yer olan ağaç dalları arasında

[r]

Adli psikiyatri birimlerinde çalışan lisans ve ön lisans mezunu psikiyatri hemşirelerinin temel girişimler ve yetkinlikleri arasındaki ilişkiyi saptanmak Adli birimlerde,

Öğrencilerde fiziksel olarak aktif olanlarda yaşam kalitesi ruhsal alanı ortalamaları fiziksel aktivite düzeyi bakımından diğer gruplara göre yüksek bulgulanmakla birlikte bu