• Sonuç bulunamadı

“High Tech” mimari

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“High Tech” mimari"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. “High Tech” Tan›m›

1970’li y›llar›n bafl›nda alternatif teknoloji olarak ortaya ç›kan High Tech mimari, endüstride elektronik, bilgisayar, silikon çipler, robotlar anlam›na gelirken, mimaride belirli bir stil/tarz anlam›na gelmektedir (Davies,1991:6).

High Tech, son 20 y›l içinde Michael Hopkins, Nicholas Grimshaw, Richard Rogers ve Norman Foster’›n

tasarlad›klar› herhangi bir yap›n›n etiketi olmufltur. Bu ak›mda yeralan mimarlar›n hepsi ‹ngiliz de¤ildir, fakat yukar›da sayd›¤›m›z ayn› e¤itimi alm›fl bu dört ‹ngiliz mimar bu ak›m›n öncüleri say›lmaktad›r (Davies,1991:6)..

High Tech mimaride, metal kutular ve makine görünümlü yap›lar›n öne ç›kt›¤› görülmektedir. Kullan›lan temel malze-menin metal ve cam oluflunun, büyük bir kullan›fl esnekli¤i getirmesinin yan›nda, teknolojik bir gösterime dönüflmesi kiflileri etkilemekte ve bu yap›lar› flehirsel simge-ler haline getirmektedir. High Tech yap›lar›n›n mimarlar›, mimarl›¤› endüstriyel tasar›m›n bir dal› olarak

görmektedirler ve Le Corbusier’nin Evi “yaflam için bir makine” olarak tan›mla-mas› baz›nda binaya bir makine olarak bakarak, kayna¤› teknoloji ve hayal gücü olan binalar yapmaktad›rlar.

Daha ileri giderek binay› günlük hayatta kullan›lan bir alet olarak ele al›p, binalar›n fonksiyonel ve kullan›fll› olmas› gerekti--¤ini vurgularlar. Oysa burada bir çeliflki ortaya ç›kmaktad›r. Daha basit bir yolla kullan›fll› binalar yapmak mümkünken, tüm High Tech mimarlar büyük bir teknoloji gösterisi sergilemektedir. Çünkü bu mimarlar art›k al›fl›lagelmifl masif ve hantal binalarla, kesin bir ölçü vermeyen, beton, tu¤la, harç, kereste gibi geleneksel malzemelerle u¤raflmak istememektedirler. Fabrikada üretilmifl, kesin ölçülü cam ve metal gibi ›fl›kl› malzemeler ve kolay biraraya gelebilen parçalar› tercih etmek-tedirler. Yap›lar genellikle çelik kafes, hafif metal panel ve görülebilir servis kabu¤u gibi karakteristik özellikler tafl›maktad›r. High Tech yap› örneklerinin daha çok fabrika, ofis, süpermarket, sanat ve sosyal binalarda uyguland›¤›

görülmektedir (Türel, 1995:284).

teknikleri ve yeni malzeme olanaklar›n› da beraberinde getirmektedir. Bu çal›flman›n amac› High Tech kavram›n› aç›klamak ve High Tech uygulamalar›n ortak ve temel özelliklerini saptamakt›r.

High Tech, 1970’li y›llarda ‹ngiltere’de do¤mufl ve geliflmifltir. Özellikle ‹ngiliz mimarlardan Richard Rogers, Michael Hopkins, Norman Foster, Nicholas Grimshaw ve Ian Ritchie bu ak›m›n öncüleridir. Uygulad›klar› mimari, makina esteti¤i kavram›n› ortaya koymak, cam ve çelik gibi endüstri devriminin

malzemelerine a¤›rl›k vermektir. Günümüzde bu yap›lar›n yap›m›n›n yayg›nlaflmas›n›n bafll›ca nedenleri, tafl›y›c› strüktürün, tesisat sistemlerinin de¤iflen teknoloji karfl›s›nda kendini yenilemesi, prestij yap›lar›n›n an›tsal bir özellik kazanmas›d›r.

Bu ba¤lamda, günümüzde giderek artan uygulamalar›yla karfl›laflt›¤›m›z High Tech yap›lar kullan›c›lara üstün konfor koflullar› sa¤lamakta ve kendini de günün koflullar›na kolayca adapte edebilmektedir.

Bu çal›flmada ça¤›m›z›n ve giderek gelece¤in yayg›n yap›lar› olacak High Tech yap›lar incelenmifl, özellikleri ve yap›m sistemleri araflt›r›lm›flt›r.

Summary:

The technological development in building and construction area, bring with the new construc-tion systems and the new products. The aim of this study is to define the High Tech concept, and set the common and basic characteristics of High Tech applications.

During 1970’s High Tech was born and developed in Britain. Especially British Architects Richard Rogers, Michael Hopkins, Norman Foster, Nicholas Grimshaw and Ian Ritchie are the leaders of this style. Their architecture show the machine aesthetic and use of industrial revoluation materials such as glass and steel. The reasons for wide usage of this technology in building constructions are; the ease of renewing the structural and installation systems by the changing technology and giving monumentality to the prestige buildings.

High Tech building which we have many examples of give their occupants a lot of opportunities and also they can adapt itself to the time.

Anahtar Kelimeler:

Estetik, High Tech Teknoloji, Tesisat Sistemi, Strüktürel Sistem

Keywords:

Aesthetics, High Tech Technology, Installation Systems, Structural System

Arfl. Gör. Özlem Eflsiz/Prof. Aydan Özgen

(2)

1.1. High Tech’in K›sa Tarihi

High Tech yap›lar›n geliflimi 1970’lerin bafl›na uzanan k›sa dönem veya 19. Yüzy›l Endüstri Devrimi’ne uzanan uzun dönem olarak iki tarihî perspektifte incelenebilir. Uzun dönemde, 1779’da Coalbrookdale’ deki Severn Nehri’ni geçen ilk dökme demir (cast iron) köprü tamamen metal prefabrike elemanlardan oluflarak ilk High Tech yap› ünvan›n› alm›flt›r. 1848’de Decimus Burton’un Kew Garden’da Palm House’u, Paxton’un 1851’de yapt›¤› Crystal Palace, Paris Sergisi için 1889’da yap›lan Eiffel Kulesi, Contamin ve Dutert taraf›ndan yap›lan Galerie des Machines, gibi yap›lar, geleneksel mimariden çok endüstriyel teknolojiyi kendilerine esas

alm›fllar ve alternatif bir yap› tarz›n› temsil ederek bugünün High Tech mimarlar›n› etkilemifllerdir (Davies,1991:6).

Teorik projeler içinde de ‹talyan futuristler ve Rus konstrüktüvistler dikkati çekmek-tedir. 1914’de Sant’Elia’n›n Citta Nuova eskizi (fiekil 1) d›fl cepheye etkili bir görünüfl kazand›ran asansör kuleleri, kirifl köprüleri, yükseltilmifl yürüme yollar›yla Rogers’›n yap›lar›nda da oldu¤u gibi High Tech’in heykelsi özelli¤ini tafl›maktad›r. Chernikov, Alexandr Vesnin gibi Rus konstrüktivistlerin çal›flmalar›nda ise (fiekil 2-3 )

High Tech’in motifleri olan diyagonal çelik ba¤lant›lar, cam flaftlarda asansörler görülmektedir. Di¤er yandan 1927’de Atlanti¤in karfl› yakas›nda Buckminster Fuller’in Dymaxion Evi hafif metal ve plastik alt›gen strüktürün, mekânik servis çekirde¤ine as›lmas›yla oluflturulmufl bir High Tech uygulamas› olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. E¤er biri “High Tech’in Babas›” ünvan›n› hakediyorsa o da, uçak endüstrisinde kullan›lan teknoloji ve malzemelerini kullanarak Dymaxion Evi projesini tasarlayan Fuller olmal›d›r (fiekil 4). 30 y›ll›k k›sa geçmifle bak›ld›¤›nda ise, ilk ‹ngiliz High Tech binas›, 1967’de Swindon’da yap›lan, basit strüktürlü Reliance Electronic Control Fabrikas›’d›r. Bu bina 1967’de, “En ‹yi Endüstriyel Bina” (Financial Times) ödülünü kazanm›flt›r. Tasar›mc›lar›na bu yeni tarz›/stili gelifltirmeleri için güven/enerji veren bu yap›, bir süre birlikte çal›flan Foster ve Rogers’›n birlikte yapt›klar› son yap› olmufltur. 1967 y›l›nda Nicholas Grimshaw’›n tasarlad›¤› ö¤renci yurdunda, cam cephe arkas›ndaki gizli banyolar›n öne ç›kar›lmas›yla, High Tech’in motif-lerinden biri olan servislerin d›flar›dan alg›lanmas› fikri ortaya ç›km›flt›r. 1960’larda Londra mimarl›k okullar›nda, özellikle Regent Street Polytechnic ve Architectural Association’da (AA) bir k›s›m hocalar ve ö¤renciler bu do¤rultuda çal›flmalar yapm›fllard›r. Peter Cook, Warren Chalk, David Green, Denis Crompton, Ron Herron ve Mike

Webb’den oluflan ARCH‹GRAM grubunu (AA) oluflturmufl, 1970’lerde ve 1980’lerde High Tech mimarl›¤›n özelliklerini yans›tan yay›n ve sergiler düzenlenmifl; kitle üretim-sel, pazarlanabilir haz›r bileflenler ile uçak endüstrisi benzeri teknolojilerin bina alan›nda deneme çal›flmalar›n› yapm›fllard›r (Kulaks›zo¤lu, 1995: 323-324).

fiekil: 1

Citta Nuova eskizi, Sant’Elia, 1914

fiekil: 2

Alexandr Vesnin’in bir eskizi, 1923

fiekil: 3

Chernikov’un bir eskizi, 1930

1

(3)

1970’de Rogers, Renzo Piano ile çal›flmaya bafllam›fl 1971’de girdikleri yar›flmada Paris’te Plateau Beaubourg’da Uluslararas› Kültür ve Sanat Merkezi proje yar›flmas›n› kazanarak, tamamen esnek planl›, hücre ve makina teknolo-jisinin zaferi olarak High Tech’i günümüze getiren Centre Pompidou’yu 1977’de tamamlayarak birdenbire High Tech’in odak noktas› olmas›na imzalar›n› atm›fllard›r.

1920’lerin modernist öncüleri gibi High Tech’in öncüleri de, bu tarz›n "ça¤›n ruhu" oldu¤una inanan ve bu ruhu yap›lar›nda vurgulamay› kendilerine görev edinmifl kiflilerdi. Geleneksel yap›larda kullan›lan tu¤la duvarlar›n yap›m›n›n h›zl› ve ucuz olmas›na karfl›l›k, teknolojiyi yakalamay› ve yap›lar›n› 21. Yüzy›l’a tafl›may› hedefleyen ve ça¤›n ruhunun ileri teknolojide bulundu¤una inanan High Tech mimarlar›, günümüzün teknolojik malzemeleri olan, çelik çerçeveleri ve hafif metal panelleri tercih etmektedirler. Bilimsel ve endüstriyel teknolojide kaydedilen geliflmeler, ça¤›m›z›n yüksek teknoloji ça¤› olarak kabul edilmesini gerektirmektedir. Günümüzün endüstriyel kültürünün ürünü olabilecek bir yap› da ancak bu teknolojileri kullanarak

üretildi¤inde ça¤›n ruhunu yakalayacakt›r. Bu nedenle bir yap›n›n High Tech yap›s› olabilmesi için teknik donat›, teknik süreç ve teknik kuramlar aç›s›ndan High Tech bilinci ile tasarlanm›fl ve yap›lm›fl olmas› gerekir. Ça¤›n ruhunun yakalanmas›n›n bir di¤er koflulu da kamusal duyarl›l›kt›r. Gelece¤e inanc› tam olan, yeni ve daha iyi bir dünya kurulaca¤›na inanan High Tech mimarlar›, tarihe gönderme yapan bir mimarl›ktan yana olmayacaklar›na inan›rlar(Ça¤lar, Utkutu¤, 1995: 315-316).

1.2. Seri Üretim Problemi

Arabalar›n milyonlarcas› üretilirken binalar sadece bir tane yap›lmaktad›r. Bir arabay› tasarlamak ve gelifltirmek uzun zaman almakta, birçok prototipinin yap›lmas› ve test edilmesi gerekmektedir. E¤er bir bina da ayn› teknoloji ile yap›lacaksa, ayn› tasar›m ve geliflim evrelerini izlemesi gerekmektedir; fakat ayn› binadan binlerce üretilmedikçe bu mümkün olamayacakt›r. Bunun yerine yap› bileflenleri, pencereler, kap›lar, dik-meler, yükseltilmifl döflemeler ve asma tavanlar, fabrikalarda standart boyutlarda üretilmekte, bu olgu giderek binan›n tüm bileflenlerinde yayg›n hale gelmektedir. High Tech mimarlar›, seri üretim ve maki-naya benzer bir mimari yaratarak, binalar› geleneksel yap›lara döndürmek yerine yeni bir çizgiye tafl›mak istemektedirler. Fakat High Tech’in kalbi say›lan ‹ngiltere seri üretim ve ürünlerini kullanmaya bir direnç göstermektedir. Bunun nedeni bu sistemlerin donuk, fakir görünüfller oluflturmas›d›r. Bu estetik problemi çöz-menin bir yolu bileflen sistemini

gelifltirmektir. High Tech mimarlar› bunun için yeni detaylar gelifltirmifltir. Bunlar›n en iyi örne¤i, Norman Foster’›n Hong Kong Bankas›’nda görülmektedir. Binan›n temel elemanlar›; perde duvarsistemi, tavanlar, bölücü duvarlar, mobilyalar, döflemeler, servis modülleri, mimar ve üreticinin birlikte çal›flmas›yla tasarlanm›fl, test edilmifl ve gelifltirilmifltir. Yap›n›n birçok bilefleni, de¤iflik ülkelerde yap›lm›fl ve inflaat alan›na getirilmifltir

(Jencks, 1990:91-94).

High Tech yap›lar›n tafl›y›c› sistemleri ço¤unlukla yap›n›n kenar›na çekilerek, iç mekânlar›n olabildi¤ince esnek tasarlana-bilmeleri sa¤lanm›flt›r. Bu sayede yap›, zaman gereklerine göre istenen biçimde de¤ifltirilebilmektedir. Tafl›y›c›

elemanlar-fiekil :4

Dymaxion Evi Projesi, Buckminster Fuller, 1927

(4)

dan ar›nd›r›lm›fl büyük mekânlar fikri, do¤al olarak büyük aç›kl›klar›n

geçilebilmesini gerektirdi¤inden çelik, bu tür yap›lar›n vazgeçilmez malzemesi olmufltur. Ancak, ileri teknoloji yap›lar›n›n birço¤u genellikle prestij yap›lar›

oldu¤undan, mimari anlat›m vuruculu¤u ve gösterifl u¤runa, ekonomik verimlilik ve rasyonalite gibi kriterler gözard› edilmektedir. Hatta özellikle finans kesiminden müflterilerin mimardan temel beklentisi bu yönde olmaktad›r. Bu yaklafl›mla, istenilen görsel etkiyi sa¤laya-bilmek için abart›l› denebilecek tafl›y›c› sistem tasar›mlar› yap›lm›flt›r

(Ökten, 1995: 299).

1.3. Tesisat ve Hücre Sistemler

Lloyd’s Binas›’nda, servisler, tesisat boru-lar› ve tafl›y›c› sistem, yap›n›n d›fl›na al›nm›fl, bu flekilde aç›k mekânlar elde edilmifltir (fiekil 5). ‹lk hücre sistem 1937’de Buckminster Fuller’in tasarlad›¤› çelik prefabrike Dymaxion banyosudur. Grimshaw’›n endüstriyel yap›larda kul-lan›labilecek, seri üretime uygun çelikten tasarlad›¤› bir tuvalet hücresi bu sistemin gelifliminde önderlik etmifltir. Kisho Kurokawa bunu daha ileri götürmüfl, 1972’de Nagakin Kapsül Kulesi’nde hücre sistemini sadece banyolarda de¤il bütün yap›da kullanm›flt›r. Peter Cook’un 1964’de tasarlad›¤› Plug-in-City projesin-de tüm flehri, hücre modüllerini ayakkab› kutular› gibi üst üste yerlefltirerek oluflturmas› hücre sistemini flehir ölçe¤ine tafl›mak aç›s›ndan dikkat çekicidir. En dikkat çekici High Tech yap›lar› olan Lloyds Binas› ve Hong Kong Bankas›’nda da hücreler kullan›lm›flt›r. Tuvaletleri (fiekil 6) içeren bu hücreler, flimdiye kadar yap›lm›fl en etkili uygulamalard›r. Ayn› ifllevi gören Hong Kong Bankas›’ndaki hücreler ise fonksiyon ve etki bak›m›ndan

fiekil: 5

Lloyd’s Binas›, Londra, Richard Rogers, 1986 fiekil: 6 Lloyd’s Binas›’n›n W.C. hücrelerinin görünüflü 6 5

(5)

Lloyds’dan farkl›d›r. Lloyds’daki hücreler yenileri ile de¤ifltirilebilir flekilde düzen-lenmifltir ve d›flar›dan bak›ld›¤›nda her hücre tekil olarak alg›lanabilmektedir. Hong Kong Bankas›’nda ise hücreler devaml› cephe kaplamalar›yla giydirilmifl oldu¤undan d›flardan bak›ld›¤›nda hücre gibi gözükmemektedir (Eflsiz,1997:10). Bu hücrelerin yenilenebilir olmalar› yan›nda, yap›m h›z›n› artt›rmalar›, ürünün bitmifl olmas› nedeniyle kalitenin yüksek olmas› ve mekanik tesisatlar›na kolay ulafl›m gibi birçok avantaj› bulunmaktad›r.

2. High Tech Yap›lar›n Ortak Özellikleri High Tech yap›lar›n ortak özellikleri; 1. Esneklik (d›fl duvarda, çat›da, tafl›y›c›

iskelet sisteminde), 2. Saydaml›k,

3. Parlak ve düz renklendirme, 4. ‹nce kablolar,

5. Cam, metal ve plastik malzemeler, 6. Strüktür ve servislerin alg›lanmas›, olarak say›labilir. Bu temel özelliklerin yan›s›ra; enerji tasarrufu, sa¤l›kl› hava ve gaz temizleme sistemi, do¤al ›fl›k

kullan›m›, aktif ve pasif kontrol mekaniz-malar› ile deprem ve rüzgârdan koruma sistemleri bu tür yap›larda görülmektedir (Jencks,1988:270-289)

2.1. Esneklik

Esneklik, bir bütün olarak High Tech’e ait bir düflüncedir, ancak sözcük anlam›yla uyarlanabilme, parçalar› sabit olsa bile uygulama gerekliliklerine göre özgürce iliflkilendirilebilen bir nesne düflüncesinin tersine, Modern Mimarl›¤›n gelifltirdi¤i ayr› ak›mlardan biri olmufltur. De¤iflen ögeler kullan›c›n›n de¤ifltirece¤i türden olmakla kalmamal›, tasar›m›n sabit ögelerinden ba¤›ms›z bir biçimde de görülmelidir. Tafl›y›c›, yap›n›n genelli¤ini ve okunabilir-li¤ini bozmadan istenildi¤i gibi yeniden düzenlenebilmelidir. Birçok ofis binas›nda,

hareketli bölücü duvarlarla esneklik sa¤lanm›flt›r. High Tech’te ise bunun öte-sine gidilmifltir; bu yap›larda d›fl duvarlar çat›lar ve strüktürel çerçeve dahi hareketli olabilmektedir. Yap› elemanlar›n›n tespit-leri kuru birleflimlerle yap›ld›¤›ndan, ayn› planda çok de¤iflik fonksiyonlar oluflturula-bilmesine imkân tan›maktad›r. Centre Pompidou, Hong Kong Bankas› ve Lloyd’s Binas› tamamlanmam›fl gibi görünmekte, bu nedenle de döflemeler ve di¤er eleman-lar strüktüre eklenebilme veya

ç›kart›labilme olana¤›na sahip bulunmak-tad›r. Her 15-20 y›lda bir de¤ifltirilmesi veya tamiri gerekecek servisler, tesisat borular›, asansör motorlar›, vb gibi eleman-lar›n yap›n›n d›fl›na al›nmas›, bak›m ifllem-lerini kolaylaflt›rmaktad›r (Jencks, 1990: 91-94). 2.2. Saydaml›k

Yar› saydam ve saydam cam borular, mer-divenler, yürüyen mermer-divenler, asansörler High Tech yap›lar›n belirgin özellikleridir. Lloyd's ve Hong Kong Bankas›’nda

fiekil: 7

Hong Kong Bankas›’n›n iç görünüflü

(6)

yürüyen merdivenlerin mekanizmalar›n›n görünmesi ve mekândan alg›lanmas› çal›flanlara ve müflterilere büyük keyif ver-mektedir (fiekil 7). Çerçeve genel olarak narin bir a¤ dokusu olarak d›fla vurulmufl ve hem d›fl duvarlar hem iç bölücüler hafif ve geçici olarak ele al›nm›flt›r.

2.3. Parlak ve Düz Renklendirme Centre Pompidou ve Inmos'ta Rogers’›n, parlak renkler kulland›¤› gibi, High Tech yap›larda de¤iflik strüktür elemanlar›n›n ve servislerin, kullan›lan bu renkler sayesinde kolayca alg›lanabilmesi sa¤lanm›flt›r. Parlak sar›, k›rm›z› ve maviler endüstri makinalar›n›n renkleri olarak, High Tech yap›larda da kullan›lmaktad›r. Son çal›flmalar›nda Rogers ve Foster gümüfl esteti¤ine do¤ru kaym›fl, strüktürü, boru-lar›, gri tonlar›yla bütünlefltirmifltir (Russel, 1985:125-130).

2.4. ‹nce Kablolar

‹nce çelik çapraz kablolar (rüzgâr gergi-leri) High Tech’in dorik kolonlar›d›r. Foster ve Rogers’›n 1967’de yapt›klar› Reliance Control Building’de bu özellikler görülmektedir.

2.5. Cam, Metal ve Plastik Malzemeler Daha önce de¤inildi¤i gibi Le Corbusier, konutlar› “içinde yaflan›lan birer makina” olarak tan›mlam›fl fakat yapt›¤› yap›larda teknolojiyi öncelikli olarak kullanmas›na ra¤men bu binalar› hiç de makinaya ben-zetmemifltir. High Tech yap›lar›n referans› olan makinalar, ister hareketli ister sabit olsun karmafl›k yap›dad›rlar ve daha çok cam, metal, plastik gibi sentetik maddeler içermektedirler.

2.6. Strüktür ve Servislerin Alg›lanmas› Genelde d›flar›dan görülebilen strüktür ve servisler High Tech mimarinin en önemli, gözle görülen özelli¤ini oluflturur. Tesisat kanallar› ve borular› binan›n d›fl›na al›nmakta ya da çok kolay ulafl›labilir bir biçimde düzenlenmektedir. Bu sayede bir de¤ifliklik gerekli oldu¤u zaman bu ifl, binan›n ifllevini aksatmadan kolayca yap›labildi¤i gibi bak›m ve onar›m eylem-leri de ayn› kolayl›k ve düzen içinde gerçeklefltirilebilmektedir (fiekil 8). High Tech’in iki öncüsü Norman Foster ve Richard Rogers aras›ndaki önemli tarz fark›, her ikisinin yap› içindeki servisleri kullan›fl flekilleridir. Rogers yap›lar›ndaki tüm tesisat sistemlerinin d›flar›dan alg›lan-mas›na, ar›za an›nda kolayl›kla ulafl›labilir yerlerde olmas›na dikkati çekerek

tasar›mlar›n› yaparken, Foster ise servis borular› ile, kanallar›, asma tavan veya yükseltilmifl döflemeye gizlemeyi tercih etmektedir.

3. High Tech Yap›lar›n Di¤er Özellikleri 3.1. Enerji Tasarrufu

20. Yüzy›l her alanda oldu¤u gibi, yap› teknolojisinin de büyük geliflimine sahne oldu ve buna paralel olarak, kullan›c›lar›n yap›da konfor ve güvenlik beklentileri artt›. 1960’lara do¤ru yap›lar›n nitelikleri, kullan›m tarzlar› ve yap›larda kullan›lan sistemler o kadar geliflmiflti ki, art›k

fiekil: 8

Lloyd’s Binas›’n›n tesisat kanallar›n›n d›fl cepheden görünüflü

(7)

yap›n›n ›s›tma, so¤utma ve ›fl›kland›rma ihtiyac›, mekanik ve elektrik sistemler ile karfl›lan›p, mühendislerin sorumlulu¤unda uygulanmaktayd›. Bu y›llarda, özellikle Bat› ülkelerinde, mühendisli¤in zaferi olarak tan›mlanan yüksek, büyük, genifl, korkutucu boyutlarda enerji harcayan mekanik sistemler ile donat›lm›fl yap›lar infla edildi¤ini gözlemlemekteyiz. 1970’lerdeki enerji krizi ile birlikte ister istemez, yeni bir anlay›fl geliflti. Yap›larda, sadece mekanik sistemler ile de¤il, ancak mekanik sistem çözümleri ile yap›n›n kendi tasar›m›n›n birleflimi sayesinde, konforun verimli bir biçimde sa¤lanabile-ce¤i fikri kabul görmeye bafllad›. 1980’ler-den itibaren ise, mimari tasar›mlar›n mekanik ve elektrik uzmanl›k alanlar› ile entegrasyon ihtiyac› ve bu do¤rultuda geliflimi, "yap› teknolojisi" biliminin ayr› bir uzmanl›k dal› olarak ortaya ç›kmas›na yol açt›.

Günümüzde yap›n›n sadece ›s›t›lmas›, so¤utulmas› ve ›fl›kland›r›lmas› yet-memektedir. Yap›da yang›n önleme ve söndürme sistemleri de bir o kadar önemli olmaktad›r. Yap› içinde yeterli miktarda temiz hava bulunmas›, gerekli alanlarda koku kontrolü yap›lmas› gerekmektedir. Güvenlik sistemleri kendi içlerinde geliflmifl durumdad›r. Yap› içinde bakteri kontrolü, s›hhi tesisat sistemlerinin hijyenik, sessiz ve verimli çal›flmas›, bina yönetim sistemlerinin uygulanabilmesi, birer uzmanl›k dal› haline gelmifltir (Okutan, 1998:131).

High Tech uygulamas› olan bir binada, en önemli tesisat sistemi ›s›tma ve havalan-d›rma sistemidir. Günümüzdeki anlay›fl genel bir iklimlendirme sistemi yerine, her küçük ba¤›ms›z mekânda, o mekân› kullanan kimsenin kontrol edebilece¤i çevre koflullar› oluflturmakt›r. Bu durumda

kullan›c›, kendisini en rahat durumda hissedecek ve iflinde daha verimli olacakt›r. Genel mekânlarda ise yerel koflullar çok de¤ifltirilmeden tan›mlanan baz› iklimlendirme standartlar› en az müdahale ile gerçeklefltirilmektedir. Her iki tür mekân için de iklimlendirme de¤erleri devaml› olarak ölçülmekte ve standart›n alt›na düflen de¤erler küçük müdahalelerle tekrar gereken yere ç›kar›lmaktad›r. Bir tür optimizasyon uygulamas› olan bu ifllem belli bir konfor düzeyini sa¤lamak için en az enerji sarf›n› gerektirmekte ve bilgisayar teknolojisi ile yürütülmektedir (Eflsiz, 1997: 15-16). Binan›n cephelerini oluflturan cam kabuk da benzer biçimde tasarlanmaktad›r. Çeflitli cephelerdeki ayd›nlanma, ›s›nma ve so¤uma durumlar›na ba¤l› olarak bu kabuk renk de¤ifltirebilmekte, içerideki s›cakl›¤› koruyabilmek için gerekti¤inde d›flar›dan ›s› almakta veya gerekirse d›fl ortama karfl› iyi bir yal›t›m oluflturmak-tad›r. Bütün bu davran›fllar yine sürekli ölçümler sonucu cam kabu¤un bilgisayar teknolojisi ile de¤ifltirilen özelliklerine ba¤l› olarak düzenlenmektedir. Bu suretle iç mekânlarda maksimum konfor sa¤lana-bildi¤i gibi “enerji korunumu”. ilkesine de uyulmufl olunmaktad›r (Özgen,1995: 332-334). 3.2. Sa¤l›kl› Hava ve Gaz Temizleme Sistemi

High Tech yap›larda gelifltirilmifl mekanik sistemlerle, üstün bir hava ve gaz temizle-me sistemi uygulanmaktad›r. Temizlenen hava tekrar yap›da kullan›labilmektedir. Nitekim çevrenin korunmas›, enerji tasar-rufu, sa¤l›kl› bir hava ve gaz temizleme sistemi, do¤al ›fl›k kullan›m› ve bina otomasyonu gibi olgular, yeni performans kriteri gibi karfl›m›za ç›kmakta ve ileri teknoloji kullan›larak çözüm getirilebile-cek bu sorunlar, giderek High T e c h mimarinin kapsam› içine girmektedir.

(8)

3.3. Do¤al Ifl›k Kullan›m›

High Tech yap›larda do¤al ›fl›ktan maksi-mum derecede yararlan›l›r. Do¤al ›fl›¤›n, atriumun üzerini örten cam kafeslerle zemin ve di¤er katlarda mekân›n derinlik-lerine kadar al›nmas› sa¤lan›r. Bunu ger-çeklefltirmede, çat›ya yerlefltirilen ve gün ›fl›¤›n› yap›n›n içine yans›tan büyük aynalar önemli rol oynar. Hong Kong Bankas›’n›n orta holü, binan›n d›fl›na yerlefltirilmifl, 24 parçadan oluflan, gün ›fl›¤›n› iç mekâna alan ve güneflin hareke-tine göre flekil de¤ifltiren bir ayna sistemi ile ayd›nlat›lmaktad›r. Daha sonra bu ›fl›k, holün üzerine yerlefltirilmifl uygun aç›lara göre konulmufl sabit aynalar yard›m› ile orta holü ayd›nlatmaktad›r. Bu durumda hole bakan katlar›n iç k›s›mlar› da d›fl k›s›mda oldu¤u gibi oldukça güçlü bir ›fl›kla ayd›nlat›lm›fl olmaktad›r. Do¤al ›fl›¤› yap›n›n derinliklerine götürme çal›flmalar› yapan Norman Foster ve Richard Rogers tasarlad›klar› tekni¤i, 1977’de Paris’teki Centre Pompidou’da Sanat Merkezi’nde ve 1978’de ‹ngiltere Norwich’te Sainsbury Center’da kullanm›fllard›r (Eflsiz ,1997:17). 3.4. Aktif ve Pasif Kontrol

Mekanizmalar›

Verimlilik ve teknolojinin rasyonel kul-lan›m› High Tech mimarinin gelece¤ine damgas›n› vuracak ve yüksek teknoloji içeren bulufllar›n bolca ve savrukça kullan›ld›¤› 80’li y›llara ait yaklafl›mlar›n yerini alacak gibi görünmektedir. Deprem bölgelerinde uygulama örneklerini gördü¤ümüz High Tech yap›lar, üzerinde infla edildikleri arazinin olumsuz

koflullar›n› ortadan kald›ran kontrol mekanizmalar›na sahiptirler. Bu flekilde, deprem ve tayfunlar›n s›k görüldü¤ü böl-gelerde yap›lacak yap›lar›n, bu tür do¤al afetler karfl›s›nda zarar görmesi önlenmifl olmaktad›r.

4. High Tech Mimari Örnekleri High tech mimarinin önde gelen örnek-lerinden biri Richard Rogers’›n 1984‘de yap›m› tamamlanan Lloyds Binas›, di¤eri de Norman Foster’›n 1985’de yap›m› tamamlanm›fl olan Hong Kong

Bankas›’d›r. Bu binalar yukar›da anlat›lan özelliklerin hepsini içermeleri bak›m›ndan önemlidir.

4.1. Lloyd’s Büro Binas› -Londra

Londra’n›n merkezinde yeralan yap›, High Tech mimarinin tüm özelliklerini tafl›mak-tad›r. Yap›, “ara sokak” diyebilece¤imiz çok dar bir cadde üzerinde bulunmaktad›r. Önündeki küçük meydanc›k bu yap›n›n daha iyi alg›lanmas›na yard›mc› olmak-tad›r. Zeminde 68.4 x 46.8 m2 alan kaplayan binaya Pompidou’daki gibi içeri gömülmüfl bir girifl kat›ndan girilmektedir. Onun üzerinde iki kat yüksekli¤indeki "room" bulunmaktad›r. "Room" kat› bir-birine yürüyen merdivenlerle ba¤lan›rken, di¤er katlara merdivenler, asansör ve servis kulelerinden ulafl›m sa¤lanmaktad›r. Girifl kat›n›n devam›nda atrium aç›k olarak yükselmektedir; ayr›ca bu alt kat›n atriuma bakan k›s›mlar› da cam ile kaplanm›flt›r. Yap›, adeta bir makinenin verdi¤i imaj› yakalamaya çal›flm›flt›r. 9x3 m2 büyüklü¤ündeki W.C. kapsüllerinin prefabrike olufllar›, cephede özel elemanlar›n görünüflü, asansörlerin d›flar›dan bak›ld›¤›nda adeta süzülür gibi katlar aras›nda dolaflmas› ve yine merdiv-en kovalar›, d›flar›da, bir makinan›n adeta binaya dönüflmüfl halini yans›tmaktad›r. (fiekil 9-10).

Binan›n d›fl›nda 6 servis kulesi vard›r. Bunlar›n dört adedi dar kenarda, di¤erleri uzun kenarda bulunmaktad›r. Uzun aksta bulunan kuleler aras›ndaki alan çelik

fiekil: 9

Lloyds Binas›’n›n kesiti

fiekil: 10

Lloyds Binas›’n›n plan›

9

(9)

konstrüksiyon ile geçilmifl ve böylece binan›n ortas›nda ferah bir atrium alan› oluflturulmufltur. Yap›, yan›nda bulunan tarihi yap›ya tamamen z›t malzemesi ve görünüflü itibariyle bir makineyi yans›tma-s›yla de¤iflik zamanlar› ilginç bir flekilde biraraya getirmektedir (Buchanan, 1986:41). Metal ve cam Richard Rogers

mimarl›¤›n›n karakteristik malzemeleridir, bu nedenle Lloyds’da temel malzeme olarak çeli¤in kullan›lmas› sürpriz olmam›flt›r. Konstrüksiyon, çelik-beton tafl›y›c›lardan oluflturulmufltur. Bunlar 105 cm çap›nda olup birbirlerine U pro-filler ile ba¤lanarak, prefabrike kelepçeler ile tutturulmufltur. Döfleme konstrüksiyonu 55 cm yüksekli¤inde 180x180 cm ›zgara betonarme kiriflli çerçevelerden

oluflturulmufltur.

Düfley iki tafl›y›c› aras›na konmufl alt› adet diyagonal tafl›y›c›, rüzgâr yüküne karfl› binan›n stabilitesini sa¤lamaktad›r. Bu diyagonaller, beton giydirilmifl kal›n çelik borulardan oluflmaktad›r. Servis kuleleri, haz›r çelik beton konstrüksiyon olarak sonradan ilave edilmifltir. Bunlar›n birleflim noktalar› vida ile tespit fleklindedir. Bu yöntem, bina yap›m süresini k›saltmak için seçilmifltir. Çat› yap›m sisteminde beton plaklar ile çerçeve birbirine geçmifl durumdad›r. Bu yöntem konvansiyonel say›lmamakla bir-likte, kolay bir montaj yöntemidir ve esnekli¤i güvenli bir flekilde çözerek sis-temin kendi içindeki rijitli¤ini sa¤lam›flt›r. Yap›da 1.,3. ve 5. kulelere gelen yatay yükler, çapraz çerçeveler ve yap›n›n döflemeleri arac›l›¤›yla, zemin ve çat› aras›nda düfley kirifl gibi davranan d›fltaki çift diyagonal kuflakl› kolonlara

aktar›lmaktad›r. 2.,4. ve 6. kuleler için ise,

prekast beton asansör flaft›, düfley kirifl gibi davranmaktad›r. Kulelerdeki di¤er bütün kolon ve kirifller sadece düfley yük-leri tafl›mak için tasarlanm›flt›r. 6 satellite kulesinin üstü, metal giydirme cepheli 4 büyük kutu hücresiyle bitirilmifltir. Uzaktan bak›ld›¤›nda binan›n görünüflünü etkileyen, yap›ya a¤›r ve nispetlerin d›fl›na ç›km›fl bir görüntü veren 3 kat yüksekli-¤indeki bu hücreler, asansör motorlar›, tanklar ve servis odalar›n› içermektedir. Yap›lan ilk çal›flmalarda bu k›s›mlar daha küçük ve yap›ya fl›k bir görüntü verecek flekilde tasarlanm›flken, bu büyüklük final yap›n›n gereksinimini karfl›layacak kapasi-tede olmad›¤› için, sonuçta mekanik tesisatlar›n yerald›¤› bölümler istenenden büyük yap›lm›flt›r (Anon, 1986: 14-18 ). High Tech yap›larda kutu hücreler özellik-le servis bölümözellik-lerinde, tuvaözellik-let modülözellik-leri olarak kullan›lmaktad›r. Lloyd’s Binas›’n›n 33 tuvalet hücresi, fabrikada kontrol

fiekil: 11

Lloyd’s Binas›’n›n servis hücreleri

(10)

alt›nda, yerine tak›lmaya haz›r halde yap›lm›fllard›r. Bir ar›za an›nda kolayca de¤ifltirilip yerine yenisinin tak›lmas›na imkân tan›yan bu hücreler, mekanik servislerin ço¤unun yap›n›n d›fl›nda olmas› nedeniyle, döflemeye zarar vermeden, de¤ifltirilebilmektedirler (fiekil 11). Servis kulelerinin konstrüksiyonu kutu hücrelerin tespiti bak›m›ndan önemlidir. Prekast yuvarlak formlu elemanlar çeliktir, üstleri betonla kaplanm›flt›r. Kolonlar›n betonlanmas›n›n nedenlerinden biri, bu

kolonlar›n yang›n kesici özelli¤i göster-mesini sa¤lamakt›r. Servis kulelerinin içinde tuvalet hücrelerinin yan›s›ra, asan-sörler, yang›n merdivenleri ve tesisat borular› yer almaktad›r (Russel,1985:72). Yap› genelde prefabrike elemanlardan oluflmufltur. Prekast kolonlar, döfleme ile birleflim yerlerinde yine prekast

bafll›klar›ndan birlefltirilmifltir. Giydirme cephenin d›fl›nda yeralan kolonlar, yatay ve düfley yükleri karfl›lamalar› için yine prekast elemanlarla birlefltirilmifltir. Kirifller, cephe kaplama yüklerini ve bölücü duvarlar› tafl›yacaklar› için önge-rilmeli yap›lm›fl, böylece büyük sehim yapmalar› önlenmifltir. (fiekil 15)

Servislerin döfleme boflluklar›ndan geçme-si günümüzde çok yayg›n kullan›lmakta ve geliflmektedir. 1970 y›l›nda ilk kez BMW Binas›’nda uygulanan bu sistemin daha karmafl›k flekli bu yap›da görülmek-tedir. Elektrik kablolar›, telefon, bilgisayar hatt›, havaland›rma sistemi yükseltilmifl döfleme alt›nda yeralm›fl ve döfleme panel-lerinde ç›k›fl noktalar› ile mekâna servis verilmifltir. Belirli döfleme panellerinden ç›kan bu kablolar, herhangi bir ar›za an›nda bütün sisteme ulafl›lmas›na imkân veren ç›kar›l›p tak›labilir özelliklere sahip-tirler. Yap›n›n üzerinde bulunan vinçler cephenin temizlenmesinde kullan›ld›¤› gibi renkleri ve görüntüleriyle yap›ya de¤iflik bir etki vermektedir.

4.2. Hong Kong Bankas›-Hong Kong Hong Kong Bankas› sadece Hong Kong’un de¤il dünyan›n en önemli bankalar›ndan biridir. 1935 y›l›nda ilk yap› infla edildi¤inde Kahire ve San Francisco aras›ndaki en yüksek ve ilk havaland›rma sistemine sahip yap› olma gibi özellikleri tafl›maktayd›. ‹ki y›lda tamamlanan eski yap›, banknotlar›n ön yüzlerinde yeralacak kadar önemliydi (fiekil 12).

fiekil: 12

Hong Kong Bankas›, Norman Foster, Hong Kong, 1985

(11)

1970’lerin ortalar›na gelindi¤inde yap›n›n ihtiyaçlara cevap verememesi nedeniyle 1979 Haziran›’nda ABD, ‹ngiltere, Avustralya ve Hong Kong’tan davet edilen firmalar yeni genel müdürlük binas› için aç›lan yar›flma nedeniyle Hong Kong’a geldiler. Eylül 1979’da Foster ve ekibi yar›flmay› kazand› ve bugün Hong Kong’un ve günümüz mimarl›¤›n›n önemli yap›lar›ndan biri olan bu binay› infla etme f›rsat›n› yakalad›. Banka Yönetim Kurulu, yeni yönetim merkezinin yap›m›n› Foster’a verirken, mevcut arsaya göre en genifl kullan›m alan›na ve en genifl teknolojiye sahip, içi sonsuz derecede olanakl› ve 21. Yüzy›l’›n gereksinimlerine uyabilecek bir yap› istemifltir. Özellikle bankan›n Genel Müdürü Michael Sandberg, Foster’dan binan›n “en iyi biçimde” yap›lmas›n› istemifl, maliyetin ise “ikinci planda” kald›¤›n› söylemifltir. Çünkü bina, gücü, güveni ve teknik per-formans› temsil etmek zorundad›r (Zunz, Glover,1986: 540-543).

Son y›llar›n High Tech ürünü olan Hong Kong Bankas›’nda geçmifl ile gelecek, geleneksel de¤erler ile teknolojik geliflmelerin içiçe ve birlikte kullan›ld›¤› görülmektedir. Binada mekânsal özellik-ler, mekân›n kuruluflu, mekân›n

bileflenleri, insanla iliflkileri, doluluklar ve boflluklar, ifllevsellik, bütünün farkl› konumlardan farkl› biçimde alg›lanabilme-si gibi mekâna iliflkin de¤erler teknoloji-nin sundu¤u olanaklarla sa¤lanm›flt›r (Ökten,1995:299).

Binan›n d›fl biçimi Hong Kong’un geleneklerine ba¤›ml› kalarak oluflturul-mufltur. Yap›n›n afla¤› yukar› her bölümü farkl› ülkelerde üretilmifl, getirilen parçalar Hong Kong’da birlefltirilmifltir. Strüktürü oluflturan aksam ‹ngiltere’den, camlar, alüminyum kaplamalar ve

döflemeler Amerika’dan, ayna ve sabun-luklar Japonya’dan, mermer kaplama bankolar ‹talya’dan getirtilmifltir. Hong Kong Bankas› komflu yap›lara nazaran daha hafif ve fleffaf bir yap›d›r. Yap›n›n üst katlar›ndan atriuma

bak›ld›¤›nda, uçan payandalar ve tamam-lanmam›fl görünüflüyle do¤u penceresinin büyük fleffafl›¤› sanki Bat›’n›n katedral-lerinden esinlenmifl havas›n› vermektedir. 50 m yüksekli¤indeki bankan›n atriumu tamamen Köln Katedrali’nin nefine benzemektedir. High Tech mimari, bir yandan en geliflmifl malzeme ve üretim biçimlerini, k›sacas› yüksek teknolojiyi kullan›p bir yandan da teknolojiyi görsellefltirirken bafll› bafl›na mimari bir dil oluflturmufltur.

Hong Kong Bankas› 20. Yüzy›l'›n modern yüksek bina teknolojisinin bir ürünüdür. Norman Foster'›n yap›lar›ndaki en karak-teristik özellik, mimar›n malzemeler hakk›nda ö¤rendi¤i yeni teknikleri yap›lar›nda uygulamas›d›r (Eflsiz, 1997:10-12). Hong Kong Bankas› birçok teknik yenili¤i bünyesinde tafl›maktad›r. Fakat önemli yenilikler, kullan›lan teknoloji ile de¤il, metotla ilgilidir. Bankan›n

tasar›mc›lar› bunu, "tasar›m›n geliflmesi" olarak tan›mlamaktad›rlar. Haz›r bileflenler kullanman›n getirdi¤i teknik ve mali avan-tajlar› kullanmadan, müflterinin arzusunu yerine getirme yar›fl›n›n nas›l

sürdürülece¤i önemli bir problemdir. Mimar, kendi ihtiyaçlar›n› fazla ya da az detayl› bir yolla basitçe ortaya koyar ve bunu, haz›r tasar›m ya da standart sistem-lerin küçük uyarlamalar› ile tamamlama-lar› için imalatç›lara ve müteahhitlere b›rak›r. Foster ve ekibinin daha farkl› bir çözümü vard›r. Onlar›n çözümüne göre tasar›m›n geliflimi endüstri ile mimarl›¤›n ortak çal›flmas›d›r.

(12)

Hong Kong Bankas›’nda bu model test edilmifltir. Bankan›n hemen herbir ele-man›, fabrika kökenli uzmanlar›n ortak çal›flmas›yla, mimarlar›n onay› al›nana kadar, örnekler halinde tasarlanm›fl ve gelifltirilmifltir. ‹malatç›lar mimarlar›n yarat›c›l›¤›ndan ve projeye tümden bak›fllar›ndan yararlan›rken, mimarlar da kendi geleneksel e¤itimlerinde olmayan geliflmifl endüstriyel üretim metotlar›n›n sa¤lad›¤› olanaklar› görmeye bafllayarak, ortak çal›flman›n baflar›l› ürününü ortaya koymufllard›r(Okutan,1998; 132-133) Mühendislik hizmetlerini Ove Arup ve ekibinin yapt›¤› 47 katl› Hong Kong Bankas›, ortas›nda atriumun bulundu¤u iki bölümden oluflmaktad›r (fiekil 13). Yap›n›n tam ortas›nda yeralan 11 kat yüksekli¤in-de ve 1. kattan bafllayan banka aktif servislerinin bulundu¤u atrium, Wright'›n Larkin Binas›’nda ortaya att›¤› “mekân›n fleffaflaflt›r›lmas›” fikrinin daha da ileri bir anlamda yinelenmesidir. Avlunun

ayd›nl›¤› ve fleffafl›¤› ile plaza

düzeyinde-ki özgün yar› saydam cam kaplama örtü, gündüz ›fl›¤›n›n yans›t›lmas› ile

ifllevselli¤in, estetikle bütünlü¤ün sa¤lan-mas›d›r. Bu anlamda bir araç olan teknolo-jinin amaca ulaflmak için en uygun flekilde kullan›m›, bu yap›da görülmektedir. Burada mekân›n anlam›, kullan›lan malzemeden daha önemlidir. Mekân›n boyutu, atmosferi ve kullan›m de¤eri o mekân› belirleyen özelliklerdir. Malzeme ancak bir yan belirleyicidir; tasarlanan ve yarat›lan mekânlar yaflan›lan dönemlerin ürünleri olmal›d›r. Bu do¤rultuda Foster, tasarlad›¤› yap›n›n yaflad›¤› dönemin ürünü olmas›na azami dikkati göster-mektedir (Eflsiz 1997:157-167).

Yap›n›n iç k›sm›nda büro mekânlar› olarak hizmet verecek çok say›da alan oluflturulmufltur ve bunlar› kendi içinde 1, 2 veya 3 bölgeye ay›rm›fl durumdad›r. 3 adet olan iki kat yüksekli¤indeki tafl›y›c› bölgeler sosyal fonksiyona ve prestije hizmet vermektedir. Zemin kattaki aç›k plazan›n, yukar›s›nda, atriuma ç›kan bölüm bir cam örtü ile kapat›lm›flt›r. Böylece tayfun esnas›nda ortaya ç›kan rüzgâr bas›nc›n›n, giriflten girerek bütün atriumu etkilemesi önlenmektedir. Binan›n konstrüksiyonu asma sistem ile yap›ld›¤› için içerde yatay bir çekirdek dolulu¤una ihtiyaç kalmam›flt›r ve böylece tamamen boflalt›lm›fl bir zemin kat plan› ve 11 kat yüksekli¤inde merkezi, ferah bir atrium oluflturulmufltur. Zemini tümüyle

boflalt›lan, iki ana caddeden girifl ve geçifl sa¤layan yap›da, 1. katta bafllayan atriuma, muazzam uzunlukta iki yürüyen merdi-venle (25 m. uzunlu¤unda) girifl ve ç›k›fl sa¤lanmaktad›r. Binada yürüyen merdi-venlerin say›ca bollu¤u ayr›ca göze çarp-maktad›r. Bu konsept, asansör adedinden tasarruf, ayr›ca da uzun bekleme

sürelerinin k›salmas›n› sa¤lamaktad›r.

fiekil: 13

Hong Kong Bankas›, Birinci kat plan›

(13)

Yüksek h›zda çal›flan asansörler, yap›n›n bat› bölümünde yeralmakta ve plaza seviyesi ile bütünleflmektedir. Ayr›ca tasarlanan ek iki asansör, bankac›l›k servis bölümleri aras›ndaki iliflkiyi etkin bir flekilde sa¤lamaktad›r. Bofllu¤un içinden yükselen yürüyen merdivenler

ifllevselli¤in yan›s›ra plastik etkisi ile dikkatleri çekmektedir. Asansörlerin fleffaf olarak tasarlanmas› sayesinde, hareket halindeki kullan›c›lar›n tüm mekân› farkl› seviyelerden farkl› biçimde alg›lamas› düflünülmüfltür.

Tafl›y›c› sistem, dörderli çelik kolonlardan oluflmakta ve bunlar da her kat

seviyesinde yatay kirifllerle birbirine ba¤lanmaktad›r. Befl ayr› seviyede de; 11, 20, 28, 35 ve 41. kat seviyelerinde bir-birine iki kat yüksekli¤inde do¤u-bat› yönünde çapraz desteklerle, kuzey-güney yönünde kafes kirifllerle ba¤lanmaktad›r. Binan›n strüktürü, ifllevselli¤i ve esteti¤i ile ayr›lmaz bir bütünlük göstermektedir. Bütün yap›y› tafl›yan kulelerin herbiri kompozit 16.2 metrede 4 ana kolondan oluflmufl kare bir bölüm içindedir (fiekil 14). Plan›n temel elemanlar›, asansör flaft-lar› ve lobiler bat› kanad›ndaki vierendeel kuleler aras›na tespit edilmifltir.Tafl›y›c›lar› kaplanm›fl yap›n›n strüktüründe, insanda merak uyand›ran bir mant›k d›fl›l›k vard›r. Bankan›n strüktürü de ayn› prensiple çal›fl›r. Merkezi ask› tafl›y›c›lar, kompozit çelik anakiriflten gelen yükleri ve metal döflemeyi tafl›rken, d›fltaki ask› tafl›y›c›lar k›smen daha hafif olan prefabrike servis modüllerini ve merdiven ünitelerini tafl›r. Merkezdeki dengelenmifl yük, iki düfley çaprazlanm›fl kolonda, bir a¤ac›n

dallar›n›n gövdede neden oldu¤u gibi, bir e¤ilme oluflturmaktad›r. Yükler yukar›daki ask›lara ba¤lanarak ve oradan da çapraz ba¤larla kolonlara ve yere iletiliyor gibi görünmektedir. Kolonlarlar aras› 32 m. net

aç›kl›k geçilmektedir (fiekil 15-16). Rüzgârda ve depremde yanal rijitli¤in sa¤lanmas› önemli bir konudur. Hong Kong’da fliddetli kas›rgalardan duyulan endifle depremlerinkinden fazlad›r ve tasar›m› etkiler.

Mekânlar›n ileriye dönük esnek hale geti-rilmesi fikri binan›n tüm biçimini de belir-lemifltir. Binan›n ileriye dönük bir büyüme kapasitesinin oluflu, bitmemifllik hissi veren hafif asimetrikli¤i ve üst katlar›n alt katlara göre geride infla edilmeleri, yap›n›n zaman içerisinde de¤iflimlere aç›k oldu¤u fikrini yans›tmaktad›r. Prefabrike eleman-lar kullan›lan yap›, gerekti¤inde ek kateleman-lar ilâve edilebilecek durumdad›r

(Davery 1986:33-56).

Üstünde 36 kat bulunan atriuma gün ›fl›¤›n› getirmek arzusu yap›ya, ilginç bir bulufl ve uygulama kazand›rm›flt›r. Bina d›fl›nda yeralan bilgisayar kontrollü 480 adet cam aynadan oluflan "günefl küre¤i" güneflin hareketine göre de¤iflim yaparak ›fl›nlar›, bina içinde atriumun tepesinde kalan 225 alüminyum aynadan oluflan sisteme yans›tmakta, bu sistem de atriumu gizemli bir gün ›fl›¤› ile ayd›nlatmaktad›r. Atrium ayr›ca bilgisayar kontrollü akustik ve klima özelliklerine sahip, ›s›, ses ve ›fl›k denetimini yapmaktad›r. Y›ll›k gün ›fl›¤›n›n durumuna göre atriumun ›fl›k ihtiyac› ayn› olmak üzere içeriye eflit mik-tarlarda da¤›t›lmaktad›r. Bu ›fl›kland›rma sistemi dar aç›l› ve yüksek ›fl›kland›rma kuvveti ile 52 m yükseklikteki yeri ayd›nlatmaktad›r. Bu tesisin kuruluflu Almanya’da gerçeklefltirilmifltir (Davery, 1986:33-56).

Yap›n›n klima sisteminin so¤utulabilmesi için bol miktarda suya ihtiyaç vard›. Bunun denizden al›nan su ile çözülebilece¤i düflünülerek, 11 m çap›nda, 50 m derinlikte

fiekil: 14

Hong Kong Bina’s›, Vierendeel kuleleri

(14)

bir kuyu kaz›lm›flt›r. Bu kuyu 350 m.’lik bir tünelle sahile ulaflt›r›lm›fl ve oradan, yap›ya deniz suyu pompalanm›flt›r. Hong Kong bankas› özel bir duvar kapla-mas›yla kaplanm›flt›r. Çeli¤in k›smen seramik fiber tabaka ile "yang›ndan et-kilenmez" bir hale getirilmesi gerekmifltir. Düzgünlü¤ü koruyabilmek için ve binan›n esteti¤i aç›s›ndan her kolon, kirifl, payanda ve kafes kirifl köflegeninin alüminyumla kaplanmas› gerekmifltir. Yap› sekiz dikme ile ayakta durdu¤u için teoride mesnetler aras›nda 60 mm.’lik sehimler olacakt›r. Bunun da giydirme cepheye uyarlanmas› gerekmifltir. Ayr›ca her katmanda günefl k›r›c›lar›n oluflturulmas›, asansörleri ve merdivenleri gizleyecek ›zgara duvarlar, düz olarak kaplanacak servis modülleri, 10 katl› atriumun sonundaki genifl katedral duvarlar› birer problem oluflturmaktayd›. Astropikal iklimli Hong Kong için al›fl›lmad›k flekilde, giydirme cephe çift kat verniklenmifltir. Bunun sebebi de, bofllukta

as›l› delikli gümüfl jaluziler kullanma iste¤inden çok ›s› kayb›n›n önlenmesidir. Camlar›n d›fl kaplamas› 9 mm kal›nl›¤›nda ve fleffaft›r, içte ise 5 mm. kal›nl›¤›nda ve grimsi bir yeflil tonu uygulanm›flt›r . Pencere temizli¤i ve rutin bak›m her bir kattaki alüminyum ›zgara fleklindeki yollarla yap›lmaktad›r. Konsollar, Foster’›n metal eflya tasar›mlar›n› hat›rlatan yuvarlak deliklerle delinmifltir. Bunlar ön cephede önemli bir yer teflkil etmektedir.

Binan›n d›fl yap›s›ndaki elemanlar›n tasar›m› oldukça karmafl›kt›r. Örne¤in; “katedral duvar›” denilen k›s›mlar iki pencere aras›ndaki kedi yollar› ile destek-lenmifltir. Servis modülleri alüminyum panellerle kaplanm›fl, asansörler ve merdi-venler yap› silikonu ile verniklenmifltir. Binan›n do¤u ve bat› bölümlerinde toplanm›fl, 139 tane tuvalet hücresi vard›r.

fiekil: 15

Lloyd’s Binas›’n›n servis kulesi

fiekil: 16

Hong Kong Bankas›’n›n bina kesiti

16

(15)

Binada ba¤lant›lar› ve konumlar› itibariyle birbirinden farkl› 7 tuvalet tipi bulunmak-tad›r. Bunlar birbirlerine 2 ya da 3 katl› çelik çerçevelerle yap›lm›fl kald›raçlarla ba¤lanm›flt›r.

Foster ve grubu yükseltilen panel döflemeyi icat etmemifl, ancak piyasadaki kataloglarda bulunan standart sistemlerden birini de tercih etmemifltir. Onlar

yap›mc›larla ortak bir çal›flmaya girerek yeni bir sistem üzerinde çal›flm›fllard›r. Döfleme sistemindeki ilk gereksinim esneklikti fakat, bütün "esnek" planlar›n da bir sürü kurallar› vard›. Bu nedenle, ›zgaran›n boyutlar› için yap›lan çal›flmalar sonucunda 1200x1200 mm’lik boyutlara karar verilerek, bu bölümlerde gerekli olan esneklik sa¤lanm›fl ve ba¤lant›lar›n say›s› azalt›lm›flt›r. Ancak bu ayn› zamanda stan-dart panel konstrüksiyonun destekler aras›nda uzanacak kadar güçlü olmad›¤›n› ve çok fazla a¤›r oldu¤unu da göstermifltir. Buna çözüm olarak da son zamanlarda uçak yap›m endüstrisinde de s›kça kullan›lan sa¤lam, hafif ve bükülebilir olan alüminyum kullan›lm›flt›r.

1200x1200mm.’lik ebata sahip elektrikli aksam, iletiflim ve havaland›rma için oldukça genifl bulundu¤u için, çal›flma masalar›n›n ve bölümlerinin rahat olmas› için 600 mm x 600 mm’lik daha küçük ›zgaralar tercih edilmifltir. Havaland›rma ç›k›fllar›, yak›n›ndaki insanlar› rahats›z etmesin diye spiral fleklinde tasarlanm›fl, bu da elektrik ve iletiflimle ilgili bir üst tabaka elektronik ekipmanlar›n›n kullan›lmas›na olanak vermifltir.

Toplam 52 kat› olan yap›n›n 47 kat› zemin üstünde, 1 kat› zeminde ve 4 kat› da zemin alt›nda yeralmaktad›r. Ayr›ca temel derin-li¤i zemin alt›nda 34m2 ye kadar

varmak-ta ve bu özelli¤i ile Hong Kong’varmak-taki en derin yeralt› yap›s› durumunda olmaktad›r. Bodrum katlar›n›n derinli¤i 18.8 m.’yi bulmaktad›r. Yap›da 3500 ton alüminyum kaplama, 1000 ton alüminyum döfleme, 32000 m2 isole edilmifl cam, 3000 km elektrik kablosu kullan›lm›flt›r. Yap›da kullan›lan strüktürel çeli¤in a¤›rl›¤› 37000 ton, di¤er çeliklerin a¤›rl›¤› ise 30000 tonu bulmaktad›r. Yap›n›n maliyeti 1.5 milyar DM’a malolmufltur. Bankan›n verdi¤i paran›n yar›s› gümüfl renkli köprü strüktürüne harcanm›flt›r(Lambot

1988:202, 245). 5. Sonuç

Gelece¤in yap›lar› olarak nitelendirilen ve günümüzde giderek artan uygulamalar› gözlenen High Tech yap›lar›n ortak özellikleri afla¤›da verilmifltir: Genelde, High Tech yap›lar bitmemifl gibi gözükmekte ve ilave katlara olanak verecek flekilde infla edilmektedir. Bu yap›larda ana malzemenin çelik olmas› genifl aç›kl›klar›n geçilmesine imkân vermektedir.

Bu tür yap›larda kullan›lan malzemeler makina endüstrisinde kullan›lan plastik, metal ve cam malzemelerdir. Bu flekilde makinay› oluflturan parçalar gibi bina da birtak›m parçalara ayr›larak endüstrilefl-mektedir. “Aç›k sistem” diye nitelen-dirilen bu uygulamada, her parçan›n ayr› fabrikalarda üretilip, binada yerine tak›lmas› söz konusu olmaktad›r. Bunun en önemli örne¤i, bileflenlerinin her biri de¤iflik ülkelerde üretilmifl Hong Kong Bankas›’nda görülmektedir.

Yap›lardan, de¤iflen ihtiyaçlar göz önüne al›nd›¤›nda, zamanla de¤iflime imkân verebilmesi istenmektedir. Mekânlar›n

(16)

servis, asansör veya merdivenlerle bölünmemesi için bunlar yap›n›n d›fl›na al›nm›fllard›r. Bu flekilde yap›ya hem makina esteti¤i verilmifl hem de mekâna esneklik sa¤lanm›flt›r. Yap›n›n d›fl›na al›nan servis modülleri de fabrikada üstün teknoloji ile üretilerek binada yerine monte edilmektedir. Bu flekilde h›zla geliflen teknoloji sonucunda, zamanla özelli¤ini yitiren ve çabuk ar›zalanan modüller yap›ya zarar vermeden kolayca yenileri ile de¤ifltirile-bilmekte, eskileri de de¤iflik yerlerde tekrar kullan›labilmektedir. Bu da yap› teknolojisinin önemli yeniliklerinden birisidir.

Burada esaslar› verilen High Tech ilkelerinin küreselleflmenin yaratt›¤› olanaklar kapsam›nda çok yak›n bir gele-cekte ülkemizde de uygulanmas›

kaç›n›lmaz görünmektedir l

KAYNAKÇA

Anon, (1986) “Lloyds of London” , Baumeister, Kas›m. Buchanan P. (1986) "Machines for Working in",

Architectural Review, Ekim.

Ça¤lar, N., Utkutu¤, Z. (1995) "Mimarl›kta Ça¤›n Ruhunu Yakalamak:Yüksek Teknoloji Yap›lar›", Bina Yap›m›nda Güncel Yaklafl›mlar Sempozyumu, MSÜ, ‹stanbul.

Davery, P. (1986) "Hong Kong Bank", Architectural Review, Nisan.

Davies, C. (1991) High Tech Architecture, Verlag Gerd Hatje, Stuttgart.

Eflsiz, Ö. (1997) ‹leri Teknoloji Yap›lar› ve Uygulama Örneklerinin ‹ncelenmesi, Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi, MSÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul.

Jencks C. (1990) The New Modern, Academy Edition, Londra.

Jenks C. (1988) Architecture Today, Academy Editions, Londra.

Kulaks›zo¤lu, E. (1995) "Mimarl›kta ‹leri Teknolojiler", Bina Yap›m›nda Güncel Yaklafl›mlar Sempozyumu, MSÜ, ‹stanbul.

Lambot, I. (1988) Norman Foster Associates, Buildings and Projects, Cilt: 1-2-3, Enst, Sohn, Hong Kong.

Okutan, M. (1998) "Modern Ofis Binalar› ve Yap› Teknolojisi Uygulamalar›", Arredamento Dekorasyon, Nisan.

Ökten, S. (1995) "High Tech Kavram› ve Ülkemizdeki Uygulama Olanaklar›", Bina Yap›m›nda Güncel Yaklafl›mlar Sempozyumu, MSÜ, ‹stanbul

Özgen, A., (1995) “Güncel ve Gelecek Yaklafl›mlar: Binalar›n Yeni Ça¤›”, Bina Yap›m›nda Güncel Yaklafl›mlar Sempozyumu, MSÜ, ‹stanbul. Russel F. (1985) Richard Rogers Architects, Academy

Editions, Londra.

Türel, G. (1995) "Yüksek Teknoloji Binalar›n›n Kent ‹çinde ve D›fl›nda Konut Olarak Kullan›lmas›n›n Getirdi¤i Problemlerin Belirlenmesi ve Çözüm Örneklerinin Gelifltirilmesi", Bina Yap›m›nda Güncel Yaklafl›mlar Sempozyumu, MSÜ, ‹stanbul.

Zunz, J., Glover, M. (1986) "The Hong Kong and Shangai Bank Project", Lynn S. Beedle(der.) Advances in Tall Buildings, Van Nostrand Reinhold Company, New York.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kalorifer devresinde kullan›lm›fl ve üstündeki ›s› enejisini ortama aktarm›fl olan kalorifer devresi dönüfl suyu, özel olarak tasarlanm›fl Ferroli Patentli

V-TECH ® serisi taşıt kantarlarında kullanılan yük hücreleri üstün geometrileri sayesinde araç hareketleri sırasında oluşan ani ve büyük kuvvetlerden etkilenmez. Su

Diğer pil teknolojilerine kıyasla lityum iyon piller yüksek anma voltajı, yüksek enerji yoğunluğu, uzun ömrü ve hafıza etkisinin bulunmaması gibi önemli avantajlara

Uygulama mağazalarındaki sayısız tarama uygulamasından farkı, özel olarak geliştirilmiş portatif telefon tutucu aparatı sayesinde daha yüksek tarama kalitesi ve çok daha

CHARACTERISTICS. The tech sector in Istanbul has been able to grow and thrive because of a small percentage of founders who scaled and reinvested their resources in the

ç- Satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, haklarından birini kullanabilir... 4) Tüketicinin bu haklardan ücretsiz onarım hakkını seçmesi durumunda

Elde edilen katsayılar incelendiğinde, literatürde incelenen çalışmaları destekler nitelikte olup bağımsız değişkenler olan yüksek teknolojili ürün ihracatının

Fiili İmkansızlık Nedeniyle İlgilinin Açık Rızasının Alınamaması: Fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına