• Sonuç bulunamadı

Burhan Felek öldü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Burhan Felek öldü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Boşanma derdi olan ve olmayan bütün ailelerde okunmam gerekli kitap

AİLENİN ÇİLESİ BOŞANMA

Ord. Prof. H. V. Velidedeoğlu

Ederi:

1

00 Lttra

Ç a ğd a ş Y a y ı n l a n T ü r k o c a ğ ı Cad. 30/41

C A Ö A L O Ğ L U — İS T A N B U L

Cumhuriyet

59. Yıl, Sayı: 20924

Kurucusu : Yunus NADİ

30 TL. 5 Kasım 1982 Cuma

ÇAĞDAŞ YAYIN LARI

Ş A İ R L E R D Ö V Ü Ş Ü R

MEHMED KEM AL’in

İlişkileri, an ıla n , söyleşileri. Bunca

yılın birikim ini sıcak bir İlgiyle ok u yacaksın ız.

E D E R İ

:

220 LİRA

isteme A dresi. Ç A Ğ D A Ş Y A Y IN L A R I

T ü rk oca ğ ı Cad. 30/41 CA G A LO G LU — İSTANBUL

Köln deki Dev-Sol'cular gözaltında

--- ---

Konsolosluğumuzu basanlar, Alman yasalarına göre yargılanacak

e Türkiye Saatiyle 04’de rehineleri serbest bırakarak teslim olan Dev-

Sol militanlarının haklarında bir adli soruşturma yapılmadan serbest

bırakılmaları yolundaki istekleri reddedildi. Yerel savcı, sanıkları

70 - 80 kişiyi rehin almaktan suçlu bularak tutuklanmalarını istedi.

M ilitanların bugün yargıç önüne çıkarılmaları bekleniyor.

Dışişleri:

Hainlerin

demokrasi

korkusu

görülüyor

AN K A R A , (C u m h u ri­ y et Bürosu) — Dışişleri B a k an lığın ın K ö l n baskı m y la ilgili yayın ladığı bildiride, «R eferan du m öncesi girişilen eylem , hainlerin dem okrasiye karşı d u yd u k la rı korku ve nefreti g österiy or» denildi.

A çıklam ada, hüküm e- (Arkası Sa. 11, SU. 5’de)

Ulya ÜÇER

K Ö LN — T ü rk iy e’n in K ö ln B a şk on soloslu ğu n u ö n çek i g ü n basarak işgal e - d en yasadışı D e v -S o l ö r g ü ­ tü n e m en su p 10 m ilitan, dü n

sa b a h a k arşı 04 sıraların da reh in eleri serbest bırakarak p olise te s lim oldular. G öza l tın a a lm a n silah lı m ilita n ­ la rın h a k la n n d a h erh a n g i b ir ad li k oğu ştu rm a y a p ıl­ m a d a n serbest bıra k ılm a la ­ rı y o lu n d a k i İstekleri F e d e ­ ral A lm a n p olisin ce re d d e ­ dildi.

Y e re l savcı, g öza ltın a alı n a n 10 D e v -S o l m ilita n ın ı 70-80 k işiyi reh in alm ak la suçlu g ö rd ü ve soruşturm a y a r g ıc ın ın sa n ık lar h a k k ın ­ da tu tu k la m a kararı ç ık a r­

m a sın ı istedi.

K ö ln P olis Ş efi Ju ergen H osse, sa n ık lard an T u n u n k on soloslu ğu işgal ettik leri­ ni, o n u n cu sa n ığın da sa l­ d ırın ın p la n lan m a sın a y a r ­ d ım ettiğ in i bildirdi. H osse, sa n ık ların suçlu görü lm eleri h a lin d e 3 İle 15 yıl a ra sın ­ da h ap is cezala rın a ç a r p tı­ rılab ilecek lerin i söyledi.

D e v -S o l m ilita n la rın ın bu g ü n :m a h k e m e ön ü n e ç ık a ­ rılm aları bek len iyor. Polis Ş efi Hosse, İşga lcilerin F e ­ deral A lm a n y a ’n ın çeşitli

k en tlerin d en geld ik lerin i ve saldırı İçin K ö ln ’de to p la n d ık ların ı da sözlerine e k le ­ di.

S a ld ırg a n la rın baskın s ı­ rasında 40 el ateş ettikleri belirlendi. A çıla n ateşle cam ların k ırılm ası üzerine re­ h in elerd en 5’in in h a fif y a ­ rala n dık ları anlaşıldı.

M ilita n la rın üzerlerin de 14 ta b a n ca , iki kelepçe, bol m ik ta rd a k ablo ve sicim ile p a t la y ıcı m a d d e görü n ü m ü ve rilm iş iki pa k et ele geçirli di.

B a sk ın d a n son ra, m ilita n la rın reh in eleri iki ayrı oda y a k apattık ları, bu n lardan 6 'sm ın ellerin i k elepçeledik leri K ö ln P olis Ş efi ta ra fın dan belirtildi.

B o n n ’d a n F ederal A lm an ya h ü k ü m eti a d ın a yapılan a çık la m a d a, K ö ln ’deki Türk B a şk on soloslu ğu İşgalinin k an sız şekilde son a erm esi­ n in m em n u n lu k la k a rşıla n ­ d ığ ı kaydedildi. A çık la m a ­ da, sa ld ırın ın bir d ost ülke ye k arşı olm a sın ın şiddetle k ın a n d ığ ı da yeral'dı.

M ü n ih İtfa iyesin i aray an kim liği a çık la n m a y a n bir kişi, T ü rk iy e’n in M ü n ih B a şk on soloslu ğu n a b o m b a yerleştirilm iş old u ğ u n u ö n e sürdü. İh b a r ü zerine M ü ­ n ih polisin e b a ğlı özel bom b a a ram a ek ipleri k on solos luğu boşaltarak içe rd e a r a ­ m a yaptı. A n cak ih b a rın asılsız olduğu orta y a çıktı.

T ü rk iy e 'n in S tra sb ou rg K on soloslu ğ u ön ü n d ek i ç ö p kutuları y a n ın a k on u la n bir valizin kuşkulu görü lm esi üzerine bin a boşaltıld ı. B om b a u zm a n la rın ın çalışm a sı son u cu ç a n ta n ın boş o ld u ­ ğu orta y a çıktı. G örev liler ik i saat son ra y en id en k on soloslu ğa girerek ç a lış m a ­ la rın a başladılar.

lA N A Y A S A ’Y l İYİ O KUYUN» — Yurttaşlardan A n ayasa'yı iyi oku m alarını isteyen D evlet Başkanı Kenan Evren. İstanbul'daki konuşm asında, «A k ıl­ lı bildiğin iz insanların telkinlerine kapılarak o y kullanm ayın, kendi aklınız ve v icd an ınıza g öre oy k u lla n ın » dedi. (F o to ğ r a f: A li A LA K U Ş)

“ Gövde gösterisi yapm ak istemedik

Kenan Evren Anayasayı tanıtma gezilerini dün İstanbul ve Eskişehir'de noktaladı

________________________________________ ________ •

£ Evren: Köln baskınını yapanlar isteklerde bu

lundular. Taviz vermedik, vermeyeceğiz.

£ «Eğer bölücü güçler muvaffak olsaydı, Taksim

Meydanı’nın ismi Kızıl Meydan olacaktı»

^ «Basma karşı yetkilerini kötüye kullananlar­

dan hesap sorulur, eğer yetmezse o madde­

ler değiştirilir»

£ «Sabırlı olsunlar, siyaset yapmanın ölçüsü var

mıdır yok mudur yakmda öğreneceklerdir.»

Haber Merkezi — Devlet Baş kam Orgeneral Kenan Evren dün İstanbul’da yaptığı konuş­ mada, «benim için, bizim için oy vermeyiniz, Anayasa’yı dü­ şünerek oy veriniz» dedi. Ana­ yasa oylamasına katılacak yurt taşların 12 Eylül öncesindeki ka

ra günleri unutmaması gerek­ tiğini belirten Evren, «akıllı bildiğiniz İnsanların telkinleri­ ne kapılarak oy kullanmayın kendi aklınız ve vicdanınıza gö re oy kullanınız» şeklinde ko­ nuştu. Dev-Sol üyesi militanla n n Köln Başkonsolosluğu’ndakl

baskından sonra kendilerinden bazı isteklerde bulunduğunu a- çıklayan Evren, «biz bugüne kadar taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz» dedi. Daha önce İstanbul’da konuş­ mamasının nedenlerini anla­ tan Evren, «İstanbul’da gövde gösterisi yapmak İstemedik, isteseydik 12 Eylül*ün .hemen sonrasında yapardık» biçimin­ de konuştu. Evren 12 Eylül’- tin yapılmaması ve bölücü güç­ lerin de muvaffak olması ha­ linde Taksim Meydam'nın is­ minin «Kızıl Meydan» olarak değiştirileceğini söyledi. Ana- yasa’da yer alan basın özgürlü­ ğüne ilişkin maddelere de de­ ğinen Evren, «basma karsı yet­ kilerini kötüye kullananlardan besap sorulur, eğer yetmezse o maddeler yeniden düzenle­

nir» dedi. Evren, siyasetle uğ­ raşmanın poütikacüarın görevi olduğunu kaydederek, «banları siyaset yapmanın ölçüsü yok­ tur elbette memleket mesele­ leri ile uğraşırız diyorlar. Sa­ bırlı olsunlar, yakında siyaset yapmanın ölçüsü var mıdır, yok mudur öğreneceklerdir» şeklinde konuştu.

Devlet Başkam Kenan Ev­ ren Anayasa’yı tanıtma gezisi­ nin dünkü son bölümünde İs­ tanbul ve Eskişehir’de birer konuşma yaptı. Kendisine İs­ tanbul’a her gelişinde «niye İs­ tanbul’da konuşmuyorsunuz?» sorusunun sorulduğunu belir­ ten Evren şunları söyledi:

«İstanbul Vilayet binasının önünde böyle bir imkân yok­ tu. Olmayınca özel olarak bir gösteri biçimi şeklinde bu mey

danda o konuşmayı yapmam gerekirdi ki, o takdirde İstan­ bul'un bütün trafik düzenini ve şehir hayatım aksatır ve birçok vatandaşı bu yüzden rahatsız edebilirdim. Nitekim bugün öyle oldu.

Biz askeriz. Daima gösteriş­ ten uzak durmaya, görevimiz ne ise onu yapmaya çabşınz. Takdir eden eder deyip f içe­ riz. İstanbul’da böyle bir göv­ de gösterisi yapmak isteme­ dik. İsteseydik 12 Eylül’ü ta­ kip eden günlerde yapardık. Sîzlerin en heyecanlı olduğu­ nuz günlerde yapardık bunu, işte bu yüzden özel olarak İs­ tanbul’da böyle bir toplantı düzenlemedik ve dolayısıyle sîzlere de hitap edemedik.»

12 Eylül’den sonra Istan- ( Arkası sa. 11, Sü. 3’de)

Isınmada

fuel-oil

kullananlar

en az 88 bin

lira verecek

Meral TAMER

Petrole dayalı yakacak m addelerinin fiyatlarında son 3 yıldan bu yana g ö z ­ lenen yüksek oranlı artışlar, ısınma giderlerinin aile büt­ çesindeki yükünü giderek a- ğırlaştırıyor. K ullanılan ya­ kacak cinsine g ö re fiyat ar­ tış oranı y ü zd e 635’lere dek varıyor. O dun ve köm ü r g i­ bi geleneksel yakacak m ad­ delerindeki fiyat, artış ora n ­ larının daha «m ütevazı» dü ­ zeylerde kaldığı dikkati çe­ kiyor.

1980 ön cesin de ısınm ak I- ( Arkası sa. 9, Sü. 2’de)

Sosyalist

iktidarda

terör olayı:

• •

Ispanya’da

bir general

öldürüldü

MADRİD (AP - THA) — Is­ panya’da zırhlı tümen Komu­ tam General Victor Lagosan Ronnau (63) dün sabah makam otomobili ile görevine giderken bir motorsikletle kendini izle­ yen iki kişinin açtığı ateş sonu cu öldü. Genaralin komuta etti­ ği tümenin Ispanyol ordusu­ nun en güçlü birliği olduğu bil diriliyor. Madrid’in dışında meydana gelen olayda genera­ lin şöförlilğünü yapan asker de yaralandı.

Polis kaynaklan saldırının, ay n lıkçı ETA örgütü tarafından gerçekleştirildiğinin sanıldığı­ nı söyledüer.

Görgü tanıklarına göre sui­ kast generalin otomobilinin kır­ mızı ışıkta durması üzerine ger­ çekleşti. Saldırganlar yoğun trafiğe rağmen kaçmayı başar­ dılar.

Ispanya’da bundan önce 1931 mayıs’ında Mao’cu örgüt GRA- PO’nun düzenlediği bir saldırı­ da bir generalle bir polis öldü­ rülmüştü.

Ülkede geçtiğimiz hafta yapı­ lan parlamento seçimlerini ka- (Arkası Sa. 9, Sü. 2’de)

93 YAŞIN D A YD I — «Şeyh ülm uh arririn» Burhan Felek g a­ zetem izde de uzun yıllar çalışm ıştı.

Burhan Felek öldü

H aber M erkezi — Cum hu riyet basınının sim gesel isim lerinden, «Şeyh ülm uh ar­ ririn» sıfatı sahibi gazeteci Burhan Felek ön cek i g ece sabaha karşı 04.00 sıraların da vefat etti. 93 yaşında ha yata gözlerini kapatan Fe­ lek, G azeteciler Cem iyeti Başkam 'ydı. B urhan Felek gazetem izde uzun y ılla r

ça-Komisyon

lışmış, günlük yazılar yaz­ mıştı.

Burhan Felek için bugün saat ll'd e Gazeteciler Ce­ miyeti ve Milliyet Gazete­ si önünde birer tören ya pılacak. Felek’in cenazesi bugün Teşvikiye Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Karacaahmet mezar (Arkası Sa. 9, Sü. 5’de)

katsayıyı

3 3 ’eyükseltti

A N K A R A , (C u m h u riyet Bürosu) — D anışm a — Bütçe Plan K om isyon u m em u r m a aşların a u ygulan an katsayının 30’dan 35’e yükseltilm esini kararlaştırdı.

Bütçe — Plan K om isyon u ’nun dünkü toplantısında, tüm k om isy on ü yelerin in ortak laşa im zaladık ları bir ön ergenin kabul edilm esiyle, katsayı 35 ola ra k benim sen di. M aliye Bakanlığı 1983 m ali yılı Bütçe K anun Tasarı sm ı D anışm a M eclisi’ne sunarken, k atsayıyı 34 olarak tek lif etmişti.

M em u r m aaşlarının h esaplan m asın da uygulan an kat sayı, e ğ er M illi G ü ven lik K onseyi ta ra fın dan da 35 olarak k a b u l edilirse m em u r m aaşların daki en düşük artış 1.900 li r a en yük sek artış ise 7 bin lira olacak.

B ütçe — Plan K om isyonu, m em u rla rın y ak acak parala (Arkası Sa. U, Sü, 2’de)

Esener: Yeni asgari ücret

yılbaşında uygulanacak

ANKARA, (THA) — Çalışma Bakam Turhan Esener, yeni asgari ücretin X Ocak 1983 ta­ rihinden itibaren bütçe ile bir­ likte yürürlüğe gireceğini açık­ ladı.

Esener, 17 Kasımda toplana­ cak olan Asgari Ücret Komis­ yonu’nun en geç aralık ayı so­ nuna kadar çalışmalarını ta­ mamlayacağım belirtti, asgari ücrette ne kadar bir artış sağ­ lanacağı konusunda şimdiden bir rakam vermenin mümkün olmadığım büdirdi. Esener şöyle konuştu:

«Ancak, amacımız asgari üc­ retle çalışan büyük bir işçi kit­ lesinin yüzünü güldürecek dik zeyde bir ücret tesbitl olacak, bunun için İlgili kuruluşlarca gerekli araştırmalar yapılacak Ve en gerçekçi bir sonucun or­ taya konmasına çahşılacak. As­

gari ücrette, 1981 mayısından bu yana görülen fiyat artışları bunun sonucu artan hayat p » (Arkası Sa. 11, Sü. 2’de]

Aziz Nesin

M oskova'da

kalp krizi

geçirdi

• İSTANBUL, (THA) — Ünlü gülmece yazarımız Aziz Nesin 1 Kasım salı günü Moskova’­ dan yurda dönerken kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alman vazan- mızın tehlikeyi atlatabilmesi için bir ay kadar hastanede yatması gerektiğini belirten (Arkası Sa. 9, Sü. 5’de)

Mısır Dışişleri Bakanı’nm Cumhuriyet’e özel demeci:

4

4Stratejik işbirliğine girişebiliriz

,,

Cengiz ÇANDAR — Sedat ERGİN

A N K A R A — Türkiye’yi resmen ziy a ret eden Mısır A rap C u m h u riyeti Başba­ kan Y ardım cısı ve Dışişleri Bakam* K em al Hasan Ali, C um huriyet’e özel dem ecin ­ de, «Uzun dön em d e bölge İstikrarına yönelecek se. Tür ldye ile M ısır arasında stra tejik işbirliğinin m üm kün olabileceğini» söyledi. K e­ mal Hasan A li, iki ülke ara

sında askeri alan da işbirliği olanak ların ın varolduğuna işaret etti.

K em al H aşan Ali, dün Tü rk - M ısır ilişkileri ve O r tadoğu soru nu ile ilgili son g elişm eler ü zerin d e kendi­ sine yön elttiğim iz çeşitli so ru la n yanıtladı. Soruları­ m ız ve M ısır D ışişleri Baka- nı’nın y an ıtla n şöyle: — Türkiye ziyaretiniz 6 a y ön ce K ahire’de görü ştü ­ ğ ü m ü zde planlanmamıştı. Şim di gerçekleşti. Ve öyle an la şıiıy or ki, Türk - M ısır iliş kileri geçm işte rastlanm a­ dık b ir dü zeye oturm a y o ­ lunda. Bu ani ve hızlı geliş m eyi sa ğ la y a n nedir? A slın d a bu ziy a ret ani o l­ m am ıştır. 6 ay d a n daha u- zun b ir sü re ö n ce planlan­ mıştır. S on u n cu su 1977’de olm ak ü zere ü ç T ü rk Dışiş­ leri B akanı’n m y ılla r önce M ısır’ı ziy a ret ettiğin i çok

olayların

ardındaki

GERÇEK

Anarşizmin

Son Durağı

Türkiye'nin Köln Başkon­ solosluğu DEV-SOL örgütü­ nün bir grubu tarafından basılmıştır. Saldırganlar iş kovuşturma amacıyla konso loşlukta bulunan 40'a yakın

kişiyiv - görevlileri rehin al

mışlar; >lr de « nayasaya hayır» Jövizint konsolosluk duvar, dan sallandırmışlar dır.

Bu satırlar yazılırken eli­ mizdeki bilgiler sınırlıdır. N e var ki son yıllarda örne­

ği çok görülen bu tür ey­ lemlerin nasıl başlayıp na­ sıl bittikleri aşağı yukarı bellidir.

. G erçekten devlet niteliği taşıyan ülkeler, böyle şan­ tajlarda anarşistlerin istek­ ler! te pabuç bırakmıyorlar Rehin olarak alınan masum insanların bu oyuna kurban edilmeleri, bütün öfkeleri eylem cilerin üstünde yoğun- ir k ir

(Arkası Sa. 11, Sü, 2’de)

iy i hatırlıyoruz. Bu nedenle, Dışişleri B akam ’nın daveti­ ni aldığım da olum lu yanıt verdim. B izce ülkelerim iz bölgedeki ba rışa ve istik ra­ ra katkıda bulunabilirler. Bu husus, buradaki g örü ş­ m elerim izde ele aldığım ız başlıca kon ulardan b iri o l­ du. İlişkilerim izi güçlen dir­ m ek gereği üzerinde d u r­ duk. Biz bölgen in iki bü y ü k ülkesiyiz. U luslararası sorun lara ilişkin olarak ve arzu- (Arkası Sa. 11, sü. 7’de)

Mısır'la

yakınlaşmada

' müspet bir

başlangıç,,

• • AN KARA (C u m h u riyet B ü ­ rosu) — T ü rk ve M ısır D ı­ şişleri B a k a n la n arasın da A n k ara’da y a p ıla n görü şm e ler iki ülke arasın dak i iliş­ k ilerde «y e n i bir d ö n e m i» başlattı. D ışişleri B a k am (Arkası Sa. 9, Sü. 6’da)

r p

••

leror

Çıkmazı...

« D e v -S o l» ad lı terörist örg ü t m ilita n la rın ın , F ederal A lm a n y a ’n ın K ö ln k en tin d e B a şk on solos­ lu ğu m u zu basarak İçerdek ileri reh in alm aları, d a ­ h a son ra d a siyasal sığ ın m a hakkı isteyerek te s ­ lim olm ala rı, y ön tem ola ra k m a ceracı, am a ç o la ­ rak an arşist ve son u ç ola ra k «p r o v c :a sy on »a açık bir eylem dir.

Bu tü r eylem lerle, h içb ir siyasal d ü şü n ce g ü ç k azan am az. T ersin e, bu eylem ler, solu b a sit bir şid d et eylem i dü zeyin e in d irir ve son u ç ola ra k h a lk a ih a n e t çizg isin e ulaşır. K a n a bu la n m ış siy a ­ sal d ü şü n ce, şid d et eylem lerin e bu laşm ış siyasal a m a ç, kitlelere, y ığ ın la ra ve h alk a karşı bir ih a n et olgu su n u oluşturur.

B irtakım uğursuz çev elerin, « p r o v o k a s y o n la ­ ra ala b ild iğ in e a ç ık ; «lü m p en » adı verilen sın ıfsa l k on um u be” rslz, ruhsal y a p ıla n çarpık m ilita n ları ile başvurdu kları yol ve y ön tem ler, in san lık ad ın a , g erçek ten u ta n ç verici a lça k lık la rla sü rü p g it ­ m ektedir.

F ederal A lm an y a’d a n K ö ln ba sk ın ı ile birlik te bir başk a h a b er d a h a gazetelere ulaşm ıştır. M usa

(A rkası Sa. 11, Stt. 7 d e )

Reagan-Kongre

ilişkilerinde

yeni bir dönem

başlıyor

Dış H ab erler S ervisi — A B D ’de salı g ü n ü y a p ıla n ara seçim lerin gerek ülke iç in d e , gerekse d ış a n d a y o l a ç tığ ı y a n k ıla r sü rerken , A P a ja n s ı D em ok ra tla rın T em silciler M eclisi’n d e 265, (Arkası Sa. 11, Sü. 2’de)

A B D seçmeni

"Reagonom i„ye

"red„ oyu verdi

Osman U LA G A Y

A B D ara seçim lerin d e C u m h u riy etçi P arti’ n ln u ğ ­ radığı y en ilg in in g erçek te Başkan R e a g a n ’ m 2 yılda n beri u yg u lam a ya çalıştığı ek on om i p olitik a sın ın yenil (Arkası Sa. 9, Sü. 3’de)

O 'leagan ve Kongre

Ergun Balcı’nın

yazısı 3. sayfada

■ Lübnan’daki Barış Gü- cü’nün yetki alanı ge­ nişletiliyor.

■ Iran, 5 Irak uçağını düşürdüğünü öne sür­ dü.

3. sayfada

■ TÜD Başkanı Pakde- mirli: Dışsatımda teş­ vikler sürecek. ■ Yazar: Demokrasiye

geçişte iki temel eko­ nomik sorun var.

O. sayfada M DEV-YOL iddianame. sİ 3 Barış Derneği ve DİSK davaları T. sayfada

■ Wien antrenörü: Bizi görmeye gelenler Gala­ tasaray’ı seyretti.

10. sayfada

■ Batı Avrupa arayış içinde

■ Soya çekim, dış etken- ler ve yaş kanser ol- ma olasılığını etkiliyor ■ ÜSS harcı bir aylık öğ­

renci kredisi kadar. 12. sayfada

(2)

iH

Cumhuriyet

2

O L A Y L A R

V E

G Ö R Ü Ş L E R

5 KASIM 1982 •

Bir Yabancı Mimar

M elih C evdet A N D A Y

Ahmet Haşim, Gurabâhâne-i Lâklâ- kaan’daki Giivercln başlıklı yazısında, o zaman mimarlarımızın «Türk mimarisi» dedikleri, gerçekte medrese mimarlığın­ dan esinlenerek ortaya çıkarılan «ne adla anacağımızı bilemediğimiz» yapıla­ rın yozluğunu, «Bu çirkin taş yığınları Tiirk mimarisi midir? öyleyse güvercin­ ler neye bu mimariyi bir türlü sevmiyor­ lar» sözleriyle belirtir ve şöyle sürdürür' «Oysa güvercinler, ne yabancı banka ya­ pılarının sahte Arabesklerine, ne de evkaf hanları ile vapur iskelelerinin kubbeleri­ ne ve süslü saçaklarına aldanıyorlar, Dü- yun-1 Umumiye’nin damlan üstüne bir güvercinin konduğuna henüz bir kimse görmemiştir. Güvercin şaşılacak bir an ­ layışla, usta Sinan ve Kasım’ı güçsüz tak litçilerlnden ayırmakta en küçük bir te­ reddüt göstermiyor.» Demek Ahmet Ha­ şim’in güvercini, yanılmaz bir.sa n at ta­ rihçisi duygunluğu İle, bize mimarlığımız daki yozlaşmayı göstermektedir.

Ama sanat tarihçilerimiz, bu konuda güvercinlerden hiç de aşağı kalmazlar: özellikle Osmanlı mimarlığı üzerinde dur duklannda, bu sanatın klâsikten barok'a ve rokoko’ya dönüşünü bir tür yozlaşma diye nitelendirirler. Oysa bu değişim asıl Avrupa mimarlığı için sözkonusudur ve gerçekte bize onun bir yansıması olarak gelmiştir. Nitekim Yahya Kemal de, bu konudaki bir yazısında (İstanbul kita­ bı), bunun önlenemez bir süreç olduğunu belirtir. Bunda haklıdır da, çünkü ne denli beğenirsek beğenelim, klâsik blçe- min dünyada tek mimarlık btçemi olarak kalmasını isteyemezdik, buna katlana­ mazdık. Ahmet Haşim'in sözünü ettiği yozlaşma ise, ille özgün bir Türk mimar­ lığı kurma amacı ile eski yapılarımızın kötü taklitlerine yönelmekten kaynak­ lanmaktadır. Ama «kötü taklit» nitele­ mesini bir yana bıraksak, eski mimarlı­ ğımızın tıpkısına sürdürüldüğünü düşün sek ne olacak? Böyle bir durum, artık

yaratıcılığın kalmadığım göstermekten başka ne anlama gelir? Leonardo, kendi­ sinden sonra gelecek sanatın (Barok’un) nasıl bir sanat olacağını, ayrıntılarına dek sezmiş, kestirmiş, fakat o yönde yapıtlar yaratmaya kalkmamıştı; çünkü çağının beğenisi buna elvermiyordu. Demek sa­ nat biçenleri, değişen beğenilere göre çağdan çağa yenilenir: böyle olması do­ ğaldır, başka türlüsü düşünülemez. Yoz­ laşma, gerçek bir yenilik yerine, eski bi- çemlerin karmakarışık bir düzenle kulla­ nılmasında gösterir kendini, öyle bir olu­ şum kİ, ona artık no eski denebilir, ne yeni. Yok, yozlaşmayı, yabancı sanat bi- çemlerinin etkisi olarak tanımlamağa kalkarsak, çağma kapalı kalmamış top- lumlarda bunu önlemenin olanağı yok­ tur. örneğin, barok, Fransa’ya İtalya’dan gelmedir. Mimarlık Tarihi profesörü Do­ ğan Kuban’m, «Türkiye Sanat Tarihi» adlı kitabında (Gerçek Yayınları) belirt­ tiği gibi, bizde barok ve rokoko mimarlık biçemleri, 1730’da tahta çıkan I. Mahmut un saltanatı döneminde ortaya çıkar: mukarnaslar, baklavalı başlıklar, sivri ke merler yavaş yavaş tarihe karışır.

Burada bir soru çıkıyor karşımıza: Batılı sanatçılar eliyle Türkiye’ye getiri­ len bu yeni sanat biçemleri, kaynaktaki özgünlüklerini korudular mı, yoksa bura­ da şaşırtıcı bir karışıma uğrayıp, sözüm ona doğusal bir görünüşe mi büründüler? Yozlaşmayı, bu soruların yanıtında bula­ biliriz belki. Konuyu yetkili sanat tarih­ çilerimize bırakıp, ben bu yazımda sadece bir örnek üzerinde durmak istiyorum:

ttalyan Ralmondo d’Aronco’mın yapıla­ rı üzerinde.

İstanbul’da kimin elinden çıktığını yıllardan beri merak edip durduğum bir takım yapılar vardı ki, bugünlerde elime ?eçen bir kitap, bu merakımı, sözünü et­ mek istediğim yapılardan bir kaçı için karşılamış oldu. Manfredl Nicoletti’nin yazdığı bu kitap İtalyanca, büyük boy ve resimli, «D’Aronco e l’architettura li- berty» adını taşıyor. Resimlerine bakıp resim altlarım sökünce, d’Aronco’nun İs­ tanbul’da bir çok yapı bıraktığını öğren­ miş oldum. Sayın Kuban, yukarıda adını andığım kitabının bir bölümünde şöyle diyor: «Bu yüzyılın başında Abdülhamid- In mimarı olarak çalışan İtalyan Raimon do d’Aronco’nun getirdiği Art Nouveau akımının etkilerini de hatırlamak gere­ kir. Daha çok ev ve apartman gibi yapı­ lar bırakmış olan bu mimarın eserleri arasında Tarabya’da İtalyan Sefareti, Bey oğlu’nda Botter apartmanı ve Beşiktaş’ ­ ta Küçük Şeyh Zaflr ktilliyesf sayılabilir.» Botter apartmanı Haşet kitabevlnin hizasmdadır ve cephesindeki taş ve de­ mir süslemeleriyle (özellikle balkonları İle) Beyoğlu’ndakl öteki yapılardan ilk bakışta ayrılır. Botter, Abdülhamid’in ter zisi olan bir Ingllizmiş. Beşiktaş’taki Şeyh Zafir külliyesini gezmek fırsatını bula­ madım daha. Fakat İtalyanca kitabın gösterdiğine göre, d’Aronco’nun İstan­ bul’da bıraktığı yapılar, sayın Doğan K u - ban'ın saydıklarından çoktur. Bu arada, bence en önemli olanı da, şimdiki H ay­ darpaşa lisesi, eski Tıbbıye’dtr. Oysa Prof. Doğan Kuban, kitabında bunu, mimar

Vallauri’nln yapıtı olarak göstermiş. Ital yanca kitapta, yapının ayrıntılarını gös­ teren fotoğraflar var, altında da şu yazı «Senola imperiale militare dimedicina Haydar Pasha, Costantlnopoli, 1900.» Araştırılması gereken bir konu. Ancak bi­ zi burada ilgilendirecek olan konu, bu yapının biçemine giren, sözümona Os­ manlI — Türk mimarlık öğeleridir ki (ça­ tıdaki sivri külâhlar, yayvan ve sade cep­ heyi göğe asan garip saat kuleleri gibi) bunları mimarın Avrupa ülkelerindeki ya­ pılarında aramak boşuna olur. Bundan çıkarıyorum kİ, yeni sanat akımlarının tanınmış temsilcileri olarak Türkiye’ye çağrılan mimarlar, burada kendi kafala­ rındaki bir doğa mimarlığı örneğine uya rak çalışma yöntemini yeğlemişlerdir. Hay dar Paşa Lisesinin mimarlık biçemi, bu bakımdan beni hep şaşırtmış, düşündür­ müştü. Yozlaşma bu muydu yoksa? Çün­ kü Art Nouveau buraya kendi kimliği İle gelmemiş, burada birtakım düşsel öğeler­ le karışmıştı.

D ’Aronco’nun İstanbul’da yaptığı ev­ lerin çoğunun bugün ortada olmadığını söyleyebiliriz. Sözgelişi, Yeniköy’deki E t- hem bey evinin nerede bulunduğunu ben öğrenemedim. Bir yabancı mimarın bu kente bunca çeşitli yapıt bırakabilmesine ne denli şaşılsa yeridir. En şaşırtıcı olan­ larından biri de, şimdi Maçka’da bulunan çeşmedir. İtalyanca kitapta, bu çeşme­ nin Tophane’de olduğu yazılı. Hangi ta­ rihte Maçka’ya götürüldüğünü bilmiyo­ rum. Bu çeşmenin blçeminl, yenileşme dö nemindeki Osmanlı mimarlığından ayı­ rabilmek nerdeyse olanaksızdır. Art No­ uveau nerede, ne kadar Barok’a karışmış, belli değil.

Son ikiyüz yıllık mimarlığımız içinde bunca önemli yer tutan yabancı mimar­ ların ne gibi etkiler altında çalıştıkları ve daha da önemli olarak, bunların yoz­ laşma konusundaki payları İncelenmeğe değer.

ACI BİR KAYIP

Türk basınının büyük üstadı, Ce miyetimizin kurucularından

28 yıllık Baş kanımız,

Şevhülm uharririn

B U R H A N FELEK'i

kaybetmiş bulunuyoruz.

1889 yılında Üsküdar’da doğan 1918 yılından itibaren Tas-

viriefkâr, Vatan, Millet, Yeni Ses, Tan, Cumhuriyet ve Milli­

yet gazetelerinde foto, spor muhabiri ve fıkra yazarlığı yapan

büyük üstadımızın cenazesi 5 Kasım 1982 Cuma (bugün) saat

11.00’de Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenden son­

ra öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii’nden alınarak Ka-

racaahmet Mezarlığındaki aile kabristanına defnedilecektir.

Değerli üstadımıza Tanrı’ dan mağfiret, ailesine sabır,

Türk basınuıa ve okurlarına başsağlığı dileriz.

G A ZETEC İLER C EM İYETİ

t (- ->

ü

V E F A T

Büyüğümüz, babamız, her şeyim iz

B U R H A N FELEK'i

kaybettik. Cenazesi 5 Kasım Cuma günü (bugün)

öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii’nden kal­

dırılarak Karacaahmet aile kabristanında toprağa

verilecek.

Nur içinde yatsın.

BAŞSAĞLIĞI

Canımız, hamimiz, her şeyimiz, biricik varlığımız

B U R H A N FELEK'İ

kayb ettik.

Gazeteci Okşan A tasoy - Gazeteci Orhan  ta soy

Biricik Torunu H eves A ta soy

İstanbul Basın Kurumu Tesisinin otuz yıllık üyesi ve 20 yıl­

lık Başkam

S A Y IN

B U R H A N FELEK'İ

kaybetmenin derin ve telafisi imkânsız teessürü içindeyiz. Ba­

sın mesleğinde sosyal hizmetlerin kurulup genişletilmesinde

çok büyük hizmetleri dokunan Sayın Başkanımıza Tanrıdan

mağfiret ve ailesine başsağlığı dileriz.

YÖ N E TİM KURULU

KIBRIS TÜ R K S A N A Y İ İŞLETMELERİ

H O LD İN G LİM İTED ŞİRKETİNDEN

Münhal Genel

Müdür Mevkii

1 — Bu m evkii için 22 kasım 1982 pazartesi m e­ sai bitim ine k ad a r yazılı m üracaat k ab u l edilm ek­ tedir.

2 — A da yların kendi e l y a zıla n ile, a) Tahsil durum larım ,

b) Yetenek ve deneyimlerini,

c ) özg eçm işlerin i

belirten dilek çelerin i taahhütlü p osta ile v e y a elden şirketin Lefkoşa’da ki G en el M ü dü rlüğü ’ne ulaştır- m a la n gerek m ek tedir

3 — A ran an e v s a f:

a) Yüksek öğrenim yapm ış olmak,

b ) G enel M üdürlük görevin i yapabilecek ehliyet, bilgi v e tecrübe sahibi olm ak, c) A sk erliğin i yapm ış olm ak,

d ) îy i d erecede İngilizce lisanına vak ıf o l­ m ak tercih nedenidir.

4 — M aaş ve d iğ er haklar, ehliyet, bilgi v e tec­ rübeye g öre karşılıklı görü şm e y olu y la tespit edile­ cektir.

5 — Genel Müdüre lojman ve araba tahsis edi­

lecektir.

6 — M üracaatlar kesinlikle gizli tutulacaktır.

A dres: K.T.S.I. Holding Ltd. Şirketi. Kızılay Sokak — Yenişehir — Lefkoşe, Tel.: 72613 . 72231 - 72980

T elek s: 57127

S A Y IN YEM S A N A YİC İLE R İN E

D U YU R U

SUMAŞ Su Ürünleri Sanayii ve Pazarlama A. Ş. Kdz. Ereğli’deki tesislerinde Babk Unu ve Ya­ ğı üretimine başlamıştır.

T e l: 2323 Kdz. Ereğli__________________________ K Ü TA H Y A 2. HUKUK MAHKEMESİ

HAKİMLİĞİNDEN

1982/251 D avacı N ebahat A y d oğ a n vekili A v. Osman Emet tarafından davalı A dan a ili İstasyon m ahalle­ si cilt, 022/01 sayfa, 80 kütük 164’de N üfusa kayıt­ lı ve İzm ir ili Eşref Paşa 569 S okak No: 8’de mukim M uzaffer Turan aleyhinde şiddetli geçim sizlik ne­ deniyle açılan davanın m ahkem em izde yapılan yar­ gılam asında:

Davalıya duruşma gününün tebliğ edilmediği ve zabıtacada açık adresinin tesbit edilememiş bu­ lunduğundan Hanen tebligat yapılmasına karar ve­ rilmiş bulunmaktadır

M ahkem em izde açılan 1981/25İ esas sayıh da- | varım duruşm a günü olan 23.11.1982 günü saat 9.50’de hazır bulunm ası veya kendisine bir vekille tem sil ettirilmesi i İanen tebliğ olunur._______ (Basın: 23878)

Muzaffer B U Y R U K Ç U -A li Y Ü C E

Muzaffer Buyrukçu, yeni çıkan «Sıcak İlişki­ ler» ile «Şarkılar Sen) Söyler» adlı yapıtlarını, o - zan Ali Yüce Türk Dil Kurumu ödülü alan «Halk Çağı» ve diğer yapıtlarını 6 kasım 1982 cumartesi saat 14— 19 arasında Evrensel Kitabevi’nde im za- lıyacaktır.

İyi dost, değerli öğret­ men

M EVLÜT

K O R K M A Z

Seni unutmadık, unut­ mayacağız. Atatürk Eğitim Enstitüsü 79 m ezunları

VİDEO

ile

İNGİLİZCE

İstanbul Cad. No. 47

V72 2144— BAKIRKÖY^

İ l a n KADIKÖY İKİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 982/241 Vesayet Kadıköy, Rasimpaşa ma­ hallesi cilt 49, sayfa 148 ve kütük 40/42’de nüfusa ka­ yıtlı Osmanoğlu Parlak’ dan 1315 yılında doğma Rı za Kılınç’ı mevcut akıl hastalığı nedeniyle hacir altına alınarak kendisine aynı nüfusta kayıtlı ve ha­ len Kadıköy, Acıbadem caddesi Acafbey sok. 2/27 Evim Apt. adresinde ika­ met eden oğlu Muzaffer Kılınç vasi tayin edilmiştir İşbu vesayete herhangi bir itirazı bulunanların ilan tarihinden itibaren 10 gün İçinde mahkememizin 1982/241 vesayet sayılı dos yasma müracaatları dan olunur. 1.9.1982

(Başın: 11314) • ODTÜ Asistanlık kimliğimi kaybettim. Geçersizdir.

Şenay ORAL • İstanbul Tıp Fakültesi şe­ bekemi, sınıf kimliğimi kaybet tim. Hükümsüzdür.

A. Vedat ÖVET

Bilimin Maradona’ları?

3 kasım 1982 günlü Cumhuriyetin manşetti — Kanserle savaşta büyük ilerleme!..

O k u yoru z: >

«— Geliştirilen bir teknikle yapay olarak üre­ tilen hücreler İnsan kanına şırınga edilerek, kan­ ser dahil tüm hastalıkların kökü kazmıyor. K an­ sere karşı savaş bundan böyle kanserli doknnnn kesilip alınması yoluyla değil, İnsan kanından alı­ nan hücrelerin yapay olarak çoğaltılmasıyla yürü­ tülecek.»

Bizim gazete bir tuhaftır; böyle haberleri Bn# çıkarır: oysa o gün daha önemli olaylar yok muy­ du? «Süleyman Demirel 59 yaşına basmıştı. At ya­ rışları ve spor-toto hasılat rekorları kırıyordu. İtalya’da iki Tiirk, Mafia Babasının kızını kaçır­ maya kalkmıştı. Emel Saym’m annelik umudu sön­ müştü. Ajda Pekkan Heybellada Deniz Harp Oku­ luna yemeğe gitmişti. Üç yaşında bir çocuk boğa­ zında beş lirayla yaşıyordu.»

Kişinin İlgisini çekecek öyle çok olay yaşa­ nıyor ki Babıâll basını bu tür haberleri büyütmek­ ten kendisini alamıyor. Eh, İnsan akşama değin çalışmış: yorgun argın evine gelmiş; bir renkli ga­ zete alıp hoşça vakit geçirecek değil mİ?

Kanserle savaş kime ne?

Çevremizde tanıdık, dost, ahbap çoktur; şöy­ le bir sorgulama yapsak:

— Dünyanın önde gelen bilim adamlarından kimleri tanıyorsunuz? B'rkac ad verir misiniz?

En basta ben olmak üzere Penimiz sınavda ça­ karız: ama sorun bize ünlü futbolcuları, boksör­ leri, sinema yıldızlarım, hafif müzik şarkıcılarını, yanıt verelim: ya da politikacıları sorun: yabancı ülkelerin başkanlannı, başbakanlarını sayıp dö­ kelim.

Neden böyle oluyor?

Hayır, bozuk düzenden söz açacak değilim. Dünya zaten geçerli düzenlerin bozukluğu yüzün­ den bir devrim çağını yaşamaktadır. Bu kargaşa içinde insan Hanya’yı Konya’yı anlamak İçin epey yaşamak zorundadır. Kimi zaman nasıl bir tuzak­ ta dönendiğimizt anlamak için hastalanmak ge­ rekir.

Diyelim ki:

— Tanrı kimseye hastalık vermesin!.. Hastahane kapılarında (yataklarında) yeter­ sizlik ve olanaksızlık içinde çırpınarak ölümü bek­ leyen ya da bir sevdiğinin yok olup gittiğini iz­ leyen telsi dünyanın alacalı bulacalı renk cümbü­ şüne bakıp herşeyin ne bos olduğunu acıyla düşü­ nür: olayın ağırlığı geçtikten sonra yine günlük dağdağanın hayhuyuna katılır: İçinde yasadığı­ mız Lunapark’ın aldatıcı görünümüne kendisini * kaptırır.

Yaşlılık veya hastalık gibi kaçınılmaz İki yaz­ gının yeniden evimizin kapısını vurmasına değin geçecek sürede yine bilinçsizliğin pokeriyle oya­ lanırız.

Ama orada, uzaklarda, adım sanım bilmediği­ miz kimileri bizim İçin çalışıyorlar.

Senin, benim, onun sevdiğimizin, dostumuzun, anamızın, babamızın, kardeşlerimizin, çocukları­ mızın yaşamı 1çln gece gündüz demeden göz nuru ve alın teri döküyorlar.

K a fa emekçileridir bunlar. Şimdi hâna sorsanız:

— Arjantin'den Barcelona’ya geçen ünlü fu t­ bolcunun adını söyler misin?

— Maradona.

Evet, tanıyorum Maradona’yı biliyorum da; kanseri yenme yolunda büyük aşama yapan bilim adamlarının ne adlarını biliyorum, ne ken­ dilerini tanıyorum.

Ayıp değil mi bana?

---\

Cumhuriyet

Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik

T.A.Ş. a d ın a ... NADİR NADİ

Cenel Yayın Müdürü ... H A ŞA N CEMAL Müessese Müdürü ... EM İN E U ŞAKLIG İL

Yazı İşleri M ü d ü r ü ... O KAY G Ö N EN SİN

Yazı İşleri Müdür Yardımcısı... A H M ET KORULSAN Haber Merkezi M üdürü... YALÇIN BAYER M izanpaj Yönetmeni... ALİ ACA R

TEMSİLCİLER •

• A N K A R A ... YALÇIN D O Ğ A N

• İZ M İ R ... H İKM ET ÇETİNKAYA

• A D A N A ...M EH M ET M ERCAN

SERVİS ŞEFLERİ •

İstanbul Haberleri ¡Selahattin G Ü L E R — Dış Haberler s

Ergun BALCI — • Ekonomi: Osman U L A G A Y — Yurt Haberleri; Barbaros GENÇAK — Kültür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKŞEN — Düzeltme: Konur ERTOP Araştırma*. Şahin ALPAY

BÜROLAR

Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir _ ANKARA Tei: 175825-175866 idare: 18 3335 Halit Ziya Bulvarı No: 65/31 İZMİR

Tel: 254709-131230

Atatürk Caddesi, T. H. K Işhanı Kat 2/13 „ ADANA Tel: 14 550-19 731

Basan ve Yayan:

CUMHURİYET Matuaacılıkve GaZeteclllkT.A.Ş Türkocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu-İSTANBUL P.K.: 246 - İstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat)

TAKVİM ___

5 K A S IM 1982 İM S A K G Ü N E Ş Ö ĞLE İKİN Dİ A R S A M YATSI 5.50 7.34 12.57 15.42 18.01 19.33

V .

s

ACI KAYBIMIZ

Değerli çalışma arkadaşımız Kocaeli - Yarımca Şubemizin Mali Sekreteri,

EROL GÜVEN ŞENEL

geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu aramızdan ay-: rılmıştır. Acımız sonsuzdur.

PETROL . ÎŞ SENDİKASI MERKEZ YÖNETİM KURULU

t

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Genel bir çerçeve ile sinema sanatı içerisinde Méliès ve Lumiére gibi iki sinema öncüsünün sinemada yarattığı yol ayrımına ve daha sonra ise bu iki türün

Bu tez çalışmasında, tek kullanımlık perde baskılı karbon elektrot ve kalem grafit elektrot üzerine çağın malzemelerinden biri olarak kabul edilen grafen modifiye

Cenaze töreni • • Ömer Asım Aksoy, Ankara’dan uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bü­ rosu) - Ankara’da 95 yaşında.. ölen Türk Dil

Samsun ili Çarşamba ilçesinde bakımlı ve bakımsız fındık bahçelerinde yetiştirilen Çakıldak çeşidinin verim ve meyve özelliklerini belirlemeye yönelik

Trabzon’daki ağ kafes işletme sayısının Ordu’daki işletme sayısından fazla olduğu, Ordu’daki işletmelerin Trabzon’dan daha önce kurulması sebebiyle daha

Baytut ve ark., (2008) Güney Karadeniz kıyılarında Ekim 2002 ve Eylül 2003 tarihleri arasında aylık fitoplankton değişimlerini ve çevresel faktörlerle olan

Annesi Fahrünnisa Zeyd, üvey babası Emir Zeyd, Şirin Devrim ve. kardeşi Raad

Geçmiş öyküsünde vajinal doğum olan anneler geçecekleri süreçleri, yaşayacakları ağrı düzeyini, doğumun sonunda iyileşme evrelerini bildikleri ve bu