SARAY ve BABIÂLİ'NİN İÇYÜZÜ
Yazan: SULEYM AN KANI Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 277... ^ ^ H g ü ^ — ft H| m\ l \ f*U f i i l i »
“ilmi cifre aşina birisi sadarette 16
yıl kalacağımı tebşir etti!,,
Âlı paşa, Ziya beyin tenkitlerini - hem de bizzat Abdülâzizin ağzın dan - duyunca onu padişahın kur- bunda bırakmağı tehlikeli görmüş, mabeyinden çıkartarak İstanbul' da, vilâyetlerde memuriyetlerde istihdam eylemek yolunu tutmuştu. Fakat Ziya paşa Abdülâzizi boş lamıyordu. Abdülâzizin çıkardığı bir fotoğrafi için yazdığı bir ta rih kasidesinde Abdülâzizi güzel likçe Hazreti Yusuf un gıpta ede ceği bir dereceye yükselterek en hassas noktasında gururunu okşu yordu.
Ziya paşa her İstanbula geldik çe Âli paşa onu rahat bırakmıyor, bir iş ile taşraya gönderiyordu. O da Âli paşadan şikâyet yolunda:
Bir gün gelecek ben gibi nalân olacaksın Ettiklerine sen de peşitnan olacaksın! Gün geçıniyecek sen dalıi viran olacaksın! Şeyhim! ne zaman söyle, müsülman
olacaksın!
Gibi mısraları ihtiva eden ga zellerle onu hırpalıyordu.
Nihayet Ziya paşa Âli paşa ida resine ve siyasetine karşı duracak bir kuvvet toplamağı zarurî gör müştü. (1)
Kendisi gibi düşünen gençlerle birleşerek yeni Osmanlılar cemi yetini teşkil eylediler. İstanbulda, Avrupada uğraştılar.
Ziya paşa yazdığı şiirlerde, ter kibi bentlerde, hicviyelerde Âli ve Fuat paşalara hücum ediyordu. Ke mal bey de:
Acımaz mı bakıp ahvali perişanımıza, Dila canile seven devletini, milletini? Sice zar olmıyalım saltanatın haline kim, Nice demdir çekiyor sadrı Fuat illetini!
Gibi kıtalarile ondan geri kal mıyordu.
Avrupadan İstanbula avdetten sonra Mahmut Nedim paşanın ve onu tutan Abdülâzizin halleri Zi ya ve Kemal beylerin ümitlerini kırmıştı. Nazarlarında artık tek bir çare kalmıştı: Kanunu esasi ilânı.
Bunun için Bağdat valiliğinden dönüşünde Mithat paşa de birleş mişlerdi. Abdülâzize bunu kabul ettirmeğe imkân olamıyacağı an laşılınca ümitler Sultan Murada bağlanmıştı.
Murat efendi de gizli görüşme ler nihayet müsmir olmuştu.
Sultan Murat tahta geçince Zi ya ve Kemal beylerin sevinçlerine payan olmamıştı. Fakat bu sevinç te bir kaç günden ziyade sürme mişti.
Hürriyete, meşrutiyete taraftar görünen Abdülhamit Mithat paşa de etrafında toplananları riyakâ- rane tavırları, sözlerde avlıyarak tahta geçmişti.
Bundan sonra da kanunu esası encümeni teşkil edilmişti.
Artık yeni Osmanlılar gayeleri ne vâsıl olmak için çok vakit bek- lemiyecekleri itikadında bulunu yorlardı.
Âli paşanın sinsi ve şedit siyase tini tenkit ve tahtıe edenler şimdi karşılarındaki Abdülhamidin za manına müterakkıp, sabur, haris siyasetine kurban olacaklarına hiç ihtimal vermiyorlardı.
Mithat paşa akşam toplantıla rında daima Ziya ve Kemal
bey-(1) Ziya paşa hayatı, eserleri.
ler ile kendisini alkışlıyan taraf tarlarına devlet işlerinden bahse diyor, gençlerin mutlakiyet aley hinde söyledikleri ateşli sözleri zevk de dinlemekten usanmıyordu. Abdülhamit muamelesinde sa deliği iltizam eylemekle beraber ince noktalara dikkatte hiç kusur etmezdi.
Eski teşrifat usulüne göre sadrı- azarnla vükelâ huzurda ayakta durmak mutat idi. Abdülhamidin Mütercim Rüştü ve Mithat paşa larla ilk mülâkatmda şu hadise naklolunur:
Padişah iki paşaya oturmaları nı söyler ve ikisine de sigara ikram eyler. Mütercim sigarayı alır, fa kat içmez; Mithat paşa alınca te- kellüfsüzce yakıp içmeğe başlar; bunu görünce Abdülhamit sadrıa- zamı da sigarayı içmeğe icbar eder.
Mithat paşa kendisini eski usul ve tarzlara riayetle çok mükellef tutmazdı. Açık, serbest davran mak onun mizacına daha uygun gelirdi.
Basma belâları da biraz bu mi zacı, bu yolda sözleri ve tavırları davet eylemiştir.
Mithat paşa konağında toplan mağı itiyat edenler sırasını düşür dükçe hulûskârane sözlerle paşa ya ubudiyetlerini teyit fırsatını ka çırmıyorlardı.
Kanunu esasının ilânından sonra idi. Mithat paşa dairesinde yetişmiş olan şehremaneti meclisi âzasından Ahmet Mithat efendi bir akşam:
•— Kanunu esasî mücerret himematı fahimanelerile ilân et tirildi. Daha pek çok kanun ve ni zamlara ihtiyaç vardır. Sadaret mesnedi hiç değilse beş, altı sene vücudu âlilerine muhtaçtır.
Deyince Mithat paşa mütebessi- mane:
— İlmi cifre âşinâ birisi bu sa bah gelmişti. Sadarette on altı yıl kalacağımı tebşir eyledi. Sizin ifa deniz müddeti kısaltıyor!
- Cevabını yerdi! Mithat efendi sıkıldı.
Abdülhamidin plânı karşısında ilmi cif ir âliminin bu tahmini boşa çıktığı gibi Mithat efendinin te mennisi de yerini bulamadı! Mit hat paşanın sadaretten azlile mem leketten ihracı için iki ay bile geç medi!
Mithat paşa etrafında dönüp dolaşanlar, bilhassa bunlar arasın da gene Mithat paşa yetiştirmesi olup hariciye kâtibi nasbedilmiş olan Avlonyalı İsmail Kemal bey, zamanın hüküm ve istidadına gö re, paşalarının ikbalini idbara sevkedecek hareketlerden, sözler den tevakki etmiyorlardı. Düşün celerini, niyetlerini yalnız paşanın mahremiyeti dairesinde değil, yar ve ağyar mahzarında açmaktan kendilerini alamıyorlardı.
Maarif müsteşarı olan Ziya bey arkadaşları arasında Mithat paşa üzerinde en ziyade nüfuz ve tesir icra ediyordu.
Âli paşa Mithat paşayı sevmez di. Mithat paşanın nüfuz ve tefev vuk kazanmak için yaptığı hare ketleri, hükümeti merkeziyeye kar- j şı müstakillâne tavır ve muamele lerini hırsıcaha atfeder, onu «yo-
\
lunu ariyan bir Pazvant oğlu!» ad- deylerdi!Fuat paşa ise Mithat paşanın bulunduğu yerlerde vücuda getir- | d iği terakki ve ümran eserlerin- : den dolayı onu takdir ederdi.
Bizzat Mithat paşa şu iki mu vaffakiyet aletinin kendisine fay da temin ettiğini görüyordu:
Korkutmak ve icraatını tevsi yolunda alkışlanarak propaganda yapmak.
Mithat paşada Âli paşanın mu hatabını ikna kabiliyeti, Fuat pa şanın zarafeti yoktu. O saraya karşı dik ve haşin davranmağı ken disi için siyaset kaidesi ittihaz eylemişti. Mithat paşa halkın iti mat ve müveddetini celbeyledikçe saraya içtinap ve korku hisleri tel- ; kin ediyordu. (Arkası var)
# Samsunda muvaffakiyetli bir balo
Samsun 27 (Samsun ve havalısı muhabirimizden) — Samsunun kuvvetli spor klüplerinden biri olan ( Halkspor ) geçen akşam, belediye salonlarında mükellef bir balo vermiştir.
Şehrimizin yerli ve ecnebi birçok ailelerini bir araya getiren bu balo, sabaha kadar devam etmiş, çok nezih ve neşeli bir gece yaşatmıştır. Gönderdiğim resim, balonun en coşkun bir zamanında alınan gruplardan biridir. Beyaz kürk yakalıklı hanım, fransız konsolosu mösyö VadelÂnm refikasıdır.
Taha Toros Arşivi