• Sonuç bulunamadı

[Mekteb-i Sultani spor kulüplerinin faaliyetleri]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Mekteb-i Sultani spor kulüplerinin faaliyetleri]"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

<sS( > 2

’ ty^ > y 4 ''^ A İ£ r

\ J < /);

TT-5ottU,3

Mekteb-i StJİtani'nin ı ilk bisikletçileri, ünlü Faik Hoca'yla birlikte. Yeni bir yüzyıla bisikletleriyle adım atan'gençler yu isimlerden oluşuyor: Hamal Nasip, Nuri, Aziz Fikret, Çingene ■ Şefik, Şevki, Ziya, Danış, KirdelarArap Halil; Taksim Nahit.

Yıl 1896. İlk jimnastik takımı, tam 45 yıl Mekteb-l'Sultani'de jimnastik hocalığı yapan Faik Hoca'yia birlikte okulun bahçesinde. Soldan sağa; Halid Kaçar, Hamid, Ali Yusuf, Faik Hoca, İsmail Arif, Gabriyel, Talat.

İİk III

! M , * 4

(2)

97--V — . ^ • *■ - X . ^ 1 N*. .J/efâ~Semenderoğlu, okul* * -müâürlefind&n ve kulüp , ! başfcanlanndan Eethi •isfendiyaroğfu'nun, müzedeki' iv ra k la n arasında 1912 .mezunlarından Ahmet Malik 'tarafından bestelenmiş . .Galatasaray Marşt notalarını

bulmuş. Mısir'da't>asılanjne üzeftnde, Arapça,' Fransızca ■ 'yazrtarıri bulunduğu bu -■ ■metinden marşın düzenleme

ve BPrtlsyonunu da I. Ordu •Bandosundan Erdal Gücün'üri’

.7 .. eksiklikler dikkat _ çekiyor elbette. '.--Ekim ayında kulü- ' ' " l bün o yıl içinde ka­ zandığı kupalar ge- liyor ve müzenin [

1

ortasında toplu hal- ;> * de teşhir ediliyor ••—^ ö rn e ğ in . Bir de ça rşa m b a günleri ~ • dileyen müzeyi ge-

3

zebilir, hepsi bu.

A ncak toplama ve muhafaza konusunda da ciddi sorunlar oldu- 'J ğu ortada.

yaptığını öğreniyoruz. Semenderoğlu, "futbol - 'takımı o zamanlar mektebin .futbol takımı olduğundan

marş mşktebe, dolayısıyla ' ■GalatasaraylIlar Derneğine ait olup derneğin marşı.olarak, kabul edilmesi gereklidir"

diyor. - ' £L_ o \ ♦ P rix P.T. E. 10. Duvarlardaki fotoğrafla- ra bakarak gezerken ~ şaşırtıcı enstantanelerle karşılaşıyor insan. Ö r­ neğin 1922 yılının Gala­ tasaray çayır hokeyi ta­ kımı fotoğrafı bunlardan . biri: Hayati, Nusret, Ta- ip, Mehmet bu eski fo­ toğrafın arkasında isim­ leri yazılı olanlar. Ne ya­ zık ki çayır hokeyinin ül­

Evet, malzemeler koruma altında am a bütün bu fotoğrafların ta s­ nif edilmesi, kimin kim olduğunun saptanması, zamanın aşındır­ ma payı gözönünde bulundurularak görsel malzemenin mikro­ filmlere aktarılması ve bu mikrofilm arşivine, özel arşivlerde bulu­ nan fotoğrafların d a dahil edilm esi gibi işler, ku şku su z Vefa Bey'in vefasıyla başarabileceklerinin sınırını aşıyor.

Vefa Bey'in anlattığına göre, Galatasaray Müzesi'nin kuruluşu Ali Sami Yen'e dayanıyor. 1913 yılında ittihatçılar iktidara geldiklerin­ de, Galatasaray Kulübü'ne Kalamış'ta bir bina vermişler. Eskiden İtalyan Bankası müdürünün oturduğu bu bina Galatasaray'ın ilk 'm ü ze binası olmuş. Ali Sami Yen, topladığı malzemeleri bu bina­ da muhafaza altına almış ve yenilerini eklemiş. 1918 yılında İstan­ b ul'un işgali sırasında ise, malzemeleri korumak için torbalarla evine taşımış Ali Sami Yen ve arşivi iki gün evinde sakladıktan ■sonra, en güvenli yol olarak getirip Galatasaray Lisesi'ne teslim jetmiş. O gün bugün yüzlerce fotoğraf, birçok kupa eklenmiş arşi­ ve. 1934 yılında Başbakan R ecep Peker'in Galatasaray kulübünü ^ziyareti sırasında yapımına karar verilen, 1940’ların ortasında Lütfi ,Kırdar'ın girişimiyle ilk adımları atılan bugünkü Müze binasının ya- ;pımı ise 1968 yılında, Vefa Semenderoğlu'nun da içinde bulun­ duğu bir grup yöneticinin girişimiyle gerçekleşm e aşam asına gel­ irmiş. Bu ufacık binanın inşaatı bile dört yıl sürmüş ve 1972 yılında ^Galatasaray Müzesi olarak hizmete girmiş. O günden bugüne

müzeye bir çivi çakıldığını söylemek ise oldukça zor.

kemizde ilk kez 1840'larda Ingilizler tarafından başlatıldığını ve 1915 yılında Çayır Hokeyi İstanbul Ligi'nin organize edildiğini ve

6

takımın (Fenerbahçe, Galatasaray, Altınordu, Beşiktaş, Gürbüz­ ler, Anadoluhisarı idman Yurdu) bu lige katıldığını öğrenmek için.' başka kaynakların peşine düşmek gerekiyor. Keza boksör Sabri Mahir de duvardaki fotoğrafıyla o yılların herhangi bir boks me­ raklısı genci gibi duruyor. O ysa 1911 yılında İspanya'da ispanya şampiyonunu nakavtla yenen ve ispanya polisinin boksu yasakla-' masına neden olan, 1912 yılında Fransa Amatör Şampiyonluğu­ nu kazanan müthiş bir boksördü Sabri Mahir. Rüçhan Arıkan'ım çektiği ve sonra elle boyayarak renklendirdiği dünya güzeli fotoğ­ raflar ise albümlerin içinde, çelik bir dolapta derin uykudalar. Örnekleri çoğaltmak mümkün, am a neye yarar. Şu gerçek olan­ c a ağırlığıyla önümüzde duruyor, arşiv Türkiye'nin en ihmal ed ik­ miş konularından biri. Gerçi, kime sorsanız lafa şanlı geçmişimiz­ den, geleneksel değerlerimiziden vs. başlar ama, iş arşiv kurma­ ya, bu arşivi işlevsel hale getirmeye gelince nutuk atanlar sırra' kadem basarlar. Belalı bir iştir arşiv, zahnjeti çoktur ve ne yazık ki takdir edeni de pek yoktur. Aslında geçm iş kimsenin çok da fazla umurunda değildir bu coğrafyada, her şey günübirlik ilişkiler üze­ rine kurulmuştur. Böylece arşivle uğraşmak, kendilerini bu işe vakfetmiş birkaç iyiniyetli kişinin çabalarına bağlı kalır.

— . .Geçmişten anlar...

^Vefa Bey kütüphane, muttivizyon ve konferans salonu, arşiv için ~ ayrı bir yer, bilgisayara geçm ek gibi konuları düşündüklerini söy- t Jüyor gerçi, am a o da şuncağız bina için bile epey beklemek ge­

rektiğinin bilincinde, bütün bunların kısa vadede gerçekleşecek " -.şeyler olmadığını ihsas ediyor.

Bugün Türkiye'de futbol denince akan sular duruyor. Büyük ku­ lüplerimizin bütçeleri trilyonlarla ifade ediliyor. Şampiyonluk kupa­ sını kazanmak için birbirlerini yiyor insanlar. Ama bunlardan geri­ ye ne kalıyor? O nca insan, anı, olay nereye gidiyor? Avrupa'nın sayılı kulüplerinden olmakla övünen, serüvenleri yüzyıla yaklaşan büyük kulüplerimiz onca övündükleri arsalarından birinin üzerine bir spor müzesi kondurmayı düşünüyorlar mı hiç? Galatasaray Müzesi, sürekli Türkiye'nin batıya açılan penceresi olarak lanse edilen bir büyük kulübün, belki de en karanlık yüzünü oluşturu­ yor. Bundan sonrası içinse "etkililerin ani bir atağım” ummaktan - başka ne yapılabilir?

(3)

İCadıköy Kulübü kurucularından James Lafontaine'in girişimiyle 1903 yılında İstanbul Futbol Ligi kuruldu. Bu lig için İngiltere'den büyük ve değerli bir şilt getirildi. Abonoz ağacı üzerine işlenmiş bu şiltte yürek şeklinde 10 adet gümüş plaka vardı.

10 yıl süreyle şampiyon olanların adları bu gümüş plakalara yazılacak ve bu süre sonunda en çok hangi takımın adı yazılıysa tarihi şilt o takımın olacaktı. Fotoğrafta bu şilt ve 1906 yılında İstanbul Futbol Ligi'ni kazanan Kadıköy takımı oyuncuları görülüyor: Herds, Morris, Vasilliadi, Anthony Dtarmy,

Temisthol, Mistiyadis, Poliheromiadis, Lafontaine, Dick Lafontaine, Armitage, Nikola, Todori, Nichol Darmy, Yorgo ve Bobby (ilk Türk futbolcusu Fuad Hüsnü Bey). Bu şilt 1930'lardaki

Fenerbahçe Müzesi yangınında yandı.

1868 yılında Mekteb-i-Sultanüııin açılışı sırasında Traüsa'dan gelenröğretmenler-arasında M. Curel *~ ' •adında btr jimnastik öğretmeni de vardı. *- , f/ansâ’dan geDrilep aletlerle kuruları - ■ - „ ~ - geniş salonda^öğrenciler ilk kez bu sporla karşılattılar: Curel’in açtığı yoldan daha sonra bir başka Fransız M,- Mpiroıpc '■ : * _ yürüdü ve en yetenekli öğısncisi __ - Ali Faik Bey (Üstünidman)İaşja olmak üzer,e

. “ bırçolÇyetenekli sporcu yetiştirdi.

1908-1909 yılında Galatasaray futbollakımında sol haf oynayan Sabri Mahir,

daha sonra boks'alanında ülkemizin ilk büyük ismi olmuştu. Avrupa'da büyük başarılara imza atan Mahih, faal boksu bıraktıktan sonra, bir kasap dükkânında çıraklık yapan Alman gencini keşfetmiş ve onü’ boksör olarak

yetiştirmişti. Sabri* Mahfr'in yetiştirip daha

sonra da menajerliğini üstlendiği bu genç 1930, 1931 ve 1936 yıllîarında ağır siklette üç kez dünya “ şampiyonluğunu kazanan Schmelling'den başkası değildi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, dönemin birçok sporcu ve futbolcusu cepheye gittiler ve bunların bir kısmı şehit düştü. Şehitlerden biri de GalatasaraylI Hasnun Galip Bey'di. Hasnun Galip'in adı, bugün hâlâ Beyoğlu'nda Galatasaray Kulübü'nün bulunduğu sokağın ismi olarak yaşıyor.

(4)

IH

■v

İttihat ve Terakki, kapitülasyonları kaldırmış ve ..yabancıların mallarına el koymaya başlamıştı..

Bugelişmelerde'n Galatasaray'ın nasibine de birşeyler düştü.'Moda Baux Rivage binasr Galatasaray'a vçrildKVe burada ilk müze ve .kulpbün denizcilik kısmı kurüldurGalatasarayla

hibe edilen şeylerden biri de, biçyabancıya ait yelkenliydi: 'Yelkenliye Osman İpekçi'nin kızının ismi-kondu: İnci. Yıl 1915' Galatasaray'ın İnci'Şi Marmara sularında.

1926ç/ılınöa, Taksim '.'Stadı'nda ilkbayan atletler piste ğktı.'Bunjar Galatasaray kulübü sporcularının kızkardeşleri .ve kulüp üyelerinin ..yakınlariydftar.

' Galatasaray Kulübü, Türkiyeğde birçok

spor dalının kurulmasına öncülük etmiştir. Bunlardan biri de patenli hokeydir. İşte 1922 yılının GalatasaraylI patenli hokeycileri. AlıtakFsıradan, tanınabilenler, (soldan): Hayati, Nusret, Taip, Mehrpet. .

Jakşim 'de, bugün İnönü. Gezjsi'nin bulunduğu yerde eskiden Topçu Kışlası vardı.-İstanbul'da futbola olan T 1 ilginin artması-üzerine Spor Alemi dergisinin sahibi Çelebizade Said Tevfik Bey burayı bir Tütbol stadı - haline getirdi ve Taksim Stadı T 922 yılında açıldı. Türkiye'ye gelen ilk Yunan takımı olan Aris, bu staddarence Fenerbahçe sonra da Galatasaray'la karşılaşti. Galatasaray'ın 5-1 kazandığı maç öncesi iki

(5)

Cumhuriyet'in 11. y ılı.T e k parti donerninin'güçlü adamlarından,-devrin Başbakanı.Recep PekeryFlasnun Galip Sokağt'ndaki Galatasaray Kulübü'nü ziyaret etmiş, ayrılıyor. Toplantıda Galatasaray Müzesinin kurulma'sı konuşulmuş. Recep Peker elinde şapkasıyla ortada, sokınpla Galatasaray Kulut^i Başkanj Abidirr Daver, sağında Bakan CevdetKerim

In c e d ay ıT Y ın g S H .

1933 yılında Naili Moran ve Feridun Şerefzade'riin kişisel ' çabalau-yla güçlü bir takım kuran ve ilk İstanbul Basketbol Ligi şampiyonluğunu kazanan Galatasaray, aynı başarıyı 1934 yılında da tekrarladı. İşte 1934'ün şampiyon takımı. (Soldan, ayaktakiler): Naili Mdran, Radrig, Hayri Arsebük, Feridun Koray. (Oturanlar): Prof, ilhan Ulugay, Feridun ŞefTFzade, Celal ve Yekta beyler.

1Ö39 yılında nriTtli küme maçlarını Galatasaray-ve Ankara Demirspor 35(er fidanla tamamlayınca,- - birinciliği belirlemekliçiri iki ” takımıruki kez karşılaşmaları kararlaştırıldı. Ancakdlk pnaçta Demirsporlu oyuncular olay çıkarınca maç iptal edileli..Futbol. Federasyonu Ankara'da yapılacak ikinci maçı da iptal ederek Galatasaray'ı şampiyon Han etti.- - Şampiyon kadroda £ü oyuncular vardı: Osman, İncili, Farjük Barlas, Adnan İncitmen, Musa Sezer, Lütfü Aksoy, Yusuf, Ekrem, Necdet Cici, Boduri, Murat, ' Sarafim, Selahattin Almay,

Z

Süleyman Tekil*.Rıza Köprülü. ~

- 1940'ların sonunda,’ Rüçhan ' Arıkan'a poz veren GalatasaraylI . yüzücü bayanlar. Ayaktakiler;-

: inci, Semra, Ayşe. Oturanlar;' . Şirin, Vedat.

(6)

ALBUM HAZİRAN 1998 7-'-T

• - :

7

. - ~ '

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Türk atletizminin simge ismi Cezmi Or. Fotoğraf altı şöyle: "Temiz ahlakı ve spor sahalarında gösterdiği üstün başarı sebebiyle Milli Atlet seçilen 100 ve Z00 m. şampiyonu Cezmi Or, 1944 yılında -

* Ankara-19 Mayts Stadyumumda düzenlenen yarışmalarda M.E. Bakanı Sayın Haşan Ali'Yücel ve diğer görevliler -huzurunda Sayın Başbakan Şükrü Saraçoğlu'ndan birincilik kupasını

» - , alırken."'

*.1940Târın sonunda v GalatasaraylI erkek ■¿üzücüler: -Kerim, Muammer, Osman, 7 Yaşar, Ertem. - - 7 •

-1948 ytlında, kürek Yarışlarının - 7 e k çifte birincisi Petra Şenol.

~ -4 0 -küsur yıldır - - Ronüşmâktan've î

övünmekten aşla - vazgeçmediğimiz,- 3-1 'lik - i. Macaristan zaferi

~ - öncesinde, iki takımın kaptanlarıTurgay Ş e re n v e l 71 ■ Puskas, topn/e kale -- 'seçiminde. 1956 yılının ..

Teketli hakem kıyafetine C. ~ - 11 diickatipizi çekeriz. *

Referanslar

Benzer Belgeler

var’m ölümünden 17 gün önce Florance Nigh- tingale Hastanesinde te­ davi gördüğü sıradaki kurul muayenesinde, '29 Mayıs 1991’den beri o- layları akli

Süleyman Saim Tekcan’m Çamlıca Sanat Atölyesi’nde serigrafi çalışmalarını da gerçekleştiren Gül Derman’ın Bayreuth’te açacağı sergi, son dönem

Bunda, Nef ’i yükselir, Baki geçer, Nâbî düşer Söylenir lâkin Nedim bir şâiri fevkalbeşer Bunda, haccül’ekbere verdi karar İbnül’emin Bunda, takrir etti

Mü­ cap Ofluoğlu dönemin politik genelgörünü- rnünü betimlemeye özen göstermiş, Dormen ise sıcak bir anlatımla kendi tiyatrosunun öy­ küsünü dile getirmişti..

Tarih tet­ kik edildiği zaman, bu büyük esası kabul etmeyen milletlerin Akıbetlerinin feci olduğu görü.. Tarihte bir çok kanlı

yüzyılın başlarında yaşamış olan Hayganuş Mark, 14 yıl aralıksız “Hay Gin” (Ermeni Kadını) adında bir dergi yayınlamış. Bu bizim ilgimizi çekti. O dönemde

Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı İstanbul, sanatsal oluşumlarının odaklandığı geleneksel merkez olma özelliğini sürdürürken, Osmanlı sarayı, askeri

Bu makalede Cumhuriyet'in ilanından başlayıp onuncu yıl kutlamalarının yapıldığı 1933 yılına kadar geçen süreçte Doğu vilayetlerinde çıkan Şeyh Sait ve Ağrı