• Sonuç bulunamadı

Mahmut Şevket Paşa'nın katli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mahmut Şevket Paşa'nın katli"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

■Ş&Zİ

Ş e vk e t Paşa'nm katli

a

L LA H rahmet eyleye! Mahmut Şevket Paşa, Har­biye Nezareti’nden Bâbıâli'ye giderken, öğle üzeri Beyazıt meydanının alt kısmında, caddeye yakın bir yerde otomobilinin içinde rovelver ile vurularak katledil­ di. Kendisiyle beraber yaveri Hilmi Bey de şehit oldu. Mahmut Şevket Paşa’ nm katli, İkinci Meşrutiyet’in ve İttihat ve Terfi Irki idaresinin en mühim ve tarihi dönemeç noktalarından biridir. Vak' anın çok cephesi ve buna göre muhtelif tefsir ve teşhis şekilleri vardır. Biz bu vak’ ayı belki de on defadan fazla tekrar tekrar yazmışızdır.

Ne var ki, yalan tarihimize ait olaylann her gün gelişen kamu efkârındaki etkisi, mânâsı başka oluyor. Hattâ bizim kuşağa mensup münevver kimseler dahi bu vak’anm tefsirinde türlü ve bizimkinden ayn yollar tutuyorlar. Ve bâzen bizi tarafgirlikle de alûde görüyorlar.

Bunlardan birisi bizden bir iki yaş küçük, fakat aynı kuşaktan olan A vukat Vasfı Şenaözen ismindeki hukukçu ve aydın okuyucumuzdur.

Kendisi bizi olduğumuzdan çok fazla malûmat sahibi sanmakta ve bu yüzden muhtelif konularda, altından kalkamayacağımız ve hattâ âlenen cevap veremeyeceğimiz sorular sormaktadır.

Son günlerde bizi, ittihatçılara babamı işten attıkları için düşman olduğumuz zehabiy le belki de istemeyerek za­ yıflatırken, “ Türkiye harbe girmese ne olurdu?” gibi havada suallerle sıkboğaz etmekte, hattâ güreş hakkındaki bir yazımızda Kurtdereli gibi eski pehlivanlarımızın neden kahramanca menkıbelerini anlatmadığımı, sitemli bir eda ile sormaktadır.

Evvelâ Vasfı Bey’den başlayalım. Bana karşı son derece vefakâr, fakat musir bir tarafgirlik şüphesiyle tedirgindir. Bu arada Türkistan Türklerine ait gönderdiği romanım okudum. İfade ve hikâye tarzı bana güzel, fakat lüzumsuz tafsilât ve muhaverelerle şişirilmiş bir eserdir.

Biraz da “ Pantürkizm” felsefesinin tesiri altında. Belki de İttihatçılara olan teveccühü bundan ileri geliyor.

Şüphesiz İttihatçıların babama ve bana yaptıkları zulümden memnun değildim. Ama bugün İttihatçılar hakkında ve Mahmut Şevket Paşa'nın öldürüleceğini bildikleri halde, tedbir almayışları şeklindeki müdellel ka­ naatim kesindir ve eski İlişlerimle hiç münasebeti yoktur. Yalnız şuraya işaret edeyim ki, İttihatçılar hüsnüniyetle hareket etmiş olmalarına rağmen, Türkiye’ye fenalık etmiş­ lerdir. İstemeyerek fenalık etmişlerdir. İmparatorluğu yıkmışlardır. Birinci Cihan Harbi’ne lüzumsuz olarak girmişler ve kendi memleketlerinin, ne de düşmanlarının k u v v eti hakkında esaslı m alûm ata sahip olm adan Rusya’dan Kafkasya'yı geri almak gibi hayâller peşinde memleketi perişan etmişlerdir. Bunlan bilerek ve isteyerek değil, siyasî hırs ve gaflet sonucu olarak yapmışlardır. En son ihtilaçları ise, İzmir suikasdini tertip etmiş olmalarıdır. Bunu bütün İttihatçılara teşmil etmek doğru değildir. Fakat bu işe bile bile girmiş bir kaç eski İttihatçı lider suikasde dahildi. Cavit Bey, maalesef yabancı devletlerin kendisini kurtarmak için vaki müdahalelerinin reaksiyonu olarak kaza hükmüne uğramıştır. Başındanberi İttihat ve Terakki’ nin harp politikasına taraftar olmamıştı.

O varımızdaki (1908’de harbin Sânından sonra ibaresi harbin degü “ Hürriyetin" olacaktır) 1908’de harp ilân etmediğimizi herkes kadar ben de bilirim.

Pehlivanlara gelince: Evet meşhur ve merhum Kurtdere­ li, Koca Yusuf, daha isimleri Avrupa dergilerinde yazdı büyük pehlivanlar Sultan Aziz'in güreş merakı dolayısiyle İstanbul’a ve oradan da Avrupa ve Amerika’ya gitmişler­ dir. O devirlerde Avrupa’da oldukça iptidai bir alafranga güreş, Amerika'da ise vahşi bir serbest güreş vardı. Ama ne derseniz deyiniz, beynelmilel tarafsız teşekküllerin mevcut olmadığı o devirlerde bu müsabakaların ciddiyeti pek ama pek şü p h elid ir. Çünkü p rofesy on el b ok s müsabakalarının, bugün bile şike olup olmadığım kimse bilemez. O zamanki güreşlerin ise yalnız bir iki gazete haberinden başka mesnedi olmayan hikâyesini ben nereden bilir de anlatırım.

Yağlı güreşe gelince... O, bugünkü mânâsiyle tam bir spor olmaktan uzaktı. Çünkü ağır ağır yapılan, icabında yağlanmak için kesilen ve bâzen de 4-5 saat süren bu güreşlerin içinde inada ve hırsa yenilmemiş olanları, inşamı

uyutacak kadar yavaş şeylerdi. Bugün de maalesef yağlı güreşler bir türlü nizama sokulamamış gösterilerden ve profesyonel bir kr,ç pehlivanın zaman zaman karşılaşma­ sından ileri gidememektedir. Bence bu güreş, bugünkü sert, çabuk, zor ve çok sıkı kondisyona ihtiyaç gösteren güreşler yanında sadece, güreşe benzeyen bir folklör hareketi olarak yaşayabilir.

Kanada'daki okuyucumuza gelince.. Onun cevabım Mahmut Şevket Paşa'nın şimdi anlatacağım katli hikâyesi ile vermiş olacağım. Mahmut Şevket Paşa, İraklıdır, iy i askerdir. Topçudur. Almanya'da staj görmüştür, ittihatçı­ lar. Mahmut Şevket Paşa'yı Üçüncü Ordu Kumandanlığı’- ndan H a rb iye N eza reti’ ne g etirm işlerd i. K en disin den memnun kalmadılar. Ve Nâzım Paşa ile anlaşarak Mahmut Şevket Paşa’yı ekarte etmek istediler. Ne var ki, bu komedyanın oynandığı meşhur Bâbıâli baskım oyunundan hakikata inkılâp etti. Kâmil Paşa'yı istifaya zorlamak için yapılan mizanseni, Enver Paşa, Yakup Cemil, Talât Paşa gibi ileri gelen İttihatçılar kana boyadılar. İsteyerek mi oldu, istemeyerek mi? Orası malûm değil. Fakat Bâbıâli’yi basmaya gelmiş olanlar, bir polis memurunu vurunca, Nâzım Paşa kabine toplantısından dışarı fırladı.

Böyle mi olacaktı?” diye bağırırken, onu da bir kurşunda yere serdiler. Paşa'yı Yakup Cemil’ in öldürdüğü söylenir.

Yaverler, polisler, nâzırlar öldürülünce, ittihatçılar baskım artık geri dönülmez bir hareket olarak aldılar ve Kâmil Paşa’y ı zorla istifa ettirdiler.

Kâmil Paşa’dan sonra sadarete (Başbakanlık) Mahmut Şevket Paşa’y ı getirdiler. Mahmut Şevket Paşa hem Harbiye Nâzırı, hem Sadnâzam oldu. İttihatçıların zorlu muhalifleri vardı. Hem siyasî, hem silâhlı adamları vardı. O günden ahdettiler. Nâzım Paşa'nın intikamını alacaklardı.

Nâzım Paşa’nm katli ittihatçıları kuvvetlendirmedi. Âmme efkârında fena not aldılar. Büyük tepkileri oldu... Mahmut Şevket Paşa ise bütün bu hareketlerle alâkalı bir adam değildi. Hele vurup kırmak taraflısı da değildi. Hattâ M ahm ut Ş ev k et P aşa, S u ltan İk in ci A b d ü lh a m id ’ e, Hareket ordusu Kumandam olarak İstanbul’a girerken tahtında kalacağına dair teminat da vermişti. İttihatçılar Paşa’mn bu sözünü de tutmadılar.

Mahmut Şevket Paşa öğleye kadar Harbiye Nezareti’n- de çalışır, öğleyin Bâbıâli'ye (şimdiki Vilâyet konağı) giderdi. Paşa'nm muhalifleri bir kaç darbe-i hükümet denemesi yapmışlardı. Bir defasmda Bâbıâli’ye bomba atmak üzere kurulmuş 10 - 15 kişilik bir grubu içlerinden bir gencin gevezeliği sonucu yakaladılar. Bunların başında bizim Çerkeş Haşan merhum, Yüzbaşı Burunsuz Tevfik, İstihkâm Mülâzımı Hilmi, Fazıl Ahm ed’in kardeşi Mahmut gibi kimseler de vardı. Onları Mehterhare dediğimiz şimdiki Adliye binasının yerindeki hapishaneye attılar. Onların muhakemesini İstanbul Kumandanı Miralay Cemal Bey (Cemal Paşa) yapıyorken, 13 haziranda Mahmut Şevket Paşa katledildi.

Paşanın katlini değil ama, İttihatçılara ve hükümete karşı muhalefetin bir hareketi olacağım herkes, hepimiz biliyorduk. Ne olacağını kestiremiyorduk. Ama muhalefet, ağzı sıkı adamlardı.

Katil hâdisesi nasıl ceryan etti?

S u ik a stçiler M ahm ut Ş ev k et P a şa ’ nın B e y a z ıt’ tan Divanyolu’na geçeceği saati iyice tesbit etmişler. O sırada bir sahte cenaze alayı tertip edip, otomobilin önüne çıkmışlar. Tabii araba durunca, birkaç kişi Paşa’mn arabasına kurşun yağdırdılar. Paşa ile yaveri şehit oldu. Ve vuranlar kaçtılar. Yalnız içlerinde en kararlılarından Topal Tevfik, arabanın basamağına çıkıp birkaç el daha içeriye ateş ettikten sonra kaçmaya başladı. Ahali peşine düştü. Topal olduğu için halk araşma karışması kolay olmadı.

Beyazıt’ın yan sokaklarından birinde bir abdesthanede Tevfik’i yakaladılar, ötekilerden içlerinde benim tanıdığım tek bir kişi vardı. O da Kâzım Paşa’nm oğlu Mülâzım Mehmet Ali. Üsküdar’da Açık Tiirbe’ de otururdu. Kör Emin, Ziya ve isimlerini unuttuğum 13 - 14 kişiyi polis takip ederek Beyoglu’ nda Pire Mehmet sokağında bir evde bastırdı. Suikastçüer müsademe ettiler. Hemen hemen hepsi yaralandı. Ziya’nın arkadaşı olan muharrir Aka G ü ndüz canlarına d ok u n u lm a y a ca ğ ı vaad i ile teslim olmalarım temin etti. Yakalandılar. İlân edilmiş olan

sıkıyönetim mahkemesinde (Divan-1 Harp) muhakeme edil­

diler. Vak’adan dört beş gün sonra 13 kişi asıldı. Bunların içinde suikastte eli olduğu için Tunuslu Hayrettin Paşazâde Damad Salih Paşa da asıldı.

Padişahın bu damadı kurtarmak için olan ricalarım

ittihatçılar dinlemediler.

Mahmut Şevket Paşa’mn yerine geçmiş olan Sait Halim Paşa halim selim bir adamdı, ittihatçılara hiçbir suretle mukavemet edemezdi ve edemedi. Nitekim Birinci Cihan Harbi’ne girişimizde kendisinin malûmatı yoktu.

Bu Mahmut Şevket Paşa’nm katlinde İttihatçıların ve bilhassa İstanbul Kumandam Cemal Bey’ in malûmatı olduğu muhakkaktır. Bunu bizimle beraber Bekir Ağa Bölüğü’ ne kapadıkları Şıhlılı Mustafa isminde sâbık eşkıya âlenen ve bağıra bağıra:

Ben bu işi Cemal Paşa’ya üç gün evvel haber verdim. Beni ne diye tuttular?” diye söyledi. Ve bu yüzden orada bulunan mevkuflar tarafından bir temiz dövüldü. En çok dayak atan da Mustafa Suphi idi. Bu Mustafa Suphi ki, Türkiye’de ilk komünist parti kurmayı Atatürk’e teklif etmişti. 20 kadar arkadaşı ile Rusya'ya gönderilirken, Karadeniz'de batıp boğuldu.

Üstelik bizim iki saat zarfında ismen toplamvermemiz, bu hâdisenin vukuu üzerine muhalifleri de tasfiye etmeye karar verilmiş olduğunu gösterir.

Mahmut Şevket Paşa'nm ailesi de bu kanaattedir. Hattâ Cemal Paşa da hâtırâtmda bu suikastten haberi olduğunu yazar. Daha fazla delile lüzum var mı bilmem...

Mahmut Şevket Paşa'dan sonradır ki, İttihat ve Terâkki, Türkiye'nin idaresine tam sahip olmuş ve o zamana kadar perde arkasında bulunan birinci sınıf liderler hüûmete girmişlerdir.

Mahmut Şevket Paşa sağ kalsaydı bizim Birinci Cihan Harbi’ne girmemiz, hele en fena şartlar altında girmemiz gerçekleşemezdi.

Referanslar

Benzer Belgeler

9 teşrinisani perşembe günü Fran­ sız Reisicümhuru ve Maarif Nazırının huzurunda Paris üniversitesi rektörü yedi yabancı âlime Docteur honoriş causa diplom ve

Bazı bölgeler var ki, burada dükkân sahibi olmak için Türk parası bile yet­ mez.. Ya döviz, ya da kilolarca altın

[r]

Öncel kle UFRS 17'ye göre düzenlenecek olan finansal durum tablosunun akt finde s gorta sözleşmeler ne l şk n olarak ortaya çıkan varlık kalemler le reasürans

Ruiz-Giardin ve arkadaşları (11)’nın yapmış olduğu santral ve periferik kateterle ilişkili bakteriyemi insidansının değerlendirildiği bir çalışmada ise pnömoniler

Bronşektazi, kronik nötrofilik havayolu enflamasyonu ile ilişkili kalıcı bronş dilatasyonu ile karakterize bir hastalıktır[1]. Genellikle öksürük, balgam çıkarma,

Karikatürist, filim yıldızı ve tiyatro aktörü olarak tanınan Erbulak Babıâlide ilk karika­ türünü «Vatan’a» yapmış, sahnedeki ilk ro­ lünü Cep

The level of blood uric acid of participants was enhanced by high purine food and the participants were randomly distributed into five groups, regular diet without Chlorella